Diyarbakır etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Diyarbakır etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

18 Şubat 2017 Cumartesi

Küçük Nisanur, ameliyata girerken arkadaşı için böyle dua etti

Antalya'da annesinin verdiği böbrekle hayata yeniden tutunan 7 yaşındaki Nisanur Demir'in ameliyat öncesi ettiği dua ile herkesi duygulandırdı.

Diyarbakır'da ailesiyle oturan Nisanur Demir, Antalya'da özel bir hastanede annesi Remziye Demir'in verdiği böbrekle hayata yeniden merhaba derken, bir de dileği vardı.

3 yaşından bu yana böbrek hastalığı ile mücadele eden ve 1.5 yıldır diyalize giren küçük kız, böbrek nakli ameliyatına girmeden önce kendi gibi diyalize bağlı yaşayan arkadaşı için dua etti.

Küçük Nisanur'un, "Allahım Muhammed'e böbrek bul. İyileşir, arkadaşlarıyla aşağıya iner, oynar, diyalize gitmez, arkadaşlarıyla oynar, amin" sözleri herkesi duygulandırdı.

Anne Remziye Demir, başarılı geçen ameliyatın ardından çok mutlu olduğunu söyledi.
Demir, "Nisanur 3 yaşından bu yana hasta. Şimdi 7 yaşına girdi. 1.5 yıldır diyalize giriyordu. Ben böbreğimi verdim. Çok mutluyum. Kızım iyileşsin başka bir şey istemiyorum" dedi.

6 çocuk annesi Remziye Demir, Nisanur'un hastalığının soğuk algınlığıyla başladığını belirterek, "Doktor iğne vermişti sabah akşam. 4'üncü iğnede Nisanur'un yüzü vücudu şişmeye başladı. İlaç alerjisi dendi. Alerji ile ilgili gittiğimiz doktor tahliller sonucu böbreklerinin gittiğini söyledi " diye konuştu. DHA

21 Kasım 2016 Pazartesi

50 bin lira bulunamazsa hayatı kararacak

Diyarbakırlı 23 yaşındaki Gamze'nin 3 yaşındayken sol bacağı şişti. 10 yıl sonra sağ bacağı da şişen Gamze'ye halk arasında fil hastalığı olarak bilinen lenf ödemi tanısı konuldu. Maddi imkansızlık nedeniyle tedavisini yarım bırakmak zorunda kalan Gamze için 50 bin lira bulunamazsa bir daha asla evden dışarı çıkamayacak.


Diyarbakırlı Gamze Kanik, 3 yaşındayken ailesiyle birlikte bir düğüne gitti. Burada sol bacağında ağrı hisseden Gamze'nin ailesi hastaneye başvurdu. Sol bacağı şişmeye başlayan Gamze'ye o dönemler tedavisi yapılamayan fil hastalığı teşhisi konuldu. Bir süre sol bacağındaki şişlikle hayatına devam eden Gamze, 10 yıl sonra ikinci şoku yaşadı. Hastalığın sağ bacağına da sıçradığı Gamze için aşılması zor günler başladı. İlk önce çok sevdiği okulu bırakmak zorunda kalan Gamze, gün geçtikçe yürüyemez duruma geldi. İnternette yaptığı araştırmalar sonucu fil hastalığı tedavisinde önemli başarılara imza atmış bir doktorla iletişime geçen Gamze, Samsun'a giderek bir süre burada tedavi olma şansı yakaladı. Tedavisi sırasında ayağındaki şişikler bir nebze olsun inen ve yürümeye başlayan Gamze, maddi imkansızlıklar nedeniyle tedavisini yarım bırakıp Diyarbakır'a döndü.
Tedaviye devam edemediği için bacakları tekrar şişen ve yürüyemez duruma gelen Gamze, psikolojik sorunlar yaşayarak kendini eve hapsetti. Ailesi dışında hiç kimsenin yüzünü görmesine izin vermeyen Gamze, ameliyat olması için gerekli olan 50 bin lira bulunamazsa bir daha asla evden çıkamayacak.
Hastalığı psikolojisini bozdu, yüzünü gizleyerek konuştu.


Kabus 3 yaşındayken başladı

Gamze Kanik, sol bacağının 3 yaşındayken şişmeye başladığını söyledi. Bir düğüne gittiği sırada hastalığının ortaya çıktığını aktaran Kanik, "Düğünden geldikten sonra bacağımda şişkinlik oldu. Babam beni hastaneye götürdü ama o zamanlar tedavisi yoktu. Ben yıllar boyunca hep bir bacağım şiş yaşadım. Ta ki 13-14 yaşımdan sonra sağ bacağıma vurana dek. Sağ bacağımda daha yüksek bir derecede şişkinlik oldu. Araştırmalarım sonucu, internetten doktoruma ulaştım. O zamanlar Samsun 19 Mayıs Üniversitesi'nde ameliyat oldum ve bacağım çok iyi durama geldi. Yürüyebildim, gezebildim. Maddi imkansızlıklar nedeni ile tedavim geri kaldı. Çünkü doktor 3 ameliyat yaptı, kendimi toparladıktan sonra geri kalan ameliyatımı da yapacaklarını söyledi. Ben maddi imkansızlıklardan dolayı gidemedim. En son 2,5 yıl önce doktorumun yanına gittim, bana her şeyin değiştiğini, ameliyat olabileceğimi söyledi. 50 bin lira istendi ameliyat olmam için. Ben de maddi imkansızlıklar nedeni ile gidemedim ve tedavim geride kaldı. Gittikçe benim bacağım şişiyor" dedi.

"Yetkililer umut verdi beni yarı yolda bıraktılar"

Birkaç ay önce kaymakamlıktan bazı yetkililerin geldiğini ifade eden Kanik, "Tedavi masraflarımı karşılayacaklarını söylediler. Ben çok mutlu oldum bekledim, bu konuşmanın ardından ne maddi ne de manevi yanımda olmadılar. Ben çok umutlanmıştım, bana umut verdiler yarı yolda bıraktılar. Psikolojim allak bullak oldu, kendimi odaya kapatıp ağladım. Çoğu arkadaşlarımla görüşmedim" diye konuştu.

"Psikolojim bozuldu, kimseye yüzümü göstermek istemiyorum"

Psikolojisinin bozulması nedeniyle yüzünü göstermek istemediğini ifade eden Kanik, şunları söyledi:

"Yüzümü göstermek istemiyorum, ben bir genç kızım ve daha 23 yaşındayım. Şu anki psikolojimden dolayı beni anlamalarını bekliyorum. Ben liseye geçtikten sonra, hastalığım nedeniyle okulu bıraktım. Bacağım çok şişmeye başladı. Ben arkadaşlarım gibi yürüyemiyordum, korkuyordum yürüdükçe bacağım şişiyordu, bende hep kendimi kapattım. Okulumdan geri kaldım, hele ki konservatuvar bölümünü çok istiyordum. Kendimi çok geliştirmek istiyordum, ama bacağımdan dolayı hepsinden geri kaldım. Ameliyat olduktan sonra açıköğretimden devam ettim. İki senedir gidemiyorum, bacağım yüzümden. Artık ben iyileşmek istiyorum, yürümek istiyorum gezmek istiyorum, üniversiteye gitmek istiyorum. Bana yardım etsinler, Allah kimseye göstermesin ağrısı çok fazla ben ağrısına dayanamıyorum artık. Cumhurbaşkanımdan, Başbakanımdan yardım bekliyorum. İyileşmek istiyorum, yürümek istiyorum." cnntürk

4 Kasım 2016 Cuma

Diyarbakır'da 2'si polis 8 şehit var

Diyarbakır'ın Bağlar ilçesinde bomba yüklü araçla saldırı düzenlendi.Başbakan Binali Yıldırım, 8 kişinin hayatını kaybettiğini, 7'si hastanede tedavi altında olan 100'den fazla yaralı bulunduğunu açıkladı. Yıldırım saldırıda 1 teröristin de öldüğünü bildirdi.


