Afganistan'ın başkenti Kabil'de yabancı elçilikler ve Başkanlık Sarayı'nın olduğu bölgede büyük bir patlama meydana geldi. Patlamada 80 kişi yaşamını yitirdi, 350'den fazla yaralı var.
Afganistan'ın başkenti Kabil'de yabancı elçilikler ve Başkanlık Sarayı'nın bulunduğu Vazir Akbar Han bölgesinde bombalı saldırı düzenlendi.
Bomba yüklü bir aracın neden olduğu patlamada ilk belirlemelere göre 80 kişinin hayatını kaybettiği ve 350'den fazla yaralı olduğu ifade ediliyor.
Afgan yetkililer ölü sayısının artmasından endişe ediyor.
Almanya Büyükelçiliği'ne 300 metre mesafede park edilmiş bir su tankerine yerleştirildiği tahmin edilen bomba yerel saatle sabah 08:30'da patladı.
Almanya Dışişleri Bakanlığı, saldırıda büyükelçilik çalışanlarından bazılarının yaralandığını, Afgan güvenlik görevlisinin yaşamını yitirdiğini açıkladı.
Almanya temsilciliğinin yanı sıra Fransa Büyükelçiliği binasının da saldırıda zarar gördüğü aktarıldı.
TÜRK BÜYÜKELÇİLİĞİ'NDE CAN VE MAL KAYBI YOK
Saldırı bölgesine yakın yerde bulunan Türkiye'nin Kabil Büyükelçiliği'nde ise can ve mal kaybı olmadı. Binanın cam ve duvarlarında küçük çaplı hasar oluştu.
DIŞİŞLERİ'NDEN AÇIKLAMA: ŞİDDETLE KINIYORUZ
Dışişleri Bakanlığı'ndan yapılan açıklamada Kabil'deki patlamada Türk Büyükelçiliği'nin de hasar gördü ancak personelin zarar görmediği belirtildi. Dışişleri Bakanlığı açıklamasında, Kabil'deki saldırının şiddetle kınandığı da belirtildi.
135 ASKER KURŞUNA DİZİLMİŞTİ
Afganistan'da geçtiğimiz nisan ayında Taliban Mezar-ı Şerif'te bir askeri üssü baskın düzenlemiş ve 135 askeri kurşuna dizmişti.
Saldırı sonrası Afganistan savunma bakanı ve genelkurmay başkanı istifa etmek zorunda kalmıştı.
Afganistan yıllardır Taliban ve terör örgütü DAEŞ'le mücadele ediyor. Son dönemde Taliban'ın saldırılarında artış gözleniyor.
ABD'nin hala Afganistan'da 8 bin 400 ve NATO'nun 5 bin askeri bulunuyor. NATO bünyesinde Türk askerleri de görev yapıyor. (ntvmsnc)
Afganistan etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Afganistan etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
31 Mayıs 2017 Çarşamba
6 Şubat 2017 Pazartesi
2016'da sivil ölümlerde rekor sayı
Afganistan'da geçen yıl meydana gelen çatışma ve bombalı saldırı gibi olaylarda 3 bin 498 sivilin hayatını kaybettiği, 2016'nın bir yıl içinde en fazla sivilin öldüğü yıl olarak kayıtlara geçtiği bildirildi.
Afganistan'daki Birleşmiş Milletler (BM) Yardım Misyonu (UNAMA) tarafından açıklanan rapora göre, Afganistan'daki şiddet olaylarında 2016 yılında 3 bin 498 sivil öldü, 7 bin 920 sivil yaralandı. Bu sayının bir yıl içinde ülkede görülen en fazla sivil can kaybı olduğu belirtildi.
Ayrıca ülkede geçen yıl 3 bin 512 çocuğun öldüğü ya da yaralandığı bildirildi. Ülkedeki şiddet olaylarında ölen ya da yaralananların üçte birinin çocuk olduğu, bunun toplamda ölen ve yaralananların yüzde 24'üne tekabül ettiğine dikkat çekildi. Geçen yıl ölen ya da yaralanan çocuk sayısının da bundan önceki senelere göre en yüksek seviyeye çıktığı vurgulandı.
Ölümlerin çoğunun sorumlusu Taliban
Raporda, Taliban gibi hükümet karşıtı gruplar ölümlerin üçte ikisinden sorumlu tutuldu. Hükümet güçlerinin ölümlerin dörtte birinden sorumlu olduğu kaydedildi. Raporda, hükümet karşıtı güçler ile hükümet güçlerinin çoğunlukla sivillerin yaşadığı yerlerde çatışması nedeniyle sivil kayıpların arttığı belirtildi.
BM, Afganistan'da bir sene içinde meydana gelen en yüksek can kaybı ve yaralı sayısı nedeniyle tarafları sivillerin can güvenliğine dikkat etmeleri konusunda uyardı.
BM Özel Temsilcisi'nden çağırı
UNAMA Başkanı ve BM Genel Sekreteri'nin Afganistan Özel Temsilcisi Tadamichi Yamamoto, binlerce sivil Afganistanlının ölmesi ve yaralanmasının üzüntü verici ve aynı zamanda önlenebilir olduğunu dile getirdi. Yamamoto, "İhtilafın tüm tarafları, hayatları parçalanmış sivil Afgan erkek, kadın ve çocukları korumak için acilen somut önlemler almalı." ifadesini kullandı.
Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Yüksek Komiseri Zeid Raad el-Hüseyin ise toplumun en zayıf halkasının en büyük bedeli ödediğini söyledi. El-Hüseyin, çocukların, ihtilafın taraflarının bıraktığı silahlarla oynarken öldüğünü veya sakat kaldığını, kadınların ise sözde adli süreçlerde acımasızca cezalandırıldığını vurguladı. cnntürk
Afganistan'daki Birleşmiş Milletler (BM) Yardım Misyonu (UNAMA) tarafından açıklanan rapora göre, Afganistan'daki şiddet olaylarında 2016 yılında 3 bin 498 sivil öldü, 7 bin 920 sivil yaralandı. Bu sayının bir yıl içinde ülkede görülen en fazla sivil can kaybı olduğu belirtildi.
Ayrıca ülkede geçen yıl 3 bin 512 çocuğun öldüğü ya da yaralandığı bildirildi. Ülkedeki şiddet olaylarında ölen ya da yaralananların üçte birinin çocuk olduğu, bunun toplamda ölen ve yaralananların yüzde 24'üne tekabül ettiğine dikkat çekildi. Geçen yıl ölen ya da yaralanan çocuk sayısının da bundan önceki senelere göre en yüksek seviyeye çıktığı vurgulandı.
Ölümlerin çoğunun sorumlusu Taliban
Raporda, Taliban gibi hükümet karşıtı gruplar ölümlerin üçte ikisinden sorumlu tutuldu. Hükümet güçlerinin ölümlerin dörtte birinden sorumlu olduğu kaydedildi. Raporda, hükümet karşıtı güçler ile hükümet güçlerinin çoğunlukla sivillerin yaşadığı yerlerde çatışması nedeniyle sivil kayıpların arttığı belirtildi.
