Başbakan Binali Yıldırım TEOG sonrası yeni sistemle ilgili konuştu. Yıldırım, "Her sınıfta yazılı sınav olacak, biri de merkezi olacak" dedi.
Başbakan Binali Yıldırım, TEOG sınavı ile ilgili olarak, "Her sınıfta yazılı sınav olacak, biri de merkezi olacak" dedi.
TEOG sorusu üzerine Yıldırım, "TEOG'la ilgili gerekli açıklamaları yaptık, detayları çalışılıyor. Sınavsız öğrenci olur mu? Yazılı sınavlar her sınıfta olacak, o sınavlardan birisi de merkezi sistemde olacak, hepsi bu. Okulda okunan sınavlardan bir tanesi soru havuzunda merkezi şekilde olacak. Hepsinin detayı çalışılıyor. Önümüzdeki günlerde açıklanır" dedi.
binali yıldırım etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
binali yıldırım etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
3 Ekim 2017 Salı
29 Eylül 2017 Cuma
TEOG yerine yeni sistem... Başbakan açıkladı...
TEOG'un yerine liseye geçişte getirilecek yeni sisteme ilişkin konuşan Başbakan Yıldırım, ''Sorular test değil, klasik sorular olacak. Açık uçlu sorular sorulacak. Buradan alınacak sonuçlar da mezuniyete esas belirleyici notlar olacak'' dedi.
Başbakan Binali Yıldırım, Çanakkale 18 Mart Üniversitesi akademik yılı açılışında konuştu.
TEOG yerine gelecek yeni sistemi anlatan Başbakan Yıldırım, soruların test değil klasik sorular olacağını belirtti.
Başbakan Yıldırım şöyle konuştu:
''4 yılını ilkokul 4 yılını ortaokul olarak okuyor. Spor lisesine mi gidecek fen bilimlerine mi imam hatip'e mi gidecek. Sınav kalkıyor. Her yılın yıl sonu başarı ortalaması alınıyor 5-6-7-8 bu bir veri. Ayrıca derslerdeki öğrencinin ilgisi ne tarafa gidiyor? Spor mu sanat mı matematik mi? Buralar tespit ediliyor buna belirli oranda katkı yapan 8. sınıfta sınav yapılıyor. O sınavın soruları soru bankasından geliyor. Her okul kendine göre yapmıyor. Okuma sistemi de dışarıda okunuyor. Mezuniyet puanı çıkıyor o puana göre öğrenci istediği yere yerleşiyor.
''SORULAR TEST DEĞİL''
Sorular test değil. Sınıfta yaptığı klasik sorular olacak. Açık uçlu sorular sosyal bilgiler şunu anlat. Matematik şu problemi çöz. A şıkkı B şıkkı falan yok. Açık uçlu sorular sorulacak. Buradan alınacak sonuçlar da mezuniyete esas belirleyici notlar olacak.
''ÜNİVERSİTELERDE DE SINAVLAR BASİTLEŞTİRİLECEK''
Üniversitelerde de sınavlar basitleştirilecek. Buna benzer bir şey. Bir sınav olacak tek bir sınav bir müddet daha ama bu da esasında ortaokuldan, liseden gelen başarıyla birleştirilerek bu sınav gerçekleştirilecek. Bu sınav tek başına belirleyici bir sınav olmayacak.''
Yıldırım'ın açıklamalarından satır başları şöyle:
''Türkiye bulunduğu bölgede çok önemli sınamalara tabi olmuş bir ülke. Daha alçak darbe girişiminin üzerinden 1 yıl geçti. Maalesef güzel duygularımızı milli duygularımızı bayrak ülke sevdamızı dini duygularımızı bütün değerlerimizi istismar eden kökleri dışarıda olan bir terör örgütü ile bu ülke yüzleşti. Destan bağımsızlık deyince Çanakkale akla gelir. Düşman geçemez deyince Çanakkale akla gelir. Bugün Türkiye, etrafı ateş çemberi olan bir ülke olmasına rağmen istikrarla, kararlılıkla 2023, Cumhuriyetimizin 100. yılına emin adımlarla ilerlemektedir.
Çanakkale millet için geçilen bir yerdir. Millet her taraftan Çanakkale'ye gelmelidir. Bizim için siyaset millete hizmet. Millete hizmet etmeyen bir siyaset olmaz olsun. Böyle bir siyaset bize lazım değil.
Türkiye aynı anda 3 terör örgütüyle mücadele eden tek ülke. 15 Temmuz alçak darbe girişiminin arkasında olan FETÖ terör örgütü... FETÖ terör örgütü, 15 Temmuz'dan sonra artık tam anlamıyla açığa çıkmış, gerçek niyetleri ortaya çıkmış ve 250 şehidimiz olan, 2 bin 194 gazimiz olan adeta bir savaş sonucu bağımsızlığımızı, demokrasimizi kazandığımız bir sürecin arkasından hukuk içerisinde bu alçak örgütle mücadele tüm hızıyla devam etmektedir. Her ne kadar mahkemelerde tiyatro oynasalar da yargıyı yanıltmaya gayret etseler de terörist başının gönderdiği rüya tabirlerine göre rollerini oynasalar da hiçbir faydası yok. Hukukun içerisinde hak ettikleri en ağır cezayı mutlaka alacaklardır. Şehitlerimizin kanı yerde kalmayacak, gazilerimizin ahı yerini bulacak ve bunlar gerekli şekilde cezalandırılacak.
Bir bakıyorsunuz hiçbir birikimi olmayan, diploması olmayan bir adamın etrafında üniversite okumuş adamlar, profesör olmuş adamlar fırıl fırıl dönüyor. Yarım bıraktığı ekmeği kapıp yemek için birbiriyle kavga ediyorlar Tabağında bıraktığı yemek için birbirlerine giriyorlar. Akla ziyan bir iştir. Böyle bir şey olur mu? Allah akıl fikir vermiş. Allah bize engin bir muhakeme kabiliyeti vermiş. Tabii inancımız var. İnanacağız ama inancımızın istismar edilmesine, kullanılmasına, belirli kötü niyetli örgütlere değerlerimizi satmayacağız. Kafalarımızı kiraya vermeyeceğiz. Bizim sahip olduğumuz değerler bize yeter.
Şunu büyük bir rahatlıkla söylerim ki son iki yıldır yaptığımız mücadele sonucu terör örgütü belini doğrultamaz hale gelmiştir. Çok değil iki yıl önce bir yılda dağa götürdükleri genç sayısı 3 binin üzerindeydi. Şu anda bu sayı onun altında. Götüremiyorlar. Çünkü gençler gördüler, çıkmaz yolu da gördüler, geleceği de gördüler. Gelecek Türkiye'de, gelecek Türkiye Cumhuriyeti'nin 80 milyonuyla bir ve beraber olmasıdır. Bunu gördü.
KUZEY IRAK'TAKİ TARTIŞMALI REFERANDUM
Kuzey Irak'ta bir referandum oldu. Kürtlerin daha iyi şartlarda yaşamasına niye karşı çıkıyorsunuz? Kim söylüyor? O referandumu bütün dünyaya inatla Irak merkezi hükümetinin karşı çıkmasına rağmen inatla yapmak isteyen yapan bu yöneticilerin orada yaşayan Kürtleri Arapları düşündüğünü mü zannediyorsun? Kendi iktidarlarının devamı için milyonlarca insanı maceraya sürüklemeden tereddüt etmediler. Asıl sorunlar bundan sonra başlıyor. Bizim Kürt kardeşlerimizle hiçbir problemimiz yok.
AB'YE TEPKİ
Avrupa Birliği'nden (AB) şunu bekliyoruz; gelecek vizyonunuzu belirleyin artık. Nereye gitmek istiyorsunuz, kiminle gitmek istiyorsunuz? Türkiye mecbur değil size. En fazla sizin kazancınız. Türkiye'yi bu sisteme dahil etmenin Avrupa'ya Türkiye'den daha fazla faydası var.
ÜNİVERSİTE SINAVI SİSTEMİNDE DEĞİŞİKLİK
Üniversite girişi sınav stresinin azaltılması lazım. Mezun olan sayısı da aynı üniversitelerin sunduğu kontenjan da aynı. Herkes 18 Mart'a gitmek isterse orada sorun başlıyor.
TEOG YERİNE SİSTEM ARAYIŞI
Bunu öğrenciler ve veliler üzerinde oluşturduğu stres var. 4 yılını ilkokul 4 yılını ortaokul olarak okuyor. Spor lisesine mi gidecek fen bilimlerine mi imam hatip'e mi gidecek. Sınav kalkıyor. Her yılın yıl sonu başarı ortalaması alınıyor 5-6-7-8 bu bir veri. Ayrıca derslerdeki öğrencinin ilgisi ne tarafa gidiyor? Spor mu sanat mı matematik mi? Buralar tespit ediliyor buna belirli oranda katkı yapan 8. sınıfta sınav yapılıyor. O sınavın soruları soru bankasından geliyor. Her okul kendine göre yapmıyor. Okuma sistemi de dışarıda okunuyor. Mezuniyet puanı çıkıyor o puana göre öğrenci istediği yere yerleşiyor. 6. sınıfa giden torunum var Bahar. Gittim sarıldı boynuma 'Dede TEOG kalktı ne güzel' Kızım senin ne işin var TEOG'la. O bile TEOG stresine girmiş. Daha 2 sene var. Yazık günah değil mi bu evlatlarımıza?
''SORULAR TEST DEĞİL''
Sorular test değil. Sınıfta yaptığı klasik sorular olacak. Açık uçlu sorular sosyal bilgiler şunu anlat. Matematik şu problemi çöz. A şıkkı B şıkkı falan yok. Açık uçlu sorular sorulacak. Buradan alınacak sonuçlar da mezuniyete esas belirleyici notlar olacak.
''ÜNİVERSİTELERDE DE SINAVLAR BASİTLEŞTİRİLECEK''
Üniversitelerde de sınavlar basitleştirilecek. Buna benzer bir şey. Bir sınav olacak tek bir sınav bir müddet daha ama bu da esasında ortaokuldan, liseden gelen başarıyla birleştirilerek bu sınav gerçekleştirilecek. Bu sınav tek başına belirleyici bir sınav olmayacak.
ÇANAKKALE HAVALİMANI TERMİNAL BİNASI AÇILIŞ TÖRENİ
Başbakan Yıldırım, Çanakkale 18 Mart Üniversitesi akademik yılı açılışındaki konuşmasından önce Çanakkale Havalimanı Terminal Binası açılış törenine katıldı.
Buradaki konuşmasında Çanakkale'nin 15 yıllık hükümetleri döneminde ulaşım ve diğer birçok alanda çok büyük hizmetler gördüğünü anlatan Yıldırım, şöyle devam etti:
"Çanakkale deniz taşımacılığı hemen hemen bitmişti. Bugün adalar dahil olmak üzere Çanakkale'de çok düzenli, gelişmiş bir deniz yolcu taşımacılığı hizmeti verilir hale geldi. Çanakkale'nin komşu illerle bağlantısı yoktu. Edirne, Tekirdağ, Bandırma, Balıkesir ve İzmir'le bağlantıları çok zayıftı. Bütün bunları bölünmüş yollar haline getirdik ve Çanakkale'yi hem Ege'ye hem Marmara'ya hem de orta Anadolu'ya ulaşılır hale getirdik. Çanakkale'de tarihi yarımadanının önceki halini biliyorsunuz. Nereden nereye geldi. 'Çanakkale geçilmez' diyen ecdadımızın, şehitlerimizin meftun olduğu o bölge bugün Türkiye'nin en onurlu, en prestijli alanları haline geldi. 18 Mart'ta, 24-25 Nisan'da akın akın insanlar geliyor, tarihini, geçmişini öğreniyor ve geleceğe heyecanla, umutla bakıyor."
Başbakan Yıldırım, Çanakkale'de 15 yıl önce hava ulaşımının da olmadığını dile getirerek, havalanını açtıklarını, pistini de büyüttüklerini, şimdi de 12-13 bin metrekarelik, hem iç hatlara hem dış hatlara hizmet edecek bu terminali armağan ettiklerini söyledi.
"1 KASIM'DAN İTİBAREN İSTANBUL'DAN DA GÜNLÜK SEFERLER BAŞLAYACAK"
Çanakkale'ye Ankara'dan günlük seferler yapıldığını dile getiren Yıldırım, "1 Kasım'dan itibaren inşallah İstanbul'a da günlük seferler yapılacak. Atatürk Havalimanı'na, böylelikle iki büyük şehrimize, oradan da yurt dışına bağlantılar gerçekleşmiş olacak" dedi.
Yıldırım, Çanakkale'ye 2003'te ilk defa geldiğinde bir şey fark ettiğini vurgulayarak, şunları kaydetti:
"Çanakkale geçilmez, yazısı her yerde yazıyordu. Atalarımız, ecdadımız düşmana karşı 'Çanakka'le geçilmez' dedi ve geçilmedi. Ama daha sonra Çanakkale ulaşımda da geçilmez hale gelmiştir. Denizde yok, karada yok, havada yok. Ecdat düşman için geçilmez dedi. Çanakkale Türkiye için geçilir, Türk milleti için geçilir, havadan da gelinir, karadan da gelinir, denizden de gelinir. Çanakkale yolu en fazlasıyla hak eden bir ilimiz. Çünkü Türkiye'nin, Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün bağımsızlık yürüşüyünde en önemli direnişin, destanların yazıldığı şehrin adıdır."
"TÜRKİYE HAVACILIKTA DESTAN YAZDI"
Başbakan Binali Yıldırım, Türkiye'nin son 15 yılda havacılıkta sadece Türkiye'de değil, dünyada destan yazdığını vurgulayarak, şöyle devam etti:
"Türkiye'nin bugün havacılıkta dünyada 11'inci, 28 Avrupa ülkesi arasında 5'inci sıraya yükseldi. Bayrak taşıyıcımız Türk Hava Yolları, Avrupa'nın ikinci büyük şirketi haline geldi. Nereden nereye... İç-dış hat, 34 milyon yolcudan bugün 174 milyon yolcuya çıktı. Bu sene sonunda 190'ı geçecek. 350'den fazla noktaya uçuş yapıyoruz. Dünyada daha fazla uçuş yapan bir başka havayolu yok. 159 ülkeye doğrudan uçuşlarımız var. Bu ne kadardı 60 ülke. 60'tan 159'a geldi. 55 uçağımız vardı şimdi sayısını bilmiyorum. 500 uçağı buldu özel sektör, Türk Hava Yolları... Daha çok şey anlatılabilir. Hava alanlarında çalışanların sayısı 4 kat arttı. Dünyanın en büyük havalimanını Türkiye yapıyorsa boşuna yapmıyor, bu 15 yıllık bir başarının bir sonucudur. Türkiye'ye yakışan da budur."
Terminalin Çanakkale'ye hayırlı olması temennisinde bulunan Yıldırım, kentin buradan yapılacak seyahatlerle ekonomik olarak ve turizm bakımından çok daha büyük bir fayda sağlayacağını vurguladı.
Yıldırım, 2018'in "Troia Yılı" ilan edildiğini hatırlatarak, "Kültür ve Turizm Bakanlığımız buna yönelik de çok büyük bir etkinlik, program planlıyor. Böylece Çanakkale'ye hem yurt içinden hem yurt dışından çok daha fazla misafer gelecek. Çanakkale'mizi çok daha iyi tanıtma imkanına sahip olacağız" dedi.
Yapımı tamamlanarak hizmete alınan Çanakkale terminalinin hayırlı, uğurlu olmasını dileyen Yıldırım, emeği geçenlere de teşekkür etti. Başbakan Binali Yıldırım ve berabarindekiler daha sonra kurdele keserek Çanakkale Havalimanı yeni terminal binasını hizmete açtı. (ntvmsnc.com.tr)
Başbakan Binali Yıldırım, Çanakkale 18 Mart Üniversitesi akademik yılı açılışında konuştu.
TEOG yerine gelecek yeni sistemi anlatan Başbakan Yıldırım, soruların test değil klasik sorular olacağını belirtti.
Başbakan Yıldırım şöyle konuştu:
''4 yılını ilkokul 4 yılını ortaokul olarak okuyor. Spor lisesine mi gidecek fen bilimlerine mi imam hatip'e mi gidecek. Sınav kalkıyor. Her yılın yıl sonu başarı ortalaması alınıyor 5-6-7-8 bu bir veri. Ayrıca derslerdeki öğrencinin ilgisi ne tarafa gidiyor? Spor mu sanat mı matematik mi? Buralar tespit ediliyor buna belirli oranda katkı yapan 8. sınıfta sınav yapılıyor. O sınavın soruları soru bankasından geliyor. Her okul kendine göre yapmıyor. Okuma sistemi de dışarıda okunuyor. Mezuniyet puanı çıkıyor o puana göre öğrenci istediği yere yerleşiyor.
''SORULAR TEST DEĞİL''
Sorular test değil. Sınıfta yaptığı klasik sorular olacak. Açık uçlu sorular sosyal bilgiler şunu anlat. Matematik şu problemi çöz. A şıkkı B şıkkı falan yok. Açık uçlu sorular sorulacak. Buradan alınacak sonuçlar da mezuniyete esas belirleyici notlar olacak.
''ÜNİVERSİTELERDE DE SINAVLAR BASİTLEŞTİRİLECEK''
Üniversitelerde de sınavlar basitleştirilecek. Buna benzer bir şey. Bir sınav olacak tek bir sınav bir müddet daha ama bu da esasında ortaokuldan, liseden gelen başarıyla birleştirilerek bu sınav gerçekleştirilecek. Bu sınav tek başına belirleyici bir sınav olmayacak.''
Yıldırım'ın açıklamalarından satır başları şöyle:
''Türkiye bulunduğu bölgede çok önemli sınamalara tabi olmuş bir ülke. Daha alçak darbe girişiminin üzerinden 1 yıl geçti. Maalesef güzel duygularımızı milli duygularımızı bayrak ülke sevdamızı dini duygularımızı bütün değerlerimizi istismar eden kökleri dışarıda olan bir terör örgütü ile bu ülke yüzleşti. Destan bağımsızlık deyince Çanakkale akla gelir. Düşman geçemez deyince Çanakkale akla gelir. Bugün Türkiye, etrafı ateş çemberi olan bir ülke olmasına rağmen istikrarla, kararlılıkla 2023, Cumhuriyetimizin 100. yılına emin adımlarla ilerlemektedir.
Çanakkale millet için geçilen bir yerdir. Millet her taraftan Çanakkale'ye gelmelidir. Bizim için siyaset millete hizmet. Millete hizmet etmeyen bir siyaset olmaz olsun. Böyle bir siyaset bize lazım değil.
Türkiye aynı anda 3 terör örgütüyle mücadele eden tek ülke. 15 Temmuz alçak darbe girişiminin arkasında olan FETÖ terör örgütü... FETÖ terör örgütü, 15 Temmuz'dan sonra artık tam anlamıyla açığa çıkmış, gerçek niyetleri ortaya çıkmış ve 250 şehidimiz olan, 2 bin 194 gazimiz olan adeta bir savaş sonucu bağımsızlığımızı, demokrasimizi kazandığımız bir sürecin arkasından hukuk içerisinde bu alçak örgütle mücadele tüm hızıyla devam etmektedir. Her ne kadar mahkemelerde tiyatro oynasalar da yargıyı yanıltmaya gayret etseler de terörist başının gönderdiği rüya tabirlerine göre rollerini oynasalar da hiçbir faydası yok. Hukukun içerisinde hak ettikleri en ağır cezayı mutlaka alacaklardır. Şehitlerimizin kanı yerde kalmayacak, gazilerimizin ahı yerini bulacak ve bunlar gerekli şekilde cezalandırılacak.
Bir bakıyorsunuz hiçbir birikimi olmayan, diploması olmayan bir adamın etrafında üniversite okumuş adamlar, profesör olmuş adamlar fırıl fırıl dönüyor. Yarım bıraktığı ekmeği kapıp yemek için birbiriyle kavga ediyorlar Tabağında bıraktığı yemek için birbirlerine giriyorlar. Akla ziyan bir iştir. Böyle bir şey olur mu? Allah akıl fikir vermiş. Allah bize engin bir muhakeme kabiliyeti vermiş. Tabii inancımız var. İnanacağız ama inancımızın istismar edilmesine, kullanılmasına, belirli kötü niyetli örgütlere değerlerimizi satmayacağız. Kafalarımızı kiraya vermeyeceğiz. Bizim sahip olduğumuz değerler bize yeter.
Şunu büyük bir rahatlıkla söylerim ki son iki yıldır yaptığımız mücadele sonucu terör örgütü belini doğrultamaz hale gelmiştir. Çok değil iki yıl önce bir yılda dağa götürdükleri genç sayısı 3 binin üzerindeydi. Şu anda bu sayı onun altında. Götüremiyorlar. Çünkü gençler gördüler, çıkmaz yolu da gördüler, geleceği de gördüler. Gelecek Türkiye'de, gelecek Türkiye Cumhuriyeti'nin 80 milyonuyla bir ve beraber olmasıdır. Bunu gördü.
KUZEY IRAK'TAKİ TARTIŞMALI REFERANDUM
Kuzey Irak'ta bir referandum oldu. Kürtlerin daha iyi şartlarda yaşamasına niye karşı çıkıyorsunuz? Kim söylüyor? O referandumu bütün dünyaya inatla Irak merkezi hükümetinin karşı çıkmasına rağmen inatla yapmak isteyen yapan bu yöneticilerin orada yaşayan Kürtleri Arapları düşündüğünü mü zannediyorsun? Kendi iktidarlarının devamı için milyonlarca insanı maceraya sürüklemeden tereddüt etmediler. Asıl sorunlar bundan sonra başlıyor. Bizim Kürt kardeşlerimizle hiçbir problemimiz yok.
AB'YE TEPKİ
Avrupa Birliği'nden (AB) şunu bekliyoruz; gelecek vizyonunuzu belirleyin artık. Nereye gitmek istiyorsunuz, kiminle gitmek istiyorsunuz? Türkiye mecbur değil size. En fazla sizin kazancınız. Türkiye'yi bu sisteme dahil etmenin Avrupa'ya Türkiye'den daha fazla faydası var.
ÜNİVERSİTE SINAVI SİSTEMİNDE DEĞİŞİKLİK
Üniversite girişi sınav stresinin azaltılması lazım. Mezun olan sayısı da aynı üniversitelerin sunduğu kontenjan da aynı. Herkes 18 Mart'a gitmek isterse orada sorun başlıyor.
TEOG YERİNE SİSTEM ARAYIŞI
Bunu öğrenciler ve veliler üzerinde oluşturduğu stres var. 4 yılını ilkokul 4 yılını ortaokul olarak okuyor. Spor lisesine mi gidecek fen bilimlerine mi imam hatip'e mi gidecek. Sınav kalkıyor. Her yılın yıl sonu başarı ortalaması alınıyor 5-6-7-8 bu bir veri. Ayrıca derslerdeki öğrencinin ilgisi ne tarafa gidiyor? Spor mu sanat mı matematik mi? Buralar tespit ediliyor buna belirli oranda katkı yapan 8. sınıfta sınav yapılıyor. O sınavın soruları soru bankasından geliyor. Her okul kendine göre yapmıyor. Okuma sistemi de dışarıda okunuyor. Mezuniyet puanı çıkıyor o puana göre öğrenci istediği yere yerleşiyor. 6. sınıfa giden torunum var Bahar. Gittim sarıldı boynuma 'Dede TEOG kalktı ne güzel' Kızım senin ne işin var TEOG'la. O bile TEOG stresine girmiş. Daha 2 sene var. Yazık günah değil mi bu evlatlarımıza?
''SORULAR TEST DEĞİL''
Sorular test değil. Sınıfta yaptığı klasik sorular olacak. Açık uçlu sorular sosyal bilgiler şunu anlat. Matematik şu problemi çöz. A şıkkı B şıkkı falan yok. Açık uçlu sorular sorulacak. Buradan alınacak sonuçlar da mezuniyete esas belirleyici notlar olacak.
''ÜNİVERSİTELERDE DE SINAVLAR BASİTLEŞTİRİLECEK''
Üniversitelerde de sınavlar basitleştirilecek. Buna benzer bir şey. Bir sınav olacak tek bir sınav bir müddet daha ama bu da esasında ortaokuldan, liseden gelen başarıyla birleştirilerek bu sınav gerçekleştirilecek. Bu sınav tek başına belirleyici bir sınav olmayacak.
ÇANAKKALE HAVALİMANI TERMİNAL BİNASI AÇILIŞ TÖRENİ
Başbakan Yıldırım, Çanakkale 18 Mart Üniversitesi akademik yılı açılışındaki konuşmasından önce Çanakkale Havalimanı Terminal Binası açılış törenine katıldı.
