2 Mart 1921 yılında kabul edilen İstiklal Marşı'nın şairi ve güftecisi Mehmet Akif Ersoy, bundan tam 81 yıl önce hayata gözlerini yumdu. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Ersoy'un ölüm yıldönümü dolayısıyla bir mesaj yayınladı.
İstiklal Marşı’nın yazarı Mehmet Akif Ersoy, bundan 81 yıl önce 27 Aralık 1936’da hayata gözlerini yumdu.
20 Aralık 1873’te İstanbul’da doğan Ersoy’ın babası Fatih Medresesi müderrislerinden Mehmet Tahir Efendi, Osmanlı Devleti’ne bağlı Arnavutluk’un İpek kazasına bağlı Şuşise Köyü’nden İstanbul’a gelmişti. Ersoy’un annesi Emine Cemile Hanım ise Buharalı Mehmet Efendi’nin kızı olarak Samsun’da doğmuştu. Mehmet Tahir Efendi, ona ebced hesabıyla doğduğu yıl olan 1290’a karşılık gelen Rağıf ismini vermişse de çevresi tarafından Akif olarak çağrıldı. Akif dışında bir de Nuriye adında bir kızları bulunuyordu.
Mehmet Akif, İstanbul’da Fatih’in Sarıgüzel semtinin Nasuh Mahallesi’nde doğdu. Çocukluğu Osmanlı Devleti’nin “hasta adam” olarak nitelendirildiği döneme denk geldi. 1878 yılında, Akif 4 yaşındayken Fatih’de Emir Buhari Mahalle Mektebi’ne başladı. Burada iki yıl eğitim gördükten sonra Fatih İbtidaisi’ne geçti. Aynı yıl babası ona Arapça dersleri vermeye başladı.
Babasının yazın Emin Paşa’nın çocuklarına ders vermesi sebebiyle Emin Paşa’nın çocukları ile arkadaşlık kurdu. Mehmet Akif, 1882 yılında ilköğretimini tamamlayarak Fatih Merkez Rüştiyesi’ne başladı. Ayrıca Fatih Camii’nde Esad Dede’nin İran Edebiyatı derslerine katılıyordu. Lise eğitiminde Mülkiye’nin İdadi bölümünde başladıktan sonra yüksek kısmına geçti. Kısa bir süre sonra evlerinin yanması ve babasının vefatı sebebiyle okula devam edemeyip sivil veterinerlik okulu olan Baytar Mektebi’ne geçti. Şiirle ilgisi bu dönemde başlayan Mehmet Akif, ilk şiirlerini bu dönemde yazmaya başladı.
BİRİNCİLİKLE MEZUN OLDU
22 Aralık 1893 tarihinde birincilik ile mezun olmasından sonra Orman ve Ma’adin ve Ziraat Nezare’Baytar Müfettiş Muavini olarak tayin edildi. 1895 yılında ilk eseri olan 7 beyitlik gazeli “Kur’an’a Hitab”, Servet-i Fünun Gazetesi’nde yayınlandı. 4 yıl boyunca Rumeli, Anadolu ve Arabistan’da görev yaptı. Bu seyahatler Mehmet Akif’in düşünce ve yazın hayatını çok etkiledi.
1 Eylül 1898’de 25 yaşında iken Tophane-i Amire veznedarı Mehmet Emin Bey’in kızı İsmet Hanım ile evlendi. Aynı yıllarda Maarif Dergisi’nde ve Resimli Gazete’de şiir yazıları ve Arapça, Farsça ve Fransızca’dan yaptığı çevirilen yayınlandı. 1906 yılında Halkalı Ziraat Mektebi’ne Kitabet-i Resmiye Muallimi ve 1907’de Çiftlik Makinist Okulu’na Türkçe öğretmeni olarak atandı. Ardından bir yıl sonra II. Meşrutiyet’in ilan edildiği dönem İstanbul’da Umur-i Baytariye Dairesi Müdür Muavinliği’ne getirildi. 1908-1910 yılları arasında “Sırat’ı Müstakim” dergisinde yazdığı dönem en ünlü şiirleri “Küfe” ve “Seyfi Baba” yayınlandı.
KURTULUŞ HAREKETİNE DESTEK VERDİ, GÖREVDEN ALINDI
Kısa bir süre sonra Darülfünun Edebiyat-ı Umumiye müderrisliğine tayin edilen Mehmet Akif, uzun süre bu kadroda kaldı. 1913’te İttihat ve Terakki Cemiyeti’ne girdi. I. Dünya Savaşı sırasında bu cemiyete bağlı bir örgüt olan Teşkilat-ı Mahsusa aracılığıyla Almanya’daki Müslüman tutsakların durumunu incelemek üzere Berlin’e gönderildi. Ardından Arabistan ve Lübnan’a gitmiş ve burada batı-doğu ayrımına şahit oldu. İstanbul’a döndükten sonra Darül-Hikmet-i İslamiye’nin başkatipliğine atandı. Miili Mütareke döneminde kurtuluş hareketine destek verdi. Balıkesir’de yaptığı konuşmadan dolayı İstanbul’daki görevinden alındı. Ankara Hükümeti’nin kurulmasından sonra Burdur Milletvekili olarak meclise girdi.
500 LİRAYI KABUL ETMEDİ, ORDUYA VERDİ
O sırada Maarif Vekili Hamdullah Suphi’nin desteği ile İstiklal Marşı için açılan yarışmaya giren Mehmet Akif Ersoy, 724 şiir arasından yarışmayı kazandı. 18 Mart 1921’de kabul edilen şiir, 1924 yılında Osman Zeki Üngör tarafından bestelenerek “Türkiye Cumhuriyeti’nin Milli Marşı” olarak ilan edildi. Mehmet Akif Ersoy yarışmadan kazandığı 500 lirayı kabul etmeyerek Türk Ordusu’na armağan etti.
EDİRNEKAPI ŞEHİTLİĞİ’NE DEFNEDİLDİ
Sakarya Zaferi’nden sonra İstanbul’a geldi ancak İslami uyanışçı düşünürlerden olan Mehmet Akif Ersoy, Cumhuriyet’in laik düzeninin oturması sebebiyle Mısır’a gitti. 1936 yılına kadar Mısır’da Türk Dili ve Edebiyatı dersleri verdi. Siroz’a yakalanması üzerine 1935’te Lübnan’a, 1936’da Antakya’ya gitti. Hastalığının ilerlemesi üzerine ülkesine döndü ve 27 Aralık 1936’da İstanbul’da vefat etti. Mezarı Edirnekapı Şehitliği’nde bulunmaktadır.
İSTİKLAL MARŞI’NI TÜRK MİLLETİ’NE ARMAĞAN ETTİ
Mehmet Akif Ersoy’un en önemli eseri olan “Safahat”, 7 kitaptan oluşmaktadır. 1911 yılında yazdığı birinci bölümde osmanlı toplumunun meşrutiyet dönemini; 1912 yılında yazdığı “Süleymaniye Kürsüsünde” adlı ikinci kitapta, Osmanlı aydınlarını işlemiştir. 1913’de Safahat’ın üçüncü bölümü olan “Halkın Sesleri”ni ve 1914 yılında dördüncü bölüm “Fatih Kürsüsünde”yi yazdı. Ardından 1917 tarihli “Hatıralar” ve I. Dünya Savaşı hakkında görüşlerinin yer aldığı 1924 tarihli “Asım”ı yazdı. Son ve 7. bölüm olan “Gölgeler”i 1933 yılında yazdı. Şiirlerinin toplu olarak yer aldığı 7 kitaplık eserine “İstiklal Marşı”nı koymayarak bu eserini Türk Milleti’ne armağan etmişti.
Başlangıcı 1911 olan “Safahat”, 1933 yılında tamamlandı. Özmer Ziya Doğrul, Mehmet Akif Ersoy’un kitaplarına almadığı şiirlerini de ekleyerek eseri, 1943 yılında tekrar yayımladı. Ardından 1987 yılında M. Ertuğrul Düzdağ, eseri önceki baskıları arasındaki farkı gösteren yeni bir basımını yaptı. “Kur’an’dan Ayet ve Hadisler” ve “Mehmet Akif Ersoy’un Makaleleri” adlı çalışmaları da ölümünden sonra yayımlanmıştır.
MİLLİ EDEBİYATA KARŞI ÇIKTI
Mesnevi, Hafız Divanı, Güllistan, Fuzuli’nin Leyla ve Mecnu’nu, Victor Hugo, Lamartine ve Emile Zola gibi eserleri okumuş olan Mehmet Akif Ersoy’un eserleri anlatıya ve övgüye dayalıdır. “Sanat sanat içindir” görüşüne karşı çıkmış dini yönü ağırlıkta bir edebiyat tarzı benimsemiştir. Edebiyat dili olarak Milli Edebiyat akımına karşı çıkmış, aruz kullanmıştır. Hatta edebiyatta batılılaşma konusunda Tevfik Fikret ile çatışmıştır.
ESERLERİ
Şairin Safahat adı altında toplanan şiirleri 8 kitaptan oluşmuştur. Şair, İstiklâl Marşı’nı Safahat’a koymamıştır. Nedenini ise şöyle açıklar: “Çünkü ben onu milletimin kalbine gömdüm”.
Safahat (1911) – 44 manzume içerir. Siyasal olaylar, mistik duygular, dünyevi görevlerden bahsedilir.
Süleymaniye Kürsüsünde (1912) – Süleymaniye Camisi’ne giden iki kişinin söyleşileri ile başlar, kürsüde Seyyah Abdürreşit İbrahim’in konuşturulduğu uzun bir bölümle devam eder.
Hakkın Sesleri (1913) – Topluma İslami mesajı yaymaya çalışan on manzumedir.
Fatih Kürsüsünde (1914) – Fatih Camisi’ne giden iki kişinin söyleşileri ile başlar, vaizin uzun konuşması ile devam eder.
Hatıralar (1917) – Âkif’in gezdiği yerdeki izlenimleri ve toplumsal felaketler karşısında Allah’a yakarışını içerir.
Asım (1924) – Hocazade ile Köse İmam arasındaki konuşmalar şeklinde tasarlanmış tek parça eserdir.
Gölgeler (1933) – 1918-1933 arasında yazılmış 41 adet manzumeyi içerir. Her biri, yazıldıkları dönemin izlerini taşır.
Safahat (Toplu Basım) (ilki 1943) – 6 Safahatını bir araya getirir.
Mehmet Akif Ersoy'un ölümünün 75. ve İstiklal Marşı'nın Kabulünün 90. Yılı olması nedeniyle 2011 yılı T.C. Başbakanlığı tarafından “Mehmet Akif Ersoy Yılı” olarak ilan edilmiştir. Yıl boyunca yapılacak çalışmaların sorumluluğu Kültür ve Turizm Bakanlığı’na verilmiştir.
CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN’DAN MESAJ
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Mehmet Akif Ersoy'un vefat yıl dönümü nedeniyle bir mesaj yayınladı. İşte, o mesaj:
“Milli değerlerimizi, karakterimizi ve ideallerimizi yansıtan eserleriyle, şiirleriyle ve mücadeleci kişiliğiyle bugünümüzü aydınlatmaya, bizlere yol göstermeye devam eden Mehmet Akif Ersoy'u vefat yıl dönümünde rahmetle, minnetle yad ediyoruz. İstiklal ve istikbal mücadelemizin en çetin geçtiği dönemlerinde bağımsızlık fikrini İslam coğrafyasına taşıyan Mehmet Akif Ersoy, dünyadaki tüm Müslümanların kalplerinin bir ve beraber atması için mücadele vermiştir. Mehmet Akif, Balkanlardan Kafkasya'ya, Afrika'dan Ortadoğu ve Hint alt kıtasına kadar tüm Müslümanların; kendine Mekke'yi, Kudüs'ü kıble bilen tüm kardeşlerimizin ittihadını savunuyor, zalimlere karşı hep birlikte mücadele idealini taşıyordu. Coşkulu, heyecanlı ve daima umutlu kişiliğiyle milletimize öncülük eden istiklal şairimiz, çıkardığı dergiler, yazıları, kürsü konuşmalarıyla bir düşüncenin, inancın, idealin taşıyıcısı olmuş; şiirleri ve İstiklal Marşı ile bu misyonu en veciz ifadelerle dile getirmiştir. Aldığı geleneksel ve modern eğitim ile son derece donanımlı bir alim, idrak kabiliyetiyle arif, savaşta cepheye atılacak kadar vatansever biri olan Mehmet Akif, hakiki bir mütefekkirdir. Ülkemizin bekasını sürdürmenin, İslam coğrafyasındaki haksızlıkları, hukuksuzlukları, zulmü sona erdirmenin yolu, İstiklal Marşımızdaki o ruhu daima canlı tutmayı başarmaktan geçiyor. Samimi, sahici kişiliği, tertemiz ahlakı, mütevazılığı, ahde vefası ve dinine, milletine sadakati İstiklal Marşı'nda tecessüm eden Akif'in bu mirasını gelecek nesillere aktarmak, onun düşünce ve ideallerini yaşatmak en büyük vazifemizdir. Ebedi aleme irtihalinin yıl dönümünde Milli Şairimiz Mehmet Akif Ersoy'u hürmet, rahmet ve minnetle yad ediyor, vatandaşlarımızı en kalbi duygularımla selamlıyorum.”
Kaynak:sözcü.com.tr
recep tayyip erdoğan etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
recep tayyip erdoğan etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
27 Aralık 2017 Çarşamba
11 Aralık 2017 Pazartesi
Uyumsoft, İnovaLİG 2017’nin şampiyonları arasına girdi
Uyumsoft, Türkiye’nin inovasyon liderleri arasına adını yazdırdı. Uyumsoft, 971 katılımcı firma arasından, İnovaLİG 2017’nin şampiyonları arasına girdi.
Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) tarafından düzenlenen ‘İnovasyon ve İnovaLİG 2017 ödülleri’ töreni, 9 Aralık 2017 tarihinde İstanbul Kongre Merkezi’nde yapıldı.
Uyumsoft Başkanı Mehmet Önder ‘Uyumsoft’un İnovasyon Döngüsü kategorisindeki 3.’lük ödülünü’, diğer ödül alan firmalarla birlikte, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci ve TİM Başkanı Mehmet Büyükekşi’nin ellerinden aldı.
Uyumsoft, yerli yazılımda Türkiye’nin lider firması oldu
İnovaLİG 2017 ödülleri töreninde, yazılım ve ERP sektöründe tek ödül alan firma olan Uyumsoft, yerli yazılımda Türkiye’nin lider firması olarak adını yazdırdı. HAVELSAN’ın A-Grubu tedarikçisi olan Uyumsoft, en iyi yazılım ve ERP firması olarak, bu yılın ilk yarısında akredite edildi.
EkoTicari ürün ailesini 4 kıtaya ihraç etmeyi hedefliyor
Türkiye’nin inovasyon liderleri arasında yer almaktan duydukları gururu ve mutluluğu dile getiren Uyumsoft Başkanı Mehmet Önder, şunları söyledi: “20.yılımızda aldığımız bu anlamlı ödülün haklı gururunu yaşıyoruz. Bu ödülü almamızda, Uyumsoft’a bugüne kadar değer katan tüm çalışma arkadaşlarımızı canı gönülden kutluyoruz. Bizleri bu ödüle layık gören TİM’e ve emeği geçen herkese sonsuz teşekkür ediyoruz. Uyumsoft, yerli yazılımda ülkemizin gurur kaynağı olan firmalarından birisidir. 20 yıldır inovasyon ve ar-ge’ye yaptığımız yatırımlarla, global bir marka olma yolunda ilerliyoruz. İleri teknoloji konularına odaklanarak, yıllık gelirimizin %43’nü ar-ge faaliyetlerine ayırmaktayız. Gelecek yıllarda da, ileri teknoloji uygulamaları ve üniversite-sanayi işbirlikleri konularında yaptığımız çalışmalara yenilerini eklemeyi sürdüreceğiz. 20.yılımızda, Cloud ERP, Mobil ERP ve iDönüşüm (e-Fatura, e-Arşiv, e-Defter, e-Bilet) kurumsal iş çözümlerinde, binlerce yerli ve yabancı işletmeye hizmet vermekteyiz. Bu yıl büyümekte olan KOBİ’ler için bulut ürünümüz olan EkoTicari ve EkoHR’ı pazarın hizmetine sunduk. 10 ülkede çalışan yazılımlarımızı, EkoTicari ürün ailesiyle birlikte 4 kıtaya satmak için çalışmalara başladık. Yerli ve milli ERP’nin temelini oluşturan EkoTicari ürün ailesini, 2023 yılına kadar bir dünya markası yapmayı hedefliyoruz. Önümüzdeki süreçte, iş yazılımları kadar, ülke güvenliğini ilgilendiren savunma sanayi yazılımlarına da yönelerek, bu projeleri eko-sistemimizde bulunan iş ve çözüm ortaklarımızla birlikte geliştirmeyi planlıyoruz. Uyumsoft ailesi olarak, hedeflerimiz çok büyük. Yazılım ve danışmanlıktaki öncü rolümüz ile ülkemizin 2023 hedeflerine ulaşması için daha çok çalışacağız” diye konuştu.
Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) tarafından düzenlenen ‘İnovasyon ve İnovaLİG 2017 ödülleri’ töreni, 9 Aralık 2017 tarihinde İstanbul Kongre Merkezi’nde yapıldı.
Uyumsoft Başkanı Mehmet Önder ‘Uyumsoft’un İnovasyon Döngüsü kategorisindeki 3.’lük ödülünü’, diğer ödül alan firmalarla birlikte, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci ve TİM Başkanı Mehmet Büyükekşi’nin ellerinden aldı.
