Dövizle borçlanmaya sınırlama getirecek olan düzenlemenin, 2 Mayıs’ta uygulamaya girmesi bekleniyor. Döviz geliri olmayanlar, bu tarihten itibaren yurtiçi veya yurtdışından dövizle borçlanmayacak. 15 milyon doların altında döviz borcu olanların da, dövizle borçlanmasına sınırlama kaydedilmişti.
Yeni düzenlemede, sadece Leasing’te KDV’si %1 olan makine ve teçhizat yatırımları uygulamanın dışında tutuluyor. Traktör, greyder gibi yatırımların leasing kdv’si %1 olurken, bilgisayar, dijital baskı makinesi, yazıcı gibi makinelerin leasing kdv’si %18’dir. Leasing KDV’si %18 olan makinelerin, döviz ile borçlanma seçeneğinden yararlanamayacak olmaları da, sektörde iş yapan firmaları sınırlıyor.
Endüstriyel dijital baskı makinelerinde de, leasing KDV’si %1 olmalıdır
Milyon dolarlık makinelere yatırım yapacak olan girişimcilerin, TL’nin yanı sıra, döviz ile de borçlanabilme seçeneğini değerlendirebilmesinin önemli olduğunu kaydeden Lidya Grup Yönetim Başkanı Bekir Öz, şunları söyledi:
“2 Mayıs’ta yürürlüğe girmesi beklenen uygulama ile dövizle borçlanmaya sınırlama getiriliyor. Girişimciler, birkaç milyon dolar olan bir dijital baskı makinesi satın alırken, TL ile mi - döviz ile mi borçlanacağı kararını kendileri verebilmelidir. Nitekim, traktör, greyder gibi makineler yatırım kapsamına giriyorsa, ekonomiye aynı doğrultuda katkı sağlayan endüstriyel baskı makinelerinin ve bu türev ürünlerin leasing kdv’sinin de %1 olması gerekmektedir. Çünkü, endüstriyel ürünler, tüm sektörler için gelişim aracı ve aynı zamanda yeni iş alanları açması nedeniyle de dikkate alınmalıdır. Ancak, yeni teknolojilere geçerek üretim kapasitelerini artırmak isteyenler, Leasing KDV’nin %18 olması nedeniyle ortaya çıkan fiyatlama, yatırım iştahını köreltebilir” dedi.
Aslında TL borçlanması daha sağlıklı, ancak reel faizler yüksek
Girişimciler açısından TL borçlanmasının, döviz riskini ortadan kaldıracağı için daha sağlıklı bir borçlanma olduğunu da ifade eden Bekir Öz, konuşmasına şöyle devam etti:
“Son dönemlerde Dolar ve Euro’da ciddi bir dalgalanma var. Bu da, döviz borçlanmalarında bir belirsizliği ortaya çıkarabiliyor. Aslında TL borçlanması, döviz riskini ortadan kaldıracağı için yatırımcılar açısından daha sağlıklı bir borçlanma modeli olabilir. Ancak, reel faizler şuan yüksek ve girişimciler, TL borçlanması yapmak istemeyeceğinden yatırımlarda frene basacaklardır” diye konuştu.
30 Nisan 2018 Pazartesi
Uyumsoft, web Erp Sql Raporlama Eğitimini düzenledi
Uyumsoft Bilgi Sistemleri ve Teknolojileri AŞ’nin, çalışanlarına, iş ortaklarına ve müşterilerine düzenlediği eğitim çalışmaları aralıksız devam ediyor. Uyum Akademi tarafından 10-11 Nisan 2018 tarihleri arasında “Web Erp Sql Raporlama Eğitimi” yapıldı. Uyumsoft’un müşterisi olan firmalardaki proje yöneticileri, IT yöneticileri ve raporlama tasarım konusunda kendini yetiştirmek isteyenlerin katıldığı eğitimde katılımcılar, bir yandan sql yeteneklerini geliştirirken, diğer yandan rapor ekranlarını firmalarının ihtiyaçları doğrultusunda özelleştirmelerini sağlayacak yeteneklerini geliştirmiş oldular. Yoğun ilginin olduğu eğitimin sonunda katılımcılar, Erp süreçlerinin en önemli ve somut çıktılarının alındığı raporlama sürecini, kurumları içinde hızlı ve esnek bir şekilde yapabilmenin püf noktalarını öğrendiler.
Raporlama konusundaki talep, her geçen gün artıyor
Erp sürecinin, yaşayan dinamik bir süreç olduğunu kaydeden Uyum Akademi Yöneticisi Kerim Şahin, şunları söyledi:
“Zaman içinde, kurumun ihtiyaçları, karar destek süreçleri ve beklentileri doğrultusunda, özellikle de raporlama konusunda, sürekli talepler artıyor. Bu nedenle işletmelerin içinde, raporlama konusunda yetenekli proje yöneticilerine ihtiyaç bulunuyor. İşletmelerde gözlemlediğimiz bu ihtiyacın sonucunda, müşterilerimizdeki projelerin yöneticilerine bu eğitimleri düzenlemekteyiz. Sql yeteneği olan bir yöneticisi, dataları hızlı analiz edebilir. Sadece raporlama için değil, kullanıcıların zaman zaman yaptığı hatalı işlemlerin tespit edilmesi ve düzeltilmesinde de yardımcı olabilir. Dinamik liste raporlarıyla, sql sorgularını hızlı şekilde rapora çevirebilirler. Özetle, eğitim sonunda katılımcılar, Uyumsoft veritabanı mimarisine hakim olarak, tablo ve alanlar arasındaki ilişkileri daha kolay çözeceklerdir ve böylece sql sorgularını ve raporlama çalışmalarını en iyi şekilde yapabileceklerdir” dedi.
ERP data yapısına hakim olarak, raporlamalarını yapabilecekler
Düzenlenen eğitimi veren Uyumsoft İş Zekası ve Raporlama Proje Yöneticisi Doğan Afşin, şunları kaydetti:
“Web Erp Sql raporlama eğitimi kapsamında; web Erp database mimarisi, Temel sql sorgu yazımı, Rapor prosedürlerinin oluşturulması, Rapor ekran kodlamasında kullanılan xml yapısı, dinamik liste ve dashboard oluşturma hakkında teknik bilgileri anlattım. Bu eğitim sayesinde katılımcılar, Erp data yapısına hakim olarak, kendi sql sorgulamaları ile hızlı ve esnek raporlama yapabileceklerdir. Ayrıca, Erp içindeki standart raporların, kuruma özel daha güçlü görsellerle geliştirilerek, yönetim ve diğer yöneticilerin taleplerine daha hızlı sonuçlar üretebileceklerdir. Eğitimin sonunda, hem sql ve ekran kodlama ile yazılım yeteneğine, hem de rapor tasarlama ile rapor tasarım yeteneğine sahip olmaktadırlar” diye konuştu.