Buradaki konuşmasında Çanakkale'nin 15 yıllık hükümetleri döneminde ulaşım ve diğer birçok alanda çok büyük hizmetler gördüğünü anlatan Yıldırım, şöyle devam etti:
"Çanakkale deniz taşımacılığı hemen hemen bitmişti. Bugün adalar dahil olmak üzere Çanakkale'de çok düzenli, gelişmiş bir deniz yolcu taşımacılığı hizmeti verilir hale geldi. Çanakkale'nin komşu illerle bağlantısı yoktu. Edirne, Tekirdağ, Bandırma, Balıkesir ve İzmir'le bağlantıları çok zayıftı. Bütün bunları bölünmüş yollar haline getirdik ve Çanakkale'yi hem Ege'ye hem Marmara'ya hem de orta Anadolu'ya ulaşılır hale getirdik. Çanakkale'de tarihi yarımadanının önceki halini biliyorsunuz. Nereden nereye geldi. 'Çanakkale geçilmez' diyen ecdadımızın, şehitlerimizin meftun olduğu o bölge bugün Türkiye'nin en onurlu, en prestijli alanları haline geldi. 18 Mart'ta, 24-25 Nisan'da akın akın insanlar geliyor, tarihini, geçmişini öğreniyor ve geleceğe heyecanla, umutla bakıyor."
Başbakan Yıldırım, Çanakkale'de 15 yıl önce hava ulaşımının da olmadığını dile getirerek, havalanını açtıklarını, pistini de büyüttüklerini, şimdi de 12-13 bin metrekarelik, hem iç hatlara hem dış hatlara hizmet edecek bu terminali armağan ettiklerini söyledi.
"1 KASIM'DAN İTİBAREN İSTANBUL'DAN DA GÜNLÜK SEFERLER BAŞLAYACAK"
Çanakkale'ye Ankara'dan günlük seferler yapıldığını dile getiren Yıldırım, "1 Kasım'dan itibaren inşallah İstanbul'a da günlük seferler yapılacak. Atatürk Havalimanı'na, böylelikle iki büyük şehrimize, oradan da yurt dışına bağlantılar gerçekleşmiş olacak" dedi.
Yıldırım, Çanakkale'ye 2003'te ilk defa geldiğinde bir şey fark ettiğini vurgulayarak, şunları kaydetti:
"Çanakkale geçilmez, yazısı her yerde yazıyordu. Atalarımız, ecdadımız düşmana karşı 'Çanakka'le geçilmez' dedi ve geçilmedi. Ama daha sonra Çanakkale ulaşımda da geçilmez hale gelmiştir. Denizde yok, karada yok, havada yok. Ecdat düşman için geçilmez dedi. Çanakkale Türkiye için geçilir, Türk milleti için geçilir, havadan da gelinir, karadan da gelinir, denizden de gelinir. Çanakkale yolu en fazlasıyla hak eden bir ilimiz. Çünkü Türkiye'nin, Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün bağımsızlık yürüşüyünde en önemli direnişin, destanların yazıldığı şehrin adıdır."
"TÜRKİYE HAVACILIKTA DESTAN YAZDI"
Başbakan Binali Yıldırım, Türkiye'nin son 15 yılda havacılıkta sadece Türkiye'de değil, dünyada destan yazdığını vurgulayarak, şöyle devam etti:
"Türkiye'nin bugün havacılıkta dünyada 11'inci, 28 Avrupa ülkesi arasında 5'inci sıraya yükseldi. Bayrak taşıyıcımız Türk Hava Yolları, Avrupa'nın ikinci büyük şirketi haline geldi. Nereden nereye... İç-dış hat, 34 milyon yolcudan bugün 174 milyon yolcuya çıktı. Bu sene sonunda 190'ı geçecek. 350'den fazla noktaya uçuş yapıyoruz. Dünyada daha fazla uçuş yapan bir başka havayolu yok. 159 ülkeye doğrudan uçuşlarımız var. Bu ne kadardı 60 ülke. 60'tan 159'a geldi. 55 uçağımız vardı şimdi sayısını bilmiyorum. 500 uçağı buldu özel sektör, Türk Hava Yolları... Daha çok şey anlatılabilir. Hava alanlarında çalışanların sayısı 4 kat arttı. Dünyanın en büyük havalimanını Türkiye yapıyorsa boşuna yapmıyor, bu 15 yıllık bir başarının bir sonucudur. Türkiye'ye yakışan da budur."
Terminalin Çanakkale'ye hayırlı olması temennisinde bulunan Yıldırım, kentin buradan yapılacak seyahatlerle ekonomik olarak ve turizm bakımından çok daha büyük bir fayda sağlayacağını vurguladı.
Yıldırım, 2018'in "Troia Yılı" ilan edildiğini hatırlatarak, "Kültür ve Turizm Bakanlığımız buna yönelik de çok büyük bir etkinlik, program planlıyor. Böylece Çanakkale'ye hem yurt içinden hem yurt dışından çok daha fazla misafer gelecek. Çanakkale'mizi çok daha iyi tanıtma imkanına sahip olacağız" dedi.
Yapımı tamamlanarak hizmete alınan Çanakkale terminalinin hayırlı, uğurlu olmasını dileyen Yıldırım, emeği geçenlere de teşekkür etti. Başbakan Binali Yıldırım ve berabarindekiler daha sonra kurdele keserek Çanakkale Havalimanı yeni terminal binasını hizmete açtı. (ntvmsnc.com.tr)
Etiketler:
başbakan,
binali yıldırım,
eğitim,
haber
17 Eylül 2017 Pazar
TEOG kalkıyor mu?
TEOG kalkıyor mu sorusu Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamaları ardından gündeme oturdu. Cumhurbaşkanı Temel Eğitimden Ortaöğretime Geçiş sistemi olan TEOG hakkında Başbakan Yıldırım ile de görüştü. Peki TEOG sistemi kalkıyor mu? TEOG bu yıl kaldırılacak mı? sorularının yanıtı merak ediliyor.
TEOG sistemi ile her yıl 1 milyonun üzerinde öğrenci sınava giriyor. Yapılan açıklamaların ardından TEOG kalkıyor mu sorusu herkesin araştırdığı konu oldu. Temel Eğitimden Ortaöğretime Geçiş sistemi yerine yeni bir sistem mi gelecek? Erdoğan “Ben TEOG olayını istemiyorum ve bunu da artık yanlış buluyorum.” demişti. Peki TEOG sistemi kaldırılacak mı? TEOG bu yıl mı kaldırılıyor?
TEOG KALDIRILIYOR MU?
TEOG hakkında Beylerbeyi’nde toplanan Erdoğan ve Yıldırım kritik görüşmesi sona erdi. TEOG sisteminin kaldırılması gerekli diyen Erdoğan, Yıldırım ile görüştü fakat TEOG kaldırılacak mı henüz belli değil.
Cumhurbaşkanı Erdoğan “Ben TEOG olayını istemiyorum ve bunu da artık yanlış buluyorum. TEOG'un kaldırılması lazım. Biz TEOG'la mı geldik Ne TEOG vardı, ne bir şey vardı. Okursun, sene içinde notların bellidir, bu notlarınla beraber yürürsün. Gelirsin üniversite sırasına, orada da girersin üniversite imtihanlarına. Üniversite imtihanında da sosyalde, sayısalda başarı durumun neyse bu başarıya göre girmen gereken yer nereyse girersin.” demişti.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, Başbakan Binali Yıldırım'ı kabulü sona erdi. Beylerbeyi Sarayı'nda basına kapalı gerçekleşen kabul, yaklaşık 2,5 saat sürdü.
Görüşmede Uluslararası ilşkiler, Kuzey Irak'ta yapılacak olan referandum, MGK ve öğrencileri yakından ilgilendiren TEOG'un ele alındığı bilgiler arasında…
Bu arada Başbakan Binali Yıldırım'ın görüşme öncesi Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz'dan TEOG konusunda telefonla bilgi aldığı öğrenildi.
TEOG sistemi ile her yıl 1 milyonun üzerinde öğrenci sınava giriyor. Yapılan açıklamaların ardından TEOG kalkıyor mu sorusu herkesin araştırdığı konu oldu. Temel Eğitimden Ortaöğretime Geçiş sistemi yerine yeni bir sistem mi gelecek? Erdoğan “Ben TEOG olayını istemiyorum ve bunu da artık yanlış buluyorum.” demişti. Peki TEOG sistemi kaldırılacak mı? TEOG bu yıl mı kaldırılıyor?
TEOG KALDIRILIYOR MU?
TEOG hakkında Beylerbeyi’nde toplanan Erdoğan ve Yıldırım kritik görüşmesi sona erdi. TEOG sisteminin kaldırılması gerekli diyen Erdoğan, Yıldırım ile görüştü fakat TEOG kaldırılacak mı henüz belli değil.
Cumhurbaşkanı Erdoğan “Ben TEOG olayını istemiyorum ve bunu da artık yanlış buluyorum. TEOG'un kaldırılması lazım. Biz TEOG'la mı geldik Ne TEOG vardı, ne bir şey vardı. Okursun, sene içinde notların bellidir, bu notlarınla beraber yürürsün. Gelirsin üniversite sırasına, orada da girersin üniversite imtihanlarına. Üniversite imtihanında da sosyalde, sayısalda başarı durumun neyse bu başarıya göre girmen gereken yer nereyse girersin.” demişti.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, Başbakan Binali Yıldırım'ı kabulü sona erdi. Beylerbeyi Sarayı'nda basına kapalı gerçekleşen kabul, yaklaşık 2,5 saat sürdü.
Görüşmede Uluslararası ilşkiler, Kuzey Irak'ta yapılacak olan referandum, MGK ve öğrencileri yakından ilgilendiren TEOG'un ele alındığı bilgiler arasında…
Bu arada Başbakan Binali Yıldırım'ın görüşme öncesi Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz'dan TEOG konusunda telefonla bilgi aldığı öğrenildi.
19 Temmuz 2017 Çarşamba
Başbakan Binali Yıldırım yeni kabineyi açıkladı! İşte yeni kabine
Ankara kulislerinde aylardır konuşulan kabine değişikliği bugün gerçekleştirildi. Başbakan Binali Yıldırım, Ak Saray'da Cumhurbaşkanı Erdoğan ile görüştükten sonra yeni kabineyi açıkladı. Kabinede flaş değişiklikler var. İşte detaylar...
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Ak Saray'da Başbakan Binali Yıldırım'ı kabul etti. Görüşmede yeni kabine masaya yatırıldı. Görüşmenin ardından Başbakan Yıldırım, yeni kabineyi açıkladı. Kabineye 6 yeni bakan geldi, 5 bakanın da yeri değişti. Yeri değişenler arasında Adalet Bakanı Bekir Bozdağ da var.
11 KOLTUKTA DEĞİŞİKLİK
İşte yeni kabine;
Başbakan: Binali Yıldırım
Başbakan Yardımcıları: Bekir Bozdağ, Mehmet Şimşek, Fikri Işık, Recep Akdağ, Hakan Çavuşoğlu
Adalet Bakanı: Abdulhamit Gül
Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı: Fatma Betül Sayan Kaya
Avrupa Birliği Bakanı: Ömer Çelik
Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı: Faruk Özlü
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı: Jülide Sarıeroğlu
Çevre ve Şehircilik Bakanı: Mehmet Özhaseki
Dışişleri Bakanı: Mevlüt Çavuşoğlu
Ekonomi Bakanı: Nihat Zeybekçi
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı: Berat Albayrak
Gençlik ve Spor Bakanı: Osman Aşkın Bak
Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı: Ahmet Eşref Fakıbaba
Gümrük ve Ticaret Bakanı: Bülent Tüfengci
İçişleri Bakanı: Süleyman Soylu
Kalkınma Bakanı: Lütfi Elvan
Kültür ve Turizm Bakanı: Numan Kurtulmuş
Maliye Bakanı: Naci Ağbal
Milli Eğitim Bakanı: İsmet Yılmaz
Milli Savunma Bakanı: Nurettin Canikli
Orman ve Su İşleri Bakanı: Veysel Eroğlu
Sağlık Bakanı: Ahmet Demircan
Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı: Ahmet Arslan
GELENLER
– Hakan Çavuşoğlu (Başbakan Yardımcısı)
-Abdülhamit Gül (Adalet Bakanı)
– Jülide Sarıeroğlu (Çalışma Ve Şehircilik Bakanı)
– Osman Aşkın Bak (Gençlik Ve Spor Bakanı)
– Ahmet Eşref Fakıbaba ( Gıda ve Hayvancılık Bakanı)
– Ahmet Demircan (Sağlık Bakanı)
GİDENLER:
– Tuğrul Türkeş (Başbakan Yardımcısıydı)
– Akif Çağatay Kılıç (Gençlik ve Spor Bakanıydı)
– Mehmet Müezzinoğlu ( Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanıydı)
– Faruk Çelik (Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanıydı)
– Nabi Avcı (Maliye Bakanıydı)
– Veysi Kaynak ( Başbakan Yardımcısıydı)
GÖREVİ DEĞİŞENLER:
– Bekir Bozdağ, Adalet Bakanı'ydı Başbakan Yardımcısı oldu
– Numan Kurtulmuş, Başbakan Yardımcısıydı Kültür ve Turizm Bakanı oldu
– Recep Akdağ, Başbakan Yardımcısı Sağlık Bakanıydı Başbakan Yardımcısı oldu
– Fikri Işık, Milli Savunma Bakanıydı Başbakan Yardımcısı oldu
– Nurettin Canikli, Başbakan Yardımcısıydı Milli Savunma Bakanı oldu
ESKİ KABİNE ŞU ŞEKİLDEYDİ
BAŞBAKAN Binali YILDIRIM
BAŞBAKAN YARDIMCISI Nurettin CANİKLİ
BAŞBAKAN YARDIMCISI Mehmet ŞİMŞEK
BAŞBAKAN YARDIMCISI Numan KURTULMUŞ
BAŞBAKAN YARDIMCISI Yıldırım Tuğrul TÜRKEŞ
BAŞBAKAN YARDIMCISI Veysi KAYNAK
ADALET BAKANI Bekir BOZDAĞ
AİLE VE SOSYAL POLİTİKALAR BAKANI Fatma Betül Sayan KAYA
AVRUPA BİRLİĞİ BAKANI Ömer ÇELİK
BİLİM SANAYİ ve TEKNOLOJİ BAKANI Faruk ÖZLÜ
ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI Mehmet MÜEZZİNOĞLU
ÇEVRE VE ŞEHİRCİLİK BAKANI Mehmet ÖZHASEKİ
DIŞİŞLERİ BAKANI Mevlüt ÇAVUŞOĞLU
EKONOMİ BAKANI Nihat ZEYBEKCİ
ENERJİ ve TABİİ KAYNAKLAR BAKANI Berat ALBAYRAK
GENÇLİK ve SPOR BAKANI Akif Çağatay KILIÇ
GIDA, TARIM VE HAYVANCILIK BAKANI Faruk ÇELİK
GÜMRÜK VE TİCARET BAKANI Bülent TÜFENKCİ
İÇİŞLERİ BAKANI Süleyman SOYLU
KALKINMA BAKANI Lütfi ELVAN
KÜLTÜR ve TURIZM BAKANI Nabi AVCI
MALİYE BAKANI Naci AĞBAL
MİLLİ EĞİTİM BAKANI İsmet YILMAZ
MİLLİ SAVUNMA BAKANI Fikri IŞIK
ORMAN ve SU İŞLERİ BAKANI Veysel EROĞLU
SAĞLIK BAKANI Recep AKDAĞ
ULAŞTIRMA, DENİZCİLİK VE HABERLEŞME BAKANI Ahmet ARSLAN
(Kaynak:sözcü.com.tr)
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Ak Saray'da Başbakan Binali Yıldırım'ı kabul etti. Görüşmede yeni kabine masaya yatırıldı. Görüşmenin ardından Başbakan Yıldırım, yeni kabineyi açıkladı. Kabineye 6 yeni bakan geldi, 5 bakanın da yeri değişti. Yeri değişenler arasında Adalet Bakanı Bekir Bozdağ da var.
11 KOLTUKTA DEĞİŞİKLİK
İşte yeni kabine;
Başbakan: Binali Yıldırım
Başbakan Yardımcıları: Bekir Bozdağ, Mehmet Şimşek, Fikri Işık, Recep Akdağ, Hakan Çavuşoğlu
Adalet Bakanı: Abdulhamit Gül
Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı: Fatma Betül Sayan Kaya
Avrupa Birliği Bakanı: Ömer Çelik
Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı: Faruk Özlü
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı: Jülide Sarıeroğlu
Çevre ve Şehircilik Bakanı: Mehmet Özhaseki
Dışişleri Bakanı: Mevlüt Çavuşoğlu
Ekonomi Bakanı: Nihat Zeybekçi
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı: Berat Albayrak
Gençlik ve Spor Bakanı: Osman Aşkın Bak
Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı: Ahmet Eşref Fakıbaba
Gümrük ve Ticaret Bakanı: Bülent Tüfengci
İçişleri Bakanı: Süleyman Soylu
Kalkınma Bakanı: Lütfi Elvan
Kültür ve Turizm Bakanı: Numan Kurtulmuş
Maliye Bakanı: Naci Ağbal
Milli Eğitim Bakanı: İsmet Yılmaz
Milli Savunma Bakanı: Nurettin Canikli
Orman ve Su İşleri Bakanı: Veysel Eroğlu
Sağlık Bakanı: Ahmet Demircan
Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı: Ahmet Arslan
GELENLER
– Hakan Çavuşoğlu (Başbakan Yardımcısı)
-Abdülhamit Gül (Adalet Bakanı)
– Jülide Sarıeroğlu (Çalışma Ve Şehircilik Bakanı)
– Osman Aşkın Bak (Gençlik Ve Spor Bakanı)
– Ahmet Eşref Fakıbaba ( Gıda ve Hayvancılık Bakanı)
– Ahmet Demircan (Sağlık Bakanı)
GİDENLER:
– Tuğrul Türkeş (Başbakan Yardımcısıydı)
– Akif Çağatay Kılıç (Gençlik ve Spor Bakanıydı)
– Mehmet Müezzinoğlu ( Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanıydı)
– Faruk Çelik (Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanıydı)
– Nabi Avcı (Maliye Bakanıydı)
– Veysi Kaynak ( Başbakan Yardımcısıydı)
GÖREVİ DEĞİŞENLER:
– Bekir Bozdağ, Adalet Bakanı'ydı Başbakan Yardımcısı oldu
– Numan Kurtulmuş, Başbakan Yardımcısıydı Kültür ve Turizm Bakanı oldu
– Recep Akdağ, Başbakan Yardımcısı Sağlık Bakanıydı Başbakan Yardımcısı oldu
– Fikri Işık, Milli Savunma Bakanıydı Başbakan Yardımcısı oldu
– Nurettin Canikli, Başbakan Yardımcısıydı Milli Savunma Bakanı oldu
ESKİ KABİNE ŞU ŞEKİLDEYDİ
BAŞBAKAN Binali YILDIRIM
BAŞBAKAN YARDIMCISI Nurettin CANİKLİ
BAŞBAKAN YARDIMCISI Mehmet ŞİMŞEK
BAŞBAKAN YARDIMCISI Numan KURTULMUŞ
BAŞBAKAN YARDIMCISI Yıldırım Tuğrul TÜRKEŞ
BAŞBAKAN YARDIMCISI Veysi KAYNAK
ADALET BAKANI Bekir BOZDAĞ
AİLE VE SOSYAL POLİTİKALAR BAKANI Fatma Betül Sayan KAYA
AVRUPA BİRLİĞİ BAKANI Ömer ÇELİK
BİLİM SANAYİ ve TEKNOLOJİ BAKANI Faruk ÖZLÜ
ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI Mehmet MÜEZZİNOĞLU
ÇEVRE VE ŞEHİRCİLİK BAKANI Mehmet ÖZHASEKİ
DIŞİŞLERİ BAKANI Mevlüt ÇAVUŞOĞLU
EKONOMİ BAKANI Nihat ZEYBEKCİ
ENERJİ ve TABİİ KAYNAKLAR BAKANI Berat ALBAYRAK
GENÇLİK ve SPOR BAKANI Akif Çağatay KILIÇ
GIDA, TARIM VE HAYVANCILIK BAKANI Faruk ÇELİK
GÜMRÜK VE TİCARET BAKANI Bülent TÜFENKCİ
İÇİŞLERİ BAKANI Süleyman SOYLU
KALKINMA BAKANI Lütfi ELVAN
KÜLTÜR ve TURIZM BAKANI Nabi AVCI
MALİYE BAKANI Naci AĞBAL
MİLLİ EĞİTİM BAKANI İsmet YILMAZ
MİLLİ SAVUNMA BAKANI Fikri IŞIK
ORMAN ve SU İŞLERİ BAKANI Veysel EROĞLU
SAĞLIK BAKANI Recep AKDAĞ
ULAŞTIRMA, DENİZCİLİK VE HABERLEŞME BAKANI Ahmet ARSLAN
(Kaynak:sözcü.com.tr)
22 Mayıs 2017 Pazartesi
Erdoğan yeniden AK Parti Genel Başkanı
AK Parti'nin 3. Olağanüstü Büyük Kongresi Ankara'da yapıldı. Kongrede tek aday olarak yer alan Cumhurbaşkanı Erdoğan, 1414 oyla 3 yıl sonra yeniden genel başkan olarak seçildi. Teşekkür konuşması yapan Erdoğan, "Yeni bir döneme giriyoruz. Yeni ve çok daha büyük reformları hayata geçireceğiz" dedi. Kongrede genel başkan vekilliği için tüzük değişikliği de kabul edildi.
AK Parti 3. Olağanüstü Büyük Kongresi Ankara Spor Salonu'nda yapıldı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, tek aday olarak yer aldığı kongrede 1414 oyla yeniden AK Parti Genel Başkanlığı'na seçildi.
Cumhurbaşkanı seçilmesinin ardından 27 Ağustos 2014'te genel başkanlık koltuğunu Ahmet Davutoğlu'na bırakan Erdoğan, 998 gün aradan sonra genel başkanlığa dönüş yaptı.
Erdoğan'ın kurucusu olduğu partiye yeniden genel başkan seçilmesiyle cumhurbaşkanlığı hükümet sistemine geçişte önemli bir adım da atıldı.
22 Mayıs 2016'da yapılan 2. Olağanüstü Büyük Kongre ile genel başkanlığa seçilen Başbakan Yıldırım, 364 gün genel başkanlık yapmış oldu.
"YENİ BİR DÖNEME GİRİYORUZ"
Teşekkür konuşması yapan Erdoğan şunları söyledi: "Şahsımı bir kez daha genel başkanlık görevine layık gördüğünüz için ayrı ayrı şükranlarımı sunuyorum. Bu kongre yeni bir başlangıçtır. Hizmetlerde yeni bir döneme giriyoruz. Yeni ve çok daha büyük reformları hayata geçireceğiz. Bundan sonraki dönem icraatta da sıçrama dönemi olacak. 2019 yılına kadar milletimizin talebi olan reformları süretla hayata geçirmekte kararlıyız. 2019'a kadar büyüme ve istihdam rakamlarını hızla yukarıya doğru çıkartacağız."
Kongre için hareketlilik sabahın erken saatlerinden itibaren başladı. Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Başbakan Binali Yıldırım saat 11.20'de kongre alanına geldi.
Erdoğan ve Yıldırım, kongre için sabahın erken saatlerinden itibaren Ankara Spor Salonu önünde toplanan kalabalığı selamladı.
YILDIRIM: HASRETİN VUSLATA DÖNÜŞTÜĞÜ ANI YAŞIYORUZ
Kısa bir konuşma yapan Başbakan Yıldırım şunları söyledi: "Hoş geldiniz, sefalar getirdiniz. AK Parti kongreleri bir şölendir, bir bayramdır. Güzel bir bayramı bugün birlikte yaşıyoruz. AK Parti teşkilatının mensupları olarak hasretin vuslata dönüştüğü anı yaşıyoruz. Hoş geldiniz sayın cumhurbaşkanım."
ERDOĞAN: 998 GÜN SONRA YİNE BERABERİZ
Cumhurbaşkanı Erdoğan da konuşmasında şunları kaydetti: "Değerli yol arkadaşım, sayın Binali Yıldırım bey, sevgili yol arkadaşlarım sizleri 998 gün sonra en kalbi duygularla selamlıyorum. Fiili bir ayrılığımız vardı ama bugün yine sizlerle beraberiz. Sizlerin heyecanı heyecanımızdır, sizlerin coşkusu coşkumuzdur. 3. olağanüstü kongredeki heyecanı paylaşmak üzere buradasınız. Emaneti bugünlere kadar taşıyan gönüldaşım Binali Yıldırım'a tekrar teşekkür ediyorum. Önümüzde 2019 var. Martında yerel seçimler var. Kasımda parlamento ve cumhurbaşkanlığı seçimi var. Durmak yok yola devam. Kapı kapı dolaşmaya devam edeceğiz. Üzerimizdeki spekülasyonları sandıkta cevabını vererek yine yok edeceğiz."