BM, Afganistan'da bir sene içinde meydana gelen en yüksek can kaybı ve yaralı sayısı nedeniyle tarafları sivillerin can güvenliğine dikkat etmeleri konusunda uyardı.
BM Özel Temsilcisi'nden çağırı
UNAMA Başkanı ve BM Genel Sekreteri'nin Afganistan Özel Temsilcisi Tadamichi Yamamoto, binlerce sivil Afganistanlının ölmesi ve yaralanmasının üzüntü verici ve aynı zamanda önlenebilir olduğunu dile getirdi. Yamamoto, "İhtilafın tüm tarafları, hayatları parçalanmış sivil Afgan erkek, kadın ve çocukları korumak için acilen somut önlemler almalı." ifadesini kullandı.
Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Yüksek Komiseri Zeid Raad el-Hüseyin ise toplumun en zayıf halkasının en büyük bedeli ödediğini söyledi. El-Hüseyin, çocukların, ihtilafın taraflarının bıraktığı silahlarla oynarken öldüğünü veya sakat kaldığını, kadınların ise sözde adli süreçlerde acımasızca cezalandırıldığını vurguladı. cnntürk
20 Ocak 2017 Cuma
Burada iç savaş yüz binleri kör ediyor
Afganistan Görme Engelliler Rehabilitasyon Hizmetleri Kurumu Başkanı Benafşa Yakubi, ülkede uzun yıllardır süren iç savaş ve sağlık hizmetlerindeki eksikliğin, yüz binlerce kişinin görme duyusunu kaybetmesine yol açtığını belirterek, "Afganistan'da görme engelli kişilerin sayısı, dünya ortalamasının çok üzerinde." dedi.
Yakubi, AA muhabirine yaptığı açıklamada, ülkede uzun yıllardır süren iç savaş ve sağlık hizmetlerindeki eksikliğin, yüz binlerce kişinin görme duyusunu kaybetmesine yol açtığına işaret ederek, "Afganistan'da görme engelli kişilerin sayısı dünya ortalamasının çok üzerinde." diye konuştu.
Yakubi, Afganistan'da görme engellilerinin yarısı kadınların oluşturduğunu, bu kişilerin hem aile içinde hem de çevrelerinde ikinci sınıf insan muamelesi gördüğünü kaydetti.
"Engelli kadınlar evden dışarı çıkartılmıyor"
''Afganistan'da bazı görme engelliler, aileleri tarafından başkalarına gösterilmek istenmiyor. Özellikle engelli kadınlar evden dışarı çıkartılmıyor. Herkes tarafından dışlanıyor.'' diye konuşan Yakubi, görme engellilerin genellikle evlenmediğini, kadınların birçoğunun da kendilerinden yaşça çok büyük erkeklerle evlendirildiğini aktardı.
Afganistan hükümetinin, görme engellilerin eğitimi için bugüne kadar ciddi bir çalışma yürütmediğini vurgulayan Yakubi, sivil toplum kuruluşlarının yardımıyla bazı eğitim programlarının hayata geçirildiğini ifade etti.
Yakubi, ''İmkanlarımız dahilinde, ülkede görme engellilere üç aşamalı eğitim veriliyor. Bunların en önemlisi okul öncesi aldıkları eğitim.'' dedi.
İş bulmak neredeyse imkansız
Eğitimleri zor koşullar altında tamamlayan görme engellilerin, resmi makamlarda iş bulmasının neredeyse imkansız olduğuna dikkati çeken Yakubi, bu kişilerin psikolojik baskı altında bulunduğunu aktardı.
Benafşa Yakubi, göz sağlığı konusunda toplumun bilinçlendirilmesi gerektiğine de sözlerine ekledi.
25 bin kişide görme kaybı yaşanıyor
Afganistan Görme Engelliler Ulusal Topluluğu Başkanı Şahin Husam da Afganistan'da her yıl ortalama 25 bin kişinin görme kaybı yaşadığını kaydetti.
Husam, bugüne kadar Kabil, Belh, Herat, Nangarhar, Gazne ve Host kentlerindeki 7 devlet okulunda 3 bin görme engellinin eğitim aldığını ifade ederken, Afganistan'da devletin hala görme engellilerin eğitimi için özel okuma kitapları hazırlamadığını anlattı.
Dünya Sağlık Örgütü'nün 2014 yılı raporuna göre, dünya genelinde 284 milyon görme engelli kişi bulunuyor.
Yakubi, AA muhabirine yaptığı açıklamada, ülkede uzun yıllardır süren iç savaş ve sağlık hizmetlerindeki eksikliğin, yüz binlerce kişinin görme duyusunu kaybetmesine yol açtığına işaret ederek, "Afganistan'da görme engelli kişilerin sayısı dünya ortalamasının çok üzerinde." diye konuştu.
Yakubi, Afganistan'da görme engellilerinin yarısı kadınların oluşturduğunu, bu kişilerin hem aile içinde hem de çevrelerinde ikinci sınıf insan muamelesi gördüğünü kaydetti.
"Engelli kadınlar evden dışarı çıkartılmıyor"
''Afganistan'da bazı görme engelliler, aileleri tarafından başkalarına gösterilmek istenmiyor. Özellikle engelli kadınlar evden dışarı çıkartılmıyor. Herkes tarafından dışlanıyor.'' diye konuşan Yakubi, görme engellilerin genellikle evlenmediğini, kadınların birçoğunun da kendilerinden yaşça çok büyük erkeklerle evlendirildiğini aktardı.
Afganistan hükümetinin, görme engellilerin eğitimi için bugüne kadar ciddi bir çalışma yürütmediğini vurgulayan Yakubi, sivil toplum kuruluşlarının yardımıyla bazı eğitim programlarının hayata geçirildiğini ifade etti.
Yakubi, ''İmkanlarımız dahilinde, ülkede görme engellilere üç aşamalı eğitim veriliyor. Bunların en önemlisi okul öncesi aldıkları eğitim.'' dedi.
İş bulmak neredeyse imkansız
Eğitimleri zor koşullar altında tamamlayan görme engellilerin, resmi makamlarda iş bulmasının neredeyse imkansız olduğuna dikkati çeken Yakubi, bu kişilerin psikolojik baskı altında bulunduğunu aktardı.
Benafşa Yakubi, göz sağlığı konusunda toplumun bilinçlendirilmesi gerektiğine de sözlerine ekledi.
25 bin kişide görme kaybı yaşanıyor
Afganistan Görme Engelliler Ulusal Topluluğu Başkanı Şahin Husam da Afganistan'da her yıl ortalama 25 bin kişinin görme kaybı yaşadığını kaydetti.
Husam, bugüne kadar Kabil, Belh, Herat, Nangarhar, Gazne ve Host kentlerindeki 7 devlet okulunda 3 bin görme engellinin eğitim aldığını ifade ederken, Afganistan'da devletin hala görme engellilerin eğitimi için özel okuma kitapları hazırlamadığını anlattı.
Dünya Sağlık Örgütü'nün 2014 yılı raporuna göre, dünya genelinde 284 milyon görme engelli kişi bulunuyor.