Raporlama konusundaki talep, her geçen gün artıyor
Erp sürecinin, yaşayan dinamik bir süreç olduğunu kaydeden Uyum Akademi Yöneticisi Kerim Şahin, şunları söyledi:
“Zaman içinde, kurumun ihtiyaçları, karar destek süreçleri ve beklentileri doğrultusunda, özellikle de raporlama konusunda, sürekli talepler artıyor. Bu nedenle işletmelerin içinde, raporlama konusunda yetenekli proje yöneticilerine ihtiyaç bulunuyor. İşletmelerde gözlemlediğimiz bu ihtiyacın sonucunda, müşterilerimizdeki projelerin yöneticilerine bu eğitimleri düzenlemekteyiz. Sql yeteneği olan bir yöneticisi, dataları hızlı analiz edebilir. Sadece raporlama için değil, kullanıcıların zaman zaman yaptığı hatalı işlemlerin tespit edilmesi ve düzeltilmesinde de yardımcı olabilir. Dinamik liste raporlarıyla, sql sorgularını hızlı şekilde rapora çevirebilirler. Özetle, eğitim sonunda katılımcılar, Uyumsoft veritabanı mimarisine hakim olarak, tablo ve alanlar arasındaki ilişkileri daha kolay çözeceklerdir ve böylece sql sorgularını ve raporlama çalışmalarını en iyi şekilde yapabileceklerdir” dedi.
ERP data yapısına hakim olarak, raporlamalarını yapabilecekler
Düzenlenen eğitimi veren Uyumsoft İş Zekası ve Raporlama Proje Yöneticisi Doğan Afşin, şunları kaydetti:
“Web Erp Sql raporlama eğitimi kapsamında; web Erp database mimarisi, Temel sql sorgu yazımı, Rapor prosedürlerinin oluşturulması, Rapor ekran kodlamasında kullanılan xml yapısı, dinamik liste ve dashboard oluşturma hakkında teknik bilgileri anlattım. Bu eğitim sayesinde katılımcılar, Erp data yapısına hakim olarak, kendi sql sorgulamaları ile hızlı ve esnek raporlama yapabileceklerdir. Ayrıca, Erp içindeki standart raporların, kuruma özel daha güçlü görsellerle geliştirilerek, yönetim ve diğer yöneticilerin taleplerine daha hızlı sonuçlar üretebileceklerdir. Eğitimin sonunda, hem sql ve ekran kodlama ile yazılım yeteneğine, hem de rapor tasarlama ile rapor tasarım yeteneğine sahip olmaktadırlar” diye konuştu.
Doğalgaza ihtiyaç kalmayacak
Isı pompalarının Türkiye’deki ilk ve tek yerli üreticisi konumunda olan Canovate Enerji, tek bir sistemle, hem ısıtma hem soğutma hem de sıcak su ihtiyacını karşılayarak enerji giderlerinde yüzde 70’e kadar tasarruf sağlıyor.
Isıtma ve soğutma elde etmek için kullanılan, “en ekonomik ve verimli sistemin ısı pompaları” olduğunu belirten Canovate Group Yönetim Kurulu Başkanı Can Gür, şunları söyledi: “Yenilenebilir enerji kaynağı olan toprak, su veya havadaki mevcut ısıyı değerlendirerek çalışan ısı pompaları, standart iklimlendirme cihazlarından %70 oranında daha az bir maliyetle, ısıtma-soğutma-sıcak su ihtiyacını karşılıyor. Örneğin toprak kaynaklı sistemlerde, yerin 25 cm altına döşenen borularla, toprakta varolan 12-15 derecedeki jeotermal ısı alınarak, az bir elektrik takviyesiyle ısıtma ve soğutma sağlanmaktadır” dedi.
Cari açığın çaresi ısı pompaları
Sistemin konutlarda, sanayide, otellerde ve avm’lerde kullanılmaya başladığını ifade eden Can Gür, şunları kaydetti:
“Isı pompaları, doğalgaz bağımlılığından kurtulmak ve cari açığın azaltılması için en verimli ve etkili, alternatif ısıtma ve soğutma teknolojisidir. Bu nedenledir ki, doğalgazlı sistemler yerine, Avrupa ülkeleri ve Amerika’da %70 oranında yaygın olarak ısı pompaları kullanılıyor. Türkiye’deki ısı pompası üreten tek üreticiyiz ve bu konuda bilinçlendirme sağlamak ve yenilenebilir enerji konusunda bilgi vermek için kamu ve özel sektörde faaliyetler yürütüyoruz. Eğer bugün, ülkemizdeki konutların yarısında ısı pompası kullanılmış olsaydı, daha az doğalgaz ithal ederek, yılda 6-8 milyar dolar arasında enerji tasarrufu sağlayabilirdik. Cari açığı düşürme ve doğalgaza bağımlılığı azaltma noktasında, tüm Avrupa ülkelerinde 2000’li yılların başından beri yapıldığı gibi, ülkemizde de sistemin yaygınlaşması için devlet tarafından teşvik edici önlemlerin alınmasının önemli olduğuna inanıyoruz” açıklamasını yaptı.
25 yıl ömrü olan ve enerjide yarı yarıya tasarruf sağlayan ısı pompalarının ekonomik ve verimli bir sistem olduğunun altını çizen Can Gür, ilk sabit yatırımı doğalgazla çalışan sistemlere göre biraz daha fazla olan ısı pompalarının kendisini en fazla 36 ay içinde amorti ettiğini belirtti.
600 okul ısı pompasıyla ısınacak
Isı pompaları sayesinde, doğalgaz, odun ve kömürün temin edilmesinin zor olduğu bölgelerde ısınma sorununa çözüm sağlanacağına dikkat çeken Can Gür, konuşmasına şöyle devam etti:
“Ülkemizin doğalgazı olmayan, 600’e yakın okuluna ısı pompası uygulaması yapacağız. Böylece ısıtma-soğutma konusunda, köy okullarının sorunlarına ebedi çözüm sağlamış olacağız. Ayrıca, yurtdışında Moğolistan ve Kırgızistan’a da hizmet veriyoruz. Doğalgaz olmadığı için kömür kullanan bazı şehirlerin, ısıtma- soğutmasını ısı pompasıyla yapabilmelerinin çalışmalarını yapmaktayız” açıklamasını yaptı.
Türkiye’nin ısıtma, soğutma, havalandırmada Avrupa’nın 6.’ncı pazarı olduğuna da değinen Can Gür, ihtiyacın önemli bir oranın ithal ürünlerden karşılanmasından, yerli bir sanayici olarak mutlu olmadıklarını sözlerine ekledi.
Isı Pompalarının kullanım alanlarına göre tasarruf değerleri:
*Otellerde ısıtma, soğutma ve sıcak su amaçlı %80’e kadar enerji tasarrufu sağlanabiliyor.
*Konutlarda yakıt cinsine göre, %40- % 60’e kadar enerji tasarrufu sağlanabiliyor.
