Güncellenen istatistiklere göre şu an Türkiye'de 3 milyon 208 bin 131 Suriyeli bulunuyor. İllere göre dağılımda ise İstanbul birinci, Şanlıurfa ikinci, Hatay ise üçüncü sırada.
İçişleri Bakanlığı Göç İdaresi Genel Müdürlüğü, Türkiye genelinde biyometrik kimlik verilerek kayıt altına alınan Suriyeli sayısını güncelledi. Buna göre Türkiye’de şu an kayıt altında bulunan 3 milyon 208 bin 131 Suriyeli var.
İLK SIRADA İSTANBUL VAR İZMİR 9: SIRADA
Kayıt altındaki Suriyelilerin yaşadığı kentlerin başında 511 bin 308 kişi ile İstanbul geliyor. İkinci sırada ise 445.584 ile Şanlıurfa bulunuyor.
Diğer iller ise şu şekilde;
Hatay – 416.589
Gaziantep – 341.649
Mersin – 166.332
Adana – 165.028
Kilis – 128.306
Bursa – 123.376
İzmir – 117.434
Kahramanmaraş – 95.431
Resmi rakamlara göre Suriyeliler de dahil Türkiye'de 4 milyon 500 bin göçmen barınıyor. Suriyelilerden sonra Türkiye'de en fazla Iraklı göçmenler bulunuyor.
Türkiye genelinde 250 bine yakın Iraklı göçmenin yaşadığı belirtiliyor. Göçmenlerin dışında 2017'de ikamet izniyle Türkiye'de bulunan yabancı sayısı da 591 bin 982. (sözcü.com.tr)
Suriye etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Suriye etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
6 Ekim 2017 Cuma
27 Eylül 2017 Çarşamba
AK Partili vekil Özdağ: Mustafa Kemal'in ömrü yetseydi Kerkük'ü de alacaktı
AK Parti Manisa Milletvekili Selçuk Özdağ, FOX TV'de katıldığı canlı yayında Kuzey Irak'ta yapılan referandumu için "Mustafa Kemal ölmeden önce Hatay’ı da memleketimize dahil etti. Ömrü yetseydi Musul ve Kerkük’ü de vatan topraklarına katacaktı fakat ömrü yetmedi" diye konuştu.
FOX TV'de İsmail Küçükkaya'nın sunduğu Çalar Saat programına katılan AKP Manisa Milletvekili Selçuk Özdağ'ın açıklamaları şöyle:
"Cenazeye saygı göstermeyen diriye de saygı göstermez bizim geleneklerimizde böyle bir şey yok Aysel Tuğluk’un annesine yapılanı kabul etmedim ve aynı görüşlere sahibim. Ben şahsen o gün yönetici olsaydım Ankara’ya gömülmesini sağlardım. Biz zaman zaman insanları ayırt ettik. Biz şimdi Nazım Hikmet’i de Türkiye’ye getirmek istiyoruz. Tunceli de bizim memleketimiz, toprağımız. Duygusal kopuşluğa izin verecek hareketlerden uzak durmamız gerekir."
"DIŞ POLİTİKA ESNEKLİK İSTER"
"Dış politika esneklik ister, duruma göre yön tayin edersiniz. 110 yıl önce buranın problemleri hep vardı. Bu sırada biz yeni bir devlet kurduk. Ben 12 Eylül döneminde 7 sene cezaevinde kaldım şimdi burada Atatürk ve arkadaşları Lozan’da bir anlaşma. Bana göre o günkü şartlar içinde yapılan en iyi anlaşmadır. Devletin tapusudur. Lozan’dan gelenler Ankara’ya gelince ağladı. Artık 100 yıl savaşmayacağız geleceğimizi kurtardık diye. Mustafa Kemal ölmeden önce Hatay’ı da memleketimize dahil etti. Ömrü yeterse Musul ve Kerkük’ü de vatan topraklarına katacaktı fakat ömrü yetmedi."
"DÜNYANIN EN BÜYÜK TERÖR ÖRGÜTÜ"
"Dünyanın en büyük örgütü ile mücadele ediyoruz, FETÖ ile. Neden? ABD ve egemen güçler her kurumdan bir kişi devşirse kaç kişi alır. Eğitime sızarsa neler olur. Bugün bütün güçlerini kimi bilinçli kimi bilinçsiz yönlendirilerek yaklaşık 1 milyon kişi, bu işin içine girdi. Yurt dışına gönderildi. Para ile kandırıldı çocuklarımız. Biz bu mücadeleyi beraber vermeliyiz. Demokrasiye bu karmaşada halel de gelmiş olabilir."
FOX TV'de İsmail Küçükkaya'nın sunduğu Çalar Saat programına katılan AKP Manisa Milletvekili Selçuk Özdağ'ın açıklamaları şöyle:
"Cenazeye saygı göstermeyen diriye de saygı göstermez bizim geleneklerimizde böyle bir şey yok Aysel Tuğluk’un annesine yapılanı kabul etmedim ve aynı görüşlere sahibim. Ben şahsen o gün yönetici olsaydım Ankara’ya gömülmesini sağlardım. Biz zaman zaman insanları ayırt ettik. Biz şimdi Nazım Hikmet’i de Türkiye’ye getirmek istiyoruz. Tunceli de bizim memleketimiz, toprağımız. Duygusal kopuşluğa izin verecek hareketlerden uzak durmamız gerekir."
"DIŞ POLİTİKA ESNEKLİK İSTER"
"Dış politika esneklik ister, duruma göre yön tayin edersiniz. 110 yıl önce buranın problemleri hep vardı. Bu sırada biz yeni bir devlet kurduk. Ben 12 Eylül döneminde 7 sene cezaevinde kaldım şimdi burada Atatürk ve arkadaşları Lozan’da bir anlaşma. Bana göre o günkü şartlar içinde yapılan en iyi anlaşmadır. Devletin tapusudur. Lozan’dan gelenler Ankara’ya gelince ağladı. Artık 100 yıl savaşmayacağız geleceğimizi kurtardık diye. Mustafa Kemal ölmeden önce Hatay’ı da memleketimize dahil etti. Ömrü yeterse Musul ve Kerkük’ü de vatan topraklarına katacaktı fakat ömrü yetmedi."
"DÜNYANIN EN BÜYÜK TERÖR ÖRGÜTÜ"
"Dünyanın en büyük örgütü ile mücadele ediyoruz, FETÖ ile. Neden? ABD ve egemen güçler her kurumdan bir kişi devşirse kaç kişi alır. Eğitime sızarsa neler olur. Bugün bütün güçlerini kimi bilinçli kimi bilinçsiz yönlendirilerek yaklaşık 1 milyon kişi, bu işin içine girdi. Yurt dışına gönderildi. Para ile kandırıldı çocuklarımız. Biz bu mücadeleyi beraber vermeliyiz. Demokrasiye bu karmaşada halel de gelmiş olabilir."
8 Nisan 2017 Cumartesi
Torbalı’da halk ayaklandı; 500 Suriyeli mahalleyi terk etti
İzmir Torbalı'da halkın Suriyeliler ile yaşadığı gerginlik doruk noktasına ulaştı. Suriyeliler'in gelmesi ile uzun süredir sosyolojik sorunlar yaşanan Torbalı'da sonunda korkulan oldu. Pamukyazı Mahallesi'nde bir çocuğu dövdüğü öne sürülen Suriyeli gruba, mahalle sakinleri sopa ve tırpanla saldırdı. 1'i ağır 30 kişinin yaralandığı olay sonrası yaklaşık 500 kişilik Suriyeli grup, mahalleyi terk etti.
Suriyeli grup bir çocuğu dövünce mahalle halkı ayaklandı. Kavga çıktı. 30 kişi yaralandı. Olay sonrası yaklaşık 500 kişilik Suriyeli grup apar topar ilçeyi terk etti. Bu olayın bardağı taşıran son damla olduğunu ifade eden mahalle muhtarı Muhammet Ali Çürükçü, “Önce işimizi aldılar elimizden. Sonra hırsızlık yaparak malımızı aldılar. Mezarlıkta cinsel ilişki yaşayarak huzurumuzu bozdular. En sonunda da canımızı almaya çalıştılar” diye konuştu.
BIÇAKLI, SOPALI KAVGA ÇIKTI
İzmir'in Torbalı İlçesi Pamukyazı Mahallesi’ndeki olay önceki gün Suriyeli bir grubun, bir çocuğu dövmesi ile başladı. Bunu duyan çocuğun ailesi ile Suriyeliler arasında çıkan tartışmada, bıçaklar ve sopalar kullanıldı. Olay büyüdükçe kavgaya katılanların sayısı çoğaldı. 1'i ağır 30 kişi yaralandı. Yaralılar ambulanslarla Torbalı Devlet Hastanesi'ne kaldırıldı. Mahalle sakini olan ve kavgada bıçakla ağır yaralanan 22 yaşındaki Mustafa M. ise ambulansla İzmir Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ne sevk edildi.
MAHALLE HALKI AYAKLANDI
Gergin geçen gecenin ardından mahalleli ayaklandı. Yaklaşık 300 kişilik grup, sabah toplanarak Suriyeliler’in kaldığı bölgeye gitti. Durumu fark eden Suriyeliler ise çadırları terk ederek hızla bölgeden uzaklaştı.Torbalı- Tire karayoluna çıkan Suriyeliler, otostop yapmalarına karşılık bulamayınca, yaya olarak Tire yönüne doğru uzaklaştı.
SURİYELİLER İLÇEYİ TERK ETTİ
Torbalı-Selçuk yolunu bir süre trafiğe kapatan mahalle halkı, Suriyelilerin boşalttığı 40 çadırı yıktı. Gerginliğin had safhaya ulaşması üzerine diğer Suriyeliler de kiraladıkları evleri boşaltarak mahalleden ayrıldı. Böylece Pamukyazı Mahallesi’nde hiç Suriyeli kalmadı.
BU OLAY BARDAĞI TAŞIRAN SON DAMLA
Yaşananları SÖZCÜ’ye anlatan Pamukyazı Mahalle Muhtarı Ali Çürükçü, bu olayın bir sonuç olduğunu, gerginliğin çok öncelere dayandığını söyledi. Suriyeliler’in mahalleye gelişi ile işsizlik sorununun ortaya çıktığını belirten Çürükçü, “Burada ağırlıklı olarak tarım işçiliği yapılmaktadır. Suriyeliler geldikten sonra daha düşük yevmiye ile çalıştıkları için dayıbaşları tarlalarda onlara iş vermeye başladı. Bizim vatandaşlarımız işsiz ve aç kaldı. Daha sonra, evlere girilerek yapılan hırsızlık vakalarında büyük artış yaşandı. Bir gecede 6 eve hırsız girdiği oldu. Mezarlıkta cinsel ilişki yaşadılar. Ölülerimize de saygı göstermediler, çevredeki aileler ve çocuklara da. Yaptıkları ahlaksızlıklar hepimizin huzurunu kaçırdı. Sık sık kavga çıkardılar. İki hafta önce yaklaşık 30 Suriyeli, iki vatandaşımıza kazmalar ve sopalar ile saldırdı. Hiç acımadan. Çok fena darp ettiler” dedi.
SURİYELİLER ACIMASIZCA, ÖLDÜRESİYE SALDIRDI
Yaşanan son olayı da anlatan Çürükçü, “Suriyeliler mahallemizin 12 yaşındaki bir çocuğu dövdü. Bunun üzerine mahallemizin 23 yaşındaki gençlerinden Ramazan A. çocuğu döven Suriyeli’ye tepki gösterdi. Üç Suriyeli, Ramazan A’ya saldırarak kafasını kanlar içinde bıraktı, kolunu kırdı. Haberi duyan Ramazan A’nın babası ve amcası, oğlunu alıp hastaneye götürmek için olay yerine gitti. Onu hastaneye götürmek için arabaya bindirmek üzereyken, bu kez traktör ve pikap ile gelen 30 kişilik Suriyeli grup Ramazan A’nın babası ve amcasına saldırdı. Kahvehaneden kavgayı ayırmak için gelen vatandaşlara da saldırdılar. Hem de ellerindeki sopa, taş ve çapalarla vurarak. Çapayla vurdukları bir vatandaşımızın kaşı aşağıya düştü. O esnada vatandaşımız Mustafa M'yi de bıçaklayarak ağır yaraladılar. Bu olay bardağı taşıran son damla oldu. Gece mahalle halkı ayaklandı. Jandarma gelerek kalabalığı dağıttı. Sabah olduğunda öfkesi dinmeyen mahalle halkı yine toplanarak Suriyeliler’in kaldığı bölgeye doğru yürüyüşe geçti. Durdurmak imkansızdı. Halkın geldiğini duyan Suriyeliler bölgeyi terk ederek gitti. Hiçbir Suriyeli darp edilmedi. Allah’tan ucuz atlatıldı. Daha kötü noktalara varabilirdi” diye konuştu.
BİZE SALDIRACAKLARINA VATANLARINI SAVUNSUNLAR
Muhtar Çürükçü, “Ben doğma büyüme Pamukyazılı’yım. Burası kozmopolit bir yer ama toplum birbirine saygılı ve huzurlu yaşadı. Biz ırkçı değiliz. Buraya Mardin’den Uşak’a, Diyarbakır’dan Denizli’ye kadar her yerden insan gelip yerleşmiştir. Şimdiye kadar hiç böyle bir olayla karşılaşmadık. Suriyeliler burada hiç rahat durmadılar. Vatandaşlarımızı acımasızca, öldüresiye döveceklerine kendi vatanlarını neden savunmadılar” ifadelerini kullandı.
Suriyelilerin ayrılmasının ardından Pamukyazı'da hayat normale döndü. (sözcü.com.tr)
Suriyeli grup bir çocuğu dövünce mahalle halkı ayaklandı. Kavga çıktı. 30 kişi yaralandı. Olay sonrası yaklaşık 500 kişilik Suriyeli grup apar topar ilçeyi terk etti. Bu olayın bardağı taşıran son damla olduğunu ifade eden mahalle muhtarı Muhammet Ali Çürükçü, “Önce işimizi aldılar elimizden. Sonra hırsızlık yaparak malımızı aldılar. Mezarlıkta cinsel ilişki yaşayarak huzurumuzu bozdular. En sonunda da canımızı almaya çalıştılar” diye konuştu.
BIÇAKLI, SOPALI KAVGA ÇIKTI
İzmir'in Torbalı İlçesi Pamukyazı Mahallesi’ndeki olay önceki gün Suriyeli bir grubun, bir çocuğu dövmesi ile başladı. Bunu duyan çocuğun ailesi ile Suriyeliler arasında çıkan tartışmada, bıçaklar ve sopalar kullanıldı. Olay büyüdükçe kavgaya katılanların sayısı çoğaldı. 1'i ağır 30 kişi yaralandı. Yaralılar ambulanslarla Torbalı Devlet Hastanesi'ne kaldırıldı. Mahalle sakini olan ve kavgada bıçakla ağır yaralanan 22 yaşındaki Mustafa M. ise ambulansla İzmir Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ne sevk edildi.
MAHALLE HALKI AYAKLANDI
Gergin geçen gecenin ardından mahalleli ayaklandı. Yaklaşık 300 kişilik grup, sabah toplanarak Suriyeliler’in kaldığı bölgeye gitti. Durumu fark eden Suriyeliler ise çadırları terk ederek hızla bölgeden uzaklaştı.Torbalı- Tire karayoluna çıkan Suriyeliler, otostop yapmalarına karşılık bulamayınca, yaya olarak Tire yönüne doğru uzaklaştı.
SURİYELİLER İLÇEYİ TERK ETTİ
Torbalı-Selçuk yolunu bir süre trafiğe kapatan mahalle halkı, Suriyelilerin boşalttığı 40 çadırı yıktı. Gerginliğin had safhaya ulaşması üzerine diğer Suriyeliler de kiraladıkları evleri boşaltarak mahalleden ayrıldı. Böylece Pamukyazı Mahallesi’nde hiç Suriyeli kalmadı.
BU OLAY BARDAĞI TAŞIRAN SON DAMLA
Yaşananları SÖZCÜ’ye anlatan Pamukyazı Mahalle Muhtarı Ali Çürükçü, bu olayın bir sonuç olduğunu, gerginliğin çok öncelere dayandığını söyledi. Suriyeliler’in mahalleye gelişi ile işsizlik sorununun ortaya çıktığını belirten Çürükçü, “Burada ağırlıklı olarak tarım işçiliği yapılmaktadır. Suriyeliler geldikten sonra daha düşük yevmiye ile çalıştıkları için dayıbaşları tarlalarda onlara iş vermeye başladı. Bizim vatandaşlarımız işsiz ve aç kaldı. Daha sonra, evlere girilerek yapılan hırsızlık vakalarında büyük artış yaşandı. Bir gecede 6 eve hırsız girdiği oldu. Mezarlıkta cinsel ilişki yaşadılar. Ölülerimize de saygı göstermediler, çevredeki aileler ve çocuklara da. Yaptıkları ahlaksızlıklar hepimizin huzurunu kaçırdı. Sık sık kavga çıkardılar. İki hafta önce yaklaşık 30 Suriyeli, iki vatandaşımıza kazmalar ve sopalar ile saldırdı. Hiç acımadan. Çok fena darp ettiler” dedi.
SURİYELİLER ACIMASIZCA, ÖLDÜRESİYE SALDIRDI
Yaşanan son olayı da anlatan Çürükçü, “Suriyeliler mahallemizin 12 yaşındaki bir çocuğu dövdü. Bunun üzerine mahallemizin 23 yaşındaki gençlerinden Ramazan A. çocuğu döven Suriyeli’ye tepki gösterdi. Üç Suriyeli, Ramazan A’ya saldırarak kafasını kanlar içinde bıraktı, kolunu kırdı. Haberi duyan Ramazan A’nın babası ve amcası, oğlunu alıp hastaneye götürmek için olay yerine gitti. Onu hastaneye götürmek için arabaya bindirmek üzereyken, bu kez traktör ve pikap ile gelen 30 kişilik Suriyeli grup Ramazan A’nın babası ve amcasına saldırdı. Kahvehaneden kavgayı ayırmak için gelen vatandaşlara da saldırdılar. Hem de ellerindeki sopa, taş ve çapalarla vurarak. Çapayla vurdukları bir vatandaşımızın kaşı aşağıya düştü. O esnada vatandaşımız Mustafa M'yi de bıçaklayarak ağır yaraladılar. Bu olay bardağı taşıran son damla oldu. Gece mahalle halkı ayaklandı. Jandarma gelerek kalabalığı dağıttı. Sabah olduğunda öfkesi dinmeyen mahalle halkı yine toplanarak Suriyeliler’in kaldığı bölgeye doğru yürüyüşe geçti. Durdurmak imkansızdı. Halkın geldiğini duyan Suriyeliler bölgeyi terk ederek gitti. Hiçbir Suriyeli darp edilmedi. Allah’tan ucuz atlatıldı. Daha kötü noktalara varabilirdi” diye konuştu.
BİZE SALDIRACAKLARINA VATANLARINI SAVUNSUNLAR
Muhtar Çürükçü, “Ben doğma büyüme Pamukyazılı’yım. Burası kozmopolit bir yer ama toplum birbirine saygılı ve huzurlu yaşadı. Biz ırkçı değiliz. Buraya Mardin’den Uşak’a, Diyarbakır’dan Denizli’ye kadar her yerden insan gelip yerleşmiştir. Şimdiye kadar hiç böyle bir olayla karşılaşmadık. Suriyeliler burada hiç rahat durmadılar. Vatandaşlarımızı acımasızca, öldüresiye döveceklerine kendi vatanlarını neden savunmadılar” ifadelerini kullandı.
Suriyelilerin ayrılmasının ardından Pamukyazı'da hayat normale döndü. (sözcü.com.tr)
7 Nisan 2017 Cuma
ABD Suriye'yi vurdu
ABD, 70 sivilin ölümüne yol açan kimyasal saldırıdan sorumlu tuttuğu Beşar Esad'a karşılık vermek için, Esad'ın denetiminde bulunan Şayrat Hava Üssü'nü 59 Toma Hawk füzesiyle vurdu. Suriye televizyonları, birden çok havaalanının saldırıya uğradığını öne sürdü. ABD Savunma Bakanlığı yetkilileri ise, Shariat Havaalanında pistlerin, uçakların ve yakıt depolarının hedef alındığını açıkladı. ABD Başkanı Donald Trump, kimyasal saldırının düzenlendiği öne sürülen Shariat Havaalanı'na füze saldırısı düzenlenmesi emrini kendisinin verdiğini açıkladı.
ABD, Başkan Trump'ın talimatıyla Suriye'nin Şayrat Hava Üssü'nü savaş gemilerinden atılan 59 füzeyle vurdu. Pentagon'da toplantı sürerken USS Ross ve USS Porter ABD füze destroyerleri Suriye açıklarına yaklaştı. ABD Savunma Bakanlığı Pentagon, Suriye saatiyle 04:40'ta Akdeniz'in doğusundaki ABD savaş gemilerinden Suriye'ye 59 Tomahawk füzesi fırlatıldığını duyurdu. Füzeler Humus yakınlarında Al-Shayrat hava üsssünü hedef aldığını duyurdu.
'Uçaklar, depolar, savunma sistemleri vuruldu'
ABD Dışişleri Bakanı Rex Tillerson, "Saldırının orantılı olduğunu düşünüyoruz çünkü son kimyasal saldırının yapıldığı tesis hedef alındı" dedi. Pentagon bu füzelerle (hava üssündeki) uçaklar, hangarlar, yakıt ve lojistik destek depoları, güçlendirilmiş uçak sığınakları, mühimmat depoları, hava savunma sistemleri ve radarların vurulduğunu duyurdu. Trump da konuşmasında füze saldırısının Salı günü Suriye'nin Han Şeyhun kasabasında sinir gazı kullanıldığı öne sürülen saldırıya karşılık yapıldığını açıkladı. Pentagon saldırı öncesi Rusya'nın bilgilendirildiğini söyledi. Rusya'dan ise aksi yönde açıklama geldi.
Rusya'ya haber verildi mi, verilmedi mi?
ABD'li kaynaklar saldırıdan önce bilgi verilmesi nedeniyle üssün çok kısa bir süre içerisinde boşaltıldığını açıkladı. Moskova ise kendilerine bilgi verilmediğini açıkladı. Rus askeri kaynakları üssün uçaklar için uygun olmadığı sadece helikopterle için kullanılabildiğini öne sürdü.
Trump'tan ilk açıklama
ABD Başkanı Donald Trump, ABD'nin Suriye'yi vurmasıyla ilgili "Bu gece kimyasal saldırının yapıldığı askeri üssü hedef alan bir saldırı emrini verdim. Suriye'deki füze operasyonu ABD'nin güvenliği için elzemdi" açıklamasını yaptı.
Açıklamasında Suriye'nin İdlib kentinin Han Şeyhun beldesindeki sivilleri hedef alan kimyasal saldırıyı hatırlatan Trump, "Suriyeli diktatör Beşşar Esad, salı günü korkunç kimyasal saldırıyı gerçekleştirdi. Bu barbar saldırıyla birçok insan ve hatta güzel bebekler yavaş, vahşice ve insafsızca öldürüldü. Esed yardıma muhtaç erkek, kadın ve çocukların canını aldı. Suriye rejiminin kimyasal silah kullandığına hiç şüphe yok" dedi.
Pentagon'dan açıklama
ABD Savunma Bakanlığı (Pentagon) Sözcüsü Albay Jeff Davis, Suriye rejimine ait Şayrat Hava Üssünü 59 Tomahawk füzesiyle vurduklarını açıkladı. Pentagon’da gazetecilere açıklama yapan Albay Davis, “Başkan'ın (Donald Trump) talimatıyla ABD kuvvetleri, Suriye Hava Kuvvetlerine ait bir üssü yerel saatle 4.45, ABD Doğu Yakası yerel saatiyle 8.45’te seyir füzeleri ile vurdu.” açıklamasını yaptı. Saldırının Humus vilayeti sınırlarının içinde bulunan Şayrat Hava üssüne yönelik yapıldığını ifade eden Davis, fırlatılan Tomahawk Land füzelerinin Doğu Akdeniz’de konuşlu USS Porter ve USS Ross Destroyerlerinden fırlatıldığını ifade etti. ABD’nin hava saldırısının Esed rejiminin 4 Nisan’da İdlib’in Han Şeyhun beldesinde gerçekleştirdiği kimyasal silah saldırısına tepki olarak yapıldığını ifade eden Davis, “ABD, kimyasal saldırılara tahammül etmeyecektir.” dedi.
Davis, “Bu füzelerle (hava üssündeki) uçaklar, hangarlar, yakıt ve lojistik destek depoları, güçlendirilmiş uçak sığınakları, mühimmat depoları, hava savunma sistemleri ve radarları vuruldu.” şeklinde konuştu.
Sivil kayıplarını önlemek için mümkün mertebede can kaybının olmamasına dikkat ettiklerini ifade eden Davis, üssün 2013 öncesinde Esed rejimi tarafından kimyasal silah deposu olarak kullanıldığını ve ABD’nin radar izlerinin Han Şeyhun’daki kimyasal saldırıyı gerçekleştirmek üzere bu hava üssünden havalandığını tespit ettiğini ifade etti. (Kaynak:cnntürk.com.tr)
ABD, Başkan Trump'ın talimatıyla Suriye'nin Şayrat Hava Üssü'nü savaş gemilerinden atılan 59 füzeyle vurdu. Pentagon'da toplantı sürerken USS Ross ve USS Porter ABD füze destroyerleri Suriye açıklarına yaklaştı. ABD Savunma Bakanlığı Pentagon, Suriye saatiyle 04:40'ta Akdeniz'in doğusundaki ABD savaş gemilerinden Suriye'ye 59 Tomahawk füzesi fırlatıldığını duyurdu. Füzeler Humus yakınlarında Al-Shayrat hava üsssünü hedef aldığını duyurdu.
'Uçaklar, depolar, savunma sistemleri vuruldu'
ABD Dışişleri Bakanı Rex Tillerson, "Saldırının orantılı olduğunu düşünüyoruz çünkü son kimyasal saldırının yapıldığı tesis hedef alındı" dedi. Pentagon bu füzelerle (hava üssündeki) uçaklar, hangarlar, yakıt ve lojistik destek depoları, güçlendirilmiş uçak sığınakları, mühimmat depoları, hava savunma sistemleri ve radarların vurulduğunu duyurdu. Trump da konuşmasında füze saldırısının Salı günü Suriye'nin Han Şeyhun kasabasında sinir gazı kullanıldığı öne sürülen saldırıya karşılık yapıldığını açıkladı. Pentagon saldırı öncesi Rusya'nın bilgilendirildiğini söyledi. Rusya'dan ise aksi yönde açıklama geldi.
Rusya'ya haber verildi mi, verilmedi mi?
ABD'li kaynaklar saldırıdan önce bilgi verilmesi nedeniyle üssün çok kısa bir süre içerisinde boşaltıldığını açıkladı. Moskova ise kendilerine bilgi verilmediğini açıkladı. Rus askeri kaynakları üssün uçaklar için uygun olmadığı sadece helikopterle için kullanılabildiğini öne sürdü.
Trump'tan ilk açıklama
ABD Başkanı Donald Trump, ABD'nin Suriye'yi vurmasıyla ilgili "Bu gece kimyasal saldırının yapıldığı askeri üssü hedef alan bir saldırı emrini verdim. Suriye'deki füze operasyonu ABD'nin güvenliği için elzemdi" açıklamasını yaptı.
Açıklamasında Suriye'nin İdlib kentinin Han Şeyhun beldesindeki sivilleri hedef alan kimyasal saldırıyı hatırlatan Trump, "Suriyeli diktatör Beşşar Esad, salı günü korkunç kimyasal saldırıyı gerçekleştirdi. Bu barbar saldırıyla birçok insan ve hatta güzel bebekler yavaş, vahşice ve insafsızca öldürüldü. Esed yardıma muhtaç erkek, kadın ve çocukların canını aldı. Suriye rejiminin kimyasal silah kullandığına hiç şüphe yok" dedi.
Pentagon'dan açıklama
ABD Savunma Bakanlığı (Pentagon) Sözcüsü Albay Jeff Davis, Suriye rejimine ait Şayrat Hava Üssünü 59 Tomahawk füzesiyle vurduklarını açıkladı. Pentagon’da gazetecilere açıklama yapan Albay Davis, “Başkan'ın (Donald Trump) talimatıyla ABD kuvvetleri, Suriye Hava Kuvvetlerine ait bir üssü yerel saatle 4.45, ABD Doğu Yakası yerel saatiyle 8.45’te seyir füzeleri ile vurdu.” açıklamasını yaptı. Saldırının Humus vilayeti sınırlarının içinde bulunan Şayrat Hava üssüne yönelik yapıldığını ifade eden Davis, fırlatılan Tomahawk Land füzelerinin Doğu Akdeniz’de konuşlu USS Porter ve USS Ross Destroyerlerinden fırlatıldığını ifade etti. ABD’nin hava saldırısının Esed rejiminin 4 Nisan’da İdlib’in Han Şeyhun beldesinde gerçekleştirdiği kimyasal silah saldırısına tepki olarak yapıldığını ifade eden Davis, “ABD, kimyasal saldırılara tahammül etmeyecektir.” dedi.
Davis, “Bu füzelerle (hava üssündeki) uçaklar, hangarlar, yakıt ve lojistik destek depoları, güçlendirilmiş uçak sığınakları, mühimmat depoları, hava savunma sistemleri ve radarları vuruldu.” şeklinde konuştu.
Sivil kayıplarını önlemek için mümkün mertebede can kaybının olmamasına dikkat ettiklerini ifade eden Davis, üssün 2013 öncesinde Esed rejimi tarafından kimyasal silah deposu olarak kullanıldığını ve ABD’nin radar izlerinin Han Şeyhun’daki kimyasal saldırıyı gerçekleştirmek üzere bu hava üssünden havalandığını tespit ettiğini ifade etti. (Kaynak:cnntürk.com.tr)
5 Nisan 2017 Çarşamba
Hangi ilde ne kadar Suriyeli var? İşte il il liste
İçişleri Bakanlığı Göç İdaresi Genel Müdürlüğü, Türkiye'de yaşayan Suriyelilerin sayısını ve illere göre dağılımını açıkladı.
İşte il il liste Göç İdaresi Genel Müdürlüğü'ndan yapılan açıklamaya göre, Türkiye genelinde toplan 2 milyon 969 bin Suriyeli göçmen barınıyor. Verilere göre Suriyeli göçmenler toplam nüfusun yüzde 3,72'sine denk geliyor. İşte illere göre Suriyeli dağılımı...
1- Adana:
Kayıt edilen Suriyeli sayısı: 150.795
Nüfus: 2.201.670
İl nüfusu ile karşılaştırma yüzdesi: %6.85
2- Adıyaman:
Kayıt edilen Suriyeli sayısı: 25.631
Nüfus: 610.484
İl nüfusu ile karşılaştırma yüzdesi: %4.20
3- Afyon:
Kayıt edilen Suriyeli sayısı: 4.664
Nüfus: 714.523
İl nüfusu ile karşılaştırma yüzdesi: %0.65
4- Ağrı:
Kayıt edilen Suriyeli sayısı: 916
Nüfus: 542.255
İl nüfusu ile karşılaştırma yüzdesi: %0.17
5- Aksaray:
Kayıt edilen Suriyeli sayısı: 1.492
Nüfus: 396.673
İl nüfusu ile karşılaştırma yüzdesi: %0.38
6- Amasya:
Kayıt edilen Suriyeli sayısı: 244
Nüfus: 326.351
İl nüfusu ile karşılaştırma yüzdesi: %0.07
7- Ankara:
Kayıt edilen Suriyeli sayısı: 73.198
Nüfus: 5.346.518
İl nüfusu ile karşılaştırma yüzdesi: %1.37
8- Antalya:
Kayıt edilen Suriyeli sayısı: 401
Nüfus: 2.325.555
İl nüfusu ile karşılaştırma yüzdesi: %0.02
9- Ardahan:
Kayıt edilen Suriyeli sayısı: 98
Nüfus: 98.335
İl nüfusu ile karşılaştırma yüzdesi: %0.10
10- Artvin:
Kayıt edilen Suriyeli sayısı: 40
Nüfus: 168.068
İl nüfusu ile karşılaştırma yüzdesi: %0.02
11- Aydın:
Kayıt edilen Suriyeli sayısı: 7.994
Nüfus: 1.068.260
İl nüfusu ile karşılaştırma yüzdesi: %0.75
12- Balıkesir:
Kayıt edilen Suriyeli sayısı: 2.176
Nüfus: 1.196.176
İl nüfusu ile karşılaştırma yüzdesi: %0.18
13- Bartın:
Kayıt edilen Suriyeli sayısı: 33
Nüfus: 192.389
İl nüfusu ile karşılaştırma yüzdesi: %0.02
14- Batman:
Kayıt edilen Suriyeli sayısı: 19.706
Nüfus: 576.899
İl nüfusu ile karşılaştırma yüzdesi: %3.42
15-Bayburt:
Kayıt edilen Suriyeli sayısı: 42
Nüfus: 90.154
İl nüfusu ile karşılaştırma yüzdesi: %0.05
16- Bilecik:
Kayıt edilen Suriyeli sayısı: 557
Nüfus: 218.297
İl nüfusu ile karşılaştırma yüzdesi: %0.26
17- Bingöl:
Kayıt edilen Suriyeli sayısı: 703
Nüfus: 269.560
İl nüfusu ile karşılaştırma yüzdesi: %0.26
18- Bitlis:
Kayıt edilen Suriyeli sayısı: 789
Nüfus: 341.255
İl nüfusu ile karşılaştıma yüzdesi: %0.22
19- Bolu:
Kayıt edilen Suriyeli sayısı: 1.146
Nüfus: 229.896
İl nüfusu ile karşılaştırma yüzdesi: %0.38
20- Burdur:
Kayıt edilen Suriyeli sayısı: 8.082
Nüfus: 261.401
İl nüfusu ile karşılaştırma yüzdesi: %3.09
21- Bursa:
Kayıt edilen Suriyeli sayısı: 106.893
Nüfus: 2.901.396
İl nüfusu ile karşılaştırma yüzdesi: %3.68
22- Çanakkale:
Kayıt edilen Suriyeli sayısı: 3.826
Nüfus: 519.793
İl nüfusu ile karşılaştırma yüzdesi: %0.74
23- Çankırı:
Kayıt edilen Suriyeli sayısı: 372
Nüfus: 183.880
İl nüfusu ile karşılaştırma yüzdesi: %0.20
24- Çorum:
Kayıt edilen Suriyeli sayısı: 1.890
Nüfus: 527.863
İl nüfusu ile karşılaştırma yüzdesi: %0.36
25- Denizli:
Kayıt edilen Suriyeli sayısı: 7.964
Nüfus: 1.005.687
İl nüfusu ile karşılaştırma yüzdesi: %0.79
26- Diyarbakır:
Kayıt edilen Suriyeli sayısı: 29.77
Nüfus: 1.673.119
İl nüfusu ile karşılaştırma yüzdesi: %1.78
27- Düzce:
Kayıt edilen Suriyeli sayısı: 627
Nüfus: 370.371
İl nüfusu ile karşılaştırma yüzdesi: %0.17
28- Edirne:
Kayıt edilen Suriyeli sayısı: 6.552
Nüfus: 401.701
İl nüfusu ile karşılaştırma yüzdesi: %1.63
29- Elazığ:
Kayıt edilen Suriyeli sayısı: 5.861
Nüfus: 578.789
İl nüfusu ile karşılaştırma yüzdesi: %1.01
30- Erzincan:
Kayıt edilen Suriyeli sayısı: 185
Nüfus: 226.032
İl nüfusu ile karşılaştırma yüzdesi: %0.08
31- Erzurum:
Kayıt edilen Suriyeli sayısı: 689
Nüfus: 762.021
İl nüfusu ile karşılaştırma yüzdesi: %0.09
32- Eskişehir:
Kayıt edilen Suriyeli sayısı: 2.508
Nüfus: 844.842
İl nüfusu ile karşılaştırma yüzdesi: %0.30
33- Gaziantep:
Kayıt edilen Suriyeli sayısı: 329.670
Nüfus: 1.974.244
İl nüfusu ile karşılaştırma yüzdesi: %16.70
34- Giresun:
Kayıt edilen Suriyeli sayısı: 155
Nüfus: 44.467
İl nüfusu ile karşılaştırma yüzdesi: %0.03
35- Gümüşhane:
Kayıt edilen Suriyeli sayısı: 78
Nüfus: 172.034
İl nüfusu ile karşılaştırma yüzdesi: %0.05
36- Hakkari:
Kayıt edilen Suriyeli sayısı: 1.010
Nüfus: 267.813
İl nüfusu ile karşılaştırma yüzdesi: %0.30
37- Hatay:
Kayıt edilen Suriyeli sayısı: 374.024
Nüfus: 1.555.165
İl nüfusu ile karşılaştırma yüzdesi: %24.69
38- Iğdır:
Kayıt edilen Suriyeli sayısı: 88
Nüfus: 192.785
İl nüfusu ile karşılaştıma yüzdesi: %0.05
39- Isparta:
Kayıt edilen Suriyeli sayısı: 6.409
Nüfus: 427.324
İl nüfusu ile karşılaştırma yüzdesi: %1.50
40- İstanbul:
Kayıt edilen Suriyeli sayısı: 479.555
Nüfus: 14.804.116
İl nüfusu ile karşılaştırma yüzdesi: %3.24
41- İzmir:
Kayıt edilen Suriyeli sayısı: 108.889
Nüfus: 4.223.545
İl nüfusu ile karşılaştırma yüzdesi: %2.58
42- Kahramanmaraş:
Kayıt edilen Suriyeli sayısı: 90.199
Nüfus: 1.112.624
İl nüfusu ile karşılaştırma yüzdesi: %8.11
43- Karabük:
Kayıt edilen Suriyeli sayısı: 488
Nüfus: 242.347
İl nüfusu ile karşılaştırma yüzdesi: %0.20
44- Karaman:
Kayıt edilen Suriyeli sayısı: 585
Nüfus: 245.610
İl nüfusu ile karşılaştırma yüzdesi: %0.24
45- Kars:
Kayıt edilen Suriyeli sayısı: 184
Nüfus: 289.786
İl nüfusu ile karşılaştırma yüzdesi: %0.06
46- Kastamonu:
Kayıt edilen Suriyeli sayısı: 557
Nüfus: 128.537
İl nüfusu ile karşılaştırma yüzdesi: %0.4
47- Kayseri:
Kayıt edilen Suriyeli sayısı: 58.938
Nüfus: 1.358.980
İl nüfusu ile karşılaştırma yüzdesi: %4.34
48- Kırıkkale:
Kayıt edilen Suriyeli sayısı: 817
Nüfus: 227.985
İl nüfusu ile karşılaştırma yüzdesi: %0.29
49- Kırklareli
Kayıt edilen Suriyeli sayısı: 2072
Nüfus: 88.956
İl nüfusu ile karşılaştırma yüzdesi: %2,32
50- Kırşehir:
Kayıt edilen Suriyeli sayısı: 873
Nüfus: 229.975
İl nüfusu ile karşılaştırma yüzdesi: %0.38
51- Kilis:
Kayıt edilen Suriyeli sayısı: 124.481
Nüfus: 130.825
İl nüfusu ile karşılaştırma yüzdesi: %95.15
52- Kocaeli:
Kayıt edilen Suriyeli sayısı: 32.090
Nüfus: 1.830.772
İl nüfusu ile karşılaştırma yüzdesi: %1.75
53- Konya:
Kayıt edilen Suriyeli sayısı: 73.445
Nüfus: 2.161.303
İl nüfusu ile karşılaştırma yüzdesi: %3.40
54- Kütahya:
Kayıt edilen Suriyeli sayısı: 370
Nüfus: 573.642
İl nüfusu ile karşılaştırma yüzdesi: %0.06
55- Malatya:
Kayıt edilen Suriyeli sayısı: 21.986
Nüfus: 781.305
İl nüfusu ile karşılaştırma yüzdesi: %2.81
56- Manisa:
Kayıt edilen Suriyeli sayısı: 6.700
Nüfus: 1.396.945
İl nüfusu ile karşılaştırma yüzdesi: %0.48
57- Mersin:
Kayıt edilen Suriyeli sayısı: 146.931
Nüfus: 1.779.582
İl nüfusu ile karşılaştırma yüzdesi: %8.28
58- Muğla:
Kayıt edilen Suriyeli sayısı: 9.588
Nüfus: 923.773
İl nüfusu ile karşılaştırma yüzdesi: %1.04
59- Muş:
Kayıt edilen Suriyeli sayısı: 858
Nüfus: 406.501
İl nüfusu ile karşılaştırma yüzdesi: %0.21
60- Nevşehir:
Kayıt edilen Suriyeli sayısı: 6.607
Nüfus: 290.895
İl nüfusu ile karşılaştırma yüzdesi: %2.27
61- Niğde:
Kayıt edilen Suriyeli sayısı: 3.425
Nüfus: 351.468
İl nüfusu ile karşılaştırma yüzdesi: %0.97
62- Ordu:
Kayıt edilen Suriyeli sayısı: 727
Nüfus: 750.588
İl nüfusu ile karşılaştırma yüzdesi: %0.10
63- Osmaniye:
Kayıt edilen Suriyeli sayısı: 43.773
Nüfus: 522.175
İl nüfusu ile karşılaştırma yüzdesi: %8.38
64- Rize:
Kayıt edilen Suriyeli sayısı: 662
Nüfus: 331.048
İl nüfusu ile karşılaştırma yüzdesi: %0.20
65- Sakarya:
Kayıt edilen Suriyeli sayısı: 8.120
Nüfus: 976.948
İl nüfusu ile karşılaştıma yüzdesi: %0.83
66- Samsun:
Kayıt edilen Suriyeli sayısı: 4.303
Nüfus: 1.295.927
İl nüfusu ile karşılaştıma yüzdesi: %0.33
67- Siirt:
Kayıt edilen Suriyeli sayısı: 3.372
Nüfus: 322.664
İl nüfusu ile karşılaştırma yüzdesi: %1.05
68- Sinop:
Kayıt edilen Suriyeli sayısı: 82
Nüfus: 208.478
İl nüfusu ile karşılaştırma yüzdesi: %0.04
69- Sivas:
Kayıt edilen Suriyeli sayısı: 2.540
Nüfus: 621.224
İl nüfusu ile karşılaştırma yüzdesi: %0.41
70- Şanlıurfa:
Kayıt edilen Suriyeli sayısı: 420.532
Nüfus: 1.940.627
İl nüfusu ile karşılaştırma yüzdesi: %21.67
71- Tokat:
Kayıt edilen Suriyeli sayısı: 874
Nüfus: 602.662
İl nüfusu ile karşılaştırma yüzdesi: %0.15
72- Tekirdağ:
Kayıt edilen Suriyeli sayısı: 6.484
Nüfus: 972.875
İl nüfusu ile karşılaştıma yüzdesi: %0.67
73- Trabzon:
Kayıt edilen Suriyeli sayısı: 2.223
Nüfus: 779.379
İl nüfusu ile karşılaştırma yüzdesi: %0.29
74- Tunceli:
Kayıt edilen Suriyeli sayısı: 89
Nüfus: 82.193
İl nüfusu ile karşılaştırma yüzdesi: %0.11
75- Uşak:
Kayıt edilen Suriyeli sayısı: 1.341
Nüfus: 358.736
İl nüfusu ile karşılaştırma yüzdesi: %0.37
76- Yalova:
Kayıt edilen Suriyeli sayısı: 2.904
Nüfus: 241.665
İl nüfusu ile karşılaştırma yüzdesi: %1.20
77- Van:
Kayıt edilen Suriyeli sayısı: 1.890
Nüfus: 1.100.190
İl nüfusu ile karşılaştırma yüzdesi: %0.17
78- Yozgat:
Kayıt edilen Suriyeli sayısı: 3.525
Nüfus: 421.041
İl nüfusu ile karşılaştırma yüzdesi: %0.80
79- Zonguldak:
Kayıt edilen Suriyeli sayısı: 331
Nüfus: 597.524
İl nüfusu ile karşılaştıma yüzdesi: %0.06
(Kaynak:cnntürk)
İşte il il liste Göç İdaresi Genel Müdürlüğü'ndan yapılan açıklamaya göre, Türkiye genelinde toplan 2 milyon 969 bin Suriyeli göçmen barınıyor. Verilere göre Suriyeli göçmenler toplam nüfusun yüzde 3,72'sine denk geliyor. İşte illere göre Suriyeli dağılımı...
1- Adana:
Kayıt edilen Suriyeli sayısı: 150.795
Nüfus: 2.201.670
İl nüfusu ile karşılaştırma yüzdesi: %6.85
2- Adıyaman:
Kayıt edilen Suriyeli sayısı: 25.631
Nüfus: 610.484
İl nüfusu ile karşılaştırma yüzdesi: %4.20
3- Afyon:
Kayıt edilen Suriyeli sayısı: 4.664
Nüfus: 714.523
İl nüfusu ile karşılaştırma yüzdesi: %0.65
4- Ağrı:
Kayıt edilen Suriyeli sayısı: 916
Nüfus: 542.255
İl nüfusu ile karşılaştırma yüzdesi: %0.17
5- Aksaray:
Kayıt edilen Suriyeli sayısı: 1.492
Nüfus: 396.673
İl nüfusu ile karşılaştırma yüzdesi: %0.38
6- Amasya:
Kayıt edilen Suriyeli sayısı: 244
Nüfus: 326.351
İl nüfusu ile karşılaştırma yüzdesi: %0.07
7- Ankara:
Kayıt edilen Suriyeli sayısı: 73.198
Nüfus: 5.346.518
İl nüfusu ile karşılaştırma yüzdesi: %1.37
8- Antalya:
Kayıt edilen Suriyeli sayısı: 401
Nüfus: 2.325.555
İl nüfusu ile karşılaştırma yüzdesi: %0.02
9- Ardahan:
Kayıt edilen Suriyeli sayısı: 98
Nüfus: 98.335
İl nüfusu ile karşılaştırma yüzdesi: %0.10
10- Artvin:
Kayıt edilen Suriyeli sayısı: 40
Nüfus: 168.068
İl nüfusu ile karşılaştırma yüzdesi: %0.02
11- Aydın:
Kayıt edilen Suriyeli sayısı: 7.994
Nüfus: 1.068.260
İl nüfusu ile karşılaştırma yüzdesi: %0.75
12- Balıkesir:
Kayıt edilen Suriyeli sayısı: 2.176
Nüfus: 1.196.176
İl nüfusu ile karşılaştırma yüzdesi: %0.18
13- Bartın:
Kayıt edilen Suriyeli sayısı: 33
Nüfus: 192.389
İl nüfusu ile karşılaştırma yüzdesi: %0.02
14- Batman:
Kayıt edilen Suriyeli sayısı: 19.706
Nüfus: 576.899
İl nüfusu ile karşılaştırma yüzdesi: %3.42
15-Bayburt:
Kayıt edilen Suriyeli sayısı: 42
Nüfus: 90.154
İl nüfusu ile karşılaştırma yüzdesi: %0.05
16- Bilecik:
Kayıt edilen Suriyeli sayısı: 557
Nüfus: 218.297
İl nüfusu ile karşılaştırma yüzdesi: %0.26
17- Bingöl:
Kayıt edilen Suriyeli sayısı: 703
Nüfus: 269.560
İl nüfusu ile karşılaştırma yüzdesi: %0.26
18- Bitlis:
Kayıt edilen Suriyeli sayısı: 789
Nüfus: 341.255
İl nüfusu ile karşılaştıma yüzdesi: %0.22
19- Bolu:
Kayıt edilen Suriyeli sayısı: 1.146
Nüfus: 229.896
İl nüfusu ile karşılaştırma yüzdesi: %0.38
20- Burdur:
Kayıt edilen Suriyeli sayısı: 8.082
Nüfus: 261.401
İl nüfusu ile karşılaştırma yüzdesi: %3.09
21- Bursa:
Kayıt edilen Suriyeli sayısı: 106.893
Nüfus: 2.901.396
İl nüfusu ile karşılaştırma yüzdesi: %3.68
22- Çanakkale:
Kayıt edilen Suriyeli sayısı: 3.826
Nüfus: 519.793
İl nüfusu ile karşılaştırma yüzdesi: %0.74
23- Çankırı:
Kayıt edilen Suriyeli sayısı: 372
Nüfus: 183.880
İl nüfusu ile karşılaştırma yüzdesi: %0.20
24- Çorum:
Kayıt edilen Suriyeli sayısı: 1.890
Nüfus: 527.863
İl nüfusu ile karşılaştırma yüzdesi: %0.36
25- Denizli:
Kayıt edilen Suriyeli sayısı: 7.964
Nüfus: 1.005.687
İl nüfusu ile karşılaştırma yüzdesi: %0.79
26- Diyarbakır:
Kayıt edilen Suriyeli sayısı: 29.77
Nüfus: 1.673.119
İl nüfusu ile karşılaştırma yüzdesi: %1.78
27- Düzce:
Kayıt edilen Suriyeli sayısı: 627
Nüfus: 370.371
İl nüfusu ile karşılaştırma yüzdesi: %0.17
28- Edirne:
Kayıt edilen Suriyeli sayısı: 6.552
Nüfus: 401.701
İl nüfusu ile karşılaştırma yüzdesi: %1.63
29- Elazığ:
Kayıt edilen Suriyeli sayısı: 5.861
Nüfus: 578.789
İl nüfusu ile karşılaştırma yüzdesi: %1.01
30- Erzincan:
Kayıt edilen Suriyeli sayısı: 185
Nüfus: 226.032
İl nüfusu ile karşılaştırma yüzdesi: %0.08
31- Erzurum:
Kayıt edilen Suriyeli sayısı: 689
Nüfus: 762.021
İl nüfusu ile karşılaştırma yüzdesi: %0.09
32- Eskişehir:
Kayıt edilen Suriyeli sayısı: 2.508
Nüfus: 844.842
İl nüfusu ile karşılaştırma yüzdesi: %0.30
33- Gaziantep:
Kayıt edilen Suriyeli sayısı: 329.670
Nüfus: 1.974.244
İl nüfusu ile karşılaştırma yüzdesi: %16.70
34- Giresun:
Kayıt edilen Suriyeli sayısı: 155
Nüfus: 44.467
İl nüfusu ile karşılaştırma yüzdesi: %0.03
35- Gümüşhane:
Kayıt edilen Suriyeli sayısı: 78
Nüfus: 172.034
İl nüfusu ile karşılaştırma yüzdesi: %0.05
36- Hakkari:
Kayıt edilen Suriyeli sayısı: 1.010
Nüfus: 267.813
İl nüfusu ile karşılaştırma yüzdesi: %0.30
37- Hatay:
Kayıt edilen Suriyeli sayısı: 374.024
Nüfus: 1.555.165
İl nüfusu ile karşılaştırma yüzdesi: %24.69
38- Iğdır:
Kayıt edilen Suriyeli sayısı: 88
Nüfus: 192.785
İl nüfusu ile karşılaştıma yüzdesi: %0.05
39- Isparta:
Kayıt edilen Suriyeli sayısı: 6.409
Nüfus: 427.324
İl nüfusu ile karşılaştırma yüzdesi: %1.50
40- İstanbul:
Kayıt edilen Suriyeli sayısı: 479.555
Nüfus: 14.804.116
İl nüfusu ile karşılaştırma yüzdesi: %3.24
41- İzmir:
Kayıt edilen Suriyeli sayısı: 108.889
Nüfus: 4.223.545
İl nüfusu ile karşılaştırma yüzdesi: %2.58
42- Kahramanmaraş:
Kayıt edilen Suriyeli sayısı: 90.199
Nüfus: 1.112.624
İl nüfusu ile karşılaştırma yüzdesi: %8.11
43- Karabük:
Kayıt edilen Suriyeli sayısı: 488
Nüfus: 242.347
İl nüfusu ile karşılaştırma yüzdesi: %0.20
44- Karaman:
Kayıt edilen Suriyeli sayısı: 585
Nüfus: 245.610
İl nüfusu ile karşılaştırma yüzdesi: %0.24
45- Kars:
Kayıt edilen Suriyeli sayısı: 184
Nüfus: 289.786
İl nüfusu ile karşılaştırma yüzdesi: %0.06
46- Kastamonu:
Kayıt edilen Suriyeli sayısı: 557
Nüfus: 128.537
İl nüfusu ile karşılaştırma yüzdesi: %0.4
47- Kayseri:
Kayıt edilen Suriyeli sayısı: 58.938
Nüfus: 1.358.980
İl nüfusu ile karşılaştırma yüzdesi: %4.34
48- Kırıkkale:
Kayıt edilen Suriyeli sayısı: 817
Nüfus: 227.985
İl nüfusu ile karşılaştırma yüzdesi: %0.29
49- Kırklareli
Kayıt edilen Suriyeli sayısı: 2072
Nüfus: 88.956
İl nüfusu ile karşılaştırma yüzdesi: %2,32
50- Kırşehir:
Kayıt edilen Suriyeli sayısı: 873
Nüfus: 229.975
İl nüfusu ile karşılaştırma yüzdesi: %0.38
51- Kilis:
Kayıt edilen Suriyeli sayısı: 124.481
Nüfus: 130.825
İl nüfusu ile karşılaştırma yüzdesi: %95.15
52- Kocaeli:
Kayıt edilen Suriyeli sayısı: 32.090
Nüfus: 1.830.772
İl nüfusu ile karşılaştırma yüzdesi: %1.75
53- Konya:
Kayıt edilen Suriyeli sayısı: 73.445
Nüfus: 2.161.303
İl nüfusu ile karşılaştırma yüzdesi: %3.40
54- Kütahya:
Kayıt edilen Suriyeli sayısı: 370
Nüfus: 573.642
İl nüfusu ile karşılaştırma yüzdesi: %0.06
55- Malatya:
Kayıt edilen Suriyeli sayısı: 21.986
Nüfus: 781.305
İl nüfusu ile karşılaştırma yüzdesi: %2.81
56- Manisa:
Kayıt edilen Suriyeli sayısı: 6.700
Nüfus: 1.396.945
İl nüfusu ile karşılaştırma yüzdesi: %0.48
57- Mersin:
Kayıt edilen Suriyeli sayısı: 146.931
Nüfus: 1.779.582
İl nüfusu ile karşılaştırma yüzdesi: %8.28
58- Muğla:
Kayıt edilen Suriyeli sayısı: 9.588
Nüfus: 923.773
İl nüfusu ile karşılaştırma yüzdesi: %1.04
59- Muş:
Kayıt edilen Suriyeli sayısı: 858
Nüfus: 406.501
İl nüfusu ile karşılaştırma yüzdesi: %0.21
60- Nevşehir:
Kayıt edilen Suriyeli sayısı: 6.607
Nüfus: 290.895
İl nüfusu ile karşılaştırma yüzdesi: %2.27
61- Niğde:
Kayıt edilen Suriyeli sayısı: 3.425
Nüfus: 351.468
İl nüfusu ile karşılaştırma yüzdesi: %0.97
62- Ordu:
Kayıt edilen Suriyeli sayısı: 727
Nüfus: 750.588
İl nüfusu ile karşılaştırma yüzdesi: %0.10
63- Osmaniye:
Kayıt edilen Suriyeli sayısı: 43.773
Nüfus: 522.175
İl nüfusu ile karşılaştırma yüzdesi: %8.38
64- Rize:
Kayıt edilen Suriyeli sayısı: 662
Nüfus: 331.048
İl nüfusu ile karşılaştırma yüzdesi: %0.20
65- Sakarya:
Kayıt edilen Suriyeli sayısı: 8.120
Nüfus: 976.948
İl nüfusu ile karşılaştıma yüzdesi: %0.83
66- Samsun:
Kayıt edilen Suriyeli sayısı: 4.303
Nüfus: 1.295.927
İl nüfusu ile karşılaştıma yüzdesi: %0.33
67- Siirt:
Kayıt edilen Suriyeli sayısı: 3.372
Nüfus: 322.664
İl nüfusu ile karşılaştırma yüzdesi: %1.05
68- Sinop:
Kayıt edilen Suriyeli sayısı: 82
Nüfus: 208.478
İl nüfusu ile karşılaştırma yüzdesi: %0.04
69- Sivas:
Kayıt edilen Suriyeli sayısı: 2.540
Nüfus: 621.224
İl nüfusu ile karşılaştırma yüzdesi: %0.41
70- Şanlıurfa:
Kayıt edilen Suriyeli sayısı: 420.532
Nüfus: 1.940.627
İl nüfusu ile karşılaştırma yüzdesi: %21.67
71- Tokat:
Kayıt edilen Suriyeli sayısı: 874
Nüfus: 602.662
İl nüfusu ile karşılaştırma yüzdesi: %0.15
72- Tekirdağ:
Kayıt edilen Suriyeli sayısı: 6.484
Nüfus: 972.875
İl nüfusu ile karşılaştıma yüzdesi: %0.67
73- Trabzon:
Kayıt edilen Suriyeli sayısı: 2.223
Nüfus: 779.379
İl nüfusu ile karşılaştırma yüzdesi: %0.29
74- Tunceli:
Kayıt edilen Suriyeli sayısı: 89
Nüfus: 82.193
İl nüfusu ile karşılaştırma yüzdesi: %0.11
75- Uşak:
Kayıt edilen Suriyeli sayısı: 1.341
Nüfus: 358.736
İl nüfusu ile karşılaştırma yüzdesi: %0.37
76- Yalova:
Kayıt edilen Suriyeli sayısı: 2.904
Nüfus: 241.665
İl nüfusu ile karşılaştırma yüzdesi: %1.20
77- Van:
Kayıt edilen Suriyeli sayısı: 1.890
Nüfus: 1.100.190
İl nüfusu ile karşılaştırma yüzdesi: %0.17
78- Yozgat:
Kayıt edilen Suriyeli sayısı: 3.525
Nüfus: 421.041
İl nüfusu ile karşılaştırma yüzdesi: %0.80
79- Zonguldak:
Kayıt edilen Suriyeli sayısı: 331
Nüfus: 597.524
İl nüfusu ile karşılaştıma yüzdesi: %0.06
(Kaynak:cnntürk)
18 Mart 2017 Cumartesi
Sinan Oğan: 1 milyon Suriyeli'ye git ülkeni teröristten kurtar diyeceğiz
MHP'den ihraç edilen Sinan Oğan, Bursa'da katıldığı 'Hayırlı Anadolu Yürüyüşü' programı kapsamında kendisini destekleyenlerle bir araya geldi. Oğan, "Benim Anadolu'da yetişen delikanlım, kınalı kuzum, askerim gidecek El Bab'da şehit düşecek, Suriye'de terörle mücadele edecek, Taşı sıksa suyunu çıkaracak herifler gelecek sahillerde nargile fokurdatacak. Yok öyle bir şey" dedi.
MHP'den ihraç edilen Sinan Oğan, Bursa'da 'Hayırlı Anadolu Yürüyüşü' programı kapsamında kendisini destekleyenlerle bir araya geldi. Oğan, "Benim Anadolu'da yetişen delikanlım, kınalı kuzum, askerim gidecek El Bab'da şehit düşecek, Suriye'de terörle mücadele edecek, Taşı sıksa suyunu çıkaracak herifler gelecek sahillerde nargile fokurdatacak. Yok öyle bir şey" dedi.
MHP'den ihraç edilen Sinan Oğan, yoğun ilgi gördüğü programda yaptığı konuşmada 16 Nisan'da yapılacak referandum için "Vallahi, billahi, tillahi, inansam ki 'Evet'in bu ülkeye zerre kadar faydası olacak, bu ülkeyi canından çok seven bir kardeşiniz olarak söylüyorum. Zerre kadar faydası olacağını bilsem 'Evet' derim. Ancak 'Evet'in bu ülkeye bir faydası olmayacak" dedi. Referandumdan 'Hayır' çıkacağını öne süren Oğan, şöyle konuştu:
"Bu defa Türk milletinin sağduyusu galip gelecek. Türk milleti büyüktür. Öyle bir zamanda sağduyusunu gösterir ki herkesin feleği şaşar. Tam bugün o gündür. Çünkü bugün Türk milletinin geleceğinin oylanacağı gündür.Bugün sadece Anayasa'nın 18 maddesini değil, Türk milletinin bekasını oylayacağız.
Türk milletine gelecekte yeniden demokrasiyi özümseyip, Türkiye'yi yeniden dünyaya hükmedecek noktaya getirme veya despotizmin kucağına itme fırsatıdır bu. Saltanat ile Cumhuriyet arasında tercih söz konusu olduğunda Mustafa Kemal Paşa'nn izinden nasıl gittilerse Türk milleti bugün de 'Yaşa Mustafa Kemal Paşa' diyor. Bugün de cumhuriyetine sahip çıkacak, Cumhuriyetinin değerlerine sahip çıkacak."
Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Betül Sayan Kaya'nın Hollanda'da sınır dışı edilmesi nedeniyle bu ülkeyi lanetleyen Sinan Oğan. bir Türk bakanına bu yapılan muameleyi asla kesil olarak kabul etmediğini vurgularken, "Bu işlem bir Mozambik bakana dahi yapılmazdı. Polis eşliğinde kapı dışarı ettiler bir Türk bakanını.
Peki bunu bile bile 'Gelmeyin' diyen bir ülkeye bakanını sen neden gönderiyorsun? Bu neyin inadıdır? 1, 2 puan için Türkiye'nin imajını itibarını Hollandalı iki polisin ayağının altına niye veriyorsun? Türk bakanının gitmesinin yasak olduğunu bile bile oraya gönderdiler. Neticede bir maduriyet beklediler."
Türkiye'de 4 milyon Suriyeli bulunduğunu bu rakamın 2019'da 7.5 milyona çıkmasının beklendiğini belirten Oğan, şunları söyledi:
"Önceliikle şunun altını çizeyim. Büyük Türk milleti yemez yedirir, içmez içirir. Bize sığınan herkese sonuna kadar kapımız açıktır. Kadın, çocuk, yaşlı, hasta, engelli bunların hepsinin başımızın üstünde yeri vardır. Yalnız buraya gelirken gördük. Sokaklarda kadınlar çocuklar 'Açız' diye pankart açmış, dileniyorlar.
Mültecinin yeri mülteci kamplarıdır. Öncelikle mülteci kamplarına dönecekler. İkincisi, Anadolu'da bir laf var 'Taşı sıksa suyunu çıkarır.'
Benim Anadolu'da yetişen delikanlım, kınalı kuzum, askerim gidecek El Bab'da şehit düşecek, Suriye'de terörle mücadele edecek, Taşı sıksa suyunu çıkaracak herifler gelecek sahillerde nargile fokurdatacak. Yok öyle birşey. Önce Allah'ın izni ile 'Hayır' çıkacak.
Ondan sonra bu ülkeyi gerçekten seven, bu ülke için canını seve seve feda edecek insanlar olarak iktidar yolu açılacak ondan sonra. Allah izin verirse iktidara geldiğimizde kadın çoluk çocuk hepsinin başımızın üstünde yeri var ama eli silah tutacak olan bir milyon Suriyeliye 'Rap rap' git ülkeni teröristten kurtar diyeceğiz."
MHP'den ihraç edilen Sinan Oğan, Bursa'da 'Hayırlı Anadolu Yürüyüşü' programı kapsamında kendisini destekleyenlerle bir araya geldi. Oğan, "Benim Anadolu'da yetişen delikanlım, kınalı kuzum, askerim gidecek El Bab'da şehit düşecek, Suriye'de terörle mücadele edecek, Taşı sıksa suyunu çıkaracak herifler gelecek sahillerde nargile fokurdatacak. Yok öyle bir şey" dedi.
MHP'den ihraç edilen Sinan Oğan, yoğun ilgi gördüğü programda yaptığı konuşmada 16 Nisan'da yapılacak referandum için "Vallahi, billahi, tillahi, inansam ki 'Evet'in bu ülkeye zerre kadar faydası olacak, bu ülkeyi canından çok seven bir kardeşiniz olarak söylüyorum. Zerre kadar faydası olacağını bilsem 'Evet' derim. Ancak 'Evet'in bu ülkeye bir faydası olmayacak" dedi. Referandumdan 'Hayır' çıkacağını öne süren Oğan, şöyle konuştu:
"Bu defa Türk milletinin sağduyusu galip gelecek. Türk milleti büyüktür. Öyle bir zamanda sağduyusunu gösterir ki herkesin feleği şaşar. Tam bugün o gündür. Çünkü bugün Türk milletinin geleceğinin oylanacağı gündür.Bugün sadece Anayasa'nın 18 maddesini değil, Türk milletinin bekasını oylayacağız.
Türk milletine gelecekte yeniden demokrasiyi özümseyip, Türkiye'yi yeniden dünyaya hükmedecek noktaya getirme veya despotizmin kucağına itme fırsatıdır bu. Saltanat ile Cumhuriyet arasında tercih söz konusu olduğunda Mustafa Kemal Paşa'nn izinden nasıl gittilerse Türk milleti bugün de 'Yaşa Mustafa Kemal Paşa' diyor. Bugün de cumhuriyetine sahip çıkacak, Cumhuriyetinin değerlerine sahip çıkacak."
Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Betül Sayan Kaya'nın Hollanda'da sınır dışı edilmesi nedeniyle bu ülkeyi lanetleyen Sinan Oğan. bir Türk bakanına bu yapılan muameleyi asla kesil olarak kabul etmediğini vurgularken, "Bu işlem bir Mozambik bakana dahi yapılmazdı. Polis eşliğinde kapı dışarı ettiler bir Türk bakanını.
Peki bunu bile bile 'Gelmeyin' diyen bir ülkeye bakanını sen neden gönderiyorsun? Bu neyin inadıdır? 1, 2 puan için Türkiye'nin imajını itibarını Hollandalı iki polisin ayağının altına niye veriyorsun? Türk bakanının gitmesinin yasak olduğunu bile bile oraya gönderdiler. Neticede bir maduriyet beklediler."
Türkiye'de 4 milyon Suriyeli bulunduğunu bu rakamın 2019'da 7.5 milyona çıkmasının beklendiğini belirten Oğan, şunları söyledi:
"Önceliikle şunun altını çizeyim. Büyük Türk milleti yemez yedirir, içmez içirir. Bize sığınan herkese sonuna kadar kapımız açıktır. Kadın, çocuk, yaşlı, hasta, engelli bunların hepsinin başımızın üstünde yeri vardır. Yalnız buraya gelirken gördük. Sokaklarda kadınlar çocuklar 'Açız' diye pankart açmış, dileniyorlar.
Mültecinin yeri mülteci kamplarıdır. Öncelikle mülteci kamplarına dönecekler. İkincisi, Anadolu'da bir laf var 'Taşı sıksa suyunu çıkarır.'
Benim Anadolu'da yetişen delikanlım, kınalı kuzum, askerim gidecek El Bab'da şehit düşecek, Suriye'de terörle mücadele edecek, Taşı sıksa suyunu çıkaracak herifler gelecek sahillerde nargile fokurdatacak. Yok öyle birşey. Önce Allah'ın izni ile 'Hayır' çıkacak.
Ondan sonra bu ülkeyi gerçekten seven, bu ülke için canını seve seve feda edecek insanlar olarak iktidar yolu açılacak ondan sonra. Allah izin verirse iktidara geldiğimizde kadın çoluk çocuk hepsinin başımızın üstünde yeri var ama eli silah tutacak olan bir milyon Suriyeliye 'Rap rap' git ülkeni teröristten kurtar diyeceğiz."
3 Mart 2017 Cuma
Suriyeli gelin sayısı yüzde 82 arttı
Türkiye İstatistik Kurumu 2016 yılı evlenme ve boşanma istatistiklerini yayımladı. Buna göre evlenen çiftlerin sayısı 2016'da bir önceki yıla göre yüzde 1,4 azalarak 594 bin 493 oldu. En fazla yabancı gelin Suriyelilerden, en fazla yabancı damat Almanlardan seçildi. Suriyeli gelinlerin sayısı yüzde 82 artışla 6 bin 495'e yükseldi.
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından açıklanan rakamlara göre evlenen çiftlerin sayısı 2016'da bir önceki yıla göre yüzde 1,4 azalarak 594 bin 493'e geriledi. Boşanan çiftlerin sayısı da bir önceki yıla göre yüzde 4,3 azalarak 126 bin 164 olarak gerçekleşti. En fazla yabancı gelin Suriyelilerden, en fazla yabancı damat Almanlardan seçildi.
Yabancı gelinlerin sayısı 2016 yılında 22 bin 583 olurken, yabancı gelinler toplam gelinlerin yüzde 3,8’ini oluşturdu. Yabancı gelinler uyruklarına göre incelendiğinde, Suriyeli gelinler (6 bin 495 kişi) yüzde 28,8 ile birinci sırada yer aldı. Suriyeli gelinleri yüzde 11,7 ile Alman gelinler (2 bin 644 kişi) ve yüzde9,6 ile Azerbaycanlı gelinler (2 bin 170 kişi) izledi.
Suriyeli damat sayısı 377
Yabancı damatların sayısı geçen yıl 3 bin 777 olurken, toplam damatların yüzde 0,6’sını oluşturdu. Yabancı damatlardan Alman damatlar (bin 338 kişi) yüzde 35,4 ile birinci sırada yer aldı. Alman damatları yüzde 10 ile Suriyeli damatlar (377 kişi) ve yüzde 7,7 ile Avusturyalı damatlar (291 kişi) takip etti.
Kaba boşanma hızının 2016 yılında en yüksek olduğu il, binde 2,63 ile İzmir olarak kayıtlara geçti. Bu ili binde 2,55 ile Muğla, binde 2,46 ile Antalya izledi. Kaba boşanma hızının en düşük olduğu iller ise binde 0,15 ile Hakkari ve Şırnak oldu. Bu illeri de binde 0,23 ile Siirt, binde 0,25 ile Muş izledi.
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından açıklanan rakamlara göre evlenen çiftlerin sayısı 2016'da bir önceki yıla göre yüzde 1,4 azalarak 594 bin 493'e geriledi. Boşanan çiftlerin sayısı da bir önceki yıla göre yüzde 4,3 azalarak 126 bin 164 olarak gerçekleşti. En fazla yabancı gelin Suriyelilerden, en fazla yabancı damat Almanlardan seçildi.
Yabancı gelinlerin sayısı 2016 yılında 22 bin 583 olurken, yabancı gelinler toplam gelinlerin yüzde 3,8’ini oluşturdu. Yabancı gelinler uyruklarına göre incelendiğinde, Suriyeli gelinler (6 bin 495 kişi) yüzde 28,8 ile birinci sırada yer aldı. Suriyeli gelinleri yüzde 11,7 ile Alman gelinler (2 bin 644 kişi) ve yüzde9,6 ile Azerbaycanlı gelinler (2 bin 170 kişi) izledi.
Suriyeli damat sayısı 377
Yabancı damatların sayısı geçen yıl 3 bin 777 olurken, toplam damatların yüzde 0,6’sını oluşturdu. Yabancı damatlardan Alman damatlar (bin 338 kişi) yüzde 35,4 ile birinci sırada yer aldı. Alman damatları yüzde 10 ile Suriyeli damatlar (377 kişi) ve yüzde 7,7 ile Avusturyalı damatlar (291 kişi) takip etti.
Kaba boşanma hızının 2016 yılında en yüksek olduğu il, binde 2,63 ile İzmir olarak kayıtlara geçti. Bu ili binde 2,55 ile Muğla, binde 2,46 ile Antalya izledi. Kaba boşanma hızının en düşük olduğu iller ise binde 0,15 ile Hakkari ve Şırnak oldu. Bu illeri de binde 0,23 ile Siirt, binde 0,25 ile Muş izledi.
26 Şubat 2017 Pazar
Türkiye'de eğitildiler, Suriye'ye dönüyorlar
Türkiye'de eğitimleri tamamlanan Suriyeli polisler, Kilis'ten ülkelerine gönderiliyor.
Suriye Geçici Hükümeti ile Türkiye Cumhuriyet tarafından iş birliği ile Türkiye'de eğitilen Suriyeli polisler, eğitimlerini tamamladı.
Suriye'nin Halep kentine bağlı Azez İlçesi ile Çobanbey (RAİ) bölgesinde görev yapacak olan Suriyeli polisler, yapılan seçmelerin ardından ülkelerine gönderilmeye başlandı.
Türkiye’de işlemleri yapılan Suriyeli polisler, Kilis'ten otobüslerle Suriye'ye geçti. DHA
Suriye Geçici Hükümeti ile Türkiye Cumhuriyet tarafından iş birliği ile Türkiye'de eğitilen Suriyeli polisler, eğitimlerini tamamladı.
Suriye'nin Halep kentine bağlı Azez İlçesi ile Çobanbey (RAİ) bölgesinde görev yapacak olan Suriyeli polisler, yapılan seçmelerin ardından ülkelerine gönderilmeye başlandı.
Türkiye’de işlemleri yapılan Suriyeli polisler, Kilis'ten otobüslerle Suriye'ye geçti. DHA
22 Şubat 2017 Çarşamba
Suriyelilere vatandaşlık referandum sonrası
Başbakan Yardımcısı Veysi Kaynak, ilk aşamada 80,000 Suriyeliye Türk vatandaşlığı verilmesi için çalışmaların sürdüğünü ancak tartışmaları önlemek için bu yöndeki adımın 16 Nisan'daki referandum öncesi atılmadığını söyledi.
Başbakan Yardımcısı Kaynak Reuters'a verdiği söyleşide, "Şu ana kadar belirlediğimiz vatandaşlık niteliklere uygun, işlemleri sürdürülen 20,000 küsur (Suriyeli) aile var. Toplam 80,000 kişiye tekabül ediyor. Bunların güvenlik kısmıyla ilgili araştırmalar sürüyor" diye konuştu.
Suriyelilere vatandaşlık referandum sonrası
Suriyeli işçi sayısının 10,000'den fazla olduğunu, belirli uzmanlık eğitimi almış olanların, mesleksahiplerinin ve Türkiye'de çalışma izni olanların vatandaşlık imkanından yararlanacaklarını ifade eden Kaynak, Suriyelilere Türk vatandaşlığı verilmesinin zamanlaması için şöyle konuştu:
"16 Nisan'daki referandum öncesi Suriyelilere vatandaşlık verilip, bunların oy kullanacağı yönündeki tartışmaya meydan vermek istemedik. Bu nedenle şimdilik (referandum öncesi) bu konuda bir adım atılmadı." cnntürk
Başbakan Yardımcısı Kaynak Reuters'a verdiği söyleşide, "Şu ana kadar belirlediğimiz vatandaşlık niteliklere uygun, işlemleri sürdürülen 20,000 küsur (Suriyeli) aile var. Toplam 80,000 kişiye tekabül ediyor. Bunların güvenlik kısmıyla ilgili araştırmalar sürüyor" diye konuştu.
Suriyelilere vatandaşlık referandum sonrası
Suriyeli işçi sayısının 10,000'den fazla olduğunu, belirli uzmanlık eğitimi almış olanların, mesleksahiplerinin ve Türkiye'de çalışma izni olanların vatandaşlık imkanından yararlanacaklarını ifade eden Kaynak, Suriyelilere Türk vatandaşlığı verilmesinin zamanlaması için şöyle konuştu:
"16 Nisan'daki referandum öncesi Suriyelilere vatandaşlık verilip, bunların oy kullanacağı yönündeki tartışmaya meydan vermek istemedik. Bu nedenle şimdilik (referandum öncesi) bu konuda bir adım atılmadı." cnntürk
21 Şubat 2017 Salı
Türkiye’de zor durumdaki sığınmacılar organlarını satıyor
Alman medyası Türkiye’deki Suriyeli sığınmacılar konusunda önemli bir iddia ortaya attı. Devlet kanalı ARD’de yayınlanan FAKT adlı programda, zor şartlardaki Suriyeli sığınmacıların kendi organlarını satmak zorunda kaldıkları öne sürüldü.
ARD’nin sitesinde konuya ilişkin yer alan haberdeki iddialara göre, böbreklerini ya da karaciğerlerini satmak isteyen sığınmacılar sosyal medya üzerinden alıcı arıyor.
Bu ilanları takip ederek ulaşıldığı ve adının Ahmed olduğu belirtilen Suriyeli sığınmacının, "Ben Türkçe bilmiyorum, tanıdıklarım yok, işim yok, evim yok. Böbreğimi satıyorum çünkü çok büyük sorunlarım var. Bedenimi satmaktan başka paraya ulaşma şansım yok” sözlerine yer veriliyor.
Söz konusu kişinin başkalarının da içinde bulundukları zor durum nedeniyle aynı şeyleri yaptığını aktardığı bilgisi paylaşılıyor.
Haberde organ ticareti yapan kişilerin FAKT muhabirlerine ameliyat dahil, 30 bin Euroya böbrek nakli pazarlığı yaptıkları aktarılırken, piyasada 6-11 bin Euro fiyata böbrek bulunabildiği öne sürülüyor. Teyit edilememiş bilgi olarak ise, FAKT muhabirlerine konuşan aracıların organ nakillerinin Malatya’da yapıldığını söyledikleri de aktarılıyor.
Suriye savaşının neden olduğu zor şartların organ mafyası tarafından kullanıldığı kaydedilen haberde, daha önce Lübnan’daki Suriyeli sığınmacıların da böbreklerini satmak zorunda kaldıklarına dikkat çekiliyor.
Ahmet Yıldırım / DHA
ARD’nin sitesinde konuya ilişkin yer alan haberdeki iddialara göre, böbreklerini ya da karaciğerlerini satmak isteyen sığınmacılar sosyal medya üzerinden alıcı arıyor.
Bu ilanları takip ederek ulaşıldığı ve adının Ahmed olduğu belirtilen Suriyeli sığınmacının, "Ben Türkçe bilmiyorum, tanıdıklarım yok, işim yok, evim yok. Böbreğimi satıyorum çünkü çok büyük sorunlarım var. Bedenimi satmaktan başka paraya ulaşma şansım yok” sözlerine yer veriliyor.
Söz konusu kişinin başkalarının da içinde bulundukları zor durum nedeniyle aynı şeyleri yaptığını aktardığı bilgisi paylaşılıyor.
Haberde organ ticareti yapan kişilerin FAKT muhabirlerine ameliyat dahil, 30 bin Euroya böbrek nakli pazarlığı yaptıkları aktarılırken, piyasada 6-11 bin Euro fiyata böbrek bulunabildiği öne sürülüyor. Teyit edilememiş bilgi olarak ise, FAKT muhabirlerine konuşan aracıların organ nakillerinin Malatya’da yapıldığını söyledikleri de aktarılıyor.
Suriye savaşının neden olduğu zor şartların organ mafyası tarafından kullanıldığı kaydedilen haberde, daha önce Lübnan’daki Suriyeli sığınmacıların da böbreklerini satmak zorunda kaldıklarına dikkat çekiliyor.
Ahmet Yıldırım / DHA
9 Şubat 2017 Perşembe
10 bin kişi başvurdu, 28 kişiyi aldılar
Tarihinin en yüksek göçmen başvurusunu alan Japonya'da yayımlanan hükümet raporu, gerçeği ortaya çıkardı.
Japonya'da yayımlanan hükümet raporu, ülkedeki göçmen sayısını da ortaya çıkardı. Tarihinin en yüksek başvurusunu alan ülkede 28 kişinin mülteci statüsünde ülkeye kabul edildiği kaydedildi. Yayımlanan rapora göre; Japonya'ya 2016 yılında 10 bin 901 kişi başvurdu. Bu rakam geçen yıla oranla yüzde 44 artış gösterdi. Ancak ülke yalnızca 28 kişinin mülteci statüsünde ülkeye alınmasını kabul etti.
Kabul edilen mültecilerin Afganistan, Etiyopya, Eritre vatandaşı olduğu belirtilirken, Suriyelilerle ilgili açıklama yapılmadı.
Japonya'da yayımlanan hükümet raporu, ülkedeki göçmen sayısını da ortaya çıkardı. Tarihinin en yüksek başvurusunu alan ülkede 28 kişinin mülteci statüsünde ülkeye kabul edildiği kaydedildi. Yayımlanan rapora göre; Japonya'ya 2016 yılında 10 bin 901 kişi başvurdu. Bu rakam geçen yıla oranla yüzde 44 artış gösterdi. Ancak ülke yalnızca 28 kişinin mülteci statüsünde ülkeye alınmasını kabul etti.
Kabul edilen mültecilerin Afganistan, Etiyopya, Eritre vatandaşı olduğu belirtilirken, Suriyelilerle ilgili açıklama yapılmadı.
6 Şubat 2017 Pazartesi
Af Örgütü: Suriye'deki hapishanede binlerce kişi asıldı
Uluslararası Af Örgütü, Suriye'deki gizli bir hapishanede, çoğu sivil muhaliflerden oluşan 13 bin dolayında kişinin infaz edildiğini söyledi.
Örgütün hazırladığı yeni raporda, Eylül 2011 ve Aralık 2015 arasında Saydnaya Hapishanesi'nde her hafta toplu idamların yaşandığını iddia edildi.
Af Ögütü, iddia ettiği idamlara Suriye hükümetinin en üst düzey seviyeleri tarafından onay verildiğini belirtti.
Suriye hükümeti daha önce mahkûmların infaz edildiği veya kötü muamele gördükleri iddialarını reddetmişti.
Ancak BM'nin insan hakları uzmanları bir yıl önce, tanıklıklar ve belgesel kanıtların, onbinlerce kişinin gözaltına alındığını ve gözaltındayken "çok büyük sayıda ölümlerin" olduğunu gösterdiğini duyurmuştu.
Haftada 20 ila 50 kişi
Af Örgütü raporunu, aralarında eski gardiyanlar, tutuklular ve hapishane yetkililerinin de bulunduğu 84 kişiyle görüşerek hazırladı.
Raporda, Şam'ın hemen kuzeyindeki hapishanede "her hafta, sıklıkla da haftada iki kez 20 ila 50 kişinin tam bir gizlilik içinde infaz edildiği" söyleniyor.
Rapora göre tutuklular, infaz edilmeden önce başkent Şam'ın Kaboun bölgesindeki "askeri sahra mahkemesine" getiriliyor ve bu mahkemelerdeki duruşmalar bir ila üç dakika sürüyor.
Af Örgütü'nün açıklamalarına yer verdiği eski bir askeri mahkeme yargıcı, tutuklulara yöneltilen suçlamaların işlenip işlenmediğinin sorulduğunu söylüyor. Yargıç, "Cevap 'hayır' veya 'evet' olsa da mahkûm ediliyorlar. Mahkemenin hukukla ilgisi yok" diyor.
Raporda, infaz günlerinde tutuklulara bir sivil hapishaneye nakledileceklerinin söylendiği, sonra da bodrumdaki bir hücrede iki ila üç saat dövüldükleri anlatılıyor.
Rapora göre daha sonra gece yarısı, gözleri bağlı bir şekilde hapishanenin farklı bir yerine götürülüyorlar ve boyunlarına ilmik geçirilmeden dakikalar önce, bodrum katındaki bir odada ölüme mahkûm edildikleri kendilerine söyleniyor.
İnfaz edilenlerin cesetlerinin de kayıt için Şam'daki Tişrin askeri hastanesine götürüldükleri daha sonra da askeri arazilerde açılan toplu mezarlara gömüldükleri kaydediliyor.
Af Örgütü, tanıkların ifadelerine dayanarak, Saydnaya'da beş yılda 5 ila 13 bin kişinin asıldığını tahmin ediyor.
Tanık ifadeleri
İdamları gören eski bir yargıç
"10 ila 15 dakika asılı kalırlardı. Bazıları ölmezdi çünkü çok hafiflerdi. Gençler ağırlıklarıyla ölmezlerdi. Subayların yaverleri tutup aşağı doğru asılır ve boyunlarını kırarlardı."
'Hamid', Saydnaya'da ceza yatan eski bir subay
"Kulaklarınızı yere dayarsanız bir gurultu duyardınız. Bu, 10 dakika kadar sürerdi. İnsanların boğularak ölme sesleriyle uyurduk. O zamanlar bu benim için normaldi."
Eski Saydnaya mahkûmu Samir işkenceyi şöyle anlatıyor;
"Dayak çok ağırdı. Sanki tırnağınızı bir taşa geçirmeyi tekrar tekrar deniyor gibiydiniz. İmkânsızdı ama devam ediyorlardı. Daha fazla vuracaklarına, bacaklarımı kesmelerini diliyordum"
Af Örgütü, Aralık 2015'ten sonra infazların devam ettiğine dair bir kanıtlarının olmadığını söylese de, durduğuna inanmak için bir nedenleri bulunmadığını ve binlerce kişinin de ölmüş olabileceğini söylüyor.
Af Örgütü, yaşananların savaş suçu ve insanlığa karşı suç olduğunu ifade ediyor.
Raporda ayrıca, ölüm cezalarının baş müftü veya Cumhurbaşkanı Beşar Esad adına yetki kullanan savunma bakanı ya da genelkurmay başkanı tarafından onaylanması gerektiği ifade ediliyor.
Örgüt, Ocak başında iddialarla ilgili olarak Suriye hükümetiyle görüşmeye çalıştıklarını ancak bir yanıt alamadıklarını da söylüyor.
Af Örgütü geçen Ağustos'ta da Cumhurbaşkanı Esad yönetimine karşı isyanın başladığı Mart 2011 ve Aralık 2015 arasında gözaltındaki 17 bin 723 kişinin, işkence, gıda, su veya tıbbi bakım verilmemesi nedeniyle öldüğünü duyurmuştu. Bu sayıya Saydnaya Hapishanesi'nde asıldığı iddia edilenler dâhil değil. (BBC Türkçe)
Örgütün hazırladığı yeni raporda, Eylül 2011 ve Aralık 2015 arasında Saydnaya Hapishanesi'nde her hafta toplu idamların yaşandığını iddia edildi.
Af Ögütü, iddia ettiği idamlara Suriye hükümetinin en üst düzey seviyeleri tarafından onay verildiğini belirtti.
Suriye hükümeti daha önce mahkûmların infaz edildiği veya kötü muamele gördükleri iddialarını reddetmişti.
Ancak BM'nin insan hakları uzmanları bir yıl önce, tanıklıklar ve belgesel kanıtların, onbinlerce kişinin gözaltına alındığını ve gözaltındayken "çok büyük sayıda ölümlerin" olduğunu gösterdiğini duyurmuştu.
Haftada 20 ila 50 kişi
Af Örgütü raporunu, aralarında eski gardiyanlar, tutuklular ve hapishane yetkililerinin de bulunduğu 84 kişiyle görüşerek hazırladı.
Raporda, Şam'ın hemen kuzeyindeki hapishanede "her hafta, sıklıkla da haftada iki kez 20 ila 50 kişinin tam bir gizlilik içinde infaz edildiği" söyleniyor.
