kaza etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
kaza etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

8 Temmuz 2017 Cumartesi

Flash TV'nin sunucusu arkadaşını vurdu

Flash TV'nin ünlü haber sunucusu Gökhan Taşkın, Beyoğlu'nda sabaha karşı eğlence çıkışı arkadaşını topuğundan silahla vurduğu iddia edildi.

Arkadaşını topuğundan vurduğu gerekçesiyle gözaltına alınan Gökhan Taşkın ilk ifadesinde, "sarhoştum kazayla oldu" dedi.  Beyoğlu'nda gece boyu eğlenen Gökhan Taşkın ve Fırat Karadayı, eğlence dönüşü saat 05.00 sıralarında sokakta yürüyordu.
Hürriyet'ten Çetin Aydın'ın haberine göre; Gökhan Taşkın belindeki Glock tabancayı çıkardı ve tek el ateş etti. Mermi arkadaşı Karadayı'nın topuğuna isabet etti. Polis kısa sürede olay yerine geldi. Taşkın gözaltına alındı ve tabancaya el konuldu. Hastaneye kaldırılan Karadayı, emniyette, Taşkın'la arkadaş olduklarını birlikte alkol aldıklarını, yolda yürürken Taşkın'ın kendisine ateş ettiğini, husumeti olmadığını davacı olmayacağını söyledi. Taşkın ise alkollü olduğunu tabancanın yanlışlıkla ateş aldığını öne sürdü.
Gökhan Taşkın serbest bırakıldı.  Taşkın, "Arkadaşım benim silahımı belimden almaya çalıştı. Bu sırada silah kaza ile patladı. İfademi verdikten sonra işimin başına döndüm. Kazayla yaşandı. "dedi. Taşkın, arkadaşının silahı belinden almak istemesini de sarhoşluk nedeniyle olduğunu söyledi. Hürriyet

27 Mayıs 2017 Cumartesi

Ankara yakınlarında yolcu otobüsü devrildi: 8 ölü, 34 yaralı

Kastamonu'dan Ankara'ya giden yolcu otobüsünün Kalecik ilçesinde devrilmesi sonucu meydana gelen trafik kazasında 8 kişi hayatını kaybetti, 11'i ağır 34 kişi yaralandı. Kazaya otobüs şoförünün uyumasının neden olduğu belirtildi.

Kaza, sabah saat 06:00 sıralarında Kalecik ilçesi Çankırı-Çandır yol ayrımında meydana geldi. Kastamonu’dan Ankara’ya giden Sedat Gürer idaresindeki 06 FR 0311 plakalı yolcu otobüsü, sürücüsünün uyuması sonrası kontrolden çıkarak yolun sağ tarafında bulunan ağaçlara çarparak şarampole devrildi. Feci kazada 8 kişi olay yerinde hayatını kaybetti, 11'i ağır 34 kişi ise yaralandı.
Kaza sonrası bölgeye çok sayıda ambulans, polis ve itfaiye ekipleri sevk edildi. Kaza yerine giden ekipler ilk olarak yaralı kişileri otobüs içerisinden çıkarttı. Ardından yaralılar ambulanslarla çevredeki hastanelere kaldırıldı. Feci kaza sonrası jandarma ve savcı tarafından inceleme yapıldı. Yapılan inceleme sonrası cenazeler olay yerinden alınarak cenaze araçları ile kaldırıldı. İçerisinde 42 kişinin bulunduğu otobüste jandarma ekipleri tarafından inceleme sürüyor.
VALİLİK AÇIKLADI: SÜRÜCÜ UYUMUŞ
Ankara Valiliği’nin kazaya ilişkin yaptığı yazılı açıklama şöyle:
"27.05.2017 Cumartesi günü saat 06.00 sularında, Kastamonu-Ankara seferini yapan bir yolcu otobüsü, Çankırı-Çandır yol ayrımında, sürücüsünün uyuması sonucu kaza yapmıştır. İlk tespitlere göre 8 vatandaşımız olay yerinde hayatını kaybetmiş, 11'i ağır yaralı olmak üzere 32 vatandaşımız yaralanmıştır. Yaralılar, hastanelere nakledilerek tedavi altına alınmıştır. Kaza ile ilgili olarak soruşturma başlatılmıştır. Kazada hayatını kaybeden vatandaşlarımıza Allahtan rahmet, yaralı vatandaşlarımıza da acil şifalar dileriz. Kamuoyuna saygıyla duyurulur."
KİMLİKLERİ BELLİ OLDU
İlk belirlemelere göre kazada hayatını kaybeden 4 kişinin İlknur Bideci (26), İlhan Özdemir (42), Ali Yıldız (19) ve Gamze Duru (25) olduğu, ölen diğer yolcuların kimlik tespitine çalışıldığı bildirildi. (hürriyet.com.tr)

18 Nisan 2017 Salı

Tunceli'de helikopter düştü... Kahreden haber: 12 şehit

Tunceli'den kara haber... Tunceli'nin Pülümür ilçesinden 11.40'da kalkan Emniyet Genel Müdürlüğü'ne ait Sikorsky S-70 Blackhawk tipi helikopter ile Tunceli'deki görev uçuşu sırasında saat 11.50 sıralarında telsiz teması kesildi. İçinde 7 polis, 1 hakim, 1 astsubay ve 3 personel olmak üzere 12 kişinin bulunduğu helikopterin düştüğü belirlendi. Saat 17.00 sıralarında karadan yola çıkan jandarma birliğinin enkaz alanına ulaştığı duyuruldu. DHA'nın son dakika haberine göre helikopterdeki 12 kişi şehit oldu.