*Fabrikalarda imalat operasyon çıktılarına göre, %60 - %80’e kadar enerji tasarrufu sağlanabiliyor.
*AVM’ler de, kamu binalarında, okullarda, ofislerde, seralarda ve kümeslerde %70’e kadar enerji tasarrufu sağlanabiliyor.
Isı pompalarını diğer cihazlardan ayıran özellikler:
1-Isı Pompaları bir numaralı enerji verimli cihazlardır,
2-Isıtma ve soğutma için iki sistem yerine, yalnızca tek bir sisteme ihtiyaç bulunur,
3-Mekan içi hava kalitesini artırır,
4-Mekanlara eşit ve tutarlı bir ısıtma sağlarlar,
5-Düşük işletme maliyeti vardır,
6-Daha az bakım gerektirir,
7-Karbon sürümünü azaltır,
8-Uzun ömürlüdürler,
Sektöründe, Türkiye’nin ve Dünya’nın sayılı ar-ge ve inovasyon odaklı firmalarından olan Canovate Group, 50 yıldır bilişim, telekom, ısıtma/soğutma sistemleri, savunma sanayi, elektro optik sistemler ve balistik sistemler alanlarında ar-ge’ler yaparak ileri teknoloji geliştirmeye devam ediyor. Türk firması Canovate Group, Data Center (veri merkezi) ve uçtan uca Fiber Optik Sistemlerinde, teknolojisi ve uçtan uca ürün portföyü ile dünyanın ilk 10 global markası arasında yer almanın haklı gururunu yaşıyor.
Isıtma ve soğutma elde etmek için kullanılan, “en ekonomik ve verimli sistemin ısı pompaları” olduğunu belirten Canovate Group Yönetim Kurulu Başkanı Can Gür, şunları söyledi: “Yenilenebilir enerji kaynağı olan toprak, su veya havadaki mevcut ısıyı değerlendirerek çalışan ısı pompaları, standart iklimlendirme cihazlarından %70 oranında daha az bir maliyetle, ısıtma-soğutma-sıcak su ihtiyacını karşılıyor. Örneğin toprak kaynaklı sistemlerde, yerin 25 cm altına döşenen borularla, toprakta varolan 12-15 derecedeki jeotermal ısı alınarak, az bir elektrik takviyesiyle ısıtma ve soğutma sağlanmaktadır” dedi.
Cari açığın çaresi ısı pompaları
Sistemin konutlarda, sanayide, otellerde ve avm’lerde kullanılmaya başladığını ifade eden Can Gür, şunları kaydetti:
“Isı pompaları, doğalgaz bağımlılığından kurtulmak ve cari açığın azaltılması için en verimli ve etkili, alternatif ısıtma ve soğutma teknolojisidir. Bu nedenledir ki, doğalgazlı sistemler yerine, Avrupa ülkeleri ve Amerika’da %70 oranında yaygın olarak ısı pompaları kullanılıyor. Türkiye’deki ısı pompası üreten tek üreticiyiz ve bu konuda bilinçlendirme sağlamak ve yenilenebilir enerji konusunda bilgi vermek için kamu ve özel sektörde faaliyetler yürütüyoruz. Eğer bugün, ülkemizdeki konutların yarısında ısı pompası kullanılmış olsaydı, daha az doğalgaz ithal ederek, yılda 6-8 milyar dolar arasında enerji tasarrufu sağlayabilirdik. Cari açığı düşürme ve doğalgaza bağımlılığı azaltma noktasında, tüm Avrupa ülkelerinde 2000’li yılların başından beri yapıldığı gibi, ülkemizde de sistemin yaygınlaşması için devlet tarafından teşvik edici önlemlerin alınmasının önemli olduğuna inanıyoruz” açıklamasını yaptı.
25 yıl ömrü olan ve enerjide yarı yarıya tasarruf sağlayan ısı pompalarının ekonomik ve verimli bir sistem olduğunun altını çizen Can Gür, ilk sabit yatırımı doğalgazla çalışan sistemlere göre biraz daha fazla olan ısı pompalarının kendisini en fazla 36 ay içinde amorti ettiğini belirtti.
600 okul ısı pompasıyla ısınacak
Isı pompaları sayesinde, doğalgaz, odun ve kömürün temin edilmesinin zor olduğu bölgelerde ısınma sorununa çözüm sağlanacağına dikkat çeken Can Gür, konuşmasına şöyle devam etti:
“Ülkemizin doğalgazı olmayan, 600’e yakın okuluna ısı pompası uygulaması yapacağız. Böylece ısıtma-soğutma konusunda, köy okullarının sorunlarına ebedi çözüm sağlamış olacağız. Ayrıca, yurtdışında Moğolistan ve Kırgızistan’a da hizmet veriyoruz. Doğalgaz olmadığı için kömür kullanan bazı şehirlerin, ısıtma- soğutmasını ısı pompasıyla yapabilmelerinin çalışmalarını yapmaktayız” açıklamasını yaptı.
Türkiye’nin ısıtma, soğutma, havalandırmada Avrupa’nın 6.’ncı pazarı olduğuna da değinen Can Gür, ihtiyacın önemli bir oranın ithal ürünlerden karşılanmasından, yerli bir sanayici olarak mutlu olmadıklarını sözlerine ekledi.
Isı Pompalarının kullanım alanlarına göre tasarruf değerleri:
*Otellerde ısıtma, soğutma ve sıcak su amaçlı %80’e kadar enerji tasarrufu sağlanabiliyor.
*Konutlarda yakıt cinsine göre, %40- % 60’e kadar enerji tasarrufu sağlanabiliyor.
*Fabrikalarda imalat operasyon çıktılarına göre, %60 - %80’e kadar enerji tasarrufu sağlanabiliyor.
*AVM’ler de, kamu binalarında, okullarda, ofislerde, seralarda ve kümeslerde %70’e kadar enerji tasarrufu sağlanabiliyor.
Isı pompalarını diğer cihazlardan ayıran özellikler:
1-Isı Pompaları bir numaralı enerji verimli cihazlardır,
2-Isıtma ve soğutma için iki sistem yerine, yalnızca tek bir sisteme ihtiyaç bulunur,
3-Mekan içi hava kalitesini artırır,
4-Mekanlara eşit ve tutarlı bir ısıtma sağlarlar,
5-Düşük işletme maliyeti vardır,
6-Daha az bakım gerektirir,
7-Karbon sürümünü azaltır,
8-Uzun ömürlüdürler,
Sektöründe, Türkiye’nin ve Dünya’nın sayılı ar-ge ve inovasyon odaklı firmalarından olan Canovate Group, 50 yıldır bilişim, telekom, ısıtma/soğutma sistemleri, savunma sanayi, elektro optik sistemler ve balistik sistemler alanlarında ar-ge’ler yaparak ileri teknoloji geliştirmeye devam ediyor. Türk firması Canovate Group, Data Center (veri merkezi) ve uçtan uca Fiber Optik Sistemlerinde, teknolojisi ve uçtan uca ürün portföyü ile dünyanın ilk 10 global markası arasında yer almanın haklı gururunu yaşıyor.
