Gürcistan'da Anayasa Mahkemesinin kararıyla, esrarın bireysel kullanımı artık hapisle cezalandırılmayacak.
Gürcistan Anayasa Mahkemesi bireysel esrar kullanımının hapisle cezalandırılmaması gerektiğine ilişkin geçen yıl açılan bir davayı karara bağlandı.
Anayasa Mahkemesi’nden yapılan açıklamada, mahkemenin, bireysel esrar tüketiminin suç sayılmayacağına hükmettiği belirtilirken “Mahkeme, esrarın münferit kullanımının cezalandırılmasının kamu düzeninin sağlanması için doğru bir uygulama olmadığını tespit etmiştir” ifadesi kullanıldı.
Ancak maheme esrar tüketimi nedeniyle para cezası verilmesi hükümünü kaldırmadı. Ülkede esrarın satışı ve satın alınması hala suç sayılıyor.
Aynı mahkeme 2015’te 70 grama kadar kuru esrarın kullanımının yasallaştırılmasına hükmetmişti.
2016 Eylül’de ise mahkeme yine 70 grama kadar olan mükerrer kullanım için hapis cezasını kaldırmıştı.
Bazı siyasetçiler esrar satışının da suç kapsamına girememesi konusunda yasal düzenleme yapılmasını talep etti. Sözcü
uyuşturucu etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
uyuşturucu etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
2 Aralık 2017 Cumartesi
10 Aralık 2016 Cumartesi
Uyuşturucu suçlarında cezalar artırıldı
Adalet Bakanlığınca, Türk Ceza Kanunu'nda (TCK) son üç yılda yapılan düzenlemelerle uyuşturucuyla mücadele kapsamında verilen cezalar yeniden düzenlendi.
Adalet Bakanlığı Kanunlar Genel Müdürlüğü yetkililerinden alınan bilgiye göre, son üç yılda uyuşturucu suçlarında TCK'da yeni düzenlemelere gidilerek, suçla mücadelenin etkinleştirilmesi ve caydırıcılığın sağlanması amacıyla hapis cezaları artırıldı.
Önceki yıl TCK'da yapılan yeni düzenlemeyle "10 yıldan 20 yıla" kadar hapis cezasına hükmedilen uyuşturucu ve uyarıcı madde imal, ihraç ve ithal etmenin cezası, "20 yıldan 30 yıla" yükseltildi.
Uyuşturucu ve uyarıcı madde ticaretine ilişkin "5 yıldan 15 yıla" kadar olan hapis cezası ise "10 yıldan 20 yıla" çıkartıldı. Söz konusu ticaret suçunun üç veya daha fazla kişi tarafından işlenmesi halinde cezanın yarı oranında, örgüt tarafından işlenmesi durumunda da bir kat artırılmasına hükmedildi.
Özendirme cezası '5 yılda 10 yıla' çıkartıldı
cnntürk'ün haberine göre; Uyuşturucu ve uyarıcı maddelerin çocuğa verilmesi veya satılması durumunda da 15 yıldan az olmayacak şekilde ceza uygulanacak.
Düzenlemelerle uyuşturucu ve uyarıcı maddelerin kullanılmasını kolaylaştıranlar ile özendirenler için öngörülen "2 yıldan 5 yıla" kadar hapis cezası, "5 yıldan 10 yıla" çıkartıldı.
Uyuşturucu ve uyarıcı madde kullananlar için daha önce verilen "bir yıldan 2 yıla" kadar olan hapis cezası, "2 yıldan 5 yıla" şeklinde değiştirildi.
Geçen yıl TCK'nın 188'inci maddesinde yapılan değişiklikle sentetik uyuşturucu ve türevleri, ceza artırımı nedenleri arasında yer aldı. Öte yandan, uyuşturucu ve uyarıcı madde ticaretinin okul, yurt, hastane, kışla veya ibadethane gibi yerlerde yapılması durumunda da cezada artırıma gidilmesine hükmedildi.
İhbar yükümlülüğü kalktı
Bu yıl ise Ceza Muhakemesi Kanunu (CMK) ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı'nın TBMM'de kabul edilmesinin ardından TCK'nın 192'nci maddesinde uyuşturucu kullanan bağımlıları tedaviye teşvik etmek ve hasta ile hekim arasındaki güven ilişkisini korumak amacıyla düzenleme yapıldı.
Böylece, uyuşturucu bağımlılarının tedavi olmak üzere sağlık kuruluşlarına müracaat etmeleri halinde sağlık görevlilerinin kullanıcıları ihbar etme yükümlülükleri kaldırıldı.
Gizli soruşturmacı dönemi
Aynı kanun tasarısı kapsamında uyuşturucu ticareti ve sokak satıcılarıyla etkin mücadele kapsamında bireysel işlenen suçlarda da gizli soruşturmacı görevlendirilmesi amacıyla gizli soruşturmacıya ilişkin hükümleri içeren CMK'nın 139'uncu maddesinin 7'nci fıkrasında düzenleme yapıldı.
Örgütlü suçlara yönelik görevlendirilen gizli soruşturmacılar, bireysel uyuşturucu ticareti suçlarında sokağa çıkacak. Adli kolluk görevlilerinden, suçun işlendiğine dair kuvvetli şüphe bulunması ve başka şekilde delil elde edilememesi halinde gizli soruşturmacılar görevlendirilebilecek.
Özellikle sokak satıcılarıyla mücadele edebilmek için gizli soruşturmacılar, bireysel olarak uyuşturucu ticareti yapanlarla alıcı gibi iletişime geçebilecek, çeşitli araştırmalarda bulunup, suça ilişkin delillerin toplanmasını sağlayacak.
Adalet Bakanlığı Kanunlar Genel Müdürlüğü yetkililerinden alınan bilgiye göre, son üç yılda uyuşturucu suçlarında TCK'da yeni düzenlemelere gidilerek, suçla mücadelenin etkinleştirilmesi ve caydırıcılığın sağlanması amacıyla hapis cezaları artırıldı.
Önceki yıl TCK'da yapılan yeni düzenlemeyle "10 yıldan 20 yıla" kadar hapis cezasına hükmedilen uyuşturucu ve uyarıcı madde imal, ihraç ve ithal etmenin cezası, "20 yıldan 30 yıla" yükseltildi.
Uyuşturucu ve uyarıcı madde ticaretine ilişkin "5 yıldan 15 yıla" kadar olan hapis cezası ise "10 yıldan 20 yıla" çıkartıldı. Söz konusu ticaret suçunun üç veya daha fazla kişi tarafından işlenmesi halinde cezanın yarı oranında, örgüt tarafından işlenmesi durumunda da bir kat artırılmasına hükmedildi.
Özendirme cezası '5 yılda 10 yıla' çıkartıldı
cnntürk'ün haberine göre; Uyuşturucu ve uyarıcı maddelerin çocuğa verilmesi veya satılması durumunda da 15 yıldan az olmayacak şekilde ceza uygulanacak.
Düzenlemelerle uyuşturucu ve uyarıcı maddelerin kullanılmasını kolaylaştıranlar ile özendirenler için öngörülen "2 yıldan 5 yıla" kadar hapis cezası, "5 yıldan 10 yıla" çıkartıldı.
Uyuşturucu ve uyarıcı madde kullananlar için daha önce verilen "bir yıldan 2 yıla" kadar olan hapis cezası, "2 yıldan 5 yıla" şeklinde değiştirildi.
Geçen yıl TCK'nın 188'inci maddesinde yapılan değişiklikle sentetik uyuşturucu ve türevleri, ceza artırımı nedenleri arasında yer aldı. Öte yandan, uyuşturucu ve uyarıcı madde ticaretinin okul, yurt, hastane, kışla veya ibadethane gibi yerlerde yapılması durumunda da cezada artırıma gidilmesine hükmedildi.
İhbar yükümlülüğü kalktı
Bu yıl ise Ceza Muhakemesi Kanunu (CMK) ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı'nın TBMM'de kabul edilmesinin ardından TCK'nın 192'nci maddesinde uyuşturucu kullanan bağımlıları tedaviye teşvik etmek ve hasta ile hekim arasındaki güven ilişkisini korumak amacıyla düzenleme yapıldı.
Böylece, uyuşturucu bağımlılarının tedavi olmak üzere sağlık kuruluşlarına müracaat etmeleri halinde sağlık görevlilerinin kullanıcıları ihbar etme yükümlülükleri kaldırıldı.
Gizli soruşturmacı dönemi
Aynı kanun tasarısı kapsamında uyuşturucu ticareti ve sokak satıcılarıyla etkin mücadele kapsamında bireysel işlenen suçlarda da gizli soruşturmacı görevlendirilmesi amacıyla gizli soruşturmacıya ilişkin hükümleri içeren CMK'nın 139'uncu maddesinin 7'nci fıkrasında düzenleme yapıldı.
Örgütlü suçlara yönelik görevlendirilen gizli soruşturmacılar, bireysel uyuşturucu ticareti suçlarında sokağa çıkacak. Adli kolluk görevlilerinden, suçun işlendiğine dair kuvvetli şüphe bulunması ve başka şekilde delil elde edilememesi halinde gizli soruşturmacılar görevlendirilebilecek.
Özellikle sokak satıcılarıyla mücadele edebilmek için gizli soruşturmacılar, bireysel olarak uyuşturucu ticareti yapanlarla alıcı gibi iletişime geçebilecek, çeşitli araştırmalarda bulunup, suça ilişkin delillerin toplanmasını sağlayacak.