Tunceli'de düşen Sikorsky S-70 tipi helikopterdeki 7 polis, 1 hakim, 1 astsubay ve 3 personel şehit oldu. Tunceli Valiliği kriz merkezi yetkililerinden edinilen bilgiye göre; Kocatepe karakolu bölgesinden hareket eden jandarma birliği enkaza ulaştı. 2 helikopterin de enkaz yanına indiği iddia edilmişti. Yoğun sis ve kar nedeniyle kara ekiplerinin enkaza ulaşmakta zorluk yaşadığı duyurulmuştu.
GÖRGÜ TANIKLARI ANLATMIŞTI
Tunceli'nin Pülümür Belediye Başkanı Müslüm Tosun, "Köylüler helikopterin 1-2 sorti yaptığını, sendelediğini ifade ediyorlar. Helikopterin tekrar devam ettiğini, görüş alanının dışına çıktığını söylüyorlar. Köylüler, helikopterin inişe yeltendiğini ve tekrar yükseldiğini anlatıyorlar. Kocatepe köyünün arka kısmı Ovacık ilçesi. Bölge sarp ve kayalık bir alan, halen karla kaplı" demişti.
NELER YAŞANDI? PÜLÜMÜR'DEN HAVALANDI
Emniyet Genel Müdürlüğü’ne bağlı Diyarbakır’daki Havacılık Şube Müdürlüğü’ne bugün Tunceli’den gelen talebin ardından, saat 11.00 sıralarında kalkan Sikorsky S-70 Blackhawk tipi genel maksat helikopteri, 3 mürettabatıyla ilk olarak Tunceli kent merkezine gitti. Buradan 1 hakimi alan helikopter, daha sonra Nazimiye İlçesi’ne geçti. Buradan komiserlik sınavına girecek polisleri alan helikopter, yine aynı sınava girecek polisleri almak üzere Pülümür İlçesi’ne geçti. Buradan da polisleri alan helikopter, Ovacık İlçesi’nden de polisleri almak üzere saat 11.40’ta, 1 hakim, 1 astsubay ve 7 polisi aldıktan sonra tekrar havalandı.
10 DAKİKA SONRA BAĞLANTI KESİLDİ
11.40'da kalkan Emniyet Genel Müdürlüğü'ne ait Sikorsky S-70 Blackhawk tipi helikopter ile Tunceli'deki görev uçuşu sırasında saat 11.50 sıralarında telsiz teması kesildi.
7 POLİS, 1 HAKİM, 1 ASTSUBAY, 3 PERSONEL
Tunceli ile Ovacık arasında irtibatı kesilen helikopterde 7 polis, 1 hakim, 1 astsubay ve 3 personel olmak üzere 12 kişinin bulunduğu belirtiliyor. Polislerin Özel Harekat Şube Müdürlüğü'nde görevli olduğu, hakimin ise referandumda ilçe seçim kurulunda görev yaptığı belirtildi. Helikopteri aramak için irtibatın kesildiği nokta olan Ovacık’ın Çambulak mevkiine, Diyarbakır'dan bir askeri ekip ile 10 kişilik AFAD ekibi gönderildi. Ayrıca Barış Kartalı erken uyarı ve kontrol uçağı da yer tespiti için bölgeye yönlendirildi.
HELİKOPTERDEKİLERİN İSİMLERİ
Helikopterde, Hakim Onur Alan, Polis memurları Ekrem Dereli, Sadettin Demir, Candaş Kaplan, Mesut Özdemir, Ahmet Cihan Kilci, Hasan Yıldırım, Azam Gündede, Komiser Pilot Abdullah Ortanca, Polis memuru teknisyen Murat Ködük, sözleşmeli pilot Dilaver Karsavuranoğlu’nun olduğu iddia edilmişti.
VALİLİK'TEN İLK AÇIKLAMA
Helikopterin düştüğü Ovacık'ın Çambulak mevkiinde yoğun sis ve yağmurun olduğu belirtiliyor. Helikopterin düşüşüyle ilgili Tunceli Valiliği'nden yapılan açıklamada kazanın olumsuz hava koşulları nedeniyle meydana geldiğinin değerlendirildiği açıklanmıştı. Açıklamada "18 Nisan 2017 günü saat 11.40 sıralarında Pülümür ilçemizden havalanan Skorsky tipi Polis Helikopterinden kalkışından yaklaşık (10) dakika sonra sinyal alımı kesilmiştir. Söz konusu Helikopterde (7) Polis Memuru (1) hakim, (1) Astsubay ve (3) mürettebat olduğu değerlendirilmektedir. Helikopterin olumsuz hava şartlarından dolayı düştüğü değerlendirilmekte olup, bölgeye çok sayıda arama kurtarma ekibi sevk edilmiş olup gelişmelerden kamuoyuna bilgi verilecektir" denilmişti.
YOLDA HEYELAN OLDU
Arama kurtarma ekipleri karadan helikoptere ulaşmak için çalışmalarını sürdürüyor. Ancak Sarıgül Köyü’ne giden yolda yine yoğun yağmur nedeniyle heyelan meydana geldi. Buraya da iş makineleri sevk edildi. Ekiplerin bölgeye ulaşma çalışmaları sürüyor.
112'YE GELEN YARALI VAR İDDİASI DOĞRU ÇIKMADI
Arama çalışmaları sürerken helikopterin mürettebatından bir kişinin 112’yi telefonla arayıp, "7 yaralımız var" diyerek yardım istediği iddia edilmişti. Tunceli Valilik yetkilileri, helikopter kazasıyla ilgili bölgedeki bir karakoldan "7 yaralı var" diye teyid edilmemiş bir bilginin 112’ye aktarıldığını,ÿbasınla paylaşılan bu bilginin, yapılan araştırma sonucu doğru olmadığını söyledi.
TUNCELİ İL SAĞLIK MÜDÜRÜ: BİZE ÇAĞRI DÜŞMEDİ
Tunceli İl Sağlık Müdürü Sercan Özaydın, Tunceli'de irtibat kesilen helikoptere ilişkin "Bölge itibarıyla 112 çağrısının komşu illerimize de düşmüş olma ihtimali var. Bingöl, Erzincan ve Erzurum ile müşterek değerlendirdik, 112 komuta merkezine olay yerinden düşen bir çağrı yok. Olay yerine dair hiçbir çağrı almadık." dedi.
Özaydın, Tunceli'de polis helikopteriyle irtibatın kesilmesinin ardından 112 komuta merkezine herhangi bir çağrı gelmediğini belirtti.
Basında çıkan haberlerin gerçeği yansıtmadığını ifade eden Özaydın, "Bölge itibarıyla 112 çağrısının komşu illerimize de düşmüş olma ihtimali var. Bingöl, Erzincan ve Erzurum ile müşterek değerlendirdik, 112 komuta merkezine olay yerinden düşen bir çağrı yok. Olay yerine dair hiçbir çağrı almadık." diye konuştu. Özaydın, bölgeye sağlık ekiplerinin de sevk edildiğini dile getirerek "Biz olay duyulduktan 1 dakika sonra 1 Ulusal Medikal Kurtarma Ekibi (UMKE), 7 tane cip ve ambulans ile 30'u aşkın personelimizle olay yerine ulaşmaya çalışıyoruz." dedi. DHA

14 Nisan 2017 Cuma

"Az kaza yapan sürücüler ödüllendirilecek"

Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek, zorunlu trafik sigortasında tavan fiyat uygulamasına ilişkin, "Hem sektöre hem tüketiciye mesajım; az kaza yapan veya hiç kaza yapmayanlar ödüllendirilecek. Fakat sık sık kaza yapanlar da cezalandırılacak. Dolayısıyla primlere tavan getirilmesi, rehavet getirmesin." ifadelerini kullandı.

Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek, NTV'de katıldığı programda gündeme ve referanduma ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Referandum öncesi izlenimlerinin ne olduğunun sorulması üzerine Şimşek, sahadan edindiği izlenimin kararsızların azaldığı, referandumdan güçlü bir "evet" çıkmasını ümit ettiklerini söyledi.
Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemine yönelik "tek adam rejimine gidildiği" eleştirilerinin hatırlatılması üzerine Şimşek, bunun doğru olmadığını, kesinlikle tek adam rejimine gidilmediğini, dünyanın en gelişmiş demokrasilerinde uygulanan başkanlık sistemine geçildiğini anlattı.
Yeni sistemde başa kim, yüzde kaç oy alarak gelirse gelsin, cumhurbaşkanının yetkilerinin sınırı olduğuna işaret eden Şimşek, bu yetkilerin çok net şekilde tarif edildiğini belirtti. Söz konusu iddiaların, anayasayı, kanunları, yargı ve Meclis denetimini dikkate almayan söylemler olduğunu ifade eden Şimşek, "Doğru söylemler değil, muhalefetin bir dezenfermasyon çabası." dedi.
Rejim değişikliği eleştirilerine ilişkin de Şimşek, Türkiye'de kesinlikle rejimin değişmeyeceğini, hükümet sistemi değişikliği yapıldığını ifade etti.
"Eyalet sistemi olsa, MHP buna destek verir miydi?"
Şimşek, "cumhurbaşkanlığı hükümet sistemiyle Türkiye'nin eyaletlere bölüneceği" yönündeki söylemlerin anımsatılması üzerine, bu ifadelere güldüğünü söyledi. Bu anayasa değişikliğinde eyalet sisteminin bulunması halinde MHP'nin buna kesinlikle destek vermeyeceğini belirten Şimşek, bölücü terör örgütünün sözde liderlerinin defalarca net şekilde "hayır" oyunu desteklediklerini söylediklerini ifade etti. Şimşek, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Bölücü terör örgütü hayır mitingleri yapmadı mı? Eğer bu gerçekten eyalet sistemini içerseydi, böyle bir yetki olsaydı arka planda, bölücü terör Avrupa'da, Türkiye'de bu referandumun aleyhinde kampanya yapar mıydı? Bu kanunla düzenlenecek bir konudur. Anayasanın ilk 4 maddesi buna izin vermez. Diyelim ki kanunla düzenlenecek. Kanunu Meclis çıkartacak, cumhurbaşkanı çıkartmayacak. Net olarak söylüyorum anayasa değişikliğinde eyaletin 'e'si yok. Kesinlikle eyalet kurmaya yetki yok. PKK'nın, bu referanduma bu kadar güçlü karşı duruşu, bir kere bunu net şekilde doğruluyor. Bizim partimiz, Hakkari'ye gidiyoruz, Yüksekova'daydık. 'Tek bayrak, tek millet, tek devlet, tek vatan' dedik. Bunu Hakkari, Şırnak ve her yerde söyledik. Böyle bir gizli ajanda olsa, böyle bir yetki olsa... Buna kargalar güler, bunu dikkate bile almamak lazım. Sahada, gittiğimiz yerlerde karşımıza çıkıyor, şoke oluyoruz."
Başbakan Yardımcısı Şimşek, "Mevcut sistem neye engel oluşturuyor ki yenileme ihtiyacı doğdu?" sorusunu yanıtlarken de bu değişikliğin bir parti veya şahıs meselesi olmadığına dikkati çekti. Kamuoyu yoklamalarına göre, AK Parti'nin Kurucu Genel Başkanı olan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, şu anda AK Parti Genel Başkanı olması halinde yeniden seçileceğini, destek oranının 2015'ten daha güçlü olduğunu görüldüğünü söyledi. Şimşek, "Dolayısıyla bugün iş bir parti, şahıs meselesi olsa hiç değişikliğe gerek yok." diye konuştu.
Şimşek, "Türkiye'nin bir çekirge gibi güçlü iktidarları döneminde zıpladığını, diğer dönemlerinde ise düştüğünü" ifade ederek, bütün şoklara rağmen son 14 yılda Türkiye'nin başarı hikayesi yazdığını dile getirdi.
"Maliye politikasında alanımız var"
Son 6 ayda alınan bazı kararların Hazine nakit dengesi ve borçlanmaya etkisine ilişkin bir soru üzerine Şimşek, Hazine nakit akışındaki artışın sürpriz olmadığını belirtti. Yılın ilk çeyreğindeki sosyal güvenlik primlerini son çeyreğe ertelediklerini ve buna benzer birçok tedbir aldıklarını kaydeden Şimşek, "Türkiye geçen yıl çok büyük şoklar yaşadı. Bu şoklara verebileceğimiz tepki anlamında, fiyat istikrarından dolayı, para politikasında fazla alanımız yok. Maliye politikasında alanımız var. Faizleri artırdık ama maliye politikasını gevşettik." diye konuştu.
Şimşek, söz konusu gevşemenin geçici olduğunu dile getirerek, "Ben inanıyorum ki evet çıkarsa ekonomi toparlanır, vergi gelirleri toparlanır, bu tedbirler ilanihaye devam etmez ve yılın ikinci yarısında bütçe dengeleri hızla iyileşir. Dolayısıyla faiz-kur bağlamında kalıcı bir etki olmaz." değerlendirmesinde bulundu
"Yüzde 2,9 büyüme pozitif bir sürprizdi"
Şimşek, "Türkiye'nin 2016'da yüzde 2,9 büyümesinin sürpriz olup olmadığı" yönündeki soruya, "Evet, benim için de pozitif bir sürprizdi, daha düşük bekliyorduk. Sürpriz nereden kaynaklandı? 0,4 puanlık geriye doğru bir revizyon var. Biraz da stoklardaki artış beklediğimizden daha güçlüydü. Aslında yüzde 2 civarında bir rakam bekleniyordu, yüzde 3 civarında bir rakam çıktı. Oldukça iyi bir rakam." yanıtını verdi.
Bu kadar şokları yaşamış bir ülkenin uzun süre derin bir resesyonda kalmasının bekleneceğine işaret eden Şimşek, Türkiye'nin sağlam temelleriyle bunu atlattığını vurguladı. Şimşek, "Esas gündemimiz şu, Anayasa değişikliği büyük bir reformdur, ana bir reformdur. Ondan sonra oturup ekonomide bu şoklara karşı direnci daha da artıracak, büyümeyi tekrar yüzde 6 patikasına oturtacak ve 1 milyon kişi istihdam yaratacak yeni bir dönem. İşte böyle bir dönemin arifesindeyiz. 16 Nisan'da çıkacak 'evet', o ivmeyle yapacağımız reformlarla, bu direnç bize o morali verdi, Türkiye tekrar yüzde 6 büyüme patikasına oturacak." ifadelerini kullandı.
"İşsizlik de enflasyon da yazın aşağıya inecek"
Şimşek, mart ayına ilişkin enflasyon oranının çok sürpriz olmadığına işaret ederek, "Çünkü bir kur şoku yedik. Geçen sene başımıza gelen felaketlerden sonra, hele turizmin terör ve darbe girişiminden etkilendiği ortamda ciddi bir turizm geliri kaybına uğradık. Kur şoku yeni yeni enflasyonda kendini hissettiriyor. İşin özü bu." değerlendirmelerinde bulundu.
Türkiye'nin geçen sene 600 bin kişiye iş bulduğunu ancak yine de genç nüfus nedeniyle işsizliğin de arttığına dikkati çeken Şimşek, yıl başından bu yana 700 binin üzerinde yeni istihdam sağlandığını, işsizlik oranının çok hızla yaza doğru düşeceğini söyledi.
Şimşek, "Yaz aylarında işsizlik oranlarının hem mevsimsel etkilerle, hem de mevsimsel etkilerden arındırılmış olarak aşağıya ineceğine inanıyorum. Enflasyon da yazın tekrar tek haneye inecek." diye konuştu.
Gıda Komitesi olarak gıda fiyatları konusunda tedbirler aldıklarını vurgulayan Şimşek, "Enflasyon mutlaka tek haneye inmek zorunda, biz kabul edemeyiz." dedi.
"Tavan fiyat rehavet getirmesin"
Trafik sigortasında tavan uygulamasına yönelik soruyu yanıtlayan Şimşek, sektörlerin fiyatlamasından yana olmadığını ancak bu konuda sektörden olumlu tepkiyi alamadıklarını söyledi. Şimşek, şöyle devam etti:
"Türkiye'yi iller bazında 8 kategoriye böldük. Yıl sonuna kadar düşünüyoruz, geçici bir tedbir olabilir fakat sonrasında da tekrar bakacağız. Açık söylüyorum, sektörün artan öngörülebilirlik çerçevesinde daha makul bir fiyatlamaya gideceğini ümit ediyorum. Sektörün sürdürülebilirliği, makul bir sermaye getirisi esastır. Kesinlikle siyasi bir perspektifle bu fiyatlamayı yapmıyoruz. Geniş kitleleri ilgilendiriyor ama rasyonel olmamız lazım. Hem sektöre mesajım, hem tüketiciye mesajım; az kaza yapan veya hiç kaza yapmayanlar ödüllendirilecek. Fakat sık sık kaza yapanlar da cezalandırılacak. Dolayısıyla primlere tavan getirilmesi, rehavet getirmesin."
Şimşek, uluslararası bir danışmanlık firmasıyla Gaziantep özelinde yürütülen çalışmaya ilişkin soru üzerine de Gaziantep'te modüller geliştireceklerini, küresel birikimi olan bir uluslararası danışmanlık firmasının da yol haritasını çıkaracağını, Gaziantep'in sanayisinin dönüşümünü sağlayacaklarını ifade etti. cnntürk

