Paris etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Paris etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

2 Haziran 2017 Cuma

Trump Paris İklim Anlaşmasından çekileceğini açıkladı

ABD Başkanı Donald Trump, ABD'nin Paris İklim Anlaşması'ndan imzasını çektiğini duyurdu.

Trump, anlaşmanın “ABD’nin dezavantajına olduğunu, diğer ülkelere ABD’ye karşı ekonomik avantaj sağladığını” savundu.
ABD’nin yeni “daha adil bir anlaşma arayışında olacağını” ifade eden ABD lideri, “Bugünden itibaren anlaşmaya uymaya son veriyoruz” dedi.
Anlaşma, fosil yakıtlarının kullanımının kısıtlanması ve sera gazı emisyonlarının azaltılmasıyla, küresel sıcaklık artışının 1,5 ila 2 derecede kalması için ülkelerin çaba göstermesini öngörüyor.
Trump’ın bu kararıyla ABD, anlaşmaya taraf olmayan Suriye ve Nikaragua’nın ardından üçüncü ülke olarak tarihe geçti.
KÖMÜR MADENLERİ AÇACAK
Trump, seçim kampanyası süresince ABD başkanı olduktan sonra 100 gün içinde ülkenin kömür endüstrisini geliştirmek adına anlaşmadan çekileceği vaadinde bulunmuştu.
Beyaz Saray’da açıklama yapan Trump, anlaşmadan çekilmesinin ülkenin petrol ve kömür endüstrisine yardımcı olacağını savunuyor.
Anlaşma için “hiç adil değil” diyen Trump, yeni kömür madenleri açılacağını, Batı Virginia ve Pensilvanya’da planlamaya başladıklarını söyledi.
Paris İklim Anlaşması’yla çok sayıda ABDlinin işlerini kaybedeceğini belirten Trump “Bizim ihtiyacımız olan bu değil. Kömür madencilerini çok seviyorum” dedi.
Muhalifler, bu kararla beraber ABD’nin müttefikleriyle arasının açılacağı görüşünde.
PİTTSBURGH’DAN TRUMP’A YANIT
Trump konuşmasında “Ben Pittsburgh vatandaşlarını temsil etmek için seçildim, Paris değil” dedi.
Bunun üzerine Pittsburgh Belediye Başkanı Bill Peduto, Twitter hesabından Trump’a tepki gösterip “Pittsburgh Belediye Başkanı olarak, halkımız, ekonomimiz ve geleceğimiz için Paris Anlaşması’nın yönetmeliklerine uyacağımın teminatını veririm” mesajı paylaştı.

‘SÜREÇ 2019’DAN ÖNE BAŞLAYAMAZ’
BBC Washington muhabiri Anthony Zurcher, anlaşmadan çekilme kararının kolay uygulanamayacağını söylüyor. Zurcher, Trump’ın anlaşmadan imza çekme kararını tebliğ etse de, resmi sürecin bir sene sürdüğünü ve Kasım 2019’a kadar başlayamayacağını dile getirdi.
Fransa’nın başkenti Paris’te 2015 yılında yaklaşık 200 ülkenin katılımıyla imzalanan anlaşmada, küresel sıcaklık artışının yüzyılın sonuna kadar 2 derecenin altında tutulması konusunda uzlaşılmıştı.
Anlaşmada imzası olan ülkeler, küresel sera gazı emisyonunu düşürmeyi hedefliyor. Bu adım, fosil yakıtların yanması sonucu oluşan karbondiyoksit gazının da azaltılması anlamına geliyor.
Bilim insanları, küresel ısınma, deniz suyu seviyesinin yükselmesi, kuraklıklar ve sert fırtınalardan karbondiyoksit oranlarını sorumlu tutuyor.
Uzmanlar, ABD’nin anlaşmadan çekilmesinin küresel iklim değişimine etki edeceği, sıcak hava dalgaları, seller ve kuraklıkların daha sık yaşanabileceği uyarısında bulunuyor.
Anlaşmaya göre ABD’nin karbon emisyonlarını 2025 yılı itibarıyla 2005 seviyesinden yüzde 26-28 düşürmesi gerekiyordu.
İmzasını çeken ABD, Çin’den sonra karbondioksit emisyonunda ikinci sırada geliyor. Sözcü

12 Mart 2017 Pazar

Paris'te vahşet! Gergedan boynuzu için öldürüldü

Fransa’da, bir hayvanat bahçesinde gergedanın boynuzu için öldürülmesinin şoku yaşanıyor. Thoiry Hayvanat Bahçesi‘nin müdürü "Gergedanın öldürülmesi karşısında ben ve hayvanat bahçesi çalışanları olarak büyük bir şok yaşadık. Paris’e 45 dakika mesafede bunun yaşanması şaşırtıcı" dedi.

Fransa’nın başkenti Paris yakınlarında, boynuzu için öldürülen gergedanın bulunduğu Thoiry Hayvanat Bahçesinin Müdürü Thierry Duguet “Gergedanın öldürülmesi karşısında ben ve hayvanat bahçesi çalışanları olarak büyük bir şok yaşadık. Paris’e 45 dakika mesafede bunun yaşanması şaşırtıcı.“ dedi.
AA muhabirine konuşan Duguet, gergedana yönelik bir saldırı beklemediklerini belirterek, “3 kapı kırılıp (gergedan) kurşunlanarak öldürülmüş. Genelde bu tür olaylar Afrika’da tabiatta oluyor. Böyle bir vaka Avrupa’da ilk kez gerçekleşti. Buna hazır değildik. Gergedanın öldürülmesi karşısında ben ve hayvanat bahçesi çalışanları olarak büyük bir şok yaşadık. Paris’e 45 dakika uzaklıkta böyle bir olay gerçekleşmesi bizi çok şaşırttı.“ diye konuştu.
Hayvanat bahçesinin güvenliğine ilişkin bir soruşturma yürütüldüğünü söyleyen Duguet, "Henüz bilmiyoruz. Farklı seviyelerde güvenlik önlemlerimiz var. Üç büyük demir kırılarak açılmış. Her yerde kameralar var ve hayvanat bahçesinde yaşayanlar da var. Konuya ilişkin soruşturma sonrası güvenlikteki zafiyetin neler olduğu ortaya çıkacak." ifadelerini kullandı.
Duguet, Avrupa’da birçok meslektaşından büyük destek aldığını vurgulayarak, "Nasıl bir silah kullandılar bilmiyoruz. İlk kez böyle bir saldırıyla karşı karşıya kaldık. Avrupa’da hayvanların güvenliği konusunda bundan sonra yeni bir dönem başlayacaktır. Asya’da bu karaborsanın çok yaygın olduğunu biliyoruz. Boynuzunun tedavi amaçlı kullanıldığı belirtiliyor ancak bunun bilimsel bir dayanağı yok.” şeklinde konuştu.
Pazartesi akşamı Paris’e 50 kilometre uzaklıktaki Thoiry Hayvanat Bahçesine düzenlenen saldırıda Vince adlı beyaz gergedan başında vurularak öldürülmüş ve boynuzlarından birisi testere ile kesilmişti. Olayla ilgili soruşturma sürüyor. cnntürk

19 Ocak 2017 Perşembe

NASA açıkladı! Rekor kırıldı

ABD Havacılık ve Uzay Dairesi (NASA), 2016'nın bir önceki yılda kaydedilen sıcaklık verilerinin de üstüne çıkarak dünyanın en sıcak yılı rekorunu kırdığı açıkladı.