Diyarbakır'ın Bağlar ilçesi Aydın Arslan Bulvarı'nda Çevik Kuvvet Şube Müdürlüğü binasına yakın bir noktada, vatandaşlar ve öğrencilerin yoğun bulunduğu bölgede sabah 08.00 sıralarında teröristlerce bomba yüklü araçla saldırı gerçekleştirildi. Saldırıda ilk belirlemelere göre bir kişi hayatını kaybetti, 30 kişi yaralandı. Yaralıların kaldırıldıkları hastanelerde tedavileri sürüyor.

1 ton bomba yüklü minibüs

Olay yerinde güvenlik güçlerince yapılan incelemede, saldırının patlayıcı yüklü minibüsle düzenlendiği belirlendi. Saldırıda bir tonun üzerinde patlayıcı kullanıldığı tespit edildi. Patlamanın şiddetiyle olay yerinde çukur oluşurken, çevredeki çok sayıda bina ve iş yeri hasar gördü.  Olay yeri inceleme ile AFAD ekiplerinin bölgedeki çalışmaları sürüyor.

Başbakan yıldırım: 8 kişi hayatını kaybetti

Basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Başbakan Binali Yıldırım, Diyarbakır'daki saldırıda 2'si polis 8 kişinin hayatını kaybettiğini açıkladı. Yıldırım, saldırıda 1 teröristin de öldüğünü bildirdi. Başbakan Yıldırım, saldırıda yaralanan 100 kişiden 7'sinin hastanedeki tedevilerinin sürdüğünü söyledi.

Bakan Bozdağ'dan açıklama

Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, Ankara Bölge Adliye Mahkemesi’ni ziyaretinde yaptığı konuşmada Diyarbakır saldırısına dair açıklama yaptı. Bakan Bozdağ, "Bugün Diyarbakır’da Bağlar’da bir aracın patlatılması sonucu pek çok vatandaşımız yaralandı, bazı vatandaşlarımız ve polislerimiz şehit oldu. Kendilerine Allah’tan rahmet diliyorum. Türkiye terörle etkin bir mücadele yürütmektedir" dedi.

Cumhurbaşkanı bilgi aldı

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Diyarbakır'ın Bağlar ilçesindeki patlamayla ilgili yetkililerden bilgi aldı. Cumhurbaşkanlığı kaynaklarınca, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın, patlama haberinin ardından sabah saatlerinde Diyarbakır Valisi Hüseyin Aksoy'u telefonla aradığı belirtildi.

Valilik: Saldırıyı PKK üstlendi

Diyarbakır Valiliği'nden yapılan ilk açıklamada, patlamanın PKK'lı teröristlerce bomba yüklü araçla gerçekleştirildiğinin değerlendirildiği açıklandı. Saat 11.30 sıralarında ikinci bir açıklama yapan Valilik, patlamanın bomba yüklü bir araçla yapıldığını ve saldırının terör örgütü PKK tarafından üstlenildiğini bildirdi.

Diyarbakır Valiliği tarafından yapılan ikinci açıklamada, "04.11.2016 Cuma günü saat 07.53’te ilimiz Bağlar İlçesinde bulunan Aydın Arslan bulvarında Çevik Kuvvet Şube Müdürlüğü binasına yakın bir noktada, sivil vatandaşlarımızın ve öğrencilerin oldukça yoğun olarak bulunduğu bir bölgede, bölücü terör örgütü mensuplarınca üstlenilen, bomba yüklü araçla bir patlama gerçekleştirildiği anlaşılmıştır" denildi.

Patlamadan sonra gözaltındakiler başka yere nakledildi

Patlamanın hedefi olan Çevik Kuvvet Şube Müdürlüğü’nde çeşitli suçlardan gözaltında bulunan şüphelilerin ise saldırıdan sonra Silvan yolundaki Polis Okuluna nakledildiği öğrenildi. Patlama sonrası olay yerine çok sayıda sağlık, UMKE ve itfaiye ekipleri yönlendirilirken, yaralı sayısının fazla olmasından dolayı bazı ambulansların 4-5 yaralıyı birden taşıdıkları belirtildi. Saldırı sonrası çevre illerden de sağlık ekipleri sevk edilirken, yaralılar kentte bulunan kamu ve özel hastanelere kaldırıldı.

Saldırının bulunduğu bölgede vatandaşların yaşadığı binalarda büyük hasat meydana gelirken, bazı dükkan ve evlerde göçük oluştu. Göçük altında kalan yaralı vatandaşlar enkaz altından çıkarılırken, bölgede bazı noktalarda enkaz kaldırma çalışmaları devam ediyor. Kentte polis olağanüstü güvenlik önlemi alırken, özellikle hastanelere giden yollar ve hastane önlerinde önlemler artırıldı. Kentte tüm sağlık çalışanları ve emniyet birimleri göreve çağrıldı. Hastane önünde görüntü almak isteyen basın mensuplarına polis olayla ilgili yayın yasağının bulunduğu hatırlatılarak görüntü alınmasına izin verilmedi. cnntürk

Diyarbakır'da çok büyük patlama

Diyarbakır Emniyet Müdürlüğünün Bağlar ilçesindeki ek binası yakınlarında patlama meydana geldi. Olay yerine çok sayıda ambulans sevk edildi. İlk gelen bilgilere göre 30 kişi yaralandı. Anadolu Ajansı'na göre ise yaralı sayısı 6 olarak açıklandı.


Alınan bilgiye göre, merkez Bağlar ilçesinde bulunan İl Emniyet Müdürlüğüne ait Terörle Mücadele ve Çevik Kuvvet şube müdürlüklerinin bulunduğu ek bina yakınlarında sabah 08.00 sıralarında şiddetli bir patlama oldu. Patlama sesi kentin birçok noktasından duyulurken, çevredeki bazı binalarda hasar oluştu.

Anadolu Ajansı'na göre patlamada ilk belirlemelere göre 6 kişi yaralandı. Yaralılar, olay yerine sevk edilen ambulanslar tarafından kentteki hastanelere kaldırıldı.

Olay yerine AFAD arama kurtarma ile itfaiye ekipleri sevk edilirken, polis helikopterinin de havadan inceleme yaparak olay yerinden görüntü aldığı gözlendi.

Cezaevi yakınında meydana geldi

Patlamanın meydana geldiği yerin Diyarbakır E Tipi Cezaevi'ne yaklaşık 200 metre uzaklıkta olduğu da belirtildi.

21 Ekim 2016 Cuma

Diyarbakır'daki Şahi Nine'nin 450 torunu var

Diyarbakır’ın yaşayan asırlık çınarı Şahi Tayurak, 450 torunu ile gençlere meydan okuyor. Resmi kayıtlara göre 96 yaşında olan Şahi Nine’nin oğlu ise annesinin gerçek yaşının ortaya çıkması için kemik yaşının tespit edilmesini istiyor.


Başından 3 evlilik geçen resmi kayıtlara göre 96 yaşındaki Şahi Tayurak’ın toplamda 7 çocuğu oldu.
Şu an Diyarbakır’ın tarihi Sur ilçesinde Alipaşa semtindeki evde küçük oğlu ile birlikte yaşayan Şahi Nine'nin, gözlerinin az görmesi dışında herhangi bir sağlık sorunu yok.


Neredeyse bir asrı deviren Şahi Nine’nin sağlıklı kalmasının sırrı ise düzenli sabah kahvaltısı yapmak.

Atatürk’ün Silvan’a gelişini gören ve Şeyh Said’i hatırlayan Şahi Nine’nin aklında kalan en önemli an ise kıtlık dönemleri.

Bu dönemlerde insanların açlıktan öldüğünü, bazılarının da insan eti yiyerek hayatta kaldığını anımsayan Şahi Nine, torunlarının sayısını ise bilmiyor.