26 Ekim 2016 Çarşamba
Afgan kızı Pakistan'da tutuklandı
1985 yılında fotoğrafçı Steve McCury tarafından çekilen ve National Geopraphic dergisine kapak olan ünlü "Afgan kızı" Sharbat Gula (Şerbet Gula) kimlik belgesinde sahtecilik suçlamasıyla Pakistan'da gözaltına alındı.
National Geographic'e kapak olan fotoğrafında, keskin bakışları ve yeşil gözleriyle 1980'li yıllardaki Afgan savaşının ve mültecilerin tüm dünyaya yayılan simgesi haline gelen Gula, Pakistan Federal Soruşturma Ajansı (FIA) tarafından sahte kimlik bulundurduğu iddiasıyla gözaltına alındı.
Pakistan'ın kuzeybatısındaki Peşaver kentinde yaşayan Gula'ya sahte kimlik sağlayan yetkililerin de arandığı bildirildi.
Pakistanlı yetkililer, Gula'nın suçlu bulunması halinde 7 ila 14 yıl hapisle cezalandırılabileceğini belirtti.
Meşhur fotoğraf çekildiğinde 13 yaşında olan Gula'nın hikayesi Sovyetler Birliği ve Afganistan arasındaki savaş sırasında öksüz kalmasıyla başladı.
Tüm dünyada meşhur olan fotoğrafı çekildikten sonra uzun yıllar Gula'nın kim olduğu bulunamadı.
2002 yılına gelindiğinde fotoğrafı çeken McCurry'nin de aralarında bulunduğu bir National Geographic ekibi Gula'yı bulabilmek için Afganistan'a gitti. Ekip, 1992'de Afganistan'ın ücra bir bölgesinde Gula'ya ulaşmayı başardı.
National Geographic'e kapak olan fotoğrafında, keskin bakışları ve yeşil gözleriyle 1980'li yıllardaki Afgan savaşının ve mültecilerin tüm dünyaya yayılan simgesi haline gelen Gula, Pakistan Federal Soruşturma Ajansı (FIA) tarafından sahte kimlik bulundurduğu iddiasıyla gözaltına alındı.
Pakistan'ın kuzeybatısındaki Peşaver kentinde yaşayan Gula'ya sahte kimlik sağlayan yetkililerin de arandığı bildirildi.
Pakistanlı yetkililer, Gula'nın suçlu bulunması halinde 7 ila 14 yıl hapisle cezalandırılabileceğini belirtti.
Meşhur fotoğraf çekildiğinde 13 yaşında olan Gula'nın hikayesi Sovyetler Birliği ve Afganistan arasındaki savaş sırasında öksüz kalmasıyla başladı.
Tüm dünyada meşhur olan fotoğrafı çekildikten sonra uzun yıllar Gula'nın kim olduğu bulunamadı.
2002 yılına gelindiğinde fotoğrafı çeken McCurry'nin de aralarında bulunduğu bir National Geographic ekibi Gula'yı bulabilmek için Afganistan'a gitti. Ekip, 1992'de Afganistan'ın ücra bir bölgesinde Gula'ya ulaşmayı başardı.
23 Temmuz 2016 Cumartesi
Afganistan’da intihar saldırısı: 60’dan fazla ölü
Afganistan'ın başkenti Kabil'de düzenlenen protesto gösterisi sırasında büyük bir patlama meydana geldi. Bölgeden gelen ilk haberlere göre ilk belirlemelerde en az 60 kişi öldü, 160 kişi ise yaralandı. Saldırıyı IŞİD üstlendi.
Afganistan Sağlık Bakanlığı’ndan yapılan açıklamada gösteriler sırasında yaşanan büyük patlamada 60 kişinin yaşamını yitirdiği belirtildi.
Afgan televizyon kanalı TOLO News üç intihar bombacısının göstericilerin arasına karıştığını duyurdu.
Haberde ilk bombacının kendisini patlattığı, ikinci intihar bombacısının polis tarafından öldürüldüğü, üçüncünün ise bomba düzeneğinin bozulduğu için saldırıyı gerçekleştiremediği aktarıldı.
IŞİD bağlantılı Amaq haber ajansı ise iki kişinin intihar saldırısı gerçekleştirdiğini duyurdu. Haberde IŞİD’in saldırıyı üstlendiği, “Şilerin toplanmasında iki savaşçımız üzerilerindeki bombaları patlattı” denildi.
Protestoyu, Kabil’de ana elektrik hattının güzergahının değiştirilmesini isteyen göstericiler düzenliyordu. Sözcü
Afgan televizyon kanalı TOLO News üç intihar bombacısının göstericilerin arasına karıştığını duyurdu.
Haberde ilk bombacının kendisini patlattığı, ikinci intihar bombacısının polis tarafından öldürüldüğü, üçüncünün ise bomba düzeneğinin bozulduğu için saldırıyı gerçekleştiremediği aktarıldı.
IŞİD bağlantılı Amaq haber ajansı ise iki kişinin intihar saldırısı gerçekleştirdiğini duyurdu. Haberde IŞİD’in saldırıyı üstlendiği, “Şilerin toplanmasında iki savaşçımız üzerilerindeki bombaları patlattı” denildi.
Protestoyu, Kabil’de ana elektrik hattının güzergahının değiştirilmesini isteyen göstericiler düzenliyordu. Sözcü
2 Şubat 2016 Salı
Erzurum'dan İstanbul'a gitmek isterken yarı donmuş olarak bulundu
Erzurum'da, akrabaları tarafından hastane önüne terk edilen Afgan asıllı çocuk Khurami'ye devlet kucak açtı. Donmak üzere olan talihsiz Khurami, Erzurum Bölge Eğitim ve Araştırma Hastanesinde tedavi altına alındı.
Ağrı'dan kaçak yollarla Türkiye'ye giriş yapan ve akrabaları tarafından Erzurum'da bırakıldığı öne sürülen 9 yaşındaki Afgan çocuk Semih Khurami tedavi altına alındı.
Alınan bilgiye göre, daha önce Afganistan'ın Mezar-ı Şerif kentinden gelip Ağrı'dan kaçak yollarla ülkeye giriş yapan Khurami'yi, dayısı ve diğer akrabaları, 18 yaşındaki Afgan uyruklu başka birine teslim edip "Hastaneye gitmeleri yönünde" telkinde bulunduktan sonra Erzurum'dan ayrıldı.
İl Göç İdaresine haber verilmesi üzerine yetkililer tarafından Erzurum Bölge Eğitim ve Araştırma
Hastanesi Yanık Ünitesi'ne yatırılan Khurami'nin tedavisine hemen başlandı.
Anne ve babasının Avrupa'da olduğu öğrenilen Khurami'nin soğuktan dolayı ellerinde oluşan rahatsızlıkların tedavi edildiği ve sağlık durumunun da iyi olduğu öğrenildi.
Diğer Afgan gencin ise İl Göç İdaresi'ne bağlı Geri Gönderme Merkezi'ne alınarak, burada misafir edildiği belirtildi. Erzurum İl Göç İdaresi Müdürü Haşim Özcan da hastanede Khurami'yi ziyaret ederek, çeşitli hediyeler verdi.