Uyumsoft, yerli yazılımda Türkiye’nin lider firması oldu
İnovaLİG 2017 ödülleri töreninde, yazılım ve ERP sektöründe tek ödül alan firma olan Uyumsoft, yerli yazılımda Türkiye’nin lider firması olarak adını yazdırdı. HAVELSAN’ın A-Grubu tedarikçisi olan Uyumsoft, en iyi yazılım ve ERP firması olarak, bu yılın ilk yarısında akredite edildi.
EkoTicari ürün ailesini 4 kıtaya ihraç etmeyi hedefliyor
Türkiye’nin inovasyon liderleri arasında yer almaktan duydukları gururu ve mutluluğu dile getiren Uyumsoft Başkanı Mehmet Önder, şunları söyledi: “20.yılımızda aldığımız bu anlamlı ödülün haklı gururunu yaşıyoruz. Bu ödülü almamızda, Uyumsoft’a bugüne kadar değer katan tüm çalışma arkadaşlarımızı canı gönülden kutluyoruz. Bizleri bu ödüle layık gören TİM’e ve emeği geçen herkese sonsuz teşekkür ediyoruz. Uyumsoft, yerli yazılımda ülkemizin gurur kaynağı olan firmalarından birisidir. 20 yıldır inovasyon ve ar-ge’ye yaptığımız yatırımlarla, global bir marka olma yolunda ilerliyoruz. İleri teknoloji konularına odaklanarak, yıllık gelirimizin %43’nü ar-ge faaliyetlerine ayırmaktayız. Gelecek yıllarda da, ileri teknoloji uygulamaları ve üniversite-sanayi işbirlikleri konularında yaptığımız çalışmalara yenilerini eklemeyi sürdüreceğiz. 20.yılımızda, Cloud ERP, Mobil ERP ve iDönüşüm (e-Fatura, e-Arşiv, e-Defter, e-Bilet) kurumsal iş çözümlerinde, binlerce yerli ve yabancı işletmeye hizmet vermekteyiz. Bu yıl büyümekte olan KOBİ’ler için bulut ürünümüz olan EkoTicari ve EkoHR’ı pazarın hizmetine sunduk. 10 ülkede çalışan yazılımlarımızı, EkoTicari ürün ailesiyle birlikte 4 kıtaya satmak için çalışmalara başladık. Yerli ve milli ERP’nin temelini oluşturan EkoTicari ürün ailesini, 2023 yılına kadar bir dünya markası yapmayı hedefliyoruz. Önümüzdeki süreçte, iş yazılımları kadar, ülke güvenliğini ilgilendiren savunma sanayi yazılımlarına da yönelerek, bu projeleri eko-sistemimizde bulunan iş ve çözüm ortaklarımızla birlikte geliştirmeyi planlıyoruz. Uyumsoft ailesi olarak, hedeflerimiz çok büyük. Yazılım ve danışmanlıktaki öncü rolümüz ile ülkemizin 2023 hedeflerine ulaşması için daha çok çalışacağız” diye konuştu.
17 Eylül 2017 Pazar
TEOG kalkıyor mu?
TEOG kalkıyor mu sorusu Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamaları ardından gündeme oturdu. Cumhurbaşkanı Temel Eğitimden Ortaöğretime Geçiş sistemi olan TEOG hakkında Başbakan Yıldırım ile de görüştü. Peki TEOG sistemi kalkıyor mu? TEOG bu yıl kaldırılacak mı? sorularının yanıtı merak ediliyor.
TEOG sistemi ile her yıl 1 milyonun üzerinde öğrenci sınava giriyor. Yapılan açıklamaların ardından TEOG kalkıyor mu sorusu herkesin araştırdığı konu oldu. Temel Eğitimden Ortaöğretime Geçiş sistemi yerine yeni bir sistem mi gelecek? Erdoğan “Ben TEOG olayını istemiyorum ve bunu da artık yanlış buluyorum.” demişti. Peki TEOG sistemi kaldırılacak mı? TEOG bu yıl mı kaldırılıyor?
TEOG KALDIRILIYOR MU?
TEOG hakkında Beylerbeyi’nde toplanan Erdoğan ve Yıldırım kritik görüşmesi sona erdi. TEOG sisteminin kaldırılması gerekli diyen Erdoğan, Yıldırım ile görüştü fakat TEOG kaldırılacak mı henüz belli değil.
Cumhurbaşkanı Erdoğan “Ben TEOG olayını istemiyorum ve bunu da artık yanlış buluyorum. TEOG'un kaldırılması lazım. Biz TEOG'la mı geldik Ne TEOG vardı, ne bir şey vardı. Okursun, sene içinde notların bellidir, bu notlarınla beraber yürürsün. Gelirsin üniversite sırasına, orada da girersin üniversite imtihanlarına. Üniversite imtihanında da sosyalde, sayısalda başarı durumun neyse bu başarıya göre girmen gereken yer nereyse girersin.” demişti.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, Başbakan Binali Yıldırım'ı kabulü sona erdi. Beylerbeyi Sarayı'nda basına kapalı gerçekleşen kabul, yaklaşık 2,5 saat sürdü.
Görüşmede Uluslararası ilşkiler, Kuzey Irak'ta yapılacak olan referandum, MGK ve öğrencileri yakından ilgilendiren TEOG'un ele alındığı bilgiler arasında…
Bu arada Başbakan Binali Yıldırım'ın görüşme öncesi Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz'dan TEOG konusunda telefonla bilgi aldığı öğrenildi.
TEOG sistemi ile her yıl 1 milyonun üzerinde öğrenci sınava giriyor. Yapılan açıklamaların ardından TEOG kalkıyor mu sorusu herkesin araştırdığı konu oldu. Temel Eğitimden Ortaöğretime Geçiş sistemi yerine yeni bir sistem mi gelecek? Erdoğan “Ben TEOG olayını istemiyorum ve bunu da artık yanlış buluyorum.” demişti. Peki TEOG sistemi kaldırılacak mı? TEOG bu yıl mı kaldırılıyor?
TEOG KALDIRILIYOR MU?
TEOG hakkında Beylerbeyi’nde toplanan Erdoğan ve Yıldırım kritik görüşmesi sona erdi. TEOG sisteminin kaldırılması gerekli diyen Erdoğan, Yıldırım ile görüştü fakat TEOG kaldırılacak mı henüz belli değil.
Cumhurbaşkanı Erdoğan “Ben TEOG olayını istemiyorum ve bunu da artık yanlış buluyorum. TEOG'un kaldırılması lazım. Biz TEOG'la mı geldik Ne TEOG vardı, ne bir şey vardı. Okursun, sene içinde notların bellidir, bu notlarınla beraber yürürsün. Gelirsin üniversite sırasına, orada da girersin üniversite imtihanlarına. Üniversite imtihanında da sosyalde, sayısalda başarı durumun neyse bu başarıya göre girmen gereken yer nereyse girersin.” demişti.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, Başbakan Binali Yıldırım'ı kabulü sona erdi. Beylerbeyi Sarayı'nda basına kapalı gerçekleşen kabul, yaklaşık 2,5 saat sürdü.
Görüşmede Uluslararası ilşkiler, Kuzey Irak'ta yapılacak olan referandum, MGK ve öğrencileri yakından ilgilendiren TEOG'un ele alındığı bilgiler arasında…
Bu arada Başbakan Binali Yıldırım'ın görüşme öncesi Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz'dan TEOG konusunda telefonla bilgi aldığı öğrenildi.
26 Ağustos 2017 Cumartesi
Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan çok özel fotoğraflar
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Twitter adresinden torunuyla fotoğraflarını paylaştı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, resmi Twitter hesabından torunu Ömer Tayyip Erdoğan ile çekildiği fotoğraflarını "Bugünkü mesai arkadaşım torunum Ömer Tayyip" notu ile paylaştı.
Erdoğan bugün Cuma namazına torunu Ömer Tayyip Erdoğan'ı da götürmüştü. Torunuyla birlikte Dolmabahçe'deki Bezmi Alem Valide Sultan Camii'nde Cuma namazını kılan Erdoğan daha sonra katıldığı programın ardından Mabeyn Köşkü'nde bulunan çalışma ofisine geçti. Erdoğan burada torunu Ömer Tayyip Erdoğan ile çalışma ofisinde çeklidiği üç kare fotoğrafı resmi Twitter hesabından paylaştı. "Bugünkü mesai arkadaşım torunum Ömer Tayyip" notu ile paylaşılan fotoğraflarda Erdoğan ile torunu Ömer Tayyip masa üzerinde bulunan bir kağıdı inceliyor.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, resmi Twitter hesabından torunu Ömer Tayyip Erdoğan ile çekildiği fotoğraflarını "Bugünkü mesai arkadaşım torunum Ömer Tayyip" notu ile paylaştı.
Erdoğan bugün Cuma namazına torunu Ömer Tayyip Erdoğan'ı da götürmüştü. Torunuyla birlikte Dolmabahçe'deki Bezmi Alem Valide Sultan Camii'nde Cuma namazını kılan Erdoğan daha sonra katıldığı programın ardından Mabeyn Köşkü'nde bulunan çalışma ofisine geçti. Erdoğan burada torunu Ömer Tayyip Erdoğan ile çalışma ofisinde çeklidiği üç kare fotoğrafı resmi Twitter hesabından paylaştı. "Bugünkü mesai arkadaşım torunum Ömer Tayyip" notu ile paylaşılan fotoğraflarda Erdoğan ile torunu Ömer Tayyip masa üzerinde bulunan bir kağıdı inceliyor.
26 Temmuz 2017 Çarşamba
Diyanet İşleri Başkanlığı'nda, Mehmet Görmez'in yerine kim gelecek?
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın yaptığı açıklama sonrası gözler Diyanet İşleri Başkanlığı'na çevrildi. 7 yıl Diyanet İşleri Başkan Yardımcılığı, 7 yıl da Diyanet İşleri Başkanlığı görevini üstlenen Görmez’le ilgili iki iddia gündeme getiriliyor. Biri Mehmet Görmez’in yurtdışı görevinin başına getirilecek olması. Diğeri ise Görmez’in İstanbul’da kurulacak ve Türkçe, Arapça, İngilizce eğitim verecek bir İslam Üniversitesi’nin kurucu rektörü olacağı yönünde.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, grup toplantısına gelişinde gazetecilerin, “Diyanet İşleri Başkanı ile ilgili kurduğunuz cümleler çokça tartışılıyor. Bir açıklamanız olacak mı?” sorusu üzerine “Zaten tartışılması için öyle kurdum” dedi.
Görmez’in geçen hafta Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ile görüşüp emekliliğini istediği iddiası kulislere yansımıştı. Görmez’in, bu süreçte Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yanı sıra Başbakan Binali Yıldırım ile de görüştüğü öğrenildi.
İslam imajına zarar veren örgütler
Hürriyet gazetesinde yer alan habere göre 7 yıl Diyanet İşleri Başkan Yardımcılığı, 7 yıl da Diyanet İşleri Başkanlığı görevini üstlenen Görmez’le ilgili iki iddia gündeme getiriliyor. Biri Mehmet Görmez’in DEAŞ, Boko Haram, FETÖ gibi İslam imajına zarar veren terör örgütlerine karşı dünyaya gerçek İslam’ı anlatmaya yönelik hazırlanacak bir yurtdışı görevinin başına getirilecek olması. Diğer görüş ise Görmez’in İstanbul’da kurulacak ve Türkçe, Arapça, İngilizce eğitim verecek bir İslam Üniversitesi’nin kurucu rektörü olacağı yönünde.
Yerine kim gelecek?
Görmez’in yerine gelecek ismin Erdoğan’ın isteği üzerine Karadeniz Teknik Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Emin Aşıkkutlu olacağı, atamaya ilişkin kararnamenin hazırlandığı iddia edildi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, grup toplantısına gelişinde gazetecilerin, “Diyanet İşleri Başkanı ile ilgili kurduğunuz cümleler çokça tartışılıyor. Bir açıklamanız olacak mı?” sorusu üzerine “Zaten tartışılması için öyle kurdum” dedi.
Görmez’in geçen hafta Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ile görüşüp emekliliğini istediği iddiası kulislere yansımıştı. Görmez’in, bu süreçte Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yanı sıra Başbakan Binali Yıldırım ile de görüştüğü öğrenildi.
İslam imajına zarar veren örgütler
Hürriyet gazetesinde yer alan habere göre 7 yıl Diyanet İşleri Başkan Yardımcılığı, 7 yıl da Diyanet İşleri Başkanlığı görevini üstlenen Görmez’le ilgili iki iddia gündeme getiriliyor. Biri Mehmet Görmez’in DEAŞ, Boko Haram, FETÖ gibi İslam imajına zarar veren terör örgütlerine karşı dünyaya gerçek İslam’ı anlatmaya yönelik hazırlanacak bir yurtdışı görevinin başına getirilecek olması. Diğer görüş ise Görmez’in İstanbul’da kurulacak ve Türkçe, Arapça, İngilizce eğitim verecek bir İslam Üniversitesi’nin kurucu rektörü olacağı yönünde.
Yerine kim gelecek?
Görmez’in yerine gelecek ismin Erdoğan’ın isteği üzerine Karadeniz Teknik Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Emin Aşıkkutlu olacağı, atamaya ilişkin kararnamenin hazırlandığı iddia edildi.
22 Mayıs 2017 Pazartesi
Erdoğan yeniden AK Parti Genel Başkanı
AK Parti'nin 3. Olağanüstü Büyük Kongresi Ankara'da yapıldı. Kongrede tek aday olarak yer alan Cumhurbaşkanı Erdoğan, 1414 oyla 3 yıl sonra yeniden genel başkan olarak seçildi. Teşekkür konuşması yapan Erdoğan, "Yeni bir döneme giriyoruz. Yeni ve çok daha büyük reformları hayata geçireceğiz" dedi. Kongrede genel başkan vekilliği için tüzük değişikliği de kabul edildi.
AK Parti 3. Olağanüstü Büyük Kongresi Ankara Spor Salonu'nda yapıldı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, tek aday olarak yer aldığı kongrede 1414 oyla yeniden AK Parti Genel Başkanlığı'na seçildi.
Cumhurbaşkanı seçilmesinin ardından 27 Ağustos 2014'te genel başkanlık koltuğunu Ahmet Davutoğlu'na bırakan Erdoğan, 998 gün aradan sonra genel başkanlığa dönüş yaptı.
Erdoğan'ın kurucusu olduğu partiye yeniden genel başkan seçilmesiyle cumhurbaşkanlığı hükümet sistemine geçişte önemli bir adım da atıldı.
22 Mayıs 2016'da yapılan 2. Olağanüstü Büyük Kongre ile genel başkanlığa seçilen Başbakan Yıldırım, 364 gün genel başkanlık yapmış oldu.
"YENİ BİR DÖNEME GİRİYORUZ"
Teşekkür konuşması yapan Erdoğan şunları söyledi: "Şahsımı bir kez daha genel başkanlık görevine layık gördüğünüz için ayrı ayrı şükranlarımı sunuyorum. Bu kongre yeni bir başlangıçtır. Hizmetlerde yeni bir döneme giriyoruz. Yeni ve çok daha büyük reformları hayata geçireceğiz. Bundan sonraki dönem icraatta da sıçrama dönemi olacak. 2019 yılına kadar milletimizin talebi olan reformları süretla hayata geçirmekte kararlıyız. 2019'a kadar büyüme ve istihdam rakamlarını hızla yukarıya doğru çıkartacağız."
Kongre için hareketlilik sabahın erken saatlerinden itibaren başladı. Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Başbakan Binali Yıldırım saat 11.20'de kongre alanına geldi.
Erdoğan ve Yıldırım, kongre için sabahın erken saatlerinden itibaren Ankara Spor Salonu önünde toplanan kalabalığı selamladı.
YILDIRIM: HASRETİN VUSLATA DÖNÜŞTÜĞÜ ANI YAŞIYORUZ
Kısa bir konuşma yapan Başbakan Yıldırım şunları söyledi: "Hoş geldiniz, sefalar getirdiniz. AK Parti kongreleri bir şölendir, bir bayramdır. Güzel bir bayramı bugün birlikte yaşıyoruz. AK Parti teşkilatının mensupları olarak hasretin vuslata dönüştüğü anı yaşıyoruz. Hoş geldiniz sayın cumhurbaşkanım."
ERDOĞAN: 998 GÜN SONRA YİNE BERABERİZ
Cumhurbaşkanı Erdoğan da konuşmasında şunları kaydetti: "Değerli yol arkadaşım, sayın Binali Yıldırım bey, sevgili yol arkadaşlarım sizleri 998 gün sonra en kalbi duygularla selamlıyorum. Fiili bir ayrılığımız vardı ama bugün yine sizlerle beraberiz. Sizlerin heyecanı heyecanımızdır, sizlerin coşkusu coşkumuzdur. 3. olağanüstü kongredeki heyecanı paylaşmak üzere buradasınız. Emaneti bugünlere kadar taşıyan gönüldaşım Binali Yıldırım'a tekrar teşekkür ediyorum. Önümüzde 2019 var. Martında yerel seçimler var. Kasımda parlamento ve cumhurbaşkanlığı seçimi var. Durmak yok yola devam. Kapı kapı dolaşmaya devam edeceğiz. Üzerimizdeki spekülasyonları sandıkta cevabını vererek yine yok edeceğiz."
SALONDA 15 TEMMUZ DEMOKRASİ MARŞI İLE KARŞILANDI
Konuşmaların ardından salona birlikte giriş yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Binali Yıldırım partilileri selamladı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan ve eşi Emine Erdoğan'ı, salona girişinde Başbakan Binali Yıldırım ve eşi Semiha Yıldırım'ın yanı sıra bakanlar, Merkez Yürütme Kurulu (MYK) ve Merkez Karar ve Yönetim Kurulu (MKYK) üyeleri karşıladı.
Erdoğan'ın gelişi sırasında "15 Temmuz Demokrasi Marşı" çalındı.