SALONDA 15 TEMMUZ DEMOKRASİ MARŞI İLE KARŞILANDI
Konuşmaların ardından salona birlikte giriş yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Binali Yıldırım partilileri selamladı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan ve eşi Emine Erdoğan'ı, salona girişinde Başbakan Binali Yıldırım ve eşi Semiha Yıldırım'ın yanı sıra bakanlar, Merkez Yürütme Kurulu (MYK) ve Merkez Karar ve Yönetim Kurulu (MKYK) üyeleri karşıladı.
Erdoğan'ın gelişi sırasında "15 Temmuz Demokrasi Marşı" çalındı.
Yöresel kıyafetli çocuklar tarafından karşılanan Erdoğan daha sonra eşi, Başbakan Yıldırım ve eşi Semiha Yıldırım ile salondaki platform üzerinden izleyicilere beyaz ve kırmızı karanfiller dağıttı. Bu sırada Erdoğan'ın seslendirdiği "Beraber Yürüdük Biz Bu Yollarda" şiiri okundu
Salon içinde ve dışında AK Parti seçim şarkıları çalınırken, partililer şarkılara eşlik etti ve tezahüratlarda bulundu.
Dev Türk bayrağı asılan salonda, Gazi Mustafa Kemal Atatürk, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Başbakan Binali Yıldırım'ın posterleri yer aldı.
"Yeni Atılım Dönemi; Demokrasi, Değişim, Reform" temasını taşıyan kongrenin yapılacağı salonda, "Yürüyeceksin... Gençler yürüyecek arkandan", "Millete efendilik için değil millete hizmet için varız", "Hep birlikte yeni hedeflere", "Değişimin lideri, milletin partisi", "Kutlu dava, güçlü Türkiye", "Sağlam irade, güçlü Türkiye" pankartları asıldı.
ERDOĞAN DA OY KULLANDI
Kurucu genel başkan olan Cumhurbaşkanı Erdoğan da kongrede oy kullandı. Erdoğan partiye yeni üye olduğu için delege olamıyor.
11 MADDELİK TÜZÜK DEĞİŞİKLİĞİ
Kongrede, Tüzük Değişikliği Komisyonunca hazırlanan parti tüzüğünün 11 maddesine ilişkin değişiklik teklifi, yapılan oylamayla kabul edildi.
Buna göre, tüzüğün "Temel Amaçlar" başlıklı 4. maddesine, "AK Parti, köklü devlet geleneğimizin üzerine bina edildiği 'İnsanı yaşat ki devlet yaşasın' ilkesini siyasetinin merkezi olarak görür. Milletin tüm fertleri, hiçbir ayrım gözetilmeksizin ülkemizin birinci sınıf vatandaşlarıdır. Türkiye Cumhuriyeti'nin tüm vatandaşları tek bir milleti teşkil eder. Bayrağımız bağımsızlığımızın ortak sembolüdür. Şehitlerimizin emaneti olan, milletimizin üzerinde yaşadığı, bayrağımızın özgürce dalgalandığı toprak, vatanımızdır. Devlet, milletimizin ortak eseridir. AK Parti, yukarıda belirtilen temel amaç ve hedefler doğrultusunda, 'tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet' anlayışını sarsılmaz bir ilke olarak kabul eder" fıkrası eklendi.
Tüzüğün 69. maddesinin 3. fıkrasına "Ancak en az 5 delegece imzalı yazılı teklif gelmesi halinde, genel başkan ve diğer bütün seçimlerin aynı anda yapılmasına büyük kongrece karar verilebilir. Bu halde 76. maddenin 3. fıkrası uygulanmaz" ibaresi eklendi. Değişiklikle genel merkez ve diğer merkez organ seçimlerinin aynı anda yapılmasına imkan sağlanacak.
Tüzüğün 73. maddesinin 3. fıkrasında yer alan "Genel Başkanın yokluğunda" ibaresi "Genel Başkanın veya Genel Başkan Vekilinin yokluğunda" şeklinde değiştirildi. Söz konusu maddeyle Merkez Karar ve Yönetim Kurulu (MKYK) toplantılarına başkanlık etme konusundaki temel ilke düzenlendi.
Ayrıca tüzüğün 74. maddesinin 4. fıkrasında yer alan "Gerek görülen yerlerde teşkilat kurmak" ibaresinden sonra "kaldırma" ibaresi eklenirken, 14. fıkradaki "yürütme organlarının" ibaresi "yönetim ve yürütme organlarının" şeklinde yeniden düzenlendi.
"ÜÇ DÖNEM" KURALI ESNETİLEBİLECEK
İlgili maddenin 16. fıkrası "Anayasa ve Siyasi Partiler Kanunu ile diğer ilgili kanuni mevzuatın açıkça yasakladığı veya sınırladığı konular ile tüzükte belli bir Genel Merkez organının görev ve yetkisinde olan konular dışında parti politikaları, adaylık şartları ve kısıtlamaları, seçimler ve benzeri konularla ilgili her türlü prensip veya istisnai nitelikte kararlar almak ve uygulamak gibi görevler yapar, yetkiler kullanır" şeklinde değiştirildi.
Buna göre, partideki "üç dönem kuralı" devam edecek ancak MKYK, gerekmesi halinde istisnai nitelikte karar alabilecek donanıma kavuşturulacak. MKYK, bu alanlarda parti politikaları dikkate alınmak suretiyle inisiyatif kullanma yetkisiyle donatılacak.
Değişiklikle partinin il, ilçe ve belde teşkilatlarının kurulması yanında kaldırılmasına yönelik yetkiyle bu teşkilatların yönetim organ üye sayılarının tüzükte belirlenen asgari ve azami üye sayıları kapsamında belirlenmesi yetkisi MKYK'ya verildi.
GENEL BAŞKAN VEKİLLİĞİ GETİRİLDİ
AK Parti Tüzüğü'ne "77/A" sayılı yeni madde eklendi. Tüzüğe eklenen "Genel Başkan Vekili" başlıklı maddeye göre, genel başkan vekili, MKYK üyeleri arasından genel başkan tarafından belirlenecek. Genel başkan vekili, genel başkanın verdiği görevleri yürütecek, yetkileri kullanacak. Genel başkanın yokluğunda, genel başkan vekili MKYK ve MYK toplantılarına başkanlık edecek. Bu madde hükmü, yan kuruluşlarla genel merkez dışındaki teşkilat kademelerinde uygulanmayacak.
Düzenlemeye göre bir genel başkan vekili belirlenecek, alt kademeler ise "kademe başkanlarının vekili" şeklinde statü oluşturamayacak.
Tüzüğün 79. maddesinin birinci fıkrasına "Genel Başkan Vekili" ibaresi eklendi. İlgili maddenin ikinci fıkrası, "TBMM Parti Grup Başkanı ve Grup Başkan Vekilleri dışındaki MYK üyeleri, Genel Başkan tarafından MKYK üyeleri arasından belirlenir." şeklinde, üçüncü fıkrasındaki "Genel Başkanın yokluğunda" ibaresi ise "Genel Başkanın veya Genel Başkan Vekilinin yokluğunda" olarak değiştirildi.
Maddeyle MYK'nın oluşumu, üyelerinin belirlenmesi usulü ve toplantıya başkanlık etme konusu yeniden düzenlendi.
Ayrıca tüzüğün 81. maddesinin kenar başlığı "Genel Başkan Yardımcıları" şeklinde değiştirildi, "MYK'nın MKYK tarafından seçilen" ibaresi madde metninden çıkarıldı.
AK Parti 3. Olağanüstü Büyük Kongresi'nde, söz konusu tüzük değişikliğine ilişkin hükümler madde madde oylandı ve kabul edilerek yürürlüğe girdi.
GÜL'DEN KONGREYE MESAJ
Parti kurucuları, eski milletvekilleri, başbakan ve bakanlarla birlikte 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül de davet edildi. Ancak Abdullah Gül, kongreye katılmadı.
Gül mesajında şu ifadelere yer verdi:
"Değerli gönüldaşlarım, kıymetli delegeler, fedakar ve cefakar çalışmalarıyla partimizi daima zafere ulaştıran teşkilat mensubu kardeşlerim, arkadaşlarım, Adalet ve Kalkınma Partisi'nin 3. Olağanüstü Kongresi'nin memleketimiz, Türk demokrasisi ve kutlu davamız için hayırlara vesile olmasını temenni ediyorum. 14 Ağustos 2001'de o günkü arkadaşlarımızla birlikte kurduğumuz AK Parti, 16 yıllık zaman sürecinde ülkemizde pek çok tabuları yıkmış, kronik sorunlara çözüm üretmiş, siyasi, ekonomik ve sosyal konularda çoklu reformlarla halkımıza çok büyük hizmetler yapmıştır. Kongremizin hayırlı olmasını diliyorum." (Kaynak:ntvmsnc.com.tr)
AK Parti 3. Olağanüstü Büyük Kongresi Ankara Spor Salonu'nda yapıldı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, tek aday olarak yer aldığı kongrede 1414 oyla yeniden AK Parti Genel Başkanlığı'na seçildi.
Cumhurbaşkanı seçilmesinin ardından 27 Ağustos 2014'te genel başkanlık koltuğunu Ahmet Davutoğlu'na bırakan Erdoğan, 998 gün aradan sonra genel başkanlığa dönüş yaptı.
Erdoğan'ın kurucusu olduğu partiye yeniden genel başkan seçilmesiyle cumhurbaşkanlığı hükümet sistemine geçişte önemli bir adım da atıldı.
22 Mayıs 2016'da yapılan 2. Olağanüstü Büyük Kongre ile genel başkanlığa seçilen Başbakan Yıldırım, 364 gün genel başkanlık yapmış oldu.
"YENİ BİR DÖNEME GİRİYORUZ"
Teşekkür konuşması yapan Erdoğan şunları söyledi: "Şahsımı bir kez daha genel başkanlık görevine layık gördüğünüz için ayrı ayrı şükranlarımı sunuyorum. Bu kongre yeni bir başlangıçtır. Hizmetlerde yeni bir döneme giriyoruz. Yeni ve çok daha büyük reformları hayata geçireceğiz. Bundan sonraki dönem icraatta da sıçrama dönemi olacak. 2019 yılına kadar milletimizin talebi olan reformları süretla hayata geçirmekte kararlıyız. 2019'a kadar büyüme ve istihdam rakamlarını hızla yukarıya doğru çıkartacağız."
Kongre için hareketlilik sabahın erken saatlerinden itibaren başladı. Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Başbakan Binali Yıldırım saat 11.20'de kongre alanına geldi.
Erdoğan ve Yıldırım, kongre için sabahın erken saatlerinden itibaren Ankara Spor Salonu önünde toplanan kalabalığı selamladı.
YILDIRIM: HASRETİN VUSLATA DÖNÜŞTÜĞÜ ANI YAŞIYORUZ
Kısa bir konuşma yapan Başbakan Yıldırım şunları söyledi: "Hoş geldiniz, sefalar getirdiniz. AK Parti kongreleri bir şölendir, bir bayramdır. Güzel bir bayramı bugün birlikte yaşıyoruz. AK Parti teşkilatının mensupları olarak hasretin vuslata dönüştüğü anı yaşıyoruz. Hoş geldiniz sayın cumhurbaşkanım."
ERDOĞAN: 998 GÜN SONRA YİNE BERABERİZ
Cumhurbaşkanı Erdoğan da konuşmasında şunları kaydetti: "Değerli yol arkadaşım, sayın Binali Yıldırım bey, sevgili yol arkadaşlarım sizleri 998 gün sonra en kalbi duygularla selamlıyorum. Fiili bir ayrılığımız vardı ama bugün yine sizlerle beraberiz. Sizlerin heyecanı heyecanımızdır, sizlerin coşkusu coşkumuzdur. 3. olağanüstü kongredeki heyecanı paylaşmak üzere buradasınız. Emaneti bugünlere kadar taşıyan gönüldaşım Binali Yıldırım'a tekrar teşekkür ediyorum. Önümüzde 2019 var. Martında yerel seçimler var. Kasımda parlamento ve cumhurbaşkanlığı seçimi var. Durmak yok yola devam. Kapı kapı dolaşmaya devam edeceğiz. Üzerimizdeki spekülasyonları sandıkta cevabını vererek yine yok edeceğiz."
SALONDA 15 TEMMUZ DEMOKRASİ MARŞI İLE KARŞILANDI
Konuşmaların ardından salona birlikte giriş yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Binali Yıldırım partilileri selamladı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan ve eşi Emine Erdoğan'ı, salona girişinde Başbakan Binali Yıldırım ve eşi Semiha Yıldırım'ın yanı sıra bakanlar, Merkez Yürütme Kurulu (MYK) ve Merkez Karar ve Yönetim Kurulu (MKYK) üyeleri karşıladı.
Erdoğan'ın gelişi sırasında "15 Temmuz Demokrasi Marşı" çalındı.
Yöresel kıyafetli çocuklar tarafından karşılanan Erdoğan daha sonra eşi, Başbakan Yıldırım ve eşi Semiha Yıldırım ile salondaki platform üzerinden izleyicilere beyaz ve kırmızı karanfiller dağıttı. Bu sırada Erdoğan'ın seslendirdiği "Beraber Yürüdük Biz Bu Yollarda" şiiri okundu
Salon içinde ve dışında AK Parti seçim şarkıları çalınırken, partililer şarkılara eşlik etti ve tezahüratlarda bulundu.
Dev Türk bayrağı asılan salonda, Gazi Mustafa Kemal Atatürk, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Başbakan Binali Yıldırım'ın posterleri yer aldı.
"Yeni Atılım Dönemi; Demokrasi, Değişim, Reform" temasını taşıyan kongrenin yapılacağı salonda, "Yürüyeceksin... Gençler yürüyecek arkandan", "Millete efendilik için değil millete hizmet için varız", "Hep birlikte yeni hedeflere", "Değişimin lideri, milletin partisi", "Kutlu dava, güçlü Türkiye", "Sağlam irade, güçlü Türkiye" pankartları asıldı.
ERDOĞAN DA OY KULLANDI
Kurucu genel başkan olan Cumhurbaşkanı Erdoğan da kongrede oy kullandı. Erdoğan partiye yeni üye olduğu için delege olamıyor.
11 MADDELİK TÜZÜK DEĞİŞİKLİĞİ
Kongrede, Tüzük Değişikliği Komisyonunca hazırlanan parti tüzüğünün 11 maddesine ilişkin değişiklik teklifi, yapılan oylamayla kabul edildi.
Buna göre, tüzüğün "Temel Amaçlar" başlıklı 4. maddesine, "AK Parti, köklü devlet geleneğimizin üzerine bina edildiği 'İnsanı yaşat ki devlet yaşasın' ilkesini siyasetinin merkezi olarak görür. Milletin tüm fertleri, hiçbir ayrım gözetilmeksizin ülkemizin birinci sınıf vatandaşlarıdır. Türkiye Cumhuriyeti'nin tüm vatandaşları tek bir milleti teşkil eder. Bayrağımız bağımsızlığımızın ortak sembolüdür. Şehitlerimizin emaneti olan, milletimizin üzerinde yaşadığı, bayrağımızın özgürce dalgalandığı toprak, vatanımızdır. Devlet, milletimizin ortak eseridir. AK Parti, yukarıda belirtilen temel amaç ve hedefler doğrultusunda, 'tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet' anlayışını sarsılmaz bir ilke olarak kabul eder" fıkrası eklendi.
Tüzüğün 69. maddesinin 3. fıkrasına "Ancak en az 5 delegece imzalı yazılı teklif gelmesi halinde, genel başkan ve diğer bütün seçimlerin aynı anda yapılmasına büyük kongrece karar verilebilir. Bu halde 76. maddenin 3. fıkrası uygulanmaz" ibaresi eklendi. Değişiklikle genel merkez ve diğer merkez organ seçimlerinin aynı anda yapılmasına imkan sağlanacak.
Tüzüğün 73. maddesinin 3. fıkrasında yer alan "Genel Başkanın yokluğunda" ibaresi "Genel Başkanın veya Genel Başkan Vekilinin yokluğunda" şeklinde değiştirildi. Söz konusu maddeyle Merkez Karar ve Yönetim Kurulu (MKYK) toplantılarına başkanlık etme konusundaki temel ilke düzenlendi.
Ayrıca tüzüğün 74. maddesinin 4. fıkrasında yer alan "Gerek görülen yerlerde teşkilat kurmak" ibaresinden sonra "kaldırma" ibaresi eklenirken, 14. fıkradaki "yürütme organlarının" ibaresi "yönetim ve yürütme organlarının" şeklinde yeniden düzenlendi.
"ÜÇ DÖNEM" KURALI ESNETİLEBİLECEK
İlgili maddenin 16. fıkrası "Anayasa ve Siyasi Partiler Kanunu ile diğer ilgili kanuni mevzuatın açıkça yasakladığı veya sınırladığı konular ile tüzükte belli bir Genel Merkez organının görev ve yetkisinde olan konular dışında parti politikaları, adaylık şartları ve kısıtlamaları, seçimler ve benzeri konularla ilgili her türlü prensip veya istisnai nitelikte kararlar almak ve uygulamak gibi görevler yapar, yetkiler kullanır" şeklinde değiştirildi.
Buna göre, partideki "üç dönem kuralı" devam edecek ancak MKYK, gerekmesi halinde istisnai nitelikte karar alabilecek donanıma kavuşturulacak. MKYK, bu alanlarda parti politikaları dikkate alınmak suretiyle inisiyatif kullanma yetkisiyle donatılacak.
Değişiklikle partinin il, ilçe ve belde teşkilatlarının kurulması yanında kaldırılmasına yönelik yetkiyle bu teşkilatların yönetim organ üye sayılarının tüzükte belirlenen asgari ve azami üye sayıları kapsamında belirlenmesi yetkisi MKYK'ya verildi.
GENEL BAŞKAN VEKİLLİĞİ GETİRİLDİ
AK Parti Tüzüğü'ne "77/A" sayılı yeni madde eklendi. Tüzüğe eklenen "Genel Başkan Vekili" başlıklı maddeye göre, genel başkan vekili, MKYK üyeleri arasından genel başkan tarafından belirlenecek. Genel başkan vekili, genel başkanın verdiği görevleri yürütecek, yetkileri kullanacak. Genel başkanın yokluğunda, genel başkan vekili MKYK ve MYK toplantılarına başkanlık edecek. Bu madde hükmü, yan kuruluşlarla genel merkez dışındaki teşkilat kademelerinde uygulanmayacak.
Düzenlemeye göre bir genel başkan vekili belirlenecek, alt kademeler ise "kademe başkanlarının vekili" şeklinde statü oluşturamayacak.
Tüzüğün 79. maddesinin birinci fıkrasına "Genel Başkan Vekili" ibaresi eklendi. İlgili maddenin ikinci fıkrası, "TBMM Parti Grup Başkanı ve Grup Başkan Vekilleri dışındaki MYK üyeleri, Genel Başkan tarafından MKYK üyeleri arasından belirlenir." şeklinde, üçüncü fıkrasındaki "Genel Başkanın yokluğunda" ibaresi ise "Genel Başkanın veya Genel Başkan Vekilinin yokluğunda" olarak değiştirildi.
Maddeyle MYK'nın oluşumu, üyelerinin belirlenmesi usulü ve toplantıya başkanlık etme konusu yeniden düzenlendi.
Ayrıca tüzüğün 81. maddesinin kenar başlığı "Genel Başkan Yardımcıları" şeklinde değiştirildi, "MYK'nın MKYK tarafından seçilen" ibaresi madde metninden çıkarıldı.
AK Parti 3. Olağanüstü Büyük Kongresi'nde, söz konusu tüzük değişikliğine ilişkin hükümler madde madde oylandı ve kabul edilerek yürürlüğe girdi.
GÜL'DEN KONGREYE MESAJ
Parti kurucuları, eski milletvekilleri, başbakan ve bakanlarla birlikte 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül de davet edildi. Ancak Abdullah Gül, kongreye katılmadı.
Gül mesajında şu ifadelere yer verdi:
"Değerli gönüldaşlarım, kıymetli delegeler, fedakar ve cefakar çalışmalarıyla partimizi daima zafere ulaştıran teşkilat mensubu kardeşlerim, arkadaşlarım, Adalet ve Kalkınma Partisi'nin 3. Olağanüstü Kongresi'nin memleketimiz, Türk demokrasisi ve kutlu davamız için hayırlara vesile olmasını temenni ediyorum. 14 Ağustos 2001'de o günkü arkadaşlarımızla birlikte kurduğumuz AK Parti, 16 yıllık zaman sürecinde ülkemizde pek çok tabuları yıkmış, kronik sorunlara çözüm üretmiş, siyasi, ekonomik ve sosyal konularda çoklu reformlarla halkımıza çok büyük hizmetler yapmıştır. Kongremizin hayırlı olmasını diliyorum." (Kaynak:ntvmsnc.com.tr)
17 Nisan 2017 Pazartesi
Referandum sonuçları sonrasında Başbakan'dan ilk açıklama
AK parti Genel Başkanı ve Başbakan Binali Yıldırım, referandum sonuçlarının belli olmasından sonra balkon konuşması yaptı. "Bu halk oylamasının kaybedeni yoktur. Kazanan Türkiyedir, kazanan aziz milletimdir" diyen Yıldırım "Kimsenin kalbi kırık olmasın" mesajını verdi.
Başbakan Binali Yıldırım, halk oylamasının sonuçlanmasının ardından AK Parti Genel Merkezi önünde balkon konuşması yaparak partililere teşekkür etti.
Yıldırım, “Bilmeyen öğrensin, duymayan duysun. Kardeşiz, tek vücut, tek bir milletiz. Aziz vatandaşlarım, Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemini öngören gayri resmi sonuçlara göre evetle neticelenmiştir, Cenab-ı Mevlam hayırlı uğurlu eylesin. Yüksek bir katılımla sandık başına giderek tercihini yapan demokrasimize sahip çıkan bütün vatandaşlarıma teşekkür ediyorum. Halk oylamasının güvenliğini sağlayan bütün güvenlik teşkilatı ve bütün kamu görevlilerine milletim adına teşekkür ediyorum. Sandık görevlilerine müşahitlere teşekkür ediyorum. Bugün ilk kez hak oylamasında sandığa giden 1 milyon 269 bin gencimizi özellikle kutluyorum. Huzur içinde neticelenen bu oylama demokrasi tarihimizde milletin kendi kararıyla verdiği bir seçimdir. Demokrasi tarihimizde bu oylamayla yeni bir sayfa açılmıştır, herkes emin olsun ki çıkan bu sonucu halkımızın refahı, huzuru için en güzel şekilde değerlendireceğiz, teşekkürler Türkiye, Aziz milletim, yurt dışına yaşayan ve Türkiye’nin demokrasinine sahip çıkan bütün vatandaşlarımıza özellikle teşekkür ediyorum. Bir özel teşekkür ve bir selam kurucu genel başkanımız, liderimiz Sayın Cumhurbaşkanımız, Recep Tayyip Erdoğan’a teşekkür ediyorum. Kendisini buradan defalarca bu balkon konuşmasını yaptığı yerden sevgiyle saygıyla bütün teşkilatım adına selamlıyorum” ifadelerini kullandı.
Bir teşekkür de Bahçeli’ye
“Demokratik tercihin ortaya çıkması için hepimiz çok çalıştık, çok gayret ettik” diyen Yıldırım şöyle konuştu: Bu sürede sahaya çıkan herkese ülkem milletim, demokrasi adına şükranlarımı sunuyorum. Heyecanınız, coşkunuzla kampanya boyunca bizi bir an bile yalnız bırakmayan yol arkadaşlarıma teşekkür ediyorum. Bu anayasa değişikliğinin hazırlanmasında beraber çalıştığım MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’ye, partisinin bütün teşkilatlarına teşekkür ediyorum. Ayrıca bu süreçte diğer partilerimize de halk oylaması sürecinde yaptıkları olumlu katkıdan dolayı şükranları sunuyorum. Şimdi durmak yok, yola devam.
Kaldığımız yerden yola devam ediyoruz. Elbette farklı düşüncelerimiz, farklı çözüm önerilerimiz olacak ama neticede birliğimizi beraberliğimizi gözümüz gibi koruyacağız, demokrasimizin güzelliği de budur. Farklı fikirlere sahip olmak hiçbir şekilde birbirine üstünlük sağlamak değildir. Meydanlarda farklı şeyler söyledik, millete farklı şeyler anlattık ama son sözü millet söyledi, ‘evet’ dedi noktayı koydu.
Yola çıkarken söylediğimiz gibi halkın iradesi nasıl tecelli ederse o sonuç başımızın tacıdır dedik. Halkımız seçimini yapmış Cumhurbaşkanlığı yönetim sistemine olur vermiştir. Bu ülke bu millet artık hiçbir vesayete, hiçbir harici müdahaleye hiçbir tehdide boyun eğmeyeceğini bir kez daha göstermiştir. Bu seçimlerle, 15 Temmuz alçak darbe girişimini yapan terör örgütüne, bölücü terör örgütüne, Türkiye’ye düşmanlık yapan dış mihraklara en güzel cevabı milletimiz sandıkta vermiştir” şeklinde konuştu.
