İran-Irak sınırında Halepçe kenti yakınında 7,3 büyüklüğünde deprem oldu. Dün saat 21:18'de meydana gelen deprem Türkiye'nin doğu ve güneydoğusundaki illerle de hissedildi. İlk belirlemelere göre İran ve Irak'ta 348 kişi hayatını kaybetti, 5 bin 953 kişi de yaralandı. İran'da 341, Irak'ta da 7 kişi yaşamını yitirdi. TSK ve Kızılay yardım için Süleymaniye'ye ekip gönderdi. IKBY Başbakanı Barzani, yardımlarından dolayı Türkiye'ye teşekkür etti.
Irak-İran sınırında dün 21.18'de 7,3 büyüklüğünde bir deprem meydana geldi. Depremin merkez üssünün Irak 'ın Halepçe kentinin 32 kilometre güneybatısı olduğu belirtildi. İran'da 341 kişi hayatını kaybederken, 5 bin 953 kişi de yaralandı. Ölü sayısının artmasından endişe ediliyor.
Kuzey Irak Sağlık Bakanlığı, depremde ilk belirlemelere göre en az 7 kişinin öldüğü ve 225 kişinin yaralandığını açıkladı. Deprem sonrası bölgede 70 bin kişinin yardıma muhtaç olduğu belirtiliyor.
BARZANİ'DEN TÜRKİYE'YE TEŞEKKÜR
Depremin ardından bölgeye ilk yardım oluşturan ülke Türkiye oldu. IKBY Başbakanı Neçirvan Barzani yaptığı basın açıklamasında Türkiye'ye yardımlarından dolayı teşekkür etti.
Irak 'ın Süleymaniye'de 8 köyde büyük hasar oluştuğu belirtiliyor. Depremin ardından Süleymaniye'deki Derbendihan Barajı'na yakın yerleşim alanlarının boşatılması istendi.
Süleymaniye'de elektrikler kesildi, telefon ve internet hattı koptu. Deprem Türkiye dahil 7 ülkede hissedildi.
İRAN'DA EN AZ 341 KİŞİ ÖLDÜ
Depremin İran sınırında yaşanması nedeniyle ülkenin batısındaki 8 köyde hasar meydana geldi.
İran'da en az 328 kişi hayatını kaybederken, 5 bin 953 kişi de yaralandı. İran 3 günlük yas ilan ettiğini duyurdu.
3 ARTÇI SARSINTI DAHA MEYDANA GELDİ
Irak-İran sınırında meydana gelen 7,3'lük depremin ardından bölgedeki panik devam ederken, üç artçı sarsıntı daha meydana geldi.
Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü verilerine göre, saat 00.33'te meydana gelen artçı 4,8, 01.31'de gerçekleşen artçı 4,6, saat 02,37'deki deprem ise 4, büyüklüğünde ölçüldü.
KALIN: EKİPLERİMİZ HAREKETE GEÇMİŞ DURUMDA
Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, Kuzey Irak'ta meydana gelen depremle ilgili olarak "Irak’ın kuzeyinde meydana gelen deprem nedeniyle AFAD, Kızılay ve diğer birimlerimiz arama-kurtarma çalışmaları ve ilaç, battaniye vb. insani yardımlar için harekete geçmiş durumda" açıklamasında bulunmuştu.
7 ÜLKEDE HİSSEDİLDİ
Deprem Irak'ın tamamı ve Türkiye'nin güney illerinin yanı sıra İran, Suriye, Kuveyt, Azerbaycan ve Birleşik Arap Emirlikleri ülkelerinde de hissedildi
TÜRKİYE'DE BAZI KENTLERDE DE HİSSEDİLDİ
Deprem, Türkiye'nin Doğu ve Güneydoğu illerinden de şiddetle hissedildi. Birçok bölgede vatandaşlar sarsıntı ile sokaklara çıkarken, depremin Türkiye sınırlarında yıkıma yol açıp açmadığı konusunda çalışmalar başlatıldı.
TÜRK KIZILAYI GENEL BAŞKANI KINIK: “EKİPLERİMİZİ BÖLGEYE SEVK EDİYORUZ”
Türk Kızılayı Genel Başkanı Kerem Kınık, Irak-İran sınırında meydana gelen deprem nedeniyle bölgeye gönderilmek üzere 3 bin çadır, 10 bin battaniye, 3 bin ısıtıcı, 10 bin yatak ve 1 mobil mutfağın hazırlandığını kaydetti.
Türk Kızılayı Genel Başkanı Kerem Kınık, sosyal paylaşım sitesi Twitter’dan, “Ekiplerimizi bölgeye sevk ediyoruz, Irak Kızılayı ile irtibat halindeyiz. 3.000 çadır, 10.000 battaniye, 1 mobil mutfak, 3.000 ısıtıcı ve 10.000 yatak Adana Muş ve Elazığ Afet Bölge Depolarımızdan yükleniyor. Irak ve İran Kızılayı ile eşgüdüm halinde çalışıyoruz. Kuzey Irak Erbil depolarımızdan da sevkiyat hazırlığı yapıyoruz” ifadelerini kullandı.
SAĞLIK BAKANI DEMİRCAN: HAZIRLIĞIMIZI YAPTIK
Sağlık Bakanı Ahmet Demircan, Irak'ta meydana gelen 7,3 büyüklüğündeki depreme ilişkin, "Kuzey Irak'tan gelecek talebe göre her türlü hazırlığımızı yaptık, bekliyoruz" demişti.
GENELKURMAY'IN YARDIM UÇAĞI SÜLEYMANİYE'YE GİDECEK
Bu arada Genelkurmay'ın yardım uçağının da Süleymaniye'ye gideceği öğrenildi. TSK, uçakla ilaç, sağlık malzemeleri ve 250 büyük boy çadır da gönderiyor. Uçakta 20 kişilik sağlık ekibi de yer alıyor. (ntvmsnc.com.tr)
İran etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
İran etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
13 Kasım 2017 Pazartesi
22 Şubat 2017 Çarşamba
Sapphire'deki 47 daireyi 90 milyon dolara satın aldı
Kiler GYO, 47 adet İstanbul Sapphire rezidans dairesini 90.59 milyon dolar bedelle İranlı işadamı Mehrdad Safari'ye sattı.
Kiler GYO, satışa ilişkin Kamuyu Aydınlatma Platformu'na (KAP) açıklama yaptı. Şirkete yapılan açıklama şöyle;
"Şirketimizin kamuya açıklanmış son finansal tablolarında stoklar ve diğer duran varlıklar hesabında 111,8 milyon TL kayıtlı değeri ile taşınan 47 adet İstanbul Sapphire rezidans dairesinin 90,59 milyon dolar +KDV bedel ile Mehrdad Safari' ye toplu satışı gerçekleştirilmiştir" denildi. Değerleme raporları sonucu 101,27 milyon dolar olarak belirlenen daireler toplu satış nedeniyle iskontolu satıldı.
261 metre yüksekliğinde 66 katlı
İstanbul'un Kâğıthane ilçesinin Çeliktepe Mahallesi'nde bulunan, 261 metre anten yüksekliğiyle Sapphire, Avrupa'nın (Rusya toprakları hariç) Shard London Bridge'den sonra en yüksek 17. binasıdır.
Toplam 165.169 metrekarelik inşaat alanına sahip binada 10 katı zemin altı olmak üzere toplam 66 kat bulunuyor. 30 metre anten ile yüksekliği 261 metreye erişmektedir. Binanın ana fonksiyonları olarak kamuya açık bir alışveriş merkezi ve otoparka ek olarak rezidans kulesi de yer almaktadır. Otoparklar zemin altındaki 6 katta, alışveriş merkezi ise zemin altındaki 4 katta ve zeminde yer alıyor.
Binanın ana fonksiyonları olarak kamuya açık bir alışveriş merkezi ve otoparka ek olarak rezidans kulesi de yer almaktadır. Otoparklar zemin altındaki 6 katta, alışveriş merkezi ise zemin altındaki 4 katta ve zeminde yer alıyor.
"Şirketimizin kamuya açıklanmış son finansal tablolarında stoklar ve diğer duran varlıklar hesabında 111,8 milyon TL kayıtlı değeri ile taşınan 47 adet İstanbul Sapphire rezidans dairesinin 90,59 milyon dolar +KDV bedel ile Mehrdad Safari' ye toplu satışı gerçekleştirilmiştir" denildi. Değerleme raporları sonucu 101,27 milyon dolar olarak belirlenen daireler toplu satış nedeniyle iskontolu satıldı.
261 metre yüksekliğinde 66 katlı
İstanbul'un Kâğıthane ilçesinin Çeliktepe Mahallesi'nde bulunan, 261 metre anten yüksekliğiyle Sapphire, Avrupa'nın (Rusya toprakları hariç) Shard London Bridge'den sonra en yüksek 17. binasıdır.
Toplam 165.169 metrekarelik inşaat alanına sahip binada 10 katı zemin altı olmak üzere toplam 66 kat bulunuyor. 30 metre anten ile yüksekliği 261 metreye erişmektedir. Binanın ana fonksiyonları olarak kamuya açık bir alışveriş merkezi ve otoparka ek olarak rezidans kulesi de yer almaktadır. Otoparklar zemin altındaki 6 katta, alışveriş merkezi ise zemin altındaki 4 katta ve zeminde yer alıyor.
Binanın ana fonksiyonları olarak kamuya açık bir alışveriş merkezi ve otoparka ek olarak rezidans kulesi de yer almaktadır. Otoparklar zemin altındaki 6 katta, alışveriş merkezi ise zemin altındaki 4 katta ve zeminde yer alıyor.
6 Şubat 2017 Pazartesi
Trump'tan vize yasağı için yeni adım
ABD Adalet Bakanlığı, nüfusunun çoğunluğu Müslüman 7 ülkeye vize yasağı getiren Başkan Donald Trump'ın başkanlık kararnamesi hakkında San Francisco'daki Temyiz Mahkemesine bilgi notu vererek kararın yeniden uygulanmasını talep etti.
ABD Adalet Bakanlığının, San Francisco'daki Temyiz Mahkemesi 9. Dairesine 15 sayfalık bilgi notu ile başvuruda bulunarak Trump'ın vize yasağının yeniden uygulamaya konmasını talep ettiği bildirildi.
Mahkemeye sunduğu bilgi notunda bakanlık, söz konusu vize yasağı kararının "Başkanın yasal otoritesinin uygulanması" olduğunu ve bu sebeple kararnamenin yeniden uygulanması gerektiğini savundu.
Kararname ile 90 gün vize yasağı getirilen ülkelerin "terör riski taşıdıkları" gerekçesiyle listede olduğunu belirten bilgi notunda, yasağın bir din ile doğrudan ilişkilendirilerek sunulmasının doğru olmadığı vurgusuna yer verildi. Bilgi notunda ayrıca, Seattle'da yasağın ülke çapında uygulanmasını durdurma kararı veren federal hakimin "ülke genelini kapsayan bir karar vermesinin" sakıncalarına değinildi.
San Francisco'daki Temyiz Mahkemesinin bugün alacağı karar merakla beklenirken, olumsuz karar çıkması halinde Trump yönetiminin yeni hukuki adımları atmak için hazırlık yaptığı belirtildi.
Önceki gün San Francisco'daki Temyiz Mahkemesi 9. Dairesi, Washington eyaleti Seattle kentinin federal yargıcı James Robart tarafından verilen ve vize yasağını askıya alan karara ilişkin Adalet Bakanlığının temyiz başvurusunu reddetmişti.
Adalet Bakanlığı temyiz dosyasını hazırlarken, İç Güvenlik ile Dışişleri bakanlıkları yargıcın kararını uygulamaya koymuştu.
Trump önceki hafta cuma günü imzaladığı başkanlık kararnamesi ile Sudan, Irak, Suriye, İran, Libya, Yemen ve Somali vatandaşlarına vize verilmemesi ve bu ülkelerden gelenlerin ülkeye alınmaması talimatını vermişti. cnntürk
ABD Adalet Bakanlığının, San Francisco'daki Temyiz Mahkemesi 9. Dairesine 15 sayfalık bilgi notu ile başvuruda bulunarak Trump'ın vize yasağının yeniden uygulamaya konmasını talep ettiği bildirildi.
Mahkemeye sunduğu bilgi notunda bakanlık, söz konusu vize yasağı kararının "Başkanın yasal otoritesinin uygulanması" olduğunu ve bu sebeple kararnamenin yeniden uygulanması gerektiğini savundu.
Kararname ile 90 gün vize yasağı getirilen ülkelerin "terör riski taşıdıkları" gerekçesiyle listede olduğunu belirten bilgi notunda, yasağın bir din ile doğrudan ilişkilendirilerek sunulmasının doğru olmadığı vurgusuna yer verildi. Bilgi notunda ayrıca, Seattle'da yasağın ülke çapında uygulanmasını durdurma kararı veren federal hakimin "ülke genelini kapsayan bir karar vermesinin" sakıncalarına değinildi.
San Francisco'daki Temyiz Mahkemesinin bugün alacağı karar merakla beklenirken, olumsuz karar çıkması halinde Trump yönetiminin yeni hukuki adımları atmak için hazırlık yaptığı belirtildi.
Önceki gün San Francisco'daki Temyiz Mahkemesi 9. Dairesi, Washington eyaleti Seattle kentinin federal yargıcı James Robart tarafından verilen ve vize yasağını askıya alan karara ilişkin Adalet Bakanlığının temyiz başvurusunu reddetmişti.
Adalet Bakanlığı temyiz dosyasını hazırlarken, İç Güvenlik ile Dışişleri bakanlıkları yargıcın kararını uygulamaya koymuştu.
Trump önceki hafta cuma günü imzaladığı başkanlık kararnamesi ile Sudan, Irak, Suriye, İran, Libya, Yemen ve Somali vatandaşlarına vize verilmemesi ve bu ülkelerden gelenlerin ülkeye alınmaması talimatını vermişti. cnntürk
24 Ocak 2017 Salı
ABD 7 ülkeden gelenlere kapılarını kapatıyor
ABD Başkanı Donald Trump'ın, birçok ülkeden göçmenlerin ABD'ye girişini geçici olarak yasaklayan, Suriye'nin yanı sıra 6 ülkeden daha vize başvurularını geçici süreyle durduran ve Meksika sınırına duvar örülmesini öngören kararnamelere bugün imza atması bekleniyor
Amerikan medyasında yer alan ve Trump'ın yakın ekibindeki bazı isimlere dayandırılan haberlere göre, 20 Ocak Cuma günü başkanlık koltuğuna oturan Trump, bugün göçmenlere vize kısıtlaması ve Meksika sınırına duvar örülmesini öngören kararnamelere imza atacak.
Seçim kampanyası döneminde "Müslümanların ABD'ye alınmaması" önerisini yapan ve sonraki açıklamalarında bununla "daha sıkı güvenli prosedürlerini kastettiğini" söyleyen Trump'ın, imzalayacağı kararnameyle birçok ülkeden gelen göçmenlerin birkaç aylığına ülkeye girişini yasaklayacağı öne sürüldü.
Bazı medya kuruluşlarında "4 ay" olarak belirtilen sürenin ne kadar olacağının, söz konusu kararnamenin açıklanmasıyla netleşmesi bekleniyor.
Suriye, İran ve Irak da var
Benzer bir kararname ile Trump'ın Suriye, Irak, İran, Libya, Sudan, Somali ve Yemen'den gelen vize başvurularının "daha sıkı güvenlik prosedürleri tanımlanıncaya kadar" geçici süreyle askıya alacağı iddiası da ortaya atıldı.
Amerikan medyasındaki bazı haberlerde bu sürenin 30 gün olacağı ileri sürüldü.
Seçim kampanyası döneminde Trump, "teröristlerin olduğu bazı Müslüman ülkelerden gelen kişilerle ilgili daha sıkı güvenlik denetimi yapılması gerektiğini" dile getirmiş, bu kişilerin ülkeye girişinin engellenmesi için gerekli düzenlemeler yapılıncaya kadar söz konusu ülkelere vize kısıtlaması getirilebileceğini ifade etmişti.
Meksika sınırına duvar
Trump'ın bugün, Meksika sınırına duvar örülmesini öngören bir kararnameye de imza atması bekleniyor.
Twitter hesabından salı günü yaptığı açıklamada Trump, "Yarın ulusal güvenlikle ilgili büyük bir gün planladık. Başka birçok şeyin yanında duvarı da inşa edeceğiz." ifadelerine yer verdi.
Seçim döneminde, Meksika'dan gelen kaçak göçmenleri önlemek için birçok kez sınıra duvar öreceğini kaydeden Trump'ın, başkanlık koltuğuna oturduktan 5 gün sonra bu yönde bir kararnameye imza atacağı öngörülüyor.
Donald Trump, 20 Ocak'ta yemin edip görevine başladıktan sonra seçim döneminde sözünü verdiği şekilde ilk imzasını, kendinden önceki ABD Başkanı Barack Obama döneminde çıkarılan sağlık reformu yasası Obamacare'in iptalini öngören kararnameye atmıştı.
Amerikan medyasında yer alan ve Trump'ın yakın ekibindeki bazı isimlere dayandırılan haberlere göre, 20 Ocak Cuma günü başkanlık koltuğuna oturan Trump, bugün göçmenlere vize kısıtlaması ve Meksika sınırına duvar örülmesini öngören kararnamelere imza atacak.
Seçim kampanyası döneminde "Müslümanların ABD'ye alınmaması" önerisini yapan ve sonraki açıklamalarında bununla "daha sıkı güvenli prosedürlerini kastettiğini" söyleyen Trump'ın, imzalayacağı kararnameyle birçok ülkeden gelen göçmenlerin birkaç aylığına ülkeye girişini yasaklayacağı öne sürüldü.
Bazı medya kuruluşlarında "4 ay" olarak belirtilen sürenin ne kadar olacağının, söz konusu kararnamenin açıklanmasıyla netleşmesi bekleniyor.
Suriye, İran ve Irak da var
Benzer bir kararname ile Trump'ın Suriye, Irak, İran, Libya, Sudan, Somali ve Yemen'den gelen vize başvurularının "daha sıkı güvenlik prosedürleri tanımlanıncaya kadar" geçici süreyle askıya alacağı iddiası da ortaya atıldı.
Amerikan medyasındaki bazı haberlerde bu sürenin 30 gün olacağı ileri sürüldü.
Seçim kampanyası döneminde Trump, "teröristlerin olduğu bazı Müslüman ülkelerden gelen kişilerle ilgili daha sıkı güvenlik denetimi yapılması gerektiğini" dile getirmiş, bu kişilerin ülkeye girişinin engellenmesi için gerekli düzenlemeler yapılıncaya kadar söz konusu ülkelere vize kısıtlaması getirilebileceğini ifade etmişti.
Meksika sınırına duvar
Trump'ın bugün, Meksika sınırına duvar örülmesini öngören bir kararnameye de imza atması bekleniyor.
Twitter hesabından salı günü yaptığı açıklamada Trump, "Yarın ulusal güvenlikle ilgili büyük bir gün planladık. Başka birçok şeyin yanında duvarı da inşa edeceğiz." ifadelerine yer verdi.
Seçim döneminde, Meksika'dan gelen kaçak göçmenleri önlemek için birçok kez sınıra duvar öreceğini kaydeden Trump'ın, başkanlık koltuğuna oturduktan 5 gün sonra bu yönde bir kararnameye imza atacağı öngörülüyor.
Donald Trump, 20 Ocak'ta yemin edip görevine başladıktan sonra seçim döneminde sözünü verdiği şekilde ilk imzasını, kendinden önceki ABD Başkanı Barack Obama döneminde çıkarılan sağlık reformu yasası Obamacare'in iptalini öngören kararnameye atmıştı.
17 Mayıs 2016 Salı
İran’da ‘Instagram modelleri’ tutuklandı
İran devlet televizyonu başta Instagram'da olmak üzere, internet üzerinden modellik yapan 8 kişinin "İslami olmayan" ağlara çalışma gerekçesiyle tutuklandığını duyurdu.
Tahran Siber Suç Mahkemesi Başkanı’nın devlet televizyonundan yaptığı açıklamada, tutuklamaların
“Örümcek II” adlı iki yıldır devam eden bir gizli operasyon kapsamında yapıldığı bildirildi. Operasyonda, internet üzerinden başörtüleri olmadan fotoğraflarını yayınlayan kişiler hedeflendi.
Operasyon kapsamında 59’u fotoğrafçı ve makyöz, 58’i model, 51’i moda salonu yöneticisi ya da tasarımcı olmak üzere 170 kişi ve iki aktif kuruluş tespit edilmişti.
Başörtüsü, 1979 İslam devriminden bu yana İran’da kadınlara zorunlu tutuluyor. Mahkeme Başkanı Cevat Babaeyi, İran Instagram akışının yüzde 20’sinin modellik ajansı ve bireyler tarafından paylaşılan fotoğraflardan oluştuğunu söyledi. Babaeyi, İslami olmayan görüntüler yayılmasının örgütlü bir şekilde yapılması dolayısıyla, konunun yargının gündemine girdiğini söyledi.
Operasyonda 8 kişinin tutuklanmasının yanı sıra, 21 kişi hakkında da dava açıldı. Devlet televizyonunda Babaeyi’nin açıklamasından önce, eski bir mankenin, Instagram’da fotoğraf paylaşarak para kazandığı şeklinde yaptığı itiraflar yayınlanmıştı.
Yargı organlarıyla bağlantılı İnternet sayfası Mizan Online, İlham Arab adlı ortalama başarıya sahip mankenin ayda 3 bin doların üzerinde kazandığını duyurdu. Erişim engeli bulunan Facebook, Twitter ve Youtube’un aksine serbest olan Instagram İran’da oldukça popüler. (sözcü)
Tahran Siber Suç Mahkemesi Başkanı’nın devlet televizyonundan yaptığı açıklamada, tutuklamaların
“Örümcek II” adlı iki yıldır devam eden bir gizli operasyon kapsamında yapıldığı bildirildi. Operasyonda, internet üzerinden başörtüleri olmadan fotoğraflarını yayınlayan kişiler hedeflendi.
Operasyon kapsamında 59’u fotoğrafçı ve makyöz, 58’i model, 51’i moda salonu yöneticisi ya da tasarımcı olmak üzere 170 kişi ve iki aktif kuruluş tespit edilmişti.
Başörtüsü, 1979 İslam devriminden bu yana İran’da kadınlara zorunlu tutuluyor. Mahkeme Başkanı Cevat Babaeyi, İran Instagram akışının yüzde 20’sinin modellik ajansı ve bireyler tarafından paylaşılan fotoğraflardan oluştuğunu söyledi. Babaeyi, İslami olmayan görüntüler yayılmasının örgütlü bir şekilde yapılması dolayısıyla, konunun yargının gündemine girdiğini söyledi.
Operasyonda 8 kişinin tutuklanmasının yanı sıra, 21 kişi hakkında da dava açıldı. Devlet televizyonunda Babaeyi’nin açıklamasından önce, eski bir mankenin, Instagram’da fotoğraf paylaşarak para kazandığı şeklinde yaptığı itiraflar yayınlanmıştı.
Yargı organlarıyla bağlantılı İnternet sayfası Mizan Online, İlham Arab adlı ortalama başarıya sahip mankenin ayda 3 bin doların üzerinde kazandığını duyurdu. Erişim engeli bulunan Facebook, Twitter ve Youtube’un aksine serbest olan Instagram İran’da oldukça popüler. (sözcü)
13 Mayıs 2016 Cuma
‘Başörtüsüz’ iddiası başını yakabilir
İran’da milletvekili Minoo Khaleghi’nin yurtdışında başörtüsüz gezdiği iddiaları koltuğunu tehlikeye soktu.
Başörtüsüz fotoğrafları bulunduğu öne sürülen Khaleghi ‘ulusa ihanet etmek’le suçlanıyor.
Başörtüsüz fotoğrafları bulunduğu öne sürülen Khaleghi ‘ulusa ihanet etmek’le suçlanıyor.
Etiketler:
abdullah gül,
başörtüsü,
İran,
kadın,
millet
11 Mayıs 2016 Çarşamba
Zarrab ile ilgili İran'dan çarpıcı iddia
İran Meclisi Yolsuzluk Araştırma Komisyonu üyesi Emir Abbas Sultani, New York’ta tutuklu bulunan Reza Zarrab hakkında çarpıcı açıklamalarda bulundu. Sultani, Zarrab’ın daha önceden hazırlanan bir plana göre, tutuklanacağını bile bile ABD’ye gittiğini savundu.
Al Monitor’a konuşan Sultani, İran’da idam cezası alan Babek Zencani ile Zarrab arasındaki ilişkiye dikkat çekti ve Zarrab’ın "Türkiye’de kalmayı sürdürmesi durumunda İranlı yetkililer tarafından yakalanacağını düşündüğünü" belirtti ve "Bu nedenle kendisini güvene almak için ABD’ye bilerek gitti" dedi.
Zarrab’ın, Babek Zencani davasında da önemli bir eleman olduğunu vurgulayan Sultanı, Zarrab’ın ABD’ye gelerek kendisine güvenli bir sığınak aradığını belirterek "Yargı yetkililerimiz, onun davasını takip ediyor. Ankara ile Tahran arasında ilişkilerin gelişmesi nedeniyle Türkiye’deki koşullar, onun için iyi değildi. İranlı yargı yetkilileri tarafından suçlu bulunsaydı Türkiye ile İran arasındaki anlaşma gereği, Tahran’a iade edilmesi gündeme gelebilecekti. İran ile ABD arasında suçluları iade anlaşması yok, Zarrab bundan dolayı ABD’ye gitmeye karar verdi" diye konuştu.
Sultani Zarrab ile ilgili olarak "Zencani davası ile ortaya çıkan yolsuzluk fırtınasının ne zaman dineceğini ve Zencani’ye ne olacağını bekliyor. Eğer Zencani idam edilirse, ölümünün arkasından Zarrab birçok gerçeği inkar eder. Zarrab, Zencani’nin sırdaşı ve şirketlerinin kıdemli yöneticisiydi. İkisi birlikte 70’den fazla şirket kurdular ve birçoğu Zarrab tarafından yönetiliyordu" diye konuştu.
Zarrab’ın, Zencani tutuklanmadan önce İran’a sık sık geldiğini de değinen Sultanı "Zencani ile bağlantısı olmadığı mesajını defalarca bize iletti. Ama çok açık bir şekilde, onun Zencani ile bağlantısı vardı vardı ve onun bir yöneticisiydi" dedi.
Miami Havalimanı’ndan ABD’ye giriş yapmak isterken 19 Martta FBI ajanları tarafından gözaltına alındıktan sonra çıkarıldığı mahkemede tutuklanan İran asıllı işadamı Zarrab, ABD çıkarlarına karşı komplo kurmak, İran’a karşı uygulanan ABD ambargosunu delmek, banka sahteciliği yapmak ve kara para aklamak suçlamalarından yargılanıyor. DHA
Al Monitor’a konuşan Sultani, İran’da idam cezası alan Babek Zencani ile Zarrab arasındaki ilişkiye dikkat çekti ve Zarrab’ın "Türkiye’de kalmayı sürdürmesi durumunda İranlı yetkililer tarafından yakalanacağını düşündüğünü" belirtti ve "Bu nedenle kendisini güvene almak için ABD’ye bilerek gitti" dedi.
Zarrab’ın, Babek Zencani davasında da önemli bir eleman olduğunu vurgulayan Sultanı, Zarrab’ın ABD’ye gelerek kendisine güvenli bir sığınak aradığını belirterek "Yargı yetkililerimiz, onun davasını takip ediyor. Ankara ile Tahran arasında ilişkilerin gelişmesi nedeniyle Türkiye’deki koşullar, onun için iyi değildi. İranlı yargı yetkilileri tarafından suçlu bulunsaydı Türkiye ile İran arasındaki anlaşma gereği, Tahran’a iade edilmesi gündeme gelebilecekti. İran ile ABD arasında suçluları iade anlaşması yok, Zarrab bundan dolayı ABD’ye gitmeye karar verdi" diye konuştu.
Sultani Zarrab ile ilgili olarak "Zencani davası ile ortaya çıkan yolsuzluk fırtınasının ne zaman dineceğini ve Zencani’ye ne olacağını bekliyor. Eğer Zencani idam edilirse, ölümünün arkasından Zarrab birçok gerçeği inkar eder. Zarrab, Zencani’nin sırdaşı ve şirketlerinin kıdemli yöneticisiydi. İkisi birlikte 70’den fazla şirket kurdular ve birçoğu Zarrab tarafından yönetiliyordu" diye konuştu.
Zarrab’ın, Zencani tutuklanmadan önce İran’a sık sık geldiğini de değinen Sultanı "Zencani ile bağlantısı olmadığı mesajını defalarca bize iletti. Ama çok açık bir şekilde, onun Zencani ile bağlantısı vardı vardı ve onun bir yöneticisiydi" dedi.
Miami Havalimanı’ndan ABD’ye giriş yapmak isterken 19 Martta FBI ajanları tarafından gözaltına alındıktan sonra çıkarıldığı mahkemede tutuklanan İran asıllı işadamı Zarrab, ABD çıkarlarına karşı komplo kurmak, İran’a karşı uygulanan ABD ambargosunu delmek, banka sahteciliği yapmak ve kara para aklamak suçlamalarından yargılanıyor. DHA
Etiketler:
abd,
haber,
İran,
reza zarrab,
rıza sarraf
21 Nisan 2016 Perşembe
Van'dan İran'a turistik geziler başlayacak
Türkiye ile İran arasında gelişen ticari ilişkiler, komşu ülkeye yaklaşık 300 kilometre sınırı bulunan Van'da turizm alanında da etkisini hissettirmeye başladı.
Türkiye ve İran arasında son dönemde gelişen ticari ilişkiler, turizme de yansıdı. Turizm acenteleri, Van'dan İran'a tur düzenlemek için hazırlık yapmaya başladı.
Dini bayram ve resmi tatil dönemlerinde Van'a akın ederek ekonomiye katkı sağlayan turistlerin kentte daha fazla kalmasını sağlamak amacıyla İran'a giden turizmciler, iki ülke arasında karşılıklı turların düzenlenmesi konusunda anlaştı.
Türkiye Seyahat Acenteleri Birliği (TÜRSAB) Doğu Anadolu Yürütme Kurulu Başkan Yardımcısı Engin Pişkin, AA muhabirine, İranlı vatandaşların tatillerini Van'da geçirmelerini sağlamak amacıyla bir tanıtım gezisi düzenlediklerini söyledi.
Yaklaşık 300 kilometre sınırı bulunan komşu ülkeyle son zamanlarda turizm ilişkilerinin geliştirilmesi konusunda atılan adımların memnuniyet verici olduğunu kaydeden Pişkin, İranlıların da Türk turistleri ağırlamak istediğini belirtti.
"İran'daki tur operatörleri haklı olarak 'Hep İran'dan Türkiye'ye turist geliyor, sizden bize hiç gelmiyor' diye sitemde bulundu." diyen Pişkin, "Biz de bunun üzerine bir tur programı hazırladık. Van'a yakın olan İran'ın Tebriz, Urmiye, Hoy ve Mako kentlerindeki tarihi ve doğal güzelliklerle ilimizin güzellikleri arasında bir köprü kurmayı hedefliyoruz. Bunu Türkiye'deki bütün tur operatörlerine sunmayı düşünüyoruz. Çalışmalarımız devam ediyor." ifadelerini kullandı.
Pişkin, hazırladıkları gezi programının Türkiye'de bir ilk olacağını vurgulayarak, şunları kaydetti:
"Türkiye'nin hemen hemen her yerinden Van'a direkt uçuş olanağının bu turlar üzerinde etkili olacağını düşünüyorum. Tura gitmek isteyen ziyaretçiler, 6 günlük bir tur kapsamında İran'ın güzelliklerini görme imkanı bulacak. Bu projeden beklentilerimiz çok yüksek. Bugüne kadar hep İran'dan bize misafir geldi, inşallah buradan İran'a çok sayıda ziyaretçi göndereceğiz."
İranlı acente sahibi Sajad Kerimi de yıllardır İran'dan Van'a turist gönderdiklerini anlatarak, artık tersine ziyaretlerin gerçekleşmesi gerektiğini aktardı.
İran'ın tarihi ve doğal güzellikleriyle misafirlerini beklediklerini kaydeden Kerimi, "Bugüne kadar Vanlı turizmcilerle hiçbir sıkıntı yaşamadık. Özellikle nevruz döneminde Van'a çok ziyaretçi gönderdik. İstiyoruz ki hem Van'dan hem de Türkiye'den gelen misafirleri burada ağırlayalım. Onlara ülkemizin tarihi ve doğal güzelliklerini gezdirelim, ikramda bulunalım. Ülkemizin tarihi ve doğal güzelliklerini gezdirelim, ikramda bulunalım." diye konuştu.
Türkiye ve İran arasında son dönemde gelişen ticari ilişkiler, turizme de yansıdı. Turizm acenteleri, Van'dan İran'a tur düzenlemek için hazırlık yapmaya başladı.
Dini bayram ve resmi tatil dönemlerinde Van'a akın ederek ekonomiye katkı sağlayan turistlerin kentte daha fazla kalmasını sağlamak amacıyla İran'a giden turizmciler, iki ülke arasında karşılıklı turların düzenlenmesi konusunda anlaştı.
Türkiye Seyahat Acenteleri Birliği (TÜRSAB) Doğu Anadolu Yürütme Kurulu Başkan Yardımcısı Engin Pişkin, AA muhabirine, İranlı vatandaşların tatillerini Van'da geçirmelerini sağlamak amacıyla bir tanıtım gezisi düzenlediklerini söyledi.
Yaklaşık 300 kilometre sınırı bulunan komşu ülkeyle son zamanlarda turizm ilişkilerinin geliştirilmesi konusunda atılan adımların memnuniyet verici olduğunu kaydeden Pişkin, İranlıların da Türk turistleri ağırlamak istediğini belirtti.
"İran'daki tur operatörleri haklı olarak 'Hep İran'dan Türkiye'ye turist geliyor, sizden bize hiç gelmiyor' diye sitemde bulundu." diyen Pişkin, "Biz de bunun üzerine bir tur programı hazırladık. Van'a yakın olan İran'ın Tebriz, Urmiye, Hoy ve Mako kentlerindeki tarihi ve doğal güzelliklerle ilimizin güzellikleri arasında bir köprü kurmayı hedefliyoruz. Bunu Türkiye'deki bütün tur operatörlerine sunmayı düşünüyoruz. Çalışmalarımız devam ediyor." ifadelerini kullandı.
Pişkin, hazırladıkları gezi programının Türkiye'de bir ilk olacağını vurgulayarak, şunları kaydetti:
"Türkiye'nin hemen hemen her yerinden Van'a direkt uçuş olanağının bu turlar üzerinde etkili olacağını düşünüyorum. Tura gitmek isteyen ziyaretçiler, 6 günlük bir tur kapsamında İran'ın güzelliklerini görme imkanı bulacak. Bu projeden beklentilerimiz çok yüksek. Bugüne kadar hep İran'dan bize misafir geldi, inşallah buradan İran'a çok sayıda ziyaretçi göndereceğiz."
İranlı acente sahibi Sajad Kerimi de yıllardır İran'dan Van'a turist gönderdiklerini anlatarak, artık tersine ziyaretlerin gerçekleşmesi gerektiğini aktardı.
İran'ın tarihi ve doğal güzellikleriyle misafirlerini beklediklerini kaydeden Kerimi, "Bugüne kadar Vanlı turizmcilerle hiçbir sıkıntı yaşamadık. Özellikle nevruz döneminde Van'a çok ziyaretçi gönderdik. İstiyoruz ki hem Van'dan hem de Türkiye'den gelen misafirleri burada ağırlayalım. Onlara ülkemizin tarihi ve doğal güzelliklerini gezdirelim, ikramda bulunalım. Ülkemizin tarihi ve doğal güzelliklerini gezdirelim, ikramda bulunalım." diye konuştu.
Etiketler:
bayram tatili,
haber,
İran,
tatil,
Türkiye
19 Nisan 2016 Salı
Yeni iddianameye Türkiye'yi ekledi
New York Güney Bölgesi Başsavcısı Preet Bharara, Miami'de tutuklanan Reza Zarrab'a ilişkin hazırladığı iddianameyi yenileyerek mahkemeye sundu. Başsavcı, iddianameye ''New York ile birlikte, Türkiye, Birleşik Arap Emirlikleri ve her nerede bu suçlar işlendiyse'' ifadesini ekledi.
İran asıllı Türk işadamı Reza Zarrab'ı ABD'de tutuklatan New York Güney Bölgesi Başsavcısı Preet Bharara yenilediği iddianamenin 'suçlamalar' bölümünde değişikliğe giderek, Türkiye, New York ve Birleşik Arap Emirlikleri'ni 'suçların işlendiği yerler' olarak belirtti.
TÜRKİYE'Yİ EKLEDİ
Başsavcı Bharara, 15 Aralık'ta mahkemeye mühürlü olarak sunduğu 21 sayfalık iddianamede bazı değişikliklere giderek yine 21 syafadan oluşan yeni iddianameyi 30 Mart'ta ABD Federal Adalet Sistemi resmi kayıtlarına sundu. Yeni iddianamedeki 13, 15, 19 ve 22'nci paragrafların her birinde yapılan rötuşla ''New York ile birllikte Türkiye, Birleşik Arap Emirlikleri ve her nerede bu suçlar işlendiyse'' ifadesi eklendi.
İlk iddianamenin birinci suçlama bölümünde, Zarrab ve arkadaşlarının ABD çıkarlarına karşı komplo kurmak için işbirliği yapmak, İran'a karşı uygulanan uluslararası ambargoyu delmek, banka sahteciliği yapmak ve kara para aklamak suçlarının ABD yargı bölgesi dışında başladığı belirtilmişti.
''TÜRKİYE'DEN BİLGİ VE BELGE İSTEYEBİLİR''
New York Güney Bölgesi Mahkemesi'ne kayıtlı avukat Cahit Akbulut, iddianamedeki rötuşu değerlendirdi:
''Bharara, bu defa açıkça suç işlenen ülkeler arasında Türkiye'yi işaret ediyor. Bu önceki iddianamede bir eksiklik ya da tamamlayıcı bir düzeltme olabilir. Türkiye'nin suçların işlendiği ülkeler arasına alınması, dava sürecinde Türkiye Adalet Bakanlığı'ndan bilgi ve belge talep edilebileceğini gösteriyor.''
5 GÜNDÜR OTOBÜS BEKLİYOR
Zarrab, ilk durağı Tallahassee Cezaevi'nde bir gece kaldıktan sonra götürüldüğü ikinci durağı Atlanta Cezaevi'nde 5 gündür otobüs bekliyor. Zarrab, ödenek yokluğu nedeniyle cezaevi otobüsleriyle aktarmalı olarak New York'a naklediliyor. Hürriyet
İran asıllı Türk işadamı Reza Zarrab'ı ABD'de tutuklatan New York Güney Bölgesi Başsavcısı Preet Bharara yenilediği iddianamenin 'suçlamalar' bölümünde değişikliğe giderek, Türkiye, New York ve Birleşik Arap Emirlikleri'ni 'suçların işlendiği yerler' olarak belirtti.
TÜRKİYE'Yİ EKLEDİ
Başsavcı Bharara, 15 Aralık'ta mahkemeye mühürlü olarak sunduğu 21 sayfalık iddianamede bazı değişikliklere giderek yine 21 syafadan oluşan yeni iddianameyi 30 Mart'ta ABD Federal Adalet Sistemi resmi kayıtlarına sundu. Yeni iddianamedeki 13, 15, 19 ve 22'nci paragrafların her birinde yapılan rötuşla ''New York ile birllikte Türkiye, Birleşik Arap Emirlikleri ve her nerede bu suçlar işlendiyse'' ifadesi eklendi.
İlk iddianamenin birinci suçlama bölümünde, Zarrab ve arkadaşlarının ABD çıkarlarına karşı komplo kurmak için işbirliği yapmak, İran'a karşı uygulanan uluslararası ambargoyu delmek, banka sahteciliği yapmak ve kara para aklamak suçlarının ABD yargı bölgesi dışında başladığı belirtilmişti.
''TÜRKİYE'DEN BİLGİ VE BELGE İSTEYEBİLİR''
New York Güney Bölgesi Mahkemesi'ne kayıtlı avukat Cahit Akbulut, iddianamedeki rötuşu değerlendirdi:
''Bharara, bu defa açıkça suç işlenen ülkeler arasında Türkiye'yi işaret ediyor. Bu önceki iddianamede bir eksiklik ya da tamamlayıcı bir düzeltme olabilir. Türkiye'nin suçların işlendiği ülkeler arasına alınması, dava sürecinde Türkiye Adalet Bakanlığı'ndan bilgi ve belge talep edilebileceğini gösteriyor.''
5 GÜNDÜR OTOBÜS BEKLİYOR
Zarrab, ilk durağı Tallahassee Cezaevi'nde bir gece kaldıktan sonra götürüldüğü ikinci durağı Atlanta Cezaevi'nde 5 gündür otobüs bekliyor. Zarrab, ödenek yokluğu nedeniyle cezaevi otobüsleriyle aktarmalı olarak New York'a naklediliyor. Hürriyet
Etiketler:
abd,
haber,
İran,
reza zarrab,
rıza sarraf
4 Nisan 2016 Pazartesi
İran’da sürpriz iddia: “Zencani’nin paraları Zarrab’ta”
İran Meclisi Yolsuzluk Komisyonu üyesi olan Milletvekili, “Zencani’nin parasının çok büyük miktarı Reza Zarrab’ın elinde" dedi.
İran Meclisi’nde Babek Zencani dosyasıyla ilgili kurulan Yolsuzluk Komisyonu üyesi olan Milletvekili Emir Sultan Abbasi, “Elimizde olan resmi belgelere göre Zencani’nin parasının çok büyük miktarı Reza Zarrab’ın elinde. Bu yüzden onu (Zarrab’ı) buraya getirmek için her fırsatı değerlendirmemiz lazım” dedi.
ABD’de iki hafta önce gözaltına alınarak tutuklanan İran asıllı Türk işadamı Reza Zarrab’la, İran devletini 2.8 milyar dolar dolandırmak suçlamasıyla İran’da yargılanıp idama mahkûm edilen Babek Zencani arasındaki iş ortaklığı dün İran Meclisi’nde ilk kez açıkça dile getirildi ve Zencani’nin paralarının Zarrab’da olduğu iddia edildi. İran basınının ve İranlı kaynakların bildirdiğine göre, Babek Zencani dosyasıyla ilgili mecliste kurulan Yolsuzluk Komisyonu’nun üyesi Milletvekili Emir Sultan Abbasi, dün İran’da Parlamentosu’nda yaptığı konuşmada, Zencani’nin İran devletine borçlu olduğu paranın büyük bölümünün Reza Zarrab’ın elinde olduğunu savundu.