Yöresel kıyafetli çocuklar tarafından karşılanan Erdoğan daha sonra eşi, Başbakan Yıldırım ve eşi Semiha Yıldırım ile salondaki platform üzerinden izleyicilere beyaz ve kırmızı karanfiller dağıttı. Bu sırada Erdoğan'ın seslendirdiği "Beraber Yürüdük Biz Bu Yollarda" şiiri okundu
Salon içinde ve dışında AK Parti seçim şarkıları çalınırken, partililer şarkılara eşlik etti ve tezahüratlarda bulundu.
Dev Türk bayrağı asılan salonda, Gazi Mustafa Kemal Atatürk, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Başbakan Binali Yıldırım'ın posterleri yer aldı.
"Yeni Atılım Dönemi; Demokrasi, Değişim, Reform" temasını taşıyan kongrenin yapılacağı salonda, "Yürüyeceksin... Gençler yürüyecek arkandan", "Millete efendilik için değil millete hizmet için varız", "Hep birlikte yeni hedeflere", "Değişimin lideri, milletin partisi", "Kutlu dava, güçlü Türkiye", "Sağlam irade, güçlü Türkiye" pankartları asıldı.
ERDOĞAN DA OY KULLANDI
Kurucu genel başkan olan Cumhurbaşkanı Erdoğan da kongrede oy kullandı. Erdoğan partiye yeni üye olduğu için delege olamıyor.
11 MADDELİK TÜZÜK DEĞİŞİKLİĞİ
Kongrede, Tüzük Değişikliği Komisyonunca hazırlanan parti tüzüğünün 11 maddesine ilişkin değişiklik teklifi, yapılan oylamayla kabul edildi.
Buna göre, tüzüğün "Temel Amaçlar" başlıklı 4. maddesine, "AK Parti, köklü devlet geleneğimizin üzerine bina edildiği 'İnsanı yaşat ki devlet yaşasın' ilkesini siyasetinin merkezi olarak görür. Milletin tüm fertleri, hiçbir ayrım gözetilmeksizin ülkemizin birinci sınıf vatandaşlarıdır. Türkiye Cumhuriyeti'nin tüm vatandaşları tek bir milleti teşkil eder. Bayrağımız bağımsızlığımızın ortak sembolüdür. Şehitlerimizin emaneti olan, milletimizin üzerinde yaşadığı, bayrağımızın özgürce dalgalandığı toprak, vatanımızdır. Devlet, milletimizin ortak eseridir. AK Parti, yukarıda belirtilen temel amaç ve hedefler doğrultusunda, 'tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet' anlayışını sarsılmaz bir ilke olarak kabul eder" fıkrası eklendi.
Tüzüğün 69. maddesinin 3. fıkrasına "Ancak en az 5 delegece imzalı yazılı teklif gelmesi halinde, genel başkan ve diğer bütün seçimlerin aynı anda yapılmasına büyük kongrece karar verilebilir. Bu halde 76. maddenin 3. fıkrası uygulanmaz" ibaresi eklendi. Değişiklikle genel merkez ve diğer merkez organ seçimlerinin aynı anda yapılmasına imkan sağlanacak.
Tüzüğün 73. maddesinin 3. fıkrasında yer alan "Genel Başkanın yokluğunda" ibaresi "Genel Başkanın veya Genel Başkan Vekilinin yokluğunda" şeklinde değiştirildi. Söz konusu maddeyle Merkez Karar ve Yönetim Kurulu (MKYK) toplantılarına başkanlık etme konusundaki temel ilke düzenlendi.
Ayrıca tüzüğün 74. maddesinin 4. fıkrasında yer alan "Gerek görülen yerlerde teşkilat kurmak" ibaresinden sonra "kaldırma" ibaresi eklenirken, 14. fıkradaki "yürütme organlarının" ibaresi "yönetim ve yürütme organlarının" şeklinde yeniden düzenlendi.
"ÜÇ DÖNEM" KURALI ESNETİLEBİLECEK
İlgili maddenin 16. fıkrası "Anayasa ve Siyasi Partiler Kanunu ile diğer ilgili kanuni mevzuatın açıkça yasakladığı veya sınırladığı konular ile tüzükte belli bir Genel Merkez organının görev ve yetkisinde olan konular dışında parti politikaları, adaylık şartları ve kısıtlamaları, seçimler ve benzeri konularla ilgili her türlü prensip veya istisnai nitelikte kararlar almak ve uygulamak gibi görevler yapar, yetkiler kullanır" şeklinde değiştirildi.
Buna göre, partideki "üç dönem kuralı" devam edecek ancak MKYK, gerekmesi halinde istisnai nitelikte karar alabilecek donanıma kavuşturulacak. MKYK, bu alanlarda parti politikaları dikkate alınmak suretiyle inisiyatif kullanma yetkisiyle donatılacak.
Değişiklikle partinin il, ilçe ve belde teşkilatlarının kurulması yanında kaldırılmasına yönelik yetkiyle bu teşkilatların yönetim organ üye sayılarının tüzükte belirlenen asgari ve azami üye sayıları kapsamında belirlenmesi yetkisi MKYK'ya verildi.
GENEL BAŞKAN VEKİLLİĞİ GETİRİLDİ
AK Parti Tüzüğü'ne "77/A" sayılı yeni madde eklendi. Tüzüğe eklenen "Genel Başkan Vekili" başlıklı maddeye göre, genel başkan vekili, MKYK üyeleri arasından genel başkan tarafından belirlenecek. Genel başkan vekili, genel başkanın verdiği görevleri yürütecek, yetkileri kullanacak. Genel başkanın yokluğunda, genel başkan vekili MKYK ve MYK toplantılarına başkanlık edecek. Bu madde hükmü, yan kuruluşlarla genel merkez dışındaki teşkilat kademelerinde uygulanmayacak.
Düzenlemeye göre bir genel başkan vekili belirlenecek, alt kademeler ise "kademe başkanlarının vekili" şeklinde statü oluşturamayacak.
Tüzüğün 79. maddesinin birinci fıkrasına "Genel Başkan Vekili" ibaresi eklendi. İlgili maddenin ikinci fıkrası, "TBMM Parti Grup Başkanı ve Grup Başkan Vekilleri dışındaki MYK üyeleri, Genel Başkan tarafından MKYK üyeleri arasından belirlenir." şeklinde, üçüncü fıkrasındaki "Genel Başkanın yokluğunda" ibaresi ise "Genel Başkanın veya Genel Başkan Vekilinin yokluğunda" olarak değiştirildi.
Maddeyle MYK'nın oluşumu, üyelerinin belirlenmesi usulü ve toplantıya başkanlık etme konusu yeniden düzenlendi.
Ayrıca tüzüğün 81. maddesinin kenar başlığı "Genel Başkan Yardımcıları" şeklinde değiştirildi, "MYK'nın MKYK tarafından seçilen" ibaresi madde metninden çıkarıldı.
AK Parti 3. Olağanüstü Büyük Kongresi'nde, söz konusu tüzük değişikliğine ilişkin hükümler madde madde oylandı ve kabul edilerek yürürlüğe girdi.
GÜL'DEN KONGREYE MESAJ
Parti kurucuları, eski milletvekilleri, başbakan ve bakanlarla birlikte 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül de davet edildi. Ancak Abdullah Gül, kongreye katılmadı.
Gül mesajında şu ifadelere yer verdi:
"Değerli gönüldaşlarım, kıymetli delegeler, fedakar ve cefakar çalışmalarıyla partimizi daima zafere ulaştıran teşkilat mensubu kardeşlerim, arkadaşlarım, Adalet ve Kalkınma Partisi'nin 3. Olağanüstü Kongresi'nin memleketimiz, Türk demokrasisi ve kutlu davamız için hayırlara vesile olmasını temenni ediyorum. 14 Ağustos 2001'de o günkü arkadaşlarımızla birlikte kurduğumuz AK Parti, 16 yıllık zaman sürecinde ülkemizde pek çok tabuları yıkmış, kronik sorunlara çözüm üretmiş, siyasi, ekonomik ve sosyal konularda çoklu reformlarla halkımıza çok büyük hizmetler yapmıştır. Kongremizin hayırlı olmasını diliyorum." (Kaynak:ntvmsnc.com.tr)
AK Parti 3. Olağanüstü Büyük Kongresi Ankara Spor Salonu'nda yapıldı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, tek aday olarak yer aldığı kongrede 1414 oyla yeniden AK Parti Genel Başkanlığı'na seçildi.
Cumhurbaşkanı seçilmesinin ardından 27 Ağustos 2014'te genel başkanlık koltuğunu Ahmet Davutoğlu'na bırakan Erdoğan, 998 gün aradan sonra genel başkanlığa dönüş yaptı.
Erdoğan'ın kurucusu olduğu partiye yeniden genel başkan seçilmesiyle cumhurbaşkanlığı hükümet sistemine geçişte önemli bir adım da atıldı.
22 Mayıs 2016'da yapılan 2. Olağanüstü Büyük Kongre ile genel başkanlığa seçilen Başbakan Yıldırım, 364 gün genel başkanlık yapmış oldu.
"YENİ BİR DÖNEME GİRİYORUZ"
Teşekkür konuşması yapan Erdoğan şunları söyledi: "Şahsımı bir kez daha genel başkanlık görevine layık gördüğünüz için ayrı ayrı şükranlarımı sunuyorum. Bu kongre yeni bir başlangıçtır. Hizmetlerde yeni bir döneme giriyoruz. Yeni ve çok daha büyük reformları hayata geçireceğiz. Bundan sonraki dönem icraatta da sıçrama dönemi olacak. 2019 yılına kadar milletimizin talebi olan reformları süretla hayata geçirmekte kararlıyız. 2019'a kadar büyüme ve istihdam rakamlarını hızla yukarıya doğru çıkartacağız."
Kongre için hareketlilik sabahın erken saatlerinden itibaren başladı. Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Başbakan Binali Yıldırım saat 11.20'de kongre alanına geldi.
Erdoğan ve Yıldırım, kongre için sabahın erken saatlerinden itibaren Ankara Spor Salonu önünde toplanan kalabalığı selamladı.
YILDIRIM: HASRETİN VUSLATA DÖNÜŞTÜĞÜ ANI YAŞIYORUZ
Kısa bir konuşma yapan Başbakan Yıldırım şunları söyledi: "Hoş geldiniz, sefalar getirdiniz. AK Parti kongreleri bir şölendir, bir bayramdır. Güzel bir bayramı bugün birlikte yaşıyoruz. AK Parti teşkilatının mensupları olarak hasretin vuslata dönüştüğü anı yaşıyoruz. Hoş geldiniz sayın cumhurbaşkanım."
ERDOĞAN: 998 GÜN SONRA YİNE BERABERİZ
Cumhurbaşkanı Erdoğan da konuşmasında şunları kaydetti: "Değerli yol arkadaşım, sayın Binali Yıldırım bey, sevgili yol arkadaşlarım sizleri 998 gün sonra en kalbi duygularla selamlıyorum. Fiili bir ayrılığımız vardı ama bugün yine sizlerle beraberiz. Sizlerin heyecanı heyecanımızdır, sizlerin coşkusu coşkumuzdur. 3. olağanüstü kongredeki heyecanı paylaşmak üzere buradasınız. Emaneti bugünlere kadar taşıyan gönüldaşım Binali Yıldırım'a tekrar teşekkür ediyorum. Önümüzde 2019 var. Martında yerel seçimler var. Kasımda parlamento ve cumhurbaşkanlığı seçimi var. Durmak yok yola devam. Kapı kapı dolaşmaya devam edeceğiz. Üzerimizdeki spekülasyonları sandıkta cevabını vererek yine yok edeceğiz."
SALONDA 15 TEMMUZ DEMOKRASİ MARŞI İLE KARŞILANDI
Konuşmaların ardından salona birlikte giriş yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Binali Yıldırım partilileri selamladı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan ve eşi Emine Erdoğan'ı, salona girişinde Başbakan Binali Yıldırım ve eşi Semiha Yıldırım'ın yanı sıra bakanlar, Merkez Yürütme Kurulu (MYK) ve Merkez Karar ve Yönetim Kurulu (MKYK) üyeleri karşıladı.
Erdoğan'ın gelişi sırasında "15 Temmuz Demokrasi Marşı" çalındı.
Yöresel kıyafetli çocuklar tarafından karşılanan Erdoğan daha sonra eşi, Başbakan Yıldırım ve eşi Semiha Yıldırım ile salondaki platform üzerinden izleyicilere beyaz ve kırmızı karanfiller dağıttı. Bu sırada Erdoğan'ın seslendirdiği "Beraber Yürüdük Biz Bu Yollarda" şiiri okundu
Salon içinde ve dışında AK Parti seçim şarkıları çalınırken, partililer şarkılara eşlik etti ve tezahüratlarda bulundu.
Dev Türk bayrağı asılan salonda, Gazi Mustafa Kemal Atatürk, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Başbakan Binali Yıldırım'ın posterleri yer aldı.
"Yeni Atılım Dönemi; Demokrasi, Değişim, Reform" temasını taşıyan kongrenin yapılacağı salonda, "Yürüyeceksin... Gençler yürüyecek arkandan", "Millete efendilik için değil millete hizmet için varız", "Hep birlikte yeni hedeflere", "Değişimin lideri, milletin partisi", "Kutlu dava, güçlü Türkiye", "Sağlam irade, güçlü Türkiye" pankartları asıldı.
ERDOĞAN DA OY KULLANDI
Kurucu genel başkan olan Cumhurbaşkanı Erdoğan da kongrede oy kullandı. Erdoğan partiye yeni üye olduğu için delege olamıyor.
11 MADDELİK TÜZÜK DEĞİŞİKLİĞİ
Kongrede, Tüzük Değişikliği Komisyonunca hazırlanan parti tüzüğünün 11 maddesine ilişkin değişiklik teklifi, yapılan oylamayla kabul edildi.
Buna göre, tüzüğün "Temel Amaçlar" başlıklı 4. maddesine, "AK Parti, köklü devlet geleneğimizin üzerine bina edildiği 'İnsanı yaşat ki devlet yaşasın' ilkesini siyasetinin merkezi olarak görür. Milletin tüm fertleri, hiçbir ayrım gözetilmeksizin ülkemizin birinci sınıf vatandaşlarıdır. Türkiye Cumhuriyeti'nin tüm vatandaşları tek bir milleti teşkil eder. Bayrağımız bağımsızlığımızın ortak sembolüdür. Şehitlerimizin emaneti olan, milletimizin üzerinde yaşadığı, bayrağımızın özgürce dalgalandığı toprak, vatanımızdır. Devlet, milletimizin ortak eseridir. AK Parti, yukarıda belirtilen temel amaç ve hedefler doğrultusunda, 'tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet' anlayışını sarsılmaz bir ilke olarak kabul eder" fıkrası eklendi.
Tüzüğün 69. maddesinin 3. fıkrasına "Ancak en az 5 delegece imzalı yazılı teklif gelmesi halinde, genel başkan ve diğer bütün seçimlerin aynı anda yapılmasına büyük kongrece karar verilebilir. Bu halde 76. maddenin 3. fıkrası uygulanmaz" ibaresi eklendi. Değişiklikle genel merkez ve diğer merkez organ seçimlerinin aynı anda yapılmasına imkan sağlanacak.
Tüzüğün 73. maddesinin 3. fıkrasında yer alan "Genel Başkanın yokluğunda" ibaresi "Genel Başkanın veya Genel Başkan Vekilinin yokluğunda" şeklinde değiştirildi. Söz konusu maddeyle Merkez Karar ve Yönetim Kurulu (MKYK) toplantılarına başkanlık etme konusundaki temel ilke düzenlendi.
Ayrıca tüzüğün 74. maddesinin 4. fıkrasında yer alan "Gerek görülen yerlerde teşkilat kurmak" ibaresinden sonra "kaldırma" ibaresi eklenirken, 14. fıkradaki "yürütme organlarının" ibaresi "yönetim ve yürütme organlarının" şeklinde yeniden düzenlendi.
"ÜÇ DÖNEM" KURALI ESNETİLEBİLECEK
İlgili maddenin 16. fıkrası "Anayasa ve Siyasi Partiler Kanunu ile diğer ilgili kanuni mevzuatın açıkça yasakladığı veya sınırladığı konular ile tüzükte belli bir Genel Merkez organının görev ve yetkisinde olan konular dışında parti politikaları, adaylık şartları ve kısıtlamaları, seçimler ve benzeri konularla ilgili her türlü prensip veya istisnai nitelikte kararlar almak ve uygulamak gibi görevler yapar, yetkiler kullanır" şeklinde değiştirildi.
Buna göre, partideki "üç dönem kuralı" devam edecek ancak MKYK, gerekmesi halinde istisnai nitelikte karar alabilecek donanıma kavuşturulacak. MKYK, bu alanlarda parti politikaları dikkate alınmak suretiyle inisiyatif kullanma yetkisiyle donatılacak.
Değişiklikle partinin il, ilçe ve belde teşkilatlarının kurulması yanında kaldırılmasına yönelik yetkiyle bu teşkilatların yönetim organ üye sayılarının tüzükte belirlenen asgari ve azami üye sayıları kapsamında belirlenmesi yetkisi MKYK'ya verildi.
GENEL BAŞKAN VEKİLLİĞİ GETİRİLDİ
AK Parti Tüzüğü'ne "77/A" sayılı yeni madde eklendi. Tüzüğe eklenen "Genel Başkan Vekili" başlıklı maddeye göre, genel başkan vekili, MKYK üyeleri arasından genel başkan tarafından belirlenecek. Genel başkan vekili, genel başkanın verdiği görevleri yürütecek, yetkileri kullanacak. Genel başkanın yokluğunda, genel başkan vekili MKYK ve MYK toplantılarına başkanlık edecek. Bu madde hükmü, yan kuruluşlarla genel merkez dışındaki teşkilat kademelerinde uygulanmayacak.
