“Allahım bu acılara yüreklerimiz nasıl dayanacak” diye sorarak birbirimize, insanlığımıza, bizi bölmek isteyenlere inat kardeşliğimize sığınırken, gelen bir haberle kara günün bitmediği anlaşıldı!
Fırat Kalkanı operasyonunda ağır yaralanarak hastanede tedavi gören kahraman bir astsubayımız, yaşam savaşını yitirerek şehit düştü.
Biz millet olarak olumsuzluklara, kötülüklere direndikçe üst üste geliyordu sanki belalar. Gün, karardıkça karardı haberlerle. Adres bu kez de Suriye idi. El-Bab’daki askerlerimize IŞID saldırmış. Üç kahraman askerimiz yaralanmıştı. Yaralı kahramanlarımız derhal Türkiye’ye getirilmiş ve tedaviye alınmıştı.
Saatler 14:00’ü gösterirken Türkiye üç kez sarsılmış. Kayseri saldırısında ve Fırat Kalkanı operasyonunda 14 şehit, 58 yaralı vermişti.
Yenilmeyeceğiz, alçaklardan ve alçaklıklarından korkmuyoruz. Ancak, yitirdiğimiz canlara dayanacak gücümüz, akıtacak gözyaşımız kalmadı.
Ama yeter artık!
Hem, bu çalışkan ve en büyük arzusu barış içinde, huzurla yarınlara, güzel günlere yürümek olan millet niye ağlasın yitenlerin ardından?
Annelerin ciğeri neden daha çok yansın?
Babalar, oğullar, kızlar, akrabalar velhasıl bu vatanın her köşesindeki milyonlar, şehitlerine yanmak yerine onların yaşarken gösterdikleri başarılarla niye gururlanmasın?
Düşün bu milletin yakasından ahlaksız teröristler. Her sinsi, korkak hainlikten sonra nasıl kenetlendiğimizi görmüyor musunuz? Amacınıza ulaşamayacaksınız.
Gece gündüz demeyin, daha çok çalışın devletin istihbarat görevlileri. Canımız sizin başarılarınıza emanet çünkü. Can yakmadan yakalayın bu ruhlarını şeytana satmış hainleri.
Türk siyasetinin önderleri, liderleri, milletin vekilleri, bakın millet etle tırnak gibi, kötülükleri kardeşlikle aşmaya çalışıyor. Gözünü kırpmadan, canını hiçe sayarak, “sen-ben demeden” koşuyor patlama olan yere, kan veriyor, yardım etmeye çalışıyor. Kucaklayın milyonları, Sıkı sıkı tutun ellerimizi. (Kaynak:sözcü.com.tr)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder