tecavüz etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
tecavüz etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

28 Ekim 2016 Cuma

Canlı yayında suçunu itiraf eden katilin, minik Irmak'ı öldürdüğü kesinleşti

Manisa'nın Alaşehir ilçesinde 4 yaşındaki Irmak Kupal'ın kaybolmasından sonra canlı yayında suçunu itiraf eden Himmet A.'nın, küçük kıza tecavüz ettiği, ardından eliyle boğduğu Adli Tıp raporuyla da kesinleşti.

Alaşehir'de gündelik işlerde çalışan 44 yaşındaki Bilal Kupal ile 27 yaşındaki Suriye Kupal çiftinin Menderes Mahallesi, Elmadağ Caddesi, 2 Sokak'taki evlerinin önünde oynayan kızları Irmak Kupal, geçen 14 Ekim'de ortadan kayboldu.

Arama çalışmalarına rağmen minik Irmak bulunamadı; baba Bilal Kupal'ın şüphelendiğini söylediği Himmet A. ise katıldığı televizyon programında suçunu itiraf etti.

Türkiye'yi şoke eden itiraftan sonra Himmet A.'nın gösterdiği bölgede üç gün arama yapıldı. Evine 2 kilometre uzaklıkta ilk olarak Irmak'ın ayakkabıları bulundun, ardından da bağ içerisinde cesedi bulundu.

Alaşehir'de toprağa verilen Irmak Kupal'a İzmir Adli Tıp Kurumu'nda yapılan otopsinin sonuçları da belli oldu.

Otopsi raporuna göre, Irmak'a tecavüz edildiği, elle boğularak öldürüldüğü saptandı.

Ayrıca, Himmet A.'nın DNA'sı ile tecavüze uğrayan Irmak'tan alınan sperm örneklerinin DNA'sı aynı çıktı. Otopsi raporunun soruşturmayı yürüten Alaşehir Cumhuriyet Başsavcılığı'na gönderildği öğrenildi.

20 Ekim 2016 Perşembe

Çocuk gelin olmakla başlayıp koca şiddetiyle devam eden zor bir hayat

Teve2’de Armağan Çağlayan’ın sunduğu Hepsi Bugün Oldu programına konuk olan şiddet mağduru kadının hikayesi duyanların kanını dondurdu. Genç kadın, hem çocuk gelin hem de koca şiddetine maruz kaldı. Yaşadıklarını Hepsi Bugün Oldu’da anlatan A.B, Armağan Çağlayan’ı ve ekran başındakileri ağlattı.


A.B, henüz 14 yaşındayken görücü usulü ve ailesinin baskısıyla, başlık parası karşılığında hiç tanımadığı biriyle çocuk yaşta evlendirilip Yozgat’a yerleşti. İlk çocuğunu 15 yaşında kucağına aldı. 14 yıllık evlilik süresince 6 çocuk sahibi olan A.B, 18 yaşına gelip resmi nikahı yapıldığında 3 çocuk annesiydi. Evlendiği günden eşinin cezaevine girdiği güne kadar koca şiddetinden kaçamadı.

Evlendiği akşam kocasının ayağının yıkamadığı için şiddetle ilk kez karşılaştı.

Gördüğü şiddete karşın ailesinden ve çevresinden yardım isteyen A.B’nin sesine kimse kulak vermedi. Her yardım talebinin ardından şiddet arttı, ailesi de tehdit edildi.

Kocası zihinsel engelli bir kadına tecavüz etti

Mağdur kadının kocası, zihinsel engelli bir kadına tecavüz etmesi sonrası cezaevine girdi. Daha sonra tecavüz ettiği kadınla anlaşma yoluna giderek evlilik vaadiyle dışarı çıkan adam ilk etapta A.B'nin boşanma talebini kabul etti.  Ancak daha sonra boşanmaktan vazgeçti. A.B'den evleneceği kadına bakmasını istedi. Genç kadın bu isteği yerine getirmeyeceğini söyledi.

Bu tepki A.B'nin eşinin öfkesini daha da artırdı.Genç kadının aktardığına göre kocası “Boşanacaksak da sakat boşanacaksın. Seni öldürmeyeceğim. Yüz üstü yere yat, kolunu bacağını aç. Ölecek yerine gelmesin” dedi. A.B'nin dirsekleri ve dizlerini hedef alarak pompalı tüfekle 7 kez tetiğe bastı.

Sonrasında cerrahi operasyonla genç kadının bacakları kesildi. Kolları dirseklerinden vücuda hala bağlı olsa da ellerini işlevsel olarak kullanamıyor.
“Bu toplumun suçu”

Şiddet mağduru A.B çocukluğundan beri başından geçenleri şöyle aktardı:

“Bu toplumumuzun suçu. 14 yaşında, beni başlık parasıyla veren babamın suçu, veren annemin suçu. Buna suskun kalan toplumumuzun suçu. Bana 15 yaşında doğum yaptığım halde bir şey sormayan hastane ve görevlileri suçlu. Evlilik cüzdanını aldıktan sonra çocukları aynı anda Nüfus Müdürlüğü’ne götürünce oradaki memurlar bile sormadı.”

Çocuklarını ayda bir görebiliyor

Altı çocuğu da devlet yurtlarında kalan A.B., çocuklarını ayda bir kez görebiliyor. Yaz tatillerinde de çocuklar evlerinde kalabiliyor. Genç kadın devletin kendine bağladığı 3 aylık maaş ile hayatını idame ettirmeye çalışıyor.

Yaşadığı şiddetin hayatını mahvettiğini ve çalışma mücadelesini elinden aldığını söyleyen A.B, ömrü boyunca bakıma muhtaç olarak yaşamaya mecbur.

Her şeye rağmen çocukları için yaşama tutunan şiddet mağduru kadın, başkalarının da başına benzer şiddet olayları ve çocuk yaşta evlendirmeler gelmemesi için bu mücadelenin içinde aktif olarak yer alıyor.

Toplam 35 yıl hapis cezası

Kocasına  ise kasten adam öldürmeye teşebbüs etmek suçundan üst sınır olan 20 yıl ceza verildi. tecavüz suçundan dolayı da 15 yıl hapis cezası aldı ve şu an cezaevinde.

Artık genç kadının iki isteği var; temyiz süreci devam eden boşanma davasının bir an önce sonuçlanması ve başka insanların böyle şeyler yaşamaması.

18 Ekim 2016 Salı

Antalya'da vahşet: Kediye tecavüz edip bıçakladılar

Antalya'da sokakta yaşayan erkek yavru kediye önce tecavüz edildi, 3 gün sonra da bıçaklı işkence yapıldı. Ağır yaralı yavru kedi yaşam mücadelesi veriyor.


Antalya'da bir kafede çalışan ve kentte yerleşik yaşayan Rus Yana Krall, Muratpaşa İlçesi'ndeki Düdenpark'ta yavru erkek kedinin yürüyemeyecek kadar acı çektiğini gördü. Kediye bir aracın çarptığını düşünerek veterinere götüren Krall, hayvanın tecavüze uğradığını öğrenince şoke oldu. Anüsüne sert bir cisim sokularak parçalanan kedinin tedavisini yaptıran Yana Krall, hayvanı aynı bölgede binanın bahçesine bıraktı.

Adeta delik deşik etmişler

3 gün sonra aynı kediyi daha kötü halde yatarken gören Yana Krall, kediyi veterinere götürdüğünde ikinci şoku yaşadı. Minik kedinin cinsel organının iki tarafından kesildiği, kuyruk sokumunda kesikler açıldığı ve kuyruğunun ikiye ayrıldığı belirlendi. Kedinin tedavisi için ihtiyaç duyulan 700 TL, Yana Krall'ın başlattığı kampanyayla kısa sürede tamamlandı. Klinikte veteriner tarafından tedavisi yapılan yavru kedinin durumu ağır.

