ebru gündeş etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
ebru gündeş etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

10 Haziran 2016 Cuma

Reza Zarrab davasında flaş gelişme: Hakim, Reza’nın pasaportlarını istedi

ABD'de Tutuklu yargılanan Reza Zarrab'ın davasında çok önemli bir gelişme yaşandı; Davaya bakan Hakim Berman, "incelemek üzere" Zarrab'ın tüm pasaportlarının kendisine teslim edilmesini istedi.

Pasaportlar, Reza Zarrab’ın kefaletle serbest bırakılıp bırakılmayacağı için büyük önem taşıyor.

Zarrab’ın kefaletle serbest kalması halinde, pasaportlarını mahkemeye teslim etmesi gerekiyor.

Hakim Berman, Zarrab’ın avukatlarına ve Savcılık makamına gönderdiği yazılarda, Avukatlarda olan iki pasaport ile, tutuklandığında savcılığın el koyduğu bir pasaportun mahkemeye en geç Pazartesi günü öğle saatlerine kadar teslim edilmesini istedi. Pasaportların “elden ve güvenli zarflar içinde teslim edilmesi” istenirken, hakim hem Zarrab’ın avukatına, hem de savclığa, pasaportların fotokopilerini çektirmeleri, böylece her iki tarafın elinde de üç pasaportun da fotokopilerinin bulunabileceğini bildirdi.

Zarrab’ın avukatı, müvekkilinin kefaletle salıverilme şartlarının içine, pasaportlarının mahkemeye teslim edilmesini de dahil etmişti. Avukat, Zarrab’ın 50 milyon Dolar kefalet ücreti, New York’ta güvenli bir dairede ayak bileğinde bir kelepçe ile salıverilmesini, dairenin kapısında da sürekli silahlı özel gardiyanların görevlendirilmesini önermişti.

Savcılık ise, Zarrab’ın tutukluluk halinin hapishanede devam etmesinde ısrarcı olmuştu. Sözcü


8 Haziran 2016 Çarşamba

Zarrab davasında yeni belgeler

Savcı Bharara, Reza'nın ifadesinde hiç bahsetmediği yatını, uçağını, denizaltısını telefonundaki WhatsApp mesajlarından buldu. Öte yandan Zarrab'ın pasaport başvurusunda "beş dil bildiğini" beyan ettiği ortaya çıktı. Öte yandan delil dosyasında bulunan Reza'nın lise karnesindeki okul müdürünün ismi ise sosyal medyanın gündemine oturdu.


ABD’de tutuklanan Reza Zarrab’ın, tutukluluğunun devamı için mahkemeye yeni deliller sunuldu. Savcı Preet Bharara’nın ofisi Zarrab’ın “ifadesinde yalan söylediğini”, İngilizce ve Farsça bildiğini gösteren kanıtları mahkemeye bir dilekçeyle iletti.  Zarrab’ın avukatı Brafman’ın “müvekkilim İngilizce’yi iyi bilmediği için ilk ifadesindeki soruları tam anlamadı, dolayısıyla da doğru yanıtlamadı” savunmasına karşılık Savcılık, Zarrab’ın İngilizce e-ticaret kursunu bitirdiğine ilişkin bir Amerikan Üniversitesi’nden aldığı diplomayı da, İngilizce yaptığı WhatsApp yazışmalarını da delil olarak sundu.  Savcılık delillerinden en ilginçlerinden biri ise Zarrab’ın İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’ndan aldığı “temiz kağıdının” Noter tasdikli İngilizce çevirisi oldu.  “Kanıt G” olarak geçen “savcılık temiz kağıdı”  29 Nisan 2015 tarihini taşıyor.


SAVCI, YATI, JETİ, DENİZALTIYI WHATSAPP MESAJLARINDAN BULDU

Savcı, Zarrab’ın ABD’de verdiği ilk ifadelerde “mal varlığını gizlediğini” ise, telefonunda ele geçen WhatsAppp mesajlaşmalarından ortaya çıkardı. WhatsApp mesajlaşmalarının İngilizce yapılmasını ise Savcılık, “Zarrab’ın İngilizce’yi iyi bildiğine,” ilişkin kanıt olarak da sundu.

Zarrab’ın telefonunda “Ademturkey” adına kayıtlı telefon numarası ile yaptığı yazışmalarda, yatının bakımı, özel jetinin kullanılması ve denizaltısına şirketinin logosunun koyulup koyulmaması konusunda mesajlar yer aldı. Savcılık, hem mesajlaşmanın İngilizce yapıldığına dikkat çekti, hem de Zarrab’ın ilk ifadesinde mal varlığı sorulduğunda, ne yatından, ne jetten ne de denizaltısından bahsetmediğine vurgu yaptı. Savcı’nın kanıt olarak sunduğu what’s up mesajlaşmasında, alınacak yeni gemiler ve bu gemilerin bandıraları konusunda da, Zarrab’ın çocuğuna tutulacak olan dadının hangi nitelikleri taşıması gerektiğine ilişkin mesajların olması dikkat çekti.

ST KİTTS PASAPORTUNA BAŞVURMUŞ, “BEŞ DİL BİLİYORUM” YAZMIŞ…

Yine Savcılığın sunduğu belgelerden ortaya çıkan bir başka gerçek ise, İran, Türkiye ve Makedonya pasaportlarına sahip olan Reza Zarrab’ın St Kitts’e de pasaport başvurusunda bulunduğu oldu.  Savcılık, Zarrab’ın StKitts’e yaptığı pasaport başvurusunda “beş dil bildiğini” beyan ettiğini, bu dillerden birinin de İngilizce olduğunu söylediğini belgeledi.


SMS MESAJLARI VE E-MAİLLER FARSÇA BİLDİĞİNE KANIT OLDU

Zarrab’ın, avukatının mahkemeye “Farsça okuyup yazamıyor” iddiasının aksine, cep telefonundaki SMS’lerde ve e-maillerinde Farsça kullanıldığına ilişkin kanıtlar da mahkemeye sunuldu. Savcılık bu çerçevede Zarrab’ın ‘Kahalzadeh’ adına kayıtlı bir numara ile Zarrab’ın pekçok kez Farsça mesajlaştığını, ayrıca şirketinden kendisine Farsça yazılmış kontratların da “onay için” gönderildiğine ilişkin kanıtları dilekçesine ekledi. Savcılık dilekçesinin sonunda, Zarrab’ın avukatının kefalet talebinin reddedilmesi isteği de yer aldı.

ZARRAB’IN AVUKATINDAN İLKOKUL KARNELİ SAVUNMA

Savcı Bharara’nın, Reza Zarrab’ın İngilizce bildiğine ilişkin kanıtlara karşı, Zarrab’ın avukatı Benjamin Brafman da, “müvekilimin İngilizcesi iyi değil” dilekçesi sundu. Kanıt olarak ise, Zarrab’ın İstanbul’da gittiği ortaokulda 3. sınıfta aldığı karneyi koydu. Zarrab’ın orta üçüncü sınıfta aldığı karnede İngilizce notu zayıf görünüyor.

DİN KÜLTÜRÜ İLE İNKILAP TARİHİ DERSLERİ DE ZAYIF

Ancak karneden, Zarrab’ın sadece İngilizcesinin değil, Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi ile Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi derslerinin de “zayıf” olduğu ortaya çıkıyor.

MALLARINI EL YAZISIYLA YAZMIŞ

Avukat Brafman’ın sunduğu kanıtlar arasında, Zarrab’ın ön sorgu sırasında kendisine mal varlığını soran FBI yetkilisine el yazısıyla yazdığı kağıt da bulunuyor.

Avukatının dilekçesinde, Zarrab’ın “kefaletle serbest bırakılması” bir kez daha isteniyor.