NASA ve İngiliz meteoroloji kurumu Met Office’in açıkladığı verilere göre, sıcaklıklar 2015’te kaydedilen değerden yaklaşık 0.07 derece fazla ölçüldü.
İngiltere Meteoroloji Dairesi’nin verilerindeki artış yanılma payı dahilinde olsa da, NASA yetkilileri, 2016’nın sıcaklık rekoru kırılan üst üste üçüncü sene olduğunu belirtti.
BBC Türkçe’nin haberine göre; bilim insanları, bu artışta El Niño hava olayının etkili olduğunu söylüyor.
Ancak asıl etken, insan eliyle yapılan karbondioksit salımı.
KARMAŞIK BİR TABLO
Gözlemciler için bu son veriler çok da şaşırtıcı olmadı. Bilim insanları, 2016 yılının Mayıs ayında bu yılın sıcaklık rekorunu kırabileceğini öngörmüştü.
1880 yılından bu yana ölçülen NASA verilerine göre, 2016 kayıtlı tarihteki en sıcak yıl. BBC’ye konuşan NASA yetkilisi Gavin Schmidt, 2016’nın bir önceki yılı “yaklaşık 0.1-0.12 dereceyle geçtiğini” söyledi.
Schmidt, “Bu oran kulağa çok da yüksek gelmiyor ama yıldan yıla kaydedilen sapmalara bakıldığında, aslında bu oldukça büyük bir değişim” dedi ve şöyle devam etti: “Bu gördüğümüz açıkça bir rekor ve El Niño olaylarının büyük oranlarda sıcaklık ürettiği tropikal Pasifik bölgesindeki değişimlerin sonucu. Ama sıcaklık artışındaki uzun vadeli eğilimlerin sera gazı salınımlarından kaynaklandığını da gördük.”
WMO: KUZEY KUTBU’NDA SICAKLIK NORMALE GÖRE 2 KAT HIZLI ARTIYOR
Araştırmacılar, bunun azımsanmayacak bir değişim olduğunu ancak bütün hikâyenin bundan ibaret olmadığını söylüyor. El Niño’nun katkısıyla bunun birçok kez yaşandığı belirtiliyor.
Farklı kaynakların verilerine dayanan Dünya Meteoroloji Örgütü’nün (WMO) raporuna göre, 2016 yılının 0.07 derecelik bir artışla sıcaklık rekoru kırdığı doğru.
WMO’ya göre, ısınma nedeniyle aynı yıl, Kuzey Kutbu ve Antarktika’da deniz buzları rekor düzeye geriledi.
WMO yetkilisi Peter Taalas, “Kuzey Kutbu’nda sıcaklık, küresel ortalamaya oranla 2 kat hızlı yükseliyor. Deniz buzlarının düzenli olarak azalması, dünyanın diğer bölgelerindeki iklimi, havayı ve okyanus dolaşımını da etkiliyor” dedi.
Ancak 2016’nın sıcaklık verilerine ilişkin bazı verilerde, en sıcak yıl rekorunun kırılıp kırılmadığı konusu netlik kazanmış değil.
MET: 2016 EN SICAK 2 YILDAN BİRİ
İngiliz meteoroloji kurumu MET, 2016’nın 0.1 derece yanılma payı ile uzun dönem ortalamasının 0.77 derece üzerinde olduğunu belirtiyor.
Son ölçümleri değerlendiren MET yetkilileri, 2016 yılının nihayetinde “en sıcak 2 yıldan biri” olduğu görüşünde.
Araştırmacılar, 2017’nin en sıcak yıl rekorunu kırmasının düşük bir ihtimal olduğunu ancak en sıcak 5 yıl arasında sayılacağını söylüyor.
Bilim insanları ve siyasetçiler, Paris iklim değişikliği anlaşmasının öngördüğü 1.5 derece sıcaklık artışı seviyesine yaklaşıldığından endişe duyuyor.
ABD’de Trump yönetiminin başa gelmesiyle, iklim değişikliğiyle mücadelenin gücünü kaybedeceği kaygıları öne çıkıyor.
University College London’dan Mark Maslin, “İklim değişikliği, 21. yüzyılda karşılaşılan en büyük zorluklardan biri ve yavaşlamaya dair hiçbir emare yok” diyor.

6 Ağustos 2016 Cumartesi

Fransız Bilim Adamlarından İstanbul İçin Deprem Uyarısı

Marmara Denizi altında kurulan gözlem ekibinde görev alan Fransız bilim adamları, 6 aylık çalışma sonunda hazırladıkları raporu, Le Figaro gazetesi ile paylaştı. Uzmanlar iki fay hattının burun buruna olduğunu ve hareket etmediğini, ancak ilk hareketlilikte 2 metreye kadar kayma yaşanabileceğini ve bunun da 7 ila 8 büyüklüğünde depreme yol açabileceğini söylediler.

Fransız Le Figaro Gazetesi, ses dalgalarını ölçen balizlerinin, "İstanbul'un tektonik tabakalar altındaki fay hattında basıncın en yüksek seviyede olduğunu" gösterdiğini yazdı. Amerika'nın Sesi'nde yeralan habere göre, Marmara Denizi altında deprem olasılığını araştırmak üzere oluşturulan uluslararası bilim heyetinde yer alan Fransız uzmanlar, son araştırmaların "iki fay hattının burun buruna olduğunu ve hareket etmediğini, ancak ilk hareketlilikte 2 metreye kadar kayma yaşanabileceğini ve bunun 7 ila 8 richter büyüklüğünde bir depreme yol açacağını söylediler. Bilim adamları, "Ancak henüz bu depremin yarın mı yoksa 30 yıl sonra mı olacağı konusunda bir bilgimiz yok. Belki de bunu hiç bilemeyeceğiz" dediler.

"Fay hattındaki basınç en yüksek seviyede"

İstanbul'un 10 kilometre kadar güneyinde Avrasya ve Anadolu tektonik plakalarını ayıran bir jeolojik fay hattı bulunuyor. Ve bu iki tektonik plaka, birbirine orantılandığında, her yıl yaklaşık 20 mm. kayıyor. Ancak ara yüzeylerinde, sürtünme kuvveti serbestçe kaymalarını engelliyor. Dolayısıyla düzenli olarak bloke olan iki fay hattı, yıl içinde gerçekleşen tüm yer değiştirmeleri de biriktiren bir şekilde, bir kaç saniyede, ani hareketliliklerle kayıyor bu da şiddetli depremlere yol açıyor.
Yüzlerce kilometre uzunluğundaki Kuzey Anadolu fay hattı, 1912, 1939, 1942, 1943, 1944, 1957, 1967, 1999 ve 2014'te, bazı yerlerinden defalarca kırılma gösterdi. İzmit'te 1999'da, 18 bin kişinin öldüğü, 25 bin kişinin de yaralandığı 7.2 büyüklüğünde bir depreme yol açtı. İstanbul'da, Marmara Denizi'nin altında, uzun süredir fay hattında kırılma olmadı. İstanbul'da önemli bir deprem en son 250 yıl önce, 1766'da gerçekleşti.

‘7 veya 8 büyüklüğünde deprem’

Fransız Paris Yerküre Fizik Araştırmaları Enstitüsü Başkanı Robin Lacassin, "Eğer o tarihten bu yana fay hattında hareketlilik olmadıysa, bu da demektir ki 2 metreye yakın bir haraketlilik olabilir. Ve bu 7 ila 8 büyüklüğünde bir deprem anlamına gelmektedir" dedi

Marmara Denizi altında karşılıklı sıkışan iki fay hattının yaratacağı deprem etkisinin ufak hareketlerle hissedilmeden geçip geçmeyeceğini araştırmak üzere aralarında Fransız bilim adamlarının da bulunduğu uluslararası bir uzman ekip kuruldu.

Projeye katılan Batı Bretagne Üniversitesi jeofizikçisi Jean-Yves Royer, "Suların elektromanyetik dalgaları bloke etmesi nedeniyle fay hareketlerini GPS aracılığıyla ölçemiyoruz. Bunun üzerine 2014 yılı sonunda, Marmara Denizi'nde, İstanbul'un güneyindeki bölümüne, 800 metre derinlikte, fay hattının 1700 metre uzunluğunda, ses dalgalarını ölçen akustik balizlerden oluşan bir ağ yerleştirdik. Fay hatlarının ayrışma uzaklığını ölçmek için balizler kendi aralarında iletişim sağlıyor. Ama bu sistem, dalga hızını belirleyen suyun sıcaklığı, basınç ve tuzluluk oranı gibi etkenlerin de çok iyi bilinmesini gerektiriyor "dedi.

