afrika etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
afrika etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

4 Kasım 2017 Cumartesi

“EFI olarak Türkiye pazarına inanıyoruz, 2018 yılı yoğun geçecek”

EFI Türkiye, Orta Doğu ve Kuzey Afrika bölgeleri Satış Müdürü Nathalie Hızveren, “EFI olarak Türkiye pazarına inanıyoruz, 2018 yılı yoğun geçecek”

EFI, en yeni ve gelişmiş teknolojiye sahip geniş formatlı inkjet yazıcılar, ambalaj, tekstil ve seramik sektörleri için dijital baskı sistemleri ve mürekkeplerini üretiyor. Bunların yanında, baskı yazılım sistemleri, kişiye özel ürünler, üretim ve rekabet gücünü arttıracak iş yönetim ve iş akışı çözümlerini geliştirmektedir ve son iki yıldır mercek altına aldığı ülkelerin içine Türkiye’yi eklemiştir.
2015 yılı itibariyle Türkiye’nin focus ülkeler arasında olduğunu ifade eden EFI Türkiye, Orta Doğu ve Kuzey Afrika bölgeleri Satış Müdürü Nathalie Hızveren, şunları söyledi: “Türkiye’nin dijital baskı makinelerinde yüksek bir potansiyeli bulunuyor. Açık hava reklamcılığı, bina giydirme, iç mekan giydirme vb süreçlerinde iş hacmi büyük. EFI’nin, Türkiye distribütörünün Lidya Grup olmasının ardından, ciddi bir ivme kazandık. Hızlı teknik servis ve hızlı geri dönüş sayesinde müşteri memnuniyetini Lidya Grup ile katladık. Dünya markası EFI ile Lidya Grup arasındaki başarı odaklı işbirliği, hedeflerimizin hızla gerçekleşmesine imkan sağlıyor” dedi.
EFI’nin sadece reklam sektörüne hitap eden 40’a yakın dijital baskı makinesi olduğunu anlatan Nathalie Hızveren, makinelerin 140 bin dolar ile 4 milyon dolar arasında değiştiğini belirtti. En yeni ve gelişmiş teknolojiye sahip geniş formatlı baskının EFI ile yapılabildiğini kaydeden Nathalie Hızveren, reklamcılık sektöründeki tüm firmaların bir EFI markasına sahip olmayı istediğinin de altını çizdi.
2018, yoğun bir yıl olacak
Gelecek yılın bu yıldan daha yoğun olacağını anlatan Nathalie Hızveren, konuşmasına şöyle devam etti: “Türkiye pazarına güvenimiz tam. Az öncede belirttiğim gibi pazarın potansiyeli çok yüksek. Lidya Grup ile yaptığımız işbirliğinin ardından; markaya ve satış sonrası teknik servis anlayışına kadar tüm sürece dair pazardaki güveni katladık. Lidya Grup ile hızlı çözüm üretmemiz, müşteri memnuniyetini arttırdı. Askıda bekleyen ve düşünme aşamasında olan bazı projeler, Lidya Grup distribütörlüğüyle birlikte bu dönemde neticelendirilmiş oldu. 2018 yılının, bu yıldan daha yoğun bir yıl olacağını öngörüyoruz. Önümüzdeki dönemde, tekstil ve ambalaj sektörlerinde ciddi bir dönüşüm de yaşanacaktır” diye konuştu. 
Uzun ömürlü ve güvenilir çözümler sunuyoruz
EFI’nin “uzun ömürlü, güvenilir ve düşük maliyet avantajı” olduğunu anlatan Nathalie Hızveren, şunları anlattı: “EFİ ile yola çıkmak, güven demektir. Endüstriyel olan bu makinelerin, ömrü uzun ve yıllar sonra bile yatırım değerini korumaları önemli bir faktör. Uzun yıllar, aynı makineyi kullanan yüzlerce müşteriler bulunuyor. Reklam işiyle uğraşan müşterilerin, hemen hemen hepsi, EFİ’ye sahip olmayı istemektedirler” dedi. Teknolojideki gelişmelere bağlı olarak firmaların ilave yatırımlara devam ettiğini de kaydeden Nathalie Hızveren, teknolojinin gerisinde kalmanın firmaların küçülmesine neden olabileceğini sözlerine ekledi. 
EFI tarihçesi: EFI’nin tarihçesi hakkında bilgi veren Nathalie Hızveren, şunları kaydetti: “Günümüzde, birçok markayı içinde bulunduran çatı firma konumunda olan EFI’nin çıkış noktası 'EFI Fiery® server ve yazılımlarıdır. Yıllarca bu konuda uzmanlaşmış ve renk yönetiminde lider konumdadır. EFI, baskı sektöründe yaklaşık 3500 çalışanıyla her sektörden baskı işinde büyüme ve başarıya focus olmuştur. Zaman içerisinde bünyesine, gerek reklam sektörüne hitap eden, gerekse seramik, tekstil gibi pazarlarda dijital çözümler sunan farklı markalar katmıştır. Son 2 yıldır ambalaj sektöründe çığır açacak yeni teknolojisi Nozomi üzerinde çalışmaktadır. Her sene cirosunun %15 ila %20 sini araştırma ve geliştirmeye yatıran EFI, aynı zamanda birkaç ayda bir yeni firmalar satın almaya devam etmektedir” dedi.