KARNEDEKİ MÜDÜRÜN İSMİ SOSYAL MEDYANIN GÜNDEMİNDE

Öte yandan Reza Zarrab’ın karnesindeki okul müdürünün Tayyip Saygılı olması sosyal medyanın diline dolandı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan ile adaş olan okul müdürünün soy isminin de 17 Aralık soruşturmasında Reza Zarrab’ı sorgulayan ve şu an cezaevinde olan emniyet müdürü Yakup Saygılı ile aynı soy ismi taşıması esprilere neden oldu.

Sosyal medyada Zarrab’ın karnesini paylaşanlar “müdürün ismi de manidarmış” yorumunda bulundular. DHA
 17/25 Aralık operasyonlarını yürüten isimlerden birisi olan Yakup Saygılı daha sonra yapılan cemaat operasyonlarında tutuklanmıştı.

26 Mayıs 2016 Perşembe

Reza Zarrab’ın mal varlığı dudak uçuklattı

Savcı Bharara'nın Reza Zarrab için hazırladığı dosyada Zarrab ve ailesinin yaşadığı lüks hayat da yer aldı.


ABD’de tutuklu bulunan Reza Zarrab’ın büyük malvarlığını, yaşamakta olduğu lüks hayat tarzının da ortaya koyduğunun vurgulandığı Savcı Bharara’nın dosyasında, “Zarrab ilk ifadesinde 8 milyon dolara aldığı bir evi olduğunu, bir ofis ve Türkiye’de bir mağaza sahibi olduğunu söyledi. Tüm bu ifadeler yalan” denildi. Buna gerekçe olarak da Zarrab’ın 2014 Mayıs ayında mal varlığına ilişkin gönderdiği bir e-posta kanıt olarak ortaya konuldu. Bu e-postaya göre, Zarrab’ın Savcı Bharara’nın dosyasına giren mal varlığı şöyle;

* Zarrab’ın en kendi adına en azından 20 gayrımenkul, sahip olduğu şirketler, kızı ve eşi adına da en az üç gayrımenkul.

* Toplam değerleri 40 bin Euro’yu aşan çok sayıda silah

* Zarrab, eşi ve Royal grubu tarafından sahip olunan toplam değeri 100 bin Euroya varan 6 adet at

* Yaklaşık 7 deniz gemisi (Rza Yatçılık ve Royal Turk LLC adına kayıtlı)

* TC-RZA adına kayıtlı bir özel jet

* Zarram ya da Royal şirketi adına kayıtlı 17 lüks otomobil

* Toplam değerleri 10 milyon dolardan fazla sanat eserleri


20 Mayıs 2016 Cuma

Reza’dan Emine Hanım’ın derneğine bağış yağmış!

Amerika Birleşik Devletleri'nde tutuklu bulunan 17 Aralık rüşvet ve yolsuzluk soruşturmasının kilit ismi Reza Zarrab, New York Güney Bölge Mahkemesi'ne 22 sayfalık kefalet teklifi gönderdi. Avukatlar Zarrab'ın yardımseverliğini kanıtlamak için mahkemeye 176 sayfalık ek belgeler sundu. Belgelerde Zarrab'ın yardımsever bir kişi olduğunu, hayır için 5 milyon dolar bağışta bulunduğunu dekontlarla ispat etmeye çalıştılar.


Bu liste Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın başbakanlığı döneminde, eşi Emine Erdoğan'ın öncülüğünde kurulan Toplumsal Gelişim Merkezi Eğitim ve Sosyal Dayanışma Derneği'ne (TOGEMDER) yüklü para yardımı yaptığını ortaya çıkardı.

150 BAĞIŞ. 4.6 MİLYON DOLAR

Başkanlığını Emine Erdoğan'ın yengesi Saadet Gülbaran'ın yaptığı derneğin yönetim kurulu üyeleri arasında, 17 Aralık yolsuzluk soruşturmasının ardından istifa eden eski Bakan Egemen Bağış'ın eşi Beyhan Bağış da bulunuyor.

Zarrab'ın avukatları tarafından mahkemeye sunulan kefalet dilekçesinde, belgeleriyle sunulan listeye göre 10 Ekim 2013'te başlayan yardımlar aralıksız devam etti. Zarrab, TOGEMDER'e 2013'te 850 bin dolar, 2014'te 1.5 milyon dolar, 2016'da da 2 milyon 300 bin dolar bağışta bulundu. Zarrab, 17 Aralık 2013'ten 28 Şubat 2014'e kadar yaklaşık 100 gün hapiste kaldı. Mahkemeye sunulan bağış çetelesindeki tarihler, Reza Zarrab'ın hapisteyken bile Emine Erdoğan'ın derneği TOGEMDER'e bağış yaptığını ortaya koyuyor. Zarrab'ın, 28 Şubat 2014'te tahliye edildikten bir hafta sonra, 3 Mart 2014'te bir günde 2 milyon lira değerindeki 7 havaleyi yine TOGEMDER'e yaptığı görülüyor.
TOGEMDER'e 150 ayrı bağışta bulunulmuş. Bağışların çoğu, Zarrab'ın şirketleri Volgam Gıda ve Royal Denizcilik aracılığı ile gerçekleşmiş. Zarrab'ın TOGEMDER'e bağışının miktarı yaklaşık 4 milyon 650 bin dolar. Yapılan bağışların belgeleri ile kefalet dilekçesinde sunulmasına karşın, TOGEMDER'in sitesinde yer alan ‘Hayırseverlerimiz' listesinde Zarrab'ın adı bulunmuyor. Bu arada Zarrab, mahkemeye Türkiye'de hapis yattığını söylemedi. (sözcü.com.tr)

11 Nisan 2016 Pazartesi

Reza Zarrab'ı tutuklatan ABD'li Başsavcı Preet Bharara: Sindiremezler

New York Basın Birliği’nin (NYPA) yıllık konferansının açılış konuşmasını yapan New York Güney Bölgesi Başsavcısı Preet Bharara, Reza Zarrab’ı tutuklatmasının ardından ilk defa kameralar karşısına çıktı. Bharara, “Ne kadar paranız ve gücünüz olduğu ya da ne kadar güçlü bağlantılarınız olduğunu umrumuzda değil. Her şeyimiz hukukun üstünlüğü ilkelerine dayalıdır” diye konuştu.


Yaklaşık 300 kişiden oluşan Amerikalı gazeteci ve yayıncı grubuna cuma günkü konferansta hitap eden Başsavcı Preet Bharara, hiç kimsenin hukukun üstünde olmadığını vurguladı. Savcı Bharara, özetle şunları söyledi:

“Her şeyimiz hukukun üstünlüğü ilkesine dayalıdır. Hiçkimsenin hukukun üstünde olmadığına inanıyoruz. Ne kadar paranız olduğu, ne kadar gücünüz olduğu, ne kadar kuvvetli olduğunuz ya da ne kadar güçlü bağlantılarınız olduğu umrumuzda değil. Eğer kanunları çiğnediyseniz ve hakkınızda bir araştırma yürütüp savcılığa taşımak adaletin menfaatine ise, bunu da ispatlayabiliyorsak, o zaman tam da bunu yapacağımızdan emin olabilirsiniz. İster Türkiye’de, ister Amerika’da, ister New York City’de olun size sunabileceğim tek şey, hiçkimse tarafından sindirilmeden, kimseden korkmadan işimizi yapacağımızdır. Kanun ve gerçeklere dayalı olarak işimizi yapacağımızdır, mesleğe girerken ettiğimiz yemin, bunu gerektirmektedir.”

ANLATMASI KARIŞIK VE DETAYLI
Başsavcı Bharara, Reza Zarrab’ın İran’a yönelik yaptırımları çiğnemesi ve karapara aklama suçlamalarından dolayı, Florida’ya planlamış olduğu bir tatil esnasında tutuklandığını söyledi. Bharara konuşmasını şöyle sürdürdü: “Bu kişi belli bir zaman önce Türkiye’de de tutuklanmış ki bunun dosyamızla bir ilgisi yok. Anlatması çok karışık ve detaylı olan birtakım sebeplerden ötürü, vatandaşı olduğu Türkiye’de de popüler bir isim olduğu ortaya çıktı. Haberimiz olmadan, sürpriz şekilde, bu tutuklama ilgi topladı.”