Bundan sonraki süreçte Afgan çocuğun bakımını da devletin üstlendiği öğrenildi. Hürriyet
19 Ocak 2016 Salı
Eşi tarafından burnu kesilen kadın Türkiye'ye gönderilecek
Afganistan'da eşi tarafından burnu kesilen kadın, tedavi için Türkiye'ye gönderilmeye çalışılıyor.
Afganistan'ın kuzeyindeki Faryab eyaletinde eşi tarafından burnu kesilen kadının, tedavi için Türkiye'ye getirilmesi planlanıyor.
TÜRKİYE'YE NAKİL OLACAK
22 yaşındaki Reza Gül adlı kadın, eşi Mohammad Khan (25) tarafından burnu kesildikten sonra, pazartesi günü sabah saatlerinde kanlar içinde Maymana kentindeki Afgan-Türk Hastanesi'ne kaldırıldı. Amerikan Associated Press ajansının haberine göre; hastane direktörü Fevziye Salimi, genç kadının daha ileri tedavi için Türkiye'ye naklini gerçekleştirmeye çalıştıklarını açıkladı.
7 YAŞINDAKİ KIZI, İKİNCİ EŞİ YAPMIŞ
Türkmenistan sınırındaki Faryab eyaletinin meclis üyesi Rahmatullah Turkistani, cani eşin üç ay önce İran'dan döndüğünü ve o tarihten bu yana sürekli eşine işkence yaptığını söyledi. Turkistani, Kahn'ın 7 yaşında bir kız çocuğunu ikinci eşi yaptığını da sözlerine ekledi.
TALİBAN YETKİLİLERİNE DE SÖZ VERMİŞTİ
Reza Gül'ün ailesinin yaşadığı bölgenin Taliban kontrolünde olduğunu aktaran Turkistani, büyüklerin ve Taliban temsilcilerin problemleri çözmek için arabuluculuk yaptığını söyledi. Öte yandan, eyalet yönetimi sözcüsü Ahmed Cavid Dedar, Taliban'ın da Kahn'ın peşinde olabileceğini, çünkü onlara karısına bir daha şiddet uygulamayacağı yönünde söz verdiğini belirtti. (Haberler)
24 Kasım 2015 Salı
Mülteciler birbirlerinin ağızlarını dikti
Yunanistan - Makedonya sınırında geçişlerine izin verilmeyen sığınmacılar, alışılmadık bir protesto yöntemine başvurdu.
Makedon sınır görevlileri bir süredir yalnızca belirli milliyetlerden sığınmacıların geçişine izin veriyor. İdomeni sınır kapısında bu nedenle cuma gününden bu yana yüzlerce sığınmacı birikti.
İran'dan geldiklerini belirten 5 kadar sığınmacı, ağızlarını dikerek uygulamayı protesto etti. Göğüslerine çeşitli sloganlar yazan protestocular, açlık grevine başlama tehdidinde bulundu.
Balkan ülkeleri Makedonya, Sırbistan ve Hırvatistan perşembe gününden bu yana yalnızca Suriye, Afganistan ve Irak vatandaşlarının geçişine izin veriyor.
İDOMENİ'DEN BİNDEN FAZLA SIĞINMACI BİRİKTİ
İdomeni sınır kapısında biriken binden fazla sığınmacı Pakistan, İran, Fas, Bangladeş ve Cezayir'den geliyor. Makedon görevliler bunların geçişine izin vermiyor.
Balkan güzergâhı adı verilen ve Makedonya, Sırbistan ve Hırvatistan'ın yer aldığı hat üzerinden şimdiye kadar yüz binlerce kişi Batı Avrupa ülkelerine ulaştı. Sığınmacıların büyük kısmı Almanya'ya gitmek istiyor.
Birçoğu iç savaşın devam ettiği Suriye'den ya da Irak ve Afganistan gibi çatışmaların devam ettiği ülkelerden geliyor.
Otoriter rejimle idare edilen Eritre de sığınmacıların geldiği Afrika ülkelerinin başında yer alıyor.
(Kaynak:hürriyet.com.tr)
Etiketler:
Afganistan,
afrika,
Irak,
mülteci,
Türkiye,
yunanistan
7 Kasım 2015 Cumartesi
Kanada'nın sıradışı kabinesi
Kanada'nın yeni Başbakanı Justin Trudeau oluşturacağı kabinenin, ülkenin çeşitliliğini temsil edeceğine dair söz verdi. Anlaşılan o ki Trudeau bu sözü boşa vermemiş. Kabinede eşit sayıda kadın ve erkeğe yere veren ve bunun nedenini “Çünkü 2015 yılındayız” diye açıklayan, son günlerin konuşulan ismi Trudeau'nun kabinesindeki bakanlar oldukça renkli.
- Yeni Adalet Bakanı Jody Wilson-Raybould, bir kabile üyesi. Kanada'nın ilk halklarından We Wai Kai kabilesi üyesi olan Wilson'ın Twitter hesabındaki adı ‘Puglaas’, yerli dili konuşan büyükannesinin ona taktığı isimmiş. Puglaas yerel dilde "ailenin asil kızı" anlamına geliyormuş.
Turdeau'nun "Kanada gibi" diyerek tanımladığı ülke tarihinin en çoğulcu kabinesinden dikkat çeken ayrıntılar:
- Liberal kabine, yemin töreninin yapıldığı Kanada Genel Valilik binası Rideau Hall’a topluca aynı otobüse binerek gelerek bir ilke imza attılar. Önceki yemin törenlerinde bakanlar ayrı ayrı makam araçlarıyla binaya giriş yapıyordu.
- Demokratik Kurumlardan Sorumlu Devlet Bakanlığı görevine getirilen Meryem Monsef, Kanada'nın ilk Müslüman Bakanı unvanını aldı.
Afganistan'ın Herat kenti doğumlu Monsef, Kanada'ya ailesiyle birlikte 11 yaşında mülteci olarak geldi. Monsef ve ailesi Sovyet işgali sırasında babasını kaybettikten sonra göç etmek zorunda kalmış.
- Yeni kabinenin Ulaştırma Bakanı eski bir astronot ve Kanada Uzay Ajansı’nın başkanı Marc Garneau oldu.
- Yeni Adalet Bakanı Jody Wilson-Raybould, bir kabile üyesi. Kanada'nın ilk halklarından We Wai Kai kabilesi üyesi olan Wilson'ın Twitter hesabındaki adı ‘Puglaas’, yerli dili konuşan büyükannesinin ona taktığı isimmiş. Puglaas yerel dilde "ailenin asil kızı" anlamına geliyormuş.
- Kabinenin en dikkat çeken ismi Savunma Bakanı olarak atanan Harjit Sajjan. Kanada ordusunun ilk Sih alay komutanı unvanına sahip Sajjan, Afganistan'ta ve Bosna'da görev yapmış.
