Asgari Geçim İndirimi (AGİ) 2020 yılında kaç lira oldu?
işçi etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
işçi etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
30 Nisan 2020 Perşembe
22 Ekim 2017 Pazar
90 işçi Lüleburgaz’dan İstanbul’a yürüyor!
Kırklareli İlçesi'nde kurulu bulunan Paşabahçe Kırklareli Cam Fabrikası'ndan işten çıkarılan 90 işçi, haklarını aramak için, aileleri ve kendilerine destek verenlerle birlikte fabrikanın genel merkezi olan İstanbul'a başlattıkları yürüyüş, Valilik tarafından yasaklandı.
İşten çıkarılan 90 işçinin yanı sıra aileleri ve kendilerine destek verenlerle birlikte yaklaşık 120 kişinin bugün başlattığı yürüyüşle akşam saatlerinde Büyükkarıştıran Beldesi’ne kadar gelindi.
Kırklareli Valiliği grubun Büyükkarıştıran’da bulunan bir akaryakıt istasyonuna geldiği sırada yürüyüşe yasak getirdi. Bunun üzerine işçilerin beklediği istasyonda TOMA’larla hazır bekleyen jandarma ve polis çevik kuvvet polis ekiplerine Robokop kıyafeti giydirildi.
CHP Tekirdağ Milletvekili Emre Köprülü, CHP Kırklareli Milletvekili Turabi Kayan, istasyonda bekleyen Lüleburgaz Kaymakamı Mustafa Oğuz, İl Emniyet Müdürü Erkin Adalar, İl Jandarma Komutanı Kadir Oğuz ile bir görüşme yaptı.
Milletvekilleri Köprülü ve Kayan buradaki işçilerin Pazartesi günü yapılacak olan işverenle görüşmenin sonuna kadar grubun burada kalmasını istedi. Kaymakam Mustafa Oğuz, Kırklareli Valisi Orhan Çiftçi’yi arayarak durumu bildirdi. 90 işçinin Pazartesi gününe kadar benzin istasyonunda kalmasına onay verildi.
CHP Tekirdağ Milletvekili Emre Köprülü, işçilerin haklarını demokratik olarak yaptıklarını belirterek, “Bu mücadelesinin ne kadar doğru olduğu herkes tarafından biliniyor.Türkiye’de bir kamuoyu oluştu. Bu kamuoyunda Şişe ve Cam’da çalışan 90 işçinin mağdur edildiğidir. Biz bu mağduriyetin yanındayız. Açıkça söyleyelim, tüm Türkiye’de sizin mücadelenizin haklı olduğunuz noktasında bir fikir birliğine sahip. Bizlerde el verdiğince sizlerin yanınızda olmaya çalışıyoruz. Şunu söyleyeceğim. Öncelikle olarak Pazartesi gününe kadar buradasınız arkadaşlar. Mücadelenizde bu kararın alınmasında Vali Bey, Kaymakam Beye, emniyet müdürümüze ve jandarma komutanımıza çok teşekkür ediyorum” dedi.
Daha sonra işçiler kendilerine dağıtılan yemekleri milletvekilleri ile birlikte yedi. İşçiler, yürüyüşe ara verdiklerini ve Pazartesi gününe kadar bekleyip, gelişmeleri takip edeceklerini söyledi. DHA
İşten çıkarılan 90 işçinin yanı sıra aileleri ve kendilerine destek verenlerle birlikte yaklaşık 120 kişinin bugün başlattığı yürüyüşle akşam saatlerinde Büyükkarıştıran Beldesi’ne kadar gelindi.
Kırklareli Valiliği grubun Büyükkarıştıran’da bulunan bir akaryakıt istasyonuna geldiği sırada yürüyüşe yasak getirdi. Bunun üzerine işçilerin beklediği istasyonda TOMA’larla hazır bekleyen jandarma ve polis çevik kuvvet polis ekiplerine Robokop kıyafeti giydirildi.