Suç duyurusunda bulunacaklar

Durumdan haberdar olan Antalya Candost Derneği Başkanı Arife Yanık, yaşanan vahşetle ilgili savcılığa suç duyurusunda bulunacaklarını belirtti. Kediye yapılanların tek bir kişinin işi olmadığını aktaran Yanık, benzer olayların yaşanmaması için parka kamera takılması için belediyelerden destek istedi. DHA

10 Ekim 2016 Pazartesi

Sığınma kampında tecavüz ve gasp dehşeti

Midilli'nin Moria sığınmacı kampında 19, 20 ve 24 yaşlarında 3 Cezayirli göçmen, bir Faslı göçmene cinsel saldırıda bulundu. Dehşet verici bir diğer olay da 16 yaşındaki refakatsiz Pakistanlı bir çocuğun 17 yaşlarındaki 4 kişi tarafından tecavüze uğraması...


25 yaşındaki gence tecavüz eden ve 320 euro gasp eden, Cezayirliler polis tarafından yakalandı.

Çalınan paranın tümü 19 yaşındaki hırsızın üstünde bulununca üçü de gözaltına alındı. Gözaltındaki suçluların Midilli Savcılığı'na sevk edilmesi bekleniyor.

Avukatlar davadan çekildiler

Moria sığınmacı kampında dehşet verici bir olay daha yaşandı.

16 yaşındaki refakatsiz Pakistanlı bir çocuk, 17 yaşlarında dört kişi tarafından tecavüze uğradı. Pakistanlı tecavüzcüler yaptıklarını cep telefonlarıyla kaydederek, şiddet olayını ve tacizi gözler önüne serdi.

Taciz olayı çocuğun kendisi tarafından dile getirilince, mağdur çocuk doktor muayenesinden geçirildi ve tecavüz kanıtlandı.

Bunun üzerine 4 Pakistanlı gözaltına alındı, delil teşkil eden cep telefonlarına da el kondu.

Şok geçiren 16 yaşındaki çocuk psikolog gözetimi altına alındı. Dört Pakistanlının müdafaasını üstlenen avukatlar dava dosyasını okuduktan sonra davadan çekildiler.

Sınır Tanımayan Doktorlar refakatsiz çocukların Moria sığınmacı kampından uzaklaştırılmaları gerektiğini bir kez daha tekrarladı. DHA

8 Ekim 2016 Cumartesi

2 olimpiyat madalyalı şampiyon tecavüzden yargılanacak

Avusturyalı eski dünya eski judo şampiyonu Peter Seisenbacher hakkında 14 yaşından küçük iki kıza tecavüz ettiği iddiasıyla dava açıldı.


Viyana Savcılığı'ndan yapılan açıklamaya göre iki olimpiyat madalyalı Seisenbacher'in 1999 yılında 11 yaşındaki bir kız çocuğuna 2002 yılına kadar birçok kez tecavüz ettiği, 2004 yılında da 13 yaşındaki bir kız çocuğuna cinsel saldırıda bulunduğu ileri sürüldü.

Seisenbacher 2001 yılında Hırvatistan'da bir eğitim kampında 16 yaşındaki kıza cinsel saldırı girişiminden de yargılanıyor.

Hakkındaki iddialara yönelik bir açıklama yapmayan Seisenbacher'in suçlu bulunması durumunda 10 yıla kadar hapis cezası alacağı belirtiliyor.

Los Angeles'te 1984 yılında ve Seul'de 1988'de düzenlenen olimpiyatlarda judo dalında altın madalya kazanan Seisenbacher, antrenörlük görevini yürütüyor. cnntürk

15 Ağustos 2016 Pazartesi

Cinsel istismarda 15 yaş iptali

Anayasa Mahkemesi Başkanlığı'ndan yapılan açıklamada, Türk Ceza Kanunu'nun (TCK), çocuğun cinsel yönden istismarına ilişkin cezaları düzenleyen 103. maddesinin birinci fıkrasındaki "15 yaşını tamamlamamış her çocuğa karşı gerçekleştirilen her türlü cinsel davranışın cinsel istismar sayılacağı"na ilişkin hükmün iptaline ilişkin kararın, kategorik olarak 15 yaşından küçük çocuklara karşı işlenen cinsel istismar fiillerinin suç olmaktan çıkarılmasını ima dahi etmediği vurgulandı.


Anayasa Mahkemesi Başkanlığından yapılan açıklamada, bazı dış basın yayın organlarında Anayasa Mahkemesinin 26 Mayıs 2016 tarihli kararının çarpıtılmak suretiyle maksatlı haberlerin yapıldığı ve bunlar üzerinden Türkiye'nin karalanmak istendiği görüldüğünden açıklama yapılmasına gerek duyulduğu belirtildi.

İleri sürüldüğünün aksine anılan kararla 15 yaşından küçük çocuklara karşı işlenen cinsel istismar fiillerinin suç olmaktan çıkarılmadığı, TCK'nın 103. maddesinin (1) numaralı fıkrasında cezanın alt sınırı belirlenirken, somut olayın özelliklerine göre ihtiyaç duyulabilecek kademelendirmeye imkan tanınmamış olunmasının, "orantılılık ilkesi"ne aykırı bulunduğu hatırlatıldı.

"Söz konusu ceza hükmü halen yürürlüktedir"

Açıklamada, kuralın teknik, hukuki nedenlere dayanılarak iptal edildiği kaydedilerek, şöyle denildi: "Buna göre, Anayasa Mahkemesinin iptal kararı, kategorik olarak 15 yaşından küçük çocuklara karşı işlenen cinsel istismar fiillerinin suç olmaktan çıkarılmasını ima dahi etmemektedir. Nitekim iptal sonucu yasal boşluk doğmaması, böylelikle yeni düzenleme yapılıncaya kadar çocuklara yönelik cinsel istismar eylemlerinin suç olmaktan çıkıp cezasız kalmaması, yasama organına gerekçede belirtilen çerçevede yeni düzenleme yapma imkanı tanınması için iptal hükmünün Resmi Gazete'de yayımlanmasından 6 ay sonra yürürlüğe girmesine karar verilmiştir. Bu süre 13 Temmuz 2016 tarihinden itibaren işlemeye başlamıştır. Dolayısıyla yapılan tüm spekülasyonların aksine söz konusu ceza hükmü halen yürürlüktedir ve 15 yaşından küçük çocuklara karşı işlenen cinsel istismar fiilleri, Türk hukukunda suç olmaya devam etmektedir. Yasama organının belirlenen sürede iptal kararında belirtilen teknik hukuki sorunları karşılayacak yeni bir düzenleme yapma imkanı bulunmaktadır."
Anayasa Mahkemesi, TCK'nın 103. maddesinin birinci fıkrasındaki "15 yaşını tamamlamamış her çocuğa karşı gerçekleştirilen her türlü cinsel davranışın cinsel istismar sayılacağı"na ilişkin hükmünü iptal etmişti. 6'ya karşı 7 üyenin oyu ile alınan iptal kararının 6 ay sonra yürürlüğe girmesine karar verilmişti.

Gerekçede, itiraz konusu kuralın, "bazı durumlarda somut olayın özellikleriyle bağdaşmayacak ve suçla yaptırım arasında bulunması gereken adil dengeyi ortadan kaldıracak ölçüde ağır cezaların verilmesi sonucunu ortaya çıkarabilecek bir niteliğe sahip olduğu" belirtilmişti. (cnntürk.com)

2 Ağustos 2016 Salı

Tecavüz mağdurları için özel doğum kliniği

İngiltere'de ilk kez cinsel saldırı ve tecavüz mağduru kadınlar için özel bir doğum kliniği açıldı. Klinikte cinsel saldırıya maruz kalmış kadınlara özel eğitimli ebeler, psikologlar ve çocuk doktorları destek verecek.




Uygulama başarılı olursa Britanya'nın diğer bölgelerindeki hastanelerde de bu tür klinikler açılacak. BBC Türkçe'de yayınlanan haberde, uzman ebe Inderjeet Kaur, özel desteğin çok önemli olduğunu çünkü doğumun kadının uğradığı saldırının korkutucu anılarına dönüşünü tetikleyebileceğini söylüyor.

Son istatistikler İngiltere ile Galler'de 16 ile 59 yaş arasındaki her 5 kadından birinin bir tür cinsel şiddete maruz kaldığını gösteriyor.