"Kazanan Türkiye'dir, kazanan Aziz milletimdir."
Yıldırım, “Bu seçimler, Türk demokrasisinin olgunluk düzeyini bütün dünyaya göstermiştir. Bizler Türkiye Cumhuriyeti devletinin birinci derece eşit vatandaşlarıyız. Meşru siyasi alandaki rekabet, birlik ve bütünlüğümüzü asla bozamaz, bozamayacaktır. Vatandaşlarımızın tercihi doğrultusunda geleceği güven içinde inşa edeceğiz. Açıkça söylüyorum, bu halk oylamasının kaybedeni yoktur, kazanan Türkiye'dir, kazanan Aziz milletimdir. Şimdi artık dayanışma bir olma beraber olma birlikte Türkiye olma zamanıdır. Sandıktan bizim tercihimiz ‘evet’ çıktığı için mutluyuz. Milli iradeyle aynı yönde olmak büyük bir şereftir. Bu büyük mutluluğa gölge düşürecek her türlü davranışı ve yorumdan elbette kaçınacağız. Demokratik olgunluğumuzu bize yakışan vakarla anlatacağız. Biz de öteki beriki yoktur, kimse mahsun olmasın.” dedi.
"İlk genel seçimde hayata geçireceğiz."
Bu maratonun bugün başarıyla sonuçlandığını belirten Yıldırım, “Cumhurbaşkanımız birçok ilde, Anadolu’da vatandaşlarımızla kucaklaştı. Kampanya bütün şehir meydanlarında bir bahar şölenine dönüştü. Toplumun bütün fertleri ifade ederek meydanlara döküldü, huzur içinde bu oylamayı gerçekleştirdik. Süreç boyunca yurt dışındaki vatandaşlarımıza vatanseverlikle ülkemize, birliğimize sahip çıktılar. Yine bu süre içinde Türkiye’nin ayağına basmak isteyenler bugün bir mahcubiyeti yaşamışlardır, onları dediği değil Türkiye’nin milletin dediği oldu. Şimdi önümüze, işimize bakacağız. Şimdi milletimizin aydınlık yarınları için uzak ufuklara bakacağız. 2019 seçimlerine kadar gerekli hazırlıkları yapıp çalışarak yeni yönetim sistemini yapılacak ilk genel seçimde hayata geçireceğiz. Bugün demokrasi, millet, hukuk devleti kazandı. Bugün yurt içinde, yurt dışında yaşayan 83 milyon vatandaşımız kazandı. Bu sistem değişikliğiyle beraber, birliğimizi, beraberliğimizi daha çok güçlendireceğiz. Ekonomimizi daha da büyüteceğiz. Kalkınmamızı daha güçlü hale getireceğiz. Türkiye'yi terörden arınmış, birliğini, beraberliğini kardeşliği sağlamlaştırmış örnek lider ülkeler arasına sokacağız” diye konuştu.
"‘Evet’ diyen ‘hayır’ diyen bütün vatandaşlarımıza bir kez daha şükranlarımı sunuyorum"
Yıldırım, bütün vatandaşların hakkını ve hukukunu koruyacaklarına dikkat çekerek, “Bu halk oylamasında ‘hayır’ diyenler de ‘evet’ diyenler de birdir, aynı şekilde değerlidir. ‘Evet’ diyen ‘hayır’ diyen bütün vatandaşlarımıza bir kez daha şükranlarımı sunuyorum, hepsini muhabbetle selamlıyorum. Biz biriz, beraberiz, birlikte Türkiye’yiz. Bütün farklılıklarımızla bir bütünüz. Demokrasi bizim ortak değerimizdir. Her an yanımda olan, destek veren değerli eşim Semiha Hanımefendiye ve aileme teşekkür ediyorum. Bu sonucun geleceğimiz için hayırlı uğurlu olmasını diliyor, bütün AK Parti teşkilatına ve milletime şükranlarımı sunuyorum” şeklinde konuştu.
Başbakan Yıldırım’ın balkon konuşmasında, Başbakan Yardımcıları Numan Kurtulmuş, Veysi Kaynak, Tuğrul Türkeş ve Nurettin Canikli, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Betül Sayan Kaya, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, AK Parti Genel Başkan Yardımcıları Mustafa Ataş, Cevdet Yılmaz ve Mehdi Eker, Anayasa Komisyonu Başkanı Mustafa Şentop, Adalet Komisyonu Başkanı Ahmet İyimaya, Ankara Milletvekilileri Ali İhsan Arslan, Emrullah İşler de hazır bulundu. Yıldırım’a eşi Semiha Yıldırım da eşlik etti. Partililerden sık sık “Recep Tayyip Erdoğan” sloganları yükselirken, partililer Başbakan Yıldırım’ı yağmura aldırış etmeden dinledi. cnntürk
Başbakan Binali Yıldırım, halk oylamasının sonuçlanmasının ardından AK Parti Genel Merkezi önünde balkon konuşması yaparak partililere teşekkür etti.
Yıldırım, “Bilmeyen öğrensin, duymayan duysun. Kardeşiz, tek vücut, tek bir milletiz. Aziz vatandaşlarım, Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemini öngören gayri resmi sonuçlara göre evetle neticelenmiştir, Cenab-ı Mevlam hayırlı uğurlu eylesin. Yüksek bir katılımla sandık başına giderek tercihini yapan demokrasimize sahip çıkan bütün vatandaşlarıma teşekkür ediyorum. Halk oylamasının güvenliğini sağlayan bütün güvenlik teşkilatı ve bütün kamu görevlilerine milletim adına teşekkür ediyorum. Sandık görevlilerine müşahitlere teşekkür ediyorum. Bugün ilk kez hak oylamasında sandığa giden 1 milyon 269 bin gencimizi özellikle kutluyorum. Huzur içinde neticelenen bu oylama demokrasi tarihimizde milletin kendi kararıyla verdiği bir seçimdir. Demokrasi tarihimizde bu oylamayla yeni bir sayfa açılmıştır, herkes emin olsun ki çıkan bu sonucu halkımızın refahı, huzuru için en güzel şekilde değerlendireceğiz, teşekkürler Türkiye, Aziz milletim, yurt dışına yaşayan ve Türkiye’nin demokrasinine sahip çıkan bütün vatandaşlarımıza özellikle teşekkür ediyorum. Bir özel teşekkür ve bir selam kurucu genel başkanımız, liderimiz Sayın Cumhurbaşkanımız, Recep Tayyip Erdoğan’a teşekkür ediyorum. Kendisini buradan defalarca bu balkon konuşmasını yaptığı yerden sevgiyle saygıyla bütün teşkilatım adına selamlıyorum” ifadelerini kullandı.
Bir teşekkür de Bahçeli’ye
“Demokratik tercihin ortaya çıkması için hepimiz çok çalıştık, çok gayret ettik” diyen Yıldırım şöyle konuştu: Bu sürede sahaya çıkan herkese ülkem milletim, demokrasi adına şükranlarımı sunuyorum. Heyecanınız, coşkunuzla kampanya boyunca bizi bir an bile yalnız bırakmayan yol arkadaşlarıma teşekkür ediyorum. Bu anayasa değişikliğinin hazırlanmasında beraber çalıştığım MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’ye, partisinin bütün teşkilatlarına teşekkür ediyorum. Ayrıca bu süreçte diğer partilerimize de halk oylaması sürecinde yaptıkları olumlu katkıdan dolayı şükranları sunuyorum. Şimdi durmak yok, yola devam.
Kaldığımız yerden yola devam ediyoruz. Elbette farklı düşüncelerimiz, farklı çözüm önerilerimiz olacak ama neticede birliğimizi beraberliğimizi gözümüz gibi koruyacağız, demokrasimizin güzelliği de budur. Farklı fikirlere sahip olmak hiçbir şekilde birbirine üstünlük sağlamak değildir. Meydanlarda farklı şeyler söyledik, millete farklı şeyler anlattık ama son sözü millet söyledi, ‘evet’ dedi noktayı koydu.
Yola çıkarken söylediğimiz gibi halkın iradesi nasıl tecelli ederse o sonuç başımızın tacıdır dedik. Halkımız seçimini yapmış Cumhurbaşkanlığı yönetim sistemine olur vermiştir. Bu ülke bu millet artık hiçbir vesayete, hiçbir harici müdahaleye hiçbir tehdide boyun eğmeyeceğini bir kez daha göstermiştir. Bu seçimlerle, 15 Temmuz alçak darbe girişimini yapan terör örgütüne, bölücü terör örgütüne, Türkiye’ye düşmanlık yapan dış mihraklara en güzel cevabı milletimiz sandıkta vermiştir” şeklinde konuştu.
"Kazanan Türkiye'dir, kazanan Aziz milletimdir."
Yıldırım, “Bu seçimler, Türk demokrasisinin olgunluk düzeyini bütün dünyaya göstermiştir. Bizler Türkiye Cumhuriyeti devletinin birinci derece eşit vatandaşlarıyız. Meşru siyasi alandaki rekabet, birlik ve bütünlüğümüzü asla bozamaz, bozamayacaktır. Vatandaşlarımızın tercihi doğrultusunda geleceği güven içinde inşa edeceğiz. Açıkça söylüyorum, bu halk oylamasının kaybedeni yoktur, kazanan Türkiye'dir, kazanan Aziz milletimdir. Şimdi artık dayanışma bir olma beraber olma birlikte Türkiye olma zamanıdır. Sandıktan bizim tercihimiz ‘evet’ çıktığı için mutluyuz. Milli iradeyle aynı yönde olmak büyük bir şereftir. Bu büyük mutluluğa gölge düşürecek her türlü davranışı ve yorumdan elbette kaçınacağız. Demokratik olgunluğumuzu bize yakışan vakarla anlatacağız. Biz de öteki beriki yoktur, kimse mahsun olmasın.” dedi.
"İlk genel seçimde hayata geçireceğiz."
Bu maratonun bugün başarıyla sonuçlandığını belirten Yıldırım, “Cumhurbaşkanımız birçok ilde, Anadolu’da vatandaşlarımızla kucaklaştı. Kampanya bütün şehir meydanlarında bir bahar şölenine dönüştü. Toplumun bütün fertleri ifade ederek meydanlara döküldü, huzur içinde bu oylamayı gerçekleştirdik. Süreç boyunca yurt dışındaki vatandaşlarımıza vatanseverlikle ülkemize, birliğimize sahip çıktılar. Yine bu süre içinde Türkiye’nin ayağına basmak isteyenler bugün bir mahcubiyeti yaşamışlardır, onları dediği değil Türkiye’nin milletin dediği oldu. Şimdi önümüze, işimize bakacağız. Şimdi milletimizin aydınlık yarınları için uzak ufuklara bakacağız. 2019 seçimlerine kadar gerekli hazırlıkları yapıp çalışarak yeni yönetim sistemini yapılacak ilk genel seçimde hayata geçireceğiz. Bugün demokrasi, millet, hukuk devleti kazandı. Bugün yurt içinde, yurt dışında yaşayan 83 milyon vatandaşımız kazandı. Bu sistem değişikliğiyle beraber, birliğimizi, beraberliğimizi daha çok güçlendireceğiz. Ekonomimizi daha da büyüteceğiz. Kalkınmamızı daha güçlü hale getireceğiz. Türkiye'yi terörden arınmış, birliğini, beraberliğini kardeşliği sağlamlaştırmış örnek lider ülkeler arasına sokacağız” diye konuştu.
"‘Evet’ diyen ‘hayır’ diyen bütün vatandaşlarımıza bir kez daha şükranlarımı sunuyorum"
Yıldırım, bütün vatandaşların hakkını ve hukukunu koruyacaklarına dikkat çekerek, “Bu halk oylamasında ‘hayır’ diyenler de ‘evet’ diyenler de birdir, aynı şekilde değerlidir. ‘Evet’ diyen ‘hayır’ diyen bütün vatandaşlarımıza bir kez daha şükranlarımı sunuyorum, hepsini muhabbetle selamlıyorum. Biz biriz, beraberiz, birlikte Türkiye’yiz. Bütün farklılıklarımızla bir bütünüz. Demokrasi bizim ortak değerimizdir. Her an yanımda olan, destek veren değerli eşim Semiha Hanımefendiye ve aileme teşekkür ediyorum. Bu sonucun geleceğimiz için hayırlı uğurlu olmasını diliyor, bütün AK Parti teşkilatına ve milletime şükranlarımı sunuyorum” şeklinde konuştu.
Başbakan Yıldırım’ın balkon konuşmasında, Başbakan Yardımcıları Numan Kurtulmuş, Veysi Kaynak, Tuğrul Türkeş ve Nurettin Canikli, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Betül Sayan Kaya, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, AK Parti Genel Başkan Yardımcıları Mustafa Ataş, Cevdet Yılmaz ve Mehdi Eker, Anayasa Komisyonu Başkanı Mustafa Şentop, Adalet Komisyonu Başkanı Ahmet İyimaya, Ankara Milletvekilileri Ali İhsan Arslan, Emrullah İşler de hazır bulundu. Yıldırım’a eşi Semiha Yıldırım da eşlik etti. Partililerden sık sık “Recep Tayyip Erdoğan” sloganları yükselirken, partililer Başbakan Yıldırım’ı yağmura aldırış etmeden dinledi. cnntürk
3 Nisan 2017 Pazartesi
Bedelli askerlik çıkacak mı?
Bedelli askerlikle ilgili konuşan Başbakan Binali Yıldırım, "Böyle bir şey programımızda, gündemimizde yok." dedi.
Yıldırım, bir televizyon kanalında gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu, soruları yanıtladı.
Cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminin ekonomiyi nasıl etkileyeceğine ilişkin soru üzerine Başbakan Yıldırım, güçlü iktidarla engellerin, zaman kayıplarının ortadan kalkacağını milletin önünü görebileceğini söyledi. Yıldırım, yeni iş yerlerinin kurulacağını, yatırımcıların geleceğini, faizlerin kontrol altında olacağını belirterek, "Daha çok iş, daha çok aş. Türkiye 2023 hedeflerine güle oynaya gidecek, bu kadar basit." ifadesini kullandı.
"Bunlar akla ziyan şeyler"
Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemine karşı yapılan, "Cumhurbaşkanı kararname çıkartarak her şeyi bir gecede kapatır" söylemlerini hatırlatan Yıldırım, "Bunlar akla ziyan şeyler." dedi.
Başbakan Yıldırım, kişisel ve temel haklara yönelik cumhurbaşkanı kararnamesi çıkarılamayacağını vurgulayarak, şu görüşlere yer verdi: "Çıkardığın kararname kanuna aykırıysa geçersiz oluyor, kanun geçerli oluyor. Ona rağmen diyelim ki çıkardın, Meclis bu kararnameyi Anayasa Mahkemesine götürüyor, orada yanlışsa iptal ettiriyor. Her türlü denetim var. Cumhurbaşkanı ne ile ilgili kararname çıkaracak? Bakanları atayacak, üst düzey bürokratları, valileri, büyükelçileri atayacak."
"Sen kimsin"
Vatandaşlarla bir araya gelerek cumhurbaşkanlığı hükümet sistemini anlattıklarını hatırlatan Yıldırım, şunları ifade etti: "Anlatırken korkutarak, tehdit ederek değil. CHP'nin densiz bir milletvekili çıkmış kürsüde diyor ki 'Nasıl 1919'da Samsun'a çıktık, Amasya'ya, Erzurum'a, Sivas'a gittik, oradan Ankara'ya geldik, Polatlı'ya, Sakarya'da, Dumlupınar'da, İzmir'de düşmanı denize doldurduysak 'evet' verenler de düşünsün yine aynısını yapacağız.' 'Evet' çıkarsa millete aklı sıra bu gerzek, yani kuş beyniyle koca bir milleti denize dökecekmiş. Sen kimsin be. Bu millet Kurtuluş Savaşı'nda düşmana dersini verdi, 15 Temmuz'da içerideki hainlere dersini verdi, sen ne oluyorsun da öyle milleti tehdit ediyorsun. Milletvekili olmakla bu hakkı nerede buluyorsun? Bunlar asla kabul edilebilebilir şey değil."
"Türkiye'nin kabul edeceği şeyler değil"
Başbakan Binali Yıldırım, taşeron çalışanlarının kadroya geçirilmesine ilişkin bir soru üzerine, kamu ve çeşitli kurumlarda 800 bine yakın hizmet alımı şeklinde çalışan bulunduğuna işaret ederek, bu işçilerin çalışma şartlarının kadrolu memurlarından kötü olduğunu bildirdi.
Taşeronun çok zor ve sıkıntılı bir konu olduğuna belirten Yıldırım, bu konunun öneminin bilincinde olduklarını ve çalışmalarının devam ettiğini anlattı.
Bedelli askerlik gündemimizde yok"
Yıldırım, bedelli askerliğe ilişkin bir soru üzerine ise "Böyle bir şey programımızda, gündemimizde yok." dedi. (cnntürk)
Yıldırım, bir televizyon kanalında gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu, soruları yanıtladı.
Cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminin ekonomiyi nasıl etkileyeceğine ilişkin soru üzerine Başbakan Yıldırım, güçlü iktidarla engellerin, zaman kayıplarının ortadan kalkacağını milletin önünü görebileceğini söyledi. Yıldırım, yeni iş yerlerinin kurulacağını, yatırımcıların geleceğini, faizlerin kontrol altında olacağını belirterek, "Daha çok iş, daha çok aş. Türkiye 2023 hedeflerine güle oynaya gidecek, bu kadar basit." ifadesini kullandı.
"Bunlar akla ziyan şeyler"
Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemine karşı yapılan, "Cumhurbaşkanı kararname çıkartarak her şeyi bir gecede kapatır" söylemlerini hatırlatan Yıldırım, "Bunlar akla ziyan şeyler." dedi.
Başbakan Yıldırım, kişisel ve temel haklara yönelik cumhurbaşkanı kararnamesi çıkarılamayacağını vurgulayarak, şu görüşlere yer verdi: "Çıkardığın kararname kanuna aykırıysa geçersiz oluyor, kanun geçerli oluyor. Ona rağmen diyelim ki çıkardın, Meclis bu kararnameyi Anayasa Mahkemesine götürüyor, orada yanlışsa iptal ettiriyor. Her türlü denetim var. Cumhurbaşkanı ne ile ilgili kararname çıkaracak? Bakanları atayacak, üst düzey bürokratları, valileri, büyükelçileri atayacak."
"Sen kimsin"
Vatandaşlarla bir araya gelerek cumhurbaşkanlığı hükümet sistemini anlattıklarını hatırlatan Yıldırım, şunları ifade etti: "Anlatırken korkutarak, tehdit ederek değil. CHP'nin densiz bir milletvekili çıkmış kürsüde diyor ki 'Nasıl 1919'da Samsun'a çıktık, Amasya'ya, Erzurum'a, Sivas'a gittik, oradan Ankara'ya geldik, Polatlı'ya, Sakarya'da, Dumlupınar'da, İzmir'de düşmanı denize doldurduysak 'evet' verenler de düşünsün yine aynısını yapacağız.' 'Evet' çıkarsa millete aklı sıra bu gerzek, yani kuş beyniyle koca bir milleti denize dökecekmiş. Sen kimsin be. Bu millet Kurtuluş Savaşı'nda düşmana dersini verdi, 15 Temmuz'da içerideki hainlere dersini verdi, sen ne oluyorsun da öyle milleti tehdit ediyorsun. Milletvekili olmakla bu hakkı nerede buluyorsun? Bunlar asla kabul edilebilebilir şey değil."
"Türkiye'nin kabul edeceği şeyler değil"
Başbakan Binali Yıldırım, taşeron çalışanlarının kadroya geçirilmesine ilişkin bir soru üzerine, kamu ve çeşitli kurumlarda 800 bine yakın hizmet alımı şeklinde çalışan bulunduğuna işaret ederek, bu işçilerin çalışma şartlarının kadrolu memurlarından kötü olduğunu bildirdi.
Taşeronun çok zor ve sıkıntılı bir konu olduğuna belirten Yıldırım, bu konunun öneminin bilincinde olduklarını ve çalışmalarının devam ettiğini anlattı.
Bedelli askerlik gündemimizde yok"
Yıldırım, bedelli askerliğe ilişkin bir soru üzerine ise "Böyle bir şey programımızda, gündemimizde yok." dedi. (cnntürk)
Etiketler:
asker,
başbakan,
binali yıldırım,
tsk
26 Ocak 2017 Perşembe
AK Parti'nin referandum kitapçığında Bahçeli fotoğrafı
Referanduma götürülecek olan anayasa değişikliği teklifi ile ilgili AK Parti 50 sayfalık bir kitapçık hazırlandı. Anayasa değişiklik teklifinin tüm maddelerinin tam metni yer aldı. "Birlik ve uzlaşma" başlığının altında ise Erdoğan, Yıldırım ve Bahçeli'nin beraber çay içtikleri fotoğraf yer aldı.
11 Aralık 2016 Pazar
Başbakan Binali Yıldırım saldırıyı lanetledi
Başbakan Binali Yıldırım yaptığı yazılı açıklama ile İstanbul'da meydana gelen saldırıyı kınayarak, birlik çağrısı yaptı.
Başbakan Binali Yıldırım, Bursaspor-Beşiktaş futbol maçından sonra saat 22.29'da futbol taraftarlarını, güvenlik güçlerini hedef almak üzere alçakça tasarlanmış olan ve bombalı araçla düzenlenen saldırı neticesinde şehitler ve yaralılar olduğunu belirterek, "Acımız büyüktür ama bu büyük acıyı da milletçe daha çok bütünleşerek ve kenetlenerek aşacağız." ifadesini kullandı. Yıldırım, yaptığı yazılı açıklamada, dün akşam İstanbul Beşiktaş'ta insanlığa, hayata, huzura, masumiyete düşman olduğunu karanlık ve kalleş yüzünü bir kez daha göstererek bomba patlatan insanlık düşmanı katilleri şiddetle lanetledi.
Başbakan Yıldırım, şunları kaydetti:"80 milyon vatandaşımızla birlikte vicdan sahibi olan bütün insanlarında laneti terör örgütlerinin ve onlara yardım ve yataklık yapanların, arkaçıkanların, göz kırpanların üzerine olsun. Bursaspor-Beşiktaş futbol maçından sonra saat 22.29'da futbol taraftarlarını, güvenlik güçlerimizi hedef almak üzere alçakça tasarlanmış olan ve bombalı araçla düzenlenen saldırı neticesinde ne yazık ki şehitlerimiz ve yaralılarımız var. Acımız büyüktür ama bu büyük acıyı da milletçe daha çok bütünleşerek ve kenetlenerek aşacağız. Hayata, huzura, mutluluğa pusu kuran katiller devlet ve milletimizin bütünlüğüne halel getiremeyecekler, Türkiye'yi demokrasi ve hukuk yolundan çeviremeyeceklerdir. Aziz milletimize şimdiden büyük sabır ve metanet diliyorum. Aziz şehitlerimizin kanı yerde kalmayacaktır. Yaralılarımıza şifa diliyorum. Hayata kasteden katiller ve kendi bedenlerini de imha eden o aşağılık ruhlarıölüme gönderen odaklar da hak ettikleri cevabı alacaklardır. Hükümetimiz vebakanlarımız alçak saldırının aydınlanması için bütün dikkatiyle teyakkuzhalindedir. Allah birlik ve beraberliğimizi bozmasın ve daima insanlığın vicdanıolan ülkemizi, milletimizi ve devletimizi korusun. cnntürk
Başbakan Binali Yıldırım, Bursaspor-Beşiktaş futbol maçından sonra saat 22.29'da futbol taraftarlarını, güvenlik güçlerini hedef almak üzere alçakça tasarlanmış olan ve bombalı araçla düzenlenen saldırı neticesinde şehitler ve yaralılar olduğunu belirterek, "Acımız büyüktür ama bu büyük acıyı da milletçe daha çok bütünleşerek ve kenetlenerek aşacağız." ifadesini kullandı. Yıldırım, yaptığı yazılı açıklamada, dün akşam İstanbul Beşiktaş'ta insanlığa, hayata, huzura, masumiyete düşman olduğunu karanlık ve kalleş yüzünü bir kez daha göstererek bomba patlatan insanlık düşmanı katilleri şiddetle lanetledi.