CHP Tekirdağ Milletvekili Emre Köprülü, CHP Kırklareli Milletvekili Turabi Kayan, istasyonda bekleyen Lüleburgaz Kaymakamı Mustafa Oğuz, İl Emniyet Müdürü Erkin Adalar, İl Jandarma Komutanı Kadir Oğuz ile bir görüşme yaptı.
Milletvekilleri Köprülü ve Kayan buradaki işçilerin Pazartesi günü yapılacak olan işverenle görüşmenin sonuna kadar grubun burada kalmasını istedi. Kaymakam Mustafa Oğuz, Kırklareli Valisi Orhan Çiftçi’yi arayarak durumu bildirdi. 90 işçinin Pazartesi gününe kadar benzin istasyonunda kalmasına onay verildi.
CHP Tekirdağ Milletvekili Emre Köprülü, işçilerin haklarını demokratik olarak yaptıklarını belirterek, “Bu mücadelesinin ne kadar doğru olduğu herkes tarafından biliniyor.Türkiye’de bir kamuoyu oluştu. Bu kamuoyunda Şişe ve Cam’da çalışan 90 işçinin mağdur edildiğidir. Biz bu mağduriyetin yanındayız. Açıkça söyleyelim, tüm Türkiye’de sizin mücadelenizin haklı olduğunuz noktasında bir fikir birliğine sahip. Bizlerde el verdiğince sizlerin yanınızda olmaya çalışıyoruz. Şunu söyleyeceğim. Öncelikle olarak Pazartesi gününe kadar buradasınız arkadaşlar. Mücadelenizde bu kararın alınmasında Vali Bey, Kaymakam Beye, emniyet müdürümüze ve jandarma komutanımıza çok teşekkür ediyorum” dedi.
Daha sonra işçiler kendilerine dağıtılan yemekleri milletvekilleri ile birlikte yedi. İşçiler, yürüyüşe ara verdiklerini ve Pazartesi gününe kadar bekleyip, gelişmeleri takip edeceklerini söyledi. DHA
5 Temmuz 2017 Çarşamba
Emekli, terör mağduru ve 15 Temmuz gazilerinin yeni maaşları
Haziran ayı enflasyonunun gelmesiyle birlikte emekli maaşları zamlandı. İşçi emeklisi temmuz maaşlarını yüzde 5.89 zamlı alacak.
Terör mağduru vatandaşların da alacaklarına da zam yapıldı. Terör mağduru maaşları yüzde 6.89 oranında arttı. Üçüncü derece engelli terör mağduru maaşı 574 TL’den 608 TL’ye, ikinci derece engelli terör mağduru maaşı 766 TL’den 811 TL’ye birinci derece engelli terör mağduru maaşı 958 TL’den 1.014 TL’ye çıktı. 15 Temmuz gazilerinin maaşları da zamlandı. Aşağıdaki tabloda zamları görebilirsiniz.
Malüllük derecesi | 2017 Ocak Maaşı | Temmuz zammı | Ek ödeme | Ek ödeme dahil Temmuz maaşı |
1 | 3.354 | 3.552 | 142 | 3.694 |
2 | 3.145 | 3.330 | 133 | 3.463 |
3 | 2.935 | 3.108 | 124 | 3.232 |
4 | 2.725 | 2.886 | 115 | 3.001 |
5 | 2.516 | 2.664 | 106 | 2.770 |
6 | 2.411 | 2.553 | 102 | 2.655 |
KHK İLE FARKLARI KALDIRILDI
Ocak ayında yayımlanan bir KHK ile gazilere 1.404 TL ile 2.150 TL arasında maaş bağlanması kararı alınmıştı.
8 Mart 2017 Çarşamba
İŞKUR'dan iş ilanı! 100 bin kişiye iş fırsatı
İstihdam seferberliğinde iki ayda 256 bin kişi iş buldu. İŞKUR acilen 100 bin açık iş için personel aradığını duyurdu. Çalışma Bakanı Müezzinoğlu, “İki ayda eksi istihdam artıya döndü” diye konuştu
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın başlattığı istihdam seferberliğinin ardından hükümetin yeni personel alımlarında sigortayı ve vergiyi ödeyeceğini açıklaması her kesimi harekete geçirdi.