90 yaşındaki kızı ile arasında 7 yaş fark görünüyor

Elinde hicri ve miladi döneme ait iki nüfus kağıdı bulunan Şahi Nine, 5. çocuğunu doğurduğunda bile henüz kimliğinin olmadığını söylüyor.


Aradan geçen uzun zamanın ardından kendisine kimlik çıkarılan Şahi Nine’nin yaşı, 01.07.1919 olarak düzenlenirken, kayıtlara ise kızı kızının yaşı 06.01.1926 olarak geçti. Kimliğe göre kızından sadece 7 yaş büyük görünen Şahi Nine, yaşının 130’dan fazla olduğunu iddia ediyor.


Beraber yaşadığı oğlu Cemal Tayurak ise büyüklerden aldıkları bilgilerle annesinin yaşının 130’dan fazla olduğunu iddia ederek, “Şu anda 5. kuşak torununu görmüş. Türkiye’nin her yerinde torunları var. Tahminime göre 450 torunu var. Büyük ablam ile arasında 7 yaş görünüyor, bu da kimliğe yaşının yanlış vurulduğunu ortaya çıkarıyor. Annemin gerçek yaşının ortaya çıkarılması için çalışma yapılmasını istiyoruz” dedi.


Annesiyle aralarında 7 yaş fark görünen Telliye Tayurak ise, “Annemin yaşı çok, bunu biliyoruz. Benim yaşım 100’e dayandı. Çok şükür sağlığı yerinde, ben babamı görmedim. Geçmişe ait çok fazla şey hatırlamıyorum” diye konuştu. Habertürk

6 Eylül 2016 Salı

Hükümet 14 bin öğretmen için harekete geçiyor

Diyarbakır'da konuşan Başbakan Binali Yıldırım, "Bu bölgede görev yapan, terörle bir şekilde iç içe olmuş 14 bin öğretmen olduğu tahmin ediliyor. Ancak bunların ne kadarının doğrudan terör örgütüyle ilişkili olduğu, ne kadarının olmadığı yapılacak incelemelerle, soruşturmalarla ortaya çıkacak. Bayramdan sonra okullar açılıyor, Milli Eğitim Bakanımız ile konuştuk, tedbir olarak üzerinde şüphe bulunan, gerekli tespitleri yapılan bütün öğretmenler açığa alınacak, yeni ders döneminde bunlara görev verilmeyecek" dedi.


Başbakan Binali Yıldırım, “Doğu ve Güneydoğu Yatırım Destek Hamlesi Tanıtım Programı” ve toplu açılış törenine katılmak için geldiği Diyarbakır’da, sivil toplum kuruluşları temsilcileri ve kanaat önderleriyle bir araya geldi.

Darbe girişiminden önce PKK ve FETÖ’nün bir araya gelip, plan yaptığına işaret eden Yıldırım, “15 Temmuz’dan sonra işler kötü gidince FETÖ tekrar randevu istiyor. Yeniden bir araya geliyorlar ve bölücü terör örgütünden başka taleplerde bulunuyorlar. Bu da, ‘Efendim bu işi halledemedik, bari Cumhurbaşkanına, Başbakanına suikast yapın da maliyeti neyse verelim.’ Alçaklığın bu kadarını görmedi bu millet. Bunların hepsinin hesabı görülecek" dedi.

Yıldırım şöyle konuştu: "Yolları mayınlayan, insanların üzerine bombaları atan, bu milletin fidan gibi yavrularını toprağa düşüren alçaklara bu millet dersini verecek. Hedefimiz, amacımız terörü Türkiye’nin gündeminden düşürmek, Türkiye’nin gündeminden terörü düşüremezsek, burada yatırım alanları da, fabrikalar da hayal olur, gecikir. En büyük varlık yaşamdır. İnsan hayatının tehlikede olduğu yerde ne ticaret konuşulur, ne iş konuşulur, ne de gelecek konuşulur.

Onun için devlet olarak, hükümet olarak birinci görevimiz Türkiye’nin her karışında vatandaşımızın rahatça seyahat etmesini sağlamak. Can korkusu yaşamadan bunu temin etmek. Terör örgütlerinin sivillere, askere, polise ve korucuya zarar verecek durumdan tamamen çıkarmak. Bütün bunlar sağlanınca operasyonlar duracak. Aksi halde operasyonlar artarak, devam edecek. Terör örgütü PKK’nın ‘Kürtler’ diye bir sorunu yok. Ancak Kürt ve Türklerin PKK sorunu var. Bunu çözmenin yolu da millet ve devlet arasından kana doymayan eşkıyaları çıkarmak. Başka çaremiz yok.”

“Öğretmenlerle ilgili sözlerim yanlış anlaşıldı”

İki gün önce yaptığı bir konuşmada, öğretmenlerle ilgili yaptığı açıklamanın yanlış anlaşıldığına da dikkat çeken Başbakan Binali Yıldırım, sözlerini şöyle sürdürdü: “İki gün önce bir konuşmamda bölgedeki öğretmenlerle ilgili bir şey söylemiştim. Orada belli ki bir yanlış anlaşılma var. Bu bölgede görev yapan, terörle bir şekilde iç içe olmuş 14 bin civarında öğretmen olduğu tahmin ediliyor. Bunların ne kadarının doğrudan ilişkili olduğu, olmadığı yapılacak incelemelerle teftişlerle, soruşturmalarla ortaya çıkacak. Okul zamanı geliyor, bayramdan sonra okullar açılıyor.

MEB bakanımızla görüştük, üzerinde şüphe bulunan bütün öğretmenler açığa alınacak, yeni ders görevinde bunlara görev verilmeyecek. Bunun yerine yeni baştan öğretmenlerimizi buraya göndereceğiz. Öbürleri ne olacak? Öbürleri de FETÖ’cülerin başına ne geldiyse onların başına da aynı şey gelecek. Sadece öğretmenlerle sınırlı değil. Terör sadece dağda değil, devletin içinde de var. Devletin yerel yönetimi içinde de var. Terörle haşır neşir olmuş bütün kamu görevlilerinin üzerine gideceğiz. Onları da tek tek ayıklayacağız. Aksi halde bu mücadeleyi sadece silahla kırda, şehirde yapamayız." cnntürk

10 Ağustos 2016 Çarşamba

Gülen hakkında resen yakalama kararı çıkartıldı

Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığ'ınca, Fethullahçı Terör Örgütü (FETÖ) elebaşı Fethullah Gülen hakkında resen yakalama kararı çıkartıldı.


Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığından yapılan açıklamada, "Cumhuriyet Başsavcılığımızca FETÖ/PDY'ye finans sağlama ve terör örgütü üyeliği suçları ile ilgili yürütülen soruşturma kapsamında Selahattin Eyyubi Üniversitesi'ne ait tüm yerleşkeleri ile üniversitenin bağlı bulunduğu İhtiyat Eğitim Kültür ve Sağlık Vakfı'nın merkezi ile tüm birimlerinde arama el koyma ve dijital inceleme işlemleri yapılmasına karar verilmiştir.

cnntürk'ün haberine göre; Ayrıca, Cumhuriyet Başsavcılığımızca FETÖ/PDY'ye yönelik 'darbeye teşebbüs' suçundan yürütülen soruşturma kapsamında şüpheli Fethullah Gülen hakkından resen yakama kararı çıkartılmıştır" denildi.

21 Temmuz 2016 Perşembe

Dicle Üniversitesi Rektörü Saraç gözaltına alındı

Dicle Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ayşegül Jale Saraç, Diyarbakır Emniyet Müdürlüğü ekiplerince gözaltına alındı.


YÖK tarafından, "Yürütülen bazı soruşturmaların selameti açısından" açığa alınan Dicle Üniversitesi Rektörü Saraç, Diyarbakır Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü ekiplerince, rektörlük makamında gözaltına alındı. Saraç, Terörle Mücadele Şube Müdürlüğüne götürüldü.
Saraç'ın açığa alındığının YÖK tarafından açıklanmasının ardından, bazı belgelerin kaçırılacağı ihbarını alan polis, rektörlük binasında arama başlattı. Aramada, bazı belge ve dokümanlara el konuldu.