2 Aralık 2016 Cuma
Ada çayına sinek ilacı sıkıp bonzai diye satmışlar
Sakarya’daki uyuşturucu tacirlerinin, sinek ilacı, saç spreyi ve çakmak gazı gibi maddeleri ada çayı ile kekik gibi bitkilerle karıştırarak "bonzai" diye sattıkları ortaya çıktı. Jandarma ekiplerinin operasyonunda gözaltına alınan 7 kişi tutuklanarak cezaevine gönderildi.
Sakarya İl Jandarma Komutanlığına bağlı ekipler, gençlerin ölümüne neden olan uyuşturucu maddesi "bonzai" ile mücadele kapsamında, geçtiğimiz günlerde Adapazarı ilçesi Çamyolu Mahallesi’nde 60 personelin katılımıyla geniş çaplı operasyon yapmış, ilk etapta 3 şüpheli daha sonra devam eden çalışmalarda ise ‘çaça’ lakaplı F.Ç. ve ‘çat çat’ lakaplı O.H’nin de aralarında bulunduğu 4 firari şüpheli yakalanarak gözaltına alındı.
Gözaltına alınan şüphelilerin emniyette verdikleri ifadelerinde, marketlerden satın aldıkları kekik, adaçayı, nane gibi bitkileri karıştırıp, üzerine çeşitli böcek ilaçları sıkarak elde ettikleri maddeyi 1’er gramlık paketler halinde bonzai diye alıcılara sattıklarını itiraf ettiler.
Operasyonlarda ele geçirilen malzemelerin yapılan tahlil sonuçlarına göre bonzainin ne kadar tehlikeli bir madde olduğu gözler önüne serildi. Gençlerin ölümüne ve kalıcı ağır sağlık hasarlarına yol açan bonzainin içerisinde fare zehrinin yanı sıra özellikle hamam böceği, karınca zehiri gibi ilaçlarda kullanılan sentezlenmiş çok farklı psikoaktif maddenin bulunduğu belirlendi.
Emniyetteki işlemlerinin tamamlanmasının ardından adliyeye sevk edilen 7 şüpheli, çıkartıldıkları mahkemece tutuklanarak cezaevine gönderildi. cnntürk
Sakarya İl Jandarma Komutanlığına bağlı ekipler, gençlerin ölümüne neden olan uyuşturucu maddesi "bonzai" ile mücadele kapsamında, geçtiğimiz günlerde Adapazarı ilçesi Çamyolu Mahallesi’nde 60 personelin katılımıyla geniş çaplı operasyon yapmış, ilk etapta 3 şüpheli daha sonra devam eden çalışmalarda ise ‘çaça’ lakaplı F.Ç. ve ‘çat çat’ lakaplı O.H’nin de aralarında bulunduğu 4 firari şüpheli yakalanarak gözaltına alındı.
Gözaltına alınan şüphelilerin emniyette verdikleri ifadelerinde, marketlerden satın aldıkları kekik, adaçayı, nane gibi bitkileri karıştırıp, üzerine çeşitli böcek ilaçları sıkarak elde ettikleri maddeyi 1’er gramlık paketler halinde bonzai diye alıcılara sattıklarını itiraf ettiler.
Operasyonlarda ele geçirilen malzemelerin yapılan tahlil sonuçlarına göre bonzainin ne kadar tehlikeli bir madde olduğu gözler önüne serildi. Gençlerin ölümüne ve kalıcı ağır sağlık hasarlarına yol açan bonzainin içerisinde fare zehrinin yanı sıra özellikle hamam böceği, karınca zehiri gibi ilaçlarda kullanılan sentezlenmiş çok farklı psikoaktif maddenin bulunduğu belirlendi.
Emniyetteki işlemlerinin tamamlanmasının ardından adliyeye sevk edilen 7 şüpheli, çıkartıldıkları mahkemece tutuklanarak cezaevine gönderildi. cnntürk
14 Ekim 2016 Cuma
Bebek uyuşturucu bağımlısı doğdu
Konya’da hamilelikte de uyuşturucu kullanmaya devam eden 19 yaşındaki E.T.’nin dünyaya getirdiği bebeğin de eroin yoksunluğu nedeniyle kriz geçirdiği ortaya çıktı.
Habertürk Gazetesi'nden Zafer Samancı'nın haberine göre, Konya’da yaşayan E.T. adlı genç kız, iki yıl önce lise 3. sınıfta okurken aynı okuldaki R.T. ile tanıştı. Aniden ortadan kaybolan genç kız 1 hafta sonra annesi F.T.’yi arayarak, “Ben R.T. ile birlikteyim. 18 yaşıma girince evleneceğiz” dedi. 18 yaşına girince iki genç resmi nikâhla evlendi. Ancak E.T.’nin hayatı kâbusa döndü. İddiaya göre uyuşturucu bağımlısı olan R.T., E.T.’yi önce eroine alıştırdı, ardından kendisi gibi torbacılık yapmaya zorladı. Eroinman olan E.T. bir süre sonra hamile kaldı ve gebelik süresince de uyuşturucu kullanmayı sürdürdü.
BEBEĞİN VÜCUDUNDA EROİN BULUNDU
Yaşadıklarına dayanamayan E.T., 6 Ekim’de annesini arayarak “Çok kötüyüm, yalvarırım kurtarın beni” dedi. Anne, Denizli’de olduğunu öğrendiği kızını otobüsle eve götürmek istedi ama yolda eroin krizine giren E.T., annesinden kaçtı. Yeniden Denizli’ye dönmek için otobüse binen E.T.’nin doğum sancısı tutunca otobüs şoförü, güzergâhı değiştirip genç kadını hastaneye götürdü. 19 yaşındaki E.T., Denizli Devlet Hastanesi’nde 2 kilogram ağırlığında bir kız çocuğu dünyaya getirdi. Annesinin S. adını verdiği bebeğin vücudunda eroin bulundu.
Anne ve bebeği, ambulansla Konya Selçuk Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi’ne sevk edildi. Bebek Yenidoğan Servisi’nde tedavi altına alındı.
''BEBEK EROİN KRİZİNE GİRİYOR''
Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Murat Konak, “Bebeğin genel sağlık durumu iyi. Ancak sık aralıklarla halk arasında ‘eroin krizi’ denilen yoksunluk krizlerine giriyor. Bu nedenle titreme ve aşırı ağlama ile birlikte kasılmalar meydana geliyor. Şu an bebeğimizi sessiz bir odada tek başına tutuyoruz. Anne ile olan bağını koparmamaya dikkat ediyoruz. Tedavisi devam edecek. İleriki dönemlerde nörolojik ve psikolojik sıkıntılar yaşaması kuvvetle muhtemel.Aynı zamanda iç organlarda da uyuşturucu nedeni ile az gelişmeye bağlı sağlık sorunları da çıkabilir” dedi.
Anne E.T.’nin de uyuşturucudan kurtulmak için önümüzdeki günlerde tedaviye başlayacağı belirtildi. Bu arada bebeğin babası R.T.’nin ‘uyuşturucu temin etmek, kullanmak” suçlarından 5 yıl denetimli serbestliğe tabi tutulduğu ve karakola gidip imza attığı belirtildi.
‘BEBEK ANNEDEN ALINMALI’
PROF. Dr. Arif Verimli, olayla ilgili “Yeni doğan bebekte 3 ay kadar eroin etkileri görülebilir. Çocuğun eroinman olduğu söylenemez. Bağımlılık sadece organik değil psikososyal faktörlerce de belirlenen bir şey. Bağımlı doğmaz çocuk. Uygun bir çevrede yetişirse bağımlı olmaktan kurtulur. O çocuğun sağlığı bakımından anneden mutlaka alınması lazım. Türkiye’de böyle 1-2 vaka gördüm. Birinde Sosyal Hizmetler çocuğu anneden aldı” dedi.
ABD’DE 110 BEBEK ÖLDÜ
HAMILELİKTE uyuşturucu kullanımına bağlı olarak bebeklerin bağımlı doğması daha çok ABD’de görülüyor. ABD’de son 10 yıldır 130 binden fazla bebeğin uyuşturucu bağımlılığıyla doğduğu belirtiliyor. 2010’dan bu yana ise 110 bebeğin anne karnında ya da anne sütünden uyuşturucu aldıkları için hayatını kaybettiği kaydediliyor.
Habertürk Gazetesi'nden Zafer Samancı'nın haberine göre, Konya’da yaşayan E.T. adlı genç kız, iki yıl önce lise 3. sınıfta okurken aynı okuldaki R.T. ile tanıştı. Aniden ortadan kaybolan genç kız 1 hafta sonra annesi F.T.’yi arayarak, “Ben R.T. ile birlikteyim. 18 yaşıma girince evleneceğiz” dedi. 18 yaşına girince iki genç resmi nikâhla evlendi. Ancak E.T.’nin hayatı kâbusa döndü. İddiaya göre uyuşturucu bağımlısı olan R.T., E.T.’yi önce eroine alıştırdı, ardından kendisi gibi torbacılık yapmaya zorladı. Eroinman olan E.T. bir süre sonra hamile kaldı ve gebelik süresince de uyuşturucu kullanmayı sürdürdü.
BEBEĞİN VÜCUDUNDA EROİN BULUNDU
Yaşadıklarına dayanamayan E.T., 6 Ekim’de annesini arayarak “Çok kötüyüm, yalvarırım kurtarın beni” dedi. Anne, Denizli’de olduğunu öğrendiği kızını otobüsle eve götürmek istedi ama yolda eroin krizine giren E.T., annesinden kaçtı. Yeniden Denizli’ye dönmek için otobüse binen E.T.’nin doğum sancısı tutunca otobüs şoförü, güzergâhı değiştirip genç kadını hastaneye götürdü. 19 yaşındaki E.T., Denizli Devlet Hastanesi’nde 2 kilogram ağırlığında bir kız çocuğu dünyaya getirdi. Annesinin S. adını verdiği bebeğin vücudunda eroin bulundu.
