Irak’ın Musul kentinde 10 yaşındaki bir kız çocuğu terör örgütü DEAŞ’ın kadın taraftarları tarafından korkunç bir işkence yöntemiyle öldürüldü.
DEAŞ'ın kadın taraftarları Irak'ın Musul kentinde kan donduran bir infaz gerçekleştirdi. 10 yaşındaki bir kız çocuğu orta çağdan kalma “ısırıcı” anlamına geldiği belirtilen bir aletle işkence edilerek öldürüldü.
Sputnik'in haberine göre; Henüz 10 yaşındaki Faten isimli kız çocuğu, evi temizledikten sonra çöpleri dışarı atmak için kapının önüne çıktığı için ölümle cezalandırıldı. Küçük kızın infazı annesinin gözleri önünde gerçekleştirildi.
Küçük kızın gördüğü işkence sonucu kan kaybederek hayatını kaybettiği belirtildi.
Görgü tanıkları Faten’in kan kaybından öldüğünü aktardı. Küçük kızın infaz edildiği olay dışında 20’li yaşlarda genç bir kadının da kendi peçesiyle 30 kez kırbaçlandıktan sonra öldüğü öğrenildi. (cnntürk.com.tr)
IŞİD etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
IŞİD etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
7 Şubat 2017 Salı
11 Aralık 2016 Pazar
İşte 2016 yılında Türkiye'yi sarsan bombalı saldırılar
Türkiye 2016 yılı içerisinde çok sayıda terör saldırısının hedefi oldu. Meydana gelen saldırılarda pek çok kişi hayatını kaybetti ve yaralandı. Bu yıl içerisinde düzenlenen saldırılardan başlıcaları şöyle:
1- 10 Aralık 2016: İstanbul Beşiktaş'ta düzenlenen iki ayrı saldırıda en az 38 kişi hayatını kaybetti, 155 kişi yaralandı.
2 - Kasım 2016: Adana'da valilik binası yakınına yerleştirilen bombanın patlaması sonucu resmi rakamlara göre en az 2 kişi öldü, 33 kişi yaralandı.
3- Ağustos 2016: Elazığ, Van ve Bitlis'te polis ve askerlere yönelik üç ayrı saldırıda 12 kişi öldü, 200'den fazla kişi yaralandı.
4 - Haziran 2016: Atatürk Uluslararası Havalimanı’nda üç teröristin düzenlediği silahlı ve bombalı saldırıda 45 kişi hayatını kaybetti, 236 kişi de yaralandı. Türk makamları saldırılardan IŞİD'i sorumlu tuttu.
5 - Haziran 2016: İstanbul Vezneciler'de düzenlenen bombalı saldırıda 7'si polis 12 kişi hayatını kaybetti, 36 kişi yaralandı. Saldırıyı TAK üstlendi.
6 - Haziran 2016: Mardin'in Midyat ilçesinde Emniyet Müdürlüğü binasına bomba yüklü araçla düzenlenen saldırıda 2'si polis, 4 kişi hayatını kaybetti.
7 - Mayıs 2016: Gaziantep İl Emniyet Müdürlüğü binasının bulunduğu bölgede düzenlenen intihar saldırısında saldırganla birlikte 4 kişi öldü, aralarında sivilllerin de bulunduğu 23 kişi yaralandı.
8 - Mayıs 2016: İstanbul Sancaktepe'deki Samandıra Kışlası yakınında askeri personeli taşıyan servis aracının geçişi sırasında bombalı saldırı düzenlendi. Olaya 5'i asker, 3'ü sivil 8 kişi yaralandı.
9 - Mayıs 2016: Diyarbakır'ın Sur ilçesi Sarıkamış Mahallesi'nde patlayıcı yüklü bir kamyonun infilak etmesi sonucu 16 kişi öldü, 23 kişi yaralandı.
10- Nisan 2016: Bursa Ulu Camii yakınında bir canlı bombanın kendini patlatması sonucu 13 kişi yaralandı.
11 - Mart 2016: İstanbul Beyoğlu'nda İstiklal Caddesi'nde bir canlı bombanın kendini patlatması sınucu 4 kişi öldü, 39 kişi yaralandı. Ölenlerden 3'ü İsrail, 1'i de İran uyrukluydu. Resmi makamlar saldırganın IŞİD bağlantılı olduğunu belirtirken, IŞİD saldırıyı üstlenmedi.
12- Mart 2016: Ankara' Güvenpark Kızılay'da bomba yüklü araçla düzenlenen saldırıda en az 38 kişi öldü, 125 kişi yaralandı. Saldırıyı PKK bağlantılı TAK üstlendi.
13 - Şubat 2016: Ankara Çankaya'da askeri servis aracının geçişi sırasında düzenlenen bombalı saldırıda 30 kişi öldü, 61 kişi de yaralandı. Saldırıyı TAK üstlendi. Türk hükümeti saldırıdan PKK ve Suriye'deki kolu YPG'yi sorumlu tutuyor.
14 - Ocak 2016: İstanbul Sultanahmet'te bir turist kafilesine yönelik düzenlenen canlı bomba saldırısında 12 Alman turist hayatını kaybetti. Hükümet olaydan IŞİD'i sorumlu tuttu.
(Kaynak: Deutsche Welle / cnntürk.com.tr)
1- 10 Aralık 2016: İstanbul Beşiktaş'ta düzenlenen iki ayrı saldırıda en az 38 kişi hayatını kaybetti, 155 kişi yaralandı.
2 - Kasım 2016: Adana'da valilik binası yakınına yerleştirilen bombanın patlaması sonucu resmi rakamlara göre en az 2 kişi öldü, 33 kişi yaralandı.
3- Ağustos 2016: Elazığ, Van ve Bitlis'te polis ve askerlere yönelik üç ayrı saldırıda 12 kişi öldü, 200'den fazla kişi yaralandı.
4 - Haziran 2016: Atatürk Uluslararası Havalimanı’nda üç teröristin düzenlediği silahlı ve bombalı saldırıda 45 kişi hayatını kaybetti, 236 kişi de yaralandı. Türk makamları saldırılardan IŞİD'i sorumlu tuttu.
5 - Haziran 2016: İstanbul Vezneciler'de düzenlenen bombalı saldırıda 7'si polis 12 kişi hayatını kaybetti, 36 kişi yaralandı. Saldırıyı TAK üstlendi.
6 - Haziran 2016: Mardin'in Midyat ilçesinde Emniyet Müdürlüğü binasına bomba yüklü araçla düzenlenen saldırıda 2'si polis, 4 kişi hayatını kaybetti.
7 - Mayıs 2016: Gaziantep İl Emniyet Müdürlüğü binasının bulunduğu bölgede düzenlenen intihar saldırısında saldırganla birlikte 4 kişi öldü, aralarında sivilllerin de bulunduğu 23 kişi yaralandı.
8 - Mayıs 2016: İstanbul Sancaktepe'deki Samandıra Kışlası yakınında askeri personeli taşıyan servis aracının geçişi sırasında bombalı saldırı düzenlendi. Olaya 5'i asker, 3'ü sivil 8 kişi yaralandı.
9 - Mayıs 2016: Diyarbakır'ın Sur ilçesi Sarıkamış Mahallesi'nde patlayıcı yüklü bir kamyonun infilak etmesi sonucu 16 kişi öldü, 23 kişi yaralandı.
10- Nisan 2016: Bursa Ulu Camii yakınında bir canlı bombanın kendini patlatması sonucu 13 kişi yaralandı.
11 - Mart 2016: İstanbul Beyoğlu'nda İstiklal Caddesi'nde bir canlı bombanın kendini patlatması sınucu 4 kişi öldü, 39 kişi yaralandı. Ölenlerden 3'ü İsrail, 1'i de İran uyrukluydu. Resmi makamlar saldırganın IŞİD bağlantılı olduğunu belirtirken, IŞİD saldırıyı üstlenmedi.
12- Mart 2016: Ankara' Güvenpark Kızılay'da bomba yüklü araçla düzenlenen saldırıda en az 38 kişi öldü, 125 kişi yaralandı. Saldırıyı PKK bağlantılı TAK üstlendi.
13 - Şubat 2016: Ankara Çankaya'da askeri servis aracının geçişi sırasında düzenlenen bombalı saldırıda 30 kişi öldü, 61 kişi de yaralandı. Saldırıyı TAK üstlendi. Türk hükümeti saldırıdan PKK ve Suriye'deki kolu YPG'yi sorumlu tutuyor.
14 - Ocak 2016: İstanbul Sultanahmet'te bir turist kafilesine yönelik düzenlenen canlı bomba saldırısında 12 Alman turist hayatını kaybetti. Hükümet olaydan IŞİD'i sorumlu tuttu.
(Kaynak: Deutsche Welle / cnntürk.com.tr)
16 Eylül 2016 Cuma
Almanya'dan sonra İngiltere de elçiliği kapalı tutacak
Almanya'dan sonra İngiltere'den de temsilcilik kapama kararı geldi. İngiliz Dışişleri Bakanlığı, yarın Ankara'daki elçiliğin kapalı olacağını açıkladı.
Dışişleri, güncellediği seyahat uyarısında, elçiliğin güvenlik nedeniyle kapalı tutulacağını belirtti, detay vermedi.
Daha önce Alman Dışişleri, "Türkiye'deki dış temsilciliklerimiz kurban bayramı süresince kısıtlı hizmet verecek" açıklamasını yaptı, kısıtlı hizmetin 19 Eylül'de son bulacağını belirtti.
Bild gazetesine konuşan Dışişleri kaynağına göre bu tedbirin gerekçesi "somut terör tehdidi".
Dışişleri, güncellediği seyahat uyarısında, elçiliğin güvenlik nedeniyle kapalı tutulacağını belirtti, detay vermedi.
Daha önce Alman Dışişleri, "Türkiye'deki dış temsilciliklerimiz kurban bayramı süresince kısıtlı hizmet verecek" açıklamasını yaptı, kısıtlı hizmetin 19 Eylül'de son bulacağını belirtti.
Bild gazetesine konuşan Dışişleri kaynağına göre bu tedbirin gerekçesi "somut terör tehdidi".
24 Ağustos 2016 Çarşamba
Cerablus'a askeri harekat başlatıldı
Türk Silahlı Kuvvetleri ve Koalisyon Hava Kuvvetleri tarafından Suriye'nin Halep kentine bağlı Cerablus bölgesinin terör örgütü IŞİD'ten temizlenmesi amacıyla askeri harekât başlatıldı. Harekat saat 04.00'te roketatar ve topçu atışlarıyla başladı. Askeri harekatın adının 'Fırat Kalkanı' olduğu açıklandı. Bu arada Türk tankları Suriye sınırını geçti, Özgür Suriye Ordusu (ÖSO) da harekat kapsamında 4 köyü IŞİD'ten aldı ve ilçe merkezinin girişine ulaştı. ÖSO'nun bazı unsurları Cerablus'ta kontrolü sağladıklarını duyurdu.
Türk Silahlı Kuvvetleri ve Koalisyon Hava Kuvvetleri tarafından Suriye'nin Halep kentine bağlı Cerablus bölgesinin terör örgütü IŞİD'ten temizlenmesi amacıyla askeri harekat başlatıldı. F-16'lar ve topçu ateşiyle ateş altına alınan IŞİD hedefleri çok namlulu roketatar atışlarıyla da vuruldu. Ayrıca harekata katılan Özgür Suriye Ordusu da Cerablus'un Türkiye sınırı yakınındaki 4 köyü IŞİD'in elinden aldı. ÖSO güçlerinin zırhlı birlikler eşliğinde Cerablus merkezinin girişine ulaştı.
Cerablus'a yönelik askeri harekat nedeniyle Gaziantep Valiliğince bazı yerler, Özel Güvenlikli Bölge ilan edildi.
İşte yasaklı bölge
Tanklar sınırı geçti
Türk Silahlı Kuvvetleri Müşterek Özel Görev Kuvveti ve koalisyon hava kuvvetleri tarafından gerçekleştirilen ve "Fırat Kalkanı" adı verilen harekat kapsamında, tank birliklerinin Suriye sınırından içeri girdiği bildirildi.
ÖSÖ 4 köyü IŞİD'ten aldı
ÖSO, Türkiye sınırından yaklaşık 3 kilometre güneyde kalan ve Cerablus ilçe merkezinin yaklaşık 5 kilometre batısındaki Keklice köyünü, zırhlı birlikler eşliğinde IŞİD'ten aldı.
Keklice köyüne yerleşen ÖSO buradan doğu yönündeki ilçe merkezine ilerleyebilmek için köyün çevre güvenliğini oluşturuyor.
Fırat Kalkanı harekatı kapsamında ele geçirilen Cerablus'a bağlı Keklice Köyü'ne IŞİD bayrağı indirilerek ÖSO bayrağı asıldı.
Bölgedeki kaynakların paylaştığı fotoğraflarda, köyü ele geçiren ÖSO güçlerinin, IŞİD bayrağını indirmesi ve ÖSO bayrağı asması görülüyor.
ÖSO Keklice Köyü'nün ardından Kıvırcık Köyünü de IŞİD'ten aldı.
DHA'nın askeri kaynaklara dayandırdığı habere göre ÖSO 4 köyü ele geçirdi, 46 IŞİD'li etkisiz hale getirildi. Keklice ile Kıvırcık Karakuyu köylerinin ardından Elvaniye ve Güğüncük köyleri de ÖSO'nun denetimine geçti.
ÖSO kent merkezinde
Fırat Kalkanı harekatında Cerablus'a giren ÖSO güçleri, sosyal medya hesaplarından kentin girişinden çekildiği öne sürülen görüntüler paylaştı. Görüntülerde, Cerablus kent girişinde bulunan ÖSO güçleri görülüyor.
ÖSO güçleri, Cerablus'taki resmi kurumlara ait binaların tümünün kontrolünü ele geçirdi. Fırat Kalkanı harekatı kapsamında, Cerablus ilçe merkezinin yüzde 50'sinde ÖSO, hakimiyet sağladı.
Askeri kaynaklar: Toplam 63 hedefe 224 atış yapıldı
Askeri kaynaklar tarafından başlatılan askeri harekatın amacının sınır güvenliğini sağlamak, IŞİD ile mücadele kapsamında Koalisyon güçlerine destek vermek ve Suriye'nin toprak bütünlüğünü sağlamak olduğu belirtildi.
Askeri harekat kapsamında ilk olarak saat 04:00 sıralarından TOPÇU ve ÇNRA atışları başlatıldı, saat 04:05'de daha önceden belirlenmiş belli noktalardan geçiş için iş makinaları geçitler açılmaya başlandı, saat 05:45'te TOPÇU ve ÇNRA atışları sona erdi. Bu atışlar sonucunda tespit edilen toplam 63 hedefe 224 atım yapıldı.
İlk hava harekatının ise saat 06:08'de başladı. saat 06:08, saat 06:10 ve saat 06:30 hava harekatlarının yapıldığı belirtildi. Askeri kaynaklar ayrıca şu an için kara harekatının başlamadığını ve geçit açma faaliyetleri devam ettiğini belirtti.
Operasyona katılan birlikler
Askeri harekata, piyade birlikleri (Mekanize ve havan unsurları dahil), tank ve topçu birlikleri (ÇNRA dahil), geçit açan, mayın temizleyen istihkam birlikleri, muhabere birlikleri, lojistik destek unsurları, hava kuvvetleri hava ve yer destek unsurları (İHA'lar dahil) katılıyor.
Hava harekatına Türk F-16'lar iştirak etti
Türk Silahlı Kuvvetleri ve Koalisyon Hava Kuvvetleri tarafından Suriye'nin Halep kentine bağlı Cerablus bölgesinin terör örgütü IŞİD'ten temizlenmesi amacıyla askeri harekât başlatıldı. Askeri kaynaklar, saat 06.08'oe başlayan hava harekatına Türk Hava Kuvvetlerine ait F-16'lar iştirak ettiğini açıkladı.