Dünyada 3 milyon ‘vatansız’ yaşıyor…

Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği dünya çapında büyük bölümünü azınlıkların oluşturduğu 3 milyondan fazla 'vatansız' bulunduğunu bildirdi.
Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği (BMMYK) dünya çapında hiçbir ülkenin vatandaşı olmadıkları gerekçesiyle temel insan haklarından mahrum bırakılan ve büyük bölümünü azınlıkların oluşturduğu 3 milyondan fazla ‘vatansız’ bulunduğunu bildirdi.
DW Türkçe’de yer alan habere göre, BMMYK dünya çapındaki vatansızların durumunu “This is Our Home” – Stateless Minorities and their Search for Citizenship” (Bu bizim evimiz – Vatansız azınlıklar ve onların vatandaşlık arayışı) adlı raporda derledi.
Rapora göre dünyadaki en büyük ‘vatansız’ azınlık grubunu, nüfusunun büyük bölümü Budistlerden oluşan Mynanmar’da yaşayan Müslüman Rohingya’lar oluşturuyor. Geçen ağustos ayından bu yana yaklaşık 600 bin Rohingya uğradıkları şiddet ve baskılardan kaçarak Bangladeş’e sığındı.
BMMYK tüm dünyadaki hükümetlere 2024 yılına kadar vatansızlara yönelik ayrımcılığı sona erdirme çağrısı yaptı. BMMYK hükümetleri aksi halde vatansız olacaklarsa, sınırları içinde doğan insanlara vatandaşlık vermeye ve bu sayede topraklarında uzun süreli vatansız olarak yaşamanın önüne geçmeye çağırdı.
“Tüm hak ve yetkilerden mahrumsunuz”
BMMYK Uluslararası Koruma Dairesi Başkanı Carol Batchelor düzenlenen basın toplantısında “Eğer bu dünya üzerinde herhangi bir ülkenin vatandaşı olmadan yaşıyorsanız; bir kimlikten, belgelerden, itirazsız bir şekilde kabul edilen tüm hak ve yetkilerden mahrumsunuz. Buna bir iş sahibi olmak, eğitim almak, çocuğunuzun bir yere ait olduğunu görmek gibi şeyler de dahil…” şeklinde konuştu.
Rapora göre diğer vatansız grupların başında nesillerdir aynı topraklarda yaşayan Suriyeli Kürtler, Madagaskarlı Karanalar, Makedonyalı Romanlar ve Kenyalı Pembalar geliyor.
Raporda Tayland’da yaşayan yaklaşık 30 bin vatansızın 2012’den bu yana vatandaşlık aldığı, Kenya’da ise yaklaşık 4 bin kişilik bir grup olan Makondelerin 43’üncü azınlık grubu olarak tanındığı bilgilerine yer verildi.
BMMYK Vatansızlar Birimi Başkanı Melanie Khanna “Tayland’da, Orta Asya’da, Rusya’da, Batı Afrika’da bir düşüş görüyoruz. Ancak söz konusu rakamlar kesinlikle 2024’e kadar vatansızlığın sona erdirilmesine yetecek düzeyde değil” açıklamasını yaptı.

22 Nisan 2017 Cumartesi

‘Gömülen bebek’ mucizesi

Güney Afrika’nın Paddock kentinde bir kadın, yeni dünyaya getirdiği bebeğini, üzerini kum ve tahtayla örterek ölüme terk etti.

Ancak bebek mucize eseri hayatta kaldı. Yakınlardaki bir fabrikada çalışan işçiler, 3 gün sonra ağlama sesi duydu.
AİLEM İSTEMİYORDU
İşçilerin bebeği kurtarmasından sonra polis 25 yaşındaki annenin peşine düşüp kısa sürede yakaladı. Kadın 4 yaşında bir çocuğu daha olduğunu, kendi ailesi yeni bir bebek istemediği için onu öldürmeye çalıştığını itiraf etti. Hürriyet

12 Şubat 2017 Pazar

Yüzlerce balina telef oldu!

 Yeni Zelanda'nın Güney Adası'nda kıyıya vuran yüzlerce pilot balinanın telef olduğu bildirildi.

Yeni Zelanda Koruma Departmanı (DoC) Altın Körfez Operasyon Müdürü Andrew Lamason, körfezin ıssız Farewell Spit mevkisinde henüz belirlenemeyen nedenle bir grup pilot balinanın kıyıya vurduğunu bildirdi.
Koruma Dairesi Bölge Müdürü Kath Inwood ise ölü balinaları görmekten üzüntü duyduğunu ifade ederek, "İnsanlar dayanıklı olmalı ve sonra yapılması gereken şeyleri yapmaya devam etmeli." dedi.
Balinaların neden karaya oturduğu henüz bilinmiyor ancak uzmanlar iki teori üzerinde duruyor. Bunlardan biri balinaların avlarını sığ sulara kadar kovalaması ve denizin çekilmesiyle geldikleri bölgeye dönememesi, diğeri ise gruplarındaki hasta bir balinayı korumaya çalışmaları olarak açıklanıyor.
Dünyada balinaların karaya oturması vakaların en yaygın görüldüğü ülkelerden biri olan Yeni Zelanda'da 2009 yılında Chatham Adaları yakınında 100'den fazla pilot balina telef olmuştu.











27 Aralık 2016 Salı

Çevreyi rahatsız ettikleri gerekçesiyle sığınmacılara ev hapsi

Hollanda'nın güneyindeki Weert kentinde Kuzey Afrika kökenli 20 sığınmacıya, halkı rahatsız ettikleri gerekçesiyle Belediye Başkanı Jos Heijmans tarafından ev hapsi verildi

Kamu Düzeni ve Güvenliği Merkezi ile sığınmacı avukatları uygulamaya "çirkin ve hukuk dışı" olarak değerlendirerek, ev hapsi uygulamasına tepki gösteriyor.
Belediye Başkanı Heijmans ise, "ev hapsinden başka seçeneği kalmadığını" belirterek sığınmacıları suçladı.
Heijmans, Kuzey Afrika kökenli 20 kişilik gruptan en az 5'inin geçen hafta soygun ve hırsızlıktan gözaltına alındığını söyledi.
Belediye Başkanı, bu grubun sürekli kavga edip, kaba davranışta bulunduğunu ve sokaklara tükürerek halkı rahatsız ettiğini savundu.
Heijmans, "Allah'tan korkmaz, kuldan utanmazlar" diye tanımladığı sığınmacı grubunun kendisine başka seçenek bırakmadığını savundu.
Bu nedenle Kuzey Afrikalı grubun, sığınma merkezinden çıkışını yasakladı. Sığınmacılar, günde üç kez merkezin güvenlik görevlilerine bildirimde bulunacak.
Sadece bir saatlik izin
Afrika kökenli sığınmacılar, sadece gündüz 13:00 - 14:00 arası süper market alış verişi ya da doktor kontrolü için sadece 1 saatliğine dışarıya çıkabilecekler.
Olaylara karıştığı belirtilen sığınmacı grubunun bu 1 saatlik izinden de yararlanamayacağı açıklandı.
Kamu Düzeni ve Güvenliği Merkezi ile sığınmacı avukatları, belediyenin kararına tepkili.
Kamu Düzeni ve Güvenliği Merkezi'ınden yapılan açıklamada, herhangi bir mahkeme kararı olmadan kişilerin özgürlükten yoksun bırakılamayacağı vurgulandı.
Sığınmacı avukatları da ev hapsi kararının, Hollanda Anayasası'na aykırı olduğuna işaret etti.
Belediye Başkanı Jos Heijmans ise, eleştirileri umursamadığını belirtti. Heijmans'a göre, halka rahatsızlık veren grup güvenli ülkelerden geliyor ve sığınma hakkı talep edecek bir nedenleri yok.
Heijmans, bu nedenle Kuzey Afrika kökenli grubun bir an önce sınır dışı edilmesi gerektiğini savundu.
BBC Türkçe / Yusuf Özkan