Tecavüz mağdurları da kuruluşta destek vermiş

Tecavüz mağdurları için özel doğum kliniği projesinin tasarlanmasına, cinsel saldırıya uğramış kadınlar da katkı sağladılar, danışmanlık yaptılar. BBC'nin görüştüğü ve kimliğinin gizli tutulması için Melanie adıyla anacağımız 37 yaşındaki bir mağdur bunlardan biri:


"Doğum için beklediğim sırada birden halusinasyon görmeye başladım. Bana saldıran adamın doğum odasında olduğunu hayal ediyordum. Doğumu izleyen eşime anlatmaya çalıştım ama ne yapacağını bilmiyordu. Odada başka kimse de yoktu" diyor. Melanie gördüğü halusinasyonun dehşetiyle çığlıklar atmaya başlamış. Doğumda mutlaka bu konuda deneyimli sağlık personeli olması gerektiğini söylüyor.

Açılan ilk klinik Londra'daki Royal London Hastanesi'nin içinde fakat tecavüz mağduru kadınlar başvurdukları andan itibaren farklı bir doğum öncesi bakıma alınacak. Özel eğitimli sağlık personeli kadınlarla daha çok vakit geçirecek, kadınlara doğumu yapacakları odanın düzeniyle ilgili daha çok söz hakkı ve tıbbi bakımlarıyla ilgili hukuki destek de sağlanacak. Normal olarak tüm hamile kadınlara sağlanan doğum öncesi eğitimler ve danışmanlık hizmetleri, cinsel şiddete uğramış kadınların ihtiyaçları gözönüne alınarak değiştirilecek ve kadınlara doğum sonrası özel jinekolojik kontrol ve psikolojik destek olanakları da sunulacak.


'Tecavüzcünün sözlerinin tekrarı'

"Bedenimi Geri Alıyorum" projesinin kurucularından Pavan Amara, doğumları sırasında travma yaşayan çok sayıda kadınla konuşmuş. Örneğin bu kadınlardan biri, bir sağlık çalışanının kendisine doğum sırasında "Rahat olursan, daha çabuk bitecek" dediğini anlatmış. Sağlıkçı aslında farkında olmadan kadına, kendisine tecavüz eden adamın söylediği cümleyi  tekrarlıyormuş. Amara, "Bu tür çok küçük şeyler, travmatik bir deneyim geçirmiş olan kadının psikolojik durumu üzerinde dev etkiler yaratıyor" diyor.

Başvurular e-posta ile

Kadınlar bu özel kliniğe e-posta ile doğrudan kendileri başvurabilecek ve randevu alabilecekler.
Amara, "Kendilerine ne olduğunu anlatmaları gerekmiyor. Sadece isterlerse anlatacaklar. Kendilerine neyin iyi geleceğini düşünüyorlarsa o şekilde davranacaklar. Onlara hemen randevu vereceğiz" diyor.
Amara da daha çocuk yaşta iken tecavüze uğramış bir kadın. Gönüllü olarak başka kadınlara yardımcı olabilmek için desteklediği bu proje için, geçmişine ait bu bilgiyi de paylaşmaya karar vermiş.

Geçen yıldan bu yana kuruluş çalışmaları süren kliniğin bir benzerinin İskoçya'da Glasgow kentinde de açılması düşünülüyor.

31 Temmuz 2016 Pazar

Erkek öğrenci yurdunda tecavüz skandalı

Kahramanmaraş’taki erkek öğrenci yurdunda 19 yaşındaki M.A.’nın, 10 yaşındaki 2 erkek çocuğa cinsel istismarda bulunduğu iddia edildi. Çocuklardan birinin ailesinin şikayeti üzerine gözaltına alınan M.A., çıkarıldığı mahkemece tutuklandı.


Olay, geçen çarşamba günü Ertuğrulgazi Mahallesi’nde bulunan Hamidiye Yurdu Sosyal Tesisleri’nde meydana geldi. İddiaya göre, yurda gidip geldiği, ancak herhangi bir görevi bulunmadığı öğrenilen M.A., 2 erkek çocuğa cinsel istismarda bulundu. Çocuklardan birisinin olayı anlattığı ailesi polise başvurdu. Çocuklardan B.Z., Necip Fazıl Şehir Hastanesi’nde sağlık kontrolünden geçirilerek rapor alınırken, M.A. ise polisler tarafından gözaltına alındı. Emniyetteki işlemlerinin ardından adliyeye sevk edilen M.A., çıkarıldığı mahkemece ’cinsel istismar’ suçundan tutuklanarak cezaevine konuldu.

RUHSATSIZ OLDUĞU BELİRLENEN YURT KAPATILDI

Öte yandan İl Milli Eğitim Müdürlüğü’nden yapılan yazılı açıklamada, konuyla ilgili idari soruşturma başlatıldığı belirtilerek şöyle denildi:

"Kahramanmaraş İlimizde iki çocuğun cinsel istismara maruz kaldığı iddiası ile ilgili olarak; İl Milli Eğitim Müdürlüğü’nce iddia edilen fiilin işlendiği yerdeki bina ve ilgililere yönelik çok yönlü idari soruşturma derhal başlatılmış, ruhsatsız olarak faaliyette bulunduğu tespit edilen bina ise kapatılarak mühürlenmiştir." DHA

26 Temmuz 2016 Salı

Tecavüzcüye 'kimyasal hadım' Resmi Gazete'de yayınlandı

Cinsel saldırı suçlularına, 'kimyasal hadım' olarak da adlandırılan ilaçla tedaviyi de içeren, “Cinsel Dokunulmazlığa Karşı Suçlarda Hükümlü Olanlara Uygulanacak Tedavi ve Diğer Yükümlülükler Hakkında Yönetmelik” Resmi Gazete’nin bugünkü sayısında yayımlandı.


Yönetmeliğe göre, cinsel suçlardan hüküm alanlar hakkında cezanın infazı sırasında ya da koşullu salıverildikleri takdirde denetim süresi içerisinde cinsel isteği azaltıcı tıbbı tedavi de dahil önemli yaptırımlar getirilebilecek. Yargı kararıyla getirilecek yükümlülükler arasında, “Tedavi amaçlı programlara katılmak, suçun mağdurunun oturduğu ve çalıştığı yerleşim bölgesinde ikamet etmekten yasaklanmak, mağdurun bulunduğu yerlere yaklaşmaktan yasaklanmak, çocuklarla bir arada olmayı gerektiren bir ortamda çalışmaktan yasaklanmak” da yer alıyor.

İlaçla tedavi dönemi

Cinsel saldırı suçlularına yönelik olmak üzere ayakta ya da yatarak, ilaçla ya da ilaçsız olarak veyahut her iki usul ile cinsel dürtünün azaltılmasına ya da denetimine yönelik tedaviler ile cinsel isteğin azılmasını ya da yok edilmesini sağlayan yöntem olarak tanımlaman tedaviye ilişkin yönetmelikte şu düzenlemeye gidildi:

“Hakkında tıbbi tedavi yükümlülüğüne karar verilen hükümlü, gerek duyulması halinde bulunduğu kurum tarafından tedavinin uygulanması için ilgili sağlık kurumuna sevk edilir. Hükümlünün bulunduğu ceza infaz kurumu bölgesinde tıbbi tedavi kararının uygulanmasını sağlayacak sağlık kuruluşu yok ise hükümlü Bakanlık tarafından uygun başka bir kuruma nakledilir. Tedavi için kullanılacak ilaçların bedelleri Adalet ve Sağlık Bakanlıkları arasında düzenlenecek protokol kapsamında ödenir. Kapalı ceza infaz kurumunda bulunan ve hastanede yatarak tedavi edilmesine karar verilen hükümlülerin tedavileri mahkûm koğuşu bulunan devlet veya üniversite hastanelerinde yerine getirilir. Tedaviye yönelik işlemler, ceza infaz kurumlarında bulunan hükümlüler için ceza infaz kurumu müdürlüğü, denetimli serbestlik altında ve koşullu salıverilen hükümlüler için ise denetimli serbestlik müdürlüğünce takip edilir.”