Komuta kademesi yönetiyor
Harekatın başlangıcından itibaren Genelkurmay Karargahındaki Silahlı Kuvvetler Komuta Harekat Merkezinde (Gnkur.Bşk, IInci Bşk. ve J. Başkanları) ve Kuvvet k.lıkları Harekat Merkezlerinde tüm komuta kademesi (Kuvvet K.ları ve karargahın tümü) harekatı yönetmek ve izlemek üzere hazır bulunuyor.
12 hedefe tam isabet
Hava Kuvvetleri tarafından vurulması planlanan 12 hedef tam isabetle vuruldu. Hava harekatı devam ediyor. TOPÇU ve ÇNRA ile tespit edilen 81 hedefe 294 atış yapıldı, atışlar devam ediyor.
Bu arada havada bekler pozisyonda olan 2 F-16 ile anlık tespit edilen hedefler vuruluyor.
(cnntürk.com)
Türk Silahlı Kuvvetleri ve Koalisyon Hava Kuvvetleri tarafından Suriye'nin Halep kentine bağlı Cerablus bölgesinin terör örgütü IŞİD'ten temizlenmesi amacıyla askeri harekat başlatıldı. F-16'lar ve topçu ateşiyle ateş altına alınan IŞİD hedefleri çok namlulu roketatar atışlarıyla da vuruldu. Ayrıca harekata katılan Özgür Suriye Ordusu da Cerablus'un Türkiye sınırı yakınındaki 4 köyü IŞİD'in elinden aldı. ÖSO güçlerinin zırhlı birlikler eşliğinde Cerablus merkezinin girişine ulaştı.
Cerablus'a yönelik askeri harekat nedeniyle Gaziantep Valiliğince bazı yerler, Özel Güvenlikli Bölge ilan edildi.
İşte yasaklı bölge
Tanklar sınırı geçti
Türk Silahlı Kuvvetleri Müşterek Özel Görev Kuvveti ve koalisyon hava kuvvetleri tarafından gerçekleştirilen ve "Fırat Kalkanı" adı verilen harekat kapsamında, tank birliklerinin Suriye sınırından içeri girdiği bildirildi.
ÖSÖ 4 köyü IŞİD'ten aldı
ÖSO, Türkiye sınırından yaklaşık 3 kilometre güneyde kalan ve Cerablus ilçe merkezinin yaklaşık 5 kilometre batısındaki Keklice köyünü, zırhlı birlikler eşliğinde IŞİD'ten aldı.
Keklice köyüne yerleşen ÖSO buradan doğu yönündeki ilçe merkezine ilerleyebilmek için köyün çevre güvenliğini oluşturuyor.
Fırat Kalkanı harekatı kapsamında ele geçirilen Cerablus'a bağlı Keklice Köyü'ne IŞİD bayrağı indirilerek ÖSO bayrağı asıldı.
Bölgedeki kaynakların paylaştığı fotoğraflarda, köyü ele geçiren ÖSO güçlerinin, IŞİD bayrağını indirmesi ve ÖSO bayrağı asması görülüyor.
ÖSO Keklice Köyü'nün ardından Kıvırcık Köyünü de IŞİD'ten aldı.
DHA'nın askeri kaynaklara dayandırdığı habere göre ÖSO 4 köyü ele geçirdi, 46 IŞİD'li etkisiz hale getirildi. Keklice ile Kıvırcık Karakuyu köylerinin ardından Elvaniye ve Güğüncük köyleri de ÖSO'nun denetimine geçti.
ÖSO kent merkezinde
Fırat Kalkanı harekatında Cerablus'a giren ÖSO güçleri, sosyal medya hesaplarından kentin girişinden çekildiği öne sürülen görüntüler paylaştı. Görüntülerde, Cerablus kent girişinde bulunan ÖSO güçleri görülüyor.
ÖSO güçleri, Cerablus'taki resmi kurumlara ait binaların tümünün kontrolünü ele geçirdi. Fırat Kalkanı harekatı kapsamında, Cerablus ilçe merkezinin yüzde 50'sinde ÖSO, hakimiyet sağladı.
Askeri kaynaklar: Toplam 63 hedefe 224 atış yapıldı
Askeri kaynaklar tarafından başlatılan askeri harekatın amacının sınır güvenliğini sağlamak, IŞİD ile mücadele kapsamında Koalisyon güçlerine destek vermek ve Suriye'nin toprak bütünlüğünü sağlamak olduğu belirtildi.
Askeri harekat kapsamında ilk olarak saat 04:00 sıralarından TOPÇU ve ÇNRA atışları başlatıldı, saat 04:05'de daha önceden belirlenmiş belli noktalardan geçiş için iş makinaları geçitler açılmaya başlandı, saat 05:45'te TOPÇU ve ÇNRA atışları sona erdi. Bu atışlar sonucunda tespit edilen toplam 63 hedefe 224 atım yapıldı.
İlk hava harekatının ise saat 06:08'de başladı. saat 06:08, saat 06:10 ve saat 06:30 hava harekatlarının yapıldığı belirtildi. Askeri kaynaklar ayrıca şu an için kara harekatının başlamadığını ve geçit açma faaliyetleri devam ettiğini belirtti.
Operasyona katılan birlikler
Askeri harekata, piyade birlikleri (Mekanize ve havan unsurları dahil), tank ve topçu birlikleri (ÇNRA dahil), geçit açan, mayın temizleyen istihkam birlikleri, muhabere birlikleri, lojistik destek unsurları, hava kuvvetleri hava ve yer destek unsurları (İHA'lar dahil) katılıyor.
Hava harekatına Türk F-16'lar iştirak etti
Türk Silahlı Kuvvetleri ve Koalisyon Hava Kuvvetleri tarafından Suriye'nin Halep kentine bağlı Cerablus bölgesinin terör örgütü IŞİD'ten temizlenmesi amacıyla askeri harekât başlatıldı. Askeri kaynaklar, saat 06.08'oe başlayan hava harekatına Türk Hava Kuvvetlerine ait F-16'lar iştirak ettiğini açıkladı.
Komuta kademesi yönetiyor
Harekatın başlangıcından itibaren Genelkurmay Karargahındaki Silahlı Kuvvetler Komuta Harekat Merkezinde (Gnkur.Bşk, IInci Bşk. ve J. Başkanları) ve Kuvvet k.lıkları Harekat Merkezlerinde tüm komuta kademesi (Kuvvet K.ları ve karargahın tümü) harekatı yönetmek ve izlemek üzere hazır bulunuyor.
12 hedefe tam isabet
Hava Kuvvetleri tarafından vurulması planlanan 12 hedef tam isabetle vuruldu. Hava harekatı devam ediyor. TOPÇU ve ÇNRA ile tespit edilen 81 hedefe 294 atış yapıldı, atışlar devam ediyor.
Bu arada havada bekler pozisyonda olan 2 F-16 ile anlık tespit edilen hedefler vuruluyor.
(cnntürk.com)
21 Ağustos 2016 Pazar
Düğünü kana bulanan damat Nurettin Akdoğan'ın dikkat çeken IŞİD paylaşımı
Gaziantep'te kına gecesi kana bulanan damat Nurettin Akdoğan'ın, 28 Temmuz tarihinde sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda IŞİD'e tepki gösterdiği ortaya çıktı.
Gaziantep'te 51 kişinin öldüğü terör saldırısında hafif yaralanan damat Nurettin Akdoğan'ın saldırıdan önce yaptığı paylaşımda, "Cehennem köpeği IŞİD..Saldırdığın yer Kamışlı.. Paris değil, Berlin değil, Londra değil, Telaviv hiç değil. Kimin köpekligini yaptığını herkes biliyor" ifadelerini kullandığı görüldü.
Ayrıca kendisine yol tarif eden Suriyeli vatandaşlara hitaben de paylaşımda bulunan Akdoğan, "Geçen gün kayboldum, yolu Suriyeliler tarif etti. Sağ olsunlar, dışlamıyorlar bizi" yorumunu yaptı. cnntürk
Gaziantep'te 51 kişinin öldüğü terör saldırısında hafif yaralanan damat Nurettin Akdoğan'ın saldırıdan önce yaptığı paylaşımda, "Cehennem köpeği IŞİD..Saldırdığın yer Kamışlı.. Paris değil, Berlin değil, Londra değil, Telaviv hiç değil. Kimin köpekligini yaptığını herkes biliyor" ifadelerini kullandığı görüldü.
Ayrıca kendisine yol tarif eden Suriyeli vatandaşlara hitaben de paylaşımda bulunan Akdoğan, "Geçen gün kayboldum, yolu Suriyeliler tarif etti. Sağ olsunlar, dışlamıyorlar bizi" yorumunu yaptı. cnntürk
19 Ağustos 2016 Cuma
'Burkini'yi yasaklayan Fransa'da laiklik tartışması
IŞİD'in saldırılarının hedefindeki Fransa, laiklik tartışmalarıyla çalkalanıyor. Fitili ateşleyen ise, İslamcı bir kadın örgütünün düzenleyeceği "Burkini Partisi"nin ölüm tehditleri nedeniyle iptal edilmesi oldu. Sonra da başta Cannes, 6 kentte plajlarda burkini giyme yasağı geldi.
Fransa, 2010'daki burkanın ardından şimdi de burkini tartışmasıyla yıkılıyor. Ülkede IŞİD saldırılarına paralel olarak artan İslamofobiyle mücadele eden Smile 13 adlı İslamcı kadın kuruluşu, Marsilya'daki Les Pennes-Mirabeau'da bir yüzme havuzunda 11 Ağustos'ta "Burkini Partisi" düzenleyecekti. "Burkini", bikini ve burka sözcüklerinin bileşiminden üretilen "tesettür mayosu" anlamında. Partiye de sadece burkini giyen Müslüman kadınlar katılacaktı. Ancak parti grubun Facebook sayfasından duyurulduktan sonra, organize edenler bir zarf içinde mermi gönderilerek ölümle tehdit edildi. Bu gelişmenin ardından yerel yetkililer, Smile 13'den güvenliği gerekçe göstererek organizasyonu yapmamalarını istedi ve "Burkini Partisi" iptal edildi.
Yaşananların ardından önce 6 sahil kentindeki plajlarda, "kamu düzenini tehdit ettiği" ve "laiklik ilkesine aykırı olduğu" gerekçesiyle burkini giyme yasağı geldi. Bu kentlerin başında da Cannes geliyor. Cannes'ın dışında Villeneuve-Loubet, Leucate, Le Toquet, Oye Plage ve Korsika'nın Sisco kentlerinde de plajlarda burkini giymek yasak. Yasağı ihlal edenler 38 Euro da para cezası uygulanıyor. Cannes'da 3 kadına ceza kesildi bile... Cannes'daki yasağı uygulayan Nice Mahkemesi, "kamu güvenliğini tehlikeye atıyor" hükmü verdi.
Gelişmelerin ardından burkini Fransa'da gündemin en üst sırasına tırmandı. Ülke, laiklik tartışmasıyla çalkalanıyor. Başbakan Manuel Valls, "Burkini, Fransa'nın ve cumhuriyetin değerleriyle örtüşmüyor" diyerek yasakları destekledi. Milletvekili Valerie Boyer, burkini giymenin "Kadınların katı İslami kurallara boyun eğdirilmesi" anlamı taşıdığını söyledi.
Burkini yasağına karşı çıkanlar da var. Anadolu Ajansı'na konuşan Paris-Est Creteil Üniversitesi'nden Kamu Hukuku Profesörü Patrice Rolland, "Laiklik kurumsal bir kavram. Ancak Fransa devleti laik olabilir, kişiler değil. Laikliğin temelinde yatan her türlü dini simgeden arınmış nötr tavır ancak kamu alanlarında uygulanabilir. Halk plajını kullanan ya da sokaktaki sade vatandaştan nötr olması beklenemez. Burkini yasağı da hukuken uygulanamaz" değerlendirmesinde bulundu.
Güney Fransa Müslümanları Derneği Sözücü Feyza Ben Mohamed de yasağı, "hukuk dışı, anayasaya aykırı ve ayırıştırıcı" diye niteleyerek, "Cannes Belediye Başkanı kamu düzeninden bahsediyor ve Müslüman kadın burkiniyle sahillere inerse bunun sorun yaratacağını savunuyor. Ve aynı zamanda terörle mücadeleden de dem vuruyor. Yani Belediye Başkanı tesettür mayosu giyen kadının terörist olduğunu düşünüyor" diye konuştu. cnntürk
Fransa, 2010'daki burkanın ardından şimdi de burkini tartışmasıyla yıkılıyor. Ülkede IŞİD saldırılarına paralel olarak artan İslamofobiyle mücadele eden Smile 13 adlı İslamcı kadın kuruluşu, Marsilya'daki Les Pennes-Mirabeau'da bir yüzme havuzunda 11 Ağustos'ta "Burkini Partisi" düzenleyecekti. "Burkini", bikini ve burka sözcüklerinin bileşiminden üretilen "tesettür mayosu" anlamında. Partiye de sadece burkini giyen Müslüman kadınlar katılacaktı. Ancak parti grubun Facebook sayfasından duyurulduktan sonra, organize edenler bir zarf içinde mermi gönderilerek ölümle tehdit edildi. Bu gelişmenin ardından yerel yetkililer, Smile 13'den güvenliği gerekçe göstererek organizasyonu yapmamalarını istedi ve "Burkini Partisi" iptal edildi.
Yaşananların ardından önce 6 sahil kentindeki plajlarda, "kamu düzenini tehdit ettiği" ve "laiklik ilkesine aykırı olduğu" gerekçesiyle burkini giyme yasağı geldi. Bu kentlerin başında da Cannes geliyor. Cannes'ın dışında Villeneuve-Loubet, Leucate, Le Toquet, Oye Plage ve Korsika'nın Sisco kentlerinde de plajlarda burkini giymek yasak. Yasağı ihlal edenler 38 Euro da para cezası uygulanıyor. Cannes'da 3 kadına ceza kesildi bile... Cannes'daki yasağı uygulayan Nice Mahkemesi, "kamu güvenliğini tehlikeye atıyor" hükmü verdi.
Gelişmelerin ardından burkini Fransa'da gündemin en üst sırasına tırmandı. Ülke, laiklik tartışmasıyla çalkalanıyor. Başbakan Manuel Valls, "Burkini, Fransa'nın ve cumhuriyetin değerleriyle örtüşmüyor" diyerek yasakları destekledi. Milletvekili Valerie Boyer, burkini giymenin "Kadınların katı İslami kurallara boyun eğdirilmesi" anlamı taşıdığını söyledi.
Burkini yasağına karşı çıkanlar da var. Anadolu Ajansı'na konuşan Paris-Est Creteil Üniversitesi'nden Kamu Hukuku Profesörü Patrice Rolland, "Laiklik kurumsal bir kavram. Ancak Fransa devleti laik olabilir, kişiler değil. Laikliğin temelinde yatan her türlü dini simgeden arınmış nötr tavır ancak kamu alanlarında uygulanabilir. Halk plajını kullanan ya da sokaktaki sade vatandaştan nötr olması beklenemez. Burkini yasağı da hukuken uygulanamaz" değerlendirmesinde bulundu.
Güney Fransa Müslümanları Derneği Sözücü Feyza Ben Mohamed de yasağı, "hukuk dışı, anayasaya aykırı ve ayırıştırıcı" diye niteleyerek, "Cannes Belediye Başkanı kamu düzeninden bahsediyor ve Müslüman kadın burkiniyle sahillere inerse bunun sorun yaratacağını savunuyor. Ve aynı zamanda terörle mücadeleden de dem vuruyor. Yani Belediye Başkanı tesettür mayosu giyen kadının terörist olduğunu düşünüyor" diye konuştu. cnntürk
17 Ağustos 2016 Çarşamba
Erdoğan'a Başdanışman atanan Adnan Tanrıverdi kimdir,
Cumhurbaşkanlığı başdanışmanlığına atanan emekli general Adnan Tanrıverdi ve kurucusu olduğu kuruluş Sadat bir çok iddia ile gündeme geldi. Peki Adnan Tanrıverdi kimdir ve Sadat adlı şirket ne faaliyetler yürütüyor? İşte iddialar ve kamuoyuna yapılan açıklamalarıyla bu soruların yanıtları...
