5 Ocak 2018 Cuma

Canovate Isı Pompaları, enerji giderlerinde %80 kadar tasarruf ettiriyor

Bilişim, iletişim ve savunma sanayi alanlarında faaliyet gösteren %100 yerli sermayeli Canovate Group’un, şirketleri arasında yer alan Canovate Enerji’nin %85 yerlilik oranıyla imal ettiği ısı pompaları, enerji giderlerinde %80’e kadar tasarruf ettiriyor.
Toprak, su ve havada var olan ısıyı kullanan Canovate Isı Pompaları, ısınmada kömür, fueloil ve doğalgaza alternatif en etkin çözümlerden birisidir. Böylece, enerji bağımlılığından kurtulmak, cari açığı düşürmek, karbon salınımını düşürmek, enerjiyi verimli kullanmak ve milyarlarca doların ülke dışına çıkmasını önlemek gerçekleşebilir.
Canovate, ısı pompalarının yanında, chiler üniteleri, crac ve adyabatik sistemlerini yurtdışına ihraç etmeye başlıyor.
Otellerde ve fabrikalarda yoğun olarak tercih ediliyor
Canovate Enerji bünyesinde Türk mühendisleriyle geliştirilen “Canovate Isı Pompası” nın, 10 yılı aşkın ar-ge ve tasarım geçmişi bulunuyor. Konutlar, fabrikalar ve otellerde yoğun talep görüyor. Mesela, bir turizm tesisinde, kışın ısıtma görevini yapan Canovate Isı Pompaları, yazın da soğutma görevini yerine getirebiliyor. Bu durumda, ayrıca bir klima veya VRV sistemi kurulmasına da gerek bulunmuyor. Projenin büyüklüğüne göre, sistem kendisini 8 - 24 ay arasında amorti edebiliyor. Canovate Isı Pompaları kullanıldığı tesislere birkaç örnek verilirse, Eskişehir’de Hızlı Tren Test ve Arge merkezi olan URAYSİM, Admiral Hotel Resort &Spa, Sunrise Park Resort & Spa, Bursa Beyçelik, Bursa Sanko gibi işletmeler belirtilebilir.
Avrupa’da yasaklanan konvansiyonel kombiler, Türkiye pazarında satılıyor 
Verimsiz çalışması ve emisyon değerlerinin yüksek olması nedeniyle Avrupa’da satışı yasaklanan birçok kombinin, Türkiye pazarına satılmakta olduğunu kaydeden Canovate Group Yönetim Kurulu Başkanı Can Gür, şunları söyledi:
“Ülkemizde, neredeyse Avrupa’nın tümü kadar inşaat yapılıyor. Bu nedenle Türkiye, ısıtma, soğutma, havalandırma konusunda, dünyanın 5.’ci pazarı konumunda bulunuyor. Ülkemizdeki birçok firma, yurtdışından ithal ettiği kazanların, kombilerin ve klimaların satışını iç pazara yapıyor. Özetle, Avrupa’da satışı yasaklanmış olan bu kombiler, Türkiye pazarında satılmaya devam ediyor. Nitekim, Avrupa ülkeleri ve Amerika’da yoğun olarak ‘Isı Pompaları- Heat Pump’lar kullanılıyor. Isı pompasında, enerjinin %70- %80’i toprak, su veya havadan bedavaya alınıyor. Böylece, Isı pompaları sayesinde, enerji giderleri çok ciddi oranda düşüyor. Ülkemizin, doğalgaz bağımlılığından ve ithal gelen kontrolsüz cihazlarından kurtulmasında; %100 yerli olan ısı pompaları büyük rol oynayabilir” dedi.
