Yıllardır atıl durumda olan İstanbul'daki Atatürk Kültür Merkezi'nde yıkım için geri sayım başladı. Plana göre, yeni bina eskisine göre daha büyük bir alanda inşa edilecek.
İstanbul - Taksim'de bulunan ve 5 yıldır kullanılmayan Atatürk Kültür Merkezi'nde yıkım için geri sayım başladı. Plan değişikliği hazırlandı. Hürriyet gazetesi'nin haberine göre, yeni bina eskisine göre çok daha büyük bir alanda inşa edilecek.
Binanın oturduğu parsel 5 bin 794 metrekareden 35 bin 206 metrekareye çıktı...
Maliye ve İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ne ait parseller Kültür Bakanlığı'na devredildi.
Dolmuş durakları ve Libya Konsolsoluğu'nun bir kısmı da yeni yapılacak AKM'ye geçti.
Atatürk Kültür Merkezi binasının yıkılabilmesi için Koruma Kurulu'nun kararı gerekiyor.
AKM'NİN TARİHİ
Atatürk Kültür Merkezi, 1969'da "İstanbul Kültür Sarayı" olarak hizmete girdi. 1970'te çıkan yangında büyük hasar gördü. Yangından sonra 1978'de Atatürk Kültür Merkezi olarak açıldı. 2005'te dönemin Kültür Bakanı Atilla Koç binanın yıkılmasını önerdi. 2012'de onarıma başlandı. Ancak onarımın mümkün olmadığı anlaşılınca çalışmalar durduruldu.
Yeni projenin AKM'nin mimarı Hayati Tabanlıoğlu'nun oğlu Murat Tabanlıoğlu tarafından çizileceği belirtiliyor.
taksim etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
taksim etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
6 Ağustos 2017 Pazar
7 Şubat 2017 Salı
İşte Taksim Meydanı'na yapılacak cami
İstanbul 2 Numaralı Kültür Varlıkları Koruma Kurulunda görüşülüp onaylanan, Taksim’e yapılacak caminin fotoğrafları ortaya çıktı.
Maksem’in arkasındaki derme çatma mescidin bulunduğu alana yapılacak cami ile 49 yıllık tartışma sona erecek. Vakıflara ait 2 bin 482 metrekarelik araziye yapılacak olan ve mimar Y. Mimar Şefik Birkiye ve Dr. Mimar Selim Dalaman tarafından projesi yapılan caminin çizim aşamasında Beyoğlu’nun tarihi hassasiyeti, bölge dokusu ve en önemlisi hemen arkasında yer alan Rum Ortodoks Kilisesi ile Ermeni Katolik Kiliselerinin yüksekliklerinin dikkate alındığı belirtildi.
Taksim Meydanı ile Beyoğlu mimari dokusunda sıkça rastlanan 20’nci yüzyıl başındaki Art Deco mimari stilinden esinlenilen Taksim Camisi, I. Mahmud tarafından 1731 yılında bölgeye su taksimi yapmak için inşa edilen, sekiz köşeli ve sekiz köşeli bir çatısı bulunan küfeki taşından Taksim Makmesi’nin arkasına, bugün hizmet veren derme çatma mescidin bulunduğu alana yapılacak. mynet
Taksim Meydanı ile Beyoğlu mimari dokusunda sıkça rastlanan 20’nci yüzyıl başındaki Art Deco mimari stilinden esinlenilen Taksim Camisi, I. Mahmud tarafından 1731 yılında bölgeye su taksimi yapmak için inşa edilen, sekiz köşeli ve sekiz köşeli bir çatısı bulunan küfeki taşından Taksim Makmesi’nin arkasına, bugün hizmet veren derme çatma mescidin bulunduğu alana yapılacak. mynet
17 Ocak 2017 Salı
İşte teröristin ilk ifadesi
Reina’da 39 kişiyi öldüren Abdulgadir Masharipov’un, Suriye’nin Rakka kentindeki ‘DEAŞ emiri’nden o gece Taksim’de katliam yapmak üzere talimat aldığı ortaya çıktı. Masharipov, “Taksim’e gittim ama çok önlem vardı. Bana talimatı veren kişiyle yeniden temas kurdum. Bölgede yeni hedef aramamı istedi. Sahilde taksiyle tur attım. Reina uygun görünüyordu. Rakka’daki kişiye sordum, kabul etti” dedi.
Yılbaşı gecesi Ortaköy’deki Reina adlı gece kulübünü Kalaşnikof tüfekle tarayarak 39 kişiyi öldüren DEAŞ’lı terörist Abdulgadir Masharipov önceki gece İstanbul Esenyurt’ta yakalanırken, ilk ifadesi de ortaya çıktı. Hürriyet gazetesinden Çetin Aydın'ın haberine göre, Afganistan’da El Kaide kamplarında silahlı eğitim aldığı, daha sonra DEAŞ’a geçtiği belirlenen terörist, İstanbul Emniyet Müdürlüğü’nde verdiği ifadede hedefi nasıl seçtiklerini şöyle anlattı:
İran üzerinden Türkiye
“Geçtiğimiz yıl ocak ayında Suriye’deki savaşa katılmam için aldığım talimat üzerine İran üzerinden Türkiye’ye geldim. Konya’ya yerleştim. Konya’da bulunduğum sırada Rakka’dan talimat geldi. Yılbaşı gecesi Taksim’de eylem yapmam talimatı verildi. Taksim’de yaptığım keşif görüntüsünü gönderdim. Taksim’de mutabık kalındı. Yılbaşı akşamı Taksim’e geldim ancak çok yoğun önlem vardı. Eylemi yapmak mümkün görünmüyordu. Bana talimatı veren kişiyle yeniden temas kurdum. Aramızda Taksim’in eylem için uygun olmadığı kanaatine vardık. Bölgede yeni bir hedef aramam talimatı verdi. Ben de taksiyle saat 22.00 sıralarında sahilde tur attım. Reina eylem için uygun görünüyordu. Fazla güvenlik önlemi göze çarpmıyordu. Bu durumu bana talimat veren kişiye aktardım. Reina’nın uygun olduğunu söyledim. O da kabul ederek Reina’da eylemi yapmamı söyledi. Ben de taksiyle Zeytinburnu’na geldim. Kaldığım evdeki silahı alarak Reina’ya geldim ve eylemi gerçekleştirdim.”
Önce Başakşehir'de kalmış
İstanbul İstihbarat ve Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü ekiplerinin iki hafta izini sürüp yakaladığı teröristle ilgili elde edilen bilgilere göre Masharipov, yılbaşında eylem yapmak üzere Konya’dan 16 Aralık’ta İstanbul’a geldi. İlk olarak Başakşehir’de örgütün bir evine yerleştirildi. Eylemden iki gün önce Zeytinburnu’na taşındı. Yılbaşı gecesi Reina’da 39 kişiyi öldürdü. Katliamın ardından flashbang’lerden birini elinde patlatarak, yaralıymış gibi Reina’dan çıktı. Bindiği taksinin sürücüsüne parası olmadığını söyleyince Kuruçeşme’de indirildi. Daha sonra yine bir taksi çevirdi. Parası olmadığını, Zincirlikuyu’ya kendisini bırakmasını istedi. Zincirlikuyu’da başka bir taksiye binerek parayı indiğinde vereceğini belirtti. Zeytinburnu’na geldi. Bir Uygur restoranında çalışan arkadaşlarından taksi parasını aldı. Geceyi burada geçirdi. Sabah erkenden evden çıktı. Önce Başakşehir’e gitti. Buradaki örgüt evinden biri Iraklı 2 kişi kendisini Esenyurt’ta yakalandığı siteye götürdü. Kendisini eve yerleştiren kişi, bir Iraklı’yı yanında bırakıp ayrıldı. Daire daha önce kiralanmıştı. 6 Ocak’ta, örgütün güvenli ev olarak nitelediği daireye yerleşti.
Polise ateş açıp kaçmış
Teröristle katliamdan sonra ilk temas, saldırının ertesi günü Bakırköy’de sağlandı. Bakırköy’de uygulama yapan trafik ekibindeki polis, arka koltukta oturan teröristi tanımıştı. Kimlik istediği sırada aniden hareketlenen otomobilden polise ateş açıldı. Daha sonra otomobil Beyoğlu’nda terk edilmiş olarak bulundu. Otomobili kullanan ve Çin pasaportu taşıdığı belirlenen Doğu Türkistanlı emniyetteki ifadesinde taşıdığı kişinin Reina saldırganı olduğunu teyit etti. Bu olaydan sonra teröristin Başakşehir’den Esenyurt’a götürüldüğü belirlendi.
3 gün sitede takip edildi
Polis çemberi daraltırken yapılan teknik ve fiziki takipte, teröristin Esenyurt’ta kaldığı evle ilgili detaylı bilgi toplandı. Operasyondan 3 gün önce polis siteyi ve evi yakın takibe aldı. 3 günlük takibin ardından teröristin evde olduğuna yönelik bilgiye ulaşılınca önceki gece saat 23.00 sıralarında Terörle Mücadele Operasyon Timleri koçbaşı ile kapıyı kırarak içeri girdi. Özel harekât polisleri de operasyona destek verdi. Polis, teröristin ilk anda kaçmaya çalıştığını daha sonra kaçamayacağını anlayınca gözaltına alınmamak için direndiğini belirtti.
Yılbaşı gecesi Ortaköy’deki Reina adlı gece kulübünü Kalaşnikof tüfekle tarayarak 39 kişiyi öldüren DEAŞ’lı terörist Abdulgadir Masharipov önceki gece İstanbul Esenyurt’ta yakalanırken, ilk ifadesi de ortaya çıktı. Hürriyet gazetesinden Çetin Aydın'ın haberine göre, Afganistan’da El Kaide kamplarında silahlı eğitim aldığı, daha sonra DEAŞ’a geçtiği belirlenen terörist, İstanbul Emniyet Müdürlüğü’nde verdiği ifadede hedefi nasıl seçtiklerini şöyle anlattı:
İran üzerinden Türkiye
“Geçtiğimiz yıl ocak ayında Suriye’deki savaşa katılmam için aldığım talimat üzerine İran üzerinden Türkiye’ye geldim. Konya’ya yerleştim. Konya’da bulunduğum sırada Rakka’dan talimat geldi. Yılbaşı gecesi Taksim’de eylem yapmam talimatı verildi. Taksim’de yaptığım keşif görüntüsünü gönderdim. Taksim’de mutabık kalındı. Yılbaşı akşamı Taksim’e geldim ancak çok yoğun önlem vardı. Eylemi yapmak mümkün görünmüyordu. Bana talimatı veren kişiyle yeniden temas kurdum. Aramızda Taksim’in eylem için uygun olmadığı kanaatine vardık. Bölgede yeni bir hedef aramam talimatı verdi. Ben de taksiyle saat 22.00 sıralarında sahilde tur attım. Reina eylem için uygun görünüyordu. Fazla güvenlik önlemi göze çarpmıyordu. Bu durumu bana talimat veren kişiye aktardım. Reina’nın uygun olduğunu söyledim. O da kabul ederek Reina’da eylemi yapmamı söyledi. Ben de taksiyle Zeytinburnu’na geldim. Kaldığım evdeki silahı alarak Reina’ya geldim ve eylemi gerçekleştirdim.”
Önce Başakşehir'de kalmış
İstanbul İstihbarat ve Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü ekiplerinin iki hafta izini sürüp yakaladığı teröristle ilgili elde edilen bilgilere göre Masharipov, yılbaşında eylem yapmak üzere Konya’dan 16 Aralık’ta İstanbul’a geldi. İlk olarak Başakşehir’de örgütün bir evine yerleştirildi. Eylemden iki gün önce Zeytinburnu’na taşındı. Yılbaşı gecesi Reina’da 39 kişiyi öldürdü. Katliamın ardından flashbang’lerden birini elinde patlatarak, yaralıymış gibi Reina’dan çıktı. Bindiği taksinin sürücüsüne parası olmadığını söyleyince Kuruçeşme’de indirildi. Daha sonra yine bir taksi çevirdi. Parası olmadığını, Zincirlikuyu’ya kendisini bırakmasını istedi. Zincirlikuyu’da başka bir taksiye binerek parayı indiğinde vereceğini belirtti. Zeytinburnu’na geldi. Bir Uygur restoranında çalışan arkadaşlarından taksi parasını aldı. Geceyi burada geçirdi. Sabah erkenden evden çıktı. Önce Başakşehir’e gitti. Buradaki örgüt evinden biri Iraklı 2 kişi kendisini Esenyurt’ta yakalandığı siteye götürdü. Kendisini eve yerleştiren kişi, bir Iraklı’yı yanında bırakıp ayrıldı. Daire daha önce kiralanmıştı. 6 Ocak’ta, örgütün güvenli ev olarak nitelediği daireye yerleşti.
Polise ateş açıp kaçmış
Teröristle katliamdan sonra ilk temas, saldırının ertesi günü Bakırköy’de sağlandı. Bakırköy’de uygulama yapan trafik ekibindeki polis, arka koltukta oturan teröristi tanımıştı. Kimlik istediği sırada aniden hareketlenen otomobilden polise ateş açıldı. Daha sonra otomobil Beyoğlu’nda terk edilmiş olarak bulundu. Otomobili kullanan ve Çin pasaportu taşıdığı belirlenen Doğu Türkistanlı emniyetteki ifadesinde taşıdığı kişinin Reina saldırganı olduğunu teyit etti. Bu olaydan sonra teröristin Başakşehir’den Esenyurt’a götürüldüğü belirlendi.
3 gün sitede takip edildi
Polis çemberi daraltırken yapılan teknik ve fiziki takipte, teröristin Esenyurt’ta kaldığı evle ilgili detaylı bilgi toplandı. Operasyondan 3 gün önce polis siteyi ve evi yakın takibe aldı. 3 günlük takibin ardından teröristin evde olduğuna yönelik bilgiye ulaşılınca önceki gece saat 23.00 sıralarında Terörle Mücadele Operasyon Timleri koçbaşı ile kapıyı kırarak içeri girdi. Özel harekât polisleri de operasyona destek verdi. Polis, teröristin ilk anda kaçmaya çalıştığını daha sonra kaçamayacağını anlayınca gözaltına alınmamak için direndiğini belirtti.
6 Ocak 2017 Cuma
Berkin Elvan davasında yeni gelişme
Okmeydanı'nda başına isabet eden gaz kapsülü nedeniyle hayatını kaybeden Berkin Elvan için açılan davada duruşma günü belirlendi.
Okmeydanı’nda başına isabet eden gaz kapsülü nedeniyle yaralanan ve kaldırıldığı hastanede hayatını kaybeden Berkin Elvan’ın ölümüne ilişkin polis memuru F.D. hakkında açılan davanın ilk duruşması 6 Nisan 2016 tarihinde İstanbul Adalet Sarayı'nda görülecek.