Hürriyet’ten İpek Yezdani’nin haberine göre, Abbasi, “Elimizde olan resmi belgelere göre Zencani’nin parasının çok büyük miktarı Zarrab’ın elinde. Bu yüzden onu (Zarrab’ı) buraya getirmek için her fırsatı değerlendirmemiz lazım” dedi.
Reza Zarrab’ın Babek Zencani’nin ‘işbirlikçisi ve ortağı’ olduğunu vurgulayan Emir Sultan Abbasi, Meclis’te yaptığı konuşmada şunları söyledi: “Reza Zarrab, Babek Zencani’nin işbirlikçisi ve ortağıydı. Babek Zencani ve Reza Zarrab hiçbir zaman birbirlerinden ayrı olmadılar. Reza Zarrab, Zencani dosyasındaki en önemli anahtar kişidir. Bundan dolayı Babek Zencani dosyasının çözülebilmesi için Zarrab’ın elimizde olması gerekiyor. İran devletinin Zencani’den geri alması gereken paraların ve malların birçoğu Reza Zarrab’ın elinde. Perdenin arkasında bazı çıkar odakları bizim elimizin Reza Zarrab’a yetişmemesi için ellerinden geleni yaptılar. Bu durum, bu dosyayı çok karmaşık hale getirdi. Zencani’nin mal varlığının 5 milyar doların üzerinde olduğu tahmin ediliyor. Bunun çok küçük bir miktarı yurt içinde, çok önemli bir miktarıysa yurt dışında. Zencani’nin bilinmeyen başka ortakları da var ve esas paralar onların yanında. Bunlardan biri de Reza Zarrab’dır. Bundan dolayı onu buraya getirmek için her fırsatı değerlendirmemiz lazım.”
İran Meclisi’nde Babek Zencani dosyasıyla ilgili kurulan Yolsuzluk Komisyonu üyesi olan Milletvekili Emir Sultan Abbasi, “Elimizde olan resmi belgelere göre Zencani’nin parasının çok büyük miktarı Reza Zarrab’ın elinde. Bu yüzden onu (Zarrab’ı) buraya getirmek için her fırsatı değerlendirmemiz lazım” dedi.
ABD’de iki hafta önce gözaltına alınarak tutuklanan İran asıllı Türk işadamı Reza Zarrab’la, İran devletini 2.8 milyar dolar dolandırmak suçlamasıyla İran’da yargılanıp idama mahkûm edilen Babek Zencani arasındaki iş ortaklığı dün İran Meclisi’nde ilk kez açıkça dile getirildi ve Zencani’nin paralarının Zarrab’da olduğu iddia edildi. İran basınının ve İranlı kaynakların bildirdiğine göre, Babek Zencani dosyasıyla ilgili mecliste kurulan Yolsuzluk Komisyonu’nun üyesi Milletvekili Emir Sultan Abbasi, dün İran’da Parlamentosu’nda yaptığı konuşmada, Zencani’nin İran devletine borçlu olduğu paranın büyük bölümünün Reza Zarrab’ın elinde olduğunu savundu.
Hürriyet’ten İpek Yezdani’nin haberine göre, Abbasi, “Elimizde olan resmi belgelere göre Zencani’nin parasının çok büyük miktarı Zarrab’ın elinde. Bu yüzden onu (Zarrab’ı) buraya getirmek için her fırsatı değerlendirmemiz lazım” dedi.
Reza Zarrab’ın Babek Zencani’nin ‘işbirlikçisi ve ortağı’ olduğunu vurgulayan Emir Sultan Abbasi, Meclis’te yaptığı konuşmada şunları söyledi: “Reza Zarrab, Babek Zencani’nin işbirlikçisi ve ortağıydı. Babek Zencani ve Reza Zarrab hiçbir zaman birbirlerinden ayrı olmadılar. Reza Zarrab, Zencani dosyasındaki en önemli anahtar kişidir. Bundan dolayı Babek Zencani dosyasının çözülebilmesi için Zarrab’ın elimizde olması gerekiyor. İran devletinin Zencani’den geri alması gereken paraların ve malların birçoğu Reza Zarrab’ın elinde. Perdenin arkasında bazı çıkar odakları bizim elimizin Reza Zarrab’a yetişmemesi için ellerinden geleni yaptılar. Bu durum, bu dosyayı çok karmaşık hale getirdi. Zencani’nin mal varlığının 5 milyar doların üzerinde olduğu tahmin ediliyor. Bunun çok küçük bir miktarı yurt içinde, çok önemli bir miktarıysa yurt dışında. Zencani’nin bilinmeyen başka ortakları da var ve esas paralar onların yanında. Bunlardan biri de Reza Zarrab’dır. Bundan dolayı onu buraya getirmek için her fırsatı değerlendirmemiz lazım.”
25 Mart 2016 Cuma
İran uyruklu sevgilisini vuran şüpheli yakalandı
Fatih’te İran uyruklu sevgilisi Akram Naghızdeh’i tabancayla vurarak ağır yaralayan Tamer V. polis tarafından yakalandı. Sevgilisini vurmadan önce dövdüğü öğrenilen şüphelinin sorgusuna Cinayet Büro Amirliği’nde devam ediliyor.
Fatih, Kocamustafapaşa, Şırlağan Sokak’ta bu akşam saatlerinde meydana gelen olayda İran uyruklu Akram Naghıbzdeh isimli kadın sokak ortasında bir kişinin silahlı saldırısı sonucu ağır yaralandı. Ensesinden tabanca mermisiyle vurulan genç kadın çevredekiler tarafından Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Hastanesi’ne kaldırıldı.
SORGUSU SÜRÜYOR
Cinayet Büro Amirliği ekipleri olayı Akram Naghıbzdeh’in sevgilisi Tamer V.’nin yaptığı tespit etti. Ekipler olaydan sonra kaçan Tamer V.’yi kısa sürede yakalayarak gözaltına aldı. Asayiş Şube Müdürlüğü’ne getirilen şüphelinin suçunu itiraf ettiği öğrenildi. Şüphelinin olayla ilgili sorgusu devam ediyor.
BİRLİKTE YAŞIYORLARDI
Bu arada görgü tanıklarının ifadelerine göre, yaklaşık bir ay önce bir ev kiralayarak birlikte yaşamaya başlayan sevgililerin sık sık kavga ettikleri öğrenildi. Olay gecesi Tamer V.’nin tartıştığı genç kadını önce dövdüğü daha sonra tabancayla vurarak ağır yaraladığı öğrenildi. DHA
Fatih, Kocamustafapaşa, Şırlağan Sokak’ta bu akşam saatlerinde meydana gelen olayda İran uyruklu Akram Naghıbzdeh isimli kadın sokak ortasında bir kişinin silahlı saldırısı sonucu ağır yaralandı. Ensesinden tabanca mermisiyle vurulan genç kadın çevredekiler tarafından Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Hastanesi’ne kaldırıldı.
SORGUSU SÜRÜYOR
Cinayet Büro Amirliği ekipleri olayı Akram Naghıbzdeh’in sevgilisi Tamer V.’nin yaptığı tespit etti. Ekipler olaydan sonra kaçan Tamer V.’yi kısa sürede yakalayarak gözaltına aldı. Asayiş Şube Müdürlüğü’ne getirilen şüphelinin suçunu itiraf ettiği öğrenildi. Şüphelinin olayla ilgili sorgusu devam ediyor.
BİRLİKTE YAŞIYORLARDI
Bu arada görgü tanıklarının ifadelerine göre, yaklaşık bir ay önce bir ev kiralayarak birlikte yaşamaya başlayan sevgililerin sık sık kavga ettikleri öğrenildi. Olay gecesi Tamer V.’nin tartıştığı genç kadını önce dövdüğü daha sonra tabancayla vurarak ağır yaraladığı öğrenildi. DHA
24 Mart 2016 Perşembe
Zarrab’ı tutuklatan ABD’li başsavcı Bharara’dan önemli açıklamalar
Reza Zarrab'ı tutuklatan ABD'li savcı Preet Bharara, ABD finansal sistemine karşı gerçekleştirilen siber saldırıların İran merkezli olduğunu açıkladı.
Reza Zarrab’ın hakkındaki iddianameyi hazırlayan New York Güney Bölge Başsavcısı Preet Bharara, özellikle İran merkezli hackerlar tarafından ABD finansal sistemini hedef alan siber saldırılar hakkında açıklamalarda bulundu. Başsavcı Bharara, açıklamalarında İran asıllı Türk iş adamı Reza Zarrab’a değinmedi. Siber suçlar hakkında konuşan Bharara, “Suçlular dünyanın neresinde olursa olsunlar, İran’da da olsalar, onları yakalayacağız” demekle yetindi.
Konuşmada ilk sözü alan ABD Başsavcılarından Loretta E. Lynch, Brüksel’deki terör saldırılarıyla ilgili açıklama yaptı ve Belçika halkının yanında olduğunu belirtti. Lynch, ABD’ye karşı büyük bir terör saldırısı beklemediklerini açıkladı.
ABD’ye karşı sanal saldırı altında olduklarını açıklayan Savcı Lynch, özellikle finansal sistemlerinin tehdit altında olduklarından bahsetti.
Amerikan ulusal güvenliğine ve özel ya da kamusal şirketlere karşı tehdit oluşturan ve siber saldırılarla alakalı olan tüm kişi ve/veya kişiler hakkında yasal işlem başlatılacağını duyurdu.
“SUÇLULAR İRAN’DA BİLE OLSA YAKALAYACAĞIZ”
ABD Federal Soruşturma Bürosu FBI Direktörü James B. Comey ise, ”İnsanlar bize, ‘Bu kişiler İran’da, onları nasıl yakalayacaksınız’ diyor. Dünya küçük ve bizim hafızamız çok güçlü! Nerede olursa olsunlar, bu suçlular yakalanacaktır!” şeklinde konuştu.
New York Güney Bölge Başsavcısı Preet Bharara, New York merkezli finansal sistemi hedef alan siber saldırılarla ilgili olarak onlarca kuruma karşı gerçekleştirilen siber saldırılarda, 7 İranlı’nın tutuklandığını açıkladı. Savcı Bharara açıklamasında kısaca şunları söyledi:
“ABD finansal sistemi daha çok New York merkezli konuşlanıyor. Bunlar sıradan saldırılar değil. Saldırılar daha çok İran kaynaklı ve İslam Devleti tarafından yapılıyor. New York her zaman bu tip saldırıların merkezinde olacak çünkü dünya finansal sisteminin merkezi New York’tur. Bu saldırılar daha çok “DDoS saldırıları” olarak adlandırılıyor. Ve bu saldırılar şirketlere milyon dolar zararlar verebiliyor.”
“Sizlere iyi ve kötü haberlerim var. Bu hackerler İran’da bulunuyor. Bunlar tıpkı bir film sahnesini hatırlatıyor ancak bu suçlar gerçek kişiler tarafından, gerçek kişiler tarafından işleniyor. Ancak artık küreselleşmiş bir dünyada yaşıyoruz. Siber saldırılar hakkında alt yapılarımıza güvenmenizi istiyorum. Suçlular dünyanın neresinde olursa olsunlar, onları yakalayacağız.”
AÇIKLAMAYI TWITTER’DAN DUYURDU
Adı Türkiye’de yolsuzluklara karışan İran asıllı iş adamı Reza Zarrab’ı tutuklatan ABD’li savcı Preet Bharara, Twitter hesabı üzerinden, Türkiye saati ile 16:00′da açıklama yapacağını duyurmuştu.
BHARARA’YA TÜRK KULLANICILARDAN TWEET YAĞMURU
Reza Zarrab’ın hakkındaki iddianameyi hazırlayan New York Güney Bölge Başsavcısı Preet Bharara, binlerce Türk tarafından tweet yağmuruna tutulmuştu.
2013 yılında, 17 Aralık Büyük Rüşvet ve Yolsuzluk Operasyonu’nun merkezinde yer alan İran asıllı Türk iş adamı Reza Zarrab, Barış Güler ve Kaan Çağlayan ile birlikte tutuklanmış, 70 gün hapis cezasının ardından serbest bırakılmıştı.
ABD’ye gidince İran yaptırımlarını ihlal ederek ABD’yi dolandırmak, bankacılık sahtekarlığı ve karapara aklama suçlamalarından FBI tarafından Miami’de 19 Mart Cumartesi günü yakalandı. Zarrab, pazartesi günü de yine Miami’de mahkeme tarafından tutuklandı.
Reza Zarrab’ın hakkındaki iddianameyi hazırlayan New York Güney Bölge Başsavcısı Preet Bharara, özellikle İran merkezli hackerlar tarafından ABD finansal sistemini hedef alan siber saldırılar hakkında açıklamalarda bulundu. Başsavcı Bharara, açıklamalarında İran asıllı Türk iş adamı Reza Zarrab’a değinmedi. Siber suçlar hakkında konuşan Bharara, “Suçlular dünyanın neresinde olursa olsunlar, İran’da da olsalar, onları yakalayacağız” demekle yetindi.
Konuşmada ilk sözü alan ABD Başsavcılarından Loretta E. Lynch, Brüksel’deki terör saldırılarıyla ilgili açıklama yaptı ve Belçika halkının yanında olduğunu belirtti. Lynch, ABD’ye karşı büyük bir terör saldırısı beklemediklerini açıkladı.
ABD’ye karşı sanal saldırı altında olduklarını açıklayan Savcı Lynch, özellikle finansal sistemlerinin tehdit altında olduklarından bahsetti.
Amerikan ulusal güvenliğine ve özel ya da kamusal şirketlere karşı tehdit oluşturan ve siber saldırılarla alakalı olan tüm kişi ve/veya kişiler hakkında yasal işlem başlatılacağını duyurdu.
“SUÇLULAR İRAN’DA BİLE OLSA YAKALAYACAĞIZ”
ABD Federal Soruşturma Bürosu FBI Direktörü James B. Comey ise, ”İnsanlar bize, ‘Bu kişiler İran’da, onları nasıl yakalayacaksınız’ diyor. Dünya küçük ve bizim hafızamız çok güçlü! Nerede olursa olsunlar, bu suçlular yakalanacaktır!” şeklinde konuştu.