Uymayana ceza

Yönetmeliğe göre hükümlüler, “Cezalarının infazı sırasında ve koşullu salıverildikleri takdirde denetim süresi içinde; yapılan çağrılara, düzenlenen programlara ve hazırlanan denetim planına, tedavi ve iyileştirme çalışmaları kapsamında belirlenen yükümlülüklere, kararın infazı ve denetim için belirlenen kurallara, infazın yerine getirilmesinde görev alan personelin uyarı ve önerilerine uymak zorunda” olacaklar. Buna aykırı davranılması yükümlülüğün ihlali sayılacak.

Uyarıya karşın yükümlülüklerini yerine getirmeyen hükümlülerden cezaevlerinde bulunanlara disiplin cezası uygulanacak, bu durum koşullu salıverme kararlarlarında da etkili olacak. Bu yükümlülüklerin mazereksiz ve kasıtlı bir şekilde yerine getirilmemesi halinde ise hükümlü uyarılmayacak. Hükümlüler getirilen bu yükümlülüklere infaz hakimliği nezdinde itiraz edebilecek. Bu şekilde şikayet yoluna gidilmesi yapılan işlem ya da faaliyetin yerine getirilmesini durdurmayacak ancak infaz hakimi giderilmesi güç ya da imkansız sonuçların doğması ya da uygulamanın açıkça hukuka aykırı olduğunu saptaması halinde uygulamanın ertelenmesine ya da durdurulmasına karar verebilecek. ağı denetim süresi hak ederek salıverme tarihini geçemez. Yönetmelik hükümleri suça sürüklenen çocuklara ise uygulanamayacak.

Yasayla getirilmişti

Ceza İnfaz Kanunu’da yapılan değişiklikle cinsen dokunulmazlığa karşı suçlarda verilecek cezalar belirlenmiş, uygulmaya ilişkin yönetmelik çıkarılması düzenlenmişti. Yasada belirtilen bazı durumlar hariç bu suçlardan dolayı hapis cezasına mahkûm olanlar hakkında, cezanın infazı sırasında ve koşullu salıverildikleri takdirde denetim süresi içinde, şu tedavi veya yükümlülüklerden bir veya birkaçına infaz hâkimi tarafından karar verilmesi hükme bağlanmıştı:

a) Tıbbi tedaviye tabi tutulmak

b) Tedavi amaçlı programlara katılmak

c) Suçun mağdurunun oturduğu ve çalıştığı yerleşim bölgesinde ikamet etmekten yasaklanmak

d) Mağdurun bulunduğu yerlere yaklaşmaktan yasaklanmak

e) Çocuklarla bir arada olmayı gerektiren bir ortamda çalışmaktan yasaklanmak

f) Çocuklar hakkında bakım ve gözetim yükümlülüğünü gerektiren faaliyet icra etmekten yasaklanmak (cnntürk)

25 Mayıs 2016 Çarşamba

C.D. olayını duyan isyan etti

Otobüste yaşanan mastürbasyon skandalı gündeme damgasını vurdu. Olayın ardından şirket yetkililerince yapılan açıklamada muavin hakkında hukuki işlem başlatılacağı bildirdi. C.D isimli üniversite öğrencisinin maruz kaldığı cinsel taciz olayı toplumda büyük yankı uyandırdı. Twitter ve Ekşi Sözlük'te vatandaşlar cinsel taciz olaylarına isyan etti!


Türkiye’nin hafızasında maalesef bu tür olay çok. Kadının neredeyse seyahat özgürlüğü hakkı kalmadı. Türkiye’nin bir an önce kadınların can ve seyahat güvenliğini sağlayacak önlemleri almaya başlamalı. İşte yakın dönemde Türkiye’nin gündemine damga vuran utanç verici olaylar:

EVİNE DÖNÜYORDU ÖLDÜRÜLDÜ
Mersin’in Tarsus ilçesinde cinayetin yaşandığı 11 Şubat 2015 tarihinde Özgecan Aslan, okuldan çıktıktan sonra Tarsus’ta bir alışveriş merkezinde arkadaşıyla birlikteydi. Alışveriş merkezinde arkadaşından ayrıldı ve ikamet ettiği Mersin’e gitmek için şehirlerarası sefer yapan minibüse bindi. Özgecan’ın bindiği minibüsün şoförü Suphi Altındöken Özgecan’a cinsel tacizde bulunmaya çalıştı daha sonra genç kızı öldürdü. Özgecan’ın ardından Türkiye’de büyük bir sosyal patlama yaşandı. Geçen haftalarda müebbet hapse çarptırılan Özgecan’ın katili Suphi Altındöken cezaevinde başka bir mahkum tarafından öldürüldü.

YOLDA YÜRÜYEN KIZA TECAVÜZ ETTİ 65 TL’SİNİ ALDI
Trafik kazalarıyla gündemden düşmeyen Kadıköy Bağdat Caddesi 26 Ocak 2016 tarihinde yolda yürüyen bir genç kıza tecavüz edildi. İstanbul'un en kalabalık semtlerinden olan bölgede eli bıçaklı saldırgan, üniversiteli genç kıza bir apartmanın arka bahçesinde tecavüz etti. Saldırgan, polisin Pendik’te yaptığı operasyonla yakalandı. Servis şoförü olduğu öğrenilen şüphelinin poliste verdiği ifadesinde “Şeytana uydum” dediği öğrenildi. Tecavüzcü genç kızın çantasındaki 65 TL ve cep telefonunu almıştı.

NİŞANLISININ YANINDA DEHŞETİ YAŞADI
İzmir’in Buca ilçesinde 11 Nisan 2014’te H.Ç. ve kız arkadaşı R.F, otomobilleriyle gittikleri ormanlık alanda üç kişinin saldırısına uğradı. Saldırganlar H.Ç’yi ormanlık alanda yüzüstü yatırıp etkisiz hale getirdikten sonra otomobildeki R.F’ye silah zoruyla tecavüz etti.

HALK OTOBÜSÜ ŞOFÖRÜ TECAVÜZ ETTİ!
Geçtiğimiz Eylül ayında yaşanan korkunç olayda ise, İstanbul Şehir Üniversitesi öğrencisi Yemen asıllı S.G., Çamlıca'daki kız yurdunda dönmek için Üsküdar'dan halk otobüsüne bindi. S.G.'nin iddiasına göre, içinde kendisinden başka yolcu bulunmayan otobüs, bir süre sonra güzergâh değiştirdi. Ardından da şoför otobüsü durdurup, elindeki bıçakla tehdit ederek üniversiteli kıza arka koltukta tecavüz etti. Yemenli öğrenci, olayın ardından bilmediği bir yerde otobüsten inmeyi başardığını ve arkadaşlarına haber verdiğini öne sürdü. Polis, genç kızın şikâyetçi olmasından bir gün sonra halk otobüsü şoförü 48 yaşındaki A.K.'yı yakaladı. Hırsızlıktan sabıkası olduğu belirlenen A.K. ise sevk edildiği savcılıkta, genç kadınla kendi rızasıyla birlikte olduğunu iddia etti. Olayla ilgili soruşturma devam ediyor.

KISA ŞORT DAYAĞI
Beşiktaş kadın voleybol takımı alt yapı oyuncusu 19 yaşındaki Nurcan İbrahimoğlu, 2011 yılında antrenman çıkışı basketbol şortu ile otobüse binmiş, erkek yolculardan biri İbrahimoğlu'nun yanından geçerken önce uzattığı ayaklarına vurmuş, ardından da “Bu otobüste çıplak bacaklarını uzatarak oturamazsın. Terbiyesiz” diye bağırmıştı. Genç kızın “Asıl terbiyesiz sizsiniz” demesi üzerine sinirlenen adam, genç kıza yumruk atarak dudağını patlatmıştı.

SOSYAL MEDYA LANETLEDİ


15 Mayıs 2016 Pazar

Korumadığımız çocuk kürtaj olmuş

Edirne’de 14 yaşındaki sağır ve dilsiz çocuk istismara uğramasına rağmen korumaya alınmadı. Hamile kaldı. 4 yıl sonra sonuçlanan davada 10 kişi cinsel istismardan mahkûm oldu. Çocuğun kimden hamile kaldığı ise hâlâ bulunamadı.