Beykoz QR kodlu mobil tanıtımla, turizmin cazibe ilçesi olacak
İstanbul’un ilk “QR Kodlu Mobil Turizm Tanıtım Projesi”, Anadolu Hisarı’ndan start aldı. Anadolu Hisarı’nın tarihi, QR kod ile mobilden tanıtılacak.
İstanbul’un ilk “QR Kodlu Mobil Turizm Tanıtım Projesi”, Beykoz ilçesine bağlı Anadolu Hisarı’ndan start aldı. QR kodlu mobil tanıtım ile Anadolu Hisarı, turizmin yeni cazibe bölgesi olmaya aday. Beykoz Belediye Başkanı Yücel Çelikbilek’in ev sahipliğindeki Turizm Haftası etkinlikleri kapsamında, 20 Nisan Cuma günü Küçüksu Kasrı’nda, İstanbul’un diğer ilçelerine de yaygınlaştırılması planlanan QR kodlu turizm tanıtım projesinin açılışı, kamu, yerel yönetimler ve turizm sivil toplum örgütlerinin katılımıyla yapıldı.
Turizm Haftası boyunca, tarihi Baruthane çayırında sergilenen Hacivat&Karagöz, Meddah ve Orta oyunları da, İstanbullulara coşku dolu anlar yaşatıyor.
Beykoz, Dünyanın İncisidir
Beykoz’un, Boğaz’ın ve İstanbul’un incisi olduğunu kaydeden Beykoz Belediye Başkanı Yücel Çelikbilek, şunları söyledi:
“Beykoz hepimizin, Beykoz hepinizin. Beykoz’umuzu daha iyi tanıtmak için, birçok projeyi hayata geçirmekteyiz. Turizmde de bir atılım içerisindeyiz ve önümüzdeki dönemde turizmden daha fazla pay alacağız” dedi.
Bacasız sanayi olan turizmden Beykoz olarak gelecek yıllarda daha fazla yararlanacaklarını ifade eden Beykoz Kaymakamı Ahmet Katırcı, “Beykoz, dünyanın incisidir. Turizme yönelik yapılmakta olan çalışmalar ile gelecek birkaç yıl içinde yerli ve yabancı misafirlerimizi daha fazla ağırlayacağız” diye konuştu.
QR kodlu yürüyüş yolu, İstanbulluları ve turistleri bekliyor
Küçük Ayasofya Camii ve Sfendon Duvarı ile ilgili farkındalık yaratma projeleri dahil birçok projeyi gerçekleştiren Sultanahmet’teki Arena Hotel’in sahibi Gül Küçükserim, kendisini tarihi ve kültürel eserlerin korunmasına ve tanıtımına adadı. Anadolu Hisarı’nın tanıtımı için QR kodlu mobil turizm tanıtım projesini hazırlayan Gül Küçükserim, şunları söyledi:
“Anadolu Hisarı’nın tarihini, teknolojiyle buluşturduk. Tarihe tanıklık etmek isteyenler, telefonlarına indirecekleri ücretsiz QR kodu ile Anadolu Hisarı ve çevresinin, geçmişten günümüze hikâyesini seçecekleri dilde öğrenecektir. İstanbullular ve turistler için, QR kodlu yürüyüş yolu haritamızı da hazırladık ve herkesi bekliyoruz” şeklinde konuştu.
Konuşmaların ardından, Beykoz Belediye Başkanı Yücel Çelikbilek, Beykoz Kaymakamı Ahmet Katırcı, İstanbul İl Kültür Turizm Müdürlüğü ile turizm sektörü dernekleri TÜROB, TÜRSAB, TUREB, SKAL, İRO’nun üst düzey temsilcilerinin katıldığı protokol; QR kodlu yürüyüş yolu haritasında yer alan tarihi eserleri birlikte gezdiler.
İstanbul’un ilk “QR Kodlu Mobil Turizm Tanıtım Projesi”, Beykoz ilçesine bağlı Anadolu Hisarı’ndan start aldı. QR kodlu mobil tanıtım ile Anadolu Hisarı, turizmin yeni cazibe bölgesi olmaya aday. Beykoz Belediye Başkanı Yücel Çelikbilek’in ev sahipliğindeki Turizm Haftası etkinlikleri kapsamında, 20 Nisan Cuma günü Küçüksu Kasrı’nda, İstanbul’un diğer ilçelerine de yaygınlaştırılması planlanan QR kodlu turizm tanıtım projesinin açılışı, kamu, yerel yönetimler ve turizm sivil toplum örgütlerinin katılımıyla yapıldı.
Turizm Haftası boyunca, tarihi Baruthane çayırında sergilenen Hacivat&Karagöz, Meddah ve Orta oyunları da, İstanbullulara coşku dolu anlar yaşatıyor.
Beykoz, Dünyanın İncisidir
Beykoz’un, Boğaz’ın ve İstanbul’un incisi olduğunu kaydeden Beykoz Belediye Başkanı Yücel Çelikbilek, şunları söyledi:
“Beykoz hepimizin, Beykoz hepinizin. Beykoz’umuzu daha iyi tanıtmak için, birçok projeyi hayata geçirmekteyiz. Turizmde de bir atılım içerisindeyiz ve önümüzdeki dönemde turizmden daha fazla pay alacağız” dedi.
Bacasız sanayi olan turizmden Beykoz olarak gelecek yıllarda daha fazla yararlanacaklarını ifade eden Beykoz Kaymakamı Ahmet Katırcı, “Beykoz, dünyanın incisidir. Turizme yönelik yapılmakta olan çalışmalar ile gelecek birkaç yıl içinde yerli ve yabancı misafirlerimizi daha fazla ağırlayacağız” diye konuştu.
QR kodlu yürüyüş yolu, İstanbulluları ve turistleri bekliyor
Küçük Ayasofya Camii ve Sfendon Duvarı ile ilgili farkındalık yaratma projeleri dahil birçok projeyi gerçekleştiren Sultanahmet’teki Arena Hotel’in sahibi Gül Küçükserim, kendisini tarihi ve kültürel eserlerin korunmasına ve tanıtımına adadı. Anadolu Hisarı’nın tanıtımı için QR kodlu mobil turizm tanıtım projesini hazırlayan Gül Küçükserim, şunları söyledi:
“Anadolu Hisarı’nın tarihini, teknolojiyle buluşturduk. Tarihe tanıklık etmek isteyenler, telefonlarına indirecekleri ücretsiz QR kodu ile Anadolu Hisarı ve çevresinin, geçmişten günümüze hikâyesini seçecekleri dilde öğrenecektir. İstanbullular ve turistler için, QR kodlu yürüyüş yolu haritamızı da hazırladık ve herkesi bekliyoruz” şeklinde konuştu.
