anayasa etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
anayasa etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

20 Nisan 2017 Perşembe

İstanbul Barosu'ndan YSK Başkanı hakkında suç duyurusu

İstanbul Barosu, Yüksek Seçim Kurulu Başkanı Sadi Güven ve üyeleri hakkında, "Seçimin neticesini tağyir etme" ve "Görevi kötüye kullanma" suçlarından savcılığa şikayette bulundu. HDP de bugün aynı nedenlerle YSK Başkanı ve üyeleri hakkında suç duyurusunda bulunmuştu.

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'na gönderilmek üzere İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'na sunulan dilekçede, Seçim Kanunu'nun 98. maddesinde mühürsüz zarflar ve pusulalarıyla ilgili olarak, açıkça geçersiz sayılır hükmünün bulunduğu belirtildi.
Dilekçede, "YSK Başkanı Sadi Güven ve üyeleri, kanuna uygun hazırlanmış genelgeye aykırı olarak söz konusu kararı önce sözlü açıklayıp, sonra henüz il ve ilçe seçim kurullarına bu konuda yapılan itirazlar karara bağlanmadan yetkisi dışında bir müdahalede bulunarak seçim suçu işlemişlerdir. YSK, önce sözlü kamuoyu açıklamasıyla sonra yazılı kararla zincirleme şeklinde, seçim sonucunun tağyirine (değiştirmek) kasten sebebiyet verme girişiminde bulunmuştur" denildi.  DHA

19 Nisan 2017 Çarşamba

Feyzioğlu: Referandum yenilenebilir

Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu, "YSK muhalefetin mühürsüz oy şikâyetini reddederse, Anayasa Mahkemesi veya AİHM’e gidilir. AİHM, referandumu yenilettirebilir" dedi.

Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu, 16 Nisan referandumundaki mühürsüz oy tartışmasına ilişkin değerlendirmesinde, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin (AİHM) referandumun yenilenmesine yol açacak bir karar alabileceğini söyledi.
“SONUCUN ŞÜPHE İÇERMEMESİ GEREKİR”
Feyzioğlu, YSK'nın muhalefetten gelen şikâyetleri reddetmesi halinde meselenin Anayasa Mahkemesi veya AİHM'e taşınabileceğini söyledi. Feyzioğlu, AİHM'in oylamada ihlal tespit eden bir karar alması halimde referandumun yenilenmesi gerekeceğine dikkat çekti. Feyzioğlu, “Eğer sistemde böylesine büyük bir değişiklik yapıyorsanız, sonucun şüphe içermemesi gerekir” dedi.
‘GÜVENLİK YOKSA, DEMOKRASİ DE YOK DEMEKTİR'
Feyzioğlu, referandumda kaç kişinin mühürsüz oy kullandığını ve bu durumun sonuca etki edip etmediğini belirlemenin imkânsız olduğunu da söyledi. Türkiye Barolar Birliği Başkanı, “Bir ülkeyi demokrasi yapan şey, sandıkların güvenliğidir. Hiçbir şeyden şüphe duyulmamalı. Fakat sandıklarınızın güvenli olmaması, rejimin demokrasi olmadığı anlamına gelir” diye konuştu.
‘TEK GÜVENCE MÜHÜR'
Feyzioğlu, YSK kararının manipülasyon şüphesine yol açtığını belirtip, “Bir oyun dışarıdan getirilmediğinin tek kanıtı, oy verme noktasında zamanında mühürlenmesidir. Bundan başka kanıt yoktur. Eğer hayal gücünüzü kullanırsanız, istediğiniz kadar usulsüzlük senaryosu yazabilirsiniz” ifadelerini kullandı.
‘SONRADAN MÜHÜRLEMEK SUÇ'
Barolar Birliği Başkanı, birçok sandıktan çıkan mühürsüz bazı zarfların sonradan mühürlenmesinin de suç olduğunu söyledi. Feyzioğlu, “Bunun iyi niyetten yapıldığını düşünüyorum. Fakat aslında bu bir suç, bunu yapamazsınız. Geçersiz sayılması gereken oyları mühürleyemezsiniz” dedi.
‘SAYIYI ARTIK BİLEMEYİZ'
Barolar Birliği'nin referandum gününde mühürsüz oylar konusunda binlerce telefon aldığını söyleyen Feyzioğlu, mühürsüz oy sayısını hesaplamak için artık çok geç olduğunu da ekledi. Feyzioğlu, “Sayıyı bilemeyiz… Sayıyı bilmenin tek bir yolu vardı, o da mühürsüz oyları saymaktı” diye konuştu. Sözcü

CHP Anayasa Mahkemesi’ne gidiyor

Ankara'da CHP Yüksek Seçim Kurulu üyesi Mehmet Hadimi Yakuoğlu, YSK'nın referandumun iptaline ilişkin başvuruları reddetmesinin ardından önce Anayasa Mahkemesi'ne ardından ise Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine başvuracaklarını söyledi.

CHP Yüksek Seçim Kurulu üyesi Mehmet Hadimi Yakuoğlu, YSK’nın referandumun iptaline ilişkin başvuruları reddetmesinin ardından çıkışta açıklamalarda bulundu.
YSK’nın Cumhuriyet Halk Partisi, Halkların Demokratik Partisi ve Vatan Partisi’nin referandumun iptal istemini 10’a karşı 1 oy ile reddettiğini söyleyerek, “Ancak gerekçeli kararın yazılması elbette ki zaman alacaktır. Öncelikle Anayasa Mahkemesi, ondan sonrada Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine kadar bunu götürmek zorundayız. Çünkü biz ‘hayır’a oy veren yüzde 49 seçmenin tüm sorumluluğunu taşıyoruz” dedi.  DHA

YSK referandum kararını açıkladı

Yüksek Seçim Kurulu, referandumun iptali yönünde yapılan başvurular için toplantı düzenledi. Saatler süren toplantının ardından alınan karar açıklandı. Karara göre YSK, referandumun iptali yönündeki başvuruları reddetti. Oylamada 10 üye ret oyu verirken, 1 üye kabul oyu verdi.

Yüksek Seçim Kurulu tarafından yapılan yazılı açıklama şöyle; “Cumhuriyet Halk Partisi, Halkların Demokratik Partisi ve Vatan Partisi tarafından ayrı ayrı Yüksek Seçim Kurulu’na sunulan dilekçeler ile 16 Nisan 2017 tarihinde yapılan Anayasa Değişikliği Halkoylaması’nın tam kanunsuzluk nedeniyle iptaline ilişkin talepler bugün saat 10.39 başlayan Yüksek Seçim Kurulu Toplantısı’nda görüşülmüş, yapılan değerlendirmeler neticesinde her üç talebin de ayrı ayrı oylanması sonucunda 10 üyenin ret, 1 üyenin kabul yönündeki oyları ve oy çokluğu ile reddine saat 17.30 itibariyle karar verilmiştir.”
CHP, HDP ve Vatan Partisi dün Yüksek Seçim Kurulu’na (YSK) “referandumun iptal edilmesi için” başvurmuştu. YSK Başkanı Sadi Güven ise sabah saatlerinde yaptığı açıklamada anayasa değişikliğine ilişkin halk oylamasına yönelik itirazları öğleden önce değerlendireceklerini söylemişti.

18 Nisan 2017 Salı

Kılıçdaroğlu: Bu seçimi tanımıyoruz

Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu resmi Twitter hesabından yaptığı açıklamada,"Tarihin "mühürsüz seçim" olarak yazacağı bu seçimi tanımıyoruz, tanımayacağız! Halkın iradesine saygı duyulmalı ve seçim tekrarlanmalıdır!" ifadelerini kullandı.

CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada şu ifadeler yer aldı: “OHAL koşullarında, baskılara rağmen milletimiz sandıklara gidip, ülkesinin geleceğine sahip çıkmıştır. Bunun için herkese teşekkür ediyorum. 16 Nisan’da hükümet ve YSK iş birliğinde milli iradeye darbe yapılmıştır! Her oyun peşine düşecek, tüm usulsüzlüklerin hesabını soracağız! YSK’nın mühürsüz oyları geçerli sayması, sandıktan “HAYIR” çıktığının açık kanıtıdır! Adalet yerini bulana kadar durmayacağız! Tarihin “mühürsüz seçim” olarak yazacağı bu seçimi tanımıyoruz, tanımayacağız! Halkın iradesine saygı duyulmalı ve seçim tekrarlanmalıdır! ”  DHA

YSK önünde izdiham

Dilekçesini kapan Yüksek Seçim Kuruluna (YSK) koştu. Başkent Ankara'daki YSK'nin önünde uzun kuyruk oluştu. Çevik kuvvet önlem aldı. 
AK Parti Yüksek Seçim Kurulu Temsilcisi Recep Özel'in yaptığı başvuru sonucu referandumda kullanılan mühürsüz zarf ve oyların geçerli sayılması sonrasında tepkiler artarak sürüyor.  Yüzlerce vatandaş itiraz dilekçelerini verebilmek için YSK önünde uzun kuyruklar oluşturarak izdiham yarattı.
Çok sayıda vatandaşın YSK önüne gelmesi üzerine çevik kuvvet bina çevresinde yoğun güvenlik önlemi aldı. Dilekçe vermek için bekleyen vatandaşlar ile polis arasında zaman zaman gergin anlar yaşandı. Polis, vatandaşların beşerli gruplar halinde dilekçelerini vermek üzere güvenlik kordonundan geçmesine izin verdi. Yaşanan izdihamdan dolayı YSK görevlileri dilekçeleri, kurum bahçesinde kurulan masada kabul etti.

İPTAL EDİLSİN
Vatandaşlar, hazırlanan matbu dilekçelerinde, YSK’nın, “Sandık Kurulu mührü taşımayan oy pusulası ve zarfların dışarıdan getirilerek kullanıldığı kanıtlanmadıkça geçerli sayılmasına karar verilmiştir” duyurusunun, Seçimlerin Temel Hükümleri ve Seçmen Kütükleri Hakkındaki Kanunu’na aykırı olduğu anımsatıldı. Dilekçede, “Hiçbir yasal dayanağı olmamakla hukuken yok hükmündeki bu duyuru esas alınarak yapılan tüm oy sayım ve döküm işlemleri geçersiz olup iptali gerekir” denildi.
VATAN PARTİSİ DE BAŞVURDU
Vatan Partisi Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Cengiz, halk oylamasının iptal edilmesi istemiyle YSK’ya başvurdu.

MİMARLAR, MÜHENDİSLER, DOKTORLAR  KUYRUKTA ONLAR DA VAR
YSK'ye itiraz kuyruğunda bekleyenler arasında  Mimarlar Odası Ankara Şubesi, Bilgisayar Mühendisleri Odası, Çevre Mühendisleri Odası, Peyzaj Mimarları Odası, Ankara Tabip Odası, Pir Sultan Abdal 2 Temmuz Kültür ve Eğitim Vakfı, Halkevleri,  Ankara Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler Odası, Çankaya Kent Konseyi, Kavaklıderem Derneği, Çiğdemim Derneği, Yargıçlar Sendikası, Birleşik Kamu İş Konfederasyonu, sanatçılar, siyasi parti ile sivil  toplum kuruluşu temsilcileri de bulunuyor.
Mimarlar Odası Ankara Şubesi Başkanı Tezcan Karakuş Candan, YSK önünde yaptığı açıklamada itirazlarını şöyle sıraladı:

“Şaibeli seçim sonuçlarını kabul etmiyoruz. Yüksek Seçim Kurulunun mühürsüz zarf ve oy pusulalarını geçerli sayma kararı yasalara ve hukuka aykırıdır. YSK, AKP yetkilisinin başvurusu üzerine henüz oylama sonuçlanmadan ve bir itiraza konu edilmeden ‘TERCİH’ yerine kullanılan ‘EVET’ mühürlerinin kullanılmasını, ayrıca mühürsüz zarf ve oy pusulalarının da geçersiz sayılmayacağını açıklamıştır. Bilinmelidir ki seçimlerin yargıç denetiminde yapılmasından amaçlanan şey seçimlerin şaibeden arındırılması, dürüstlük kurallarına, Anayasa ve yasalara uygun, güvenli bir biçimde yapılmasını sağlamaktır. Yüksek Seçim Kurulunun Sandık Kurulu mührü taşımayan zarf ve oy pusulalarını geçerli sayması kararı tam kanunsuzluktur. Gelinen durum seçimlerin güven ve dürüstlük kuralları içinde yapılmasını denetlemekle görevli Yüksek Seçim Kurulunun Anayasa değişikliği halkoylamasını verdiği tam kanunsuzluk hükmündeki kararla şaibeli hale getirmesi halidir." Hürriyet

Avrupa referanduma soruşturma istedi

Avrupa, referandumda mühürsüz zarflarla verilen oyları gündemine taşıdı. Avrupa Komisyonu, Türkiye'ye 'şeffaf soruşturma' çağrısı yaptı.

Avrupa Komisyonu Türkiye'deki referandum sonuçlarına ilişkin ortaya atılan iddiaların ardından yetkililere ‘seçim usulsüzlükleri hakkında şeffaf soruşturma’ çağrısı yaptı.
Reuters'ın haberine göre; Komisyon sözcüsü Margaritis Schinas, “Türk yetkilileri bundan sonraki adımlarını çok dikkatli değerlendirmeye çağırıyoruz. Referandum sonrasında geniş kapsamlı ulusal konsensüsün sağlanması çok önemli" dedi.
Şeffaf soruşturma çağrısı
Günlük basın toplantısında konuşan sözcü, AGİT raporuna ve mühürsüz zarflarla verilen oyların geçerli sayılması kararına dikkat çekerek, “Aynı zamanda yetkilileri bu usulsüzlük iddiaları hakkında şeffaf bir soruşturma başlatmaya çağırıyoruz” ifadelerini kullandı. (Reuters)

CHP, referandumun iptali için başvuru yaptı

CHP Genel Başkan Yardımcısı Erdal Aksünger, YSK Başkanı Sadi Güven ile görüştü. Çıkışta gazetecilere açıklama yapan Aksünger, 'Biz sadece hayırın hakkını değil, toplumun hakkını arıyoruz' dedi. CHP Genel Başkan Yardımcısı Bülent Tezcan da öğlen saatlerinde referandumun iptal edilmesi için YSK'ya başvurdu. Tezcan, "Baskı ve tehditle alınamayan sonuç YSK devreye sokularak alınmaya çalışılmıştır. Bu seçim meşrutiyeti olmayan bir mühürsüz seçimdir" dedi.

CHP Genel Başkan Yardımcısı Erdal Aksünger, YSK'ya geldi.
Çıkışta gazetecilere açıklama yapan Aksünger şunları söyledi: İtirazlarımızı yapıyoruz. Öğleden sonra dilekçelerimiz ulaşacak. Bugün aslında bizim nelere itiraz ettiğimizi konuştuk. YSK mutlaka toplanıp karar verecek. Bizim birinci amacımız bize göre burada şaibe şüpheleri yüksek olan konular var. Bunlar tamamen içerik yönünden. Ama bizim en önemsediğimiz günü seçim günü yapılan kanunsuzluklar. Doğu ve Güneydoğu'da yaşanmış bir sürü sıkıntı var. Bu sıkıntıları belgelemiş durumdayız. Toplum bu meşru mu bunu merak ediyor, biz toplumun hakkını aramak için geldik sadece hayırın hakkını aramak için gelmedik. 240 hayır oyu Çankaya'da çıktı ama mühürsüzdü, onların da iptalini istedik.
Referandumun iptalini istedi
CHP Genel Başkan Yardımcısı Bülent Tezcan, referandum iptal edilmesi için YSK'ya başvurdu. Tezcan, "Baskı ve tehditle alınamayan sonuç YSK devreye sokularak alınmaya çalışılmıştır. Bu seçim meşruiyeti olmayan bir mühürsüz seçimdir" dedi.
Kampanya sürecinin OHAL şartları altında yapıldığını dile getiren CHP Genel Başkan Yardımcısı Tezcan, "'Hayır' propagandasının yasak, 'Evet' propagandasının serbest olduğu bir ortamda yapıldı. 'Evet' kampanyası devlet, 'Hayır' kampanyası millet haline dönüştü. Millet kampanyası aslında devlet kampanyasına galip geldi. Ancak kampanya dönemi boyunca uygulanan hukuksuzluklar kampanyadan sonra oy kullanma günü ve sayımında devam etti. Devlet kampanyası yürütenler baskı ve tehditler ile alamadıkları sonucu en son oy kullanma, sayım döküm sırasında YSK'yı devreye sokarak almaya gitmiştir. Bu seçim tarihimize bir yeni seçim türünü eklemiştir. O da mühürsüz olarak anılacaktı.
Bu seçim meşrutiyeti olmayan mühürsüz seçime dönüşmüştür. Sonuçlar gayri meşrudur. İşte bu sebeple sonuçlar kesinleşmeden bütün hukuk yollarını kullanmak üzere YSK'ya itiraz dilekçesi verdik. Halk oylamasının iptalini istiyoruz. Halk oylamasının meşrutiyeti, tek şey bu oylamanın iptalidir" diye konuştu. Hürriyet

AGİT'den bir referandum iddiası: 2.5 milyon oy şaibeli

Anayasa Değişikliği Referandumunu gözlemlemek üzere Türkiye’de bulunan uluslararası gözlemcilerden bugün yeni bir açıklama daha geldi. Reuters'ın haberine göre; AGİT’in Avusturyalı üyesi Alev Korun, yaklaşık 2.5 milyon oyun 'şaibeli' olduğunu savundu.

Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı’nın (AGİT) Türkiye’deki referandum sonucuna ilişkin dün yaptığı basın toplantısının ardından bugün de açıklamalarda bulundu.
Reuters'ın haberine göre; AGİT’in Avusturyalı üyesi Alev Korun, Viyana merkezli ORF radyosuna yaptığı açıklamada yaklaşık 2.5 milyon oyun 'şaibeli' olduğunu iddia etti.
Mühürsüz zarf tartışmasını da dile getiren Korun, “Yaklaşık 2.5 milyon oyla oynanmış olabileceğine dair şüphe var” dedi.
Korun ORF Radyosu’na demecinde, “Bunun sebebi, kanunların sadece resmi zarflara izin vermesi. Fakat Yüksek Seçim Kurulu, yasaya aykırı biçimde, resmi mührü olmayan zarfları kabul etti” dedi.
Türkiye'deki referandum sürecine gözlemci gönderen AGİT dün yaptığı açıklamada YSK'nın tavrının hukukla çelişkili olduğunu açıklamış, referandumda  taraflarının "eşit olmayan koşullarda" yarıştığını öne sürmüştü.

İşte yurt dışı referandum sonuçları

Yurt dışında yaşayan vatandaşların kullandığı oyların sayımı devam ederken, ilk sonuçlar da gelmeye başladı.

Türkiye Anayasa değişikliği referandumu sonuçlarını merakla takip ederken sonuçlara etki eden yurtdışı oyları da açıklanmaya başlandı. Anadolu Ajansı verilerine göre yurt dışı oylarında evet diyenlerin oranı % 60.12, hayır diyenlerin oranı ise yüzde % 39.88 olarak görülüyor.
Sonuçlara göre ABD'de seçmenlerin %84,4'ü hayır derken, evet diyenlerin oranı %15,6'da kaldı.
Kanada'da da %72,8 hayır çıkarken evet, 27,2'de kaldı.
Suudi Arabistan: Evet: % 41,66 Hayır: % 58,34
Almanya: Evet: % 63,11 Hayır: % 36,89
Avusturya: Evet: % 72,34 Hayır: % 27,66
Hollanda: Evet: % 69,98 Hayır: % 30,02

17 Nisan 2017 Pazartesi

Fazıl Say: Büyük şehirlerde hayırın kazanması kuvvet verdi

Dünyaca ünlü piyanist Fazıl Say, referandum sonuçları ardından içinde dikkat çekici tespitler bulunan bir paylaşım yaptı.