Başbakan Yıldırım, şunları kaydetti:"80 milyon vatandaşımızla birlikte vicdan sahibi olan bütün insanlarında laneti terör örgütlerinin ve onlara yardım ve yataklık yapanların, arkaçıkanların, göz kırpanların üzerine olsun. Bursaspor-Beşiktaş futbol maçından sonra saat 22.29'da futbol taraftarlarını, güvenlik güçlerimizi hedef almak üzere alçakça tasarlanmış olan ve bombalı araçla düzenlenen saldırı neticesinde ne yazık ki şehitlerimiz ve yaralılarımız var. Acımız büyüktür ama bu büyük acıyı da milletçe daha çok bütünleşerek ve kenetlenerek aşacağız. Hayata, huzura, mutluluğa pusu kuran katiller devlet ve milletimizin bütünlüğüne halel getiremeyecekler, Türkiye'yi demokrasi ve hukuk yolundan çeviremeyeceklerdir. Aziz milletimize şimdiden büyük sabır ve metanet diliyorum. Aziz şehitlerimizin kanı yerde kalmayacaktır. Yaralılarımıza şifa diliyorum. Hayata kasteden katiller ve kendi bedenlerini de imha eden o aşağılık ruhlarıölüme gönderen odaklar da hak ettikleri cevabı alacaklardır. Hükümetimiz vebakanlarımız alçak saldırının aydınlanması için bütün dikkatiyle teyakkuzhalindedir. Allah birlik ve beraberliğimizi bozmasın ve daima insanlığın vicdanıolan ülkemizi, milletimizi ve devletimizi korusun. cnntürk
Bir gün yas ilan edildi
İstanbul'daki terör saldırısı nedeniyle bir gün süreyle milli yas ilan edildi. Ülkede bütün bayraklar yarıya çekilecek.
İstanbul, Beşiktaş Vodafone Arena yakınında düzenlenen saldırılar nedeniyle ülkede bir günlük ulusal yas ilan edildi. Başbakan Binali Yıldırım imzasıyla bakanlıklara iletilmek üzere gönderilen yazıda, terör saldırıları nedeniyle ülkede 1 gün süreyle milli yasilan edilmesi ve bütün bayrakların yarıya çekilmesi talimatı verildi.TC Başbakanlık Koordinasyon Merkezi'nden yapılan açıklamaya göre, sözkonusu yazıda şu ifadelere yer verildi:"10 Aralık 2016 tarihinde İstanbul'da meydana gelen menfur terör saldırısı sonucunda, hayatını kaybedenlerin acı kaybından dolayı 1 gün süreyle milli yas ilan edilmesi ve bütün bayrakların yarıya çekilmesi uygun görülmüştür."
İstanbul, Beşiktaş Vodafone Arena yakınında düzenlenen saldırılar nedeniyle ülkede bir günlük ulusal yas ilan edildi. Başbakan Binali Yıldırım imzasıyla bakanlıklara iletilmek üzere gönderilen yazıda, terör saldırıları nedeniyle ülkede 1 gün süreyle milli yasilan edilmesi ve bütün bayrakların yarıya çekilmesi talimatı verildi.TC Başbakanlık Koordinasyon Merkezi'nden yapılan açıklamaya göre, sözkonusu yazıda şu ifadelere yer verildi:"10 Aralık 2016 tarihinde İstanbul'da meydana gelen menfur terör saldırısı sonucunda, hayatını kaybedenlerin acı kaybından dolayı 1 gün süreyle milli yas ilan edilmesi ve bütün bayrakların yarıya çekilmesi uygun görülmüştür."
Etiketler:
binali yıldırım,
istanbul,
polis,
şehit,
taksim
24 Kasım 2016 Perşembe
Başbakan Yıldırım: Erken seçim yok, seçimler 2019'da
TRT Haber'de canlı yayına çıkan Başbakan Binali Yıldırım, gazetecilerin gündeme dair sorularını yanıtladı. Yıldırım, milletvekili ve cumhurbaşkanlığı seçimlerinin birlikte 2019'da yapılacağını söyledi.
Başbakan Binali Yıldırım, TRT Haber ve Spor Yayınları Dairesi Başkanı Yaşar Taşkın Koç'u, moderatörlüğünde, Okan Müderrisoğlu, ve Hürriyet Gazetesi yazarı Vahap Munyar'ın gündeme ilişkin sorularını cevapladı. Yıldırım'ın gündeme dair değerlendirmeleri özetle şöyle:
GEREKLİ UYARILAR YAPILDI: Konuyla ilgili Genelkurmay Başkanlığımızın muhataplarıyla gerekli askeri temasları devam ediyor. Nereden kaynaklandı, nasıl kaynaklandı, tekrarı olmaması konusunda da en kesin ve net şekilde uyarılar yapıldı muhataplara."
ŞANGHAY İŞBİRLİĞİ ÖRGÜTÜ: Bu bir tehdit değil, Avrupa'ya karşı bir meydan okuma da değil. Burada karşılıklı irade var. Uzakdoğu ülkeleri, Çin, Rusya, Orta Asya ülkeleri bunlar, ilişkilerimizi hem siyasi hem ekonomik olarak geliştirmek istiyorlar, biz de geliştirmek istiyoruz. Olay bundan ibaret. Yoksa 'AB olmazsa Asya birliği olur' gibi bir zorunlu tercih peşinde değiliz, bunun böyle görülmesinde fayda var."
SEÇİMLER 2019'DA YAPILACAK: "Milletvekilleri seçimleri ile cumhurbaşkanlığı seçimleri birlikte yapılacak ve 2019'da olacak. 2019'dan sonra fiilen yüzde 100 cumhurbaşkanlığı sistemi uygulanacak ama bu arada geçiş süreci tamamlanmış olacak. Yüzlerce, binlerce mevzuat yenilenecek."
AP'NİN TÜRKİYE KARARI: Bu kararın pratik anlamı şu, 'Biz, müzakere faslı açmayacağız'. Zaten uzun zamandan beri açılmıyor, canları sıkılınca açıyorlar kapatıyorlar, keyifleri gelince açıyorlar. Böyle bir belirsiz süreç uzun süredir devam ediyor. Avrupa ile ilişkileri zehirlemek, kopma noktasına getirmek Türkiye'ye zarar verir kabul ediyorum ama Avrupa'ya 3 misli, 5 misli daha çok zarar verir.
BİZİM İÇİN HİÇ ÖNEMİ YOK: Avrupa Parlamentosunun (AP), Türkiye'nin Avrupa Birliği (AB) ile sürdürdüğü müzakerelerin geçici olarak dondurulmasını tavsiye eden tasarıyı kabulüne ilişkin bir soru üzerine Yıldırım, Türkiye-AB arasındaki ilişkilerin bir süreden beri gergin olduğunun sır olmadığını dile getirdi. Yıldırım, çeşitli vesilelerle Türkiye'ye ayar vermeye çalışıldığını vurgulayarak, "Başkalarının ayar vermeye kalkışması, yönlendirmelerle, işaretlerle, talimatlarla hizaya getirme bizim karakterimize uygun bir şey değil. Biz, kendi kararını kendisi veren, en büyük dayanağı da milleti olan, geleneğimizde hep özgürlüğümüzü canımız kadar önemli bilmişiz. Esaret altına girmeden 16 devlet değiştirerek bugünlere gelmişiz. Bu hassasiyetimizin herkes tarafından görülmesi lazım." değerlendirmesinde bulundu.
Başbakan Binali Yıldırım, TRT Haber ve Spor Yayınları Dairesi Başkanı Yaşar Taşkın Koç'u, moderatörlüğünde, Okan Müderrisoğlu, ve Hürriyet Gazetesi yazarı Vahap Munyar'ın gündeme ilişkin sorularını cevapladı. Yıldırım'ın gündeme dair değerlendirmeleri özetle şöyle:
GEREKLİ UYARILAR YAPILDI: Konuyla ilgili Genelkurmay Başkanlığımızın muhataplarıyla gerekli askeri temasları devam ediyor. Nereden kaynaklandı, nasıl kaynaklandı, tekrarı olmaması konusunda da en kesin ve net şekilde uyarılar yapıldı muhataplara."
ŞANGHAY İŞBİRLİĞİ ÖRGÜTÜ: Bu bir tehdit değil, Avrupa'ya karşı bir meydan okuma da değil. Burada karşılıklı irade var. Uzakdoğu ülkeleri, Çin, Rusya, Orta Asya ülkeleri bunlar, ilişkilerimizi hem siyasi hem ekonomik olarak geliştirmek istiyorlar, biz de geliştirmek istiyoruz. Olay bundan ibaret. Yoksa 'AB olmazsa Asya birliği olur' gibi bir zorunlu tercih peşinde değiliz, bunun böyle görülmesinde fayda var."
SEÇİMLER 2019'DA YAPILACAK: "Milletvekilleri seçimleri ile cumhurbaşkanlığı seçimleri birlikte yapılacak ve 2019'da olacak. 2019'dan sonra fiilen yüzde 100 cumhurbaşkanlığı sistemi uygulanacak ama bu arada geçiş süreci tamamlanmış olacak. Yüzlerce, binlerce mevzuat yenilenecek."
AP'NİN TÜRKİYE KARARI: Bu kararın pratik anlamı şu, 'Biz, müzakere faslı açmayacağız'. Zaten uzun zamandan beri açılmıyor, canları sıkılınca açıyorlar kapatıyorlar, keyifleri gelince açıyorlar. Böyle bir belirsiz süreç uzun süredir devam ediyor. Avrupa ile ilişkileri zehirlemek, kopma noktasına getirmek Türkiye'ye zarar verir kabul ediyorum ama Avrupa'ya 3 misli, 5 misli daha çok zarar verir.
BİZİM İÇİN HİÇ ÖNEMİ YOK: Avrupa Parlamentosunun (AP), Türkiye'nin Avrupa Birliği (AB) ile sürdürdüğü müzakerelerin geçici olarak dondurulmasını tavsiye eden tasarıyı kabulüne ilişkin bir soru üzerine Yıldırım, Türkiye-AB arasındaki ilişkilerin bir süreden beri gergin olduğunun sır olmadığını dile getirdi. Yıldırım, çeşitli vesilelerle Türkiye'ye ayar vermeye çalışıldığını vurgulayarak, "Başkalarının ayar vermeye kalkışması, yönlendirmelerle, işaretlerle, talimatlarla hizaya getirme bizim karakterimize uygun bir şey değil. Biz, kendi kararını kendisi veren, en büyük dayanağı da milleti olan, geleneğimizde hep özgürlüğümüzü canımız kadar önemli bilmişiz. Esaret altına girmeden 16 devlet değiştirerek bugünlere gelmişiz. Bu hassasiyetimizin herkes tarafından görülmesi lazım." değerlendirmesinde bulundu.
Etiketler:
başbakan,
binali yıldırım,
seçim,
Türkiye
21 Kasım 2016 Pazartesi
'Cinsel istismar önergesi' komisyona geri çekildi
Başbakan Binali Yıldırım, toplumda geniş tepkileri tetikleyen ve gece yarısı Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın "geniş mutabakatla çözün" çağrısı yaptığı "cinsel istismar önerisini", Komisyona geri çektiklerini açıkladı. Başbakan Yıldırım, "Etraflıca bütün tarafların görüşleri de dikkate alınarak bu sorun mutlaka ve mutlaka çözüme ulaştırılacaktır" dedi.
Başbakan Binali Yıldırım, "cinsel istismar önerisini", Komisyona geri çektiklerini açıkladı. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın önergeyle ilgili "geniş mutabakat sağlanması" çağrısına işaret eden Yıldırım, muhalefet partileri, sivil toplum örgütleri, vatandaşlar, uzmanlar ve akademisyenlerden gelen önerileri dikkate alarak sorunu çözeceklerini söyledi.
'AK Parti suç olarak tanımladı'
İstanbul'da Haliç Kongre Merkezi'nde katılacağı "Bilişim Zirvesi 2016" öncesinde açıklamada bulunan Başbakan Yıldırım, çocuk yaşta evliliklerinin AK Parti döneminde Türk Ceza Kanunu'nda suç haline getirildiğini söyleyerek, bu kanun değişikliği önergesini getirme amaçlarını şöyle açıkladı:
"Bu değişikliği bilemeyen gençler 17-18 yaşından önce evlilik yapıyor. O evlilikten çocuklar yapınca, o çocukların nüfusa kaydı esnasında bunun suç olduğunu öğreniyor. Böylece erkek cezaevine gidiyor, kadın çocuklarla ortada kalıyor. Yani gençlerin yaptığı bu evliliğin bedelini çocuklar ödüyor. Özellikle bu toplumda bilindiğinden daha derin kanayan bir yaradır. Bunu görmek lazım."
'Birden bire kıyamet koptu'
Seçim meydanlarında AK Parti'nin de CHP ve MHP'nin de bu sorunla karşılaştığını ve çözümü için söz verdiğini dile getiren Başbakan Yıldırım, önergeyi TBMM'ye getirirken buradan hareket ettiklerini ifade etti. Başbakan Yıldırım, tanımladığı bu sorunu yaşayan bazı çiftlerin isimlerini de sıralayarak, "Binlerce gencin sorununu çözelim diye bir girişimde bulunduk ve Meclis'e bir kanun teklifi verdik. Ne olduysa birden bire kıyamet koptu. Neymiş efendim 'tecavüzcüye af geliyor' Böyle bir şey yok, bizim amacımız bu mağduriyeti gidermek" diye konuştu.
'Muhalefete kızdı: Kısmen başardılar'
Muhalefet partilerine yönelik eleştirilerde bulunan Başbakan Yıldırım, "Muhalefet partilerine bu konuda uzlaşma çağrıları yaptık ve hatta dedik ki, 'teklifiniz varsa, buyrun teklifinizi de getirin, bu meseleyim çözelim, böylece kanayan yara ortadan kalksın'. Ne yazık ki bu çağrımız gerektiği gibi kabul görmediği gibi bunu bir siyasi rant olarak kullanma yolunu tercih edip çok önemli bir sorunu yine ıskaladılar. Ayrıca bu yönde toplumda da bir kafa karışıklığı oluşturmayı kısmen başardılar" şeklinde konuştu.
'Cumhurbaşkanının çağrısı'
Başbakan Yıldırım daha sonra önergeyi geri çektiklerini şu sözlerle açıkladı:
"Gerek toplumdaki mutabakatın tam anlamıyla sağlanması, gerek Cumhurbaşkanımızın bu konudaki 'geniş mutabakat' çağrısı, gerekse de muhalefet partilerine kendi önerilerini geliştirmeleri için zaman tanınması bakımından Meclis'teki bu tasarıyı komisyona alıyoruz. Komisyonda etraflıca bütün tarafların görüşleri de dikkate alınarak bu sorun mutlaka ve mutlaka çözüme ulaştırılacaktır."
Muhalefet, sivil toplum, uzmanlar...
Bu sorununun bedelini çocukların çektiğini ve sorunu görmezden gelemeyeceklerini yineleyen Başbakan Yıldırım, bir soru üzerine de "CHP ve MHP'den bir teklif gelirse, bu da dikkate alınarak önerge olgunlaştırılacak. Gelmezse, sivil toplum örgütleri, vatandaşlar, uzmanlar, akademisyenlerden gelen önerileri de dikkate alarak bu meseleyi de halledeceğiz" dedi. cnntürk
Başbakan Binali Yıldırım, "cinsel istismar önerisini", Komisyona geri çektiklerini açıkladı. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın önergeyle ilgili "geniş mutabakat sağlanması" çağrısına işaret eden Yıldırım, muhalefet partileri, sivil toplum örgütleri, vatandaşlar, uzmanlar ve akademisyenlerden gelen önerileri dikkate alarak sorunu çözeceklerini söyledi.
'AK Parti suç olarak tanımladı'
İstanbul'da Haliç Kongre Merkezi'nde katılacağı "Bilişim Zirvesi 2016" öncesinde açıklamada bulunan Başbakan Yıldırım, çocuk yaşta evliliklerinin AK Parti döneminde Türk Ceza Kanunu'nda suç haline getirildiğini söyleyerek, bu kanun değişikliği önergesini getirme amaçlarını şöyle açıkladı:
"Bu değişikliği bilemeyen gençler 17-18 yaşından önce evlilik yapıyor. O evlilikten çocuklar yapınca, o çocukların nüfusa kaydı esnasında bunun suç olduğunu öğreniyor. Böylece erkek cezaevine gidiyor, kadın çocuklarla ortada kalıyor. Yani gençlerin yaptığı bu evliliğin bedelini çocuklar ödüyor. Özellikle bu toplumda bilindiğinden daha derin kanayan bir yaradır. Bunu görmek lazım."
'Birden bire kıyamet koptu'
Seçim meydanlarında AK Parti'nin de CHP ve MHP'nin de bu sorunla karşılaştığını ve çözümü için söz verdiğini dile getiren Başbakan Yıldırım, önergeyi TBMM'ye getirirken buradan hareket ettiklerini ifade etti. Başbakan Yıldırım, tanımladığı bu sorunu yaşayan bazı çiftlerin isimlerini de sıralayarak, "Binlerce gencin sorununu çözelim diye bir girişimde bulunduk ve Meclis'e bir kanun teklifi verdik. Ne olduysa birden bire kıyamet koptu. Neymiş efendim 'tecavüzcüye af geliyor' Böyle bir şey yok, bizim amacımız bu mağduriyeti gidermek" diye konuştu.
'Muhalefete kızdı: Kısmen başardılar'
Muhalefet partilerine yönelik eleştirilerde bulunan Başbakan Yıldırım, "Muhalefet partilerine bu konuda uzlaşma çağrıları yaptık ve hatta dedik ki, 'teklifiniz varsa, buyrun teklifinizi de getirin, bu meseleyim çözelim, böylece kanayan yara ortadan kalksın'. Ne yazık ki bu çağrımız gerektiği gibi kabul görmediği gibi bunu bir siyasi rant olarak kullanma yolunu tercih edip çok önemli bir sorunu yine ıskaladılar. Ayrıca bu yönde toplumda da bir kafa karışıklığı oluşturmayı kısmen başardılar" şeklinde konuştu.
'Cumhurbaşkanının çağrısı'
Başbakan Yıldırım daha sonra önergeyi geri çektiklerini şu sözlerle açıkladı:
"Gerek toplumdaki mutabakatın tam anlamıyla sağlanması, gerek Cumhurbaşkanımızın bu konudaki 'geniş mutabakat' çağrısı, gerekse de muhalefet partilerine kendi önerilerini geliştirmeleri için zaman tanınması bakımından Meclis'teki bu tasarıyı komisyona alıyoruz. Komisyonda etraflıca bütün tarafların görüşleri de dikkate alınarak bu sorun mutlaka ve mutlaka çözüme ulaştırılacaktır."
Muhalefet, sivil toplum, uzmanlar...
Bu sorununun bedelini çocukların çektiğini ve sorunu görmezden gelemeyeceklerini yineleyen Başbakan Yıldırım, bir soru üzerine de "CHP ve MHP'den bir teklif gelirse, bu da dikkate alınarak önerge olgunlaştırılacak. Gelmezse, sivil toplum örgütleri, vatandaşlar, uzmanlar, akademisyenlerden gelen önerileri de dikkate alarak bu meseleyi de halledeceğiz" dedi. cnntürk
19 Kasım 2016 Cumartesi
Başbakan’dan 'resmi nikâh' formülü
Cinsel istismar faillerinin mağdurla evlilik şartıyla bir defalığına kurtarılması düzenlemesi tepki çekince hükümet harekete geçti.
Başbakan Binali Yıldırım, dün gece hukukçu bazı milletvekilleriyle görüşerek krize çözüm aradı.
Hürriyet'ten Abdülkadir Selvi'nin haberine göre, AK Parti milletvekillerince verilen önergede yer alan, “16 Kasım 2016’ya kadar işlenen cinsel istismar suçunda, mağdurla failin evlenmesi durumunda CMK’daki koşullara bakılmaksızın hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına, hüküm verilmişse cezanın infazının ertelenmesine karar verilecek” ibaresi krize neden olmuştu.
Başbakan’la yapılan toplantıdan hukukçu milletvekilleri, cinsel istismar suçu işleyenlerin ileride de bu hükümden yararlanabileceği tehlikesi üzerinde durdular. Bu yanlışlığın giderilmesi için, 16 Kasım 2016’ya kadar işlenen cinsel istismar suçu” ibaresinin, “16 Kasım 2016’ya kadar resmi olarak evli olanlarda CMK’daki koşullara bakılmaksızın hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına, hüküm verilmişse cezanın infazının ertelenmesine karar verilecek” şeklinde düzenlenmesi benimsendi.
Böylece ileride işlenecek olan cinsel taciz suçlarının af kapsamına girmesinin önüne geçilirken, 16 Kasım 2016 tarihinde resmi olarak evli olanlar sınırlaması getirilerek, ileriye dönük bir düzenleme yapılması engellenmiş oldu. 16 Kasım 2016 tarihinde resmi olarak evli olanlar şeklindeki düzenlemeden 3.800 kişinin yararlanması bekleniyor. Başbakan Yıldırım, bu formülü, yarınki toplantıya çağırdığı AK Partili kadın milletvekilleri ve hukukçu milletvekilleriyle de değerlendirecek.
Başbakan Binali Yıldırım, dün gece hukukçu bazı milletvekilleriyle görüşerek krize çözüm aradı.
Hürriyet'ten Abdülkadir Selvi'nin haberine göre, AK Parti milletvekillerince verilen önergede yer alan, “16 Kasım 2016’ya kadar işlenen cinsel istismar suçunda, mağdurla failin evlenmesi durumunda CMK’daki koşullara bakılmaksızın hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına, hüküm verilmişse cezanın infazının ertelenmesine karar verilecek” ibaresi krize neden olmuştu.
Başbakan’la yapılan toplantıdan hukukçu milletvekilleri, cinsel istismar suçu işleyenlerin ileride de bu hükümden yararlanabileceği tehlikesi üzerinde durdular. Bu yanlışlığın giderilmesi için, 16 Kasım 2016’ya kadar işlenen cinsel istismar suçu” ibaresinin, “16 Kasım 2016’ya kadar resmi olarak evli olanlarda CMK’daki koşullara bakılmaksızın hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına, hüküm verilmişse cezanın infazının ertelenmesine karar verilecek” şeklinde düzenlenmesi benimsendi.
Böylece ileride işlenecek olan cinsel taciz suçlarının af kapsamına girmesinin önüne geçilirken, 16 Kasım 2016 tarihinde resmi olarak evli olanlar sınırlaması getirilerek, ileriye dönük bir düzenleme yapılması engellenmiş oldu. 16 Kasım 2016 tarihinde resmi olarak evli olanlar şeklindeki düzenlemeden 3.800 kişinin yararlanması bekleniyor. Başbakan Yıldırım, bu formülü, yarınki toplantıya çağırdığı AK Partili kadın milletvekilleri ve hukukçu milletvekilleriyle de değerlendirecek.
9 Kasım 2016 Çarşamba
Liderlerden 10 Kasım mesajı
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Başbakan Yıldırım, CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu ve parti liderleri Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk'ün ölümünün 78. yıl dönümü nedeniyle bir mesaj yayınladılar. Yayınladıkları mesajda Erdoğan, "Cumhuriyetimizin bânisi Gazi Mustafa Kemal’i, ebediyete irtihalinin 78. sene-i devriyesinde rahmetle yâd ediyorum" diye başlarken, CHP lideri Kılıçdaroğlu ise "Kurtuluş Savaşı'nın önderi, Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu, başta mazlum milletler olmak üzere tüm dünyaya örnek olan büyük devlet adamı Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ü, ebediyete intikalinin 78. yılında saygı, rahmet ve giderek büyüyen bir özlemle anıyoruz" diyerek devam etti.
CUMHURBAŞKANI RECEP TAYYİP ERDOĞAN
Cumhurbaşkanı Erdoğan, ” Gazi Mustafa Kemal, adını tarihe nakşettirmiş kahraman bir asker, büyük bir devlet adamıdır. Gazi Mustafa Kemal’in ‘en büyük eserim’ dediği Cumhuriyetimizin güçlenmesi için yılmadan, yorulmadan çalışmayı sürdüreceğiz” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Mustafa Kemal Atatürk’ün vefatının 78. yıl dönümü nedeniyle yayınladığı mesaj şöyle; “Cumhuriyetimizin bânisi Gazi Mustafa Kemal'i, ebediyete irtihalinin 78. sene-i devriyesinde rahmetle yâd ediyorum. 1919'da Samsun'a çıkarak başlattığı İstiklal Harbimizi, 1923'te Ankara'da Cumhuriyeti kurarak zafere ulaştıran Gazi Mustafa Kemal, adını tarihe nakşettirmiş kahraman bir asker, büyük bir devlet adamıdır. Gazi Mustafa Kemal, bu ülkenin ve milletimizin ortak değerlerinden biridir. Uzun yıllar Gazi'yi sahiplendiğini iddia eden bazı kesimler, maalesef, onu kendi marjinal ideolojilerine, günlük siyasetin kısır tartışmalarına alet etmişlerdir. Oysa Gazi'nin hatırasına sahip çıkmak, bağımsızlığımıza, vatanımıza, bayrağımıza, Cumhuriyete ve ülkemizin bin yıllık medeniyet birikimine, Kurtuluş Savaşı ruhuyla sahip çıkmayı gerektirir. Nitekim Türkiye, son 14 yılda her alanda hayata geçirdiği kapsamlı reformlarla, devleti milletle kucaklaştıran politikalarıyla, bunu en iyi biçimde ispatlamıştır. Kahraman milletimiz de, 15 Temmuz ihaneti karşısında sergilediği asil direnişle, ülkemizin bu kazanımlarını canı pahasına muhafaza edeceğini tüm dünyaya ilan etmiştir. Bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da, Türkiye'nin istikrar ve güven içinde büyümesi, demokrasimizin standartlarının yükselmesi ve Gazi Mustafa Kemal'in ‘en büyük eserim’ dediği Cumhuriyetimizin güçlenmesi için yılmadan, yorulmadan çalışmayı sürdüreceğiz. Bu düşüncelerle, Gazi Mustafa Kemal ve silah arkadaşlarına bir kez daha Allah'tan rahmet diliyor, aziz şehitlerimizi, gazilerimizi ve tüm ecdadımızı şükranla anıyorum. Ruhları şad olsun.”