Sadat adlı uluslararası savunma danışmanlığı firmasının kurucusu emekli Tuğgeneral Adnan Tanrıverdi'nin Cumhurbaşkanlığı Başdanışmanlığına getirilmesi kamuoyunda da merak edilen soruları beraraberinde getirdi. Peki Adnan Tanrıverdi kimdir ve Sadat firması ne yapmaktadır?
1944 Konya Akşehir doğumlu olan Adnan Tanrıverdi, 1963-1964'te İstanbul Üniversitesi Fen Fakültesi Zooloji Bölümündeki öğreniminin ardından 1964 yılında girdiği Kara Harp Okulun'dan 1966'da topçu subayı olarak mezun oldu ve 1996 yılındaki emekliliğine kadar 30 yıl TSK'da görev yaptı. 1980'de kurmay subay olan ve "Gayrinizami Harp Kursu" de gören Tanrıverdi'nin görev yaptığı birlikler arasında Genelkurmay Özel Harp Daire Başkanlığı ile KKTC Sivil savunma Teşkilat Başkanlığı da bulunuyor.
"İrticai faaliyet" iddiası
1992'de tuğgeneralliğe yükseltilen Tanrıverdi, İstanbul'daki 2. Zırhlı Tugay Komutanlığı'nın ardından Kara Kuvvetleri Sağlık Daire Başkanlığı yaptı ve 1996'da kadrosuzluk gerekçesiyle emekli edildi. Tanrıverdi'nin geçmişte ve atamasının ardından "TSK içinde irticai faaliyetler yürüttüğü için" emekli edildiği iddiaları sıkça gündeme getirildi. Emeklilikten sonra da Üsküdar FM Radyosunun Genel Koordinatörlüğünü, İhlâs Marmara Evleri Camii Yaptırma ve Yardım Derneği Yönetim Kurulu üyeliğini yapan Tanrıverdi'nin genel başkanlığını yaptığı, 2000 yılında kurulan Adaleti Savunanlar Derneği'nin (ASDER) TSK'dan ihraç edilen ve emekli askerlerden oluştuğu sıkça eleştiri konusu oldu. Kuruluş, bünyesindeki Adaleti Savunanlar Stratejik Araştırmalar Merkezi Derneği (ASSAM) aracılığıyla TSK'nın yeniden yapılandırılmasına yönelik eleştiriler geliştirdi. Atama sonrasında basında yer alan iddialar arasında 15 Temmuz sonrasındaki kararnamelerle TSK'ya getirilen yeni düzenlemelerin bu önerilerle paralellik taşıdığı da var.
Eski istihbarat başkanından 'Dini kışlaya sokan adam' iddiası
Atama kararının ardından Genelkurmay Eski İstihbarat Başkanı emekli Korgeneral İsmail Hakkı Pekin'in, "Bu adam TSK'daki görev yaptığı süre boyunca dini kendi amaçlarına alet eden uygulamalar içinde olmuştur. İstanbul Maltepe'deki Tugay Komutanlığı sırasında kışlanın içine dini sokmuş, kendine orada bir grup yaratamaya çalışmış, kışla içinde toplu sihir namazları kıldığına yönelik gelen bilgiler doğrultusunda kızak bir göreve çekilerek emekli edilmiştir" şeklindeki iddiası basına yansıdı.
'Atatürk düşmanı' iddiası
Emekli Tümgeneral Ahmet Yavuz da Tanrıverdi'yi "Atatürk düşmanı" diye niteleyerek, "Atatürk düşmanı, cumhuriyet düşmanı bir adamla yoluna devam edenler bu ülkeyi bu felaketten kurtaramaz" açıklaması yaptı.
Sadat'ın faaliyetleri ne?
Adnan Tanrıveri'nin 2012'de kurucusu olduğu Sadat Uluslararası Savunma Danışmanlık Şirketi, özellikle Suriye savaşı bağlamında sıkça gündeme gelen bir kuruluş.
Misyonu: 'İslam dünyasının dünya süper güçleri arasındaki yerini almasına yardımcı olmak'
Gayri nizami harp eğitimi veren şirketin çeşitli yerlerde açtığı eğitim kamplarında 2 bin 800 kişinin gayri nizamı harp ya da gerilla eğitimi aldığı 3 Eylül 2012'deki Aydınlık gazetesinin bir haberinde yer aldı. Peki Sadat kendisini nasıl anlatıyor? Şirketin internet sitesinde misyonu, "Silahlı Kuvvetlerin ve İç Güvenlik Güçlerinin organizasyonu, iç güvenlik ve savunma alanında stratejik danışmanlık, iç güvenlik ve askeri eğitim ile donatım alanlarında hizmet vererek, İslam Ülkeleri arasında savunma ve savunma sanayi işbirliği ortamı oluşturmayı ve İslam Dünyasının kendine yeterli bir askeri güç olarak da Dünya Süper Güçleri arasındaki hak ettiği yerini almasına yardımcı olmaktır" şeklinde tanımlanıyor.
Askeri eğitim ve danışmanlık hizmeti veriyor
Türkiye'de uluslararası savunma alanında danışmanlık ve askeri eğitim veren ilk ve tek şirket olduğu belirtilen ve eski TSK mensuplarının görev aldığı Sadat, askeri ve "iç güvenlik" yani "terörle mücadele" alanında danışmanlık ve eğitim hizmeti veriyor. Askeri ve güvenlik alanında pek çok eğitimi veren şirketin, kursları arasında "Gayri Nizamı Harp" ve "Keskin Nişancılık" gibi başlıklar da dikkat çekiyor. "Kara Harekatı", "Keskin Nişancılık", "Koruma", "Tahrip", "Gayri Nizami Harp", "İleri Tek Er Muharebe", "Topçu ve Havan İleri Gözetleyicilik", "Tank / Zırhlı Araç Avcılığı" gibi kurs eğitim paketleri bulunuyor.
Gayri Nizami Harp Eğitim Paketi
Şirketin "Gayri Nizami Harp Kursu Eğitim Paketi" kapsamında, "Gayri Nizami Harp teşkilatlanması ve bu teşkilatın unsurlarının pusu, baskın, yol kapaması, tahrip, sabotaj ve kurtarma-kaçırma harekatları ile bu harekatlara karşı koyma faaliyetlerinin eğitimini" verdiği anlatılıyor. Şirketin bu kurs kapsamında verdiği dersler arasında, "istihbarat", "gerilla harekatı", "kurtarma-kaçırma harekatı", "özel kuvvetler harekatı", "psikolojik harp" dikkat çekiyor. Bu kurs sonucunda "kazandırılacak kabiliyetler" başlığı altında da şunlar sayılıyor:
"Suikast kabiliyeti kazandırılır"
"Kursiyerler, GNH Kursları sonucunda; Başta psikolojik harp ve harekat olmak üzere, Sabotaj, Baskın, Pusu, Tahrip, Suikast, Kurtarma ve kaçırma, Tedhiş, Sokak hareketleri türü eylemlerde ve gizli etkinliklerden oluşan harekat teknikleri, imkân ve kabiliyetine ulaştırılır ve yapılacak test ve değerlendirmelerde başarılı olanlara GNH Uzmanlığı Sertifika verilir."
Sadat TBMM gündeminde
Kurulduğu 2012'de Ali Rıza Öztürk, Bülent Tezcan ve Ali İhsan Köktürk tarafından verilen Soru ve Meclis Araştırması önergesiyle TBMM gündemine taşınan Sadat'la ilgili son olarak CHP Mersin Milletvekili Fikri Sağlar, Başbakan Binali Yıldırım'ın yanıtlaması talebiyle 1 Temmuz'da soru önergesi vermişti. Suriye savaşındaki etkinliği ve faaliyetleri sorgulanan Sadat'la ilgili önergede, "Sadat'ın TSK'ya alternatif oluşturduğu" iddiaları hatırlatılmıştı. Sağlar'ın deyimiyle şirketin "kontrgerilla eğitimi" verdiği belirtilen soru önergesinde, şirketin "Suriye'de savaşan IŞİD türevi radikal İslamcı örgütlere gayrı nizami harp eğitimi" verdiği iddiaları sorulmuştu. Sağlar soru önergesinde, şirketin kamplarında "Osmanlı Ocaklarından gelen gençlerin" de bulunduğu iddialarını hatırlatarak, Sadat'ın resmi kurumlarca verilmiş bir izninin olup olmadığını, "TSK'ya alternatif oluşturması için hükümet tarafından izin verilip verilmediğini" ve hangi gruplara ne tür eğitimler verdiğinin takip edilip edilmediğini sormuştu. Sağlar, "Eğer takip ediliyorsa hangi gruplara, ne tür eğitimler hangi tarihler aralığında ve nerede verilmiştir?" sorusuna da yanıt istemişti. Soru önergesinde Sağlar, "Gerilla eğitimi veren SADAT’ın kontrol edilmemesi durumunda, ne gibi sıkıntılara gebe olduğumuzu ön görüyor musunuz?" diye de sormuştu.
Sadat'tan yanıt: Fuat Avni ve Mehmet Eymür'ün iftiraları
Fikri Sağlar'ın soru önergesine 12 Temmuz'da Sadat'ın internet sitesi üzerinden yanıt verilmiş ve bu iddiaların arkasında sosyal medyada "Fuat Avni" olarak bilinen ve kim olduğu bilinmeyen bir kişiyle, eski MİT'çi Mehmet Eymür'ün bulunduğu belirtilerek, bunların iftira olduğu ileri sürülmüştü. Cevapta Eymür'ün bu iddiaları, "CIA'nin yönlendirmesiyle" gündeme getirdiği iddia edilerek, "Bu ülkelerin silahlı kuvvetlerine ihtiyaç duydukları askeri eğitimleri SADAT A.Ş. vermesin de ABD şirketleri mi versin?" denilmişti.
'Hiçbir ülkeye gerilla eğitimi verilmedi'
Şirketten soru önergesi üzerine yapılan açıklamada, Ticaret Kanunu kapsamında faaliyet gösterdikleri, şirketin kuruluşunun Ticaret ve Milli Savunma Bakanlıkları'na bildirildiği ve "Türk Silahlı kuvvetlerine alternatif olmak gibi bir amacı ve iddiası" olmadığı söylendi. Kurulduğu günden bu güne kadar herhangi bir ülke veya gruba, yurt içinde ve yurt dışında nizami-gayri nizami veya herhangi bir konuda eğitim hizmeti verilmediği belirtilen açıklamada, bazı ülkeler ile proje bazında danışmanlık için görüşme yapıldığı ifade edildi. Savunma Sanayi ürünleri alıp-satmak için girişimlerde bulundukları anlatılan açıklamada, "Milli Savunma Bakanlığı ve Dışişleri Bakanlıklarının izni olmadan, savunma sanayi ürünlerinin yurt içi ve uluslararası sevkiyatı mümkün değildir. SADAT A.Ş. de aynı hükümlere tabidir" denildi. Yurt içinde ve yurt dışında herhangi bir eğitim tesisi ve kamplarının bulunmadığı dile getirilen açıklamada, bu yöndeki iddialar "iftira" olarak nitelendirildi. Açıklamada, "SADAT A.Ş.'nin eğitim kampları yoktur. SADAT A.Ş.'nin İŞİD (DAEŞ - DEAŞ - ISIS - ISIL) ile ve başka her hangi bir terör örgütü ile hiç bir ilgi ve bağlantısı yoktur ve olması da mümkün değildir. SADAT A.Ş. yurt içinde ve dışında hali hazırda hiç bir ülkeye veya örgüte gerilla eğitimi vermemiştir" denildi.
'Gayri nizami harp eğitimi verme kabiliyetimiz var'
Ancak şirketin gayri nizami harp eğitimi verme imkan ve kabiliyeti bulunduğu ifade edilen açıklamada, şu ifade ve iddialar yer aldı:
"Şu anda ihtiyaç duyan ülkelere küresel güçlerin benzer şirketleri bu eğitimi vermektedir. SADAT A.Ş. için kuşku ile bakılan bu husus ülkelerin milli ihtiyaçlarına bağlıdır. Özellikle küresel güçlerin kontrolündeki terör örgütleri ile mücadelede İslâm Ülkeleri bu tür özel eğitimli birlikler yetiştirme ihtiyacı duymaktadırlar. SADAT veya bir başka Türk şirketi veya TSK bu talebi karşılamazsa, ilgili ülkedeki teröristi de, terörle mücadele kuvvetlerini de küresel güçler eğitmektedirler. Bu tür eğitimlerin yurt dışında SADAT A.Ş. tarafından verilmesinin devlete her hangi bir sıkıntı vermesi mümkün değildir. Sadece bu imkandan haberi olmayan devlet, bu imkanı bir dış politika enstrümanı olarak kullanmaktan mahrum olacaktır."
İddiaların karalama kampanyası olarak nitelendirildiği açıklamada, Sadat'ın "ülke çıkarları için endişe edilecek değil teşvik edilecek bir şirket" olduğu öne sürülmüştü. (cnntürk.com.tr)
Sadat adlı uluslararası savunma danışmanlığı firmasının kurucusu emekli Tuğgeneral Adnan Tanrıverdi'nin Cumhurbaşkanlığı Başdanışmanlığına getirilmesi kamuoyunda da merak edilen soruları beraraberinde getirdi. Peki Adnan Tanrıverdi kimdir ve Sadat firması ne yapmaktadır?
1944 Konya Akşehir doğumlu olan Adnan Tanrıverdi, 1963-1964'te İstanbul Üniversitesi Fen Fakültesi Zooloji Bölümündeki öğreniminin ardından 1964 yılında girdiği Kara Harp Okulun'dan 1966'da topçu subayı olarak mezun oldu ve 1996 yılındaki emekliliğine kadar 30 yıl TSK'da görev yaptı. 1980'de kurmay subay olan ve "Gayrinizami Harp Kursu" de gören Tanrıverdi'nin görev yaptığı birlikler arasında Genelkurmay Özel Harp Daire Başkanlığı ile KKTC Sivil savunma Teşkilat Başkanlığı da bulunuyor.
"İrticai faaliyet" iddiası
1992'de tuğgeneralliğe yükseltilen Tanrıverdi, İstanbul'daki 2. Zırhlı Tugay Komutanlığı'nın ardından Kara Kuvvetleri Sağlık Daire Başkanlığı yaptı ve 1996'da kadrosuzluk gerekçesiyle emekli edildi. Tanrıverdi'nin geçmişte ve atamasının ardından "TSK içinde irticai faaliyetler yürüttüğü için" emekli edildiği iddiaları sıkça gündeme getirildi. Emeklilikten sonra da Üsküdar FM Radyosunun Genel Koordinatörlüğünü, İhlâs Marmara Evleri Camii Yaptırma ve Yardım Derneği Yönetim Kurulu üyeliğini yapan Tanrıverdi'nin genel başkanlığını yaptığı, 2000 yılında kurulan Adaleti Savunanlar Derneği'nin (ASDER) TSK'dan ihraç edilen ve emekli askerlerden oluştuğu sıkça eleştiri konusu oldu. Kuruluş, bünyesindeki Adaleti Savunanlar Stratejik Araştırmalar Merkezi Derneği (ASSAM) aracılığıyla TSK'nın yeniden yapılandırılmasına yönelik eleştiriler geliştirdi. Atama sonrasında basında yer alan iddialar arasında 15 Temmuz sonrasındaki kararnamelerle TSK'ya getirilen yeni düzenlemelerin bu önerilerle paralellik taşıdığı da var.