Ekiplerin binadaki arama çalışmaları sürüyor.

Öte yandan bazı vatandaşlar, Rektörlük binası önünde FETÖ'nün darbe girişimine tepki göstererek, slogan attı. Hürriyet


15 Haziran 2016 Çarşamba

Şehidin Vietnamlı eşine maaş neden bağlanmadığı ortaya çıktı

Diyarbakır'ın Yenişehir İlçesi'nde geçen yıl 23 Temmuz'da şehit edilen Zonguldaklı trafik polisi 37 yaşındaki Tansu Aydın'ın eşi Vietnamlı Vu Yhuy Tuanvi Aydın'a, Vietnam'da, ölen Vietnamlıların Türk eşlerine maaş bağlanmadığı için 'mütekabiliyet' (devletler arası ilişkilerde karşılıklı olma durumu)esası gereği şehit maaşı bağlanmadığı ortaya çıktı.


Vietnamlı Vu Yhuy Tuanvi Aydın, Zonguldaklı şehit polis Tansu Aydın’ın cenaze töreninde Budist inancına gören dua edip ağıtlar yakarak, tabutun yanına uzanıp gözyaşı dökerek herkesi duygulandırmıştı. Yasalara göre Türk vatandaşı olabilmek için evlendikten sonra 3 yıl beklemesi gereken Tuanvi Aydın, Bakanlar Kurulu kararıyla eşi şehit olduktan 2 hafta sonra Türk vatandaşı oldu. Ancak, Tuanvi Aydın’a şehit maaşı bağlanmadı.

Eski Başbakan Ahmet Davutoğlu, basında çıkan haberlerin ardından şehit eşine maaş bağlanması talimatı verdi. Buna rağmen Tuanvi Aydın’a şehit maaşı bağlanmadı.

MÜTEKABİLİYET ESASI

Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı’ndan Tuanvi Aydın’a gönderilen yazıda, 5434 sayılı kanunda yer alan, ‘Türk vatandaşlarıyla evlenmiş yabancı uyruklu kadınlara, Türkiye’de ikamet ettikleri sürece, mütekabiliyet (devletler arası ilişkilerde karşılıklı olma durumu) esası dikkate alınarak aylık bağlanır’ hükmüne yer verildi. Yazıda şöyle denildi:

“Vietnam Sosyalist Cumhuriyeti Sosyal Güvenlik Kuruluşlarınca bu ülkede ikamet etmek koşulu ile mütekabiliyet esasına göre aylık bağlanıp bağlanmadığının bildirilmesi istenmiş, Dışişleri Bakanlığı Konsolosluk İşleri Genel Müdürlüğü’nden cevaben alınan yazıda Türk vatandaşı ile evli olan Vietnam Sosyalist Cumhuriyeti vatandaşlarının ölümü halinde Türk vatandaşı olan eşlerine Vietnam Sosyalist Cumhuriyeti sosyal güvenlik kuruşlarınca aylık bağlanamayacağı görülmüştür. Bu nedenle eşiniz Tansu Aydın’dan dolayı tarafınıza aylık bağlanmasına imkan bulunmamaktadır.”


ŞEHİT EŞİNDEN TEPKİ

Geçen Şubat ayında ilk eşinden olan çocukları Eliz ve Lucky ile ülkesine dönen Tuanvi Aydın, sosyal medya üzerinden karara tepki gösterdi. Liderlerin sözünde durması ve sorumluluklarını yerine getirmesi gerektiğini ifade eden Tuanvi Aydın, şöyle dedi:

“Liderlerin temel görevlerinden biri de benim gibi şehit polis eşlerini savunmak ve mümkün olduğunca en kısa sürede onlara fırsatlar yaratmaktır. Ama maalesef benim durumumda öyle yapmadılar ve herkes sorumluluğunu bir üst makama yükledi.

Daha saçma olan da Türk makamlarının Vietnam makamlarına benim şehit maaşını alıp alamayacağımı sormaları. Bu sadece sorumsuzca sorunu çözmemeye çalışmaktır. Hangi yasa ve hukukla bir şehit eşinin maaşına yetkililer el koyabilir? Benim şehit eşim vatana hizmet dışında ne yaptı ki eşine bu zulüm yapılıyor? Şehit olmanın geride bıraktıklarına ödülü onları kahretmek midir?”

Eşiyle severek ve ailesinin desteği ile yasal olarak evliyken bu durumun başlarına geldiğini söyleyen Tuanvi Aydın, “Ben bir mülteci gibi devletten dilenmiyorum. Yasal hakkım olan ve Ahmet Davutoğlu’nun da söz verdiği gibi şehit maaşımı istiyorum” dedi. DHA

‘Cenazaye bile gelmedi, 96 bin lirayı aldı’

Diyarbakır'da 24 Mart 2016 tarihinde Bingöl karayolu üzerindeki Mermer Jandarma Karakolu’na terör örgütü PKK'lılarca düzenlenen bombalı saldırıda şehit olan Jandarma Uzman Onbaşı Sabri Acem için 96 bin liralık ölüm yardımının boşanma davası açan eşi Ayşegül Acem’e ödenmesine şehidin ailesi tepki gösterdi.


Jandarma Uzman Onbaşı Sabri Acem (26), 2014'te Ayşegül Acem ile evlendi. Şiddetli geçimsizlik nedeniyle düğünden 2 ay sonra genç kadın evini terk edip, 23 Eylül 2014'te boşanma davası açtı. Sabri Acem ise girdiği sınavları kazanarak jandarma uzman onbaşı oldu. Sabri Acem, 2015'te Ölüm Yardım Beyannamesi doldurup, ‘Görevdeyken ölmesi halinde ölüm yardımının babası, annesi ve kardeşine ödenmesini' talep etti. Boşanma davası devam ederken, Uzman Onbaşı Sabri Acem terör örgütü PKK'nın 24 Mart 2016'da karakola düzenlediği bombalı saldırıda şehit oldu.

Baba Erkan Acem (49) ile anne Seval Acem (48), devlet tarafından oğulları için verilen yaklaşık 96 bin TL'lik ölüm yardımının boşanma aşamasındaki eşi Ayşegül Acem tarafından alındığını öğrenince isyan etti. Oğlunun verdiği beyana rağmen paranın Ayşegül Acem’e verildiğini söyleyen baba Erkan Acem, bu konuyla ilgili 11 Nisan'da Mersin 3. Aile Mahkemesi'nin de ihtiyati tedbir kararı aldığını belirtti. Ancak bunlara rağmen yaklaşık 96 bin TL'nin Ayşegül Acem'in hesabına yatırıldığını, paranın da 27 Nisan'da hesaptan çekildiğini ifade eden baba Acem, devletin gereğini yapmasını istedi.