Anne ve bebeği, ambulansla Konya Selçuk Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi’ne sevk edildi. Bebek Yenidoğan Servisi’nde tedavi altına alındı.
''BEBEK EROİN KRİZİNE GİRİYOR''
Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Murat Konak, “Bebeğin genel sağlık durumu iyi. Ancak sık aralıklarla halk arasında ‘eroin krizi’ denilen yoksunluk krizlerine giriyor. Bu nedenle titreme ve aşırı ağlama ile birlikte kasılmalar meydana geliyor. Şu an bebeğimizi sessiz bir odada tek başına tutuyoruz. Anne ile olan bağını koparmamaya dikkat ediyoruz. Tedavisi devam edecek. İleriki dönemlerde nörolojik ve psikolojik sıkıntılar yaşaması kuvvetle muhtemel.Aynı zamanda iç organlarda da uyuşturucu nedeni ile az gelişmeye bağlı sağlık sorunları da çıkabilir” dedi.
Anne E.T.’nin de uyuşturucudan kurtulmak için önümüzdeki günlerde tedaviye başlayacağı belirtildi. Bu arada bebeğin babası R.T.’nin ‘uyuşturucu temin etmek, kullanmak” suçlarından 5 yıl denetimli serbestliğe tabi tutulduğu ve karakola gidip imza attığı belirtildi.
‘BEBEK ANNEDEN ALINMALI’
PROF. Dr. Arif Verimli, olayla ilgili “Yeni doğan bebekte 3 ay kadar eroin etkileri görülebilir. Çocuğun eroinman olduğu söylenemez. Bağımlılık sadece organik değil psikososyal faktörlerce de belirlenen bir şey. Bağımlı doğmaz çocuk. Uygun bir çevrede yetişirse bağımlı olmaktan kurtulur. O çocuğun sağlığı bakımından anneden mutlaka alınması lazım. Türkiye’de böyle 1-2 vaka gördüm. Birinde Sosyal Hizmetler çocuğu anneden aldı” dedi.
ABD’DE 110 BEBEK ÖLDÜ
HAMILELİKTE uyuşturucu kullanımına bağlı olarak bebeklerin bağımlı doğması daha çok ABD’de görülüyor. ABD’de son 10 yıldır 130 binden fazla bebeğin uyuşturucu bağımlılığıyla doğduğu belirtiliyor. 2010’dan bu yana ise 110 bebeğin anne karnında ya da anne sütünden uyuşturucu aldıkları için hayatını kaybettiği kaydediliyor.
24 Eylül 2016 Cumartesi
8 aylık bebek uyuşturucu komasına girdi
Bursa'da 8 aylık bebek evde bulduğu uyuşturucuyu yiyerek zehirlendi.
Bursa'nın merkez Osmangazi ilçesinde, evde bulduğu uyuşturucuyu yiyerek zehirlendiği iddiasıyla hastaneye getirilen 8 aylık D.D. sevk edildiği devlet hastanesinde müşahade altına alındı.
Doktorlar, bebeğin hayati tehlikesinin olmadığını açıklarken, polis ise bebeğin zehirlenmesine neden olan ot türü bitkinin uyuşturucu mu yoksa başka bir şey mi olduğunu araştırıyor.
Merkez Osmangazi ilçesi Selimzade Mahallesi'nde, D.D. adlı 8 aylık erkek bebek, aniden fenalaşınca ailesi tarafından, eline geçirdiği uyuşturucuyu yediği için zehirlendiğini öne sürerek özel bir hastaneye kaldırıldı. Burada ilk müdahalesi yapılan D.D. daha sonra Şevket Yılmaz Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ne sevk edildi. Burada midesi yıkanan bebek daha sonra Şevket Yılmaz Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ne sevk edildi.
Doktorlar, hayati tehlikesi bulunmayan bebeğin müşahade altında tutulduğunu belirtti. Ailesi ise ilkokula giden çocuklarının yolda bulduğu uyuşturucuyu eve getirdiğini, D.D.'nin de kendilerinin haberi olmadığı bir sırada bunu yediği için zehirlenmiş olabileceğini söyledi.
Olayla ilgili araştırmaya başlandı. Ailenin Roman olduğunu belirten yetkililer, "Bebeğin ağzında ot türü bitkiler bulunmuş. Bunun uyuşturucu olup olmadığı henüz kesinlik kazanmadı. Sadece ailenin endişesi var. Kesin sonuca göre soruşturma başlatabiliriz. aileden henüz gözaltına alınan olmadı" dediler. DHA
Bursa'nın merkez Osmangazi ilçesinde, evde bulduğu uyuşturucuyu yiyerek zehirlendiği iddiasıyla hastaneye getirilen 8 aylık D.D. sevk edildiği devlet hastanesinde müşahade altına alındı.
Doktorlar, bebeğin hayati tehlikesinin olmadığını açıklarken, polis ise bebeğin zehirlenmesine neden olan ot türü bitkinin uyuşturucu mu yoksa başka bir şey mi olduğunu araştırıyor.
Merkez Osmangazi ilçesi Selimzade Mahallesi'nde, D.D. adlı 8 aylık erkek bebek, aniden fenalaşınca ailesi tarafından, eline geçirdiği uyuşturucuyu yediği için zehirlendiğini öne sürerek özel bir hastaneye kaldırıldı. Burada ilk müdahalesi yapılan D.D. daha sonra Şevket Yılmaz Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ne sevk edildi. Burada midesi yıkanan bebek daha sonra Şevket Yılmaz Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ne sevk edildi.
Doktorlar, hayati tehlikesi bulunmayan bebeğin müşahade altında tutulduğunu belirtti. Ailesi ise ilkokula giden çocuklarının yolda bulduğu uyuşturucuyu eve getirdiğini, D.D.'nin de kendilerinin haberi olmadığı bir sırada bunu yediği için zehirlenmiş olabileceğini söyledi.
Olayla ilgili araştırmaya başlandı. Ailenin Roman olduğunu belirten yetkililer, "Bebeğin ağzında ot türü bitkiler bulunmuş. Bunun uyuşturucu olup olmadığı henüz kesinlik kazanmadı. Sadece ailenin endişesi var. Kesin sonuca göre soruşturma başlatabiliriz. aileden henüz gözaltına alınan olmadı" dediler. DHA
22 Eylül 2016 Perşembe
Avrupa'da gençler alkol ve sigarayı bırakıp uyuşturucuya yöneliyor
Alkol ve Diğer Uyuşturucular Üzerine Avrupa Araştırma Okulu'nun (Espad) Avrupa ülkelerinde yaptığı araştırmaya göre, 15 ve 16 yaşındaki gençler arasında alkol ve sigara kullanımı azalırken, esrar kullanımı çoğaldı.
Alkol ve Diğer Uyuşturucular Üzerine Avrupa Araştırma Okulu (Espad), Almanya ve İngiltere dışındaki bütün Avrupa Birliği ülkelerinde alkol, sigara ve uyuşturucu kullanımını araştırdı. BBC Türkçe'nin haberine göre, araştırma Avrupa ülkelerinde 15 ve 16 yaşındaki gençler arasında alkol ve sigara kullanımının azaldığını, esrar kullanımının ise çoğaldığını ortaya koydu. İspanya'dan gelen veriler ise kısmen eksik olduğu araştırma, gençler arasında sigara içenlerin genel oranının yüzde 21 olduğunu gösterdi. En yüksek sigara içme oranı yüzde 37 ile İtalya'da.
1995-2015 arasında son 30 günde alkol aldıklarını söyleyenlerin oranı yüzde 56'dan yüzde 46'ye inerken, en çok esrar kullananlar ise yüzde 37 ile Çek gençleri. Esrarın, kokain ve ecstasy gibi diğer maddelere oranla daha kolay bulunabildiği belirtiliyor.
Araştırmada, Bulgaristan, Yunanistan, Polonya ve Romanya'da da gençler arasında esrar kullanımının arttığı sonucuna varılıyor. Espad'in çalışmasında "Esrar kullanımı, hem hayatın bir noktasında içmiş olmak hem de güncel kullanım anlamında arttı" denildi.
13 yaşından önce her gün sigara içenlerin oranı ise 1995-2015 arasında yüzde 10'dan yüzde 4'e
geriledi.
'Alkol kullanımında azalma'
Alkol kullanımı yüksek seyrederken, hayatının bir noktasında içenlerin oranı yüzde 89'dan yüzde 81'e düştü. Gençler arasında en az alkol kullanımı olanlarsa Danimarka hariç, kuzey Avrupa ülkeleri.
Avusturya, Bulgaristan, Hırvatistan ve Macaristan'da ise alkol tüketimi yüksek.
Genelde uyuşturucuyla mücadele yasalarında yer almayan yeni psikoaktif maddelerse amfetamin, ecstasy, kokain ve LSD gibi maddelerden daha sık kullanılıyor.
Bu alanda yüzde 8 ile başı Estonya ve Polonya çekerken, Avrupa ortalaması yüzde 4.