Eski istihbarat başkanından 'Dini kışlaya sokan adam' iddiası
Atama kararının ardından Genelkurmay Eski İstihbarat Başkanı emekli Korgeneral İsmail Hakkı Pekin'in, "Bu adam TSK'daki görev yaptığı süre boyunca dini kendi amaçlarına alet eden uygulamalar içinde olmuştur. İstanbul Maltepe'deki Tugay Komutanlığı sırasında kışlanın içine dini sokmuş, kendine orada bir grup yaratamaya çalışmış, kışla içinde toplu sihir namazları kıldığına yönelik gelen bilgiler doğrultusunda kızak bir göreve çekilerek emekli edilmiştir" şeklindeki iddiası basına yansıdı.
'Atatürk düşmanı' iddiası
Emekli Tümgeneral Ahmet Yavuz da Tanrıverdi'yi "Atatürk düşmanı" diye niteleyerek, "Atatürk düşmanı, cumhuriyet düşmanı bir adamla yoluna devam edenler bu ülkeyi bu felaketten kurtaramaz" açıklaması yaptı.
Sadat'ın faaliyetleri ne?
Adnan Tanrıveri'nin 2012'de kurucusu olduğu Sadat Uluslararası Savunma Danışmanlık Şirketi, özellikle Suriye savaşı bağlamında sıkça gündeme gelen bir kuruluş.
Misyonu: 'İslam dünyasının dünya süper güçleri arasındaki yerini almasına yardımcı olmak'
Gayri nizami harp eğitimi veren şirketin çeşitli yerlerde açtığı eğitim kamplarında 2 bin 800 kişinin gayri nizamı harp ya da gerilla eğitimi aldığı 3 Eylül 2012'deki Aydınlık gazetesinin bir haberinde yer aldı. Peki Sadat kendisini nasıl anlatıyor? Şirketin internet sitesinde misyonu, "Silahlı Kuvvetlerin ve İç Güvenlik Güçlerinin organizasyonu, iç güvenlik ve savunma alanında stratejik danışmanlık, iç güvenlik ve askeri eğitim ile donatım alanlarında hizmet vererek, İslam Ülkeleri arasında savunma ve savunma sanayi işbirliği ortamı oluşturmayı ve İslam Dünyasının kendine yeterli bir askeri güç olarak da Dünya Süper Güçleri arasındaki hak ettiği yerini almasına yardımcı olmaktır" şeklinde tanımlanıyor.
Askeri eğitim ve danışmanlık hizmeti veriyor
Türkiye'de uluslararası savunma alanında danışmanlık ve askeri eğitim veren ilk ve tek şirket olduğu belirtilen ve eski TSK mensuplarının görev aldığı Sadat, askeri ve "iç güvenlik" yani "terörle mücadele" alanında danışmanlık ve eğitim hizmeti veriyor. Askeri ve güvenlik alanında pek çok eğitimi veren şirketin, kursları arasında "Gayri Nizamı Harp" ve "Keskin Nişancılık" gibi başlıklar da dikkat çekiyor. "Kara Harekatı", "Keskin Nişancılık", "Koruma", "Tahrip", "Gayri Nizami Harp", "İleri Tek Er Muharebe", "Topçu ve Havan İleri Gözetleyicilik", "Tank / Zırhlı Araç Avcılığı" gibi kurs eğitim paketleri bulunuyor.
Gayri Nizami Harp Eğitim Paketi
Şirketin "Gayri Nizami Harp Kursu Eğitim Paketi" kapsamında, "Gayri Nizami Harp teşkilatlanması ve bu teşkilatın unsurlarının pusu, baskın, yol kapaması, tahrip, sabotaj ve kurtarma-kaçırma harekatları ile bu harekatlara karşı koyma faaliyetlerinin eğitimini" verdiği anlatılıyor. Şirketin bu kurs kapsamında verdiği dersler arasında, "istihbarat", "gerilla harekatı", "kurtarma-kaçırma harekatı", "özel kuvvetler harekatı", "psikolojik harp" dikkat çekiyor. Bu kurs sonucunda "kazandırılacak kabiliyetler" başlığı altında da şunlar sayılıyor:
"Suikast kabiliyeti kazandırılır"
"Kursiyerler, GNH Kursları sonucunda; Başta psikolojik harp ve harekat olmak üzere, Sabotaj, Baskın, Pusu, Tahrip, Suikast, Kurtarma ve kaçırma, Tedhiş, Sokak hareketleri türü eylemlerde ve gizli etkinliklerden oluşan harekat teknikleri, imkân ve kabiliyetine ulaştırılır ve yapılacak test ve değerlendirmelerde başarılı olanlara GNH Uzmanlığı Sertifika verilir."
Sadat TBMM gündeminde
Kurulduğu 2012'de Ali Rıza Öztürk, Bülent Tezcan ve Ali İhsan Köktürk tarafından verilen Soru ve Meclis Araştırması önergesiyle TBMM gündemine taşınan Sadat'la ilgili son olarak CHP Mersin Milletvekili Fikri Sağlar, Başbakan Binali Yıldırım'ın yanıtlaması talebiyle 1 Temmuz'da soru önergesi vermişti. Suriye savaşındaki etkinliği ve faaliyetleri sorgulanan Sadat'la ilgili önergede, "Sadat'ın TSK'ya alternatif oluşturduğu" iddiaları hatırlatılmıştı. Sağlar'ın deyimiyle şirketin "kontrgerilla eğitimi" verdiği belirtilen soru önergesinde, şirketin "Suriye'de savaşan IŞİD türevi radikal İslamcı örgütlere gayrı nizami harp eğitimi" verdiği iddiaları sorulmuştu. Sağlar soru önergesinde, şirketin kamplarında "Osmanlı Ocaklarından gelen gençlerin" de bulunduğu iddialarını hatırlatarak, Sadat'ın resmi kurumlarca verilmiş bir izninin olup olmadığını, "TSK'ya alternatif oluşturması için hükümet tarafından izin verilip verilmediğini" ve hangi gruplara ne tür eğitimler verdiğinin takip edilip edilmediğini sormuştu. Sağlar, "Eğer takip ediliyorsa hangi gruplara, ne tür eğitimler hangi tarihler aralığında ve nerede verilmiştir?" sorusuna da yanıt istemişti. Soru önergesinde Sağlar, "Gerilla eğitimi veren SADAT’ın kontrol edilmemesi durumunda, ne gibi sıkıntılara gebe olduğumuzu ön görüyor musunuz?" diye de sormuştu.
Sadat'tan yanıt: Fuat Avni ve Mehmet Eymür'ün iftiraları
Fikri Sağlar'ın soru önergesine 12 Temmuz'da Sadat'ın internet sitesi üzerinden yanıt verilmiş ve bu iddiaların arkasında sosyal medyada "Fuat Avni" olarak bilinen ve kim olduğu bilinmeyen bir kişiyle, eski MİT'çi Mehmet Eymür'ün bulunduğu belirtilerek, bunların iftira olduğu ileri sürülmüştü. Cevapta Eymür'ün bu iddiaları, "CIA'nin yönlendirmesiyle" gündeme getirdiği iddia edilerek, "Bu ülkelerin silahlı kuvvetlerine ihtiyaç duydukları askeri eğitimleri SADAT A.Ş. vermesin de ABD şirketleri mi versin?" denilmişti.
'Hiçbir ülkeye gerilla eğitimi verilmedi'
Şirketten soru önergesi üzerine yapılan açıklamada, Ticaret Kanunu kapsamında faaliyet gösterdikleri, şirketin kuruluşunun Ticaret ve Milli Savunma Bakanlıkları'na bildirildiği ve "Türk Silahlı kuvvetlerine alternatif olmak gibi bir amacı ve iddiası" olmadığı söylendi. Kurulduğu günden bu güne kadar herhangi bir ülke veya gruba, yurt içinde ve yurt dışında nizami-gayri nizami veya herhangi bir konuda eğitim hizmeti verilmediği belirtilen açıklamada, bazı ülkeler ile proje bazında danışmanlık için görüşme yapıldığı ifade edildi. Savunma Sanayi ürünleri alıp-satmak için girişimlerde bulundukları anlatılan açıklamada, "Milli Savunma Bakanlığı ve Dışişleri Bakanlıklarının izni olmadan, savunma sanayi ürünlerinin yurt içi ve uluslararası sevkiyatı mümkün değildir. SADAT A.Ş. de aynı hükümlere tabidir" denildi. Yurt içinde ve yurt dışında herhangi bir eğitim tesisi ve kamplarının bulunmadığı dile getirilen açıklamada, bu yöndeki iddialar "iftira" olarak nitelendirildi. Açıklamada, "SADAT A.Ş.'nin eğitim kampları yoktur. SADAT A.Ş.'nin İŞİD (DAEŞ - DEAŞ - ISIS - ISIL) ile ve başka her hangi bir terör örgütü ile hiç bir ilgi ve bağlantısı yoktur ve olması da mümkün değildir. SADAT A.Ş. yurt içinde ve dışında hali hazırda hiç bir ülkeye veya örgüte gerilla eğitimi vermemiştir" denildi.
'Gayri nizami harp eğitimi verme kabiliyetimiz var'
Ancak şirketin gayri nizami harp eğitimi verme imkan ve kabiliyeti bulunduğu ifade edilen açıklamada, şu ifade ve iddialar yer aldı:
"Şu anda ihtiyaç duyan ülkelere küresel güçlerin benzer şirketleri bu eğitimi vermektedir. SADAT A.Ş. için kuşku ile bakılan bu husus ülkelerin milli ihtiyaçlarına bağlıdır. Özellikle küresel güçlerin kontrolündeki terör örgütleri ile mücadelede İslâm Ülkeleri bu tür özel eğitimli birlikler yetiştirme ihtiyacı duymaktadırlar. SADAT veya bir başka Türk şirketi veya TSK bu talebi karşılamazsa, ilgili ülkedeki teröristi de, terörle mücadele kuvvetlerini de küresel güçler eğitmektedirler. Bu tür eğitimlerin yurt dışında SADAT A.Ş. tarafından verilmesinin devlete her hangi bir sıkıntı vermesi mümkün değildir. Sadece bu imkandan haberi olmayan devlet, bu imkanı bir dış politika enstrümanı olarak kullanmaktan mahrum olacaktır."
İddiaların karalama kampanyası olarak nitelendirildiği açıklamada, Sadat'ın "ülke çıkarları için endişe edilecek değil teşvik edilecek bir şirket" olduğu öne sürülmüştü. (cnntürk.com.tr)
13 Ağustos 2016 Cumartesi
IŞİD'ten kurtarılan Menbic'te halk özgürlüğü böyle kutladı
Suriye'de koalisyon güçlerinin hava desteğinde 1 Haziran'da başlatılan operasyonda PYD'nin başı çektiği Suriye Demokratik Güçleri, 2014'ten beri işgal altında olan Menbiç'i IŞİD'ten temizledi. IŞİD'in kentten çekilmesiyle birlikte örgütün baskısından kurtulan halkın sevinci objektiflere yansıdı. IŞİD'in sigara yasağından kurtulan kadınların yaptığı ilk iş sigara ile poz vermek oldu. Erkekler de sakallarını traş ettirdi. O anların fotoğrafları bütün dünyada yankı buldu. (cnntürk)
27 Temmuz 2016 Çarşamba
Ahmet Hakan yazdı: IŞİD ile Fethullah arasındaki 7 fark
Hürriyet gazetesi yazarı Ahmet Hakan bugünkü yazısında IŞİD ile Fethullah Gülen'i karşılaştırdı.
İşte Ahmet Hakan'ın Hürriyet gazetesinde yer alan bugünkü yazısından ilgili kısım;
1- IŞİD hedefine ulaşmak maksadıyla da olsa asla kravat takmaz, takım elbise giymez, tıraş olmaz, "tedbir" yapmaz...
Fethullah ise içki içmeyen adamını “Aman şakirt, kendini belli etme, tedbiri elden bırakma, alkol al, dans et” der.
2- IŞİD, dini kendisi gibi algılamayanları boyunları kesilecek kâfirler olarak görür vebunu belli eder.
Fethullah ise dini kendisi gibi algılamayanları alabildiğine küçümser ama bunu asla belli etmez.
3- IŞİD hiçbir kibarlığa sığınma gereği duymadan ve kendisinden nefret ettirmeyi göze alarak barbarlığını icra eder...
Fethullah ise içinde taşıdığı barbarlık potansiyelini son ana kadar gizler, saklar ve belli etmez.
4- IŞİD gözünü kırpmadan kelle keser...
Fethullah ise gözünü kırpmadan tankla ezer.
5- IŞİD Haşhaşilerini cennette huri vaadiyle aldatıp intihar komandosu yapar...
Fethullah ise Haşhaşilerini kendisinin Mehdi olduğuna inandırarak kamikaze yapar.
6- IŞİD ordu kurup en hunhar saldırılarla fethetmeye, ele geçirmeye ve tutunmaya gayret eder...
Fethullah ise devlet kadrolarına sızıp devleti yukardan ele geçirmeye gayret eder.
7- IŞİD, toplumların en altlarındaki yoksul, çaresiz ve işsizleri ya da şiddetete mayüllü psikopat
tipleri kendisine asker yapar.
Fethullah ise generalleri, savcıları,rektörleri, polis şeflerini 30 yıllık yatırımla yetiştirip kendisine asker yapar.
23 Temmuz 2016 Cumartesi
Afganistan’da intihar saldırısı: 60’dan fazla ölü
Afganistan'ın başkenti Kabil'de düzenlenen protesto gösterisi sırasında büyük bir patlama meydana geldi. Bölgeden gelen ilk haberlere göre ilk belirlemelerde en az 60 kişi öldü, 160 kişi ise yaralandı. Saldırıyı IŞİD üstlendi.
Afganistan Sağlık Bakanlığı’ndan yapılan açıklamada gösteriler sırasında yaşanan büyük patlamada 60 kişinin yaşamını yitirdiği belirtildi.
Afgan televizyon kanalı TOLO News üç intihar bombacısının göstericilerin arasına karıştığını duyurdu.
Haberde ilk bombacının kendisini patlattığı, ikinci intihar bombacısının polis tarafından öldürüldüğü, üçüncünün ise bomba düzeneğinin bozulduğu için saldırıyı gerçekleştiremediği aktarıldı.
IŞİD bağlantılı Amaq haber ajansı ise iki kişinin intihar saldırısı gerçekleştirdiğini duyurdu. Haberde IŞİD’in saldırıyı üstlendiği, “Şilerin toplanmasında iki savaşçımız üzerilerindeki bombaları patlattı” denildi.
Protestoyu, Kabil’de ana elektrik hattının güzergahının değiştirilmesini isteyen göstericiler düzenliyordu. Sözcü
Afgan televizyon kanalı TOLO News üç intihar bombacısının göstericilerin arasına karıştığını duyurdu.
Haberde ilk bombacının kendisini patlattığı, ikinci intihar bombacısının polis tarafından öldürüldüğü, üçüncünün ise bomba düzeneğinin bozulduğu için saldırıyı gerçekleştiremediği aktarıldı.
IŞİD bağlantılı Amaq haber ajansı ise iki kişinin intihar saldırısı gerçekleştirdiğini duyurdu. Haberde IŞİD’in saldırıyı üstlendiği, “Şilerin toplanmasında iki savaşçımız üzerilerindeki bombaları patlattı” denildi.
Protestoyu, Kabil’de ana elektrik hattının güzergahının değiştirilmesini isteyen göstericiler düzenliyordu. Sözcü
15 Temmuz 2016 Cuma
Dünya şokta! Fransa’da korkunç saldırı: En az 84 kişi hayatını kaybetti
Bastille Günü kutlamalarının yapıldığı Fransa'nın Nice kentinde, bir kamyon kalabalığın içine daldı. Ölü sayısı 84'e yükseldi. Fransa Cumhurbaşkanı François Hollande, dünyayı şoke eden olayın "terör saldırısı" olduğunu duyurdu. Ülkede olağanüstü hâl 3 ay daha uzatıldı. Saldırı, Fransa'nın güvenlik gerekçesiyle Türkiye'deki misyonlarınca düzenlenen Fransa Milli Günü kutlamalarını iptal etmesinden sadece iki gün sonra yaşandı.