Edirne'de 2 Nisan 2012’de 14 yaşında olan sağır ve dilsiz kız çocuğunu yıkık hamam civarında istismar ettikleri iddiasıyla 5 kişi gözaltına alındı. Bunlardan biri, kendisi de işitme engelli olan N.A.’ydı (56). Suçlamaları redden bu kişi ifadesinde, 76 yaşındaki Y.D.’nin kızla birlikte olduğunu anlattı. Şüpheliler bırakılırken adli tıp raporunda çocuğun istismar edildiği ve bu yüzden ‘ruh sağlığının bozulduğu’ tespit edildi. Savcılık, zekâ geriliği de bulunan çocuğu koruma altına aldırması gerekirken, bu yola başvurmadı. Çocuk Şube Müdürlüğü ve okulu kılını kıpırdatmayınca çocuk koruma altına alınmayıp aileye verildi.

‘BABA’ KİM BİLİNMİYOR

Bu arada, Edirne’de yaşayan emekli hâkim Nilgün Kurtoğlu 22 Mayıs 2012’de, o dönemin Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Şahin’e e-mail göndererek çocuğun koruma altına alınmasını istedi. Ne var ki bakanlık da harekete geçmedi. Kustuğu için 3 Eylül 2012’de hastaneye kaldırılan çocuğun 3.5 aylık hamile olduğu tespit edildi. Çocuğun “koruma altına alınmadığı” dönemde tekrar istismara uğradığı ve bu kez hamile kaldığı ortaya çıktı. Çocuk, ağabeyinin de içinde olduğu birçok kişinin istismarına uğradığını, anne ve babasının da buna göz yumduğunu anlattı. Ağabey dahil 11 kişi tutuklandı. Baba ve annesi ‘çocukları fuhuşa teşvik’ suçundan gözaltına alındı. Ailesinin kararıyla kürtaj edilen çocuk, koruma altına alındı. Kızın kimden hamile kaldığı tespit edilemeyince 4 ay sonra 11 kişi serbest kaldı.

AİLESİ CEZA ALMADI

Edirne 2’nci Ağır Ceza Mahkemesi’nde açılan dava, 22 Şubat’ta bitti. Sanıklardan N.A.’ya ‘çocuğun cinsel istismarı’ suçundan 17 yıl hapis cezası verildi. Ceza, iyi halden 14 yıl 2 aya indirildi. 9 sanığa ise aynı suçtan 12’şer yıl 6’şar ay hapis cezası verildi. Ağabey, anne ve baba dahil olmak üzere diğer 9 sanık suçsuz bulundu. Bir sanık ise yargılama sürerken öldüğü için davası düşürüldü. (hürriyet.com.tr)

6 Mayıs 2016 Cuma

Bağdat Caddesi'ndeki tecavüz dehşetinde son dakika gelişmesi

Kadıköy'de 19 yaşındaki üniversite öğrencisi E.F.B.'ye tecavüz ettiği gerekçesiyle servis şoförü Cengiz A.'nın "Cinsel saldırı" ve "Nitelikli gasp" suçlarını işlediğini gerekçesiyle 45 yıl hapis cezası verildi. Mahkeme tecavüzcü için hiçbir indirim yapmadı, cezayı en üst sınırdan verdi.


Kadıköy'de 19 yaşındaki Üniversite öğrencisi E.F.B.’ye tecavüz ettiği gerekçesiyle  "Nitelikli cinsel saldırı" ve "Nitelikli gasp" suçlarından  yargılanan servis şoförü Cengiz Ay 45 yıl hapis cezasına çarptırıldı.

DURUŞMAYA YOĞUN KATILIM

Anadolu 4. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki davanın 2. duruşmasına tutuklu sanık Cengiz Ay, mağdur E.F.B. ve taraf avukatları katıldı. E.F.B.’nin anne ve babasının da katıldığı duruşmaya Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’nın avukatı da geldi. Duruşma öncesi yoğun güvenlik önlemi alınırken E.F.B.’nin arkadaşları ile Kadın Cinayetleri Durduracağız Platformu üyeleri de duruşmayı takip etti.

45 YIL HAPİS, İNDİRİM UYGULANMADI

Duruşmada Cumhuriyet Savcısı’nın esas hakkındaki mütalaasının ardından mahkeme heyeti kararını açıkladı. Cengiz Ay’ın "Nitelikli cinsel saldırı" suçundan 30 yıl, "Nitelikli gasp" suçundan ise 15 yıl olmak üzere toplamda 45 yıl hapis cezasına çarptırılmasına karar verdi. Sanığın olaydan sonraki davranışları, herhangi bir pişmanlık göstermemiş olmasını dikkate alan mahkeme, verilen cezada herhangi bir indirime de gitmedi. Sanığın "Kişiyi hürriyetinden yoksun kılma" suçunu işlediğini ifade eden mahkeme bu suç yönünden ise Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulundu. DHA

21 Nisan 2016 Perşembe

Kızına tecavüz eden gencin ellerini kesti!

Hindistan'da bir adam 7 aylık kızına tecavüz ettiği iddia edilen genci feci şekilde dövüp, ellerini kesti.

Hindistan'da bir baba kızına tecavüz ettiğini iddia ettiği 17 yaşındaki gencin ellerini kesti.

Daily Mail'in haberine göre Hindistan  Pencap eyaletinin Bathinda bölgesindeki Kotli Ablu köyünde Nisan 2014'te yaşanan olayda, o tarihte 14 yaşında olan tecavüz zanlısı Parminder Singh,  Paramjit Singh'in 7 aylık bebeğine tecavüz etti.

Korkunç olayın ardından Bathinda mahkemesinde davanın duruşması görüldü. Mahkemeye tecavüz kurbanı küçük kızın babası Paramjit Singh (25) ile tecavüz zanlısı Parminder Sing katıldı.
Paramjit, kızına tecavüz eden Parminder ile uzlaşmaya varmak istediğini, kendisini motosikletiyle köye kadar götürebileceğini söyledi.

Yol üzerindeki Jhumba köyüne vardıklarında baba Paramjit, 17 yaşındaki genci motosikletten indirerek bir ağaca bağladı. Parminder'i feci şekilde döven baba, daha sonra gencin her iki elini de bileklerinden kesti. Olayı görüp polise haber veren köylüler, Parminder'i ve kesik ellerini alarak Bathinda'da bulunan hastaneye getirdi.

Doktor Ajay Gupta, Parminder'in sağlık durumunun ciddiyetini koruduğunu söyledi. Olaydan sonra kaçan Paramjit Singh polis tarafından yakalandı. Genç adam sorgusunda olayı planladığını yanında ip ve kesici bir alet getirdiğini itiraf etti.Hürriyet



20 Nisan 2016 Çarşamba

Ve karar verildi! 508 yıl 3 ay hapis

Karaman'daki cinsel istismar davasında sanık Muharrem Büyüktürk'e 508 yıl 3 ay hapis cezası verildi.

508 yıl istismar edilen 10 çocuk için verildi.  Büyüktürk, çocuk başına 51 yıl ceza aldı. Türkiye’yi ayağa kaldıran davada karar rekor ceza, sadece 9 saat içinde verildi. Ceza Hukukçusu Yılmaz Yazıcıoğlu’nun canlı yayında yaptığı açıklamaya göre Muharrem Büyüktürk’ün hapis yatacağı yıl en fazla 28 yıl…

Karaman’da Ensar Vakfı ve KAİMDER’a ait kayıt dışı yurtlarda barınan 10 erkek öğrenciye ‘cinsel istismarda’ bulunduğu iddiasıyla tutuklu yargılanan sınıf öğretmeni Büyüktürk, toplam 508 yıl, 3 ay hapse çarptırıldı. İlk duruşmada biten davada mahkeme herhangi bir indirime gitmedi.