Piyanist Fazıl Say, sosyal medya hesabından paylaştığı yazıda şu ifadelere yer verdi: “Biz ‘hayır’ diyenler gerçekte yüzde kaçız bilemiyoruz bile, bize ‘ Yüzde 49’sunuz denmiş, bilmiyoruz, ama şunu merak ediyoruz, bu yüzde 49’u anlayacak ve dinleyecekler mi? Filanca referandum oldu diye kimsenin özü değişmez, değiştirilemez. Bütün büyük şehirlerde ‘Hayır’ın kazanması bize anlamlı bir kuvvet verdi, ama asıl kahramanlar Anadolu’da hayır diyenlerdir. Çalışacağız, üreteceğiz. Yaşayacağız. Ama daha da önemlisi, gerçek bir lider getireceğiz…”

‘Hayır’ rekoru yüzde 93.5 ile bu ilçede

Hatay'ın merkez ilçelerinden Defne Belediye Başkanı CHP'li İbrahim Yaman; 16 Nisan 2017’de yapılan Anayasa Değişikliği Referandumu’nda yüzde 93.5 'Hayır' oyu ile rekor kıran ilçe halkına teşekkür mesajı yayınladı.

Yüzde 89.8 katılım oranı ve yüzde 93.5 hayır oyu ile rekor bir rakama imza attıklarını belirten Başkan Yaman: “Defneliler; Atatürk ilke ve devrimlerinin yılmaz savunucuları olduklarını tüm dünyaya bir kez daha kanıtladılar. Sandığa yüksek katılım gösteren, yüzde 93.5 hayır oyu kullanarak Cumhuriyetimize sahip çıkan Defne'nin aydınlık insanlarına, emeği geçen tüm siyasilere teşekkür ediyoruz. Defne farkını bir kez daha göstermiş, bir rekora daha imza atmıştır. Bu rekor, Defne'nin gurur tablosudur” dedi. Pazar günkü referandumda Hatay’da il düzeyinde % 54.4 hayır çıkmıştı. 99 bin 761 seçmenli Defne İlçesi’nde ‘Evet’ oyları 5 bin 761, ‘Hayır’ oyları 82 bin 826 oldu.
‘HALKA DEĞİŞİKLİĞİ İYİ ANLATTIK’
Hatay’ın merkez Defne İlçesi Belediye Başkanı İbrahim Yaman, ilçeden çıkan yüzde 93.5’lik Türkiye rekoru olan ‘hayır’ oylarını değerlendirdi. Yaman açıklamasında şunları söyledi:
“Bu bizim ilk rekorumuz değil belediye seçimlerinde de Türkiye rekoru kırmıştık tabi bunun birkaç tane nedeni var. Defne ilçesi hem eğitimli aydın, insanların çok yoğun olduğu bölge. Bunun yanında gerek biz gerekse CHP yöneticilerimiz bu işi halkımıza iyi anlattık, ilçe örgütümüz de bu değişikliği insanlarımıza çok iyi şekilde anlattı, bunun büyük etkisi oldu. Tabi temelinde vatandaşlarımızın cumhuriyete, Atatürk ilke ve inkılaplarına çok bağlı insanlar olması birinci faktör bu konuda tüm vatandaşlarıma teşekkür ediyorum. Hem iyi bir katılım sağladılar hem de Türkiye’de rekor bir hayır oyu çıktı.”

İstanbul'daki kesin seçim sonuçları açıklandı

Yüksek Seçim Kurulu anayasa değişikliğini içeren referandumda İstanbul için kesin sonuçları açıkladı. İşte ilçe ilçe 'evet' ve 'hayır' oyu kullanan kişi sayısı...

Referandum seçimlerinde İstanbul’daki kesin sonuçlar açıklandı. Sonuçlara göre İstanbul'da 4 Milyon 479 Bin 269 seçmen 'evet', 4 Milyon 728 Bin 317 seçmen ise 'hayır' oyu kullandı.
YSK İstanbul İl Seçim Kuruluna ulaşan kesin sonuçlar açıklandı. İstanbul genelinde 9 Milyon 207 Bin 586 seçmenin oy kullandığı belirtilirken, bu seçmenlerden 4 Milyon 479 Bin 269’unun ‘evet’, 4 Milyon 728 Bin 317’sinin ise ‘hayır’ seçeneğini mühürlediği ortaya çıktı. İstanbul’un 39 ilçesinin 21’inden ‘evet ‘ sonucu, 18’inden ise ‘hayır’ sonucu çıktı. İstanbul’da kullanılan 9 Milyon 207 Bin 586 oydan, 132 Bin 619 oy geçersiz sayıldı.
İstanbul’a bağlı 39 ilçedeki oy dağılımı ise şöyle:
1- Adalar: 2 Bin 646 evet, 7 Bin 402 hayır
2- Arnavutköy: 92 Bin 67 evet, 46 Bin 36 hayır
3- Ataşehir: 116 Bin 782 Bin evet, 157 Bin 521 hayır
4- Avcılar: 108 Bin 172 evet, 156 Bin 39 hayır
5- Bağcılar: 270 Bin 470 evet, 172 Bin 518 hayır
6- Bahçelievler: 189 Bin 448 evet, 186 Bin 937 hayır
7- Bakırköy: 33 Bin 474 evet, 116 Bin 804 hayır
8- Başakşehir: 112 Bin 719 evet, 96 Bin 524 hayır
9- Bayrampaşa: 94 Bin 229 evet, 83 Bin 241 hayır
10- Beşiktaş: 21 Bin 932 evet, 106 Bin 648 hayır
11- Beykoz: 86 Bin 718 evet, 76 Bin 654 hayır
12- Beylikdüzü: 76 Bin 537 evet,109 Bin 648 hayır
13- Beyoğlu: 74 Bin 62 evet, 73 Bin 738 hayır
14- Büyükçekmece: 64 Bin 990 evet, 81 Bin 738 hayır
15- Çatalca: 18 Bin 558 evet, 28 Bin 127 hayır
16- Çekmeköy: 76 Bin 699 evet, 69 Bin 741 hayır
17- Esenler: 182 Bin 844 evet, 92 Bin 394 hayır
18- Esenyurt: 209 Bin 980 evet, 321 Bin 860 hayır
19- Eyüp: 116 Bin 399 evet, 123 Bin 812 hayır
20- Fatih: 127 Bin 324 evet, 120 Bin 505 hayır
21- Gaziosmanpaşa: 174 Bin 292 evet, 131 Bin 917 hayır
22- Güngören: 101 Bin 354 evet, 86 Bin 935 hayır
23- Kadıköy: 63 Bin 479 evet, 263 Bin 814 hayır
24- Kağıthane: 151 Bin 199 evet, 128 Bin 255 hayır
25- Kartal: 133 Bin 637 evet, 173 Bin 927 hayır
26- Küçükçekmece: 209 Bin 670 evet, 262 Bin 999 hayır
27- Maltepe: 125 Bin 811 evet, 201 Bin 777 hayır
28- Pendik: 244 Bin 540 evet, 183 Bin 79 hayır
29- Sancaktepe: 117 Bin 270 evet, 109 Bin 483 hayır
30- Sarıyer: 89 Bin 749 evet, 129 Bin 855 hayır
31- Silivri: 43 Bin 357 evet, 64 Bin 627 hayır
32- Sultanbeyli: 129 Bin 661 evet, 54 Bin 265 hayır
33- Sultangazi: 188 Bin 862 evet, 118 Bin 638 hayır
34- Şile: 11 Bin 885 evet, 11 Bin 230 hayır
35- Şişli: 50 Bin 347 evet, 128 Bin 142 hayır
36- Tuzla: 76 Bin 19 evet, 74 Bin 43 hayır
37- Ümraniye: 239 Bin 455 evet, 194 Bin 275 hayır
38- Üsküdar: 167 Bin 748 evet, 191 Bin 496 hayır
39- Zeytinburnu: 84 Bin 884 evet, 81 Bin 913 hayır

Türkiye Barolar Birliği'nden 13 maddelik açıklama

Türkiye Barolar Birliği, anayasa değişikliği halk oylamasına ilişkin yazılı açıklama yaptı. Açıklamada, "YSK'nın yapılan itirazları değerlendirirken, Anayasa madde 79 ile kendisine yüklenen sorumluluğun gereğini yerine getirmesini umuyor ve diliyoruz." denildi.