”EL YAZILI VERASETNAMEMİZ VAR”

Baba Acem, “Oğlum 24 Mart tarihinde şehit olmuştur ve oğlumun sadece 2 aylık bir evlilikle Kıbrıs'ta beraber olduğu Ayşegül ismindeki şahıs oğlumu terk ederek, aldığı maaşı beğenmeyerek, havai bir yaşam isteyerek oğlumu terk etmiştir. Mersin'e gelip 23 Eylül 2014 tarihinde oğluma boşanma davası açmıştır ve oğlum bunu hazmedemeyerek ‘devlete sırtımı dayayacağım, resmi elbiseyi giyeceğim’ diyerek, sınavlara girerek uzman çavuş olarak göreve başladı. Evladımızı 24 Mart'ta kaybettik ve iki senedir arkasını arayıp sormayan bir şahıs, şehidimizin cenazesinde bile olmayan şahıs bankadan 96 bin TL parasını çekebilecek kadar kendini düşürüyor. Oğlumun ayrıca orduda operasyonlara çıkarken ‘Ölüm Yardım Beyannamesi' adı altında el yazısıyla yazılmış bıraktığı bir verasetnamemiz var. Buna rağmen böyle bir şahıs 2 sene sonra ortaya çıkıp, ‘ben mirasçısıyım’ diyebilecek kadar kendini düşürebiliyor. Keşke yanımızda olsaydı, keşke bizim yanımızda, oğlumun yanında sonuna kadar olsaydı bütün haklarımı ben de ona devretseydim. 11 Nisan'da alınmış tedbir kararımız var, ‘bu kız hiçbir hakkını kullanamaz, yardımlardan faydalanamaz' diye. Buna rağmen devletimiz bu insana 27 Nisan'da 96 bin TL ödeyebiliyor. Devlet yetkililerimizden gereğinin yapılmasını arz ediyorum. Yüce Türk adaletine sesleniyorum buradan, anne baba karşısında 26 senelik bir emek ve 2 aylık bir birliktelik, ki kocasını en zor gününde bile terk etmiş, kaçmış bir şahıs 2 sene sonra ortaya çıkıp ‘ben mirasçısıyım’ diyebiliyorsa diyebileceğim başka bir şey yoktur. Yetkililerden adaletin yerine getirilmesini istiyorum” şeklinde konuştu. Sözcü


18 Mayıs 2016 Çarşamba

Bir gecede 36 çocuk yetim kaldı

Diyarbakır'ın Sur ilçesi Dürümlü mezrasında PKK'lı teröristlerin patlayıcı yüklü kamyonu infilak ettirmesi sonucu 36 çocuk yetim kaldı. Patlamada 2 kardeşi, 4 dayısı, amcası ve yeğenlerini kaydeden Ceylan Yaman, "Çok büyük bir acı yaşıyoruz. Bize bunları yaşatanların Allah belasını versin, evimizi yıktılar" dedi.


Diyarbakır'ın Sur ilçesi Dürümlü mezrasında, PKK'lı teröristlerce gerçekleştirilen katliamda yakınlarını kaybedenlerin yaşadığı büyük acı dinmiyor.

Dürümlü'de hayatını kaybedenler için Tanışık köyünün bir tarafında erkekler, diğer tarafında ise kadınlar, başsağlığı dileklerini kabul ediyor. 

İl merkezi ile çevre köylerden gelen çok sayıda kişi, taziyeevlerine giderek, katliamda yakınlarını kaybedenleri teselliye çalışıyor. Kadınlar, kendileri için kurulan taziyeevinde, evlatları, eşleri ve yakınları için Kürtçe ağıtlar yakıyor.

Gözyaşları dinmeyen kadınlar, kucaklarında küçük yaşta yetim kalan çocukları göstererek, terör örgütü PKK'ya duydukları nefreti dile getiriyor.

Patlama sonucu yetim kalan 36 çocuk, yaşananlardan habersiz köy meydanında oynarken, onları görenlerin ise yüreği burkuluyor.

Patlamada 2 kardeşi, 4 dayısı, amcası ve yeğenlerini kaydeden Ceylan Yaman, AA muhabirine, olayın yaşandığı 12 Mayıs'ta amcasının ölümü nedeniyle erkeklerin taziyeevinde bulunduğunu söyledi.

Katliamda hayatını kaybedenlerin büyük çoğunluğunun köy dışında inşaat ve taş ocaklarında çalıştığını, taziye için köye geldiğini anlatan Yaman, duydukları şiddetli patlamanın ardından gittikleri olay yerinde korkunç bir manzarayla karşılaştıklarını vurguladı.

"GÜZEL GÜNLERİMİZ GERİDE KALDI"

Akrabalarının cesetlerinin parçalarını topladıklarını kaydeden Yaman, şöyle devam etti:

"Çok büyük bir acı yaşıyoruz. Bize bunları yaşatanların Allah belasını versin. Evimizi yıktılar. Olayda Yaman ailesinden 10 kişi hayatını kaybetti. Dayımlar da Yakar ailesinden. Ölenler arasında kardeşlerim, dayılarım, amcam ve yeğenlerim vardı. Ağabeyim Gerçek, oğlu Davut, amcam Ramazan, oğulları Mehmet Sait ve Ahmet Yaman hayatını kaybetti. Köyde yaşayanların hepsi akraba. Ölenler arasında nişanlı, askere gidecek ve yeni evli gençler de vardı. Hepsi çok iyiydi. Daha birkaç ay evvel düğünümüz vardı. Hepimiz bir aradaydık. Köyümüz çok güzeldi ama böyle bir acıyla güzel günlerimiz geride kaldı."

Yaman, köyde yaşayan herkesin geçim ve çocukları okutmanın derdinde olduğunu, böylesi bir olayla sarsıldıklarını belirtti.

"YÜREĞİM YANIYOR"

Leyla Yaman (17) ise patlamada babası Gerçek ile kardeşi Davut'u kaybetmenin acısını yaşadığını dile getirerek, "Yüreğim yanıyor. Bize bunları nasıl yaşatırlar? Babam ve kardeşim öldü" diye konuştu.

Bingöl'ün Genç ilçesinde 9 Mayıs'ta teröristlerce gasbedilen, yaklaşık 15 ton patlayıcının bulunduğu kamyonu 12 Mayıs gecesi Diyarbakır'da saklamak isteyen PKK'lılara tepki gösteren vatandaşların, aracın bölgeden çıkması için yaptığı takip sırasında patlama meydana gelmişti.
Patlamanın şiddeti kentin birçok ilçesinde hissedilmiş, olay yerinde yaklaşık 20 metre genişliği ve 4 metre derinliğinde çukur oluşmuştu. Olayda 16 kişi hayatını kaybetmiş, 23 kişi yaralanmıştı. PKK'nın gerçekleştirdiği saldırı, 36 çocuğun yetim, 8 kadının dul kalmasına neden olmuştu.  (hürriyet.com.tr)

24 Nisan 2016 Pazar

Diyarbakır’da iş bırakma eylemi yapan 4 bin 900 öğretmene soruşturma

Diyarbakır’da, Milli Eğitim Müdürlüğü tarafından geçen Aralık ayında 1 günlük grev, sevk ve 1 saatlik derse girmeme eylemlerine katıldıkları belirtilen Eğitim-Sen’e üye 4 bin 900 öğretmen hakkında soruşturma açıldığı belirtildi. Eğitim-Sen 1 No’lu Şube Başkanı İkram Atabay, öğretmenlerin ifadelerinin alındığını söyledi. Sendikanın şube sekreteri Nuri Özdemir ise, soruşturmalar nedeniyle eğitim kalitesinin düştüğünü ve öğretmenlerin iş yapamaz hale geldiğini öne sürdü.

Diyarbakır’da KEKS’e bağlı Eğitim-Sen 1 No’lu Şube Başkanı İkram Atabay, Milli Eğitim Müdürlüğü’nün 14 Aralık’ta Eğitim-Sen Merkezi’nin Diyarbakır için aldığı ’Hastaneye sevk’, 21 Aralık’ta ’1 saatlik derse girmeme’ ve KESK’in 29 Aralık’taki ’1 günlük iş bırakma’ eylemine katılan 4 bin 900 öğretmen hakkında soruşturma açıldığını söyledi. Soruşturma kapsamında eyleme katılan Eğitim-sen üyelerinin ifadelerinin alınmaya devam edildiğini söyleyen Atabay, "Diyarbakır’da 9 bin 950 üyemiz bulunmaktadır. Eylemler sendikal faaliyetler ve genel merkezin aldığı kararlar doğrultusunda gerçekleştirilmiştir. Sendikal eylemler, Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) Sözleşmesi ile güvence altına alınmıştır" diye konuştu.

