başbakan etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
başbakan etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

3 Ekim 2017 Salı

Başbakan Yıldırım'dan TEOG açıklaması

Başbakan Binali Yıldırım TEOG sonrası yeni sistemle ilgili konuştu. Yıldırım, "Her sınıfta yazılı sınav olacak, biri de merkezi olacak" dedi.

Başbakan Binali Yıldırım, TEOG sınavı ile ilgili olarak, "Her sınıfta yazılı sınav olacak, biri de merkezi olacak" dedi.
TEOG sorusu üzerine Yıldırım, "TEOG'la ilgili gerekli açıklamaları yaptık, detayları çalışılıyor. Sınavsız öğrenci olur mu? Yazılı sınavlar her sınıfta olacak, o sınavlardan birisi de merkezi sistemde olacak, hepsi bu. Okulda okunan sınavlardan bir tanesi soru havuzunda merkezi şekilde olacak. Hepsinin detayı çalışılıyor. Önümüzdeki günlerde açıklanır" dedi.

29 Eylül 2017 Cuma

TEOG yerine yeni sistem... Başbakan açıkladı...

TEOG'un yerine liseye geçişte getirilecek yeni sisteme ilişkin konuşan Başbakan Yıldırım, ''Sorular test değil, klasik sorular olacak. Açık uçlu sorular sorulacak. Buradan alınacak sonuçlar da mezuniyete esas belirleyici notlar olacak'' dedi.
Başbakan Binali Yıldırım, Çanakkale 18 Mart Üniversitesi akademik yılı açılışında konuştu.
TEOG yerine gelecek yeni sistemi anlatan Başbakan Yıldırım, soruların test değil klasik sorular olacağını belirtti.
Başbakan Yıldırım şöyle konuştu:
''4 yılını ilkokul 4 yılını ortaokul olarak okuyor. Spor lisesine mi gidecek fen bilimlerine mi imam hatip'e mi gidecek. Sınav kalkıyor. Her yılın yıl sonu başarı ortalaması alınıyor 5-6-7-8 bu bir veri. Ayrıca derslerdeki öğrencinin ilgisi ne tarafa gidiyor? Spor mu sanat mı matematik mi? Buralar tespit ediliyor buna belirli oranda katkı yapan 8. sınıfta sınav yapılıyor. O sınavın soruları soru bankasından geliyor. Her okul kendine göre yapmıyor. Okuma sistemi de dışarıda okunuyor. Mezuniyet puanı çıkıyor o puana göre öğrenci istediği yere yerleşiyor.
''SORULAR TEST DEĞİL''
Sorular test değil. Sınıfta yaptığı klasik sorular olacak. Açık uçlu sorular sosyal bilgiler şunu anlat. Matematik şu problemi çöz. A şıkkı B şıkkı falan yok. Açık uçlu sorular sorulacak. Buradan alınacak sonuçlar da mezuniyete esas belirleyici notlar olacak.
''ÜNİVERSİTELERDE DE SINAVLAR BASİTLEŞTİRİLECEK''
Üniversitelerde de sınavlar basitleştirilecek. Buna benzer bir şey. Bir sınav olacak tek bir sınav bir müddet daha ama bu da esasında ortaokuldan, liseden gelen başarıyla birleştirilerek bu sınav gerçekleştirilecek. Bu sınav tek başına belirleyici bir sınav olmayacak.''
Yıldırım'ın açıklamalarından satır başları şöyle:
''Türkiye bulunduğu bölgede çok önemli sınamalara tabi olmuş bir ülke. Daha alçak darbe girişiminin üzerinden 1 yıl geçti. Maalesef güzel duygularımızı milli duygularımızı bayrak ülke sevdamızı dini duygularımızı bütün değerlerimizi istismar eden kökleri dışarıda olan bir terör örgütü ile bu ülke yüzleşti. Destan bağımsızlık deyince Çanakkale akla gelir. Düşman geçemez deyince Çanakkale akla gelir. Bugün Türkiye, etrafı ateş çemberi olan bir ülke olmasına rağmen istikrarla, kararlılıkla 2023, Cumhuriyetimizin 100. yılına emin adımlarla ilerlemektedir.
Çanakkale millet için geçilen bir yerdir. Millet her taraftan Çanakkale'ye gelmelidir. Bizim için siyaset millete hizmet. Millete hizmet etmeyen bir siyaset olmaz olsun. Böyle bir siyaset bize lazım değil.
Türkiye aynı anda 3 terör örgütüyle mücadele eden tek ülke. 15 Temmuz alçak darbe girişiminin arkasında olan FETÖ terör örgütü... FETÖ terör örgütü, 15 Temmuz'dan sonra artık tam anlamıyla açığa çıkmış, gerçek niyetleri ortaya çıkmış ve 250 şehidimiz olan, 2 bin 194 gazimiz olan adeta bir savaş sonucu bağımsızlığımızı, demokrasimizi kazandığımız bir sürecin arkasından hukuk içerisinde bu alçak örgütle mücadele tüm hızıyla devam etmektedir. Her ne kadar mahkemelerde tiyatro oynasalar da yargıyı yanıltmaya gayret etseler de terörist başının gönderdiği rüya tabirlerine göre rollerini oynasalar da hiçbir faydası yok. Hukukun içerisinde hak ettikleri en ağır cezayı mutlaka alacaklardır. Şehitlerimizin kanı yerde kalmayacak, gazilerimizin ahı yerini bulacak ve bunlar gerekli şekilde cezalandırılacak.
Bir bakıyorsunuz hiçbir birikimi olmayan, diploması olmayan bir adamın etrafında üniversite okumuş adamlar, profesör olmuş adamlar fırıl fırıl dönüyor. Yarım bıraktığı ekmeği kapıp yemek için birbiriyle kavga ediyorlar Tabağında bıraktığı yemek için birbirlerine giriyorlar. Akla ziyan bir iştir. Böyle bir şey olur mu? Allah akıl fikir vermiş. Allah bize engin bir muhakeme kabiliyeti vermiş. Tabii inancımız var. İnanacağız ama inancımızın istismar edilmesine, kullanılmasına, belirli kötü niyetli örgütlere değerlerimizi satmayacağız. Kafalarımızı kiraya vermeyeceğiz. Bizim sahip olduğumuz değerler bize yeter.
Şunu büyük bir rahatlıkla söylerim ki son iki yıldır yaptığımız mücadele sonucu terör örgütü belini doğrultamaz hale gelmiştir. Çok değil iki yıl önce bir yılda dağa götürdükleri genç sayısı 3 binin üzerindeydi. Şu anda bu sayı onun altında. Götüremiyorlar. Çünkü gençler gördüler, çıkmaz yolu da gördüler, geleceği de gördüler. Gelecek Türkiye'de, gelecek Türkiye Cumhuriyeti'nin 80 milyonuyla bir ve beraber olmasıdır. Bunu gördü.
KUZEY IRAK'TAKİ TARTIŞMALI REFERANDUM
Kuzey Irak'ta bir referandum oldu. Kürtlerin daha iyi şartlarda yaşamasına niye karşı çıkıyorsunuz? Kim söylüyor? O referandumu bütün dünyaya inatla Irak merkezi hükümetinin karşı çıkmasına rağmen inatla yapmak isteyen yapan bu yöneticilerin orada yaşayan Kürtleri Arapları düşündüğünü mü zannediyorsun? Kendi iktidarlarının devamı için milyonlarca insanı maceraya sürüklemeden tereddüt etmediler. Asıl sorunlar bundan sonra başlıyor. Bizim Kürt kardeşlerimizle hiçbir problemimiz yok.
AB'YE TEPKİ
Avrupa Birliği'nden (AB) şunu bekliyoruz; gelecek vizyonunuzu belirleyin artık. Nereye gitmek istiyorsunuz, kiminle gitmek istiyorsunuz? Türkiye mecbur değil size. En fazla sizin kazancınız. Türkiye'yi bu sisteme dahil etmenin Avrupa'ya Türkiye'den daha fazla faydası var.
ÜNİVERSİTE SINAVI SİSTEMİNDE DEĞİŞİKLİK
Üniversite girişi sınav stresinin azaltılması lazım. Mezun olan sayısı da aynı üniversitelerin sunduğu kontenjan da aynı. Herkes 18 Mart'a gitmek isterse orada sorun başlıyor.
TEOG YERİNE SİSTEM ARAYIŞI
Bunu öğrenciler ve veliler üzerinde oluşturduğu stres var. 4 yılını ilkokul 4 yılını ortaokul olarak okuyor. Spor lisesine mi gidecek fen bilimlerine mi imam hatip'e mi gidecek. Sınav kalkıyor. Her yılın yıl sonu başarı ortalaması alınıyor 5-6-7-8 bu bir veri. Ayrıca derslerdeki öğrencinin ilgisi ne tarafa gidiyor? Spor mu sanat mı matematik mi? Buralar tespit ediliyor buna belirli oranda katkı yapan 8. sınıfta sınav yapılıyor. O sınavın soruları soru bankasından geliyor. Her okul kendine göre yapmıyor. Okuma sistemi de dışarıda okunuyor. Mezuniyet puanı çıkıyor o puana göre öğrenci istediği yere yerleşiyor. 6. sınıfa giden torunum var Bahar. Gittim sarıldı boynuma 'Dede TEOG kalktı ne güzel' Kızım senin ne işin var TEOG'la. O bile TEOG stresine girmiş. Daha 2 sene var. Yazık günah değil mi bu evlatlarımıza?
''SORULAR TEST DEĞİL''
Sorular test değil. Sınıfta yaptığı klasik sorular olacak. Açık uçlu sorular sosyal bilgiler şunu anlat. Matematik şu problemi çöz. A şıkkı B şıkkı falan yok. Açık uçlu sorular sorulacak. Buradan alınacak sonuçlar da mezuniyete esas belirleyici notlar olacak.
''ÜNİVERSİTELERDE DE SINAVLAR BASİTLEŞTİRİLECEK''
Üniversitelerde de sınavlar basitleştirilecek. Buna benzer bir şey. Bir sınav olacak tek bir sınav bir müddet daha ama bu da esasında ortaokuldan, liseden gelen başarıyla birleştirilerek bu sınav gerçekleştirilecek. Bu sınav tek başına belirleyici bir sınav olmayacak.
ÇANAKKALE HAVALİMANI TERMİNAL BİNASI AÇILIŞ TÖRENİ
Başbakan Yıldırım, Çanakkale 18 Mart Üniversitesi akademik yılı açılışındaki konuşmasından önce Çanakkale Havalimanı Terminal Binası açılış törenine katıldı.
Buradaki konuşmasında Çanakkale'nin 15 yıllık hükümetleri döneminde ulaşım ve diğer birçok alanda çok büyük hizmetler gördüğünü anlatan Yıldırım, şöyle devam etti:
"Çanakkale deniz taşımacılığı hemen hemen bitmişti. Bugün adalar dahil olmak üzere Çanakkale'de çok düzenli, gelişmiş bir deniz yolcu taşımacılığı hizmeti verilir hale geldi. Çanakkale'nin komşu illerle bağlantısı yoktu. Edirne, Tekirdağ, Bandırma, Balıkesir ve İzmir'le bağlantıları çok zayıftı. Bütün bunları bölünmüş yollar haline getirdik ve Çanakkale'yi hem Ege'ye hem Marmara'ya hem de orta Anadolu'ya ulaşılır hale getirdik. Çanakkale'de tarihi yarımadanının önceki halini biliyorsunuz. Nereden nereye geldi. 'Çanakkale geçilmez' diyen ecdadımızın, şehitlerimizin meftun olduğu o bölge bugün Türkiye'nin en onurlu, en prestijli alanları haline geldi. 18 Mart'ta, 24-25 Nisan'da akın akın insanlar geliyor, tarihini, geçmişini öğreniyor ve geleceğe heyecanla, umutla bakıyor."
Başbakan Yıldırım, Çanakkale'de 15 yıl önce hava ulaşımının da olmadığını dile getirerek, havalanını açtıklarını, pistini de büyüttüklerini, şimdi de 12-13 bin metrekarelik, hem iç hatlara hem dış hatlara hizmet edecek bu terminali armağan ettiklerini söyledi.
"1 KASIM'DAN İTİBAREN İSTANBUL'DAN DA GÜNLÜK SEFERLER BAŞLAYACAK"
Çanakkale'ye Ankara'dan günlük seferler yapıldığını dile getiren Yıldırım, "1 Kasım'dan itibaren inşallah İstanbul'a da günlük seferler yapılacak. Atatürk Havalimanı'na, böylelikle iki büyük şehrimize, oradan da yurt dışına bağlantılar gerçekleşmiş olacak" dedi.
Yıldırım, Çanakkale'ye 2003'te ilk defa geldiğinde bir şey fark ettiğini vurgulayarak, şunları kaydetti:
"Çanakkale geçilmez, yazısı her yerde yazıyordu. Atalarımız, ecdadımız düşmana karşı 'Çanakka'le geçilmez' dedi ve geçilmedi. Ama daha sonra Çanakkale ulaşımda da geçilmez hale gelmiştir. Denizde yok, karada yok, havada yok. Ecdat düşman için geçilmez dedi. Çanakkale Türkiye için geçilir, Türk milleti için geçilir, havadan da gelinir, karadan da gelinir, denizden de gelinir. Çanakkale yolu en fazlasıyla hak eden bir ilimiz. Çünkü Türkiye'nin, Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün bağımsızlık yürüşüyünde en önemli direnişin, destanların yazıldığı şehrin adıdır."
"TÜRKİYE HAVACILIKTA DESTAN YAZDI" 
Başbakan Binali Yıldırım, Türkiye'nin son 15 yılda havacılıkta sadece Türkiye'de değil, dünyada destan yazdığını vurgulayarak, şöyle devam etti:
"Türkiye'nin bugün havacılıkta dünyada 11'inci, 28 Avrupa ülkesi arasında 5'inci sıraya yükseldi. Bayrak taşıyıcımız Türk Hava Yolları, Avrupa'nın ikinci büyük şirketi haline geldi. Nereden nereye... İç-dış hat, 34 milyon yolcudan bugün 174 milyon yolcuya çıktı. Bu sene sonunda 190'ı geçecek. 350'den fazla noktaya uçuş yapıyoruz. Dünyada daha fazla uçuş yapan bir başka havayolu yok. 159 ülkeye doğrudan uçuşlarımız var. Bu ne kadardı 60 ülke. 60'tan 159'a geldi. 55 uçağımız vardı şimdi sayısını bilmiyorum. 500 uçağı buldu özel sektör, Türk Hava Yolları... Daha çok şey anlatılabilir. Hava alanlarında çalışanların sayısı 4 kat arttı. Dünyanın en büyük havalimanını Türkiye yapıyorsa boşuna yapmıyor, bu 15 yıllık bir başarının bir sonucudur. Türkiye'ye yakışan da budur."
Terminalin Çanakkale'ye hayırlı olması temennisinde bulunan Yıldırım, kentin buradan yapılacak seyahatlerle ekonomik olarak ve turizm bakımından çok daha büyük bir fayda sağlayacağını vurguladı.
Yıldırım, 2018'in "Troia Yılı" ilan edildiğini hatırlatarak, "Kültür ve Turizm Bakanlığımız buna yönelik de çok büyük bir etkinlik, program planlıyor. Böylece Çanakkale'ye hem yurt içinden hem yurt dışından çok daha fazla misafer gelecek. Çanakkale'mizi çok daha iyi tanıtma imkanına sahip olacağız" dedi.
Yapımı tamamlanarak hizmete alınan Çanakkale terminalinin hayırlı, uğurlu olmasını dileyen Yıldırım, emeği geçenlere de teşekkür etti. Başbakan Binali Yıldırım ve berabarindekiler daha sonra kurdele keserek Çanakkale Havalimanı yeni terminal binasını hizmete açtı. (ntvmsnc.com.tr)