Düzenlemeye göre bir genel başkan vekili belirlenecek, alt kademeler ise "kademe başkanlarının vekili" şeklinde statü oluşturamayacak.
Tüzüğün 79. maddesinin birinci fıkrasına "Genel Başkan Vekili" ibaresi eklendi. İlgili maddenin ikinci fıkrası, "TBMM Parti Grup Başkanı ve Grup Başkan Vekilleri dışındaki MYK üyeleri, Genel Başkan tarafından MKYK üyeleri arasından belirlenir." şeklinde, üçüncü fıkrasındaki "Genel Başkanın yokluğunda" ibaresi ise "Genel Başkanın veya Genel Başkan Vekilinin yokluğunda" olarak değiştirildi.
Maddeyle MYK'nın oluşumu, üyelerinin belirlenmesi usulü ve toplantıya başkanlık etme konusu yeniden düzenlendi.
Ayrıca tüzüğün 81. maddesinin kenar başlığı "Genel Başkan Yardımcıları" şeklinde değiştirildi, "MYK'nın MKYK tarafından seçilen" ibaresi madde metninden çıkarıldı.
AK Parti 3. Olağanüstü Büyük Kongresi'nde, söz konusu tüzük değişikliğine ilişkin hükümler madde madde oylandı ve kabul edilerek yürürlüğe girdi.
GÜL'DEN KONGREYE MESAJ
Parti kurucuları, eski milletvekilleri, başbakan ve bakanlarla birlikte 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül de davet edildi. Ancak Abdullah Gül, kongreye katılmadı.
Gül mesajında şu ifadelere yer verdi:
"Değerli gönüldaşlarım, kıymetli delegeler, fedakar ve cefakar çalışmalarıyla partimizi daima zafere ulaştıran teşkilat mensubu kardeşlerim, arkadaşlarım, Adalet ve Kalkınma Partisi'nin 3. Olağanüstü Kongresi'nin memleketimiz, Türk demokrasisi ve kutlu davamız için hayırlara vesile olmasını temenni ediyorum. 14 Ağustos 2001'de o günkü arkadaşlarımızla birlikte kurduğumuz AK Parti, 16 yıllık zaman sürecinde ülkemizde pek çok tabuları yıkmış, kronik sorunlara çözüm üretmiş, siyasi, ekonomik ve sosyal konularda çoklu reformlarla halkımıza çok büyük hizmetler yapmıştır. Kongremizin hayırlı olmasını diliyorum." (Kaynak:ntvmsnc.com.tr)
17 Nisan 2017 Pazartesi
Cumhurbaşkanı Erdoğan, gündemindeki ilk başlığı açıkladı
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Tarabya'daki Huber Köşkü'nde referandum sonuçlarıyla ilgili açıklama yaptı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bugün oyumu kullanırken de ifade ettiğim gibi bu anayasa değişikliği herhangi bir değişiklik değildir. Bu farklıdır ve bu çok çok anlamlıdır. Türkiye tarihinde ilk defa, tamamen TBMM ve milletimizin iradesiyle böylesine önemli bir değişime milletimiz karar vermiştir. Cumhuriyet tarihimizde ilk defa tamamen sivil siyaset eliyle yönetim sistemimizi değiştiriyoruz. Bu bakımdan bu çok çok çok önemli" dedi. Erdoğan, halka yaptığı konuşmada ise "İdam için Sayın Yıldırım ve Bahçeli ile görüşeceğim. Gerekirse bir halk oylaması daha yaparız." diye konuştu. "Bazı televizyonlarda falan, aç tavuk kendini buğday ambarında sanarmış ya, bu neticeyi küçümsemeye gayret edenler var." diyen Erdoğan, "Boşuna uğraşmayın, atı alan Üsküdar'ı geçti haberiniz yok." diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın konuşmasının satır başları şöyle:
16 Nisan 2017 anayasa değişikliğiyle ilgili sonuçların değerlendirmesine yönelik basın toplantısını ilk defa bu mekanda yapıyoruz. Bu mekan basın toplantısına ev sahipliği yapıyor. Hayırlı uğurlu olsun diyorum. Bizleri dinleyen değerli vatandaşlarım, sizleri en kalbi duygularımla saygıyla selamlıyorum.
Bugün yapılan anayasa değişikliği halk oylaması sonuçlarının, ülkemiz ve milletimiz için hayırlı olmasını diliyorum. Milletimiz bir kez daha farklı bir olgunluk içerisinde sandık başına gitmiş, hür iradesiyle TBMM tarafından kabul edilen anayasa değişikliği konusundaki görüşünü ifade etmiştir. Resmi olmayan sonuçlar, yaklaşık 25 milyon evet oyuyla ve 1 milyon 300 bin farkla anayasa değişikliğinin kabul edildiğini göstermektedir.
'TARİHİ BİR KARAR'
Öncelikle oyunun rengi ne olursa olsun, sandığa giden milletimizin her bir ferdine şükranlarımı sunuyorum.
16 Nisan halk oylaması milletimizin geleceğine sahip çıktığının önemli bir göstergesidir. Ekranları başında bizi izleyen sevgili milletim, bugün Türkiye 200 yıllık tartışma konusu olan yönetim sistemi konusunda tarihi bir karar vermiştir. Bu karar sıradan bir olay değildir. Çok ciddi bir yönetim sistemi üzerindeki dönüşüm kararının verildiği gündür bugün.
Her zaman olduğu gibi bu halk oylamasında mevcudu savunmak kolay, değişimi savunmak zor olmuştur. Hamd olsun bu zoru başardık. Tarihimizin en önemli yönetim reformunu hayata geçiriyoruz. Bilindiği gibi anayasa değişikliği sadece 18 maddeden oluşmasına rağmen, içeriği itibariyle köklü bir değişim arz etmektedir. Bu mesele ülkemizin gündeminde aslında uzun zamandır konuşuluyor.
Son dakika... Cumhurbaşkanı Erdoğan, gündemindeki ilk başlığı açıkladı
'TÜRKİYE 25 MİLYON OYLA EVET KARARI VERDİ'
Örneğin büyükşehir belediye başkanı olduğum dönemden bu yana, sürekli medyanın bana sorduğu sorulardan biri olmuştur. Daha sonra panellerde karşılaştığım sorulardan biri olmuştur. Bu soruyla her zaman karşı karşıya olduk. Şimdiyse, 2015 yılı başında başkanlık sistemine geçiş konusunda verilen desteğin yüzde 25-30’lar düzeyinde olduğunu gösteriyordu. İşte böyle zor bir süreç sonunda, bugün Türkiye 25 milyon evet oyuyla kararını vermiştir.
AK Parti Genel Başkanı Sayın Binali Yıldırım’a, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’ye, BBP Genel Başkanı Mustafa Destici’ye, STK’lara ve bütün kurumlara teşekkür ediyorum.
'SİVİL SİYASET ELİYLE YÖNETİM DEĞİŞİYOR'
Doğu Güneydoğu’daki oyların önemini vurgulamak isterim. Güneydoğu Anadolu bölgesindeki tüm illerde 10 ila 20 puanlık artışlar olduğunu görüyoruz. İnşallah bu sonuçlar ülkemizin önünde yeni bir dönemin başladığının müjdecisi olacaktır. Gerek halk oylaması sürecinde gerekse sandık başında tercihini evet yönünde ortaya koyan herkese, şahsıma gösterdikleri güven ve teveccüh için şükranlarımı sunuyorum.
Bugün oyumu kullanırken de ifade ettiğim gibi bu anayasa değişikliği herhangi bir değişiklik değildir. Bu farklıdır ve bu çok çok anlamlıdır. Türkiye tarihinde ilk defa, tamamen TBMM ve milletimizin iradesiyle böylesine önemli bir değişime milletimiz karar vermiştir. Cumhuriyet tarihimizde ilk defa tamamen sivil siyaset eliyle yönetim sistemimizi değiştiriyoruz. Bu bakımdan bu çok çok çok önemli.
'TÜM TÜRKİYE'NİN ZAFERİ'
Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemiyle birlikte yürütme yasama ve yargı erkleriyle arasındaki ilişkiler birbirlerinden tamamen ayrılmıştır. Bu üç organ, aynı ortak hedefe yani tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet amacı doğrultusunda hizmet verecektir. 16 Nisan Evet veya Hayır diyen herkese, 80 milyon nüfusun, tüm Türkiye’nin zaferidir. Yurtdışında yaşayan vatandaşlarımız bu zaferin önemli bir mimarıdır. Ve onlar demokrasi mücadelesini gurbette verdiler ama asla demokrasiden taviz vermeden bu mücadeleyi verdiler. Şimdi nihai neticeler açıklandığında, verdikleri bu mücadelenin ne kadar bereketli olduğunu da gördük, görüyoruz.
Halk oylaması bitmiş ve o süreçte yaşanan tartışmalar geride kalmıştır. Ama önümüzde yepyeni bir dönem vardır. Anayasa değişikliğinin tüm maddeleri bir anda yürürlüğe girmiyor. 2019’da yapılması ön görülen seçimle devreye girecektir. Önümüzde pek çok iş var. Artık sadece sloganlarla, belirli değerlerin istismarıyla bu ülkede cumhurbaşkanı seçilip yönetimi üstlenmek mümkün değildir.
Milletimizin gönlünü kazanmanın, geleceği için de söyleyecek sözünüz hayata geçirecek projeleriniz, projelendirilmiş yatırımlarınız olmak zorundadır. Başka türlü cumhurbaşkanlığı seçimlerinde neticeye ulaşmak mümkün değildir. Herkes için hazırlık yapmak için 2019’a kadar önemli bir zaman vardır. Bu sekizinci halk oylamasıydı. Masaya yatırıp ne getirmiştir, ne götürmüştür diye baktığımızda bu referandumun çok çok anlamlı olduğunu göreceksiniz. Çünkü bu gerçekten Türkiye’nin geleceğine, ihya adımı olrak büyük önem arz etmektedir.
Diğer ülkelerin ve kurumların milletin kararlarına saygı duymasını bekliyoruz. Bir kez daha halk oylaması sonuçlarının ülkemiz ve milletimiz için hayırlara vesile olmasını diliyorum. Başta YSK olmak üzere, tüm sandıklarda görev alan vatandaşlarıma çok çok teşekkür ediyorum. Sandığa giderek demokrasisine sahip çıkan tüm vatandaşlarıma kalbi şükranlarımı iletiyorum. Sizlere çok çok teşekkür ediyorum.
CUMHURBAŞKANI HALKA SESLENDİ
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Huber Köşkü'ndeki basına yaptığı açıklamadan sonra Huber Köşkü önünde toplanan halka sesleniyor. Erdoğan'ın buradaki açıklamalarından öne çıkan başlıklar ise şöyle;
- Sizleri bu anlamlı buluşmada en kalbi duygularla selamlıyorum. Gerçekten ir olduk, bir olduk, kardeş olduk, hep birlikte Türkiye olduk. Ve adeta yedi düvel saldırdı. Ama bütün bunlara karşı milletim dik durdu. Bölünmedi, parçalanmadı, yurt içi yurt dışı, işte sandıkları siz patlattınız.
- Sizlerle beraber yapacağımız çok iş var. Ama bilesiniz ki bu bizim burada çıkışımızın ilk anı değil. Biz şu anda zaten yoldaydık, şimdi vites değiştirerek daha hızlı şekilde gideceğiz.
- Bunlar hep bize patinaj yaptırdılar, artık Türkiye'nin kitabında Allah'ın izniyle patinaj olmayacak.
- Ve her alanda Türkiye çok daha önemli adımları, büyük adımları atmak üzere muasır medeniyetler seviyesinin üzerine çıkacak, hiç endişeniz olmasın.
- İşte şurada bir saat içerisinde toplandınız. bu ne büyük bir aşktır?
- Bugüne kadar projesi olmayanlar bizim karşımızda konuştu ama biz projelerimizle konuştuk. Bundan sonra da projelerimizle yol almaya devam edeceğiz. Şimdi biliyorsunuz bugünkü çıkan neticeyle, dikkat edin dünya yüzde 50-55'lerle, bazı yerlerde yüzde 35'lerle seçim yapıyor, bakın biz bugün yüzde 86 ile bir seçim gerçekleştirdik. Böyle bir katılım var mı ya?
"BOŞUNA UĞRAŞMAYIN ATI ALAN ÜSKÜDAR'I GEÇTİ HABERİNİZ YOK"
- Ve bunun yüzde 51 buçuğunu evet aldı. Ve şimdi bazı televizyonlarda falan, aç tavuk kendini buğday ambarında sanarmış ya, bu neticeyi küçümsemeye gayret edenler var. Boşuna uğraşmayın, atı alan Üsküdar'ı geçti haberiniz yok.
- Bundan sonra birlikte, beraber yapacağımız çok iş var. Birinci safha neydi, parlamento. Anayasa Komisyonu'nda biliyorsunuz pet şişeler nasıl fırlatıldı, engellemek istediler, başaramadılar. Genel Kurul'a geldi, orada ne oldu? Hamd olsun 339'la parlamentodan geçti. AK Parti ve MHP'nin milletvekillerinin dayanışmasıyla.
- Ben buradan öncelikle Sayın Yıldırım'a, Sayın Bahçeli'ye çok teşekkür ediyorum. Dik durdular, gruplarına sahip çıktılar ve böylece Meclis'ten geçti. Ne dedik? Şimdi sıra millette dedik. Milletimizde burada el ele verdi. Sıra dedik millette, millet görevini yaptı mı? Ve millete sopa gösterilmez. Gösterenler cevabını sandıkta aldı mı?
- Şimdi ben diyorum ki, AK Parti'ye gönül veren kardeşlerime teşekkür ediyorum, MHP'ye gönül veren kardeşlerime teşekküre diyorum, BBP'ye gönül veren kardeşlerime teşekküre diyorum. HÜDAPAR'a gönül veren kardeşlerime teşekkür ediyorum. Güneydoğu'da çok ciddi değişim dönüşüm yaşandı, bundan sonrası daha iyi olacak. Fakat bu demek değildir ki, diğer siyasi partileri destekleyenlerden destek gelmedi.
- Bundan sonra vites büyüteceğiz. İşimiz çok, yapacağımız çok şey var bu ülkede. İlk iş... ('İdam' sesleri) Hemen bu konuyu Sayın Başbakan ile Sayın Bahçeli ile de görüşeceğim. Meydanlarda hep bununla karşılaştım diyeceğim, zaten Sayın Bahçeli ben desteklerim dedi, Sayın Yıldırım aynı şekilde. Fakat Kılıçdaroğlu da destekleyeceğini söylemişti. Eğer gerçekten destekler de önüme gelirse ben bunu onaylarım. Ha desteklemedi, o zaman yapacağımız şey ne? Bir halk oylaması da bunun için yaparız.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın konuşmasının satır başları şöyle:
16 Nisan 2017 anayasa değişikliğiyle ilgili sonuçların değerlendirmesine yönelik basın toplantısını ilk defa bu mekanda yapıyoruz. Bu mekan basın toplantısına ev sahipliği yapıyor. Hayırlı uğurlu olsun diyorum. Bizleri dinleyen değerli vatandaşlarım, sizleri en kalbi duygularımla saygıyla selamlıyorum.
Bugün yapılan anayasa değişikliği halk oylaması sonuçlarının, ülkemiz ve milletimiz için hayırlı olmasını diliyorum. Milletimiz bir kez daha farklı bir olgunluk içerisinde sandık başına gitmiş, hür iradesiyle TBMM tarafından kabul edilen anayasa değişikliği konusundaki görüşünü ifade etmiştir. Resmi olmayan sonuçlar, yaklaşık 25 milyon evet oyuyla ve 1 milyon 300 bin farkla anayasa değişikliğinin kabul edildiğini göstermektedir.
'TARİHİ BİR KARAR'
Öncelikle oyunun rengi ne olursa olsun, sandığa giden milletimizin her bir ferdine şükranlarımı sunuyorum.
16 Nisan halk oylaması milletimizin geleceğine sahip çıktığının önemli bir göstergesidir. Ekranları başında bizi izleyen sevgili milletim, bugün Türkiye 200 yıllık tartışma konusu olan yönetim sistemi konusunda tarihi bir karar vermiştir. Bu karar sıradan bir olay değildir. Çok ciddi bir yönetim sistemi üzerindeki dönüşüm kararının verildiği gündür bugün.
Her zaman olduğu gibi bu halk oylamasında mevcudu savunmak kolay, değişimi savunmak zor olmuştur. Hamd olsun bu zoru başardık. Tarihimizin en önemli yönetim reformunu hayata geçiriyoruz. Bilindiği gibi anayasa değişikliği sadece 18 maddeden oluşmasına rağmen, içeriği itibariyle köklü bir değişim arz etmektedir. Bu mesele ülkemizin gündeminde aslında uzun zamandır konuşuluyor.
Son dakika... Cumhurbaşkanı Erdoğan, gündemindeki ilk başlığı açıkladı
'TÜRKİYE 25 MİLYON OYLA EVET KARARI VERDİ'
Örneğin büyükşehir belediye başkanı olduğum dönemden bu yana, sürekli medyanın bana sorduğu sorulardan biri olmuştur. Daha sonra panellerde karşılaştığım sorulardan biri olmuştur. Bu soruyla her zaman karşı karşıya olduk. Şimdiyse, 2015 yılı başında başkanlık sistemine geçiş konusunda verilen desteğin yüzde 25-30’lar düzeyinde olduğunu gösteriyordu. İşte böyle zor bir süreç sonunda, bugün Türkiye 25 milyon evet oyuyla kararını vermiştir.