New York Güney Bölge Başsavcısı Preet Bharara, New York merkezli finansal sistemi hedef alan siber saldırılarla ilgili olarak onlarca kuruma karşı gerçekleştirilen siber saldırılarda, 7 İranlı’nın tutuklandığını açıkladı. Savcı Bharara açıklamasında kısaca şunları söyledi:
“ABD finansal sistemi daha çok New York merkezli konuşlanıyor. Bunlar sıradan saldırılar değil. Saldırılar daha çok İran kaynaklı ve İslam Devleti tarafından yapılıyor. New York her zaman bu tip saldırıların merkezinde olacak çünkü dünya finansal sisteminin merkezi New York’tur. Bu saldırılar daha çok “DDoS saldırıları” olarak adlandırılıyor. Ve bu saldırılar şirketlere milyon dolar zararlar verebiliyor.”
“Sizlere iyi ve kötü haberlerim var. Bu hackerler İran’da bulunuyor. Bunlar tıpkı bir film sahnesini hatırlatıyor ancak bu suçlar gerçek kişiler tarafından, gerçek kişiler tarafından işleniyor. Ancak artık küreselleşmiş bir dünyada yaşıyoruz. Siber saldırılar hakkında alt yapılarımıza güvenmenizi istiyorum. Suçlular dünyanın neresinde olursa olsunlar, onları yakalayacağız.”
AÇIKLAMAYI TWITTER’DAN DUYURDU
Adı Türkiye’de yolsuzluklara karışan İran asıllı iş adamı Reza Zarrab’ı tutuklatan ABD’li savcı Preet Bharara, Twitter hesabı üzerinden, Türkiye saati ile 16:00′da açıklama yapacağını duyurmuştu.
BHARARA’YA TÜRK KULLANICILARDAN TWEET YAĞMURU
Reza Zarrab’ın hakkındaki iddianameyi hazırlayan New York Güney Bölge Başsavcısı Preet Bharara, binlerce Türk tarafından tweet yağmuruna tutulmuştu.
2013 yılında, 17 Aralık Büyük Rüşvet ve Yolsuzluk Operasyonu’nun merkezinde yer alan İran asıllı Türk iş adamı Reza Zarrab, Barış Güler ve Kaan Çağlayan ile birlikte tutuklanmış, 70 gün hapis cezasının ardından serbest bırakılmıştı.
ABD’ye gidince İran yaptırımlarını ihlal ederek ABD’yi dolandırmak, bankacılık sahtekarlığı ve karapara aklama suçlamalarından FBI tarafından Miami’de 19 Mart Cumartesi günü yakalandı. Zarrab, pazartesi günü de yine Miami’de mahkeme tarafından tutuklandı.
Etiketler:
abd,
haber,
İran,
reza zarrab,
rıza sarraf,
twitter
23 Mart 2016 Çarşamba
Reza Zarrab'ın avukatı: Kefalet talebi ret veya kabul edilmedi
ABD'de tutuklanan Reza Zarrab'ın avukatı Şeyda Yıldırım, müvekkili ile ilgili kefalet taleplerinin henüz değerlendirilmediğini, ret veya kabul edilmesinin söz konusu olmadığını söyledi.
Türkiye vatandaşı İranlı Reza Zarrab, 19 Mart günü tatil için gittiği belirtilen Miami'de gözaltına alınmış ve sorgusu sonrası tutuklanmıştı.
Hakkında düzenlenen iddianame ABD Adalet Bakanlığı tarafından basına da duyurulan Zarrab'ın kara para aklama, ABD devletini ve bankalarını dolandırmak gibi suçları işlediği iddiasıyla yargılanması talep ediliyor.
BBC Türkçe'nin sorularını yanıtlayan, Reza Zarrab'ın avukatı Şeyda Yıldırım, "Talep red de edilmedi, kabul de edilmedi" dedi.
Yıldırım, "4 Nisan'a kadarki süreç var. Avukatımız bu görüşmeleri sürdürüyor. Dolayısıyla reddedilen, kapanan bir süreç yok ortada" ifadelerini kullanıp gelişmelerle ilgili şunları söyledi:
"Pazartesi günü yapılan görüşmede, orada sanırım ona duruşma denmiyor, o görüşmede bizim avukatlarımız kefalet talebinde bulunacağımızı söylediler. Zaten o görüşmenin amacı da Reza Bey'in New York'a transferiydi. Keza soruşturması New York'ta devam ediyor ve şu an Miami'de orada yakalandığı için. Bir transfer gerçekleşmesi gerekiyor. Biz kefalet talebinde bulununca bize iki hafta süre verildi. Bu iki hafta süreç içinde bu talep değerlendirilecek ve bize teklif gelecek."
'RAKAM ÖNERİLİR, ÖDERİZ VEYA ÖDEMEYİZ'
Reza Zarrab'ın Miami'deki avukatlarının talebi üzerine kefalet için bir rakam belirlenmesi gerektiğini söyleyen Şeyda Yıldırım, "Kefalet talebimiz Miami'de neticelenebilir, bize bir rakam önerilir, biz ödeyemeyiz veya öderiz deriz. Veya bunu vermekten vazgeçerler ve New York'a tutuklu göndermeye karar verirlerse biz orada da tekrar kefalet talebinde bulunuruz" diye ekledi.
Zarrab'ın gözaltına alınmasıyla ilgili açıklama dün ABD Adalet Bakanlığı tarafından yapılmış ve yöneltilen suçlamaları içeren 21 sayfalık iddianame Bakanlığı'n internet sitesinde paylaşılmıştı.
Buna göre iddianame üç kişiyi kapsıyor: 33 yaşındaki İran ve Türkiye vatandaşı Reza Zerrab, onun çalışanlarından 29 yaşındaki İran vatandaşı Camelia Jamshidy (Kamelya Camşidi) ve Mellat Exchange'in üst düzey yöneticisi 65 yaşındaki İran vatandaşı Hossein Najafzadeh (Hüseyin Necefzade).
Suçlanan kişilerden diğer ikisinin yakalanamadığı belirtiliyor.
Sanıklara yöneltilen suçlamalar 2010 yılından 2015 yılına kadar olan dönemi kapsıyor.
Türkiye vatandaşı İranlı Reza Zarrab, 19 Mart günü tatil için gittiği belirtilen Miami'de gözaltına alınmış ve sorgusu sonrası tutuklanmıştı.
Hakkında düzenlenen iddianame ABD Adalet Bakanlığı tarafından basına da duyurulan Zarrab'ın kara para aklama, ABD devletini ve bankalarını dolandırmak gibi suçları işlediği iddiasıyla yargılanması talep ediliyor.
BBC Türkçe'nin sorularını yanıtlayan, Reza Zarrab'ın avukatı Şeyda Yıldırım, "Talep red de edilmedi, kabul de edilmedi" dedi.
Yıldırım, "4 Nisan'a kadarki süreç var. Avukatımız bu görüşmeleri sürdürüyor. Dolayısıyla reddedilen, kapanan bir süreç yok ortada" ifadelerini kullanıp gelişmelerle ilgili şunları söyledi:
"Pazartesi günü yapılan görüşmede, orada sanırım ona duruşma denmiyor, o görüşmede bizim avukatlarımız kefalet talebinde bulunacağımızı söylediler. Zaten o görüşmenin amacı da Reza Bey'in New York'a transferiydi. Keza soruşturması New York'ta devam ediyor ve şu an Miami'de orada yakalandığı için. Bir transfer gerçekleşmesi gerekiyor. Biz kefalet talebinde bulununca bize iki hafta süre verildi. Bu iki hafta süreç içinde bu talep değerlendirilecek ve bize teklif gelecek."
'RAKAM ÖNERİLİR, ÖDERİZ VEYA ÖDEMEYİZ'
Reza Zarrab'ın Miami'deki avukatlarının talebi üzerine kefalet için bir rakam belirlenmesi gerektiğini söyleyen Şeyda Yıldırım, "Kefalet talebimiz Miami'de neticelenebilir, bize bir rakam önerilir, biz ödeyemeyiz veya öderiz deriz. Veya bunu vermekten vazgeçerler ve New York'a tutuklu göndermeye karar verirlerse biz orada da tekrar kefalet talebinde bulunuruz" diye ekledi.
Zarrab'ın gözaltına alınmasıyla ilgili açıklama dün ABD Adalet Bakanlığı tarafından yapılmış ve yöneltilen suçlamaları içeren 21 sayfalık iddianame Bakanlığı'n internet sitesinde paylaşılmıştı.
Buna göre iddianame üç kişiyi kapsıyor: 33 yaşındaki İran ve Türkiye vatandaşı Reza Zerrab, onun çalışanlarından 29 yaşındaki İran vatandaşı Camelia Jamshidy (Kamelya Camşidi) ve Mellat Exchange'in üst düzey yöneticisi 65 yaşındaki İran vatandaşı Hossein Najafzadeh (Hüseyin Necefzade).
Suçlanan kişilerden diğer ikisinin yakalanamadığı belirtiliyor.
Sanıklara yöneltilen suçlamalar 2010 yılından 2015 yılına kadar olan dönemi kapsıyor.
Etiketler:
abd,
haber,
İran,
reza zarrab,
rıza sarraf
22 Mart 2016 Salı
Reza Zarrab'ı tutuklatan ABD'li savcı Preet Bharara kim?
İran asıllı Türk vatandaşı Reza Zarrab, ABD'de New York savcısı Preet Bharara tarafından yürütülen soruşturma kapsamında tutuklandı.
İran'a yönelik uygulanan yaptırımları ihlal etmekle suçlanan Zarrab aleyhindeki iddianameyi hazırlayan Bharara, ABD'de adını diplomatları, siyasileri ve 2008 küresel krizinin ardından 100'e yakın bankacıyı soruşturarak duyurmuş bir isim.
48 yaşındaki Hindistan asıllı Bharara, 2009'da New York savcısı olduktan sonra 25 farklı ülkeye gönderdiği güvenlik güçleriyle silah ve uyuşturucu ticaretiyle suçlanan kişileri New York'a getirtmiş ve hakim karşısına çıkartmıştı.
11 Eylül 2001 saldırılarının ardından ABD yargısının suç örgütlerine karşı daha proaktif bir tutum izlemesi gerektiğini savunan Bharara, Washington ve Moskova arasındaki ilişkilerin gerilmesine de yol açmıştı.
MOSKOVA-WASHINGTON ARASINDA GERGİNLİK
New York savcısı Bharara, 2011'de Moskova'da yaşayan ve 'terörist gruplara silah satmak' suçundan Interpol tarafından Tayland'da gözaltına alınan Viktor Bout adlı Rus vatandaşını New York'a getirtmiş, Bout yapılan yargılamanın ardından 25 yıl hapis cezasına çarptırılmıştı.
Rusya o dönemde Bout'un ABD'ye gönderilmesini uluslararası hukuka aykırı olarak nitelemiş ve kararı protesto etmişti.
Bharara'nın kamuoyunda tanınan bir isim haline gelmesi ise ABD'deki üst düzey bankacıları yargılamaya başlamasıyla gerçekleşti.
Time dergisi 2012'de savcıya "Wall Street'i suç üstü yakalayan adam" başlığıyla kapağında yer vermişti.
'Sokak Savaşçısı' başlığıyla verilen yazıda, "Savcı Preet Bharara şimdiden Wall Street'in önemli isimlerini saf dışı bıraktı. Daha yeni başlıyor" deniyordu.
İçeriden bilgi alınarak yapılan yasadışı piyasa işlemlerini (Insider trading) inceleyen Bharara ve ekibi, finans şirketi Galleon Group'tan yöneticiler Raj Rajaratnam, Rajat Gupta ve Anil Kumar dahil 60 kişi hakkında dava açmıştı.
O davalarda Raj Rajaratnam 14 yıl hapis cezasına çarptırılmış, Bharara ise "Savcılık dairemiz şirket suçlarının üzerine gitmede lider rol üstlenmeye devam etmiştir. Bu süreçte agresif soruşturma metotları ve daha önce hiç görülmemiş taktikler uygulanmıştır" demişti.
Üst üste 85 Wall Street davasını kazanan Bharara, Temmuz 2014'te bir davayı kaybetmiş, hüküm giyen Raj Rajaratnam'ın kardeşi Rengan, mahkeme tarafından suçsuz bulunarak beraat etmişti.
Bharara'nın içeriden alınan bilgi ile piyasa işlemi yapmakla suçladığı bir diğer isim de ABD'nin en büyük hedge fonlarından birisi SAC Capital'in başında olan Steven Cohen'di.
2013 yılında görülen dava, içeriden alınan bilgi suçlamalarında bugüne kadar görülmüş olan en büyük uzlaşma tutarıyla sonuçlanmış ve Cohen ABD'ye 1,8 milyar dolarlık ödeme yapmaya mahkum edilmişti.
Bharara'nın soruşturduğu ve para cezalarına çarptırdığı diğer finans kuruluşları arasında JP Morgan, Bank of America ve Citigroup da bulunuyor.
İFADE ÖZGÜRLÜĞÜ ELEŞTİRİLERİ
Haziran 2015'te savcı Bharara, Reason (Akıl) dergisinin internet sitesinde yer alan 6 yorum nedeniyle dergi yönetimine mahkeme celbi göndermişti.
Bharara'nın iddiası, sitedeki söz konusu yorumların bir yargıca yönelik tehditler içerdiği şeklindeydi.
Savcı Bharara, yorumları yazan kişilerin bilgilerini dergi yönetiminden talep edip ve derginin konuyla ilgili kamuoyuna açıklama yapmasını da yasaklamıştı.
Sitede yer alan yorumların gerçekten tehdit olarak algılanması, ABD basını tarafından uzun süre eleştirilmiş ve savcı Bharara, ifade özgürlüğünü hiçe saymakla suçlanmıştı.
Bharara, New York savcılığının resmi Twitter hesabından konuya ilişkin atılan bir tweet'i, "Reza Zarrab yakında Manhattan'daki bir mahkeme salonunda Amerikan adaletiyle yüzleşecek" diyerek takipçileriyle paylaştı.
BBC Türkçe
İran'a yönelik uygulanan yaptırımları ihlal etmekle suçlanan Zarrab aleyhindeki iddianameyi hazırlayan Bharara, ABD'de adını diplomatları, siyasileri ve 2008 küresel krizinin ardından 100'e yakın bankacıyı soruşturarak duyurmuş bir isim.