AKP GENEL BAŞKANI VE BAŞBAKAN BİNALİ YILDIRIM
Başbakan Binali Yıldırım’ın mesajı şöyle; “Cumhuriyetimizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ü ebediyete irtihalinin 78. yıl dönümünde minnet ve şükranla yâd ediyoruz.
Atatürk, milli iradeyi hâkim kılan, insan hak ve özgürlüklerini koruma altına alan, adaleti hakkıyla tesis eden ve çoğulcu demokratik prensipleri hayata geçiren bir seviyeye ulaşmayı ülkemiz için hedef göstermiş; milletimizi bu ideal etrafında birleştirmeyi başarmıştı. Cumhuriyetin 93. yıldönümünü iftiharla kutlayan Türkiye, istikrar içinde güçlenmeye, büyümeye ve demokrasinin standartlarını her geçen gün yükseltmeye devam etmektedir.O’nun “en büyük eserimö dediği Türkiye Cumhuriyeti, bugün, dünyada sözü dinlenen, dostluğu aranan ve uluslararası sorunların çözümünde aktif rol üstlenen yüksek itibara sahip bir ülke konumundadır. Hükümetimiz de bu itibarla cumhuriyetimizi ve demokrasimizi güçlendirmek için azami gayret sarf etmektedir. Vefatının yıldönümü vesilesiyle Gazi Mustafa Kemal ve istiklal mücadelemizin bütün kahramanlarına bir kez daha Allah’tan rahmet diliyor, aziz şehitlerimizi, gazilerimizi ve tüm ecdadımızı şükranla anıyorum.”
CHP GENEL BAŞKANI KEMAL KILIÇDAROĞLU
Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, önderimiz Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün ebediyete intikalinin 78. yılı dolayısıyla bir mesaj yayımladı.
Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu’nun 10 Kasım mesajı şöyle: “Kurtuluş Savaşı’nın önderi, Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu, başta mazlum milletler olmak üzere tüm dünyaya örnek olan büyük devlet adamı Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü, ebediyete intikalinin 78. yılında saygı, rahmet ve giderek büyüyen bir özlemle anıyoruz. Her geçen gün O’nun büyük dehası ile kurduğu Cumhuriyetin ve mimarı olduğu demokratik, laik, sosyal hukuk devletinin ne kadar önemli olduğu daha iyi anlaşılmaktadır. Atatürk’ün ilke ve devrimleri bize, tüm bölgemize ve dünyadaki mazlum milletlere ışık tutmaya devam etmektedir. Sorumluluk makamında olanların gaflet ve dalaleti nedeniyle birlik ve bütünlüğümüze yönelen tehditlerin tarihte eşi benzeri görülmedik oranda arttığı, terör saldırılarıyla kahraman çocuklarımızın şehit edildiği bu günlerde, onun ışığı çok daha parlak bir şekilde yolumuzu aydınlatmaktadır. Milletimiz kendisine yönelen her türlü tehdidi yok edecek güce sahiptir. Cumhuriyete ve demokrasiye âşık olan halkımız bu karanlık günleri de aşacak, çağdaş uygarlık seviyesinin üstüne çıkma hedefine ulaşacaktır. Cumhuriyet Halk Partisi mirasçısı olduğu görkemli tarihin verdiği büyük güçle bu büyük mücadelenin ön saflarında ilerlemektedir. Atatürk’ün bizlere bıraktığı en büyük miras olan Türkiye Cumhuriyeti, birlik, beraberlik ve bütünlük içinde özgürlüklerine sahip çıkan vatandaşlarımızın kararlılığıyla sonsuza kadar yaşayacaktır. Bu inançla, Büyük Atatürk’ü saygıyla selamlıyor, O’nun şahsında dava ve silah arkadaşlarını, Kurtuluş Savaşı’nın tüm kahramanlarını bir kez daha sevgi, saygı, rahmet ve şükranla anıyorum.”
MHP GENEL BAŞKANI DEVLET BAHÇELİ
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün 78. Vefat Yıldönümü dolaysıyla bir mesaj yayınladı. Bahçeli mesajında, “Gazi Mustafa Kemal Atatürk, milletimizin ortak ve tarihi bir değeri olmakla birlikte, Türkiye Cumhuriyeti’nin ana direğidir. Cumhuriyetimiz kuruluş ilke ve iradesiyle yaşadığı müddetçe bu gerçek değişmeyecek, değiştirmeye de kimsenin nefesi yetmeyecektir” ifadelerine yer verdi.
Bahçeli’nin mesajı şöyle; “Vefatının 78 inci seney-i devriyesinde Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü rahmet, minnet ve hasretle yad ediyoruz. Aziz Atatürk, Türk milletinin karanlık bir döneminden, umutsuzluğun kopkoyu sisi altından ışık huzmesi gibi parlamış; durgunluğu yaran, duraklamayı bitiren milli akıl olarak çağlamış, çağa yön vermiştir. Elbette her fani gibi hak vaki olduğunda ruhunu teslim etse de, geride kalan muhterem emanetleri Türkiye’nin geleceğini tayin etmiştir. Gazi Mustafa Kemal bir fikir ve aksiyon mihveri, milletine gönülden bağlı ve inanmış bir dava şuurudur. Aynı zamanda askeri bir deha, taktik ve strateji ustasıdır. Bu özellikleri sayesinde 1919’lu yıllardan 1922 İzmir’ine kadar kurtuluşumuzun ana çatısını ilmek ilmek dokumuş, bağımsızlığımızın hisarlarını aşama aşama inşa ve ihya etmiştir. Gazi Mustafa Kemal tutsak ve bağımlı yaşamaya tamamen karşı, işgal ve ihanetin amansız düşmanıdır. Gücünü milletten almış, heyecanını tarih ve ecdadımızın hatıralarında bulmuş, sabır ve tahammülünü muzaffer Türklüğün ruhundan çıkarmış bir liderlik vasfıyla hem milletimizin hem de mazlum milletlerin kalbinde taht kurmuştur. Şurası açıktır ki, 10 Kasım bölgesel ve küresel gelişmelerin akışına yön vermiş dünya çapında bir liderin idrak ve ifadesi için eşsiz bir fırsattır. Günümüzde liderlik anlayış ve kavrayışındaki derin bulanıklık ve karmaşaya Gazi Mustafa Kemal’i özümseyerek çareler üretmek; onun söz, mesaj ve mücadeleci hayatını örnek alarak yeni kapılar açmak mümkün olduğu kadar da gereklidir. Şiddet ve savaş ortamında demokrasinin erdemlerine sadık kalması, milli iradenin çağrı ve taleplerine riayet etmesi Gazi Mustafa Kemal’i çağdaşlarından ayırdığı gibi günümüzdeki pek çok muadillerinin de önüne çıkarmaktadır. O, bir milletin yüksek hedeflere ikna edilmesiyle nelerin, hangi kıvam ve derecede başarılacağını göstermiştir. Ve o, meşruiyet içinde kalarak, herhangi bir baskı ve zulme sapmadan, milli haslet ve haysiyetle Türk milletinin doğruluşuna kılavuzluk yapmıştır. Bu şekilde çökmüş ve çürümüş bir İmparatorluğun temellerinden güçlü, kendine güvenen, milletiyle aynı istikamete odaklanmış bir Cumhuriyet yönetimi ortaya çıkarmıştır. Nitekim Türkiye Cumhuriyeti bölgesel hesapları boşa çıkartan, küresel oyunları bozguna uğratan muhteşem bir dirilişin milli mücadele kahramanları eliyle billurlaşan destanıdır. Bu dirilişin manevi liderleri öncelikle ihlas pınarı büyüklerimiz, ecdadımızın hayır duaları, şehit ve şühedanın eşsiz hatıralarıdır. Gazi Mustafa Kemal öngörü sahibi, uzak görüşlü, büyük bir vizyon ve misyon insanıdır. Bağımsız yaşama azim ve irademizi kırmaya çalışan kirli emellere asla boyun eğmediği gibi onların dümen suyuna da girmemiş, zulme sessiz ve tepkisiz kalmamıştır. Bu itibarla esaret altında inleyen milletlere kurtuluş feyzi ve fikri vermiştir. Gazi Mustafa Kemal, Türk milletine kast etmek için sıraya giren muhasım odaklara karşı milletini uyarmış, milli uyanışa liderlik yapmıştır. Türkiye Cumhuriyeti onun sayesinde gıpta ve hayranlıkla izlenen bir ülke haline gelerek ateşle çevrili bir vatan coğrafyasında varlık ve birliğine sahip çıkmıştır. Şüphesiz ki, bundan ödün verilmesi, tarihin geriye sarılması, geçmişteki ağır ve vahim günlerin tekrarı imkansız ve ihtimal dışıdır. Gazi Mustafa Kemal Atatürk, milletimizin ortak ve tarihi bir değeri olmakla birlikte, Türkiye Cumhuriyeti’nin ana direğidir. Cumhuriyetimiz kuruluş ilke ve iradesiyle yaşadığı müddetçe bu gerçek değişmeyecek, değiştirmeye de kimsenin nefesi yetmeyecektir. Gazi Mustafa Kemal’in on yıllar öncesinden bizzat öngördüğü şekliyle, ‘Şahsi menfaatlerini düşmanların siyasi emelleriyle birleştirebilecek gafillerin ihanetleriyle her zaman karşılaşılması mümkündür. Buna karşı hazırlıklı olmak, milli birlik ve beraberliği güçlendirmek hepimizin ve herkesin en temel milli görev ve vecibesi olmalıdır. Atatürk’ü anlamak bağımsızlığı özümsemek, emperyalizmden Mahkeme-i Kübra’da bile davacı olmak demektir. Atatürk’ü tanımak ve tanıtmak ‘Ne Mutlu Türküm Diyene’ seslenişine candan, kandan, ta derinlerden bağlı kalmakla eş anlamlıdır. Bu nedenle 10 Kasım bir matem gününden ziyade, Gazi Mustafa Kemal’i daha iyi anlamlandırma imkanıdır. Gazi Mustafa Kemal’in yaktığı meşalenin sönmemesi için sorumluluk mevkiinde bulunan her aktör, şahıs, grup ve müessesenin aklı başında, sağduyulu ve milli bir vakarla hareketi kaçınılmaz artık bir zorunluluktur. Atatürk muazzam bir adım atmıştı, bunu tamamlayıp geleceğin ufkuna taşıyacak, bundan sonraki nesillere sağ salim devredecek olan bizleriz. Başka ülkelerin seçim ve sandık sonuçlarıyla ülkemizin kaderinin belirlenemeyeceğini, ihtiyacımız olan milli asalet ve kuvvetin Türk asırlarında, Cumhuriyetimizi kuran asil ruhta saklı olduğunu görmekten başka seçeneğimiz yoktur. Bu düşüncelerle, ebediyete intikalinin 78 inci yıl dönümünde Gazi Mustafa Kemal Atatürk’e, tüm kurucu kahramanlarımıza, aziz şehitlerimize Cenab-ı Allah’tan rahmet niyaz ediyorum. Unutulmasın ki, Türkiye Cumhuriyeti milli bir eser, mukaddes bir değer, muazzez bir mirastır; mutlaka yaşayacak ve yaşatılacaktır. Aksini iddia ederek karamsarlık, kötümserlik ve kaos aşılayanlar bir kez daha hezimet ve hüsrana uğrayacaklardır.”
BBP GENEL BAŞKANI MUSTAFA DESTİCİ
BBP Genel Başkanı Mustafa Destici, 10 Kasım Atatürk’ü Anma Günü ve Atatürk Haftası dolayısıyla mesaj yayımladı. Destici, “Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün Türk Kurtuluş Savaşına önderlik etti. Atatürk ve silah arkadaşlarının dünyanın bütün güçlü devletlerinin karşı durduğu bir devleti kurmayı başardı” dedi.
Gazi Mustafa Kemal’i ölümünün 78’inci yıldönümünde saygıyla andığını ifade eden Destici, “Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün koyduğu hedeflere ulaşmak için onun ‘Bir şeye ihtiyacımız var. Çok çalışmak' deyimiyle, bugünlerde kahramanlıkları içinde barındırmış, şerefli ve onurlu bir millet olan Türk Milleti isminden rahatsız olanlar vardır. Türk Milleti, bin yıldan bu yana bütün etnik unsurlarıyla beraber yaşamış ve bundan sonra da yaşayacaktır. Türk Milleti'nin isminden, birlik ve beraberliğinden rahatsız olanlar pişman olacaklardır” dedi.
Destici, Gazi Mustafa Kemal Atatürk, silah arkadaşları ve tüm şehitlere Allah'tan rahmet dilerken, Türk milletinin de Kurtuluş Savaşı’nın verildiği o zor günleri unutmamasını ve gelecek nesillere anlatılmasını istedi.
CUMHURBAŞKANI RECEP TAYYİP ERDOĞAN
Cumhurbaşkanı Erdoğan, ” Gazi Mustafa Kemal, adını tarihe nakşettirmiş kahraman bir asker, büyük bir devlet adamıdır. Gazi Mustafa Kemal’in ‘en büyük eserim’ dediği Cumhuriyetimizin güçlenmesi için yılmadan, yorulmadan çalışmayı sürdüreceğiz” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Mustafa Kemal Atatürk’ün vefatının 78. yıl dönümü nedeniyle yayınladığı mesaj şöyle; “Cumhuriyetimizin bânisi Gazi Mustafa Kemal'i, ebediyete irtihalinin 78. sene-i devriyesinde rahmetle yâd ediyorum. 1919'da Samsun'a çıkarak başlattığı İstiklal Harbimizi, 1923'te Ankara'da Cumhuriyeti kurarak zafere ulaştıran Gazi Mustafa Kemal, adını tarihe nakşettirmiş kahraman bir asker, büyük bir devlet adamıdır. Gazi Mustafa Kemal, bu ülkenin ve milletimizin ortak değerlerinden biridir. Uzun yıllar Gazi'yi sahiplendiğini iddia eden bazı kesimler, maalesef, onu kendi marjinal ideolojilerine, günlük siyasetin kısır tartışmalarına alet etmişlerdir. Oysa Gazi'nin hatırasına sahip çıkmak, bağımsızlığımıza, vatanımıza, bayrağımıza, Cumhuriyete ve ülkemizin bin yıllık medeniyet birikimine, Kurtuluş Savaşı ruhuyla sahip çıkmayı gerektirir. Nitekim Türkiye, son 14 yılda her alanda hayata geçirdiği kapsamlı reformlarla, devleti milletle kucaklaştıran politikalarıyla, bunu en iyi biçimde ispatlamıştır. Kahraman milletimiz de, 15 Temmuz ihaneti karşısında sergilediği asil direnişle, ülkemizin bu kazanımlarını canı pahasına muhafaza edeceğini tüm dünyaya ilan etmiştir. Bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da, Türkiye'nin istikrar ve güven içinde büyümesi, demokrasimizin standartlarının yükselmesi ve Gazi Mustafa Kemal'in ‘en büyük eserim’ dediği Cumhuriyetimizin güçlenmesi için yılmadan, yorulmadan çalışmayı sürdüreceğiz. Bu düşüncelerle, Gazi Mustafa Kemal ve silah arkadaşlarına bir kez daha Allah'tan rahmet diliyor, aziz şehitlerimizi, gazilerimizi ve tüm ecdadımızı şükranla anıyorum. Ruhları şad olsun.”
AKP GENEL BAŞKANI VE BAŞBAKAN BİNALİ YILDIRIM
Başbakan Binali Yıldırım’ın mesajı şöyle; “Cumhuriyetimizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ü ebediyete irtihalinin 78. yıl dönümünde minnet ve şükranla yâd ediyoruz.
Atatürk, milli iradeyi hâkim kılan, insan hak ve özgürlüklerini koruma altına alan, adaleti hakkıyla tesis eden ve çoğulcu demokratik prensipleri hayata geçiren bir seviyeye ulaşmayı ülkemiz için hedef göstermiş; milletimizi bu ideal etrafında birleştirmeyi başarmıştı. Cumhuriyetin 93. yıldönümünü iftiharla kutlayan Türkiye, istikrar içinde güçlenmeye, büyümeye ve demokrasinin standartlarını her geçen gün yükseltmeye devam etmektedir.O’nun “en büyük eserimö dediği Türkiye Cumhuriyeti, bugün, dünyada sözü dinlenen, dostluğu aranan ve uluslararası sorunların çözümünde aktif rol üstlenen yüksek itibara sahip bir ülke konumundadır. Hükümetimiz de bu itibarla cumhuriyetimizi ve demokrasimizi güçlendirmek için azami gayret sarf etmektedir. Vefatının yıldönümü vesilesiyle Gazi Mustafa Kemal ve istiklal mücadelemizin bütün kahramanlarına bir kez daha Allah’tan rahmet diliyor, aziz şehitlerimizi, gazilerimizi ve tüm ecdadımızı şükranla anıyorum.”
CHP GENEL BAŞKANI KEMAL KILIÇDAROĞLU
Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, önderimiz Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün ebediyete intikalinin 78. yılı dolayısıyla bir mesaj yayımladı.
Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu’nun 10 Kasım mesajı şöyle: “Kurtuluş Savaşı’nın önderi, Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu, başta mazlum milletler olmak üzere tüm dünyaya örnek olan büyük devlet adamı Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü, ebediyete intikalinin 78. yılında saygı, rahmet ve giderek büyüyen bir özlemle anıyoruz. Her geçen gün O’nun büyük dehası ile kurduğu Cumhuriyetin ve mimarı olduğu demokratik, laik, sosyal hukuk devletinin ne kadar önemli olduğu daha iyi anlaşılmaktadır. Atatürk’ün ilke ve devrimleri bize, tüm bölgemize ve dünyadaki mazlum milletlere ışık tutmaya devam etmektedir. Sorumluluk makamında olanların gaflet ve dalaleti nedeniyle birlik ve bütünlüğümüze yönelen tehditlerin tarihte eşi benzeri görülmedik oranda arttığı, terör saldırılarıyla kahraman çocuklarımızın şehit edildiği bu günlerde, onun ışığı çok daha parlak bir şekilde yolumuzu aydınlatmaktadır. Milletimiz kendisine yönelen her türlü tehdidi yok edecek güce sahiptir. Cumhuriyete ve demokrasiye âşık olan halkımız bu karanlık günleri de aşacak, çağdaş uygarlık seviyesinin üstüne çıkma hedefine ulaşacaktır. Cumhuriyet Halk Partisi mirasçısı olduğu görkemli tarihin verdiği büyük güçle bu büyük mücadelenin ön saflarında ilerlemektedir. Atatürk’ün bizlere bıraktığı en büyük miras olan Türkiye Cumhuriyeti, birlik, beraberlik ve bütünlük içinde özgürlüklerine sahip çıkan vatandaşlarımızın kararlılığıyla sonsuza kadar yaşayacaktır. Bu inançla, Büyük Atatürk’ü saygıyla selamlıyor, O’nun şahsında dava ve silah arkadaşlarını, Kurtuluş Savaşı’nın tüm kahramanlarını bir kez daha sevgi, saygı, rahmet ve şükranla anıyorum.”
MHP GENEL BAŞKANI DEVLET BAHÇELİ
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün 78. Vefat Yıldönümü dolaysıyla bir mesaj yayınladı. Bahçeli mesajında, “Gazi Mustafa Kemal Atatürk, milletimizin ortak ve tarihi bir değeri olmakla birlikte, Türkiye Cumhuriyeti’nin ana direğidir. Cumhuriyetimiz kuruluş ilke ve iradesiyle yaşadığı müddetçe bu gerçek değişmeyecek, değiştirmeye de kimsenin nefesi yetmeyecektir” ifadelerine yer verdi.
Bahçeli’nin mesajı şöyle; “Vefatının 78 inci seney-i devriyesinde Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü rahmet, minnet ve hasretle yad ediyoruz. Aziz Atatürk, Türk milletinin karanlık bir döneminden, umutsuzluğun kopkoyu sisi altından ışık huzmesi gibi parlamış; durgunluğu yaran, duraklamayı bitiren milli akıl olarak çağlamış, çağa yön vermiştir. Elbette her fani gibi hak vaki olduğunda ruhunu teslim etse de, geride kalan muhterem emanetleri Türkiye’nin geleceğini tayin etmiştir. Gazi Mustafa Kemal bir fikir ve aksiyon mihveri, milletine gönülden bağlı ve inanmış bir dava şuurudur. Aynı zamanda askeri bir deha, taktik ve strateji ustasıdır. Bu özellikleri sayesinde 1919’lu yıllardan 1922 İzmir’ine kadar kurtuluşumuzun ana çatısını ilmek ilmek dokumuş, bağımsızlığımızın hisarlarını aşama aşama inşa ve ihya etmiştir. Gazi Mustafa Kemal tutsak ve bağımlı yaşamaya tamamen karşı, işgal ve ihanetin amansız düşmanıdır. Gücünü milletten almış, heyecanını tarih ve ecdadımızın hatıralarında bulmuş, sabır ve tahammülünü muzaffer Türklüğün ruhundan çıkarmış bir liderlik vasfıyla hem milletimizin hem de mazlum milletlerin kalbinde taht kurmuştur. Şurası açıktır ki, 10 Kasım bölgesel ve küresel gelişmelerin akışına yön vermiş dünya çapında bir liderin idrak ve ifadesi için eşsiz bir fırsattır. Günümüzde liderlik anlayış ve kavrayışındaki derin bulanıklık ve karmaşaya Gazi Mustafa Kemal’i özümseyerek çareler üretmek; onun söz, mesaj ve mücadeleci hayatını örnek alarak yeni kapılar açmak mümkün olduğu kadar da gereklidir. Şiddet ve savaş ortamında demokrasinin erdemlerine sadık kalması, milli iradenin çağrı ve taleplerine riayet etmesi Gazi Mustafa Kemal’i çağdaşlarından ayırdığı gibi günümüzdeki pek çok muadillerinin de önüne çıkarmaktadır. O, bir milletin yüksek hedeflere ikna edilmesiyle nelerin, hangi kıvam ve derecede başarılacağını göstermiştir. Ve o, meşruiyet içinde kalarak, herhangi bir baskı ve zulme sapmadan, milli haslet ve haysiyetle Türk milletinin doğruluşuna kılavuzluk yapmıştır. Bu şekilde çökmüş ve çürümüş bir İmparatorluğun temellerinden güçlü, kendine güvenen, milletiyle aynı istikamete odaklanmış bir Cumhuriyet yönetimi ortaya çıkarmıştır. Nitekim Türkiye Cumhuriyeti bölgesel hesapları boşa çıkartan, küresel oyunları bozguna uğratan muhteşem bir dirilişin milli mücadele kahramanları eliyle billurlaşan destanıdır. Bu dirilişin manevi liderleri öncelikle ihlas pınarı büyüklerimiz, ecdadımızın hayır duaları, şehit ve şühedanın eşsiz hatıralarıdır. Gazi Mustafa Kemal öngörü sahibi, uzak görüşlü, büyük bir vizyon ve misyon insanıdır. Bağımsız yaşama azim ve irademizi kırmaya çalışan kirli emellere asla boyun eğmediği gibi onların dümen suyuna da girmemiş, zulme sessiz ve tepkisiz kalmamıştır. Bu itibarla esaret altında inleyen milletlere kurtuluş feyzi ve fikri vermiştir. Gazi Mustafa Kemal, Türk milletine kast etmek için sıraya giren muhasım odaklara karşı milletini uyarmış, milli uyanışa liderlik yapmıştır. Türkiye Cumhuriyeti onun sayesinde gıpta ve hayranlıkla izlenen bir ülke haline gelerek ateşle çevrili bir vatan coğrafyasında varlık ve birliğine sahip çıkmıştır. Şüphesiz ki, bundan ödün verilmesi, tarihin geriye sarılması, geçmişteki ağır ve vahim günlerin tekrarı imkansız ve ihtimal dışıdır. Gazi Mustafa Kemal Atatürk, milletimizin ortak ve tarihi bir değeri olmakla birlikte, Türkiye Cumhuriyeti’nin ana direğidir. Cumhuriyetimiz kuruluş ilke ve iradesiyle yaşadığı müddetçe bu gerçek değişmeyecek, değiştirmeye de kimsenin nefesi yetmeyecektir. Gazi Mustafa Kemal’in on yıllar öncesinden bizzat öngördüğü şekliyle, ‘Şahsi menfaatlerini düşmanların siyasi emelleriyle birleştirebilecek gafillerin ihanetleriyle her zaman karşılaşılması mümkündür. Buna karşı hazırlıklı olmak, milli birlik ve beraberliği güçlendirmek hepimizin ve herkesin en temel milli görev ve vecibesi olmalıdır. Atatürk’ü anlamak bağımsızlığı özümsemek, emperyalizmden Mahkeme-i Kübra’da bile davacı olmak demektir. Atatürk’ü tanımak ve tanıtmak ‘Ne Mutlu Türküm Diyene’ seslenişine candan, kandan, ta derinlerden bağlı kalmakla eş anlamlıdır. Bu nedenle 10 Kasım bir matem gününden ziyade, Gazi Mustafa Kemal’i daha iyi anlamlandırma imkanıdır. Gazi Mustafa Kemal’in yaktığı meşalenin sönmemesi için sorumluluk mevkiinde bulunan her aktör, şahıs, grup ve müessesenin aklı başında, sağduyulu ve milli bir vakarla hareketi kaçınılmaz artık bir zorunluluktur. Atatürk muazzam bir adım atmıştı, bunu tamamlayıp geleceğin ufkuna taşıyacak, bundan sonraki nesillere sağ salim devredecek olan bizleriz. Başka ülkelerin seçim ve sandık sonuçlarıyla ülkemizin kaderinin belirlenemeyeceğini, ihtiyacımız olan milli asalet ve kuvvetin Türk asırlarında, Cumhuriyetimizi kuran asil ruhta saklı olduğunu görmekten başka seçeneğimiz yoktur. Bu düşüncelerle, ebediyete intikalinin 78 inci yıl dönümünde Gazi Mustafa Kemal Atatürk’e, tüm kurucu kahramanlarımıza, aziz şehitlerimize Cenab-ı Allah’tan rahmet niyaz ediyorum. Unutulmasın ki, Türkiye Cumhuriyeti milli bir eser, mukaddes bir değer, muazzez bir mirastır; mutlaka yaşayacak ve yaşatılacaktır. Aksini iddia ederek karamsarlık, kötümserlik ve kaos aşılayanlar bir kez daha hezimet ve hüsrana uğrayacaklardır.”