Sanık Muharrem Büyüktürk’ün güvenlik gerekçesiyle tutuklu olduğu Ereğli Cezaevi’nden SEGBİS ile katılacağı belirtilmişti, ancak Ankara Barosu’ndan avukat İmdat Balkoca, jandarmayla birlikte sanık Muharrem B.’nin salona getirildiği gazetecilere açıkladı. Saat 12:30 sıralarında Sanık Muharrem B.’nin ifadesine başlandı. Muharrem B. mahkemede hakkındaki tüm suçlamaları reddetti. Muharrem B. ifadesinde “Ben yapmadım. Polis bana baskı uyguladı. ‘Sen anlat burada ceza almazsın’ dedi. (Emniyetteki ifadesi) Ben de anlattım . Ben suçsuzum” diye konuştu. Duruşmayı izleyen bir avukat, sanığın ifadesinin alınması ve savcının mütalaasını sunmasının ardından, mahkemenin bugün karar verip davayı bitirebileceğini söyledi.

DURUŞMA SALONU HINCA HIÇ DOLU

Davanın görüldüğü 40- 50 kişi kapasiteli salonda, yoğun katılım nedeniyle yaklaşık 100 kişi bulunuyor. Salonda ifadeleri daha önce alındığı için mağdur çocuklar ve aileleri gelmedi. Sadece avukatları duruşmaya katıldı.

Duruşmaya ilk olarak davaya müdahil olmak isteyen baroların çocuk hakları komisyonları ile bireysel olarak katılmak isteyen avukatların talepleri alındı. Heyet ardından olayların yaşandığı yurtların bağlı olduğu Ensar Vakfı, KAİMDER, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı ile baroların çocuk hakları komisyonları, Çocuk Hakları Koruma Derneği, İnsan Hakları Derneği’nin davaya müdahil olma taleplerini kabul etti.

 DURUŞMAYA 09:45′DE ARA VERİLDİ

Heyet, duruşma kapalı olacağı içinde gözlemci ve izleyici olarak bulunan siyasetçiler ve sivil toplum kuruşların salonu boşaltmasını istedi. Milletvekillerinin itirazı üzerine mahkeme heyeti, salondan 09.45′de ayrılıp duruşmaya ara verdi.

Duruşmayı izlemeye gelenler arasında CHP’den Genel Başkan Yardımcısı Lale Karabıyık, milletvekilleri Hüsnü Bozkurt, Gaye Usluer, Nur Hayat Altaca, Candan Yüceer, Ali Şeker, Burcu Köksal yer aldı. Bağımsız milletvekili Aylin Nazlıaka da duruşmayı izlemeye geldi.

AVUKATLARDAN ALKIŞLI PROTESTO

Mahkeme heyeti, duruşmaya ara verdikten sonra, davaya gözlemci ve izleyici olarak katılmak isteyen milletvekilerin taleplerini incelediği öğrenildi. Bu sırada duruşma salonunun önünde bekleyen avukatlar ise, içeri alınmayıp bekledikleri gerekçesiyle durumu alkışlarla protesto etti. Salonun kapısı kapalı olduğu için avukatlar ile mübaşir ve polis arasında zaman zaman gerginlik yaşandı.

SAAT 10:55′DE DURUŞMA YENİDEN BAŞLADI

Saat 10.55′de duruşma salonunun kapısı yeniden açıldı ve müdahil avukatlar salona alınmaya başlandı.

SANIK SALONA GELDİ

Sanık Muharrem Büyüktürk.’nin güvenlik gerekçesiyle tutuklu olduğu Ereğli Cezaevi’nden SEGBİS ile katılacağı belirtilmişti, ancak Ankara Barosu’ndan avukat İmdat Balkoca, jandarmayla birlikte sanık Muharrem Büyüktürk’ün salona getirildiği gazetecilere açıkladı.

“RAHAT BİR ŞEKİLDE SALONA GİRDİ”

Müdahil avukatlardan Ankara Barosu’na kayıtlı İmdat Balkoca, sanık Muharrem Büyüktürk’ün gece adliyeye getirildiğini söyledi. Muharrem Büyüktürk’ün sakallı ve üzerinde gömlek bulunduğu, gayet rahat bir şekilde yürüyerek salona girip, sanık yerine oturduğunu belirten avukat İmdat Balkoca, kendisine tepki gösterilmediğini, iddianamenin okunmasına başlandığını ifade etti.

SAAT 12:30′DA İFADE VERMEYE BAŞLADI

Karaman Ağır Ceza Mahkemesi’nde saat 09.30′da başlayan ‘cinsel istismar’ davasında sanık Muharrem Büyüktürk’nin ifadesine başlandı.

SUÇLAMALARI REDDETTİ!

Sanık Muharrem Büyüktürk hakkındaki tüm suçlamaları reddetti.

“TEOG BAŞARILARIM VAR. ONLARI EVLADIM GİBİ SEVİYORUM”

Savunmasında hakkındaki suçlamaları kabul etmediği belirtilen Muharrem Büyüktürk’ün ilk sözlerinin iyi bir eğitimci olduğu ve TEOG başarıları bulunduğunu söylemek oldu. Çocukları evladı gibi sevdiğini ileri süren Muharrem Büyüktürk “Ben yapmadım, polisler çocukları yanlış yönlendirmiş” dedi. Emniyette baskı altında verdiği ileri sürdüğü ifadeleri kabul etmediğini söyleyen Muharrem B., “Polis bana ‘Sen burada anlat, sen ceza almazsın’ dedi. Ben de anlattım” ifadelerinde bulundu.

“PORN* DEĞİL BELGESEL İZLETTİM KEŞKE ÇOCUKLAR DA BURADA OLSAYDI “

Beraatına karar verilmesini isteyen sanık Muharrem Büyüktürk, “Ailelerin ve çocukların olduğu ortamda yargılanmak isterdim. Hayvanlarla ilgili müstehcen görüntüleri ise ben fen bilgisi dersi kapsamında YouTube’den, canlı üremesiyle ilgili belgesel izlettim. Keşke çocuklar da burada olsaydı, onlarla karşılaşsaydık” dedi.

OKUL YÖNETİCİLERİ: ÇEVRESİNDE İYİ TANINAN BİRİSİ

Sanığın Muharrem B. ifadesinin ardından görev yaptığı Gazi Mustafa Kemal İlkokulunun müdürü Ayhan Yılmaz, müdür yardımcıları Fikret Çelik ve Mustafa Türk, rehber öğretmen Süheyla Kahvecioğlu ile mağdur çocuklardan bazılarının öğrenim gördüğü Karaman İmam Hatip Ortaokulu müdürü Ziya Güler, müdür yardımcıları Ramazan Taş, Mehmet Üzüm’ün tanık olarak ifadeleri alındı. Tanıklar ifadelerinde ‘cinsel istismar’ olaylarından haberdar olmadıklarını ve öğretmen Muharrem B.’nin çevresinde iyi tanınan birisi olduğunu ve sosyal faaliyetlerle yakından ilgilendiklerini söyledikleri öğrenildi. Tanıkların ifadesinin ardından duruşma savcısı, mütalaasını vermeye başladı.

BUGÜN SONUÇ ÇIKABİLİR

Duruşmayı izleyen bir avukat, sanığın ifadesinin alınması ve savcının mütalaasını sunmasının ardından, mahkemenin bugün karar verip davayı bitirebileceğini söyledi.

30 BARO DAVAYA MÜDAHİL

Mağdur çocuklardan 5′inin avukatlığını üstlenen Karaman Baro Başkanı Oktay Yılmaz, ”5 mağdur çocuğun avukatlığını ben üstlendim. Diğer 5 çocuğun da Ensar Vakfı’nın avukatlarının savunacağını biliyorum. Başta Karaman Barosu Çocuk Hakları Komisyonu ve Barolar Birliği olmak üzere yaklaşık 30 baronun çocukları komisyonunda görevli avukatlar, davaya müdahil olacak. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı müdahil olacak” dedi.

SANIĞA AKIL SAĞLIĞI YERİNDE RAPORU VERİLDİ

Mağdur çocukların ifadesinin daha önceden alındığını belirten Baro Başkanı Yılmaz, ”Çocukların ifadeleri alındı. Adli Tıp Raporları hazır. Sanık da SEGBİS ile duruşmaya katılacak. Onun da Adli Tıp Raporu hazır. Akıl ve ruh sağlı yerinde raporu verilmiş. Duruşmanın bugün karara bağlanacağını tahmin ediyoruz” dedi.