Fransa, güneydeki Nice kentinde düzenlenen 14 Temmuz Fransa Ulusal Günü kutlamalarına yönelik terör saldırısıyla sarsıldı. Meşhur Promenade des Anglais Caddesi'nde kutlamalar sürerken, yerel saatle 23.00 sularında bir kamyon kalabalığın arasına daldı. Kamyonun sürücüsünün daha sonra aracından inerek elinde silahla rastgele ateş açtığı öne sürüldü. Bu iddia henüz doğrulanmış değil.
Dehşet anları esnasında, kalabalığın arasında bulunan çok sayıda insanın canını kurtarmak için denize atladığı belirtildi.
Sürücü vurularak öldürülürken, aracın içinde çok sayıda silah ve bomba bulunduğu öne sürülmüştü. Ancak bu iddianın da doğru olmadığı öğrenildi.
Olay kentte büyük paniğe neden oldu. Polis anons yaparak kent sakinlerine gerekmedikçe evlerinden çıkmama uyarısında bulundu.
KAMYONDA TUNUS ASILLI BİR FRANSIZ VATANDAŞINA AİT KİMLİK ÇIKTI
Yerel Nice Matin gazetesi ise polisin etkisiz hale getirdiği saldırganın 31 yaşında ve Tunus kökenli olduğunu yazdı. Gazete, saldırganın Nice kentinde yaşadığını belirtti.
AFP haber ajansı, ölü sayısının 84’e yükseldiğini duyurdu. Korkunç olayda 18’inin durumu kritik 50 kişinin yalandığını bildirildi. Ölü sayısının artmasından endişe duyuluyor.
Son gelen haberlerde, 54 çocuğun Lenval Hastanesi’nde tedavi altına alındığı bilgisi verildi.
Nice’in bağlı olduğu Alpes-Maritimes Bölgesi Başkanı ve Milletvekili Eric Ciotti, saldırıda kullanılan kamyonun kiralık olduğunu açıkladı.
2 KİLOMETRE BOYUNCA İNSANLARI EZDİ
AFP’nin haberine göre; Savcı Jean-Michel Pretre, kamyonun kalabalığa dalıp 2 kilometre boyunca ilerlediğini açıkladı. Olay anına ilişkin yayınlanan ilk görüntülerde kamyonun 30-40 kilometre hızla seyrettiği görülüyor.
Ajanslar, sokak boyunca cesetlerin görüldüğü fotoğraflar geçti.
Fransa Cumhurbaşkanı Hollande, saldırının “terör tabiatlı” olduğunu söyleyerek, ülkedeki olağanüstü hâl durumunu 3 ay daha uzattı.
ÖLENLER ARASINDA ÇOCUKLAR DA VAR
Fransa, geçen Kasım ayında 130 kişinin öldüğü, çok sayıda insanın yaralandığı Paris saldırılarının ardından alarm durumuna geçmişti.
Ülkede olağanüstü hâl durumunun 26 Temmuz’da sona ermesi bekleniyordu.
Saldırıda hayatını kaybedenler arasında çocukların da bulunduğunu belirten Hollande, “Fransa İslamcı terörün tehdidi altında” dedi.
Hollande, 10 bin takviye askerin katıldığı güvenlik operasyonlarının süreceğin, ülkenin sınırlarına da takviye birlik gönderileceğini, Fransa’nın Suriye ve Irak’taki operasyonlarını da artıracağını açıkladı.
SORUŞTURMAYI TERÖR SAVCILARI YÜRÜTÜYOR
Henüz saldırıyı üstlenen bir örgüt olmadı. Ancak soruşturmanın anti-terör savcıları tarafından yürütüleceği açıklandı.
İçişleri Bakanlığı Sözcüsü Pierre-Henry Brandet, rehine krizinin yaşandığı yönündeki ilk haberleri yalanlarken, kamyonun etkisiz hale getirildiğini söyledi.
Sözcü Brandet, yetkililerin saldırganın tek başına hareket edip etmediğini araştırdığını duyurdu.
Gelişmeleri takip etmek üzere bu sabah Nice’e geçen İçişleri Bakanı Bernard Cazeneuve, “Fransa ne pahasına olsun bizi burmak isteyen teröristlerle savaşta” ifadesini kullandı.
Alpes Maritime Bölge Valisi Adolphe Colrat, kamyonda ikinci bir saldırganın olma ihtimalinin de bulunduğu ve soruşturmanın sürdürüldüğünü kaydetti.
Fransa’da bugün bayraklar yarıya indirilecek. Nice’de düzenlene Caz Festivali de iptal edildi.
IŞİD MİLİTANLARI YERALTINA İNİYOR
Bradford Üniversitesi’nden Dr. Afshin Shahi, böyle bir olayın ardından IŞİD’in saldırıyı hemen üstlenmemesinin alışılageldik bir durum olmadığını söyledi. Shahi, “IŞİD’in büyük baskı altında olduğunu biliyoruz, çok toprak kaybettiklerini biliyoruz ve sonuç olarak yeraltına iniyorlar. Yeraltına inerken de daha tehlikeli olabileceklerini gösterdiler” dedi.
BBC’nin haberine göre; Royal United Services Institute’den terörle mücadele uzmanı Margaret Gilmore, saldırının IŞİD’in tüm özelliklerini taşıdığını söyledi. Gilmore, “IŞİD ideolojisini paylaşan bir kişinin de bu eylemi gerçekleştirebileceğinin mümkün olduğunu” belirtti.
TÜRKİYE’DEKİ KUTLAMALARI İPTAL ETMİŞLERDİ
Fransa, 13 Temmuz ve 14 Temmuz’da Türkiye’deki misyonlarınca düzenlenecek Fransa Milli Günü kutlamalarını güvenlik endişesiyle iptal etmişti. Ardından Fransa’nın Ankara Büyükelçiliği ile İstanbul Başkonsolosluğu’nun ikinci bir emre kadar kapalı olacağı açıklanmıştı.
FRANSA DAHA ÖNCE IŞİD SALDIRISINA HEDEF OLMUŞ
Fransa’nın başkenti Paris, 13 Kasım 2015’te benzer bir saldırıya hedef olmuştu. Bataclan Konser Salonu ve Stad de France yakınları dahil farklı noktalara düzenlenen eş zamanlı saldırılarda 130 kişi hayatını kaybetmişti. Saldırıyı terör örgütü IŞİD üstlenmişti. Aynı yılın 7 Ocak günü de Fransız hiciv dergisi Charlie Hebdo’nun Paris’teki ofisine saldırı düzenlenmişti. Olayda derginin çok sayıda çalışanının da aralarında bulunduğu 11 kişi hayatını kaybetmişti. Saldırganlar kendilerini El Kaide’nin Yemen koluna ait olarak tanımlamıştı.
İki gün sonra 9 Ocak’ta bir koşer markete saldırı düzenlendi. Rehine krizinin yaşandığı olayda markete eş zamanlı operasyon düzenlenmiş, Amedy Coulibaly adlı saldırgan öldürülürken, operasyon sırasında 4 rehine hayatını kaybetmişti. (Kaynak:sözcü.com.tr)
Fransa, güneydeki Nice kentinde düzenlenen 14 Temmuz Fransa Ulusal Günü kutlamalarına yönelik terör saldırısıyla sarsıldı. Meşhur Promenade des Anglais Caddesi'nde kutlamalar sürerken, yerel saatle 23.00 sularında bir kamyon kalabalığın arasına daldı. Kamyonun sürücüsünün daha sonra aracından inerek elinde silahla rastgele ateş açtığı öne sürüldü. Bu iddia henüz doğrulanmış değil.
Dehşet anları esnasında, kalabalığın arasında bulunan çok sayıda insanın canını kurtarmak için denize atladığı belirtildi.
Sürücü vurularak öldürülürken, aracın içinde çok sayıda silah ve bomba bulunduğu öne sürülmüştü. Ancak bu iddianın da doğru olmadığı öğrenildi.
Olay kentte büyük paniğe neden oldu. Polis anons yaparak kent sakinlerine gerekmedikçe evlerinden çıkmama uyarısında bulundu.
KAMYONDA TUNUS ASILLI BİR FRANSIZ VATANDAŞINA AİT KİMLİK ÇIKTI
Yerel Nice Matin gazetesi ise polisin etkisiz hale getirdiği saldırganın 31 yaşında ve Tunus kökenli olduğunu yazdı. Gazete, saldırganın Nice kentinde yaşadığını belirtti.
AFP haber ajansı, ölü sayısının 84’e yükseldiğini duyurdu. Korkunç olayda 18’inin durumu kritik 50 kişinin yalandığını bildirildi. Ölü sayısının artmasından endişe duyuluyor.
Son gelen haberlerde, 54 çocuğun Lenval Hastanesi’nde tedavi altına alındığı bilgisi verildi.
Nice’in bağlı olduğu Alpes-Maritimes Bölgesi Başkanı ve Milletvekili Eric Ciotti, saldırıda kullanılan kamyonun kiralık olduğunu açıkladı.
2 KİLOMETRE BOYUNCA İNSANLARI EZDİ
AFP’nin haberine göre; Savcı Jean-Michel Pretre, kamyonun kalabalığa dalıp 2 kilometre boyunca ilerlediğini açıkladı. Olay anına ilişkin yayınlanan ilk görüntülerde kamyonun 30-40 kilometre hızla seyrettiği görülüyor.
Ajanslar, sokak boyunca cesetlerin görüldüğü fotoğraflar geçti.
Fransa Cumhurbaşkanı Hollande, saldırının “terör tabiatlı” olduğunu söyleyerek, ülkedeki olağanüstü hâl durumunu 3 ay daha uzattı.
ÖLENLER ARASINDA ÇOCUKLAR DA VAR
Fransa, geçen Kasım ayında 130 kişinin öldüğü, çok sayıda insanın yaralandığı Paris saldırılarının ardından alarm durumuna geçmişti.
Ülkede olağanüstü hâl durumunun 26 Temmuz’da sona ermesi bekleniyordu.
Saldırıda hayatını kaybedenler arasında çocukların da bulunduğunu belirten Hollande, “Fransa İslamcı terörün tehdidi altında” dedi.
Hollande, 10 bin takviye askerin katıldığı güvenlik operasyonlarının süreceğin, ülkenin sınırlarına da takviye birlik gönderileceğini, Fransa’nın Suriye ve Irak’taki operasyonlarını da artıracağını açıkladı.
SORUŞTURMAYI TERÖR SAVCILARI YÜRÜTÜYOR
Henüz saldırıyı üstlenen bir örgüt olmadı. Ancak soruşturmanın anti-terör savcıları tarafından yürütüleceği açıklandı.
İçişleri Bakanlığı Sözcüsü Pierre-Henry Brandet, rehine krizinin yaşandığı yönündeki ilk haberleri yalanlarken, kamyonun etkisiz hale getirildiğini söyledi.
Sözcü Brandet, yetkililerin saldırganın tek başına hareket edip etmediğini araştırdığını duyurdu.
Gelişmeleri takip etmek üzere bu sabah Nice’e geçen İçişleri Bakanı Bernard Cazeneuve, “Fransa ne pahasına olsun bizi burmak isteyen teröristlerle savaşta” ifadesini kullandı.
Alpes Maritime Bölge Valisi Adolphe Colrat, kamyonda ikinci bir saldırganın olma ihtimalinin de bulunduğu ve soruşturmanın sürdürüldüğünü kaydetti.
Fransa’da bugün bayraklar yarıya indirilecek. Nice’de düzenlene Caz Festivali de iptal edildi.
IŞİD MİLİTANLARI YERALTINA İNİYOR
Bradford Üniversitesi’nden Dr. Afshin Shahi, böyle bir olayın ardından IŞİD’in saldırıyı hemen üstlenmemesinin alışılageldik bir durum olmadığını söyledi. Shahi, “IŞİD’in büyük baskı altında olduğunu biliyoruz, çok toprak kaybettiklerini biliyoruz ve sonuç olarak yeraltına iniyorlar. Yeraltına inerken de daha tehlikeli olabileceklerini gösterdiler” dedi.
BBC’nin haberine göre; Royal United Services Institute’den terörle mücadele uzmanı Margaret Gilmore, saldırının IŞİD’in tüm özelliklerini taşıdığını söyledi. Gilmore, “IŞİD ideolojisini paylaşan bir kişinin de bu eylemi gerçekleştirebileceğinin mümkün olduğunu” belirtti.
TÜRKİYE’DEKİ KUTLAMALARI İPTAL ETMİŞLERDİ
Fransa, 13 Temmuz ve 14 Temmuz’da Türkiye’deki misyonlarınca düzenlenecek Fransa Milli Günü kutlamalarını güvenlik endişesiyle iptal etmişti. Ardından Fransa’nın Ankara Büyükelçiliği ile İstanbul Başkonsolosluğu’nun ikinci bir emre kadar kapalı olacağı açıklanmıştı.
FRANSA DAHA ÖNCE IŞİD SALDIRISINA HEDEF OLMUŞ
Fransa’nın başkenti Paris, 13 Kasım 2015’te benzer bir saldırıya hedef olmuştu. Bataclan Konser Salonu ve Stad de France yakınları dahil farklı noktalara düzenlenen eş zamanlı saldırılarda 130 kişi hayatını kaybetmişti. Saldırıyı terör örgütü IŞİD üstlenmişti. Aynı yılın 7 Ocak günü de Fransız hiciv dergisi Charlie Hebdo’nun Paris’teki ofisine saldırı düzenlenmişti. Olayda derginin çok sayıda çalışanının da aralarında bulunduğu 11 kişi hayatını kaybetmişti. Saldırganlar kendilerini El Kaide’nin Yemen koluna ait olarak tanımlamıştı.
İki gün sonra 9 Ocak’ta bir koşer markete saldırı düzenlendi. Rehine krizinin yaşandığı olayda markete eş zamanlı operasyon düzenlenmiş, Amedy Coulibaly adlı saldırgan öldürülürken, operasyon sırasında 4 rehine hayatını kaybetmişti. (Kaynak:sözcü.com.tr)
6 Temmuz 2016 Çarşamba
Bağdat’taki IŞİD saldırısında ölenlerin sayısı 250’ye yükseldi
Irak hükümeti, başkent Bağdat'ta Cumartesi gece yarısı sivillere yönelik düzenlenen intihar saldırısında ölenlerin sayısının 250'ye yükseldiğini duyurdu.
BBC Türkçe’nin aktardığı habere göre bu saldırı, Irak’ın 2003 yılında ABD öncülüğündeki işgalinden bu yana ülkede gerçekleşen en kanlı eylem oldu.
Bağdat’ın alışveriş merkezleri ve restoranların bulunduğu Karada mahallesinde Hadi merkezi yakınlarında bomba yüklü bir kamyonla düzenlenen saldırıyı IŞİD üstlendi.
Ramazan Bayramı öncesi çoğunlukla ailelerin alışveriş için gittiği mahallede ölenler arasında çok sayıda çocuk da var.
Saldırı, sahur öncesi sokakların, meydanların kalabalık olduğu sırada düzenlendi.
Ülkenin en kanlı saldırısından sonra ülkede üç gün ulusal yas ilan edildi.
Irak Sağlık Bakanlığı, yaralıların çoğunun hastanelerden taburcu edildiğini duyurdu. Bakanlık, durumu ağır olanların ise tedavi için ülke dışına nakledildiğini söyledi ancak ayrıntı vermedi.
Irak İçişleri Bakanı Muhammed Gabban da görevinden istifa ettiğini açıkladı. İstifa mektubunu Başbakan Haydar el Abadi’ye sunan Gabban, Abadi kararını verene kadar sorumluluklarını yardımcısına devrettiğini söyledi.
Başbakan Abadi de olay yerini ziyareti sırasında öfkeli kalabalık tarafından protesto edildi.