22 Aralık 2016 Perşembe

Nijerya'da 21 kız çocuğu Boko Haram'dan kurtuldu

Batı Afrika ülkelerinden Nijerya'da 2014 yılında Boko Haram örgütü tarafından düzenlenen bir okul baskınında kaçırılan 276 kız çocuğundan 21'i daha serbest bırakıldı.

Batı Afrika ülkelerinden Nijerya'da, 2014 yılında BokoHaram örgütü tarafından düzenlenen bir okul baskınında kaçırılan 276 kız çocuğundan 21'inin daha serbest bırakıldığı bildirildi. Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Garba Shehu tarafından yapılan açıklamada, örgütün kaçırdığı 21 kız çocuğunun daha serbest bırakıldığı belirtildi .Açıklamada, ülkenin Borno eyaletinde örgüte yönelik son bir ay içinde yürütülen operasyonlarda ise en az 2 bin kişinin kurtarıldığı duyuruldu.
Nijerya'nın kuzey doğusundaki Borno eyaletine bağlı Chibok kentinde biryatılı okula 14 Nisan 2014'te baskın düzenleyen Boko Haram militanları, 276 kızöğrenciyi kaçırmıştı. Bu öğrencilerden 57'si örgütten kaçmayı başarmıştı ancak 219'undan haber alınamıyordu.
Nijerya'da 2000'li yılların başından beri varlık gösteren, lideri Muhammed Yusuf'un gözaltındayken ölmesinin ardından 2009'da kitlesel şiddet eylemleri düzenlemeye başlayan Boko Haram, 17 bine yakın kişinin hayatını kaybetmesine neden oldu. Örgüt, geçen yıldan bu yana eylemlerini ülkenin sınır komşuları Kamerun, Benin, Çad ve Nijer'e de kaydırdı.

31 Ekim 2016 Pazartesi

2 milyar çocuk zehirli hava soluyor

BM Çocuklara Yardım Fonu UNICEF, dünya genelinde yaklaşık 2 milyar çocuğun zehirli hava soluduğu uyarısında bulundu. 300 milyon çocuk ise, standardın 6 kat fazlası kirliliğe maruz kalıyor.

UNICEF tarafından yayımlanan raporda, 2 milyar çocuğun üçte birinin Hindistan ve komşu ülkelerde yaşadığı belirtildi.

Raporda, dünya genelinde zehirli hava soluyan 2 milyar çocuğun, büyük bir kısmı Hindistan'ın kuzeyinde olmak üzere 620 milyonunun Güney Asya'da, 520 milyonunun Afrika'da, 450 milyonunun Doğu Asya'da yaşadığı vurgulandı.

Bu çocuklardan 300 milyonunun Dünya Sağlık Örgütü'nün belirlediği standardın 6 kat fazlası kirliliğe maruz kaldığına dikkat çekildi.