19 Temmuz 2017 Çarşamba

Başbakan Binali Yıldırım yeni kabineyi açıkladı! İşte yeni kabine

Ankara kulislerinde aylardır konuşulan kabine değişikliği bugün gerçekleştirildi. Başbakan Binali Yıldırım, Ak Saray'da Cumhurbaşkanı Erdoğan ile görüştükten sonra yeni kabineyi açıkladı. Kabinede flaş değişiklikler var. İşte detaylar...
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Ak Saray'da Başbakan Binali Yıldırım'ı kabul etti. Görüşmede yeni kabine masaya yatırıldı. Görüşmenin ardından Başbakan Yıldırım, yeni kabineyi açıkladı. Kabineye 6 yeni bakan geldi, 5 bakanın da yeri değişti. Yeri değişenler arasında Adalet Bakanı Bekir Bozdağ da var.
11 KOLTUKTA DEĞİŞİKLİK
İşte yeni kabine;
Başbakan: Binali Yıldırım
Başbakan Yardımcıları: Bekir Bozdağ, Mehmet Şimşek, Fikri Işık, Recep Akdağ, Hakan Çavuşoğlu
Adalet Bakanı: Abdulhamit Gül
Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı: Fatma Betül Sayan Kaya
Avrupa Birliği Bakanı: Ömer Çelik
Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı: Faruk Özlü
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı: Jülide Sarıeroğlu
Çevre ve Şehircilik Bakanı: Mehmet Özhaseki
Dışişleri Bakanı: Mevlüt Çavuşoğlu
Ekonomi Bakanı: Nihat Zeybekçi
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı: Berat Albayrak
Gençlik ve Spor Bakanı: Osman Aşkın Bak
Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı: Ahmet Eşref Fakıbaba
Gümrük ve Ticaret Bakanı: Bülent Tüfengci
İçişleri Bakanı: Süleyman Soylu
Kalkınma Bakanı: Lütfi Elvan
Kültür ve Turizm Bakanı: Numan Kurtulmuş
Maliye Bakanı: Naci Ağbal
Milli Eğitim Bakanı: İsmet Yılmaz
Milli Savunma Bakanı: Nurettin Canikli
Orman ve Su İşleri Bakanı: Veysel Eroğlu
Sağlık Bakanı: Ahmet Demircan
Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı: Ahmet Arslan
GELENLER
– Hakan Çavuşoğlu (Başbakan Yardımcısı)
-Abdülhamit Gül (Adalet Bakanı)
– Jülide Sarıeroğlu (Çalışma Ve Şehircilik Bakanı)
– Osman Aşkın Bak (Gençlik Ve Spor Bakanı)
– Ahmet Eşref Fakıbaba ( Gıda ve Hayvancılık Bakanı)
– Ahmet Demircan (Sağlık Bakanı)
GİDENLER:
– Tuğrul Türkeş (Başbakan Yardımcısıydı)
– Akif Çağatay Kılıç (Gençlik ve Spor Bakanıydı)
– Mehmet Müezzinoğlu ( Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanıydı)
– Faruk Çelik (Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanıydı)
– Nabi Avcı (Maliye Bakanıydı)
– Veysi Kaynak ( Başbakan Yardımcısıydı)
GÖREVİ DEĞİŞENLER:
– Bekir Bozdağ, Adalet Bakanı'ydı Başbakan Yardımcısı oldu
– Numan Kurtulmuş, Başbakan Yardımcısıydı Kültür ve Turizm Bakanı oldu
– Recep Akdağ, Başbakan Yardımcısı Sağlık Bakanıydı Başbakan Yardımcısı oldu
– Fikri Işık,  Milli Savunma Bakanıydı Başbakan Yardımcısı oldu
– Nurettin Canikli, Başbakan Yardımcısıydı Milli Savunma Bakanı oldu
ESKİ KABİNE ŞU ŞEKİLDEYDİ
BAŞBAKAN Binali YILDIRIM
BAŞBAKAN YARDIMCISI Nurettin CANİKLİ
BAŞBAKAN YARDIMCISI Mehmet ŞİMŞEK
BAŞBAKAN YARDIMCISI Numan KURTULMUŞ
BAŞBAKAN YARDIMCISI Yıldırım Tuğrul TÜRKEŞ
BAŞBAKAN YARDIMCISI Veysi KAYNAK
ADALET BAKANI Bekir BOZDAĞ
AİLE VE SOSYAL POLİTİKALAR BAKANI Fatma Betül Sayan KAYA
AVRUPA BİRLİĞİ BAKANI Ömer ÇELİK
BİLİM SANAYİ ve TEKNOLOJİ BAKANI Faruk ÖZLÜ
ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI Mehmet MÜEZZİNOĞLU
ÇEVRE VE ŞEHİRCİLİK BAKANI Mehmet ÖZHASEKİ
DIŞİŞLERİ BAKANI Mevlüt ÇAVUŞOĞLU
EKONOMİ BAKANI Nihat ZEYBEKCİ
ENERJİ ve TABİİ KAYNAKLAR BAKANI Berat ALBAYRAK
GENÇLİK ve SPOR BAKANI Akif Çağatay  KILIÇ
GIDA, TARIM VE HAYVANCILIK BAKANI Faruk ÇELİK
GÜMRÜK VE TİCARET BAKANI Bülent TÜFENKCİ
İÇİŞLERİ BAKANI Süleyman SOYLU
KALKINMA BAKANI Lütfi ELVAN
KÜLTÜR ve TURIZM BAKANI Nabi AVCI
MALİYE BAKANI Naci AĞBAL
MİLLİ EĞİTİM BAKANI İsmet YILMAZ
MİLLİ SAVUNMA BAKANI Fikri IŞIK
ORMAN ve SU İŞLERİ BAKANI Veysel EROĞLU
SAĞLIK BAKANI Recep AKDAĞ
ULAŞTIRMA, DENİZCİLİK VE HABERLEŞME BAKANI Ahmet ARSLAN
(Kaynak:sözcü.com.tr)

17 Nisan 2017 Pazartesi

Referandum sonuçları sonrasında Başbakan'dan ilk açıklama

AK parti Genel Başkanı ve Başbakan Binali Yıldırım, referandum sonuçlarının belli olmasından sonra balkon konuşması yaptı. "Bu halk oylamasının kaybedeni yoktur. Kazanan Türkiyedir, kazanan aziz milletimdir" diyen Yıldırım "Kimsenin kalbi kırık olmasın" mesajını verdi.