ADLİYE ÖNÜNDE PROTESTO

Duruşmada mağdurlara destek için Karaman’a gelen bazı sivil toplum kuruluşları da, adliye binasının yaklaşık 100 metre ilerisindeki güvenlik noktasından içeri alınmadı. Aralarında Ankara Kadın Platformu, Eğitim-İş, İlerici Kadınlar Derneği, Emekci Harekat Partili Kadınlar, Birleşik Kamu İş Sendikası gibi sivil toplum kuruluşlarının bulunduğu yaklaşık 200 kişilik grup, ‘Ensar vakfı kapatılsın’, ‘Tecavüzcüleri korumayın’, ‘Tecavüzcüyü koruyan bakanlar istifa’ şeklinde slogan attı.
‘Tecavüzü örtbas edemezsiniz’, ‘Takipteyiz sorumlulardan hesap soracağız’ pankartaları de dikkat çekerken grup hükümet aleyhinede slogan attı.

1 AVUKAT GÜÇLÜKLE İKNA EDİLDİ

Oktay Yılmaz, sanığı savunmak için de Karaman Barosu’na kayıtlı hiçbir avukatın kabul etmediğini, ancak CMK gereği bir avukat arkadaşlarını güçlükle ikna edip, sanığın avukatlığını üstenmek zorunda kaldığını belirtti.

Ağır Ceza Mahkemesi’nin önüde başta CHP’li milletvekilleri, çok sayıda avukat ve bazı sivil toplum kuruluşu temsilcileri salonun önünde bekledi. Salonun kapısı ise saat 09.15′da açıldı ve katılımcılar ve avukatlar içeri alındı. Saat 09.30′da duruşma başladı. Sözcü

15 Nisan 2016 Cuma

Eskişehir'de tecavüze uğradığı öne sürülen 2 erkek öğrenciden biri intihar etti

Eskişehir’in Sivrihisar İlçesi’nde meslek lise öğrencisi 17 yaşındaki D.C., 4 gün önce kendisini asarak yaşamına son verdi. Polise başvurup kendisine tecavüz edildiğini öne süren bir okul arkadaşının, D.C.’nin de bu kişilerin tecavüzüne uğradığını iddia etmesi üzerine gözaltına alınan 3 şüpheliden biri tutuklandı.

Sivrihisar İlçesi’ndeki meslek lisesinde okuyan D.C adlı erkek öğrenci, 4 gün önce kendisini asarak intihara kalkıştı. İpten indirilen D.C., çağırılan ambulansla, Eskişehir Devlet Hastanesi’ne kaldırıldı. Ancak D.C., doktorların tüm çabasına karşın kurtarılamadı. D.C.’nin cenazesi, yakınları tarafından Ankara’nın Polatlı İlçesi’ne götürülerek toprağa verildi.

OKUL ARKADAŞINDAN TECAVÜZ İDDİASI
D.C.’nin intiharının ardından ismi açıklanmayan bir okul arkadaşı, polise gidip kendisine 3 kişinin tecavüz ettiğini belirterek, "Bu kişiler D.C.’ye de tecavüz etmiş olabilirler. D.C.’de bu yüzden intihar etmiş olabilir" iddiasında bulundu. Harekete geçen polis ekipleri, işsiz olan 25 yaşlarındaki Y.S. ile birlikte 3 kişi gözaltına alındı.

Emniyetteki ifadelerinin ardından adliyeye sevk edilen şüphelilerden Y.S. cinsel saldırı suçundan çıkarıldığı mahkemece tutuklandı, diğer 2 kişi ise tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı.
Bu arada Polatlı’dan Sivrihisar’a gelen D.C.’nin yakınlarının serbest kalanlardan bir kişiye ait işyerinin camlarını kırdığı belirtildi. Hürriyet

30 Mart 2016 Çarşamba

tecavüz sanığına ''iyi hal'' indirimi

16 yaşındaki bir kızı kaçırarak demir sopa ile dövdüğü ve cinsel istismarda bulunduğu iddiasıyla 24 yıl hapis istemiyle yargılanan sanığın ''iyi hal'' nedeniyle 6 ay 7 güne indirilen cezası, bir daha suç işlemeyeceğine kanaat getirilerek ertelendi.


İki yıl önce polise başvuran 58 yaşındaki E.Ö. isimli kadın, N.B.'nin (16) evi terk edip, arkadaşı S.A.'nın (22) yanına gittiğini ve en son kendisini arayıp ''Anne beni kurtar'' dediğini söyledi.
Bunun üzerine operasyon yapan polis N.B.'yi tutulduğu evde, kapısı kilitli bir odada bulurken, şüpheli S.A. gözaltına alındı. Tutuklanan S.A. hakkında Diyarbakır 6'ncı Ağır Ceza Mahkemesi'nde açılan davada 'nitelikli cinsel istismar' ve 'kişiyi hürriyetinden yoksun kılma' suçlamalarıyla 9 yıldan 24 yıla kadar hapis cezası istedi. Savcı, mağdurun uğradığı cinsel saldırı sonucu ruh sağlığının bozulduğunu belirtti.

Bir ay sonra tahliye edilip tutuksuz yargılanan sanık S.A. savunmasında, "N.B.'yi arayıp birlikte kaçmayı teklif ettim. Kendisi de kabul etti. Zorla bir şey olmadı. Bir gün sonra annesi babamla konuşmuş. Ailesi 50 bin lira başlık parası istemiş. Babam 15 bin lira teklif etmiş. Kendi rızasıyla cinsel ilişkiye girdik. Kesinlikle zor kullanıp, darp etmedim" dedi.

"SÜREKLİ OKULUMA GELİP...''

Mağdur N.B. ise sanık S.A. ile internette tanıştığını belirterek, "Sürekli okuluma gelip takip ediyordu. Olay günü önemli şeyler konuşacağını söyleyince taksiye bindim. Beni eve götürdü. Her seferinde zorla ilişkiye girdi" ifadesini kullandı.

Sanık S.A.'nın telefonu ile fırsat buldukça annesini aradığını, yakalandığında ise dayak yediğini belirten N.B., "Polis gelince ağabeyi beni sakladı ve evde kimse olmadığını söyledi. Polis arama yapınca beni buldu. Rızamla ilişkiye girmedim. İlişkiye girmeyi kabul etmeyince beni demir sopa ile döverek zorla birlikte oldu" diye konuştu.

Mağdurun annesi E.Ö. ise, "Kızım beni arayarak 'Bunlar beni satacak. Beni kurtar' dedi. Evlerinin kapısına kadar gittim. Kızımı benden sakladılar. Kızım döndükten sonra sanığın kendisine işkence ettiğini söyledi" diye ifade verdi.

SAVCI: RIZASI VAR

Esas hakkındaki görüşünü açıklayan savcı, 15 yaşından büyük mağdurun olayda rızası olduğunu belirterek, sanığın 'Kişiyi hürriyetinden yoksun kılma' suçundan beraatını istedi. Sanığın 'Çocuğun nitelikli cinsel istismarı' suçundan yargılandığını belirten savcı, mağdurun rızası bulunduğunu, şikayetinin de devam ettiğini kaydetti.

Suçun 'Reşit olmayanla cinsel ilişki' kapsamında kaldığını belirten savcı, S.A.'nın 6 aydan 2 yıla kadar hapisle cezalandırılmasını istedi.

Kararı açıklayan mahkeme sanık S.A.'nın 'Kişiyi hürriyetinden yoksun kılma' suçundan beraatına hükmetti. Sanığı 'Çocuğun nitelikli cinsel istismarı' yerine 'Reşit olmayanla cinsel ilişki' suçundan 7 ay 15 gün hapis cezasına çarptıran mahkeme, duruşmadaki iyi hali nedeniyle cezayı 6 ay 7 güne indirdi, ardından yeniden suç işlemeyeceği kanaati ve suç nedeniyle herhangi bir maddi zarar oluşmadığı gerekçesiyle cezanın ertelenmesine hükmetti.