"Çok büyük risk var"

Uluslararası uzman ekip Geophysical Research Letters adlı bilim dergisinde araştırmalarının ilk 6 aylık bölümünün sonuçlarını yayınladılar. Royer, "Balizler arasındaki uzaklıkları net bir şekilde ölçtük. Ve bir hareketlilik tespit etmedik. Bir yıllık gözlem rakamları da geldi. O da bu tespiti doğrular nitelikte. Fay hattı bloke olmuş durumda. Bu bizim için sürpriz olmadı ama son derece güzel bir deneysel onay anlamına geliyor. Emin olmak için deneylere devam etmek gerekiyor. Ama bu bulgu aynı zamanda çok büyük bir risk olduğunu doğruluyor ve bu çok endişe verici" diye konuştu.
Marmara Denizi altındaki ses balizlerinin 5 yıl deney alanında kalması öngörülüyor. Eğer sistemin dayanıklı olduğu görülürse, bu sistem deniz altını izleyen "sismografların da eklendiği sürekli bir izleme sistemine" çevrilebilecek.

"Deprem öngörüsü garanti değil"

Fransız uzman Royer, "Ama bu şu an 1 milyon Euro'ya mal olan sistemin maliyetinin 10 ila 100 katı arasında yükselmesi anlamına geliyor" diyerek işin finansal zorluklarına dikkat çekiyor. Üstelik bu kadar pahalı bir sistem depremin öngörülmesini de garanti edemiyor" görüşünü dile getirdi.

Paris Yerküre Fizik Araştırmaları Enstitüsü Başkanı Robin Lacassin, " Bu jeolojik ve jeofizik ölçümlerin sonunda yalnızca potansiyel deprem riskini ve boyutunu tahmin edebiliriz. Araştırmanın bu haliyle depremin yarın mı yoksa 30 yıl sonra mı meydana geleceğini bilemeyiz. Belki de bu hiçbir zaman olanaklı olmayacak" dedi. DHA

26 Aralık 2015 Cumartesi

Yere çöp atan yandı

İtalya'da parlamentoda kabul edilen bir yasayla yere izmarit, sakız gibi çöp atanlara 300 euro'ya kadar para cezası geliyor.

Hafta içinde kabul edilen "yeşil ekonomi" yasası kapsamında, sokak, park gibi kamusal alanlarda "çöp kutusu olmayan" herhangi bir yeri kirletenler para cezasına çarptırılacak.

Yere sigara izmariti atarken yakalananlara 300 euro'ya kadar para cezası kesilecek.

Sakız, kâğıt parçası gibi çöpleri yere atanlara ise 30-150 euro arası ceza verilecek.

Belediyeler de, görev alanlarındaki açık alanlara yeterli sayıda çöp kutusu ve kül tablası yerleştirmekle yükümlü olacak.

Yeni yasa sayesinde, çevre ve hava kirliliğiyle savaşılması ve fosil yakıtlara bağımlılığın azaltılarak sürdürülebilir kalkınma hedeflerine yaklaşılması amaçlanıyor.

Hava kirliliğiyle mücadele

Bu kapsamda hükümetin hava kirliliğiyle mücadele için 35 milyon euro yatırım yapması da öngörülüyor.

Özellikle büyük kentlerde toplu taşımanın daha ulaşılır hale getirilmesi, araç ve bisiklet paylaşımı programlarının yaygınlaştırılması amaçlanıyor.

İtalya Çevre Bakanı Luca Galletti parlamentoda kabul edilen yeşil ekonomi yasasının, Paris'te birkaç hafta önce yapılan "iklim zirvesinde (Cop 21) varılan anlaşmaya ve sürdürülebilir bir ekonomi inşa etmeye yönelik bir adım" olduğunu söyledi.

Pizza fırınları yasaklanmıştı

İtalya'da son haftalarda hava kirliliğinin özellikle büyük kentlerde kritik seviyeye ulaşması nedeniyle olağanüstü tedbirler alınmaya başlamıştı.

Roma, Milano, Torino gibi kentlerde zaman zaman özel araçların trafiğe çıkması kısıtlanıyor, toplu taşıma ücretsiz hale getiriliyor.

Pizzalarıyla ünlü Napoli yakınlarındaki San Vitaliano kasabasında da önceki hafta hava kirliliğinin kritik seviyeye gelmesi üzerine pizza yapımında kullanılan odun fırınları yasaklanmıştı.

BBC Türkçe

25 Aralık 2015 Cuma

İlk yazılan Kuran-ı Kerim bulundu mu?

İngiltere'nin Birmingham Üniversitesi'nde bulunan ve en az 1370 yıllık olduğu düşünülen Kuran-ı Kerim hakkındaki incelemeler sürüyor.


Temmuz ayında İngiltere’nin Birmingham Üniversitesi kütüphanesinden tesadüfen keşfedilen ve karbon testi  yapıldıktan sonra en az 1370 yıllık olduğu anlaşılan, ve günümüze ulaşabilen ilk Kuran-Kerim olduğu düşünülen kutsal metin sayfaları hakkındaki birçok farklı görüş ortaya atıldı.

Yapılan incelemeler, el yazması bu sayfaların kaynağı hakkında çok daha büyük soru işaretlerini gündeme getirdi. Dünyanın farklı kesimlerinden konuya yapılan tepkiler, durumun açıklanandan çok daha önemli olduğunu gözler önüne seriyor.

Yapılan tahliller, parşömenin yüzde 95 olasılıkla, 568 ile 645 yılları arasındaki dönemden kalmış olduğunu gösteriyor. Buna göre, bulunan Kuran-Kerim sayfalarının, Hz. Muhammed’in 632 yılında ölümünden sonra halifelik görevine başlayan Hz. Ebubekir tarafından kitaplaştırılan ilk Kuran-ı Kerim’e ait olabileceği iddia ediliyor.
Bu ise, İslamiyet ve Müslümanlar açısından bugüne kadar yapılmış en büyük keşif olabilir.

El yazması Kuran sayfalarının, Birmingham Üniversitesi’ne ulaşmadan önce, Mısır’ın en eski camisi olan Fustat şehrindeki Amr bin el-Âs Camiinde yer aldığı biliniyor.

ESERİN BİR KISMI PARİS’TE BULUNUYOR

Araştırmacılar, Birmingham Üniversitesi’nde bulunan el yazması Kuran-ı Kerim’in, Paris’teki Fransız ulusal kütüphanesi Bibliotheque Nationale de France’de yer alan el yazmalarının parçası olduğunu ileri sürüyor. Fransa Ulusal Kütüphanesi, bu konuda Kuran tarihçisi Francois Deroche’nin görüşüne yer veriyor. Deroche, her iki el yazmasının da aynı eserin parçası olduğu konusunda hemfikir. Paris’teki el yazması Kuran-ı Kerim sayfalarının kaynağının da Mısır’daki Amr bin el-Âs Camii olduğu biliniyor.

Paris’e getirilen parçaların, 19. yüzyılın başlarında Napolyon ordularının işgali altındaki Mısır’da konsolos yardımcılığını yapan Asselin de Cherville tarafından Fransa’ya getirildiği düşünülüyor.

Deroche, 1820′lerde Asselin de Cherville öldükten sonra eşinin el yazması birçok eseri İngiltere kütüphanesine satmaya çalıştığı, ancak tüm eserlerin daha sonrasında Paris ulusal kütüphanesine konulduğunu belirtiyor.

SAYFALARIN BİR KISMI ANTİKA PAZARINA DÜŞMÜŞ

Kuran tarihçisi Deroche, 19. yüzyıl sonunda bazı el yazmalarının Fustat’taki Amr bin el-Âs Camiinden alınıp, Kahire’deki ulusal kütüphaneye taşındığını belirtiyor. Bu süreçte bazı kopyaların da, asıllarından ayrılıp antika pazarına düştüğü iddia ediliyor. Bu süreçte İngiltere’ye ulaşan kopyaların 1920′lere kadar birçok kez satıldığı, ancak Alphonse Mingana’ya ulaştıktan sonra Birmingham Üniversitesi’ne getirildiği düşünülüyor.