Başbakan Binali Yıldırım, halk oylamasının sonuçlanmasının ardından AK Parti Genel Merkezi önünde balkon konuşması yaparak partililere teşekkür etti.
Yıldırım, “Bilmeyen öğrensin, duymayan duysun. Kardeşiz, tek vücut, tek bir milletiz. Aziz vatandaşlarım, Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemini öngören gayri resmi sonuçlara göre evetle neticelenmiştir, Cenab-ı Mevlam hayırlı uğurlu eylesin. Yüksek bir katılımla sandık başına giderek tercihini yapan demokrasimize sahip çıkan bütün vatandaşlarıma teşekkür ediyorum. Halk oylamasının güvenliğini sağlayan bütün güvenlik teşkilatı ve bütün kamu görevlilerine milletim adına teşekkür ediyorum. Sandık görevlilerine müşahitlere teşekkür ediyorum. Bugün ilk kez hak oylamasında sandığa giden 1 milyon 269 bin gencimizi özellikle kutluyorum. Huzur içinde neticelenen bu oylama demokrasi tarihimizde milletin kendi kararıyla verdiği bir seçimdir. Demokrasi tarihimizde bu oylamayla yeni bir sayfa açılmıştır, herkes emin olsun ki çıkan bu sonucu halkımızın refahı, huzuru için en güzel şekilde değerlendireceğiz, teşekkürler Türkiye, Aziz milletim, yurt dışına yaşayan ve Türkiye’nin demokrasinine sahip çıkan bütün vatandaşlarımıza özellikle teşekkür ediyorum. Bir özel teşekkür ve bir selam kurucu genel başkanımız, liderimiz Sayın Cumhurbaşkanımız, Recep Tayyip Erdoğan’a teşekkür ediyorum. Kendisini buradan defalarca bu balkon konuşmasını yaptığı yerden sevgiyle saygıyla bütün teşkilatım adına selamlıyorum” ifadelerini kullandı.
Bir teşekkür de Bahçeli’ye
“Demokratik tercihin ortaya çıkması için hepimiz çok çalıştık, çok gayret ettik” diyen Yıldırım şöyle konuştu: Bu sürede sahaya çıkan herkese ülkem milletim, demokrasi adına şükranlarımı sunuyorum. Heyecanınız, coşkunuzla kampanya boyunca bizi bir an bile yalnız bırakmayan yol arkadaşlarıma teşekkür ediyorum. Bu anayasa değişikliğinin hazırlanmasında beraber çalıştığım MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’ye, partisinin bütün teşkilatlarına teşekkür ediyorum. Ayrıca bu süreçte diğer partilerimize de halk oylaması sürecinde yaptıkları olumlu katkıdan dolayı şükranları sunuyorum. Şimdi durmak yok, yola devam.
Kaldığımız yerden yola devam ediyoruz. Elbette farklı düşüncelerimiz, farklı çözüm önerilerimiz olacak ama neticede birliğimizi beraberliğimizi gözümüz gibi koruyacağız, demokrasimizin güzelliği de budur. Farklı fikirlere sahip olmak hiçbir şekilde birbirine üstünlük sağlamak değildir. Meydanlarda farklı şeyler söyledik, millete farklı şeyler anlattık ama son sözü millet söyledi, ‘evet’ dedi noktayı koydu.
Yola çıkarken söylediğimiz gibi halkın iradesi nasıl tecelli ederse o sonuç başımızın tacıdır dedik. Halkımız seçimini yapmış Cumhurbaşkanlığı yönetim sistemine olur vermiştir. Bu ülke bu millet artık hiçbir vesayete, hiçbir harici müdahaleye hiçbir tehdide boyun eğmeyeceğini bir kez daha göstermiştir. Bu seçimlerle, 15 Temmuz alçak darbe girişimini yapan terör örgütüne, bölücü terör örgütüne, Türkiye’ye düşmanlık yapan dış mihraklara en güzel cevabı milletimiz sandıkta vermiştir” şeklinde konuştu.
"Kazanan Türkiye'dir, kazanan Aziz milletimdir."
Yıldırım, “Bu seçimler, Türk demokrasisinin olgunluk düzeyini bütün dünyaya göstermiştir. Bizler Türkiye Cumhuriyeti devletinin birinci derece eşit vatandaşlarıyız. Meşru siyasi alandaki rekabet, birlik ve bütünlüğümüzü asla bozamaz, bozamayacaktır. Vatandaşlarımızın tercihi doğrultusunda geleceği güven içinde inşa edeceğiz. Açıkça söylüyorum, bu halk oylamasının kaybedeni yoktur, kazanan Türkiye'dir, kazanan Aziz milletimdir. Şimdi artık dayanışma bir olma beraber olma birlikte Türkiye olma zamanıdır. Sandıktan bizim tercihimiz ‘evet’ çıktığı için mutluyuz. Milli iradeyle aynı yönde olmak büyük bir şereftir. Bu büyük mutluluğa gölge düşürecek her türlü davranışı ve yorumdan elbette kaçınacağız. Demokratik olgunluğumuzu bize yakışan vakarla anlatacağız. Biz de öteki beriki yoktur, kimse mahsun olmasın.” dedi.
"İlk genel seçimde hayata geçireceğiz."
Bu maratonun bugün başarıyla sonuçlandığını belirten Yıldırım, “Cumhurbaşkanımız birçok ilde, Anadolu’da vatandaşlarımızla kucaklaştı. Kampanya bütün şehir meydanlarında bir bahar şölenine dönüştü. Toplumun bütün fertleri ifade ederek meydanlara döküldü, huzur içinde bu oylamayı gerçekleştirdik. Süreç boyunca yurt dışındaki vatandaşlarımıza vatanseverlikle ülkemize, birliğimize sahip çıktılar. Yine bu süre içinde Türkiye’nin ayağına basmak isteyenler bugün bir mahcubiyeti yaşamışlardır, onları dediği değil Türkiye’nin milletin dediği oldu. Şimdi önümüze, işimize bakacağız. Şimdi milletimizin aydınlık yarınları için uzak ufuklara bakacağız. 2019 seçimlerine kadar gerekli hazırlıkları yapıp çalışarak yeni yönetim sistemini yapılacak ilk genel seçimde hayata geçireceğiz. Bugün demokrasi, millet, hukuk devleti kazandı. Bugün yurt içinde, yurt dışında yaşayan 83 milyon vatandaşımız kazandı. Bu sistem değişikliğiyle beraber, birliğimizi, beraberliğimizi daha çok güçlendireceğiz. Ekonomimizi daha da büyüteceğiz. Kalkınmamızı daha güçlü hale getireceğiz. Türkiye'yi terörden arınmış, birliğini, beraberliğini kardeşliği sağlamlaştırmış örnek lider ülkeler arasına sokacağız” diye konuştu.
"‘Evet’ diyen ‘hayır’ diyen bütün vatandaşlarımıza bir kez daha şükranlarımı sunuyorum"
Yıldırım, bütün vatandaşların hakkını ve hukukunu koruyacaklarına dikkat çekerek, “Bu halk oylamasında ‘hayır’ diyenler de ‘evet’ diyenler de birdir, aynı şekilde değerlidir. ‘Evet’ diyen ‘hayır’ diyen bütün vatandaşlarımıza bir kez daha şükranlarımı sunuyorum, hepsini muhabbetle selamlıyorum. Biz biriz, beraberiz, birlikte Türkiye’yiz. Bütün farklılıklarımızla bir bütünüz. Demokrasi bizim ortak değerimizdir. Her an yanımda olan, destek veren değerli eşim Semiha Hanımefendiye ve aileme teşekkür ediyorum. Bu sonucun geleceğimiz için hayırlı uğurlu olmasını diliyor, bütün AK Parti teşkilatına ve milletime şükranlarımı sunuyorum” şeklinde konuştu.
Başbakan Yıldırım’ın balkon konuşmasında, Başbakan Yardımcıları Numan Kurtulmuş, Veysi Kaynak, Tuğrul Türkeş ve Nurettin Canikli, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Betül Sayan Kaya, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, AK Parti Genel Başkan Yardımcıları Mustafa Ataş, Cevdet Yılmaz ve Mehdi Eker, Anayasa Komisyonu Başkanı Mustafa Şentop, Adalet Komisyonu Başkanı Ahmet İyimaya, Ankara Milletvekilileri Ali İhsan Arslan, Emrullah İşler de hazır bulundu. Yıldırım’a eşi Semiha Yıldırım da eşlik etti. Partililerden sık sık “Recep Tayyip Erdoğan” sloganları yükselirken, partililer Başbakan Yıldırım’ı yağmura aldırış etmeden dinledi. cnntürk

3 Nisan 2017 Pazartesi

Bedelli askerlik çıkacak mı?

Bedelli askerlikle ilgili konuşan Başbakan Binali Yıldırım, "Böyle bir şey programımızda, gündemimizde yok." dedi.

Yıldırım, bir televizyon kanalında gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu, soruları yanıtladı.
Cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminin ekonomiyi nasıl etkileyeceğine ilişkin soru üzerine Başbakan Yıldırım, güçlü iktidarla engellerin, zaman kayıplarının ortadan kalkacağını milletin önünü görebileceğini söyledi. Yıldırım, yeni iş yerlerinin kurulacağını, yatırımcıların geleceğini, faizlerin kontrol altında olacağını belirterek, "Daha çok iş, daha çok aş. Türkiye 2023 hedeflerine güle oynaya gidecek, bu kadar basit." ifadesini kullandı.
"Bunlar akla ziyan şeyler"
Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemine karşı yapılan, "Cumhurbaşkanı kararname çıkartarak her şeyi bir gecede kapatır" söylemlerini hatırlatan Yıldırım, "Bunlar akla ziyan şeyler." dedi.
Başbakan Yıldırım, kişisel ve temel haklara yönelik cumhurbaşkanı kararnamesi çıkarılamayacağını vurgulayarak, şu görüşlere yer verdi: "Çıkardığın kararname kanuna aykırıysa geçersiz oluyor, kanun geçerli oluyor. Ona rağmen diyelim ki çıkardın, Meclis bu kararnameyi Anayasa Mahkemesine götürüyor, orada yanlışsa iptal ettiriyor. Her türlü denetim var. Cumhurbaşkanı ne ile ilgili kararname çıkaracak? Bakanları atayacak, üst düzey bürokratları, valileri, büyükelçileri atayacak."
"Sen kimsin"
Vatandaşlarla bir araya gelerek cumhurbaşkanlığı hükümet sistemini anlattıklarını hatırlatan Yıldırım, şunları ifade etti: "Anlatırken korkutarak, tehdit ederek değil. CHP'nin densiz bir milletvekili çıkmış kürsüde diyor ki 'Nasıl 1919'da Samsun'a çıktık, Amasya'ya, Erzurum'a, Sivas'a gittik, oradan Ankara'ya geldik, Polatlı'ya, Sakarya'da, Dumlupınar'da, İzmir'de düşmanı denize doldurduysak 'evet' verenler de düşünsün yine aynısını yapacağız.' 'Evet' çıkarsa millete aklı sıra bu gerzek, yani kuş beyniyle koca bir milleti denize dökecekmiş. Sen kimsin be. Bu millet Kurtuluş Savaşı'nda düşmana dersini verdi, 15 Temmuz'da içerideki hainlere dersini verdi, sen ne oluyorsun da öyle milleti tehdit ediyorsun. Milletvekili olmakla bu hakkı nerede buluyorsun? Bunlar asla kabul edilebilebilir şey değil."
"Türkiye'nin kabul edeceği şeyler değil"
Başbakan Binali Yıldırım, taşeron çalışanlarının kadroya geçirilmesine ilişkin bir soru üzerine, kamu ve çeşitli kurumlarda 800 bine yakın hizmet alımı şeklinde çalışan bulunduğuna işaret ederek, bu işçilerin çalışma şartlarının kadrolu memurlarından kötü olduğunu bildirdi.
Taşeronun çok zor ve sıkıntılı bir konu olduğuna belirten Yıldırım, bu konunun öneminin bilincinde olduklarını ve çalışmalarının devam ettiğini anlattı.
Bedelli askerlik gündemimizde yok"
Yıldırım, bedelli askerliğe ilişkin bir soru üzerine ise "Böyle bir şey programımızda, gündemimizde yok." dedi. (cnntürk)

16 Mart 2017 Perşembe

Hükümetten evlilik programlarıyla ilgili flaş açıklama

Malatya'da yayın yapan yerel televizyonların canlı programına katılan Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, evlilik programlarıyla ilgili de konuştu. Kurtulmuş, evlilik programlarıyla ilgili, "Cumhurbaşkanlığına ve Başbakanlığa bu şikayetler geliyor. Böyle bir çalışma yapılıyor. Son noktaya geliyoruz. İnşallah önümüzdeki süreçte bunu büyük ihtimalle bir Kanun Hükmünde Kararname (KHK) düzenlemesiyle gündeme getirebiliriz. Çalışmalar son noktadadır. İnşallah bu toplumsal talepleri karşılayacağız" dedi.

Bir otelde Malatya'da yayın yapan bazı televizyon kanallarının canlı yayın programına katılan Kurtulmuş, bir soru üzerine evlilik programlarıyla ilgili değerlendirmelerde bulundu.
Evlilik programları konusunu yakından takip ettiklerini belirten Kurtulmuş, "Bu bizim de çok yakın takip ettiğimiz, üzülerek izlediğimiz bir alan. Bu bizim örfümüze, geleneğimize, inançlarımıza, Türk aile yapısına, Anadolu topraklarının kültürüne uygun olmayan şeylerdir. Zaman zaman bize de ulaşan hiçbir şekilde kabul edilemeyecek sözlerin, davranışların sergilendiği bir takım evlilik programları. Aile müessesini ortadan kaldıracak, ulviyetini, kutsiyetini ortadan kaldıracak son derece acayip programlar var. Bir çalışma yapılıyor. Son noktaya geliyoruz. İnşallah önümüzdeki süreçte bunu büyük ihtimalle bir KHK düzenlemesiyle gündeme getirebiliriz. Çalışmalar son noktadadır. İnşallah toplumsal bu talepleri karşılayacağız" dedi.

11 Aralık 2016 Pazar

Başbakan Binali Yıldırım saldırıyı lanetledi

Başbakan Binali Yıldırım yaptığı yazılı açıklama ile İstanbul'da meydana gelen saldırıyı kınayarak, birlik çağrısı yaptı.


Başbakan Binali Yıldırım, Bursaspor-Beşiktaş futbol maçından sonra saat 22.29'da futbol taraftarlarını, güvenlik güçlerini hedef almak üzere alçakça tasarlanmış olan ve bombalı araçla düzenlenen saldırı neticesinde şehitler ve yaralılar olduğunu belirterek, "Acımız büyüktür ama bu büyük acıyı da milletçe daha çok bütünleşerek ve kenetlenerek aşacağız." ifadesini kullandı. Yıldırım, yaptığı yazılı açıklamada, dün akşam İstanbul Beşiktaş'ta insanlığa, hayata, huzura, masumiyete düşman olduğunu karanlık ve kalleş yüzünü bir kez daha göstererek bomba patlatan insanlık düşmanı katilleri şiddetle lanetledi.