Edinilen bilgilere göre, iki ayda 256 bin kişi iş buldu. Türkiye İş Kurumu (İŞKUR), 100 bin açık iş için acilen personel ararken, ihtiyaç duyulanlar arasında aşçı, akaryakıt satış elemanı ve çağrı merkezi personeli başta geliyor.
Yıl sonuna kadar 2 milyon kişiye iş sağlanmasını amaçlayan seferberlikle Türkiye'nin dört bir yanında istihdam fuarları düzenlenmeye başladı. Bu çerçevede, Ankara'da 24-25 Mart tarihlerinde istihdam günleri yapılacak.
Sabah'a değerlendirmelerde bulunan Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Mehmet Müezzinoğlu, "İstihdam sizden, sigorta ve vergi bizden" derken, Türkiye'de yarının kazananlarının iş yaratanlar olacağını söyledi.
Bu yıl işsizliği yüzde 10'un altına indirmeyi hedeflediklerini belirten Müezzinoğlu, "2017'de 2 milyona iş yaratmazsak, tuzak kuranların ekmeğine yağ süreriz. Yılın ilk iki ayında eksi istihdamın artıya döndü. Her artı bir istihdamın bir yıllık vergi yükünü üstleniyoruz" diye konuştu.
Vergi ve sigortalar devletten
Hükümet, Aralık 2017'ye kadar özel sektörün mevcut çalışanlarına ilave alacakları her sigortalı için sigorta ve vergi yükünü devlet üstleniyor. İşverenlerin ilave istihdam ettikleri her bir sigortalı için 773 lira tutarındaki prim ve vergi yükümlülükleri devlet tarafından karşılanıyor.
Öte yandan Türkiye Taşkömürü Kurumu da Armutçuk, amasra, Üzülmez, Karadon, Kozlu işletmeleri için 400 mühendis alacak.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın başlattığı istihdam seferberliğinin ardından hükümetin yeni personel alımlarında sigortayı ve vergiyi ödeyeceğini açıklaması her kesimi harekete geçirdi.
Edinilen bilgilere göre, iki ayda 256 bin kişi iş buldu. Türkiye İş Kurumu (İŞKUR), 100 bin açık iş için acilen personel ararken, ihtiyaç duyulanlar arasında aşçı, akaryakıt satış elemanı ve çağrı merkezi personeli başta geliyor.
Yıl sonuna kadar 2 milyon kişiye iş sağlanmasını amaçlayan seferberlikle Türkiye'nin dört bir yanında istihdam fuarları düzenlenmeye başladı. Bu çerçevede, Ankara'da 24-25 Mart tarihlerinde istihdam günleri yapılacak.
Sabah'a değerlendirmelerde bulunan Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Mehmet Müezzinoğlu, "İstihdam sizden, sigorta ve vergi bizden" derken, Türkiye'de yarının kazananlarının iş yaratanlar olacağını söyledi.
Bu yıl işsizliği yüzde 10'un altına indirmeyi hedeflediklerini belirten Müezzinoğlu, "2017'de 2 milyona iş yaratmazsak, tuzak kuranların ekmeğine yağ süreriz. Yılın ilk iki ayında eksi istihdamın artıya döndü. Her artı bir istihdamın bir yıllık vergi yükünü üstleniyoruz" diye konuştu.
Vergi ve sigortalar devletten
Hükümet, Aralık 2017'ye kadar özel sektörün mevcut çalışanlarına ilave alacakları her sigortalı için sigorta ve vergi yükünü devlet üstleniyor. İşverenlerin ilave istihdam ettikleri her bir sigortalı için 773 lira tutarındaki prim ve vergi yükümlülükleri devlet tarafından karşılanıyor.
Öte yandan Türkiye Taşkömürü Kurumu da Armutçuk, amasra, Üzülmez, Karadon, Kozlu işletmeleri için 400 mühendis alacak.
6 Mart 2017 Pazartesi
Yargıtay'dan yıllık izin müjdesi!