AK Parti Genel Başkanı Sayın Binali Yıldırım’a, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’ye, BBP Genel Başkanı Mustafa Destici’ye, STK’lara ve bütün kurumlara teşekkür ediyorum.
'SİVİL SİYASET ELİYLE YÖNETİM DEĞİŞİYOR'
Doğu Güneydoğu’daki oyların önemini vurgulamak isterim. Güneydoğu Anadolu bölgesindeki tüm illerde 10 ila 20 puanlık artışlar olduğunu görüyoruz. İnşallah bu sonuçlar ülkemizin önünde yeni bir dönemin başladığının müjdecisi olacaktır. Gerek halk oylaması sürecinde gerekse sandık başında tercihini evet yönünde ortaya koyan herkese, şahsıma gösterdikleri güven ve teveccüh için şükranlarımı sunuyorum.
Bugün oyumu kullanırken de ifade ettiğim gibi bu anayasa değişikliği herhangi bir değişiklik değildir. Bu farklıdır ve bu çok çok anlamlıdır. Türkiye tarihinde ilk defa, tamamen TBMM ve milletimizin iradesiyle böylesine önemli bir değişime milletimiz karar vermiştir. Cumhuriyet tarihimizde ilk defa tamamen sivil siyaset eliyle yönetim sistemimizi değiştiriyoruz. Bu bakımdan bu çok çok çok önemli.
'TÜM TÜRKİYE'NİN ZAFERİ'
Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemiyle birlikte yürütme yasama ve yargı erkleriyle arasındaki ilişkiler birbirlerinden tamamen ayrılmıştır. Bu üç organ, aynı ortak hedefe yani tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet amacı doğrultusunda hizmet verecektir. 16 Nisan Evet veya Hayır diyen herkese, 80 milyon nüfusun, tüm Türkiye’nin zaferidir. Yurtdışında yaşayan vatandaşlarımız bu zaferin önemli bir mimarıdır. Ve onlar demokrasi mücadelesini gurbette verdiler ama asla demokrasiden taviz vermeden bu mücadeleyi verdiler. Şimdi nihai neticeler açıklandığında, verdikleri bu mücadelenin ne kadar bereketli olduğunu da gördük, görüyoruz.
Halk oylaması bitmiş ve o süreçte yaşanan tartışmalar geride kalmıştır. Ama önümüzde yepyeni bir dönem vardır. Anayasa değişikliğinin tüm maddeleri bir anda yürürlüğe girmiyor. 2019’da yapılması ön görülen seçimle devreye girecektir. Önümüzde pek çok iş var. Artık sadece sloganlarla, belirli değerlerin istismarıyla bu ülkede cumhurbaşkanı seçilip yönetimi üstlenmek mümkün değildir.
Milletimizin gönlünü kazanmanın, geleceği için de söyleyecek sözünüz hayata geçirecek projeleriniz, projelendirilmiş yatırımlarınız olmak zorundadır. Başka türlü cumhurbaşkanlığı seçimlerinde neticeye ulaşmak mümkün değildir. Herkes için hazırlık yapmak için 2019’a kadar önemli bir zaman vardır. Bu sekizinci halk oylamasıydı. Masaya yatırıp ne getirmiştir, ne götürmüştür diye baktığımızda bu referandumun çok çok anlamlı olduğunu göreceksiniz. Çünkü bu gerçekten Türkiye’nin geleceğine, ihya adımı olrak büyük önem arz etmektedir.
Diğer ülkelerin ve kurumların milletin kararlarına saygı duymasını bekliyoruz. Bir kez daha halk oylaması sonuçlarının ülkemiz ve milletimiz için hayırlara vesile olmasını diliyorum. Başta YSK olmak üzere, tüm sandıklarda görev alan vatandaşlarıma çok çok teşekkür ediyorum. Sandığa giderek demokrasisine sahip çıkan tüm vatandaşlarıma kalbi şükranlarımı iletiyorum. Sizlere çok çok teşekkür ediyorum.
CUMHURBAŞKANI HALKA SESLENDİ
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Huber Köşkü'ndeki basına yaptığı açıklamadan sonra Huber Köşkü önünde toplanan halka sesleniyor. Erdoğan'ın buradaki açıklamalarından öne çıkan başlıklar ise şöyle;
- Sizleri bu anlamlı buluşmada en kalbi duygularla selamlıyorum. Gerçekten ir olduk, bir olduk, kardeş olduk, hep birlikte Türkiye olduk. Ve adeta yedi düvel saldırdı. Ama bütün bunlara karşı milletim dik durdu. Bölünmedi, parçalanmadı, yurt içi yurt dışı, işte sandıkları siz patlattınız.
- Sizlerle beraber yapacağımız çok iş var. Ama bilesiniz ki bu bizim burada çıkışımızın ilk anı değil. Biz şu anda zaten yoldaydık, şimdi vites değiştirerek daha hızlı şekilde gideceğiz.
- Bunlar hep bize patinaj yaptırdılar, artık Türkiye'nin kitabında Allah'ın izniyle patinaj olmayacak.
- Ve her alanda Türkiye çok daha önemli adımları, büyük adımları atmak üzere muasır medeniyetler seviyesinin üzerine çıkacak, hiç endişeniz olmasın.
- İşte şurada bir saat içerisinde toplandınız. bu ne büyük bir aşktır?
- Bugüne kadar projesi olmayanlar bizim karşımızda konuştu ama biz projelerimizle konuştuk. Bundan sonra da projelerimizle yol almaya devam edeceğiz. Şimdi biliyorsunuz bugünkü çıkan neticeyle, dikkat edin dünya yüzde 50-55'lerle, bazı yerlerde yüzde 35'lerle seçim yapıyor, bakın biz bugün yüzde 86 ile bir seçim gerçekleştirdik. Böyle bir katılım var mı ya?
"BOŞUNA UĞRAŞMAYIN ATI ALAN ÜSKÜDAR'I GEÇTİ HABERİNİZ YOK"
- Ve bunun yüzde 51 buçuğunu evet aldı. Ve şimdi bazı televizyonlarda falan, aç tavuk kendini buğday ambarında sanarmış ya, bu neticeyi küçümsemeye gayret edenler var. Boşuna uğraşmayın, atı alan Üsküdar'ı geçti haberiniz yok.
- Bundan sonra birlikte, beraber yapacağımız çok iş var. Birinci safha neydi, parlamento. Anayasa Komisyonu'nda biliyorsunuz pet şişeler nasıl fırlatıldı, engellemek istediler, başaramadılar. Genel Kurul'a geldi, orada ne oldu? Hamd olsun 339'la parlamentodan geçti. AK Parti ve MHP'nin milletvekillerinin dayanışmasıyla.
- Ben buradan öncelikle Sayın Yıldırım'a, Sayın Bahçeli'ye çok teşekkür ediyorum. Dik durdular, gruplarına sahip çıktılar ve böylece Meclis'ten geçti. Ne dedik? Şimdi sıra millette dedik. Milletimizde burada el ele verdi. Sıra dedik millette, millet görevini yaptı mı? Ve millete sopa gösterilmez. Gösterenler cevabını sandıkta aldı mı?
- Şimdi ben diyorum ki, AK Parti'ye gönül veren kardeşlerime teşekkür ediyorum, MHP'ye gönül veren kardeşlerime teşekküre diyorum, BBP'ye gönül veren kardeşlerime teşekküre diyorum. HÜDAPAR'a gönül veren kardeşlerime teşekkür ediyorum. Güneydoğu'da çok ciddi değişim dönüşüm yaşandı, bundan sonrası daha iyi olacak. Fakat bu demek değildir ki, diğer siyasi partileri destekleyenlerden destek gelmedi.
- Bundan sonra vites büyüteceğiz. İşimiz çok, yapacağımız çok şey var bu ülkede. İlk iş... ('İdam' sesleri) Hemen bu konuyu Sayın Başbakan ile Sayın Bahçeli ile de görüşeceğim. Meydanlarda hep bununla karşılaştım diyeceğim, zaten Sayın Bahçeli ben desteklerim dedi, Sayın Yıldırım aynı şekilde. Fakat Kılıçdaroğlu da destekleyeceğini söylemişti. Eğer gerçekten destekler de önüme gelirse ben bunu onaylarım. Ha desteklemedi, o zaman yapacağımız şey ne? Bir halk oylaması da bunun için yaparız.
11 Mart 2017 Cumartesi
Nihat Hatipoğlu'na sürpriz görev
Cumhurbaşkanlığı tarafından Rektör atamalarına ilişkin açıklama geldi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Prof. Dr. Nihat Hatipoğlu'nu Yükseköğretim Kurulu Üyeliğine atarken, 6 üniversiteye de rektör atadı.
Yükseköğretim Kurulunun önerdiği adaylar arasından Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın atadığı Rektör isimleri şu şekilde: “Sayın Cumhurbaşkanımız, Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 130 uncu ve 2547 sayılı Yükseköğretim Kanununun 13 üncü maddeleri uyarınca, Yükseköğretim Kurulunun önerdiği adaylar arasından; Abdullah Gül Üniversitesi Rektörlüğüne yeniden Prof. Dr. İhsan SABUNCUOĞLU’nu, Çankırı Karatekin Üniversitesi Rektörlüğüne Prof. Dr. Hasan AYRANCI’yı, – Iğdır Üniversitesi Rektörlüğüne Prof. Dr. Mehmet Hakkı ALMA’yı, Nevşehir Hacı Bektaş Veli Üniversitesi Rektörlüğüne Prof. Dr. Mazhar BAĞLI’yı, Siirt Üniversitesi Rektörlüğüne yeniden Prof. Dr. Murat ERMAN’ı, İbn Haldun Üniversitesi Rektörlüğüne ise mütevelli heyetinin teklifi ve Yükseköğretim Kurulunun olumlu görüşü üzerine, Prof. Dr. Recep ŞENTÜRK’ü, atamışlardır.”
ERDOĞAN, HATİPOĞLU’NUN YÜKSEKÖĞRETİM KURULU ÜYELİĞİNİ ONAYLADI
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Yüksek Öğretim Kurumu (YÖK) üyeliği için Bakanlar Kurulunca yapılan seçimi onayladı.
Cumhurbaşkanlığı Prof. Dr. Nihat Hatipoğlu’nun Yükseköğretim Kurulu Üyeliğine seçildiğini açıkladı. Cumhurbaşkanlığı’ndan yapılan açıklama şöyle:” Sayın Cumhurbaşkanımız, Yükseköğretim Kurulu Üyeliğine, Prof. Dr. Nihat Hatipoğlu’nun Bakanlar Kurulunca yapılan seçimini, 2547 sayılı Yükseköğretim Kanununun 6’ncı maddesinin (b) fıkrası gereğince onaylamıştır” denildi. Sözcü
Yükseköğretim Kurulunun önerdiği adaylar arasından Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın atadığı Rektör isimleri şu şekilde: “Sayın Cumhurbaşkanımız, Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 130 uncu ve 2547 sayılı Yükseköğretim Kanununun 13 üncü maddeleri uyarınca, Yükseköğretim Kurulunun önerdiği adaylar arasından; Abdullah Gül Üniversitesi Rektörlüğüne yeniden Prof. Dr. İhsan SABUNCUOĞLU’nu, Çankırı Karatekin Üniversitesi Rektörlüğüne Prof. Dr. Hasan AYRANCI’yı, – Iğdır Üniversitesi Rektörlüğüne Prof. Dr. Mehmet Hakkı ALMA’yı, Nevşehir Hacı Bektaş Veli Üniversitesi Rektörlüğüne Prof. Dr. Mazhar BAĞLI’yı, Siirt Üniversitesi Rektörlüğüne yeniden Prof. Dr. Murat ERMAN’ı, İbn Haldun Üniversitesi Rektörlüğüne ise mütevelli heyetinin teklifi ve Yükseköğretim Kurulunun olumlu görüşü üzerine, Prof. Dr. Recep ŞENTÜRK’ü, atamışlardır.”
ERDOĞAN, HATİPOĞLU’NUN YÜKSEKÖĞRETİM KURULU ÜYELİĞİNİ ONAYLADI
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Yüksek Öğretim Kurumu (YÖK) üyeliği için Bakanlar Kurulunca yapılan seçimi onayladı.
Cumhurbaşkanlığı Prof. Dr. Nihat Hatipoğlu’nun Yükseköğretim Kurulu Üyeliğine seçildiğini açıkladı. Cumhurbaşkanlığı’ndan yapılan açıklama şöyle:” Sayın Cumhurbaşkanımız, Yükseköğretim Kurulu Üyeliğine, Prof. Dr. Nihat Hatipoğlu’nun Bakanlar Kurulunca yapılan seçimini, 2547 sayılı Yükseköğretim Kanununun 6’ncı maddesinin (b) fıkrası gereğince onaylamıştır” denildi. Sözcü
17 Şubat 2017 Cuma
Siber güvenlik için Saray'da merkez kurulacak
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın talimatıyla siber güvenlik çalışmaları tek çatı altında birleştirilecek. Bu kapsamda başta akademisyenler olmak üzere bilişim uzmanlarıyla siber güvenlik otoritelerinden görüş alınıyor. Çalışmalar raporlaştırılarak Saray'da bir siber güvenlik merkezinin hayata geçirilmesi amaçlanıyor.
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın talimatıyla başlatılan çalışmalar kapsamında, siber güvenlik altyapısının yerlileştirilmesi, durum analizi yapılması ve alınması gereken tedbirler ortaya konulacak. Hürriyet gazetesinin haberine göre Cumhurbaşkanı Erdoğan, FETÖ’nün 15 Temmuz darbe girişiminin ardından kurmaylarına siber güvenlik altyapısının incelenmesi için talimat verdi. Devlet Denetleme Kurulu ve Erdoğan’ın teknoloji kurmaylarının yer aldığı çalışma kapsamında Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı, Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu ile TÜBİTAK gibi kurumlarda ayrı ayrı yapılan siber güvenlik çalışmalarının tek çatı altında birleştirilmesi planlanıyor. Bu kapsamda başta akademisyenler olmak üzere, bilişim uzmanlarıyla siber güvenlik otoritelerinden gelen görüş ve öneriler toplanıyor.
Açıklar kapatılacak
Kritik kamu kurumlarına yapılan korsan saldırılar, telefon dinlemeleri, böcek yazılımlar detaylı inceleniyor. Gelen öneriler doğrultusunda özellikle 15 Temmuz’un ardından ortaya çıkan siber güvenlik açıklarının kapatılması, siber saldırılara karşı yeni tedbirler alınması ve bilişim alanında ‘yerlileşmeye’ gidilmesi hedefleniyor. Uzmanlar çalışma kapsamında dünyadaki başarılı siber güvenlik uygulamalarını da inceliyor. Çalışmaların raporlaştırılarak tek çatı altında toplanmasıyla Saray’da bir siber güvenlik merkezinin hayata geçirilmesi de amaçlanıyor.
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın talimatıyla başlatılan çalışmalar kapsamında, siber güvenlik altyapısının yerlileştirilmesi, durum analizi yapılması ve alınması gereken tedbirler ortaya konulacak. Hürriyet gazetesinin haberine göre Cumhurbaşkanı Erdoğan, FETÖ’nün 15 Temmuz darbe girişiminin ardından kurmaylarına siber güvenlik altyapısının incelenmesi için talimat verdi. Devlet Denetleme Kurulu ve Erdoğan’ın teknoloji kurmaylarının yer aldığı çalışma kapsamında Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı, Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu ile TÜBİTAK gibi kurumlarda ayrı ayrı yapılan siber güvenlik çalışmalarının tek çatı altında birleştirilmesi planlanıyor. Bu kapsamda başta akademisyenler olmak üzere, bilişim uzmanlarıyla siber güvenlik otoritelerinden gelen görüş ve öneriler toplanıyor.
Açıklar kapatılacak
Kritik kamu kurumlarına yapılan korsan saldırılar, telefon dinlemeleri, böcek yazılımlar detaylı inceleniyor. Gelen öneriler doğrultusunda özellikle 15 Temmuz’un ardından ortaya çıkan siber güvenlik açıklarının kapatılması, siber saldırılara karşı yeni tedbirler alınması ve bilişim alanında ‘yerlileşmeye’ gidilmesi hedefleniyor. Uzmanlar çalışma kapsamında dünyadaki başarılı siber güvenlik uygulamalarını da inceliyor. Çalışmaların raporlaştırılarak tek çatı altında toplanmasıyla Saray’da bir siber güvenlik merkezinin hayata geçirilmesi de amaçlanıyor.
13 Şubat 2017 Pazartesi
Madem öyle, seçenekler Evet/Evet olsun!
Hürriyet yazarı Ahmet Hakan, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın referandum ile ilgili söylediği sözleri köşesine taşıdı. Erdoğan'ın "Hayır diyenlerin konumu, 15 Temmuz'un yanında yer almaktır" sözünü değerlendiren Hakan, "Hayır seçeneği böylesine kötü, böylesine gayrimeşru, böylesine terörist böylesine hain ise... Milletin önüne şu iki seçeneği koyun: Evet/Evet" diye yazdı.
İşte Ahmet Hakan'ın köşe yazısı.
Cumhurbaşkanımız Erdoğan dün şöyle dedi:
“Hayır diyenlerin konumu, 15 Temmuz’un yanında yer almaktır.”
*
15 Temmuz nedir?
- Katliamdır.
- Alçaklıktır.
- Darbedir.
- Terördür.
- Şiddettir.
*
Eğer “Hayır” demek, gerçekten de 15 Temmuz’un yanında yer almak anlamına geliyorsa...
Yani “Hayır” demek meşru değilse...
O zaman...
Referandumda milletin önüne niye “Hayır” seçeneği koyuyorsunuz ki?
*
Ne yani?
Referandumda bu millete...
Darbenin, katliamın, cinayetin, alçaklığın, terörün, şiddetin, kısacası 15 Temmuz’un yanında yer alma hakkı mı tanınıyor?
