Ülkemizin yerli akü firması Esan Akü’ye, 14. CNR Avrasya Boat Show’da Avrupalı ziyaretçiler yoğun ilgi gösterdi. Yerli ve yabancı ziyaretçilerin akınına uğrayan fuarda, Esan Akü; Starter ve Deep Cycle özellikli servis akülerinden oluşan “Marin Premium” serisinin tanıtımına ağırlık verdi. Özel formülü ile marin, karavan, jeneratör ve güneş panelinde yüksek verim sağlayan, vibrasyona ve zorlu deniz koşullarına karşı özel olarak üretilen Marin Premium serisi, standı ziyaret eden Almanya, Hollanda ve Fransa’nın aralarında bulunduğu Avrupalı ziyaretçilerin gözdesi oldu.
dünya etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
dünya etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
11 Mart 2019 Pazartesi
13 Şubat 2019 Çarşamba
Dünya Kitap Değişim ve Bağış Günü’nde Ömer Koç’tan çağrı
Koç Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ömer Koç, 14 Şubat'ın sadece Sevgililer Günü değil, aynı zamanda Dünya Kitap Değişim ve Bağış Günü olduğunu belirterek, "Unutmayın ki özel günler, sadece alışveriş için değil, bağış için de bir fırsat olarak değerlendirilebilir." ifadesini kullandı.
10 Ocak 2019 Perşembe
Hangi para biriminde borçlanılmalıdır?
Kişilerin veya şirketlerin, kendilerini uzun vadede daha güvende hissetmeleri ve kur riskinden korunmak için TL bazlı borçlanmaları tercih etmeleri, döviz ile borçlanmaktan daha akılcı olacaktır.
17 Aralık 2018 Pazartesi
Canovate Isı Pompasına Hollanda ve Fransa’dan distribütörlük talebi var
Canovate Group’un şirketleri arasında yer alan Canovate Enerji’nin, %85 yerlilik oranıyla imal ettiği ısı pompaları, enerji giderlerinde %80’e kadar tasarruf ettiriyor. Toprak, su ve havadaki var olan ısıyı kullanan Canovate Isı Pompaları, enerjinin %70- %80’i toprak, su veya havadan bedava olarak alıyor, böylece enerji giderleri çok ciddi oranda düşüyor.
Isı pompalarına yurtiçinin yanı sıra yurtdışından yoğun talep aldıklarını ifade eden Canovate Enerji Sistemleri AŞ Satış ve Pazarlama Müdürü Alper Zülkaroğlu, şunları söyledi:
Isı pompalarına yurtiçinin yanı sıra yurtdışından yoğun talep aldıklarını ifade eden Canovate Enerji Sistemleri AŞ Satış ve Pazarlama Müdürü Alper Zülkaroğlu, şunları söyledi:
16 Kasım 2018 Cuma
Uyumsoft standı, Akıllı Teknolojiler zirvesinde yoğun ilgi gördü
Uyumsoft, Smart Future Expo: Akıllı Teknolojiler Zirve ve Sergisine katıldı
Anadolu Aslanları İşadamları Derneği (ASKON) tarafından düzenlenen Smart Future Expo: Akıllı Teknolojiler Zirve ve Sergisi, 14 - 15 Kasım 2018 tarihleri arasında İstanbul Kongre Merkezi’nde yapıldı. Yazılım ve danışmanlıkta ülkemizin lider firması olan Uyumsoft Bilgi Sistemleri ve Teknolojileri AŞ’nin, A-122 nolu alandaki standı, zirveye gelen protokol, iş insanları ve basın mensupları tarafından yoğun ilgi gördü.
Anadolu Aslanları İşadamları Derneği (ASKON) tarafından düzenlenen Smart Future Expo: Akıllı Teknolojiler Zirve ve Sergisi, 14 - 15 Kasım 2018 tarihleri arasında İstanbul Kongre Merkezi’nde yapıldı. Yazılım ve danışmanlıkta ülkemizin lider firması olan Uyumsoft Bilgi Sistemleri ve Teknolojileri AŞ’nin, A-122 nolu alandaki standı, zirveye gelen protokol, iş insanları ve basın mensupları tarafından yoğun ilgi gördü.
15 Kasım 2018 Perşembe
Anadolu Yakası otelleri, dünyanın dört bir yanından misafirlerini ağırlıyor
Anadolu Yakası otelleri, Avrupa ülkelerinden Amerika’ya, Ortadoğu ülkelerinden Rusya’ya kadar dünyanın dört bir yanından misafirlerini ağırlıyor. Mevcut pazarların yanı sıra, bu yıl yeniden canlanan Hintli turistlerin, Anadolu Yakası’na çekilmesi hedefleniyor.
Bu yıl beklentilerin üzerinde başarılı bir yıl geçirdiklerini belirten Hilton Garden Inn Canpark Ümraniye Satış ve Pazarlama Direktörü Bahar Aşık Erdin, şunları söyledi:
“Bu yıl Türk misafirlerimizin yanı sıra, Suudi Arabistan, Almanya, Danimarka, Körfez ülkeleri, Amerika, İsveç, Fransa, İngiltere gibi birçok pazardan konuklarımız oldu. 2019 yılının için ilk üç ayına rezervasyonlar almaya başladık. Ayrıca, sağlık turizmi nedeniyle tercih edilen otellerin başında geliyoruz. Gelecek yıl, bu yıldan çok daha başarılı bir yıl olacak” dedi.
İçinde bulunduğumuz Kasım ayı ve Aralık aylarını da değerlendiren Bahar Aşık Erdin, son iki ayda artan toplantı trafiğiyle yerli ve yabancı firmaların organizasyonlarına ev sahipliği yapmakta olduklarını kaydetti.
Hedef ülkelerde, tanıtım ve pazarlama çalışmaları yapıyor
Bu yıl beklentilerin üzerinde başarılı bir yıl geçirdiklerini belirten Hilton Garden Inn Canpark Ümraniye Satış ve Pazarlama Direktörü Bahar Aşık Erdin, şunları söyledi:
“Bu yıl Türk misafirlerimizin yanı sıra, Suudi Arabistan, Almanya, Danimarka, Körfez ülkeleri, Amerika, İsveç, Fransa, İngiltere gibi birçok pazardan konuklarımız oldu. 2019 yılının için ilk üç ayına rezervasyonlar almaya başladık. Ayrıca, sağlık turizmi nedeniyle tercih edilen otellerin başında geliyoruz. Gelecek yıl, bu yıldan çok daha başarılı bir yıl olacak” dedi.
İçinde bulunduğumuz Kasım ayı ve Aralık aylarını da değerlendiren Bahar Aşık Erdin, son iki ayda artan toplantı trafiğiyle yerli ve yabancı firmaların organizasyonlarına ev sahipliği yapmakta olduklarını kaydetti.
Hedef ülkelerde, tanıtım ve pazarlama çalışmaları yapıyor
TIRPORT, Türkiye'yi Çin’de temsil edecek
E-Ticaret Devi Alibaba tarafından düzenlenen Dünya’nın en büyük Startup Yarışması Create@Alibaba’da, bir Türk Girişimi TIRPORT Dünya Finallerinde… Türk Startup’ı olan TIRPORT, 14-15 Kasım tarihleri arasında Alibaba’nın Çin’deki teknoloji başkenti olan Hangzhou’da yapılacak finalde yarışacak.
Alibaba Group, milyar dolarlık startupları (unicorn) önceden yakalamak ve onların önünü açmak için 2015’ten bu tarafa grup şirketi Alibaba Cloud’un himayesinde “Create@Alibaba” yarışmasını düzenliyor. Create@Alibaba, halen dünyanın en geniş katılımlı startup yarışmasıdır.
Alibaba Group, milyar dolarlık startupları (unicorn) önceden yakalamak ve onların önünü açmak için 2015’ten bu tarafa grup şirketi Alibaba Cloud’un himayesinde “Create@Alibaba” yarışmasını düzenliyor. Create@Alibaba, halen dünyanın en geniş katılımlı startup yarışmasıdır.