ERDOĞAN’DAN 1800 DAVA
Reuters’a göre; Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın gazeteciler ve çocuklar da dahil kendisine hakaret etmek suçundan 1800’ü aşkın kişiyi dava ettiğini söyleyen Bharara, “Gazetecileri Koruma Komitesi de Türkiye’de en az 13 gazetecinin hapiste olduğunu, büyük medya şirketi sahiplerine taciz ve otosansür de dahil sistematik baskı yürütüldüğünü rapor etmektedir” diye konuştu.

PANAMA YORUMU
Konuşmasında Panama belgelerinden de söz eden Bharara, “Basının gücüne dair inancımız hiç olmadığı kadar parladı. Ortaya çıkan etkiyi düşünecek olursak, basının ortaya koymuş olduğu bir güçtür” dedi.

TUTUKLADIM TAKİPÇİM ARTTI
Başsavcı Bharara konuşmasında, şunları da söylemişti: “Reza Zarrab için iddianame hazırlayıp tutukladığımızda 8 bin 100 Twitter takipçim varken , 4 gün içinde tamamı Türkiye’den 270 bin kişiye ulaştım. Nedeni kısmen, o ülkede yolsuzluğa karşı önlemin alınmadığına dair kanaat idi. Başka sebep ise yine oradaki insanların özgür bir basına sahip olmadıklarına dair kanaatlerinden dolayı sosyal medyanın özgür ortamına gösterdikleri rağbet idi. Türkiye’deki hükümet yanlısı bazı medyada hakkındaki iddialarla ilgili de konuşan Bharara, “ABD Başsavcısı olarak görev yaptığım süre içinde hakkımda bir çok saçma şey yazıldı, fakat hepinizin huzurunda teyit edebilirim ki içlerinde en ahmakçası buydu” demişti. (hürriyet.com.tr)

2 Nisan 2016 Cumartesi

Reza kefalet başvurusundan vazgeçti!

ABD'de tutuklanan Reza Zarrab, kefalet başvurusundan vazgeçti.


ABD’de açılan Reza Zarrab davasının savcısı Preet Bharara, önce “kirli politikacılar hapse atılmalı” dedi, ardından da Zarrab’ın kefalet hakkından vazgeçtiğini, Miami’den New York’a götürülerek, davaya burada bakılacağını açıkladı.

Savcı, Reza’nın kefalet hakkından vazgeçtiğine ilişkin belgeyi de yine twitter hesabından paylaştı. Bu durumda, 4 Nisan’da Miami’de yapılması planlanan kefalet davası olmayacak. Zarrab, polis gözetiminde New York’a götürülecek.

İŞBİRLİĞİNİN İLK ADIMI OLARAK YORUMLANDI

Zarrab’ın kefalet hakkından vazgeçmesi, Amerikan adaleti ile “işbirliği” yapacağının ilk işareti olarak yorumlandı. Amerikan Adalet sisteminde, sanıklar Savcı ile işbirliği yapmaları halinde, cezalarının indirilmesi söz konusu olabiliyor.

Reza Zarrab için, Savcı Preet Bharara’nın yazdığı ön iddianamede dört ayrı suçlamadan toplamda 75 yıl hapis cezası isteniyordu. Zarrab’ın, suçlamaları kabul edip, “işbirlikçilerini” açıklaması halinde, cezasının indirilmesi sözkonusu olabilecek. Bu durumda, Zarrab’ın mahkemeye bile çıkarılmaması söz konusu.

Ancak Zarrab’ın verebileceği bilgiler eşliğinde de, Savcı Bharara’nın açtığı dava, genişletilp, derinleştirilebilecek.

SAVCIDAN “KİRLİ SİYASETÇİLER” TWEETİ

Savcı Bharara’nın, Reza Zarrab’a ilişkin yeni gelişmeyi açıklamadan sadece yarım saat önce attığı bir başka twit de dikkat çekti.

Bharara,  Zarrab’ın kefalet başvurusundan vazgeçtiğini açıklamadan sadece yarım saat önce, “kirli politikacıların hapse atılması” konusunda bir mesaj paylaşmıştı.

Savcı, 2013 yılında yaptığı, o dönem yargıladığı Amerikalı siyasetçilere ilişkin bir konuşmanın metnini eklediği twitinde, “kirli politikacıları hapse atmak gerekli, ancak yeterli değil. Bu hala doğru” ifadesini kullanmıştı.

SAVCI BHARARA “BULDUĞUMUZ YOLSUZLUĞA KARIŞAN HER SİYASETÇİYİ TAKİP EDECEĞİZ VE CEZALANDIRACAĞIZ…”

Savcı Bharara, Reza Zarrab’ın kefalet başvurusundan vazgeçtiğine ilişkin belgeyi açıklamadan yarım saat önce, 2013′te baktığı bir “kirli siyaset” davasın ilişkin yaptığı konuşmanın metnini yayınladı.
Beş sayfalık metinde, New Yorklu Demokrat bir senatörün parti değiştirip, New York’a Cumhuriyetçi partiden belediye başkan adayı olabilmek için verdiği rüşvetler hakkındaki konuşması yer alıyor
Bharara, konuşmasında rüşvetçi Amerikalı siyasetçinin, New York’a belediye başkan adayı olabilmek için hangi yerel siyasetçilere rüşvet verdiğini, bu rüşvetlerin nasıl belgelendiğini ayrıntılarıyla anlatıyor.

Ardından da şu mesajları veriyor;

*  “Şu anda yolsuzlukla mücadele eden en iyi takıma sahibiz. Ve bulduğumuz yolsuzluğa karışmış her siyasetçiyi takip edip, cezalandırmaya devam edeceğiz…”

* “Kirli siyasetçileri hapse atmak gerekli olabilir, ama yeterli değil…”

* “Kültürümüzde gerçek bir değşimolmadıkça,dürüst hükümet rüyalarımız gerçekleşemez..”

* “Federal savcılar ve federalajanlar yolsuzluk problemiyle proaktif mücadele için herşeyi yapıyorlar. Ancak diğer herkesin de adım atma zamanı geldi….”

İşte o belge…
(sözcü.com.tr)

24 Mart 2016 Perşembe

Zarrab hakkındaki iddianame ABD’de mahkemeye 15 Aralık’ta sunulmuş

Hürriyet, hafta sonu Miami’de yakalanan Reza Zarrab hakkındaki iddianamenin ABD federal mahkemesine üç ay önce sunulduğunu ve 15 Aralık 2015’ten beri de mühürlü olarak bekletildiğini ortaya çıkardı. Zarrab mahkemenin karşısına çıkarıldığında dosya üstündeki gizlilik kaldırıldı.

Hafta sonu ABD’nin Miami Kenti’ne indiğinde Amerikan federal yetkilileri tarafından yakalanan İran asıllı Türk işadamı Reza Zarrab (31) hakkındaki yasal sürecin ABD savcılığı tarafından üç ay önce başlatıldığı ortaya çıktı. Hürriyet’in Amerikan Adalet Bakanlığı kayıtlarından elde ettiği belgeye göre, pazartesi  Zarrab hakkında Miami’deki federal mahkemeye sunulan 21 sayfalık iddianame, aslında 15 Aralık 2015’te önce New York federal mahkemesine verildi.

Dosyanın hassasiyeti nedeniyle de iddianame Zarrab’ın Miami’de mahkeme önüne çıkarıldığı 21 Mart 2015’e kadar mühürlü tutuldu. Zarrab mahkemenin karşısına çıkarıldığında dosya üstündeki gizlilik kaldırıldı.      