Başbakan Yıldırım, şunları kaydetti:"80 milyon vatandaşımızla birlikte vicdan sahibi olan bütün insanlarında laneti terör örgütlerinin ve onlara yardım ve yataklık yapanların, arkaçıkanların, göz kırpanların üzerine olsun. Bursaspor-Beşiktaş futbol maçından sonra saat 22.29'da futbol taraftarlarını, güvenlik güçlerimizi hedef almak üzere alçakça tasarlanmış olan ve bombalı araçla düzenlenen saldırı neticesinde ne yazık ki şehitlerimiz ve yaralılarımız var. Acımız büyüktür ama bu büyük acıyı da milletçe daha çok bütünleşerek ve kenetlenerek aşacağız. Hayata, huzura, mutluluğa pusu kuran katiller devlet ve milletimizin bütünlüğüne halel getiremeyecekler, Türkiye'yi demokrasi ve hukuk yolundan çeviremeyeceklerdir. Aziz milletimize şimdiden büyük sabır ve metanet diliyorum. Aziz şehitlerimizin kanı yerde kalmayacaktır. Yaralılarımıza şifa diliyorum. Hayata kasteden katiller ve kendi bedenlerini de imha eden o aşağılık ruhlarıölüme gönderen odaklar da hak ettikleri cevabı alacaklardır. Hükümetimiz vebakanlarımız alçak saldırının aydınlanması için bütün dikkatiyle teyakkuzhalindedir. Allah birlik ve beraberliğimizi bozmasın ve daima insanlığın vicdanıolan ülkemizi, milletimizi ve devletimizi korusun. cnntürk

3 Aralık 2016 Cumartesi

AK Partili Özdağ, Gülen ve Papa buluşmasında Bülent Ecevit'i işaret etti

AK Parti Manisa Milletvekili ve TBMM Darbe Girişimini Araştırma Komisyonu Başkanvekili Selçuk Özdağ, bir süre önce yaptığı açıklamalarda dile getirdiği, Fethullah Gülen ve Papa 2. Jean Paul görüşmesine aracılık eden kişinin eski başbakanlardan Bülent Ecevit olduğunu iddia etti. Özdağ, arabuluculuğu kimin yaptığına dair komisyona verdikleri dilekçenin Dışişleri Bakanlığı aracılığıyla Vatikan'a gönderileceğini açıkladı. 


AK Parti Manisa Milletvekili Selçuk Özdağ, TBMM Darbe Girişimini Araştırma Komisyonu'nda geçtiğimiz günlerde, Fethullah Gülen ve Papa 2. Jean Paul görüşmesini gündeme getirdi.

Komisyonda, Papa ve Gülen görüşmesine aracılık eden kişi hakkında, "Türkiye'de yer yerinden oynar, bu görüşmeye kimin aracı olduğunu duyunca çok şaşıracaksınız" diyen Özdağ'a o kişi, Manisa Engelliler Derneği açılışının ardından gazeteciler tarafından soruldu. Milletvekili Özdağ, "Fethullah Gülen, Papa ile görüşmeye giderken vizeyi nereden aldı? Bir din büyüğü, İslam adına çıkan 'Mesihim, mehdiyim, kainat imamıyım' diyen Papanın ayağına gider mi? Şayet, Papa çağırdıysa niye ayağına gitti? Eğer kendisi randevu istediyse, bunun da araştırılması gerekiyor. Aynı zamanda arabuluculuk yapanlar var. Arabuluculuğun kimin yaptığına dair komisyona dilekçe verdim.

Komisyon, bunu Dışişleri Bakanlığı kanalıyla Vatikan'a gönderecek ama bir hafta önce Bülent Ecevit ile İstanbul'da önemli bir görüşme yapıp gittiğini biliyoruz. O zaman pasaportu umuma mahsus pasaporttu. Yeşil pasaport ve vize alması gerekiyordu. Vize ve yeşil pasaport nasıl verildi? Bunların hepsini İçişleri ve Dışişleri Bakanlıkları'na sorduk, cevap bekliyoruz" dedi.

'CHP'liler Gülen cemaatinin eliyle AK Parti'yi dövmeye kalktı'

CHP'nin Gülen Cemaati'ne arka çıktığını ve Ak Parti'ye karşı işbirliği yaptıklarını iddia eden Özdağ, merhum Kasım Gülek ve merhum Bülent Ecevit'in bu yapıya destek olduğunu iddia etti. Özdağ, şunları söyledi:

"Kemal Kılıçdaroğlu'nun 17 Aralık'tan bir hafta önce Amerika Birleşik Devletleri'nde Fethullah Gülen'e ait bir enstitüsünde Fethullahçılar ile toplantı yaptığını biliyoruz. Dışişleri Bakanlığı'na 'Kılıçdaroğlu bu toplantıyı gizli mi yaptı? Büyükelçiliğimizin elemanları katıldılar mı? Bu toplantılar da kimler vardı ve ne konuşuldu' diye dilekçe verdik. Bir de CHP Genel Başkan Yardımcısı Birgül Ayman Güler'in disiplin dosyasını istedik. 'Biz, 30 Mart seçimlerinde paralelle işbirliği yaptık' dediği için partiden ihraç edildi. Bu dosya bizim için önemli. Tarihe ışık tutacak diye düşünüyorum. Kasım Gülek ve Ecevit bu yapıya destek olmuşlardır. Özelikle 30 Mart yerel seçimlerinde bu yapı CHP'yi destekledi. 17/25 Aralık'ta da CHP'liler 'Düşmanımın düşmanı dostumdur' diyerek Ak Parti ile hesaplaşırken, Fethullah Gülen Cemaati'nin eliyle AK Parti'yi dövmeye kalktı. Yıllardır sol bunlara 'F Tipi' diyordu, ama 'F Tipi' ile işbirliği yaptılar. Özellikle gerçek yüzleri ortaya çıktıktan sonra CHP'lilerin bunlarla işbirliği yapmasını izah etmek mümkün değil. Bunların dershaneleri ve okulları kapatılırken, bunların iş merkezlerine kayyum atanırken, CHP milletvekillerini orada gördük. Bunu da milletimizin takdirine sunuyorum." cnntürk

24 Kasım 2016 Perşembe

Başbakan Yıldırım: Erken seçim yok, seçimler 2019'da

TRT Haber'de canlı yayına çıkan Başbakan Binali Yıldırım, gazetecilerin gündeme dair sorularını yanıtladı. Yıldırım, milletvekili ve cumhurbaşkanlığı seçimlerinin birlikte 2019'da yapılacağını söyledi.


Başbakan Binali Yıldırım, TRT Haber ve Spor Yayınları Dairesi Başkanı Yaşar Taşkın Koç'u, moderatörlüğünde, Okan Müderrisoğlu, ve Hürriyet Gazetesi yazarı Vahap Munyar'ın gündeme ilişkin sorularını cevapladı. Yıldırım'ın gündeme dair değerlendirmeleri özetle şöyle:

GEREKLİ UYARILAR YAPILDI: Konuyla ilgili Genelkurmay Başkanlığımızın muhataplarıyla gerekli askeri temasları devam ediyor. Nereden kaynaklandı, nasıl kaynaklandı, tekrarı olmaması konusunda da en kesin ve net şekilde uyarılar yapıldı muhataplara."

ŞANGHAY İŞBİRLİĞİ ÖRGÜTÜ: Bu bir tehdit değil, Avrupa'ya karşı bir meydan okuma da değil. Burada karşılıklı irade var. Uzakdoğu ülkeleri, Çin, Rusya, Orta Asya ülkeleri bunlar, ilişkilerimizi hem siyasi hem ekonomik olarak geliştirmek istiyorlar, biz de geliştirmek istiyoruz. Olay bundan ibaret. Yoksa 'AB olmazsa Asya birliği olur' gibi bir zorunlu tercih peşinde değiliz, bunun böyle görülmesinde fayda var."

SEÇİMLER 2019'DA YAPILACAK: "Milletvekilleri seçimleri ile cumhurbaşkanlığı seçimleri birlikte yapılacak ve 2019'da olacak. 2019'dan sonra fiilen yüzde 100 cumhurbaşkanlığı sistemi uygulanacak ama bu arada geçiş süreci tamamlanmış olacak. Yüzlerce, binlerce mevzuat yenilenecek."

AP'NİN TÜRKİYE KARARI: Bu kararın pratik anlamı şu, 'Biz, müzakere faslı açmayacağız'. Zaten uzun zamandan beri açılmıyor, canları sıkılınca açıyorlar kapatıyorlar, keyifleri gelince açıyorlar. Böyle bir belirsiz süreç uzun süredir devam ediyor. Avrupa ile ilişkileri zehirlemek, kopma noktasına getirmek Türkiye'ye zarar verir kabul ediyorum ama Avrupa'ya 3 misli, 5 misli daha çok zarar verir.

BİZİM İÇİN HİÇ ÖNEMİ YOK: Avrupa Parlamentosunun (AP), Türkiye'nin Avrupa Birliği (AB) ile sürdürdüğü müzakerelerin geçici olarak dondurulmasını tavsiye eden tasarıyı kabulüne ilişkin bir soru üzerine Yıldırım, Türkiye-AB arasındaki ilişkilerin bir süreden beri gergin olduğunun sır olmadığını dile getirdi. Yıldırım, çeşitli vesilelerle Türkiye'ye ayar vermeye çalışıldığını vurgulayarak, "Başkalarının ayar vermeye kalkışması, yönlendirmelerle, işaretlerle, talimatlarla hizaya getirme bizim karakterimize uygun bir şey değil. Biz, kendi kararını kendisi veren, en büyük dayanağı da milleti olan, geleneğimizde hep özgürlüğümüzü canımız kadar önemli bilmişiz. Esaret altına girmeden 16 devlet değiştirerek bugünlere gelmişiz. Bu hassasiyetimizin herkes tarafından görülmesi lazım." değerlendirmesinde bulundu.

23 Kasım 2016 Çarşamba

Ailece 4.5 saat görüştüler

FETÖ çatı davasının ikinci gününde çapraz sorgusu yapılan eski AK Parti Milletvekili İlhan İşbilen, eski Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun ABD’de Fetullah Gülen’le 4-4.5 saat görüştüğünü iddia etti. Davutoğlu’nun yanında ailesinin olduğunu da öne süren İşbilen, “O günlerde AK Parti’nin kendisine büyük teveccühü vardı” diye konuştu.


Hürriyet'in haberine göre Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen FETÖ çatı davasının ikinci gününde, sanık İlhan İşbilen’in çapraz sorgusu yapıldı. Müşteki avukatlarının “Fetullah Gülen hareketi bir terör örgüt mü” sorusu üzerine İşbilen, “Fetullah Gülen hareketini bir terör örgütü olarak görmüyorum” dedi. Mahkeme Başkanı Selfet Giray’ın, Amerika ziyaretlerinin sebebini sorması üzerine İşbilen, özetle şunları söyledi:

Herkes uğradı geçti

“Bütün milletvekilleriyle çekilmiş fotoğraflar var. AK Partililer gidiyordu. AK Parti’nin eski Teşkilattan Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Ekrem Erdem’le birlikte, 4 yıl süreyle o konferanslar yapılırken devlet olarak, milletvekilleri olarak gidilirdi. Davutoğlu’nun ailesi ile birlikte 4 - 4.5 saat Gülen’in evinde kaldığını biliyorum. 4 yıl içinde oradan herkes uğradı geçti.” Mahkeme Başkanı’nın, ziyaretlerin hangi amaçla yapıldığı yönündeki sorusuna karşılık “O günlerde AK Parti’nin kendisine büyük bir teveccühü vardı” yanıtını veren İşbilen, FETÖ elebaşı Gülen’in varisi olduğu yönündeki iddiaları da “Böyle bir şey mümkün değil” sözleriyle yalanladı. İşbilen, iddianamede örgütün istişare heyeti üyesi olduğu yönündeki suçlamayı da kabul etmediğini belirterek, “Polis, hâkim atamalarında kumpas davalarında hiçbir şeyim yok. Hiçbir yerde değilim. 15 Temmuz’un kimin yaptırdığını da bilmiyorum” diye konuştu.

‘Silivri’den sonra Sincan’

İşbilen’in avukatı Atilla Kart da FETÖ’ye yönelik soruşturmaların 17-25 Aralık tarihi konularak sınırlandırılmasının doğru olmadığını ifade ederek, “Silivri yargılamaları tamamen kumpastır. FETÖ ve yapılanmasının ivedi olarak yargılanması gerekir. 15 Temmuz’u yapanların acilen yargılanması lazım. Ancak, 15 Temmuz darbe girişimi ile diğer örgüt davalarının birlikte ele alınması doğru değildir. Müvekkilim İşbilen, Zaman gazetesi, Samanyolu TV yöneticiliği şeklinde yaptığı çalışmalar yasal zeminde gerçekleşmiştir. Sağlıklı bir yargılama yapılmadığı takdirde Silivri’den sonra Sincanlar yaratırız” dedi.