"MİLLİ EĞİTİM AYNUR ADINDA ÖĞRETMENİ ARIYOR"

Eğitim-Sen 1 No’lu Şube Sekreteri Nuri Özdemir ise, yapılan soruşturmalar nedeniyle eğitim kalitesinin düştüğünü ve öğretmenlerin iş yapamaz hala geldiğini söyledi. Traji-komik soruşturmalar açıldığını söyleyen Özdemir, şöyle dedi:

"Geçen Milli Eğitim’den Aynur adında bir üyemizi çağırmışlar. Kendisi de ifade vermeye gittiğinde şok bir durum ile karşılaşmış. Kendisine, Aynur adında bir öğretmenin dış basına Türkiye devletine hakaret eder nitelikle demeç verdiğini ve Diyarbakır’da tespit ettikleri Aynur adındaki 24 öğretmeni tespit ettiklerini ve bunların içerisinde demeç veren Aynur’u aradıklarını söylemişler. Bir eğitimcinin karşılaştığı durumu gösteren en bariz örneklerden biridir. Bölgenin şartları nedeniyle güç koşullarda eğitim veren öğretmenleri bu soruşturmalar ile iş yapamaz hale getiriyorlar."
Ferit ASLAN/DİYARBAKIR, (DHA)

5 Nisan 2016 Salı

Diyarbakır’daki bombalı saldırıda şehit sayısı 8′e yükseldi

Perşembe günü gerçekleştirilen hain saldırıda yaralanan komiser yardımcısı Tamer Aktaş hastanede şehit oldu.

Diyarbakır’da geçtiğimiz hafta perşembe günü polis servis midibüsüne PKK’lı teöristlerin bomba yüklü araçla düzenlediği ve 7 polisin şehit olduğu saldırıda ağır yaralanan ve hastanede tedavi altında bulunan komiser yardımcısı Tamer Aktaş da bugün şehit oldu.

Diyarbakır’ın merkez Bağlar İlçesi, Bağcılar Mahallesi’nde PKK’lılar perşembe akşamı bomba tuzakladıkları otomobili zırhlı polis servis midibüsü geçerken uzaktan kumanda ile infilak ettirdi. Saldırıda polis memurları Alper Zor, Necdet Alıcı, Fatih Mehmet Ertuğrul, Mustafa Yiğitalp, Serkan Talan, Mustafa Karakaya ve İlyas Kaygusuz şehit olurken, 13′ü polis 30 kişi de yaralandı.
Yaralılar arasında bulunan ve Diyarbakır Asker Hastanesi’nde tedavi altında bulunan komiser yardımcısı Tamer Aktaş da bugün şehit oldu. Saldırıda şehit olan polis sayısı da 8′e yükseldi.
Gümüşhane nüfusuna kayıtlı evli ve 1 çocuk babası olan şehit komiser yardımcısı Tamer Aktaş, Diyarbakır Emniyet Müdürlüğü’nde düzenlenecek törenin ardından toprağa verilmek üzere memleketine uğurlanacak. (DHA)

3 Nisan 2016 Pazar

Bu okulda 1280 öğrenciden sadece 2’si erkek

Diyarbakır Merkez Yenişehir İlçesi’ndeki Dicle Mesleki ve Teknik Anadolu Lises’inde eğitim- öğrenim gören toplam 1280 öğrenciden sadece 2’si erkek.


Dicle Kız Teknik ve Meslek lisesi olan ve sadece kızların okuduğu okulun adı ve vasfı bu yıl değişince, iki erkek öğrencinin seçtikleri bölüm nedeniyle bu okulda eğitim gördükleri belirtildi.
Merkez Yenişehir ilçesi Aziziye Mahallesi’nde bulunan Dicle Kız Teknik ve Meslek Lisesi’nin adı, bu yıl Yenişehir Dicle Mesleki ve Teknik Anadolu lisesi olarak değiştirildi. Okulda toplam 1280 öğrenci eğitim görürken, bu öğrencilerden sadece 2’sinin erkek olduğu belirtildi. 75 öğretmenin görev yaptığı 27 derslikli okulda Bilişim Teknolojileri, Çocuk Gelişimi ve Eğitimi, Grafik ve Fotosğrafçılık, Yiyecek- İçeçek Hizmetleri ve Güzellik ve saç bakımı bölümleri bulunurken, iki erkek öğrencinin Grafik ve Fotoğraçılık ile Yiyecek- İçecek Hizmetleri bölümünde okudukları kaydedildi. 2 erkek öğrencinin, okudukları bölümün başka okulda olmaması nedeniyle nakil ile bu okula geldikleri bildirildi. DHA

2 Nisan 2016 Cumartesi

Bursa’da şehit dualarla uğurlandı!

Diyarbakır'da şehit olan özel hareket polisi iki çocuk babası İlyas Kaygusuz, Bursa’da dualarla son yolculuğuna uğurlandı.


Diyarbakır’da dün polis servisine PKK’lı teröristlerce düzenlenen saldırıda şehit olan özel hareket polisi iki çocuk babası İlyas Kaygusuz, Bursa’da dualarla son yolculuğuna uğurlandı.

Diyarbakır’ın merkez Bağlar ilçesinde şehit düşen 27 yaşındaki İlyas Kaygusuz için Mihraplı Camii’nde ikindi namazının ardından cenaze töreni düzenlendi. Cenazeye şehit eşi Merve, annesi Mücadiye, baba Ethem ve şehit kardeşi Mücahit Kaygusuz ile diğer aile yakınları, Vali Münir Karaloğlu ve binlerce vatandaş katıldı.

Şehidin eşi ve annesinin tabuta sarılarak ağlaması karşısında kardeşi Mücahit Kaygusuz, ağlamayacaklarını söyledi. Şehit kardeşi, “Ağlamamızı bekleyenler hiç beklemesin. Ağabeyim ölmedi. Şehitler ölmez, vatan bölünmez. Bu bayrak için bin şehit versek yine de yıkılmayız. Herkes bunu böyle bilsin.” diye bağırdı.

Müftü Mehmet Emin Ay’ın namazını kıldırmasının ardından cenaze bir süre aile yakınlarının omuzlarında taşındı. Ardından polisler tarafından arabaya konuldu. Şehidin naaşının taşınması sırasında tabutun yanında yürüyen şehit eşi fenalaşarak yere yığıldı.

Kaygusuz’un naaşı, Hamitler Polis Şehitliği’ne defnedildi.




1 Nisan 2016 Cuma

Erdoğan: En büyük güven kaynağımız milletimizin sabrı

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Diyarbakır'da meydana gelen hain terör saldırısıyla ilgili açıklama yaptı.

Erdoğan, “Bu zorlu süreçte en büyük güven kaynağımız, başta bölgedeki kardeşlerimiz olmak üzere aziz milletimizin sabrı, basireti ve desteğidir.” dedi.

Cumhurbaşkanlığı internet sitesinde yer alan açıklama şu şekilde: “Diyarbakır’da 31 Mart Perşembe günü terör örgütünün gerçekleştirdiği bombalı saldırıyı lanetliyor, saldırıda şehit olan 7 emniyet mensubumuza Allah’tan rahmet, ailelerine, yakınlarına ve aziz milletimize başsağlığı diliyorum. Saldırıda yaralanan güvenlik güçlerimize ve sivil vatandaşlarımıza Rabbimden acil şifalar temenni ediyorum. Güvenlik güçlerimizin kararlı ve hassas mücadeleleri neticesinde büyük bir darbe alan ve kendi kazdığı hendeğe gömülen terör örgütü, bu tür hain saldırılarla yaşadığı yıkımı gizlemeye çalışmaktadır.

Terörle mücadelemiz bu menfur eylemlerle asla sekteye uğramayacak, kararlı bir şekilde devam edecektir. Bu zorlu süreçte en büyük güven kaynağımız, başta bölgedeki kardeşlerimiz olmak üzere aziz milletimizin sabrı, basireti ve desteğidir. İnsanlık dışı yüzünü saldırılarıyla defalarca ifşa eden terör örgütüne karşı uluslararası toplumun da ilkeli ve tutarlı bir duruş sergilemesini bekliyoruz. Diyarbakır’da şehit düşen polislerimize tekrar Allah’tan rahmet, yaralılarımıza acil şifalar, milletimize başsağlığı diliyorum.”