ABD ONU BEKLİYORDU

Reza Zarrab, 19 Mart 2016 cumartesi günü ailesiyle İstanbul-Miami uçuşunu yapan TK77 sefer sayılı uçağa bindiğinde ise Türkiye ve ABD arasında yürütülen yolcu bilgi paylaşımı uygulaması nedeniyle ABD yetkilileri Zarrab’ın ABD’ye geleceğini uçak havalandığında biliyordu. Yerel saatle 20.30’da inmesi beklenen uçak, o akşam 23 dakika rötar yaptı. Alana saat 20.53’te kondu. Zarrab uçaktan inip pasaport kontrolüne ilerledi. Bu sırada yapılan kontrolde sorunlu yolcular için hazırlanan ikinci kontrol bölümüne gönderildi. Burada beklemeye başladı. Yaklaşık bir saat sonra da durum, federal suçları araştırmakla görevli  FBI ajanlarının kontrolüne geçti. Ve dosyayla ilgili konuşma yetkisi bulunan FBI Ajanı Kelly Langmesser’ın, olayla ilgili ilk kez Hürriyet’e yaptığı açıklamada, Zarrab 19 Mart akşamı saat 22.20 sularında Miami Uluslararası Havalimanı’nda herhangi bir olay yaşanmadan gözaltına alındı.

KONTRESPİYONAJ ARAŞTIRDI

ABD’de de geniş yankı uyandıran Zarrab soruşturmasına, konu ABD ulusal güvenliğini ilgilendirdiğinden FBI New York Bürosu ile Adalet Bakanlığı’nın kontrespiyonaj masaları katkı sağladı. Amerikan Devleti’nin karşı casusluk dosyalarını araştıran birimler. Soruşturmaya bakacak bölüm ise Federal Bölge Başsavcılığı’nın terör ve narkotik masası olarak belirlendi.

Zarrab’a yönelik suçlamalar, geçen yıl İran’ın nükleer programı nedeniyle Tahran’la varılan anlaşmaya kadar ABD’nin en önemli ulusal güvenlik tehditlerinden biri sayılan İran’a ilişkin olduğundan Zarrab’ın ilk aşamada tutuksuz yargılanması da mümkün olmadı. Ayrıca dosyanın, 
ABD’nin uluslararası çapta büyük davalarına bakan New York Güney Bölge Savcılığı’nca yürütülmesi de, konunun ABD için nasıl üst düzey ele alındığının bir işareti oldu.

AMERİKA’YA NEDEN GELDİ?

REZA Zarrab soruşturmasına dair şimdiye kadar ortaya çıkan bilgiler ışığında cevap gerektiren en önemli soru ise Zarrab’ın ABD’ye neden geldiği. Ve ABD’nin İran yaptırımlarını ihlal ettiği konusunda geçmişte Türkiye’de açılan 17-25 Aralık rüşvet soruşturmalarında da güçlü deliller olduğu halde ABD’de hapse düşme riskini neden göze aldığı. En önemlisi de bundan sonra ABD’li yetkililerle bu soruşturma sırasında ne ölçüde işbirliği yapıp, Türkiye’de birlikte çalıştığı kişilerle ilgili ne kadar bilgi paylaşacağı. Bu soruların cevaplarının, Zarrab’ın Miami’de tekrar hâkim karşısına çıkarılacağı 4 Nisan’da netleşmesi bekleniyor. Ancak savcı Preet Bharara’nın hazırladığı ilk iddianamede Zarrab’ın suç ortağı oldukları iddia edilen ve sadece CC-1,… CC-6 şeklinde bahsedilip isimleri gizli tutulan kişiler, soruşturmanın Türkiye’yi ilgilendiren ayağının genişleyeceğinin işaretini veriyor. Bu açıdan Zarrab’ın İran’a yönelik yaptırımları aşmak için bazı Türk bankaları ve üst düzey hükümet yetkilileri nezdinde bir rüşvet çarkı oluşturduğu iddiasına dayanan 17-25 Aralık 2013 soruşturmalarında ABD tarafından yeniden gündeme getirilmesi de güçlü bir olasılık haline geliyor.

KRİTİK TARİH 4 NİSAN

REZA Zarrab’ın Miami’de yeniden mahkeme karşısına çıkarılacağı 4 Nisan’daki duruşma Reza Zarrab’ın ABD’ye neden geldiği konusunda da ipuçları verecek. Federal yargıç John O’Sullivan, o gün üç konuda karar açıklayacak: 1) Zarrab’ın yargılamasına kefaletle serbest bırakılıp tutuksuz mu devam edilsin? 2) Dava, Savcı Preet Bharara’nın isteği doğrultusunda New York federal mahkemesine devredilsin mi? 3) Zarrab’ın kalıcı avukatları kimler olacak? Eğer O’Sullivan Zarrab’ın kefaletle serbet bırakılmasına karar verirse, Zarrab’ın kendisini üç aydır bekleyen iddianame de dikkate alındığında FBI ile önceden bir anlaşma yaptığı ihtimali ağırlık kazanacak. Bu durumda yargıç, muhtemelen Zarrab’ın ayağına bir kelepçe takılarak ev hapsinde olmasına karar verecek. Ayrıca ev hapsinin Miami’de mi yoksa New York’ta mı olacağına da hükmedecek. Ancak yargıç, Zarrab’ın kaçma riski ya da ABD için bir tehdit oluşturduğu sonucuna varıp tutuklu yargılanmasına karar verirse Zarrab’ın daha zor bir yargılamayla yüz yüze olduğu sonucu çıkacak.

İŞTE O PARA TRANSFERLERİ

SAVCI Preet Bahrara’nın Reza Zarrab ve Royal Holding’de Zarrab için çalışan İranlı Kamelya Cemşidi (29) ile Zarrab’ın finansal işlemler yürütmek için kullandığı, İran Devleti’nin kontrolündeki Mellat Exchange’de üst düzey yönetici olan İranlı Hüseyin Necafzade (65) hakkında hazırladığı iddianamede, suçlamalara delil teşkil eden bazı yasadışı para transferleri sıralanıyor. Bu transferler, şimdilik sadece ABD bankaları tarafından tespit edilebilenler. Zarrab’ın sorgusu sırasında, Bharara’nın davaya ilişkin yaptığı açıklamada belirttiği, yüz milyonlarca dolarlık yasadışı para hareketlerine dair daha detaylı verilere ulaşılması bekleniyor.

İddianamede yer bulanlar ise şunlar:

·         26 Ocak 2011’de adı açıklanmayan ve CC-1 olarak adlandırılan Mellat Exchange çalışanı bir suç ortağı, adı açıklanmayan ve CC-2 olarak adlandırılan Al Nafees Exchange çalışanı bir suç ortağına yolladığı bir e-postada, Al Nafees Exchange’in Bank Mellat adına uluslararası para transferi yapmasını istedi. Talimatlarda İranlı bir inşaat ve enerji şirketi olan MAPNA adına Kanada’da bulunan bir şirkete 953.288,85 dolar gönderilmesi istendi.

·         27 Ocak 2011’de Royal Emerald Investments, Birleşik Arap Emirlikleri’nden Kanada’ya bir ABD Bankası kullanılarak 953 bin 289 dolar yolladı.

·                    28 Şubat 2011’de CC-1, CC-2’ye bir e-posta yollayarak Çin’de kurulu bir şirkete 35 bin 900 dolar yollamasını istedi.

·                    1 Mart 2011’de CC-1, Zarrab ve adı açıklanmayan ve CC-3 olarak adlandırılan Royal Holding çalışanı bir suç ortağına bir e-posta yollayarak 35 bin 900 dolarlık para transferiyle ilgili talimatları iletti.

·                    2 Mart 2011’de Asi Kıymetli Madenler şirketi, başka bir ABD bankası kullanılarak Çin’deki bir şirkete 35 bin 900 dolar yolladı.