Beyin ve bağışıklık sistemleri hala gelişmekte ve zayıf olan çocukların, yetişkinlerden iki kat daha hızlı soluyarak vücut ağırlıklarına oranla daha fazla hava aldığı ifade edilen raporda, bu şekilde çocukların çok daha fazla kirliliğe maruz kaldığı vurgulandı.

600 BİN ÇOCUK HAVA KİRLİLİĞİ KURBANI 

UNICEF İcra Direktörü Anthony Lake, her yıl dünya genelinde 5 yaşından küçük 600 bin çocuğun hava kirliliğine bağlı rahatsızlıklar nedeniyle hayatını kaybettiğini ifade etti.

Lake, milyonlarca çocuğun da dirençlerini düşüren, fiziksel ve bilişsel gelişimlerini etkileyen solunum yolu hastalıkları çektiğini belirtti.

28 Eylül 2016 Çarşamba

Nurettin Veren, Fethullah Gülen'in koltuk değiştirmesindeki mesajı açıkladı

Geçtiğimiz haftaki bir video kaydında konuşma yaptığı sırada koltuğundan kalkarak yer değiştirmesi çeşitli spekülasyonlara yol açan Fetullah Gülen'in bu hareketini bir dönem en yakınında bulunan isimlerden Nurettin Veren değerlendirdi. Veren, "Gülen'in bütün hareketlerinde mesaj vardır. Bu hareket mekan değiştireceği anlamına geliyor. ABD, Gülen'i kendi kontrolünde Güney Afrika'ya göndermeyi planlıyor" dedi.


Fetullah Gülen'in geçtiğimiz günlerdeki bir video kaydında konuşması devam ederken ayağa kalkarak yer değiştirmesi çeşitli spekülasyonlara yol açmış, önce sosyal medyada ardından da bazı yayın organlarında tartışılmıştı. Gülen'in bu hareketinin cemaatinin üyelerine yönelik gizli bir mesaj taşıdığı öne sürülmüştü.

Hatta Gülen'in koltuğundan kalkarak yer değiştirmesinin, FETÖ üyelerine "yerinizi değiştirin, harekete geçin" mesajı taşıdığı iddia edilerek, buradan hareketle bazı basın organlarında yeni bir girişim tehdidi yorumlarına bile varanlar oldu.


Gülen'in konuşmasındaki yer değiştirmesi katıldığı bir TV programında Nurettin Veren'e de soruldu. Bir dönem Gülen'in en yakınındaki isimlerden biri olan Veren de bu konuda spekülasyonları teyit eden açıklamalarda bulundu.

Haber 7'nin haberine göre Veren, "Gülen'in bütün hareketlerinde mesaj vardır. Koltuk değiştirmesi de mekan değiştireceği anlamına geliyor. ABD, Gülen'i kendi kontrolünde Güney Afrika'ya göndermeyi planlıyor" dedi.  (cnntürk.com.tr)

18 Ağustos 2016 Perşembe

100 karısı olan Kral

Orta Afrika ülkesi Kamerun'daki çok sayıda küçük krallıktan biri olan Bafut'ta 11'nci Kral Abumbi'nin 100'e yakın eşi olduğu düşünülüyor.


CNN International’in haberleştirdiği Bafut Krallığı’nda, geleneklere göre ölen kralın tüm mirasıyla birlikte, eşleri de varisine kalıyor. Aynı zamanda yeni kral kendi seçtiği kraliçeyle de evleniyor.
Krallıkta eşlerin oldukça önemli bir rolü bulunuyor.

Abumbi’nin üçüncü eşi Kraliçe Constance, her başarılı erkeğin arkasında başarılı, güçlü bir kadın vardır diyor ve ekliyor, “Geleneklerimize göre önceki kralın yaşlı eşleri yeni genç eşlere kuralları öğretir. Aynı şekilde yeni krala da geleneklerimizin öğretilmesi eşlerin görevidir.”

Poligami yani çok eşliliğin yasal olduğu Kamerun’daki Bafut Krallığı’nda eski Kral Zofoa’nın babası öldüğünde onun 72 karısı ve 500 çocuğu kendisine “miras” kalmış.