8 Kasım 2018 Perşembe
“Tarımdan İnovasyona Tokat” paneli yapıldı
Tarım ürünleri için, CRISPR-Cas9 gen tekniği konusunda komiteler kurulmalıdır...
Dünya Gazetesi Yazarı Rüştü Bozkurt,
“CRISPR-Cas9 tekniğini uygulamazsak, gelecekte Tokat domatesinden bahsedemeyiz”
Tarımda atadan dededen gördüğümüz bilgileri sıfırlamazsak, tarımda bir yere varılamayacağını vurgulayan Dünya Gazetesi Yazarı Rüştü Bozkurt, şunları söyledi:
Dünya Gazetesi Yazarı Rüştü Bozkurt,
“CRISPR-Cas9 tekniğini uygulamazsak, gelecekte Tokat domatesinden bahsedemeyiz”
Tarımda atadan dededen gördüğümüz bilgileri sıfırlamazsak, tarımda bir yere varılamayacağını vurgulayan Dünya Gazetesi Yazarı Rüştü Bozkurt, şunları söyledi:
2 Kasım 2018 Cuma
Canovate Group, veri merkezi ve fiber optikte dünyada ilk 10’da
Dünya’nın sayılı ar-ge ve inovasyon odaklı şirketlerinden olan Türk firması Canovate Group, veri merkezi (data center) ve fiber optik sistemlerindeki teknolojisi ve uçtan uça ürün portföyü ile dünyanın ilk 10 global markası arasında yer alıyor.
40 yıllık geçmişiyle %100 Türk firması Canovate Group, bilişim, telekom, savunma sanayi, balistik sistemler, elektro-optik sistemler, ısıtma/soğutma alanlarında birçok ar-ge projesini yaparak, ileri teknoloji ürünleri geliştirmeye devam ediyor. İstanbul Çekmeköy’de 30 bin metrekare alan üzerinde 100’ü aşan mühendis ekibi ve (tüm grubun bünyesindeki) 1000’in üzerinde çalışanı ile yüksek teknoloji üretimi yapan mühendislik odaklı şirketler grubu olarak faaliyet gösteriyor.
40 yıllık geçmişiyle %100 Türk firması Canovate Group, bilişim, telekom, savunma sanayi, balistik sistemler, elektro-optik sistemler, ısıtma/soğutma alanlarında birçok ar-ge projesini yaparak, ileri teknoloji ürünleri geliştirmeye devam ediyor. İstanbul Çekmeköy’de 30 bin metrekare alan üzerinde 100’ü aşan mühendis ekibi ve (tüm grubun bünyesindeki) 1000’in üzerinde çalışanı ile yüksek teknoloji üretimi yapan mühendislik odaklı şirketler grubu olarak faaliyet gösteriyor.
26 Kasım 2017 Pazar
NPİSTANBUL Beyin Hastanesi’ne ödül
Sağlık Gönüllüleri Türkiye ve Hospital Manager dergisi tarafından bu yıl 11’incisi düzenlenen Sağlıkta Sosyal Sorumluluk Ödülleri ve Yılın Başarılı Sağlık Yöneticisi Ödülleri, sahiplerini buldu. Törende “Sağlık Sistemine Özgün ve Nitelikli Katkı Ödülü” için NPİSTANBUL Beyin Hastanesi layık görüldü
Sağlık Gönüllüleri Türkiye ve Hospital Manager dergisi tarafından bu yıl 11'incisi düzenlenen Sağlıkta Sosyal Sorumluluk Ödülleri ve Yılın Başarılı Sağlık Yöneticisi Ödülleri Acıbadem Altunizade Hastanesi'nde düzenlenen törende sahiplerini buldu.
Sağlıkta Sosyal Sorumluluk Ödülleri'nde Üsküdar Üniversitesi NPİSTANBUL Beyin Hastanesi, “sağlık sistemine yapmış olduğu özgün katkılar” dolayısıyla ödüle layık görüldü. Ödül, Üsküdar Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkanı Furkan Tarhan, İnsani Değerler ve Ruh Sağlığı Vakfı Mütevelli Heyeti Üyesi Fırat Tarhan'ın da katıldığı gecede Prof. Dr. Nevzat Tarhan'a takdim edildi.
“BEYİN HASTANESİ OLMAK ÇOK ÖNEMLİ”
NPİSTANBUL Beyin Hastanesi olarak 20 yıllık bir geçmişe sahip olduklarını ve sürekli ilkleri hayata geçirmek için çalıştıklarını belirten Prof. Dr. Nevzat Tarhan, beyin görüntüleme ve beyin haritalama konusunda dünya çapında yürütülen projelerin içerisinde yer aldıklarını söyledi. Prof. Dr. Tarhan, G-20 kapsamında Antalya, Çin ve Hamburg'da düzenlenen N20 Zirvesine katıldıklarını ve beyinle ilgili hastalıklar konusunda önemli sunumlar yaptıklarını söyledi.
“Beyin bizim için öncelikli bir alan” diyen Prof. Dr. Nevzat Tarhan, “Beyin Hastanesi olmak çok önemli. Avrupa'nın ikinci beyin hastanesini kurduk. Beynin yanı sıra psikiyatri, nöroloji, psikoloji ve başka branşlarda da hizmet veriyoruz. Beyin alanında yeni tedavi yöntemlerini ilk kez hayata geçiriyoruz” dedi.
NPİSTANBUL Beyin Hastanesi olarak duyu bütünleme gibi pekçok tedavi yöntemini ilk kez uyguladıklarını belirten Tarhan, “Ben asker kökenliyim. Silahlı Kuvvetler'de çok kullanılan terminolojiler var; ‘Komutan sadece yapılan işlerden değil, yapılmayan işlerden de sorumludur' denir. Biz de hekim olarak sadece yapılanlardan değil, yapılmayan tedavilerden de sorumluyuz. Hasta karşımıza geldiği zaman ona sadece mevcut tedaviler değil, başka tedavi yöntemlerinin de düşünülmesi gerekiyor. Bu motivasyonla hareket ettim, yeniliklere açık bir şekilde çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Birçok yeniliği de bu felsefeyle hayata geçirdik” diye konuştu.
“BAZILARI YAKINMAYI SEVER AMA…”
Yılın Başarılı Sağlık Yöneticisi Ödülleri'nde ise Üsküdar Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Haydar Sur, Sağlık Yönetiminde Yaşam Boyu Başarı Ödülü'nün sahibi oldu. Prof. Dr. Metin Çakmakçı tarafından ödül verilen Prof. Dr. Haydar Sur da ödüle layık görülmekten duyduğu memnuniyeti dile getirerek “Bazı insanlar yakınmayı çok sever ben hayatta yakınan insanlardan olmamayı istedim. Çalıştım kendimi gerçekleştirmenin gerçek bir huzur olduğuna inandım. Bunu sağlayabilmiş yüce insanlardan biri olamadık ama olma yolunda bundan sonra da çalışacağıma huzurlarınızda söz veriyorum. Bu bana enerji verecek, bundan sonra hem öğrencilerim hem ülkem hem de arkadaşlarım için daha çok çalışacağım” dedi.
Sağlık alanında Türkiye'nin önde gelen vakıf ve kurumlarının layık görüldüğü Yılın Başarılı Sağlık Yöneticisi Ödüllerinin jürisi Prof.Dr. Melih Bulut, Prof.Dr. Barış Diren, Prof.Dr. Metin Çakmakçı, Yaşar Yıldırım, Bülent Kiymir, Meri İstiroti ve Oğuz Engiz'den oluştu. Sağlıkta Sosyal Sorumluluk Ödüllerinin jürisi ise Prof.Dr. Haluk Gürgen, Prof.Dr. Barış Diren, Sibel Güneş, Semra Baysan, Ayşenur Asuman Uğur ve Oğuz Engiz'den oluştu.