·                    9 Mart 2011’de CC-1, CC-2’ye bir mesaj yollayarak, Hong Kong’da bir şirkete 9 bin 225 dolar yollamasını istedi.

·                    24 Mayıs 2011’de CC-1, Zarrab, Cemşidi ve CC-3’e “Çok acil” başlıklı bir e-posta yollayarak 3.711.365 Euro’luk bir transferin OFAC yaptırımları nedeniyle ABD’li bir banka tarafından bloke edildiğini söyledi.

·                    31 Mayıs 2011’de Cemşidi, CC-2’ye bir e-posta yollayarak, İran Tahran’daki Mellat Exchange’e 30 milyon dolar yollamasını istedi.

·                    1 Haziran 2011’de CC-1, Zarrab’a “Çok acil” başlıklı bir e-posta yollayarak 9 bin 225 dolar ve 35 bin dolarlık transferlerin OFAC yaptırımları nedeniyle ABD’li bankalar tarafından bloke edildiğini söyledi.

·                    7 Ocak 2013’te Zarrab, adı açıklanmayan ve CC-4 olarak adlandırılan Royal Holding çalışanı bir suç ortağına bir e-posta yollayarak, ECB Kuyumculuk adına Türkmenistan’da bir enerji şirketine 600 bin dolar göndermesini istedi.

·                    16 Ocak 2013’te Zarrab, adı açıklanmayan ve CC-5 olarak adlandırılan bir suç ortağına bir e-posta yollayarak Güneş General Trading adına BAE’de kurulu bir Türkmenistan şirketine 1 milyon dolar göndermesini istedi.

·                    16 Ocak 2013’te Güneş General Trading, bir ABD bankasını kullanarak BAE’deki Türkmenistan şirketine 999 bin 907 dolar gönderdi.

·                    11 Kasım 2013’te, adı açıklanmayan ve CC-6 olarak adlandırılan bir suç ortağı Zarrab’a e-posta yollayarak, Seyfullah Ceşnsaz adına imzalanmış “Gizli” ibareli HKICO antetli bir belgeyi paylaştı ve HKICO’nun hesabına aktarılacak 100 milyon Euro’yla ilgili bilgiler verdi.

Tolga Tanış / Hürriyet

23 Mart 2016 Çarşamba

Fatih Portakal'dan Ebru Gündeş yorumu: Var bir iş!

Reza Zarrab'ın Miami'de tutuklanmasının ardından Ebru Gündeş'in Türkiye'ye dönmesi üzerine Fatih Portakal'dan ilginç bir yorum geldi.


Reza Zarrab, Miami'de tutuklandığı sırada Ebru Gündeş ve kızının da yanında olduğu ortaya çıktı. Fakat daha sonra Ebru Gündeş'in Türkiye'ye dönmeye ve davayı Türkiye'den takip etmeye karar verdiği açıklandı.
Ebru Gündeş'in Türkiye'ye dönme kararı Fatih Portakal'ın dikkati çekmiş olacak ki Twiter'dan "var bunda bir iş!" yorumu yaptı.
Portakal'ın "Bir eş, eşini Amerika'da en zor gününde Nasıl bırakır da döner? Para sorunları da yok. Var bunda bir iş!" tweetine pek çok cevap geldi.

Ebru Gündeş uçakta böyle görüntülendi


Reza Zarrab, İran’a yönelik yaptırımları ihlal ederek ABD’yi dolandırmak, bankacılık sahtekârlığı ve karapara aklama suçlamalarından Miami’de tutuklandı. Savcılık Zarrab için 75 yıl hapis istedi. Reza Zarrab'ın tutuklandığı an yanında olan Ebru Gündeş, kızının olanlardan etkilenmemesi için dün Türkiye'ye döndü. Gündeş yolculuk sırasında uçaktaki diğer yolcular tarafından böyle görüntülendi.
Ebru Gündeş'in avukatı Şeyda Yıldırım konuyla ilgili olarak şunları söylemişti: 
"Gözaltına alma uçaktan indiği sırada yapıldı. O anlarda Ebru Gündeş ve kızları Alara da Reza Zarrab'ın yanındaydı. Ebru Gündeş hala Miami'de."
EBRU TÜRKİYE'YE DÖNDÜ  
Eşinin tutuklanmasıyla büyük bir şok yaşayan Ebru Gündeş, istanbul'a döndü.    
THY'ye ait bir uçakla dün saat 15.20'de Miami'den İstanbul'a gelen Ebru Gündeş uçaktan indikten sonra gazetecilere görünmek istemediğini belirterek, yetkililerden Genel Havacılık Terminalinden çıkartılmasını istedi. Bunun üzerine Ebru Gündeş yolculara özel servis yapan Primeclass servisinin aracı ile polis nezaretinde uçağın yanaştığı 209 numaralı köprüden alınarak Dış Hatlar terminalinden Genel Havacılık terminaline götürüldü. Ebru Gündeş burada yapılan pasaport ve gümrük işlemlerinden sonra Türkiye'ye giriş yaptı. 

Ebru Gündeş'in fotoğrafı sosyal medyaya düştü
Dün Türkiye'ye dönen Ebru Gündeş uçaktaki diğer yolcular tarafından böyle görüntülendi. Gündeş'in bu fotoğrafı kısa sürede en çok paylaşılanlar arasına girdi.

Ebru Gündeş'in Kanlıca'daki yalısının önünde hareketli dakikalar yaşandı. Gündeş'in içinde bulunduğu otomobilin görüntülenmemesi için alınan güvenlik önlemleri dikkat çekti. 


Anaokuluna giden kızının olaylardan daha fazla etkilenmemesi için İstanbul'a dönüş kararı aldığı da gelen bilgiler arasında
Öte yandan ünlü sanatçının Instagram hesabından son olarak dün Aşık Veysel için "Büyük Usta'yı saygı ve rahmetle anıyoruz..." mesajı paylaşıldı. Bu mesajların sosyal medya ekibi tarafından paylaşıldığı öğrenildi.  
Hürriyet

Reza Zarrab’ın tüm malvarlığına el koyacak: En büyük delil ‘Ekonomik Cihat’

Miami’de FBI ajanları tarafından yakalanan Reza Zarrab’ın (Rıza Sarraf) kefalet başvurusu mahkeme tarafından reddedildi. Savcılık, Zarrab’ın banka sahtekârlığı ve karapara aklamayla ilişkili tüm malvarlığına el konulmasını isterken, iddianamedeki en çarpıcı delil ise Zarrab’ın İran Merkez Bankası Başkanı’na hitaben kendi adına hazırlattığı Zarrab Ailesi’nin yaptırımlara karşı ‘Ekonomik Cihat’a hazır olduğunu belirten mektup.