Polis 'baba' diye yazmış

Duruşmada İlhan İşbilen’e eski Kültür Bakanı Ertuğrul Günay ile yaptığı telefon konuşmaları da soruldu. Yapılan görüşmede ABD Başkanı Obama’nın Antalya ziyaretinin güvenlik açısından sıkıntılı olup olmayacağı konuşması çözülürken, polis memuru tarafından Obama’nın adının ‘baba’ olarak deşifre edildiğine dikkat çekildi.

Deccal kavgası
İddianamede ‘Örgütün Gayrimeşru İşler İrtibat Görevlisi’ olarak gösterilen sanık Dilaver Azim duruşmada özetle şunları söyledi: “Özbek asıllıyım, 1989 yılında Orta Asya’dan göçmen olarak geldim. Süleymancılar’a ait bir yurtta kaldım. FETÖ ile ilgim yok. 2012 yılında tefecilere bir operasyon yapıldı. 17 Aralık’tan sonra tefeciler gidip beni ‘bize kumpas kurdu’ diye şikayet etti. Bunlarla aynı ortamda olmaktan hicap duyuyorum. 20 yıldır bu örgüte ‘deccal’ demiş bir insanım. 20 yıldır küfrettiğim örgütün üyesi olarak yargılanıyorum. Çatı davasına benim gibi bir adam sokulur mu? 11 aydır kafayı yiyorum. Bu adamlarla birlikte yargılanmaktansa idam etseniz daha iyi. FETÖ mağduruyum, şimdi FETÖ’cü olmakla suçlanıyorum.” Azim’in sözleri diğer sanıkların tepkisine neden oldu. Sanıklardan Zaman gazetesinin eski sahibi Alaaddin Kaya, “Ben de onunla oturmaktan şeref duymuyorum, nefret ediyorum” diye tepki gösterdi. Sanık İsmail Uçar da “Bu sözleriyle beni de kast ediyorsa bunu reddediyorum” dedi. İşbilen’in avukatı Atilla Kart da söz alarak, “FETÖ için ağır ifadeler kullandı. Bu konuda diyecek bir şeyimiz yok. Ancak sözleriyle müvekkilimi mahkum eden ifadeler kullanıyor. Bunu reddediyor ve kayıtlara geçmesini istiyorum” ifadelerini kullandı. Diğer sanıkların beyanları üzerine söz almadan, bağırarak konuşan sanık Dilaver Azim, “50 yıl arkadaşlık yapmışlar, ben mi Fetullah Gülen’in 50 yıllık arkadaşıyım” dedi.

Nasıl lider olurum

Duruşmaya bu tartışmalardan sonra tutuklu sanık Avukat Ali Çelik’in ifadesiyle devam edildi. Eski savcı Zekeriya Öz’ü tanımadığını, emniyet imam yardımcısı olduğu yönündeki iddiaları kabul etmediğini söyleyen Çelik, “1972 doğumluyum, bu örgüt 1965’te kurulmuş. Ben nasıl oluyorum da örgüt kurucusu ve yöneticisi oluyorum” dedi.

21 Kasım 2016 Pazartesi

'Cinsel istismar önergesi' komisyona geri çekildi

Başbakan Binali Yıldırım, toplumda geniş tepkileri tetikleyen ve gece yarısı Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın "geniş mutabakatla çözün" çağrısı yaptığı "cinsel istismar önerisini", Komisyona geri çektiklerini açıkladı. Başbakan Yıldırım, "Etraflıca bütün tarafların görüşleri de dikkate alınarak bu sorun mutlaka ve mutlaka çözüme ulaştırılacaktır" dedi.


Başbakan Binali Yıldırım, "cinsel istismar önerisini", Komisyona geri çektiklerini açıkladı. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın önergeyle ilgili "geniş mutabakat sağlanması" çağrısına işaret eden Yıldırım, muhalefet partileri, sivil toplum örgütleri, vatandaşlar, uzmanlar ve akademisyenlerden gelen önerileri dikkate alarak sorunu çözeceklerini söyledi.

'AK Parti suç olarak tanımladı'

İstanbul'da Haliç Kongre Merkezi'nde katılacağı "Bilişim Zirvesi 2016" öncesinde açıklamada bulunan Başbakan Yıldırım, çocuk yaşta evliliklerinin AK Parti döneminde Türk Ceza Kanunu'nda suç haline getirildiğini söyleyerek, bu kanun değişikliği önergesini getirme amaçlarını şöyle açıkladı:
"Bu değişikliği bilemeyen gençler 17-18 yaşından önce evlilik yapıyor. O evlilikten çocuklar yapınca, o çocukların nüfusa kaydı esnasında bunun suç olduğunu öğreniyor. Böylece erkek cezaevine gidiyor, kadın çocuklarla ortada kalıyor. Yani gençlerin yaptığı bu evliliğin bedelini çocuklar ödüyor. Özellikle bu toplumda bilindiğinden daha derin kanayan bir yaradır. Bunu görmek lazım."

'Birden bire kıyamet koptu'

Seçim meydanlarında AK Parti'nin de CHP ve MHP'nin de bu sorunla karşılaştığını ve çözümü için söz verdiğini dile getiren Başbakan Yıldırım, önergeyi TBMM'ye getirirken buradan hareket ettiklerini ifade etti. Başbakan Yıldırım, tanımladığı bu sorunu yaşayan bazı çiftlerin isimlerini de sıralayarak, "Binlerce gencin sorununu çözelim diye bir girişimde bulunduk ve Meclis'e bir kanun teklifi verdik. Ne olduysa birden bire kıyamet koptu. Neymiş efendim 'tecavüzcüye af geliyor' Böyle bir şey yok, bizim amacımız bu mağduriyeti gidermek" diye konuştu.

'Muhalefete kızdı: Kısmen başardılar'

Muhalefet partilerine yönelik eleştirilerde bulunan Başbakan Yıldırım, "Muhalefet partilerine bu konuda uzlaşma çağrıları yaptık ve hatta dedik ki, 'teklifiniz varsa, buyrun teklifinizi de getirin, bu meseleyim çözelim, böylece kanayan yara ortadan kalksın'. Ne yazık ki bu çağrımız gerektiği gibi kabul görmediği gibi bunu bir siyasi rant olarak kullanma yolunu tercih edip çok önemli bir sorunu yine ıskaladılar. Ayrıca bu yönde toplumda da bir kafa karışıklığı oluşturmayı kısmen başardılar" şeklinde konuştu.

'Cumhurbaşkanının çağrısı'

Başbakan Yıldırım daha sonra önergeyi geri çektiklerini şu sözlerle açıkladı:

"Gerek toplumdaki mutabakatın tam anlamıyla sağlanması, gerek Cumhurbaşkanımızın bu konudaki 'geniş mutabakat' çağrısı, gerekse de muhalefet partilerine kendi önerilerini geliştirmeleri için zaman tanınması bakımından Meclis'teki bu tasarıyı komisyona alıyoruz. Komisyonda etraflıca bütün tarafların görüşleri de dikkate alınarak bu sorun mutlaka ve mutlaka çözüme ulaştırılacaktır."

Muhalefet, sivil toplum, uzmanlar...

Bu sorununun bedelini çocukların çektiğini ve sorunu görmezden gelemeyeceklerini yineleyen Başbakan Yıldırım, bir soru üzerine de "CHP ve MHP'den bir teklif gelirse, bu da dikkate alınarak önerge olgunlaştırılacak. Gelmezse, sivil toplum örgütleri, vatandaşlar, uzmanlar, akademisyenlerden gelen önerileri de dikkate alarak bu meseleyi de halledeceğiz" dedi. cnntürk

6 Ekim 2016 Perşembe

5'nci sınıflar yalnız dil dersi alacak

Milli Eğitim Bakanlığı'nın reform paketine göre 5'nci sınıfta öğrencilere yalnızca yabancı dil eğitimi verilecek.


Başbakan Binali Yıldırım’ın önceki gün eğitimle ilgili açıkladığı reform paketinin ayrıntıları netleşti. Habertürk'te yeralan habere göre, 4+4+4 eğitim sisteminde 5. sınıfta sadece dil eğitimi verilecek. Okul öncesi zorunlu eğitim sistemi önce prefabrik sınıflarda pilot çalışmayla denenecek. Tekli eğitimde ders saat 09.00’da başlayacak, akşam 16.00’da sona erecek.

Milli Eğitim Bakanlığı (MEB), 2.5 yıldır üzerinde çalıştığı yabancı dil projesini hayata geçirecek. MEB, bu çerçevede okullarda yabancı dil eğitiminin kalitesini artırmayı hedefliyor. Buna göre 5. sınıfta sadece Türkçe ve yabancı dil eğitimi verilecek. Bu kademede Türkçe-İngilizce, Türkçe-Fransızca, Türkçe-Almanca, Türkçe-Arapça gibi dersler yer alacak.

Yabancı dil öğretmeni ataması artırılacak

Müfredata göre 5. sınıfta işlenmesi gereken konular, 4. ve 6. sınıf derslerine yayılacak. İlkokul ikinci sınıfta başlayan İngilizce dersi programı devam edecek. Her yıl yaklaşık bin 500 yabancı dil öğretmeni atayan MEB, bu sayıyı artıracak.

İngilizce’nin yanı sıra Almanca, Fransızca ve Arapça gibi dillerde de öğretmen kontenjanı artırılacak. MEB, tekli eğitime geçilmesi kapsamında 3 bin yeni okul yapmayı hedefliyor. Her sınıf mevcudunu 30 öğrenci olarak planlayan MEB, okul giriş çıkış saatlerini de belirledi. Buna göre yeni sistemde öğrenciler sabah 09.00’da ders başı yapacak. Akşam 16.00’da dersler sona erecek. Yapılacak müfredat çalışmalarıyla ders sayısı azaltılacak ama ders yoğunluğu artırılacak.

MEB, okul öncesi zorunlu eğitime pilot uygulama ile başlayacak. Belirlenecek illerde okulların içine veya bahçesine prefabrik, betonarme ya da konteyner anaokulları yapılacak ve burada eğitim verilmeye başlanacak. Pilot uygulamanın başarılı olması halinde sistem Türkiye geneline yaygınlaştırılacak.

4 Ekim 2016 Salı

Başbakan Yıldırım: Tam gün eğitime geçilecek

Orta Vadeli Programı açıklayan Başbakan Binali Yıldırım, 2019 yılının sonuna kadar ikili eğitimin sona ereceğini ve tam gün eğitim yapılacağını söyledi.


Başbakan Yıldırım yaptığı açıklamada, 'Öğrencilere kötü haber. Yarım gün okuyacaklardı tam gün okuyacaklar. 2019'un sonuna kadar bunu yapacağız" dedi.

OKUL ÖNCESİ EĞİTİM ZORUNLU HALE GELİYOR

Yıldırım, "Önümüzdeki dönemde okul öncesi eğitimi zorunlu hale getireceğiz' diye konuştu. 
Yıldırım, "Millet, Türkiye'de yabancı dil bilme oranı yüksek sanıyor. Öyle değil. 4+4+4 sisteminde 5. yılda yabancı dil zorunlu hale gelecek" dedi.

"YEMEKLERİNİ YİYİP DEVAM EDECEKLER"

Başbakan Binali Yıldırım, bir gazetecinin sorusu üzerine tam gün eğitimle ilgili şu açıklamayı yaptı:

"Tek tip değil, başka şey anlaşılabilir. Tam zamanlı eğitim. Yani öğlenciler, sabahçılar diye bir şey vardı ya. Hem sabahçıyım hem öğlenciyim. Öğlenleyin okulda olacaklar, yemeklerini yiyip aynen çalışanlar gibi. Nasıl işe gidiyorsun, sabah gidip akşam geliyorsun. Okula da sabah gidip akşam geliyorsun.'

22 Eylül 2016 Perşembe

Genel kredi kartlarında taksit sayısı 12'ye çıktı

Başbakan Binali Yıldırım, kredi kartlarına yönelik düzenleme hakkında bilgi verdi. Genel kredi kartlarında taksit sayısı 9 aydan 12 aya çıkarken, tüketici kredilerindeki vade 36 aydan 48 aya yükseltildi. Konut kredilerinde bankaların azami katılımı ise yüzde 80 oldu.


Başbakan Binali Yıldırım, AK Parti Genel Merkezi'nde çalışmalarını sürdürdü.
Parti çıkışında basın mensuplarına açıklamalarda bulunan Yıldırım, dün Ekonomi Koordinasyon Kurulu toplantısı yaptıklarını belirtti.