10 Mart 2017 Cuma

İstanbul'da helikopter düştü 5 kişi öldü

İstanbul Atatürk Havalimanı'ndan saat 11.16'da kalkan TC-HEZ tescilli Sikorsky S-76 tipi helikopter Büyükçekmece'de saat 11.21'de düştü. Eczacıbaşı Grubu'na ait helikopterde 7 kişi bulunuyordu. Helikopterin kaptan pilotunun Alaaddin Nacar olduğu öğrenildi. Kazada ilk belirlemelere 5 kişi hayatını kaybetti. Helikopterde yolcu olarak Eczacıbaşı Vitra Rusya Genel Müdürü Salim Özen ve Aleksandır Vanin, Igor Kochergin, Luidmina Churova, Elena Badraga isimli 4 Rus müşterinin bulunduğu belirtildi.

İstanbul'da Büyükçekmece'de Sikorsky S-76 tipi helikopter TÜYAP fuar alanı yakınlarındaki televizyon kulesine çarparak düştü. Helikopterin parçaları, TÜYAP Fuar merkezi ile Büyükçekmece Mezarlığı’nın yakınlarına savruldu. Bölgeye hemen ambulans ve itfaiye araçları sevk edildi. Kaza nedeniyle D-100 karayolu çift taraflı trafiğe kapandı.
Helikopterin düştüğü olayda görgü tanıkları helikopterin TV Kulesinin antenine çarptıktan sonra düştüğünü belirtti. Kule çevresinde polis inceleme yapıyor.

4 Rus vardı
İşletmesi Kuğu Havacılık tarafından yapılan TC-HEZ tescilli Sikorsky S-76C-2 tipi çift motorlu helikopter, saat 11.16’da İstanbul Atatürk Havalimanı Genel Havacılık Apronu’ndan kalktı. Kaptan Pilotlar Alaaddin Acar ve Ahmet Bulut yönetimindeki helikopterde, 4 yabancı bir Türk yolcu ile iki pilot bulunuyordu. Dört yabancı yolcunun Rus olduğu, Eczacıbaşı Grubu ile görüşmeler yapmak üzere Türkiye’ye geldiği öğrenildi. Helikopter, Bozüyük’teki Eczacıbaşı Fabrikası’na gidiyordu.
Helikopterde yolcu olarak Eczacıbaşı Vitra Rusya Genel Müdürü Salim Özen ve Aleksandır Vanin, Igor Kochergin, Luidmina Churova, Elena Badraga isimli 4 Rus müşterinin bulunduğu belirtildi.
Vali Şahin: 5 ölü var
İstanbul Valisi Vasip Şahin, Büyükçekmece'deki helikopter kazasında ilk belirlemelere göre, 5 kişinin hayatını kaybettiğini bildirdi. Vali Şahin, yaptığı açıklamada, saat 11.16'da Atatürk Havalimanından kalkan özel bir şirkete ait helikopterin, 11.21'de Büyükçekmece sınırları içinde E-5 karayolu üzerine henüz sebebi netleşmemiş bir nedenle düştüğünü belirtti.
Burada ilk tespitlere göre 5 kişi hayatını kaybettiğini ifade eden Vali Şahin, "Hem enkaz kaldırma çalışmaları hem de yolun trafiğe açılma çalışmaları hızla sürdürülüyor. Detaylı bilgiyi kamuoyuyla paylaşacağız." dedi
Bozüyük'te toplantıya gidiyorlardı
İstanbul'da düşen Eczacıbaşı Grubu'na ait Sikorsky S-76 tipi helikopter, Bilecik'in Bozüyük ilçesine gidiyordu. Helikopterde yolcu olarak Eczacıbaşı Vitra Rusya Genel Müdürü Salim Özen ve 4 Rus müşterinin bulunduğu belirtildi.
Bozüyük'teki Eczacıbaşı Tesisleri yetkilileri, Rusya Genel Müdürü Salim Özen ile 4 Rus müşterinin saat 12.00'da yapılacak toplantıya gelmek için İstanbul'dan havalandıklarını, ancak kısa süre sonra kazayı öğrendiklerini söyledi.
Helikopter kazası Eczacıbaşı Bozüyük Tesisleri'nde büyük üzüntüyle karşılandı.
2008'de alındı
Eczacı Grubu’na ait olan ve işletmesi Kuğu Havacılık tarafından yapılan S-76 tipi helikopter 2008 modeldi. Toplam 8 koltuk kapasiteli helikopterin VIP amaçlı kullanılıyordu. Saatte 287 kilometre hıza çıkabilen TC-HEZ tescilli helikopterin menzili ise 535 kilometreydi