Esasen bir Suriyeli olan Alphonse Mingana, günümüzde Irak sınırları içerisinde yer alan Zakho kentinde doğdu. Varlıklı İngiliz ailesi Cadbury tarafından fonlanan Mingana, Ortadoğu’da antika topladığı bir tura çıktı.

Deroche, batılı koleksiyonerlerin elindeki birçok parçanın da hala gün yüzüne çıkmadığını belirtiyor.

Aslında tüm ipuçları ve bilgiler birbiriyle eşleşiyor olsa da, Birmingham Üniversitesi’ndeki keşif, tartışmaları beraberinde getiriyor. Radyokarbon testi, kütüphanedeki el yazmalarının 568 ve 645 yılları arasında yapıldığını ortaya koyuyor. Bu da en geç, Hz. Muhammed’in ölümünden 13 yıl sonraya denk geliyor.

‘YAZAN KİŞİ HZ. MUHAMMED’İ TANIYORDU’

Birmingham Üniversitesi Hristyanlık ve İslam profesörlerinden David Thomas ise, “Bunları yazan kişi muhtemelen Hz. Muhammed’i de tanıyordu” şeklinde konuştu.

Fakat bu bilgi, dönemin dil kullanımı ve yazım şekli ile örtüşmüyor.

Londra’daki Doğu ve Afrika çalışmaları araştırmacılarından Mustafa Şah, çizgisel kanıtların, gramer işaretlerinin ve mısraların ayrılma biçiminden yola çıkılarak bu el yazmalarının daha ileri bir tarihe ait olduğunu ileri sürüyor. Şah’a göre erken dönem Arapça ile Birmingham Üniversitesi’nde bulunan el yazısı Arapça metinler birbiriyle örtüşmüyor.

Öte yandan Profesör Deroche, radyokarbon testlerinin, tarihi bilinen birçok ürünün tarihini yanlış verdiğine dikkat çekiyor.

Ancak testi yapan Oxford Üniversitesi, test sonuçlarının doğru olduğu konusunda ısrarcı ve testin arkasında duruyor.

Birmingham Üniversitesi kütüphanesinde el yazması Kuran’dan sadece 2 sayfa yer alıyor. Eserin tamamının ise 200 sayfa civarında olduğu tahmin ediliyor.

Mustafa Şah, 1990′lara kadar 8. yüzyıla kadar yazılı bir bütün halinde Kuran-ı Kerim’e rastlanmadığını belirtiyor. Ancak Paris’teki ve Londra’daki el yazmaları bunun tam tersini kanıtlar nitelikte…


İDDİALAR DOĞRUYSA NE OLACAK?

Peki Birmingham Üniversitesi’ndeki el yazmalarına yapılan karbon testi doğruysa ne olacak?

David Thomas, bunun tarihi bir an olacağını belirtiyor. Thomas, yazılan Kuran-ı Kerim’i kimin organize ettiği ve kaynaklarının ne olduğu gibi konuların tartışmaya açılacağını söylüyor.

Kuran’ın yazılı hale gelmesi, Hz. Muhammed’in ölümünden sonra 632 ve 634 yılları arasında halifelik yapan Hz. Ebubekir dönemine geldiği biliniyor.

İslam konusunda çalışan birçok araştırmacı, Birmingham’da keşfedilen Kuran’ın sayfalarının ilk Kuran’a ait olduğu ve bunun İslam çalışmaları konusunda bir ‘devrim’ olduğu konusunda hemfikir.

Öte yandan üzerinde el yazısı bulunan ve hayvan derisinden yapılan parşömenlerin bu tarihlerde üretildiği, yazının ise 650 ve 655 yılları arasında yazıldığı da düşünülüyor. Bu tarih ise 644 ve 656 yılları arasında görev alan Hz. Osman’ın halifelik dönemine denk geliyor. Hz. Osman’ın, o döneme kadar yazılan tüm Kuran’lara bir standart getirmeye çalıştığı ve revize ettiği Kuran-ı Kerim’leri Müslüman topluluklara gönderdiği
biliniyor.

Bu teorilerin hiçbirini kanıtlamak ya da reddetmek mümkün değil.

Birmingham Üniversitesi kütüphanesinden bir doktora öğrencisinin, koyun veya keçi derisinden parşömene yazılmış olan kitabın parçalarını dikkatle incelemesinden sonra, karbon 14 tarihleme yöntemi uygulanması kararlaştırılmış ve büyük heyecan uyandıran, bu yazıların bugüne dek ulaşmış en eski Kur’an-ı Kerim’e ait olabileceği sonucu ortaya çıkmıştı.

ÇEVİREN: SEDA TÜRKOĞLU/ Sözcü

22 Kasım 2015 Pazar

Anonymous "IŞID bugün bu ülkelere saldıracak"

Uluslararası hacker grubu Anonymous, terör örgütü IŞİD'in bugün ABD, Endonezya, İtalya, Lübnan ve Paris'te yeni saldırılar düzenleyeceğine ilişkin bilgilere ulaştıklarını açıkladı.



Anonymous IŞİD'in, ABD'nin Georgia eyaletine bağlı Atlanta Kentinde, Philips Arena'da 22 Kasım pazar günü düzenlenecek Dünya Güreş Gösterisi'ne de saldırı düzenleyeceğini öne sürdü.

Anonymous, amaçlarının tüm dünyayı, ya da saldırı düzenlenme olasılığı bulunan etkinliklere katılacak kişileri uyarmak olduğunu açıklayarak "IŞİD'e de yapacakları eylemlerden dünyanın haberi olduğunu bildirmek istiyoruz ki belki bu eylemleri iptal ederler" dedi.

"BURALARDA SALDIRI DÜZENLEYECEKLER" İDDİASI

Anonymous'ın bugün IŞİD saldırısına uğrayacağını öne sürdüğü hedefler arasında Paris'te kadınların yapacağı toplu gösteri, bir oyun salonu, Roma ve dünyanın başka kentlerinde de kutlanacak Mesih Bayramı, ABD'li heavy metal grubu Five Finger Death Puch'ın Endonezya'da vereceği konser, Lübnan'da Holy Spirit Ünivesitesi'nde düzenlenecek Pastoral Günü olduğunu ileri sürdü.

Anonymous, IŞİD'in söz konusu saldırıları planladığına ilişkin kanıtları da yetkililerle paylaştıklarını belirtti.

Nafiz ALBAYRAK/NEW YORK, (DHA)

19 Kasım 2015 Perşembe

Obama: Esad gitmeli

Antalya'daki G20 zirvesinde Erdoğan ve Putin'le görüşen ABD Başkanı Obama Suriye krizi hakkında konuştu; “Esad gitmeli” dedi.

ABD Başkanı Barack Obama Asya Ekonomik İşbirliği Zirvesi (APEC) için gittiği Filipinler’in başkenti Manila’da Suriye krizi ile ilgili açıklamalarda bulundu.

Obama, “Esad iktidarda olduğu sürece Suriye’deki iç savaşın biteceğini öngörmüyorum” dedi.

Obama’nın, hafta sonu düzenlenen Antalya'daki G20 Zirvesi sırasında Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Rusya lideri Vladimir Putin'le birebir görüşmelerin ardından bu açıklamayı yapması dikkat çekti.

ABD Dışişleri Bakanı John Kerry, Viyana’da yapılan Suriye görüşmelerinin ardından 6 ay içerisinde geçiş hükümetinin kurulacağını söylemişti.  Türkiye'nin de aralarında bulunduğu 17 ülkenin katıldığı görüşmelerden Esad'ın geleceğine ilişkin bir uzlaşma çıkmazken 18 ay içinde Suriye’de bir seçim yapılması isteğinde mutabık kalınmıştı.