IRAK’TA 2003 YILINDAN BU YANA DÜZENLENEN EN BÜYÜK SALDIRILAR
3 Temmuz 2016: IŞİD Bağdat’ta sivilleri hedef aldı, 250 kişi öldü
Ağustos 2014: IŞİD Bağdat’ın kuzeybatısındaki Ninova vilayetinde yüzlerce Ezidi erkeği öldürdü
12 Haziran 2014: IŞİD, eski bir ABD üssünde 1700’e yakın askeri personeli öldürdü. Bu eylem, Speicher Kampı katliamı olarak biliniyor
19 Ağustos 2009: Bağdat’ta Yeşil Bölge’de bomba yüklü araçla iki saldırı düzenlendi en az 155 kişi öldü
14 Ağustos 2007: Irak’ın kuzeyinde Ezidileri hedef alan bir dizi bombalı saldırı düzenlendi 500’den fazla kişi öldü
23 Kasım 2006: Bağdat’ın Sadr kentinde altı bomba yüklü araçla düzenlenen saldırılarda 200’den fazla kişi öldü Sözcü
BBC Türkçe’nin aktardığı habere göre bu saldırı, Irak’ın 2003 yılında ABD öncülüğündeki işgalinden bu yana ülkede gerçekleşen en kanlı eylem oldu.
Bağdat’ın alışveriş merkezleri ve restoranların bulunduğu Karada mahallesinde Hadi merkezi yakınlarında bomba yüklü bir kamyonla düzenlenen saldırıyı IŞİD üstlendi.
Ramazan Bayramı öncesi çoğunlukla ailelerin alışveriş için gittiği mahallede ölenler arasında çok sayıda çocuk da var.
Saldırı, sahur öncesi sokakların, meydanların kalabalık olduğu sırada düzenlendi.
Ülkenin en kanlı saldırısından sonra ülkede üç gün ulusal yas ilan edildi.
Irak Sağlık Bakanlığı, yaralıların çoğunun hastanelerden taburcu edildiğini duyurdu. Bakanlık, durumu ağır olanların ise tedavi için ülke dışına nakledildiğini söyledi ancak ayrıntı vermedi.
Irak İçişleri Bakanı Muhammed Gabban da görevinden istifa ettiğini açıkladı. İstifa mektubunu Başbakan Haydar el Abadi’ye sunan Gabban, Abadi kararını verene kadar sorumluluklarını yardımcısına devrettiğini söyledi.
Başbakan Abadi de olay yerini ziyareti sırasında öfkeli kalabalık tarafından protesto edildi.
IRAK’TA 2003 YILINDAN BU YANA DÜZENLENEN EN BÜYÜK SALDIRILAR
3 Temmuz 2016: IŞİD Bağdat’ta sivilleri hedef aldı, 250 kişi öldü
Ağustos 2014: IŞİD Bağdat’ın kuzeybatısındaki Ninova vilayetinde yüzlerce Ezidi erkeği öldürdü
12 Haziran 2014: IŞİD, eski bir ABD üssünde 1700’e yakın askeri personeli öldürdü. Bu eylem, Speicher Kampı katliamı olarak biliniyor
19 Ağustos 2009: Bağdat’ta Yeşil Bölge’de bomba yüklü araçla iki saldırı düzenlendi en az 155 kişi öldü
14 Ağustos 2007: Irak’ın kuzeyinde Ezidileri hedef alan bir dizi bombalı saldırı düzenlendi 500’den fazla kişi öldü
23 Kasım 2006: Bağdat’ın Sadr kentinde altı bomba yüklü araçla düzenlenen saldırılarda 200’den fazla kişi öldü Sözcü
4 Temmuz 2016 Pazartesi
Bağdat’taki IŞİD saldırısında ölü sayısı 200’ü aştı
Irak, Başkent Bağdat'ta dün sabaha karşı IŞİD tarafından gerçekleştirilen korkunç bir saldırıyla sarsılırken, ülkede üç günlük ulusal yas ilan edildi. Fransız haber ajansı AFP'ye bilgi veren kaynaklar, ölü sayısının 200'ü aştığını aktardı.
IŞİD, önceki gün sahur vaktine doğru Karada semtinde bir restoran ve alışveriş merkezinin bulunduğu bölgede bomba yüklü bir aracı patlattı.
Iraklı yetkililer, caddelerin kabalık olduğu bir saatte düzenlenen saldırıda en az 151 kişinin öldüğünü, yaklaşık 200 kişinin ise yaralandığını açıklamıştı.
Bugün gelen haberlerde ölü sayısının 200’ü aştığı bildiriliyor. Fransız haber ajansı AFP’ye bilgi veren Iraklı yetkililer, ölü sayısının 213’e ulaştığını, 200’den fazla kişinin de yaralandığını belirtti.
Bu rakam, resmi makamlarca teyit edilirse, Irak tarihinin en kanlı intihar saldırısı olarak tarihe geçecek.
Dinci canilerin korkunç saldırısına ilişkin dün de çelişkili haberler geldi. Al Jazeera’ye konuşan polis kaynakları ölü sayısının en az 131 olduğunu söyledi. Bazı medya organlarına göre ise bu sayı maalesef 172’ydi…
BAŞBAKAN YILDIRIM’DAN İBADİ’YE TAZİYE TELEFONU
Dün bombalı saldırıyla sarsılan Karada’yı ziyaret eden Irak Başbakanı Haydar el İbadi, öfkeli bir kalabalığın tepkisiyle karşılaştı. Göstericiler İbadi’nin konvoyunu taş yağmuruna tutarken, “Hırsız” sloganları attı.
Başbakan Binali Yıldırım’ın taziye telefonu açtığı Iraklı mevkidaşı İbadi, daha sonra yaptığı açıklamada, üç günlük ulusal yas ilan etti ve öfkeli kalabalığın tepkisini anlayışla karşıladığını ifade etti.
Başbakan Yıldırım görüşmede, “Bağdat’ta yaralananlar için hert ürlü desteği vermeye hazırız. Irak’ın toprak bütünlğünün Türkiye için çok önemli. DAEŞ ortak bela” dedi. İbadi’nin de Başbakan Yıldırım’a teşekkürlerini ilettiği belirtildi.
CESETLERİN ÇIKARILMASI İÇİN BİRKAÇ GÜNE İHTİYAÇ VAR
Patlayıcı yüklü soğutma kamyonun El Hadi merkezi yakınlarında infilak ettirilmesiyle gerçekleştiği belirtilen patlamanın, bu yıl Irak’ta düzenlenen en kanlı saldırı olduğu bildiriliyor.
AFP haber ajansına konuşan bir sivil savunma birliği üyesi, “Cesetlerin çıkarılması için birkaç güne ihtiyacımız var. Çok zor bir görev. Ölenlerin listesinde aileler olduğunu gördüm, babalar, oğullar, anneler, kızlar, tüm aileler patlamayla yok olmuş” dedi.
Beyaz Saray’dan saldırıyla ilgili yapılan açıklamada “IŞİD’in yok edilmesi için ortak çabalarımız doğrultusunda Irak halkı ve hükümetiyle birliğimizi koruyoruz” dendi. Sözcü
IŞİD, önceki gün sahur vaktine doğru Karada semtinde bir restoran ve alışveriş merkezinin bulunduğu bölgede bomba yüklü bir aracı patlattı.
Iraklı yetkililer, caddelerin kabalık olduğu bir saatte düzenlenen saldırıda en az 151 kişinin öldüğünü, yaklaşık 200 kişinin ise yaralandığını açıklamıştı.
Bugün gelen haberlerde ölü sayısının 200’ü aştığı bildiriliyor. Fransız haber ajansı AFP’ye bilgi veren Iraklı yetkililer, ölü sayısının 213’e ulaştığını, 200’den fazla kişinin de yaralandığını belirtti.
Bu rakam, resmi makamlarca teyit edilirse, Irak tarihinin en kanlı intihar saldırısı olarak tarihe geçecek.
Dinci canilerin korkunç saldırısına ilişkin dün de çelişkili haberler geldi. Al Jazeera’ye konuşan polis kaynakları ölü sayısının en az 131 olduğunu söyledi. Bazı medya organlarına göre ise bu sayı maalesef 172’ydi…
BAŞBAKAN YILDIRIM’DAN İBADİ’YE TAZİYE TELEFONU
Dün bombalı saldırıyla sarsılan Karada’yı ziyaret eden Irak Başbakanı Haydar el İbadi, öfkeli bir kalabalığın tepkisiyle karşılaştı. Göstericiler İbadi’nin konvoyunu taş yağmuruna tutarken, “Hırsız” sloganları attı.
Başbakan Binali Yıldırım’ın taziye telefonu açtığı Iraklı mevkidaşı İbadi, daha sonra yaptığı açıklamada, üç günlük ulusal yas ilan etti ve öfkeli kalabalığın tepkisini anlayışla karşıladığını ifade etti.
Başbakan Yıldırım görüşmede, “Bağdat’ta yaralananlar için hert ürlü desteği vermeye hazırız. Irak’ın toprak bütünlğünün Türkiye için çok önemli. DAEŞ ortak bela” dedi. İbadi’nin de Başbakan Yıldırım’a teşekkürlerini ilettiği belirtildi.
CESETLERİN ÇIKARILMASI İÇİN BİRKAÇ GÜNE İHTİYAÇ VAR
Patlayıcı yüklü soğutma kamyonun El Hadi merkezi yakınlarında infilak ettirilmesiyle gerçekleştiği belirtilen patlamanın, bu yıl Irak’ta düzenlenen en kanlı saldırı olduğu bildiriliyor.
AFP haber ajansına konuşan bir sivil savunma birliği üyesi, “Cesetlerin çıkarılması için birkaç güne ihtiyacımız var. Çok zor bir görev. Ölenlerin listesinde aileler olduğunu gördüm, babalar, oğullar, anneler, kızlar, tüm aileler patlamayla yok olmuş” dedi.
Beyaz Saray’dan saldırıyla ilgili yapılan açıklamada “IŞİD’in yok edilmesi için ortak çabalarımız doğrultusunda Irak halkı ve hükümetiyle birliğimizi koruyoruz” dendi. Sözcü
7 Mayıs 2016 Cumartesi
Kilis’e 2 roket daha atıldı
Kilis'e Suriye tarafından saat 13.20 sıralarında 2 roket mermisi atıldı.
Suriye’nin IŞİD denetimindeki Bab Bölgesi’nden Ocak ayından bu yana atılan ve 21 kişinin yaşamını yitirmesine neden olan roketlerin hedefindeki Kilis’e, saat 13.20 sıralarında yine 2 katyuşa roketi atıldı. Necmettin Erbakan Mahallesi’nde boş araziye düşen roketlerin patlama sesi kentte paniğe yol açtı.
Patlama sesi ardından bölgeye giden ekiplerin yaptığı incelemede, roketlerin boş araziye düştüğü saptandı. Kimsenin yaralanmadığı olayın ardından sınırda konuşlu topçu birlikleri; Fırtına obüsleri, çok namlulu roketatar bataryası ile Sakarya adlı roketatarlar ile saldırının yapıldığı IŞİD denetimindeki bölgeyi angajman kuralları kapsamında ateş altına aldı
“KİLİS’TE TC VATANDAŞI KALMAYACAK”
Aylardır roket saldırısı altında bulunan ve 21 kişinin öldüğü Kilis’te hayat durdu, herkes kentten kaçıyor. CHP milletvekili Birol Ertem de ”Yakında sadece Suriyeliler kalacak, TC vatandaşları hergün şehri terkediyor, ölü sayısı gizleniyor. Gezici roket rampalarını, sabit hedefe atış yapabilen obüs toplarıyla vurmaya çalışıyoruz, nerede Türk Hava Kuvvetlerinin uçakları” dedi.
Bugüne kadar yaşanan saldırılarda 21 kişinin öldüğü, onlarca insanın yaralandığı ilçedeki hukukçular, sanayiciler ve esnaflar da bildiri yayınlayıp, kent için acil çağrıda bulunmuştu. CHP’li Birol Erdem de yaptığı açıklamada şunları söyledi:
“Kilis ilimizde yaşayan insanlarımızın artık içinde bulundukları şartlara tahammül edecekleri bir durum kalmamıştır. Esnaf kepenk kapattı, hükûmetin ilgisizliğini protesto etmektedir. Gerçekleri gizleyerek ve ölü sayılarını olduğundan az göstererek Kilis'teki duruma çözüm bulunamaz. Yakında Kilis'te, Türk insanı da kalmayacak, halk Kilis'i terk etmektedir. Türkiye Cumhuriyeti olarak yılbaşından beri sürekli roket saldırıları altında olan Kilis şehrimizi koruyacak gücümüz yok mudur? Gezici roket atıcıları, sabit hedefe atış yapabilen obüs toplarıyla vurmak ne derece akılcıdır. Türk Hava Kuvvetlerimizin uçakları neden kullanılmıyor? NATO’nun 2'nci büyük silahlı kuvvetleri olan Türk Silahlı Kuvvetlerini ülkeyi koruyamaz pozisyona düşürüldü” Sözcü
Suriye’nin IŞİD denetimindeki Bab Bölgesi’nden Ocak ayından bu yana atılan ve 21 kişinin yaşamını yitirmesine neden olan roketlerin hedefindeki Kilis’e, saat 13.20 sıralarında yine 2 katyuşa roketi atıldı. Necmettin Erbakan Mahallesi’nde boş araziye düşen roketlerin patlama sesi kentte paniğe yol açtı.
Patlama sesi ardından bölgeye giden ekiplerin yaptığı incelemede, roketlerin boş araziye düştüğü saptandı. Kimsenin yaralanmadığı olayın ardından sınırda konuşlu topçu birlikleri; Fırtına obüsleri, çok namlulu roketatar bataryası ile Sakarya adlı roketatarlar ile saldırının yapıldığı IŞİD denetimindeki bölgeyi angajman kuralları kapsamında ateş altına aldı
“KİLİS’TE TC VATANDAŞI KALMAYACAK”
Aylardır roket saldırısı altında bulunan ve 21 kişinin öldüğü Kilis’te hayat durdu, herkes kentten kaçıyor. CHP milletvekili Birol Ertem de ”Yakında sadece Suriyeliler kalacak, TC vatandaşları hergün şehri terkediyor, ölü sayısı gizleniyor. Gezici roket rampalarını, sabit hedefe atış yapabilen obüs toplarıyla vurmaya çalışıyoruz, nerede Türk Hava Kuvvetlerinin uçakları” dedi.
Bugüne kadar yaşanan saldırılarda 21 kişinin öldüğü, onlarca insanın yaralandığı ilçedeki hukukçular, sanayiciler ve esnaflar da bildiri yayınlayıp, kent için acil çağrıda bulunmuştu. CHP’li Birol Erdem de yaptığı açıklamada şunları söyledi:
“Kilis ilimizde yaşayan insanlarımızın artık içinde bulundukları şartlara tahammül edecekleri bir durum kalmamıştır. Esnaf kepenk kapattı, hükûmetin ilgisizliğini protesto etmektedir. Gerçekleri gizleyerek ve ölü sayılarını olduğundan az göstererek Kilis'teki duruma çözüm bulunamaz. Yakında Kilis'te, Türk insanı da kalmayacak, halk Kilis'i terk etmektedir. Türkiye Cumhuriyeti olarak yılbaşından beri sürekli roket saldırıları altında olan Kilis şehrimizi koruyacak gücümüz yok mudur? Gezici roket atıcıları, sabit hedefe atış yapabilen obüs toplarıyla vurmak ne derece akılcıdır. Türk Hava Kuvvetlerimizin uçakları neden kullanılmıyor? NATO’nun 2'nci büyük silahlı kuvvetleri olan Türk Silahlı Kuvvetlerini ülkeyi koruyamaz pozisyona düşürüldü” Sözcü
6 Mayıs 2016 Cuma
Davutoğlu’nun ‘başarı’ karnesi
İşte Davutoğlu'nun 617 günlük Başbakanlık 'başarı' karnesi...