4 yaşındayken ailesi Hindistan'dan göç eden Sajjan, Kanada'da yaşayan çok sayıda Sih'ten biri. Sih inancı gereği saç ve sakalını kesmeyen Sajjan, ordudaki görev sırasında takılması mecburi olan gaz maskesini sakallarından ötürü kullanamayınca, özel bir maske üretip patentini almış. Sahjjan ordudaki görevi sonrasında ise Vancouver Polis Departmanı'nda 11 yıl dedektif olarak görev yapmış.
- Altyapı ve Yerel Yönetimler Bakanlığı görevi, 1981 yılında Hindistan'dan Kanada'ya göçmen olarak gelen Amarjeet Sohi oldu. Sohi, Hindistan'da bulunduğu dönemde iki yıl boyunca politik sebeplerden ötürü hapis yattı ve işkence gördü.
- Gazi İşleri Bakanlığı için seçilen isim ise, 20'li yaşlarından kaza kurşunuyla boynundan vurulduktan sonra tekerlekli sandalyeye mahkûm olarak yaşamak zorunda kalan Kent Hehr oldu.
- Spor ve Engellilerden Sorumlu Bakan, görme engelli ve eski paralimpik yüzücü Carla Qualtrough.
- Ülkenin yeni Sağlık Bakanı, 30 yıldır hekimlik yapan olan Dr. Jane Philpott.
- Bilim Bakanı Kirsty Duncan 2007 yılında Nobel Barış Ödülü kazanan Hükümetlerarası İklim Değişikliği Panelinin üyesiydi.
- Balıkçılık, Okyanuslar ve Sahil Güvenlik Bakanlığına Eskimo kökenli Hunter Tootoo atandı.
- Çevre Bakanlığı'nın ismi "Çevre ve İklim Değişikliği Bakanlığı" olarak değiştirildi.
- Göçmenlik Bakanlığı, son dönemde patlak veren mülteci meselesi üzerine çalışılacağı için "Göçmenlik, Vatandaşlık İşleri ve Mülteciler Bakanlığı " olarak adı değiştirildi.
- Kabinede Başbakan dahil 45 yaş altı 10 üye var. İlk kez milletvekili seçilen 18 bakan bulunuyor.
- 30 bakanın yer aldığı kabinede 15 kadın ve 15 erkeğe yer verildi.
Hürriyet
27 Ekim 2015 Salı
Pakistan’daki depremde ölü sayısı 243′e yükseldi
Afganistan'ın kuzeydoğusunda meydana gelen 7.5 büyüklüğündeki deprem Pakistan'da da büyük hasara yol açtı.
Pakistan Ulusal Afet Yönetim Kurumu ülkenin kuzey bölgelerinde, 2 bin 500’ü aşkın evin hasar görmesi sonucu ölü sayısının 243′e yükseldiğini, bin 600′ü aşkın kişinin de yaralandığını açıkladı.
29 Temmuz 2015 Çarşamba
'Taliban lideri Molla Ömer öldü' iddiası
Afgan yetkililer, Taliban lideri Molla Muhammed Ömer'in öldüğünü öne sürdü.
Molla Ömer'in öldüğüne ilişkin iddia BBC tarafından ortaya atıldı. BBC'nin haberine göre, Afgan hükümeti ve istihbaratından kaynaklar, Molla Ömer'in iki ya da üç yıl önce öldüğünü söyledi.
AA: PAKİSTAN'DA ÖLDÜ
Afgan hükümetinden adının açıklanmasını istemeyen bir yetkili, AA muhabirine Pakistan'ın Molla Ömer'in ölümü konusunda Afganistan hükümetine bilgi verdiğini söyledi.
Yetkili, Molla Ömer'in iki yıl önce Pakistan'da önemli bir sağlık sorunu nedeniyle öldüğünü savundu.
BBC'nin ulaştığı bir Taliban sözcüsü, kısa süre içinde konuya ilişkin bir açıklama yapılacağını belirtti. Afganistan Devlet Başkanı Sözcüsü, Molla Ömer'in öldüğü yönündeki iddiaları araştırdıklarını söyledi.
DAHA ÖNCE DE İDDİALAR VARDI AMA...
Taliban'ın ruhani lideri olarak kabul edilen ve 55 yaşında olduğu tahmin edilen Molla Ömer'in öldürüldüğüne dair geçmiş yıllarda da iddialar ortaya atılmış ancak bu haberler asılsız çıkmıştı. Ancak BBC, Molla Ömer'in öldüğüne dair açıklamaların, ilk kez Afgan hükümetindeki üst düzey kaynaklarca dile getirildiğine vurgu yaptı.
Geçtiğimiz haftalarda Molla Ömer'e ait olduğu iddia edilen bir Ramazan Bayramı mesajı yayımlanmıştı. Söz konusu mesajda, Molla Ömer'in, Afgan hükümetiyle Taliban arasındaki barış görüşmelerine destek verdiği bildirilmişti.
11 Eylül saldırılarını düzenleyen El Kaide lideri Usame Bin Ladin’e destek veren Molla Ömer, ABD öncülüğündeki koalisyonun müdahalesiyle Taliban’ın devrildiği 2001 yılından bu yana kamuoyunca görülmedi.
FBI'ın arananlar listesindeki Molla Ömer'in; uzun boylu, siyah saçlı ve sağ gözünde şarapnel yarası olduğu belirtiliyor.
Molla Ömer 1996'da BBC ekibi tarafından gizlice görüntülenmişti.
TALİBAN BİYOGRAFİSİNİ YAYINLAMIŞTI
-- Taliban, Molla Ömer’in 1960 yılında Kandehar vilayetine bağlı Chah-i Himmat köyünde doğduğunu açıkladı.
-- 1980’li yıllarda Sovyet işgaline karşı verilen direnişte savaştı. Sağ gözünde şarapnel yarası var.
-- Sovyet ordularının Afganistan'dan çekilmesinin ardından çıkan iç savaşta Taliban'ı iktidara taşıdı.
-- 1996’da Taliban hareketinin “dini lideri” oldu.
-- El Kaide lideri Usame bin Ladin’le yakın ilişki kurdu.
-- ABD öncülüğündeki güçler, 2001 yılında Molla Ömer yönetimini devirdi. ABD Dışişleri Bakanlığı, başına 10 bin dolar ödül koydu.
-- Bu yılın başlarında Taliban, biyografisini yayınladı. Buna göre; farklı bir mizah anlayışı olan Molla Ömer’in evi ve yabancı bankalarda hesabı yok.
(hürriyet.com.tr)
Molla Ömer'in öldüğüne ilişkin iddia BBC tarafından ortaya atıldı. BBC'nin haberine göre, Afgan hükümeti ve istihbaratından kaynaklar, Molla Ömer'in iki ya da üç yıl önce öldüğünü söyledi.
AA: PAKİSTAN'DA ÖLDÜ
Afgan hükümetinden adının açıklanmasını istemeyen bir yetkili, AA muhabirine Pakistan'ın Molla Ömer'in ölümü konusunda Afganistan hükümetine bilgi verdiğini söyledi.
Yetkili, Molla Ömer'in iki yıl önce Pakistan'da önemli bir sağlık sorunu nedeniyle öldüğünü savundu.