Neden buradan uçtu
Atatürk Havalimanı’ndan kalktıktan sonra yolcu uçaklarının iniş kalkış hattının dışına çıkmak için S-76 tipi helikopterin bu bölgeye geldi. Helikopter oradan Yalova-Bilecik rotasını izleyerek Bozüyük’teki Eczacıbaşı fabrikasına uçacaktı. Uçuş haritalarında Beylikdüzü’ndeki kule 257 metre yüksekliği ile ‘mania’ olarak bildiriliyor. Bunun haritada yer almasına rağmen pilotların neden bu rotayı kullandığı ise bilinmiyor.
Havacılık uzmanları, helikopter veya görerek uçuş yapan uçakların pilotlarının bölgeyi çok sık kullandığı, kulenin nerede olduğunu çok iyi bildiklerine dikkat çekiyor.
Çift motorlu, yüksek performanslı helikopterin teknik arıza yaşayıp yaşamadığı ise Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü ekiplerinin yapacağı araştırma sonrasında ortaya çıkacak. Enkazda helikopterin kuyruğunun gövdeden ayrıldığı, muhtemel olarak çarpmanın ana rotor olarak adlandırılan gövde üzerindeki paller veya gövdenin çarpmış olabileceği düşünülüyor.
Kulenin yüksekliği 257 metre
Beylikdüzü’ndeki televizyon kulesinin beton şaftının yüksekliğinin 163, döner restoranın bulunduğu çelik bölümün 54 metre, anten yüksekliğinin ise 30 metre, toplamda da 257 metre olduğu öğrenildi. cnntürk




5 Mart 2017 Pazar

Üniversiteli Burcu'yu ölüm kaldırımda yakaladı

Bartın’da kaldırımda yürüyen üniversite öğrencisi 23 yaşındaki Burcu Duran, kontrolden çıkan otomobilin çarpması sonucu hayatını kaybetti.

Kaza, saat 16.00 sıralarında Gölbucağı Mahallesi’ndeki kavşakta meydana geldi. 21 yaşındaki Uğur K. yönetimindeki otomobil, bir anda kontrolden çıkarak yaya kaldırımına çıktı. Hızlı gelen otomobil, kaldırımda yürüyen üniversiteli Burcu Duran'a çarparak havaya fırlattı.
Otomobil taklalar atarak, bir galeriye ait park halinde bulunan 6 otomobile çarptı, ardından kaldırım üzerinde yan yatarak durabildi.
Kazada, Kırıkkale Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Diyestisyenlik Bölümü 2’nci sınıf öğrencisi Burcu Duran ağır yaralandı. İlk müdahalesi olay yerine gelen 112 sağlık ekipleri tarafından yapılan Duran, kaldırıldığı Bartın Devlet Hastanesi’nde müdahalelere rağmen kurtarılamadı.
Hafif yaralanan sürücü Uğur K. ise aynı hastanede yapılan tedavisinin ardından gözaltına alındı.
Polis kazayla ilgili soruşturma başlattı. DHA

18 Şubat 2017 Cumartesi

Nevşehir'de feci balon kazası: 1 ölü

Nevşehir'de sıcak hava balonunun sert iniş yapması sonucu Danimarkalı bir turist hayatını kaybetti.

AA muhabirinin edindiği bilgiye göre, sabah saatlerinde Kapadokya bölgesinden havalanan sıcak hava balonu, Göreme beldesi Karadağ mevkisinde sert iniş yaptı.
Balon sepetinin yere çarpmasının ardından, sepetten düşen Danimarkalı Benny Karl Jessen (54), ağır yaralandı.
Hastaneye kaldırılan Jessen, müdahalelere rağmen kurtarılamadı.
Özel Kapadokya Hastanesi Başhekimi Dr. Fatih Yakut, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Jessen'in kaza sırasında vücudunun çeşitli yerlerinde kırıklar ve akciğerinde zedelenme olduğunu, hastanede 45 dakika boyunca müdahale edildiğini ancak kurtarılamadığını belirtti.
Kalp krizi iddiası
Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı'ndan yapılan açıklamada, kazanın şiddetli rüzgar nedeniyle meydana geldiği belirtildi. Açıklamada, "Balonunun şiddetli rüzgar sebebiyle yere sert bir iniş yapması sonucunda Danimarka uyruklu bir yolcu balondan düşerek ağır yaralanmış, hastanede yapılan tüm müdahalelere rağmen hayatını kaybetmiştir" denildi.
Kaza sırasında yolcunun güvenlik kurallarına uyması için uyarıldığı belirtilen açıklamada, "Ancak yolcunun kurallara uymaması nedeniyle sert iniş sırasında balondan düştüğü öğrenilmiştir. Pilotun kalp krizi geçirmesi nedeniyle balonun düştüğü iddiaları gerçeği yansıtmamaktadır" ifadelerine de yer verildi.
Bu arada Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı'na bağlı Kaza Araştırma ve İnceleme Kurulu ekipleri de olayı araştırmak üzere Kapadokya'ya gitti.

12 Şubat 2017 Pazar

Aile faciası! Fare tüpün hortumunu kemirdi ve..

Aydın’ın Germencik İlçesi Yeni Mahalle mezbaha Caddesi Uzun Sokak üzerindeki bir evde sabahın erken saatlerinde meydana gelen patlama sonucu 3 yıllık evli bir çift ile 1 yaşındaki bebekleri ağır yaralandı. İlk etapta sebebi belirlenemeyen patlamanın farenin mutfak tüpüne ait hortumu kemirmesi sonucu sızan gazdan kaynaklandığı öğrenildi. 

Olay sabah erken saatlerde meydana geldi. Edinilen bilgiye göre; sabah işe gidecek olan kocası Hasan Ertaş’a kahvaltı hazırlamak için erkenden uyanan Leyla Ertaş sobayı yaktığı sırada şiddetli bir patlama meydana geldi. Bir anda alevler içinde kalan evin çatısındaki tüm kiremitler havaya fırlarken, evin çevre duvarları tamamen yıkıldı. Deprem oluyormuşçasına çevredeki evlerin üzerine de gökten kiremit yağarken patlamanın ardından başlayan yangında Leyla Ertaş (21) kocası Hasan Ertaş (24) 1 yaşındaki bebekleri irfan efe feci şekilde yandı. Hamile olduğu öğrenilen Leyla Ertaş, kocası Hasan ve bebekleri çevredekiler tarafından yanan evden çıkarılarak önce üzerleri ıslatıldı. Ardından bölgeye gelen ambulans ile Aydın’daki hastanelere kaldırıldı.
Durumları ağır olan Ertaş Çifti, Aydın’da yapılan ilk müdahalelerinin ardından Leyla Ertaş İstanbul’a sevke edildi. Hasan Ertaş için de yer arandığı belirtildi.
Bu arada yıkılan duvarların altında kalan yeni yavrulamış bir anne köpek de telef olurken, vatandaşlar köpeğin 8 adet yavrusunun yardım edilmesi için belediye ekiplerinden yardım istediler.

26 Ocak 2017 Perşembe

Rüzgar Çetin'le ilgili gerekçeli karar açıklandı

İstinaf Mahkemesi, yaptığı trafik kazasında polis memuru İsmet Fatih Alagöz'ün ölümüne neden olan Rüzgar Çetin'in aldığı 6 yıl 3 aylık hapis cezasını kaldırarak 7 yıl 6 ay hapis cezasına çıkarmasının gerekçesini açıkladı.

İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 19. Ceza Dairesi gerekçeli kararında, olay anlatıldı.
Olay anında Rüzgar Çetin'in 107 promil alkollü olduğu, aracını güvenli bir şekilde sevk ve idare edebilecek durumda olmadığı vurgulanan kararda, Çetin'in yola gereken dikkati vermeden sevk ve idaresindeki aracı ile seyir halindeyken öndeki aracı sollamaya çalıştığı, 3 şeritli yolun sağ şeridinden orta şeride geçtiğinde, direksiyon hakimiyetini kaybeden Çetin'in sol şeride geçtiği, bu sırada karşı yönden gelen polis aracına çarptığı anlatıldı.
Kararda, olay nedeniyle görevi başında olan polis memuru İsmet Fatih Alagöz'ün vefat ettiği ve aynı aracı kullanan diğer polis memuru Emre Tetik'in ise yaşamını tehlikeye sokacak şekilde yaralandığı belirtildi.
Neticeyi ön gördüğü halde şansına güvenerek...
Olayın "Bilinçli taksirle" gerçekleştiği ifade edilen gerekçeli kararda, "Bu hareketlerinin sonucu gerçekleşmesi muhtemel neticeyi ön gördüğü halde kendi tecrübesine, şoförlük yeteneklerine, şeridin boş olduğu ihtimaline güvenerek hareketlerine devam ettiği ancak istemediği neticenin meydana gelmesine neden olduğu kanaatine varılmıştır. Söz konusu olayda sanık neticeyi ön gördüğü halde sırf şansına ve başka etkenlere kendi beceri ve bilgisine güvenerek hareket etmiş ve böylelikle gerçekleşmemesi için gerekeni yapmamak suretiyle bilinçli taksirle hareket etmiştir" cümleleri kullanıldı.
Şikayetten vazgeçse de...
Yargılama aşamasında yaralanan mağdur Emre Tetik'in şikayetten vazgeçtiği ancak bilinçli taksirle işlenen suçlardan şikayet koşulunun aranmayacağı belirtilen kararda, bu nedenle Tetik yönünden açılan kamu davasının düşürülmesine karar verilmediği, Çetin'in "Taksirle bir kişinin ölümüne ve bir kişinin yaralanmasına neden olma" suçundan cezalandırılması yoluna gidildiği aktarıldı.
Ölen ve yaralananın vazife başındaki polis memurları olması
Çetin hakkında hüküm kurulurken dikkate alınan hususları anlatan Ceza Dairesi gerekçeli kararında, "Sanığın olayda tam ve asli kusurlu olması, karşı tarafın kazada bir kusurunun bulunmaması, polis hizmet aracının nizami bir şekilde kendi şeridinde ve rahatlıkla fark edilebilecek tepe lambaları yanar vaziyetteyken seyir halinde bulunması, ölen ve yaralananın vazife başındaki polis memurları olması, kazanın meydana geliş şekli gibi sanığın taksire dayalı kusurunun ağırlığı dikkate alınarak, temel ceza alt sınırdan uzaklaşılmak suretiyle takdiren 6 yıl olarak belirlenmiştir" cümlelerine yer verdi.
Cezadaki indirim gerekçeleri
Eylemin bilinçli taksir altında işlendiği gerekçesiyle cezada yarı oranında artırım yapılarak hapis cezasının 9 yıla çıkarıldığı belirtilen gerekçeli kararda, Çetin'in cezasındaki indirim gerekçeleri de açıklandı. Gerekçeli kararda, "Sanığın kazadan sonra olay mahallini terk etmemesi, olaydan sonra ve duruşma sırasındaki iyi hali, pişman olduğunu dile getirmesi, mağdurların şikayetten vazgeçmeleri ve cezanın sanık üzerindeki olası etkilerinin lehine takdiri hafifletici sebep sayılarak cezasından indirim yapılmıştır" denildi.
Çetin'in sonuç olarak 7 yıl 6 ay hapisle cezalandırılmasına karar verildiği anlatılan gerekçeli kararda, hakkında konulan adli kontrol tedbirinin kaldırılmasına ve ehliyetine de 2 yıl süreyle el konulmasına karar verildiği belirtildi. DHA

14 Aralık 2016 Çarşamba

Rüzgar Çetin yeniden yargılanacak

Trafik kazasında bir polisin ölümüne neden olduğu gerekçesiyle 6 yıl 3 ay hapis cezasına çarptırılan Rüzgar Çetin yeniden yargılanacak.


İstanbul 11. Ağır Ceza Mahkemesi, 22 Eylül 2016 tarihinde gece 02.10’da alkollü olarak yaptığı trafik kazasında polis memuru İsmet Fatih Alagöz’ün ölümüne, polis memuru Emre Tetik’in de yaralanmasına neden olan yönetmen Sinan Çetin’in oğlu Rüzgar Çetin’in yargılandığı davayı 4 Ekim 2010 tarihli duruşmada sonuçlandırdı.

Alkollü araç kullanan Rüzgar Çetin’i kazada asli kusurlu bulan mahkeme, “Bilinçli taksirle bir kişinin ölümüne ve bir kişinin de yaralanmasına neden olmak” suçundan 6 yıl 3 ay hapis cezasına çarptırdı. Mahkeme, karar ile birlikte Rüzgar Çetin’in tahliyesine kara verdi. Rüzgar Çetin, kararla birlikte tahliye oldu.

Savcı istinaf talebinde bulundu

Duruşma savcısı Ekrem Şakar, Rüzgar Çetin’e verilen cezanın üst sınırdan verilmesi gerektiğini, bu nedenle verilen kararın yöntem ve yasaya aykırı olduğunu gerekçe göstererek İstinaf Mahkemesi’ne başvurdu.

İstinaf mahkemesi yeniden yargılama kararı aldı

Dosyanın geldiği İstanbul Bölge Adliyesi 19. Ceza Dairesi, Rüzgar Çetin’in yeniden yargılanmasına karar vererek 11 Ocak 2017 tarihine duruşma günü verdi.

11 Aralık 2016 Pazar

Elektrik tellerine çarpan uçak düştü

Yeni Zelanda'da içinde iki kişinin bulunduğu P-750 tipi uçak Gisborne kentinin güneybatısında yüksek gerilim hatlarına çarparak düştü. Yetkililer uçağın pilotunun ve yükleme operatörünün olay yerinde öldüğünü açıkladı.


Yeni Zelanda’nın Gisborne kentinin güneybatısında elektrik tellerine çarparak düşen P-750 tipi uçakta bulunan iki kişinin öldüğü açıklandı. Yeni Zelanda Radyosu'nda yer alan habere göre, içinde iki kişinin bulunduğu Yeni Zelanda yapımı P-750 tipi uçak Gisborne kentinin güneybatısındaki kırsal bölgedeki yüksek gerilim hatlarına çarparak düştü.

Yetkililer, uçakta bulunan pilot ve yükleme operatörünün olay yerinde öldüğünü açıkladı.Öte yandan uçağın çarpması sonucu yüksek gerilim hatlarında 6 telin koptuğu, bu yüzden Gisborne bölgesinde binlerce evin elektriksiz kaldığı belirtiliyor. Sivil savunma yetkilileri, kopan tellerin ulaşması zor bir alanda olduğunu, bu nedenle bölgeye elektriklerin 2 günden önce verilemeyeceğini söyledi.Yük taşımak ve atlamalar için kullanılan Yeni Zelanda yapımı P-750 tipi uçakta 10 yolcu koltuğu bulunuyor.

30 Kasım 2016 Çarşamba

Uçak kazasından nasıl kurtulduklarını anlattılar

Kolombiya'da bir futbol takımının neredeyse tamamının ölümüne yol açan uçak kazasıyla ilgili yeni bilgiler gelmeye devam ediyor. Kurtulan futbolculardan birinin bacağı kesildi. Ayrıca kurtulan iki mürettebat nasıl kurtulmayı başardıklarını açıkladı.


Kolombiya'daki korkunç uçak kazasıyla ilgili yeni detaylar ortaya çıkmaya devam ediyor. Kazadan kurtulanlar kurtulmanın yöntemlerini anlatıyor. Öte yandan yapılan resmi açıklamada ölü ve canlı kurtulanların sayısı değişti. Buna göre Kolombiya Ulusal Risk ve Afet Yönetimi (UNGRD) Genel
Müdürü Carlos Ivan Marquez Perez, ülkedeki uçak kazasında 71 kişinin hayatını kaybettiğini ve kurtarma çalışmalarının sona erdirildiğini bildirdi.

Kazanın ilk saatlerinde uçakta 81 kişinin bulunduğu yönünde bilgi verildiğini aktaran Perez, Brezilya ile Bolivya'daki uçuş listelerinin de karşılaştırıldığını, kaza sırasında uçakta 77 kişinin bulunduğunun ve 71 kişinin hayatını kaybettiğinin netleştiğini söyledi. Uçağa binmeyip hayatta kalan 4 kişinin Brezilya'da olduğunu ifade eden Perez, arama kurtarma çalışmalarının sona erdiğini sözlerine ekledi.
Öte yandan Brezilya Sağlık Bakanlığı, Havacılık Kazalarını Araştırma ve Önleme Merkezi (CENIPA) ile Federal Polis Teşkilatından yetkililerin bulunduğu bir heyetin, Medellin kentine geldiği bildirildi.

Kolombiya basınında yer alan haberlere göre, Brezilya Sağlık Bakanlığı, CENIPA ve Federal Polis Teşkilatından yetkililer, araştırmaları izlemek ve yardım etmek için Brezilya Hava Kuvvetlerine ait bir uçakla Medellin'e geldi.

Kolombiya Ulaştırma Bakanı Jorge Eduardo Rojas da Medellin'deki San Vicente Vakfı Hastanesi, kazadan sağ kurtulan Chapecoense'nin 24 yaşındaki kalecisi Jackson Ragnar Follmann'ın durumuyla ilgili yazılı açıklama yaptı. Genç kalecinin durumunun kontrol altında olduğunun belirtilen açıklamada, Follmann'ın sağ bacağının kesildiği kaydedildi.