HAFTA sonu Miami’ye geldiği sırada havalimanında FBI ajanları tarafından yakalanan ve pazartesi günü de Miami’de çıkarıldığı federal mahkeme tarafından tutuklanan Reza Zarrab (Rıza Sarraf) için hazırlanan iddianamede, savcılık Zarrab’ın banka sahtekarlığı ve karapara aklama suçlamalarıyla
ilişkili tüm malvarlığına el konulmasını istedi.
ABD’yi dolandırmak, ABD’nin İran’a yönelik yaptırımlarına yasal zemin oluşturan Uluslararası Acil Ekonomik Güçler Yasası’nı ihlal etmek, banka sahtekârlığı ve karapara aklama suçlarından 75 yıl hapisle yargılanması istenen Zarrab’ın kefalet başvurusu ise beş dakika süren ilk duruşmada Yargıç John O’Sullivan tarafından reddedildi. Sonraki duruşma tarihi 4 Nisan’a kadar Zarrab’ın federal hapishanede kalacağı açıklandı.
YAPTIRIM TARİHİ 
New York Güney Bölge Savcısı Preet Bharara, tarafından hazırlanan 21 sayfalık iddianamede önce İran’a uygulanan ABD yaptırımlarıyla ilgili geniş bir arka plan bilgisi veriyor. Yaptırımların ne zaman ve neden hayata geçirildiği konusunda 1979 İran Devrimi’ne uzanan üç sayfalık tarihsel bir perspektifin ardından ise Zarrab ve diğer iki zanlı hakkında kişisel detaylar aktarılıyor. Türkiye ve Birleşik Arap Emirlikleri’nde İran yaptırımlarını ihlal etmek için kendine bir şirketler ağı kurduğu belirtilen Reza Zarrab dışında, Zarrab’ın sahibi olduğu Royal Holding’de Zarrab için çalışan İranlı Kamelya Cemşidi (29) ve Zarrab’ın finansal işlemler yürütmek için kullandığı, İran Devleti’nin kontrolündeki Mellat Exchange’de üst düzey yönetici olan yine İranlı Hüseyin Necafzade’nin (65) ne tür suçlara karıştıkları sıralanıyor. Sonra da halen aranmakta olan Cemşidi ile Necafzade’nin ABD yasalarını ihlal eden para transferlerindeki rolleri aktarılıyor.
CİHADA HAZIRIZ
Zarrab hakkında hazırlanan iddianamenin en çarpıcı bölümlerinden biri 3 Aralık 2011’de Reza Zarrab ve Hüseyin Necafzade’nin e-posta hesaplarında tespit edilen, Zarrab adına İran Merkez Bankası Başkanı’na yazılmış Farsça bir mektup. Zarrab’ın imzalaması için yazılan mektupta şöyle deniliyor: “Ruhani Lider (Ayetullah Ali Hamaney) ve (İran) Merkez Bankası’nın saygıdeğer yetkilileri ve çalışanlarının yaptırımlara karşı oynadıkları rol, yaptırımları akıllı bir biçimde etkisiz kılıyor, hatta özel yöntemler kullarak bu yaptırımları fırsatlara dönüştürüyor. Eğilimin yaptırımları yoğunlaştırmak ve artırmak yönünde olduğu bir sır değil ve İran İslam Devrimi’nin bilge lideri bu yılı ekonomik cihad ilan ettiğinden Türkiye, Birleşik Arap Emirlikleri, Rusya ve Azerbaycan’da şubeler açarak dış ticarette yarım asırlık bir deneyim edinen Zarrab Ailesi, yaptırım karşıtı parasal ve dış ticaret  politikaları uygulamak için her türlü işbirliğine girme isteğimizi bildirmenin bizim milli ve ahlaki görevimiz olduğunu düşünüyor.”
New York’a nakledilecek
NEW York Güney Bölge Savcısı Bharara tarafından hazırlandığından Zarrab’ın  yargılanmasının da New York’ta olması bekleniyor. Bharara, dün attığı bir Tweet mesajında “Reza Zarrab Manhattan’da (New York) bir mahkeme salonunda Amerikan adaletiyle yüzleşecek” diyerek bu konudaki beklentisini dile getirdi. Ancak konuyla ilgili Hürriyet’e bilgi veren Amerikalı bir yargı yetkili, Zarrab Miami’den New York’a transfer edilse bile işlemlerinin zaman alacağını söyledi. Yetkili, iki hafta sonra Miami’de tekrar mahkeme karşısına çıkarılacak Zarrab’ın akıbetinin o gün belli olacağını belirtti . Yargıç O’Sullivan’ın 4 Nisan’da hem Zarrab’ın 16-2352 numaralı dosyasının New York’a nakledilip nakledilmeyeceğine hem de kefaletle serbest bırakılıp tutuksuz yargılanıp yargılanmayacağına karar vereceğini aktardı.
ABD’de avukat ordusu tuttu 
ZARRAB’ı pazartesi günü mahkeme karşısında dünyanın en ünlü avukatlık bürolarından Baker&McKenzie’nin Miami ofisindeki ortağı Lee Stapleton savundu. Ancak mahkeme tutanağında Stapleton’ın geçici avukat olduğu belirtilerek 4 Nisan’daki duruşmada Zarrab’ın asıl avukatının da belirlenmesi istedi. Florida’nın sayılı avukatlarından Stapleton, Zarrab’ın neden ABD’ye geldiği yönündeki sorumuza cevap vermedi. Dosyayla ilgili açıklama yapma yetkisi bulunan FBI ajanı Michael Leverock da, Zarrab’ın yakalanmasıyla ilgili sorulara yanıt vermedi. Aynı şekilde Zarrab Türk vatandaşı olduğundan Zarrab’ın tutukluluğu sırasında konsolosluk hizmeti vermesi beklenen Miami’deki Türk Başkonsosluğu, herhangi bir açıklama yapmadı. Kaynaklar, bu tür durumlarda konsolosluğun tutuklu kişinin talebi sonrası devreye girebileceğini belirtirken, Zarrab’ın böyle bir talepte bulunup bulunmadığına açıklık getirilmedi.
Tüfenkci: Türkiyeile bir ilişkisi yok
GÜMRÜK ve Ticaret Bakanı Bülent Tüfenkci, ABD’nin Zarrab’ın tutuklanmasına neden olan soruşturma sürecinde kendilerinden bilgi veya belge istemediklerini söyledi. Tüfenkci,  “Soruşturmaya bakarsanız, ambargonun delinmesi ve ABD yasalarına aykırı davranılması gerekçe gösteriliyor. Bizim İran ambargosunu tanımadığımız biliniyor. Bu açıdan bakıldığında Türkiye ile ilişki kurmaları mümkün değildir. Halkbank’ın ise Zarrab olayıyla ilişkilendirmeye çalışılması, kasıtlı ve siyasi bir tavır olur. ABD yasaları açısından suç araştırılıyorsa, bu Zarrab’ın şirket ortakları açısından sonuç doğurur.” 
Zarrab’ın suçlarda kullandığı şirketler
* ABD Hazine Bakanlığı Yabancı Varlıklar Kontrol Bürosu OFAC’ın, İran ekonomik yaptırımları ve Kitle İmha Silahlarını Önleme Yaptırım Düzenlemeleri kapsamında geçmişte karalisteye aldığı (artık karalistede değil) Bank Mellat.
*Bank Mellat’ın sahip olduğu, İran merkezli para transferi şirketi Mellat Exchange.
*OFAC tarafından geçmişte İran Rejimi’nin elit askeri gücü İslami Devrim Muhafızları Ordusu’yla bağlantılı olduğu tespit edilen (artık bağlantılı görülmüyor) İran Ulusal Petrol Şirketi (NIOC).
* NIOC adına işlem yürüten, İngiltere’de kurulu Naftiran Intertrade Company Ltd. (NICO).
* NIOC adına işlem yürüten, İsviçre’de kurulu Naftiran Intertrade Company Sarl (NICO Sarl).
* NIOC adına işlem yürüten, Hong Kong’ta kurulu Hong Kong Intertrade Company (HKICO).
* İran inşaat ve enerji şirketi MAPNA Group.
*Türkiye’de bir holding kuruluşu olan Royal Holding A.Ş.
*Türkiye’de bir döviz bürosu olarak faaliyet gösteren Durak Döviz Exchange.
*Döviz bürosu olarak faaliyet gösteren Al Nafees Exchange.
*Döviz Bürosu olarak faaliyet gösteren Royal Emerald Investments.
*Türkiye’de kurulu Asi Kıymetli Madenler  Turizm.
*Türkiye’de kurulu ECB Kuyumculuk İç ve Dış Sanayi Ticaret Limited Şirketi* Güneş General Trading LLC.
Türkiye’deki şirketleri ya tasfiye ya adı değişti