Canovate Isı Pompası kullanım alanı ve tasarruf değerleri:
-Otellerde ısıtma, soğutma ve sıcak su amaçlı %80’e kadar enerji tasarrufu sağlanıyor.
-Konutlarda yakıt cinsine göre, %50- % 80’e kadar enerji tasarrufu sağlanıyor.
-Fabrikalarda prosese göre, %60-%80’e kadar enerji tasarrufu sağlanıyor.
-AVM’lerde, %70’e kadar enerji tasarrufu sağlanıyor.
-Seralarda, %70’e kadar enerji tasarrufu sağlanıyor.
-Kümeslerde, % 70’e kadar enerji tasarrufu sağlanıyor.
-Kamu binalarında, %70’e kadar enerji tasarrufu sağlanıyor.
-Okullarda, % 70’e kadar enerji tasarrufu sağlanıyor.
-Ofislerde, % 70’e kadar enerji tasarrufu sağlanıyor.
Bir uygulama örneği verilirse, yerden ısıtma ve fancoillerle soğutma yapılan bir binada; 3 bin 600 metrekare kapalı alanın, 150 metreküp havuzunun ısıtılması ve sıcak suyun temini için aylık yakıt gideri olarak (LPG olarak) 40 bin TL ödeniyordu. Çözüm olarak, toprak kaynaklı Canovate Isı Pompası uygulaması yapıldı ve maksimum aylık gider yaklaşık 5 bin TL’ye düşürüldü.
Canovate Group, veri merkezi ve fiber optikte dünyada ilk 10’a girdi  
Canovate Group, veri merkezi (data center) ve fiber optik sistemlerindeki teknolojisi ve uçtan uça ürün portföyü ile dünyanın ilk 10 global markası arasına girdi. 50 yıllık geçmişiyle %100 Türk firması olan Canovate Group, bilişim, telekom, savunma sanayi, balistik sistemler, elektro-optik sistemler, ısıtma/soğutma alanlarında birçok ar-ge projesi yaparak, ileri teknoloji ürünleri geliştirmeye devam ediyor.
İstanbul Çekmeköy’de 30 bin metrekare alan üzerinde 100’ü aşan mühendis ekibi ve (tüm grubun bünyesindeki) 1000’in üzerinde çalışanı ile yüksek teknoloji üretim yapan mühendislik odaklı bir grup olan Canovate, özellikle veri merkezi (data center) ve fiber optik teknolojilerindeki geniş ürün gamını 4 kıtada 71 ülkeye ihracat ediyor.
Türkiye’nin ve dünyanın ileri gelen ar-ge ve inovasyon odaklı global firmalarından birisi olduklarını kaydeden Canovate Group Yönetim Kurulu Başkanı Can Gür, “Geçen 20 yılda, ar-ge’ye 20 milyon doların üzerinde yatırım gerçekleştirdik. Ar-Ge’ye her yıl, 1 - 1.5 milyon dolar arasında kaynak ayırmaya devam edeceğiz” dedi.