Taksit sayısı 12'ye çıkarıldı

Yıldırım, dünkü toplantıda belli başlı birkaç konuyu ele aldıklarını anlatarak, "Bunlardan bir tanesi tüketici kredileri ve kredi kartlarıyla ilgili uygulamalarda bazı değişiklikler yapıldı. Genel kredi taksit sınırını 9 aydan 12 aya çıkardık. Bazı ürünlerde kredi taksit sayısı az olabiliyor ama her halükarda 12 aydan daha fazla olmuyor. Kredi kartlarının borç bakiyelerini yeniden yapılandırma imkanı getiriyoruz. Yani, ödüyorsunuz baştan yapmışsınız taksitleri sonradan ödeme zorluğuna girerseniz 72 aya kadar yeniden yapılandırma, bir kereye mahsus, imkanı getiriyoruz. Bu ihtiyaç kredileriyle ilgili düzenleme. Ayrıca, tüketici kredilerindeki vade azami 36 aydı, bunu 48 aya çıkarıyoruz. Konut kredilerinde özkaynak kredi diye iki bölüm vardı, 100 bin liraya ev alacaksanız 75 bini kredilendiriyor, 25 bini siz veriyordunuz. Burada 5 puan arttırdık. Bankalar yüzde 80'e kadar kredilendirecek, yüzde 20'sini de alıcı verecek" ifadelerini kullandı.

Bankalarla katılım bankaları arasındaki fark kalkıyor

"Yatırım ve katılım bankaları, finansal kiralama işlemlerinde kredi teminat oranı uygulamasında istisna getiriyor ve yüzde 100'ünü kredilendirebilecekler" diyen Yıldırım, "Bir başka düzenleme, bankaların verdiği kredilerde sermaye yeterlilik oranı diye bir şey var. Verdiği kredi ödenmezse bunun bir karşılığı var. Burada, katılım bankalarıyla diğer bankalar arasına farklılıklar vardı. O farkı aradan kaldırıyoruz, aynı kriter, aynı kural katılım bankalarına da uygulanacak. Bankalarla katılım bankaları arasındaki fark tamamen kalkmış olacak. Malum, kredi kartı gelirinin dört katı ile sınırlı. Yani, kredili alışveriş. Diyelim bin lira geliriniz varsa 4 bin lira. Asgari ücret bin 300 TL olduğu için 5 bin 200 en az kredi kullanma limiti, kredi kartı için, çıkmış oluyor" şeklinde konuştu.

"Gıda komitesinin yeniden yapılandırılmasını kararlaştırdık"

Enflasyonun arttığını belirten Yıldırım, "Artış sebebine baktığımız zaman gıda fiyatlarındaki ani dalgalanmaların genel anlamda enflasyonun artmasına sebep olduğunu görüyoruz. Bunun için bu artışlar, bir ay sivri biber, bir ay limon artıyor. Bu artış enflasyonu, o ay ki, neredeyse üçte birini teşkil ediyor. Bu durumun dikkatle incelenmesi lazım. Bu amaca yönelik olarak da gıda komitesi zaten vardı, gıda komitesinin yeniden yapılandırılmasını kararlaştırdık. Buna göre, Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek, Ekonomi, Gıda Tarım Bakanı, Gümrük Bakanı, Kalkınma Bakanı ve Maliye Bakanından oluşan gıda komitesi gıda enflasyonundaki ani dalgalanmaları mercek altına alacak ve burada alınması gereken tedbirleri vakit geciktirmeden anında alacak. Bu komitenin sekretaryasında Merkez Bankası yürütecek." dedi.

Yıldırım, "Bu komite, ne zaman ne iş yapacak? Bir kere gıda fiyatları üreticiden tüketiciye giderken takip altına alacak. Tarlada bir lira olan mal, tezgahta 10 liraya kadar çıkabiliyor. Üretici ben üretiyorum, kazanamıyorum diyor. Peki bu para nereye gidiyor? Bunun ortaya çıkarılması konusunda gıda komitesi ciddi bir çalışma yapacak. Bir kötü amaçlı fiyatlarla oynama varsa gerekirse ette yaptığımız gibi geçici ithalat yapacak. Hal yasasından kaynaklanan bazı sorunlar var. Bunları inceleyecek ve buradaki aksaklıkları giderecek. Desteklerin üreticiye doğrudan yansıması için gerekli kararlar alacak. Lisanslı depoculuk yaygınlaştırılacak. Fiyat artışlarının önüne geçilecek. Tarım bankacılığı teşvik edilecek. Gıda komitesinin işi, gıda, sebzede, meyvede temel gıda maddelerinde yaşanan artışın olmaması için tedbir almak ve piyasada kontrol altına almak için faaliyet içine girmiş olacak. Haksız yere enflasyonun yükselmesinin önüne geçilecek" diye konuştu.

“Kredi kartında gıda alımında taksit yok”

Yıldırım, açıklaması sonrası gazetecilerin sorularını cevapladı. Bir gazetecinin, kredi kartı kullanımında gıda alışverişinde taksitlendirme yapılıp yapılmayacağına ilişkin sorusuna, Yıldırım, "Kredi kartında gıda alımında taksit yok. Elektronik ile ilgili, yerli elektroniklerin teşvik edilmesi konusunda tedbirler var" cevabını verdi. Kredi kartının borç bakiyelerinin yapılandırılmasına ilişkin Yıldırım, "Şu kadarını söyleyeyim. Takipteki alacaklar, yüzde 4 seviyesinde toplam kullanımın. Öyle çok büyük oranlar değil ama yine de bir sıkışıklık var" dedi. cnntürk

6 Eylül 2016 Salı

Hükümet 14 bin öğretmen için harekete geçiyor

Diyarbakır'da konuşan Başbakan Binali Yıldırım, "Bu bölgede görev yapan, terörle bir şekilde iç içe olmuş 14 bin öğretmen olduğu tahmin ediliyor. Ancak bunların ne kadarının doğrudan terör örgütüyle ilişkili olduğu, ne kadarının olmadığı yapılacak incelemelerle, soruşturmalarla ortaya çıkacak. Bayramdan sonra okullar açılıyor, Milli Eğitim Bakanımız ile konuştuk, tedbir olarak üzerinde şüphe bulunan, gerekli tespitleri yapılan bütün öğretmenler açığa alınacak, yeni ders döneminde bunlara görev verilmeyecek" dedi.


Başbakan Binali Yıldırım, “Doğu ve Güneydoğu Yatırım Destek Hamlesi Tanıtım Programı” ve toplu açılış törenine katılmak için geldiği Diyarbakır’da, sivil toplum kuruluşları temsilcileri ve kanaat önderleriyle bir araya geldi.

Darbe girişiminden önce PKK ve FETÖ’nün bir araya gelip, plan yaptığına işaret eden Yıldırım, “15 Temmuz’dan sonra işler kötü gidince FETÖ tekrar randevu istiyor. Yeniden bir araya geliyorlar ve bölücü terör örgütünden başka taleplerde bulunuyorlar. Bu da, ‘Efendim bu işi halledemedik, bari Cumhurbaşkanına, Başbakanına suikast yapın da maliyeti neyse verelim.’ Alçaklığın bu kadarını görmedi bu millet. Bunların hepsinin hesabı görülecek" dedi.

Yıldırım şöyle konuştu: "Yolları mayınlayan, insanların üzerine bombaları atan, bu milletin fidan gibi yavrularını toprağa düşüren alçaklara bu millet dersini verecek. Hedefimiz, amacımız terörü Türkiye’nin gündeminden düşürmek, Türkiye’nin gündeminden terörü düşüremezsek, burada yatırım alanları da, fabrikalar da hayal olur, gecikir. En büyük varlık yaşamdır. İnsan hayatının tehlikede olduğu yerde ne ticaret konuşulur, ne iş konuşulur, ne de gelecek konuşulur.

Onun için devlet olarak, hükümet olarak birinci görevimiz Türkiye’nin her karışında vatandaşımızın rahatça seyahat etmesini sağlamak. Can korkusu yaşamadan bunu temin etmek. Terör örgütlerinin sivillere, askere, polise ve korucuya zarar verecek durumdan tamamen çıkarmak. Bütün bunlar sağlanınca operasyonlar duracak. Aksi halde operasyonlar artarak, devam edecek. Terör örgütü PKK’nın ‘Kürtler’ diye bir sorunu yok. Ancak Kürt ve Türklerin PKK sorunu var. Bunu çözmenin yolu da millet ve devlet arasından kana doymayan eşkıyaları çıkarmak. Başka çaremiz yok.”

“Öğretmenlerle ilgili sözlerim yanlış anlaşıldı”

İki gün önce yaptığı bir konuşmada, öğretmenlerle ilgili yaptığı açıklamanın yanlış anlaşıldığına da dikkat çeken Başbakan Binali Yıldırım, sözlerini şöyle sürdürdü: “İki gün önce bir konuşmamda bölgedeki öğretmenlerle ilgili bir şey söylemiştim. Orada belli ki bir yanlış anlaşılma var. Bu bölgede görev yapan, terörle bir şekilde iç içe olmuş 14 bin civarında öğretmen olduğu tahmin ediliyor. Bunların ne kadarının doğrudan ilişkili olduğu, olmadığı yapılacak incelemelerle teftişlerle, soruşturmalarla ortaya çıkacak. Okul zamanı geliyor, bayramdan sonra okullar açılıyor.

MEB bakanımızla görüştük, üzerinde şüphe bulunan bütün öğretmenler açığa alınacak, yeni ders görevinde bunlara görev verilmeyecek. Bunun yerine yeni baştan öğretmenlerimizi buraya göndereceğiz. Öbürleri ne olacak? Öbürleri de FETÖ’cülerin başına ne geldiyse onların başına da aynı şey gelecek. Sadece öğretmenlerle sınırlı değil. Terör sadece dağda değil, devletin içinde de var. Devletin yerel yönetimi içinde de var. Terörle haşır neşir olmuş bütün kamu görevlilerinin üzerine gideceğiz. Onları da tek tek ayıklayacağız. Aksi halde bu mücadeleyi sadece silahla kırda, şehirde yapamayız." cnntürk

27 Ağustos 2016 Cumartesi

Kamyonlar, TIR'lar yarından sonra şehir içine giremeyecek

Yavuz Sultan Selim Köprüsü Kuzey Çevre Yolu açılış töreninde konuşan Başbakan Binali Yıldırım, “Yavuz Sultan Selim Köprüsü yarın hizmete girecek. Köprüden geçen bütün kamyonlar, otobüsler ve TIR'lar yarından sonra şehir içine giremeyecek. Hepsi 'Yavuz' diyecek” dedi

İstanbul Boğazı'na üçüncü olarak inşa edilen "dünyanın en geniş köprüsü" Yavuz Sultan Selim Köprüsü'nün açılışı Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, TBMM Başkanı İsmail Kahraman ve Başbakan Binali Yıldırım'ın katılımıyla gerçekleştirildi.

Başbakan Binali Yıldırım, İstanbul'a yeni bir gerdanlık taktıklarını belirterek, “Bu güzel eserin açılışı için dost ve kardeş ülkelerden gelen hükümet ve devlet başkanları sevgili misafirler, İstanbullular hoşgeldiniz. 26 Ağustos 1071. 15 Temmuz'da Türkiye'nin geleceği için demokrasinin yaşaması için canını seve seve veren şehitlerimizin ruhu şad oldun. Sevgili İstanbullular 15 Temmuz Şehitler Köprüsü ile Fatih Sultan Mehmet Köprüsü'ne ilave olarak İstanbul'a yeni gerdanlık takıyoruz. Yavuz Sultan Selim geliyor. Bugün 26 Ağustos Gazi'nin başlattığı büyük taaruzun yıl dönümü. Allah'ın izniyle galibiyet bizimdir, galibiyet bizim olacaktır inşallah. İstanbul bir köprü şehridir, köprüler şehridir. Kıtaları, medeniyetler, kültürleri birbirine bağlayan bu eşsiz şehir 79 milyonun özetidir” diye konuştu.

"İstanbul'un trafiği rahatlayacak"

Köprünün yarın hizmete açılacağını belirten Başbakan Yıldırım, “Yavuz Sultan Selim Köprüsü yarın hizmete girecek. Köprüden geçen bütün kamyonlar, otobüsler, TIR'lar artık yarından sonra şehir içine giremeyecek. Hepsi 'Yavuz' diyecek. Böylece İstanbul'un trafiği de biraz daha rahatlayacak" açıklamasında bulundu.

21 Ağustos 2016 Pazar

Başbakan Binali Yıldırım'dan Gaziantep açıklaması

Başbakan Binali Yıldırım Gaziantep'te düzenlenen terör saldırısıyla ilgili yazılı bir açıklama yaptı. Yıldırım, "Bir düğün yerine bomba atacak kadar insanlığa düşman olan terör hiçbir değer tanımayan yüzünü bu kez bir düğün yerini matem yerine çevirerek kendini göstermiştir. Masumiyete ve hayata kasteden bu alçak terör örgütünün adı ne olursa olsun biz, millet, devlet ve hükümet olarak onunla mücadelemizi kararlılıkla sürdüreceğiz "dedi.