*
Ne yani?
Millet “Hayır” seçeneğine abanırsa...
15 Temmuz mu kazanmış olacak?
İyi ama o zaman ne diye 15 Temmuz’a kazanma şansı veriyorsunuz ki?
*
“Hayır” seçeneği...
Böylesine kötü, böylesine gayrimeşru, böylesine terörist, böylesine hain ise...
Milletin önüne şu iki seçeneği koyun:
- EVET
- EVET
Aradaki farkı da...
- BEYAZ EVET
- KAHVERENGİ EVET
İle gösterin.
*
Ya da referanduma falan gitmeyin.
Çıkarın bir Kanun Hükmünde Kararname...
Olsun bitsin.
İşte Ahmet Hakan'ın köşe yazısı.
Cumhurbaşkanımız Erdoğan dün şöyle dedi:
“Hayır diyenlerin konumu, 15 Temmuz’un yanında yer almaktır.”
*
15 Temmuz nedir?
- Katliamdır.
- Alçaklıktır.
- Darbedir.
- Terördür.
- Şiddettir.
*
Eğer “Hayır” demek, gerçekten de 15 Temmuz’un yanında yer almak anlamına geliyorsa...
Yani “Hayır” demek meşru değilse...
O zaman...
Referandumda milletin önüne niye “Hayır” seçeneği koyuyorsunuz ki?
*
Ne yani?
Referandumda bu millete...
Darbenin, katliamın, cinayetin, alçaklığın, terörün, şiddetin, kısacası 15 Temmuz’un yanında yer alma hakkı mı tanınıyor?
*
Ne yani?
Millet “Hayır” seçeneğine abanırsa...
15 Temmuz mu kazanmış olacak?
İyi ama o zaman ne diye 15 Temmuz’a kazanma şansı veriyorsunuz ki?
*
“Hayır” seçeneği...
Böylesine kötü, böylesine gayrimeşru, böylesine terörist, böylesine hain ise...
Milletin önüne şu iki seçeneği koyun:
- EVET
- EVET
Aradaki farkı da...
- BEYAZ EVET
- KAHVERENGİ EVET
İle gösterin.
*
Ya da referanduma falan gitmeyin.
Çıkarın bir Kanun Hükmünde Kararname...
Olsun bitsin.
11 Şubat 2017 Cumartesi
Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan Özgecan Aslan tweet'i
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 2 yıl önce vahşice katledilen üniversite öğrencisi Özgecan Aslan için Twitter'dan #ÖzgecanAslan hashtag'ı ile "Özgecan Aslan kızımızın acısı yüreğimizde hala çok derin, çok taze" mesajını paylaştı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 2 yıl önce vahşice katledilen 19 yaşındaki üniversite öğrencisi Özgecan Aslan için Twitter üzerinden anma mesajı yayınladı.
Erdoğan, mesajında "Tam iki yıl önce vahşi bir cinayet sonucu genç yaşında hayatını kaybeden Özgecan Aslan kızımızın acısı yüreğimizde hala çok derin, çok taze" dedi.
#ÖzgecanAslan hashtag'ı ile paylaşımlarda bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları yazdı:
"Biricik kızımız Özgecan'ı bu vesileyle rahmetle yad ediyor, kadına yönelik şiddetin ülkemizde ve tüm dünyada son bulmasını diliyorum. Özgecan Aslan cinayeti, kadına yönelik şiddetin durmaksızın mücadele edilmesi gereken bir sorun olduğunu bizlere anlattı. Özgecan ve kaybettiğimiz tüm canların hatırasını yaşatmak, kadına yönelik şiddete her zaman güçlü bir şekilde DUR demekle mümkündür.Biricik kızımız Özgecan'ı bu vesileyle rahmetle yad ediyor, kadına yönelik şiddetin ülkemizde ve tüm dünyada son bulmasını diliyorum" dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 2 yıl önce vahşice katledilen 19 yaşındaki üniversite öğrencisi Özgecan Aslan için Twitter üzerinden anma mesajı yayınladı.
Erdoğan, mesajında "Tam iki yıl önce vahşi bir cinayet sonucu genç yaşında hayatını kaybeden Özgecan Aslan kızımızın acısı yüreğimizde hala çok derin, çok taze" dedi.
#ÖzgecanAslan hashtag'ı ile paylaşımlarda bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları yazdı:
"Biricik kızımız Özgecan'ı bu vesileyle rahmetle yad ediyor, kadına yönelik şiddetin ülkemizde ve tüm dünyada son bulmasını diliyorum. Özgecan Aslan cinayeti, kadına yönelik şiddetin durmaksızın mücadele edilmesi gereken bir sorun olduğunu bizlere anlattı. Özgecan ve kaybettiğimiz tüm canların hatırasını yaşatmak, kadına yönelik şiddete her zaman güçlü bir şekilde DUR demekle mümkündür.Biricik kızımız Özgecan'ı bu vesileyle rahmetle yad ediyor, kadına yönelik şiddetin ülkemizde ve tüm dünyada son bulmasını diliyorum" dedi.
10 Şubat 2017 Cuma
Anayasa Değişikliği hakkında kanun Resmi Gazete'de yayımlandı
Anayasa da Değişiklik Yapılması Hakkındaki Kanun Resmi Gazete'de yayımlandı.
"Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi"ni içeren, halkoyuna sunulacak 6771 Sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun, Resmi Gazete'de yayımlandı.
Buna göre, milletvekili sayısı 550'den 600'e çıkarılacak, milletvekili seçilebilme yaşı 25'ten 18'e indirilecek.
TBMM ve cumhurbaşkanı seçimleri 5 yılda bir aynı gün yapılacak
Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) ve cumhurbaşkanı seçimleri 5 yılda bir aynı günde yapılacak ve süresi biten milletvekili yeniden seçilebilecek.
TBMM, üye tam sayısının 5'te 3 çoğunluğu ile seçimlerin yenilenmesine karar verebilecek.
Cumhurbaşkanlığına, siyasi parti grupları, en son yapılan genel seçimlerde toplam geçerli oyların tek başına veya birlikte en az yüzde 5'ini alan partiler ile en az 100 bin seçmen aday gösterebilecek.
Partisiyle ilişiği kesilmeyecek
Cumhurbaşkanı seçilen kişinin partisiyle ilişiği kesilmeyecek.
Cumhurbaşkanı hakkında, bir suç işlediği iddiasıyla TBMM üye tam sayısının salt çoğunluğunun vereceği önergeyle soruşturma açılması istenebilecek.
Cumhurbaşkanı yardımcıları ve bakanlar, cumhurbaşkanı tarafından atanacak ve görevden alınacak. Bakanlıkların kurulması, kaldırılması, görevleri ve yetkileri ile teşkilat yapısı ile merkez ve taşra teşkilatlarının kurulması, Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle düzenlenecek.
Cumhurbaşkanının, seçimlerin yenilenmesine karar vermesi halinde TBMM genel seçimi ile cumhurbaşkanı seçimi birlikte yapılacak. Cumhurbaşkanının ikinci döneminde Meclis, seçimlerin yenilenmesine karar verirse cumhurbaşkanı bir kez daha aday olabilecek.
"Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi"ni içeren, halkoyuna sunulacak 6771 Sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun, Resmi Gazete'de yayımlandı.
Buna göre, milletvekili sayısı 550'den 600'e çıkarılacak, milletvekili seçilebilme yaşı 25'ten 18'e indirilecek.
TBMM ve cumhurbaşkanı seçimleri 5 yılda bir aynı gün yapılacak
Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) ve cumhurbaşkanı seçimleri 5 yılda bir aynı günde yapılacak ve süresi biten milletvekili yeniden seçilebilecek.
TBMM, üye tam sayısının 5'te 3 çoğunluğu ile seçimlerin yenilenmesine karar verebilecek.
Cumhurbaşkanlığına, siyasi parti grupları, en son yapılan genel seçimlerde toplam geçerli oyların tek başına veya birlikte en az yüzde 5'ini alan partiler ile en az 100 bin seçmen aday gösterebilecek.
Partisiyle ilişiği kesilmeyecek
Cumhurbaşkanı seçilen kişinin partisiyle ilişiği kesilmeyecek.
Cumhurbaşkanı hakkında, bir suç işlediği iddiasıyla TBMM üye tam sayısının salt çoğunluğunun vereceği önergeyle soruşturma açılması istenebilecek.
Cumhurbaşkanı yardımcıları ve bakanlar, cumhurbaşkanı tarafından atanacak ve görevden alınacak. Bakanlıkların kurulması, kaldırılması, görevleri ve yetkileri ile teşkilat yapısı ile merkez ve taşra teşkilatlarının kurulması, Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle düzenlenecek.
Cumhurbaşkanının, seçimlerin yenilenmesine karar vermesi halinde TBMM genel seçimi ile cumhurbaşkanı seçimi birlikte yapılacak. Cumhurbaşkanının ikinci döneminde Meclis, seçimlerin yenilenmesine karar verirse cumhurbaşkanı bir kez daha aday olabilecek.
4 Şubat 2017 Cumartesi
Cumhurbaşkanı Erdoğan: 'Kanseri yenmek elimizde'
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Dünya Kanser Günü sebebiyle Twitter'dan mesaj paylaştı. Erken teşhisin önemine dikkat çeken Erdoğan, "Yüzde 90 oranında dış etkenlere bağlı olarak ortaya çıkan kanser asla tedavi edilemez değildir. Kanseri yenmek bizim elimizde" dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Dünya Kanser Günü sebebiyle Twitter'dan bizzat yazarak mesaj yayınladı; erken teşhisin önemine dikkat çekerek, "Yüzde 90 oranında dış etkenlere bağlı olarak ortaya çıkan kanser asla tedavi edilemez değildir. Kanseri yenmek bizim elimizde" dedi.
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, dünkü Mersin programının ardından gece İstanbul'a geldi. Geceyi Kısıklı'daki konutunda geçiren Cumhurbaşkanı Erdoğan bugün saat 13.00 sıralarında konutundan çıkarak, Beylerbeyi Sarayı'na geçti. Erdoğan'ın konvoyu Kısıklı'dan çıkarken aynı anda, "görüşeceği kişinin" konvoyu da 15 Temmuz Şehitler Köprüsünü geçerek Beylerbeyi Sarayı'na yöneldi.
Beylerbeyi'nde özel görüşme
Erdoğan'ın konvoyunu ve "özel görüşme" gerçekleştireceği kişinin, bekleyen bu ikinci konvoyu, aynı anda Beylerbeyi Sarayı'na girdi. Cumhurbaşkanlığı kaynakları, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Beylerbeyi'ndeki Ofisi'nde özel bir görüşme gerçekleştireceğini bildirdi.
4 Şubat Dünya Kanser Günü mesajları
Bu arada Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, resmi Twitter hesabından 4 Şubat Dünya Kanser Günü sebebiyle, mesaj paylaştı. "RTE" imzalı mesajlar şöyle:
"Kanser hastalığı, maalesef günümüzün en önemli sağlık sorunlarından biri olarak her geçen gün daha fazla insanı etkiliyor. Ülkemizde her yıl 175 bin kişiye kanser teşhisi konulurken, dünya genelinde 10 milyona yakın insan kanser sebebiyle hayatını kaybediyor. Yüzde 90 oranında dış etkenlere bağlı olarak ortaya çıkan kanser asla tedavi edilemez değildir. Kanseri yenmek bizim elimizde.Tütün, alkol ve hareketsizlik gibi zararlı alışkanlıklardan uzak durarak sağlığımızı koruyabilir, kansere yakalanma riskini azaltabiliriz. Ayrıca, tüm hastalıklarda olduğu gibi kanserle başarılı mücadelede en önemli unsurun erken teşhis olduğunu da unutmamalıyız. Sağlık Bakanlığımız ve diğer kurumlarımızın erken teşhis konusunda yaptığı bilinçlendirme çalışmalarına el birliğiyle destek olmalıyız. 4 Şubat Dünya KanserGünü'nün bu hastalıkla ilgili farkındalığın artmasına katkı sağlamasını temenni ediyorum. RTE"
Mesajları bizzat yazdı
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 10 Milyona yakın takipçisi bulunan resmi Twitter hesabından zaman zaman bizzat yazdığı mesajlar da yayınlanıyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu mesajların sonuna RTE imzasını atıyor. DHA
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Dünya Kanser Günü sebebiyle Twitter'dan bizzat yazarak mesaj yayınladı; erken teşhisin önemine dikkat çekerek, "Yüzde 90 oranında dış etkenlere bağlı olarak ortaya çıkan kanser asla tedavi edilemez değildir. Kanseri yenmek bizim elimizde" dedi.
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, dünkü Mersin programının ardından gece İstanbul'a geldi. Geceyi Kısıklı'daki konutunda geçiren Cumhurbaşkanı Erdoğan bugün saat 13.00 sıralarında konutundan çıkarak, Beylerbeyi Sarayı'na geçti. Erdoğan'ın konvoyu Kısıklı'dan çıkarken aynı anda, "görüşeceği kişinin" konvoyu da 15 Temmuz Şehitler Köprüsünü geçerek Beylerbeyi Sarayı'na yöneldi.
Beylerbeyi'nde özel görüşme
Erdoğan'ın konvoyunu ve "özel görüşme" gerçekleştireceği kişinin, bekleyen bu ikinci konvoyu, aynı anda Beylerbeyi Sarayı'na girdi. Cumhurbaşkanlığı kaynakları, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Beylerbeyi'ndeki Ofisi'nde özel bir görüşme gerçekleştireceğini bildirdi.
4 Şubat Dünya Kanser Günü mesajları
Bu arada Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, resmi Twitter hesabından 4 Şubat Dünya Kanser Günü sebebiyle, mesaj paylaştı. "RTE" imzalı mesajlar şöyle:
"Kanser hastalığı, maalesef günümüzün en önemli sağlık sorunlarından biri olarak her geçen gün daha fazla insanı etkiliyor. Ülkemizde her yıl 175 bin kişiye kanser teşhisi konulurken, dünya genelinde 10 milyona yakın insan kanser sebebiyle hayatını kaybediyor. Yüzde 90 oranında dış etkenlere bağlı olarak ortaya çıkan kanser asla tedavi edilemez değildir. Kanseri yenmek bizim elimizde.Tütün, alkol ve hareketsizlik gibi zararlı alışkanlıklardan uzak durarak sağlığımızı koruyabilir, kansere yakalanma riskini azaltabiliriz. Ayrıca, tüm hastalıklarda olduğu gibi kanserle başarılı mücadelede en önemli unsurun erken teşhis olduğunu da unutmamalıyız. Sağlık Bakanlığımız ve diğer kurumlarımızın erken teşhis konusunda yaptığı bilinçlendirme çalışmalarına el birliğiyle destek olmalıyız. 4 Şubat Dünya KanserGünü'nün bu hastalıkla ilgili farkındalığın artmasına katkı sağlamasını temenni ediyorum. RTE"
Mesajları bizzat yazdı
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 10 Milyona yakın takipçisi bulunan resmi Twitter hesabından zaman zaman bizzat yazdığı mesajlar da yayınlanıyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu mesajların sonuna RTE imzasını atıyor. DHA
26 Ocak 2017 Perşembe
AK Parti'nin referandum kitapçığında Bahçeli fotoğrafı
Referanduma götürülecek olan anayasa değişikliği teklifi ile ilgili AK Parti 50 sayfalık bir kitapçık hazırlandı. Anayasa değişiklik teklifinin tüm maddelerinin tam metni yer aldı. "Birlik ve uzlaşma" başlığının altında ise Erdoğan, Yıldırım ve Bahçeli'nin beraber çay içtikleri fotoğraf yer aldı.
2017 Öğretmen atamaları ne zaman yapılacak?
2017 Öğretmen atamaları ne zaman yapılacak merak konusu. Geçtiğimiz yıldan bu yana öğretmen atamaları konusunda bekleyişte olan öğretmen adayları, belirsizliğin devam ediyor olmasından dolayı endişeli. Şubat 2017'de yapılması beklenen öğretmen atamaları için henüz bir adım atılmadı. Son olarak CHP Bursa Milletvekili Ceyhun İrgil'in Şubat'ta öğretmen ataması yapılmayacağını açıklaması bekleyenleri hayal kırıklığına uğrattı. Peki 2017 öğretmen atamaları ne zaman olacak?
Büyük bir heyecanla Şubat öğretmen atamalarını bekleyen öğretmen adayları, bu kapsamda ne kadar öğretmene kadro verileceğini merak ediyor. Konu hakkında belirsizliklerin netleşmesi adına Milli Eğitim Bakanlığı'ndan bir açıklama bekleyen adaylar, şu ana kadar bekledikleri yanıtı alabilmiş değil. Geçen yılın Ağustos ayında yapılması beklenen atamalar gerçekleşmemişti. Öğretmen adayları büyük hayal kırıklığı yaşasa da, atamaların Şubat'ta yapılacağının açıklanması adayları oldukça sevindirmişti. Şimdi ise 2017 öğretmen atamaları konusunda yeni bir iddia ortaya atıldı. CHP'li Eğitim Komisyonu üyesi Dr. Ceyhun İrgil, öğretmen atamalarının şubat ayında yapılmayacağını ifade etti. Hükümetin şubat ayı için bir atama planlaması olmadığını söyleyen İrgil, "Milli Eğitim Bakanlığı öğretmen açığını gidermek istiyor. Ancak Cumhurbaşkanı'nın da söylediği gibi tulumbada su bittiği için Maliye Bakanlığı atamaya izin vermiyor. Belki bu anayasa değişikliği nedeniyle olası referandum sürecinde mart ayı içinde beklendiği ölçüde olmasa da, daha az sayıda yine sözleşmeli ve mülakatla bir atama yapılabilir." dedi.