Rapora göre tutuklular, infaz edilmeden önce başkent Şam'ın Kaboun bölgesindeki "askeri sahra mahkemesine" getiriliyor ve bu mahkemelerdeki duruşmalar bir ila üç dakika sürüyor.
Af Örgütü'nün açıklamalarına yer verdiği eski bir askeri mahkeme yargıcı, tutuklulara yöneltilen suçlamaların işlenip işlenmediğinin sorulduğunu söylüyor. Yargıç, "Cevap 'hayır' veya 'evet' olsa da mahkûm ediliyorlar. Mahkemenin hukukla ilgisi yok" diyor.
Raporda, infaz günlerinde tutuklulara bir sivil hapishaneye nakledileceklerinin söylendiği, sonra da bodrumdaki bir hücrede iki ila üç saat dövüldükleri anlatılıyor.
Rapora göre daha sonra gece yarısı, gözleri bağlı bir şekilde hapishanenin farklı bir yerine götürülüyorlar ve boyunlarına ilmik geçirilmeden dakikalar önce, bodrum katındaki bir odada ölüme mahkûm edildikleri kendilerine söyleniyor.
İnfaz edilenlerin cesetlerinin de kayıt için Şam'daki Tişrin askeri hastanesine götürüldükleri daha sonra da askeri arazilerde açılan toplu mezarlara gömüldükleri kaydediliyor.
Af Örgütü, tanıkların ifadelerine dayanarak, Saydnaya'da beş yılda 5 ila 13 bin kişinin asıldığını tahmin ediyor.
Tanık ifadeleri
İdamları gören eski bir yargıç
"10 ila 15 dakika asılı kalırlardı. Bazıları ölmezdi çünkü çok hafiflerdi. Gençler ağırlıklarıyla ölmezlerdi. Subayların yaverleri tutup aşağı doğru asılır ve boyunlarını kırarlardı."
'Hamid', Saydnaya'da ceza yatan eski bir subay
"Kulaklarınızı yere dayarsanız bir gurultu duyardınız. Bu, 10 dakika kadar sürerdi. İnsanların boğularak ölme sesleriyle uyurduk. O zamanlar bu benim için normaldi."
Eski Saydnaya mahkûmu Samir işkenceyi şöyle anlatıyor;
"Dayak çok ağırdı. Sanki tırnağınızı bir taşa geçirmeyi tekrar tekrar deniyor gibiydiniz. İmkânsızdı ama devam ediyorlardı. Daha fazla vuracaklarına, bacaklarımı kesmelerini diliyordum"
Af Örgütü, Aralık 2015'ten sonra infazların devam ettiğine dair bir kanıtlarının olmadığını söylese de, durduğuna inanmak için bir nedenleri bulunmadığını ve binlerce kişinin de ölmüş olabileceğini söylüyor.
Af Örgütü, yaşananların savaş suçu ve insanlığa karşı suç olduğunu ifade ediyor.
Raporda ayrıca, ölüm cezalarının baş müftü veya Cumhurbaşkanı Beşar Esad adına yetki kullanan savunma bakanı ya da genelkurmay başkanı tarafından onaylanması gerektiği ifade ediliyor.
Örgüt, Ocak başında iddialarla ilgili olarak Suriye hükümetiyle görüşmeye çalıştıklarını ancak bir yanıt alamadıklarını da söylüyor.
Af Örgütü geçen Ağustos'ta da Cumhurbaşkanı Esad yönetimine karşı isyanın başladığı Mart 2011 ve Aralık 2015 arasında gözaltındaki 17 bin 723 kişinin, işkence, gıda, su veya tıbbi bakım verilmemesi nedeniyle öldüğünü duyurmuştu. Bu sayıya Saydnaya Hapishanesi'nde asıldığı iddia edilenler dâhil değil. (BBC Türkçe)
BM ve Ankara'nın ortak mülteci planı
BM, Türk hükümeti ile birlikte Suriyeli mültecilerin yaşam koşullarının iyileştirilmesi için iki yıl vadeli Bölgesel Mülteci ve Dayanıklılık Planı (3RP) hazırladı.
Suriye'de altı yıldır devam eden iç savaşın yol açtığı mülteci krizi için yeni bir eylem planı daha hazırlandı. BM ile Türk hükümeti, Suriye krizine müdahaleye dönük hazırlanan 2017-2018 Bölgesel Mülteci ve Dayanıklılık Planı’nın (3RP) Türkiye bölümünü birlikte Ankara'da kamuoyuna duyurdu.
Plan, uluslararası topluma Türkiye’deki Suriyeli mülteciler için 3,5 milyar dolarlık fon çağrısında bulunuyor. Bu fonun kamplarda yaşayan 2 milyon 800 bin Suriyeli mültecinin yanı sıra mültecilere ev sahipliği yapan illerdeki 1 milyon 800 bin Türk vatandaşı için kullanılması öngörülüyor.
Plan 5 ülkeyi kapsıyor
Suriye krizinden etkilenen 5 ülkeyi içine alan 4,69 milyar dolar değerindeki bölgesel bir müdahale planı olan 3RP’nin Türkiye bölümünde 2 milyon 800 bin Suriyeli mülteci ile bu mültecilere evlerini açan 1 milyon 800 bin Türk vatandaşı olmak üzere toplamda 4 milyon 600 bin kişiye insani yardım ulaştırılması hedefleniyor.
İnsani yardım ve dayanıklılık olmak üzere birbirine bağlı iki bileşeni olan plan, 6 müdahale alanındaki (koruma, gıda güvenliği, eğitim, sağlık, temel ihtiyaçlar ve geçim kaynakları) önceliklere odaklanıyor. 3RP bireyler, topluluklar ve kurumların Türkiye’de geçici koruma altında yaşayan Suriyeli mültecilerin yarattığı koşullara daha etkin cevap verebilmesi için tüm müdahale alanlarında orta ve uzun vadede dayanıklılığı güçlendirmeyi hedefliyor.
Türkiye 25 milyar dolar harcadı
3RP’nin kamuoyuna duyurulduğu özel toplantıda konuşan Dışişleri Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Cihad Erginay, Suriye krizinin yarattığı mülteci sorununun çözümünde Türkiye’nin öncü rol üstlendiğini belirterek sorunun çözümü için bugüne kadar ortaya konan fonların yetersiz kaldığına dikkat çekti.
2015 G20 Antalya toplantısıyla ilk kez bir G-20 belgesinde mültecilere atıfta bulunulduğunu, 18 Mart’ta Türkiye ile AB arasında varılan anlaşma gereğince bir günde Ege denizi üzerinden Avrupa’ya ulaşmaya çalışan 7 bin göçmen sayısının ciddi oranda azaldığını ve Türkiye’nin çabalarıyla 3 bin Suriyelinin Avrupa ülkelerine yerleşmesinin sağlandığını anlatan Erginay, “Gelinen noktada; mülteci sorununa ortak bir tavır, sonuç odaklı bir yaklaşım ortaya koymalıyız. 3RP de bunu hedefliyor” diye konuştu.
Türkiye’nin mülteci sorununun çözümü için başından beri 25 milyar dolar harcadığını anlatan Erginay, “Amacımız, Suriyeli mültecilere yaşayabilecekleri yeni alanlar yaratmak değil, onların yaşam koşullarını da iyileştirmek” dedi. 190 bin Suriyeli bebeğin Türkiye’de doğduğunu, Türkiye’nin bu bebeklere dikkatli bakım koşulları sunmaya, okul çağındaki 1 milyon çocuğun ihtiyaçlarını da karşılamaya çalıştığını söyleyen Erginay, “3RP’yle gelecek fon, Suriyeli mültecilere çok daha kapsamlı bir desteği de beraberinde getirecek ve tüm tarafları daha çok tatmin edecek” diye konuştu.
"Tüm çocuklar okusun”
Başbakanlık Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı’ndan (AFAD) Başkan Yardımcısı Fatih Özer de, Türkiye’deki Suriyeli mülteciler ve yaşam koşulları hakkındaki son bilgileri paylaştı. Özer’in verdiği bilgilere göre Türkiye’de bugün 2 milyon 880 bin kayıtlı Suriyeli bulunuyor. Bu Suriyelilerin 260 bin 213’ü geçici koruma statüsünde. 2016’da kamplarda ve çadır kentlerde rehabilitasyonlar gerçekleştirildi. Bugün 9 konteyner kentte kalan Suriyeliler için 3 yeni konteyner kent daha açılıyor. Suriyeliler için 10 çadır kent de önümüzdeki dönemde faaliyette olmayı sürdürecek.
518 bin Suriyeli öğrenciye eğitim imkanı sunduklarını anlatan Özer, “Tüm öğrencilere eğitim olanağı sunmayı hedefliyoruz. Çocuklarını eğitimden uzak tutan aileleri de eğitime teşvik etmeye çalışıyoruz” diye konuştu.
AFAD, eğitim imkanlarının yanı sıra istihdama dönük çalışmaları da hızlandırıyor. 147 bin Suriyelinin değişik mesleki eğitim kurslarından geçirildiğini anlatan Özer, “Adana’da 2 dekar alanda bir sera yaptık. 213 top salatalık-domates elde edildi. Hem kampta dağıtıldı hem de bin 200 Suriyeli misafirimiz sera ustası sertifikası aldı ve iş bulmaya başladı. Bölgedeki mesleki eğitim kurslarımız hızlandırılacak” dedi.
Özer, Suriyeli mültecilere yardım konusunda AFAD çatısı altında hareket edilmesi gerektiğinin önemine de dikkat çekti ve böylelikle tüm sivil toplum kuruluşlarıyla birlikte hareket ederek yeni dönemde daha etkin sonuçlar alınacağını söyledi.
"Küresel bir ilk”
Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP) Türkiye’den Irena Vojackova Sollorano da 3RP’nin önemine dikkat çekti. Sollorano, “3RP, bölgesel düzeyde ortak şekilde bir plan oluşturmak üzere insani yardım ve kalkınma ortaklarını bir araya getirerek krizlere müdahalesi bağlamında BM için küresel bir ilk” dedi.
Sollorano, küresel düzeydeki mülteci krizinin çözümü için daha hızlı ve daha etkin hareket edilmesinin şart olduğunu ifade ederek Türkiye’nin çabalarının ‘dikkatle alkışlandığını’ kaydetti. Sollorano, “3RP, hem mültecilerin acil ihtiyaçlarına cevap vermek hem de orta ve uzun vadede dayanıklılığı güçlendirmek üzere hükümet ve ilgili tüm kuruluşları etkin şekilde destekleyebilmek için bir çağrıdır ve uluslar arası toplumdan acil yanıt beklenmektedir” diye konuştu.
UNDP Türkiye Direktörü Claudio Tomasi de “Kriz; gitgide büyürken bireyler, topluluklar ve yerel ortaklarımızın dayanıklılığını güçlendirmek bağlamında duyulan artan ihtiyacı kabul etmemiz kritik önem taşıyor” dedi. Tomasi, 3RP’nin hayata geçirilmesi için tüm uluslar arası toplumun acil hareket etmesini istedi. (DW Türkçe)
Suriye'de altı yıldır devam eden iç savaşın yol açtığı mülteci krizi için yeni bir eylem planı daha hazırlandı. BM ile Türk hükümeti, Suriye krizine müdahaleye dönük hazırlanan 2017-2018 Bölgesel Mülteci ve Dayanıklılık Planı’nın (3RP) Türkiye bölümünü birlikte Ankara'da kamuoyuna duyurdu.
Plan, uluslararası topluma Türkiye’deki Suriyeli mülteciler için 3,5 milyar dolarlık fon çağrısında bulunuyor. Bu fonun kamplarda yaşayan 2 milyon 800 bin Suriyeli mültecinin yanı sıra mültecilere ev sahipliği yapan illerdeki 1 milyon 800 bin Türk vatandaşı için kullanılması öngörülüyor.
Plan 5 ülkeyi kapsıyor
Suriye krizinden etkilenen 5 ülkeyi içine alan 4,69 milyar dolar değerindeki bölgesel bir müdahale planı olan 3RP’nin Türkiye bölümünde 2 milyon 800 bin Suriyeli mülteci ile bu mültecilere evlerini açan 1 milyon 800 bin Türk vatandaşı olmak üzere toplamda 4 milyon 600 bin kişiye insani yardım ulaştırılması hedefleniyor.
İnsani yardım ve dayanıklılık olmak üzere birbirine bağlı iki bileşeni olan plan, 6 müdahale alanındaki (koruma, gıda güvenliği, eğitim, sağlık, temel ihtiyaçlar ve geçim kaynakları) önceliklere odaklanıyor. 3RP bireyler, topluluklar ve kurumların Türkiye’de geçici koruma altında yaşayan Suriyeli mültecilerin yarattığı koşullara daha etkin cevap verebilmesi için tüm müdahale alanlarında orta ve uzun vadede dayanıklılığı güçlendirmeyi hedefliyor.
Türkiye 25 milyar dolar harcadı
3RP’nin kamuoyuna duyurulduğu özel toplantıda konuşan Dışişleri Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Cihad Erginay, Suriye krizinin yarattığı mülteci sorununun çözümünde Türkiye’nin öncü rol üstlendiğini belirterek sorunun çözümü için bugüne kadar ortaya konan fonların yetersiz kaldığına dikkat çekti.
2015 G20 Antalya toplantısıyla ilk kez bir G-20 belgesinde mültecilere atıfta bulunulduğunu, 18 Mart’ta Türkiye ile AB arasında varılan anlaşma gereğince bir günde Ege denizi üzerinden Avrupa’ya ulaşmaya çalışan 7 bin göçmen sayısının ciddi oranda azaldığını ve Türkiye’nin çabalarıyla 3 bin Suriyelinin Avrupa ülkelerine yerleşmesinin sağlandığını anlatan Erginay, “Gelinen noktada; mülteci sorununa ortak bir tavır, sonuç odaklı bir yaklaşım ortaya koymalıyız. 3RP de bunu hedefliyor” diye konuştu.
Türkiye’nin mülteci sorununun çözümü için başından beri 25 milyar dolar harcadığını anlatan Erginay, “Amacımız, Suriyeli mültecilere yaşayabilecekleri yeni alanlar yaratmak değil, onların yaşam koşullarını da iyileştirmek” dedi. 190 bin Suriyeli bebeğin Türkiye’de doğduğunu, Türkiye’nin bu bebeklere dikkatli bakım koşulları sunmaya, okul çağındaki 1 milyon çocuğun ihtiyaçlarını da karşılamaya çalıştığını söyleyen Erginay, “3RP’yle gelecek fon, Suriyeli mültecilere çok daha kapsamlı bir desteği de beraberinde getirecek ve tüm tarafları daha çok tatmin edecek” diye konuştu.
"Tüm çocuklar okusun”
Başbakanlık Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı’ndan (AFAD) Başkan Yardımcısı Fatih Özer de, Türkiye’deki Suriyeli mülteciler ve yaşam koşulları hakkındaki son bilgileri paylaştı. Özer’in verdiği bilgilere göre Türkiye’de bugün 2 milyon 880 bin kayıtlı Suriyeli bulunuyor. Bu Suriyelilerin 260 bin 213’ü geçici koruma statüsünde. 2016’da kamplarda ve çadır kentlerde rehabilitasyonlar gerçekleştirildi. Bugün 9 konteyner kentte kalan Suriyeliler için 3 yeni konteyner kent daha açılıyor. Suriyeliler için 10 çadır kent de önümüzdeki dönemde faaliyette olmayı sürdürecek.
518 bin Suriyeli öğrenciye eğitim imkanı sunduklarını anlatan Özer, “Tüm öğrencilere eğitim olanağı sunmayı hedefliyoruz. Çocuklarını eğitimden uzak tutan aileleri de eğitime teşvik etmeye çalışıyoruz” diye konuştu.
AFAD, eğitim imkanlarının yanı sıra istihdama dönük çalışmaları da hızlandırıyor. 147 bin Suriyelinin değişik mesleki eğitim kurslarından geçirildiğini anlatan Özer, “Adana’da 2 dekar alanda bir sera yaptık. 213 top salatalık-domates elde edildi. Hem kampta dağıtıldı hem de bin 200 Suriyeli misafirimiz sera ustası sertifikası aldı ve iş bulmaya başladı. Bölgedeki mesleki eğitim kurslarımız hızlandırılacak” dedi.
Özer, Suriyeli mültecilere yardım konusunda AFAD çatısı altında hareket edilmesi gerektiğinin önemine de dikkat çekti ve böylelikle tüm sivil toplum kuruluşlarıyla birlikte hareket ederek yeni dönemde daha etkin sonuçlar alınacağını söyledi.
"Küresel bir ilk”
Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP) Türkiye’den Irena Vojackova Sollorano da 3RP’nin önemine dikkat çekti. Sollorano, “3RP, bölgesel düzeyde ortak şekilde bir plan oluşturmak üzere insani yardım ve kalkınma ortaklarını bir araya getirerek krizlere müdahalesi bağlamında BM için küresel bir ilk” dedi.
Sollorano, küresel düzeydeki mülteci krizinin çözümü için daha hızlı ve daha etkin hareket edilmesinin şart olduğunu ifade ederek Türkiye’nin çabalarının ‘dikkatle alkışlandığını’ kaydetti. Sollorano, “3RP, hem mültecilerin acil ihtiyaçlarına cevap vermek hem de orta ve uzun vadede dayanıklılığı güçlendirmek üzere hükümet ve ilgili tüm kuruluşları etkin şekilde destekleyebilmek için bir çağrıdır ve uluslar arası toplumdan acil yanıt beklenmektedir” diye konuştu.