Alkol ve Diğer Uyuşturucular Üzerine Avrupa Araştırma Okulu (Espad), Almanya ve İngiltere dışındaki bütün Avrupa Birliği ülkelerinde alkol, sigara ve uyuşturucu kullanımını araştırdı. BBC Türkçe'nin haberine göre, araştırma Avrupa ülkelerinde 15 ve 16 yaşındaki gençler arasında alkol ve sigara kullanımının azaldığını, esrar kullanımının ise çoğaldığını ortaya koydu. İspanya'dan gelen veriler ise kısmen eksik olduğu araştırma, gençler arasında sigara içenlerin genel oranının yüzde 21 olduğunu gösterdi. En yüksek sigara içme oranı yüzde 37 ile İtalya'da.
1995-2015 arasında son 30 günde alkol aldıklarını söyleyenlerin oranı yüzde 56'dan yüzde 46'ye inerken, en çok esrar kullananlar ise yüzde 37 ile Çek gençleri. Esrarın, kokain ve ecstasy gibi diğer maddelere oranla daha kolay bulunabildiği belirtiliyor.
Araştırmada, Bulgaristan, Yunanistan, Polonya ve Romanya'da da gençler arasında esrar kullanımının arttığı sonucuna varılıyor. Espad'in çalışmasında "Esrar kullanımı, hem hayatın bir noktasında içmiş olmak hem de güncel kullanım anlamında arttı" denildi.
13 yaşından önce her gün sigara içenlerin oranı ise 1995-2015 arasında yüzde 10'dan yüzde 4'e
geriledi.
'Alkol kullanımında azalma'
Alkol kullanımı yüksek seyrederken, hayatının bir noktasında içenlerin oranı yüzde 89'dan yüzde 81'e düştü. Gençler arasında en az alkol kullanımı olanlarsa Danimarka hariç, kuzey Avrupa ülkeleri.
Avusturya, Bulgaristan, Hırvatistan ve Macaristan'da ise alkol tüketimi yüksek.
Genelde uyuşturucuyla mücadele yasalarında yer almayan yeni psikoaktif maddelerse amfetamin, ecstasy, kokain ve LSD gibi maddelerden daha sık kullanılıyor.
Bu alanda yüzde 8 ile başı Estonya ve Polonya çekerken, Avrupa ortalaması yüzde 4.
31 Ağustos 2016 Çarşamba
Coca-Cola fabrikasında 50 milyon euro değerinde kokain bulundu
Fransa'daki Coca-Cola fabrikasında 370 kg ağırlığında kokain bulundu. Güney Amerika'dan gönderilen bir konteynerdeki çantalara gizlenerek saklandığı bildirildi.
Fransa'daki Coca-Cola fabrikasında piyasa değeri 50 milyon euro civarında olan kokain bulundu. BBC Türkçe'nin haberine göre kokainin, Güney Amerika'dan gönderilen bir konteynerdeki portakal suyu konsantresi çantalarına gizlenmiş halde bulunduğu bildirildi.
Fransa'nın güneyindeki Signes köyünde bulunan kokainle ilgili soruşturma başlatılırken, fabrika çalışanlarının olayla ilgisinin olmadığı belirtiliyor.
Bulunan kokainin toplam ağırlığı yaklaşık 370 kilogram. Bu, Fransa'da tek seferde ele geçirilen en fazla kokain miktarı. Toulon savcısı Xavier Tarabeux, 'kötü bir sürpriz' ifadesini kullandığı sevkiyatın piyasa değerinin 50 milyon euro olduğunu söyledi.
Çalışanların ilgisi yok
Uyuşturucu maddenin izini süren yetkililer, Coca-Cola fabrikası çalışanlarının olayla ilgilerinin olmadığını söylüyor.
Coca-Cola'nın bölgeden sorumlu başkanı Jean-Denis Malgras yerel internet haber sitesi Var-Matin'e açıklamasında "Soruşturmanın ilk bulguları çalışanların hiçbir şekilde olayla ilgili olmadıklarını gösterdi" dedi.
Geçen yıl Nisan ayında da İngiltere'ye bir yat içinde 250 kilogram kokain kaçırmaya çalışan iki kişi Fransız gümrük memurlarının yardımıyla tutuklanmıştı. SY Hygeia adlı yat, Fransız yetkililer tarafından Martinique'te kıyıya çekilmiş, içinde yaklaşık 47 milyon euro değerinde kokain bulunmuştu.
Fransa'daki Coca-Cola fabrikasında piyasa değeri 50 milyon euro civarında olan kokain bulundu. BBC Türkçe'nin haberine göre kokainin, Güney Amerika'dan gönderilen bir konteynerdeki portakal suyu konsantresi çantalarına gizlenmiş halde bulunduğu bildirildi.
Fransa'nın güneyindeki Signes köyünde bulunan kokainle ilgili soruşturma başlatılırken, fabrika çalışanlarının olayla ilgisinin olmadığı belirtiliyor.
Bulunan kokainin toplam ağırlığı yaklaşık 370 kilogram. Bu, Fransa'da tek seferde ele geçirilen en fazla kokain miktarı. Toulon savcısı Xavier Tarabeux, 'kötü bir sürpriz' ifadesini kullandığı sevkiyatın piyasa değerinin 50 milyon euro olduğunu söyledi.
Çalışanların ilgisi yok
Uyuşturucu maddenin izini süren yetkililer, Coca-Cola fabrikası çalışanlarının olayla ilgilerinin olmadığını söylüyor.
Coca-Cola'nın bölgeden sorumlu başkanı Jean-Denis Malgras yerel internet haber sitesi Var-Matin'e açıklamasında "Soruşturmanın ilk bulguları çalışanların hiçbir şekilde olayla ilgili olmadıklarını gösterdi" dedi.
Geçen yıl Nisan ayında da İngiltere'ye bir yat içinde 250 kilogram kokain kaçırmaya çalışan iki kişi Fransız gümrük memurlarının yardımıyla tutuklanmıştı. SY Hygeia adlı yat, Fransız yetkililer tarafından Martinique'te kıyıya çekilmiş, içinde yaklaşık 47 milyon euro değerinde kokain bulunmuştu.
5 Nisan 2016 Salı
Porn* yıldızı Amber Rayne evinde ölü bulundu
Bir süre önce meslektaşı James Deen'i kendisine tacizde bulunduğu suçlamasıyla gündemde olan p*rno yıldızı Amber Rayne evinde ölü bulundu.
31 yaşındaki Rayne'in San Fernando Vadisi'ndeki evinde araştırma yapan polis genç kadının aşırı dozda uyuşturucudan hayatını kaybetmesinin büyük ihtimal olduğunu söyledi.
Polis yetkilileri, Amber Rayne'in hayatını kaybettiği sırada yanında bir arkadasının bulunduğunu, genç kadının yanlışlıkla yüksek dozda uyuşturu almış olabileceğini açıkladı.
Amber Rayne'in yakınları, 10 yıldır porn* sektöründe çalışan Rayne'in "ya cumartesi gecesi geç saatlerde ya da pazar gününü ilk ışıklarında uykusunda hayata veda ettiğini" belirtti.
Gerçek adı Meghan Wren olan Amber Rayne, bir süre önce sektörün en ünlü aktörlerinden biri olan James Deen'in kendisini taciz ettiğini ileri sürmüştü.
31 yaşındaki Rayne'in San Fernando Vadisi'ndeki evinde araştırma yapan polis genç kadının aşırı dozda uyuşturucudan hayatını kaybetmesinin büyük ihtimal olduğunu söyledi.
Polis yetkilileri, Amber Rayne'in hayatını kaybettiği sırada yanında bir arkadasının bulunduğunu, genç kadının yanlışlıkla yüksek dozda uyuşturu almış olabileceğini açıkladı.
Amber Rayne'in yakınları, 10 yıldır porn* sektöründe çalışan Rayne'in "ya cumartesi gecesi geç saatlerde ya da pazar gününü ilk ışıklarında uykusunda hayata veda ettiğini" belirtti.
Gerçek adı Meghan Wren olan Amber Rayne, bir süre önce sektörün en ünlü aktörlerinden biri olan James Deen'in kendisini taciz ettiğini ileri sürmüştü.
27 Şubat 2016 Cumartesi
İran'da bir köydeki tüm erkekler idam edildi
İran’daki bir köyde yaşayan tüm erkeklerin uyuşturucu ile bağlantılı suçlardan idam edildi.
Kadın ve Çocuk İşleri’nden sorumlu başkan yardımcısı Şahindoht Molaverdi, İran’ın yarı resmi haber ajansı Mehr’e verdiği röportajda ülkede uyuşturucuya bağlı suçlardan idam edilen kişi sayısının her geçen gün arttığına dikkat çekti ve “Sistan ve Belucistan Eyaleti’nde bulunan bir köyde yaşayan her bir erkek idam edildi” dedi.
Bu idamların tek bir seferde mi yoksa uzun bir zaman dilimi boyunca teker teker mi gerçekleştirildiğine değinmeyen ve idamların gerçekleştiği köyün adını da açıklamayan Molaverdi sözlerine, “Bu adamların çocukları da potansiyel uyuşturucu kaçakçısı. Ne de olsa öç almak ve aileleri için para kazanmak isteyecekler. Kimse bu insanlara destek sağlamıyor” diyerek devam etti.
2014'TE 753 KİŞİ İDAM EDİLDİ
Uluslararası Af Örgütü, İran’ın en çok kişiyi idam eden ülkeler sıralamasında Çin’den sonra ikinci olduğunu belirtiyor.
2014 yılında İran’da en az 753 kişi asılarak idam edildi ve idama mahkûm edilenlerin yarısından fazlası uyuşturucu ile ilgili suçlar işlemişti.