BBP GENEL BAŞKANI MUSTAFA DESTİCİ
BBP Genel Başkanı Mustafa Destici, 10 Kasım Atatürk’ü Anma Günü ve Atatürk Haftası dolayısıyla mesaj yayımladı. Destici, “Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün Türk Kurtuluş Savaşına önderlik etti. Atatürk ve silah arkadaşlarının dünyanın bütün güçlü devletlerinin karşı durduğu bir devleti kurmayı başardı” dedi.
Gazi Mustafa Kemal’i ölümünün 78’inci yıldönümünde saygıyla andığını ifade eden Destici, “Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün koyduğu hedeflere ulaşmak için onun ‘Bir şeye ihtiyacımız var. Çok çalışmak' deyimiyle, bugünlerde kahramanlıkları içinde barındırmış, şerefli ve onurlu bir millet olan Türk Milleti isminden rahatsız olanlar vardır. Türk Milleti, bin yıldan bu yana bütün etnik unsurlarıyla beraber yaşamış ve bundan sonra da yaşayacaktır. Türk Milleti'nin isminden, birlik ve beraberliğinden rahatsız olanlar pişman olacaklardır” dedi.
Destici, Gazi Mustafa Kemal Atatürk, silah arkadaşları ve tüm şehitlere Allah'tan rahmet dilerken, Türk milletinin de Kurtuluş Savaşı’nın verildiği o zor günleri unutmamasını ve gelecek nesillere anlatılmasını istedi.
6 Ekim 2016 Perşembe
5'nci sınıflar yalnız dil dersi alacak
Milli Eğitim Bakanlığı'nın reform paketine göre 5'nci sınıfta öğrencilere yalnızca yabancı dil eğitimi verilecek.
Başbakan Binali Yıldırım’ın önceki gün eğitimle ilgili açıkladığı reform paketinin ayrıntıları netleşti. Habertürk'te yeralan habere göre, 4+4+4 eğitim sisteminde 5. sınıfta sadece dil eğitimi verilecek. Okul öncesi zorunlu eğitim sistemi önce prefabrik sınıflarda pilot çalışmayla denenecek. Tekli eğitimde ders saat 09.00’da başlayacak, akşam 16.00’da sona erecek.
Milli Eğitim Bakanlığı (MEB), 2.5 yıldır üzerinde çalıştığı yabancı dil projesini hayata geçirecek. MEB, bu çerçevede okullarda yabancı dil eğitiminin kalitesini artırmayı hedefliyor. Buna göre 5. sınıfta sadece Türkçe ve yabancı dil eğitimi verilecek. Bu kademede Türkçe-İngilizce, Türkçe-Fransızca, Türkçe-Almanca, Türkçe-Arapça gibi dersler yer alacak.
Yabancı dil öğretmeni ataması artırılacak
Müfredata göre 5. sınıfta işlenmesi gereken konular, 4. ve 6. sınıf derslerine yayılacak. İlkokul ikinci sınıfta başlayan İngilizce dersi programı devam edecek. Her yıl yaklaşık bin 500 yabancı dil öğretmeni atayan MEB, bu sayıyı artıracak.
İngilizce’nin yanı sıra Almanca, Fransızca ve Arapça gibi dillerde de öğretmen kontenjanı artırılacak. MEB, tekli eğitime geçilmesi kapsamında 3 bin yeni okul yapmayı hedefliyor. Her sınıf mevcudunu 30 öğrenci olarak planlayan MEB, okul giriş çıkış saatlerini de belirledi. Buna göre yeni sistemde öğrenciler sabah 09.00’da ders başı yapacak. Akşam 16.00’da dersler sona erecek. Yapılacak müfredat çalışmalarıyla ders sayısı azaltılacak ama ders yoğunluğu artırılacak.
MEB, okul öncesi zorunlu eğitime pilot uygulama ile başlayacak. Belirlenecek illerde okulların içine veya bahçesine prefabrik, betonarme ya da konteyner anaokulları yapılacak ve burada eğitim verilmeye başlanacak. Pilot uygulamanın başarılı olması halinde sistem Türkiye geneline yaygınlaştırılacak.
Başbakan Binali Yıldırım’ın önceki gün eğitimle ilgili açıkladığı reform paketinin ayrıntıları netleşti. Habertürk'te yeralan habere göre, 4+4+4 eğitim sisteminde 5. sınıfta sadece dil eğitimi verilecek. Okul öncesi zorunlu eğitim sistemi önce prefabrik sınıflarda pilot çalışmayla denenecek. Tekli eğitimde ders saat 09.00’da başlayacak, akşam 16.00’da sona erecek.
Milli Eğitim Bakanlığı (MEB), 2.5 yıldır üzerinde çalıştığı yabancı dil projesini hayata geçirecek. MEB, bu çerçevede okullarda yabancı dil eğitiminin kalitesini artırmayı hedefliyor. Buna göre 5. sınıfta sadece Türkçe ve yabancı dil eğitimi verilecek. Bu kademede Türkçe-İngilizce, Türkçe-Fransızca, Türkçe-Almanca, Türkçe-Arapça gibi dersler yer alacak.
Yabancı dil öğretmeni ataması artırılacak
Müfredata göre 5. sınıfta işlenmesi gereken konular, 4. ve 6. sınıf derslerine yayılacak. İlkokul ikinci sınıfta başlayan İngilizce dersi programı devam edecek. Her yıl yaklaşık bin 500 yabancı dil öğretmeni atayan MEB, bu sayıyı artıracak.
İngilizce’nin yanı sıra Almanca, Fransızca ve Arapça gibi dillerde de öğretmen kontenjanı artırılacak. MEB, tekli eğitime geçilmesi kapsamında 3 bin yeni okul yapmayı hedefliyor. Her sınıf mevcudunu 30 öğrenci olarak planlayan MEB, okul giriş çıkış saatlerini de belirledi. Buna göre yeni sistemde öğrenciler sabah 09.00’da ders başı yapacak. Akşam 16.00’da dersler sona erecek. Yapılacak müfredat çalışmalarıyla ders sayısı azaltılacak ama ders yoğunluğu artırılacak.
MEB, okul öncesi zorunlu eğitime pilot uygulama ile başlayacak. Belirlenecek illerde okulların içine veya bahçesine prefabrik, betonarme ya da konteyner anaokulları yapılacak ve burada eğitim verilmeye başlanacak. Pilot uygulamanın başarılı olması halinde sistem Türkiye geneline yaygınlaştırılacak.
Etiketler:
başbakan,
binali yıldırım,
haber,
okul
4 Ekim 2016 Salı
Başbakan Yıldırım: Tam gün eğitime geçilecek
Orta Vadeli Programı açıklayan Başbakan Binali Yıldırım, 2019 yılının sonuna kadar ikili eğitimin sona ereceğini ve tam gün eğitim yapılacağını söyledi.
Başbakan Yıldırım yaptığı açıklamada, 'Öğrencilere kötü haber. Yarım gün okuyacaklardı tam gün okuyacaklar. 2019'un sonuna kadar bunu yapacağız" dedi.
OKUL ÖNCESİ EĞİTİM ZORUNLU HALE GELİYOR
Yıldırım, "Önümüzdeki dönemde okul öncesi eğitimi zorunlu hale getireceğiz' diye konuştu.
Yıldırım, "Millet, Türkiye'de yabancı dil bilme oranı yüksek sanıyor. Öyle değil. 4+4+4 sisteminde 5. yılda yabancı dil zorunlu hale gelecek" dedi.
"YEMEKLERİNİ YİYİP DEVAM EDECEKLER"
Başbakan Binali Yıldırım, bir gazetecinin sorusu üzerine tam gün eğitimle ilgili şu açıklamayı yaptı:
"Tek tip değil, başka şey anlaşılabilir. Tam zamanlı eğitim. Yani öğlenciler, sabahçılar diye bir şey vardı ya. Hem sabahçıyım hem öğlenciyim. Öğlenleyin okulda olacaklar, yemeklerini yiyip aynen çalışanlar gibi. Nasıl işe gidiyorsun, sabah gidip akşam geliyorsun. Okula da sabah gidip akşam geliyorsun.'
22 Eylül 2016 Perşembe
Genel kredi kartlarında taksit sayısı 12'ye çıktı
Başbakan Binali Yıldırım, kredi kartlarına yönelik düzenleme hakkında bilgi verdi. Genel kredi kartlarında taksit sayısı 9 aydan 12 aya çıkarken, tüketici kredilerindeki vade 36 aydan 48 aya yükseltildi. Konut kredilerinde bankaların azami katılımı ise yüzde 80 oldu.
Başbakan Binali Yıldırım, AK Parti Genel Merkezi'nde çalışmalarını sürdürdü.
Parti çıkışında basın mensuplarına açıklamalarda bulunan Yıldırım, dün Ekonomi Koordinasyon Kurulu toplantısı yaptıklarını belirtti.
Taksit sayısı 12'ye çıkarıldı
Yıldırım, dünkü toplantıda belli başlı birkaç konuyu ele aldıklarını anlatarak, "Bunlardan bir tanesi tüketici kredileri ve kredi kartlarıyla ilgili uygulamalarda bazı değişiklikler yapıldı. Genel kredi taksit sınırını 9 aydan 12 aya çıkardık. Bazı ürünlerde kredi taksit sayısı az olabiliyor ama her halükarda 12 aydan daha fazla olmuyor. Kredi kartlarının borç bakiyelerini yeniden yapılandırma imkanı getiriyoruz. Yani, ödüyorsunuz baştan yapmışsınız taksitleri sonradan ödeme zorluğuna girerseniz 72 aya kadar yeniden yapılandırma, bir kereye mahsus, imkanı getiriyoruz. Bu ihtiyaç kredileriyle ilgili düzenleme. Ayrıca, tüketici kredilerindeki vade azami 36 aydı, bunu 48 aya çıkarıyoruz. Konut kredilerinde özkaynak kredi diye iki bölüm vardı, 100 bin liraya ev alacaksanız 75 bini kredilendiriyor, 25 bini siz veriyordunuz. Burada 5 puan arttırdık. Bankalar yüzde 80'e kadar kredilendirecek, yüzde 20'sini de alıcı verecek" ifadelerini kullandı.
Bankalarla katılım bankaları arasındaki fark kalkıyor
"Yatırım ve katılım bankaları, finansal kiralama işlemlerinde kredi teminat oranı uygulamasında istisna getiriyor ve yüzde 100'ünü kredilendirebilecekler" diyen Yıldırım, "Bir başka düzenleme, bankaların verdiği kredilerde sermaye yeterlilik oranı diye bir şey var. Verdiği kredi ödenmezse bunun bir karşılığı var. Burada, katılım bankalarıyla diğer bankalar arasına farklılıklar vardı. O farkı aradan kaldırıyoruz, aynı kriter, aynı kural katılım bankalarına da uygulanacak. Bankalarla katılım bankaları arasındaki fark tamamen kalkmış olacak. Malum, kredi kartı gelirinin dört katı ile sınırlı. Yani, kredili alışveriş. Diyelim bin lira geliriniz varsa 4 bin lira. Asgari ücret bin 300 TL olduğu için 5 bin 200 en az kredi kullanma limiti, kredi kartı için, çıkmış oluyor" şeklinde konuştu.
"Gıda komitesinin yeniden yapılandırılmasını kararlaştırdık"
Enflasyonun arttığını belirten Yıldırım, "Artış sebebine baktığımız zaman gıda fiyatlarındaki ani dalgalanmaların genel anlamda enflasyonun artmasına sebep olduğunu görüyoruz. Bunun için bu artışlar, bir ay sivri biber, bir ay limon artıyor. Bu artış enflasyonu, o ay ki, neredeyse üçte birini teşkil ediyor. Bu durumun dikkatle incelenmesi lazım. Bu amaca yönelik olarak da gıda komitesi zaten vardı, gıda komitesinin yeniden yapılandırılmasını kararlaştırdık. Buna göre, Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek, Ekonomi, Gıda Tarım Bakanı, Gümrük Bakanı, Kalkınma Bakanı ve Maliye Bakanından oluşan gıda komitesi gıda enflasyonundaki ani dalgalanmaları mercek altına alacak ve burada alınması gereken tedbirleri vakit geciktirmeden anında alacak. Bu komitenin sekretaryasında Merkez Bankası yürütecek." dedi.
Yıldırım, "Bu komite, ne zaman ne iş yapacak? Bir kere gıda fiyatları üreticiden tüketiciye giderken takip altına alacak. Tarlada bir lira olan mal, tezgahta 10 liraya kadar çıkabiliyor. Üretici ben üretiyorum, kazanamıyorum diyor. Peki bu para nereye gidiyor? Bunun ortaya çıkarılması konusunda gıda komitesi ciddi bir çalışma yapacak. Bir kötü amaçlı fiyatlarla oynama varsa gerekirse ette yaptığımız gibi geçici ithalat yapacak. Hal yasasından kaynaklanan bazı sorunlar var. Bunları inceleyecek ve buradaki aksaklıkları giderecek. Desteklerin üreticiye doğrudan yansıması için gerekli kararlar alacak. Lisanslı depoculuk yaygınlaştırılacak. Fiyat artışlarının önüne geçilecek. Tarım bankacılığı teşvik edilecek. Gıda komitesinin işi, gıda, sebzede, meyvede temel gıda maddelerinde yaşanan artışın olmaması için tedbir almak ve piyasada kontrol altına almak için faaliyet içine girmiş olacak. Haksız yere enflasyonun yükselmesinin önüne geçilecek" diye konuştu.
“Kredi kartında gıda alımında taksit yok”
Yıldırım, açıklaması sonrası gazetecilerin sorularını cevapladı. Bir gazetecinin, kredi kartı kullanımında gıda alışverişinde taksitlendirme yapılıp yapılmayacağına ilişkin sorusuna, Yıldırım, "Kredi kartında gıda alımında taksit yok. Elektronik ile ilgili, yerli elektroniklerin teşvik edilmesi konusunda tedbirler var" cevabını verdi. Kredi kartının borç bakiyelerinin yapılandırılmasına ilişkin Yıldırım, "Şu kadarını söyleyeyim. Takipteki alacaklar, yüzde 4 seviyesinde toplam kullanımın. Öyle çok büyük oranlar değil ama yine de bir sıkışıklık var" dedi. cnntürk
Başbakan Binali Yıldırım, AK Parti Genel Merkezi'nde çalışmalarını sürdürdü.
Parti çıkışında basın mensuplarına açıklamalarda bulunan Yıldırım, dün Ekonomi Koordinasyon Kurulu toplantısı yaptıklarını belirtti.
Taksit sayısı 12'ye çıkarıldı
Yıldırım, dünkü toplantıda belli başlı birkaç konuyu ele aldıklarını anlatarak, "Bunlardan bir tanesi tüketici kredileri ve kredi kartlarıyla ilgili uygulamalarda bazı değişiklikler yapıldı. Genel kredi taksit sınırını 9 aydan 12 aya çıkardık. Bazı ürünlerde kredi taksit sayısı az olabiliyor ama her halükarda 12 aydan daha fazla olmuyor. Kredi kartlarının borç bakiyelerini yeniden yapılandırma imkanı getiriyoruz. Yani, ödüyorsunuz baştan yapmışsınız taksitleri sonradan ödeme zorluğuna girerseniz 72 aya kadar yeniden yapılandırma, bir kereye mahsus, imkanı getiriyoruz. Bu ihtiyaç kredileriyle ilgili düzenleme. Ayrıca, tüketici kredilerindeki vade azami 36 aydı, bunu 48 aya çıkarıyoruz. Konut kredilerinde özkaynak kredi diye iki bölüm vardı, 100 bin liraya ev alacaksanız 75 bini kredilendiriyor, 25 bini siz veriyordunuz. Burada 5 puan arttırdık. Bankalar yüzde 80'e kadar kredilendirecek, yüzde 20'sini de alıcı verecek" ifadelerini kullandı.
Bankalarla katılım bankaları arasındaki fark kalkıyor
"Yatırım ve katılım bankaları, finansal kiralama işlemlerinde kredi teminat oranı uygulamasında istisna getiriyor ve yüzde 100'ünü kredilendirebilecekler" diyen Yıldırım, "Bir başka düzenleme, bankaların verdiği kredilerde sermaye yeterlilik oranı diye bir şey var. Verdiği kredi ödenmezse bunun bir karşılığı var. Burada, katılım bankalarıyla diğer bankalar arasına farklılıklar vardı. O farkı aradan kaldırıyoruz, aynı kriter, aynı kural katılım bankalarına da uygulanacak. Bankalarla katılım bankaları arasındaki fark tamamen kalkmış olacak. Malum, kredi kartı gelirinin dört katı ile sınırlı. Yani, kredili alışveriş. Diyelim bin lira geliriniz varsa 4 bin lira. Asgari ücret bin 300 TL olduğu için 5 bin 200 en az kredi kullanma limiti, kredi kartı için, çıkmış oluyor" şeklinde konuştu.
"Gıda komitesinin yeniden yapılandırılmasını kararlaştırdık"
Enflasyonun arttığını belirten Yıldırım, "Artış sebebine baktığımız zaman gıda fiyatlarındaki ani dalgalanmaların genel anlamda enflasyonun artmasına sebep olduğunu görüyoruz. Bunun için bu artışlar, bir ay sivri biber, bir ay limon artıyor. Bu artış enflasyonu, o ay ki, neredeyse üçte birini teşkil ediyor. Bu durumun dikkatle incelenmesi lazım. Bu amaca yönelik olarak da gıda komitesi zaten vardı, gıda komitesinin yeniden yapılandırılmasını kararlaştırdık. Buna göre, Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek, Ekonomi, Gıda Tarım Bakanı, Gümrük Bakanı, Kalkınma Bakanı ve Maliye Bakanından oluşan gıda komitesi gıda enflasyonundaki ani dalgalanmaları mercek altına alacak ve burada alınması gereken tedbirleri vakit geciktirmeden anında alacak. Bu komitenin sekretaryasında Merkez Bankası yürütecek." dedi.
Yıldırım, "Bu komite, ne zaman ne iş yapacak? Bir kere gıda fiyatları üreticiden tüketiciye giderken takip altına alacak. Tarlada bir lira olan mal, tezgahta 10 liraya kadar çıkabiliyor. Üretici ben üretiyorum, kazanamıyorum diyor. Peki bu para nereye gidiyor? Bunun ortaya çıkarılması konusunda gıda komitesi ciddi bir çalışma yapacak. Bir kötü amaçlı fiyatlarla oynama varsa gerekirse ette yaptığımız gibi geçici ithalat yapacak. Hal yasasından kaynaklanan bazı sorunlar var. Bunları inceleyecek ve buradaki aksaklıkları giderecek. Desteklerin üreticiye doğrudan yansıması için gerekli kararlar alacak. Lisanslı depoculuk yaygınlaştırılacak. Fiyat artışlarının önüne geçilecek. Tarım bankacılığı teşvik edilecek. Gıda komitesinin işi, gıda, sebzede, meyvede temel gıda maddelerinde yaşanan artışın olmaması için tedbir almak ve piyasada kontrol altına almak için faaliyet içine girmiş olacak. Haksız yere enflasyonun yükselmesinin önüne geçilecek" diye konuştu.
“Kredi kartında gıda alımında taksit yok”
Yıldırım, açıklaması sonrası gazetecilerin sorularını cevapladı. Bir gazetecinin, kredi kartı kullanımında gıda alışverişinde taksitlendirme yapılıp yapılmayacağına ilişkin sorusuna, Yıldırım, "Kredi kartında gıda alımında taksit yok. Elektronik ile ilgili, yerli elektroniklerin teşvik edilmesi konusunda tedbirler var" cevabını verdi. Kredi kartının borç bakiyelerinin yapılandırılmasına ilişkin Yıldırım, "Şu kadarını söyleyeyim. Takipteki alacaklar, yüzde 4 seviyesinde toplam kullanımın. Öyle çok büyük oranlar değil ama yine de bir sıkışıklık var" dedi. cnntürk
Etiketler:
ak parti,
başbakan,
binali yıldırım,
kredi
6 Eylül 2016 Salı
Hükümet 14 bin öğretmen için harekete geçiyor
Diyarbakır'da konuşan Başbakan Binali Yıldırım, "Bu bölgede görev yapan, terörle bir şekilde iç içe olmuş 14 bin öğretmen olduğu tahmin ediliyor. Ancak bunların ne kadarının doğrudan terör örgütüyle ilişkili olduğu, ne kadarının olmadığı yapılacak incelemelerle, soruşturmalarla ortaya çıkacak. Bayramdan sonra okullar açılıyor, Milli Eğitim Bakanımız ile konuştuk, tedbir olarak üzerinde şüphe bulunan, gerekli tespitleri yapılan bütün öğretmenler açığa alınacak, yeni ders döneminde bunlara görev verilmeyecek" dedi.
Başbakan Binali Yıldırım, “Doğu ve Güneydoğu Yatırım Destek Hamlesi Tanıtım Programı” ve toplu açılış törenine katılmak için geldiği Diyarbakır’da, sivil toplum kuruluşları temsilcileri ve kanaat önderleriyle bir araya geldi.
Darbe girişiminden önce PKK ve FETÖ’nün bir araya gelip, plan yaptığına işaret eden Yıldırım, “15 Temmuz’dan sonra işler kötü gidince FETÖ tekrar randevu istiyor. Yeniden bir araya geliyorlar ve bölücü terör örgütünden başka taleplerde bulunuyorlar. Bu da, ‘Efendim bu işi halledemedik, bari Cumhurbaşkanına, Başbakanına suikast yapın da maliyeti neyse verelim.’ Alçaklığın bu kadarını görmedi bu millet. Bunların hepsinin hesabı görülecek" dedi.
Yıldırım şöyle konuştu: "Yolları mayınlayan, insanların üzerine bombaları atan, bu milletin fidan gibi yavrularını toprağa düşüren alçaklara bu millet dersini verecek. Hedefimiz, amacımız terörü Türkiye’nin gündeminden düşürmek, Türkiye’nin gündeminden terörü düşüremezsek, burada yatırım alanları da, fabrikalar da hayal olur, gecikir. En büyük varlık yaşamdır. İnsan hayatının tehlikede olduğu yerde ne ticaret konuşulur, ne iş konuşulur, ne de gelecek konuşulur.
Onun için devlet olarak, hükümet olarak birinci görevimiz Türkiye’nin her karışında vatandaşımızın rahatça seyahat etmesini sağlamak. Can korkusu yaşamadan bunu temin etmek. Terör örgütlerinin sivillere, askere, polise ve korucuya zarar verecek durumdan tamamen çıkarmak. Bütün bunlar sağlanınca operasyonlar duracak. Aksi halde operasyonlar artarak, devam edecek. Terör örgütü PKK’nın ‘Kürtler’ diye bir sorunu yok. Ancak Kürt ve Türklerin PKK sorunu var. Bunu çözmenin yolu da millet ve devlet arasından kana doymayan eşkıyaları çıkarmak. Başka çaremiz yok.”