Türkiye’nin 26. Başbakanı Ahmet Davutoğlu görevini bu ay yapılacak AKP kongresinin ardından bırakacağını açıkladı. Veda konuşmasında bir buçuk yıllık Başbakanlık sürecini değerlendiren Davutoğlu “geçmiş tecrübeleri bilenler bugün bu noktada elde ettiğimiz başarıyı da herhalde görürler” diyerek kendisini ‘başarılı’ bulduğunu açıkladı. Başbakan’ın bu açıklamasının ardından gözler Davutoğlu’nun göreve geldiği 28 Ağustos 2014’ten bu yana yaşananlara çevrildi. Arşivlere göre; Davutoğlu döneminde aralarında “Cumhuriyet tarihinin en kanlı terör saldırısı” olmak üzere birçok olay meydana geldi. Terör saldırılarında 466’sı güvenlik gücü, 253’ü sivil olmak üzere 719 kişi şehit oldu. Yine Davutoğlu döneminde ilk kez Türkiye Cumhuriyeti, “yurtdışındaki bir toprağını terk etmek zorunda” kaldı.
İşte 1 yıl 252 gündür görevde olan Davutoğlu’nun ‘başarı’ karnesi;
GÜVENLİK GÜÇLERİ: 466 ŞEHİT!
Davutoğlu’nun Başbakanlık koltuğuna oturmasının 6’ncı ayında hortlayan terör; asker,polis, korucu, memur, sivil yüzlerce insanın canına mal oldu. 7 Haziran 2015’ten beri yurt genelinde 283’ü asker, 174’ü polis, 9’u köy korucusu olmak üzere 466 güvenlik görevlisi şehit oldu.
SİVİL KAYIPLAR: 253 ŞEHİT, 2.500’E YAKIN YARALI!
DİYARBAKIR SALDIRISI: 5 Haziran 2015 günü Diyarbakır’daki HDP mitingine yapılan saldırıda 4 kişi öldü 402 kişi de yaralandı.
SURUÇ SALDIRISI: 34 ÖLÜ – 20 Temmuz 2015’te saat 12:00 civarında Şanlıurfa ilinin Suruç ilçesinde düzenlenen bombalı intihar saldırısında 34 kişi öldü, 100’den fazla kişi de yaralandı.
ANKARA EKİM SALDIRI: 109 ÖLÜ – 10 Ekim 2015’te saat 10:04 civarında Ankara ilinin Altındağ ilçesinin Ulus semtindeki Ankara Garı kavşağında düzenlenen ve kayıtlara Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en ölümcül bombalı saldırısı olarak geçen saldırıda ise 109 kişi yaşamını yitirdi 500’den fazla kişi de yaralandı.
İSTANBUL SULTAHAHMET SALDIRISI:13 ÖLÜ 12 Ocak 2016’da günü Sultanahmet’teki canlı bomba saldırısında tamamı turist 13 kişi hayatını kaybetti.
ANKARA ŞUBAT SALDIRISI:29 ÖLÜ 17 Şubat 2016’da Ankara’nın Çankaya ilçesinde, Genelkurmay Başkanlığının, asker lojmanlarının ve Kara Kuvvetleri Komutanlığının bulunduğu bölgede Türk Silahlı Kuvvetlerine ait askeri servis aracının geçişi sırasında meydana gelen saldırıda 29 kişi öldü.
ANKARA MART SALDIRISI:38 ÖLÜ 13 Mart 2016’da saat 18:45’te Güvenpark, Kızılay, Ankara’da otobüs duraklarına yakın bir mesafede gerçekleşen bombalı saldırıda 38 kişi hayatını kaybetti. 125 kişi de yaralandı.
İSTANBUL TAKSİM SALDIRISI:5 ÖLÜ 19 Mart 2016’da saat 10:55’te Beyoğlu İstiklal Caddesi’nde bir canlı bombanın üzerindeki patlayıcıyı patlaması sonucu meydana gelen bombalı intihar saldırısında 3’ü Amerikan-İsrail vatandaşı, 1’i İran vatandaşı ve 1’i saldırgan olmak üzere 5 kişi hayatını kaybetti, 36 kişi yaralandı.
BURSA SALDIRISI:16 YARALI 27 Nisan’da Bursa’daki canlı bomba saldırısında ise canlı bomba ölürken 16 vatandaş da yaralandı.
IŞİD FÜZELERİ: IŞİD terör örgütünün Kilis’e attığı füzeler sonucu ise şu ana kadar 20 kişi yaşamını yitirdi.
FAİLİ MEÇHUL CİNAYETLER: Yine son bir buçuk yılda Güneydoğu başta olmak üzere yurt genelindeki faili ve sebebi meçhul cinayetlerde 10’dan fazla vatandaş yaşamını yitirdi.
SÜLEYMAN ŞAH TÜRBESİ TAŞINDI
Türkiye’nin yurtdışındaki tek toprağı olan Suriye’deki Süleyman Şah Türbesi, IŞİD terörü gerekçesiyle 22 Şubat 2015 günü düzenlenen gece yarısı operasyonu ile Türkiye’ye taşındı.
RUSYA İLE KRİZ!
Yine Davutoğlu’nun Başkabakanlık koltuğunda oturduğu 24 Kasım 2015 günü sınırımızı ihlal eden bir Rus savaş uçağı, Türk jetleri tarafından düşürüldü. Bu olayın ardından Türkiye ile Rusya ilişkileri hemen her alanda gerildi.
MÜLTECİ KRİZİ
Son 5 yıldır Türkiye’nin başını ağrıtan Suriyeli mülteciler konusundaki kriz, Davutoğlu’nun son döneminde yeni bir boyut kazandı. AB ile yapılan anlaşma çerçevesinde Türkiye adeta bir “mülteci üssü” haline getirildi.
(Kaynak:sözcü.com.tr)
Türkiye’nin 26. Başbakanı Ahmet Davutoğlu görevini bu ay yapılacak AKP kongresinin ardından bırakacağını açıkladı. Veda konuşmasında bir buçuk yıllık Başbakanlık sürecini değerlendiren Davutoğlu “geçmiş tecrübeleri bilenler bugün bu noktada elde ettiğimiz başarıyı da herhalde görürler” diyerek kendisini ‘başarılı’ bulduğunu açıkladı. Başbakan’ın bu açıklamasının ardından gözler Davutoğlu’nun göreve geldiği 28 Ağustos 2014’ten bu yana yaşananlara çevrildi. Arşivlere göre; Davutoğlu döneminde aralarında “Cumhuriyet tarihinin en kanlı terör saldırısı” olmak üzere birçok olay meydana geldi. Terör saldırılarında 466’sı güvenlik gücü, 253’ü sivil olmak üzere 719 kişi şehit oldu. Yine Davutoğlu döneminde ilk kez Türkiye Cumhuriyeti, “yurtdışındaki bir toprağını terk etmek zorunda” kaldı.
İşte 1 yıl 252 gündür görevde olan Davutoğlu’nun ‘başarı’ karnesi;
GÜVENLİK GÜÇLERİ: 466 ŞEHİT!
Davutoğlu’nun Başbakanlık koltuğuna oturmasının 6’ncı ayında hortlayan terör; asker,polis, korucu, memur, sivil yüzlerce insanın canına mal oldu. 7 Haziran 2015’ten beri yurt genelinde 283’ü asker, 174’ü polis, 9’u köy korucusu olmak üzere 466 güvenlik görevlisi şehit oldu.
SİVİL KAYIPLAR: 253 ŞEHİT, 2.500’E YAKIN YARALI!
DİYARBAKIR SALDIRISI: 5 Haziran 2015 günü Diyarbakır’daki HDP mitingine yapılan saldırıda 4 kişi öldü 402 kişi de yaralandı.
SURUÇ SALDIRISI: 34 ÖLÜ – 20 Temmuz 2015’te saat 12:00 civarında Şanlıurfa ilinin Suruç ilçesinde düzenlenen bombalı intihar saldırısında 34 kişi öldü, 100’den fazla kişi de yaralandı.
ANKARA EKİM SALDIRI: 109 ÖLÜ – 10 Ekim 2015’te saat 10:04 civarında Ankara ilinin Altındağ ilçesinin Ulus semtindeki Ankara Garı kavşağında düzenlenen ve kayıtlara Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en ölümcül bombalı saldırısı olarak geçen saldırıda ise 109 kişi yaşamını yitirdi 500’den fazla kişi de yaralandı.
İSTANBUL SULTAHAHMET SALDIRISI:13 ÖLÜ 12 Ocak 2016’da günü Sultanahmet’teki canlı bomba saldırısında tamamı turist 13 kişi hayatını kaybetti.
ANKARA ŞUBAT SALDIRISI:29 ÖLÜ 17 Şubat 2016’da Ankara’nın Çankaya ilçesinde, Genelkurmay Başkanlığının, asker lojmanlarının ve Kara Kuvvetleri Komutanlığının bulunduğu bölgede Türk Silahlı Kuvvetlerine ait askeri servis aracının geçişi sırasında meydana gelen saldırıda 29 kişi öldü.
ANKARA MART SALDIRISI:38 ÖLÜ 13 Mart 2016’da saat 18:45’te Güvenpark, Kızılay, Ankara’da otobüs duraklarına yakın bir mesafede gerçekleşen bombalı saldırıda 38 kişi hayatını kaybetti. 125 kişi de yaralandı.
İSTANBUL TAKSİM SALDIRISI:5 ÖLÜ 19 Mart 2016’da saat 10:55’te Beyoğlu İstiklal Caddesi’nde bir canlı bombanın üzerindeki patlayıcıyı patlaması sonucu meydana gelen bombalı intihar saldırısında 3’ü Amerikan-İsrail vatandaşı, 1’i İran vatandaşı ve 1’i saldırgan olmak üzere 5 kişi hayatını kaybetti, 36 kişi yaralandı.
BURSA SALDIRISI:16 YARALI 27 Nisan’da Bursa’daki canlı bomba saldırısında ise canlı bomba ölürken 16 vatandaş da yaralandı.
IŞİD FÜZELERİ: IŞİD terör örgütünün Kilis’e attığı füzeler sonucu ise şu ana kadar 20 kişi yaşamını yitirdi.
FAİLİ MEÇHUL CİNAYETLER: Yine son bir buçuk yılda Güneydoğu başta olmak üzere yurt genelindeki faili ve sebebi meçhul cinayetlerde 10’dan fazla vatandaş yaşamını yitirdi.
SÜLEYMAN ŞAH TÜRBESİ TAŞINDI
Türkiye’nin yurtdışındaki tek toprağı olan Suriye’deki Süleyman Şah Türbesi, IŞİD terörü gerekçesiyle 22 Şubat 2015 günü düzenlenen gece yarısı operasyonu ile Türkiye’ye taşındı.
RUSYA İLE KRİZ!
Yine Davutoğlu’nun Başkabakanlık koltuğunda oturduğu 24 Kasım 2015 günü sınırımızı ihlal eden bir Rus savaş uçağı, Türk jetleri tarafından düşürüldü. Bu olayın ardından Türkiye ile Rusya ilişkileri hemen her alanda gerildi.
MÜLTECİ KRİZİ
Son 5 yıldır Türkiye’nin başını ağrıtan Suriyeli mülteciler konusundaki kriz, Davutoğlu’nun son döneminde yeni bir boyut kazandı. AB ile yapılan anlaşma çerçevesinde Türkiye adeta bir “mülteci üssü” haline getirildi.
(Kaynak:sözcü.com.tr)
3 Mayıs 2016 Salı
IŞİD, Türkiye'deki 4 hedefini açıkladı
IŞİD, kontrol ettiği camilerde “Gaziantep, Nizip, Karkamış ve Kilis en büyük hedeflerimiz” diye hutbe verdi.
Kilis'e yönelik roket saldırılarını yoğunlaştıran IŞİD yeni bir dizi eylem hazırlığı başlattı. Roketlerle halkta korku ve panik oluşturmaya çalışan IŞİD geçtiğimiz Cuma günü okuttuğu hutbelerde Türkiye'yi açıkça hedef aldı.
TALİMAT BEKLİYORLAR
Suriye'deki savaşı Türkiye'ye doğru genişletmek için hamleler başlatan IŞİD'in canlı bomba saldırılarıyla birlikte adam kaçırma, sabotaj, dernek ve kültür merkezlerine saldırılar gibi eylemler de planladıkları rapor ediliyor.Güvenlik birimlerine göre, Türkiye'den “hicret” adı altında Suriye'nin IŞİD kontrolü altındaki bölgelerine giden çok sayıda Türk vatandaşı bulunuyor. Bu kişilere, tıpkı PKK'nın Suriye'deki Türkiye vatandaşı militanlarına yönelik kurduğu askeri eğitim kamplarına benzer kamplarda askeri eğitim verildi. Bomba uzmanı, sabotajcı ve suikastçı olarak yetiştirilen bazı isimlerin ise terör örgütü yönetimi tarafından Türkiye'ye gönderildiği ve eylem talimatı bekledikleri düşünülüyor. Alınan çok sayıda istihbarat ise operasyona dönüştürüldü ve birçok eylem amacına ulaşmadan bertaraf edildi.
HER TÜRLÜ CEBİR VE ŞİDDET YÖNTEMİ
Emniyet Genel Müdürlüğü'nün IŞİD raporuna göre, terör örgütü kendilerinden olmayan Müslüman grupları dahi kolaylıkla Tekfir (Kafir) ilan edebiliyor, Türkiye gibi özellikle demokratik yönetim tarzına sahip devletlerin Dar-ül Harp (Küfür Devleti) olduğunu bu nedenle oy kullanılamayacağı ve resmi görevlilere tabii olunamayacağını, imamların arkasında namaz kılınamayacağını, kendi yapılarının ve üyelerinin mutlak ve doğru yolda hareket ettiklerini, diğer Müslümanların ise yanlış yolda olduklarını iddia ediyor. Örgüt amaçlarına ulaşmak için ciddi bir örgütlenme içerisinde her türlü cebir şiddet yöntemlerine başvuruyor ve kamuoyuna “Halifeliğin ilanıyla tüm Müslümanların üzerine Halifeye biat etmek ve kendisini desteklemek vacip olmuştur" propagandası yapıyor.
ÖRGÜT İMAMLARI: HEDEFİMİZ ANTEP
Geçen haftaki Cuma namazında IŞİD imamlarının Suriye'nin IŞİD kontrolündeki bölgeleri olan Bab, Mumbuç, Cerablus bölgelerinde okudukları hutbelerde, Gaziantep, Nizip, Karkamış ve Kilis'in bundan sonra IŞİD'in en büyük hedefleri arasında olduğu duyuruldu. IŞİD imamları hutbede bu merkezlerde halkın çok yakında mülteci konumuna düşeceğini, bu durumun IŞİD ile Türkiye savaşının yeni bir boyutu olduğunu da öne sürdü. Kilis'e yönelik roket saldırısının artması ve Gaziantep'teki bombalı araçla yapılan intihar saldırısı IŞİD'in harekete geçirildiğinin işareti olarak kabul ediliyor. (Yeni Şafak)
Kilis'e yönelik roket saldırılarını yoğunlaştıran IŞİD yeni bir dizi eylem hazırlığı başlattı. Roketlerle halkta korku ve panik oluşturmaya çalışan IŞİD geçtiğimiz Cuma günü okuttuğu hutbelerde Türkiye'yi açıkça hedef aldı.
TALİMAT BEKLİYORLAR
Suriye'deki savaşı Türkiye'ye doğru genişletmek için hamleler başlatan IŞİD'in canlı bomba saldırılarıyla birlikte adam kaçırma, sabotaj, dernek ve kültür merkezlerine saldırılar gibi eylemler de planladıkları rapor ediliyor.Güvenlik birimlerine göre, Türkiye'den “hicret” adı altında Suriye'nin IŞİD kontrolü altındaki bölgelerine giden çok sayıda Türk vatandaşı bulunuyor. Bu kişilere, tıpkı PKK'nın Suriye'deki Türkiye vatandaşı militanlarına yönelik kurduğu askeri eğitim kamplarına benzer kamplarda askeri eğitim verildi. Bomba uzmanı, sabotajcı ve suikastçı olarak yetiştirilen bazı isimlerin ise terör örgütü yönetimi tarafından Türkiye'ye gönderildiği ve eylem talimatı bekledikleri düşünülüyor. Alınan çok sayıda istihbarat ise operasyona dönüştürüldü ve birçok eylem amacına ulaşmadan bertaraf edildi.