UNDP Türkiye Direktörü Claudio Tomasi de “Kriz; gitgide büyürken bireyler, topluluklar ve yerel ortaklarımızın dayanıklılığını güçlendirmek bağlamında duyulan artan ihtiyacı kabul etmemiz kritik önem taşıyor” dedi. Tomasi, 3RP’nin hayata geçirilmesi için tüm uluslar arası toplumun acil hareket etmesini istedi. (DW Türkçe)
Trump'tan vize yasağı için yeni adım
ABD Adalet Bakanlığı, nüfusunun çoğunluğu Müslüman 7 ülkeye vize yasağı getiren Başkan Donald Trump'ın başkanlık kararnamesi hakkında San Francisco'daki Temyiz Mahkemesine bilgi notu vererek kararın yeniden uygulanmasını talep etti.
ABD Adalet Bakanlığının, San Francisco'daki Temyiz Mahkemesi 9. Dairesine 15 sayfalık bilgi notu ile başvuruda bulunarak Trump'ın vize yasağının yeniden uygulamaya konmasını talep ettiği bildirildi.
Mahkemeye sunduğu bilgi notunda bakanlık, söz konusu vize yasağı kararının "Başkanın yasal otoritesinin uygulanması" olduğunu ve bu sebeple kararnamenin yeniden uygulanması gerektiğini savundu.
Kararname ile 90 gün vize yasağı getirilen ülkelerin "terör riski taşıdıkları" gerekçesiyle listede olduğunu belirten bilgi notunda, yasağın bir din ile doğrudan ilişkilendirilerek sunulmasının doğru olmadığı vurgusuna yer verildi. Bilgi notunda ayrıca, Seattle'da yasağın ülke çapında uygulanmasını durdurma kararı veren federal hakimin "ülke genelini kapsayan bir karar vermesinin" sakıncalarına değinildi.
San Francisco'daki Temyiz Mahkemesinin bugün alacağı karar merakla beklenirken, olumsuz karar çıkması halinde Trump yönetiminin yeni hukuki adımları atmak için hazırlık yaptığı belirtildi.
Önceki gün San Francisco'daki Temyiz Mahkemesi 9. Dairesi, Washington eyaleti Seattle kentinin federal yargıcı James Robart tarafından verilen ve vize yasağını askıya alan karara ilişkin Adalet Bakanlığının temyiz başvurusunu reddetmişti.
Adalet Bakanlığı temyiz dosyasını hazırlarken, İç Güvenlik ile Dışişleri bakanlıkları yargıcın kararını uygulamaya koymuştu.
Trump önceki hafta cuma günü imzaladığı başkanlık kararnamesi ile Sudan, Irak, Suriye, İran, Libya, Yemen ve Somali vatandaşlarına vize verilmemesi ve bu ülkelerden gelenlerin ülkeye alınmaması talimatını vermişti. cnntürk
ABD Adalet Bakanlığının, San Francisco'daki Temyiz Mahkemesi 9. Dairesine 15 sayfalık bilgi notu ile başvuruda bulunarak Trump'ın vize yasağının yeniden uygulamaya konmasını talep ettiği bildirildi.
Mahkemeye sunduğu bilgi notunda bakanlık, söz konusu vize yasağı kararının "Başkanın yasal otoritesinin uygulanması" olduğunu ve bu sebeple kararnamenin yeniden uygulanması gerektiğini savundu.
Kararname ile 90 gün vize yasağı getirilen ülkelerin "terör riski taşıdıkları" gerekçesiyle listede olduğunu belirten bilgi notunda, yasağın bir din ile doğrudan ilişkilendirilerek sunulmasının doğru olmadığı vurgusuna yer verildi. Bilgi notunda ayrıca, Seattle'da yasağın ülke çapında uygulanmasını durdurma kararı veren federal hakimin "ülke genelini kapsayan bir karar vermesinin" sakıncalarına değinildi.
San Francisco'daki Temyiz Mahkemesinin bugün alacağı karar merakla beklenirken, olumsuz karar çıkması halinde Trump yönetiminin yeni hukuki adımları atmak için hazırlık yaptığı belirtildi.
Önceki gün San Francisco'daki Temyiz Mahkemesi 9. Dairesi, Washington eyaleti Seattle kentinin federal yargıcı James Robart tarafından verilen ve vize yasağını askıya alan karara ilişkin Adalet Bakanlığının temyiz başvurusunu reddetmişti.
Adalet Bakanlığı temyiz dosyasını hazırlarken, İç Güvenlik ile Dışişleri bakanlıkları yargıcın kararını uygulamaya koymuştu.
Trump önceki hafta cuma günü imzaladığı başkanlık kararnamesi ile Sudan, Irak, Suriye, İran, Libya, Yemen ve Somali vatandaşlarına vize verilmemesi ve bu ülkelerden gelenlerin ülkeye alınmaması talimatını vermişti. cnntürk
Adana'da yürek burkan görüntü
Adana'da Suriyeli çocukların görüntüleri yürek burkuyor. Yaşıtları okula giderken yalın ayak halde onların peşinden giden Suriyeli çocuklar kameralara böyle yansıdı.
Suriye'de süren iç savaş nedeniyle 2.8 milyon Suriyeli okula gidemezken Adana'ya sığınan çocuklarda yaşıtları okula giderken yalın ayak onları izliyor.
Suriye'de yaklaşık 6 yıldır süren iç savaş en çok çocukları etkiledi. UNICEF rakamlarına göre savaş nedeniyle Suriyeli 2.8 milyon çocuk okula gidemiyor. Türkiye'de ise 1 milyon Suriyeli çocuk bulunuyor. Buna göre, Türkiye, dünyada en fazla çocuk mülteci barındıran ülke konumunda bulunuyor.
Türkiye Suriyeli çocukların okula gitmesi için bir çok okul açıyor ancak rapora göre çocukların yüzde 40'ı hala okula gidemiyor. bugün ise yarı tatil sona erdi. Çocuklar tekrar okula gitmeye başladı.
Ancak savaştan kaçıp canını zor kurtarıp Adana'nın Yüreğir ilçesine bağlı Koza Mahallesi'nde çadırda yaşayan çocuklar bırakın okula gitmeyi ayaklarında ayakkabısı yok, sırtlarında montları yok.
Suriyeli çocuklar yaşıtları okula giderken onları yalın ayak ya da ayağından daha büyük ayakkabı ile izliyor.
Havanın yağışlı olmasına rağmen bir çocuğun ayağında ayakkabı üzerinde ise kendinden büyük mont olması dikkat çekti. Başka bir Suriyeli çocuğun ise ayağında büyük ayakkabı olması sırtında ise mont olmaması dikkat çekti.
Suriye'de yaklaşık 6 yıldır süren iç savaş en çok çocukları etkiledi. UNICEF rakamlarına göre savaş nedeniyle Suriyeli 2.8 milyon çocuk okula gidemiyor. Türkiye'de ise 1 milyon Suriyeli çocuk bulunuyor. Buna göre, Türkiye, dünyada en fazla çocuk mülteci barındıran ülke konumunda bulunuyor.
Türkiye Suriyeli çocukların okula gitmesi için bir çok okul açıyor ancak rapora göre çocukların yüzde 40'ı hala okula gidemiyor. bugün ise yarı tatil sona erdi. Çocuklar tekrar okula gitmeye başladı.
Ancak savaştan kaçıp canını zor kurtarıp Adana'nın Yüreğir ilçesine bağlı Koza Mahallesi'nde çadırda yaşayan çocuklar bırakın okula gitmeyi ayaklarında ayakkabısı yok, sırtlarında montları yok.
Suriyeli çocuklar yaşıtları okula giderken onları yalın ayak ya da ayağından daha büyük ayakkabı ile izliyor.
Havanın yağışlı olmasına rağmen bir çocuğun ayağında ayakkabı üzerinde ise kendinden büyük mont olması dikkat çekti. Başka bir Suriyeli çocuğun ise ayağında büyük ayakkabı olması sırtında ise mont olmaması dikkat çekti.
21 Ocak 2017 Cumartesi
Türkmen komutandan Türkiye'ye ilginç çağrı
Suriye'de süren savaşta Türkmen Dağı'nda mücadele veren Bayır-Bucak Türkmenlerinin Şehitler Tümeni Komutanı Halit Şireki, Türkiye'nin 17 ile 45 yaş arasındaki Suriyelileri sınır dışı etmesini istedi.
Osmaniye Gazeteciler Cemiyeti'ni ziyaret eden Tümeni Komutanı Halit Şireki, amacının Türkmen Dağı'nda yaşananların sesini duyurmak olduğunu ifade ederek, "Türkmen Dağı'nın sesini duyurmak, Türkmen Dağı'nda verilen mücadeleyi duyurmak için buradayız. Biz Allah için, toprağımız için savaşıyoruz. Tabi ki Allah böyle bir savaşı kimseye vermesin. Ancak ortada bir savaş var. Ben 3 kere vuruldum ve kanımın son damlasına kadar savaşmaya devam edeceğim. Türkmen Dağı'nda savaş olmadığını söyleyenlere soruyorum. O zaman bizim orada ne işimiz var? Biz her zaman Türkmen Dağı, Türkiye'dir diyoruz. Buradan Türk devletine Türk milletine selam olsun" dedi.
"17 yaşında evlenmesini bilen, savaşmasını da bilir"
Konuşmasında Türkiye'de yaşayan Suriyelilere de seslenen Komutan Şireki, Türk devletinden savaşabilecek Suriyelileri sınır dışı etmesini istedi. Şireki, "Allah Türk devletinden razı olsun. Bizim kadınlarımıza, çocuklarımıza ve yaşlılarımıza sahip çıktı. Ancak ben 17 ile 45 yaş arasındaki Suriyelilerin burada yaşamasından yana değilim. Türkiye bunları sınır dışı etsin. Gelsinler toprakları için savaşsınlar. 17 yaşında evlenmesini bilen elinde keleş ile savaşmasını da bilir. Suriye milletine buradan tekrar sesleniyorum. Burada gezip eğlenmesinler. Gelsinler toprakları için savaşsınlar. Bize Türkiye'de veya başka ülkede yaşamak yakışmaz. Bize oturmak, gezmek yakışmaz. Bize toprağımız için savaşmak ve şehit olmak yakışır" diye konuştu.
Osmaniye Gazeteciler Cemiyeti'ni ziyaret eden Tümeni Komutanı Halit Şireki, amacının Türkmen Dağı'nda yaşananların sesini duyurmak olduğunu ifade ederek, "Türkmen Dağı'nın sesini duyurmak, Türkmen Dağı'nda verilen mücadeleyi duyurmak için buradayız. Biz Allah için, toprağımız için savaşıyoruz. Tabi ki Allah böyle bir savaşı kimseye vermesin. Ancak ortada bir savaş var. Ben 3 kere vuruldum ve kanımın son damlasına kadar savaşmaya devam edeceğim. Türkmen Dağı'nda savaş olmadığını söyleyenlere soruyorum. O zaman bizim orada ne işimiz var? Biz her zaman Türkmen Dağı, Türkiye'dir diyoruz. Buradan Türk devletine Türk milletine selam olsun" dedi.
"17 yaşında evlenmesini bilen, savaşmasını da bilir"
Konuşmasında Türkiye'de yaşayan Suriyelilere de seslenen Komutan Şireki, Türk devletinden savaşabilecek Suriyelileri sınır dışı etmesini istedi. Şireki, "Allah Türk devletinden razı olsun. Bizim kadınlarımıza, çocuklarımıza ve yaşlılarımıza sahip çıktı. Ancak ben 17 ile 45 yaş arasındaki Suriyelilerin burada yaşamasından yana değilim. Türkiye bunları sınır dışı etsin. Gelsinler toprakları için savaşsınlar. 17 yaşında evlenmesini bilen elinde keleş ile savaşmasını da bilir. Suriye milletine buradan tekrar sesleniyorum. Burada gezip eğlenmesinler. Gelsinler toprakları için savaşsınlar. Bize Türkiye'de veya başka ülkede yaşamak yakışmaz. Bize oturmak, gezmek yakışmaz. Bize toprağımız için savaşmak ve şehit olmak yakışır" diye konuştu.
20 Ocak 2017 Cuma
10 yabancı şirketten 4'ünü Suriyeliler kurdu
Türkiye genelinde 2016 yılında kurulan tüm yabancı ortaklı şirketlerin yüzde 40'ını Suriyeliler kurdu.
Türkiye Odalar ve Borsalar Bİrliği'nin (TOBB) Ticaret Sicil Gazetesi kayıtları üzerinden yaptığı istatistiğe göre 2016’da 4 bin 523 yabancı sermayeli şirket kuruldu.
Şirketlerin yüzde 40’ını oluşturan 1,764’ü Suriye, 298’i İran, 286’si Irak ortaklılardan oluşurken 618’i anonim, 3 bin 905’i limited şirketlerden oluşuyor. Bu şirketlerin 467’si ikamet amaçlı olan veya ikamet amaçlı olmayan binaların inşaatı, 448'i belirli bir mala tahsis edilmemiş mağazalardaki toptan ticaret ve 291’i gayrimenkul acenteleri sektöründe kuruldu. Kurulan yabancı ortak sermayeli şirketlerin toplam sermayelerinin yüzde 88.99’ni yabancı sermayeli ortak payını oluşturuyor.
2016 Aralık ayında kurulan 368 yabancı ortak sermayeli şirketin 122’i Suriye ortaklı olup, İran sermayeli 25 adet ve Mısır sermayeli 22 şirket kuruldu.
2016'DA KAPANAN ŞİRKETLER YÜZDE 8,8 AZALDI
2016 yılının 12 aylık döneminde, 2015 yılının aynı dönemine göre kurulan şirket sayısı yüzde 4.49, kurulan küçük şirket sayısında yüzde 10.83, kurulan kooperatif sayısında yüzde 16.29 azalış oldu.
Aynı dönem için kapanan şirket sayısı yüzde 8.88, kapanan kooperatif sayısında yüzde 18.71 azalış, kapanan küçük şirket sayısında yüzde 2.88 oranında artış gözlendi.
2016 yılı Aralık ayında kurulan toplam 4 bin 855 şirket ve kooperatifin yüzde 78.67’si limited şirket, yüzde 19.96’si anonim şirket, yüzde 1.37’si ise kooperatif niteliğinde tüzelkişiliğe sahip oldu. Şirket ve kooperatiflerin yüzde 40’ı İstanbul, yüzde 10.99’u Ankara, yüzde 5.88’i İzmir’de kuruldu. ntvmsnc
Türkiye Odalar ve Borsalar Bİrliği'nin (TOBB) Ticaret Sicil Gazetesi kayıtları üzerinden yaptığı istatistiğe göre 2016’da 4 bin 523 yabancı sermayeli şirket kuruldu.
Şirketlerin yüzde 40’ını oluşturan 1,764’ü Suriye, 298’i İran, 286’si Irak ortaklılardan oluşurken 618’i anonim, 3 bin 905’i limited şirketlerden oluşuyor. Bu şirketlerin 467’si ikamet amaçlı olan veya ikamet amaçlı olmayan binaların inşaatı, 448'i belirli bir mala tahsis edilmemiş mağazalardaki toptan ticaret ve 291’i gayrimenkul acenteleri sektöründe kuruldu. Kurulan yabancı ortak sermayeli şirketlerin toplam sermayelerinin yüzde 88.99’ni yabancı sermayeli ortak payını oluşturuyor.
2016 Aralık ayında kurulan 368 yabancı ortak sermayeli şirketin 122’i Suriye ortaklı olup, İran sermayeli 25 adet ve Mısır sermayeli 22 şirket kuruldu.
2016'DA KAPANAN ŞİRKETLER YÜZDE 8,8 AZALDI
2016 yılının 12 aylık döneminde, 2015 yılının aynı dönemine göre kurulan şirket sayısı yüzde 4.49, kurulan küçük şirket sayısında yüzde 10.83, kurulan kooperatif sayısında yüzde 16.29 azalış oldu.
Aynı dönem için kapanan şirket sayısı yüzde 8.88, kapanan kooperatif sayısında yüzde 18.71 azalış, kapanan küçük şirket sayısında yüzde 2.88 oranında artış gözlendi.
2016 yılı Aralık ayında kurulan toplam 4 bin 855 şirket ve kooperatifin yüzde 78.67’si limited şirket, yüzde 19.96’si anonim şirket, yüzde 1.37’si ise kooperatif niteliğinde tüzelkişiliğe sahip oldu. Şirket ve kooperatiflerin yüzde 40’ı İstanbul, yüzde 10.99’u Ankara, yüzde 5.88’i İzmir’de kuruldu. ntvmsnc
UNICEF: Türkiye'deki Suriyeli çocukların yüzde 40'ı okula gitmiyor
Birleşmiş Milletler Çocuklara Yardım Fonu (UNICEF), Türkiye'deki Suriyeli mülteci çocukların yüzde 40'ının okula gitmediğini söyledi.
UNICEF yaptığı açıklamada, mülteci çocukların okullara kayıt olabilmeleri için Türk hükümetinin birçok adım attığını ancak bu konuya daha fazla kaynak ayrılmaması hainde yüz binlerce çocuğun kayıp kuşağa dönüşme riskiyle karşı karşıya olduğunu ifade etti.
Türkiye'de 1 milyondan fazla çocuk mülteci olduğu tahmin ediliyor. Buna göre, Türkiye, dünyada en fazla çocuk mülteci barındıran ülke konumunda bulunuyor.