Şubat değil, Mart'ta
Daha önce CHP İstanbul Milletvekili Sibel Özdemir, Maliye Bakanı Naci Ağbal'a öğretmen atamaları konusunda bir soru önergesi verdi. Ardından Twitter hesabından paylaşımda bulunan Özdemir, "Maliye Bakanı Sayın Naci Ağbal'ın Şubat ayında öğretmen atamalarına ilişkin soruma yanıtı: Olacak. Kadro ve alanlarla ilgili çalışma yapılıyor." paylaşımında bulundu.
Ne kadar kontenjan ayrılacak?
Bakan İsmet Yılmaz, "Şu an bu konu net değil. Çalışma Bakanı, Maliye Bakanı ve Milli Eğitim Bakanlığı olarak üzerinde çalışıyoruz. Toplam 60 bin kadro var. Bunun kaçı Milli Eğitim Bakanlığına verilecek, kaçı polis, kaçı sağlıkçı olacak belli değil biraz daha sabır." ifadelerini kullandı. Birçok haber ajansında çıkan Şubat ayında 30 bin 40 bin 50 bin öğretmen ataması yapılacak şekildeki haberlerin dikkate alınmaması gerektiği vurgulayan Bakan Yılmaz konuyla ilgili Milli Eğitim Bakanlığından gelecek resmi açıklamaların takip edilmesini ve dikkat alınmasını dile getirdi.
MİLLİ EĞİTİM BAKANI: "İHTİYAÇ 67 BİN ÖĞRETMEN"
Geçtiğimiz aylarda öğretmen atamaları konusunda Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz açıklamalarda bulundu. Bakan Yılmaz açıklamasında, "Bizim şu anda yaklaşık 67 bin öğretmen açığımız var. Dolayısıyla da bir arkadaşım '100 bin öğretmen atanması gerekir' derken ihtiyacı dikkate alması lazım. Bazı illerimizdeki öğretmen sayısı halihazırda ihtiyacımızın da üzerindedir. Niçin böyle oluyor? Kimisi sağlık nedeniyle, kimisi mazeret ataması nedeniyle, eş tayini gerekçesiyle -ihtiyacımız olmadığı halde- bazı öğretmenleri bazı illere atamak durumunda kaldık. Dolayısıyla da atanamayan öğretmenler sorunu var. Ama, ihtiyacın 67 bin olduğu yerde 100 öğretmenin atamasını bekliyoruz, 400 bin kişi bekliyor." ifadelerini kullandı.
ATAMALAR ARTIK ŞUBAT'TA YAPILACAK
Öğretmen atamaları konusunda yeni bir uygulamaya geçtiklerini ifade eden Yılmaz, bundan sonra atama işlemlerinin Temmuz'da değil Şubat ayında yapılacağını belirtti. Yılmaz, "Biz bu ağustosta bir atama yapmıyoruz. Biz yeni bir uygulama başlattık, ağustosta atadığımız 30 bine yakın öğretmeni, şubatta atadığımız 30 bin öğretmeni bir uyum sürecinden, bir adaptasyon sürecinden geçiriyoruz ve eylülde yeni eğitim yılıyla birlikte hepsini okullarında görevlendireceğiz. Bundan sonraki öğretmen alımını da şubatta ihtiyaçlarımızı dikkate alarak yapacağız" dedi.
BAKAN MÜEZZİNOĞLU MÜJDELEDİ
2017 yılında kamuya 60 bin alım yapılacağının açıklanması iş ve atama bekleyenleri umutlandırdı. Öğretmen adayları 2017 Şubat öğretmen atamasında kaç kişinin kadroya alınacağını merak ediyor. Bu konuda beklenen açıklama Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Mehmet Müezzinoğlu'ndan geldi. Katıldığı bir programda 60 bin memur alımı konusuna değinen Müezzinoğlu, bu sayının kurumlara dağılımının nasıl olacağını açıkladı.
Alımların çoğunun Emniyet Genel Müdürlüğü, Sağlık Bakanlığı ve Milli Eğitim Bakanlığı'na yapılacağını belirten Bakan Müezzinoğlu en büyük payın Milli Eğitim Bakanlığı'na ayrılacağını söyledi. cnntürk
Büyük bir heyecanla Şubat öğretmen atamalarını bekleyen öğretmen adayları, bu kapsamda ne kadar öğretmene kadro verileceğini merak ediyor. Konu hakkında belirsizliklerin netleşmesi adına Milli Eğitim Bakanlığı'ndan bir açıklama bekleyen adaylar, şu ana kadar bekledikleri yanıtı alabilmiş değil. Geçen yılın Ağustos ayında yapılması beklenen atamalar gerçekleşmemişti. Öğretmen adayları büyük hayal kırıklığı yaşasa da, atamaların Şubat'ta yapılacağının açıklanması adayları oldukça sevindirmişti. Şimdi ise 2017 öğretmen atamaları konusunda yeni bir iddia ortaya atıldı. CHP'li Eğitim Komisyonu üyesi Dr. Ceyhun İrgil, öğretmen atamalarının şubat ayında yapılmayacağını ifade etti. Hükümetin şubat ayı için bir atama planlaması olmadığını söyleyen İrgil, "Milli Eğitim Bakanlığı öğretmen açığını gidermek istiyor. Ancak Cumhurbaşkanı'nın da söylediği gibi tulumbada su bittiği için Maliye Bakanlığı atamaya izin vermiyor. Belki bu anayasa değişikliği nedeniyle olası referandum sürecinde mart ayı içinde beklendiği ölçüde olmasa da, daha az sayıda yine sözleşmeli ve mülakatla bir atama yapılabilir." dedi.
Şubat değil, Mart'ta
Daha önce CHP İstanbul Milletvekili Sibel Özdemir, Maliye Bakanı Naci Ağbal'a öğretmen atamaları konusunda bir soru önergesi verdi. Ardından Twitter hesabından paylaşımda bulunan Özdemir, "Maliye Bakanı Sayın Naci Ağbal'ın Şubat ayında öğretmen atamalarına ilişkin soruma yanıtı: Olacak. Kadro ve alanlarla ilgili çalışma yapılıyor." paylaşımında bulundu.
Ne kadar kontenjan ayrılacak?
Bakan İsmet Yılmaz, "Şu an bu konu net değil. Çalışma Bakanı, Maliye Bakanı ve Milli Eğitim Bakanlığı olarak üzerinde çalışıyoruz. Toplam 60 bin kadro var. Bunun kaçı Milli Eğitim Bakanlığına verilecek, kaçı polis, kaçı sağlıkçı olacak belli değil biraz daha sabır." ifadelerini kullandı. Birçok haber ajansında çıkan Şubat ayında 30 bin 40 bin 50 bin öğretmen ataması yapılacak şekildeki haberlerin dikkate alınmaması gerektiği vurgulayan Bakan Yılmaz konuyla ilgili Milli Eğitim Bakanlığından gelecek resmi açıklamaların takip edilmesini ve dikkat alınmasını dile getirdi.
MİLLİ EĞİTİM BAKANI: "İHTİYAÇ 67 BİN ÖĞRETMEN"
Geçtiğimiz aylarda öğretmen atamaları konusunda Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz açıklamalarda bulundu. Bakan Yılmaz açıklamasında, "Bizim şu anda yaklaşık 67 bin öğretmen açığımız var. Dolayısıyla da bir arkadaşım '100 bin öğretmen atanması gerekir' derken ihtiyacı dikkate alması lazım. Bazı illerimizdeki öğretmen sayısı halihazırda ihtiyacımızın da üzerindedir. Niçin böyle oluyor? Kimisi sağlık nedeniyle, kimisi mazeret ataması nedeniyle, eş tayini gerekçesiyle -ihtiyacımız olmadığı halde- bazı öğretmenleri bazı illere atamak durumunda kaldık. Dolayısıyla da atanamayan öğretmenler sorunu var. Ama, ihtiyacın 67 bin olduğu yerde 100 öğretmenin atamasını bekliyoruz, 400 bin kişi bekliyor." ifadelerini kullandı.
ATAMALAR ARTIK ŞUBAT'TA YAPILACAK
Öğretmen atamaları konusunda yeni bir uygulamaya geçtiklerini ifade eden Yılmaz, bundan sonra atama işlemlerinin Temmuz'da değil Şubat ayında yapılacağını belirtti. Yılmaz, "Biz bu ağustosta bir atama yapmıyoruz. Biz yeni bir uygulama başlattık, ağustosta atadığımız 30 bine yakın öğretmeni, şubatta atadığımız 30 bin öğretmeni bir uyum sürecinden, bir adaptasyon sürecinden geçiriyoruz ve eylülde yeni eğitim yılıyla birlikte hepsini okullarında görevlendireceğiz. Bundan sonraki öğretmen alımını da şubatta ihtiyaçlarımızı dikkate alarak yapacağız" dedi.
BAKAN MÜEZZİNOĞLU MÜJDELEDİ
2017 yılında kamuya 60 bin alım yapılacağının açıklanması iş ve atama bekleyenleri umutlandırdı. Öğretmen adayları 2017 Şubat öğretmen atamasında kaç kişinin kadroya alınacağını merak ediyor. Bu konuda beklenen açıklama Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Mehmet Müezzinoğlu'ndan geldi. Katıldığı bir programda 60 bin memur alımı konusuna değinen Müezzinoğlu, bu sayının kurumlara dağılımının nasıl olacağını açıkladı.
Alımların çoğunun Emniyet Genel Müdürlüğü, Sağlık Bakanlığı ve Milli Eğitim Bakanlığı'na yapılacağını belirten Bakan Müezzinoğlu en büyük payın Milli Eğitim Bakanlığı'na ayrılacağını söyledi. cnntürk
Etiketler:
chp,
haber,
öğretmen,
recep tayyip erdoğan
Almanya'dan flaş karar
Almanya, yabancı ülke liderlerine hakareti yasaklayan yasayı değiştirerek "olağan hakaret suçu" düzeyine indirme kararı aldı.
Almanya'da Federal Adalet Bakanı Heiko Maas, Bakanlar kurulunun yabancı devlet adamlarına hakareti düzenleyen yasanın iptalini öngören tasarıyı onayladığını twitter hesabından yaptığı paylaşımda duyurdu.
Reuters'ın haberine göre; Bakanların dün aldığı kararla gündeme gelen yasa, Alman komedyen Jan Boehmermann'ın geçen yıl bir televizyon programında Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'a hakaret eden sözlerinden sonra gündeme gelmişti.
Adalet Bakanı Heiko Maas, "Lese majeste, yani kraliyete karşı işlenen suç kavramına artık ceza hukukumuzda yer yoktur" dedi.
Maas, yabancı bir lidere hakaret etmenin suç olmaya devam edeceğini ancak bunun herhangi bir kişiye hakaretten farklı olmayacağını söyledi.
Bakanlar kurulunun dün aldığı kararın, parlamentonun alt kanadında onaylanması gerekiyor. Erdoğan, söz konusu yasaya dayanarak Boehmermann aleyhinde
Almanya'da savcılığa başvurmuştu.
Savcılık şikayet üzerine yaptığı soruşturmayı kapattı ancak Erdoğan'ın Boehmermann'a karşı açtığı şahsi hakaret davası devam ediyor. Hamburg mahkemesinin Erdoğan'ın Boehmermann'ın hakaret içeren şiiri için yasaklama talebi konusunda 10 Şubat'ta karar
vermesi bekleniyor.
Almanya'da Federal Adalet Bakanı Heiko Maas, Bakanlar kurulunun yabancı devlet adamlarına hakareti düzenleyen yasanın iptalini öngören tasarıyı onayladığını twitter hesabından yaptığı paylaşımda duyurdu.
Reuters'ın haberine göre; Bakanların dün aldığı kararla gündeme gelen yasa, Alman komedyen Jan Boehmermann'ın geçen yıl bir televizyon programında Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'a hakaret eden sözlerinden sonra gündeme gelmişti.
Adalet Bakanı Heiko Maas, "Lese majeste, yani kraliyete karşı işlenen suç kavramına artık ceza hukukumuzda yer yoktur" dedi.
Maas, yabancı bir lidere hakaret etmenin suç olmaya devam edeceğini ancak bunun herhangi bir kişiye hakaretten farklı olmayacağını söyledi.
Bakanlar kurulunun dün aldığı kararın, parlamentonun alt kanadında onaylanması gerekiyor. Erdoğan, söz konusu yasaya dayanarak Boehmermann aleyhinde
Almanya'da savcılığa başvurmuştu.
Savcılık şikayet üzerine yaptığı soruşturmayı kapattı ancak Erdoğan'ın Boehmermann'a karşı açtığı şahsi hakaret davası devam ediyor. Hamburg mahkemesinin Erdoğan'ın Boehmermann'ın hakaret içeren şiiri için yasaklama talebi konusunda 10 Şubat'ta karar
vermesi bekleniyor.
24 Ocak 2017 Salı
Bülent Arınç, Erdoğan'a yazdığı mektubu yayınladı
AK Parti'nin kurucularından ve eski TBMM Başkanı olan Bülent Arınç, hakkında çıkan 'Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan özür diledi' iddialarına yanıt verdi. Erdoğan'a yazdığı mektubu sosyal medyada yayınladı.
Bir gazete tarafından Bülent Arınç'ın Erdoğan'a yazdığı mektupta "17-25 Aralık sürecinde FETÖ'nün gerçek yüzünü göremediğini, bu konuda çok yanıldığını, yanıltıldığını; menfur 15 Temmuz darbe girişimiyle bütün gerçeklerin gün gibi ortaya çıktığını" yazdığı öne sürülmüştü.
Arınç bu iddialara karşı sosyal medya sitesi Twitter'dan Erdoğan'ya yazdığı mektubu yayınlayarak yanıt verdi.
Arınç'ın mektubunda "Şahsen ben de bu olay vesilesiyle geçmişte birlikte olduğum ve hüsn-ü zanda bulunduğum sivil-asker bazı kişiler için şimdi daha sağlıklı bir değerlendirme yapabiliyorum", "Zat-ı alilerinizi bütün gönlümle tebrik ve takdir ediyor; Rabbimden sağlık ve uzun ömürler dileği ile selam ve saygılarımın kabulünü istirham ediyorum" ifadeleri yer alıyor.
Arınç'ın mektubu şöyle:
"Sayın Cumhurbaşkanım,
Yaşadığımız darbe girişiminin başarısızlıkla sonuçlanması nedeni ile başta Zat-i alilerinize, Hükümetimize ve Aziz Milletimize geçmiş olsun dileklerimi ifade ediyorum. Milletimizin maruz kaldığı bu ihanet ve alçaklık hiçbir zaman unutulmayacak ve sebep olanlar en ağır şekilde cezalandırılacaktır. Bu ihanet şebekesinin tüm unsurları da yok edilmelidir.
Sayın Cumhurbaşkanım,
Darbe girişiminin sonuçsuz kalmasının en baştaki sebebi Zat-i alilerinizin güçlü liderliği, cesareti ve kahramanlığıdır. Verdiğiniz cesaret ile halkımız sokağa çıkmış, darbecilere karşı durmuş, Hükümetimiz de krizi fevkalade başarılı yöneterek, tüm tedbiri almıştır. Demokrasimizi ve özgürlüğümüzü en çok sizlere borçlu olduğumuza inanıyorum. Zat-ı alilerinizle birlikte Milli Güvenlik Kurulu'nda, Türk Silahlı Kuvvetleri'nin komuta kademesinde ve Yüksek Askeri Şura'nın içerisinde mesai arkadaşları olarak bulunan bazı kişilerin ihanetini görmek bizleri çok üzdü. Şahsen ben de bu olay vesilesiyle geçmişte birlikte olduğum ve hüsn-ü zanda bulunduğum sivil-asker bazı kişiler için şimdi daha sağlıklı bir değerlendirme yapabiliyorum.
Zat-ı alilerinizi bütün gönlümle tebrik ve takdir ediyor; Rabbimden sağlık ve uzun ömürler dileği ile selam ve saygılarımın kabulünü istirham ediyorum." cnntürk
Bir gazete tarafından Bülent Arınç'ın Erdoğan'a yazdığı mektupta "17-25 Aralık sürecinde FETÖ'nün gerçek yüzünü göremediğini, bu konuda çok yanıldığını, yanıltıldığını; menfur 15 Temmuz darbe girişimiyle bütün gerçeklerin gün gibi ortaya çıktığını" yazdığı öne sürülmüştü.
Arınç bu iddialara karşı sosyal medya sitesi Twitter'dan Erdoğan'ya yazdığı mektubu yayınlayarak yanıt verdi.
Arınç'ın mektubunda "Şahsen ben de bu olay vesilesiyle geçmişte birlikte olduğum ve hüsn-ü zanda bulunduğum sivil-asker bazı kişiler için şimdi daha sağlıklı bir değerlendirme yapabiliyorum", "Zat-ı alilerinizi bütün gönlümle tebrik ve takdir ediyor; Rabbimden sağlık ve uzun ömürler dileği ile selam ve saygılarımın kabulünü istirham ediyorum" ifadeleri yer alıyor.
Arınç'ın mektubu şöyle:
"Sayın Cumhurbaşkanım,
Yaşadığımız darbe girişiminin başarısızlıkla sonuçlanması nedeni ile başta Zat-i alilerinize, Hükümetimize ve Aziz Milletimize geçmiş olsun dileklerimi ifade ediyorum. Milletimizin maruz kaldığı bu ihanet ve alçaklık hiçbir zaman unutulmayacak ve sebep olanlar en ağır şekilde cezalandırılacaktır. Bu ihanet şebekesinin tüm unsurları da yok edilmelidir.