Cenin pozisyonuyla hayatta kaldım

Kolombiya'nın El Espectador gazetesinde, mürettebattan sağ kurtulan Ximena Suarez, Antioquia Valisi Luis Perez Gutierrez'e "Şimdiye kadar sadece ışıkların kapandığını hatırlıyorum." dediği yer aldı. Arjantin'in FOX Sports kanalında da kazadan kurtulan diğer uçuş ekibi görevlisi Erwin Tumiri'nin, "Güvenlik protokolüne uyduğum için hayatta kaldım." ifadesine yer verildi. Tumiri, Arjantin televizyonundaki habere göre, çarpma öncesi yolcuların çoğunun koltuklarından kalktığını ve çığlık attığını anlattı. Çarpma öncesi çantaları bacaklarının arasına alan Tumiri, "cenin pozisyonu" sayesinde hayatta kaldığını söyledi.

Bu arada, Bogota'daki La Torre Colpatria gökdeleninin dış cephesindeki ışıklandırmalara Chapecoense takımının arması ve renklerinin yanı sıra siyah bant konulduğu görüldü.

Bolivya'nın Santa Cruz de la Sierra şehrinden Kolombiya'nın Medellin kentine hareket eden ve Brezilya 1. Futbol Ligi ekiplerinden Chapecoense takımı dahil 77 kişinin (9'u mürettebat, 68'i yolcu) bulunduğu uçak, dağlık araziye düşmüştü. Kazada 71 kişinin hayatını kaybettiği açıklanmıştı.

29 Kasım 2016 Salı

Erdal Tosun trafik kazasında hayatını kaybetti

Sarıyer'de meydana gelen trafik kazasında oyuncu Erdal Tosun hayatını kaybetti.


Kaza saat 06.30 sıralarında Sarıyer, Büyükdere Caddesi İl Jandarma Komutanlığı Kavşağı'nda meydana geldi. Edinilinen bilgiye göre Levent'ten Sarıyer istikametine seyir halindeki 34 EJ 8342 plakalı otomobil sürücüsü, kavşağa girdiği sırada direksiyon hakimiyetini kaybetti. Kontrolden çıkan araç kaldırıma çarptıktan sonra Sarıye'den Levent istikametine seyir halindeki sanatçı Erdal Tosun yönetimindeki 34 UJ 3409 plakalı otomobile çarptı. Kaza sonucu araçta sıkışan Erdal Tosun hayatını kaybetti. Diğer aracın sürücüsü ise yaralandı.

Erdal Tosun Kimdir?

Necdet Tosun'un oğlu olan Erdal Tosun, 9 Nisan tarihinde İstanbul'da doğdu. Liseyi Beyoğlu Fındıklı Lisesi'nde bitiren Tosun, Yeşilçam'a girişi 1981 yılında oldu. Kamera karşısına geçtiği ilk filim Karanfilli Naciye oldu. Sinema ve tiyatro sevdalısı olan Tosun, Mimar Sinan Üniversitesi Devlet Konservatuvarı mezunu olduktan hemen sonra "Özel Tiyatro"yu kurdu. Daha sonra Antalya Devlet Tiyatrosu'nda göreve başladı. Son olarak Murathan Mungan'ın Mezopotamya Üçlemesi adlı oyununda oynadı ve Devlet Tiyatroları'ndaki görevinden ayrılıp BKM Oyuncuları arasına katıldı. Bunların yanında çeşitli filmlerde ve dizilerde rol aldı. Bunlardan biri olan Rina'da canlandırdığı "Memo" karakteriyle söylediği Hayallerimizi Satmadık ya repliğiyle tanınır.


28 Kasım 2016 Pazartesi

Bolivya'dan Kolombiya'ya giden uçak düştü

Bolivya'dan Kolombiya'ya giden uçak düştü. Uçaktaki 72'si yolcu 9'u mürettebat toplam 81 kişi arasında Chapecoense takımı oyuncuları da vardı.


Venezuela kökenli LAMIA Havayolları'na bağlı RJ85 tipi bir yolcu uçağı, Bolivya'dan Kolombiya'daki Medellin Uluslararası Havaalanına inmesi planlanan uçak 72 yolcu ve 9 mürettebatıyla düştü.

Kolombia Ulusal Afet ve Risk Yönetimi, uçaktan yaralı olarak kurtulanların bulunduğunu ve hastanelere taşındıklarını duyurdu.

Charter seferini yapmakta olan uçak Bolivia'nın Viru Viru Uluslararası Havalimanı'nından, Kolombiya'nın Medellin kentinde Jose Maria Cordova de Rionegro Havalimanı'na gidiyordu.

Uçakta, bugün Güney Amerika kupası için Atletico Nacional takımı ile karşılaşacak Brezilya'nın Chapecoense takımının da bulunduğu, arama kurtarma çalışmalarının sürdürülmekte olduğu açıklandı. Kazanın ardından Atletico Nacional ile Chapecoense takımları arasında 1 Aralık Perşembe günü yapılacak Sudamericana Kupası finali ilk maçının ertelendiği duyuruldu.

18 Kasım 2016 Cuma

Siirt'in Şirvan ilçesindeki bakır madeninde göçük

Siirt'in Şirvan ilçesine bağlı maden köyünde bulunan bakır madeni sahasında meydana gelen heyelanda çok sayıda işçi göçük altında kaldı. AFAD, yaptığı açıklamada 16 işçinin göçük altında kaldığını açıklarken, 4 işçinin cansız bedenine ulaşıldı.


Şirvan ilçesine bağlı Maden köyünde bulunan ve özel bir firma tarafından işletilen bakır madeni sahasında bu akşam saat 20.30 sıralarında heyelan meydana geldi. 3 vardiya halinde 15'er kişilik ekipler halinde çalışmaların sürdürüldüğü ocakta yamaçtan kopan binlerce ton toprak ve kaya parçası maden sahasına aktı. Olay sırasında 8 kamyon ve 3 iş makinesiyle çok sayıda işçi göçük altında kaldı.

Siirtin Şirvan ilçesindeki bakır madeninde göçük

Göçük haberinin yetkililere bildirilmesi üzerine Siirt merkez ve Şirvan ilçesinden çok sayıda ambulans ve arama kurtarma ekipi bölgeye gönderildi. Siirt Vali Yardımcısı Bünyamin Kuş, kısa sürede olay yerine gelerek kurtarma çalışmalarını yönlendirdi.

AFAD: 16 İŞÇİ TOPRAK ALTINDA

Öte yandan, Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD) tarafından yapılan açıklamada 16 işçinin toprak altında olduğu açıklandı.

4 İŞÇİNİN CANSIZ BEDENİNE ULAŞILDI

Bölgeden gelen ilk bilgilere göre kurtarma çalışmaları sırasında 4 işçinin cesedine ulaşıldı. 10'dan fazla işçinin göçük altında kaldığı belirtilen maden bölgesinde heyelanın zaman zaman devam etmesi nedeniyle kurtarma çalışmalarının güçlükle yapıldığı belirtildi.

DİYARBAKIR’DAN KURTARMAK EKİPLERİ SEVK EDİLDİ

Siirt’in Şirvan İlçesi’ne bağlı Maden Köyü’nde yağmur nedeniyle meydana gelen heyelanda göçük altında kalan işçileri arama çalışmaları oluşturulan kriz masası tarafından yönlendirilmeye başlandı. Bu amaçla bölgeye Diyarbakır’dan da arama kurtarma ekipleri sevk edildi. Ekiplerin çalışmalarını kolaylaştırmak amacıyla bölgeye aydınlatma sistemi kurulduğu, yeni heyelanların meydana gelmemesi için önlemlerin de alındığı belirtildi.

DAHA ÖNCE DE HEYELAN MEYDANA GELMİŞTİ

Bu arada, aynı bölgede, geçen 25 Temmuz tarihinde de heyelan meydana gelmiş ve can kaybının yaşanmadığı bu heyelanda 6 kamyon ile 2 iş makinesi göçük altında kalmıştı.

Kaynak:hurriyet.com.tr

4 Kasım 2016 Cuma

Düdüklü tencere bomba gibi patladı

İzmir'de aşure yapıldığı sırada ocak üzerindeki bulunan düdüklü tencerenin patlamasıyla, ocak başında bulunan Nazlı Biçer Ertuğ’un yüzü ve vücudunun büyük bölümü yandı. Acılar içinde kalan ve aylarca güneşe çıkamayacak olan talihsiz kadını en büyük tesellisi ise kazadan birkaç dakika önce yanında bulunan oğlunun o sırada içeriye gitmesi oldu.


Üretici firmaya dava açacağını söyleyen Nazlı Biçer Ertuğ, "O an çok büyük acı yaşadım. Gözlerimi dahi açamadım. Benim yaşadığımı başka kadınların yaşamaması için, hukuk mücadelesi vereceğim" dedi.

Çiğli Organize Sanayi Bölgesi’ndeki bir fabrikada planlama bölümünde çalışan 31 yaşındaki Nazlı Biçer Ertuğ, evinde aşure yapmak için aynı marka iki düdüklü tencere içerisinde buğday kaynatmaya başladı. Ertuğ, aynı anda ocak üzerinde aşure hazırlıklarını sürdürdüğü sırada düdüklü tencerelerden birisi, bomba gibi patladı. Düdüklü tencere ve kapağı farklı bir yöne fırladı, içerisindeki kızgın buhar ile suyla karışmış olan buğday, Nazlı Biçer Ertuğ’un üzerini kapladı.