UNICEF, bu çocukların eğitim eksikliği nedeniyle Suriye'deki iç savaşın bitmesinin ardından ülkelerinin yeniden inşasında rol almaları için gereken donanım ve niteliklerden mahrum kaldıklarını vurguladı.
UNICEF verilerine göre, Suriye'de de kuşatma altındaki bölgelerde yaşayan yaklaşık 2 milyon çocuk okula gidemiyor. BBC Türkçe
UNICEF yaptığı açıklamada, mülteci çocukların okullara kayıt olabilmeleri için Türk hükümetinin birçok adım attığını ancak bu konuya daha fazla kaynak ayrılmaması hainde yüz binlerce çocuğun kayıp kuşağa dönüşme riskiyle karşı karşıya olduğunu ifade etti.
Türkiye'de 1 milyondan fazla çocuk mülteci olduğu tahmin ediliyor. Buna göre, Türkiye, dünyada en fazla çocuk mülteci barındıran ülke konumunda bulunuyor.
UNICEF, bu çocukların eğitim eksikliği nedeniyle Suriye'deki iç savaşın bitmesinin ardından ülkelerinin yeniden inşasında rol almaları için gereken donanım ve niteliklerden mahrum kaldıklarını vurguladı.
UNICEF verilerine göre, Suriye'de de kuşatma altındaki bölgelerde yaşayan yaklaşık 2 milyon çocuk okula gidemiyor. BBC Türkçe
17 Ocak 2017 Salı
İşte teröristin ilk ifadesi
Reina’da 39 kişiyi öldüren Abdulgadir Masharipov’un, Suriye’nin Rakka kentindeki ‘DEAŞ emiri’nden o gece Taksim’de katliam yapmak üzere talimat aldığı ortaya çıktı. Masharipov, “Taksim’e gittim ama çok önlem vardı. Bana talimatı veren kişiyle yeniden temas kurdum. Bölgede yeni hedef aramamı istedi. Sahilde taksiyle tur attım. Reina uygun görünüyordu. Rakka’daki kişiye sordum, kabul etti” dedi.
Yılbaşı gecesi Ortaköy’deki Reina adlı gece kulübünü Kalaşnikof tüfekle tarayarak 39 kişiyi öldüren DEAŞ’lı terörist Abdulgadir Masharipov önceki gece İstanbul Esenyurt’ta yakalanırken, ilk ifadesi de ortaya çıktı. Hürriyet gazetesinden Çetin Aydın'ın haberine göre, Afganistan’da El Kaide kamplarında silahlı eğitim aldığı, daha sonra DEAŞ’a geçtiği belirlenen terörist, İstanbul Emniyet Müdürlüğü’nde verdiği ifadede hedefi nasıl seçtiklerini şöyle anlattı:
İran üzerinden Türkiye
“Geçtiğimiz yıl ocak ayında Suriye’deki savaşa katılmam için aldığım talimat üzerine İran üzerinden Türkiye’ye geldim. Konya’ya yerleştim. Konya’da bulunduğum sırada Rakka’dan talimat geldi. Yılbaşı gecesi Taksim’de eylem yapmam talimatı verildi. Taksim’de yaptığım keşif görüntüsünü gönderdim. Taksim’de mutabık kalındı. Yılbaşı akşamı Taksim’e geldim ancak çok yoğun önlem vardı. Eylemi yapmak mümkün görünmüyordu. Bana talimatı veren kişiyle yeniden temas kurdum. Aramızda Taksim’in eylem için uygun olmadığı kanaatine vardık. Bölgede yeni bir hedef aramam talimatı verdi. Ben de taksiyle saat 22.00 sıralarında sahilde tur attım. Reina eylem için uygun görünüyordu. Fazla güvenlik önlemi göze çarpmıyordu. Bu durumu bana talimat veren kişiye aktardım. Reina’nın uygun olduğunu söyledim. O da kabul ederek Reina’da eylemi yapmamı söyledi. Ben de taksiyle Zeytinburnu’na geldim. Kaldığım evdeki silahı alarak Reina’ya geldim ve eylemi gerçekleştirdim.”
Önce Başakşehir'de kalmış
İstanbul İstihbarat ve Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü ekiplerinin iki hafta izini sürüp yakaladığı teröristle ilgili elde edilen bilgilere göre Masharipov, yılbaşında eylem yapmak üzere Konya’dan 16 Aralık’ta İstanbul’a geldi. İlk olarak Başakşehir’de örgütün bir evine yerleştirildi. Eylemden iki gün önce Zeytinburnu’na taşındı. Yılbaşı gecesi Reina’da 39 kişiyi öldürdü. Katliamın ardından flashbang’lerden birini elinde patlatarak, yaralıymış gibi Reina’dan çıktı. Bindiği taksinin sürücüsüne parası olmadığını söyleyince Kuruçeşme’de indirildi. Daha sonra yine bir taksi çevirdi. Parası olmadığını, Zincirlikuyu’ya kendisini bırakmasını istedi. Zincirlikuyu’da başka bir taksiye binerek parayı indiğinde vereceğini belirtti. Zeytinburnu’na geldi. Bir Uygur restoranında çalışan arkadaşlarından taksi parasını aldı. Geceyi burada geçirdi. Sabah erkenden evden çıktı. Önce Başakşehir’e gitti. Buradaki örgüt evinden biri Iraklı 2 kişi kendisini Esenyurt’ta yakalandığı siteye götürdü. Kendisini eve yerleştiren kişi, bir Iraklı’yı yanında bırakıp ayrıldı. Daire daha önce kiralanmıştı. 6 Ocak’ta, örgütün güvenli ev olarak nitelediği daireye yerleşti.
Polise ateş açıp kaçmış
Teröristle katliamdan sonra ilk temas, saldırının ertesi günü Bakırköy’de sağlandı. Bakırköy’de uygulama yapan trafik ekibindeki polis, arka koltukta oturan teröristi tanımıştı. Kimlik istediği sırada aniden hareketlenen otomobilden polise ateş açıldı. Daha sonra otomobil Beyoğlu’nda terk edilmiş olarak bulundu. Otomobili kullanan ve Çin pasaportu taşıdığı belirlenen Doğu Türkistanlı emniyetteki ifadesinde taşıdığı kişinin Reina saldırganı olduğunu teyit etti. Bu olaydan sonra teröristin Başakşehir’den Esenyurt’a götürüldüğü belirlendi.
3 gün sitede takip edildi
Polis çemberi daraltırken yapılan teknik ve fiziki takipte, teröristin Esenyurt’ta kaldığı evle ilgili detaylı bilgi toplandı. Operasyondan 3 gün önce polis siteyi ve evi yakın takibe aldı. 3 günlük takibin ardından teröristin evde olduğuna yönelik bilgiye ulaşılınca önceki gece saat 23.00 sıralarında Terörle Mücadele Operasyon Timleri koçbaşı ile kapıyı kırarak içeri girdi. Özel harekât polisleri de operasyona destek verdi. Polis, teröristin ilk anda kaçmaya çalıştığını daha sonra kaçamayacağını anlayınca gözaltına alınmamak için direndiğini belirtti.
Yılbaşı gecesi Ortaköy’deki Reina adlı gece kulübünü Kalaşnikof tüfekle tarayarak 39 kişiyi öldüren DEAŞ’lı terörist Abdulgadir Masharipov önceki gece İstanbul Esenyurt’ta yakalanırken, ilk ifadesi de ortaya çıktı. Hürriyet gazetesinden Çetin Aydın'ın haberine göre, Afganistan’da El Kaide kamplarında silahlı eğitim aldığı, daha sonra DEAŞ’a geçtiği belirlenen terörist, İstanbul Emniyet Müdürlüğü’nde verdiği ifadede hedefi nasıl seçtiklerini şöyle anlattı:
İran üzerinden Türkiye
“Geçtiğimiz yıl ocak ayında Suriye’deki savaşa katılmam için aldığım talimat üzerine İran üzerinden Türkiye’ye geldim. Konya’ya yerleştim. Konya’da bulunduğum sırada Rakka’dan talimat geldi. Yılbaşı gecesi Taksim’de eylem yapmam talimatı verildi. Taksim’de yaptığım keşif görüntüsünü gönderdim. Taksim’de mutabık kalındı. Yılbaşı akşamı Taksim’e geldim ancak çok yoğun önlem vardı. Eylemi yapmak mümkün görünmüyordu. Bana talimatı veren kişiyle yeniden temas kurdum. Aramızda Taksim’in eylem için uygun olmadığı kanaatine vardık. Bölgede yeni bir hedef aramam talimatı verdi. Ben de taksiyle saat 22.00 sıralarında sahilde tur attım. Reina eylem için uygun görünüyordu. Fazla güvenlik önlemi göze çarpmıyordu. Bu durumu bana talimat veren kişiye aktardım. Reina’nın uygun olduğunu söyledim. O da kabul ederek Reina’da eylemi yapmamı söyledi. Ben de taksiyle Zeytinburnu’na geldim. Kaldığım evdeki silahı alarak Reina’ya geldim ve eylemi gerçekleştirdim.”
Önce Başakşehir'de kalmış
İstanbul İstihbarat ve Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü ekiplerinin iki hafta izini sürüp yakaladığı teröristle ilgili elde edilen bilgilere göre Masharipov, yılbaşında eylem yapmak üzere Konya’dan 16 Aralık’ta İstanbul’a geldi. İlk olarak Başakşehir’de örgütün bir evine yerleştirildi. Eylemden iki gün önce Zeytinburnu’na taşındı. Yılbaşı gecesi Reina’da 39 kişiyi öldürdü. Katliamın ardından flashbang’lerden birini elinde patlatarak, yaralıymış gibi Reina’dan çıktı. Bindiği taksinin sürücüsüne parası olmadığını söyleyince Kuruçeşme’de indirildi. Daha sonra yine bir taksi çevirdi. Parası olmadığını, Zincirlikuyu’ya kendisini bırakmasını istedi. Zincirlikuyu’da başka bir taksiye binerek parayı indiğinde vereceğini belirtti. Zeytinburnu’na geldi. Bir Uygur restoranında çalışan arkadaşlarından taksi parasını aldı. Geceyi burada geçirdi. Sabah erkenden evden çıktı. Önce Başakşehir’e gitti. Buradaki örgüt evinden biri Iraklı 2 kişi kendisini Esenyurt’ta yakalandığı siteye götürdü. Kendisini eve yerleştiren kişi, bir Iraklı’yı yanında bırakıp ayrıldı. Daire daha önce kiralanmıştı. 6 Ocak’ta, örgütün güvenli ev olarak nitelediği daireye yerleşti.
Polise ateş açıp kaçmış
Teröristle katliamdan sonra ilk temas, saldırının ertesi günü Bakırköy’de sağlandı. Bakırköy’de uygulama yapan trafik ekibindeki polis, arka koltukta oturan teröristi tanımıştı. Kimlik istediği sırada aniden hareketlenen otomobilden polise ateş açıldı. Daha sonra otomobil Beyoğlu’nda terk edilmiş olarak bulundu. Otomobili kullanan ve Çin pasaportu taşıdığı belirlenen Doğu Türkistanlı emniyetteki ifadesinde taşıdığı kişinin Reina saldırganı olduğunu teyit etti. Bu olaydan sonra teröristin Başakşehir’den Esenyurt’a götürüldüğü belirlendi.
3 gün sitede takip edildi
Polis çemberi daraltırken yapılan teknik ve fiziki takipte, teröristin Esenyurt’ta kaldığı evle ilgili detaylı bilgi toplandı. Operasyondan 3 gün önce polis siteyi ve evi yakın takibe aldı. 3 günlük takibin ardından teröristin evde olduğuna yönelik bilgiye ulaşılınca önceki gece saat 23.00 sıralarında Terörle Mücadele Operasyon Timleri koçbaşı ile kapıyı kırarak içeri girdi. Özel harekât polisleri de operasyona destek verdi. Polis, teröristin ilk anda kaçmaya çalıştığını daha sonra kaçamayacağını anlayınca gözaltına alınmamak için direndiğini belirtti.
15 Ocak 2017 Pazar
Birleşmiş Milletler: Suriye'deki trajediler bu yıl yaşanmasın
Birleşmiş Milletler yaptığı ortak açıklamada Suriye'de yaşanan duruma dikkat çekildi. Açıklamada, "Halep'in doğusundaki kuşatma dehşeti insanlığın bilincinde yok oldu, fakat Suriye halkının ihtiyaçları, yaşamları ve geleceklerinin dünyanın vicdanınından kaybolmasına izin verilmemeli" denildi.
Birleşmiş Milletler (BM), Suriye'de insani yardıma muhtaç aile ve çocuklara acil, koşulsuz ve güvenli erişim sağlanması için çağrıda bulunarak, 2016'da yaşanan trajedilerin bu yıl da tekrar etmesine izin verilmemesini istedi. Dünya Gıda Programı Başkanı Ertharin Cousin, UNICEF Genel Direktörü Anthony Lake, BM İnsani İşlerden Sorumlu Genel Sekreter Yardımcısı ve Acil Durumlar Koordinatörü Stephen O'Brien, Dünya Sağlık Örgütü Genel Direktörü Margaret Chan ve BM Mülteciler Yüksek Komiseri Filippo Grandi tarafından yapılan ortak açıklamada Suriye'deki insani duruma dikkat çekildi.
Aileler ve çocuklara erişim sağlanmalı
Açıklamada, Suriye'de ateşkesi uygulamak için çabaların devam ettiği hatırlatılarak, "Ülke genelinde insani yardımlardan mahrum aileler ile çocuklara acil, koşulsuz ve güvenli bir şekilde erişimin sağlanması için yeniden çağrıda bulunuyoruz." ifadesi kullanıldı. Suriye'de insanların acı çekmeye devam ettiği, en temel insani gereksinimlerinden mahrum kaldığı belirtilen açıklamada, dünyanın bu duruma sessiz kalmaması gerektiği vurgulandı.
700 bin kişi hala hapsolmuş durumda
"Bugün Suriye'de 15 kuşatılmış bölgede yaklaşık 300 bini çocuk 700 bin kişi hala hapsolmuş şekilde yaşıyor. İki milyondan fazlası çocuk olmak üzere yaklaşık 5 milyon kişi yaşanan savaş, güvensizlik ve erişimin kısıtlı olması nedeniyle insani yardımların ulaştırılmasının neredeyse imkansız olduğu bölgelerde yaşıyor."
Açıklamada, çocukların yetersiz beslenmeden kaynaklanan hastalıklarla çatışma bölgelerinde yaralanma riskleriyle karşı karşıya kaldığına işaret edilerek, travmatik olaylara ve şiddete tanıklık eden birçok çocuğun desteğe ihtiyac duyduğu belirtildi. BM açıklamasında, şunlar kaydedildi: "Halep'in doğusundaki kuşatma dehşeti insanlığın bilincinde yok oldu, fakat Suriye halkının ihtiyaçları, yaşamları ve geleceklerinin dünyanın vicdanından kaybolmasına izin vermemeliyiz. 2017'de Suriye halkının 2016'da yaşadığı trajedilerin tekrar etmesine izin vermemeliyiz."
Birleşmiş Milletler (BM), Suriye'de insani yardıma muhtaç aile ve çocuklara acil, koşulsuz ve güvenli erişim sağlanması için çağrıda bulunarak, 2016'da yaşanan trajedilerin bu yıl da tekrar etmesine izin verilmemesini istedi. Dünya Gıda Programı Başkanı Ertharin Cousin, UNICEF Genel Direktörü Anthony Lake, BM İnsani İşlerden Sorumlu Genel Sekreter Yardımcısı ve Acil Durumlar Koordinatörü Stephen O'Brien, Dünya Sağlık Örgütü Genel Direktörü Margaret Chan ve BM Mülteciler Yüksek Komiseri Filippo Grandi tarafından yapılan ortak açıklamada Suriye'deki insani duruma dikkat çekildi.
Aileler ve çocuklara erişim sağlanmalı
Açıklamada, Suriye'de ateşkesi uygulamak için çabaların devam ettiği hatırlatılarak, "Ülke genelinde insani yardımlardan mahrum aileler ile çocuklara acil, koşulsuz ve güvenli bir şekilde erişimin sağlanması için yeniden çağrıda bulunuyoruz." ifadesi kullanıldı. Suriye'de insanların acı çekmeye devam ettiği, en temel insani gereksinimlerinden mahrum kaldığı belirtilen açıklamada, dünyanın bu duruma sessiz kalmaması gerektiği vurgulandı.
700 bin kişi hala hapsolmuş durumda
"Bugün Suriye'de 15 kuşatılmış bölgede yaklaşık 300 bini çocuk 700 bin kişi hala hapsolmuş şekilde yaşıyor. İki milyondan fazlası çocuk olmak üzere yaklaşık 5 milyon kişi yaşanan savaş, güvensizlik ve erişimin kısıtlı olması nedeniyle insani yardımların ulaştırılmasının neredeyse imkansız olduğu bölgelerde yaşıyor."
Açıklamada, çocukların yetersiz beslenmeden kaynaklanan hastalıklarla çatışma bölgelerinde yaralanma riskleriyle karşı karşıya kaldığına işaret edilerek, travmatik olaylara ve şiddete tanıklık eden birçok çocuğun desteğe ihtiyac duyduğu belirtildi. BM açıklamasında, şunlar kaydedildi: "Halep'in doğusundaki kuşatma dehşeti insanlığın bilincinde yok oldu, fakat Suriye halkının ihtiyaçları, yaşamları ve geleceklerinin dünyanın vicdanından kaybolmasına izin vermemeliyiz. 2017'de Suriye halkının 2016'da yaşadığı trajedilerin tekrar etmesine izin vermemeliyiz."
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)