TRUDEAU OBAMA’YA SÖZ VERDİ

APEC zirvesinde Obama’yla görüşen Kanada Başbakanı Justin Trudeau, “IŞİD’le mücadelede güçlü partner olacağız” sözü verdi.
Trudeau, geçtiğimiz ay göreve gelmesinin ardından ABD öncülüğündeki IŞİD karşıtı koalisyondaki savaş uçaklarını geri çekme kararı almıştı. 129 kişinin yaşamını yitirdiği Paris saldırıları sonrasında bu karar tartışılmaya başlandı. hürriyet.com.tr

14 Kasım 2015 Cumartesi

Fransa Cumhurbaşkanı Hollande: Saldırıları IŞİD düzenledi

Fransa Cumhurbaşkanı François Hollande, dünyayı sarsan Paris saldırılarının sorumlusunun terör örgütü IŞİD olduğunu açıkladı.

Hollande açıklamasında, kentin farklı noktalarında gerçekleştirilen silahlı ve bombalı saldırılarda 127 kişinin öldüğünü belirtti. CNN International, saldırılarda en az 153 kişinin yaşamını yitirdiğini öne sürmüştü.

Paris saldırılarının plan ve organizasyonunun ülke dışında yapıldığını söyleyen Hollande, eyleme Fransa içinden yardım edildiğini belirtti.

Hollande ayrıca, Fransa'da katliam nedeniyle üç günlük ulusal yas ilan edildiğini söyledi.

Fransa Cumhrubaşkanı saldırıları "savaş nedeni" olarak tanımladı.

İŞBİRLİĞİ VURGUSU

Avusturya'nın başkenti Viyana'da Suriye görüşmeleri öncesi Paris saldırıları ile ilgili basına açıklama yapan Fransa Dışişleri Bakanı Laurent Fabius ise terörle mücadelede uluslararası işbirliğinin hiç olmadığı kadar gerekli olduğunu söyledi.

Fabius, "Buraya Cumhurbaşkanı adına geldim. Terörle mücadelede uluslararası işbirliği yapmak hiç olmadığı kadar gerekli. Viyana'daki görüşmelerde de IŞİD'le uluslararası mücadelede somut olarak nelere önem verilebileceği üzerine görüşmeler gerçekleştirilecektir" dedi. cnntürk.com.tr

Metalciler katliamdan kurtuldu mu?

Fransa'yı kana bulayan saldırılarda en çok ölüm Amerikalı Eagles of Death Metal (Death Metal Kartalları) topluluğunun konseri öncesinde yaşandı. Grup üyelerinin Bataclan konser salonundaki katliam sonrası akıbetleri bilinmiyordu. Grubun davulcusu Julian Dorio'nun eşi Washington Post gazetesine yaptığı açıklamada, grup üyelerinin kaçmayı başardığını söyledi.

Paris’e 11 Eylül terörünü yansıtan 13 Kasım saldırılarında en çok kurban, Amerikalı müzik grubu Eagles of Death Metal’in sahneye çıkacağı Bataclan konser salonunda yaşandı. Konsere bir saat kalan içeri giren saldırganlar otomatik silahlarla müzikseverleri taradı.

Salonun uzak bölümlerinde önce bu sesler şovun parçası sanıldı ama etraf kan gölüne dönünce gerçek anlaşıldı. Bir grup müzikseveri rehin alan saldırganlardan bir kısmı kendisini havaya uçurunca ölü sayısı arttı, ardından polis eylemi sonlandırdı.

ÖLDÜKLERİ YÖNÜNDE İDDİALAR VARDI

Birkaç saat boyunca Eagles of Death Metal üyelerinden haber gelmedi. Hepsinin öldürüldüğü iddiaları sosyal medyada dolaştı.
TSİ 02.00 sularında grubun Facebook sayfasından şu mesaj paylaşıldı: “Üyelerimizin ve ekip arkadaşlarımızın nerede olduğunu ve güvende olup olmadıklarını hala tespit etmeye çalışıyoruz. Düşüncelerimiz bu trajik olaydan etkilenenlerle beraber.”

Bir süre sonra grubun davulcusu Julian Dorio’nun eşi Washington Post gazetesine konuştu ve “Grup üyeleri güvende. Sahnedeki herkes kaçmayı başardı” dedi.  Sözcü

10 maddede Fransa’nın 11 Eylül’ü

Fransa'nın başkenti Paris, eş zamanlı gerçekleştirilen silahlı ve bombalı saldırılarla kana bulandı. En az 120 kişi hayatını kaybetti. CNN International, can kaybını 153 olarak duyurdu. Dünyayı şoke eden eylem, hem 11 Eylül 2001'den bu yana bir Batı başkentini vuran en kanlı, hem de İkinci Dünya Savaşı'ndan beri Fransa'da gerçekleşen en ölümcül saldırı olarak tarihe geçti. Fransa, ABD ve Türkiye’nin IŞİD’e karşı askeri operasyonları artırmaya hazırlandığı yönünde haberlerin yayınlandığı, G-20 zirvesi arifesinde gerçekleşen son yılların bu en büyük terör eylemi tüm dünyada kınandı. İşte şu ana dek uluslararası medyaya yansıyan bilgilere göre 10 maddede Fransa’nın 11 Eylül’ü:

NE BİLİYORUZ?

1) Silahlı saldırılar şehir merkezinde gerçekleşti. Fransa-Almanya maçının oynandığı, şehrin banliyölerindeki Stade de France yakınlarında da patlamalar oldu. Maçın ardından polis taraftarlardan statta kalmalarını istedi ve bir süre sonra güvenli kapılardan tahliye yapıldı.

2) Maskeli saldırganlar Paris’in 10. ve 11. bölgelerinde (arrondissement) bir dizi restoranın önünde oturanların üstüne ateş açtı.

3) Paris’in Bataclan konser salonunda açılan ateşin ardından 100’den fazla müziksever rehin alındı. Polis salona baskın düzenleyip rehineleri kurtardı. Tüm saldırılarda en çok ölüm Bataclan’da gerçekleşti.

4) Fransız başsavcılığına göre 7’si üstündeki bombaları patlatan toplam 8 saldırgan öldü, ancak polisin hala saldırganların işbirlikçilerinin peşinde olduğu belirtiliyor. Kaçan en az bir saldırgan olduğu söyleniyor. Saldırganların Kalaşnikof tipi silahlar kullanıldığı sanılıyor.

5) Fransa sınır kapılarında tekrar pasaport kontrolüne başladı, OHAL ilan etti. Cumhurbaşkanı François Hollande Türkiye’de yarın başlayacak G-20 zirvesi için gerçekleştireceği ziyareti iptal etti.

NEYİ BİLMİYORUZ?

6) IŞİD sempatizanı bazı hesaplar sosyal medyada saldırıya destek verse de, son yılların en kanlı terör eylemini üstlenen henüz olmadı.

7) Reuters’a konuşan ABD kaynakları, saldırıların koordineli olduğuna inandıklarını söyledi. Ancak saldırılar arasındaki ilişki henüz netleşmedi ve bilgiler yetersiz.

8) Saldırıların Türkiye’de düzenlenecek G-20’nin gündemini ve liderlerin katılımını nasıl etkileyeceği henüz belli değil.

9) Türkiye, ABD ve Fransa’nın da yer aldığı IŞİD karşıtı koalisyon, Suriye’de askeri operasyonları artırmaya hazırlanıyordu. Bu ülkelerin başsağlığı ve kınama açıklamaları dışında saldırılara nasıl tepki göstereceği bekleniyor.

10) Tam olarak kaç kişinin öldüğü hala belirsiz. Onlarca ağır yaralı var.
Saldırıların gerçekleştiği yerler
hürriyet.com.tr

Paris’te kanlı gece!

Fransa'nın başkenti Paris'te yaşanan silahlı ve bombalı saldırıların ardından şehir kana bulandı. 153 kişinin öldüğü Paris'te ordu sokağa indi.

Fransa’nın başkenti Paris, eş zamanlı gerçekleştirilen silahlı ve bombalı saldırılarla kana bulandı. Dünyayı şoke eden ve Fransa’da sınırların kapatılıp, olağan üstü hal ilan edilerek ordunun şehre inmesine yol açan terör saldırılarında 153 kişi hayatını kaybetti. AFP, yaralı 200 kişiden 80′inin durumunun ciddi olduğunu bildirdi. Başlatılan soruşturmalara yakın bir kaynak yaptığı açıklamada terörist saldırıyı düzenleyen sekiz militanın öldüğünü söyledi.