İran dünyanın en büyük uyuşturucu üreticisi olan Afganistan ile bir sınır paylaşıyor ve ülkedeki gençlerin çok ucuz fiyatlara bağımlılık yaratma oranı yüksek uyuşturucular satın alabildiği biliniyor. Ülkedeki uyuşturucu problemini çözmek için yıllardır sıkı önlemler alınıyor ve ağır cezalar uygulanıyor. Ancak uzmanlar uyuşturucu ile ilgili verilen idam cezalarının bu problemin çözümünde hiç bir rol oynamayacağını söylüyor. hürriyet.com.tr
Kadın ve Çocuk İşleri’nden sorumlu başkan yardımcısı Şahindoht Molaverdi, İran’ın yarı resmi haber ajansı Mehr’e verdiği röportajda ülkede uyuşturucuya bağlı suçlardan idam edilen kişi sayısının her geçen gün arttığına dikkat çekti ve “Sistan ve Belucistan Eyaleti’nde bulunan bir köyde yaşayan her bir erkek idam edildi” dedi.
Bu idamların tek bir seferde mi yoksa uzun bir zaman dilimi boyunca teker teker mi gerçekleştirildiğine değinmeyen ve idamların gerçekleştiği köyün adını da açıklamayan Molaverdi sözlerine, “Bu adamların çocukları da potansiyel uyuşturucu kaçakçısı. Ne de olsa öç almak ve aileleri için para kazanmak isteyecekler. Kimse bu insanlara destek sağlamıyor” diyerek devam etti.
2014'TE 753 KİŞİ İDAM EDİLDİ
Uluslararası Af Örgütü, İran’ın en çok kişiyi idam eden ülkeler sıralamasında Çin’den sonra ikinci olduğunu belirtiyor.
2014 yılında İran’da en az 753 kişi asılarak idam edildi ve idama mahkûm edilenlerin yarısından fazlası uyuşturucu ile ilgili suçlar işlemişti.
İran dünyanın en büyük uyuşturucu üreticisi olan Afganistan ile bir sınır paylaşıyor ve ülkedeki gençlerin çok ucuz fiyatlara bağımlılık yaratma oranı yüksek uyuşturucular satın alabildiği biliniyor. Ülkedeki uyuşturucu problemini çözmek için yıllardır sıkı önlemler alınıyor ve ağır cezalar uygulanıyor. Ancak uzmanlar uyuşturucu ile ilgili verilen idam cezalarının bu problemin çözümünde hiç bir rol oynamayacağını söylüyor. hürriyet.com.tr
26 Şubat 2016 Cuma
Uyuşturucu mafyası, parasını timsahlarla koruyor
Hollanda'da polisin evine baskın düzenlediği bir uyuşturucu kaçakçısının, paralarını timsahlarla koruduğu ortaya çıktı.
Polisin açıklamasına göre, Amsterdam ve Almere kentlerinde geniş kapsamlı bir uyuşturucu operasyonu gerçekleştirildi.
Bu kentlerde yedi ayrı eve yapılan baskınlarda, 11 kişi gözaltına alındı.
Amsterdam'daki bir evde ise polis iki timsahla karşılaştı. Polis timsahları ev sahibinin yardımıyla aşabildi.
Timsahların koruduğu odada saklanan 300 bin euro’ya el kondu.
Uyuşturucu kaçakçılarının timsahlar için gerekli ruhsata sahip oldukları belirlendi.
Bu nedenle hayvanlara el konulamadı.
Operasyonda 500 bin adet uyuşturucu hap da ele geçirildi. (BBC Türkçe)
Polisin açıklamasına göre, Amsterdam ve Almere kentlerinde geniş kapsamlı bir uyuşturucu operasyonu gerçekleştirildi.
Bu kentlerde yedi ayrı eve yapılan baskınlarda, 11 kişi gözaltına alındı.
Amsterdam'daki bir evde ise polis iki timsahla karşılaştı. Polis timsahları ev sahibinin yardımıyla aşabildi.
Timsahların koruduğu odada saklanan 300 bin euro’ya el kondu.
Uyuşturucu kaçakçılarının timsahlar için gerekli ruhsata sahip oldukları belirlendi.
Bu nedenle hayvanlara el konulamadı.
Operasyonda 500 bin adet uyuşturucu hap da ele geçirildi. (BBC Türkçe)
24 Aralık 2015 Perşembe
Yıllardır ‘kokainli çay’ satıldığı tesadüfen ortaya çıktı
İtalya'nın Cenova kentinde bir tesadüf sonucu yıllardır kokainli çay satıldığı ortaya çıktı.
Cenova kentinde otobüs şoförlüğü yapan 37 yaşındaki Roberto isimli bir adamın rutin sağlık tahlillerinde kokain kullandığı belirlendi.
Ancak 10 yıldır bu mesleği yapan ve sicili tertemiz olan Roberto tahlilleri yapan doktora, hayatında hiç uyuşturucu kullanmadığını, yalnızca sağlık kontrolünden önce iki bardak “Peru çayı” içtiğini söyledi.
BBC Türkçe’nin haberine göre, Roberto, Cenova’da etnik ürünler satan bir mağazadan aldığı “delisse alla coca” isimli çayı “enerji verdiği” için arada sırada içtiğini anlattı. Doktor, Roberto’nun iddiasının doğru olup olmadığını test etmek için bu çaydan iki bardak içerek kendisine uyuşturucu testi yaptı.Kendisine yaptığı tahlillerde de kokain izine rastlaması üzerine de gıda güvenliğinden sorumlu polis birimi Nas’a haber verdi.
Polisin mağazadan aldığı çay örneklerinde yapılan incelemelerde, Güney Amerika’dan ithal edilen “delisse alla coca” çayında, kokainin etken maddesi “kokain hidroklorür” bulunduğu tespit edildi. Cenova’daki mağazanın söz konusu çayı yıllardır Milano’daki bir Perulu toptancıdan satın aldığı belirlendi. Milano’daki satıcı hakkında soruşturma açılırken, kokain içeren çayın gümrük kontrollerinden nasıl geçtiğiyle ilgili de inceleme başlatıldı.
TÜM AB ÜLKELERİNDEN GERİ ÇEKİLEBİLİR
“Delisse alla coca” çayını “tehlikeli gıda maddesi” ilan eden Nas, çayın İtalya’nın diğer bölgelerinde de satılıp satılmadığını araştırıyor. Sağlık Bakanlığı’nın da bu ürünün tüm AB ülkelerinden geri çekilmesi için bir alarm yayınlaması bekleniyor.
“Delisse alla coca” gibi kokain bazlı çayların Güney Amerika’da özellikle And Dağları bölgesinde yüksek rakımın yol açtığı rahatsızlıklara karşı kullanıldığı biliniyor. Bu çaylarda kullanılan koka yaprağı Peru, Şili, Bolivya, Kolombiya gibi ülkelerde yasal olsa da 1961 tarihli BM sözleşmesine göre “yasa dışı madde” kabul ediliyor. sözcü.com.tr
Cenova kentinde otobüs şoförlüğü yapan 37 yaşındaki Roberto isimli bir adamın rutin sağlık tahlillerinde kokain kullandığı belirlendi.
Ancak 10 yıldır bu mesleği yapan ve sicili tertemiz olan Roberto tahlilleri yapan doktora, hayatında hiç uyuşturucu kullanmadığını, yalnızca sağlık kontrolünden önce iki bardak “Peru çayı” içtiğini söyledi.
BBC Türkçe’nin haberine göre, Roberto, Cenova’da etnik ürünler satan bir mağazadan aldığı “delisse alla coca” isimli çayı “enerji verdiği” için arada sırada içtiğini anlattı. Doktor, Roberto’nun iddiasının doğru olup olmadığını test etmek için bu çaydan iki bardak içerek kendisine uyuşturucu testi yaptı.Kendisine yaptığı tahlillerde de kokain izine rastlaması üzerine de gıda güvenliğinden sorumlu polis birimi Nas’a haber verdi.
Polisin mağazadan aldığı çay örneklerinde yapılan incelemelerde, Güney Amerika’dan ithal edilen “delisse alla coca” çayında, kokainin etken maddesi “kokain hidroklorür” bulunduğu tespit edildi. Cenova’daki mağazanın söz konusu çayı yıllardır Milano’daki bir Perulu toptancıdan satın aldığı belirlendi. Milano’daki satıcı hakkında soruşturma açılırken, kokain içeren çayın gümrük kontrollerinden nasıl geçtiğiyle ilgili de inceleme başlatıldı.
TÜM AB ÜLKELERİNDEN GERİ ÇEKİLEBİLİR
“Delisse alla coca” çayını “tehlikeli gıda maddesi” ilan eden Nas, çayın İtalya’nın diğer bölgelerinde de satılıp satılmadığını araştırıyor. Sağlık Bakanlığı’nın da bu ürünün tüm AB ülkelerinden geri çekilmesi için bir alarm yayınlaması bekleniyor.
“Delisse alla coca” gibi kokain bazlı çayların Güney Amerika’da özellikle And Dağları bölgesinde yüksek rakımın yol açtığı rahatsızlıklara karşı kullanıldığı biliniyor. Bu çaylarda kullanılan koka yaprağı Peru, Şili, Bolivya, Kolombiya gibi ülkelerde yasal olsa da 1961 tarihli BM sözleşmesine göre “yasa dışı madde” kabul ediliyor. sözcü.com.tr
23 Aralık 2015 Çarşamba
Kolombiya’da esrarın tıbbi kullanımı yasallaştı
Kolombiya Devlet Başkanı Juan Manuel Santos, ülkede esrarın tıbbi kullanımını tam olarak serbest kılan kararnameyi imzaladı.