YÜZÜ TAMAMEN YANDI

Kızgın buhar ve suyun yüzünü kaplamasıyla büyük acı yaşayan Nazlı Biçer Ertuğ, çığlık atarak mutfaktan dışarıya koşup, kayınvalidesi Şadan Ertuğ’dan yardım istedi. Bir yandan yüzünü yıkayıp serinletmeye çalışan Ertuğ, bir yandan da 112’yi aradı. Hastaneye götürülen Nazlı Biçer Ertuğ’un yüzünün büyük bir bölümü ile vücudunun çeşitli yerlerinde, birinci ve ikinci derece yanıklar oluştuğu anlaşıldı. Yanık kremiyle tedavisine başlanan talihsiz kadının, yaralarının kapanmasından sonra plastik cerrahlarca tedavisinin sürdürüleceği belirtildi. Nazlı Biçer Ertuğ’un yüzü, kaza öncesi haline göre neredeyse tanınmayacak hale geldi.


OĞLUNUNU YANMAMASI TEK TESİLLİSİ

Mikrop kapmaması için steril bir ortamda bulunması ve aylarca güneş ışığından uzak durması gereken Ertuğ’un yaşadığı bu olaydaki tek tesellisi ise kazadan birkaç dakika önce yanında bulunan 3.5 yaşındaki oğlu Rüzgar’ın, o sırada içeriye gitmesi oldu. Yaşadığı acıyı unutamadığını belirten
Nazlı Biçer Ertuğ şunları anlattı:

"Aşure yaptığımız sırada düdüklü tencere bomba gibi patladı. O an ne yapacağımı bilemedim ama yüzümde ve vücudumda büyük acı hissettim. Çığlıklar atıp mutfaktan çıktım. O an ne yapacağımı bilemiyordum. Sağlık ekiplerinden yardım istedim. Şimdi aylar sürecek zorlu bir tedavi süreci bizi bekliyor. Çünkü yaraların mikrop kapmaması lazım."

DAVA AÇACAK

Yaşadıklarına isyan eden Nazlı Biçer Ertuğ şöyle konuştu:

"Benim hatamla kaza olsa elbette bir şey diyemeyeceğim ama, güvenli diye aynı firmadan iki tane düdüklü tencere aldık. Birisi bu şekilde patlıyor. Bunun sorumlularının hesap vermesi lazım. Ben günlerdir çocuğumu sadece uzaktan seviyorum, öpüp sarılamıyorum. Elimle dokunuyorum sadece, yaralarım mikrop kapmasın diye. Eminim bu tencereleri kullanan başka kadınlar da vardır. Ben onlarını benim gibi acı yaşamaması içini uyarıda bulunmak istiyorum. Ayrıca firmanın da gerekli cezayı görmesi lazım. Bunun için dava açacağım" dedi. Taylan YILDIRIM / İZMİR (DHA)


27 Ekim 2016 Perşembe

10 kişinin öldüğü asansör faciasında kusurlu bulunamadı

Mecidiyekoy'deki Torunlar Center inşaatında 6 Eylül 2014'te 10 işçinin hayatını kaybettiği asansör faciasına ilişkin davada, bilirkişi raporu mahkemeye ulaştı. Raporda, olayın "öngörülebilir nitelikte bir iş kazası" olduğu vurgulandı. Kazanın meydana gelmesindeki asıl nedene sebebiyet veren kişi veya kişilerin tespit edilemediği ifade edilen raporda, asli kusurlu tespitinin de yapılamadığı belirtildi.


Raporda 9 sanık tali kusurlu bulunurken; 13 sanık kusursuz bulundu. 3 sanık hakkında ise kusur tespiti yapılamadı.

İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmaya 25 tutuksuz sanıktan 13'ü ile taraf avukatları katıldı. Mahkeme Başkanı Bülent Dalkıran olaya ilişkin bilirkişi raporunun ulaştığını bildirdi. Şikayetçi avukatlarından Yıldız İmrek, bilirkişi raporunu inceleyemedikleri gerekçesiyle süre talebinde bulundu.

Duruşmada tartışma

Avukat İmrek, sanık Murat Aytimur'un yurtdışına çıkış yasağına rağmen yurtdışında olduğunu tespit ettiklerini belirterek tutuklanmasını talep etti. Bu sırada sanık avukatlarından Hasan Girit'in "Sınırdan sızmışlardır" sözü üzerine, ölen İsmail Sarıtaş'ın kardeşi Ferit Sarıtaş sesini yükselterek tepki gösterdi. Mahkeme Başkanı da Sarıtaş'ı salondan çıkardı. Bunun üzerine şikayetçi avukatları, Mahkeme Başkanı Bülent Dalkıran'a adil yargılamaya gölge düşürecek şekilde usule aykırı hareket ettiği gerekçesiyle müvekkillerinin yeniden salona alınmasını talep ettiler. Ancak mahkeme başkanı, bu talebi reddetti. Mahkeme heyeti duruşmayı, tarafların bilirkişi raporuna karşı diyeceklerini hazırlamaları için erteledi.

Asli kusurlu tespit edilemedi

İki makine mühendisi, bir elektrik-elektronik mühendisi, iki iş güvenliği uzmanı ve bir ceza muhakemesi uzmanından oluşan bilirkişi heyeti tarafından hazırlanan 102 sayfalık raporda, "olayın iş kazası olduğu ve önlenebilir nitelikte bir kaza olduğu" ifade edildi.

Raporda, olayın meydana geldiği asansör kabinin katlarda durmasını sağlayan sensör ile herhangi bir tehlike esnasında kabinin durmasını sağlayan elektro mekanik limit switchlerin (emniyet anahtarı) görev yapmalarını engellemek amacıyla sisteme müdahale eden kişi veya kişilerin kazanın meydana gelmesinde asli kusurlu olduğu belirtildi. Ancak bilirkişi raporunda kazanın meydana gelmesine neden olan kişi veya kişilerin tespit edilememesinden dolayı asli kusurlu tespitininin de yapılamadığı vurgulandı.

9 sanık tali kusurlu

Bilirkişilerin asansörün teknik ve işgüvenliği yönünden yaptıkları değerlendirmede ise asansörün sözleşme şartlarında takibinde, bakımında, uygunluğunun değerlendirilmesinde ispata ilişkin kayıtların dosya içerisinde olmamasından dolayı Önder Türksoy, Ümit Savul, Turgay Dalkıç ve Adem Akyıldız'ın tali kusurlu oldukları vurgulandı. Kazanın oluşumu ve teknik inceleme neticesinde işin sağlıklı şekliyle yürütülmesinden sorumlu olan sanıklar Murat Aytimur, Bünyamin Keskin, Emre Öz, Ahmet Said Demir, Mert Çanakçı'nın da tali kusurlu oldukları anlatıldı.

Toplam 16 sanıkta kusur bulunamadı

Raporda üç sanık hakkında dava dosyasında sorumluluk alanları anlaşılmadığından kusur yüklenemeyeceği, diğer 13 sanığın ise kazanın oluşumunda kusurlu olmadıkları ifade edildi.

22,5 yıla kadar hapis cezası isteniyor

6 Eylül 2014 tarihinde Mecidiyeköy'deki Torunlar Center inşaatında meydana gelen asansör kazasında 10 işçi feci şekilde hayatını kaybetmişti. Soruşturma kapsamında, Şantiye Şefi Önder Türksoy, Proje Müdürü Murat Aytimur, asansör teknikerleri Adem Akyıldız ve Turgay Dalkılıç "Birden fazla kişinin ölümüne sebebiyet vermek" suçlamasıyla 11 Eylül 2014 tarihinde tutuklandı.
İstanbul Cumhuriyet Savcısı Erdal Bağcı'nın hazırladığı iddianamede, 25 şüphelinin "Taksirle 10 kişinin ölümüne sebebiyet vermek" suçundan 2,5 yıldan 22,5 yıla kadar hapisle cezalandırılması talep edilirken; davanın tutuklu sanıkları, sonraki yargılamalarda tahliye edilmişti.

19 Ekim 2016 Çarşamba

Rüzgar Çetin’in talebi reddedildi

İstanbul Beşiktaş'taki trafik kazasında 1 polis memurunun ölümüne, 1 polis memurunun ise yaralanmasına neden olan Rüzgar Çetin hakkında savcılığın itirazı üzerine verilen yurt dışına çıkış yasağının kaldırılması talebi, kaçma ihtimali bulunması nedeniyle reddedildi.


İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi heyeti, Rüzgar Çetin’in avukatlarının yurt dışına çıkış yasağının kaldırılması talebini reddetti. Mahkeme red kararında sanığa verilen cezanın miktarı, dosyanın kanun yolu aşamasında geçireceği süre ve sanığın kaçma ihtimalini gerekçe gösterdi.