Çalışanların yıllık izinleriyle ilgili sürpriz bir gelişme yaşandı. Kullanılmayan yıllık izin ücretlerini işçiler alsa da hakları baki kalacak.
Çalışanlara yıllık izin piyangosu vurdu. Yargıtay'ın aldığı yıllık izinlerle ilgili karar işçilere umut oldu. Star'dan Resul Kurt'un yazısına göre; içinin yıllık izin kıdemini sıfırlaması halinde, yeniden çalışmaya başladığında, tasfiye edilmeyen süreler yıllık izin kıdeminde dikkate alınmaktayken, tasfiye edilen süreler dikkate alınmamaktaydı. İş kanuna göre, yıllık ücretli izine hak kazanmak için gerekli sürenin hesabında, işçinin aynı işverenin bir veya çeşitli işyerlerinde çalıştığı sürelerin birleştirilerek göz önüne alınacağı hükme bağlandı.
Ancak Yargıtay, son dönemlerde vermiş olduğu kararlarda, bazı uygulama değişikliklerine sebebiyet verdiği görülüyor. Buna göre, işçinin daha önce aynı işverenin bir ya da değişik işyerlerinde geçen hizmetlerinin yıllık izne hak kazanma ve izin süreleri hesabı yönlerinden dikkate alınması gerekir.
KIDEM TAZMİNATI FESH EDİLİRSE...
İşçiye önceki feshe bağlı olarak kullanmadığı izin ücretleri tam olarak ödenmişse, bu dönemin sonraki çalışma sürelerine eklenerek izin hesabı mümkün değildir. Önceki çalışma döneminde izin kullandırılmak veya fesihte karşılığı ödenmek suretiyle tasfiye edilmeyen çalışma süreleri, aynı işverenin bir ya da değişik işyerlerindeki çalışmalara eklenir. İşçinin aralıklı olarak aynı işverene ait işyerinde çalışması halinde, önceki dönemin kıdem tazminatı ödenerek feshedilmiş olması, izin yönünden sürelerin birleştirilmesine engel oluşturmaz. Yine, önceki çalışılan sürede bir yılı doldurmadığı için izne hak kazanılmayan süreler de, işçinin aynı işverene ait işyeri ya da işyerlerindeki sonraki çalışmalarına eklenerek yıllık izin hakkı belirlenmelidir.
Örneğin işyerinde 4 yıl çalışılmış, tazminatları ve kullanmadığı yıllık izin hakları ödenerek, iş sözleşmesi feshedilen işçinin yeniden işe alınması halinde 1 yıllık çalışma süresinin sonunda kazanacağı izin hakkı yasağı gereği 20 gün olacaktır.
ÜCRET DE VAR İZİN DE
Şunu da eklemek gerekir ki, çalışma sürerken yıllık izin kullanılmaksızın ücretinin ödenmesi, iş akdinin sona ermesinden sonra aynı dönem için yıllık izin ücretinin talep edilmesine engel değildir. Zira çalışma sürerken yıllık iznin kullandırılması yerine ücretinin ödenmesi yıllık izin hakkını ortadan kaldırmaz. Çalışma devam ederken yıllık ücretli izin paraya tahvil edilemez. (9. Hukuk Dairesi, 2015/8588 Esas, 2016/20520 Karar, 21.11.2016 tarih)
Çalışanlara yıllık izin piyangosu vurdu. Yargıtay'ın aldığı yıllık izinlerle ilgili karar işçilere umut oldu. Star'dan Resul Kurt'un yazısına göre; içinin yıllık izin kıdemini sıfırlaması halinde, yeniden çalışmaya başladığında, tasfiye edilmeyen süreler yıllık izin kıdeminde dikkate alınmaktayken, tasfiye edilen süreler dikkate alınmamaktaydı. İş kanuna göre, yıllık ücretli izine hak kazanmak için gerekli sürenin hesabında, işçinin aynı işverenin bir veya çeşitli işyerlerinde çalıştığı sürelerin birleştirilerek göz önüne alınacağı hükme bağlandı.