1 polise dava açılmıştı
İstanbul Okmeydanı’nda 16 Haziran 2013 tarihinde başına isabet eden gaz kapsülü nedeniyle yaralanan ve kaldırıldığı hastanede 269 gün sonra hayatını kaybeden Berkin Elvan’ın ölümüne ilişkin soruşturma tamamlandı. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, Memur Suçları Soruşturma Bürosu savcılarından İsa Dalgıç tarafından hazırlanan 11 sayfalık iddianamede, Berkin Elvan’ın annesi Gülsüm Elvan ve babası Sami Elvan “müşteki”, polis memuru F.D. ise “şüpheli” olarak yer aldı.
42 şüpheli polis hakkında takipsizlik
Soruşturma savcılığı, polis memuru F.D.’nin “olası kastla adam öldürme" suçundan müebbet hapisle cezalandırılmasını talep ederken, 42 şüpheli polis hakkında takipsizlik kararı verdi. Başsavcılık tarafından onaylanan iddianame İstanbul 17’nci Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderildi.
İddianamede, soruşturma aşamasında alınan bilirkişi ve Adli Tıp Kurumu raporları, görüntü çözümleri ve tanık beyanları yer aldı. Şüpheli F.D.’nin ifadesinde, "Olay günü Okmeydanı’nda görevlendirildim. Görevim gereği ZET denilen silah bendeydi. Sadece trafiği kapatmaya çalışan gruplara müdahale ettik. Olay yerinde ZET silahı kullanıp kullanmadığımı hatırlamıyorum” dediği öğrenildi.
Olayı soruşturan 5. savcı şehit olmuştu
Berkin Elvan'ın yaralanmasından sonra başlatılan soruşturmayı ilk olarak savcı Adnan Çimen, sonra Abdullah Yıldırım ve Faruk Bildirici soruşturmayı yürüttü. Savcı Bildirici Antalya'ya atanınca, dosya yeni savcısı belirlenene kadar zorunlu işlemlerin yapılması için yine Memur Suçları Bürosu'nun bir diğer savcısı Seyfettin Atıcı'ya verildi. Savcı Atıcı, dosyanın yeni savcısı Mehmet Selim Kiraz'ın belirlenmesine kadar sadece zorunlu işlemleri yaptı. Berkin Elvan soruşturmasının beşinci Savcısı Mehmet Selim Kiraz oldu.
Savcı Kiraz, şüpheli sayısını üçe indirdi. Soruşturma devam ederken Savcı Mehmet Selim Kiraz, 31 Mart 2015'te İstanbul Adalet Sarayı'ndaki odasında şehit edilmişti. Soruşturmaya daha sonra Savcı İsa Dalgıç görevlendirilmişti.
16 kiloya kadar düşmüştü
Gezi olayları sırasında 16 Haziran 2013 tarihinde Berkin Elvan, polis tarafından atılan göz yaşartıcı gaz kapsülünün başına isabet etmesi üzerine ağır yaralanmıştı. Ailesi olayın Berkin Elvan'ın ekmek almaya giderken yaşandığını söylemişti. 269 gün boyunca komada kalan Elvan, 11 Mart 2014'te 16 kilo olarak yaşamını yitirmişti.
Okmeydanı’nda başına isabet eden gaz kapsülü nedeniyle yaralanan ve kaldırıldığı hastanede hayatını kaybeden Berkin Elvan’ın ölümüne ilişkin polis memuru F.D. hakkında açılan davanın ilk duruşması 6 Nisan 2016 tarihinde İstanbul Adalet Sarayı'nda görülecek.
1 polise dava açılmıştı
İstanbul Okmeydanı’nda 16 Haziran 2013 tarihinde başına isabet eden gaz kapsülü nedeniyle yaralanan ve kaldırıldığı hastanede 269 gün sonra hayatını kaybeden Berkin Elvan’ın ölümüne ilişkin soruşturma tamamlandı. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, Memur Suçları Soruşturma Bürosu savcılarından İsa Dalgıç tarafından hazırlanan 11 sayfalık iddianamede, Berkin Elvan’ın annesi Gülsüm Elvan ve babası Sami Elvan “müşteki”, polis memuru F.D. ise “şüpheli” olarak yer aldı.
42 şüpheli polis hakkında takipsizlik
Soruşturma savcılığı, polis memuru F.D.’nin “olası kastla adam öldürme" suçundan müebbet hapisle cezalandırılmasını talep ederken, 42 şüpheli polis hakkında takipsizlik kararı verdi. Başsavcılık tarafından onaylanan iddianame İstanbul 17’nci Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderildi.
İddianamede, soruşturma aşamasında alınan bilirkişi ve Adli Tıp Kurumu raporları, görüntü çözümleri ve tanık beyanları yer aldı. Şüpheli F.D.’nin ifadesinde, "Olay günü Okmeydanı’nda görevlendirildim. Görevim gereği ZET denilen silah bendeydi. Sadece trafiği kapatmaya çalışan gruplara müdahale ettik. Olay yerinde ZET silahı kullanıp kullanmadığımı hatırlamıyorum” dediği öğrenildi.
Olayı soruşturan 5. savcı şehit olmuştu
Berkin Elvan'ın yaralanmasından sonra başlatılan soruşturmayı ilk olarak savcı Adnan Çimen, sonra Abdullah Yıldırım ve Faruk Bildirici soruşturmayı yürüttü. Savcı Bildirici Antalya'ya atanınca, dosya yeni savcısı belirlenene kadar zorunlu işlemlerin yapılması için yine Memur Suçları Bürosu'nun bir diğer savcısı Seyfettin Atıcı'ya verildi. Savcı Atıcı, dosyanın yeni savcısı Mehmet Selim Kiraz'ın belirlenmesine kadar sadece zorunlu işlemleri yaptı. Berkin Elvan soruşturmasının beşinci Savcısı Mehmet Selim Kiraz oldu.
Savcı Kiraz, şüpheli sayısını üçe indirdi. Soruşturma devam ederken Savcı Mehmet Selim Kiraz, 31 Mart 2015'te İstanbul Adalet Sarayı'ndaki odasında şehit edilmişti. Soruşturmaya daha sonra Savcı İsa Dalgıç görevlendirilmişti.
16 kiloya kadar düşmüştü
Gezi olayları sırasında 16 Haziran 2013 tarihinde Berkin Elvan, polis tarafından atılan göz yaşartıcı gaz kapsülünün başına isabet etmesi üzerine ağır yaralanmıştı. Ailesi olayın Berkin Elvan'ın ekmek almaya giderken yaşandığını söylemişti. 269 gün boyunca komada kalan Elvan, 11 Mart 2014'te 16 kilo olarak yaşamını yitirmişti.
18 Aralık 2016 Pazar
Yazar Beki İkala Erikli'nin katili tutuklandı
Yazar Beki İkala Erikli’yi ofisinin bulunduğu apartmanda öldüren ve 26 saat sonra suç aleti tabancayla birlikte yakalanan Sinem Koç (31) çıkarıldığı nöbetçi mahkeme tarafından tutuklandı.
Koç, polisteki sorgusunda, Erikli’nin kitaplarını okuduktan sonra dengesinin bozulduğunu belirterek, “İnsanlara zararlı bir kişi olduğu kanaatine vardım. Başkalarına zarar vermesin diye öldürmeye karar verdim” dedi. Eşinden 4 yıl önce boşandıktan sonra annesiyle yaşamaya başlayan Sinem Koç, dün adliyeye sevk edildi.
Hakim: İntihar eğilimi var
Sinem Koç, nöbetçi sulh ceza hakimliğindeki ifadesinde şunları söyledi: “Beki İkala’nın seminerlerine katıldım. Sonra şeytan ve diğer varlıkları görmeye başladım. İki aydır uyuyamıyordum. Öldürmekle bir çok kişinin aynı problemleri yaşamasını engellemiş oldum.”
Koç’un “kasten öldürmek”ten tutuklanmasına karar veren hakim, ayrıca “intihar eğiliminin bulunduğu, ifadesi sırasında ellerini açıp kapatmak, ağlamak, sabit bir noktaya bakmak gibi sıradışı hareketlerde bulunduğunu da tutanağa geçirdi. Hakimlik, Koç’un akıl dengesinin yerinde olup olmadığının ve bu kişinin davranışları üzerindeki etkisinin tespit edilmesi için bir sağlık kuruluşunda gözlem altına alınmasına karar verdi.
Üzerinden not çıktı
Koç’un yakalandığında üzerinden intihar notu çıktı. Notta, “Çok güzel bir hayatım vardı. Bu kadını tanıyana kadar. Meleklerle Yaşamak kitabı beni çok cezbetti, okuduktan sonra hayatım mahvoldu. Güzel kahkahalarım vardı hepsini aldı, uykularımı çaldı. Bu kadını öldürdüm şimdi kendimi öldürüyorum.”
'Sen enerji bedeni ne biliyor musun?'
Savcıya ifade vermek için bekletilen Sinem Koç, yanındaki kadın polislerden ısrarla kelepçelerinin çıkarılmasını istedi. Koç kadın polislere, “Sıkı tutma elimi, çek elini. Senin gibi bir insan değilim. Enerji bedeni ne biliyor musun” dedi. Koç’un oldukça rahat tavırlar sergilediği ve beklediği süre boyunca kafasını aşağı yukarı sallayarak kendi kendine bir şeyler söylediği gözlemlendi. Hürriyet
Koç, polisteki sorgusunda, Erikli’nin kitaplarını okuduktan sonra dengesinin bozulduğunu belirterek, “İnsanlara zararlı bir kişi olduğu kanaatine vardım. Başkalarına zarar vermesin diye öldürmeye karar verdim” dedi. Eşinden 4 yıl önce boşandıktan sonra annesiyle yaşamaya başlayan Sinem Koç, dün adliyeye sevk edildi.
Hakim: İntihar eğilimi var
Sinem Koç, nöbetçi sulh ceza hakimliğindeki ifadesinde şunları söyledi: “Beki İkala’nın seminerlerine katıldım. Sonra şeytan ve diğer varlıkları görmeye başladım. İki aydır uyuyamıyordum. Öldürmekle bir çok kişinin aynı problemleri yaşamasını engellemiş oldum.”
Koç’un “kasten öldürmek”ten tutuklanmasına karar veren hakim, ayrıca “intihar eğiliminin bulunduğu, ifadesi sırasında ellerini açıp kapatmak, ağlamak, sabit bir noktaya bakmak gibi sıradışı hareketlerde bulunduğunu da tutanağa geçirdi. Hakimlik, Koç’un akıl dengesinin yerinde olup olmadığının ve bu kişinin davranışları üzerindeki etkisinin tespit edilmesi için bir sağlık kuruluşunda gözlem altına alınmasına karar verdi.
Üzerinden not çıktı
Koç’un yakalandığında üzerinden intihar notu çıktı. Notta, “Çok güzel bir hayatım vardı. Bu kadını tanıyana kadar. Meleklerle Yaşamak kitabı beni çok cezbetti, okuduktan sonra hayatım mahvoldu. Güzel kahkahalarım vardı hepsini aldı, uykularımı çaldı. Bu kadını öldürdüm şimdi kendimi öldürüyorum.”
'Sen enerji bedeni ne biliyor musun?'
Savcıya ifade vermek için bekletilen Sinem Koç, yanındaki kadın polislerden ısrarla kelepçelerinin çıkarılmasını istedi. Koç kadın polislere, “Sıkı tutma elimi, çek elini. Senin gibi bir insan değilim. Enerji bedeni ne biliyor musun” dedi. Koç’un oldukça rahat tavırlar sergilediği ve beklediği süre boyunca kafasını aşağı yukarı sallayarak kendi kendine bir şeyler söylediği gözlemlendi. Hürriyet
11 Aralık 2016 Pazar
Patlamada yaralanan Selin Çelik şehit oldu
Beşiktaş'ta meydana gelen hain terör saldırısında yaralanan bankacı Selin Çelik hastanede yapılan tüm müdahalelere rağmen kurtarılamayarak şehit oldu. Selin Çelik'in Galatasaray Kulübü master yüzücüsü Pelin Çelik'in kız kardeşi olduğu öğrenildi.
Patlamada hayatını kaybedenler arasında yer alan Selin Çelik, bombalı saldırıya Taksim'e gitmek için bindiği dolmuşta yakalanarak ağır yaralandı. Selin'in ailesi ve arkadaşları, dün Şişli Hamidiye Etfal Eğitim ve Araştırma Hastanesi önünde umutla bekledi. Sosyal medya üzerinden saatlerce kan arandı ve bulundu. Ancak daha sonra acı haber geldi.
Dövmesinden tanımışlardı
Selin Çelik'in yakını Tankut Karamuk, maç saatinde kendisinin de orada olduğunu belirterek şunları söyledi: ''Beleştepe denilen yerde dolmuşun içerisindeymiş benim kuzenim. 28 yaşında Selin Çelik. Arkadaşları ondan haber alamayınca hastane hastane dolaşıyorlar, sonra ablalarına haber veriyorlar, o şekilde bulunuyor. Çünkü kimlik tespiti de mümkün değil. Cüzdanı falan yok ortada, dövmesinden tanımış arkadaşı. Yaralanan az sayıda sivilden biri kendisi ama içinde bulunduğu dolmuş da doluymuş. Patlamanın çok yakınındaki bir dolmuştaymış. Selin de kafasından yaralanıyor.''
Galatasaraylı sporcunun kardeşi
Selin Çelik'in, Galatasaray Kulübü master yüzücüsü Pelin Çelik'in kız kardeşi olduğu öğrenildi. cnntürk
Patlamada hayatını kaybedenler arasında yer alan Selin Çelik, bombalı saldırıya Taksim'e gitmek için bindiği dolmuşta yakalanarak ağır yaralandı. Selin'in ailesi ve arkadaşları, dün Şişli Hamidiye Etfal Eğitim ve Araştırma Hastanesi önünde umutla bekledi. Sosyal medya üzerinden saatlerce kan arandı ve bulundu. Ancak daha sonra acı haber geldi.
Dövmesinden tanımışlardı
Selin Çelik'in yakını Tankut Karamuk, maç saatinde kendisinin de orada olduğunu belirterek şunları söyledi: ''Beleştepe denilen yerde dolmuşun içerisindeymiş benim kuzenim. 28 yaşında Selin Çelik. Arkadaşları ondan haber alamayınca hastane hastane dolaşıyorlar, sonra ablalarına haber veriyorlar, o şekilde bulunuyor. Çünkü kimlik tespiti de mümkün değil. Cüzdanı falan yok ortada, dövmesinden tanımış arkadaşı. Yaralanan az sayıda sivilden biri kendisi ama içinde bulunduğu dolmuş da doluymuş. Patlamanın çok yakınındaki bir dolmuştaymış. Selin de kafasından yaralanıyor.''