1-16 Nisan 2017 Halk Oylaması sürecini hep birlikte yaşadık. Bu süreçte görev alarak yargının bağımsızlığı ve tarafsızlığı, hukukun üstünlüğü için mücadele eden tüm baro başkanlarımız ile meslektaşlarımıza, toplantılarımıza katılan ya da sosyal medyadan izleyen, düşüncelerini paylaşan tüm vatandaşlarımıza, tercihi ne olursa olsun oyunu veren herkese içten teşekkürlerimizi sunuyoruz.
2-Anayasa değişikliği sürecinde, Türkiye Barolar Birliği Yönetim Kurulu'nun kararları çerçevesinde ve 1136 sayılı Avukatlık Kanunu'nun 110.maddesi uyarınca, milletvekillerini ve halkımızı bilgilendirmek üzere, üzerimize düşen görevi yerine getirdik.
3-Halk oylaması gününde; Halk Oylamasına sunulan değişikliğin hukuk düzenimizi bütünüyle etkileyecek olması, dolayısıyla böyle bir değişikliğin tam anlamıyla güvenilir bir oylama sonucunda yapılmasındaki üstün kamu yararını dikkate alarak, hukukun üstünlüğünü korunması görevimiz çerçevesinde Türkiye Barolar Birliği'nde Sandık Güvenliği Merkezi kurduk. Konunun uzmanı meslektaşlarımız eliyle, vatandaşlarımızdan gelen soruları telefonla cevapladık, barolarımızı sorunlarla ilgili bilgilendirdik.
4-Sandık Kurullarında temsilci görevlendirmek ise, barolarımızın ve Türkiye Barolar Birliği'nin görev ve yetki alanında değildir. Bu sebeple, oyların sayımına ilişkin tutanakların tutulmasına, toplanmasına ve karşılaştırılmasına dair veriler, halk oylamasında sandıklarda görevli bulundurma hakkına sahip siyasi partilerin elinde mevcut olabilir. Bu nedenle; YSK'nın yalnızca siyasi partilere duyurduğu sandık sonuçlarının toplanan tutanaklarla karşılaştırılması, yine yalnızca siyasi partilerce yapılabilir.
5-Tüm gün boyunca, Türkiye'nin pek çok ilinden gelen telefonların büyük bir kısmı, mühürsüz oy pusulası şikâyetlerini içeriyordu. Avukatlarımızın bu durumda hukuki tavsiyesi, sandıklar açıldığında bu hususun tutanakla tespit edilmesi idi. Çünkü 298 sayılı Seçimlerin Temel Hükümleri ve Seçmen Kütükleri Hakkındaki Kanun'un emredici 101.maddesinin 1.fıkrasının 3.bendi uyarınca, mühürsüz oy pusulaları geçersizdir.
6-Kanunun bu çok açık hükmüne rağmen, oylama devam ederken, “mühürsüz oy pusulalarının dışarıdan getirildiğinin kanıtlanamadığı hallerde, bu pusulaların geçerli olacağıöna karar verildiği, YSK'nın web sayfasına atıf verilerek basın-yayın organlarınca duyuruldu.
7-Oysa aynı YSK, sadece birkaç saat önce, oy pusulalarına mühür basılmış olmasının sebebini “oylamada sahte oy pusulası kullanımını engellemekö olarak duyurmuştu. (bkz.16.04.2017 559 sayılı YSK kararı)
8-YSK'nın bu kararının sonucu olarak; dışarıdan sahte oy pusulası getirilip getirilmediğini kanıtlama imkânı kalmamıştır. Çünkü bir oy pusulasının dışarıdan getirilmiş olduğunun yegâne kanıtı, pusulada mührün bulunmamasıdır.
9-Nitekim Anayasa Mahkemesi'nin 06/02/2014 tarih ve 2013/3912 numaralı bireysel başvuru üzerine verdiği kararında, meslek odalarının seçimlerinde dahi mühürsüz oy pusulalarının geçersiz olacağından söz edilmektedir. Şu halde YSK'nın emredici bu kanun hükmünü herhangi bir gerekçeyle görmezden gelmesi hukuka uygun olamaz.
10-Sandık Güvenliği Merkezine gelen telefonlardan da anlaşıldığı üzere; maalesef oylama devam ederken kanuna aykırı olarak verilen bu karar sebebiyle, mühürsüz oy pusulası kullanıldığına dair tutulması zorunlu olan tutanaklar muhtemelen çoğu sandıkta tutulmamıştır. Çünkü bu hukuka aykırı karar ile sandık kurulları, mühürsüz oy pusulası kullanılmasının usule uygun olduğuna dair hatalı bir kanaate sevk edilmişlerdir.
11-Yine basın aracılığıyla edindiğimiz bilgilere göre, pek çok sandıkta, oylama bittikten sonra, mühürsüz pusulaların arkası, sandık kurullarınca mühürlenmiş, gerekçe olarak da YSK'nın söz konusu kararı gösterilmiştir.
12-Şu halde, YSK'nın, Kanuna açıkça aykırı bu duyurusu hem usulsüzlüğe hem de usulsüzlüğün ortaya çıkmasını sağlayacak tutanakların tutulmamasına neden olmuştur. Seçimlerin yargı güvencesinde yapılacağına ve bunun sağlanmasından da YSK'nın sorumlu olacağına dair Anayasa'nın 79.maddesinin içi, maalesef bizzat YSK tarafından boşaltılmıştır.
13-Bu durumda halk oylamasının sonucunu, mühürsüz oy pusulası kullanılmasından daha da ağır olarak, YSK'nın söz konusu hukuka aykırı kararı etkilemiştir. YSK'nın yapılan itirazları değerlendirirken, Anayasa madde 79 ile kendisine yüklenen sorumluluğun gereğini yerine getirmesini umuyor ve diliyoruz. Aksi takdirde seçimlerin yargı güvencesinde yapıldığından, adil olduğundan ve sonuçların güvenilirliğinden, kısacası hukukun üstün olduğu demokratik bir devlet düzeninden söz edilmesi mümkün olmayacaktır. Üzüntümüz, halk oylamasının sonucuna ilişkin değil, sonucu etkilemeye elverişli açık ve ağır hukuka aykırılıkların görmezden gelinmek istenmesine ilişkindir. Kamuoyuna saygıyla duyurulur." DHA

YSK Başkanından 'Mühürsüz zarf' tartışmasında ilk açıklama

Yüksek Seçim Kurulu (YSK) Başkanı Sadi Güven, referandumda oyların tasnifi sürerken aldıkları mühürsüz oy pusulaları ve zarfların geçerli sayılmasına ilişkin tartışma yaratan kararlarını savundu. Güven, oy pusula ve zarflarını kanun gereği mühürlemek zorunda olan sandık kurullarının ihmali nedeniyle şekli bir hata yüzünden seçmenlerin anayasal haklarını engellememek için oyları geçerli saydıklarını söyledi.

AK PARTİ İTİRAZ ETTİ 
Tartışmalı karar, AK Parti’li Recep Özel’in, oy sayımı başladıktan sonra ülke genelinde gelen şikâyetler üzerine üzerinde mühür olmayan zarf ve pusulaların geçerli sayılması için YSK’ya başvurusu üzerine alındı. CHP’nin YSK temsilcisi Mehmet Hadimi Yakupoğlu, bu talebe karşı çıktı. Ancak yapılan tartışmalar sonrasında YSK, 11 üyenin oybirliğiyle AK Parti’nin talebini kabul etti. Kararın tepki görmesi ve YSK önüne gelen bir grubunun protestosunun yanı sıra CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun sert tepkisinin ardından gece YSK Başkanı Güven kameraların karşısına geçti.
Güven, sandıklar açıldıktan ancak sonuçlar intikal etmeden önce sandık kurulu mühürüyle oy pusulası ve zarfların mühürlenmediği yönünde Kurul’a yoğun şikayet geldiğini belirtti.  Güven, YSK’nın oybirliği ile sandık kurulu mühürü taşımayan fakat dışarıdan getirilerek kullanıldığı kanıtlanmadıkça bu oy pusulası ve zarfların geçerli sayılmasına karar verdiğini anlattı. Güven, tercih mühürü yerine evet mühürü dağıtıldığı, arka yüzü yerine ön yüzüne basıldığı şeklindeki şikayetleri de seçmenin iradesini etkileyecek şekilde görmeyerek geçerli saydıklarını da belirtti. Güven, şunları söyledi:
SANDIK KURUL HATASI
“Seçim sabahı ilk kez oy torbaları sandık kurullarına dağıtıldı. Yedi kişilik sandık kurullarının en az 5 tane siyasi parti temsilcileri oy pusulaları ve oy zarflarının arkalarını mühürlemek zorundadır. Ancak sandık sonuçları girilmeden sandık kurullarının ihmali, seçmenden kaynaklanan bir kusur olmaması nedeniyle geçerli olduğuna karar verdik. Bu seçimde 166 bin 679 AK Partili, 166 bin 211 CHP’li, 157 bin MHP’li sandık kurulu üyesi olmak üzere toplam 314 bin 63 bin sandık kurulu üyesi görev yapmıştır. Sandıkların tamamı AK Parti ve CHP’lilerin de bulunduğu üyelerce sayılmış ve ıslak imzalı tutanağa bağlamıştır. Biz kural değiştirmedik. Onların yapmış oldukları hata nedeniyle seçmenimizin anayasal oy verme hakkını engellememek için YSK bu kararı almıştır. YSK kararı ilk kez almamıştır..
6 DAKİKA KESİNTİ
Bir ara 6 dakikalık süre dışında tüm veriler YSK’ca siyasi partilere verilmiştir ve anlık olarak YSK’ya geldiği anda aktarılmıştır.“