CNN International’in sunucusu Soni Methu, Kral Abumbi ilen tanıştıktan sonra şu izlenimini aktarıyor: “Kralın yaşam tarzıyla ilgili hızlıca yargılara kapılıyoruz ancak aynı Birleşik Krallık’ta olduğu gibi Afrika’daki krallıklar da zengin bir kültür ve tarihe sahip.” Sözcü

24 Kasım 2015 Salı

Mülteciler birbirlerinin ağızlarını dikti

Yunanistan - Makedonya sınırında geçişlerine izin verilmeyen sığınmacılar, alışılmadık bir protesto yöntemine başvurdu.

Makedon sınır görevlileri bir süredir yalnızca belirli milliyetlerden sığınmacıların geçişine izin veriyor. İdomeni sınır kapısında bu nedenle cuma gününden bu yana yüzlerce sığınmacı birikti.
İran'dan geldiklerini belirten 5 kadar sığınmacı, ağızlarını dikerek uygulamayı protesto etti. Göğüslerine çeşitli sloganlar yazan protestocular, açlık grevine başlama tehdidinde bulundu.
Balkan ülkeleri Makedonya, Sırbistan ve Hırvatistan perşembe gününden bu yana yalnızca Suriye, Afganistan ve Irak vatandaşlarının geçişine izin veriyor.
İDOMENİ'DEN BİNDEN FAZLA SIĞINMACI BİRİKTİ
İdomeni sınır kapısında biriken binden fazla sığınmacı Pakistan, İran, Fas, Bangladeş ve Cezayir'den geliyor. Makedon görevliler bunların geçişine izin vermiyor.
Balkan güzergâhı adı verilen ve Makedonya, Sırbistan ve Hırvatistan'ın yer aldığı hat üzerinden şimdiye kadar yüz binlerce kişi Batı Avrupa ülkelerine ulaştı. Sığınmacıların büyük kısmı Almanya'ya gitmek istiyor.
Birçoğu iç savaşın devam ettiği Suriye'den ya da Irak ve Afganistan gibi çatışmaların devam ettiği ülkelerden geliyor.
Otoriter rejimle idare edilen Eritre de sığınmacıların geldiği Afrika ülkelerinin başında yer alıyor.
(Kaynak:hürriyet.com.tr)

7 Kasım 2015 Cumartesi

Türkiye ’refah’a eremedi

142 ülke arasında global refah listesinin zirvesine Norveç yerleşti. Türkiye ise Dominik Cumhuriyeti, Sırbistan’dan sonra 78’inci sırada yer aldı.

Üst üste 3 seçim sürecinin ardından 2015 yılını büyük ekonomik kayıplarla kapatan Türkiye, refah liginde de kendine 78’inci sırada yer bulabildi. Londra merkezli ‘The Legatum Institute’ tarafından her yıl açıklanan ve 142 ülkenin yer aldığı global refah listesinde birinciliği bu yıl Norveç aldı. İsviçre ise ikinci sıraya düştü. Türkiye ise 78’inci sıra ile Dominik, Sırbistan, Güney Afrika’nın gerisinde kaldı.

KUZEY, REFAH İÇİNDE

Global refah seviyesi, değerlendirmeye tabi tutulan ülkelerin sıralamasında başta yıllık gelir seviyesi olmak üzere 89 farklı kategori de değerlendirmeye tabi tutuluyor. 2009’dan bu yana dünyanın refah ülkesi olan Norveç, bu yılki listede de bu unvanını sürdürürken, listede İsveç ikinci, Danimarka üçüncü Yeni Zelanda ise dördüncü sırada yer aldı. Türkiye diğer kriterler açısından bakıldığında ise ekonomik göstergeleri ile 142 ülke arasında 87’nci sıraya yerleşti.

ÖZGÜRLÜK SINIFTA KALDI

Girişimcilik fırsatları açısından 68’inci sırada yer alan Türkiye, eğitimde 85’inci, sağlıkta ise 57’inci sırada yer aldı. 2015 yılını patlamalar ve kitlesel ölümlerle geçiren Türkiye, güvenlik kriterinde ise 109’uncu sırada yer aldı.