Sağlık Gönüllüleri Türkiye ve Hospital Manager dergisi tarafından bu yıl 11'incisi düzenlenen Sağlıkta Sosyal Sorumluluk Ödülleri ve Yılın Başarılı Sağlık Yöneticisi Ödülleri Acıbadem Altunizade Hastanesi'nde düzenlenen törende sahiplerini buldu.
Sağlıkta Sosyal Sorumluluk Ödülleri'nde Üsküdar Üniversitesi NPİSTANBUL Beyin Hastanesi, “sağlık sistemine yapmış olduğu özgün katkılar” dolayısıyla ödüle layık görüldü. Ödül, Üsküdar Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkanı Furkan Tarhan, İnsani Değerler ve Ruh Sağlığı Vakfı Mütevelli Heyeti Üyesi Fırat Tarhan'ın da katıldığı gecede Prof. Dr. Nevzat Tarhan'a takdim edildi.
“BEYİN HASTANESİ OLMAK ÇOK ÖNEMLİ”
NPİSTANBUL Beyin Hastanesi olarak 20 yıllık bir geçmişe sahip olduklarını ve sürekli ilkleri hayata geçirmek için çalıştıklarını belirten Prof. Dr. Nevzat Tarhan, beyin görüntüleme ve beyin haritalama konusunda dünya çapında yürütülen projelerin içerisinde yer aldıklarını söyledi. Prof. Dr. Tarhan, G-20 kapsamında Antalya, Çin ve Hamburg'da düzenlenen N20 Zirvesine katıldıklarını ve beyinle ilgili hastalıklar konusunda önemli sunumlar yaptıklarını söyledi.
“Beyin bizim için öncelikli bir alan” diyen Prof. Dr. Nevzat Tarhan, “Beyin Hastanesi olmak çok önemli. Avrupa'nın ikinci beyin hastanesini kurduk. Beynin yanı sıra psikiyatri, nöroloji, psikoloji ve başka branşlarda da hizmet veriyoruz. Beyin alanında yeni tedavi yöntemlerini ilk kez hayata geçiriyoruz” dedi.
NPİSTANBUL Beyin Hastanesi olarak duyu bütünleme gibi pekçok tedavi yöntemini ilk kez uyguladıklarını belirten Tarhan, “Ben asker kökenliyim. Silahlı Kuvvetler'de çok kullanılan terminolojiler var; ‘Komutan sadece yapılan işlerden değil, yapılmayan işlerden de sorumludur' denir. Biz de hekim olarak sadece yapılanlardan değil, yapılmayan tedavilerden de sorumluyuz. Hasta karşımıza geldiği zaman ona sadece mevcut tedaviler değil, başka tedavi yöntemlerinin de düşünülmesi gerekiyor. Bu motivasyonla hareket ettim, yeniliklere açık bir şekilde çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Birçok yeniliği de bu felsefeyle hayata geçirdik” diye konuştu.
“BAZILARI YAKINMAYI SEVER AMA…”
Yılın Başarılı Sağlık Yöneticisi Ödülleri'nde ise Üsküdar Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Haydar Sur, Sağlık Yönetiminde Yaşam Boyu Başarı Ödülü'nün sahibi oldu. Prof. Dr. Metin Çakmakçı tarafından ödül verilen Prof. Dr. Haydar Sur da ödüle layık görülmekten duyduğu memnuniyeti dile getirerek “Bazı insanlar yakınmayı çok sever ben hayatta yakınan insanlardan olmamayı istedim. Çalıştım kendimi gerçekleştirmenin gerçek bir huzur olduğuna inandım. Bunu sağlayabilmiş yüce insanlardan biri olamadık ama olma yolunda bundan sonra da çalışacağıma huzurlarınızda söz veriyorum. Bu bana enerji verecek, bundan sonra hem öğrencilerim hem ülkem hem de arkadaşlarım için daha çok çalışacağım” dedi.
Sağlık alanında Türkiye'nin önde gelen vakıf ve kurumlarının layık görüldüğü Yılın Başarılı Sağlık Yöneticisi Ödüllerinin jürisi Prof.Dr. Melih Bulut, Prof.Dr. Barış Diren, Prof.Dr. Metin Çakmakçı, Yaşar Yıldırım, Bülent Kiymir, Meri İstiroti ve Oğuz Engiz'den oluştu. Sağlıkta Sosyal Sorumluluk Ödüllerinin jürisi ise Prof.Dr. Haluk Gürgen, Prof.Dr. Barış Diren, Sibel Güneş, Semra Baysan, Ayşenur Asuman Uğur ve Oğuz Engiz'den oluştu.
Doğa Derneği, flamingolar için uyardı! ‘Projeyi iptal edin’
İzmir Körfezi'ne yapılması planlanan 'Otoban Geçiş Projesi', Gediz Deltası’nda yüz binlerce yıldır yaşayan flamingoları gündeme getirdi. Proje, flamingoların beslenme alanının tam ortasından geçiyor. Doğa Derneği Genel Koordinatörü Dicle Tuba Kılıç, "Otoban projesini flamingolar ve doğa koruma açısından geçerli kılabilecek hiçbir bilimsel neden yok. Bugün de gördüğümüz gibi İzmir’in Gediz Deltası binlerce canlıya yuva olmaya devam ediyor ve bu şehir flamingoların dünyadaki en önemli yaşam alanlarından biri" dedi.
Doğa Derneği ve basın mensupları kışın yaklaşması ile birlikte sayıları daha da artan İzmir'in flamingolarını yerinde ziyaret etti. Karşıyaka Güney Gediz Deltası'nda incelemelerde bulunan ekip, İzmir Körfez Otobanı'nın inşa edilmesi planlanan yer ve flamingoların yaşam alanı arasındaki ilişkiyi doğrudan gözlemledi.
Bölgede 15-20 bin çift flamingonun ürediği anlatılırken, Flamingoların dünyadaki toplam nüfusunun bu alanda yaşadığı aktarıldı. İzmir'in Gediz Deltası'nın bu özelliğinin 158 yıldır bilindiği ve bilimsel literatürde yer aldığı ifade edildi.
Bugüne kadar bu alanla ilgili projelerin kamu yararı ve uluslararası anlaşmalar uyarınca engellendiği belirtilirken, 1998 yılında oluşturulan yeni İzmir Limanı projesinin flamingolar için iptal edildiği hatırlatıldı.
BİLİMSEL BİR NEDEN YOK
Doğa Derneği Genel Koordinatörü Dicle Tuba Kılıç, Gediz Deltası’nın bugüne kadar Türkiye'nin en iyi korunan alanlarında birisi olduğunu belirterek, “Flamingo yaşam alanlarında planlanan, çeşitli kurumlar tarafından doğaya zarar vermeyeceği iddia edilen iki liman projesi, yine bu ülkenin yöneticileri ve kamu vicdanı tarafından durduruldu. Bu projeler iptal edildikten sonra bölgedeki flamingo nüfusu azalmadı, tersine arttı. Dolayısıyla otoban projesini flamingolar ve doğa koruma açısından geçerli kılabilecek hiçbir bilimsel neden yok. Bugün de gördüğümüz gibi İzmir'in Gediz Deltası binlerce canlıya yuva olmaya devam ediyor ve bu şehir flamingoların dünyadaki en önemli yaşam alanlarından biri. Şu an yaşamakta olduğumuz 20 yıl öncekiyle aynı tablo. Yani İzmir'in yönetimi konusunda bir kurumsal hafıza sorunu var. Yöneticiler ve kamuoyu bölgenin önemi konusunda yanlış bilgilendiriliyor. Otoban projesini planlayanlar için burası boş bir arazi. Oysa durum öyle değil. Burası binlerce kuşun, milyonlarca başka canlının yuvası, evi” dedi.
20 YIL GERİYE GİDİLDİ
Gediz Deltası’nın otoban şantiyesine dönüştürülmek istendiğini aktaran Kılıç, “İzmir bu tartışma ile 20 yıl geriye döndü. Dünyanın tüm şehirlerinde köprü yapabilirsiniz ancak flamingolar ile iç içe yaşama şansına yeryüzünde İzmir'den başka hiçbir şehirde sahip değilsiniz. İzmir'in karar vericilerini alanı ve flamingoları gördükten sonra hareket etmeye davet ediyoruz” açıklamasını yaptı. Geçtiğimiz ay, Doğa Derneği, EGEÇEP, TMMOB ve 85 kişi İzmir Körfezi'ne yapılması planlanan otoban bağlantılı köprü projesine dava açarak çevresel etki değerlendirme (ÇED) raporu ‘olumlu’ kararının iptalini istemişti.
Doğa Derneği ve basın mensupları kışın yaklaşması ile birlikte sayıları daha da artan İzmir'in flamingolarını yerinde ziyaret etti. Karşıyaka Güney Gediz Deltası'nda incelemelerde bulunan ekip, İzmir Körfez Otobanı'nın inşa edilmesi planlanan yer ve flamingoların yaşam alanı arasındaki ilişkiyi doğrudan gözlemledi.
Bölgede 15-20 bin çift flamingonun ürediği anlatılırken, Flamingoların dünyadaki toplam nüfusunun bu alanda yaşadığı aktarıldı. İzmir'in Gediz Deltası'nın bu özelliğinin 158 yıldır bilindiği ve bilimsel literatürde yer aldığı ifade edildi.
Bugüne kadar bu alanla ilgili projelerin kamu yararı ve uluslararası anlaşmalar uyarınca engellendiği belirtilirken, 1998 yılında oluşturulan yeni İzmir Limanı projesinin flamingolar için iptal edildiği hatırlatıldı.
BİLİMSEL BİR NEDEN YOK
Doğa Derneği Genel Koordinatörü Dicle Tuba Kılıç, Gediz Deltası’nın bugüne kadar Türkiye'nin en iyi korunan alanlarında birisi olduğunu belirterek, “Flamingo yaşam alanlarında planlanan, çeşitli kurumlar tarafından doğaya zarar vermeyeceği iddia edilen iki liman projesi, yine bu ülkenin yöneticileri ve kamu vicdanı tarafından durduruldu. Bu projeler iptal edildikten sonra bölgedeki flamingo nüfusu azalmadı, tersine arttı. Dolayısıyla otoban projesini flamingolar ve doğa koruma açısından geçerli kılabilecek hiçbir bilimsel neden yok. Bugün de gördüğümüz gibi İzmir'in Gediz Deltası binlerce canlıya yuva olmaya devam ediyor ve bu şehir flamingoların dünyadaki en önemli yaşam alanlarından biri. Şu an yaşamakta olduğumuz 20 yıl öncekiyle aynı tablo. Yani İzmir'in yönetimi konusunda bir kurumsal hafıza sorunu var. Yöneticiler ve kamuoyu bölgenin önemi konusunda yanlış bilgilendiriliyor. Otoban projesini planlayanlar için burası boş bir arazi. Oysa durum öyle değil. Burası binlerce kuşun, milyonlarca başka canlının yuvası, evi” dedi.
20 YIL GERİYE GİDİLDİ
Gediz Deltası’nın otoban şantiyesine dönüştürülmek istendiğini aktaran Kılıç, “İzmir bu tartışma ile 20 yıl geriye döndü. Dünyanın tüm şehirlerinde köprü yapabilirsiniz ancak flamingolar ile iç içe yaşama şansına yeryüzünde İzmir'den başka hiçbir şehirde sahip değilsiniz. İzmir'in karar vericilerini alanı ve flamingoları gördükten sonra hareket etmeye davet ediyoruz” açıklamasını yaptı. Geçtiğimiz ay, Doğa Derneği, EGEÇEP, TMMOB ve 85 kişi İzmir Körfezi'ne yapılması planlanan otoban bağlantılı köprü projesine dava açarak çevresel etki değerlendirme (ÇED) raporu ‘olumlu’ kararının iptalini istemişti.
25 Kasım 2017 Cumartesi
Black Friday 2017 indirimleri başlıyor: Peki nedir bu Black Friday?
Alışveriş yapmak için indirim kovalayanların en çok rağbet ettikleri günlerden olan Black Friday 2017 geldi. Kara Cuma yani orjinal ismiyle Black Friday nedir? Dünya genelinde alışveriş çılgınlığı olarak tabir edilen ve binlerce markanın yüksek oranda indirime gittiği gün olan Kara Cuma (Black Friday) için bekleyiş sürüyor. Black Friday indirimleri ne zaman başlıyor?Ülkemizde Kara Cuma olarak da anılan Black Friday, 2017 yılında 24 Kasım'a denk gelecek ancak indirimler bir hafta öncesinden başladı. Peki Kara Cuma yani Black Friday nedir?
Yüksek indirimlerle tüm dünyada alışveriş çılgınlığına dönüşen Black Friday günü 2017’de 24 Kasım olarak belirlendi ancak indirimler bu tarihin çok daha öncesinde başladı. Dünya genelinde büyük indirimlerle anılan Black Friday gününün anlamı da merak ediliyor. ABD’deki firmaların her yıl elektronikten tekstile birçok üründe yüzde 15-20’lerden yüzde 70’lere varan oranlarda indirim yaptığı “Black Friday”e Amerikalılar yoğun ilgi gösteriyor. Kara Cuma yani Black Friday nedir, nasıl ortaya çıkmıştır? Hangi ürünlerde indirim var? İşte tüm ayrıjntılar…
BLACK FRIDAY YANİ KARA CUMA NEDİR?
Black Friday adı verilen bu alışveriş gününde mağazalar çok erken saatlerde açılır, beklenenin çok daha üstünde indirimler yapılır, çalışanların mesai saati daha fazla olur. ABD ve Kanada dışında İngiltere'de de yapılan bu çılgın günde resmi tatil uygulanmaz. Bu güne Black Friday denmesinin sebebi ise gün boyunca gerçekleşen alışverişten dolayı trafiğin altüst olması, mağazaların önünde yollara taşan kuyrukların oluşması, taşkın bir kalabalığa sahne olan sokaklar ve önlenemeyen gürültü.
Bu alışveriş gününe tarihte ilk defa 1961 yılında gazetelerde Black Friday olarak bahsedilmiştir. O günde, Philadelphia'da, alışverişten dolayı oluşan yoğun trafik ve zorluklar nedeniyle bu isim verilmiştir. Son yıllarda, bu gün, hem insanlar hem de mağazalar için olumlu şekilde karşılanmaktadır. Walmart gibi ünlü mağazalar her yıl, kapılarını müşterilerine daha erken açmaktadırlar, ve işçilerin mesaisi daha yoğun geçmektedir.
ALIŞVERİŞ ÇILGINLIĞI ŞİDDETİ TIRMANDIRIYOR
Şiddetin en büyük örneği 2006 yılında ABD Ohio şehrinde karşımıza çıkıyor. Walmart kapılarının açılışıyla içeri giren kalabalık tarafından çalışanların yaralanmasından 2008’de ABD New York’ta sabah 5’te kapı açılışıyla yoğunluk sebebiyle önce kapıyı ve camları kırıp ardından 34 yaşında bir çalışanın ezilip ölmesine sebep olmasının yanı sıra 2010 yılında ise Wisconsin şehrindeki bir kadın, Toys ‘R’ Us mağazasında kuyruklara aradan girip itiraz edenleri vurmakla tehdit ettiği için tutuklanmıştı.
KARA CUMA’DA ÖLÜMLÜ KAZALAR YAŞANIYOR
Öte yandan son yıllarda özellikle Black Friday günlerinde yoğunlaşan kalabalık sebebiyle ciddi kazalar da beraberinde geldiği belirtiliyor. Küçük kazaların yanı sıra ölümle sonuçlanan Black Friday çılgınlığı görmek de mümkün. Sözcü
Yüksek indirimlerle tüm dünyada alışveriş çılgınlığına dönüşen Black Friday günü 2017’de 24 Kasım olarak belirlendi ancak indirimler bu tarihin çok daha öncesinde başladı. Dünya genelinde büyük indirimlerle anılan Black Friday gününün anlamı da merak ediliyor. ABD’deki firmaların her yıl elektronikten tekstile birçok üründe yüzde 15-20’lerden yüzde 70’lere varan oranlarda indirim yaptığı “Black Friday”e Amerikalılar yoğun ilgi gösteriyor. Kara Cuma yani Black Friday nedir, nasıl ortaya çıkmıştır? Hangi ürünlerde indirim var? İşte tüm ayrıjntılar…
BLACK FRIDAY YANİ KARA CUMA NEDİR?
Black Friday adı verilen bu alışveriş gününde mağazalar çok erken saatlerde açılır, beklenenin çok daha üstünde indirimler yapılır, çalışanların mesai saati daha fazla olur. ABD ve Kanada dışında İngiltere'de de yapılan bu çılgın günde resmi tatil uygulanmaz. Bu güne Black Friday denmesinin sebebi ise gün boyunca gerçekleşen alışverişten dolayı trafiğin altüst olması, mağazaların önünde yollara taşan kuyrukların oluşması, taşkın bir kalabalığa sahne olan sokaklar ve önlenemeyen gürültü.
Bu alışveriş gününe tarihte ilk defa 1961 yılında gazetelerde Black Friday olarak bahsedilmiştir. O günde, Philadelphia'da, alışverişten dolayı oluşan yoğun trafik ve zorluklar nedeniyle bu isim verilmiştir. Son yıllarda, bu gün, hem insanlar hem de mağazalar için olumlu şekilde karşılanmaktadır. Walmart gibi ünlü mağazalar her yıl, kapılarını müşterilerine daha erken açmaktadırlar, ve işçilerin mesaisi daha yoğun geçmektedir.
ALIŞVERİŞ ÇILGINLIĞI ŞİDDETİ TIRMANDIRIYOR
Şiddetin en büyük örneği 2006 yılında ABD Ohio şehrinde karşımıza çıkıyor. Walmart kapılarının açılışıyla içeri giren kalabalık tarafından çalışanların yaralanmasından 2008’de ABD New York’ta sabah 5’te kapı açılışıyla yoğunluk sebebiyle önce kapıyı ve camları kırıp ardından 34 yaşında bir çalışanın ezilip ölmesine sebep olmasının yanı sıra 2010 yılında ise Wisconsin şehrindeki bir kadın, Toys ‘R’ Us mağazasında kuyruklara aradan girip itiraz edenleri vurmakla tehdit ettiği için tutuklanmıştı.
KARA CUMA’DA ÖLÜMLÜ KAZALAR YAŞANIYOR
Öte yandan son yıllarda özellikle Black Friday günlerinde yoğunlaşan kalabalık sebebiyle ciddi kazalar da beraberinde geldiği belirtiliyor. Küçük kazaların yanı sıra ölümle sonuçlanan Black Friday çılgınlığı görmek de mümkün. Sözcü
21 Eylül 2017 Perşembe
'Kadınların arkasından ıslık çalmak' yasaklanacak!
Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, ülkedeki 'maço' kültürüne son vermek adına erkeklerin kadınları takip edip telefonlarını istemeleri veya arkalarından ıslık çalmaları gibi tacizlerin yasaklanması için çalışma başlattı.
Seçim kampanyası sırasında toplum içindeki tacizle mücadele edeceğine dair söz veren 39 yaşındaki Macron, dediğini yapıyor.
Fransa'da Kadınlar ve Erkekler Arasında Eşitlikten Sorumlu Devlet Sekreteri Marlene Schiappa'nın, toplum içinde insanları taciz etmeyi yasa dışı kılacak bir kanun üzerinde çalıştığı belirtildi.
Daily Mail'in aktardığına göre bu, insanların arkasından ‘ıslak çalmanın' yasaklanması anlamına gelebilecek.
Komitede yer alan 5 vekilin, ne tür cezalar uygulanacağı belirlenmeden önce sokak tacizinin hukuki tanımı üzerinde çalışacağı belirtildi.
Buna karşı çıkanlar ise, önlemlerin uygulanmasının zor olacağını çünkü suçun işlendiğini ispatlamanın zor olacağını savunuyor
'Erkekler, 'Fransız sevgili' gibi davrandığını düşünüyor'
Guardian'a konuşan Schiappa, sokakta yaşanan cinsel tacizlerin Fransa'da 'büyük bir fenomen' olduğunu dile getirdi.
Schiappa, "Bir erkek bir kadının arkasından yürüyüp konuştuğunda kadın bir şey yapamıyor çünkü yalnız. Yardım istemek için de bağırmıyor çünkü ‘O kadar da kötü değil, yürüyüp kaçacağım' diye düşünüyor" dedi.
Öte yandan Schiappa, "Erkekler bunun kabul edilebilir olduğunu düşünüyor: Sonuçta sadece 'Fransız sevgili' olmaktan başka bir şey yapmıyorlar" dedi.
'Onlar 'eğlencemize bakıyoruz' diyor, biz ise 'hayır' diyoruz'
Kadınların çok sık ‘sarkıntılığa' maruz kaldığını belirten Schiappa, toplu taşıma araçlarına binecekleri zaman da kıyafetlerini buna göre seçmek zorunda kaldıklarını söyledi.
Schiappa sözlerini şöyle noktaladı: "Şu an birçok erkek şunu söylüyor: O kadar büyütülecek bir şey değil, sadece eğlencemize bakıyoruz. Biz de diyoruz ki: Hayır." cnntürk
Seçim kampanyası sırasında toplum içindeki tacizle mücadele edeceğine dair söz veren 39 yaşındaki Macron, dediğini yapıyor.
Fransa'da Kadınlar ve Erkekler Arasında Eşitlikten Sorumlu Devlet Sekreteri Marlene Schiappa'nın, toplum içinde insanları taciz etmeyi yasa dışı kılacak bir kanun üzerinde çalıştığı belirtildi.
Daily Mail'in aktardığına göre bu, insanların arkasından ‘ıslak çalmanın' yasaklanması anlamına gelebilecek.
Komitede yer alan 5 vekilin, ne tür cezalar uygulanacağı belirlenmeden önce sokak tacizinin hukuki tanımı üzerinde çalışacağı belirtildi.
Buna karşı çıkanlar ise, önlemlerin uygulanmasının zor olacağını çünkü suçun işlendiğini ispatlamanın zor olacağını savunuyor
'Erkekler, 'Fransız sevgili' gibi davrandığını düşünüyor'
Guardian'a konuşan Schiappa, sokakta yaşanan cinsel tacizlerin Fransa'da 'büyük bir fenomen' olduğunu dile getirdi.
Schiappa, "Bir erkek bir kadının arkasından yürüyüp konuştuğunda kadın bir şey yapamıyor çünkü yalnız. Yardım istemek için de bağırmıyor çünkü ‘O kadar da kötü değil, yürüyüp kaçacağım' diye düşünüyor" dedi.
Öte yandan Schiappa, "Erkekler bunun kabul edilebilir olduğunu düşünüyor: Sonuçta sadece 'Fransız sevgili' olmaktan başka bir şey yapmıyorlar" dedi.
'Onlar 'eğlencemize bakıyoruz' diyor, biz ise 'hayır' diyoruz'
Kadınların çok sık ‘sarkıntılığa' maruz kaldığını belirten Schiappa, toplu taşıma araçlarına binecekleri zaman da kıyafetlerini buna göre seçmek zorunda kaldıklarını söyledi.
Schiappa sözlerini şöyle noktaladı: "Şu an birçok erkek şunu söylüyor: O kadar büyütülecek bir şey değil, sadece eğlencemize bakıyoruz. Biz de diyoruz ki: Hayır." cnntürk
3 Haziran 2017 Cumartesi
Bosch bazı ev aletleri için uyardı: Patlayabilir!
Bosch kendi üretimi olan bazı eski ev aletleri hakkında bir uyarı yayınladı. Eski model bazı gazlı fırınlar ve ocaklar için nadir de olsa patlama görülebileceği bildirildi.
Dünyaca ünlü beyaz eşya markası Bosch kendi internet sitesi üzerinden yayınladığı uyarıyla bazı eski ev aletlerinin patlayabileceği uyarısında bulundu. “Potansiyel patlama riski” başlıklı uyarı birçok kullanıcıyı endişelendirdi.
BOSCH’DAN PATLAMA UYARISI
Bosch aşağıdaki uyarıyla ilgili ürünleri kullananların dikkatli olmasını talep etti;
Türkiye’de, aşağıdaki dönemde üretilmiş ve belirtilen özellikteki gazlı pişirme cihazları kampanya kapsamındadır: Ocak 2009-Ekim 2011 yılları arasında üretilmiş solo gazlı fırın, ankastre gazlı ocak ve LPG'li set üstü ocak ile Ocak 2004-Ekim 2011 tarihlerinde üretilmiş doğal gazlı set üstü ocak ve bunlara ilaveten Ocak 2004 tarihinden Ekim 2011 tarihine kadar gaz dönüşüm işlemine tabi tutulmuş tüm gazlı pişiriciler.
Bazı durumlarda, gaz sızıntısı kontrol edilemeyen bir şekilde gerçekleşebilir ve son derece nadir durumlarda bir patlama riski ortaya çıkabilir. Bunun nedeni, monte edilen gaz bağlantı parçalarının olası hasarıdır.
Herhangi bir potansiyel tehlikenin önüne geçmek amacıyla, kampanya kapsamına giren cihaz sahipleri, derhal cihaza gelen gazı kesmeli ve bağlantı parçaları değiştirilene kadar cihazı kullanmamalıdır.
BSH, tüm listelenmiş gazlı pişirme cihazları sahiplerine, cihazlarının bu güvenlik kampanya kapsamına girip girmediğini kontrol etme çağrısında bulunmaktadır. BSH, kampanya kapsamına giren tüm cihaz sahiplerine, yetkili bir servis teknisyeni tarafından cihaz sahibinin evinde ücretsiz gaz bağlantı parçası değişimi hizmeti sunmaktadır.
Neden olduğumuz tüm rahatsızlıklardan ötürü özür dileriz ve anlayışınız ve sabrınız için size teşekkür ederiz. Cihazınızın kampanya kapsamına girip girmediğini kontrol etme konusunda sorunlar yaşamanız veya başka bir sorunuz olması halinde lütfen bizi arayın.
İlgili duyuruyla ilgili detaylı bilgi için buraya aşağıdaki bağlantıya tıklayabilirsiniz:
Dünyaca ünlü beyaz eşya markası Bosch kendi internet sitesi üzerinden yayınladığı uyarıyla bazı eski ev aletlerinin patlayabileceği uyarısında bulundu. “Potansiyel patlama riski” başlıklı uyarı birçok kullanıcıyı endişelendirdi.
BOSCH’DAN PATLAMA UYARISI
Bosch aşağıdaki uyarıyla ilgili ürünleri kullananların dikkatli olmasını talep etti;
Türkiye’de, aşağıdaki dönemde üretilmiş ve belirtilen özellikteki gazlı pişirme cihazları kampanya kapsamındadır: Ocak 2009-Ekim 2011 yılları arasında üretilmiş solo gazlı fırın, ankastre gazlı ocak ve LPG'li set üstü ocak ile Ocak 2004-Ekim 2011 tarihlerinde üretilmiş doğal gazlı set üstü ocak ve bunlara ilaveten Ocak 2004 tarihinden Ekim 2011 tarihine kadar gaz dönüşüm işlemine tabi tutulmuş tüm gazlı pişiriciler.
Bazı durumlarda, gaz sızıntısı kontrol edilemeyen bir şekilde gerçekleşebilir ve son derece nadir durumlarda bir patlama riski ortaya çıkabilir. Bunun nedeni, monte edilen gaz bağlantı parçalarının olası hasarıdır.
Herhangi bir potansiyel tehlikenin önüne geçmek amacıyla, kampanya kapsamına giren cihaz sahipleri, derhal cihaza gelen gazı kesmeli ve bağlantı parçaları değiştirilene kadar cihazı kullanmamalıdır.
BSH, tüm listelenmiş gazlı pişirme cihazları sahiplerine, cihazlarının bu güvenlik kampanya kapsamına girip girmediğini kontrol etme çağrısında bulunmaktadır. BSH, kampanya kapsamına giren tüm cihaz sahiplerine, yetkili bir servis teknisyeni tarafından cihaz sahibinin evinde ücretsiz gaz bağlantı parçası değişimi hizmeti sunmaktadır.
Neden olduğumuz tüm rahatsızlıklardan ötürü özür dileriz ve anlayışınız ve sabrınız için size teşekkür ederiz. Cihazınızın kampanya kapsamına girip girmediğini kontrol etme konusunda sorunlar yaşamanız veya başka bir sorunuz olması halinde lütfen bizi arayın.
İlgili duyuruyla ilgili detaylı bilgi için buraya aşağıdaki bağlantıya tıklayabilirsiniz:
11 Mayıs 2017 Perşembe
Türkler Messi’ye komşu olmaya gidiyor
Türkler Barcelona'ya akın ediyor... Politik atmosfer yüzünden yatırımlarını ülke dışına kaydıran Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları Türkiye'yi Barcelona'da en çok mülk edinen üçüncü ülke yaptılar. Kentte satılan evlerin ortalama metrekare fiyatı 14 bin 500 TL oldu.
Dünya Gazetesi yazarı Kerim Ülker bugünkü köşesinde Türklerin 2017’nin ocak, şubat ve mart aylarında Barcelona’dan en çok ev alan üçüncü millet olduğunu yazdı.
Ülker’in yazdığı Lucas Fox’un, “Barcelona Emlak Raporu 2017”’nin detaylarında ilginç ifadeler yer alıyor.
‘DÜŞÜK FİYATLARDAN FAYDALANIYORLAR’
Sozcu.com.tr’nin inceleği rapora göre raporun giriş kısmını kaleme alan Lucas Fox’un Uluslararası Satış Bölümü’nün başı Karen Storms, “Türkler İspanya’yı Türkiye’deki politik atmosfer yüzünden güvenli bir nokta olarak değerlendiriyorlar. Brexit yüzünden yatırımlarını İngiltere’den kaydıranlar da var. Yatırımcılar şu an İspanya’daki düşük fiyatlardan faydanalıyorlar” ifadesini kullandı.
İspanya İstatistik Enstitüsü’nün (INE) haberine göre 2017’nin ilk çeyreğinde Barcelona’da 8.880 ev satıldı. Geçen yılın aynı dönemine göre ev satışları yüzde 23.3 yükseldi.
Satıştan elde edilen gelir oranı ise 2016’nın ilk çeyreğine göre yüzde 61 yükseldi. Metrekare başına satış ortalaması 4.123 euro (14 bin 500 TL) oldu. Barcelona’nın Eixample ve Zona Alta gibi lüks lokasyonlarında metrekare başına fiyat 5.000 euroya kadar çıkıyor.
Türkiye Cumhuriyeti Vatandaşları bu yılın ilk çeyreğinde Barcelona’dan 1000 ev satın alarak burada en çok mülk edinen üçüncü millet oldular.
Dünya Gazetesi yazarı Kerim Ülker bugünkü köşesinde Türklerin 2017’nin ocak, şubat ve mart aylarında Barcelona’dan en çok ev alan üçüncü millet olduğunu yazdı.
Ülker’in yazdığı Lucas Fox’un, “Barcelona Emlak Raporu 2017”’nin detaylarında ilginç ifadeler yer alıyor.
‘DÜŞÜK FİYATLARDAN FAYDALANIYORLAR’
Sozcu.com.tr’nin inceleği rapora göre raporun giriş kısmını kaleme alan Lucas Fox’un Uluslararası Satış Bölümü’nün başı Karen Storms, “Türkler İspanya’yı Türkiye’deki politik atmosfer yüzünden güvenli bir nokta olarak değerlendiriyorlar. Brexit yüzünden yatırımlarını İngiltere’den kaydıranlar da var. Yatırımcılar şu an İspanya’daki düşük fiyatlardan faydanalıyorlar” ifadesini kullandı.
İspanya İstatistik Enstitüsü’nün (INE) haberine göre 2017’nin ilk çeyreğinde Barcelona’da 8.880 ev satıldı. Geçen yılın aynı dönemine göre ev satışları yüzde 23.3 yükseldi.
Satıştan elde edilen gelir oranı ise 2016’nın ilk çeyreğine göre yüzde 61 yükseldi. Metrekare başına satış ortalaması 4.123 euro (14 bin 500 TL) oldu. Barcelona’nın Eixample ve Zona Alta gibi lüks lokasyonlarında metrekare başına fiyat 5.000 euroya kadar çıkıyor.
Türkiye Cumhuriyeti Vatandaşları bu yılın ilk çeyreğinde Barcelona’dan 1000 ev satın alarak burada en çok mülk edinen üçüncü millet oldular.
3 Mayıs 2017 Çarşamba
Stephen Hawking: Dünyayı 100 yıl içerisinde terk etmeliyiz
Ünlü fizikçi Stephen Hawking, insanlığın dünyayı 100 yıl içerisinde terk etmesi gerektiğini söyledi.
Ünlü fizikçi Stephen Hawking, insanlığın hayatta kalmak için dünyayı 100 yıl içerisinde terk etmesi gerektiğini söyledi.
BBC''nin yeni belgeselinde konuşan Hawking, insanlığın dünyadaki vaktinin kısaldığını belirtti. Stephen Hawking, iklim değişikliği, astroid çarpması, salgın hastalıklar ve aşırı nüfusun dünyada kalınması durumunda insanlığı yok edeceğini belirtti.
Belgeselde Hawking ve eski öğrencisi Christophe Halfard'ın, insanlığın uzayda nasıl yaşayabileceğini tartıştığı kaydediliyor.
Ünlü fizikçi Stephen Hawking, insanlığın hayatta kalmak için dünyayı 100 yıl içerisinde terk etmesi gerektiğini söyledi.
BBC''nin yeni belgeselinde konuşan Hawking, insanlığın dünyadaki vaktinin kısaldığını belirtti. Stephen Hawking, iklim değişikliği, astroid çarpması, salgın hastalıklar ve aşırı nüfusun dünyada kalınması durumunda insanlığı yok edeceğini belirtti.
Belgeselde Hawking ve eski öğrencisi Christophe Halfard'ın, insanlığın uzayda nasıl yaşayabileceğini tartıştığı kaydediliyor.
12 Mart 2017 Pazar
Dünya hükümeti çağrısı
Dünyaca ünlü fizikçi Stephen Hawking, insanlığın teknoloji nedeniyle tehdit altında olduğunu söyledi ve 'dünya hükümeti' kurulması çağrısı yaptı.
Ünlü fizikçi Stephen Hawking, insan ırkının sonunu getirebilecek teknolojinin kontrol altına alınması gerektiği uyarısında bulundu.
Daha önceden yapay zekanın tehlikeleri hakkında konuşan Hawking, tehditlerin güç kazanmadan önce tespit edilebilmesine ihtiyaç duyulduğunu belirtti.
'Saldırganlık içgüdüsel'
The Times gazetesine konuşan Hawking, medeniyetin başlangıcından beri saldırganlığın, hayatta kalma yönünden avantajları oranında işlevli olduğunu vurguladı ve ekledi: "Bu, Darwinci evrim gereği bizim genlerimizle ilişkili. Ancak şimdi, bu saldırganlığın nükleer ya da biyolojik savaş yoluyla bizi yok etmesi mümkün. Mantığımız ve aklımız yoluyla, bu içgüdümüzü kontrol etmemiz gerekiyor."
'Tiranlığa dönüşebilir'
Bu hedef doğrultusunda 'bir tür dünya hükümeti' öneren Hawking, bunun da başka sorunlar ortaya çıkarabileceğini ve bir tiranlığa dönüşebileceğini söyledi.
"Tüm bunlar kulağa felaketi haberi vermek gibi gelse de, ben iyimserim" diyen Hawking, insan ırkının dirilerek bu zorlukları alt edeceğini düşündüğünü vurguladı.
Ünlü fizikçi Stephen Hawking, insan ırkının sonunu getirebilecek teknolojinin kontrol altına alınması gerektiği uyarısında bulundu.
Daha önceden yapay zekanın tehlikeleri hakkında konuşan Hawking, tehditlerin güç kazanmadan önce tespit edilebilmesine ihtiyaç duyulduğunu belirtti.
'Saldırganlık içgüdüsel'
The Times gazetesine konuşan Hawking, medeniyetin başlangıcından beri saldırganlığın, hayatta kalma yönünden avantajları oranında işlevli olduğunu vurguladı ve ekledi: "Bu, Darwinci evrim gereği bizim genlerimizle ilişkili. Ancak şimdi, bu saldırganlığın nükleer ya da biyolojik savaş yoluyla bizi yok etmesi mümkün. Mantığımız ve aklımız yoluyla, bu içgüdümüzü kontrol etmemiz gerekiyor."
'Tiranlığa dönüşebilir'
Bu hedef doğrultusunda 'bir tür dünya hükümeti' öneren Hawking, bunun da başka sorunlar ortaya çıkarabileceğini ve bir tiranlığa dönüşebileceğini söyledi.
"Tüm bunlar kulağa felaketi haberi vermek gibi gelse de, ben iyimserim" diyen Hawking, insan ırkının dirilerek bu zorlukları alt edeceğini düşündüğünü vurguladı.
22 Şubat 2017 Çarşamba
Putin'in herkesten gizlenen serveti
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in mal varlığına ilşkin yeni iddialar ortaya atıldı. Eğer bu iddialar doğruysa, dünyanın en zengini sanıldığı gibi Bill Gates değil.
Serveti uzun süredir tartışma konusu olan isimlerin başında gelen Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'le ilgili yeni iddialar ortaya atıldı.
Batı medyası da çok kez Putin'in malvarlığına yönelik spekülasyonlarda bulunmuştu.
Rusya'da bir dönem fon yöneticiliği yapan Hermitage Capital Management CEO'su Amerikan Bill Browder, CNN televizyonunda Fareed Zakaria'nın porgramına çıktı, Putin'in gizli serveti hakkında konuştu.
Browder, Putin'in servetinin 200 milyar dolara ulaştığını iddia etti.
Dünyanın en zengin kişisi olan Microsoft'un kurucusu Bill Gates'in toplam serveti 87.4 milyon dolar.
Putin'in Rusya'da 20 saraya, 58 uçak ve helikoptere sahip olduğu öne sürüldü.
Putin'in Karadeniz'de 800 milyon euro değerinde bir sarayı olduğu da iddia edildi.
Putin'in mal varlığı arasında Chelsea futbol takımının patronu Roman Abramovich'in kendisine hediye ettiği 28 milyon sterlinlik süper yat da bulunuyor.
Browder, "Putin 14 yıllık iktidarı boyunca kamu ve özel şirketlerde hisseler, gayrimenkuller, yatlar, sanat eserleri ve İsviçre bankalarında koruduğu nakite sahip oldu" dedi.
Rus liderin 500 bin dolarlık saat koleksiyonu da servetinin önemli bir parçası olarak görülüyor.
200 milyar dolarlık iddianın sahibi Browder, Rusya devletinin parasının da İsviçre bankalarında Putin adına saklandığı ve Putin için yönetildiğini iddia etti.
Eğer tüm bu iddialar doğruysa, Putin dünyanın en zengin kişisi unvanının da yeni sahibi olacak.
Serveti uzun süredir tartışma konusu olan isimlerin başında gelen Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'le ilgili yeni iddialar ortaya atıldı.