Galatasaraylı sporcunun kardeşi
Selin Çelik'in, Galatasaray Kulübü master yüzücüsü Pelin Çelik'in kız kardeşi olduğu öğrenildi. cnntürk
İşte 2016 yılında Türkiye'yi sarsan bombalı saldırılar
Türkiye 2016 yılı içerisinde çok sayıda terör saldırısının hedefi oldu. Meydana gelen saldırılarda pek çok kişi hayatını kaybetti ve yaralandı. Bu yıl içerisinde düzenlenen saldırılardan başlıcaları şöyle:
1- 10 Aralık 2016: İstanbul Beşiktaş'ta düzenlenen iki ayrı saldırıda en az 38 kişi hayatını kaybetti, 155 kişi yaralandı.
2 - Kasım 2016: Adana'da valilik binası yakınına yerleştirilen bombanın patlaması sonucu resmi rakamlara göre en az 2 kişi öldü, 33 kişi yaralandı.
3- Ağustos 2016: Elazığ, Van ve Bitlis'te polis ve askerlere yönelik üç ayrı saldırıda 12 kişi öldü, 200'den fazla kişi yaralandı.
4 - Haziran 2016: Atatürk Uluslararası Havalimanı’nda üç teröristin düzenlediği silahlı ve bombalı saldırıda 45 kişi hayatını kaybetti, 236 kişi de yaralandı. Türk makamları saldırılardan IŞİD'i sorumlu tuttu.
5 - Haziran 2016: İstanbul Vezneciler'de düzenlenen bombalı saldırıda 7'si polis 12 kişi hayatını kaybetti, 36 kişi yaralandı. Saldırıyı TAK üstlendi.
6 - Haziran 2016: Mardin'in Midyat ilçesinde Emniyet Müdürlüğü binasına bomba yüklü araçla düzenlenen saldırıda 2'si polis, 4 kişi hayatını kaybetti.
7 - Mayıs 2016: Gaziantep İl Emniyet Müdürlüğü binasının bulunduğu bölgede düzenlenen intihar saldırısında saldırganla birlikte 4 kişi öldü, aralarında sivilllerin de bulunduğu 23 kişi yaralandı.
8 - Mayıs 2016: İstanbul Sancaktepe'deki Samandıra Kışlası yakınında askeri personeli taşıyan servis aracının geçişi sırasında bombalı saldırı düzenlendi. Olaya 5'i asker, 3'ü sivil 8 kişi yaralandı.
9 - Mayıs 2016: Diyarbakır'ın Sur ilçesi Sarıkamış Mahallesi'nde patlayıcı yüklü bir kamyonun infilak etmesi sonucu 16 kişi öldü, 23 kişi yaralandı.
10- Nisan 2016: Bursa Ulu Camii yakınında bir canlı bombanın kendini patlatması sonucu 13 kişi yaralandı.
11 - Mart 2016: İstanbul Beyoğlu'nda İstiklal Caddesi'nde bir canlı bombanın kendini patlatması sınucu 4 kişi öldü, 39 kişi yaralandı. Ölenlerden 3'ü İsrail, 1'i de İran uyrukluydu. Resmi makamlar saldırganın IŞİD bağlantılı olduğunu belirtirken, IŞİD saldırıyı üstlenmedi.
12- Mart 2016: Ankara' Güvenpark Kızılay'da bomba yüklü araçla düzenlenen saldırıda en az 38 kişi öldü, 125 kişi yaralandı. Saldırıyı PKK bağlantılı TAK üstlendi.
13 - Şubat 2016: Ankara Çankaya'da askeri servis aracının geçişi sırasında düzenlenen bombalı saldırıda 30 kişi öldü, 61 kişi de yaralandı. Saldırıyı TAK üstlendi. Türk hükümeti saldırıdan PKK ve Suriye'deki kolu YPG'yi sorumlu tutuyor.
14 - Ocak 2016: İstanbul Sultanahmet'te bir turist kafilesine yönelik düzenlenen canlı bomba saldırısında 12 Alman turist hayatını kaybetti. Hükümet olaydan IŞİD'i sorumlu tuttu.
(Kaynak: Deutsche Welle / cnntürk.com.tr)
1- 10 Aralık 2016: İstanbul Beşiktaş'ta düzenlenen iki ayrı saldırıda en az 38 kişi hayatını kaybetti, 155 kişi yaralandı.
2 - Kasım 2016: Adana'da valilik binası yakınına yerleştirilen bombanın patlaması sonucu resmi rakamlara göre en az 2 kişi öldü, 33 kişi yaralandı.
3- Ağustos 2016: Elazığ, Van ve Bitlis'te polis ve askerlere yönelik üç ayrı saldırıda 12 kişi öldü, 200'den fazla kişi yaralandı.
4 - Haziran 2016: Atatürk Uluslararası Havalimanı’nda üç teröristin düzenlediği silahlı ve bombalı saldırıda 45 kişi hayatını kaybetti, 236 kişi de yaralandı. Türk makamları saldırılardan IŞİD'i sorumlu tuttu.
5 - Haziran 2016: İstanbul Vezneciler'de düzenlenen bombalı saldırıda 7'si polis 12 kişi hayatını kaybetti, 36 kişi yaralandı. Saldırıyı TAK üstlendi.
6 - Haziran 2016: Mardin'in Midyat ilçesinde Emniyet Müdürlüğü binasına bomba yüklü araçla düzenlenen saldırıda 2'si polis, 4 kişi hayatını kaybetti.
7 - Mayıs 2016: Gaziantep İl Emniyet Müdürlüğü binasının bulunduğu bölgede düzenlenen intihar saldırısında saldırganla birlikte 4 kişi öldü, aralarında sivilllerin de bulunduğu 23 kişi yaralandı.
8 - Mayıs 2016: İstanbul Sancaktepe'deki Samandıra Kışlası yakınında askeri personeli taşıyan servis aracının geçişi sırasında bombalı saldırı düzenlendi. Olaya 5'i asker, 3'ü sivil 8 kişi yaralandı.
9 - Mayıs 2016: Diyarbakır'ın Sur ilçesi Sarıkamış Mahallesi'nde patlayıcı yüklü bir kamyonun infilak etmesi sonucu 16 kişi öldü, 23 kişi yaralandı.
10- Nisan 2016: Bursa Ulu Camii yakınında bir canlı bombanın kendini patlatması sonucu 13 kişi yaralandı.
11 - Mart 2016: İstanbul Beyoğlu'nda İstiklal Caddesi'nde bir canlı bombanın kendini patlatması sınucu 4 kişi öldü, 39 kişi yaralandı. Ölenlerden 3'ü İsrail, 1'i de İran uyrukluydu. Resmi makamlar saldırganın IŞİD bağlantılı olduğunu belirtirken, IŞİD saldırıyı üstlenmedi.
12- Mart 2016: Ankara' Güvenpark Kızılay'da bomba yüklü araçla düzenlenen saldırıda en az 38 kişi öldü, 125 kişi yaralandı. Saldırıyı PKK bağlantılı TAK üstlendi.
13 - Şubat 2016: Ankara Çankaya'da askeri servis aracının geçişi sırasında düzenlenen bombalı saldırıda 30 kişi öldü, 61 kişi de yaralandı. Saldırıyı TAK üstlendi. Türk hükümeti saldırıdan PKK ve Suriye'deki kolu YPG'yi sorumlu tutuyor.
14 - Ocak 2016: İstanbul Sultanahmet'te bir turist kafilesine yönelik düzenlenen canlı bomba saldırısında 12 Alman turist hayatını kaybetti. Hükümet olaydan IŞİD'i sorumlu tuttu.
(Kaynak: Deutsche Welle / cnntürk.com.tr)
Bir gün yas ilan edildi
İstanbul'daki terör saldırısı nedeniyle bir gün süreyle milli yas ilan edildi. Ülkede bütün bayraklar yarıya çekilecek.
İstanbul, Beşiktaş Vodafone Arena yakınında düzenlenen saldırılar nedeniyle ülkede bir günlük ulusal yas ilan edildi. Başbakan Binali Yıldırım imzasıyla bakanlıklara iletilmek üzere gönderilen yazıda, terör saldırıları nedeniyle ülkede 1 gün süreyle milli yasilan edilmesi ve bütün bayrakların yarıya çekilmesi talimatı verildi.TC Başbakanlık Koordinasyon Merkezi'nden yapılan açıklamaya göre, sözkonusu yazıda şu ifadelere yer verildi:"10 Aralık 2016 tarihinde İstanbul'da meydana gelen menfur terör saldırısı sonucunda, hayatını kaybedenlerin acı kaybından dolayı 1 gün süreyle milli yas ilan edilmesi ve bütün bayrakların yarıya çekilmesi uygun görülmüştür."
İstanbul, Beşiktaş Vodafone Arena yakınında düzenlenen saldırılar nedeniyle ülkede bir günlük ulusal yas ilan edildi. Başbakan Binali Yıldırım imzasıyla bakanlıklara iletilmek üzere gönderilen yazıda, terör saldırıları nedeniyle ülkede 1 gün süreyle milli yasilan edilmesi ve bütün bayrakların yarıya çekilmesi talimatı verildi.TC Başbakanlık Koordinasyon Merkezi'nden yapılan açıklamaya göre, sözkonusu yazıda şu ifadelere yer verildi:"10 Aralık 2016 tarihinde İstanbul'da meydana gelen menfur terör saldırısı sonucunda, hayatını kaybedenlerin acı kaybından dolayı 1 gün süreyle milli yas ilan edilmesi ve bütün bayrakların yarıya çekilmesi uygun görülmüştür."
Etiketler:
binali yıldırım,
istanbul,
polis,
şehit,
taksim
İstanbul'da iki bombalı saldırı: 38 şehit, 155 yaralı
İstanbul Beşiktaş'ta Vodafone Arena yakınında ve Maçka Parkı'nda iki ayrı patlama meydana geldi. İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, yaptığı açıklamada, "Dün akşamki saldırıda şehadete erişmiş vatan evlatlarımız 38 bunların 30'u polis memuru ve emniyet görevlisi 7'si sivil vatandaş 1'inin kimliği tespit edilemedi" dedi. Soylu, saldırıyla ilgili 13 kişinin gözaltına alındığını açıkladı. İstanbul Valiliği, 19'u yoğun bakımda 155 yaralı olduğunu açıkladı. Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş, "Araçtan yola çıkarak hareket ettiğimiz zaman oklar PKK'yı gösteriyor" açıklaması yaptı. Patlama sesi, Taksim'den Üsküdar'a İstanbul'un birçok yerinden duyuldu.
İstanbul Beşiktaş'ta Vodafone Arena yakınında iki patlama meydana geldi. Vodafone Arena yakınında ve Maçka Parkı'nda iki patlama oldu.
İki patlamada 30'u polis 7'si sivil, 1'i kimliği tespit edilememiş 38 kişi şehit oldu.
Saldırılar nedeniyle yaralananların sayısı ise 155 olarak açıklandı.
İlk patlamanın Vodafone Arena yakınındaki Süzer Plaza ile yan yana olan, daha önce 'Beleştepe' denilen yerde çevik kuvvet otobüsüne yönelik bombalı araçla düzenlendiği belirtiliyor. İkinci patlamanın Maçka Parkı'nda canlı bomba olduğu değerlendiriliyor.
Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ve Sağlık Bakanı Recep Akdağ, saldırıya ilişkin ortak basın açıklamasında bulundu.
Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, Beşiktaş'taki terör saldırısıyla ilgili konuştu.
CNN Türk'ün sorularını yanıtlayan Kurtulmuş şunları söyledi: "Araçtan yola çıkarak hareket ettiğimiz zaman oklar PKK'yı gösteriyor. Netleştiği taktirde bunlar zaten kamuoyuyla paylaşılacaktır. Nihayetinde belli ki çalışılmış bir senaryo, belli ki üzerinde planlanmış bir senaryo ama bu netleştiği zaman resmi olarak da açıklaması yapılacak."
45 SANİYE ARAYLA İKİ SALDIRI
Açıklamaya ilk olarak başlayan Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş, "Maalesef dün 22.29 sıralarında Beşiktaş Vodafone Arena Stadı'nın çıkışında elim bir terör saldırısıyla karşı karşıya kaldık. Beşiktaş-Bursaspor arasındaki müsabakanın hemen bitiminde Beşiktaş taraftarı ve ardından Bursaspor taraftarı stadı terk ettikten sonra stattaki asayişi sağlamakla görevli olan çevik kuvvet polislerine doğrudan doğruya hedef alarak yapılan bombalı saldırı oldu. Bombalı saldırı sırasında önce Beleştepe olarak isimlendirilen yerde oradan geçmekten olan seyir halindeki bir araç patlatıldı ve 45 saniye sonra da Maçka Parkı'nda yine polislerin bulunduğu bölgede bir kişi durduruldu ve o kişinin de kendini patlatması sonucu 2 bombalı saldırıyla çok hain, çok alçak terör saldırısıyla Türkiye olarak karşı karşıya kalmış olduk. Terör örgütlerinin, bu terör saldırısından sonra yapmaya niyet ettikleri en önemli şeylerden birisi halkın moralini kırmaktır, bozmaktır.
En az terör saldırısı kadar önem verdikleri hususlardan birisi budur. Allah rızası için lütfen halkın moralini bozacak en ufak bir yayın yapılmasın ve bu anlamda da özellikle sosyal medya üzerinden yapılan birtakım yanlış yayınlara da itibar edilmesin, milletimize de bu ricada bulunuyorum. Çünkü çakallar puslu havaları sever. Kimseyi sevindirmeyelim. Türkiye düşmanlarını, bu milletimizin düşmanlarını sevindirmeyelim. Hep beraber hem yasımızı tutalım hem teröre karşı mücadelemizi sürdürelim hem de yolumuza devam edelim.
Bütün medya kuruluşlarımıza ve bütün milletimize çağrımız şudur; resmi olarak yapılan açıklamaların dışında hiçbir açıklamaya itibar edilmesin. Özellikle sorumsuz bir şekilde sosyal medya kullanılarak, sosyal medya üzerinden yapılan birtakım tezviratın milletimizin moralini bozmak, teröre karşı mücadeledeki azmini kırmaktan başka bir anlamı yoktur" ifadelerini kullandı.