Başbakan Binali Yıldırım Gaziantep'te düzenlenen terör saldırısıyla ilgili yazılı bir açıklama yaptı. Düğün törenine yapılan bombalı saldırıyı lanetleyen Yıldırım, "Gaziantep Şahinbey'deki düğün törenine yapılan bombalı saldırıyı lanetliyorum. Saldırıda hayatlarını kaybeden vatandaşlarımıza Allah'tan rahmet, yaralılara acil şifa, milletimize sabır ve metanet diliyorum. Bir düğün yerine bomba atacak kadar insanlığa düşman olan terör hiçbir değer tanımayan yüzünü bu kez bir düğün yerini matem yerine çevirerek kendini göstermiştir. Masumiyete ve hayata kasteden bu alçak terör örgütünün adı ne olursa olsun biz, millet, devlet ve hükümet olarak onunla mücadelemizi kararlılıkla sürdüreceğiz. 25 Aralık 1921'de Gaziantep'i “Gazi" yapan istiklal ruhu bugün Türkiye'de dipdiri ayaktadır. Gün birlik ve beraberlik günüdür ve biz 79 milyon vatandaşımızla birlikte yediden yetmişe terörün tam karsındayız. Acımız büyüktür, ama herkes emin olsun ki, birlik ve beraberliğimiz iç ve dış bütün bu şeytani saldırıları bozacaktır." ifadelerini kullandı. DHA

13 Ağustos 2016 Cumartesi

Başbakanın eşi Semiha Yıldırım da Semiha Yankı'ya açtığı davayı geri çekti

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın hakaret nedeniyle açtığı davaları geri çekmesinin ardından aynı adımı atan Başbakan Binali Yıldırım, FETÖ soruşturmasında gözaltına alınan ve tutuklanan gazeteciler hakkındaki davaları geri çekmedi. Yıldırım'ın geri çektiği davalar arasında Soner Yalçın, Uğur Dündar'a açtığı davalar da var. Yıldırım'ın eşi Semiha Yıldırım da Semiha Yankı'ya açtığı davadan vazgeçti.


Hürriyet'in haberine göre, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosu'nca yürütülen bir soruşturma kapsamında bazı gazeteciler hakkında gözaltı ve tutuklama kararı verilmişti.
Yıldırım, FETÖ'nün 15 Temmuz'daki darbe girişimi sonrası oluşan toplumsal mutabakat ortamına katkıda bulunmak amacıyla aralarında siyasiler, yazarlar ve gazetecilerin de bulunduğu isimlere yönelik açtığı davaları geri çekeceğini açıklamıştı.

Bu arada, Başbakan Yıldırım'ın eşi Semiha Yıldırım da şarkıcı Semiha Yankı hakkında açtığı davayı geri çekti.

Başbakan Yıldırım'ın eşi Semiha Yıldırım, şarkıcı Semiha Yankı'ya neden dava açmıştı
Şarkıcı Semiha Yankı, “Bismillahirrahmanirrahim…İyi geceler” notuyla Başbakan Binalı Yıldırım’ın eşi Semiha Yıldırım’ın fotoğrafını paylaşmıştı. Semiha Yankı'nın paylaşımı sosyal medyada büyük tepkiye neden olmuştu.

8 Ağustos 2016 Pazartesi

Kamu görevlilerinin izin yasağı kaldırıldı

Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, kamu görevlilerinin izin yasağının bugün itibarıyla kaldırıldığını duyurdu. Kurtulmuş, Kurban Bayramı tatilinin de 9 gün olabileceğini açıkladı. Kurtulmuş, Kurban Bayramı tatilinin de 9 güne çıkarılabileceğini açıkladı.


Numan Kurtulmuş, "Bugün itibariye kamu görevlilerinin izin yasağı kaldırılmıştır. Senelik izinlerini kullanabileceklerdir. Senelik izinlerini tekrar kendi programlarına koyabileceklerdir. Bildiğiniz gibi bu yasak vatandaşlarımızı herhangi bir şekilde zor durumda bırakmak için değil, memurlarımızı zor durumda bırakmak için değil, özellikle FETÖ'ya karşı yapılan operasyonlarda tedbiren alınmış bir karardı. Bugün itibariyle bu kararı kaldırıyoruz" diye konuştu.

Firari askerlerden 9'u general rütbesinde

Numan Kurtulmuş, "Şu ana kadar tam rakamını size vereyim. 186 TSK mensubu ve 30 Jandarma Genel Komutanlığı mensubu yani toplam 216 kişi firaridir. Bunlar kaçmıştır. Bunların içinde 9 tanesi de general rütbesinde olan kaçaklardır. Ancak söylediğini gibi bu kaçakların Kuzey Irak'ta başka bir terör örgütünün elinde olduğu bilgisi bizim resmi kaynaklarımız tarafından asla doğrulanmamıştır.
Bunlar şu anda bizim açımızdan spekülasyon mahiyetinde bir takım sözlerdir. Ama ortada bir vaka var. 216 askerin firari olduğu ortada" dedi.

Kurban Bayramı 9 gün tatil olacak mı?

Kurban Bayramı tatilinin de büyük bir ihtimalle 9 gün olacağını ifade eden Numan Kurtulmuş, kararın henüz Bakanlar Kurulu'na gelmediğini belirtti.

Demokrasi nöbetlerinde 25 milyon vatandaş

Numan Kurtulmuş, "Türkiye 7 Ağustos'ta Türkiye siyasi tarihinin en önemli belki de dünya siyasi tarihinin en kalabalık mitingine sahne olmuştur 15 Temmuz hain darbe girişiminin hemen ardından sokaklara çıkarak milletimiz eşkıyalara gerekli dersi vermiş, tanklar, uçakları, silahları göğsünü siper ederek durdurmuş ve Türkiye'yi uçurumun kenarından çekip kurtarmıştır. Türkiye'nin bu badireden kurtulmasına yardımcı olan tüm kardeşlerimize bir kez daha teşekkür ediyoruz. Bugüne kadar demokrasi nöbetlerinde  emniyet kayıtlarına göre 25 milyon vatandaşımız bütün illerimizde ilçelerimizde katılmıştır.  Dün yine emniyetin kayıtlarına göre 5 milyon vatandaşımız bir araya gelmiş, Türkiye genelinde diğer 80 ildeki toplantılarda da yaklaşık 10 milyona yakın insan eş zamanlı olarak Türkiye'nin meydanlarını doldurarak ülkesine sahip çıktı ve demokrasiye bir kez daha dosta düşmana göstermiştir" dedi.

"Artçı etkileri görülecek"

Numan Kurtulmuş, "Bu miting 7 Ağustos'ta gerçekleştirilen ve bitmiş olan bir miting değildir. Bu mitingin bundan sonraki artçı etkileri de görülecektir. Dünyanın birçok yerinde şimdiye kadar bu darbeci teröristleri, FETÖ çetesini anlamayan yada anlamak istemeyen çevrelerin Türkiye'de 15 Temmuz'da ne olduğunu anlamak istemeyene çevrelerin öyle zannediyorum ki Türkiye'de halkın demokrasiye sahip çıkan bu kararlılığı karşısında anlamakta zorlandıkları bazı şeyleri şimdi daha kolay anlamaya başlayacaklarını göreceğiz. Dolasıyla bu FETÖ'cü eşkıyaların ortaya koyduğu darbe teşebbüsü bütün dünyada çok daha açık ve çok daha yalın bir şekilde görülecek ve dünyadaki birçok çevre istese de istemese de milletin bu kararlığı karşısında Türkiye demokrasisinden yana tavır alma mecburiyetinde olacaktır" diye konuştu.

ABD'ye mesaj

Numan Kurtulmuş, "Bu miting sonra ABD'nin yetkililerinin Gülen'i orada saklamak, korumak, kollamak ciddi tereddütler geçirmeye başladıklarını zannediyorum.  Bundan sonra 79 milyon büyük bir kararlılıkla İstanbul'daki büyük bir kalabalıkla ve eş zamanlı olarak 10 milyona yakın kişinin katıldığı büyük mitinglerle bu terör örgütüne ve bu terör örgütünün elebaşısı  Pensilvalya'daki kişiye insanlar bu kadar açık bir şekilde tavırlarını ortaya koyduktan sonra ABD yöneticilerinin de tutumlarını yeniden gözden geçireceklerine hiç şüphemiz yoktur.  Bundan sonra ABD'li yetkililer tercih yapma durumundalar. Bu tercihin yakın bir zamanda siyasi bir tercihe dönüşmesini ümit ediyoruz" dedi.

"Yenikapı Türkiye için yeni bir kapının açılması olmuştur"

Numan Kurtulmuş, "Yenikapı, Türkiye için yeni bir kapının açılması olmuştur. Yenikapı milli birliğe ve toplumsal bütünlüğüne açılan yeni bir kapı olmuştur. Yeni bir siyaset diline ve yeni bir siyaset tarzına Türkiye'nin dönüşmesi için yeni bir kapı olmuştur. Yeni ve güçlü Türkiye'ye geçiş için önemli yeni bir kapı olmuştur" diye konuştu.

"Anlamak istemedkleri için anlamıyorlar"

Numan Kurtulmuş, "15 Temmuz darbe girişiminin ardından kamu diplomasisi alanında önemli faaliyetler yürütüyoruz.  İlgili kurumu ve kuruluşlar Türkiye'deki darbe gerçeğini anlatmak ve darbenin arkasında bu FETÖ'cu çetenin nasıl bir dünya görüşüne sahip olduğunu bütün dünya ile paylaşmak için kolları sıvadı ve çalışıyor. Ancak ifade ettiğim gibi hangi çalışmayı yaparsak yapalım anlamak istemeyenler ortadaki gerçek ne kadar yalan olursa olsun bunları anlamak istemiyorlar. Anlayamadıkları için değil, anlamak istemedikleri için anlamıyorlar" dedi.

"Türkiye ekonomisi etkilenmedi"

 Numan Kurtulmuş, "Halkımız ve ekonomi çevreleri şundan rahat olsunlar ki asla ve asla bu darbe girişimi ve sonrasındaki gelişmeler Türkiye ekonomisini etkilememiştir. Etkileri ilk 1 hafta marjinal etkilerdir. Ondan sora süratle ekonomi yönetimi olarak kararlarımıza sadık bir şekilde yolumuza devam ediyoruz" dedi.

Meclis'e gönderilecek kanun tasarısı

Numan Kurtulmuş, "Bugün itibariyle TBMM'ye göndereceğimiz bir Kanun Tasarısı var. Ekonomik reform paketlerimizin içerisinde söylediğimiz husus şuydu;  'İşadamlarının taşınır mallarının alet, makina, teçhizat ve diğer taşınırlarının  bankalara teminat olarak verilmesini kolaylaştırılması' Özellikle KOBİ'leri rahatlatan çok önemli bir teklifti bu. Bunu yasallaştırıyoruz inşallah" dedi.

"ASLINDA BEKLEDİKLERİ TÜRKİYE'NİN DİRLİĞİ VE BİRLİĞİDİR"

Numan Kurtulmuş, "Vatandaşlarımızın içinde uzun saatler boyu kaldık. Bu millete devam derseniz millet bundan çok memnun. Meydanları sabahlara kadar bekliyorlar. Aslında bekledikleri Türkiye'nin dirliği ve birliğidir. Ama bu mitingler zinciri ve dünkü mitingin bunu taçlandırılmasıdır. Çarşambaya kadar bunların sürdürülmesini sayın Cumhurbaşkanımız talep etmiştir" diye konuştu.

"KAMU GÖREVLİLERİNİN İZİN YASAĞI KALDIRILMIŞTIR"

Numan Kurtulmuş, "Bugün itibariye kamu görevlilerinin izin yasağı kaldırılmıştır. Senelik izinlerini kullanabileceklerdir. Senelik izinlerini tekrar kendi programlarına koyabileceklerdir. Bildiğiniz gibi bu yasak vatandaşlarımızı herhangi bir şekilde zor durumda bırakmak için değil, memurlarımızı zor durumda bırakmak için değil, özellikle FETÖ'ya karşı yapılan operasyonlarda tedbiren alınmış bir karardı. Bugün itibariyle bu kararı kaldırıyoruz" diye konuştu.