Kolombiya Devlet Başkanı Juan Manuel Santos, bu adımın Kolombiya’yı, doğal kaynakların hastalıklarla mücadele için kullanımında ön cephede yer alan ülkeler grubu içine koyduğunu söyledi. Bununla birlikte Santos, ülkenin yasadışı uyuşturucu üretimiyle mücadele etmeyi sürdüreceğini belirtti.
Yasal esrar üretimi ülkede bugüne kadar gri bir alandaydı. 1986 yılındaki bir yasa esrarın tıbbi ve bilimsel amaçlarla üretimi, satışı ve ihracatını mümkün kılsa da pratikte bu yasa hiçbir zaman uygulanmamıştı. Son düzenlemenin ardından esrar üretmek isteyenler ruhsat için devlete bağlı Ulusal Narkotik Konseyi’ne başvuracak. Esrar, tıbbi olarak kron hastalığı, hastalık nöbetleri, HIV ve mide bulantısı gibi rahatsızlıklar için kullanılıyor.
Santos geçen yıl, 1970′lerde öğrenciyken esrar içtiğini kabul etmişti. Santos, bu alandaki yasallaşmanın uyuşturucu üretimini uyuşturucu tüccarlarının elinden alacağını belirtmişti.
Son yıllarda Latin Amerika’da bazı ülkeler, esrar kullanımını yasallaştırdı veya suç olmaktan çıkarttı. Uruguay, 2013′te esrarın üretim, satış ve tüketimini tamamen yasallaştırdı. On yıllardır uyuşturucuya bağlı şiddetin yaşandığı Kolombiya, Peru ile birlikte dünyanın en büyük kokain üretici olarak biliniyor. Sözcü
Kolombiya Devlet Başkanı Juan Manuel Santos, bu adımın Kolombiya’yı, doğal kaynakların hastalıklarla mücadele için kullanımında ön cephede yer alan ülkeler grubu içine koyduğunu söyledi. Bununla birlikte Santos, ülkenin yasadışı uyuşturucu üretimiyle mücadele etmeyi sürdüreceğini belirtti.
Yasal esrar üretimi ülkede bugüne kadar gri bir alandaydı. 1986 yılındaki bir yasa esrarın tıbbi ve bilimsel amaçlarla üretimi, satışı ve ihracatını mümkün kılsa da pratikte bu yasa hiçbir zaman uygulanmamıştı. Son düzenlemenin ardından esrar üretmek isteyenler ruhsat için devlete bağlı Ulusal Narkotik Konseyi’ne başvuracak. Esrar, tıbbi olarak kron hastalığı, hastalık nöbetleri, HIV ve mide bulantısı gibi rahatsızlıklar için kullanılıyor.
Santos geçen yıl, 1970′lerde öğrenciyken esrar içtiğini kabul etmişti. Santos, bu alandaki yasallaşmanın uyuşturucu üretimini uyuşturucu tüccarlarının elinden alacağını belirtmişti.
Son yıllarda Latin Amerika’da bazı ülkeler, esrar kullanımını yasallaştırdı veya suç olmaktan çıkarttı. Uruguay, 2013′te esrarın üretim, satış ve tüketimini tamamen yasallaştırdı. On yıllardır uyuşturucuya bağlı şiddetin yaşandığı Kolombiya, Peru ile birlikte dünyanın en büyük kokain üretici olarak biliniyor. Sözcü
5 Ağustos 2015 Çarşamba
15 yaşında uyuşturucu batağında
Henüz 15 yaşında ama uyuşturucu batağına saplanmış. Arkadaşlarının tuzağına düşen C.Ş. "Pişmanım, ölmek istemiyorum" dedi ve yetkililerden yardım eli uzatılmasını istedi.
Hürriyet'in haberine göre; Alanya'da kötü arkadaş kurbanı olarak 13 yaşında esrar ve daha sonra eroin kullanmaya başlayan 15 yaşındaki C.Ş. adlı kız, uyuşturucudan kurtulmak için yetkililerden yardım istedi. Alanya'da ailesiyle birlikte yaşayan ve 4 kardeşin en küçüğü olan 15 yaşındaki C.Ş., 13 yaşında esrarla tanıştığını söyledi. Zehir tacirlerinin tuzağına düşen C.Ş., bir süre sonra ise eroine alıştırıldı ve bağımlı hale geldi. Esrar ve eroinle tanıştığında 55 kilo olan C.Ş., 35 kiloya düştü. C.Ş., "Arkadaş ortamında beni esrara alıştırdılar. Sigara içer gibi içiyor ve bulmakta zorlanmıyordum. 2 yıldır da hem esrar hem eroin kullanıyorum. Günden güne eriyorum" dedi.
"OKUMAK, İŞ SAHİBİ OLMAK İSTİYORUM"
Tedavi olmak istediğini ve okula da gidemediğini ifade eden talihsiz kız, en büyük desteği ailesinden gördüğünü belirterek, "Ailem şükürler olsun ki beni bu illetten kurtarmak için çok mücadele etti. Ama her seferinde arkadaşlarım beni kandırmayı başardılar. Ben yine onların tuzağına düştüm ve ailemi üzdüm. Şu an ise çok pişmanım, ölmek istemiyorum. Okuyamadım, okumak ve iş sahibi olmak istiyorum" şeklinde konuştu.
"NE OLUR KIZIMI KURTARIN"
Kızının günden güne eridiğini ve 55 kilodan 35 kiloya düştüğünü söyleyen 41 yaşındaki anne A.D. ise, gözyaşları içinde yetkililere seslenerek ,"Ne olursunuz kurtarın kızımı, yalvarıyorum size" dedi. Kızını bu zor günlerinde hiç yalnız bırakmayan anne A.D, "Kızım arkadaş kurbanı. Bu illete 13 yaşında başladı. Hep yardımcı olmak, onu kurtarmak istedik ama her seferinde kandırdılar. Şu an kızıma baktığımda günden güne eridiğini görüyorum. Kızımın bu illetten kurtulmasını istiyorum. Yetkililere yalvarıyorum kızımı ne olur kurtarın" dedi.
Hürriyet'in haberine göre; Alanya'da kötü arkadaş kurbanı olarak 13 yaşında esrar ve daha sonra eroin kullanmaya başlayan 15 yaşındaki C.Ş. adlı kız, uyuşturucudan kurtulmak için yetkililerden yardım istedi. Alanya'da ailesiyle birlikte yaşayan ve 4 kardeşin en küçüğü olan 15 yaşındaki C.Ş., 13 yaşında esrarla tanıştığını söyledi. Zehir tacirlerinin tuzağına düşen C.Ş., bir süre sonra ise eroine alıştırıldı ve bağımlı hale geldi. Esrar ve eroinle tanıştığında 55 kilo olan C.Ş., 35 kiloya düştü. C.Ş., "Arkadaş ortamında beni esrara alıştırdılar. Sigara içer gibi içiyor ve bulmakta zorlanmıyordum. 2 yıldır da hem esrar hem eroin kullanıyorum. Günden güne eriyorum" dedi.
"OKUMAK, İŞ SAHİBİ OLMAK İSTİYORUM"
Tedavi olmak istediğini ve okula da gidemediğini ifade eden talihsiz kız, en büyük desteği ailesinden gördüğünü belirterek, "Ailem şükürler olsun ki beni bu illetten kurtarmak için çok mücadele etti. Ama her seferinde arkadaşlarım beni kandırmayı başardılar. Ben yine onların tuzağına düştüm ve ailemi üzdüm. Şu an ise çok pişmanım, ölmek istemiyorum. Okuyamadım, okumak ve iş sahibi olmak istiyorum" şeklinde konuştu.
"NE OLUR KIZIMI KURTARIN"
Kızının günden güne eridiğini ve 55 kilodan 35 kiloya düştüğünü söyleyen 41 yaşındaki anne A.D. ise, gözyaşları içinde yetkililere seslenerek ,"Ne olursunuz kurtarın kızımı, yalvarıyorum size" dedi. Kızını bu zor günlerinde hiç yalnız bırakmayan anne A.D, "Kızım arkadaş kurbanı. Bu illete 13 yaşında başladı. Hep yardımcı olmak, onu kurtarmak istedik ama her seferinde kandırdılar. Şu an kızıma baktığımda günden güne eridiğini görüyorum. Kızımın bu illetten kurtulmasını istiyorum. Yetkililere yalvarıyorum kızımı ne olur kurtarın" dedi.
5 Haziran 2015 Cuma
13 yaşındaki kızını bu hale getirdi!
Uyuşturucu bağımlısı babası tarafından işkence edilen 13 yaşındaki kızın dramını bir avukat ekşisözlük'te kaleme aldı. Talep üzerine Baro tarafından görevlendirilen avukatın paylaştığı fotoğraflar ise dehşetin boyutunu ortaya çıkardı.
Bir avukatın ekşisözlük'te yazdığı yazı ve paylaştığı fotoğraflar, akıl almaz bir dehşeti ortaya çıkardı. Uyuşturucu bağımlısı bir babanın, 13 yaşındaki kızına yaptığı işkencenin fotoğrafları kısa sürede sosyal medyada yayılınca, birçok kişiden tepki gördü.
Avukat, tanık olduğu dehşet olayı yazarak, herkesten yardım istedi. İşte çaresizlik içinde yardım
isteyen avukatın kaleminden, dehşetin hikayesi:
"Geçen hafta baro tarafından Kağıthane çocuk karakolunda bulunan bir çocuk mağdur için avukat olarak atandım. Karakola gittiğimde gördüğüm manzara beni kahretti. 13 yaşındaki küçücük bir kız, uyuşturucu bağımlısı babası tarafından 5 buçuk saat boyunca işkenceye maruz bırakılmış, sigara yedirilmiş, ıslatılmış ve bu süre içerisinde demir çubukla defalarca darp edilmişti.