3 Ocak 2018 Çarşamba

“Ortadoğu, Asya ve Kuzey Afrika’da, tur operatörlerimiz olmalıdır”

Geçtiğimiz yıl 31 milyon turisti ağırlayan Türk turizmi, bu yıl 35 milyon turisti misafir etmeyi hedefliyor. Bu yıl turizmde yaraların sarılacağını kaydeden turizmciler, turist sayısındaki artışla birlikte, gelirde de artışın süreceğini belirtiyorlar. Turizmde bu yıl mevcut pazarların yanı sıra, Çin, Hindistan, Malezya, Endonezya, Güney Kore gibi hedef ülkelerde tanıtım ve pazarlama çalışmalarına ağırlık verilmesi planlanıyor.
Geçtiğimiz yıl ve bu yıla dair İstanbul turizmini değerlendiren Artaş Grubu Turizm Yatırımları Koordinatörü Recep Arifoğlu, şunları söyledi: “İstanbul turizmi açısından, 2017 yılına pek umutla başlamamıştık; ancak Mart ayındaki yükselmelerle birlikte 2017 yılını, 2016 yılına göre daha başarılı geçirdik. Geçtiğimiz yıl ağırlıklı olarak Ortadoğu, Asya ve Kuzey Afrika ülkelerinden turistleri ağırladık. Gelen turist sayısındaki artışa rağmen, kentimizin oda geliri 2015 yılının %50 gerisinde kaldı. Özetle, İstanbul olarak 2018 yılında da yoğun olarak, Ortadoğu, Asya ve Kuzey Afrika ülkelerinden turistleri misafir edeceğiz ve bu yıl da %20- %30 arasında bir büyüme öngörüyoruz” dedi.
Yoğun turistin geldiği üç pazarda tur operatörü bulunmuyor
Son yıllarda, Ortadoğu, Asya ve Afrika ülkelerinden gelen turistlerin, İstanbul’da turizmcilerin yüzünü güldürdüğünü anlatan Recep Arifoğlu, şunları kaydetti: “Avrupa’dan gelen turist sayısında ciddi düşüşler yaşanınca, bizler de yeni pazarlar olarak Ortadoğu, Asya ve Kuzey Afrika ülkelerine yöneldik ve bu pazarları mercek altına aldık. Örneğin, Asya’da yaşayan 1 milyar 100 milyon Müslüman nüfusun yaklaşık 250 milyonunun gelir düzeyi yüksek ve bunların büyük çoğunluğu sık sık seyahat edebiliyor. Bu pazarlardan daha fazla turist alabilmemiz için tanıtım ve pazarlama çalışmalarının yanı sıra, tur operatörlerimizin de olması gerekiyor. Ancak, bu üç pazarda (Ortadoğu, Asya ve Kuzey Afrika) tur operatörümüz bulunmuyor. Gerekli destek ve teşvikler ile bu pazarlarda biran önce Türk tur operatörlerimizi oluşturmalıyız. Mesela, Cezayir’den ülkemize gelmeyi isteyen ciddi bir turist kitlesi bulunuyor. Cezayir ile karşılıklı vize uyguluyoruz. Eğer vize problemi ortadan kalkarsa, daha fazla Cezayirli turist tatil için ülkemize gelebilir.” diye konuştu.
Çin ile Türkiye arasındaki uçuş sayısı arttırılmalıdır
Çin’de 2018 yılının Türkiye Turizm Yılı ilan edildiğini hatırlatan Recep Arifoğlu, şunları anlattı: “Çin’de bu yıl, Bakanlığımız ve özel sektör olarak çeşitli etkinlikler organize edeceğiz. Ancak, bir konunun da buradan altını çizmeyi isterim ki, eğer Çin’den daha fazla turist almayı istiyorsak, iki ülke arasındaki uçuş sayısının arttırılması gerekiyor. Şuan rakamsal olarak telaffuz edilen Çinli turistleri, ülkemize getirebilecek kadar koltuk bulunmuyor. Mesela, Beijing’den Atina’ya direk uçuş var, ama İstanbul’a yok. Nitekim, 3. Havalimanı’nın devreye girmesiyle birlikte, İstanbul küresel bir havacılık merkezi olacaktır.” dedi.
Avrupalı turistler, 2019’dan sonra daha yoğun gelebilir
Son yıllarda, İstanbul’a gelen Avrupalı turist sayısının düşüşüne de değinen Recep Arifoğlu, konuşmasına şöyle devam etti: “Geçtiğimiz yıl gelen, Avrupalı turist olarak ifade edilen misafirlerimizin büyük çoğunluğu Türk pasaportuna sahipti. Avrupa’dan gelen turist sayısındaki ciddi düşüşün arkasında bazı olumsuz olayların yanı sıra, sigorta maliyetlerinin yükselmesinin de büyük rolü bulunuyor. Sigorta firmaları Türkiye seyahatlerine yüksek sigorta yaptıklarından, bu durum Avrupalı turistlerin seyahat maliyetini yükseltiyor. Özetle, Avrupa’dan bu yıl da, İstanbul’a ciddi bir turist gelmesini beklemiyoruz. Ancak, tanıtım ve pazarlama çalışmalarımızı bu pazarlarda arttırarak ve aralıksız olarak sürdürmeliyiz. 2019 yılından sonra, gerek tanıtım- pazarlama çalışmaların etkisi, gerek Galataport’ un açılması ve gerekse 3. Havalimanının açılması gibi birçok olumlu gelişmeyle, daha fazla Avrupalı turisti yeniden ağırlamaya başlayacağımızı öngörüyoruz.” şeklinde konuştu.