Cumhurbaşkanı Erdoğan, gündemindeki ilk başlığı açıkladı

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Tarabya'daki Huber Köşkü'nde referandum sonuçlarıyla ilgili açıklama yaptı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bugün oyumu kullanırken de ifade ettiğim gibi bu anayasa değişikliği herhangi bir değişiklik değildir. Bu farklıdır ve bu çok çok anlamlıdır. Türkiye tarihinde ilk defa, tamamen TBMM ve milletimizin iradesiyle böylesine önemli bir değişime milletimiz karar vermiştir. Cumhuriyet tarihimizde ilk defa tamamen sivil siyaset eliyle yönetim sistemimizi değiştiriyoruz. Bu bakımdan bu çok çok çok önemli" dedi. Erdoğan, halka yaptığı konuşmada ise "İdam için Sayın Yıldırım ve Bahçeli ile görüşeceğim. Gerekirse bir halk oylaması daha yaparız." diye konuştu. "Bazı televizyonlarda falan, aç tavuk kendini buğday ambarında sanarmış ya, bu neticeyi küçümsemeye gayret edenler var." diyen Erdoğan, "Boşuna uğraşmayın, atı alan Üsküdar'ı geçti haberiniz yok." diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın konuşmasının satır başları şöyle:
16 Nisan 2017 anayasa değişikliğiyle ilgili sonuçların değerlendirmesine yönelik basın toplantısını ilk defa bu mekanda yapıyoruz. Bu mekan basın toplantısına ev sahipliği yapıyor. Hayırlı uğurlu olsun diyorum. Bizleri dinleyen değerli vatandaşlarım, sizleri en kalbi duygularımla saygıyla selamlıyorum.
Bugün yapılan anayasa değişikliği halk oylaması sonuçlarının, ülkemiz ve milletimiz için hayırlı olmasını diliyorum. Milletimiz bir kez daha farklı bir olgunluk içerisinde sandık başına gitmiş, hür iradesiyle TBMM tarafından kabul edilen anayasa değişikliği konusundaki görüşünü ifade etmiştir. Resmi olmayan sonuçlar, yaklaşık 25 milyon evet oyuyla ve 1 milyon 300 bin farkla anayasa değişikliğinin kabul edildiğini göstermektedir.
'TARİHİ BİR KARAR'
Öncelikle oyunun rengi ne olursa olsun, sandığa giden milletimizin her bir ferdine şükranlarımı sunuyorum.
16 Nisan halk oylaması milletimizin geleceğine sahip çıktığının önemli bir göstergesidir. Ekranları başında bizi izleyen sevgili milletim, bugün Türkiye 200 yıllık tartışma konusu olan yönetim sistemi konusunda tarihi bir karar vermiştir. Bu karar sıradan bir olay değildir. Çok ciddi bir yönetim sistemi üzerindeki dönüşüm kararının verildiği gündür bugün.
Her zaman olduğu gibi bu halk oylamasında mevcudu savunmak kolay, değişimi savunmak zor olmuştur. Hamd olsun bu zoru başardık. Tarihimizin en önemli yönetim reformunu hayata geçiriyoruz. Bilindiği gibi anayasa değişikliği sadece 18 maddeden oluşmasına rağmen, içeriği itibariyle köklü bir değişim arz etmektedir. Bu mesele ülkemizin gündeminde aslında uzun zamandır konuşuluyor.
Son dakika... Cumhurbaşkanı Erdoğan, gündemindeki ilk başlığı açıkladı
'TÜRKİYE 25 MİLYON OYLA EVET KARARI VERDİ'
Örneğin büyükşehir belediye başkanı olduğum dönemden bu yana, sürekli medyanın bana sorduğu sorulardan biri olmuştur. Daha sonra panellerde karşılaştığım sorulardan biri olmuştur. Bu soruyla her zaman karşı karşıya olduk. Şimdiyse, 2015 yılı başında başkanlık sistemine geçiş konusunda verilen desteğin yüzde 25-30’lar düzeyinde olduğunu gösteriyordu. İşte böyle zor bir süreç sonunda, bugün Türkiye 25 milyon evet oyuyla kararını vermiştir.
AK Parti Genel Başkanı Sayın Binali Yıldırım’a, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’ye, BBP Genel Başkanı Mustafa Destici’ye, STK’lara ve bütün kurumlara teşekkür ediyorum.
'SİVİL SİYASET ELİYLE YÖNETİM DEĞİŞİYOR'
Doğu Güneydoğu’daki oyların önemini vurgulamak isterim. Güneydoğu Anadolu bölgesindeki tüm illerde 10 ila 20 puanlık artışlar olduğunu görüyoruz. İnşallah bu sonuçlar ülkemizin önünde yeni bir dönemin başladığının müjdecisi olacaktır. Gerek halk oylaması sürecinde gerekse sandık başında tercihini evet yönünde ortaya koyan herkese, şahsıma gösterdikleri güven ve teveccüh için şükranlarımı sunuyorum.
Bugün oyumu kullanırken de ifade ettiğim gibi bu anayasa değişikliği herhangi bir değişiklik değildir. Bu farklıdır ve bu çok çok anlamlıdır. Türkiye tarihinde ilk defa, tamamen TBMM ve milletimizin iradesiyle böylesine önemli bir değişime milletimiz karar vermiştir. Cumhuriyet tarihimizde ilk defa tamamen sivil siyaset eliyle yönetim sistemimizi değiştiriyoruz. Bu bakımdan bu çok çok çok önemli.
'TÜM TÜRKİYE'NİN ZAFERİ'
Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemiyle birlikte yürütme yasama ve yargı erkleriyle arasındaki ilişkiler birbirlerinden tamamen ayrılmıştır. Bu üç organ, aynı ortak hedefe yani tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet amacı doğrultusunda hizmet verecektir. 16 Nisan Evet veya Hayır diyen herkese, 80 milyon nüfusun, tüm Türkiye’nin zaferidir. Yurtdışında yaşayan vatandaşlarımız bu zaferin önemli bir mimarıdır. Ve onlar demokrasi mücadelesini gurbette verdiler ama asla demokrasiden taviz vermeden bu mücadeleyi verdiler. Şimdi nihai neticeler açıklandığında, verdikleri bu mücadelenin ne kadar bereketli olduğunu da gördük, görüyoruz.
Halk oylaması bitmiş ve o süreçte yaşanan tartışmalar geride kalmıştır. Ama önümüzde yepyeni bir dönem vardır. Anayasa değişikliğinin tüm maddeleri bir anda yürürlüğe girmiyor. 2019’da yapılması ön görülen seçimle devreye girecektir. Önümüzde pek çok iş var. Artık sadece sloganlarla, belirli değerlerin istismarıyla bu ülkede cumhurbaşkanı seçilip yönetimi üstlenmek mümkün değildir.
Milletimizin gönlünü kazanmanın, geleceği için de söyleyecek sözünüz hayata geçirecek projeleriniz, projelendirilmiş yatırımlarınız olmak zorundadır. Başka türlü cumhurbaşkanlığı seçimlerinde neticeye ulaşmak mümkün değildir. Herkes için hazırlık yapmak için 2019’a kadar önemli bir zaman vardır. Bu sekizinci halk oylamasıydı. Masaya yatırıp ne getirmiştir, ne götürmüştür diye baktığımızda bu referandumun çok çok anlamlı olduğunu göreceksiniz. Çünkü bu gerçekten Türkiye’nin geleceğine, ihya adımı olrak büyük önem arz etmektedir.
Diğer ülkelerin ve kurumların milletin kararlarına saygı duymasını bekliyoruz. Bir kez daha halk oylaması sonuçlarının ülkemiz ve milletimiz için hayırlara vesile olmasını diliyorum. Başta YSK olmak üzere, tüm sandıklarda görev alan vatandaşlarıma çok çok teşekkür ediyorum. Sandığa giderek demokrasisine sahip çıkan tüm vatandaşlarıma kalbi şükranlarımı iletiyorum. Sizlere çok çok teşekkür ediyorum.
CUMHURBAŞKANI HALKA SESLENDİ
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Huber Köşkü'ndeki basına yaptığı açıklamadan sonra Huber Köşkü önünde toplanan halka sesleniyor. Erdoğan'ın buradaki açıklamalarından öne çıkan başlıklar ise şöyle;
- Sizleri bu anlamlı buluşmada en kalbi duygularla selamlıyorum. Gerçekten ir olduk, bir olduk, kardeş olduk, hep birlikte Türkiye olduk. Ve adeta yedi düvel saldırdı. Ama bütün bunlara karşı milletim dik durdu. Bölünmedi, parçalanmadı, yurt içi yurt dışı, işte sandıkları siz patlattınız.
- Sizlerle beraber yapacağımız çok iş var. Ama bilesiniz ki bu bizim burada çıkışımızın ilk anı değil. Biz şu anda zaten yoldaydık, şimdi vites değiştirerek daha hızlı şekilde gideceğiz.
- Bunlar hep bize patinaj yaptırdılar, artık Türkiye'nin kitabında Allah'ın izniyle patinaj olmayacak.
- Ve her alanda Türkiye çok daha önemli adımları, büyük adımları atmak üzere muasır medeniyetler seviyesinin üzerine çıkacak, hiç endişeniz olmasın.
- İşte şurada bir saat içerisinde toplandınız. bu ne büyük bir aşktır?
- Bugüne kadar projesi olmayanlar bizim karşımızda konuştu ama biz projelerimizle konuştuk. Bundan sonra da projelerimizle yol almaya devam edeceğiz. Şimdi biliyorsunuz bugünkü çıkan neticeyle, dikkat edin dünya yüzde 50-55'lerle, bazı yerlerde yüzde 35'lerle seçim yapıyor, bakın biz bugün yüzde 86 ile bir seçim gerçekleştirdik. Böyle bir katılım var mı ya?
"BOŞUNA UĞRAŞMAYIN ATI ALAN ÜSKÜDAR'I GEÇTİ HABERİNİZ YOK"
- Ve bunun yüzde 51 buçuğunu evet aldı. Ve şimdi bazı televizyonlarda falan, aç tavuk kendini buğday ambarında sanarmış ya, bu neticeyi küçümsemeye gayret edenler var. Boşuna uğraşmayın, atı alan Üsküdar'ı geçti haberiniz yok.
- Bundan sonra birlikte, beraber yapacağımız çok iş var. Birinci safha neydi, parlamento. Anayasa Komisyonu'nda biliyorsunuz pet şişeler nasıl fırlatıldı, engellemek istediler, başaramadılar. Genel Kurul'a geldi, orada ne oldu? Hamd olsun 339'la parlamentodan geçti. AK Parti ve MHP'nin milletvekillerinin dayanışmasıyla.
- Ben buradan öncelikle Sayın Yıldırım'a, Sayın Bahçeli'ye çok teşekkür ediyorum. Dik durdular, gruplarına sahip çıktılar ve böylece Meclis'ten geçti. Ne dedik? Şimdi sıra millette dedik. Milletimizde burada el ele verdi. Sıra dedik millette, millet görevini yaptı mı? Ve millete sopa gösterilmez. Gösterenler cevabını sandıkta aldı mı?
- Şimdi ben diyorum ki, AK Parti'ye gönül veren kardeşlerime teşekkür ediyorum, MHP'ye gönül veren kardeşlerime teşekküre diyorum, BBP'ye gönül veren kardeşlerime teşekküre diyorum. HÜDAPAR'a gönül veren kardeşlerime teşekkür ediyorum. Güneydoğu'da çok ciddi değişim dönüşüm yaşandı, bundan sonrası daha iyi olacak. Fakat bu demek değildir ki, diğer siyasi partileri destekleyenlerden destek gelmedi.
- Bundan sonra vites büyüteceğiz. İşimiz çok, yapacağımız çok şey var bu ülkede. İlk iş... ('İdam' sesleri) Hemen bu konuyu Sayın Başbakan ile Sayın Bahçeli ile de görüşeceğim. Meydanlarda hep bununla karşılaştım diyeceğim, zaten Sayın Bahçeli ben desteklerim dedi, Sayın Yıldırım aynı şekilde. Fakat Kılıçdaroğlu da destekleyeceğini söylemişti. Eğer gerçekten destekler de önüme gelirse ben bunu onaylarım. Ha desteklemedi, o zaman yapacağımız şey ne? Bir halk oylaması da bunun için yaparız.