YEDİ NOKTAYA EŞ ZAMANLI SALDIRI

Yedi noktaya düzenlenen saldırılardan en kanlısı, Paris’teki bir rock konseri sırasında gerçekleşti. Yaklaşık 1500 kişinin olduğu Bataclan konser salonuna saldıran silahlı kişiler; önce el bombaları attı, ardından da içeri girerek yüzlerce kişiyi rehin aldı. Üzerlerinde patlayıcı düzenekler olan saldırganlar, rehin aldıkları kişilerden birçoğunu öldürürken; onlarca kişi de terörle mücadele ekiplerinin düzenlediği operasyonla kurtarıldı. Yetkililer, ABD’li grup Eagles of Death Metal’in (Death Metal Kartalları) verdiği konser sırasında gerçekleşen saldırıda en az 100 kişinin yaşamını yitirdiğini açıkladı.

TEK TEK İNFAZ ETTİLER

Alınan bilgilere göre dört saldırgan en az 87 genci vurarak öldürdü. Ardından terörle mücadele ekipleri operasyon düzenleyerek binaya girdi, saldırganlar da üzerlerindeki patlayıcıları infilak ettirdi ve can kaybı 100′ü buldu. Bataclan konser salonu, Ocak ayında terör saldırısına uğrayan karikatür dergisi Charlie Hebdo’nun eski ofisine sadece 200 metre uzaklıkta bulunuyor.

PARİS BELEDİYE BAŞKAN YARDIMCISI: EN AZ 118 ÖLÜ

Paris Belediye Başkan Yardımcısı ise yaptığı açıklamada Bataclan Konser Salonu’nda en az 118 kişinin öldürüldüğünü belirtti. Öte yandan Republik Meydanı’nda ağır silahlı kişilerin etrafa ateş açtığı ifade edilirken Europe 1 radyosuna göre Paris’te bulunan Les Halles Alışveriş Merkezi’nde güvenlik güçleri ile saldırganlar arasında çatışma çıktı.

‘SOKAĞA ÇIKMAYIN’ UYARISI

Fransız polisi saldırıların ardından güvenlik önlemlerine ilişkin uyarılarda bulundu. Polis tüm Fransa halkına gerekli olmadıkça sokağa çıkılmaması için uyarıda bulundu.

“KAPI AÇIK”

Öte yandan Parisliler, sosyal medyada açtıkları “KapıAçık” hashtag’iyle kentte panik halindeki turistleri evlerine davet ediyorlar.

“TEKBİR SESLERİYLE SALDIRDILAR”

Paris’te birçok farklı noktada bombalı saldırı gerçekleşti. Saldırılardan birinin metro istasyonunda olduğu belirtilirken silah sesleri ve patlamaların ardından maçı izleyen Fransa Cumhurbaşkanı François Hollande, özel ekiplerce stattan uzaklaştırıldı. Öte yandan görgü tanıkları, saldırganların “Allah-u ekber” sesleriyle bombaları patlattıklarını öne sürdü.

STADA GİRMEYE ÇALIŞMIŞLAR!

Stat etrafındaki saldırı esnasında başka bölgelerde 4 patlama yaşanırken saldırganların maç oynanırken stada girmeye çalıştıkları, ancak başarısız olunca bombaları stat kapısında patlattıkları ortaya çıktı. Öte yandan sabah saatlerinde Almanya Milli Takımı’nın kaldığı otele bomba ihbarı yapılmıştı. (cnntürk.com.tr)

15 Ocak 2015 Perşembe

Papa'dan şok Fransa yorumu! "Anneme küfreden..."

Charlie Hebdo katliamının ardından Papa Francis'den de bir yorum geldi. Papa "Düşünceyi ifade etmenin de sınırları vardır" dedi, şöyle örneklendirdi: Eğer arkadaşım Gasparri anneme küfrederse bir yumruk yemeyi bekleyebilir. Bu çok normaldir. İnsanların inançlarıyla dalga geçemezsiniz.

Milliyet'in haberine göre; Filipinler'e yapacağı ziyaret için uçakta gazetecilere açıklama yapan Papa Francis Charlie Hebdo katliamıyla ilgili konuştu. Düşünceyi ifade etmenin bazı sınırları vardır. Özellikle bir insanın inancına hakaret edilmesi ya da alay edilmesi durumunda” diyen Papa, düşünceyi ifade özgürlüğünü temel bir insan hakkı olduğunu ancak herkesin düşüncesini ifade ederken kamu yararını gözetmesi gerektiğini söyledi.

Daily News’da yer alan habere göre Papa duruma ilişkin ziyaretlerinde kendisine eşlik eden Alberto Gasparri üzerinden bir örnek verdi ve “Eğer iyi arkadaşım Dr. Gasparri anneme küfrederse bir yumruk yemeyi bekleyebilir. Bu çok normaldir. Kimseyi provoke edemezsiniz. Kimsenin inançlarına hakaret edemezsiniz. Kimsenin inançlarını dalga konusu yapamazsınız.” dedi.

14 Ocak 2015 Çarşamba

Schengen'le ilgili şok teklif

PARİS’te hiciv dergisi Charlie Hebdo’ya yapılan saldırının ardından küresel bir boyut kazanan “Je suis Charlie” protestosu Avrupa Parlamentosu Genel Kurulu’nda da kendine yer bulurken kontrolsüz seyahat olanağı sağlayan Schengen sistemine yönelik tartışmalar iyiden iyiye kızışıyor.

Basına konuşan Fransa’daki aşırı sağcı Ulusal Cephe’nin lideri aynı zamanda da AP üyesi Marine Le Pen, “Fransa’nın sınırlarının kontrolünü ele almasının zamanı geldi. Silah tüccarlarına ve teröristlere yardımcı olan Schengen’i askıya almalıyız” dedi. Serbest dolaşımı “çılgın” bir fikir olarak değerlendiren ve Schengen’in ardında yatanın “ideolojik körlük” olduğunu savunan Le Pen, “Ülkemize giren ve çıkana karar vermekte özgür olmalıyız” diye konuştu.

Değişikliğe gerek yok

Le Pen’in bu açıklamaları yaptığı sırada AP Genel Kurulu’nda ülkesinin AB Dönem Başkanlığı’nın sona ermesi nedeniyle konuşma yapan İtalya Başbakanı Matteo Renzi ise “Düşmanlarımız bizi öldürmek değil, yaşam biçimimizi değiştirmek istiyor. Evet, düşman var, inkâr edilemez. Ama bu din değil; ideoloji, fanatizm” ifadelerini kullanıp Schengen’de değişikliğe ihtiyaç olmadığını belirterek, “Duvarları yükseltmek Avrupalılık olamaz” dedi. AP’deki ikinci büyük grup olan Sosyalistler Grubu’nun lideri Gianni Pittella ise Schengen’i askıya alma önerisinin “delice” olduğunu söyledi.
Neler değişebilir
Schengen konusunda kısa vadede atılabilecek en hızlı adımı dış sınırlardaki kontrollerin yasal düzenlemeler çerçevesinde AB vatandaşlarına da gerektiği gibi uygulanacak şekilde artırılması oluşturuyor. Schengen konusu başta olmak üzere terörle mücadele konusunda AB çapında kararların 12 Şubat’ta Brüksel’de yapılacak zirveden çıkması bekleniyor. Ulusal çapta ise şimdiden farklı öneriler söz konusu. Fransa’da cezaevindeki radikal İslamcı tutukluların izole edilmesi, İngiltere’de internette radikal faaliyetlere kısıtlama getirilmesi, İtalya’da terörizm için süper savcı uygulaması ve radikallerin 24 saat izlenmesi, Almanya’da ise istihbarat birimleri arasında işbirliğinin artırılması tartışılıyor.