HER TÜRLÜ CEBİR VE ŞİDDET YÖNTEMİ
Emniyet Genel Müdürlüğü'nün IŞİD raporuna göre, terör örgütü kendilerinden olmayan Müslüman grupları dahi kolaylıkla Tekfir (Kafir) ilan edebiliyor, Türkiye gibi özellikle demokratik yönetim tarzına sahip devletlerin Dar-ül Harp (Küfür Devleti) olduğunu bu nedenle oy kullanılamayacağı ve resmi görevlilere tabii olunamayacağını, imamların arkasında namaz kılınamayacağını, kendi yapılarının ve üyelerinin mutlak ve doğru yolda hareket ettiklerini, diğer Müslümanların ise yanlış yolda olduklarını iddia ediyor. Örgüt amaçlarına ulaşmak için ciddi bir örgütlenme içerisinde her türlü cebir şiddet yöntemlerine başvuruyor ve kamuoyuna “Halifeliğin ilanıyla tüm Müslümanların üzerine Halifeye biat etmek ve kendisini desteklemek vacip olmuştur" propagandası yapıyor.
ÖRGÜT İMAMLARI: HEDEFİMİZ ANTEP
Geçen haftaki Cuma namazında IŞİD imamlarının Suriye'nin IŞİD kontrolündeki bölgeleri olan Bab, Mumbuç, Cerablus bölgelerinde okudukları hutbelerde, Gaziantep, Nizip, Karkamış ve Kilis'in bundan sonra IŞİD'in en büyük hedefleri arasında olduğu duyuruldu. IŞİD imamları hutbede bu merkezlerde halkın çok yakında mülteci konumuna düşeceğini, bu durumun IŞİD ile Türkiye savaşının yeni bir boyutu olduğunu da öne sürdü. Kilis'e yönelik roket saldırısının artması ve Gaziantep'teki bombalı araçla yapılan intihar saldırısı IŞİD'in harekete geçirildiğinin işareti olarak kabul ediliyor. (Yeni Şafak)
2 Mayıs 2016 Pazartesi
Yedi şehit daha!
Hainler 1 Mayıs'ta da ülkeyi kana buladı. Askerimizi polisimizi şehit etti. Son 24 saatte yedi güvenlik görevlimiz şehit düştü, 63 kişi de yapılan saldırılarda yaralandı.
IŞİD’li teröristler Gaziantep’te Emniyet Müdürlüğüne bombalı araçla saldırdı 2 kahraman polisimiz şehit düştü. Mardin Nusaybinde PKK’lı hainler ilçeyi hendek ve bombalı tuzaklardan temizlemeye çalışan askerlerimize roket attı… Yine ocaklara ateş düştü, yine yüreğimiz yandı 3 askerimiz şehit düştü. Diyarbakır Lice’de PKK’lı teröristler Jandarma Tabur Komutanlığı’na bombalı araçla saldırdılar 1 askerimiz şehit düştü. Şırnak’ta operasyonlarda da yine PKK’lılarla çıkan çatışmada 1 askerimiz şehit düştü. Tüm bu kahpe saldırılarda 59’u güvenlik görevlisi 63 kişi de yaralandı.
GAZİANTEP’TE IŞİD BOMBALI ARAÇLA EMNİYET BİNASINA SALDIRDI
Teröristler emniyet müdürlüğünü önce silahla taradı… Ardından bir terörist bombalı araçla binaya daldı… Ortalık savaş alanına döndü…
Dinci terör örgütü IŞİD; Diyarbakır, Şanlıurfa, Ankara, İstanbul ve Bursa’dan sonra dün de Gaziantep’i hedef aldı. Emniyet Müdürlüğü, vergi dairesi ve belediyenin bulunduğu kentin kalbinde saldırı gerçekleştirdi.
PATLAMA TÜM KENTTE DUYULDU
Önce taranan sonra bombalı araçla patlatılan kamu binaları harabeye döndü… Arkadaşları için kendini feda eden polis memuru Serdar Şakir (46) ve polis memuru Yusuf Erin (33) isimli kahraman polislerimiz şehit oldu. 15’i polis 19 kişi de yaralandı.
BÖLÜCÜ PKK NUSAYBİN’DE SALDIRDI
Türkiye dün ikinci terör şokunu Nusaybin’den gelen acı haberle yaşadı. Çağçağ Caddesi’ne tuzaklanan bombayı imha etmeye çalışan askerlere roketli saldırı düzenlendi. Şiddetli patlamada Uzman Çavuş Hakan Duyğal (35), Uzman Çavuş Serdar Yıldırım (25) ve Uzman Çavuş Sinan Oruç şehit düştü. 14 askerimiz de yaralandı… Yaralı askerler tedaviye alınırken bölücü hainler etkisiz hale getirildi.
DİYARBAKIR’DA TABUR KOMUTANLIĞINA BOMBALI SALDIRI
Diyarbakır Dicle’de PKK’lı teröristler Jandarma Tabur Komutanlığı’na bombalı araçla saldırı düzenlendi. Hain saldırıda 35 yaşındaki Jandarma Özel Harekat Uzman Çavuş Hacı Osman Ayyıldız şehit düştü. Lojmanlar ve komutanlıkta bulunan 30 kişi de yaralandı.
ŞIRNAK’TA BİR ŞEHİT
Şırnak kent merkezinde patlayıcılarla tuzaklanan çukurların ve barikatların bertaraf edilmesi için yapılan operasyonlarda çıkan çatışmada teröristlerin ateş açması sonucu bir asker ağır yaralandı. Şırnak Askeri Hastanesi’ne kaldırılan asker, burada yapılan tüm müdahalelere rağmen şehit oldu. Kentteki operasyonda etkisiz hale getirilen terörist sayısı 281 olarak açıklandı.
IŞİD’li teröristler Gaziantep’te Emniyet Müdürlüğüne bombalı araçla saldırdı 2 kahraman polisimiz şehit düştü. Mardin Nusaybinde PKK’lı hainler ilçeyi hendek ve bombalı tuzaklardan temizlemeye çalışan askerlerimize roket attı… Yine ocaklara ateş düştü, yine yüreğimiz yandı 3 askerimiz şehit düştü. Diyarbakır Lice’de PKK’lı teröristler Jandarma Tabur Komutanlığı’na bombalı araçla saldırdılar 1 askerimiz şehit düştü. Şırnak’ta operasyonlarda da yine PKK’lılarla çıkan çatışmada 1 askerimiz şehit düştü. Tüm bu kahpe saldırılarda 59’u güvenlik görevlisi 63 kişi de yaralandı.
GAZİANTEP’TE IŞİD BOMBALI ARAÇLA EMNİYET BİNASINA SALDIRDI
Teröristler emniyet müdürlüğünü önce silahla taradı… Ardından bir terörist bombalı araçla binaya daldı… Ortalık savaş alanına döndü…
Dinci terör örgütü IŞİD; Diyarbakır, Şanlıurfa, Ankara, İstanbul ve Bursa’dan sonra dün de Gaziantep’i hedef aldı. Emniyet Müdürlüğü, vergi dairesi ve belediyenin bulunduğu kentin kalbinde saldırı gerçekleştirdi.
PATLAMA TÜM KENTTE DUYULDU
Önce taranan sonra bombalı araçla patlatılan kamu binaları harabeye döndü… Arkadaşları için kendini feda eden polis memuru Serdar Şakir (46) ve polis memuru Yusuf Erin (33) isimli kahraman polislerimiz şehit oldu. 15’i polis 19 kişi de yaralandı.
BÖLÜCÜ PKK NUSAYBİN’DE SALDIRDI
Türkiye dün ikinci terör şokunu Nusaybin’den gelen acı haberle yaşadı. Çağçağ Caddesi’ne tuzaklanan bombayı imha etmeye çalışan askerlere roketli saldırı düzenlendi. Şiddetli patlamada Uzman Çavuş Hakan Duyğal (35), Uzman Çavuş Serdar Yıldırım (25) ve Uzman Çavuş Sinan Oruç şehit düştü. 14 askerimiz de yaralandı… Yaralı askerler tedaviye alınırken bölücü hainler etkisiz hale getirildi.
DİYARBAKIR’DA TABUR KOMUTANLIĞINA BOMBALI SALDIRI
Diyarbakır Dicle’de PKK’lı teröristler Jandarma Tabur Komutanlığı’na bombalı araçla saldırı düzenlendi. Hain saldırıda 35 yaşındaki Jandarma Özel Harekat Uzman Çavuş Hacı Osman Ayyıldız şehit düştü. Lojmanlar ve komutanlıkta bulunan 30 kişi de yaralandı.
ŞIRNAK’TA BİR ŞEHİT
Şırnak kent merkezinde patlayıcılarla tuzaklanan çukurların ve barikatların bertaraf edilmesi için yapılan operasyonlarda çıkan çatışmada teröristlerin ateş açması sonucu bir asker ağır yaralandı. Şırnak Askeri Hastanesi’ne kaldırılan asker, burada yapılan tüm müdahalelere rağmen şehit oldu. Kentteki operasyonda etkisiz hale getirilen terörist sayısı 281 olarak açıklandı.
25 Nisan 2016 Pazartesi
Kilis’te ölü sayısı 17′ye yükseldi
Kilis’te IŞİD'in attığı füzeler yüzünden ölenlerin sayısı 17’ye yükseldi.
Kilis’te dün akşam saatlerinde Suriye tarafında IŞİD denetimindeki bölgeden atılan ve bir kadının öldüğü roket atar mermisinin isabet etmesiyle yaralanan 23 yaşındaki Suriyeli Fadıl Emin de yaşamını yitirdi. Fadıl Emin’in ölümüyle Kilis’te geçen ocak ayından bu yana Suriye’den atılan Katyuşa roketatar mermilerinin infilak etmesi sonucu ölenlerin sayısı 6’sı Suriye uyruklu olmak üzere 17’ye yükseldi. DHA
Kilis’te dün akşam saatlerinde Suriye tarafında IŞİD denetimindeki bölgeden atılan ve bir kadının öldüğü roket atar mermisinin isabet etmesiyle yaralanan 23 yaşındaki Suriyeli Fadıl Emin de yaşamını yitirdi. Fadıl Emin’in ölümüyle Kilis’te geçen ocak ayından bu yana Suriye’den atılan Katyuşa roketatar mermilerinin infilak etmesi sonucu ölenlerin sayısı 6’sı Suriye uyruklu olmak üzere 17’ye yükseldi. DHA
15 Nisan 2016 Cuma
Binlerce Suriyeli Türkiye sınırına geliyor
Suriye'nin kuzeyinde terör örgütü IŞİD ile Suriyeli muhalifler arasında şiddetlenen çatışmalardan kaçan binlerce kişi Türkiye sınırına yöneliyor.
İnsan Hakları İzleme Örgütü, son 48 saatte 30 bin kişinin çatışma bölgesinden kaçtığını belirtti.
Örgüt, sınırlarını açması için Türkiye'ye çağrıda bulundu.
İnsan Hakları İzleme Örgütü araştırmacısı Gerry Simpson, kaçanların büyük bölümünü, sınır hattında kurulan acil durum kamplarında kalan Suriyelilerin oluşturduğunu söyledi.
İnsan Hakları İzleme Örgütü, son 48 saatte 30 bin kişinin çatışma bölgesinden kaçtığını belirtti.
Örgüt, sınırlarını açması için Türkiye'ye çağrıda bulundu.
İnsan Hakları İzleme Örgütü araştırmacısı Gerry Simpson, kaçanların büyük bölümünü, sınır hattında kurulan acil durum kamplarında kalan Suriyelilerin oluşturduğunu söyledi.
9 Mart 2016 Çarşamba
Korkulan oldu! IŞİD kimyasal kullandı
Kerkük Valisi Necmeddin Kerim, terör örgütü IŞİD'in Tazehurmatu kasabasına kimyasal silah saldırısı düzenlendiğini söyledi.
Kerim ve beraberindeki bir heyet, IŞİD'in yoğun bir şekilde havan ve katyuşa mermileri ile saldırılar düzenlediği Tazehurmatu'yu ziyaret etti. Söz konusu saldırıya ilişkin kasabadaki yerel ve idari sorumlularla bir araya geldi.
Toplantısı sonrası gazetecilere açıklama yapan Kerim, "Kasabamız, uzun bir süredir terör örgütü IŞİD'in tehdidi altındadır. Örgütün hedefi kasaba sakinlerini korkutmaktır. Bölgeye atılan son havanların içerisinde bir tür kimyasal maddenin olduğu tespit edildi" dedi. Söz konusu saldırıdan etkilenip fenalaşan vatandaşların sağlık durumu hakkında bilgi aldıklarını belirten Kerim, "Hastaneye kaldırılan tüm vatandaşlarda nefes darlığı, alerji ve bir kısmının cildinde ciddi yanıklar tespit edilmiştir. Bu çok büyük bir tehlikenin işaretidir” değerlendirmesinde bulundu.
Irak Türkmen Cephesi (ITC) Başkan Yardımcısı ve Kerkük Milletvekili Hasan Turan ise düzenlediği bir başka basın toplantısında, kasabadaki sivillerin ciddi bir tehlike ile karşı karşıya olduğunu belirterek şunları kaydetti: "Sivil halka yönelik kullanılan bombalarda hardal gazının tespit edildiğine yönelik ortaya çıkan bulgular bizi endişelendiriyor. Bir an önce bölgenin DAEŞ'ten temizlenmesi gerekiyor. Tazehrumatu 25 bin Türkmen nüfuslu bir nahiyedir. Güvenlik durumu ve bombardıman devam ettiği takdirde bölge halkı göçe maruz kalacak. Bölgede önemli bir elektrik santrali bulunmakta. Doğalgaz ile çalışan bu santral bombalandığı takdirde, gaz borularının patlaması neticesinde Kerkük ve etrafı büyük bir tehlikeye girecektir." Hürriyet
Kerim ve beraberindeki bir heyet, IŞİD'in yoğun bir şekilde havan ve katyuşa mermileri ile saldırılar düzenlediği Tazehurmatu'yu ziyaret etti. Söz konusu saldırıya ilişkin kasabadaki yerel ve idari sorumlularla bir araya geldi.
Toplantısı sonrası gazetecilere açıklama yapan Kerim, "Kasabamız, uzun bir süredir terör örgütü IŞİD'in tehdidi altındadır. Örgütün hedefi kasaba sakinlerini korkutmaktır. Bölgeye atılan son havanların içerisinde bir tür kimyasal maddenin olduğu tespit edildi" dedi. Söz konusu saldırıdan etkilenip fenalaşan vatandaşların sağlık durumu hakkında bilgi aldıklarını belirten Kerim, "Hastaneye kaldırılan tüm vatandaşlarda nefes darlığı, alerji ve bir kısmının cildinde ciddi yanıklar tespit edilmiştir. Bu çok büyük bir tehlikenin işaretidir” değerlendirmesinde bulundu.
Irak Türkmen Cephesi (ITC) Başkan Yardımcısı ve Kerkük Milletvekili Hasan Turan ise düzenlediği bir başka basın toplantısında, kasabadaki sivillerin ciddi bir tehlike ile karşı karşıya olduğunu belirterek şunları kaydetti: "Sivil halka yönelik kullanılan bombalarda hardal gazının tespit edildiğine yönelik ortaya çıkan bulgular bizi endişelendiriyor. Bir an önce bölgenin DAEŞ'ten temizlenmesi gerekiyor. Tazehrumatu 25 bin Türkmen nüfuslu bir nahiyedir. Güvenlik durumu ve bombardıman devam ettiği takdirde bölge halkı göçe maruz kalacak. Bölgede önemli bir elektrik santrali bulunmakta. Doğalgaz ile çalışan bu santral bombalandığı takdirde, gaz borularının patlaması neticesinde Kerkük ve etrafı büyük bir tehlikeye girecektir." Hürriyet
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)