Referandum sonuçları sonrasında Başbakan'dan ilk açıklama

AK parti Genel Başkanı ve Başbakan Binali Yıldırım, referandum sonuçlarının belli olmasından sonra balkon konuşması yaptı. "Bu halk oylamasının kaybedeni yoktur. Kazanan Türkiyedir, kazanan aziz milletimdir" diyen Yıldırım "Kimsenin kalbi kırık olmasın" mesajını verdi.

Başbakan Binali Yıldırım, halk oylamasının sonuçlanmasının ardından AK Parti Genel Merkezi önünde balkon konuşması yaparak partililere teşekkür etti.
Yıldırım, “Bilmeyen öğrensin, duymayan duysun. Kardeşiz, tek vücut, tek bir milletiz. Aziz vatandaşlarım, Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemini öngören gayri resmi sonuçlara göre evetle neticelenmiştir, Cenab-ı Mevlam hayırlı uğurlu eylesin. Yüksek bir katılımla sandık başına giderek tercihini yapan demokrasimize sahip çıkan bütün vatandaşlarıma teşekkür ediyorum. Halk oylamasının güvenliğini sağlayan bütün güvenlik teşkilatı ve bütün kamu görevlilerine milletim adına teşekkür ediyorum. Sandık görevlilerine müşahitlere teşekkür ediyorum. Bugün ilk kez hak oylamasında sandığa giden 1 milyon 269 bin gencimizi özellikle kutluyorum. Huzur içinde neticelenen bu oylama demokrasi tarihimizde milletin kendi kararıyla verdiği bir seçimdir. Demokrasi tarihimizde bu oylamayla yeni bir sayfa açılmıştır, herkes emin olsun ki çıkan bu sonucu halkımızın refahı, huzuru için en güzel şekilde değerlendireceğiz, teşekkürler Türkiye, Aziz milletim, yurt dışına yaşayan ve Türkiye’nin demokrasinine sahip çıkan bütün vatandaşlarımıza özellikle teşekkür ediyorum. Bir özel teşekkür ve bir selam kurucu genel başkanımız, liderimiz Sayın Cumhurbaşkanımız, Recep Tayyip Erdoğan’a teşekkür ediyorum. Kendisini buradan defalarca bu balkon konuşmasını yaptığı yerden sevgiyle saygıyla bütün teşkilatım adına selamlıyorum” ifadelerini kullandı.
Bir teşekkür de Bahçeli’ye
“Demokratik tercihin ortaya çıkması için hepimiz çok çalıştık, çok gayret ettik” diyen Yıldırım şöyle konuştu: Bu sürede sahaya çıkan herkese ülkem milletim, demokrasi adına şükranlarımı sunuyorum. Heyecanınız, coşkunuzla kampanya boyunca bizi bir an bile yalnız bırakmayan yol arkadaşlarıma teşekkür ediyorum. Bu anayasa değişikliğinin hazırlanmasında beraber çalıştığım MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’ye, partisinin bütün teşkilatlarına teşekkür ediyorum. Ayrıca bu süreçte diğer partilerimize de halk oylaması sürecinde yaptıkları olumlu katkıdan dolayı şükranları sunuyorum. Şimdi durmak yok, yola devam.
Kaldığımız yerden yola devam ediyoruz. Elbette farklı düşüncelerimiz, farklı çözüm önerilerimiz olacak ama neticede birliğimizi beraberliğimizi gözümüz gibi koruyacağız, demokrasimizin güzelliği de budur. Farklı fikirlere sahip olmak hiçbir şekilde birbirine üstünlük sağlamak değildir. Meydanlarda farklı şeyler söyledik, millete farklı şeyler anlattık ama son sözü millet söyledi, ‘evet’ dedi noktayı koydu.
Yola çıkarken söylediğimiz gibi halkın iradesi nasıl tecelli ederse o sonuç başımızın tacıdır dedik. Halkımız seçimini yapmış Cumhurbaşkanlığı yönetim sistemine olur vermiştir. Bu ülke bu millet artık hiçbir vesayete, hiçbir harici müdahaleye hiçbir tehdide boyun eğmeyeceğini bir kez daha göstermiştir. Bu seçimlerle, 15 Temmuz alçak darbe girişimini yapan terör örgütüne, bölücü terör örgütüne, Türkiye’ye düşmanlık yapan dış mihraklara en güzel cevabı milletimiz sandıkta vermiştir” şeklinde konuştu.
"Kazanan Türkiye'dir, kazanan Aziz milletimdir."
Yıldırım, “Bu seçimler, Türk demokrasisinin olgunluk düzeyini bütün dünyaya göstermiştir. Bizler Türkiye Cumhuriyeti devletinin birinci derece eşit vatandaşlarıyız. Meşru siyasi alandaki rekabet, birlik ve bütünlüğümüzü asla bozamaz, bozamayacaktır. Vatandaşlarımızın tercihi doğrultusunda geleceği güven içinde inşa edeceğiz. Açıkça söylüyorum, bu halk oylamasının kaybedeni yoktur, kazanan Türkiye'dir, kazanan Aziz milletimdir. Şimdi artık dayanışma bir olma beraber olma birlikte Türkiye olma zamanıdır. Sandıktan bizim tercihimiz ‘evet’ çıktığı için mutluyuz. Milli iradeyle aynı yönde olmak büyük bir şereftir. Bu büyük mutluluğa gölge düşürecek her türlü davranışı ve yorumdan elbette kaçınacağız. Demokratik olgunluğumuzu bize yakışan vakarla anlatacağız. Biz de öteki beriki yoktur, kimse mahsun olmasın.” dedi.
"İlk genel seçimde hayata geçireceğiz."
Bu maratonun bugün başarıyla sonuçlandığını belirten Yıldırım, “Cumhurbaşkanımız birçok ilde, Anadolu’da vatandaşlarımızla kucaklaştı. Kampanya bütün şehir meydanlarında bir bahar şölenine dönüştü. Toplumun bütün fertleri ifade ederek meydanlara döküldü, huzur içinde bu oylamayı gerçekleştirdik. Süreç boyunca yurt dışındaki vatandaşlarımıza vatanseverlikle ülkemize, birliğimize sahip çıktılar. Yine bu süre içinde Türkiye’nin ayağına basmak isteyenler bugün bir mahcubiyeti yaşamışlardır, onları dediği değil Türkiye’nin milletin dediği oldu. Şimdi önümüze, işimize bakacağız. Şimdi milletimizin aydınlık yarınları için uzak ufuklara bakacağız. 2019 seçimlerine kadar gerekli hazırlıkları yapıp çalışarak yeni yönetim sistemini yapılacak ilk genel seçimde hayata geçireceğiz. Bugün demokrasi, millet, hukuk devleti kazandı. Bugün yurt içinde, yurt dışında yaşayan 83 milyon vatandaşımız kazandı. Bu sistem değişikliğiyle beraber, birliğimizi, beraberliğimizi daha çok güçlendireceğiz. Ekonomimizi daha da büyüteceğiz. Kalkınmamızı daha güçlü hale getireceğiz. Türkiye'yi terörden arınmış, birliğini, beraberliğini kardeşliği sağlamlaştırmış örnek lider ülkeler arasına sokacağız” diye konuştu.
"‘Evet’ diyen ‘hayır’ diyen bütün vatandaşlarımıza bir kez daha şükranlarımı sunuyorum"
Yıldırım, bütün vatandaşların hakkını ve hukukunu koruyacaklarına dikkat çekerek, “Bu halk oylamasında ‘hayır’ diyenler de ‘evet’ diyenler de birdir, aynı şekilde değerlidir. ‘Evet’ diyen ‘hayır’ diyen bütün vatandaşlarımıza bir kez daha şükranlarımı sunuyorum, hepsini muhabbetle selamlıyorum. Biz biriz, beraberiz, birlikte Türkiye’yiz. Bütün farklılıklarımızla bir bütünüz. Demokrasi bizim ortak değerimizdir. Her an yanımda olan, destek veren değerli eşim Semiha Hanımefendiye ve aileme teşekkür ediyorum. Bu sonucun geleceğimiz için hayırlı uğurlu olmasını diliyor, bütün AK Parti teşkilatına ve milletime şükranlarımı sunuyorum” şeklinde konuştu.
Başbakan Yıldırım’ın balkon konuşmasında, Başbakan Yardımcıları Numan Kurtulmuş, Veysi Kaynak, Tuğrul Türkeş ve Nurettin Canikli, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Betül Sayan Kaya, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, AK Parti Genel Başkan Yardımcıları Mustafa Ataş, Cevdet Yılmaz ve Mehdi Eker, Anayasa Komisyonu Başkanı Mustafa Şentop, Adalet Komisyonu Başkanı Ahmet İyimaya, Ankara Milletvekilileri Ali İhsan Arslan, Emrullah İşler de hazır bulundu. Yıldırım’a eşi Semiha Yıldırım da eşlik etti. Partililerden sık sık “Recep Tayyip Erdoğan” sloganları yükselirken, partililer Başbakan Yıldırım’ı yağmura aldırış etmeden dinledi. cnntürk