Çocuğunun fotoğraflarını hasmına göndererek "kendi çocuğuma neler yaptım, sana neler yapacağımı tahmin et" tarzı mesajlar dahi atmış.
Bu psikopat baba, çocuğu hastaneye götürmemesi için annesini ölümle tehdit etmesine rağmen, anne çocuğu alarak hastaneye götürüyor. sonrası "sonun geldi, ölümün elimden olacak" tarzı mesajlar. Hepsine bizzat şahit oldum.
Babayla ilgili çocuğun hürriyetini tahdit, kasten yaralama, eziyet, öldürmeye teşebbüs, tehdit suçlarından şikayetçi olduk. kendisi dün yakalanmış ve sulh ceza hakimliğine çıkarılmış. Bilin bakalım ne oldu. Salıverildi!!!
Kadın günlerdir yatalak babası ve kızı ile birlikte kendisini evine kilitlemiş yaşamaya çalışıyor. bugün beni aradı, "Avukat hanım tek umudum tutuklanmasıydı, şimdi ben ne yapacağım, dışarı çıkmaya korkuyorum" diyor.
Adamı Facebooktan arattım, fotoğrafını görseniz nasıl bir cani olduğunu siz de anlarsınız. Facebook'a koyduğu fotosu. Bu pisliğin adını her ihtimale karşı açıklamayacağım.
Ben Twitter işlerinden pek anlamam, hayatımın ilk tweetini bugün aile bakanlığını mentionlayarak attım. İşe yarar mı bilmiyorum ama lütfen bu anne ve kızın başına gelmeden birilerinin harekete geçmesini sağlayacak
bir çözüm bulmama yardım edin. Ben pazartesi gidip savcı ile konuşacağım, kızın fotoğraflarını göstereceğim, durumu izah ederek bu psikopatın tutuklanmasını sağlamaya çalışacağım. Ancak bu arada ne olacak? Bu kadıncağız ona bir yardım edebilirim ümidiyle beni arıyor, "size güveniyorum sonuna kadar yanımda olacak mısınız" diyor.Eevet olacağım ancak ben kadın bir avukat olarak onları ne kadar koruyabilirim ki. Peki başlarına bir şey gelirse bunun travmasını ben nasıl atlatabilirim?
Siz tweet mweet bi şeyler yapıp bazı kurumların harekete geçmesini sağlayabiliyorsunuz. belki toplu bir şekilde hareket edersek anne kızın başına bir şey gelmeden müdahele etme şansımız olabilir.
Belki herkes aynı anda aile bakanlığını mentionlarsa dikkat çekebiliriz.
Arkadaşlar para toplayalım teklifinde bulunan olmuş. teşekkür ederiz ancak önceliğimiz anne kızın can güvenliği. bu konuda aile bakanlığına baskı yapmamız şu an için aklıma gelen tek fikir. biz aile bakanlığına baskı yapalım ki, hem yargılama aşamasında aile bakanlığı devreye girsin hem de ben savcıya konuyu açtığımda bakın birçok kişi aynı şekilde bu durumdan elem duydu diyeyim. Hem çocuk hem anne için cumartesi günü koruma talep edildi, bekliyoruz. kadının bir de yatalak babası olduğu için sığınma evinde kalmak istemiyor."
Şimdi bu haberi görüp harekete geçecek bir Savcı bekleniyor. (medyafaresi.com.tr)
Bir avukatın ekşisözlük'te yazdığı yazı ve paylaştığı fotoğraflar, akıl almaz bir dehşeti ortaya çıkardı. Uyuşturucu bağımlısı bir babanın, 13 yaşındaki kızına yaptığı işkencenin fotoğrafları kısa sürede sosyal medyada yayılınca, birçok kişiden tepki gördü.
Avukat, tanık olduğu dehşet olayı yazarak, herkesten yardım istedi. İşte çaresizlik içinde yardım
isteyen avukatın kaleminden, dehşetin hikayesi:
"Geçen hafta baro tarafından Kağıthane çocuk karakolunda bulunan bir çocuk mağdur için avukat olarak atandım. Karakola gittiğimde gördüğüm manzara beni kahretti. 13 yaşındaki küçücük bir kız, uyuşturucu bağımlısı babası tarafından 5 buçuk saat boyunca işkenceye maruz bırakılmış, sigara yedirilmiş, ıslatılmış ve bu süre içerisinde demir çubukla defalarca darp edilmişti.
Çocuğunun fotoğraflarını hasmına göndererek "kendi çocuğuma neler yaptım, sana neler yapacağımı tahmin et" tarzı mesajlar dahi atmış.
Bu psikopat baba, çocuğu hastaneye götürmemesi için annesini ölümle tehdit etmesine rağmen, anne çocuğu alarak hastaneye götürüyor. sonrası "sonun geldi, ölümün elimden olacak" tarzı mesajlar. Hepsine bizzat şahit oldum.
Babayla ilgili çocuğun hürriyetini tahdit, kasten yaralama, eziyet, öldürmeye teşebbüs, tehdit suçlarından şikayetçi olduk. kendisi dün yakalanmış ve sulh ceza hakimliğine çıkarılmış. Bilin bakalım ne oldu. Salıverildi!!!
Kadın günlerdir yatalak babası ve kızı ile birlikte kendisini evine kilitlemiş yaşamaya çalışıyor. bugün beni aradı, "Avukat hanım tek umudum tutuklanmasıydı, şimdi ben ne yapacağım, dışarı çıkmaya korkuyorum" diyor.
Adamı Facebooktan arattım, fotoğrafını görseniz nasıl bir cani olduğunu siz de anlarsınız. Facebook'a koyduğu fotosu. Bu pisliğin adını her ihtimale karşı açıklamayacağım.
Ben Twitter işlerinden pek anlamam, hayatımın ilk tweetini bugün aile bakanlığını mentionlayarak attım. İşe yarar mı bilmiyorum ama lütfen bu anne ve kızın başına gelmeden birilerinin harekete geçmesini sağlayacak
bir çözüm bulmama yardım edin. Ben pazartesi gidip savcı ile konuşacağım, kızın fotoğraflarını göstereceğim, durumu izah ederek bu psikopatın tutuklanmasını sağlamaya çalışacağım. Ancak bu arada ne olacak? Bu kadıncağız ona bir yardım edebilirim ümidiyle beni arıyor, "size güveniyorum sonuna kadar yanımda olacak mısınız" diyor.Eevet olacağım ancak ben kadın bir avukat olarak onları ne kadar koruyabilirim ki. Peki başlarına bir şey gelirse bunun travmasını ben nasıl atlatabilirim?
Siz tweet mweet bi şeyler yapıp bazı kurumların harekete geçmesini sağlayabiliyorsunuz. belki toplu bir şekilde hareket edersek anne kızın başına bir şey gelmeden müdahele etme şansımız olabilir.
Belki herkes aynı anda aile bakanlığını mentionlarsa dikkat çekebiliriz.
Arkadaşlar para toplayalım teklifinde bulunan olmuş. teşekkür ederiz ancak önceliğimiz anne kızın can güvenliği. bu konuda aile bakanlığına baskı yapmamız şu an için aklıma gelen tek fikir. biz aile bakanlığına baskı yapalım ki, hem yargılama aşamasında aile bakanlığı devreye girsin hem de ben savcıya konuyu açtığımda bakın birçok kişi aynı şekilde bu durumdan elem duydu diyeyim. Hem çocuk hem anne için cumartesi günü koruma talep edildi, bekliyoruz. kadının bir de yatalak babası olduğu için sığınma evinde kalmak istemiyor."
Şimdi bu haberi görüp harekete geçecek bir Savcı bekleniyor. (medyafaresi.com.tr)
12 Mayıs 2015 Salı
Barbaros Şansal gözaltına alındı
Ünlü modacı Barbaros Şansal, KKTC'nin başkenti Lefkoşa'daki Ercan havalimanında üzerinde uyuşturucu bulunarak gözaltına alındı.
Girne'de ev satın alarak Ada'da yaşamaya başlayan Şansal ülkeye giriş yaparken narkotik polisi köpeği uyarı verdi. Yapılan aramada, Şansal'ın üzerinde 6 gram hint keneviri bulundu.
Narkotik şubede sorgusu süren Şansal, tutuklanmak üzere Lefkoşa Kaza Mahkemesi'ne çıkartılacak.
Edinilen bilgilere göre Kıbrıs’ta uygulanan prosedür, uyuşturucu suçu ile yargılanan kişinin pasaportuna el konuluyor. Şansal’ın da yargılama bitene kadar Kıbrıs’tan çıkmasına izin verilmemesi söz konusu olabilir.
Girne'de ev satın alarak Ada'da yaşamaya başlayan Şansal ülkeye giriş yaparken narkotik polisi köpeği uyarı verdi. Yapılan aramada, Şansal'ın üzerinde 6 gram hint keneviri bulundu.
Narkotik şubede sorgusu süren Şansal, tutuklanmak üzere Lefkoşa Kaza Mahkemesi'ne çıkartılacak.
Edinilen bilgilere göre Kıbrıs’ta uygulanan prosedür, uyuşturucu suçu ile yargılanan kişinin pasaportuna el konuluyor. Şansal’ın da yargılama bitene kadar Kıbrıs’tan çıkmasına izin verilmemesi söz konusu olabilir.