Konuşmaların ardından, Beykoz Belediye Başkanı Yücel Çelikbilek, Beykoz Kaymakamı Ahmet Katırcı, İstanbul İl Kültür Turizm Müdürlüğü ile turizm sektörü dernekleri TÜROB, TÜRSAB, TUREB, SKAL, İRO’nun üst düzey temsilcilerinin katıldığı protokol; QR kodlu yürüyüş yolu haritasında yer alan tarihi eserleri birlikte gezdiler.
Uyumsoft, e-İhracat Konferansına katıldı
Uyumsoft Bilgi Sistemleri ve Teknolojileri AŞ, 26 - 27 Nisan 2018 tarihleri arasında, İstanbul Kongre Merkezi’nde düzenlenen Avrupa’nın en büyük “e-İhracat Konferansı”na katıldı.
Uyumsoft Başkanı Mehmet Önder ve ekibi, iki gün süren konferans boyunca standı ziyaret edenlere, Kurumsal Kaynak Planlama ERP, ekoTicari ürün ailesi, iDönüşüm (e-Fatura, e-Arşiv, e-Defter vd) uygulamaları ve kamuda hayata geçirdikleri projeler hakkında bilgiler verdi.
Uzmanlar, e-İhracatın püf noktalarına değindiler
e-İhracat konferansında, yerli ve yabancı uzmanlar; e-ihracatta devlet teşvikleri, Ortadoğu’da satış fırsatları, dijitalleşen dünyada ekonominin itici gücü e-Ticaret, dünyada online ödeme trendleri, sınır ötesi e-Ticarette lojistik sorunlar, Avrupa’da kişisel verilerin korunması, ihracatta bir çıkış yolu: e-Ticaret ve e-İhracatta stratejik yaklaşımlar gibi çeşitli konuları masaya yatırdılar. Aynı zamanda, e-ihracata yönelik verilmekte olan destekler hakkında da bilgiler aktarıldı.
Uyumsoft Başkanı Mehmet Önder ve ekibi, iki gün süren konferans boyunca standı ziyaret edenlere, Kurumsal Kaynak Planlama ERP, ekoTicari ürün ailesi, iDönüşüm (e-Fatura, e-Arşiv, e-Defter vd) uygulamaları ve kamuda hayata geçirdikleri projeler hakkında bilgiler verdi.
e-İhracat konferansında, yerli ve yabancı uzmanlar; e-ihracatta devlet teşvikleri, Ortadoğu’da satış fırsatları, dijitalleşen dünyada ekonominin itici gücü e-Ticaret, dünyada online ödeme trendleri, sınır ötesi e-Ticarette lojistik sorunlar, Avrupa’da kişisel verilerin korunması, ihracatta bir çıkış yolu: e-Ticaret ve e-İhracatta stratejik yaklaşımlar gibi çeşitli konuları masaya yatırdılar. Aynı zamanda, e-ihracata yönelik verilmekte olan destekler hakkında da bilgiler aktarıldı.
YAPDER "Almanya dünya ticaretinin kalbidir"
YAPDER, Almanya’nın Kuzey Ren-Vestfalya eyaletindeki yatırım fırsatlarını masaya yatırdı
Almanya, dünya ticaretinin kalbidir ve Türk yatırımcılar, Almanya’ya yatırımda geç kalıyor.
Dr. Adem Akkaya, “Dünyaya mal satmak için Almanya’da bir merkezin olması önemlidir”
Büyük Kulüp Safran Toplantı Salonu’nda, Yeni Arayışlar Girişimi Platformu Derneği (YAPDER) tarafından Almanya’nın Kuzey Ren-Vestfalya eyaletindeki yatırım fırsatları masaya yatırıldı.
YAPDER ve Ekonomi Gazetecileri Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Celal Toprak’ın moderatörlüğündeki geçtiğimiz günlerde yapılan toplantıda, Büyük Kulüp Genç Girişimciler Komitesi Başkanı Hakan Kefoğlu, NRW.INVEST Türkiye Temsilcilik Müdürü Dr. Adem Akkaya, Kuzey Ren-Vestfalya Eyaleti’nden YMM Cevdet Kocaş, Köln Emili Avukatlık Bürosundan Av. Dr. Abdullah Emili ve Orka Group Yönetim Kurulu Başkanı Süleyman Orakçıoğlu birer konuşma yaptılar. Büyük Kulüp’de düzenlenen etkinliğe, Büyük Kulüp üyeleri ve iş dünyası yoğun ilgi gösterdi.
Panelde, Dr. Adem Akkaya Avrupa pazarlarına çıkış kapısı, YMM Cevdet Kocaş Uluslararası Vergi Hukuku, Av.Dr. Abdullah Emili Kuzey Ren-Vestfalya’da Şirketleşmenin Amaçları, Uygulamalar ve Hukuki Süreç konuları hakkında bilgi verirken; Süleyman Orakçıoğlu ise D’S Damat’ın yurtdışı yatırımlarını ve başarı hikayesini anlattı. Konuşmacılar yaptıkları konuşmanın ana fikrinde, “Almanya, dünya ticaretinin kalbidir ve Türk yatırımcılar, Almanya’ya yatırımda geç kalıyor” dediler.
Toplantının açılış konuşmasını yapan YAPDER ve EGD Başkanı Celal Toprak ve Büyük Kulüp Genç Girişimciler Komitesi Başkanı Hakan Kefoğlu, Türk şirketlerinin Almanya pazarına girişlerinin stratejik olduğunun altını çizerek, Almanya pazarından dünyaya açılma yolculuğunun önemine değendiler.
Avrupa’ya ve dünyaya mal satmak için pazarın içinde olmak gerekiyor
NRW.INVEST Türkiye Temsilcilik Müdürü Dr. Adem Akkaya, konuşmasında Kuzey Ren-Vestfalya eyaletine yatırım yapmaya davet ederek, bürokratik destek vermekte olduklarını belirtti. konuşmasında Kuzey Ren-Vestfalya eyaletinin dünyanın en geniş fuar alanlarından birisi olduğunu kaydeden Adem Akkaya, Almanya’nın en büyük 50 firmasından 19’nun bölgede olduğunu söyledi. Dünyaya mal satmak için Almanya’da bir merkezin olmasının önemine değinen Adem Akkaya, “Avrupa’ya ve dünyaya mal satmak için, pazarın içinde olmak gerekiyor. Almanya, Avrupa’nın kalbi ve Almanya’da bir merkezin olması önemlidir. Türk yatırımcıları, Kuzey Ren-Vestfalya eyaletine yatırıma davet ediyoruz” dedi.