Beşiktaş'taki trafik kazasında 1 polis memurunun ölümüne, 1 polis memurunun ise yaralanmasına neden olduğu gerekçesiyle 6 yıl 3 ay hapis cezasına çarptırılarak tahliye edilen Rüzgar Çetin hakkında İstanbul 11’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nce verilen karara, duruşma savcısı Ekrem Şakar tarafından itiraz edilmişti. Savcı Ekrem Şakar, Çetin'in tutuklanmasını, tutuklama kararı verilmemesi durumunda ise yurt dışına çıkış yasağı konulmasını talep etmişti. Talebi değerlendiren İstanbul 11’inci Ağır Ceza Mahkemesi, kararında direnerek, itirazı bir üst mahkeme olan İstanbul 12’inci Ağır Ceza Mahkemesi’ne göndermişti.

İstanbul 12’inci Ağır Ceza Mahkemesi, Savcı Şakar'ın Rüzgar Çetin'in tutuklanmasına ilişkin talebini reddederek, hakkında yurt dışına çıkış yasağı koymuştu. Bunun üzerine Çetin’in avukatları yurt dışına çıkış yasağının kaldırılması için İstanbul 12’inci Ağır ceza Mahkemesi’ne başvurmuş, mahkeme kararını yerinde bularak bir üst mahkeme olan İstanbul 13’üncü Ağır ceza Mahkemesi’ne göndermişti.

Rüzgar Çetin’in yargılayan mahkeme heyeti, davanın 4 Ekim 2016 tarihinde görülen duruşmasında, sanık Çetin’in “Bilinçli taksirle bir kişinin ölümüne, bir kişinin yaralanmasına neden olmak” suçundan 6 yıl 3 ay hapis cezasına çarptırılmasına hükmetmişti. Cezaevinde 8 ay 10 gün kalan Çetin, kararın ardından tahliye edilmişti.

17 Ekim 2016 Pazartesi

Savcıdan Rüzgar Çetin kararına itiraz

İstanbul Beşiktaş'taki trafik kazasında polis memuru İsmet Fatih Alagöz'ün şehit olmasına, polis memuru Emre Tetik'in ise yaralanmasına neden olduğu gerekçesiyle 6 yıl 3 ay hapis cezasına çarptırılarak tahliye edilen Rüzgar Çetin hakkındaki kararı savcı temyiz etti. Savcı Ekrem Şakar, Rüzgar Çetin hakkında daha üst oranda ceza belirlenmesi gerektiğini belirterek kararın bozulmasını talep etti.


Savcı Ekrem Şakar, bilinçli taksir suçuna ilişkin TCK'nin 85/2. maddesinde 2 yıldan 15 yıla kadar hapis cezası öngörüldüğünü belirtti. Ancak TCK'nin 61. maddesine göre temel ceza belirlenirken suçun işleniş biçimi, suçun işlenmesinde kullanılan araçlar, suçun işlendiği zaman ve yer, suçun konusunun önem ve değeri, meydana gelen zarar veya tehlikenin ağırlığı, failin kast veya taksire dayalı kusurunun ağırlığı, failin güttüğü amaç gibi hususların gözönünde bulundurulması gerektiğini vurguladı.

"Alt sınırdan uzaklaşılmalıydı"

Dosyada Rüzgar Çetin'in 0,902 promil alkollü olduğu, önündeki aracı sollamak için ani bir manevrayla karşı yönden gelen araçlara ayrılmış şeride girdiği ve olayda asli kusurlu olduğunu ifade etti.

Savcı Şakar, mevcut deliller çerçevesinde sanığın cezalandırılmasında temel ceza belirlenirken suçun işleniş biçimi, meydana gelen zarar ve tehlike ve kusurun ağırlığı dikkate alınarak alt sınırdan uzaklaşılarak artırılması gerektiğini belirtti. Savcı Şakar, mahkemenin dosya kapsamına uymayacak şekilde asgari hadden daha az uzaklaşılarak temel cezayı belirlediğini, bu yönüyle verilen kararın yöntem ve yasaya aykırı olduğunu belirtti. DHA

14 Ekim 2016 Cuma

İşte Rüzgar Çetin'e verilen cezanın gerekçesi!

İstanbul 11. Ağır Ceza Mahkemesi ünlü yönetmen Sinan Çetin'in oğlu Rüzgar Çetin hakkında verdiği 6 yıl 3 ay hapis cezasının gerekçesini açıkladı. Kararda kaza anında Rüzgar Çetin'in alkollü olduğu, araç kullanabilecek durumda olmamasına rağmen hız limitini aştığı, şerit ihlali yaptığı vurgulandı. Rüzgar Çetin'in neden tahliye edildiği anlatıldı. Karara şerh koyan Mahkeme Başkanı ise Rüzgar Çetin'in 15 yıl hapisle cezalandırılması gerektiğini belirtmişti.


İstanbul 11. Ağır Ceza Mahkemesi heyetinin Rüzgür Çetin'e verdiği ve oy çokluğu ile aldığı 6 yıl 3 ay hapis ceza kararının gerekçesi 15 sayfayı buldu.

Mahkemenin gerekçeli kararında, Çetin'in alkol muayenesinin 1 saat 4 dakika sonra yapıldığı belirtilerek, "Alkol düzeyinin 1 saatte ortalama 0,15 promil gram azaldığının tıbben belirlendiği bu sebeple kaza anında alkol oranının 107 promil civarında olduğu" belirtildi.

“ALKOL ORANI GÜVENLİ SÜRÜŞÜ ETKİLEDİ”

1.00 promilden yüksek alkol oranının güvenli sürüş yeteneğini kaybettirebileceğine vurgu yapılan kararda, “Sanığın kaza anındaki alkol oranı bu veriler ışığında 1.00 promil üzerinde olduğundan güvenli bir şekilde araç kullanılamayacağı değerlendirilmiştir” denildi.

“ARAÇ KULLANACAK DURUMDA DEĞİLDİ”

Gerekçeli kararda Rüzgar Çetin’in alkollü olduğu ve aracı kullanabilecek durumda olmamasına rağmen hız limitini aştığı belirtilerek, direksiyon hakimiyetine de gerekli özeni göstermediğinden şerit ihlali yaptığı anlatıldı.

“ŞOFÖRLÜK YETENEĞİNE GÜVENDİ”

Yaptığı kaza sonrası bir kişinin ölümüne bir kişinin de hayati tehlike geçirerek yaralanmasına sebep olduğu anlatılan kararda, “Önündeki aracı sollamak için aniden orta şeride geçtiği öngördüğü halde kendi tecrübesine, şoförlük yeteneklerine, orta şeridin boş olduğu ihtimaline güvenerek, böylelikle sanığın objektif dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırı hareket ederek ön gördüğü ancak istemediği neticeye neden olduğu, eylemni bilinçli taksirle gerçekleştirdiği kanaatine varılmıştır” denildi.

“KEMER TAKSALAR DA SONUÇ DEĞİŞMEZ

”Kararda, kazada yaralanan polis memuru Emre Tetik’in şikayetinden vazgeçmiş olmasına rağmen, mağdurun hayati tehlike geçirecek şekilde yaralandığı için davanın düşürülmediği belirtildi. Çetin’in avukatları tarafından sıkça dile getirilen “Polislerin kemer takmaması” durumuna da değinilen kararda, polislerin kemer takmış olsalar bile bunun Çetin’in kusurlu olmasını değiştirmeyeceği anlatıldı.

MAĞDUR OLMAMASI İÇİN TAHLİYE EDİLDİ

Tutukluluk yönünden yapılan değerlendirmenin yapıldığı bölümde ise, “Sanığın 8 ayı aşkın süredir bu suçla ilgili olarak mahkememizde tutuklu olduğu, tutuklamanın bir tedbir olup, cezalandırma aracı olarak kullanılmaması gerektiğini evrensel hukuk ilkelerinin gereği olduğu, sanığın kaçma ve saklanma şüphesini oluşturan somut olguların bulunmaması, delillerin tamamen toplanarak hükmün kurulmuş olması, verilen ceza miktarı ile tutuklulukta geçirdiği süre dikkate alınarak tutukluluk halinin devamının orantılılık ilkesine aykırı olduğu..” değerlendirmesi yapıldı.

Öte yandan Çetin’in verilen cezanın 5 ay 15 gününü cezaevinde geçireceği anlatılan kararda, “Tutukluluk halinin devamının mağduriyete sebebiyet vereceğinin açık olması nedenleriyle sanığın tahliyesine karar verilmiştir” denildi.

MAHKEME BAŞKANI; 15 YIL HAPİS VERİLMELİ

Gerekçeli kararda mahkeme başkanı Erdoğan Şimşek’in, karara koyduğu muhalefet şerhinin gerekçelerine de yer verildi. Başkan Şimşek, polis aracının beyaz ve siren sistemi olması sebebiyle trafikte kolaylıkla fark edilir olduğuna dikkat çekerek, “Ceza tayin edilirken temel cezanın 10 yıl olarak tayin edilmesi. Yarı oranında artırım yapılarak sanığın 15 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verilmesi gerektiği hukuki ve vicdani kanının da bu yönde oluştuğu gerekçeleri ile çoğunluk görüşüne aksi düşünmekteyim” dedi.

Kaynak:hurriyet.com.tr