SÜLEYMAN SOYLU: 38 ŞEHİDİMİZ VAR
Kurtulmuş'un ardından konuşan İçişleri Bakanı Soylu yaptığı açıklamada, "Beşiktaş- Bursaspor maçının hemen akabinde Bursaspor taraftarı tahliye olduktan sonra çevik kuvvet ekiplerimizin toplanma yerinde, saat 22.29'da el düzenekli olduğunu değerlendirdiğimiz bomba yüklü bir araç, el düzenek vasıtasıyla patlatılıyor ve olay yerinde şehitlerimiz ve yaralılarımız oluyor. Aynı dakikalarda 45 saniye sonra Maçka Parkı'nda yine bağlantılı olduğunu düşündüğümüz bir başka canlı bomba polisler tarafından fark ediliyor. Etrafı tertibat alınıyor, araç patlatıldıktan hemen sonra o da kendisini tertibat alan polislerin hemen ortasında patlatıyor. Burada içimizin yandığını ifade etmek istiyorum" dedi. Süleyman Soylu daha sonra yaptığı açıklamada şehit sayısını 38 olarak açıkladı. İşçişleri Bakanı Soylu, "Dün akşamki saldırıda şehadete erişmiş vatan evlatlarımız 38 bunların 30'u polis memuru ve emniyet görevlisi 7'si sivil vatandaş 1'inin kimliği tespit edilemedi. Hastanelerde 136 müşahede altında vatandaşımız var. 14'ü yoğun bakımda, 5'i ameliyatta ve 155 toplam hastanelerde şu anda tedavi gören, bu olayla karşı karşıya kalmış, sağlıkları için dua ettiğimiz vatandaşlarımız var. Arkadaşlarımızın yaptığı değerlendirmeler çerçevesinde fail olarak PKK'yı işaret ediyor. Olayın nasıl planlandığı, ne zaman planlandığı konusunda ve nasıl yürütüldüğü konusundaki çerçeve, arkadaşlarımızda var ancak hem soruşturmanın yürütülmesi hem de operasyonun devamı açısından, bu konuda çok fazla değerlendirmede bulunmayacağız." şeklinde konuştu.
İstanbul Valiliği yaptığı son açıklamada 19'u yoğun bakımda 155 yaralı olduğunu açıkladı.
"13 KİŞİ GÖZALTINA ALINDI"
İçişleri Bakanı Soylu, İstanbul'daki terör saldırısına ilişkin, patlayan aracın tespitinden yola çıkılarak şu anda yapılan operasyon çerçevesinde 13 kişinin gözaltına alındığını söyledi.
Soylu, "Bu leş sürüsüne diyeceğim o ki tamamen temizleyene kadar ve bitirene kadar sözümüz onlara o dur ki bu mücadelemiz acımasızca devam edecektir. Kimsenin mazeretine bakmayacağımızı, bu akşam hastanelerde ziyaret ettiğimiz, yüz yüze geldiğimiz ve ahitleştiğimiz arkadaşlarımızın hepimize, bütün bakan arkadaşlarımıza, Sayın Başbakan Yardımcımızın başkanlığında, belki lafzen değil ama kalben verdiğimiz sözdür. Bu memleket çok badirelerden geçti, milletimizin sabrıyla, vakarıyla ve asaletiyle bunları da geçireceğimize inanıyoruz. Tekrar başımız sağolsun ve geçmiş olsun dileklerimizi iletiyoruz" diye konuştu.
Soylu'nun ardından söz alan Sağlık Bakanı Akdağ ise "Hastanelerimizde kayıtlı hasta sayısı 166, bunlardan 20'si evlerine gönderilebilmiştir. Şu anda halihazırda ameliyat halinde olan 17 kardeşimiz var. 6 kardeşimiz de yoğun bakımda, yoğun bakımda olan kardeşlerimizin 3'ünün durumu oldukça ciddi" şeklinde konuştu.
BAKANLAR OLAY YERİNDE İNCELEMELERDE BULUNDU
Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Sağlık Bakanı Recep Akdağ ile Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Betül Sayan Kaya, bombalı saldırının meydana geldiği yerde inceleme yaptı.
Burada incelemelerde bulunan Kurtulmuş ve beraberindeki bakanlar, İstanbul Valisi Vasip Şahin ve Emniyet Müdürü Mustafa Çalışkan'dan bilgi aldı.
Sağlık Bakanlığı, İstanbul'daki patlama sonrasında hastanelerde kan ihtiyacının bulunmadığını duyurdu.
BEŞİKTAŞ KULÜBÜ'NDEN AÇIKLAMA
Beşiktaş Kulübü'nün internet sitesinde yer alan açıklamada, saldırıda, Vodafone Arena'dan Sorumlu Özel Güvenlik Şube Emniyet Müdürü ve Kongre Üyeleri Vefa Karakurdu ile Kartal Yuvası mağazası çalışanlarından 29 yaşındaki Tunç Uncu'nun şehit olmasından derin üzüntü duyulduğu belirtildi.
Açıklamada, "Hain saldırıda kaybettiğimiz tüm şehitlerimize Allah'tan rahmet, ailelerine, yakınlarına, sevenlerine ve camiamıza başsağlığı, yaralılarımıza da acil şifalar dileriz." ifadelerine yer verildi.
6 CUMHURİYET SAVCISI GÖREVLENDİRİLDİ
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, Beşiktaş Vodafone Arena Stadı yakınında düzenlenen bombalı araçla saldırıya ilişkin 1 başsavcı vekili ile 5 cumhuriyet savcısı görevlendirdi.
Beşiktaş Vodafone Arena yakınında gerçekleşen bombalı saldırıya ilişkin, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlardan Sorumu Başsavcı Vekili İsmail Uçar ve aynı büroda görevli 5 cumhuriyet savcısı görevlendirildi.
Savcıların olay yerine giderek incelemelerde bulunduğu öğrenilirken, saldırıya yönelik soruşturmanın İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosu tarafından yürütüleceği belirtildi.
CUMHURBAŞKANI VE BAŞBAKAN PATLAMAYLA İLGİLİ BİLGİ ALDI
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Beşiktaş'ta Vodafone Arena Stadyumu yakınındaki bombalı saldırıyla ilgili yetkililerden bilgi aldı.
Cumhurbaşkanlığı kaynaklarından edinilen bilgiye göre, bir dizi telefon görüşmesi yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan gelişmeleri takip ediyor.
Erdoğan, Başbakan Binali Yıldırım, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, İstanbul Emniyet Müdürü Mustafa Çalışkan ile ayrı ayrı telefonla görüşerek saldırı hakkında bilgi aldı.
İstanbul'da Tarabya'daki ikametgahında bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın gelişmeleri Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Berat Albayrak ile birlikte takip ettiği öğrenildi.
Başbakan Binali Yıldırım da, Beşiktaş'taki patlamalara ilişkin, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ve İstanbul Valisi Vasip Şahin'den bilgi aldı.
Başbakanlık kaynaklarından alınan bilgiye göre, Yıldırım, İçişleri Bakanı Soylu ve İstanbul Valisi Şahin ile görüştü.
Başbakan Yıldırım, Soylu ve Şahin'den patlamalara ilişkin bilgi aldı.
ABD BÜYÜKELÇİLİĞİ'NDEN AÇIKLAMA: SALDIRIYI KINIYORUZ
ABD Büyükelçiliği, İstanbul'da meydana gelen bombalı saldırı sonrası yaptığı açıklamada "Saldırıyı kınıyoruz, terörle mücadelede Türkiye'nin yanındayız. Kalplerimiz ve dualarımız İstanbul'daki insanlarla" ifadelerini kullandı.
GEÇİCİ YAYIN YASAĞI GETİRİLDİ
Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK), Başbakanlık tarafından İstanbul Beşiktaş'ta Vodafone Arena yakınında meydana gelen patlamaya ilişkin geçici yayın yasağı getirildiğini duyurdu.
Kuruldan yapılan yazılı açıklamada, 6112 sayılı Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayın Hizmetleri Hakkında Kanun'un 7'nci maddesinde "Milli güvenliğin açıkça gerekli kıldığı hallerde veya kamu düzeninin ciddi şekilde bozulmasının muhtemel olduğu durumlarda" geçici yayın yasağı getirilebileceğinin öngörüldüğü ifade edildi.
Açıklamada, patlamanın da anılan hüküm çerçevesinde olduğunun değerlendirildiği ve söz konusu olayla ilgili Başbakanlığın yazısı ile geçici yayın yasağı getirilmesinin uygun görüldüğü belirtilirken, yasağın içeriğine ilişkin şu bilgiler paylaşıldı:
"Yayın yasağı medya hizmet sağlayıcıları anılan patlamaya ilişkin olarak yapılacak yayınlarda 6112 sayılı Kanun'da ve diğer kanunlarda sayılan yayın ilkelerine uyulması, toplumda korku, panik ve kargaşa oluşturabilecek, terör örgütlerinin amaçlarına hizmet edebilecek yayınlardan kaçınılması ve bu çerçevede, yayın yasağı patlamaya ilişkin, patlama anı, patlama sonrası olay yeri, kamu görevlilerinin olay yerinde yürüttükleri çalışmalar, varsa patlama sonucu yaralanan veya hayatını kaybeden kişilere ait görüntü, görsel öğe ve benzeri unsurlara ve bunlarla ilgili abartılı anlatımlara, olayın aydınlatılması, şüphelilerin yakalanması ve irtibatlarının deşifre edilmesinin engellenmemesi için, resmi makamlarca yapılan açıklamalar dışında olaya iştirak etme şüphesi bulunan kişilere, bu kişilerin bulundukları yerlere, kullandıkları araçlar ve benzeri diğer hususlara, yayınlarda kesinlikle yer verilmemesini içermektedir." (ntvmsnc.com.tr)
İstanbul Beşiktaş'ta Vodafone Arena yakınında iki patlama meydana geldi. Vodafone Arena yakınında ve Maçka Parkı'nda iki patlama oldu.
İki patlamada 30'u polis 7'si sivil, 1'i kimliği tespit edilememiş 38 kişi şehit oldu.
Saldırılar nedeniyle yaralananların sayısı ise 155 olarak açıklandı.
İlk patlamanın Vodafone Arena yakınındaki Süzer Plaza ile yan yana olan, daha önce 'Beleştepe' denilen yerde çevik kuvvet otobüsüne yönelik bombalı araçla düzenlendiği belirtiliyor. İkinci patlamanın Maçka Parkı'nda canlı bomba olduğu değerlendiriliyor.
Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ve Sağlık Bakanı Recep Akdağ, saldırıya ilişkin ortak basın açıklamasında bulundu.
Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, Beşiktaş'taki terör saldırısıyla ilgili konuştu.
CNN Türk'ün sorularını yanıtlayan Kurtulmuş şunları söyledi: "Araçtan yola çıkarak hareket ettiğimiz zaman oklar PKK'yı gösteriyor. Netleştiği taktirde bunlar zaten kamuoyuyla paylaşılacaktır. Nihayetinde belli ki çalışılmış bir senaryo, belli ki üzerinde planlanmış bir senaryo ama bu netleştiği zaman resmi olarak da açıklaması yapılacak."
45 SANİYE ARAYLA İKİ SALDIRI
Açıklamaya ilk olarak başlayan Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş, "Maalesef dün 22.29 sıralarında Beşiktaş Vodafone Arena Stadı'nın çıkışında elim bir terör saldırısıyla karşı karşıya kaldık. Beşiktaş-Bursaspor arasındaki müsabakanın hemen bitiminde Beşiktaş taraftarı ve ardından Bursaspor taraftarı stadı terk ettikten sonra stattaki asayişi sağlamakla görevli olan çevik kuvvet polislerine doğrudan doğruya hedef alarak yapılan bombalı saldırı oldu. Bombalı saldırı sırasında önce Beleştepe olarak isimlendirilen yerde oradan geçmekten olan seyir halindeki bir araç patlatıldı ve 45 saniye sonra da Maçka Parkı'nda yine polislerin bulunduğu bölgede bir kişi durduruldu ve o kişinin de kendini patlatması sonucu 2 bombalı saldırıyla çok hain, çok alçak terör saldırısıyla Türkiye olarak karşı karşıya kalmış olduk. Terör örgütlerinin, bu terör saldırısından sonra yapmaya niyet ettikleri en önemli şeylerden birisi halkın moralini kırmaktır, bozmaktır.
En az terör saldırısı kadar önem verdikleri hususlardan birisi budur. Allah rızası için lütfen halkın moralini bozacak en ufak bir yayın yapılmasın ve bu anlamda da özellikle sosyal medya üzerinden yapılan birtakım yanlış yayınlara da itibar edilmesin, milletimize de bu ricada bulunuyorum. Çünkü çakallar puslu havaları sever. Kimseyi sevindirmeyelim. Türkiye düşmanlarını, bu milletimizin düşmanlarını sevindirmeyelim. Hep beraber hem yasımızı tutalım hem teröre karşı mücadelemizi sürdürelim hem de yolumuza devam edelim.
Bütün medya kuruluşlarımıza ve bütün milletimize çağrımız şudur; resmi olarak yapılan açıklamaların dışında hiçbir açıklamaya itibar edilmesin. Özellikle sorumsuz bir şekilde sosyal medya kullanılarak, sosyal medya üzerinden yapılan birtakım tezviratın milletimizin moralini bozmak, teröre karşı mücadeledeki azmini kırmaktan başka bir anlamı yoktur" ifadelerini kullandı.
SÜLEYMAN SOYLU: 38 ŞEHİDİMİZ VAR
Kurtulmuş'un ardından konuşan İçişleri Bakanı Soylu yaptığı açıklamada, "Beşiktaş- Bursaspor maçının hemen akabinde Bursaspor taraftarı tahliye olduktan sonra çevik kuvvet ekiplerimizin toplanma yerinde, saat 22.29'da el düzenekli olduğunu değerlendirdiğimiz bomba yüklü bir araç, el düzenek vasıtasıyla patlatılıyor ve olay yerinde şehitlerimiz ve yaralılarımız oluyor. Aynı dakikalarda 45 saniye sonra Maçka Parkı'nda yine bağlantılı olduğunu düşündüğümüz bir başka canlı bomba polisler tarafından fark ediliyor. Etrafı tertibat alınıyor, araç patlatıldıktan hemen sonra o da kendisini tertibat alan polislerin hemen ortasında patlatıyor. Burada içimizin yandığını ifade etmek istiyorum" dedi. Süleyman Soylu daha sonra yaptığı açıklamada şehit sayısını 38 olarak açıkladı. İşçişleri Bakanı Soylu, "Dün akşamki saldırıda şehadete erişmiş vatan evlatlarımız 38 bunların 30'u polis memuru ve emniyet görevlisi 7'si sivil vatandaş 1'inin kimliği tespit edilemedi. Hastanelerde 136 müşahede altında vatandaşımız var. 14'ü yoğun bakımda, 5'i ameliyatta ve 155 toplam hastanelerde şu anda tedavi gören, bu olayla karşı karşıya kalmış, sağlıkları için dua ettiğimiz vatandaşlarımız var. Arkadaşlarımızın yaptığı değerlendirmeler çerçevesinde fail olarak PKK'yı işaret ediyor. Olayın nasıl planlandığı, ne zaman planlandığı konusunda ve nasıl yürütüldüğü konusundaki çerçeve, arkadaşlarımızda var ancak hem soruşturmanın yürütülmesi hem de operasyonun devamı açısından, bu konuda çok fazla değerlendirmede bulunmayacağız." şeklinde konuştu.
İstanbul Valiliği yaptığı son açıklamada 19'u yoğun bakımda 155 yaralı olduğunu açıkladı.
"13 KİŞİ GÖZALTINA ALINDI"
İçişleri Bakanı Soylu, İstanbul'daki terör saldırısına ilişkin, patlayan aracın tespitinden yola çıkılarak şu anda yapılan operasyon çerçevesinde 13 kişinin gözaltına alındığını söyledi.