48 yaşındaki Hindistan asıllı Bharara, 2009'da New York savcısı olduktan sonra 25 farklı ülkeye gönderdiği güvenlik güçleriyle silah ve uyuşturucu ticaretiyle suçlanan kişileri New York'a getirtmiş ve hakim karşısına çıkartmıştı.
11 Eylül 2001 saldırılarının ardından ABD yargısının suç örgütlerine karşı daha proaktif bir tutum izlemesi gerektiğini savunan Bharara, Washington ve Moskova arasındaki ilişkilerin gerilmesine de yol açmıştı.
MOSKOVA-WASHINGTON ARASINDA GERGİNLİK
New York savcısı Bharara, 2011'de Moskova'da yaşayan ve 'terörist gruplara silah satmak' suçundan Interpol tarafından Tayland'da gözaltına alınan Viktor Bout adlı Rus vatandaşını New York'a getirtmiş, Bout yapılan yargılamanın ardından 25 yıl hapis cezasına çarptırılmıştı.
Rusya o dönemde Bout'un ABD'ye gönderilmesini uluslararası hukuka aykırı olarak nitelemiş ve kararı protesto etmişti.
Bharara'nın kamuoyunda tanınan bir isim haline gelmesi ise ABD'deki üst düzey bankacıları yargılamaya başlamasıyla gerçekleşti.
Time dergisi 2012'de savcıya "Wall Street'i suç üstü yakalayan adam" başlığıyla kapağında yer vermişti.
'Sokak Savaşçısı' başlığıyla verilen yazıda, "Savcı Preet Bharara şimdiden Wall Street'in önemli isimlerini saf dışı bıraktı. Daha yeni başlıyor" deniyordu.
İçeriden bilgi alınarak yapılan yasadışı piyasa işlemlerini (Insider trading) inceleyen Bharara ve ekibi, finans şirketi Galleon Group'tan yöneticiler Raj Rajaratnam, Rajat Gupta ve Anil Kumar dahil 60 kişi hakkında dava açmıştı.
O davalarda Raj Rajaratnam 14 yıl hapis cezasına çarptırılmış, Bharara ise "Savcılık dairemiz şirket suçlarının üzerine gitmede lider rol üstlenmeye devam etmiştir. Bu süreçte agresif soruşturma metotları ve daha önce hiç görülmemiş taktikler uygulanmıştır" demişti.
Üst üste 85 Wall Street davasını kazanan Bharara, Temmuz 2014'te bir davayı kaybetmiş, hüküm giyen Raj Rajaratnam'ın kardeşi Rengan, mahkeme tarafından suçsuz bulunarak beraat etmişti.
Bharara'nın içeriden alınan bilgi ile piyasa işlemi yapmakla suçladığı bir diğer isim de ABD'nin en büyük hedge fonlarından birisi SAC Capital'in başında olan Steven Cohen'di.
2013 yılında görülen dava, içeriden alınan bilgi suçlamalarında bugüne kadar görülmüş olan en büyük uzlaşma tutarıyla sonuçlanmış ve Cohen ABD'ye 1,8 milyar dolarlık ödeme yapmaya mahkum edilmişti.
Bharara'nın soruşturduğu ve para cezalarına çarptırdığı diğer finans kuruluşları arasında JP Morgan, Bank of America ve Citigroup da bulunuyor.
İFADE ÖZGÜRLÜĞÜ ELEŞTİRİLERİ
Haziran 2015'te savcı Bharara, Reason (Akıl) dergisinin internet sitesinde yer alan 6 yorum nedeniyle dergi yönetimine mahkeme celbi göndermişti.
Bharara'nın iddiası, sitedeki söz konusu yorumların bir yargıca yönelik tehditler içerdiği şeklindeydi.
Savcı Bharara, yorumları yazan kişilerin bilgilerini dergi yönetiminden talep edip ve derginin konuyla ilgili kamuoyuna açıklama yapmasını da yasaklamıştı.
Sitede yer alan yorumların gerçekten tehdit olarak algılanması, ABD basını tarafından uzun süre eleştirilmiş ve savcı Bharara, ifade özgürlüğünü hiçe saymakla suçlanmıştı.
Bharara, New York savcılığının resmi Twitter hesabından konuya ilişkin atılan bir tweet'i, "Reza Zarrab yakında Manhattan'daki bir mahkeme salonunda Amerikan adaletiyle yüzleşecek" diyerek takipçileriyle paylaştı.
BBC Türkçe
Etiketler:
abd,
haber,
İran,
reza zarrab,
rıza sarraf,
Türkiye
Gözaltına alınırken Ebru Gündeş yanında mıydı
Türkiye’de 17 Aralık rüşvet operasyonunda yakalanıp 70 gün hapis yattıktan sonra serbest kalan işadamı Reza Zarrab, İran’a yönelik yaptırımları ihlal ederek ABD’yi dolandırmak, bankacılık sahtekârlığı ve karapara aklama suçlamalarından Miami’de tutuklandı. Savcılık Zarrab için 75 yıl hapis istedi. En çok merak edilen konulardan biri de Ebru Gündeş'in eşinin yanında olup olmadığıydı. Gündeş'in avukatı konuya açıklık getirdi.
Ebru Gündeş'in avukatın Şeyda Yıldırım konuyla ilgili olarak şunları söyledi:
"Gözaltına alma uçaktan indiği sırada yapıldı. O anlarda Ebru Gündeş ve kızları Alara da Reza Zarrab'ın yanındaydı. Ebru Gündeş hala Miami'de."
Öte yandan ünlü sanatçının Instagram hesabından son olarak dün Aşık Veysel için "Büyük Usta'yı saygı ve rahmetle anıyoruz..." mesajı paylaşıldı. Bu mesajların sosyal medya ekibi tarafından paylaşıldığı öğrenildi.
Çiftin Alara isminde bir kızları var.
Ebru Gündeş'in avukatın Şeyda Yıldırım konuyla ilgili olarak şunları söyledi:
"Gözaltına alma uçaktan indiği sırada yapıldı. O anlarda Ebru Gündeş ve kızları Alara da Reza Zarrab'ın yanındaydı. Ebru Gündeş hala Miami'de."
Öte yandan ünlü sanatçının Instagram hesabından son olarak dün Aşık Veysel için "Büyük Usta'yı saygı ve rahmetle anıyoruz..." mesajı paylaşıldı. Bu mesajların sosyal medya ekibi tarafından paylaşıldığı öğrenildi.
Çiftin Alara isminde bir kızları var.
Reza Zarrab ABD'de tutuklandı
Türkiye’de 17 Aralık rüşvet operasyonunda yakalanıp 70 gün hapis yattıktan sonra serbest kalan işadamı Reza Zarrab, İran’a yönelik yaptırımları ihlal ederek ABD’yi dolandırmak, bankacılık sahtekârlığı ve karapara aklama suçlamalarından Miami’de tutuklandı. Savcılık Zarrab için 75 yıl hapis istedi. Zarrab’ın Türkiye’deki şirketleri de Royal Holding A.Ş., Durak Döviz Exchange, Al Nafees Exchange, Royal Emerald Investments; Asi Kıymetli Madenler Turizm, ECB Kuyumculuk, Güneş General Trading LLC olarak iddianamede sıralandı.
Türkiye’de 17 Aralık Büyük Rüşvet ve Yolsuzluk Operasyonu’nun merkezinde yer alan Reza Zarrab, ABD’ye gidince İran yaptırımlarını ihlal ederek ABD’yi dolandırmak, bankacılık sahtekarlığı ve karapara aklama suçlamalarından FBI tarafından Miami’de 19 Mart Cumartesi günü yakalandı. Zarrab, pazartesi günü de yine Miami’de mahkeme tarafından tutuklandı.
YÜZ MİLYONLARCA DOLAR SAHTECİLİK
Tutuklama açıklamasını New York’un büyük davaları takip eden yıldız başsavcısı Preet Bharara, ulusal güvenlik konularından sorumlu Adalet Bakan Yardımcısı John Carlin ve FBI Bölge Direktör Yardımcısı Diego Rodriguez yaptı. Zarrab, (33) ve iki İran vatandaşı Kamelia Cemşidi (29) ile Hüseyin Necafzade’nin (65) İran hükümetinin yararına olacak biçimde sahtekârlık yaparak yüz milyonlarca dolarlık bankacılık işlemi yürütükleri iddia edildi. Davada, savcılık her üç şüpheli için ABD’yi dolandırmaktan 5 yıl, İran’a yaptırımları ihlalden 20 yıl, bankacılık sahtekârlığından 30 yıl ve karapara aklamaktan 20 yıl olmak üzere toplam 75’er yıl hapis istedi.
‘BU SUÇLAMALAR GERÇEK ORTAKLARA BİR MESAJ’
Zarrab, dün Miami’de federal mahkemenin karşısına çıkarıldı. Savcı Bharara, Zarrab’ın işlediği iddia edilen suçların sıralandığı 21 sayfalık iddianamenin okunmasının ardından davayla ilgili şu açıklamayı yaptı:
“Bu sanıklar, yıllarca İran ve İranlı şirketlere yönelik yaptırımları ihlal ettiler ve dünya genelinde karapara akladılar.”
FBI Bölge Direktör Yardımcısı Rodriguez ise “2010’dan 2015 yılına kadar yaklaşık beş yıl boyunca zanlılar İranlı kuruluşlar adına finansal faaliyetler yürüterek İran’a karşı ABD’nin ambargosunu ve uluslararası ekonomik yaptırımları ihlal ettiler. Bugün ilan edilen suçlamalar, bu kişilerin gerçek ortaklarını gizlemeye çalışanlara bir mesaj göndermeli” dedi.
İddianamede Zarrab ve diğer zanlıların adlarına yürüttükleri işlemler sayesinde fayda sağlayan İranlı kuruluşların, ABD’nin kara listesinde yer alan Bank Mellat, İran İslami Devrim Muhafızları’yla bağlantılı İran Ulusal Petrol Şirketi (NIOC), Naftiran Intertrade Company Ltd. (NICO), Naftiran Intertrade Company Sarl (“NICO Sarl”) ve Hong Kong Intertrade Company (HKICO) ve İran inşaat ve enerji şirketi MAPNA Group olduğu belirtildi.
TÜRKİYE’DEKİ ŞİRKETLERİ LİSTEDE
Zarrab’ın bu ağa bağlı Türkiye’deki şirketleri ise Royal Holding A.Ş., Durak Döviz Exchange, Al Nafees Exchange, Royal Emerald Investments; Asi Kıymetli Madenler Turizm, ECB Kuyumculuk, Güneş General Trading LLC olarak iddianamede sıralandı.
---17 Aralık Operasyonu sonrasında savcıların değiştirilmesinin ardından şüpheliler hakkındaki suçlamalar düşmüştü. Reza Zarrab, eski bakan çocukları Barış Güler ve Salih Kaan Çağlayan ile birlikte 53 kişi hakkında, “usulüne uygun delil toplanmadığı, suçun unsurlarının oluşmadığı ve herhangi bir örgüte rastlanmadığı” gerekçesiyle, bu suçlardan kovuşturmaya gerek duyulmadığı açıklanmıştı.
BÜYÜKLERİN KÂBUSU
Başsavcı Preet Bharara, ABD’li politikacılar, uluslararası silah tüccarları, Wall Street yöneticileri ve hatta diplomatlara karşı açtığı davalarla ün yaptı. ABD’deki dört büyük bankayı mahkum ettiren ya da uzlaşmaya zorlayan Bharara, 2012 yılında Bank Of America’yı mortgage usulsüzlüğü ile hükümeti dolandırmakla suçladı. 1 milyar dolarlık tazminat talebiyle dikkat çeken davada, ilk kez bir banka ekonomik krizdeki rolü nedeniyle mahkum edildi. Açtığı yolsuzluk davalarıyla New York’lu politikacıların kabusuna dönüşen Bharara, New York’taki Hindistan Başkonsolos Yardımcısı Devyani Khobragade’ye açtığı dava nedeniyle iki ülke arasında diplomatik krize neden oldu.
Reza Zarrab, FDC Miami Cezaevi’nde 09135-104 kayıt numarası ile yüksek güvenlikli hücrede. (Razi CANİKLİGİL - NEWYORK)
ALTIN KAÇAKÇILIĞI İLE SUÇLANMIŞTI
Reza Zarrab’ın merkezinde olduğu 17-25 Aralık operasyonlarının ardından kabine değişikliğinde görev verilmeyen AK Partili eski bakanlar Zafer Çağlayan, Muammer Güler, Egemen Bağış ve Erdoğan Bayraktar hakkındaki suçlamaları soruşturan Meclis Komisyonu, Zafer Çağlayan ve Erdoğan Bayraktar hakkında 2, Egemen Bağış hakkında 3, Muammer Güler hakkında ise 4 ayrı suçlamayı oylamıştı.
Zafer Çağlayan: Zarrab’dan sağlanan, miktar ve değeri tespit edilemeyen maddi menfaatler karşılığında: 1- Zarrab’ın İran’a altın ihracatı yapması işlerinde imtiyaz sağlamak. 2- Gana’dan kaçak yollarla yurda sokulmak istendiği iddia edilen 1.5 ton altınla ilgili adli ve idari soruşturmaları engelleyerek altının Dubai’ye çıkışını sağlamak.
Muammer Güler: 1- Zarrab’ın araçlarına trafikte emniyet şeridi kullanma imtiyazı vermek ve koruma polisi görevlendirmek. 2- Zarrab’la gözaltına alınan bazı şüphelilerin ve yakınlarının yasaya aykırı olarak istisnai yoldan Türk vatandaşlığına geçirilmesini sağlamak. 3- Zarrab’la ilgili adli ve istihbari çalışma olup olmadığının araştırılması için talimat vermek. 4- Zarrab’ın usulsüzlükleri hakkındaki haberlerin engellenmesi için girişimde bulunmak.
Egemen Bağış: 1- İran asıllı işadamı Reza Zarrab’ın turizm belgeli bir otel kiralama girişimi ile yakınlarına vize alınması işleri için aracılık etmek. 2- Zarrab’la ilgili soruşturma olup olmadığı yönünde kurum ve kuruluşlardan araştırma yapılmasını sağlamak. 3- Zarrab’ın usulsüzlükleri hakkında basında çıkacak haberlerin engellenmesi için girişimde bulunmak.