Türk vergi usulü, Almanya’dan alınmıştır
Yurtdışında yatırım yapıldığında, gidilen ülkenin vergi hukukuna göre süreçlerin yönetileceğini kaydeden Kuzey Ren-Vestfalya Eyaleti’nden YMM Cevdet Kocaş, Almanya’da şahıs veya sermaye şirketi kurulabileceğini söyledi. Şirket kurulumuna ilişkin noterde yapılacak sözleşmenin ardından, firmanın çalışmalarına başlayabileceğini anlatan Cevdet Kocaş, tüm şirket kurulum işlemlerinin 4/5 haftayı alabileceğini belirtti. Türk vergi usulünün Almanya’dan alındığını da hatırlatan Cevdet Kocaş, vergiler ve sorumlulukların birbirine benzer olduğunu sözlerine ekledi.
Türkiye ile Almanya arasında, 80 milyar Euro iş potansiyeli gerçekleşiyor
Almanya’da şirket kurmanın uygulamaları ve hukuki süreçleri hakkında bilgi veren Köln Emili Avukatlık Bürosundan Av. Dr. Abdullah Emili, şirket kurulduktan sonra oturum izniyle birlikte çalışmaya başlandığını söyledi. Şirket kurulduğunda şirketin başında olacak kişinin oturum ve çalışma izni alabileceğini anlatan Abdullah Emili, ardından eşin ve çocukların da gelebileceğini ifade etti. İki ülke arasındaki iş potansiyeline değinen Abdullah Emili, Türkiye ile Almanya arasında yaklaşık 80 milyar Euro iş potansiyelinin gerçekleşmekte olduğunu belirtti.
Türk markaları, gelecek birkaç yıl içinde dünyada daha çok konuşulacak
Orka Group Yönetim Kurulu Başkanı Süleyman Orakçıoğlu konuşmasında, panelin ana başlığı Almanya olduğu için önce fuarlar ve mağazaları dahil, Almanya pazarındaki deneyimlerini izleyiciler ile paylaştı. Ardından D’S Damat’ın, Almanya’nın yanı sıra dünya genelindeki yurtdışı yatırımlarını ve markanın başarı hikayesini anlattı. Almanya’nın, Türk hazır giyim sektöründe büyük bir pazar olduğuna da vurgu yapan Süleyman Orakçıoğlu, ihracatın yaklaşık %40’nın Almanya pazarına yapılmakta olduğunu söyledi.
“Almanya pazarında işlerimiz iyi gidiyor” diyerek konuşmasına devam eden Süleyman Orakçıoğlu, şunları kaydetti:
“Almanya’da mağazalar açıyoruz, açılışlarımız büyük ses getiriyor ve işlerimizi iyi gidiyor. Her iki ülke de, birbirini tamamlayan başarılı işler yapıyor. Alman pazarında 1+1: 2 değil, bazen 1+1:11 olabiliyor. Bu yıl içinde, Almanya’daki mağaza sayımızı 9’a çıkartacağız. Ben, Türk markalarının, gelecek birkaç yıl içinde, dünyada daha çok konuşulacağını biliyorum. Türk hazır giyim markaları olarak, gerek tasarımlarımız, gerek yaptığımız inovasyon çalışmalarıyla, iyi bir noktadayız ve sektörümüzde dünyaya yön vermeye devam edeceğiz. Orka Group olarak, Almanya’nın dışında, diğer ülkelerde de mağazalar açmayı sürdürüyoruz. Mesela, İtalya’da 9 günde 9 mağaza açılışımız oldu ve şuan İtalya’daki mağaza sayımız 16’ya ulaştı. Markamız, Brezilya’dan Şili’ye, İspanya’dan Rusya’ya kadar 80 ülkede satışa sunulurken, pazarlama politikası olarak, lüksü ulaşabilir hale getirdiğimiz için yoğun ilgi görüyoruz ve talep almaktayız” şeklinde konuştu.
Panelistlerin ve salondaki konukların konuya ilişkin değerlendirmeleri ve soruların ardından, konuşmaların sonunda panelistlere teşekkür plaketleri verildi.
Almanya, dünya ticaretinin kalbidir ve Türk yatırımcılar, Almanya’ya yatırımda geç kalıyor.
Dr. Adem Akkaya, “Dünyaya mal satmak için Almanya’da bir merkezin olması önemlidir”
Büyük Kulüp Safran Toplantı Salonu’nda, Yeni Arayışlar Girişimi Platformu Derneği (YAPDER) tarafından Almanya’nın Kuzey Ren-Vestfalya eyaletindeki yatırım fırsatları masaya yatırıldı.
YAPDER ve Ekonomi Gazetecileri Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Celal Toprak’ın moderatörlüğündeki geçtiğimiz günlerde yapılan toplantıda, Büyük Kulüp Genç Girişimciler Komitesi Başkanı Hakan Kefoğlu, NRW.INVEST Türkiye Temsilcilik Müdürü Dr. Adem Akkaya, Kuzey Ren-Vestfalya Eyaleti’nden YMM Cevdet Kocaş, Köln Emili Avukatlık Bürosundan Av. Dr. Abdullah Emili ve Orka Group Yönetim Kurulu Başkanı Süleyman Orakçıoğlu birer konuşma yaptılar. Büyük Kulüp’de düzenlenen etkinliğe, Büyük Kulüp üyeleri ve iş dünyası yoğun ilgi gösterdi.
Panelde, Dr. Adem Akkaya Avrupa pazarlarına çıkış kapısı, YMM Cevdet Kocaş Uluslararası Vergi Hukuku, Av.Dr. Abdullah Emili Kuzey Ren-Vestfalya’da Şirketleşmenin Amaçları, Uygulamalar ve Hukuki Süreç konuları hakkında bilgi verirken; Süleyman Orakçıoğlu ise D’S Damat’ın yurtdışı yatırımlarını ve başarı hikayesini anlattı. Konuşmacılar yaptıkları konuşmanın ana fikrinde, “Almanya, dünya ticaretinin kalbidir ve Türk yatırımcılar, Almanya’ya yatırımda geç kalıyor” dediler.
Toplantının açılış konuşmasını yapan YAPDER ve EGD Başkanı Celal Toprak ve Büyük Kulüp Genç Girişimciler Komitesi Başkanı Hakan Kefoğlu, Türk şirketlerinin Almanya pazarına girişlerinin stratejik olduğunun altını çizerek, Almanya pazarından dünyaya açılma yolculuğunun önemine değendiler.
NRW.INVEST Türkiye Temsilcilik Müdürü Dr. Adem Akkaya, konuşmasında Kuzey Ren-Vestfalya eyaletine yatırım yapmaya davet ederek, bürokratik destek vermekte olduklarını belirtti. konuşmasında Kuzey Ren-Vestfalya eyaletinin dünyanın en geniş fuar alanlarından birisi olduğunu kaydeden Adem Akkaya, Almanya’nın en büyük 50 firmasından 19’nun bölgede olduğunu söyledi. Dünyaya mal satmak için Almanya’da bir merkezin olmasının önemine değinen Adem Akkaya, “Avrupa’ya ve dünyaya mal satmak için, pazarın içinde olmak gerekiyor. Almanya, Avrupa’nın kalbi ve Almanya’da bir merkezin olması önemlidir. Türk yatırımcıları, Kuzey Ren-Vestfalya eyaletine yatırıma davet ediyoruz” dedi.