Soylu, "Bu leş sürüsüne diyeceğim o ki tamamen temizleyene kadar ve bitirene kadar sözümüz onlara o dur ki bu mücadelemiz acımasızca devam edecektir. Kimsenin mazeretine bakmayacağımızı, bu akşam hastanelerde ziyaret ettiğimiz, yüz yüze geldiğimiz ve ahitleştiğimiz arkadaşlarımızın hepimize, bütün bakan arkadaşlarımıza, Sayın Başbakan Yardımcımızın başkanlığında, belki lafzen değil ama kalben verdiğimiz sözdür. Bu memleket çok badirelerden geçti, milletimizin sabrıyla, vakarıyla ve asaletiyle bunları da geçireceğimize inanıyoruz. Tekrar başımız sağolsun ve geçmiş olsun dileklerimizi iletiyoruz" diye konuştu.
Soylu'nun ardından söz alan Sağlık Bakanı Akdağ ise "Hastanelerimizde kayıtlı hasta sayısı 166, bunlardan 20'si evlerine gönderilebilmiştir. Şu anda halihazırda ameliyat halinde olan 17 kardeşimiz var. 6 kardeşimiz de yoğun bakımda, yoğun bakımda olan kardeşlerimizin 3'ünün durumu oldukça ciddi" şeklinde konuştu.
BAKANLAR OLAY YERİNDE İNCELEMELERDE BULUNDU
Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Sağlık Bakanı Recep Akdağ ile Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Betül Sayan Kaya, bombalı saldırının meydana geldiği yerde inceleme yaptı.
Burada incelemelerde bulunan Kurtulmuş ve beraberindeki bakanlar, İstanbul Valisi Vasip Şahin ve Emniyet Müdürü Mustafa Çalışkan'dan bilgi aldı.
Sağlık Bakanlığı, İstanbul'daki patlama sonrasında hastanelerde kan ihtiyacının bulunmadığını duyurdu.
BEŞİKTAŞ KULÜBÜ'NDEN AÇIKLAMA
Beşiktaş Kulübü'nün internet sitesinde yer alan açıklamada, saldırıda, Vodafone Arena'dan Sorumlu Özel Güvenlik Şube Emniyet Müdürü ve Kongre Üyeleri Vefa Karakurdu ile Kartal Yuvası mağazası çalışanlarından 29 yaşındaki Tunç Uncu'nun şehit olmasından derin üzüntü duyulduğu belirtildi.
Açıklamada, "Hain saldırıda kaybettiğimiz tüm şehitlerimize Allah'tan rahmet, ailelerine, yakınlarına, sevenlerine ve camiamıza başsağlığı, yaralılarımıza da acil şifalar dileriz." ifadelerine yer verildi.
6 CUMHURİYET SAVCISI GÖREVLENDİRİLDİ
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, Beşiktaş Vodafone Arena Stadı yakınında düzenlenen bombalı araçla saldırıya ilişkin 1 başsavcı vekili ile 5 cumhuriyet savcısı görevlendirdi.
Beşiktaş Vodafone Arena yakınında gerçekleşen bombalı saldırıya ilişkin, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlardan Sorumu Başsavcı Vekili İsmail Uçar ve aynı büroda görevli 5 cumhuriyet savcısı görevlendirildi.
Savcıların olay yerine giderek incelemelerde bulunduğu öğrenilirken, saldırıya yönelik soruşturmanın İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosu tarafından yürütüleceği belirtildi.
CUMHURBAŞKANI VE BAŞBAKAN PATLAMAYLA İLGİLİ BİLGİ ALDI
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Beşiktaş'ta Vodafone Arena Stadyumu yakınındaki bombalı saldırıyla ilgili yetkililerden bilgi aldı.
Cumhurbaşkanlığı kaynaklarından edinilen bilgiye göre, bir dizi telefon görüşmesi yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan gelişmeleri takip ediyor.
Erdoğan, Başbakan Binali Yıldırım, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, İstanbul Emniyet Müdürü Mustafa Çalışkan ile ayrı ayrı telefonla görüşerek saldırı hakkında bilgi aldı.
İstanbul'da Tarabya'daki ikametgahında bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın gelişmeleri Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Berat Albayrak ile birlikte takip ettiği öğrenildi.
Başbakan Binali Yıldırım da, Beşiktaş'taki patlamalara ilişkin, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ve İstanbul Valisi Vasip Şahin'den bilgi aldı.
Başbakanlık kaynaklarından alınan bilgiye göre, Yıldırım, İçişleri Bakanı Soylu ve İstanbul Valisi Şahin ile görüştü.
Başbakan Yıldırım, Soylu ve Şahin'den patlamalara ilişkin bilgi aldı.
ABD BÜYÜKELÇİLİĞİ'NDEN AÇIKLAMA: SALDIRIYI KINIYORUZ
ABD Büyükelçiliği, İstanbul'da meydana gelen bombalı saldırı sonrası yaptığı açıklamada "Saldırıyı kınıyoruz, terörle mücadelede Türkiye'nin yanındayız. Kalplerimiz ve dualarımız İstanbul'daki insanlarla" ifadelerini kullandı.
GEÇİCİ YAYIN YASAĞI GETİRİLDİ
Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK), Başbakanlık tarafından İstanbul Beşiktaş'ta Vodafone Arena yakınında meydana gelen patlamaya ilişkin geçici yayın yasağı getirildiğini duyurdu.
Kuruldan yapılan yazılı açıklamada, 6112 sayılı Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayın Hizmetleri Hakkında Kanun'un 7'nci maddesinde "Milli güvenliğin açıkça gerekli kıldığı hallerde veya kamu düzeninin ciddi şekilde bozulmasının muhtemel olduğu durumlarda" geçici yayın yasağı getirilebileceğinin öngörüldüğü ifade edildi.
Açıklamada, patlamanın da anılan hüküm çerçevesinde olduğunun değerlendirildiği ve söz konusu olayla ilgili Başbakanlığın yazısı ile geçici yayın yasağı getirilmesinin uygun görüldüğü belirtilirken, yasağın içeriğine ilişkin şu bilgiler paylaşıldı:
"Yayın yasağı medya hizmet sağlayıcıları anılan patlamaya ilişkin olarak yapılacak yayınlarda 6112 sayılı Kanun'da ve diğer kanunlarda sayılan yayın ilkelerine uyulması, toplumda korku, panik ve kargaşa oluşturabilecek, terör örgütlerinin amaçlarına hizmet edebilecek yayınlardan kaçınılması ve bu çerçevede, yayın yasağı patlamaya ilişkin, patlama anı, patlama sonrası olay yeri, kamu görevlilerinin olay yerinde yürüttükleri çalışmalar, varsa patlama sonucu yaralanan veya hayatını kaybeden kişilere ait görüntü, görsel öğe ve benzeri unsurlara ve bunlarla ilgili abartılı anlatımlara, olayın aydınlatılması, şüphelilerin yakalanması ve irtibatlarının deşifre edilmesinin engellenmemesi için, resmi makamlarca yapılan açıklamalar dışında olaya iştirak etme şüphesi bulunan kişilere, bu kişilerin bulundukları yerlere, kullandıkları araçlar ve benzeri diğer hususlara, yayınlarda kesinlikle yer verilmemesini içermektedir." (ntvmsnc.com.tr)
7 Aralık 2016 Çarşamba
Berkin Elvan iddianamesi tamamlandı
İstanbul Okmeydanı’nda Gezi Parkı odaklı olaylar sırasında hayatını kaybeden Berkin Elvan’ın ölümüne ilişkin yürütülen soruşturma tamamlandı. Savcılık, polis memuru F.D.’nin “olası kastla adam öldürme” suçundan müebbet hapisle cezalandırılmasını istedi.
İstanbul Okmeydanı’nda 16 Haziran 2013 tarihinde başına isabet eden gaz kapsülü nedeniyle yaralanan ve kaldırıldığı hastanede 269 gün sonra hayatını kaybeden Berkin Elvan’ın ölümüne ilişkin soruşturma tamamlandı. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, Memur Suçları Soruşturma Bürosu savcılarından İsa Dalgıç tarafından hazırlanan 11 sayfalık iddianamede, Berkin Elvan’ın annesi Gülsüm Elvan ve babası Sami Elvan “müşteki”, polis memuru F.D. ise “şüpheli” olarak yer aldı.
42 şüpheli polis hakkında takipsizlik
Soruşturma savcılığı, polis memuru F.D.’nin “olası kastla adam öldürme" suçundan müebbet hapisle cezalandırılmasını talep ederken, 42 şüpheli polis hakkında takipsizlik kararı verdi. Başsavcılık tarafından onaylanan iddianame İstanbul 17’nci Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderildi.
İddianamede, soruşturma aşamasında alınan bilirkişi ve Adli Tıp Kurumu raporları, görüntü çözümleri ve tanık beyanları yer aldı. Şüpheli F.D.’nin ifadesinde, "Olay günü Okmeydanı’nda görevlendirildim. Görevim gereği ZET denilen silah bendeydi. Sadece trafiği kapatmaya çalışan gruplara müdahale ettik. Olay yerinde ZET silahı kullanıp kullanmadığımı hatırlamıyorum” dediği öğrenildi.
Olayı soruşturan 5. savcı şehit olmuştu
Berkin Elvan'ın yaralanmasından sonra başlatılan soruşturmayı ilk olarak savcı Adnan Çimen, sonra Abdullah Yıldırım ve Faruk Bildirici soruşturmayı yürüttü. Savcı Bildirici Antalya'ya atanınca, dosya yeni savcısı belirlenene kadar zorunlu işlemlerin yapılması için yine Memur Suçları Bürosu'nun bir diğer savcısı Seyfettin Atıcı'ya verildi. Savcı Atıcı, dosyanın yeni savcısı Mehmet Selim Kiraz'ın belirlenmesine kadar sadece zorunlu işlemleri yaptı. Berkin Elvan soruşturmasının beşinci Savcısı Mehmet Selim Kiraz oldu.
Savcı Kiraz, şüpheli sayısını üçe indirdi. Soruşturma devam ederken Savcı Mehmet Selim Kiraz, 31 Mart 2015'te İstanbul Adalet Sarayı'ndaki odasında şehit edilmişti. Soruşturmaya daha sonra Savcı İsa Dalgıç görevlendirilmişti.
16 kiloya kadar düşmüştü
Gezi olayları sırasında 16 Haziran 2013 tarihinde Berkin Elvan, polis tarafından atılan göz yaşartıcı gaz kapsülünün başına isabet etmesi üzerine ağır yaralanmıştı. Ailesi olayın Berkin Elvan'ın ekmek almaya giderken yaşandığını söylemişti. 269 gün boyunca komada kalan Elvan, 11 Mart 2014'te 16 kilo olarak yaşamını yitirmişti.
Baba Elvan: Adil yargılama istiyoruz
İddianamenin tamamlanmasının ardından Berkin Elvan'ın babası Sami Elvan Gazete Duvar'a konuştu. Elvan, ''“Evet bekliyorduk, ama geçen zamanda adil bir yargılanma olacağına inancımız zayıfladı. Umarım düşündüğümüz gibi olmaz, adil bir şekilde yargılama yapılır. Suçlular cezasını çeker'' dedi. cnntürk
İstanbul Okmeydanı’nda 16 Haziran 2013 tarihinde başına isabet eden gaz kapsülü nedeniyle yaralanan ve kaldırıldığı hastanede 269 gün sonra hayatını kaybeden Berkin Elvan’ın ölümüne ilişkin soruşturma tamamlandı. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, Memur Suçları Soruşturma Bürosu savcılarından İsa Dalgıç tarafından hazırlanan 11 sayfalık iddianamede, Berkin Elvan’ın annesi Gülsüm Elvan ve babası Sami Elvan “müşteki”, polis memuru F.D. ise “şüpheli” olarak yer aldı.
42 şüpheli polis hakkında takipsizlik
Soruşturma savcılığı, polis memuru F.D.’nin “olası kastla adam öldürme" suçundan müebbet hapisle cezalandırılmasını talep ederken, 42 şüpheli polis hakkında takipsizlik kararı verdi. Başsavcılık tarafından onaylanan iddianame İstanbul 17’nci Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderildi.
İddianamede, soruşturma aşamasında alınan bilirkişi ve Adli Tıp Kurumu raporları, görüntü çözümleri ve tanık beyanları yer aldı. Şüpheli F.D.’nin ifadesinde, "Olay günü Okmeydanı’nda görevlendirildim. Görevim gereği ZET denilen silah bendeydi. Sadece trafiği kapatmaya çalışan gruplara müdahale ettik. Olay yerinde ZET silahı kullanıp kullanmadığımı hatırlamıyorum” dediği öğrenildi.
Olayı soruşturan 5. savcı şehit olmuştu
Berkin Elvan'ın yaralanmasından sonra başlatılan soruşturmayı ilk olarak savcı Adnan Çimen, sonra Abdullah Yıldırım ve Faruk Bildirici soruşturmayı yürüttü. Savcı Bildirici Antalya'ya atanınca, dosya yeni savcısı belirlenene kadar zorunlu işlemlerin yapılması için yine Memur Suçları Bürosu'nun bir diğer savcısı Seyfettin Atıcı'ya verildi. Savcı Atıcı, dosyanın yeni savcısı Mehmet Selim Kiraz'ın belirlenmesine kadar sadece zorunlu işlemleri yaptı. Berkin Elvan soruşturmasının beşinci Savcısı Mehmet Selim Kiraz oldu.
Savcı Kiraz, şüpheli sayısını üçe indirdi. Soruşturma devam ederken Savcı Mehmet Selim Kiraz, 31 Mart 2015'te İstanbul Adalet Sarayı'ndaki odasında şehit edilmişti. Soruşturmaya daha sonra Savcı İsa Dalgıç görevlendirilmişti.
16 kiloya kadar düşmüştü
Gezi olayları sırasında 16 Haziran 2013 tarihinde Berkin Elvan, polis tarafından atılan göz yaşartıcı gaz kapsülünün başına isabet etmesi üzerine ağır yaralanmıştı. Ailesi olayın Berkin Elvan'ın ekmek almaya giderken yaşandığını söylemişti. 269 gün boyunca komada kalan Elvan, 11 Mart 2014'te 16 kilo olarak yaşamını yitirmişti.
Baba Elvan: Adil yargılama istiyoruz
İddianamenin tamamlanmasının ardından Berkin Elvan'ın babası Sami Elvan Gazete Duvar'a konuştu. Elvan, ''“Evet bekliyorduk, ama geçen zamanda adil bir yargılanma olacağına inancımız zayıfladı. Umarım düşündüğümüz gibi olmaz, adil bir şekilde yargılama yapılır. Suçlular cezasını çeker'' dedi. cnntürk
25 Kasım 2016 Cuma
Beyoğlu'nun ünlü mekanlarına kapatma cezası
Beyoğlu'nun en meşhur mekanlarına Beyoğlu Belediyesi tarafından 3 gün kapatma cezası verildi. Cezanın sokağa konulan masalar nedeniyle kesildiği öğrenildi. Beyoğlu esnafı ise cezalara tepki gösterdi.