Erdoğan Bayraktar: 1- Bir suç örgütünün yönetici ve üyelerinin kendilerine sağlanan miktar ve bazı menfaatler karşılığında; kişiye özel imtiyazlı imar planlarını onaylatmaları, imar planlarına aykırı olarak yapılan bazı projelerin usulsüzlüklerine göz yummaları ve denetimlerden sorunsuzca geçmelerini sağlamaları ve bu eylemlerin bir kısmını Erdoğan Bayraktar’ın görevde olduğu sırada ve onun bilgisi doğrultusunda gerçekleştirmeleri. Bakanlıktan iş alan şirketlerin yemek işlerinin yakınlarının ortağı olduğu şirketlere verilmesi için aracılık etmesi. (hürriyet.com.tr)
Türkiye’de 17 Aralık Büyük Rüşvet ve Yolsuzluk Operasyonu’nun merkezinde yer alan Reza Zarrab, ABD’ye gidince İran yaptırımlarını ihlal ederek ABD’yi dolandırmak, bankacılık sahtekarlığı ve karapara aklama suçlamalarından FBI tarafından Miami’de 19 Mart Cumartesi günü yakalandı. Zarrab, pazartesi günü de yine Miami’de mahkeme tarafından tutuklandı.
YÜZ MİLYONLARCA DOLAR SAHTECİLİK
Tutuklama açıklamasını New York’un büyük davaları takip eden yıldız başsavcısı Preet Bharara, ulusal güvenlik konularından sorumlu Adalet Bakan Yardımcısı John Carlin ve FBI Bölge Direktör Yardımcısı Diego Rodriguez yaptı. Zarrab, (33) ve iki İran vatandaşı Kamelia Cemşidi (29) ile Hüseyin Necafzade’nin (65) İran hükümetinin yararına olacak biçimde sahtekârlık yaparak yüz milyonlarca dolarlık bankacılık işlemi yürütükleri iddia edildi. Davada, savcılık her üç şüpheli için ABD’yi dolandırmaktan 5 yıl, İran’a yaptırımları ihlalden 20 yıl, bankacılık sahtekârlığından 30 yıl ve karapara aklamaktan 20 yıl olmak üzere toplam 75’er yıl hapis istedi.
‘BU SUÇLAMALAR GERÇEK ORTAKLARA BİR MESAJ’
Zarrab, dün Miami’de federal mahkemenin karşısına çıkarıldı. Savcı Bharara, Zarrab’ın işlediği iddia edilen suçların sıralandığı 21 sayfalık iddianamenin okunmasının ardından davayla ilgili şu açıklamayı yaptı:
“Bu sanıklar, yıllarca İran ve İranlı şirketlere yönelik yaptırımları ihlal ettiler ve dünya genelinde karapara akladılar.”
FBI Bölge Direktör Yardımcısı Rodriguez ise “2010’dan 2015 yılına kadar yaklaşık beş yıl boyunca zanlılar İranlı kuruluşlar adına finansal faaliyetler yürüterek İran’a karşı ABD’nin ambargosunu ve uluslararası ekonomik yaptırımları ihlal ettiler. Bugün ilan edilen suçlamalar, bu kişilerin gerçek ortaklarını gizlemeye çalışanlara bir mesaj göndermeli” dedi.
İddianamede Zarrab ve diğer zanlıların adlarına yürüttükleri işlemler sayesinde fayda sağlayan İranlı kuruluşların, ABD’nin kara listesinde yer alan Bank Mellat, İran İslami Devrim Muhafızları’yla bağlantılı İran Ulusal Petrol Şirketi (NIOC), Naftiran Intertrade Company Ltd. (NICO), Naftiran Intertrade Company Sarl (“NICO Sarl”) ve Hong Kong Intertrade Company (HKICO) ve İran inşaat ve enerji şirketi MAPNA Group olduğu belirtildi.
TÜRKİYE’DEKİ ŞİRKETLERİ LİSTEDE
Zarrab’ın bu ağa bağlı Türkiye’deki şirketleri ise Royal Holding A.Ş., Durak Döviz Exchange, Al Nafees Exchange, Royal Emerald Investments; Asi Kıymetli Madenler Turizm, ECB Kuyumculuk, Güneş General Trading LLC olarak iddianamede sıralandı.
---17 Aralık Operasyonu sonrasında savcıların değiştirilmesinin ardından şüpheliler hakkındaki suçlamalar düşmüştü. Reza Zarrab, eski bakan çocukları Barış Güler ve Salih Kaan Çağlayan ile birlikte 53 kişi hakkında, “usulüne uygun delil toplanmadığı, suçun unsurlarının oluşmadığı ve herhangi bir örgüte rastlanmadığı” gerekçesiyle, bu suçlardan kovuşturmaya gerek duyulmadığı açıklanmıştı.
BÜYÜKLERİN KÂBUSU
Başsavcı Preet Bharara, ABD’li politikacılar, uluslararası silah tüccarları, Wall Street yöneticileri ve hatta diplomatlara karşı açtığı davalarla ün yaptı. ABD’deki dört büyük bankayı mahkum ettiren ya da uzlaşmaya zorlayan Bharara, 2012 yılında Bank Of America’yı mortgage usulsüzlüğü ile hükümeti dolandırmakla suçladı. 1 milyar dolarlık tazminat talebiyle dikkat çeken davada, ilk kez bir banka ekonomik krizdeki rolü nedeniyle mahkum edildi. Açtığı yolsuzluk davalarıyla New York’lu politikacıların kabusuna dönüşen Bharara, New York’taki Hindistan Başkonsolos Yardımcısı Devyani Khobragade’ye açtığı dava nedeniyle iki ülke arasında diplomatik krize neden oldu.
Reza Zarrab, FDC Miami Cezaevi’nde 09135-104 kayıt numarası ile yüksek güvenlikli hücrede. (Razi CANİKLİGİL - NEWYORK)
ALTIN KAÇAKÇILIĞI İLE SUÇLANMIŞTI
Reza Zarrab’ın merkezinde olduğu 17-25 Aralık operasyonlarının ardından kabine değişikliğinde görev verilmeyen AK Partili eski bakanlar Zafer Çağlayan, Muammer Güler, Egemen Bağış ve Erdoğan Bayraktar hakkındaki suçlamaları soruşturan Meclis Komisyonu, Zafer Çağlayan ve Erdoğan Bayraktar hakkında 2, Egemen Bağış hakkında 3, Muammer Güler hakkında ise 4 ayrı suçlamayı oylamıştı.
Zafer Çağlayan: Zarrab’dan sağlanan, miktar ve değeri tespit edilemeyen maddi menfaatler karşılığında: 1- Zarrab’ın İran’a altın ihracatı yapması işlerinde imtiyaz sağlamak. 2- Gana’dan kaçak yollarla yurda sokulmak istendiği iddia edilen 1.5 ton altınla ilgili adli ve idari soruşturmaları engelleyerek altının Dubai’ye çıkışını sağlamak.
Muammer Güler: 1- Zarrab’ın araçlarına trafikte emniyet şeridi kullanma imtiyazı vermek ve koruma polisi görevlendirmek. 2- Zarrab’la gözaltına alınan bazı şüphelilerin ve yakınlarının yasaya aykırı olarak istisnai yoldan Türk vatandaşlığına geçirilmesini sağlamak. 3- Zarrab’la ilgili adli ve istihbari çalışma olup olmadığının araştırılması için talimat vermek. 4- Zarrab’ın usulsüzlükleri hakkındaki haberlerin engellenmesi için girişimde bulunmak.
Egemen Bağış: 1- İran asıllı işadamı Reza Zarrab’ın turizm belgeli bir otel kiralama girişimi ile yakınlarına vize alınması işleri için aracılık etmek. 2- Zarrab’la ilgili soruşturma olup olmadığı yönünde kurum ve kuruluşlardan araştırma yapılmasını sağlamak. 3- Zarrab’ın usulsüzlükleri hakkında basında çıkacak haberlerin engellenmesi için girişimde bulunmak.
Erdoğan Bayraktar: 1- Bir suç örgütünün yönetici ve üyelerinin kendilerine sağlanan miktar ve bazı menfaatler karşılığında; kişiye özel imtiyazlı imar planlarını onaylatmaları, imar planlarına aykırı olarak yapılan bazı projelerin usulsüzlüklerine göz yummaları ve denetimlerden sorunsuzca geçmelerini sağlamaları ve bu eylemlerin bir kısmını Erdoğan Bayraktar’ın görevde olduğu sırada ve onun bilgisi doğrultusunda gerçekleştirmeleri. Bakanlıktan iş alan şirketlerin yemek işlerinin yakınlarının ortağı olduğu şirketlere verilmesi için aracılık etmesi. (hürriyet.com.tr)
Etiketler:
abd,
ak parti,
ebru gündeş,
haber,
İran,
reza zarrab,
rıza sarraf,
Türkiye
11 Mart 2016 Cuma
Reza Zarrab tüm mallarını satışa mı çıkardı?
Zencani'nin idam cezası almasından sonra, İran'ın paranın izini süreceğine yönelik haberler üzerine, Reza Zarrab'ın önemli bir kısmı gayrimenkul olan varlıklarının tamamını satışa çıkardığı ileri sürüldü.
İran'da, Reza Zarrab'ın ortağı olarak bilinen Babek Zencani'ye idam cezası verilmesinin ardından, muhalefet, dava dosyasının getirilip Türkiye'deki bağlantıların da ortaya çıkarılmasını istedi. Açık hesap üzerinden yürütülen işlemlerin Babek Zencani bağlantısı üzerinde duruluyor. İran'ın da paranın izini süreceğine yönelik haberler üzerine harekete geçen Reza Zarrab'ın önemli bir kısmı gayrimenkul olan varlıklarının tamamını satışa çıkardığı ileri sürüldü.
İran'da, Reza Zarrab'ın ortağı olarak bilinen Babek Zencani'ye idam cezası verilmesinin ardından, muhalefet, dava dosyasının getirilip Türkiye'deki bağlantıların da ortaya çıkarılmasını istedi. Açık hesap üzerinden yürütülen işlemlerin Babek Zencani bağlantısı üzerinde duruluyor. İran'ın da paranın izini süreceğine yönelik haberler üzerine harekete geçen Reza Zarrab'ın önemli bir kısmı gayrimenkul olan varlıklarının tamamını satışa çıkardığı ileri sürüldü.
Finansgundem.com'un edindiği bilgilere göre öncelikle parası olan kişilerle bire bir temasa geçilerek bu gayrimenkullerin sessiz sedasız satışı işlemine başlanmış. Reza Zarrab'ın bu yüzden tüm aileyi Kemer Country'de satın aldığı 10 milyon liralık korunaklı villaya topladığı dile getiriliyor. Kulislerde el konulma riskine karşılık Zarrab'ın tüm gayrimenkullerini satmak istediği iddiası konuşuluyor. Zarrab'ın oldukça fazla gayrimenkulü bulunuyor.
EBRU GÜNDEŞ'E 12 MİLYON DOLARLIK JET ALDI
Reza Zarrab, kuyumculuk ve petrol ticaretiyle uğraşırken bir anda hatırı sayılır servete sahip olan isimlerden biri. İçinde 6 farklı şirket barındıran Royal Denizcilik de Zarrab'ın şirketi. Çatı şirket Royal Holding. Bu şirketin içerisinde Are Havacılık isimli şirket de bulunuyor. Zarrab şirket bünyesinde eşi Ebru Gündeş'e 12 milyon dolar değerinde Challenger 300 tipi özel jet almıştı.
İŞTE REZA ZARRAB'IN BAŞ DÖNDÜREN SERVETİ
Fındıklı'daki Aksigorta binasını 72 milyon dolara satın alan Zarrab'ın, İstanbul'da 62 dairesi, Boğaz’da yalısı, Boğaz manzaralı köşkü, oteli, fabrikası ve çok sayıda ofis katı olduğu biliniyor. Yaklaşık 300 milyonluk gayrimenkule sahip olan Zarrab'ın 500 milyon liranın üzerinde bir servete sahip olduğu söyleniyor.
Zarrab’ın en dikkat çeken gayrimenkullerinden 47’si Büyükçekmece’de yer alıyor. Tapuda, Gürpınar Mahallesi 959 ada 9 parsel üzerinde 2 bin 184 metrekarelik alanda kurulan Bella Park Sitesi’nde 47 adet daire (birkaç tanesi dükkan) Zarrab’ın üzerine tapulu. Toplam 62 adet dairenin yer aldığı sitede tam 47 gayrimenkulü bulunan Zarrab, bu daireleri 22 Kasım 2011 tarihinde üzerine tescil ettirdi. Turgut Özal Caddesi ile Göztepe Caddesi’nin kesiştiği noktada yer alan sitenin ismi, Zarrab’ın eski şirketlerinden Bella’nın isminden esinlenmiş. Zarrab’ın gözaltına alındıktan sonra dairelerin önemli bir kısmını elde çıkarmış olabileceği belirtiliyor.
Zarrab’ın en dikkat çeken gayrimenkullerinden 47’si Büyükçekmece’de yer alıyor. Tapuda, Gürpınar Mahallesi 959 ada 9 parsel üzerinde 2 bin 184 metrekarelik alanda kurulan Bella Park Sitesi’nde 47 adet daire (birkaç tanesi dükkan) Zarrab’ın üzerine tapulu. Toplam 62 adet dairenin yer aldığı sitede tam 47 gayrimenkulü bulunan Zarrab, bu daireleri 22 Kasım 2011 tarihinde üzerine tescil ettirdi. Turgut Özal Caddesi ile Göztepe Caddesi’nin kesiştiği noktada yer alan sitenin ismi, Zarrab’ın eski şirketlerinden Bella’nın isminden esinlenmiş. Zarrab’ın gözaltına alındıktan sonra dairelerin önemli bir kısmını elde çıkarmış olabileceği belirtiliyor.
SANAYİ BÖLGESİNDE FABRİKA
Tuzla Aydınlı Mahallesi’nde, sanayi bölgesinde fabrika. Aydınlı KOSB’de yer alan fabrika, 2 bin 700 metrekarelik alanda kurulmuş. 7231 ada 15 parsel üzerinde bulunan fabrika, 2. Sanayi Caddesi üzerinde yer alıyor. 2013 yılında Reza Zarrab’ın üzerine geçmiş.
Bakırköy Kartaltepe Mahallesi’nde 257 ada 38 parsel üzerinde yer alan Novus Residence’ta 3 süper lüks daire bulunuyor.