“Öğretmenlerle ilgili sözlerim yanlış anlaşıldı”
İki gün önce yaptığı bir konuşmada, öğretmenlerle ilgili yaptığı açıklamanın yanlış anlaşıldığına da dikkat çeken Başbakan Binali Yıldırım, sözlerini şöyle sürdürdü: “İki gün önce bir konuşmamda bölgedeki öğretmenlerle ilgili bir şey söylemiştim. Orada belli ki bir yanlış anlaşılma var. Bu bölgede görev yapan, terörle bir şekilde iç içe olmuş 14 bin civarında öğretmen olduğu tahmin ediliyor. Bunların ne kadarının doğrudan ilişkili olduğu, olmadığı yapılacak incelemelerle teftişlerle, soruşturmalarla ortaya çıkacak. Okul zamanı geliyor, bayramdan sonra okullar açılıyor.
MEB bakanımızla görüştük, üzerinde şüphe bulunan bütün öğretmenler açığa alınacak, yeni ders görevinde bunlara görev verilmeyecek. Bunun yerine yeni baştan öğretmenlerimizi buraya göndereceğiz. Öbürleri ne olacak? Öbürleri de FETÖ’cülerin başına ne geldiyse onların başına da aynı şey gelecek. Sadece öğretmenlerle sınırlı değil. Terör sadece dağda değil, devletin içinde de var. Devletin yerel yönetimi içinde de var. Terörle haşır neşir olmuş bütün kamu görevlilerinin üzerine gideceğiz. Onları da tek tek ayıklayacağız. Aksi halde bu mücadeleyi sadece silahla kırda, şehirde yapamayız." cnntürk
Başbakan Binali Yıldırım, “Doğu ve Güneydoğu Yatırım Destek Hamlesi Tanıtım Programı” ve toplu açılış törenine katılmak için geldiği Diyarbakır’da, sivil toplum kuruluşları temsilcileri ve kanaat önderleriyle bir araya geldi.
Darbe girişiminden önce PKK ve FETÖ’nün bir araya gelip, plan yaptığına işaret eden Yıldırım, “15 Temmuz’dan sonra işler kötü gidince FETÖ tekrar randevu istiyor. Yeniden bir araya geliyorlar ve bölücü terör örgütünden başka taleplerde bulunuyorlar. Bu da, ‘Efendim bu işi halledemedik, bari Cumhurbaşkanına, Başbakanına suikast yapın da maliyeti neyse verelim.’ Alçaklığın bu kadarını görmedi bu millet. Bunların hepsinin hesabı görülecek" dedi.
Yıldırım şöyle konuştu: "Yolları mayınlayan, insanların üzerine bombaları atan, bu milletin fidan gibi yavrularını toprağa düşüren alçaklara bu millet dersini verecek. Hedefimiz, amacımız terörü Türkiye’nin gündeminden düşürmek, Türkiye’nin gündeminden terörü düşüremezsek, burada yatırım alanları da, fabrikalar da hayal olur, gecikir. En büyük varlık yaşamdır. İnsan hayatının tehlikede olduğu yerde ne ticaret konuşulur, ne iş konuşulur, ne de gelecek konuşulur.
Onun için devlet olarak, hükümet olarak birinci görevimiz Türkiye’nin her karışında vatandaşımızın rahatça seyahat etmesini sağlamak. Can korkusu yaşamadan bunu temin etmek. Terör örgütlerinin sivillere, askere, polise ve korucuya zarar verecek durumdan tamamen çıkarmak. Bütün bunlar sağlanınca operasyonlar duracak. Aksi halde operasyonlar artarak, devam edecek. Terör örgütü PKK’nın ‘Kürtler’ diye bir sorunu yok. Ancak Kürt ve Türklerin PKK sorunu var. Bunu çözmenin yolu da millet ve devlet arasından kana doymayan eşkıyaları çıkarmak. Başka çaremiz yok.”
“Öğretmenlerle ilgili sözlerim yanlış anlaşıldı”
İki gün önce yaptığı bir konuşmada, öğretmenlerle ilgili yaptığı açıklamanın yanlış anlaşıldığına da dikkat çeken Başbakan Binali Yıldırım, sözlerini şöyle sürdürdü: “İki gün önce bir konuşmamda bölgedeki öğretmenlerle ilgili bir şey söylemiştim. Orada belli ki bir yanlış anlaşılma var. Bu bölgede görev yapan, terörle bir şekilde iç içe olmuş 14 bin civarında öğretmen olduğu tahmin ediliyor. Bunların ne kadarının doğrudan ilişkili olduğu, olmadığı yapılacak incelemelerle teftişlerle, soruşturmalarla ortaya çıkacak. Okul zamanı geliyor, bayramdan sonra okullar açılıyor.
MEB bakanımızla görüştük, üzerinde şüphe bulunan bütün öğretmenler açığa alınacak, yeni ders görevinde bunlara görev verilmeyecek. Bunun yerine yeni baştan öğretmenlerimizi buraya göndereceğiz. Öbürleri ne olacak? Öbürleri de FETÖ’cülerin başına ne geldiyse onların başına da aynı şey gelecek. Sadece öğretmenlerle sınırlı değil. Terör sadece dağda değil, devletin içinde de var. Devletin yerel yönetimi içinde de var. Terörle haşır neşir olmuş bütün kamu görevlilerinin üzerine gideceğiz. Onları da tek tek ayıklayacağız. Aksi halde bu mücadeleyi sadece silahla kırda, şehirde yapamayız." cnntürk
4 Eylül 2016 Pazar
Vize serbestisi için çok net açıklama
Başbakan Binali Yıldırım ve Avrupa Parlamentosu (AP) Başkanı Martin Schulz önemli bir görüşme gerçekleştirdi. Görüşme ardından gerçekleştirilen basın toplantısında Türkiye-AB arasında uygulanması düşünülen vize serbestisi hakkında önemli açıklamalar yapıldı.
Başbakan Binali Yıldırım, Avrupa Parlamentosu Başkanı Martin Schulz ile ortak basın toplantısında konuştu. 15 Temmuz darbe girişimine ilişkin, Martin Schulz şu ifadeleri kullandı:
"Bugünkü ziyaretim AB'nin Türk milleti ile tam bir dayanışma içinde olduğunun nişanesidir. Biz AB olarak ağır bir saldırıya maruz kalmış bir halkın yanında duruyoruz. Ülkenin bütünlüğüne yapılan bir saldırıydı. Hepimiz son derece duygulandık. Özgür bir biçimde seçilmiş bir cumhurbaşkanı, iPhone üzerinden telefon ile canlı yayına bağlandı. Halkına bir çağrıda bulundu. Herkesin sokaklara dökülmesi silahları olmadan vahşi darbe denmesine karşı çıktı. Türk ulusunun tarihinde şanlı bir sayfadır bu. Hayranlıkla izlediğimiz bir gelişmeydi. Bu konuyu görüşürken, belli gerginlikler sürtüşmeler de var. Sayın başbakan bu konuda eleştirilerini açıkça bize dile getirdi.
AB ülkeleri olarak Türkiye'ye yeterince destek olmadığımızı ifade etti. Ben ise AB üyesi ülkeler olarak darbe denemesinin sonrasındaki bütün süreçlerin son derece sürtünmesiz, pürüzsüz ilerlediğini ve bunun bizim kafamızda soru işaretlerine sebep olduğunu ifade ettim. Ama bu konuyla ilgili açıklamaları dinledim ve hali hazırda bilmiyordum yeni öğrendim.
Bilgileri derinleştirmemiz gerekiyor. Gülen hareketi ve bu devlet darbesi yapmak isteyen asker içerisindeki bir kanattan bahsetti. Sayın Yıldırım'a teşekkür etmek istiyorum. Bu konuyu bilmiyorduk. Bu kapsamı ile o yüzden gerekli tepkiyi zamanında veremedik."
"AB Bakanı, 3 milyar Euro'dan 720 milyon Euro'luk bir kısmının aktarıldığını ifade etti"
Mülteci krizine ilişkin Schulz, "Türkiye ile AB arasında göçmen sorunun halledilmesi için önemli bir adım attık. Bir anlaşma imzalandı. Anlaşma çerçevesinde AB'nin yapması gereken mali destekler de yapılıyor. AB bakanı, 3 milyar Euro'dan 720 milyon Euro'luk bir kısmının aktarıldığını ifade etti. Türkiye'de göçmenler ile ilgili çalışma yapan kurumaların son derece koordineli bir şekilde çalıştığını görüyorum" diye konuştu.
Terör ile mücadele konusunda AB'nin desteği tam
AB'nin desteğinin terör ile mücadelede tam olduğunu belirten Schulz, "Terörün hiçbir çeşidinin meşru zemini olamaz. Masum insanları, düğün konuklarını öldüren bir örgüt hangi siyasi görüşe sahip olursa olsun yüzde yüz sert bir şekilde mücadele edilmeli. Bu konuda da AB'nin desteğini tam olarak almıştır" dedi.
"Darbeyi ordu değil, asker kıyafeti giymiş terör örgütünün mensupları yapmıştır"
Yıldırım, "Bir düzeltme ihtiyacı var. belki de yanlış tercümeden kaynaklı. Darbeyi ordu değil, asker kıyafeti giymiş terör örgütünün mensupları yapmıştır. TSK'nın bir hareketi değildir. Ordu içindeki bazı FETÖ terör örgütü mensuplarının gerçekleştirdiği bir olaydır. Bunu düzeltmek isterim teşekkürler" dedi.
Vize serbestisi
Basın mensuplarının sorduğu vize serbestisi sorusuna yanıt veren Martin Schulz, "Şu anda Türkiye-AB arasında farklılıklar nedeniyle vize serbestisi hakkında adım atılmıyor ancak bu başarısız olunacağı anlamına gelmiyor. Çok net söyleyebilrim terörle mücadele yasası reformu gerçekleşmediği için bir adım atılamıyor" diye konuştu.
Başbakan Binali Yıldırım ise konuya ilişkin, "Açık ve seçik AB'ye, Sayın Schulz'a da bir kez daha söyledik ki bugünkü içinde bulunduğumuz şartlardan dolayı biz burada Terörle Mücadele Yasası'nda bir iyileştirme yapamayız.
Bu bizim ölüm kalım meselemiz. Bu,Türkiye'nin güvenliği meselesi, aynı zamanda Avrupa'nın da terörle mücadelesiiçin olması gereken bir konu. Bunu bir kenara bırakırsak, diğer bütün konuların çözüme kavuşturulmasında bir sorun görmüyoruz." ifadelerini kullandı. DHA
Başbakan Binali Yıldırım, Avrupa Parlamentosu Başkanı Martin Schulz ile ortak basın toplantısında konuştu. 15 Temmuz darbe girişimine ilişkin, Martin Schulz şu ifadeleri kullandı:
"Bugünkü ziyaretim AB'nin Türk milleti ile tam bir dayanışma içinde olduğunun nişanesidir. Biz AB olarak ağır bir saldırıya maruz kalmış bir halkın yanında duruyoruz. Ülkenin bütünlüğüne yapılan bir saldırıydı. Hepimiz son derece duygulandık. Özgür bir biçimde seçilmiş bir cumhurbaşkanı, iPhone üzerinden telefon ile canlı yayına bağlandı. Halkına bir çağrıda bulundu. Herkesin sokaklara dökülmesi silahları olmadan vahşi darbe denmesine karşı çıktı. Türk ulusunun tarihinde şanlı bir sayfadır bu. Hayranlıkla izlediğimiz bir gelişmeydi. Bu konuyu görüşürken, belli gerginlikler sürtüşmeler de var. Sayın başbakan bu konuda eleştirilerini açıkça bize dile getirdi.
AB ülkeleri olarak Türkiye'ye yeterince destek olmadığımızı ifade etti. Ben ise AB üyesi ülkeler olarak darbe denemesinin sonrasındaki bütün süreçlerin son derece sürtünmesiz, pürüzsüz ilerlediğini ve bunun bizim kafamızda soru işaretlerine sebep olduğunu ifade ettim. Ama bu konuyla ilgili açıklamaları dinledim ve hali hazırda bilmiyordum yeni öğrendim.
Bilgileri derinleştirmemiz gerekiyor. Gülen hareketi ve bu devlet darbesi yapmak isteyen asker içerisindeki bir kanattan bahsetti. Sayın Yıldırım'a teşekkür etmek istiyorum. Bu konuyu bilmiyorduk. Bu kapsamı ile o yüzden gerekli tepkiyi zamanında veremedik."
"AB Bakanı, 3 milyar Euro'dan 720 milyon Euro'luk bir kısmının aktarıldığını ifade etti"
Mülteci krizine ilişkin Schulz, "Türkiye ile AB arasında göçmen sorunun halledilmesi için önemli bir adım attık. Bir anlaşma imzalandı. Anlaşma çerçevesinde AB'nin yapması gereken mali destekler de yapılıyor. AB bakanı, 3 milyar Euro'dan 720 milyon Euro'luk bir kısmının aktarıldığını ifade etti. Türkiye'de göçmenler ile ilgili çalışma yapan kurumaların son derece koordineli bir şekilde çalıştığını görüyorum" diye konuştu.
Terör ile mücadele konusunda AB'nin desteği tam
AB'nin desteğinin terör ile mücadelede tam olduğunu belirten Schulz, "Terörün hiçbir çeşidinin meşru zemini olamaz. Masum insanları, düğün konuklarını öldüren bir örgüt hangi siyasi görüşe sahip olursa olsun yüzde yüz sert bir şekilde mücadele edilmeli. Bu konuda da AB'nin desteğini tam olarak almıştır" dedi.
"Darbeyi ordu değil, asker kıyafeti giymiş terör örgütünün mensupları yapmıştır"
Yıldırım, "Bir düzeltme ihtiyacı var. belki de yanlış tercümeden kaynaklı. Darbeyi ordu değil, asker kıyafeti giymiş terör örgütünün mensupları yapmıştır. TSK'nın bir hareketi değildir. Ordu içindeki bazı FETÖ terör örgütü mensuplarının gerçekleştirdiği bir olaydır. Bunu düzeltmek isterim teşekkürler" dedi.
Vize serbestisi
Basın mensuplarının sorduğu vize serbestisi sorusuna yanıt veren Martin Schulz, "Şu anda Türkiye-AB arasında farklılıklar nedeniyle vize serbestisi hakkında adım atılmıyor ancak bu başarısız olunacağı anlamına gelmiyor. Çok net söyleyebilrim terörle mücadele yasası reformu gerçekleşmediği için bir adım atılamıyor" diye konuştu.
Başbakan Binali Yıldırım ise konuya ilişkin, "Açık ve seçik AB'ye, Sayın Schulz'a da bir kez daha söyledik ki bugünkü içinde bulunduğumuz şartlardan dolayı biz burada Terörle Mücadele Yasası'nda bir iyileştirme yapamayız.
Bu bizim ölüm kalım meselemiz. Bu,Türkiye'nin güvenliği meselesi, aynı zamanda Avrupa'nın da terörle mücadelesiiçin olması gereken bir konu. Bunu bir kenara bırakırsak, diğer bütün konuların çözüme kavuşturulmasında bir sorun görmüyoruz." ifadelerini kullandı. DHA
31 Ağustos 2016 Çarşamba
Fiyatlar buralarda dörde katlandı
Yavuz Sultan Selim Köprüsü ve Kuzey Marmara Otoyolu ile İstanbul yeni havalimanı gibi büyük projelerin etkisiyle Eyüp, Çatalca, Arnavutköy, Sarıyer, Beykoz ve Çekmeköy'de yerleşim yerlerinde konut ve arsaların değeri projelerin başlangıcından bu yana 3-4 kat yükseldi.
TSKB Gayrimenkul Değerleme Genel Müdürü Makbule Yönel Maya, AA muhabirine yaptığı açıklamada, köprü inşaatının başlaması, hatta güzergahının açıklanması ile birlikte Avrupa yakasında Halkalı-Başakşehir-Arnavutköy-Kayabaşı aksı ile Zekeriyaköy'de, Anadolu yakasında ise özellikle Beykoz, Çekmeköy ve Sancaktepe bölgelerinde konut piyasasında hareketlilik yaşandığını ifade etti.
Maya, üçüncü köprüyü de içerisinde bulunduran Kuzey Marmara Otoyolu ile bağlantı yollarına yakın çevredeki arsa ve tarla fiyatlarının özellikle Eyüp, Çatalca, Arnavutköy, Sarıyer, Beykoz ve Çekmeköy'de değerlendiğini belirterek, "Arnavutköy ve Çatalca için bu artışta İstanbul Yeni Havalimanı'nın etkisinin bulunduğuna da dikkat etmek gerek" dedi.
cnntürk'ün haberine göre; Üçüncü köprünün en çok değer artışı sağladığı bölgelerin Arnavutköy Karaburun, Beykoz Riva, Sarıyer Uskumruköy ve Çekmeköy Nişantepe olduğunu vurgulayan Maya, söz konusu bölgelerde yaklaşık 3-4 kata varan artışlar yaşandığını bildirdi.
"Köprü sonrası konut projelerine hız verildi"
Makbule Yönel Maya, Kuzey Marmara Otoyolu güzergahı üzerinde ve bağlantı yollarının yakınlarındaki konut projelerine değinirken de özellikle Sancaktepe'nin kentsel dönüşüm ve yeni konut projeleri ile dikkati çektiğini söyledi.
Birçoğu inşaat aşamasında olmak üzere planlama aşamasındaki projeler de dikkate alındığında 4 bin yeni konut stokunun 2018'e kadar ilçeye kazandırılacağını ifade eden Maya, Sancaktepe'yi takip eden Çekmeköy ilçesinde ise bu sayının yaklaşık 930 civarında olduğunu bildirdi.
Maya, Çekmeköy'deki konut projelerinde bu yıl teslim edilmesi planlananlar da bulunduğunu belirterek, "Anadolu yakasında üçüncü köprü bağlantı yollarına yakın bölgelere bakıldığında, Sultanbeyli'de de yaklaşık 650 konutluk yeni stokta 2017 başına kadar hayatın başlaması planlanıyor" ifadesini kullandı.
Avrupa yakasında Kuzey Marmara Otoyolu ve bağlantı yollarının yakın noktalarına bakıldığında Sarıyer'de yaklaşık 300 yeni konut stokuyla Zekeriyaköy ve Uskumruköy bölgelerinin dikkati çektiğini belirten Maya, "Köprü çevresinde yeni imara açılacak alan olmayacağını düşündüğümüzde, mevcut imara sahip ve özelikle köprü çıkış ve bağlantı yollarına yakın konut alanlarında yeni projelere bu süreçte hız verildiğini, gayrimenkul geliştiricilerinin bu bölgelerde yeni projeler için önemli adımlar attıklarını görüyoruz" diye konuştu.
Konut fiyatlarının arttığı bölgeler
Maya, konut fiyatlarında köprü dolayısıyla artış yaşandığına işaret ederek, Göktürk, Zekeriyaköy, Başakşehir, Çekmeköy, Sancaktepe ve Beykoz bölgelerinde üçüncü köprüye bağlı konut fiyat artışı yaşandığını, ancak bu yükselişin arsalardaki oranlar kadar olmadığını bildirdi.
Bu tarz mega projelerde 2 farklı dönemde artış yaşandığının görüldüğünü aktaran Maya, ilkinin projenin ilan edilip inşasının başladığı dönem, ikincisinin ise projenin bitirilip hayata geçirildiği dönem olduğunu söyledi.
Bu arada, Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Ahmet Arslan, geçen hafta yaptığı açıklamada, üçüncü köprü güzergahında yeni imar alanı oluşturulmasının söz konusu olmadığını bildirmişti.
Kuzey Marmara Otoyolu Projesi kapsamında inşa edilen Yavuz Sultan Selim Köprüsü, 148 kilometre uzunluğundaki Odayeri-Paşaköy kesimi üzerinde yer alıyor. Temeli 29 Mayıs 2013'te atılan ve "dünyanın en geniş köprüsü" unvanını kazanan eser, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, TBMM Başkanı İsmail Kahraman, Başbakan Binali Yıldırım ve farklı ülkelerden liderlerin katılımıyla 26 Ağustos Cuma günü açılmıştı.
TSKB Gayrimenkul Değerleme Genel Müdürü Makbule Yönel Maya, AA muhabirine yaptığı açıklamada, köprü inşaatının başlaması, hatta güzergahının açıklanması ile birlikte Avrupa yakasında Halkalı-Başakşehir-Arnavutköy-Kayabaşı aksı ile Zekeriyaköy'de, Anadolu yakasında ise özellikle Beykoz, Çekmeköy ve Sancaktepe bölgelerinde konut piyasasında hareketlilik yaşandığını ifade etti.
Maya, üçüncü köprüyü de içerisinde bulunduran Kuzey Marmara Otoyolu ile bağlantı yollarına yakın çevredeki arsa ve tarla fiyatlarının özellikle Eyüp, Çatalca, Arnavutköy, Sarıyer, Beykoz ve Çekmeköy'de değerlendiğini belirterek, "Arnavutköy ve Çatalca için bu artışta İstanbul Yeni Havalimanı'nın etkisinin bulunduğuna da dikkat etmek gerek" dedi.
cnntürk'ün haberine göre; Üçüncü köprünün en çok değer artışı sağladığı bölgelerin Arnavutköy Karaburun, Beykoz Riva, Sarıyer Uskumruköy ve Çekmeköy Nişantepe olduğunu vurgulayan Maya, söz konusu bölgelerde yaklaşık 3-4 kata varan artışlar yaşandığını bildirdi.
"Köprü sonrası konut projelerine hız verildi"
Makbule Yönel Maya, Kuzey Marmara Otoyolu güzergahı üzerinde ve bağlantı yollarının yakınlarındaki konut projelerine değinirken de özellikle Sancaktepe'nin kentsel dönüşüm ve yeni konut projeleri ile dikkati çektiğini söyledi.
Birçoğu inşaat aşamasında olmak üzere planlama aşamasındaki projeler de dikkate alındığında 4 bin yeni konut stokunun 2018'e kadar ilçeye kazandırılacağını ifade eden Maya, Sancaktepe'yi takip eden Çekmeköy ilçesinde ise bu sayının yaklaşık 930 civarında olduğunu bildirdi.
Maya, Çekmeköy'deki konut projelerinde bu yıl teslim edilmesi planlananlar da bulunduğunu belirterek, "Anadolu yakasında üçüncü köprü bağlantı yollarına yakın bölgelere bakıldığında, Sultanbeyli'de de yaklaşık 650 konutluk yeni stokta 2017 başına kadar hayatın başlaması planlanıyor" ifadesini kullandı.
Avrupa yakasında Kuzey Marmara Otoyolu ve bağlantı yollarının yakın noktalarına bakıldığında Sarıyer'de yaklaşık 300 yeni konut stokuyla Zekeriyaköy ve Uskumruköy bölgelerinin dikkati çektiğini belirten Maya, "Köprü çevresinde yeni imara açılacak alan olmayacağını düşündüğümüzde, mevcut imara sahip ve özelikle köprü çıkış ve bağlantı yollarına yakın konut alanlarında yeni projelere bu süreçte hız verildiğini, gayrimenkul geliştiricilerinin bu bölgelerde yeni projeler için önemli adımlar attıklarını görüyoruz" diye konuştu.
Konut fiyatlarının arttığı bölgeler
Maya, konut fiyatlarında köprü dolayısıyla artış yaşandığına işaret ederek, Göktürk, Zekeriyaköy, Başakşehir, Çekmeköy, Sancaktepe ve Beykoz bölgelerinde üçüncü köprüye bağlı konut fiyat artışı yaşandığını, ancak bu yükselişin arsalardaki oranlar kadar olmadığını bildirdi.
Bu tarz mega projelerde 2 farklı dönemde artış yaşandığının görüldüğünü aktaran Maya, ilkinin projenin ilan edilip inşasının başladığı dönem, ikincisinin ise projenin bitirilip hayata geçirildiği dönem olduğunu söyledi.
Bu arada, Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Ahmet Arslan, geçen hafta yaptığı açıklamada, üçüncü köprü güzergahında yeni imar alanı oluşturulmasının söz konusu olmadığını bildirmişti.
Kuzey Marmara Otoyolu Projesi kapsamında inşa edilen Yavuz Sultan Selim Köprüsü, 148 kilometre uzunluğundaki Odayeri-Paşaköy kesimi üzerinde yer alıyor. Temeli 29 Mayıs 2013'te atılan ve "dünyanın en geniş köprüsü" unvanını kazanan eser, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, TBMM Başkanı İsmail Kahraman, Başbakan Binali Yıldırım ve farklı ülkelerden liderlerin katılımıyla 26 Ağustos Cuma günü açılmıştı.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)