9 Mart 2015 Pazartesi
Rezidansta ölüm partisi
İki garson arkadaş lüks bir rezidansta günlük daire kiralayıp iddiaya göre uyuşturucu aldı. Gecenin sonunda biri öldü; diğeri son anda kurtarıldı.
Kenan Akyazı (27) ve Hüseyin Serhat K. (25) yazları güney sahillerinde çalışıyor, turizm sezonunun kapanmasıyla da İstanbul’a dönüyorlardı. Etiler’de iki ünlü restoranda garson olarak çalışan iki arkadaş 6 Mart’ı 7 Mart’a bağlayan gece Balmumcu’daki bir rezidanstan günlük daire kiraladı. Saat 01.00 sıralarında arkadaşları Ayber D. eve geldi. Kenan Akyazı alt kattaki odada hareketsiz yatıyordu.
KALBİ DURMAK ÜZEREYDİ
Hüseyin Serhat K. ise üst kattaydı. Zorlukla nefes alıyordu. Ayber D. hemen polisi arayarak yardım istedi. Polisler eve giderken sağlık ekiplerine de haber verdi. Ambulanstaki doktor Kenan Akyazı’nın hayatını kaybettiğini tespit etti. Hüseyin Serhat K.’nin de solunumu ve kalp atışları durmak üzereydi. Polislerin yardımıyla ambulansa taşınan Hüseyin Serhat K. Şişli Etfal Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne kaldırıldı ve yoğun bakıma alındı.
ESRAR VEYA BONZAİ
Hüseyin Serhat K. ertesi gün kendine geldiğinde polislere evde esrar içtiklerini ve sonrasında fenalaştıklarını anlattı. Ancak savcılık kaynakları uyuşturucunun esrar değil, bonzai olduğu üzerinde duruyor. İki arkadaşın o gece evde hangi uyuşturucuyu kullandığı Hüseyin Serhat K.’nın kan-saç örneğinden yapılan uyuşturucu testi ve Kenan Akyazı’nın otopsi sonuçlarında ortaya çıkacak.
Kenan Akyazı (27) ve Hüseyin Serhat K. (25) yazları güney sahillerinde çalışıyor, turizm sezonunun kapanmasıyla da İstanbul’a dönüyorlardı. Etiler’de iki ünlü restoranda garson olarak çalışan iki arkadaş 6 Mart’ı 7 Mart’a bağlayan gece Balmumcu’daki bir rezidanstan günlük daire kiraladı. Saat 01.00 sıralarında arkadaşları Ayber D. eve geldi. Kenan Akyazı alt kattaki odada hareketsiz yatıyordu.
KALBİ DURMAK ÜZEREYDİ
Hüseyin Serhat K. ise üst kattaydı. Zorlukla nefes alıyordu. Ayber D. hemen polisi arayarak yardım istedi. Polisler eve giderken sağlık ekiplerine de haber verdi. Ambulanstaki doktor Kenan Akyazı’nın hayatını kaybettiğini tespit etti. Hüseyin Serhat K.’nin de solunumu ve kalp atışları durmak üzereydi. Polislerin yardımıyla ambulansa taşınan Hüseyin Serhat K. Şişli Etfal Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne kaldırıldı ve yoğun bakıma alındı.
ESRAR VEYA BONZAİ
Hüseyin Serhat K. ertesi gün kendine geldiğinde polislere evde esrar içtiklerini ve sonrasında fenalaştıklarını anlattı. Ancak savcılık kaynakları uyuşturucunun esrar değil, bonzai olduğu üzerinde duruyor. İki arkadaşın o gece evde hangi uyuşturucuyu kullandığı Hüseyin Serhat K.’nın kan-saç örneğinden yapılan uyuşturucu testi ve Kenan Akyazı’nın otopsi sonuçlarında ortaya çıkacak.
13 Ocak 2015 Salı
Abdest uyuşturucu krizini geçiriyor!
Uyuşturucu ile Mücadele, Kimsesizlere Bakma ve Koruma Derneği Genel Başkanı Ebubekir Demirci, uyuşturucu meselesinin ancak dinle çözüleceğini söyledi.
Bursa’nın Yenişehir ilçesinde Erbakan Vakfı tarafından ‘Uyuşturucu olmadan yetişen gençlik’ konulu konferans tertiplendi. Vakfın tesislerinde gerçekleştirilen konferansa konuşmacı olarak Uyuşturucu ile Mücadele, Kimsesizlere Bakma ve Koruma Derneği Genel Başkanı Ebubekir Demirci ve Genel Sekreter Adnan Yalanız katıldı. Konferansın açılış konuşmasını yapan Erbakan Vakfı Yenişehir Şubesi Başkanı Osman Kıryak, ülkemizin ve gençliğin kanayan yarası olan uyuşturucunun önlenmesi ve zararlarının anlatılabilmesi için böyle bir çalışma içine girdiklerini belirterek, “Her geçen gün çoğalan ve gençliğimizi manen, madden, ahlaken mahveden, bağımlıların hayatına mal olan uyuşturucu illetinin her kesimden insanı dehşete düşürdüğü aşikardır. Biz de bu meselede elimizi taşın altına koymak istedik” dedi.
Uyuşturucu ile Mücadele, Kimsesizlere Bakma ve Koruma Derneği Genel Başkanı Ebubekir Demirci, uyuşturucu meselesinin ancak dinle çözüleceğini belirterek, “Uyuşturucu krizine giren insanlara abdest aldırıyoruz, kriz bitiyor. Bunu birçok uyuşturucu müptelasının üzerinde denedik ve aynı neticeyi aldık. Sevgi verilmeyen her çocuk uyuşturucuya müptela olur. Evlatlarımıza sahip çıkıp, onlara sevgi vermek bizim birinci vazifemizdir. Bizler çocuklarımızın kabiliyetlerini keşfedip ortaya çıkarmazsak onları yanlış yönlere sevk ederiz” diye konuştu.
Genel Sekreter Adnan Yalanız ise, “bana dokunmayan yılan bin yaşasın” zihniyetinin yanlış olduğunu belirterek, “O yılan bir gün bize de bulaşır. Kendi ailemizi değil, çevremizi de bu konuda uyarıp elimizi taşın altına koymalıyız” dedi.
Bursa’nın Yenişehir ilçesinde Erbakan Vakfı tarafından ‘Uyuşturucu olmadan yetişen gençlik’ konulu konferans tertiplendi. Vakfın tesislerinde gerçekleştirilen konferansa konuşmacı olarak Uyuşturucu ile Mücadele, Kimsesizlere Bakma ve Koruma Derneği Genel Başkanı Ebubekir Demirci ve Genel Sekreter Adnan Yalanız katıldı. Konferansın açılış konuşmasını yapan Erbakan Vakfı Yenişehir Şubesi Başkanı Osman Kıryak, ülkemizin ve gençliğin kanayan yarası olan uyuşturucunun önlenmesi ve zararlarının anlatılabilmesi için böyle bir çalışma içine girdiklerini belirterek, “Her geçen gün çoğalan ve gençliğimizi manen, madden, ahlaken mahveden, bağımlıların hayatına mal olan uyuşturucu illetinin her kesimden insanı dehşete düşürdüğü aşikardır. Biz de bu meselede elimizi taşın altına koymak istedik” dedi.
Uyuşturucu ile Mücadele, Kimsesizlere Bakma ve Koruma Derneği Genel Başkanı Ebubekir Demirci, uyuşturucu meselesinin ancak dinle çözüleceğini belirterek, “Uyuşturucu krizine giren insanlara abdest aldırıyoruz, kriz bitiyor. Bunu birçok uyuşturucu müptelasının üzerinde denedik ve aynı neticeyi aldık. Sevgi verilmeyen her çocuk uyuşturucuya müptela olur. Evlatlarımıza sahip çıkıp, onlara sevgi vermek bizim birinci vazifemizdir. Bizler çocuklarımızın kabiliyetlerini keşfedip ortaya çıkarmazsak onları yanlış yönlere sevk ederiz” diye konuştu.
Genel Sekreter Adnan Yalanız ise, “bana dokunmayan yılan bin yaşasın” zihniyetinin yanlış olduğunu belirterek, “O yılan bir gün bize de bulaşır. Kendi ailemizi değil, çevremizi de bu konuda uyarıp elimizi taşın altına koymalıyız” dedi.
12 Ocak 2015 Pazartesi
Bonzai kullanan genç donarak öldü
Sultanbeyli'de bonzai kullandığı iddia edilen genç, boş bir arazide donarak hayatını kaybetti. Gencin uyuşturucunun etkisiyle soğuğu hissetmediği ve bu şekilde hayatını kaybettiği ifade edildi.
Edinilen bilgilere göre olay Sultanbeyli otoban gişelerinin yanındaki yeşillik alanda meydana geldi. Boş arazide bir ceset gören vatandaşlar, durumu polise bildirdi. Olay yerine gelen polis, bonzai içtiği belirtilen şahsın, donarak hayatını kaybettiğini belirledi. Cesedin üzerinde yapılan incelemede Selman Gökpınar adına düzenlenmiş kimliğe ulaşıldı. Ceset incelemelerin ardından Adli Tıp Kurumu morguna kaldırıldı. Polis, cesedin hemen yanında bonzai içmek için kullanılan ve ‘kova' olarak tabir edilen pet şişeyi de buldu. Gencin uyuşturucunun etkisiyle soğuğu hissetmediği ve hayatını kaybettiği tahmin ediliyor. Hürriyet
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)