BBC'nin ulaştığı bir Taliban sözcüsü, kısa süre içinde konuya ilişkin bir açıklama yapılacağını belirtti. Afganistan Devlet Başkanı Sözcüsü, Molla Ömer'in öldüğü yönündeki iddiaları araştırdıklarını söyledi.
DAHA ÖNCE DE İDDİALAR VARDI AMA...
Taliban'ın ruhani lideri olarak kabul edilen ve 55 yaşında olduğu tahmin edilen Molla Ömer'in öldürüldüğüne dair geçmiş yıllarda da iddialar ortaya atılmış ancak bu haberler asılsız çıkmıştı. Ancak BBC, Molla Ömer'in öldüğüne dair açıklamaların, ilk kez Afgan hükümetindeki üst düzey kaynaklarca dile getirildiğine vurgu yaptı.
Geçtiğimiz haftalarda Molla Ömer'e ait olduğu iddia edilen bir Ramazan Bayramı mesajı yayımlanmıştı. Söz konusu mesajda, Molla Ömer'in, Afgan hükümetiyle Taliban arasındaki barış görüşmelerine destek verdiği bildirilmişti.
11 Eylül saldırılarını düzenleyen El Kaide lideri Usame Bin Ladin’e destek veren Molla Ömer, ABD öncülüğündeki koalisyonun müdahalesiyle Taliban’ın devrildiği 2001 yılından bu yana kamuoyunca görülmedi.
FBI'ın arananlar listesindeki Molla Ömer'in; uzun boylu, siyah saçlı ve sağ gözünde şarapnel yarası olduğu belirtiliyor.
Molla Ömer 1996'da BBC ekibi tarafından gizlice görüntülenmişti.
TALİBAN BİYOGRAFİSİNİ YAYINLAMIŞTI
-- Taliban, Molla Ömer’in 1960 yılında Kandehar vilayetine bağlı Chah-i Himmat köyünde doğduğunu açıkladı.
-- 1980’li yıllarda Sovyet işgaline karşı verilen direnişte savaştı. Sağ gözünde şarapnel yarası var.
-- Sovyet ordularının Afganistan'dan çekilmesinin ardından çıkan iç savaşta Taliban'ı iktidara taşıdı.
-- 1996’da Taliban hareketinin “dini lideri” oldu.
-- El Kaide lideri Usame bin Ladin’le yakın ilişki kurdu.
-- ABD öncülüğündeki güçler, 2001 yılında Molla Ömer yönetimini devirdi. ABD Dışişleri Bakanlığı, başına 10 bin dolar ödül koydu.
-- Bu yılın başlarında Taliban, biyografisini yayınladı. Buna göre; farklı bir mizah anlayışı olan Molla Ömer’in evi ve yabancı bankalarda hesabı yok.
(hürriyet.com.tr)
7 Haziran 2015 Pazar
Tecavüzle tehdit ettiler
Afganistan’da El Kaide üyesi olduğu iddiasıyla Amerikalılar tarafından gözaltına alınan ancak 14 yıldır mahkemeye çıkarılmayan Suudi vatandaşı Shaker Aamer, Amerikalı sorgucuların kendisini kızına tecavüz etmekle tehdit ettiğini söyledi.
Hürriyet'in haberine göre; 2001 yılında gözaltına alınan Aamer, Amerikalı görevlinin o dönem 5 yaşında olan kızına tecavüz tehdidinde bulunduğunu anlattı.
Aamer ile 2013 yılının Aralık ayında görüşen Amerikalı doktor Emily A. Keram, tutuklunun ifadelerini raporunda yayınladı.
İngiliz Independent gazetesi de 2014 yılına ait raporu önceki gün haberleştirdi.
Rapordaki ifadelerine göre Aamer, kızına yönelik cinsel şiddet ve tecavüz tehditlerine önce Afganistan’da ABD’nin Bagram Üssü’nde, ardından İngiltere’nin Kandahar’daki Hava Üssü’nde maruz kaldığını anlattı.
Hürriyet'in haberine göre; 2001 yılında gözaltına alınan Aamer, Amerikalı görevlinin o dönem 5 yaşında olan kızına tecavüz tehdidinde bulunduğunu anlattı.
Aamer ile 2013 yılının Aralık ayında görüşen Amerikalı doktor Emily A. Keram, tutuklunun ifadelerini raporunda yayınladı.
İngiliz Independent gazetesi de 2014 yılına ait raporu önceki gün haberleştirdi.
Rapordaki ifadelerine göre Aamer, kızına yönelik cinsel şiddet ve tecavüz tehditlerine önce Afganistan’da ABD’nin Bagram Üssü’nde, ardından İngiltere’nin Kandahar’daki Hava Üssü’nde maruz kaldığını anlattı.
9 Nisan 2015 Perşembe
Tecavüzcüsüyle evlenen Gülnaz konuştu
Afganistan'da, kuzeninin eşi tarafından tecavüze uğradıktan sonra 'zina' suçlamasıyla hapse giren Gülnaz, 2013'te kendisine tecavüz eden kişiyle evlenmek zorunda kalmıştı. Gülnaz, yaşadıklarını CNN'e anlattı.
Kadın hakları konusunda karnesi zayıf olan Afganistan’da bir kadın her gün kabusu yeniden yaşıyor. 2013’te tecavüzcüsüyle evlenmek zorunda kalan Gülnaz’ın dramı sürüyor. Amerikan CNN kanalı, Kabil’de Gülnaz ve kendisine tecavüz eden Asadullah’a ulaştı.
2008’de, 16 yaşındayken tecavüze uğrayan Gülnaz, saldırıya uğramasına rağmen ‘zina’ suçlamasıyla 12 yıl hapse mahkum edilmişti. Tecavüz sonucu hamile kalan Gülnaz’ın cezasında indirime gidilmesi için kendisine tecavüz eden ve aynı zamanda Gülnaz’ın kuzeniyle evli olan Asadullah’la evlenmesi şart koşulmuş, ancak daha sonra bu şarttan vazgeçilmişti.
Aynı dönemde, Gülnaz’ın erkek kardeşleri, kız kardeşlerinin evlenmediği sürece “utanç içindeki” aileye dönemeyeceğini söylemişti. 2011’de dönemin devlet başkanı Hamid Karzai’nin müdahalesiyle serbest kalan Gülnaz, 2013’te, toplum baskısı nedeniyle, kızı Smile’nin “utanç yaşamadan bir hayat sürmesi için” Asadullah’la evlenmişti. Gülnaz, şu anda üçüncü çocuğuna hamile…
GÜLNAZ’IN KUZENİYLE DE EVLİ
Gülnaz’ın kuzeniyle de evliliği devam eden ve o evliliğinden beş çocuğu olan Asadullah’ın toplamda yedi çocuğu bulunuyor. Gülnaz, kuzeni, Asadullah ve çocuklar olmak üzere aynı evde 10 kişi yaşıyorlar. Röportaj esnasında ise Gülnaz’ın kuzeni ortaya çıkmıyor.