Ancak Yargıtay, son dönemlerde vermiş olduğu kararlarda, bazı uygulama değişikliklerine sebebiyet verdiği görülüyor. Buna göre, işçinin daha önce aynı işverenin bir ya da değişik işyerlerinde geçen hizmetlerinin yıllık izne hak kazanma ve izin süreleri hesabı yönlerinden dikkate alınması gerekir.
KIDEM TAZMİNATI FESH EDİLİRSE...
İşçiye önceki feshe bağlı olarak kullanmadığı izin ücretleri tam olarak ödenmişse, bu dönemin sonraki çalışma sürelerine eklenerek izin hesabı mümkün değildir. Önceki çalışma döneminde izin kullandırılmak veya fesihte karşılığı ödenmek suretiyle tasfiye edilmeyen çalışma süreleri, aynı işverenin bir ya da değişik işyerlerindeki çalışmalara eklenir. İşçinin aralıklı olarak aynı işverene ait işyerinde çalışması halinde, önceki dönemin kıdem tazminatı ödenerek feshedilmiş olması, izin yönünden sürelerin birleştirilmesine engel oluşturmaz. Yine, önceki çalışılan sürede bir yılı doldurmadığı için izne hak kazanılmayan süreler de, işçinin aynı işverene ait işyeri ya da işyerlerindeki sonraki çalışmalarına eklenerek yıllık izin hakkı belirlenmelidir.
Örneğin işyerinde 4 yıl çalışılmış, tazminatları ve kullanmadığı yıllık izin hakları ödenerek, iş sözleşmesi feshedilen işçinin yeniden işe alınması halinde 1 yıllık çalışma süresinin sonunda kazanacağı izin hakkı yasağı gereği 20 gün olacaktır.
ÜCRET DE VAR İZİN DE
Şunu da eklemek gerekir ki, çalışma sürerken yıllık izin kullanılmaksızın ücretinin ödenmesi, iş akdinin sona ermesinden sonra aynı dönem için yıllık izin ücretinin talep edilmesine engel değildir. Zira çalışma sürerken yıllık iznin kullandırılması yerine ücretinin ödenmesi yıllık izin hakkını ortadan kaldırmaz. Çalışma devam ederken yıllık ücretli izin paraya tahvil edilemez. (9. Hukuk Dairesi, 2015/8588 Esas, 2016/20520 Karar, 21.11.2016 tarih)
27 Şubat 2017 Pazartesi
Kayıtlı çocuk işçi sayısı 400 binden fazla
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Mehmet Müezzinoğlu Kasım 2015 itibarıyla 17 yaşına kadar çalıştırılan aday çırak, çırak ve stajyer öğrenci sayısının 401 bin 464 olduğunu, yapılan denetimlerde yasaya aykırı çocuk işçi çalıştıran 27 iş yerine ceza verildiğini açıkladı.
Bianet'in haberine göre, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Mehmet Müezzinoğlu 2015 Kasım ayı itibarıyla 17 yaşına kadar çalıştırılan aday çırak, çırak, stajyer öğrenciden oluşan kayıtlı işçi sayısının 401.464 olduğunu açıkladı.
Müezzinoğlu, 4857 sayılı İş Kanununun "Çalıştırma yaşı ve çocukları çalıştırma yasağı" başlıklı 71'inci maddesi ile "Çocuk ve Genç İşçilerin Çalıştırılma Usul ve Esasları Hakkında Yönetmelik" hükümleri gereğince 2015 yılında yapılan teftişler sonucunda, 27 işyerinde 4857 sayılı Kanunun 104'üncü maddesine muhalefet edildiğinin tespit edildiğini belirtti.
Bakan Müezzinoğlu, “Bu işyerleri hakkında 38.405 TL idari para cezasının uygulanması istenilmiştir” dedi.
CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer’in soru önergesine cevap veren Müezzinoğlu bakanlığın fındık tarımında çocuk işçiliğini önlemek için yaptıklarını da anlattı, “Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) ortaklığında 2012 yılından beri ‘Fındık Tarımında Çocuk İşçiliğinin Önlenmesi Projesi’ yürütülmektedir” diye konuştu.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Müezzinoğlu, “Proje çerçevesinde yerel kapasite büyük ölçüde artırılmış, Ordu'da Mevsimlik tarım işçilerinin konakladığı dört merkezde ve 2015'te dahil edilen Düzce ilinde Akçakoca ve Çilimli ilçelerinde, Sakarya ilinde Hendek ilçesinde doğrudan çocuklara yönelik eğitim desteği ve yaz okulu hizmeti sağlanmış, ailelere yönelik bilinç artırma çalışmaları yapılmıştır” şeklinde konuştu.
Kayıtdışı çocuk işçiler
Müezzinoğlu’nun verdiği cevapta şu ifadeler de yer aldı.
“Bakanlığımızca teftişlerde, çocuk işçi çalıştırıldığının tespit edilmesi halinde çocuk işçi çalıştıran işverenlere idari yaptırımlar uygulanmakta, çocuklar çalışmaktan men edilerek eğitime yönlendirilmektedir. Ayrıca programlı teftişlerde çocuk ve genç işçiler öncelikli risk grubu olarak belirlenmekte, kayıtdışılık ise öncelikli riskler arasında yer almaktadır. Yine, çocuk ve genç işçiler ile kayıt dışılık konusuna ilişkin yapılan şikâyet veya ihbarlar ise program dışı teftiş kapsamında öncelikli olarak değerlendirilerek teftiş kapsamına alınmaktadır."
CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer sorulara verilen yanıtların yetersiz olduğunu ifade ederek özellikle çocuk işçilerin kayıtdışı çalıştırılması, iş cinayetlerin önlenmesi yönünde daha çok denetime gerek olduğunu belirtti. cnntürk
Bianet'in haberine göre, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Mehmet Müezzinoğlu 2015 Kasım ayı itibarıyla 17 yaşına kadar çalıştırılan aday çırak, çırak, stajyer öğrenciden oluşan kayıtlı işçi sayısının 401.464 olduğunu açıkladı.
Müezzinoğlu, 4857 sayılı İş Kanununun "Çalıştırma yaşı ve çocukları çalıştırma yasağı" başlıklı 71'inci maddesi ile "Çocuk ve Genç İşçilerin Çalıştırılma Usul ve Esasları Hakkında Yönetmelik" hükümleri gereğince 2015 yılında yapılan teftişler sonucunda, 27 işyerinde 4857 sayılı Kanunun 104'üncü maddesine muhalefet edildiğinin tespit edildiğini belirtti.
Bakan Müezzinoğlu, “Bu işyerleri hakkında 38.405 TL idari para cezasının uygulanması istenilmiştir” dedi.
CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer’in soru önergesine cevap veren Müezzinoğlu bakanlığın fındık tarımında çocuk işçiliğini önlemek için yaptıklarını da anlattı, “Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) ortaklığında 2012 yılından beri ‘Fındık Tarımında Çocuk İşçiliğinin Önlenmesi Projesi’ yürütülmektedir” diye konuştu.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Müezzinoğlu, “Proje çerçevesinde yerel kapasite büyük ölçüde artırılmış, Ordu'da Mevsimlik tarım işçilerinin konakladığı dört merkezde ve 2015'te dahil edilen Düzce ilinde Akçakoca ve Çilimli ilçelerinde, Sakarya ilinde Hendek ilçesinde doğrudan çocuklara yönelik eğitim desteği ve yaz okulu hizmeti sağlanmış, ailelere yönelik bilinç artırma çalışmaları yapılmıştır” şeklinde konuştu.
Kayıtdışı çocuk işçiler
Müezzinoğlu’nun verdiği cevapta şu ifadeler de yer aldı.