Batı medyası da çok kez Putin'in malvarlığına yönelik spekülasyonlarda bulunmuştu.
Rusya'da bir dönem fon yöneticiliği yapan Hermitage Capital Management CEO'su Amerikan Bill Browder, CNN televizyonunda Fareed Zakaria'nın porgramına çıktı, Putin'in gizli serveti hakkında konuştu.
Browder, Putin'in servetinin 200 milyar dolara ulaştığını iddia etti.
Dünyanın en zengin kişisi olan Microsoft'un kurucusu Bill Gates'in toplam serveti 87.4 milyon dolar.
Putin'in Rusya'da 20 saraya, 58 uçak ve helikoptere sahip olduğu öne sürüldü.
Putin'in Karadeniz'de 800 milyon euro değerinde bir sarayı olduğu da iddia edildi.
Putin'in mal varlığı arasında Chelsea futbol takımının patronu Roman Abramovich'in kendisine hediye ettiği 28 milyon sterlinlik süper yat da bulunuyor.
Browder, "Putin 14 yıllık iktidarı boyunca kamu ve özel şirketlerde hisseler, gayrimenkuller, yatlar, sanat eserleri ve İsviçre bankalarında koruduğu nakite sahip oldu" dedi.
Rus liderin 500 bin dolarlık saat koleksiyonu da servetinin önemli bir parçası olarak görülüyor.
200 milyar dolarlık iddianın sahibi Browder, Rusya devletinin parasının da İsviçre bankalarında Putin adına saklandığı ve Putin için yönetildiğini iddia etti.
Eğer tüm bu iddialar doğruysa, Putin dünyanın en zengin kişisi unvanının da yeni sahibi olacak.
(cnntürk)
17 Şubat 2017 Cuma
Somali'de halkın yarısı açlık tehlikesi yaşıyor
BM, Somali'deki şiddetli kuraklıktan dolayı 6,2 milyon insanın açlık tehlikesi yaşadığını duyurdu.
Birleşmiş Milletler (BM), Somali'de aşırı kuraklık nedeniyle 6,2 milyon insanın açlık tehlikesiyle karşı karşıya kaldığını belirterek, krizin çözümü için uluslararası toplumu acilen harekete geçmeye çağırdı.
BM Dünya Gıda Programı (WFP) ile BM Çocuklara Yardım Fonu (UNICEF) tarafından yapılan ortak açıklamada, ülkede devam eden şiddetli kuraklığın geçim kaynaklarını tükenme noktasına getirdiği bildirildi.
Açıklamada, tarımın neredeyse yok olma noktasına geldiği ve hayvanların da ölmeye başladığına dikkat çekilerek tüm dünyanın Somalililerin yaşamlarının kurtarılması için harekete geçmesi gerektiği vurgulandı.
Somali nüfusunun neredeyse yarısına tekabül eden 6,2 milyon insanın açlık tehdidi altında olduğuna işaret edilen açıklamada, ülkedeki yeni bir felaketin sadece "büyük çaplı" ve "acil" insani yardım kampanyasıyla engellenebileceğinin altı çizildi.
Açıklamada, UNICEF ve WFP'nin ülkede temel insani ihtiyaçların karşılanması için toplam 450 milyon dolarlık fona ihtiyaç duyduğuna vurgu yapılarak, BM'nin oluşacak fondan ülke genelinde kuraklıkta etkilenen yüz binlerce insana gıda ve su tedarik edeceği kaydedildi. ntvmsnc
Birleşmiş Milletler (BM), Somali'de aşırı kuraklık nedeniyle 6,2 milyon insanın açlık tehlikesiyle karşı karşıya kaldığını belirterek, krizin çözümü için uluslararası toplumu acilen harekete geçmeye çağırdı.
BM Dünya Gıda Programı (WFP) ile BM Çocuklara Yardım Fonu (UNICEF) tarafından yapılan ortak açıklamada, ülkede devam eden şiddetli kuraklığın geçim kaynaklarını tükenme noktasına getirdiği bildirildi.
Açıklamada, tarımın neredeyse yok olma noktasına geldiği ve hayvanların da ölmeye başladığına dikkat çekilerek tüm dünyanın Somalililerin yaşamlarının kurtarılması için harekete geçmesi gerektiği vurgulandı.
Somali nüfusunun neredeyse yarısına tekabül eden 6,2 milyon insanın açlık tehdidi altında olduğuna işaret edilen açıklamada, ülkedeki yeni bir felaketin sadece "büyük çaplı" ve "acil" insani yardım kampanyasıyla engellenebileceğinin altı çizildi.
Açıklamada, UNICEF ve WFP'nin ülkede temel insani ihtiyaçların karşılanması için toplam 450 milyon dolarlık fona ihtiyaç duyduğuna vurgu yapılarak, BM'nin oluşacak fondan ülke genelinde kuraklıkta etkilenen yüz binlerce insana gıda ve su tedarik edeceği kaydedildi. ntvmsnc
25 Ocak 2017 Çarşamba
Kırgızistan'da kamuya açık alanlarda küfür etmek yasaklandı
Kırgızistan'da kamuya açık yerlerde çevreye rahatsızlık vermek, küfür etmek, alkollü içecekler tüketmek yasaklandı.
Kırgızistan'da kamuya açık yerlerde çevreye rahatsızlık vermek, küfür etmek, alkollü içecekler tüketmek yasaklandı.
Cumhurbaşkanlığı Basın Merkezinden yapılan açıklamada, Cumhurbaşkanı Almazbek Atambayev'in, parlamento tarafından kabul edilen kamu düzeni ve güvenliğini artırmaya yönelik önlemleri içeren kanunu onayladığı belirtildi.
Açıklamada, kamuya açık yerlerde çevreye rahatsızlık vermenin, küfür etmenin, alkollü içecekler tüketmenin ve sarhoş gezmenin önlenmesinin yanı sıra reşit olmayanları olumsuz davranışlardan korumanın amaçlandığı kanunla, gençlerin ve toplumun ahlak seviyesinin yükseltilmesinin hedeflendiği ifade edildi.
Kanun çerçevesinde söz konusu davranışlarda bulunanlar, 15 ila 45 dolar para cezasına çarptırılacak. Para cezasını ödemeyenlere 8 saat kamu hizmeti veya 10 güne kadar hapis cezası verilecek. Reşit olmayanları olumsuz davranışlara zorlayanlara da 145 dolara kadar para cezası uygulanabilecek.
Kamu Düzeni ve Güvenliğini Artıran Tedbirler Kanunu 1 Şubat'ta yürürlüğe girecek.
Kırgızistan'da kamuya açık yerlerde çevreye rahatsızlık vermek, küfür etmek, alkollü içecekler tüketmek yasaklandı.
Cumhurbaşkanlığı Basın Merkezinden yapılan açıklamada, Cumhurbaşkanı Almazbek Atambayev'in, parlamento tarafından kabul edilen kamu düzeni ve güvenliğini artırmaya yönelik önlemleri içeren kanunu onayladığı belirtildi.
Açıklamada, kamuya açık yerlerde çevreye rahatsızlık vermenin, küfür etmenin, alkollü içecekler tüketmenin ve sarhoş gezmenin önlenmesinin yanı sıra reşit olmayanları olumsuz davranışlardan korumanın amaçlandığı kanunla, gençlerin ve toplumun ahlak seviyesinin yükseltilmesinin hedeflendiği ifade edildi.
Kanun çerçevesinde söz konusu davranışlarda bulunanlar, 15 ila 45 dolar para cezasına çarptırılacak. Para cezasını ödemeyenlere 8 saat kamu hizmeti veya 10 güne kadar hapis cezası verilecek. Reşit olmayanları olumsuz davranışlara zorlayanlara da 145 dolara kadar para cezası uygulanabilecek.
Kamu Düzeni ve Güvenliğini Artıran Tedbirler Kanunu 1 Şubat'ta yürürlüğe girecek.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)