Sayın Cumhurbaşkanım,
Darbe girişiminin sonuçsuz kalmasının en baştaki sebebi Zat-i alilerinizin güçlü liderliği, cesareti ve kahramanlığıdır. Verdiğiniz cesaret ile halkımız sokağa çıkmış, darbecilere karşı durmuş, Hükümetimiz de krizi fevkalade başarılı yöneterek, tüm tedbiri almıştır. Demokrasimizi ve özgürlüğümüzü en çok sizlere borçlu olduğumuza inanıyorum. Zat-ı alilerinizle birlikte Milli Güvenlik Kurulu'nda, Türk Silahlı Kuvvetleri'nin komuta kademesinde ve Yüksek Askeri Şura'nın içerisinde mesai arkadaşları olarak bulunan bazı kişilerin ihanetini görmek bizleri çok üzdü. Şahsen ben de bu olay vesilesiyle geçmişte birlikte olduğum ve hüsn-ü zanda bulunduğum sivil-asker bazı kişiler için şimdi daha sağlıklı bir değerlendirme yapabiliyorum.
Zat-ı alilerinizi bütün gönlümle tebrik ve takdir ediyor; Rabbimden sağlık ve uzun ömürler dileği ile selam ve saygılarımın kabulünü istirham ediyorum." cnntürk
17 Ocak 2017 Salı
Erdoğan'a hakaretten 2 polise 10'ar ay hapis
Bursa'da, 15 Temmuz darbe girişimi sırasında Emniyet müdür yardımcısının telsizinden yaptığı, 'Darbeci askerlere karşı direnilecek' anonsunu duyunca, kendi aralarında "Asker gelirse neden direneceğim? Silahımızı teslim ederiz" dedikleri iddiasıyla tutuklanan merkez Gürsu İlçe Emniyet Amiri 35 yaşındaki Kadriye Kaçar ile tutuksuz yargılanan polis memuru Bayram Kara'ya o gece Cumhurbaşkanı'na hakaret suçundan yargılandıkları davada 4'er ay hapis cezası verildi. Mahkeme, sanıklara verilen cezanın hükmün okunmasını geri bıraktı.
Bursa'da, 15 Temmuz gecesi, Emniyet müdür yardımcısının telsizi ile tüm birimlere "Olay yerlerinde bulunan ekiplerimiz. Askerin yapacağı hareketlere karşı direnilecek, silah teslim edilmeyecek. Talimatımıza uyulacak" anonsunu duyan Merkez Gürsu İlçesi Emniyet Müdürlüğü'nde görevli Emniyet Amiri Kadriye Kaçar, 45 yaşındaki Komiser Ergün Şimşek ile 42 yaşındaki polisler Murat Çelebi ve Bayram Kara, iddiaya göre askerlerin gelmesi halinde, silahlarını teslim etme kararı aldı. Darbe girişiminin başarısız olmasından sonra ilçe emniyet müdürlüğünde görevi polis memurlarının şikayeti üzerine aralarında Emniyet Amiri Kadriye Kaçar'ın da bulunduğu 4 polis gözaltına alındı. Savunmalarından sonra adliyeye sevk edilen şüphelilerden 3'ü tutuklanırken, Bayram Kara ise tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı. Sanık polisler daha sonra meslekten ihraç edildi.
Bursa 2'nci Ağır Ceza Mahkemesi'nde 4 sanık hakkında 'Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs' suçundan ömür boyu, 'Silahlı terör örgütüne üye olmak'tan ise 10 yıla kadar hapis cezası istemiyle dava açıldı. Bu dava devam ederken, darbe girişiminin olduğu gece Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ı kastederek, "Şimdi kaçacak delik arıyordur" dediği öne sürülen Kadriye Kaçar ile polis memuru Burhan Kara hakkında, Bursa 26'ncı Asliye Ceza Mahkemesi'nde açılan 'Cumhurbaşkanına Hakaret' suçlamasıyla ilgili yargılamaya başlandı. Sanıkların tutuksuz yargılandığı bu davadaki ilk duruşmada karar çıktı. Mahkeme hakimi yöneltilen suçları kabul etmeyen her 2 sanığa önce 1'er yıl hapis cezası verdi. Mahkeme heyeti daha sonra bu cezayı sanıkların iyi halini dikkate alarak 10 aya düşürüp hükmün okunmasını geri bıraktı. cnntürk
Bursa'da, 15 Temmuz gecesi, Emniyet müdür yardımcısının telsizi ile tüm birimlere "Olay yerlerinde bulunan ekiplerimiz. Askerin yapacağı hareketlere karşı direnilecek, silah teslim edilmeyecek. Talimatımıza uyulacak" anonsunu duyan Merkez Gürsu İlçesi Emniyet Müdürlüğü'nde görevli Emniyet Amiri Kadriye Kaçar, 45 yaşındaki Komiser Ergün Şimşek ile 42 yaşındaki polisler Murat Çelebi ve Bayram Kara, iddiaya göre askerlerin gelmesi halinde, silahlarını teslim etme kararı aldı. Darbe girişiminin başarısız olmasından sonra ilçe emniyet müdürlüğünde görevi polis memurlarının şikayeti üzerine aralarında Emniyet Amiri Kadriye Kaçar'ın da bulunduğu 4 polis gözaltına alındı. Savunmalarından sonra adliyeye sevk edilen şüphelilerden 3'ü tutuklanırken, Bayram Kara ise tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı. Sanık polisler daha sonra meslekten ihraç edildi.
Bursa 2'nci Ağır Ceza Mahkemesi'nde 4 sanık hakkında 'Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs' suçundan ömür boyu, 'Silahlı terör örgütüne üye olmak'tan ise 10 yıla kadar hapis cezası istemiyle dava açıldı. Bu dava devam ederken, darbe girişiminin olduğu gece Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ı kastederek, "Şimdi kaçacak delik arıyordur" dediği öne sürülen Kadriye Kaçar ile polis memuru Burhan Kara hakkında, Bursa 26'ncı Asliye Ceza Mahkemesi'nde açılan 'Cumhurbaşkanına Hakaret' suçlamasıyla ilgili yargılamaya başlandı. Sanıkların tutuksuz yargılandığı bu davadaki ilk duruşmada karar çıktı. Mahkeme hakimi yöneltilen suçları kabul etmeyen her 2 sanığa önce 1'er yıl hapis cezası verdi. Mahkeme heyeti daha sonra bu cezayı sanıkların iyi halini dikkate alarak 10 aya düşürüp hükmün okunmasını geri bıraktı. cnntürk
Etiketler:
darbe,
haber,
polis,
recep tayyip erdoğan
1 Ocak 2017 Pazar
Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan terör saldırısına ilişkin ilk açıklama
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan İstanbul Ortaköy'de yaşanan saldırıyla ilgili açıklamalarda bulundu. Erdoğan açıklamasında," Ülke ve millet olarak, terör örgütlerinin ve arkalarındaki güçlerin sadece silahlı saldırılarına değil, onların ekonomik, siyasi, sosyal saldırılarına karşı da sonuna kadar mücadele edeceğiz" dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul Ortaköy'de bulunan gece kulübündeki terör saldırısına ilişkin açıklamalarda bulundu. Erdoğan açıklamasında," Ülke ve millet olarak, terör örgütlerinin ve arkalarındaki güçlerin sadece silahlı saldırılarına değil, onların ekonomik, siyasi, sosyal saldırılarına karşı da sonuna kadar mücadele edeceğiz. İstanbul'daki vahşi saldırı, terörün ayrım yapmadan kan dökmeyi, can almayı, can acıtmayı hedeflediğini açıkça ortaya koymuştur. Bu elim saldırıda hayatını kaybeden güvenlik görevlimize ve vatandaşlarımıza tekrar Allah'tan rahmet, yaralılarımıza da acil şifalar diliyorum" ifadelerini kullandı.
"Ülkemizi istikrarsızlaştırmaya çalışıyorlar"
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın yaptığı açıklama şu şekilde:"2017 yılının ilk saatlerinde İstanbul'un Ortaköy semtinde meydana gelen terör saldırısını şiddetle kınıyorum. Saldırıda hayatını kaybeden güvenlik görevlimize ve vatandaşlarımıza rahmet niyaz ediyor, elim olayda yitirdiğimiz yabancı misafirlerimizi tazimle anıyorum. Hayatlarını kaybedenlerin yakınlarına başsağlığı, yaralılarımıza acil şifalar diliyorum. Milletimizin huzuruna kastedenler ve onların taşeronları, sivilleri de hedef alan menfur saldırılarla, ülkemizi istikrarsızlaştırmaya, halkımızın moralini bozarak kaos oluşturmaya çalışıyorlar. Ancak bizler milletçe soğukkanlılığımızı muhafaza etmek, birbirimizle daha fazla kenetlenmek suretiyle, bu tür kirli oyunlara asla geçit vermeyeceğiz. Terörle mücadelesini sürdürmekte olan Türkiye, vatandaşlarının güvenliğini ve huzurunu sağlamak için bölgede de ne gerekiyorsa yapmak konusunda son derece kararlıdır. Farklı terör örgütlerinin ülkemizi hedef aldıkları bu saldırıların, bölgemizde yaşanan hadiselerden bağımsız olmadığının farkındayız. Ülkemize yönelik tehditleri ve saldırıları, kaynağında yok etme konusunda da kararlıyız. Bu süreçte kaybettiğimiz her bir can, yüreğimizi dağlamakla birlikte, mücadele azmimizi kamçılamakta, kararlılığımızı perçinlemektedir. Ülke ve millet olarak, terör örgütlerinin ve arkalarındaki güçlerin sadece silahlı saldırılarına değil, onların ekonomik, siyasi, sosyal saldırılarına karşı da sonuna kadar mücadele edeceğiz. İstanbul'daki vahşi saldırı, terörün ayrım yapmadan kan dökmeyi, can almayı, can acıtmayı hedeflediğini açıkça ortaya koymuştur. Bu elim saldırıda hayatını kaybeden güvenlik görevlimize ve vatandaşlarımıza tekrar Allah'tan rahmet, yaralılarımıza da acil şifalar diliyorum."
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul Ortaköy'de bulunan gece kulübündeki terör saldırısına ilişkin açıklamalarda bulundu. Erdoğan açıklamasında," Ülke ve millet olarak, terör örgütlerinin ve arkalarındaki güçlerin sadece silahlı saldırılarına değil, onların ekonomik, siyasi, sosyal saldırılarına karşı da sonuna kadar mücadele edeceğiz. İstanbul'daki vahşi saldırı, terörün ayrım yapmadan kan dökmeyi, can almayı, can acıtmayı hedeflediğini açıkça ortaya koymuştur. Bu elim saldırıda hayatını kaybeden güvenlik görevlimize ve vatandaşlarımıza tekrar Allah'tan rahmet, yaralılarımıza da acil şifalar diliyorum" ifadelerini kullandı.
"Ülkemizi istikrarsızlaştırmaya çalışıyorlar"
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın yaptığı açıklama şu şekilde:"2017 yılının ilk saatlerinde İstanbul'un Ortaköy semtinde meydana gelen terör saldırısını şiddetle kınıyorum. Saldırıda hayatını kaybeden güvenlik görevlimize ve vatandaşlarımıza rahmet niyaz ediyor, elim olayda yitirdiğimiz yabancı misafirlerimizi tazimle anıyorum. Hayatlarını kaybedenlerin yakınlarına başsağlığı, yaralılarımıza acil şifalar diliyorum. Milletimizin huzuruna kastedenler ve onların taşeronları, sivilleri de hedef alan menfur saldırılarla, ülkemizi istikrarsızlaştırmaya, halkımızın moralini bozarak kaos oluşturmaya çalışıyorlar. Ancak bizler milletçe soğukkanlılığımızı muhafaza etmek, birbirimizle daha fazla kenetlenmek suretiyle, bu tür kirli oyunlara asla geçit vermeyeceğiz. Terörle mücadelesini sürdürmekte olan Türkiye, vatandaşlarının güvenliğini ve huzurunu sağlamak için bölgede de ne gerekiyorsa yapmak konusunda son derece kararlıdır. Farklı terör örgütlerinin ülkemizi hedef aldıkları bu saldırıların, bölgemizde yaşanan hadiselerden bağımsız olmadığının farkındayız. Ülkemize yönelik tehditleri ve saldırıları, kaynağında yok etme konusunda da kararlıyız. Bu süreçte kaybettiğimiz her bir can, yüreğimizi dağlamakla birlikte, mücadele azmimizi kamçılamakta, kararlılığımızı perçinlemektedir. Ülke ve millet olarak, terör örgütlerinin ve arkalarındaki güçlerin sadece silahlı saldırılarına değil, onların ekonomik, siyasi, sosyal saldırılarına karşı da sonuna kadar mücadele edeceğiz. İstanbul'daki vahşi saldırı, terörün ayrım yapmadan kan dökmeyi, can almayı, can acıtmayı hedeflediğini açıkça ortaya koymuştur. Bu elim saldırıda hayatını kaybeden güvenlik görevlimize ve vatandaşlarımıza tekrar Allah'tan rahmet, yaralılarımıza da acil şifalar diliyorum."
19 Aralık 2016 Pazartesi
Erdoğan ve Putin'den son dakika açıklamaları
Rusya'nın Ankara Büyükelçisi Andrey Karlov'un öldürülmesinin ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin çok önemli açıklamalarda bulundu. İki lider de provokasyon vurgusunda bulundu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Biliyoruz ki bu Türkiye-Rusya ilişkilerinin normalleşme sürecini özellikle bozmaya yönelik bir provokasyondur ama bu provokasyona gelmeyecek kadar Rusya yönetimi ve Türkiye Cumhuriyeti yönetimi de irade sahibidir." ifadelerini kullandı.
Putin: Provokasyondur
cnntürk'e göre; Rus lider Putin de, "Rus Büyükelçiye yapılan saldırı,Türkiye ve Rusya'nın Suriye'de ilerlettiği iyi ilişkilere yönelik bir provokasyondur" diye konuştu.
Putin, Rusya'nın Türkiye Büyükelçisi'nin öldürülmesinin Türkiye'yle iyi ilişkileri ve Suriye'deki çözümü bozma yönünde yapılan bir provokasyon olduğunu belirtti.
Büyükelçi Karlov'un öldürülmesine karşılık Rusya'nın teröre karşı mücadeleyi güçlendireceğini ifade eden Putin, "Rus Büyükelçiye yapılan saldırıya verilecek cevap, terörizme karşı savaşı güçlendirmektir" diye konuştu.
'Bunun tek bir yanıtı olabilir…'
Karlov'un ailesine başsağlığı dileyen Putin sözlerine şöyle devam etti:
"Bir cinayet gerçekleştirildi. Bu elbette Rus-Türk ilişkilerinin normalleşmesini bozmaya yönelik bir provokasyon. Ayrıca Rusya, Türkiye, İran ve Suriyeli taraflar arasındaki çatışmanın çözümüne ilgi duyan diğer ülkelerin aktif olarak savunduğu Suriye'deki barış sürecini bozmaya yönelik bir provokasyon. Bunun tek bir yanıtı olabilir, teröre karşı mücadeleyi güçlendirmek. Haydutlar bunu hissedecek."
'Parlak bir diplomattı'
Karlov'un kültürlü ve iyi kalpli bir insan olduğunu söyleyen Putin, "O, parlak bir diplomattı, bulunduğu ülkede çok iyi bir imaja sahipti, Türk yönetimi ve diğer siyasi güçler ile iyi ilişkileri vardı, onların saygısını kazanmıştı" dedi. Karlov'u şahsen tanıdığını belirten Putin, "Türkiye'ye son ziyaretim boyunca bana eşlik etmişti" diye ekledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Biliyoruz ki bu Türkiye-Rusya ilişkilerinin normalleşme sürecini özellikle bozmaya yönelik bir provokasyondur ama bu provokasyona gelmeyecek kadar Rusya yönetimi ve Türkiye Cumhuriyeti yönetimi de irade sahibidir." ifadelerini kullandı.
Putin: Provokasyondur
cnntürk'e göre; Rus lider Putin de, "Rus Büyükelçiye yapılan saldırı,Türkiye ve Rusya'nın Suriye'de ilerlettiği iyi ilişkilere yönelik bir provokasyondur" diye konuştu.
Putin, Rusya'nın Türkiye Büyükelçisi'nin öldürülmesinin Türkiye'yle iyi ilişkileri ve Suriye'deki çözümü bozma yönünde yapılan bir provokasyon olduğunu belirtti.
Büyükelçi Karlov'un öldürülmesine karşılık Rusya'nın teröre karşı mücadeleyi güçlendireceğini ifade eden Putin, "Rus Büyükelçiye yapılan saldırıya verilecek cevap, terörizme karşı savaşı güçlendirmektir" diye konuştu.
'Bunun tek bir yanıtı olabilir…'
Karlov'un ailesine başsağlığı dileyen Putin sözlerine şöyle devam etti:
"Bir cinayet gerçekleştirildi. Bu elbette Rus-Türk ilişkilerinin normalleşmesini bozmaya yönelik bir provokasyon. Ayrıca Rusya, Türkiye, İran ve Suriyeli taraflar arasındaki çatışmanın çözümüne ilgi duyan diğer ülkelerin aktif olarak savunduğu Suriye'deki barış sürecini bozmaya yönelik bir provokasyon. Bunun tek bir yanıtı olabilir, teröre karşı mücadeleyi güçlendirmek. Haydutlar bunu hissedecek."
'Parlak bir diplomattı'
Karlov'un kültürlü ve iyi kalpli bir insan olduğunu söyleyen Putin, "O, parlak bir diplomattı, bulunduğu ülkede çok iyi bir imaja sahipti, Türk yönetimi ve diğer siyasi güçler ile iyi ilişkileri vardı, onların saygısını kazanmıştı" dedi. Karlov'u şahsen tanıdığını belirten Putin, "Türkiye'ye son ziyaretim boyunca bana eşlik etmişti" diye ekledi.
Etiketler:
ankara,
haber,
putin,
recep tayyip erdoğan,
rusya
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)