11 Mart 2017 Cumartesi

Parka kayıtlı üç seçmen olduğu ortaya çıktı

İstanbul Üsküdar'da bulunan Doğancılar Parkı'nda kayıtlı üç seçmenin olduğu ortaya çıktı. Üç seçmenin kaydı yapılan itiraz üzerine donduruldu

Üküdar'da Doğancılar Parkı'nda soyadları da farklı olan üç seçmen bulunduğu tespit edilmeis üzerine CHP Üskidar İlçe Yönetim Kurulu üyesi Avukat Onur Cingil seçim kuruluna başvurdu. Parkın bulunduğu Tunus Bağı caddesinde kapı numaraları 58 ile son bulurken parkın 1000 numara ile kaydedildiği belirlendi.
Birgün gazetesind eyer alan habere göre, parkta yaşayanlara tebligat da yapıldığı ortaya çıktı. Avukat Cingil'in başvurusunu kanul eden seçim kurulu üç seçmenin kaydını dondurdu. Seçim kurulu ayrıca park alanlarının yurttaşların ortak kullanımına ait, sosyal dinlenme alanları olduğunun altını çizere, parkların özel yaşam alanları olmadığını ve kapı numarasının 1000 olarak numaralandırılmaının da mümkün olmadığını kaydetti.

5 Mart 2017 Pazar

Feyzioğlu: ‘Başkana eyalet kurma yetkisi veriliyor’

Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu, 16 Nisan’da referanduma sunulacak Anayasa değişikliği teklifinin, devlet başkanına tek başına eyalet benzeri kamu tüzel kişilikleri oluşturma yetkisi verdiğini söyledi.

Ulusal Dayanışma Platformu tarafından Türkiye Barolar Birliği’nde “Yaşasın Cumhuriyet” başlıklı panel düzenlendi. Panelde konuşan Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu, 16 Nisan’da referanduma sunulacak Anayasa değişikliği teklifinin, devlet başkanına tek başına eyalet benzeri kamu tüzel kişilikleri oluşturma ve üniter yapıyı darmadağın edecek yetkiler verdiğini söyledi. Feyzioğlu, “Değişiklik teklifinin, Avrupa Yerel Yönetimler Özerklik Şartı’na Türkiye’nin üniter devlet yapısını korumak amacıyla koyduğu çekinceleri tek başına kaldırma yetkisini verdiğini büyük bir endişeyle tespit ettik” dedi.
“SAKINCALI DÜZENLEMELER İÇERİYOR”
Panelde konuşan TBB Başkanı Metin Feyzioğlu ise Anayasa değişikliği teklifinde sakıncalı gördükleri düzenlemeleri şöyle sıraladı: “Gördük ki bu değişiklik teklifi; kuvvetler ayrılığını yok eden, mahkemeleri aynı zamanda parti genel başkanı da olabilecek devlet başkanına bağımlı kılan, dolayısıyla hakim ve savcıların üzerine iktidar partisinin il ve ilçe başkanlarını koyan, hukuki bilgiye ve hakka dayanan avukatlık mesleğinin de yerine iş takipçiliğini getiren çok sakıncalı düzenlemeler içeriyor. Aynı zamanda söz konusu değişiklik teklifinin, devlet başkanına tek başına eyalet benzeri kamu tüzel kişilikleri oluşturma, Avrupa Yerel Yönetimler Özerklik Şartı’na Türkiye’nin üniter devlet yapısını korumak amacıyla koyduğu çekinceleri tek başına kaldırma yetkisini verdiğini büyük bir endişeyle tespit ettik.”
“YÜREĞİ TÜRK MİLLETİ İÇİN ÇARPAN MİLYONLAR TARİH YAZIYOR”
Türkiye’nin geleceğini yakından ilgilendiren Anayasa değişikliğine karşı kamuoyunu bilgilendirmeyi görev edindiklerini anlatan Feyzioğlu şöyle devam etti: “Belki daha huzurlu, daha sakin, daha sıradan bir gündemde yaşıyor olmayı isteyebilirdik. Ancak o zaman bugünün tarihini başkaları yazar, biz de kitaptan okurduk. Şimdi yüreği Türk Milleti için çarpan milyonlar hep birlikte tarih yazıyor.”  DHA

19 Şubat 2017 Pazar

Deniz Baykal'dan referandum çağrısı: 'Sakın ha tapuyu kaptırmayın'

CHP Antalya Milletvekili ve CHP'nin eski genel başkanı Deniz Baykal partisinin Zeytinburnu'nda düzenlediği referandumla ilgili toplantıda yaptığı konuşmada, "Bu oy çok kıymetli, bu oyunuzun kıymetini bilin, bu oy olağanüstü önemli. Sakın ha tapuyu kaptırmayın. Hem gecekondunun tapusunu, hem de devletin tapusunu" dedi.

CHP Antalya Milletvekili ve CHP'nin eski genel başkanı Deniz Baykal, partisinin Zeytinburnu'nda düzenlediği referandumla ilgili toplantıya katıldı. Zeytinburnu Kültür Sanat Merkezi'ndeki toplantıya Baykal'ın yanı sıra CHP İstanbul İl Başkanı Cemal Canpolat da katıldı. Toplantıda konuşan Deniz Baykal,  "Sakın ha tapuyu kaptırmayın. Hem gecekondunun tapusunu, hem de devletin tapusunu" dedi.
Türkiye'nin tarihi bir kırılma noktasına doğru yaklaştığını söyleyen ve milli bir görev duygusu içinde Zeytinburnu'ndan başlayarak bir görev yapmak üzere yola çıktıklarını ifade eden Deniz Baykal, "Ülkemize hayırlı olsun, Allah mahcup etmesin, inşallah hep birlikte ülkemizin layık olduğu, hak ettiği güzel sonuçları sağlarız" dedi.
Baykal: Gençleri oy vermeye yönlendirin Baykal, "Bugün burada bir siyasi parti toplantısı yapmıyoruz, bir siyasi parti tartışması içinde değiliz. Elbette hepimizin siyasi kimliği vardır. Umut ediyorum bu salonda, bu muhteşem buluşmada bir arada olduğumuz değerli arkadaşlarım bizimkilerden daha farklı bir siyasi kimliği vardır. Biz burada günlük anlamda siyaset yapmak, parti tartışmak üzere buluşmadık. Burada siyaset yapmak için değil bir vatan görevi yapmak için bir aradayız. Anlayışımız burada milli bir sorumluk duygusu içinde, bir milli duyarlılık içinde, hangi siyasi anlayışa sahip olursa olsun, hangi etnik kimlikten olursa olsun, hangi inançtan, mezhepten olursa olsun Türkiye'nin bütün insanlarını daha iyi günlere taşıyacağına inandığımız bir anayasal düzeni savunmak için bir arada bulunuyoruz" diye konuştu.

Deniz Baykal, "Bu ihtiyaç nereden çıktı? Niçin Türkiye birden bire bir anayasa krizi içine çekildi. Böyle bir anayasal arayışın, talebin, ihtiyacın Anadolu'da insanlarımız yaşam ortamlarında, hanelerde, okullarda, dükkanlarda, fabrikalarda , sokakta, meydan ortaya çıktığına tanık olduk mu? Böyle bir milli ihtiyaç mı var, talep mi var? Bu anayasa taslağı tepeden inme bir anayasa taslağıdır. Bu anayasa taslağı aşağıdan yukarıya, milletin ihtiyacından kaynaklanan, milletin talebinden kaynaklanan, milletin arayışından kaynaklanan bir anayasa arayışı değildir. Bunu önce çok iyi bilelim. Dayatma bir anayasadır, tepeden inme bir anayasadır, müellifi belli ortaya çıkamayan bir anayasadır. Müellifi yoktur, yazarı iftiharla 'ben yazdım' diye çıkabilecek durumda değildir. Ne hukuk, ne siyaset hiç bir bakımdan, dünyanın hiçbir ölçüsüyle hazırlayana kesinlikle şeref ve onur kazandırmayacak bir anayasa taslağıdır. 12 Eylül anayasasının bir sahibi vardı. Prof. Dr. Orhan Aldıkaçtı. Bir hukukçu olarak çıktı, 'bunu ben hazırladım' dedi. İyi, kötü... Bunun sahibini arıyoruz. Sahibi yok ama arkasındaki siyasi irade bellidir. Sahibinin sesidir bu anayasa. Sahibi arkasındadır" şeklinde konuştu.
Baykal, şunları söyledi:  "Karanlıkta hazırlanmış, meclisteki milletvekillerinin daha okumadan imzaladığı, boş kağıda imza atarak meclise sunulmuş bir anayasa. Mecliste iktidar partisine mensup çok değerli hukukçular var, eski meclis başkanları var, Adalet Bakanlığı yapmış insanlar var. çok deneyimli, bilgili, saygı değer hukukçular var. O insanlarla konuştuğumuz zaman görüyoruz ki, onlarda bizim gibi düşünüyor. Onlarda bunun doğru olmadığı inancında. Bunu bazıları da kamuoyunda ifade etti. Bu kadar net ifadeyle değil ama lisanı münasiple, lafın tamamı deliye söylenir. Uygun bir şekilde anlattı ki bu olmadı ama onlarda gittiler oy verdiler. Bu onların bir siyasi parti anlayışıdır. Ama yanlış olduğunu da lisanı münasiple, bazen açıktan özel sohbette net bir şekilde ifade ettiler. Bugün sizin önünüze gelen bu yasanın hazırlanış ve önünüze geliş macerası budur. Yani meclisteki milletvekilleri çeşitli bağımlılıklar nedeniyle, çeşitli zorunluluklar nedeniyle 'biz beraber yola çıktık, parti almış kararı' diyerek partici anlayışla, partizanca düşünceyle bir dayanışma ve sorumluluğu paylaşan anlayışı içinde bunlara oy vermiş olabilir. Ama siz milletsiniz, siz kimsenin partizan kapı kulu değilsiniz, halksınız."