İstanbul’un Esenyurt ilçesi Ekşinoz köyünde 1240 ada 26 parsel üzerindeki 2 bloklu binada tam 12 adet daire. 12 Haziran 2013 tarihinde tapusu Zarrab’ın üzerine geçirilen dairelerden 3 tanesi çatı katı.
Zarrab’ın Fatih Çarşı’daki 30 metrekarelik dükkanı, tapuda 7 pafta, 2772 ada 48 parsel üzerinde yer alıyor.
Bakırköy Kartaltepe Mahallesi’nde 257 ada 38 parsel üzerinde yer alan Novus Residence’ta 3 süper lüks daire bulunuyor.
İstanbul’un Esenyurt ilçesi Ekşinoz köyünde 1240 ada 26 parsel üzerindeki 2 bloklu binada tam 12 adet daire. 12 Haziran 2013 tarihinde tapusu Zarrab’ın üzerine geçirilen dairelerden 3 tanesi çatı katı.
Zarrab’ın Fatih Çarşı’daki 30 metrekarelik dükkanı, tapuda 7 pafta, 2772 ada 48 parsel üzerinde yer alıyor.
İSTANBUL BOĞAZI’NDA TARİHİ YALI
Zarrab'ın yalısı Beykoz Kanlıca’da 116 ada 4 parsel üzerinde yer alıyor. 350 metrekarelik yalı aynı zamanda hemen bitişikteki eşi Ebru Gündeş’e ait yalıyla komşu. İkiz yalının değerinin 30 milyon liraya yakın olduğu belirtiliyor.
Zarrab’a ait ofis katları Bahçelievler’deki Metroport Busidence Plaza’da yer alıyor. Tapuda Bakırköy Kartaltepe Mahallesi 251 ada 27 parsel üzerinde yer alan plazadaki 2 ofis katı, Zarrab’ın üzerine 25 Temmuz 2009 tarihinde kaydedilmiş. Zarrab’ın şirketi Royal Holding’in merkez adresi de burası. Gökdelen Sapphire’de yaklaşık 4 milyon liralık daire ve 1 milyon 850 bin liralık bir yazlığı bulunuyor. (finansgündem)
Zarrab’a ait ofis katları Bahçelievler’deki Metroport Busidence Plaza’da yer alıyor. Tapuda Bakırköy Kartaltepe Mahallesi 251 ada 27 parsel üzerinde yer alan plazadaki 2 ofis katı, Zarrab’ın üzerine 25 Temmuz 2009 tarihinde kaydedilmiş. Zarrab’ın şirketi Royal Holding’in merkez adresi de burası. Gökdelen Sapphire’de yaklaşık 4 milyon liralık daire ve 1 milyon 850 bin liralık bir yazlığı bulunuyor. (finansgündem)
10 Mart 2016 Perşembe
Rıza Sarraf'tan 'Zencani' açıklaması
İş adamı Rıza Sarraf, İran'da yargılandığı davada idam cezasına çarptırılan iş adamı Babek Zencani ile ortak olduğu yönünde iddialar içeren haberlere ilişkin açıklama yaptı.Sarraf, açıklamasında, uzun süredir medyada Zencani'nin "ortağı olduğu" yönünde asılsız haberler yer aldığını belirterek, "Bu haberlere birçok defalar doğru olmadığı yönünde tepki ve cevap verdiysem de kirli odaklara hizmet eden zihniyetler, bu yalana sarılmaktan vazgeçmediler" ifadesini kullandı.
İran mahkemelerinin, uzun zamandır İran devleti aleyhine işlenen bir suçun soruşturmasını yaptıklarını aktaran Sarraf, "Bu kadar derin ve çok yönlü yapılan bir soruşturmanın sonunda kararını veren İran mahkemeleri, konuyla hiçbir ilgim olmadığını açıkça ortaya koymuş olmasına rağmen, burada, Türkiye'de kirli odaklara hizmet eden bazı kişi ve kurumların ısrarla beni bu soruşturmayla ilişkilendirmeye çalışmalarının hiçbir hukuki, insani ya da mantıklı izahı bulunmamaktadır" değerlendirmesinde bulundu.
Sarraf, şöyle devam etti:
"Babek Zencani, hiçbir zaman benim ortağım olmadı ve ben İran devletinin parası ile ticaret yapmadım. İran devleti tarafından şahsıma yöneltilen bir suçlama olmadığı gibi hakkımda açılmış, devam eden ya da sonuçlanmış bir soruşturma da bulunmamaktadır.
Bununla da yetinmeyen aynı kirli zihniyet, bugün mal varlığımı satışa çıkardığım yönünde haberleri bazı internet siteleri aracılığıyla yayınlamaya başladı. Yine bu yalan haberin temelinde de beni, hiç ilgim olmayan bir suçla ve soruşturmayla ilişkilendirme gayesi bulunmaktadır. Ben Türkiye Cumhuriyeti vatandaşıyım ve ülkeme yararlı bir vatandaş olarak yaşamaya da çalışmaya da devam ediyorum. Ailem, sahip olduğum varlıklarım ve yatırımlarımla Türkiye'deyim. Siyasi başarısızlıklarının faturasını bana kesmeye çabalayanlar, bana hakaret ederek rating, tiraj toplamaya uğraşanlar, hakkımda asılsız haber yaparak gündem değiştirmeye çalışanlar; sizlerle bağımsız Türk mahkemeleri huzurunda hesaplaşmaktan asla vazgeçmeyeceğim." Rıza Sarraf, "dünyada ve Türkiye'de çözülmesi gereken birçok sorun varken, ismini asılsız haberlerle gündeme taşıyan zihniyeti esefle kınadığını ve bu yönde çıkan yalan haberlere itibar edilmemesi gerektiğini" kaydetti.
İran mahkemelerinin, uzun zamandır İran devleti aleyhine işlenen bir suçun soruşturmasını yaptıklarını aktaran Sarraf, "Bu kadar derin ve çok yönlü yapılan bir soruşturmanın sonunda kararını veren İran mahkemeleri, konuyla hiçbir ilgim olmadığını açıkça ortaya koymuş olmasına rağmen, burada, Türkiye'de kirli odaklara hizmet eden bazı kişi ve kurumların ısrarla beni bu soruşturmayla ilişkilendirmeye çalışmalarının hiçbir hukuki, insani ya da mantıklı izahı bulunmamaktadır" değerlendirmesinde bulundu.
Sarraf, şöyle devam etti:
"Babek Zencani, hiçbir zaman benim ortağım olmadı ve ben İran devletinin parası ile ticaret yapmadım. İran devleti tarafından şahsıma yöneltilen bir suçlama olmadığı gibi hakkımda açılmış, devam eden ya da sonuçlanmış bir soruşturma da bulunmamaktadır.
Bununla da yetinmeyen aynı kirli zihniyet, bugün mal varlığımı satışa çıkardığım yönünde haberleri bazı internet siteleri aracılığıyla yayınlamaya başladı. Yine bu yalan haberin temelinde de beni, hiç ilgim olmayan bir suçla ve soruşturmayla ilişkilendirme gayesi bulunmaktadır. Ben Türkiye Cumhuriyeti vatandaşıyım ve ülkeme yararlı bir vatandaş olarak yaşamaya da çalışmaya da devam ediyorum. Ailem, sahip olduğum varlıklarım ve yatırımlarımla Türkiye'deyim. Siyasi başarısızlıklarının faturasını bana kesmeye çabalayanlar, bana hakaret ederek rating, tiraj toplamaya uğraşanlar, hakkımda asılsız haber yaparak gündem değiştirmeye çalışanlar; sizlerle bağımsız Türk mahkemeleri huzurunda hesaplaşmaktan asla vazgeçmeyeceğim." Rıza Sarraf, "dünyada ve Türkiye'de çözülmesi gereken birçok sorun varken, ismini asılsız haberlerle gündeme taşıyan zihniyeti esefle kınadığını ve bu yönde çıkan yalan haberlere itibar edilmemesi gerektiğini" kaydetti.
6 Mart 2016 Pazar
Babek Zencani’ye idam cezası
İran'da milyar dolarlık yolsuzluk suçlamasıyla yargılanan Babek Zencani'ye idam cezası verildi.
ran’da milyar dolarlık yolsuzluk suçlamasıyla 3 Ekim 2015 beri cezaevinde tutulan işadamı Babek Zencani için İran Mahkemesi idam kararı verdi. İran Yargı Kurumu Sözcüsü Muhsini Ejei, işadamı Zencani ve onunla birlikte yargılanan iki ortağı Mehdi Şems ve Hamid Felah hakkında idam kararı verildiğini açıkladı.
Sözcü, Zencani ve iki yardımcısının ‘fesat fil arz’ yani ‘yeryüzünde fesat çıkarmak ‘ suçlamasından idama mahkûm edildiğini söyledi. İddianamede, Zencani’ye dolandırıcılık, sahtekarlık ve kara para aklama gibi çeşitli suçlamalar yöneltilerek “yeryüzünde fesat çıkardığı” söylenmişti. İran’da yeryüzünde fesat çıkarmanın cezası ise idam olarak düzenlenmiş durumda.
İşadamı Babek Zencani, İran devletini 2.8 milyar dolar dolandırma suçlamasıyla Aralık 2013′te tutuklanmıştı. DHA
ran’da milyar dolarlık yolsuzluk suçlamasıyla 3 Ekim 2015 beri cezaevinde tutulan işadamı Babek Zencani için İran Mahkemesi idam kararı verdi. İran Yargı Kurumu Sözcüsü Muhsini Ejei, işadamı Zencani ve onunla birlikte yargılanan iki ortağı Mehdi Şems ve Hamid Felah hakkında idam kararı verildiğini açıkladı.
Sözcü, Zencani ve iki yardımcısının ‘fesat fil arz’ yani ‘yeryüzünde fesat çıkarmak ‘ suçlamasından idama mahkûm edildiğini söyledi. İddianamede, Zencani’ye dolandırıcılık, sahtekarlık ve kara para aklama gibi çeşitli suçlamalar yöneltilerek “yeryüzünde fesat çıkardığı” söylenmişti. İran’da yeryüzünde fesat çıkarmanın cezası ise idam olarak düzenlenmiş durumda.
İşadamı Babek Zencani, İran devletini 2.8 milyar dolar dolandırma suçlamasıyla Aralık 2013′te tutuklanmıştı. DHA
27 Şubat 2016 Cumartesi
İran'da bir köydeki tüm erkekler idam edildi
İran’daki bir köyde yaşayan tüm erkeklerin uyuşturucu ile bağlantılı suçlardan idam edildi.
Kadın ve Çocuk İşleri’nden sorumlu başkan yardımcısı Şahindoht Molaverdi, İran’ın yarı resmi haber ajansı Mehr’e verdiği röportajda ülkede uyuşturucuya bağlı suçlardan idam edilen kişi sayısının her geçen gün arttığına dikkat çekti ve “Sistan ve Belucistan Eyaleti’nde bulunan bir köyde yaşayan her bir erkek idam edildi” dedi.
Bu idamların tek bir seferde mi yoksa uzun bir zaman dilimi boyunca teker teker mi gerçekleştirildiğine değinmeyen ve idamların gerçekleştiği köyün adını da açıklamayan Molaverdi sözlerine, “Bu adamların çocukları da potansiyel uyuşturucu kaçakçısı. Ne de olsa öç almak ve aileleri için para kazanmak isteyecekler. Kimse bu insanlara destek sağlamıyor” diyerek devam etti.
2014'TE 753 KİŞİ İDAM EDİLDİ
Uluslararası Af Örgütü, İran’ın en çok kişiyi idam eden ülkeler sıralamasında Çin’den sonra ikinci olduğunu belirtiyor.
2014 yılında İran’da en az 753 kişi asılarak idam edildi ve idama mahkûm edilenlerin yarısından fazlası uyuşturucu ile ilgili suçlar işlemişti.
İran dünyanın en büyük uyuşturucu üreticisi olan Afganistan ile bir sınır paylaşıyor ve ülkedeki gençlerin çok ucuz fiyatlara bağımlılık yaratma oranı yüksek uyuşturucular satın alabildiği biliniyor. Ülkedeki uyuşturucu problemini çözmek için yıllardır sıkı önlemler alınıyor ve ağır cezalar uygulanıyor. Ancak uzmanlar uyuşturucu ile ilgili verilen idam cezalarının bu problemin çözümünde hiç bir rol oynamayacağını söylüyor. hürriyet.com.tr
Kadın ve Çocuk İşleri’nden sorumlu başkan yardımcısı Şahindoht Molaverdi, İran’ın yarı resmi haber ajansı Mehr’e verdiği röportajda ülkede uyuşturucuya bağlı suçlardan idam edilen kişi sayısının her geçen gün arttığına dikkat çekti ve “Sistan ve Belucistan Eyaleti’nde bulunan bir köyde yaşayan her bir erkek idam edildi” dedi.
Bu idamların tek bir seferde mi yoksa uzun bir zaman dilimi boyunca teker teker mi gerçekleştirildiğine değinmeyen ve idamların gerçekleştiği köyün adını da açıklamayan Molaverdi sözlerine, “Bu adamların çocukları da potansiyel uyuşturucu kaçakçısı. Ne de olsa öç almak ve aileleri için para kazanmak isteyecekler. Kimse bu insanlara destek sağlamıyor” diyerek devam etti.
2014'TE 753 KİŞİ İDAM EDİLDİ
Uluslararası Af Örgütü, İran’ın en çok kişiyi idam eden ülkeler sıralamasında Çin’den sonra ikinci olduğunu belirtiyor.
2014 yılında İran’da en az 753 kişi asılarak idam edildi ve idama mahkûm edilenlerin yarısından fazlası uyuşturucu ile ilgili suçlar işlemişti.
İran dünyanın en büyük uyuşturucu üreticisi olan Afganistan ile bir sınır paylaşıyor ve ülkedeki gençlerin çok ucuz fiyatlara bağımlılık yaratma oranı yüksek uyuşturucular satın alabildiği biliniyor. Ülkedeki uyuşturucu problemini çözmek için yıllardır sıkı önlemler alınıyor ve ağır cezalar uygulanıyor. Ancak uzmanlar uyuşturucu ile ilgili verilen idam cezalarının bu problemin çözümünde hiç bir rol oynamayacağını söylüyor. hürriyet.com.tr
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)