İstanbul'un en önemli eğlence merkezlerinden Beyoğlu'nda birçok ünlü mekan için Beyoğlu Belediyesi 3 gün kapatma kararı verdi. Kapatma kararının sokağa masa atılması nedeniyle alındığı öğrenildi. T24.com.tr'nin haberine göre Beyoğlu ilçesinde birçok meşhur mekan Beyoğlu Belediyesi tarafından 3 gün kapatıldı. Beyoğlu’nun en kalabalık mekanlarından, aralarında Muaf, Rock’n Rolla; Kenan Usta Ocakbaşı, Kirvem Ocakbaşı, Barish Pub, Marmara Çay Evi’nin de bulunduğu 10’dan fazla mekanın 'mekân dışında masa-sandalye olması' gerekçesiyle 3 gün kapatılacağı belirtildi.
Esnaf basın açıklaması yaptı
Beyoğlu Esnafı, yarın Mis Sokak’ta yapılacak basın açıklaması için çağrı yaptı. Açıklamada şunlar kaydedildi: "Beyoğlunu bitirmeyi misyon edinmiş Beyoğlu Belediyesi'nin özellikle eğlence mekanlarına yönelik acımasız uygulamaları devam ediyor. Kurabiye ve Balo Sokak'ta 10'dan fazla mekan 3 gün, üstelik haftasonu kapatılacak. Belediyenin bu uygulamasının esnafı iş yapamaz hale getirme ve Beyoğlu'nu insansızlaştırma politikasının bir devamı olduğu apaçık ortada! Artık isyan etme noktasına gelen Beyoğlu esnafı olarak sesimizi duyurmak üzere herkesi 26 Kasım Cumartesi saat 17.00'da Mis Sokak sonuna çağırıyoruz." cnntürk
İstanbul'un en önemli eğlence merkezlerinden Beyoğlu'nda birçok ünlü mekan için Beyoğlu Belediyesi 3 gün kapatma kararı verdi. Kapatma kararının sokağa masa atılması nedeniyle alındığı öğrenildi. T24.com.tr'nin haberine göre Beyoğlu ilçesinde birçok meşhur mekan Beyoğlu Belediyesi tarafından 3 gün kapatıldı. Beyoğlu’nun en kalabalık mekanlarından, aralarında Muaf, Rock’n Rolla; Kenan Usta Ocakbaşı, Kirvem Ocakbaşı, Barish Pub, Marmara Çay Evi’nin de bulunduğu 10’dan fazla mekanın 'mekân dışında masa-sandalye olması' gerekçesiyle 3 gün kapatılacağı belirtildi.
Esnaf basın açıklaması yaptı
Beyoğlu Esnafı, yarın Mis Sokak’ta yapılacak basın açıklaması için çağrı yaptı. Açıklamada şunlar kaydedildi: "Beyoğlunu bitirmeyi misyon edinmiş Beyoğlu Belediyesi'nin özellikle eğlence mekanlarına yönelik acımasız uygulamaları devam ediyor. Kurabiye ve Balo Sokak'ta 10'dan fazla mekan 3 gün, üstelik haftasonu kapatılacak. Belediyenin bu uygulamasının esnafı iş yapamaz hale getirme ve Beyoğlu'nu insansızlaştırma politikasının bir devamı olduğu apaçık ortada! Artık isyan etme noktasına gelen Beyoğlu esnafı olarak sesimizi duyurmak üzere herkesi 26 Kasım Cumartesi saat 17.00'da Mis Sokak sonuna çağırıyoruz." cnntürk
26 Ekim 2016 Çarşamba
‘Kırmızılı Kadın’a gaz sıkan polis de FETÖ ‘mağduruymuş’
Gezi Parkı eylemleri sırasında kırmızılı kadın olarak bilinen Ceyda Sungur'a gaz sıkan ve 20 ay hapis cezası alan polis memuru, FETÖ mağduru olduğunu belirterek yeniden yargılama istedi. Polis memuru "Davanın savcısı Adnan Çimen, FETÖ'den aranıyor" dedi.
Gezi Parkı direnişi sırasında kırmızı elbiseli Ceyda Sungur’a biber gazı sıktığı gerekçesi ile aldığı 20 ay hapis ve 600 fidan dikip 6 ay bakma cezası 5 yıl süre ile ertelenen polis memuru Fatih Zengin’in Avukatı Funda Sadıkahmet Alp, müvekkilinin FETÖ/PDY mağduru olduğunu öne sürerek yeniden yargılama talebinde bulundu.
Müvekkili Fatih Zengin’i mahkum eden İstanbul 73. Asliye Ceza Mahkemesi’ne bir dilekçe sunan Avukat Alp, müvekkilinin mahkeme tarafından müşteki Ceyda Sungur’a biber gazı sıktığı gerekçesi ile “Görevi kötüye kullanma” ve “Zor kullanma yetkisine ilişkin sınırın aşılması” suçlarından cezalandırıldığını hatırlatttı. Avukat Alp, müvekkiline ceza veren Hakim Muzaffer İren’in FETÖ/PDY kapsamında tutuklu olduğuna da yer verdiği dilekçesinde şu ifadelere yer verdi:
“İddianameyi hazırlayan Savcı Adnan Çimen, FETÖ/PDY terör örgütü soruşturması kapsamı’nda açığa alınmış ve firaridir. İddianameyi hazırlarken soruşturmayı tam ve eksiksiz yapsa idi zor kullanma yetkisinin sınırlarının aşılmadığını ve olay bir bütün olarak değerlendirildiğinde suç unsuru olmadığını tespit edebilecekti. FETÖ/PDY firarisi olan savcı Adnan Çimen’in ve diğer kişilerin kime hizmet ettiği ve neden taraflı davrandığı 15 Temmuz 2016 sonrasında anlaşılmıştır.”
“RAPORLU OLDUĞU HALDE”
Müvekkili Polis memuru Fatih Zengin’in Gezi Parkı olaylarında omuzundan ameliyatlı ve raporlu olduğu halde Model 5 adlı gaz silahını kullanan biri olduğu için göreve çağrıldığını belirten Avukat Alp, “Tüm baskı ve emirlere rağmen gaz sıkmadığı için FETÖ/PDY firarisi Ramazan Emekli tarafından ensesinden tokat atılıp, ‘sıksana lan’ denince tetiğe basmış ve zaten ameliyatlı olan omzu sebep olduğundan hedef gözetmesi ve kastı olması imkansızdır.” dedi.
Dilekçesinde müvekkilinin müşteki Ceyda Sungur’un yüzüne doğrudan gaz sıkmadığını savunan Avukat Alp, “Dava dosyası kapsamında tanıklık yapan dönemin 2. Sınıf Emniyet Müdürü Ramazan Emekli de FETÖ/PDY kapsamında meslekten ihraç edilmiş ve firaridir. Görüntülerde hem elini kaldırıp hem de sözlü talimat veren kendisi olduğu halde dava aşamasında bunu sürekli inkar etmiştir. ‘Gaz sıkmasını gerektirir bir durum yoktu, bizde hiyerarşi vardır’ dese de herkesçe bilinir ki amiri ‘sık’ demeden polis memuru gaz sıkmaz. Önce talimat verip sonra inkar eden Ramazan Emekli’nin 15 Temmuz’dan sonra neye ve neden hizmet edip müvekkilimin ceza almasını kolaylaştırdığı açıkça ortadadır.” dedi.
Bu nedenlerle müvekkili aleyhine kurulan hükmün hukuka aykırı olduğunu savunan Avukat Alp, iddianameyi hazırlayan savcı Adnan Çimen ve müvekkili aleyhine duruşmada ifade veren 2. Sınıf Emniyet Müdürü Ramazan Emekli’nin FETÖ’den firari, hükmü kuran mahkemenin hakimi Muzaffer İren’in FETÖ’den tutuklu olduğunu belirterek, “FETÖ/PDY terör örgütünün başı olan Fetullah Gülen’in talimatları ile hareket eden bu kişilerin yaptığı yargılama ve kararları tamamen taraflı ve hukuka aykırıdır. Yeniden yargılama talebimiz kabul edildiği taktirde müvekkil Fatih Zengin’in masumiyeti ortaya çıkacaktır” dedi.
YENİDEN YARGILAMA TALEBİ
Adnan Çimen, Muzaffer İnan ve Ramazan Emekli hakkında suç duyurusunda bulunma haklarının saklı kalmasını isteyen Avukat Alp, müvekkili hakkındaki hukuka aykırı hüküm nedeniyle yeniden yargılama talebinin kabulünü istedi. Sözcü
Gezi Parkı direnişi sırasında kırmızı elbiseli Ceyda Sungur’a biber gazı sıktığı gerekçesi ile aldığı 20 ay hapis ve 600 fidan dikip 6 ay bakma cezası 5 yıl süre ile ertelenen polis memuru Fatih Zengin’in Avukatı Funda Sadıkahmet Alp, müvekkilinin FETÖ/PDY mağduru olduğunu öne sürerek yeniden yargılama talebinde bulundu.
Müvekkili Fatih Zengin’i mahkum eden İstanbul 73. Asliye Ceza Mahkemesi’ne bir dilekçe sunan Avukat Alp, müvekkilinin mahkeme tarafından müşteki Ceyda Sungur’a biber gazı sıktığı gerekçesi ile “Görevi kötüye kullanma” ve “Zor kullanma yetkisine ilişkin sınırın aşılması” suçlarından cezalandırıldığını hatırlatttı. Avukat Alp, müvekkiline ceza veren Hakim Muzaffer İren’in FETÖ/PDY kapsamında tutuklu olduğuna da yer verdiği dilekçesinde şu ifadelere yer verdi:
“İddianameyi hazırlayan Savcı Adnan Çimen, FETÖ/PDY terör örgütü soruşturması kapsamı’nda açığa alınmış ve firaridir. İddianameyi hazırlarken soruşturmayı tam ve eksiksiz yapsa idi zor kullanma yetkisinin sınırlarının aşılmadığını ve olay bir bütün olarak değerlendirildiğinde suç unsuru olmadığını tespit edebilecekti. FETÖ/PDY firarisi olan savcı Adnan Çimen’in ve diğer kişilerin kime hizmet ettiği ve neden taraflı davrandığı 15 Temmuz 2016 sonrasında anlaşılmıştır.”
“RAPORLU OLDUĞU HALDE”
Müvekkili Polis memuru Fatih Zengin’in Gezi Parkı olaylarında omuzundan ameliyatlı ve raporlu olduğu halde Model 5 adlı gaz silahını kullanan biri olduğu için göreve çağrıldığını belirten Avukat Alp, “Tüm baskı ve emirlere rağmen gaz sıkmadığı için FETÖ/PDY firarisi Ramazan Emekli tarafından ensesinden tokat atılıp, ‘sıksana lan’ denince tetiğe basmış ve zaten ameliyatlı olan omzu sebep olduğundan hedef gözetmesi ve kastı olması imkansızdır.” dedi.
Dilekçesinde müvekkilinin müşteki Ceyda Sungur’un yüzüne doğrudan gaz sıkmadığını savunan Avukat Alp, “Dava dosyası kapsamında tanıklık yapan dönemin 2. Sınıf Emniyet Müdürü Ramazan Emekli de FETÖ/PDY kapsamında meslekten ihraç edilmiş ve firaridir. Görüntülerde hem elini kaldırıp hem de sözlü talimat veren kendisi olduğu halde dava aşamasında bunu sürekli inkar etmiştir. ‘Gaz sıkmasını gerektirir bir durum yoktu, bizde hiyerarşi vardır’ dese de herkesçe bilinir ki amiri ‘sık’ demeden polis memuru gaz sıkmaz. Önce talimat verip sonra inkar eden Ramazan Emekli’nin 15 Temmuz’dan sonra neye ve neden hizmet edip müvekkilimin ceza almasını kolaylaştırdığı açıkça ortadadır.” dedi.
Bu nedenlerle müvekkili aleyhine kurulan hükmün hukuka aykırı olduğunu savunan Avukat Alp, iddianameyi hazırlayan savcı Adnan Çimen ve müvekkili aleyhine duruşmada ifade veren 2. Sınıf Emniyet Müdürü Ramazan Emekli’nin FETÖ’den firari, hükmü kuran mahkemenin hakimi Muzaffer İren’in FETÖ’den tutuklu olduğunu belirterek, “FETÖ/PDY terör örgütünün başı olan Fetullah Gülen’in talimatları ile hareket eden bu kişilerin yaptığı yargılama ve kararları tamamen taraflı ve hukuka aykırıdır. Yeniden yargılama talebimiz kabul edildiği taktirde müvekkil Fatih Zengin’in masumiyeti ortaya çıkacaktır” dedi.
YENİDEN YARGILAMA TALEBİ
Adnan Çimen, Muzaffer İnan ve Ramazan Emekli hakkında suç duyurusunda bulunma haklarının saklı kalmasını isteyen Avukat Alp, müvekkili hakkındaki hukuka aykırı hüküm nedeniyle yeniden yargılama talebinin kabulünü istedi. Sözcü
11 Ekim 2016 Salı
Arap turist çocuğunu Taksim'de iple bağlayarak gezdirdi
Taksim İstiklal Caddesi'nde dikkat çeken bir görüntüye sahne oldu.
Çocuğunun kaybolmasını önlemek isteyen Arap kadın turist, çocuğunu kolundan kalın bir iple bağlayıp gezdirdi.
4-5 yaşlarındaki çocuk ile annesinin İstiklal Caddesi'nde bu şekilde dolaşması amatör kameraya yansıdı.
Bir süre sonra çocuk ve kadın kalabalığa karışarak gözlerden kayboldu.
Çocuğunun kaybolmasını önlemek isteyen Arap kadın turist, çocuğunu kolundan kalın bir iple bağlayıp gezdirdi.
4-5 yaşlarındaki çocuk ile annesinin İstiklal Caddesi'nde bu şekilde dolaşması amatör kameraya yansıdı.
Bir süre sonra çocuk ve kadın kalabalığa karışarak gözlerden kayboldu.
30 Ağustos 2016 Salı
İşte ilk türbanlı polis fotoğrafı
30 Ağustos Zafer Bayramı Taksim Meydanı'da düzenlenen törenle kutlandı. Törende bir ilk de yaşandı. Emniyet Hizmetleri Sınıfı Mensupları Kıyafet Yönetmeliğinde yapılan değişiklikle kadın polislerin başörtüsü kullanmasının serbest hale gelmesinin ardından bir kadın emniyet müdürü, törene başörtüsüyle katıldı.