Evliliklerinin üzerinden iki yıl geçmesinin ardından Gülnaz’ın CNN’e röportaj vermesini kabul eden Asadullah, “Olayların durulduğunu ve Afganistan’ın toplumsal ahlak kurallarına göre doğru şeyi yaptığını göstermek” amacıyla böyle bir karar aldığını söyledi. Karzai’nin portresinin asılı olduğu odada konuşan Gülnaz, Asadullah’la evlenme gerekçesini anlatırken, kızının Kabil’de babasız “normal bir hayat yaşayamayacağını” vurguladı ve “Kızımın hayatını mahvetmek veya çaresiz kalmak istemedim, dolayısıyla onunla evlenmeyi kabul ettim” dedi. Röportaj esnasında Asadullah’ın gözlerine bakmadığı belirtilen Gülnaz, “Geleneksel insanlarız. Adımız kötüye çıktığında, toplumda o unvanla yaşamaktansa ölmeyi tercih ediyoruz” ifadesini kullandı.
KARDEŞLERİ REDDETTİ
“Artık bunları düşünmüyorum. Şu anda onunla bir problemim yok ve geçmişteki problemleri de düşünmek istemiyorum. Hayatımdan mutluyum… Hayat devam ediyor” diyen Gülnaz, Asadullah odadan çıktıktan sonra ise kardeşleriyle yaşadıklarını anlattı. Kardeşlerinin kendisini görmek istemediğini anlatan Gülnaz, “Beni reddettiler ve bir daha görmeyecekler” dedi.
PİŞMANLIK DUYMUYOR
Tecavüzün ardından hapse giren, ancak kısa süre sonra cezası azaltılan Asadullah’ın işlediği suç nedeniyle pişmanlık duymadığı bildirildi. Gülnaz’la evlenmeyi kabul ederek onu “utançtan kurtardığını” söyleyen Asadullah, “Eğer geleneklerimize uyarak onunla evlenmeseydim, toplumda yaşaması mümkün olmazdı. Erkek kardeşleri onu geri kabul etmek istemedi” dedi ve ekledi, “Şimdi bu problemlerin hiçbirini yaşamıyor. Şimdi benim yanımda ve biliyor ki büyütüldüğü kadar bir olay yoktu.”
Kadın hakları konusunda karnesi zayıf olan Afganistan’da bir kadın her gün kabusu yeniden yaşıyor. 2013’te tecavüzcüsüyle evlenmek zorunda kalan Gülnaz’ın dramı sürüyor. Amerikan CNN kanalı, Kabil’de Gülnaz ve kendisine tecavüz eden Asadullah’a ulaştı.
2008’de, 16 yaşındayken tecavüze uğrayan Gülnaz, saldırıya uğramasına rağmen ‘zina’ suçlamasıyla 12 yıl hapse mahkum edilmişti. Tecavüz sonucu hamile kalan Gülnaz’ın cezasında indirime gidilmesi için kendisine tecavüz eden ve aynı zamanda Gülnaz’ın kuzeniyle evli olan Asadullah’la evlenmesi şart koşulmuş, ancak daha sonra bu şarttan vazgeçilmişti.
Aynı dönemde, Gülnaz’ın erkek kardeşleri, kız kardeşlerinin evlenmediği sürece “utanç içindeki” aileye dönemeyeceğini söylemişti. 2011’de dönemin devlet başkanı Hamid Karzai’nin müdahalesiyle serbest kalan Gülnaz, 2013’te, toplum baskısı nedeniyle, kızı Smile’nin “utanç yaşamadan bir hayat sürmesi için” Asadullah’la evlenmişti. Gülnaz, şu anda üçüncü çocuğuna hamile…
GÜLNAZ’IN KUZENİYLE DE EVLİ
Gülnaz’ın kuzeniyle de evliliği devam eden ve o evliliğinden beş çocuğu olan Asadullah’ın toplamda yedi çocuğu bulunuyor. Gülnaz, kuzeni, Asadullah ve çocuklar olmak üzere aynı evde 10 kişi yaşıyorlar. Röportaj esnasında ise Gülnaz’ın kuzeni ortaya çıkmıyor.
Evliliklerinin üzerinden iki yıl geçmesinin ardından Gülnaz’ın CNN’e röportaj vermesini kabul eden Asadullah, “Olayların durulduğunu ve Afganistan’ın toplumsal ahlak kurallarına göre doğru şeyi yaptığını göstermek” amacıyla böyle bir karar aldığını söyledi. Karzai’nin portresinin asılı olduğu odada konuşan Gülnaz, Asadullah’la evlenme gerekçesini anlatırken, kızının Kabil’de babasız “normal bir hayat yaşayamayacağını” vurguladı ve “Kızımın hayatını mahvetmek veya çaresiz kalmak istemedim, dolayısıyla onunla evlenmeyi kabul ettim” dedi. Röportaj esnasında Asadullah’ın gözlerine bakmadığı belirtilen Gülnaz, “Geleneksel insanlarız. Adımız kötüye çıktığında, toplumda o unvanla yaşamaktansa ölmeyi tercih ediyoruz” ifadesini kullandı.
KARDEŞLERİ REDDETTİ
“Artık bunları düşünmüyorum. Şu anda onunla bir problemim yok ve geçmişteki problemleri de düşünmek istemiyorum. Hayatımdan mutluyum… Hayat devam ediyor” diyen Gülnaz, Asadullah odadan çıktıktan sonra ise kardeşleriyle yaşadıklarını anlattı. Kardeşlerinin kendisini görmek istemediğini anlatan Gülnaz, “Beni reddettiler ve bir daha görmeyecekler” dedi.
PİŞMANLIK DUYMUYOR
Tecavüzün ardından hapse giren, ancak kısa süre sonra cezası azaltılan Asadullah’ın işlediği suç nedeniyle pişmanlık duymadığı bildirildi. Gülnaz’la evlenmeyi kabul ederek onu “utançtan kurtardığını” söyleyen Asadullah, “Eğer geleneklerimize uyarak onunla evlenmeseydim, toplumda yaşaması mümkün olmazdı. Erkek kardeşleri onu geri kabul etmek istemedi” dedi ve ekledi, “Şimdi bu problemlerin hiçbirini yaşamıyor. Şimdi benim yanımda ve biliyor ki büyütüldüğü kadar bir olay yoktu.”
(kaynak:radikal.com.tr)
11 Ocak 2015 Pazar
O kadınla ilgili flaş gelişme! Türkiye'de...
Fransa’da 7 Ocak’ta Charlie Hebdo dergisinin basılarak 12 kişinin öldürülmesiyle başlayan olaylara yönelik iddialar Türkiye’ye kadar uzandı.
12 kişiyi öldüren Cherif ve Said Kouachi kardeşlerin Dammartin’de polise direndikleri sırada bir marketi basan Amedy Coulibaly’nin imam nikahlı eşi Hayat Boumeddiene’nin (26) 2 Ocak’ta Türkiye’ye Sabiha Gökçen Havaalanı’ndan yanında kimliği belirlenemeyen bir kişiyle birlikte giriş yaptığı ortaya çıktı. 2-3 Ocak tarihlerinde İstanbul’da bulunan Boumeddiene’nin 4 Ocak’ta Şanlıurfa’ya gittiği saptandı. Ancak Boumeddiene’nin bu tarihten sonra nereye gittiği bilinmiyor. Boumeddiene’nin yasadışı yollardan Suriye’ye geçtiği sanılıyor. Elindeki bilgileri Fransız makamları ile de paylaşan güvenlik birimlerinin konuyla ilgili çalışmaları sürüyor.