Baykal, anayasa taslağının henüz anlaşılmadığını, 2019'da yürürlüğe gireceğini ancak buna rağmen her şeyin alelacele yapıldığını belirtti. Baykal, çözüm sürecinde "Akil Adamlar" grubunun oluşturulduğunu hatırlatarak, "Bu anayasa içinde akil adamlar oluştursa, onları da seferber etsene. Millet onları bir dinlese bir sorgulasa ya" dedi.
Deniz Baykal, "Bugün Türkiye'de giderek yükselen, kabaran 'anayasaya hayır' dalgası var. Bu Türkiye'nin her yerinde var. Bunu anlamak lazım. Bu siyasi bir partinin organize ettiği, yönlendirdiği 'hayır' dalgası değildir. Bu 'hayır'ın hiçbir sahibi yoktur, bunu yönlendiren, yöneten kimse yoktur. Bu 'hayır' milletin, halkın hayrıdır. Ve biz buna saygı anlayışı içinde, her birimizin parti kimliği olduğu halde ve parti kimliğimizde iftihar ettiğimiz halde, Türkiye'nin o parti kimliğine şiddetle muhtaç olduğunu en yakında bildiğimiz halde, bugün buraya ben Cumhuriyet Halk Partili olarak değil bir Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olarak geldim. Ve karşımdaki herkesi de siyasi kimliğini hiç düşünmeden onu benimle eşit konumda, bu ülkenin hukukuyla ilgili benim kadar söz söyleme hakkına sahip, benim gibi birere vatandaş gibi düşünüyorum" şeklinde konuştu.
Deniz Baykal, "Toplumun her yerinde çoban ateşleri gibi kendiliğinde, talimatsız, emirsiz, yönlendirmesiz, sosyal medyada, kahvede, sokakta, hayatın içinde insanlar birdenbire 'olmaz, buna evet diyemeyiz' diye tepki koymaya başladılar. Şimdi bu tepkiyi etkisiz kılmak için buna uydurma sahipler bulmaya çalışıyorlar. Bu halkın tepkisini, milletin tepkisini, toplumun içinden gelen, yürekten gelen, akıldan gelen bu tepkisini siyasallaştırmaya, terörize etmeye çalışıyorlar. Yok PKK'lılarmış, yok FETÖ'cülermiş, vatan hainleriymiş. Türkiye'yi bugünlere getiren o güzellikleri savunmak için herkes 'hayır' diyor" dedi.
Baykal, "Biz iktidarı İstanbul'daki saraydan almışız, Ankara'daki o onurlu meclise getirmişiz. Şimdi Ankara'daki meclisten onu alacaklar, Beştepe'deki saraya götürecekler. Ana hatlarıyla getirilen anayasanın niteliği tek adam inşa etmeye yönelik olmasıdır. Bunu söyleyince rahatsız oluyor AKP'liler ama gerçek bu. Gerçek bu çünkü onu yapıyorsunuz. Size onu yaptırıyorlar. Adını bile koyamıyorsunuz. Tek adam anayasasıdır bu" dedi.
Deniz Baykal, anayasa taslağının geçmiş suçları kapsamadığına dikkat çekerek, "Başbakanlığı döneminde işlediği suçlarla ilgili olarak bir iddia ortaya atıldığı zaman, bugün atıldığı zaman, 'bir dakika adam cumhurbaşkanı' denecek. Cumhurbaşkanıysa cumhurbaşkanı, bu ayrı bir olay. Yok artık o cumhurbaşkanı. Bir insanın geldiği makama göre dokunulmazlığının değişmesi, böyle bir şey olabilir mi? Özel suç olsa mesela. Mesela birisine komplo yapmış olsa ve bu komplo zaman içinde yavaş yavaş şekillense. İşaretleri çıkmaya başladı, davalar açıldıkça açıklamalar gelecek, öyle gözüküyor. Kimin talimatıyla, kimin yönlendirmesiyle bu işler olduğu ortaya çıksa. Bir ondan mahkumiyet olsa. Onun statüsü ne olacak. Bu görevi ile ilgili bir suç değil, başka bir şey bu, adi bir suç. Ne olacak o zaman. O da aynı. Allah göstermesin seçilecek olan cumhurbaşkanı çekse birisini vursa ne olacak? Mecliste daha önce böyle bir iki olay oldu. Anında suç üstü uygulaması yapıldı. Meydan da gitse vursa ne olacak? 'Bir dakika ne yapıyorsun, burası dağ başı mı? O bir vatandaş onunda hukuk var' diyebilecek olan baba yiğit var?" diye konuştu.

'Sakın ha tapuyu kaptırmayın'
Deniz Baykal şunları söyledi: "Bu oyu çok kıymetli, bu oyunuzun kıymetini bilin, bu oy olağanüstü önemli. Sakın ha tapuyu kaptırmayın. Hem gecekondunun tapusunu, hem de devletin tapusunu. İkisi de senin elinde, ikisi de senin hakkın. Atalarından kaldı sana o. O İstiklal Savaşı dediğin neydi? İşte o tapuyu kazanma savaşıydı. O tapuyu kazanmak için o şehitleri verdik, o mücadeleyi yaptık. Anadolu'yu, o 776 bin kilometrekareyi o şekilde kurtarabildik. Şimdi ona sahip çıkın. Onu kaptırmayın ona buna. En küçük bir vekalet verirken 40 defa düşünüyorsun da 'acaba bu ince ince yazılı lafların arkasında' beni tuzağa mı düşürüyorlar diye, ona, buna soruyorsun. Kardeşim bu oyunun kıymetini bil, o bir vekalet, senin her şeyinin vekaleti. Devletin tapusu, senin tapun, senin kimliğin, bağımsızlığın, başının dik olması. Onurun, şerefin o ya, kıymetini bil onun."
Baykal sözlerini şöyle sürdürdü: "1946'dan 2003'e kadar 57 yıllık sürede Türkiye'nin gelmiş geçmiş hükümetlerinin, içinde savaş, isyanlar, darbeler dahil ortalama kalkınma hızı yıllık 5.1. Şimdi bu son 14 yılı ortalama kalkınma hızı yüzde 4.6. 5.1 cumhuriyetin yani çok partili dönemin, 14 yıl bu dönemin. 'Şartlar böyle oldu' falan, mesele yok bunu da bir şikayet konusu diye söylemiyorum. Ama bilelim ne olduğunu. Olay 4.6'dır. Bunun içinde her şey dahildir, o havalimanlı, köprüler, tüneller her şey dahildir."
"Sonuç 4.6. Bu 4.6'ya daha bir ince bakacak olursak, şunu görürüz; bu dönemin içinde iki dönem var, Sayın Erdoğan'ın 2003-2014 dönem, 11 yıllık iktidar dönemi ondan sonra da 3 yıllık öbür dönem. O da cumhurbaşkanlığı dönemi. Cumhurbaşkanlığı döneminde Türkiye'nin büyümesi, başbakanlığı dönemindeki büyümesinin yarısı kadar altında, 3.1. O 4.6, 5 küsürlük oran ilk dönem, sonra da 3.1'lik ikinci dönem. Bu güçlü Türkiye'ye uygulama bu."

"Nasıl gidiyoruz kardeşim? Sen cumhurbaşkanı oldun, bütün bağlardan kurtuldun, Türkiye tökezlemeye başladı. Gidişat geriye düşmeye başladı. Senin o şikayet ettiğin dönemler var ya, Ahmet Necdet Sezer'de vardı, Abdullah Gül'de vardı falan. Ne oldu? Geçineceksin kardeşim, siyaset bu. 'Kimse olmayacak, ne söylersem o olacak', onunla bir yere gitmen mümkün değil. Bu açıkça gözüküyor. İlk 5 yıl çıraklı diyordu, ikinci 5 yıl kalfalık, üçüncü 5 yılda ustalık... Allah ustalıktan sonrasından sakınsın Türkiye'yi. Güçlü Türkiye bu. Güçlü Türkiye'nin anayasayla ne alakası var. Sen anayasayı anlat bana. İnanalım sen söylüyorsun diye."
Deniz Baykal, "İstikrar dediği meclis zırt pırt seçim yapamasın, siyasi iradesini 5 yıl içinde değiştirmeye teşebbüs edemesin. Değişiverirse benim dengelerim allak bullak olur. O nedenle meclisi sustur. Meclisi sustururken, milleti susturuyor aslında. İstikrar bu. Bürokrasinin vesayeti. Sevsinler bu vesayet diyeni. Türkiye'de senin dışında vesayet koyacak kim kaldı ya. Türkiye'de şimdi, zaten bir tek adam vesayeti vardı, bu anayasal güvencelere bağlanmış bir tek adam vesayetidir. Gerçek vesayet bu anayasadadır. Vesayet lafıyla bunu izah etmek hiç bir şekilde mümkün değildir" şeklinde konuştu.
Baykal, "Hayır çıktığı zaman, cumhurbaşkanı değişmeyecek, başbakan değişmeyecek, hükümet değişmeyecek. Hatta tam tersine, başbakan ve hükümeti kurtaracağız. Başbakan da, Bakanlar Kurulu da kurtulacak" dedi.