Türk vergi usulü, Almanya’dan alınmıştır
Yurtdışında yatırım yapıldığında, gidilen ülkenin vergi hukukuna göre süreçlerin yönetileceğini kaydeden Kuzey Ren-Vestfalya Eyaleti’nden YMM Cevdet Kocaş, Almanya’da şahıs veya sermaye şirketi kurulabileceğini söyledi. Şirket kurulumuna ilişkin noterde yapılacak sözleşmenin ardından, firmanın çalışmalarına başlayabileceğini anlatan Cevdet Kocaş, tüm şirket kurulum işlemlerinin 4/5 haftayı alabileceğini belirtti. Türk vergi usulünün Almanya’dan alındığını da hatırlatan Cevdet Kocaş, vergiler ve sorumlulukların birbirine benzer olduğunu sözlerine ekledi.
Türkiye ile Almanya arasında, 80 milyar Euro iş potansiyeli gerçekleşiyor
Almanya’da şirket kurmanın uygulamaları ve hukuki süreçleri hakkında bilgi veren Köln Emili Avukatlık Bürosundan Av. Dr. Abdullah Emili, şirket kurulduktan sonra oturum izniyle birlikte çalışmaya başlandığını söyledi. Şirket kurulduğunda şirketin başında olacak kişinin oturum ve çalışma izni alabileceğini anlatan Abdullah Emili, ardından eşin ve çocukların da gelebileceğini ifade etti. İki ülke arasındaki iş potansiyeline değinen Abdullah Emili, Türkiye ile Almanya arasında yaklaşık 80 milyar Euro iş potansiyelinin gerçekleşmekte olduğunu belirtti.
Türk markaları, gelecek birkaç yıl içinde dünyada daha çok konuşulacak
Orka Group Yönetim Kurulu Başkanı Süleyman Orakçıoğlu konuşmasında, panelin ana başlığı Almanya olduğu için önce fuarlar ve mağazaları dahil, Almanya pazarındaki deneyimlerini izleyiciler ile paylaştı. Ardından D’S Damat’ın, Almanya’nın yanı sıra dünya genelindeki yurtdışı yatırımlarını ve markanın başarı hikayesini anlattı. Almanya’nın, Türk hazır giyim sektöründe büyük bir pazar olduğuna da vurgu yapan Süleyman Orakçıoğlu, ihracatın yaklaşık %40’nın Almanya pazarına yapılmakta olduğunu söyledi.
“Almanya pazarında işlerimiz iyi gidiyor” diyerek konuşmasına devam eden Süleyman Orakçıoğlu, şunları kaydetti:
“Almanya’da mağazalar açıyoruz, açılışlarımız büyük ses getiriyor ve işlerimizi iyi gidiyor. Her iki ülke de, birbirini tamamlayan başarılı işler yapıyor. Alman pazarında 1+1: 2 değil, bazen 1+1:11 olabiliyor. Bu yıl içinde, Almanya’daki mağaza sayımızı 9’a çıkartacağız. Ben, Türk markalarının, gelecek birkaç yıl içinde, dünyada daha çok konuşulacağını biliyorum. Türk hazır giyim markaları olarak, gerek tasarımlarımız, gerek yaptığımız inovasyon çalışmalarıyla, iyi bir noktadayız ve sektörümüzde dünyaya yön vermeye devam edeceğiz. Orka Group olarak, Almanya’nın dışında, diğer ülkelerde de mağazalar açmayı sürdürüyoruz. Mesela, İtalya’da 9 günde 9 mağaza açılışımız oldu ve şuan İtalya’daki mağaza sayımız 16’ya ulaştı. Markamız, Brezilya’dan Şili’ye, İspanya’dan Rusya’ya kadar 80 ülkede satışa sunulurken, pazarlama politikası olarak, lüksü ulaşabilir hale getirdiğimiz için yoğun ilgi görüyoruz ve talep almaktayız” şeklinde konuştu.
Panelistlerin ve salondaki konukların konuya ilişkin değerlendirmeleri ve soruların ardından, konuşmaların sonunda panelistlere teşekkür plaketleri verildi.
5 Nisan 2018 Perşembe
“Marka itibari, işletmelerin uzun soluklu olmasını sağlıyor”
Butik oteller gurusu İzim Bozada, otellerde itibar yönetiminin ipuçlarını paylaştı. Hotel Care Kurucu Ortağı İzim Bozada, “Marka itibari, işletmelerin uzun soluklu olmasını sağlıyor”
İnternetin hayatımıza girmesiyle, iletişim kavramı hız ve şeffaflık kazandı. İşletmeler tarafından atılan adımlar, kamuoyu tarafından yakından takip ediliyor oldu. Olumlu girişimler toplumdan destek bulurken, olumsuz girişimler markaların itibarına zarar vermeye başladı.
Marka itibarının, işletmelerin uzun soluklu olmasını sağlayan önemli unsurlardan birisi olduğunu kaydeden Hotel Care kurucu ortağı İzim Bozada, şunları söyledi:
“İç müşterilerimiz olan çalışanlarımız, dış müşterilerimiz olan konuklarımız, tedarikçilerimiz ve toplum ile iletişim kurarken, marka bilinirliğini arttıracak etkinlikler yaparken, sosyal sorumluluk projelerini düzenlerken, oluşacak algıyı doğru yönetmemiz gerekiyor. Nitekim marka itibarı doğru yönetildiğinde, şirketlerin toplam değeri artıyor. Bu da pazar paylarının artmasını, rakiplerine karşı üstünlük kazanmalarını ve gelecekte var olma şanslarını arttırıyor” dedi.
Otellerde, online itibar yönetiminin ipuçları
Dijital ortamlardaki online itibar yönetiminin ipuçları hakkında bilgi veren İzim Bozada, konuşmasına şöyle devam etti:
“Hotel Care olarak, arama motoru optimizasyonundan, web sitesi ve sosyal medya takibine, online misafir ilişkileri yönetiminden, otelin iç operasyonlarına kadar birçok farklı konuda uzmanlık gerektiren bir süreci yönetiyoruz. İşbirliği içinde olduğumuz küçük ve butik otellerde hayata geçirdiğimiz online itibar yönetiminde, şu başlıkları ele alıyoruz. Öncelikle kurumsal kimlik detaylarını oluşturuyoruz. Sosyal medya aktivitelerindeki görsel seçimi ve iletişim yöntemini sağlıyoruz. Misafir ile e-posta, telefon ya da online rezervasyon ile başlayan ve işletme içinde devam eden misafir deneyiminin süreç yönetimi gerçekleştiriyoruz. Online satış portallarındaki yorumları ve bu yorumlara yazılan cevaplardaki iletişimi yönetiyoruz. ‘Meta Search’ adını verdiğimiz yorum sitelerinde yorumlara verilen cevaplar ve bu iletişimde korunacak yöntemleri oluşturuyoruz. Bu başlıklar altında yer alan, onlarca detayın üzerinde yoğunlaşarak, dijital pazarlama ile işletmelerin hedeflerine ulaşmalarına ve daha da ‘sürdürülebilir’ olmalarına destek sağlıyoruz” diye konuştu.