Dergi saldırısının ardından Amedy Coulibaly, bir kadın polisi öldürmüştü. Kouachi kardeşler Dammartin’de polise direnirken, şehrin öte tarafında bir Coulibaly bir marketi basmıştı. Polis saatler sonra iki bölgede de yaptığı operasyonla saldırganları öldürmüştü. Fransız yetkililer, önce Boumeddiene’nin, kadın polisi vurduğu sırada Coulibaly’nin yanında olduğunu düşünüyordu. Ancak Fransız haber ajansı AFP’ye açıklama yapan polis kaynakları, kadının saldırı sırasında Türkiye’de olduğunu ve daha sonra Suriye’ye geçtiğini bildirdi. Le Figaro gazetesine konuşan bir yetkili, kadının Madrid üzerinden Türkiye’ye girdiğini söyledi. Gazete, Türk istihbarat yetkililerine dayandırdığı bir iddiaya göre de, Boumeddiene’in 8 Ocak’ta Suriye sınırını geçtiğini belirtti. Kadının 9 Ocak tarihine aldığı dönüş biletini de kullanmadığına dikkat çekildi.
Koruyucu ailede büyüdü
Diğer teröristlerin öldürülmesinden sonra bir anda ülkenin en çok aranan suçlusu haline gelen Boumeddiene hakkındaki bilgiler de su yüzüne çıkmaya başladı. 26 yaşındaki Cezayir asıllı Boumeddiene’in, Coulibaly’yi tanımasıyla radikalleştiği tahmin ediliyor. Yedi çocuklu bir ailenin üyesi olarak dünyaya gelen Boumeddiene’in annesi o henüz altı yaşındayken hayatını kaybetti. Babasının kötü ekonomik durumu nedeniyle bir koruyucu aileye verilen Boumeddiene, 2009 yılında Amedy Coulibaly ile imam nikahı kıydı. Çift, Coulibaly’nin Mayıs 2014’te hapishaneden çıkmasından sonra tekrar beraber yaşamaya başladı. Paris’in güneyindeki yoksul bir semtte yaşayan çiftin silah ve ok kullanmak için Fransa’nın merkez bölgesinde bir ormana gidiyordu. Boumeddiene, kasiyer olarak çalıştığı işyerinden ‘çarşaf giyme ısrarı’ nedeniyle 2009’da atıldı.
500 kez aradı
Genç kadının partneri Coulibaly ile birlikte polis takibi altında olduğu ve daha önce sorguya çekildiği ortaya çıktı. İkili aynı yıl Kouachi kardeşlerle beraber cihatçı Djamel Beghal’i ziyaret ederken görüntülenmiş. Paris Başsavcısı François Molins, düzenlediği basın toplantısında, Hayat Boumeddiene’nin 2014’te Said Kouachi’nin sevgilisi Izzana Hamyd’i telefonla 500 kez aradığını belirterek, bu ikilinin yakın arkadaş olduğunun altını çizdi. (kaynak:milliyet.com.tr)
12 kişiyi öldüren Cherif ve Said Kouachi kardeşlerin Dammartin’de polise direndikleri sırada bir marketi basan Amedy Coulibaly’nin imam nikahlı eşi Hayat Boumeddiene’nin (26) 2 Ocak’ta Türkiye’ye Sabiha Gökçen Havaalanı’ndan yanında kimliği belirlenemeyen bir kişiyle birlikte giriş yaptığı ortaya çıktı. 2-3 Ocak tarihlerinde İstanbul’da bulunan Boumeddiene’nin 4 Ocak’ta Şanlıurfa’ya gittiği saptandı. Ancak Boumeddiene’nin bu tarihten sonra nereye gittiği bilinmiyor. Boumeddiene’nin yasadışı yollardan Suriye’ye geçtiği sanılıyor. Elindeki bilgileri Fransız makamları ile de paylaşan güvenlik birimlerinin konuyla ilgili çalışmaları sürüyor.
Dergi saldırısının ardından Amedy Coulibaly, bir kadın polisi öldürmüştü. Kouachi kardeşler Dammartin’de polise direnirken, şehrin öte tarafında bir Coulibaly bir marketi basmıştı. Polis saatler sonra iki bölgede de yaptığı operasyonla saldırganları öldürmüştü. Fransız yetkililer, önce Boumeddiene’nin, kadın polisi vurduğu sırada Coulibaly’nin yanında olduğunu düşünüyordu. Ancak Fransız haber ajansı AFP’ye açıklama yapan polis kaynakları, kadının saldırı sırasında Türkiye’de olduğunu ve daha sonra Suriye’ye geçtiğini bildirdi. Le Figaro gazetesine konuşan bir yetkili, kadının Madrid üzerinden Türkiye’ye girdiğini söyledi. Gazete, Türk istihbarat yetkililerine dayandırdığı bir iddiaya göre de, Boumeddiene’in 8 Ocak’ta Suriye sınırını geçtiğini belirtti. Kadının 9 Ocak tarihine aldığı dönüş biletini de kullanmadığına dikkat çekildi.
Koruyucu ailede büyüdü
Diğer teröristlerin öldürülmesinden sonra bir anda ülkenin en çok aranan suçlusu haline gelen Boumeddiene hakkındaki bilgiler de su yüzüne çıkmaya başladı. 26 yaşındaki Cezayir asıllı Boumeddiene’in, Coulibaly’yi tanımasıyla radikalleştiği tahmin ediliyor. Yedi çocuklu bir ailenin üyesi olarak dünyaya gelen Boumeddiene’in annesi o henüz altı yaşındayken hayatını kaybetti. Babasının kötü ekonomik durumu nedeniyle bir koruyucu aileye verilen Boumeddiene, 2009 yılında Amedy Coulibaly ile imam nikahı kıydı. Çift, Coulibaly’nin Mayıs 2014’te hapishaneden çıkmasından sonra tekrar beraber yaşamaya başladı. Paris’in güneyindeki yoksul bir semtte yaşayan çiftin silah ve ok kullanmak için Fransa’nın merkez bölgesinde bir ormana gidiyordu. Boumeddiene, kasiyer olarak çalıştığı işyerinden ‘çarşaf giyme ısrarı’ nedeniyle 2009’da atıldı.
500 kez aradı
Genç kadının partneri Coulibaly ile birlikte polis takibi altında olduğu ve daha önce sorguya çekildiği ortaya çıktı. İkili aynı yıl Kouachi kardeşlerle beraber cihatçı Djamel Beghal’i ziyaret ederken görüntülenmiş. Paris Başsavcısı François Molins, düzenlediği basın toplantısında, Hayat Boumeddiene’nin 2014’te Said Kouachi’nin sevgilisi Izzana Hamyd’i telefonla 500 kez aradığını belirterek, bu ikilinin yakın arkadaş olduğunun altını çizdi. (kaynak:milliyet.com.tr)
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)