3 ilde hain saldırı! 10 şehit 30 yaralı

Diyarbakır Bağlar'da dün akşam saatlerinde meydana gelen bombalı saldırıda 7 polis memuru şehit düştü. Mardin ve Hakkari'den de acı haberler geldi.


PKK’lı teröristler bugün akşam saatlerinde, polis servis aracının geçişi sırasında yol kenarına park ettikleri bomba yüklü aracı uzaktan kumandayla infilak ettirdi. Saldırıda 7 polis şehit oldu, 13′ü polis 14′ü sivil olmak üzere 27 kişi de yaralandı. Mardin Nusaybin’deki saldırıda ise 2 asker şehit düştü. Bir acı haber de Hakkari Yüksekova’dan geldi.

Saldırı, merkez Bağlar İlçesi’nin kent merkezine yaklaşık 20 kilometre uzaklıkta bulunan Şanlıurfa karayolu üzerindeki Bağcılar Mahallesi’nde saat 17.00 sıralarında meydana geldi. Diyarbakır’a başka illerden takviye olarak gelen polisleri taşıyan Çevik Kuvvet’e ait zırhlı midibüs, Evrim Alataş Caddesi üzerinde kavşağı döndüğü sırada, teröristler yol kenarına park ettikleri bomba yüklü aracı uzaktan kumanda ile infilak ettirdi.

Şiddetli patlamada midibüs büyük hasar görürken saldırıda; başpolis memuru Alper Zor, polis memuru Necdet Alıcı, polis memuru Fatih Mehmet Ertuğrul, polis memuru Mustafa Yiğitalp, polis memuru Serkan Talan, polis memuru Mustafa Karakaya, polis memuru İlyas Kaygusuz polis şehit oldu, 13′ü polis 14′ü sivil olmak üzere 27 kişi de yaralandı.


Saldırının duyulmasının ardından bölgeye çok sayıda ambulans, takviye polis ekipleri ile itfaiye sevk edildi. Yaralılar ambulanslarla kentteki olay yerine en yakın resmi ve özel hastanelere kaldırılarak tedavi altına alındı.

Saldırının meydana geldiği bölge polis ekipleri tarafından güvenlik şeridi ile kapatıldı. Polis, saldırıyı gerçekleştiren teröristleri etkisiz hale getirmek için geniş çaplı operasyon başlattı.

MARDİN’DE BOMBALI SALDIRI

Mardin’in Nusaybin İlçesi’nde devam eden operasyonlarda da  ilgili haber yapmaya gelen gazetecilerin de içinde bulunduğu zırhlı araca PKK’lı teröristlerin düzenlediği bombalı saldırıda ise Uzman Çavuş Gökhan Alıcı ile Uzman Çavuş Emre Sarıtaş şehit oldu, 6 kişi de yaralandı.

HAKKARİ’DE BİR ŞEHİT
Hakkari Yüksekova’daki hain saldırıda ise bir özel harekat memuru şehit düştü. Sözcü


31 Mart 2016 Perşembe

Diyarbakır'da hain saldırı! 6 şehit 23 yaralı

Diyarbakır- Şanlıurfa karayolunun Otogar Mevkii'nde teröristler polis servis midibüsü geçerken yol kenarındaki bomba yüklü aracı infilak ettirdi. AA'nın geçtiği habere Merkez Bağlar ilçesinde polis servis aracının geçişi sırasında teröristlerce düzenlenen bombalı saldırıda ilk belirlemelere göre 4 polis şehit oldu, aralarında sivillerin de bulunduğu 14 kişi yaralandı. Reuters ise geçtiği son haberinde şehit sayısını 6 olarak duyurdu. 


TERÖRİSTLER UZAKTAN KUMANDAYLA PATLATTI

Diyarbakır'da PKK'lı teröristler bugün akşam saatlerinde, polis servis aracının geçişi sırasında yol kenarına park ettikleri bomba yüklü aracı uzaktan kumandayla infilak ettirdi. Saldırıda ilk bilgilere göre 4 polis şehit oldu, araçtaki diğer 8 polis ile çevredeki 6 vatandaş yaralandı. Hastanelere kaldırılan 14 yaralı tedaviye alındı. Reuters haber ajansı bir güvenlik yetkilisine dayandırdığı son haberinde şehit sayısını 6 olarak duyurdu. Yaralı sayısının 23 olduğu yönünde bilgiler de geliyor.
Saldırı, merkez Bağlar İlçesi'nin kent merkezine yaklaşık 20 kilometre uzaklıkta bulunan Şanlıurfa karayolu üzerindeki Bağcılar Mahallesi'nde bugün saat 17.00 sıralarında meydana geldi. Diyarbakır'a başka illerden takviye olarak gelen polisleri taşıyan Çevik Kuvvet'e ait zırhlı midibüs, Evrim Alataş

Caddesi üzerinde kavşağı döndüğü sırada, teröristler yol kenarına park ettikleri bomba yüklü aracı uzaktan kumanda ile infilak ettirdi.

Şiddetli patlamada midibüs büyük hasar görürken araçta bulunan 12 polisten 4'ü şehit oldu, 8 polis ile çevrede bulunan 6 vatandaş yaralandı. Bomba yüklü araç parçalanırken çevredeki binaların camları kırıldı.

Saldırının duyulmasının ardından bölgeye çok sayıda ambulans, takviye polis ekipleri ile itfaiye sevk edildi. Yaralılar ambulanslarla kentteki olay yerine en yakın resmi ve özel hastanelere kaldırılarak tedavi altına alındı. Yaralı polislerden 3'ünün durumunun ağır olduğu öğrenildi.

Saldırının meydana geldiği bölge polis ekipleri tarafından güvenlik şeridi ile kapatıldı. Polis, saldırıyı gerçekleştiren teröristleri etkisiz hale getirmek için geniş çaplı operasyon başlattı.
Reuters, bir güvenlik yetkilisine dayandırdığı haberinde şehit sayısını 6 olarak duyurdu.

30 Mart 2016 Çarşamba

tecavüz sanığına ''iyi hal'' indirimi

16 yaşındaki bir kızı kaçırarak demir sopa ile dövdüğü ve cinsel istismarda bulunduğu iddiasıyla 24 yıl hapis istemiyle yargılanan sanığın ''iyi hal'' nedeniyle 6 ay 7 güne indirilen cezası, bir daha suç işlemeyeceğine kanaat getirilerek ertelendi.


İki yıl önce polise başvuran 58 yaşındaki E.Ö. isimli kadın, N.B.'nin (16) evi terk edip, arkadaşı S.A.'nın (22) yanına gittiğini ve en son kendisini arayıp ''Anne beni kurtar'' dediğini söyledi.
Bunun üzerine operasyon yapan polis N.B.'yi tutulduğu evde, kapısı kilitli bir odada bulurken, şüpheli S.A. gözaltına alındı. Tutuklanan S.A. hakkında Diyarbakır 6'ncı Ağır Ceza Mahkemesi'nde açılan davada 'nitelikli cinsel istismar' ve 'kişiyi hürriyetinden yoksun kılma' suçlamalarıyla 9 yıldan 24 yıla kadar hapis cezası istedi. Savcı, mağdurun uğradığı cinsel saldırı sonucu ruh sağlığının bozulduğunu belirtti.

Bir ay sonra tahliye edilip tutuksuz yargılanan sanık S.A. savunmasında, "N.B.'yi arayıp birlikte kaçmayı teklif ettim. Kendisi de kabul etti. Zorla bir şey olmadı. Bir gün sonra annesi babamla konuşmuş. Ailesi 50 bin lira başlık parası istemiş. Babam 15 bin lira teklif etmiş. Kendi rızasıyla cinsel ilişkiye girdik. Kesinlikle zor kullanıp, darp etmedim" dedi.