Otellerin vitrini olan web sitesinde, ürün ve hizmetler en iyi şekilde anlatmalı
Web sitesinin otellerin vitrini olduğunun altını çizen aynı zamanda Küçük Oteller Sitesi’nin kurucusu İzim Bozada, şunları anlattı:
“Web sitesi, otel işletmelerinin vitrinleridir. Dolayısıyla, ürünlerini (hizmetlerini) en iyi şekilde anlatmaları gerekiyor. Bu noktada şunlara önem verilmelidir. Web sitesinde, profesyonel fotoğraflar olmalıdır; SEO uyumlu içerikler hazırlanmalıdır; özel teklifler (web sitesinden ya da doğrudan rezervasyonu teşvik edecek ek değer üreten teklifler) sunulmalıdır; Call to Action mesajları (sadece ana sayfada değil, ara sayfalarda da rezervasyon girişimine davet edici) hazırlanmalıdır; online rezervasyon motoru yapılmalıdır. Nitekim web sitesinde, çok uzun metinlere ve çok sayıda sayfaya ihtiyaç olduğunu da düşünmüyoruz. Potansiyel misafirlerin zamanları yok ve otelin web sitesi kararlarını çabuklaştıracak kadar net olmalıdır. Sosyal medya da ise, süreklilik, otel kapalı olsa bile ilham verici paylaşımların devamı, yapılan paylaşımlardaki özen, kurgu, görüntü ve paylaşım kalitesi, kullanılan hashtagler ile konuklara arada sırada jestler yapmak, onlarla sürekli etkileşimde olmak, rezervasyon ve sorularını cevaplamak gerekiyor. Biz, https://www.hotelcare.co/ danışmanlığımız kapsamında, gelir yönetiminden iş geliştirmeye, web ve sosyal medya yönetiminden web satışa, doluluk oranlarının maksimize edilmesinden dağıtım kanallarının yönetilmesi ve e-marketinge kadar çok geniş bir yelpazede, konusunda uzman bir ekibimizle hizmet veriyoruz” şeklinde konuştu.
Marka itibarının, işletmelerin uzun soluklu olmasını sağlayan önemli unsurlardan birisi olduğunu kaydeden Hotel Care kurucu ortağı İzim Bozada, şunları söyledi:
“İç müşterilerimiz olan çalışanlarımız, dış müşterilerimiz olan konuklarımız, tedarikçilerimiz ve toplum ile iletişim kurarken, marka bilinirliğini arttıracak etkinlikler yaparken, sosyal sorumluluk projelerini düzenlerken, oluşacak algıyı doğru yönetmemiz gerekiyor. Nitekim marka itibarı doğru yönetildiğinde, şirketlerin toplam değeri artıyor. Bu da pazar paylarının artmasını, rakiplerine karşı üstünlük kazanmalarını ve gelecekte var olma şanslarını arttırıyor” dedi.
Otellerde, online itibar yönetiminin ipuçları
Dijital ortamlardaki online itibar yönetiminin ipuçları hakkında bilgi veren İzim Bozada, konuşmasına şöyle devam etti:
“Hotel Care olarak, arama motoru optimizasyonundan, web sitesi ve sosyal medya takibine, online misafir ilişkileri yönetiminden, otelin iç operasyonlarına kadar birçok farklı konuda uzmanlık gerektiren bir süreci yönetiyoruz. İşbirliği içinde olduğumuz küçük ve butik otellerde hayata geçirdiğimiz online itibar yönetiminde, şu başlıkları ele alıyoruz. Öncelikle kurumsal kimlik detaylarını oluşturuyoruz. Sosyal medya aktivitelerindeki görsel seçimi ve iletişim yöntemini sağlıyoruz. Misafir ile e-posta, telefon ya da online rezervasyon ile başlayan ve işletme içinde devam eden misafir deneyiminin süreç yönetimi gerçekleştiriyoruz. Online satış portallarındaki yorumları ve bu yorumlara yazılan cevaplardaki iletişimi yönetiyoruz. ‘Meta Search’ adını verdiğimiz yorum sitelerinde yorumlara verilen cevaplar ve bu iletişimde korunacak yöntemleri oluşturuyoruz. Bu başlıklar altında yer alan, onlarca detayın üzerinde yoğunlaşarak, dijital pazarlama ile işletmelerin hedeflerine ulaşmalarına ve daha da ‘sürdürülebilir’ olmalarına destek sağlıyoruz” diye konuştu.
Web sitesinin otellerin vitrini olduğunun altını çizen aynı zamanda Küçük Oteller Sitesi’nin kurucusu İzim Bozada, şunları anlattı:
“Web sitesi, otel işletmelerinin vitrinleridir. Dolayısıyla, ürünlerini (hizmetlerini) en iyi şekilde anlatmaları gerekiyor. Bu noktada şunlara önem verilmelidir. Web sitesinde, profesyonel fotoğraflar olmalıdır; SEO uyumlu içerikler hazırlanmalıdır; özel teklifler (web sitesinden ya da doğrudan rezervasyonu teşvik edecek ek değer üreten teklifler) sunulmalıdır; Call to Action mesajları (sadece ana sayfada değil, ara sayfalarda da rezervasyon girişimine davet edici) hazırlanmalıdır; online rezervasyon motoru yapılmalıdır. Nitekim web sitesinde, çok uzun metinlere ve çok sayıda sayfaya ihtiyaç olduğunu da düşünmüyoruz. Potansiyel misafirlerin zamanları yok ve otelin web sitesi kararlarını çabuklaştıracak kadar net olmalıdır. Sosyal medya da ise, süreklilik, otel kapalı olsa bile ilham verici paylaşımların devamı, yapılan paylaşımlardaki özen, kurgu, görüntü ve paylaşım kalitesi, kullanılan hashtagler ile konuklara arada sırada jestler yapmak, onlarla sürekli etkileşimde olmak, rezervasyon ve sorularını cevaplamak gerekiyor. Biz, https://www.hotelcare.co/ danışmanlığımız kapsamında, gelir yönetiminden iş geliştirmeye, web ve sosyal medya yönetiminden web satışa, doluluk oranlarının maksimize edilmesinden dağıtım kanallarının yönetilmesi ve e-marketinge kadar çok geniş bir yelpazede, konusunda uzman bir ekibimizle hizmet veriyoruz” şeklinde konuştu.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)