Kişisel özgürlük alanında ise Türkiye 142 ülke içinde 100’üncü sırada yer bulabildi. Refah raporunda Türkiye’de özgürlüklerin yüzde 18 azaldığına dikkat çekildi. Orta Afrika Cumhuriyeti’nin son sırada yer aldığı listede Haiti ve Afganistan son sıralarda yer aldı. Listede İngiltere 15, Japonya 19, ABD ise 11’inci sırada yer aldı. (Sayime Başçı / sözcü.com.tr)

30 Ağustos 2015 Pazar

Büyük facia! Kral eş seçecekti...

Afrika’nın güneyindeki Svaziland’ın başkenti Mbabane yakınlarında meydana gelen kazada 38 kadın öldü, 20’si ise yaralandı.

Svaziland Kralı'nın düzenlediği geleneksel festivale gitmek için yola çıkan ve yaklaşık 50 kadını taşıyan kamyonet, karşı yönden gelen bir kamyon ile çarpıştı. Daha sonra ise kadınların bulunduğu kamyonete arkadan gelen başka bir kamyon çarptı.

Times of Swaziland'ın haberine göre; bir kamyonet iki kamyonun karıştığı kazada kadınlar, Ludzidzini Kraliyet Konutu’na geleneksel olarak düzenlenen dans festivaline gidiyordu. Görgü tanığının ifadesine göre polisler otoyoldan kamyoneti çekerken yaptıkları gözlemde ilk kamyonun Toyota marka kamyonete arkadan çarptığını tespit etti.

Kazadan sağ kurtulan Siphelele Sigudla (18) şunları söyledi: “İlk kamyon bize çarptığında kamyonetin kasasında elli kişiydik, daha sonra arkamızdan bizi takip eden kamyon da bize çarptı”

Svaziland Birliği sözcüsü Luck Lukhele kazada 38 genç kadının öldüğünü, 20’den fazla kişinin ise yaralandığını açıkladı ve şunu ekledi : “Beklenildiği üzere medya ve polisin bu kaza hakkında geniş bilgi vermesi yasaklandı”

Kral III. Mswati geleneksel olarak düzenlenen bu dans festivalinin ertesi günü katılanların arasından kendine yeni bir eş seçiyor. Kralın hali hazırda 15 karısı var. Bu olay üzerine kraliyet ailesinin düzenlediği dans festivali iptal edildi. DHA

29 Temmuz 2015 Çarşamba

Afirka’da 4 ülkede peçe yasaklandı

Boko Haram'ın intihar saldırılarını artırmasından sonra Kongo, Çad, Kamerun ve Nijer yüzü tamamen örten peçe takılmasını yasakladı


Afrika ülkelerinde kadınların giydiği  ve yüzü tamamen örten peçeden oluşan dini kıyafet olan burkalar, intihar bombacısı kadınların kamufle olmasını sağladığı için tehlike arz ediyordu.Özellikle Boko Haram militanı kadınlar, gerçekleştirdiği pek çok saldırıda bu kıyafetler nedeniyle farkedilmemişti.  Nüfusun yüzde 80′ini Hristiyanların oluşturduğu Kongo, yüzü tamamen örten peçeye 3 ay önce yasak getirerek bu önlemi alan ilk ülke oldu.



İNTİHAR SALDIRILARINDA KADINLAR KULLANILIYOR

Kongo’dan sonra Çad hükümeti de, Boko Haram’ın 15 Haziran’da peş peşe düzenlediği intihar saldırılarının ardından yüzü tamamen örten peçe takma yasağının yanı sıra başka güvenlik önlemleri de almaya başladı.

Kamerun’un Nijerya sınırındaki kuzey bölgesinde de saldırıların artırması ve bazı intihar saldırılarının yüzü tamamen peçeyle örtülü kadınlar tarafından düzenlendiğinin tespit edilmesi üzerine geçen ay ortasında  peçe takma yasağı uygulanmaya başladı.

Son olarak Nijer’de terörle mücadele kapsamında ülkenin güneydoğusunda yüzü tamamen örten peçenin kullanımına geçici bir süre yasak getirildi.