30 Ağustos Zafer Bayramı bu sabah saat 09.30'da Taksim Meydanı'nda düzenlenen törenle kutlandı. Törene İstanbul Valisi Vasip Şahin, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş, 1. Ordu Komutanı Orgeneral Musa Avsever, Beyoğlu Belediye Başkanı Ahmet Misbah Demircan ve CHP Milletvekili Sezgin Tanrıkulu katıldı. Tören öncesi çevrede geniş çaplı güvenlik önlemi alındı. Çevreye yerleştirilen özel harekat polisleri güvenliği sağlarken sivil polisler de İstiklal Caddesi'nin girişinde vatandaşlarının üzerini ve çantalarını aradı.
Taksim'deki törende bir ilk yaşandı
Tören İstanbul Valisi Vasip Şahin'in Atatürk heykeli önüne çelenk bırakmasıyla başladı. Saygı duruşu ve İstiklal Marşı'nın okunmasının ardından tören sona erdi. Öte yandan törende bir ilk de yaşandı. Emniyet Hizmetleri Sınıfı Mensupları Kıyafet Yönetmeliğinde yapılan değişiklikle, kadın polislerin başörtüsü kullanmasının serbest hale gelmesinin ardından, bir kadın emniyet müdürü törene başörtüsüyle katıldı. Hürriyet
30 Ağustos Zafer Bayramı bu sabah saat 09.30'da Taksim Meydanı'nda düzenlenen törenle kutlandı. Törene İstanbul Valisi Vasip Şahin, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş, 1. Ordu Komutanı Orgeneral Musa Avsever, Beyoğlu Belediye Başkanı Ahmet Misbah Demircan ve CHP Milletvekili Sezgin Tanrıkulu katıldı. Tören öncesi çevrede geniş çaplı güvenlik önlemi alındı. Çevreye yerleştirilen özel harekat polisleri güvenliği sağlarken sivil polisler de İstiklal Caddesi'nin girişinde vatandaşlarının üzerini ve çantalarını aradı.
Taksim'deki törende bir ilk yaşandı
Tören İstanbul Valisi Vasip Şahin'in Atatürk heykeli önüne çelenk bırakmasıyla başladı. Saygı duruşu ve İstiklal Marşı'nın okunmasının ardından tören sona erdi. Öte yandan törende bir ilk de yaşandı. Emniyet Hizmetleri Sınıfı Mensupları Kıyafet Yönetmeliğinde yapılan değişiklikle, kadın polislerin başörtüsü kullanmasının serbest hale gelmesinin ardından, bir kadın emniyet müdürü törene başörtüsüyle katıldı. Hürriyet
23 Ağustos 2016 Salı
Taksim'e paralı girişler mi başlayacak?
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, Ahmet Davutoğlu’nun başbakanlığı döneminde gündeme gelen kent merkezlerine araç girişinden ücret alınması önerisini yeniden gündeme getirdi. Bakanlığın, belediye gelirlerinin artırılmasına yönelik üzerinde çalıştığı taslakta, “Kentin trafik yoğunluğu olan merkezlerine araç giriş ve geçişlerinin meclis kararı ile ücretlendirilmesi” maddesi yer alıyor.
ÇEVRE ve Şehircilik Bakanlığı’nın, ilgili bakanlıklarla birlikte üzerinde çalıştığı belediye gelirlerinin artırılmasına yönelik taslakta, büyükşehirlerde trafiğin azaltılması için ana merkezlere girişten para alınması önerildi. Şehir içi trafik cezalarının belediyelerce kesilmesi, taksiler dahil özel sektör tarafından yapılan taşımadaki elektronik bilet gelirlerinden belediyelere pay verilmesi istendi. Ahmet Davutoğlu’nun başbakanlığı döneminde açıkladığı öncelikli dönüşüm programında da yer alan kent merkezlerine araç girişinden ücret alınması önerisi, belediye gelirlerine ilişkin çalışmada “ücretli yol-ana merkezlere ücretli geçiş” başlığı altında şöyle yer aldı:
DÜNYADAKİ ÖRNEKLER
“Dünyadaki metropollerde bazı yol veya tüneller ile kentin trafik yoğunluğu olan bölgelerine araç giriş veya geçişlerinin ücretlendirilmek suretiyle kent içi trafiğinin rahatlatılmaya çalışıldığı görülmektedir. Bu uygulamanın ülkemizde özellikle büyükşehirlerde trafik yoğunluğunun azaltılmasına katkı sağlayacağı değerlendirilmektedir. Şehir içinde mevcut güzergâhlara alternatif yapılacak yeni yol, tünel, köprüler ile kentin trafik yoğunluğu olan merkezlerine araç giriş ve geçişlerinin meclis kararı ile ücretlendirilmesi.”
CEZAYI ZABITA KESSİN
Trafik yetkisinin belediyelere devrinin de istendiği çalışmada, şu öneriler de dikkat çekti: “Büyükşehir ve il belediyelerine duran trafik ile ilgili ceza kesme ve araç çekme yetkisi verilmesi. Hareketli trafik ile ilgili trafik akışına müdahale edilmeksizin elektronik sistem ile ceza kesme yetkisi verilmesi.”
TABELADA ‘C’ VARSA PARALI
LONDRA’da uygulanan ‘congestion charge’ (tıkanıklık ücreti) sisteminde para ile girilecek bölgeler kırmızı ‘C’ harfi ile gösteriliyor. Şehir merkezine giren araçlar 8 sterlinden (yaklaşık 20 lira) başlayan ücretler ödüyor. İşte Chelsea Bridge üzerindeki bu tabela, kent merkezindeki ünlü Sloane Square’in paralı olduğunu gösteriyor. New YorK’ta Manhattan adasında ise hafta içi 06:00-18:00 saatleri arasında 86. sokağının aşağısına giren otomobillerden 8, büyük araçlardan ise 10 dolar alınacağı açıklandı. Bölgede yaşayan ya da çalışanlara ait otomobiller için ise günlük tarifenin 4 dolar olarak belirlendiği ifade edildi.
BELEDİYEYE TAKSİ PAYI
TOPLU taşımada kullanılan (kamu-özel) bütün araçlarda elektronik bilet kullanılmasının zorunlu hale getirilmesi önerisinin de yer aldığı taslakta şunlar dikkat çekiyor: “ Özel sektör tarafından (taksi dahil) yapılan toplu taşımadaki elektronik bilet gelirlerinden belli bir oranda belediyelere pay verilmesi. Toplu taşımadaki vergilendirmenin elektronik bilet üzerinden yüzde 5 oranında götürü usulde yapılması. Belediye taşınmazlarının kira süresinin 29 yıla çıkarılabilsin. Havalimanı-şehiriçi yolcu taşıma yetkisi belediyelere verilsin. Taksi ve minibüslere çalışma ruhsatını belediyeler versin. Gıda denetimleri yeniden belediyelere devredilsin.”
BELEDİYE ÇALIŞANI SÖZLEŞMELİ OLSUN
Belediye personeline ilişkin önerilerin yer aldığı bölümde ise sözleşmeli çalıştırılacak kadroların genişletilmesi istendi. Buna göre uzman, memur, veri hazırlama ve kontrol işletmeni, muhasebeci, itfaiye, zabıta, şoförlerin sözleşmeli olması istendi. Belediyelerin genel hükümlere göre Devlet Personel aracılığıyla memur aldıkları ancak belediyelerin merkezi sistemden memur alımını tercih etmedikleri belirtilerek, şu yöntem önerildi: “KPSS’den belli bir taban puan alanlar arasından belediyelerce yapılacak sınavla memur alınabilmesi. Memur alım ilanının kamu kurumlarına işçi alımlarında olduğu gibi il düzeyinde yapılması. İl düzeyinde yeterli talebin olmaması halinde ulusal düzeyde ilana çıkılması. Bağlı İdare Personelinin 4483 Sayılı Kanun Kapsamına Alınması. Diğer Kurumlardaki Nitelikli Personelin Belediyede Çalıştırılmasının Özendirilmesi. Üst Yöneticilerin Görev Süresinin Sınırlandırılması. İSKİ daire başkanları ve belediye başkan yardımcılarının ek göstergelerinin büyükşehir daire başkanlarıyla eşitlenmesi.” Hürriyet
ÇEVRE ve Şehircilik Bakanlığı’nın, ilgili bakanlıklarla birlikte üzerinde çalıştığı belediye gelirlerinin artırılmasına yönelik taslakta, büyükşehirlerde trafiğin azaltılması için ana merkezlere girişten para alınması önerildi. Şehir içi trafik cezalarının belediyelerce kesilmesi, taksiler dahil özel sektör tarafından yapılan taşımadaki elektronik bilet gelirlerinden belediyelere pay verilmesi istendi. Ahmet Davutoğlu’nun başbakanlığı döneminde açıkladığı öncelikli dönüşüm programında da yer alan kent merkezlerine araç girişinden ücret alınması önerisi, belediye gelirlerine ilişkin çalışmada “ücretli yol-ana merkezlere ücretli geçiş” başlığı altında şöyle yer aldı:
DÜNYADAKİ ÖRNEKLER
“Dünyadaki metropollerde bazı yol veya tüneller ile kentin trafik yoğunluğu olan bölgelerine araç giriş veya geçişlerinin ücretlendirilmek suretiyle kent içi trafiğinin rahatlatılmaya çalışıldığı görülmektedir. Bu uygulamanın ülkemizde özellikle büyükşehirlerde trafik yoğunluğunun azaltılmasına katkı sağlayacağı değerlendirilmektedir. Şehir içinde mevcut güzergâhlara alternatif yapılacak yeni yol, tünel, köprüler ile kentin trafik yoğunluğu olan merkezlerine araç giriş ve geçişlerinin meclis kararı ile ücretlendirilmesi.”
CEZAYI ZABITA KESSİN
Trafik yetkisinin belediyelere devrinin de istendiği çalışmada, şu öneriler de dikkat çekti: “Büyükşehir ve il belediyelerine duran trafik ile ilgili ceza kesme ve araç çekme yetkisi verilmesi. Hareketli trafik ile ilgili trafik akışına müdahale edilmeksizin elektronik sistem ile ceza kesme yetkisi verilmesi.”
TABELADA ‘C’ VARSA PARALI
LONDRA’da uygulanan ‘congestion charge’ (tıkanıklık ücreti) sisteminde para ile girilecek bölgeler kırmızı ‘C’ harfi ile gösteriliyor. Şehir merkezine giren araçlar 8 sterlinden (yaklaşık 20 lira) başlayan ücretler ödüyor. İşte Chelsea Bridge üzerindeki bu tabela, kent merkezindeki ünlü Sloane Square’in paralı olduğunu gösteriyor. New YorK’ta Manhattan adasında ise hafta içi 06:00-18:00 saatleri arasında 86. sokağının aşağısına giren otomobillerden 8, büyük araçlardan ise 10 dolar alınacağı açıklandı. Bölgede yaşayan ya da çalışanlara ait otomobiller için ise günlük tarifenin 4 dolar olarak belirlendiği ifade edildi.
BELEDİYEYE TAKSİ PAYI
TOPLU taşımada kullanılan (kamu-özel) bütün araçlarda elektronik bilet kullanılmasının zorunlu hale getirilmesi önerisinin de yer aldığı taslakta şunlar dikkat çekiyor: “ Özel sektör tarafından (taksi dahil) yapılan toplu taşımadaki elektronik bilet gelirlerinden belli bir oranda belediyelere pay verilmesi. Toplu taşımadaki vergilendirmenin elektronik bilet üzerinden yüzde 5 oranında götürü usulde yapılması. Belediye taşınmazlarının kira süresinin 29 yıla çıkarılabilsin. Havalimanı-şehiriçi yolcu taşıma yetkisi belediyelere verilsin. Taksi ve minibüslere çalışma ruhsatını belediyeler versin. Gıda denetimleri yeniden belediyelere devredilsin.”
BELEDİYE ÇALIŞANI SÖZLEŞMELİ OLSUN
Belediye personeline ilişkin önerilerin yer aldığı bölümde ise sözleşmeli çalıştırılacak kadroların genişletilmesi istendi. Buna göre uzman, memur, veri hazırlama ve kontrol işletmeni, muhasebeci, itfaiye, zabıta, şoförlerin sözleşmeli olması istendi. Belediyelerin genel hükümlere göre Devlet Personel aracılığıyla memur aldıkları ancak belediyelerin merkezi sistemden memur alımını tercih etmedikleri belirtilerek, şu yöntem önerildi: “KPSS’den belli bir taban puan alanlar arasından belediyelerce yapılacak sınavla memur alınabilmesi. Memur alım ilanının kamu kurumlarına işçi alımlarında olduğu gibi il düzeyinde yapılması. İl düzeyinde yeterli talebin olmaması halinde ulusal düzeyde ilana çıkılması. Bağlı İdare Personelinin 4483 Sayılı Kanun Kapsamına Alınması. Diğer Kurumlardaki Nitelikli Personelin Belediyede Çalıştırılmasının Özendirilmesi. Üst Yöneticilerin Görev Süresinin Sınırlandırılması. İSKİ daire başkanları ve belediye başkan yardımcılarının ek göstergelerinin büyükşehir daire başkanlarıyla eşitlenmesi.” Hürriyet
31 Temmuz 2016 Pazar
Erdoğan'ın kızı Esra Albayrak 15 Temmuz gecesi yaşadıklarını anlattı
İstanbul'da alanlarda 'Demokrasi Nöbeti' sürdü. Taksim Meydanı, Kısıklı, Esenyurt, Sultanbeyli, Zeytinburnu, Saraçhane, Esenler ve Bağcılar'da toplanan binlerce kişi ellerinde Türk bayraklarıyla darbe girişimini bu gece de protesto edip 'Demokrasi Nöbeti'ne devam etti. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın kızı Esra Albayrak da darbe girişiminin yaşandığı gece neler yaşadıklarını anlattı.
Saraçhane'deki demokrasi nöbetinde konuşan Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, "O hain çeteler en ağır şekilde cezalarını bulacak" dedi.
Taksim'deki demokrasi nöbetinde konuşan Eski Başbakan Yardımcısı ve AK Parti Ankara Milletvekili Ali Babacan da, "Güçlü liderlik, sapasağlam bir halk ve Allah'ın yardımı da ulaşınca aşamayacağımız hiçbir güçlük yok. Bu millet, içeriden, dışarıdan her türlü düşmana karşı duracağını dünya aleme ilan etti. İçerideki düşmanı bazen ayırtetmek zor olabiliyor. Bu hainler, bu devlete ne kadar düşman olduklarını gösterdiler. Bu hain terör örgütü, bu terörist başı, kendilerine emanet edilen, milletin vergisiyle alınan silahları, nasıl millete çevirttiğini herkes gördü. Şundan hiç kuşkunuz olmasın, bunlar en ağır şekilde cezalandırılacaklar. Operasyonlar başladı ve devam ediyor ve devam edecek. Ta ki bu kanser hücreleri kamu kurumlarından temizlenene kadar" dedi.
"3 çocuğum o geceye dedeleriyle bizzat şahit oldular"
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın kızı Esra Albayrak'da Kısıklı'daki demokrasi nöbetine katılan vatandaşlara seslendi.