Meclis 19 Ağustos'ta tatile girebilir

Numan Kurtulmuş, "Muhtemelen çok kesin olmamakla birlikte ayın 19 itibariyle TBMM bir tatile girebilir. 1 aylık bir süre olacak bu tatil. Henüz konuşulmadığı için ihtimal diyorum. 19 Eylül'e kadar sürebilir. Ondan sonra tekrar ... bu sene biraz erken başlayacağız. Bayram tatilinden sonra Meclis çalışmalarına tekrar başlayacak" diye konuştu. YENİ KHK'LAR Numan Kurtulmuş, "KHK'lar ile ilgili de bütün KHK'lar üzerinde en ince teferruatına kadar çalışıyoruz. 669 sayılı KHK ile gündeme getirilen TSK'nin yeniden yapılandırılması ile ilgili çalışmalar tesadüfen hazırlanmış çalışmalar değildir. Her birisi üzerinde uzun uzun üzerinde konuşulmuş ve tartışılmış hususlardır. Bunlar olgunlaştığında meclise gelecek ve yasalaşarak çıkacaktır.
Ferhat Sarıkaya'nın açıklamaları
Bazı televizyon kanallarından Ferhat Sarıkaya'nın yaptığı açıklamalara ilişkin soruya Numan Kurtulmuş, "Televizyonlarda her gün her akşam konuşuyor. Bu açıklamaların hepsi aslında savcılar bakımından işlem yapabilecekleri veri oluşturuyor" dedi.

10 yabancı uyruklu kişi hakkında işlem yapıldı

Numan Kurtulmuş, "Şu ana kadar geniş kapsamlı bir soruşturma devam ediyor. Bu çerçevede bizim elimizde bilgiler şu ana kadar 10 yabancı uyruklu hakkında işlem yapılmıştır. Bu rakamın artabileceğini söyleyebilirim" dedi.

"Gülen'in orada kalmasının ABD'ye zarar vereceğini düşünüyorum"

Numan Kurtulmuş, "Bu millet tek yumruk olarak darbeye karşı çıktığını ortaya koydu. Herkes ortaya çıktı. Herkes 'Bu FETÖ'den nefret ediyoruz bize verin' dedi. Bu kadar yakın iki ülkenin birinde bir terör elebaşı oturacak bu siyaseten anlamlı değildir. 79 milyonun tamamı darbeye FETÖ'ye karşı. Tamamı bu eşkıya başının Türkiye'ye getirilmesini istiyor. Terör elebaşının orada kalmaya devam etmesinin ABD'ye zarar vereceğini düşünüyorum" diye konuştu.

RTÜK'ün reklam payı düşürüldü

Numan Kurtulmuş, "RTÜK'ün reklam gelirlerinden aldığı payın düşürülmesi konunda yoğun talepler oldu. 15 Temmuz akşamı Türk medyası yıldızlı pekiyi ile demokrasi sınavından mezun olmuştur. Türk medyasının bu tavrı olmasaydı darbe karşısında milletimizin sokaklara çıkması da pek mümkün olmayacaktı. Şükranımızın bir göstergesi olarak bir karar aldık ve yüzde 3'lük RTÜK'ün reklam payını yüzde 1.5'e düşürdük" dedi.

14 Ağustos iddiası

Numan Kurtulmuş,  "Bir daha Türkiye'de askeri darbe yaparak yönetime el koyma şeklinde bir operasyon yapmaları mümkün değildir. Bir darbe tehdidi kalmadığının rahatlıkla söyleyebilirim. Ama bu örgüt geride kalan unsurları ve işbirlikçileriyle Türkiye ye karşı hareket etmeye devam edecekler. En ufak bir istihbarat bile değerlendiriliyor. Uyanık olacağız. Siber saldırı mı başka saldırı mı yaparlar hepsini önleyecek saldırılarımız devam ediyor. Allah fırsat vermesin. Allah fırsat vermedi millet de fırsat vermedi. Bu fırsatı bulamayacaklar" diye konuştu. DHA

25 Temmuz 2016 Pazartesi

Binali Yıldırım'dan 'TSK'da yeniden yapılanma' açıklaması

Başbakan Binali Yıldırım, "Bu darbe girişiminde de gördük ki burada bir güvenlik zafiyeti var. Hiyerarşi, komuta kademesiyle alt kademe arasında bazı sorunlar var. Bu sorunları ortadan kaldıracak şekilde yeniden yapılanmaya gideceğiz." dedi.


Başbakan Yıldırım, Bloomberg News'te katıldığı programda gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu, soruları yanıtladı.

Türkiye'nin büyük bir felaketin eşiğinden döndüğünü belirten Yıldırım, şöyle devam etti:

"Maalesef silahlı, kanlı bir darbe girişimi, milletimizin direnciyle, hükümetimizin ve Cumhurbaşkanımızın dirayetiyle başarısız hale getirildi ve ülkede işler normale döndü. Bu darbeye sebep olanların bu işten kolay kurtulmalarını kimse beklemesin. Çünkü arkada 246 şehidimiz, binlerce yaralımız var. Bunların hesabı sorulacak. Hesap sorarken intikam duygusuyla hareket etmeyeceğiz, adalet ile hareket edeceğiz. Çünkü Türkiye bir hukuk devleti. Hukuk devletinin gereği neyse o yapılacak."

Başbakan Yıldırım, Fethullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) darbe girişimine ilişkin yürütülen soruşturmanın ne kadar derine gideceğini yargının belirleyeceğine dikkati çekerek, şu ifadeleri kullandı:

"Bizim belirlememiz söz konusu değil. Biz sadece yargının işini yapması için gerekli desteği vereceğiz. Ama zannediyorum büyük oranda zaten bu işin içinde olanlar, bu işe karışanlar, fiilen bu darbe girişimini yönetenler halihazırda zaten adalete teslim oldu. Geriye kalan çok fazla insan olduğunu düşünmüyorum. Şu anda zaten çatışma yok. Çatışma dediğiniz, 15 Temmuz gecesi saat gece 10.00'da başladı ve olay, ertesi günü sabah 04.00'te, 05.00'te bitti. Onun dışında herhangi bir çatışma, herhangi bir can kaybı söz konusu değil. 04.00'ten itibaren de artık bu işe karışan bütün zanlılar, şüpheliler toplanmaya başlandı. Şu anda onların sorguları devam ediyor. Bazılarının sorguları sürüyor, bazıları tutuklandı, bazıları da halen aranıyor."

Darbe girişimi sonrasında ilan edilen OHAL uygulaması

FETÖ'nün darbe girişiminin ardından çıkarılan olağanüstü hal (OHAL) durumunun üç aydan daha fazla uzatılıp uzatılmayacağına yönelik soruya Başbakan Yıldırım, "Şöyle, Fransa'yı düşünün, Fransa'da bir terör hadisesi oldu. Birinci sefer yetmedi, ikinci sefer uzadı. Şimdi üçüncü kez de uzattılar. Altı ay daha uzattılar. Yani biz uzatmaktan yana değiliz. Bir kere bunu söyleyeyim. Ama üç ay içinde bütün bu işleri yoluna koyarsak, kaldırırız. Ama hala yapmamız gereken işler varsa, ihtiyaç varsa şüphesiz uzatmayı da gözardı etmeyiz, bunun bilinmesi gerekir." dedi.

"Fransa'da yaşanan olay ile Türkiye'de yaşanan olay kıyas bile kabul etmez." ifadesini kullanan Yıldırım, şu değerlendirmelerde bulundu:

"Çünkü orada sadece bir terör hadisesi oldu, insanlar hayatını kaybetti. Burada ülkenin rejimini değiştirmeye, demokrasiyi yok etmeye yönelik ciddi bir silahlı darbe girişimi var. Dolayısıyla bizim bu anlamda OHAL'de, Fransa'ya göre çok daha haklı gerekçelerimiz var. Bu OHAL, şunu özellikle ifade etmek isterim ki anayasaya dayanarak yapılmış bir iştir. Bizim anayasamıza göre dört şekilde OHAL veya sıkıyönetim var. Bir, ağır ekonomik koşular, ülkede büyük sıkıntılar varsa temel ihtiyaçlar karşılanamıyorsa olağanüstü hal ilan edilebilir. İki, büyük bir afet, felaket veya toplumsal şiddet olayları yaygınlaşmışsa olağanüstü hal ilan edilebilir. Bir de ülkenin rejimine, meşru hükümetine karşı bir darbe girişimi varsa olağanüstü hal ilan edilebilir. Biz bu durumu kullanarak olağanüstü hal ilan ettik."

Binali Yıldırım, olağanüstü hal uygulamasının vatandaş için değil, devlet için ilan edildiğini vurgulayarak, "Yani devlet için, hükümet için olağanüstü hal ilan ettik. Niye? Bu darbeye sebep olanları, bu darbenin doğurduğu sonuçları ortadan kaldırmak için gerekli hukuki süreçleri, reformları, yapısal değişiklikleri hızlı bir şekilde halletmek, bir daha darbe yaşanacak şartları ortadan kaldırmak... İşin özü, esası budur." dedi.

"Darbe girişimine karışan binlerce insan var"

"OHAL durumunda bir takım özel tedbirler devreye sokacak mısınız?" sorusu üzerine Yıldırım, "Bir kere gayet tabii ilk kanun hükmünde kararnameyi çıkardık. Bu kanun hükmünde kararnamede neler var? Bir kere çok sayıda insan gözaltına alındığı için, bunların sorgulaması için zaman lazım. 4 gündü, bunu 30 güne çıkardık. Sadece bu işle ilgili, yani darbe girişimine karışmış, ülkenin rejimini yıkmaya çalışanlarla ilgili binlerce insan var. Bunların sorgulamasının sağlıklı yapılması için bu süreyi uzattık." karşılığını verdi. Darbe girişimi sırasında hayatını kaybedenlerin şehit sayılması ve şehitlik, gazilik haklarından yararlanmaları için bir düzenleme yapıldığını anımsatan Yıldırım, söz konusu kişilerin yakınlarına da bir takım haklar sağlandığını bildirdi.

"Silahlı Kuvvetler başta olmak üzere, ciddi bir yeniden yapılanma ihtiyacı var"

Başbakan Yıldırım, ayrıca darbe girişiminde bulunan FETÖ'nün bütün okulları, hastaneleri, dernekleri ve vakıflarına el konulduğuna dikkati çekerek, "Devlet el koydu ama mülkiyetine el koydu. Ancak faaliyetleri kesintiye uğramayacak. Devletin kontrolünde okullar, hastaneler çalışmaya devam edecek ve sorumlu olan dernek, vakıf yöneticileri de yargıda hesaplarını verecekler. Bu da yaptığımız bir şey. Ayrıca bu darbe girişimine fiilen FETÖ ile ilgili iştirak eden askeri, sivil personel ve yargı mensupları... Bunların da görevlerine son verilmesi için yine bir düzenleme yaptık, bunu da hayata geçirdik." diye konuştu.

Bunun dışında ilerleyen süreçte başka düzenlemelerin hayata geçirileceğini belirten Yıldırım, "Nedir bu düzenlemeler? Bir kere kurumlarda, Silahlı Kuvvetler başta olmak üzere, ciddi bir yeniden yapılanma ihtiyacı var. Bu darbe girişiminde de gördük ki burada bir güvenlik zafiyeti var, hiyerarşi, komuta kademesiyle alt kademe arasında bazı sorunlar var. Bu sorunları ortadan kaldıracak şekilde yeniden yapılanmaya gideceğiz. Demokratikleşme yönünde atmamız gereken daha çok adımlar var, onları da bu sürede tamamlamış olacağız. Ayrıca ekonomiyle ilgili düzenlemeler var ancak ekonomiyle ilgili düzenlemeleri bu olağanüstü hal kapsamında düşünmüyoruz. Onlar ayrıca parlamentonun normal çalıma takvimi içerisinde yapılmaya devam edecek. Onların detaylarına isterseniz gireriz." ifadesini kullandı.

"Yapılacak reformlar, bu durum, istihbarat başkanlarını da kapsayacak mı?" sorusuna Yıldırım, şöyle yanıt verdi:

"Biz öncelikle tabii kurumların buradaki yapısal sorunları neyse onları halledeceğiz. Tabii şu anda bu darbe girişimi esnasında görev başında bulunanlarla ilgili de herhangi bir zafiyet, herhangi bir hata varsa veya kasıt varsa bunları da tabii ki araştırıyoruz. Peşinen kimseyi suçlu ilan etmek bizim görevimiz değil ama bilinen bir gerçek var. Bu darbe öncesi bir istihbarat zafiyeti yaşanmıştır. Bu darbeye müdahale konusunda bir zafiyet yaşanmıştır. Bütün bunlar araştırılacak, sebepleri ortaya çıkarılacak, sorumluları ortaya çıkarılacak ve bunun hesabı hukuk sistemimiz içerisinde sorulacak."