REZA Zarrab’ın, ABD’de tutuklanmasına yönelik iddianamede yer alan şirketlerde ünvan değişiklikleri, ortaklıktan ayrılma ve tasfiye süreçleri yaşandı. Bütün şirketleri çatısı altında toplayan Royal Holding’ın ünvanı geçtiğimiz ay değişti. Bir süredir ortak olduğu şirketlerin ünvanlarını “Roysar” olarak değiştiren Zarrab, son olarak 26 Şubat 2016 tarihinde Royal Holding’in ünvanını Roysar Holding olarak değiştirdi. 17-25 Aralık soruşturması kapsamında da ismi sıkça duyulan Durak Döviz’de Zarrab, 2007-2009 yılları arasında yönetim kurulu başkanlığı yapmıştı. 2014 yılında şirketin ünvanı Hayyam Döviz oldu. Yönetiminde hala Emin Hayyam bulunuyor. İddianamede geçen Asi Kuyumculuk 6 Ocak 2016’da tasfiye oldu. Ortakları Murat Happani ve Faruk Happani. ECB Kuyumculuk ise 2012’de kuruldu, 2013 yılında tasfiye sürecini girdi. Tasfiye 2015 yılında tamamlandı.
Gündeş döndü
Reza Zarrab’ın tutuklandığı an yanında olan eşi Ebru Gündeş, kızları Alara’nın yaşananlardan etkilenmemesi için dün Miami’den Türkiye’ye döndü.
(Kaynak:hürriyet.com.tr)

22 Mart 2016 Salı

‘Koyunlardan oluşan bir ulus, kurtlardan oluşan bir hükümete yol açar’

Reza Zarrab'ı tutuklatan Bharara Türkiye gündemine oturduğu kadar sosyal medyanın da gündeminde. Bharara'nın attığı tweetler de dikkat çekiyor.


Türkiye’deki 17-25 Aralık yolsuzluk operasyonlarının kilit ismi olan ve tutuklandıktan 40 gün sonra tahliye edilen İranlı iş adamı Reza Zarrab (Rıza Sarraf) ABD’nin Miami eyaletinde “İran yaptırımlarını baypas ederek ABD’yi dolandırmak, bankacılık sahtekârlığı ve karapara aklama” suçlamalarından New York savcısı Preet Bharara tarafından yürütülen soruşturma kapsamında tutuklandı.

Tutuklama haberinin ardından Reza’yı tutuklatan Bharara Türkiye gündemine oturdu. Sosyal medyada da çok dikkat çeken Bharara Reza için ‘ABD adaletiyle karşılacak’ diye tweeti attı. Bharara tutuklanmadan kısa bir süre önce de Ünlü gazeteci Murrow’un ‘Koyunlardan oluşan bir ulus, kurtlardan oluşan bir hükümete yol açar’ sözünü yazdı.


Dış basın, Zarrab’ın tutuklanmasını böyle gördü

Reza Zarrab’ın ABD’nin ve uluslararası yaptırımları ihlal edip, İran hükümetine yardım ettiği iddialarıyla ABD’de tutuklanması dış basında da yankı buldu.


WALL STREET JOURNAL: TÜRK İŞ ADAMI İRAN YAPTIRIMLARINI İHLAL ETTİĞİ İÇİN TUTUKLANDI

ABD’li yetkililer, Türk iş adamı Reza Zarrab’ı ABD’nin ve uluslararası yaptırımları ihlal ettiği iddiasıyla tutukladı. Reza Zarrab, Cumartesi günü Miami’de gözaltına alınıp, Pazartesi günü New York mahkemesine sevk edildi. Federal mahkeme, iş adamının İran hükümeti ve diğer kurumlar adına 2010-2015 yılları arasında milyonlarca dolarlık kara para akladığını iddia etti. Zarrab ile birlikte İran vatandaşı Kamelia Cemşidi (29) ile Hüseyin Necafzade’nin (65) İran hükümetinin yararına olacak biçimde sahtekârlık yaparak yüz milyonlarca dolarlık bankacılık işlemi yürütükleri iddia edildi.

REUTERS: ABD , TÜRK İŞ ADAMINI İRAN YAPTIRIMLARINI İHLAL ETTİĞİ İÇİN TUTUKLADI

İran doğumlu Türk vatandaşı iş adamı Reza Zarrab, İran hükümeti veya diğer kurumlar için beraberinde başkalarıyla birlikte ABD'nin yaptırımlarının etrafından dolanarak yüz milyonlarca dolar para taşıdığı suçlamasıyla Florida'da tutuklandı.

ABD savcıları tarafından dün yapılan açıklamada 33 yaşındaki Reza Zarrab'la beraber, çalışanı olan Kamelia Jamshidy ve İran'daki Bank Mellat'ın üst düzey yetkililerinden Hüseyin Najafzadeh'nin Manhattan'da federal bir mahkeme tarafından düzenlenen iddianame üzerine suçlandığı belirtildi.
Polisler Zarrab'ı ilk olarak Cumartesi günü Miami'de gözaltına alırken, Jamshidy ve Najafzadeh ise yakalanamadı.

Zarrab'ın avukatı haberin yazıldığı sırada yorum isteklerine cevap vermedi. Jamshidy ve Najafzadeh'e bir yorum için ulaşılamadı.

Tutuklama, ABD ve Avrupa Birliği tarafından İran'ın nükleer programını kısıtlamasına karşılık yıllardır devam eden ekonomik yaptırımların kaldırılmasının iki ay sonrasına denk geldi.

BLOOMBERG: ALTIN İHRACATÇISI ABD’DE TUTUKLANDI

Reza Zarrab, ABD’de İran hükümetinin milyonlarca dolar kara para aklamasına yardımcı olmak ve ekonomik yaptırımları ihlal etmesi iddiasıyla tutuklandı.

Royal Holding A.Ş ve iki şirketin daha sahibi ve işletmecisi olan 33 yaşındaki Zarrab, beş yıl boyunca ABD bankalarına uluslararası İran yaptırımlarını ihlal ederek para gönderme ağı kurmakla
suçlanıyor.

BBC TÜRKÇE: İRAN ASILLI TÜRK VATANDAŞI RIZA ZARRAB, ABD'DE TUTUKLANDI

33 yaşındaki Zarrab'ın, İran'a uygulanan uluslararası yaptırımların yasadışı yollarla etrafından dolaşmakla suçlandığı belirtildi.

ABD'li savcılar, Cumartesi günü Miami'de Federal Soruşturma Bürosu (FBI) tarafından gözaltına alınan Zarrab'ın yanı sıra, Kamelya Camşidi ve Hüseyin Necefzade adlı iki İran vatandaşı hakkında daha tutuklama kararı çıkarıldığını açıkladı.

AP: İRAN YAPTIRIMLARI İHLALİYLE 3 KİŞİ TUTUKLANDI

ABD’nin İran yaptırımlarını ihlal ettiği gerekçesiyle 3 kişi tutuklandı. İçlerinden biri İran iş dünyası ve İran hükümeti adına yüz milyonlarca dolar kara para aklamakla suçlanıyor. 33 yaşındaki Türk vatandaşı Reza Zarrab, cumartesi günü Miami havalimanında gözaltına alıp tutuklandı.

Reza Zarrab ABD'de tutuklandı

Türkiye’de 17 Aralık rüşvet operasyonunda yakalanıp 70 gün hapis yattıktan sonra serbest kalan işadamı Reza Zarrab, İran’a yönelik yaptırımları ihlal ederek ABD’yi dolandırmak, bankacılık sahtekârlığı ve karapara aklama suçlamalarından Miami’de tutuklandı. Savcılık Zarrab için 75 yıl hapis istedi. Zarrab’ın Türkiye’deki şirketleri de Royal Holding A.Ş., Durak Döviz Exchange, Al Nafees Exchange, Royal Emerald Investments; Asi Kıymetli Madenler Turizm, ECB Kuyumculuk, Güneş General Trading LLC olarak iddianamede sıralandı.