Gine ve Gabon’da da İçişleri Bakanlığı’ndan yapılan açıklamalarda, konuyla ilgili önlemin en kısa zamanda alınacağı ve yüzü tamamen örten peçeye yasak getirileceği ifade edildi.

(sözcü.com.tr)

3 Ekim 2014 Cuma

Ebola hastasına dava açacak

Liberyalı yetkililer, ABD'de Ebola teşhisi konan hastaya, virüsü kapan bir akrabasının 'hasta olmadığını' belirterek 'yalan söylediği' suçlamasıyla dava açacaklarını söyledi.

ABD'de tedavi altına alınan ve durumu ağır olan Liberya vatandaşı Thomas Eric Duncan, geçen ay ülkeden çıkarken doldurduğu formda 'hiçbir akrabasının hasta olmadığını' ifade etmişti.

Liberya Sağlık Bakanı Yardımcısı Tolbert Nyenswah ise, Duncan'ın 'hasta bir yakınını el arabasıyla bir kliniğe getirdiğini' söyledi.

ABD'deki ilk Ebola vakası olan Duncan'ın durumu hakkında Liberya Havaalanı İdaresi yetkilisi Binyah Kesselly, "Hızla iyileşmesini umuyoruz, dava açmak için Liberya'ya dönüşünü bekleyeceğiz" dedi.

Liberya Enformasyon Bakanı Yardımcısı Isaac Jackson da Duncan'ın 'Ebola vakasıyla ilgili yalancı şahitlik yapma suçlamasından' yargılanabileceğini doğruladı.

BBC'ye konuşan Kesselly, Duncan'ın Ebola hakkındaki tüm sorulara 'Hayır' yanıtını verdiğini ve formda 'yolcunun Ebola hastalığına yakalanan bir akrabası olup olmadığı' sorusunun da bulunduğunu söyledi.

Liberya'da uluslararası kargo şirketi FedEx'in Liberya kolu olan bir şirkette şoför olarak çalışan Duncan, 19 Eylül'de Liberya'dan ABD'ye gitmişti.

Duncan'ın hasta yakınını el arabasıyla bir kliniğe götürdüğü iddia edildi.

“VİRÜSÜ LİBERYA’DA KAPMADI”

Liberya'dan bildiren BBC muhabiri, bunun yasak olduğunu, virüsün bulaşmaması için hastaların yalnızca telefonla bilgilendirilen sağlık çalışanları tarafından taşınabileceğini aktarıyor.
Sağlık Bakanı yardımcısı, Duncan'ın hastalığı Liberya'dayken kapma ihtimalinin düşük olduğunu çünkü ülkeden ayrılmadan önce hastalık belirtisi göstermediğini söylüyor.

Birleşmiş Milletler verilerine göre çoğu Sierra Leone, Liberya ve Gine'de olmak üzere 7.178 Ebola vakası tespit edildi.

Ebola virüsünden ölenlerin sayısı 3.330'u geçti. Yardım kuruluşları virüsün hızla yayıldığı uyarısını yapıyor.

Dünyanın en ölümcül hastalığı olarak bilinen Ebola virüsüyle ilgili bilinenler şöyle:

- Hastalığın belirtileri arasında yüksek ateş, kanama ve merkezi sinir sisteminin hasar görmesi öne çıkıyor.

- Virüs kan ve tükürük gibi vücut sıvıları ile bulaşıyor. Virüsün bulaştıktan sonra öldürdüğü insanların oranı yüzde 90'a tırmanabiliyor. Fakat şu anki salgında ölümle sonuçlanan vaka oranı yaklaşık yüzde 70'de seyrediyor.

- Virüsün kuluçka dönemi iki ila 21 gün arasında değişiyor.

- Kanıtlanmış herhangi bir tedavi yöntemi ya da aşı mevcut değil.

- İshal ve kusmadan muzdarip hastalarda su seviyesinin düşmemesi için önlemler alınırsa, hastalıktan kurtulma oranı artıyor.

- Batı Afrika mutfağında kimi yerlerde lezzetli bir besin olarak kabul edilen meyve yarasaları, virüsün ana taşıyıcısı olarak biliniyor. Hürriyet