"SÜREKLİ OKULUMA GELİP...''

Mağdur N.B. ise sanık S.A. ile internette tanıştığını belirterek, "Sürekli okuluma gelip takip ediyordu. Olay günü önemli şeyler konuşacağını söyleyince taksiye bindim. Beni eve götürdü. Her seferinde zorla ilişkiye girdi" ifadesini kullandı.

Sanık S.A.'nın telefonu ile fırsat buldukça annesini aradığını, yakalandığında ise dayak yediğini belirten N.B., "Polis gelince ağabeyi beni sakladı ve evde kimse olmadığını söyledi. Polis arama yapınca beni buldu. Rızamla ilişkiye girmedim. İlişkiye girmeyi kabul etmeyince beni demir sopa ile döverek zorla birlikte oldu" diye konuştu.

Mağdurun annesi E.Ö. ise, "Kızım beni arayarak 'Bunlar beni satacak. Beni kurtar' dedi. Evlerinin kapısına kadar gittim. Kızımı benden sakladılar. Kızım döndükten sonra sanığın kendisine işkence ettiğini söyledi" diye ifade verdi.

SAVCI: RIZASI VAR

Esas hakkındaki görüşünü açıklayan savcı, 15 yaşından büyük mağdurun olayda rızası olduğunu belirterek, sanığın 'Kişiyi hürriyetinden yoksun kılma' suçundan beraatını istedi. Sanığın 'Çocuğun nitelikli cinsel istismarı' suçundan yargılandığını belirten savcı, mağdurun rızası bulunduğunu, şikayetinin de devam ettiğini kaydetti.

Suçun 'Reşit olmayanla cinsel ilişki' kapsamında kaldığını belirten savcı, S.A.'nın 6 aydan 2 yıla kadar hapisle cezalandırılmasını istedi.

Kararı açıklayan mahkeme sanık S.A.'nın 'Kişiyi hürriyetinden yoksun kılma' suçundan beraatına hükmetti. Sanığı 'Çocuğun nitelikli cinsel istismarı' yerine 'Reşit olmayanla cinsel ilişki' suçundan 7 ay 15 gün hapis cezasına çarptıran mahkeme, duruşmadaki iyi hali nedeniyle cezayı 6 ay 7 güne indirdi, ardından yeniden suç işlemeyeceği kanaati ve suç nedeniyle herhangi bir maddi zarar oluşmadığı gerekçesiyle cezanın ertelenmesine hükmetti.

Mahkeme gerekçeli kararında, dosyaya sunulan fotoğraflara göre sanığın mağdureyi hukuka aykırı alıkoyduğuna dair delil elde edilmediğini belirtti. N.B.'nin ailesinin başından beri olaya dair bilgi ve rızası olduğunu belirten mahkeme, sanık ve mağdurun kendi özgür iradeleri ile cinsel ilişkiye girdiğini vurguladı. Eylemin mağdurun rızası dışında gerçekleştiğine dair delil bulunmadığı kaydedilen kararda, sanığın yeniden suç işlemeyeceği konusunda olumlu kanaate varıldığı ifade edildi.

AVUKATI TEMYİZ ETTİ

Mağdur N.B.'nin avukatı Gazal Bayram Koluman, mahkemenin kararını temyiz etti. Yargıtay'a başvurusunda sanığın kendisini İngilizce öğretmeni olarak tanıttığını belirten avukat Koluman dilekçesinde, "Mağdur evde üvey babası ile tartışınca evi terk edip, sanığı arıyor. Sanık mağduru kendi evine götürüyor ve bir ay alıkoyuyor. Anne günlerce kızına ulaşamıyor. Mağdur bulunduğu zaman vücudunda darp olduğu raporla tespit edildi. Bu rapor zorla alıkoyma delili iken mahkeme rızaya dayandırıp beraat verdi. 18 yaş altındaki her çocuğa yapılan eylemler cinsel istismar kapsamında değerlendirilmeli ve rıza kapsamına alınmamalıdır" dedi. ntvmsnc

25 Mart 2016 Cuma

Bir haftada 26 şehit!

Son bir haftada Hakkari,Mardin, Şırnak ve Diyarbakır'da 11'i polis 15'i asker olmak üzere 26 güvenlik görevlisi şehit oldu, onlarcası da yaralandı.


Son bir yıldır Türkiye’yi alev alev yakan terör ateşi; polis,asker, sivil demeden  gencecik fidanları toprağa düşürmeye devam ediyor. Ankara Kızılay ve İstanbul İstiklal Caddesi’ndeki bombalı saldırıların şokunu yaşayan Türkiye’de Güneydoğu’dan da hemen her gün acı haberler geliyor. Öyle ki son bir haftada 11′i polis, 15′i asker 26 güvenlik görevlisi şehit düştü.
İşte kanlı haftanın bilançosu;

18 MART: 1 POLİS ŞEHİT 6 POLİS YARALI

Sokağa çıkma yasağının sürdüğü Mardin Nusaybin’in Dicle Mahallesi’nde polis ekibine bombalı saldırı yapıldı. Saldırıda, 1 özel harekat polisi şehit oldu, 6 özel harekat polisi de yaralandı.

19 MART: 2′Sİ ASKER 1′İ POLİS 3 ŞEHİT

Mardin’in Nusaybin İlçesi’nde yürütülen operasyon sırasında PKK’lı teröristlerle çıkan çatışmada 1 polis memuru ile 1 asker şehit oldu. Akşam saatlerinde de Fırat Mahallesi’nde yaşanan çatışmada 1 uzman çavuş daha şehit düştü.

20 MART: 2′Sİ POLİS 1′İ ASKER 3 ŞEHİT

Şırnak’ta barikat ve hendeklerin kaldırılması ve il merkezinde bulunan PKK’lıların etkisiz hale getirilmesi için başlatılan operasyon devam ederken, Yeşilyurt mahallesinde çıkan çatışmada 1 asker ve 1 polis şehit oldu.

Mardin’in Nusaybin İlçesi’nde de PKK’lı teröristlerin tuzakladığı el yapımı patlayıcının infilak ettirilmesi sonucu 1 özel harekat polisi şehit oldu, 7 güvenlik görevlisi de yaralandı.

21 MART: 2′Sİ POLİS 4′Ü ASKER 5 ŞEHİT

Mardin’in Nusaybin İlçesi’nde sürdürülen operasyonlarda, Dicle Mahallesi’nde zırhlı aracın geçişi sırasında teröristlerin yerleştirdiği patlayıcının infilak ettirilmesi sonucu zırhlı araç içerisindeki 2 özel harekat polis memuru şehit oldu. Bu hain saldırının ardından devam eden operasyonlarda, teröristlerle sıcak temas sağlandı. Çıkan çatışmada, PKK’lıların patlayıcı ve silahlı saldırısında 3 asker daha şehit oldu.

22 MART : 3′Ü ASKER 3′Ü POLİS 6 ŞEHİT!

Hakkari’nin Yüksekova ilçesinde meydana gelen terör saldırısında 2’si polis 3 kişi şehit oldu, 1’i polis 9 kişi de yaralandı. Aynı gün Mardin’in Nusaybin ve Mazıdağı ilçelerinde düzenlenen kalleş saldırılarda da biri polis 2′si asker 3 güvenlik görevlisi şehit oldu.

24 MART: 2′Sİ POLİS, 3′Ü ASKER 5 ŞEHİT

Mardin’in Nusaybin İlçesi’ndeki operasyonlarda 3 asker şehit düştü. Şırnak merkezde PKK’lı teröristlerle çıkan çatışmada ise 2 Özel Harekat polisi şehit oldu.

25 MART: 3 ŞEHİT

Son olarak bugün, Diyarbakır’da Mermerli Jandarma Karakolu’na bomba yüklü araçla düzenlenen saldırıda  3 asker şehit oldu, 24 asker de yaralandı.
(sözcü.com.tr)