Mahkeme gerekçeli kararında, dosyaya sunulan fotoğraflara göre sanığın mağdureyi hukuka aykırı alıkoyduğuna dair delil elde edilmediğini belirtti. N.B.'nin ailesinin başından beri olaya dair bilgi ve rızası olduğunu belirten mahkeme, sanık ve mağdurun kendi özgür iradeleri ile cinsel ilişkiye girdiğini vurguladı. Eylemin mağdurun rızası dışında gerçekleştiğine dair delil bulunmadığı kaydedilen kararda, sanığın yeniden suç işlemeyeceği konusunda olumlu kanaate varıldığı ifade edildi.

AVUKATI TEMYİZ ETTİ

Mağdur N.B.'nin avukatı Gazal Bayram Koluman, mahkemenin kararını temyiz etti. Yargıtay'a başvurusunda sanığın kendisini İngilizce öğretmeni olarak tanıttığını belirten avukat Koluman dilekçesinde, "Mağdur evde üvey babası ile tartışınca evi terk edip, sanığı arıyor. Sanık mağduru kendi evine götürüyor ve bir ay alıkoyuyor. Anne günlerce kızına ulaşamıyor. Mağdur bulunduğu zaman vücudunda darp olduğu raporla tespit edildi. Bu rapor zorla alıkoyma delili iken mahkeme rızaya dayandırıp beraat verdi. 18 yaş altındaki her çocuğa yapılan eylemler cinsel istismar kapsamında değerlendirilmeli ve rıza kapsamına alınmamalıdır" dedi. ntvmsnc

26 Mart 2016 Cumartesi

Davutoğlu’ndan “Karaman’daki cinsel istismar” yorumu

Davutoğlu: "Paralel yapının öncülüğünde bir algı operasyonu yapılıyor. Biz Ensar Vakfı’nın insanlığa ve ülkemize hizmet ettiğine şahitlik ediyoruz.”


Başbakan Ahmet Davutoğlu Manisa’daki toplu açılış töreninde konuştu. Tüm Türkiye’nin kanını donduran Karaman’daki “çocuklara cinsel istismar” olayı ile ilgili açıklamalarda bulunan Davutoğlu “Karaman’da yaşanan olaydan haberimiz var. Biz bu cani sapığın hak ceza ne yazık ki kanunlarımızda yok ama biz en ağır cezanın verilmesi için takipçisi olacağız. Vicdanımızı yaralayan çocuk istismarı konusunda tek bir aydınlatılmamış nokta kalmayacak. Bir sapık üzerinden siyasi rant devşirmeye çalışanlar var. Paralel yapının öncülüğünde bir algı operasyonu yapılıyor. Biz Ensar Vakfı’nın insanlığa ve ülkemize hizmet ettiğine şahitlik ediyoruz” dedi.

21 Mart 2016 Pazartesi

10 çocuğa tecavüzle suçlanan öğretmenin 600 yıl hapsi isteniyor

Karaman Barosu Başkanı Oktay Yılmaz, bir sınıf öğretmeninin 10 öğrenciye cinsel istismarda bulunduğu iddialarına ilişkin, "Soruşturmayı yürüten Cumhuriyet Savcımız tarafından iddianame hazırlanmış, 16 Mart'ta 'çocuğun nitelikli cinsel istismarı, hürriyeti tahdit, kasten yaralama ve müstehcen görüntüleri izletme' suçlarından, 600 yıla yakın bir süre ile sanığın cezalandırılması için Karaman Ağır Ceza Mahkemesinde kamu davası açılmıştır" dedi.


Yılmaz, Karaman Barosunda düzenlediği basın toplantısında, Cumhuriyet Başsavcılığının gizlilik ve yayın yasağı hükmüne uyulmasının, hukukçular olarak ilk başta kendi vazifeleri olduğunu söyledi.
Öte yandan suçlunun cezasının en ağır şekliyle verilebilmesi adına dosyanın seyrini titizlikle takip ettiklerini belirten Yılmaz, "Soruşturmayı yürüten Cumhuriyet Savcımız tarafından iddianame hazırlanmış, 16 Mart'ta 'çocuğun nitelikli cinsel istismarı, hürriyeti tahdit, kasten yaralama ve müstehcen görüntüleri izletme' suçlarından, 600 yıla yakın bir süre ile sanığın cezalandırılması için Karaman Ağır Ceza Mahkemesinde kamu davası açılmıştır. Baro avukatları olarak, mağdurlar ve aileleri ile görüşerek, gönüllü savunuculuğunu yapacağız" diye konuştu. Hürriyet

13 Mart 2016 Pazar

Öğretmenin 8 çocuğa tecavüz ettiği iddiası infial yarattı

Karaman'da bir ilkokulda sınıf öğretmeni olarak görev yapan M.B.’nin, vakıf ve dernek evlerinde kursa gelen öğrencilere tecavüz ettiği iddiasıyla tutuklanması kentte infiale neden oldu. Öğretmen M.B.’nin, ilkokul ve ortaokulda okuyan 8 öğrenciye tecavüz ettiğinin raporla saptandığı, bu sayının artabileceği ileri sürüldü.


İddiaya göre olay, tecavüze uğrayan bir ortaokul öğrencisinin durumu ailesine anlatması ve ailenin savcılığa başvurmasıyla ortaya çıktı. Başlatılan soruşturmada sınıf öğretmeni 54 yaşındaki M.B.’nin, gönüllü olarak bazı vakıf ve derneklerin kiraladıkları evlerde ders verdiği ve çok sayıda erkek öğrenciye cinsel istismarda bulunduğu bilgisine ulaşıldı. Polis tarafından gözaltına alınan öğretmen sorgulanırken, ilkokul ve ortaokulda okuyan 8 erkek öğrencinin tecavüze uğradığına ilişkin hastaneden rapor alındı. Sorgusunun ardından geçen 4 Mart günü adliyeye sevk edilen öğretmen tutuklandı.

ÜÇ KEZ EVLENİP AYRILMIŞ

Soruşturmayı yürüten Cumhuriyet Savcılığı, tecavüze uğradığı ileri sürülen öğrencilerle ilgili sağlık raporlarının konulduğu dosya için ’gizlilik’ kararı verdi. Adli soruşturma devam ederken Milli Eğitim Müdürlüğü de öğretmen hakkında idari soruşturma başlattı.

Öğretmenin 3 kez evlenip ayrıldığı ve bir çocuğu olduğu öğrenildi. Öğretmenin okulda 3 yıldır çalıştığı, bazı vakıf ve derneklerin öğrenciler için açtığı etütlerde ise gönüllü olarak görev yaptığı belirtildi.

Öğretmenin tecavüz iddiasıyla tutuklanması kentteki herkesi şoke ederken, Karaman Valisi Murat
Koca, olayla ilgili soruşturmanın adli mercilerle yürütüldüğünü ve dava hakkında gizlilik kararı olduğunu, olayın adli vaka olduğu içinde Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından açıklama yapılmasının daha doğru olduğunu söyledi. DHA

22 Aralık 2015 Salı

Toplu tecavüze yedi idam

Hindistan’da Şubat ayında Nepalli bir kadını tecavüz ettikten sonra öldürmekten suçlu bulunan yedi kişi idam cezasına çarptırıldı.

Ülkenin kuzeyindeki Haryana eyaletinde yaşayan 28 yaşındaki kadın, ortadan kaybolduğu sırada depresyon tedavisi görüyordu. Kadının cesedi üç gün sonra bir tarlada bulundu. Otopside kadına toplu halde tecavüz edildiği belirlendi. Ayrıca kadının cinsel organına, taş, jilet ve çubuklar sokulduğu ortaya çıktı.

İdam kararını veren kadın yargıç Seema Singhal, bu cezalarla topluma güçlü bir mesaj göndermek istediğini belirtti, “Bir yargı görevlisi olmanın yanı sıra bir insanım ve kurbanın iniltisini duyabiliyorum” dedi.

Mahkumların asılarak idam edilecekleri belirtilirken, davada suçlu bulunan sekizinci kişinin reşit olmadığı için ıslah evinde olduğu ifade edildi. Zanlılardan biri gözaltına alındıktan sonra intihar etmişti. Sözcü