Cumhuriyet önünde olağanüstü güvenlik

Fransız mizah dergisi Charlie Hebdo'nun bugünkü sayısından bir bölümünün Cumhuriyet Gazetesi'nde yayınlanacağı haberleri üzerine, gazete binası önünde polis güvenlik önlemi aldı. Gece yarısı gazeteye çıkan sokaklar tedbir amaçlı polis tarafından trafiğe kapatıldı. Gazete önündeki yolu kullanmak isteyen çok sayıda vatandaş geri dönmek zorunda kaldı. Sabah saat 09:00 sıralarında güvenlik önlemleri azaltıldı, sokaklar trafiğe açıldı. Gece yarısı matbaa çıkışında da kamyonlar durduruldu ve gazeteye bakıldı. Yaklaşık 40 dakika süren kontrollerin sonunda kamyonların dağıtıma çıkmasına izin verildi.

Fransa'da 12 kişinin ölümüyle sonuçlanan saldırının ardından, ilk sayısını çıkartacak olan Fransız mizah dergisi Charlie Hebdo'nun bir bölümünün Cumhuriyet gazetesinde yayınlanacağı haberleri üzerine, Şişli'de bulunan Cumhuriyet gazetesi binası önünde polis güvenlik önlemi aldı.

CUMHURİYET'TE BUGÜN NE VAR? 
FRANSA’da 12 kişinin ölümüyle sonuçlanan saldırının ardından, Fransız mizah dergisi Charlie Hebdo yeni sayısıyla çıktı; raflarda yerini aldı. Cumhuriyet gazetesi de, dünya genelinde 16 dilde 3 milyon basılan 16 sayfalık Charlie Hebdo Dergisi’nden 4 sayfa yazı ve karikatür seçkisine yer verdi.
Gazetede yayımlanan bölümlerde, saldırıyı kınamak için sokaklara çıkanların resimlerinin üzerine konuşma baloncuğu açılarak "özgürlük" ve "demokrasi" yazıları yazıldı. Dergide Katoliklerin dini lideri Papa Francisco karikatürleri yer aldı. Bir karikatürde Nijerya’da Boko Haram örgütünün öldürdüğü 2 bin kişiden bahsedildi. Derginin yazarı Antonio Fischetti "Ölmediler İşte" başlıklı yazısında, silahlı saldırıda hayatını kaybeden arkadaşlarından bahsetti; onlara özlemini dile getirdi. Saldırıda hayatını kaybeden yazar ve çizerlerin karikatürlerine de yer verildiği görüldü.

Saat 24.00 sıralarında "akrep" diye tabir edilen zırhlı polis aracı gazete binası önünde beklemeye başladı. Saat 01.00'dan itibaren de gazeteye çıkan Şişli Büyükdere Caddesi'ni Abide-i Hürriyet Caddesi'ne bağlayan yol, Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sokağı ve İstiklal Sokak güvenlik şeridi ve demir bariyerlerle araç trafiğine kapatıldı. Sabah saatlerinde kapanan yolları kullanarak işe ve okula gitmek isteyen çok sayıda vatandaş geri dönmek zorunda kaldı. (Hürriyet)

13 Ocak 2015 Salı

Tokalaşmayan Müslüman yandı

17 kişinin öldüğü terör saldırılarının ardından başta Fransa olmak üzere Avrupa ülkeleri, 11 Eylül olayından sonra ABD’nin yaptığı gibi küresel güvenlik planını tartışıyor.
Artık Fransa da 'kulak' kesilecek 

Paris’teki AB bakanları toplantısından çıkan mesajlar, Schengen koşullarının sertleşeceğini gösterdi. Fransa'da ise bundan sonra kritik kurumların başına polis dikilecek, “dinleme” ve internet kontrolü yasasında değişikliğe gidilecek. Dinlemelerin kapsamı genişletilecek. Dünden itibaren Fransa’daki 700 Yahudi okuluna 5 bin polis takviyesi yapıldı.

Tokalaşmayan Müslüman yandı

İspanya'da 'Cihatçılara karşı şok plan' başlığı altında hazırlanan bir tasarıda, komşu, öğretmen ve hatta doktorlar çevresinde gördüğü, eğitim verdiği veya muayene ettiği "radikal dinci"leri en yakın yetkiliye ihbar edebilecek. Plan ilk olarak Müslüman ağırlıklı semtlerde uygulanacak. Bölgenin öğretmenlerine ve doktorlarına özel yetkiler verilecek. Bu kişiler elini tokalaşmaya vermeyen, doktor muayanesinde soyunmak istemeyen Müslümanları fişleyebilecek.  (Akşam)

11 Ocak 2015 Pazar

O kadınla ilgili flaş gelişme! Türkiye'de...

Fransa’da 7 Ocak’ta Charlie Hebdo dergisinin basılarak 12 kişinin öldürülmesiyle başlayan olaylara yönelik iddialar Türkiye’ye kadar uzandı.

12 kişiyi öldüren Cherif ve Said Kouachi kardeşlerin Dammartin’de polise direndikleri sırada bir marketi basan Amedy Coulibaly’nin imam nikahlı eşi Hayat Boumeddiene’nin (26) 2 Ocak’ta Türkiye’ye Sabiha Gökçen Havaalanı’ndan yanında kimliği belirlenemeyen bir kişiyle birlikte giriş yaptığı ortaya çıktı. 2-3 Ocak tarihlerinde İstanbul’da bulunan Boumeddiene’nin 4 Ocak’ta Şanlıurfa’ya gittiği saptandı. Ancak Boumeddiene’nin bu tarihten sonra nereye gittiği bilinmiyor. Boumeddiene’nin yasadışı yollardan Suriye’ye geçtiği sanılıyor. Elindeki bilgileri Fransız makamları ile de paylaşan güvenlik birimlerinin konuyla ilgili çalışmaları sürüyor.

Dergi saldırısının ardından Amedy Coulibaly, bir kadın polisi öldürmüştü. Kouachi kardeşler Dammartin’de polise direnirken, şehrin öte tarafında bir Coulibaly bir marketi basmıştı. Polis saatler sonra iki bölgede de yaptığı operasyonla saldırganları öldürmüştü. Fransız yetkililer, önce Boumeddiene’nin, kadın polisi vurduğu sırada Coulibaly’nin yanında olduğunu düşünüyordu. Ancak Fransız haber ajansı AFP’ye açıklama yapan polis kaynakları, kadının saldırı sırasında Türkiye’de olduğunu ve daha sonra Suriye’ye geçtiğini bildirdi. Le Figaro gazetesine konuşan bir yetkili, kadının Madrid üzerinden Türkiye’ye girdiğini söyledi. Gazete, Türk istihbarat yetkililerine dayandırdığı bir iddiaya göre de, Boumeddiene’in 8 Ocak’ta Suriye sınırını geçtiğini belirtti. Kadının 9 Ocak tarihine aldığı dönüş biletini de kullanmadığına dikkat çekildi.

Koruyucu ailede büyüdü
Diğer teröristlerin öldürülmesinden sonra bir anda ülkenin en çok aranan suçlusu haline gelen Boumeddiene hakkındaki bilgiler de su yüzüne çıkmaya başladı. 26 yaşındaki Cezayir asıllı Boumeddiene’in, Coulibaly’yi tanımasıyla radikalleştiği tahmin ediliyor. Yedi çocuklu bir ailenin üyesi olarak dünyaya gelen Boumeddiene’in annesi o henüz altı yaşındayken hayatını kaybetti. Babasının kötü ekonomik durumu nedeniyle bir koruyucu aileye verilen Boumeddiene, 2009 yılında Amedy Coulibaly ile imam nikahı kıydı. Çift, Coulibaly’nin Mayıs 2014’te hapishaneden çıkmasından sonra tekrar beraber yaşamaya başladı. Paris’in güneyindeki yoksul bir semtte yaşayan çiftin silah ve ok kullanmak için Fransa’nın merkez bölgesinde bir ormana gidiyordu. Boumeddiene, kasiyer olarak çalıştığı işyerinden ‘çarşaf giyme ısrarı’ nedeniyle 2009’da atıldı.