Türkiye’de 17 Aralık Büyük Rüşvet ve Yolsuzluk Operasyonu’nun merkezinde yer alan Reza Zarrab, ABD’ye gidince İran yaptırımlarını ihlal ederek ABD’yi dolandırmak, bankacılık sahtekarlığı ve karapara aklama suçlamalarından FBI tarafından Miami’de 19 Mart Cumartesi günü yakalandı. Zarrab, pazartesi günü de yine Miami’de mahkeme tarafından tutuklandı.

YÜZ MİLYONLARCA DOLAR SAHTECİLİK

Tutuklama açıklamasını New York’un büyük davaları takip eden yıldız başsavcısı Preet Bharara, ulusal güvenlik konularından sorumlu Adalet Bakan Yardımcısı John Carlin ve FBI Bölge Direktör Yardımcısı Diego Rodriguez yaptı. Zarrab, (33) ve iki İran vatandaşı Kamelia Cemşidi (29) ile Hüseyin Necafzade’nin (65) İran hükümetinin yararına olacak biçimde sahtekârlık yaparak yüz milyonlarca dolarlık bankacılık işlemi yürütükleri iddia edildi. Davada, savcılık her üç şüpheli için ABD’yi dolandırmaktan 5 yıl, İran’a yaptırımları ihlalden 20 yıl, bankacılık sahtekârlığından 30 yıl ve karapara aklamaktan 20 yıl olmak üzere toplam 75’er yıl hapis istedi.

‘BU SUÇLAMALAR GERÇEK ORTAKLARA BİR MESAJ’

Zarrab, dün Miami’de federal mahkemenin karşısına çıkarıldı. Savcı Bharara, Zarrab’ın işlediği iddia edilen suçların sıralandığı 21 sayfalık iddianamenin okunmasının ardından davayla ilgili şu açıklamayı yaptı:

“Bu sanıklar, yıllarca İran ve İranlı şirketlere yönelik yaptırımları ihlal ettiler ve dünya genelinde karapara akladılar.”

FBI Bölge Direktör Yardımcısı Rodriguez ise “2010’dan 2015 yılına kadar yaklaşık beş yıl boyunca zanlılar İranlı kuruluşlar adına finansal faaliyetler yürüterek İran’a karşı ABD’nin ambargosunu ve uluslararası ekonomik yaptırımları ihlal ettiler. Bugün ilan edilen suçlamalar, bu kişilerin gerçek ortaklarını gizlemeye çalışanlara bir mesaj göndermeli” dedi.

İddianamede Zarrab ve diğer zanlıların adlarına yürüttükleri işlemler sayesinde fayda sağlayan İranlı kuruluşların, ABD’nin kara listesinde yer alan Bank Mellat, İran İslami Devrim Muhafızları’yla bağlantılı İran Ulusal Petrol Şirketi (NIOC), Naftiran Intertrade Company Ltd. (NICO), Naftiran Intertrade Company Sarl (“NICO Sarl”) ve Hong Kong Intertrade Company (HKICO) ve İran inşaat ve enerji şirketi MAPNA Group olduğu belirtildi.

TÜRKİYE’DEKİ ŞİRKETLERİ LİSTEDE

Zarrab’ın bu ağa bağlı Türkiye’deki şirketleri ise Royal Holding A.Ş., Durak Döviz Exchange, Al Nafees Exchange, Royal Emerald Investments; Asi Kıymetli Madenler Turizm, ECB Kuyumculuk, Güneş General Trading LLC olarak iddianamede sıralandı.
---17 Aralık Operasyonu sonrasında savcıların değiştirilmesinin ardından şüpheliler hakkındaki suçlamalar düşmüştü. Reza Zarrab, eski bakan çocukları Barış Güler ve Salih Kaan Çağlayan ile birlikte 53 kişi hakkında, “usulüne uygun delil toplanmadığı, suçun unsurlarının oluşmadığı ve herhangi bir örgüte rastlanmadığı” gerekçesiyle, bu suçlardan kovuşturmaya gerek duyulmadığı açıklanmıştı.

BÜYÜKLERİN KÂBUSU

Başsavcı Preet Bharara, ABD’li politikacılar, uluslararası silah tüccarları, Wall Street yöneticileri ve hatta diplomatlara karşı açtığı davalarla ün yaptı. ABD’deki dört büyük bankayı mahkum ettiren ya da uzlaşmaya zorlayan Bharara, 2012 yılında Bank Of America’yı mortgage usulsüzlüğü ile hükümeti dolandırmakla suçladı. 1 milyar dolarlık tazminat talebiyle dikkat çeken davada, ilk kez bir banka ekonomik krizdeki rolü nedeniyle mahkum edildi. Açtığı yolsuzluk davalarıyla New York’lu politikacıların kabusuna dönüşen Bharara, New York’taki Hindistan Başkonsolos Yardımcısı Devyani Khobragade’ye açtığı dava nedeniyle iki ülke arasında diplomatik krize neden oldu.  


Reza Zarrab, FDC Miami Cezaevi’nde 09135-104 kayıt numarası ile yüksek güvenlikli hücrede. (Razi CANİKLİGİL - NEWYORK)

ALTIN KAÇAKÇILIĞI İLE SUÇLANMIŞTI

Reza Zarrab’ın merkezinde olduğu 17-25 Aralık operasyonlarının ardından kabine değişikliğinde görev verilmeyen AK Partili eski bakanlar Zafer Çağlayan, Muammer Güler, Egemen Bağış ve Erdoğan Bayraktar hakkındaki suçlamaları soruşturan Meclis Komisyonu, Zafer Çağlayan ve Erdoğan Bayraktar hakkında 2, Egemen Bağış hakkında 3, Muammer Güler hakkında ise 4 ayrı suçlamayı oylamıştı.

Zafer Çağlayan: Zarrab’dan sağlanan, miktar ve değeri tespit edilemeyen maddi menfaatler karşılığında: 1- Zarrab’ın İran’a altın ihracatı yapması işlerinde imtiyaz sağlamak. 2- Gana’dan kaçak yollarla yurda sokulmak istendiği iddia edilen 1.5 ton altınla ilgili adli ve idari soruşturmaları engelleyerek altının Dubai’ye çıkışını sağlamak.

Muammer Güler: 1- Zarrab’ın araçlarına trafikte emniyet şeridi kullanma imtiyazı vermek ve koruma polisi görevlendirmek. 2- Zarrab’la gözaltına alınan bazı şüphelilerin ve yakınlarının yasaya aykırı olarak istisnai yoldan Türk vatandaşlığına geçirilmesini sağlamak. 3- Zarrab’la ilgili adli ve istihbari çalışma olup olmadığının araştırılması için talimat vermek. 4- Zarrab’ın usulsüzlükleri hakkındaki haberlerin engellenmesi için girişimde bulunmak.

Egemen Bağış: 1- İran asıllı işadamı Reza Zarrab’ın turizm belgeli bir otel kiralama girişimi ile yakınlarına vize alınması işleri için aracılık etmek. 2- Zarrab’la ilgili soruşturma olup olmadığı yönünde kurum ve kuruluşlardan araştırma yapılmasını sağlamak. 3- Zarrab’ın usulsüzlükleri hakkında basında çıkacak haberlerin engellenmesi için girişimde bulunmak.

Erdoğan Bayraktar: 1- Bir suç örgütünün yönetici ve üyelerinin kendilerine sağlanan miktar ve bazı menfaatler karşılığında; kişiye özel imtiyazlı imar planlarını onaylatmaları, imar planlarına aykırı olarak yapılan bazı projelerin usulsüzlüklerine göz yummaları ve denetimlerden sorunsuzca geçmelerini sağlamaları ve bu eylemlerin bir kısmını Erdoğan Bayraktar’ın görevde olduğu sırada ve onun bilgisi doğrultusunda gerçekleştirmeleri. Bakanlıktan iş alan şirketlerin yemek işlerinin yakınlarının ortağı olduğu şirketlere verilmesi için aracılık etmesi. (hürriyet.com.tr)