Albayrak, "Hepinize çok teşekkür ediyorum. Böyle cesur ve fedakar bir milletin parçası olmaktan duyduğum gururu ifade edemem. Hep 'Vatan millet, Sakarya' deriz ya işte o gece Vatan ne demekmiş bilfiil öğrendik. Bayrak ne demekmiş bayrak için bedel ödemek ne demekmiş herhangi bir parti taassubu olmadan, etnik fark olmadan, kadın erkek demeden, yaşlı genç demeden mücadele etmek ne demekmiş gördük öğrendik. 3 çocuğum var, O geceye dedeleriyle bizzat şahit oldular. Allah'a hamd ediyorum ki onlara anlatacağımız bir cesaret hikayemiz var" diye konuştu.
Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin de, 15 Temmuz gecesi Gaziantep'de yaşadıklarını anlattı.
"Cumhurbaşkanımız bu süreci de bitirdi"
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Berat Albayrak ise, Kısıklı'da halka seslenerek, "15 Temmuz, son yüzyıllık tarihimizde en önemli, en hayati ve en kritik akşam olarak sizlerin tarihi ve efsanevi duruşunuzla bu milletin tarihine altın bir sayfa olarak geçti. Benim için evlatlarım için bu ülkenin son yüzyılda çıkardığı en büyük liderin yanında ona eşlik etme şerefini nail ettiği için rabbime hamdediyorum. Bize ve tüm ailemize zerre korku ve endişe kalbimize salmadı. Dimdik ve cesur bir şekilde bu millete, size yakışır şekilde Cumhurbaşkanımız sağsalip, sapasağlam İstanbul'a geldi ve bu darbeye yumruğunu indirdi, bu süreci de bitirdi" ifadelerini kullandı. DHA
Saraçhane'deki demokrasi nöbetinde konuşan Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, "O hain çeteler en ağır şekilde cezalarını bulacak" dedi.
Taksim'deki demokrasi nöbetinde konuşan Eski Başbakan Yardımcısı ve AK Parti Ankara Milletvekili Ali Babacan da, "Güçlü liderlik, sapasağlam bir halk ve Allah'ın yardımı da ulaşınca aşamayacağımız hiçbir güçlük yok. Bu millet, içeriden, dışarıdan her türlü düşmana karşı duracağını dünya aleme ilan etti. İçerideki düşmanı bazen ayırtetmek zor olabiliyor. Bu hainler, bu devlete ne kadar düşman olduklarını gösterdiler. Bu hain terör örgütü, bu terörist başı, kendilerine emanet edilen, milletin vergisiyle alınan silahları, nasıl millete çevirttiğini herkes gördü. Şundan hiç kuşkunuz olmasın, bunlar en ağır şekilde cezalandırılacaklar. Operasyonlar başladı ve devam ediyor ve devam edecek. Ta ki bu kanser hücreleri kamu kurumlarından temizlenene kadar" dedi.
"3 çocuğum o geceye dedeleriyle bizzat şahit oldular"
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın kızı Esra Albayrak'da Kısıklı'daki demokrasi nöbetine katılan vatandaşlara seslendi.
Albayrak, "Hepinize çok teşekkür ediyorum. Böyle cesur ve fedakar bir milletin parçası olmaktan duyduğum gururu ifade edemem. Hep 'Vatan millet, Sakarya' deriz ya işte o gece Vatan ne demekmiş bilfiil öğrendik. Bayrak ne demekmiş bayrak için bedel ödemek ne demekmiş herhangi bir parti taassubu olmadan, etnik fark olmadan, kadın erkek demeden, yaşlı genç demeden mücadele etmek ne demekmiş gördük öğrendik. 3 çocuğum var, O geceye dedeleriyle bizzat şahit oldular. Allah'a hamd ediyorum ki onlara anlatacağımız bir cesaret hikayemiz var" diye konuştu.
Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin de, 15 Temmuz gecesi Gaziantep'de yaşadıklarını anlattı.
"Cumhurbaşkanımız bu süreci de bitirdi"
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Berat Albayrak ise, Kısıklı'da halka seslenerek, "15 Temmuz, son yüzyıllık tarihimizde en önemli, en hayati ve en kritik akşam olarak sizlerin tarihi ve efsanevi duruşunuzla bu milletin tarihine altın bir sayfa olarak geçti. Benim için evlatlarım için bu ülkenin son yüzyılda çıkardığı en büyük liderin yanında ona eşlik etme şerefini nail ettiği için rabbime hamdediyorum. Bize ve tüm ailemize zerre korku ve endişe kalbimize salmadı. Dimdik ve cesur bir şekilde bu millete, size yakışır şekilde Cumhurbaşkanımız sağsalip, sapasağlam İstanbul'a geldi ve bu darbeye yumruğunu indirdi, bu süreci de bitirdi" ifadelerini kullandı. DHA
Etiketler:
darbe,
haber,
recep tayyip erdoğan,
taksim
29 Temmuz 2016 Cuma
Kadir Topbaş'tan 'Hainler Mezarlığı' ve Toplu Kışlası açıklaması
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş, darbe girişiminde öldürülenler için Pendik’te yapılan "Hainler Mezarlığı" ile ilgili Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez ile konuştuğunu belirterek, "Din İşleri Yüksek Kurulu'nda bir toplantı yapmışlar. Ailelerin rencide olma ihtimalinin çok yüksek olduğunu söyledi. 'Tabelayı kaldırmanız doğru olur' dedi. Ben de kaldırttım." diye konuştu.
İstanbul Büyükşehir Belediyesinden yapılan yazılı açıklamaya göre Topbaş, 15 Temmuz gecesi darbe girişimine karşı direniş gösteren Çengelköy'ü ziyaret etti.
Topbaş, Çengelköylülerin destanının unutulmaması için Çamlıca Camisinin yanına büyük bir park yapılarak, "Gazi Çengelköy Parkı" ismini vereceklerini kaydetti. Hainler Mezarlığı konusunda çeşitli eleştiriler olduğunu bildiğini ve bu konuda Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez ile konuştuğunu aktaran Topbaş, "Din İşleri Yüksek Kurulunda bir toplantı yapmışlar. Kendisi, ailelerin rencide olma ihtimalinin çok yüksek olduğunu söyledi. 'Tabelayı kaldırmanız doğru olur' dedi. Ben de kaldırttım" ifadelerini kullandı.
Topçu Kışlası açıklaması
Taksim Meydanı ile ilgili olarak da Osmanlı döneminde Topçu Kışlası'nın olduğunu, bir mimar olarak ön yargılı duruşu kabul edemediğini ifade ederek, şunları kaydetti:
"Taksim Topçu Kışlası'nı yapacağız. Cumhurbaşkanımız zaten net söylüyor. Fonksiyon olarak sanat galerisi düşünüyoruz. Onun için çok fazla ağaç kaldırılmıyor. O ağaçlar çok eski değil. Sanat galerisinin altında iç ve dışa bakan kafeler düşünüyoruz. İnsanların Şanzelize’ye gittiği gibi gelip orada kafelerde de geç saatlere kadar oturduğu gibi bir sanat galerisi olabilir. Bunun proje çalışmaları devam ediyor. Altında otoparkı da olacak. Bununla ilgili kurul kararları vardı. Mahkeme kararları da yapılabileceği yönünde netleşti. Sayın Cumhurbaşkanımız da bu eserin yapılmasının doğru olacağını söyledi. Kentin kültürüne hizmet edecek."
Taksim AKM'de her şeyin bir arada yapıldığını ve bunun yanlış olduğunu belirten Topbaş, "Sayın Cumhurbaşkanımız söylüyor. Orada İstanbul Büyükşehir Belediyemize ait otoparkı da katarak, mimarlarımızın güzel projesiyle bir opera binasının hayata geçmesi lazım. Yıllardan beri bu şekilde duruyor. Muhsin Ertuğrul Sahnesi’ne de karşı çıkıldı. Yaptık, şu anda mükemmel bir tiyatro salonu olarak hizmet veriyor." ifadelerini kullandı.
Kabataş Meydan Projesi
Kabataş Meydan Projesi'nin İstanbul için çok önemli olduğuna işaret eden Topbaş, açıklamada şunları kaydetti:
"Demokrasi nöbetleri biter bitmez inşaat başlayacak. Kabataş çok güzel bir yer olacak. Orada baraka tarzındaki vapur iskelelerine sahip çıkıyorlar.
Tenekeden yapılmış basit yapılar. Trafikten şikayet ediliyorsa, Kabataş bir düğüm noktasıysa bunlar yapılacak. Net söylüyorum, ne gerekiyorsa yapacağız." Topbaş, yeni ulaşım projelerine de değinerek, Tarihi Yarımada'da elektrikli otobüslerin çalışacağını bildirdi. cnntürk
21 Temmuz 2016 Perşembe
İBB'den CHP mitingine ücretsiz ulaşım
Taksim'de düzenlenecek CHP mitingi de gözönüne alınarak, İBB ücretsiz ulaşımı 24 Temmuz'a uzattı.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB), darbe karşıtı protestolara katılmak isteyen halkın meydanlara ulaşabilmesi için 22 Temmuz saat 23:59'a kadar ücretsiz olduğunu ilan etmişti. İBB, CHP'nin 24 Temmuz'da Taksim Meyda'nında yapmayı planladığı 'Cumhuriyet ve Demokrasi Mitingi' göz önünde tutularak ücretsiz ulaşımın 24 Temmuz saat 23.59'a kadar uzatıldığını açıkladı. CHP'nin önerisiyle İBB meclisine taşınan öneri AK Parti grubunun da desteği ile oybirliği ile kabul edildi. Teklifi okuyan AK Parti grup başkanvekili Temel Başalan, CHP'nin Taksim mitingi nedeniyle vatandaşların ulaşımının ücretsiz sağlanması için sürenin uzatılmasına karar verildiğini ilan etti.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB), darbe karşıtı protestolara katılmak isteyen halkın meydanlara ulaşabilmesi için 22 Temmuz saat 23:59'a kadar ücretsiz olduğunu ilan etmişti. İBB, CHP'nin 24 Temmuz'da Taksim Meyda'nında yapmayı planladığı 'Cumhuriyet ve Demokrasi Mitingi' göz önünde tutularak ücretsiz ulaşımın 24 Temmuz saat 23.59'a kadar uzatıldığını açıkladı. CHP'nin önerisiyle İBB meclisine taşınan öneri AK Parti grubunun da desteği ile oybirliği ile kabul edildi. Teklifi okuyan AK Parti grup başkanvekili Temel Başalan, CHP'nin Taksim mitingi nedeniyle vatandaşların ulaşımının ücretsiz sağlanması için sürenin uzatılmasına karar verildiğini ilan etti.
17 Temmuz 2016 Pazar
İstanbullular sokaklarda! Yollar kilit
Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Başbakan Binali Yıldırım'ın 'Bu gece de meydanlardayız" diyerek yaptıkları çağrılar üzerine İstanbul'da vatandaşlar sokaklara çıkarak meydanlarda toplandı. Vatan Caddesi, Sultanbeyli ve Taksim'de binlerce insan demokrasi nöbeti tuttu.
AB Bakanı Ömer Çelik “Bu gece de artçı darbeler olabilir” diyerek, Milli Savunma Bakanı Fikri Işık da ‘Darbe tehlikesi tümüyle geçti demek yanlış olur' diyerek vatandaşların bu gece de sokaklarda olmasını istemişti.
Sokaklara dökülen vatandaşların araçları nedeni ile bağlantı yollarında zaman zaman yoğunluk yaşandı.
Küçükçekmece ve Avcılar’da toplanan binlerce kişi, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan lehine sloganlar atarak, tekbir getirip darbe girişimini protesto etti. Avcılar Kaymakamı Hulusi Doğan, sosyal medya hesabından Reşit Paşa Caddesi’nde saat 21.00’de başlayan protesto gösterisine herkesin katılmasını isterken, caddedeki belediye otobüsünün üzerine çıkarak, demokrasiye karşı darbe indirmek isteyenlere halkın gerekli yanıtı verdiğini söyledi.
Ellerinde Türk bayrağı bulunan binlerce kişi uzun araç konvoyları oluşturarak, ece geç saatlere kadar ilçede klaksyon çalıp tur attı.
AB Bakanı Ömer Çelik “Bu gece de artçı darbeler olabilir” diyerek, Milli Savunma Bakanı Fikri Işık da ‘Darbe tehlikesi tümüyle geçti demek yanlış olur' diyerek vatandaşların bu gece de sokaklarda olmasını istemişti.
Sokaklara dökülen vatandaşların araçları nedeni ile bağlantı yollarında zaman zaman yoğunluk yaşandı.
Küçükçekmece ve Avcılar’da toplanan binlerce kişi, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan lehine sloganlar atarak, tekbir getirip darbe girişimini protesto etti. Avcılar Kaymakamı Hulusi Doğan, sosyal medya hesabından Reşit Paşa Caddesi’nde saat 21.00’de başlayan protesto gösterisine herkesin katılmasını isterken, caddedeki belediye otobüsünün üzerine çıkarak, demokrasiye karşı darbe indirmek isteyenlere halkın gerekli yanıtı verdiğini söyledi.
Ellerinde Türk bayrağı bulunan binlerce kişi uzun araç konvoyları oluşturarak, ece geç saatlere kadar ilçede klaksyon çalıp tur attı.
10 Temmuz 2016 Pazar
Taksim Meydanı işportacıların mekanı oldu
İstanbul'un kalbi ve Türkiye'de turistlerin en çok ziyaret ettiği meydan olan Taksim Meydanı, çoğunluğunu Suriyelilerin oluşturduğu seyyar satıcıların adeta yuvası olmuş durumda...
İstanbul’un en gözde meydanlarını kendilerine mesken edinen seyyar satıcılar, her gün akşam saatlerinden itibaren Taksim Meydanı’nı işgal ediyor. Gezi Parkı ve çevresi ile Taksim Meydanı’nın orta yeri çoğunluğu Suriyeli işportacılarla dolup taşıyor.
İstanbul’da yaşayan vatandaşlar ve meydanı ziyaret eden turistler ise bu durumdan şikayetçi. 24 saat polisin beklediği ve gün içinde de zabıta ekiplerinin eksik olmadığı Taksim Meydanı’nda seyyar satıcılara kimse müdahale etmiyor. (Kaynak:sözcü.com.tr)
İstanbul’un en gözde meydanlarını kendilerine mesken edinen seyyar satıcılar, her gün akşam saatlerinden itibaren Taksim Meydanı’nı işgal ediyor. Gezi Parkı ve çevresi ile Taksim Meydanı’nın orta yeri çoğunluğu Suriyeli işportacılarla dolup taşıyor.
İstanbul’da yaşayan vatandaşlar ve meydanı ziyaret eden turistler ise bu durumdan şikayetçi. 24 saat polisin beklediği ve gün içinde de zabıta ekiplerinin eksik olmadığı Taksim Meydanı’nda seyyar satıcılara kimse müdahale etmiyor. (Kaynak:sözcü.com.tr)
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)