500 kez aradı
Genç kadının partneri Coulibaly ile birlikte polis takibi altında olduğu ve daha önce sorguya çekildiği ortaya çıktı. İkili aynı yıl Kouachi kardeşlerle beraber cihatçı Djamel Beghal’i ziyaret ederken görüntülenmiş. Paris Başsavcısı François Molins, düzenlediği basın toplantısında, Hayat Boumeddiene’nin 2014’te Said Kouachi’nin sevgilisi Izzana Hamyd’i telefonla 500 kez aradığını belirterek, bu ikilinin yakın arkadaş olduğunun altını çizdi. (kaynak:milliyet.com.tr)




10 Ocak 2015 Cumartesi

Canlı bomba Diana'yı IŞİD göndermiş!

Sultanahmet'te bir polisin şehit olduğu saldırıyı düzenleyen Diana Ramazova'nın nişanlısının Kobani'de IŞİD için savaşırken ölmesi üzerine örgüt tarafında bu eyleme ikna edildiği ortaya çıktı.

Sultanahmet bombacısı Diana Ramazova'nın nişanlısının 1.5 ay önce Kobani'deki çatışmalarda hayatını kaybetti öğrenildi.

Akşam gazetesinden Devrim Tosunoğlu'nun haberine göre, Ramazova'nın bu dramını kullanan IŞİD'in onu bombalı eylem için ikna ettiği öne sürüldü. Terör polisi Ramazova'nın üzerinden çıkan telefonunda kayıtlı herkesi incelemeye aldı. Ramazova'nın bulunduğu binlerce saatlik kamera görüntüleri de deşifre edilerek kimlerle irtibatlı olduğu çözülmeye çalışılıyor. MİT tarafından da takip edilen soruşturmada Ramazova'nın son 6 ay içerisinde nişanlısıyla birlikte Suriye'ye Kilis üzerinden iki defa giriş çıkış yaptığı belirlenmişti. Ramazova'nın nişanlısının 1.5 ay önce Kobani'de öldürüldüğü, örgütün genç kadını bombacı olmaya ikna ettiği öğrenildi.

EYLEMLER ÖRTÜŞÜYOR

İstihbarat uzmanları, Paris ve İstanbul eylemlerindeki ana unsurun, Türkiye ve Fransa'nın, Suriye politikalarının örtüşmesi olabileceğini kaydetti.


9 Ocak 2015 Cuma

3 bin polis peşlerinde...

Paris’te hiciv dergisi Charlie Hebdo’ya düzenlenen 12 kişinin öldüğü saldırının ardından polis zanlıların peşinde.

Hürriyet'te yer alan habere göre; 18 yaşındaki bir genç teslim olurken, polis Cezayir asıllı Fransız vatandaşı kardeşler Cherif (32) ve Said Kouachi’nin (34) yakalanması için zamanla yarışıyor.

FRANSA’da polis önceki gün hiciv dergisi Charlie Hebdo’nun ofisini basarak 12 kişinin öldürdükleri sanılan Cezayir asıllı Fransız vatandaşı kardeşler Cherif (32) ve Said Kouachi’nin (34) yakalamak için ülke çapında geniş çaplı aramalara devam ediyor. AFP ajansına konuşan bir kaynak, Fransa’nın kuzeyindeki Aisne bölgesindeki Villers-Cotteret yakınlarındaki benzin istasyonu işletmecisinin dün sabah iki kardeşi teşhis ettiğini söyledi. Maskeli ve silahlı olduğu belirtilen şüphelilerin bıraktıkları araçta cihatçı sloganların yazılı olduğu bayraklar ve molotofkokteylleri bulunduğu belirtildi. Fransız basını ayrıca şüphelilerin soydukları işletmeden yiyecek ve benzin çaldığını öne sürdü. Saldırganların yakalanması için bölgeye polis takviyesi yapıldı. Terörle mücadele timleri de olası bir çatışma için alarma geçirildi. Kouachi kardeşler için “tehlikeli ve silahlı” uyarısı yapılıyor. Öğleden sonra iki firarinin Paris’in 80 km kuzeydoğusundaki Crepy-en Valois’te bir evde sıkıştırıldığı, bölgede devriye helikopterlerinin uçtuğuna dair haberler geldi. İçişleri Bakanı Manuel Valls, kardeşleri bulmak için yedi kişinin önceki gece gözaltına alındığını söylemişti.

Bir saldırı daha

Öte yandan dün sabah saatlerinde başkentte silahlı bir kişi, kentin güneyindeki Montrouge kasabasında bir kadın polise ateş açarak öldürdü. Montrouge Belediye Başkanı Pierre Brossollette, iki polisin bir trafik kazası sonrası gittikleri bölgede bir aracı durdurduklarını, araçtan çıkan şoförün de ateş açarak kaçtığını belirtti. Elysee Sarayı’ndaki güvenlik zirvesinden ayrılarak bölgeye giden Fransa İçişleri Bakanı Bernard Cazeneuve olayla dergiye yapılan saldırı arasında hemen bir bağlantı kurulmaması gerektiğini söyledi. Savcılık ise dün ilerleyen saatlerde olayın “terör saldırısı” olarak soruşturulduğunu açıkladı. ransa’nın doğusunda yer alan Villefranche-sur-Saone’da cami yakınındaki bir kebapçıya sabaha karşı bombalı saldırı düzenlendi. 

Hollande Sarkozy ile görüştü

Fransa Cumhurbaşkanı François Hollande, ülkeyi sarsan terör saldırılarının ardından önceki gün selefi, anamuhalefetteki Halk Hareketi Birliği (UMP) lideri Nicolas Sarkozy ile görüştü. Sarkozy, görüşmeden sonra yaptığı açıklamada, terörle mücadele konusunda Hollande ile görüşlerinin aynı yönde olduğunu söyleyerek “Terör tehdidi artarken teröre karşı alınacak önlemler de artırılmalı” dedi.

İki camiye saldırı düzenlendi

Charlie Hebdo dergisi sonrasında Fransa’da iki cami saldırıya uğradı. Ülkenin kuzeybatısındaki Le Mans’ta bir camiye silahla ateş açıldı ve eğitimlerde kullanılan el bombalarından atıldı. Fransa’nın güneyindeki Narbonne’da da önceki akşam namazı sonrasında bir caminin ibadet bölümüne ateş açıldı. Şans eseri saldırılarda ölen ya da yaralanan olmadı. Fransa’da genel anlamda olası saldırılara karşı güvenlik arttırıldı.

IŞİD'den Charlie Hebdo saldırganlarına övgü

Fransız polisinin yakalamak için geniş çaplı operasyon yürüttüğü Charlie Hebdo saldırganlarına IŞİD'den büyük övgü geldi.

Başta Fransa olmak üzere tüm dünyayı şoke eden saldırının üzerinden tam iki gün geçti.

Fransız polisi, Kouachi kardeşleri yakalamak için ülke tarihinde görülmemiş kapsamda operasyon başlattı. Özel kuvvetler ve termal kameraların da kullanıldığı operasyondan henüz bir sonuç alınamadı.

Radikal İslamcı örgütleri izleyen SITE Inteligence'dan yapılan açıklamada ise IŞİD'in saldırganlara övgüler yağdırdığı bildirildi.

SITE'a göre, IŞİD; Twitter ve bazı forumlarda yayımladığı günlük haber bülteninde şu ifadeleri kullandı:

"Bugünkü bültenimize Fransa ise başlıyoruz. Kahraman cihatçılar 12 gazeteciyi öldürdü ve Fransız dergisi Charlie Hebdo'da çalışan diğer 10 kişiyi de yaraladı" denildi.

Fransız mizah dergisi Charlie Hebdo'nun Paris'teki merkezine Çarşamba sabahı düzenlenen silahlı saldırıda; ikisi polis, 10'u dergi çalışanı 12 kişi öldürülmüştü.

EL ŞEBAB: DOĞRU DAVRANDILAR
Somali'deki El Şebab örgütü ise saldırıyla ilgili, "Milyonlarca Müslümanı mutlu ettiler. Yanlış yönlendirilen bazı insanlar ifade özgürlüğünin saldırıya uğradığını iddia etti ama konu beğil. Eylemciler doğru davrandı" açıklaması yaptı. Hürriyet