“Bakanlığımızca teftişlerde, çocuk işçi çalıştırıldığının tespit edilmesi halinde çocuk işçi çalıştıran işverenlere idari yaptırımlar uygulanmakta, çocuklar çalışmaktan men edilerek eğitime yönlendirilmektedir. Ayrıca programlı teftişlerde çocuk ve genç işçiler öncelikli risk grubu olarak belirlenmekte, kayıtdışılık ise öncelikli riskler arasında yer almaktadır. Yine, çocuk ve genç işçiler ile kayıt dışılık konusuna ilişkin yapılan şikâyet veya ihbarlar ise program dışı teftiş kapsamında öncelikli olarak değerlendirilerek teftiş kapsamına alınmaktadır."
CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer sorulara verilen yanıtların yetersiz olduğunu ifade ederek özellikle çocuk işçilerin kayıtdışı çalıştırılması, iş cinayetlerin önlenmesi yönünde daha çok denetime gerek olduğunu belirtti. cnntürk
7 Ocak 2017 Cumartesi
İnfaz koruma memuru alımı başvuruları devam ediyor
İnfaz koruma memuru alımı yapılacağına dair açıklama Ceza ve Tevkifvleri Genel Müdürlüğü tarafından duyuruldu. Personel alımı kapsamında 978 personel göreve başlayacak. Başvuru yapacaklar için çeşitli kriterler belirlenmiş durumda. Öncelikle KPSS'den 70 ve üzeri puan almış olmak gerekiyor.
Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğü, personel alımı yapacağını açıkladı. Sözleşmeli personel statüsünde istihdam edilecek toplamda 978 personelin hangi alanlara alınacağı ve infaz koruma memuru alımı şartları ile başvuru koşulları CTE resmi internet sitesinden yayınlanan duyuruda paylaşıldı. Buna göre 2017 personel alımı için başvuru yapacakların KPSS'den 70 ve üzeri puan almış olmaları gerekiyor. İşte Adalet Bakanlığı infaz koruma memuru alımı hakkındaki detaylar...
Adalet Bakanlığı personel alımı kapsamında alınacak 978 personelin; 300'ü infaz koruma memuru, 317'si ceza infaz kurumu katibi, 43'ü sağlık memuru, 32'si teknisyen, 215'i şoför, 43'ü aşçı, 28'i kaloriferci olarak istihdam edilecek. Bu görevler için başvuru yapacak adaylarda çeşitli özellikler aranıyor.
CTE PERSONEL ALIMI ŞARTLARI
* Türk Vatandaşı olmak,
*Kamu haklarından mahrum bulunmamak, Türk Ceza Kanunu’nun 53’üncü Maddesinde belirtilen süreler geçmiş olsa bile; kasten işlenen bir suçtan dolayı bir yıl veya daha fazla süreyle hapis cezasına ya da affa uğramış olsa bile devletin güvenliğine karşı suçlar, Anayasal düzene ve bu düzenin işleyişine karşı suçlar, milli savunmaya karşı suçlar, devlet sırlarına karşı suçlar ve casusluk, zimmet, irtikâp, rüşvet, hırsızlık, dolandırıcılık, sahtecilik, güveni kötüye kullanma, hileli iflas, ihaleye fesat karıştırma, edimin ifasına fesat karıştırma, suçtan kaynaklanan mal varlığı değerlerini aklama veya kaçakçılık suçlarından mahkûm olmamak,
*Askerlikle ilgisi bulunmamak veya askerlik çağına gelmemiş bulunmak veya askerlik çağına gelmiş ise muvazzaf askerlik hizmetini yapmış yahut ertelenmiş veya yedek sınıfa geçirilmiş olmak,
*Güvenlik soruşturması olumlu sonuçlanmak,
*Adalet Bakanlığı Memur, Sınav-Atama ve Nakil Yönetmeliğinin 6-18/c maddesinde bulunan şartları taşıdığını Sağlık Bakanlığına bağlı tam teşekküllü Devlet hastahanelerinden alacakları sağlık kurulu raporu ile belgelemek,
*Merkezi sınavdan (KPSS) en az 70 puan almak,
*Yapılacak sınavın son başvuru tarihi olan 13 Ocak 2017 itibariyle 18 yaşını doldurmuş olmak; Merkezî sınavın (KPSS-2016) yapıldığı yılın Ocak ayının birinci günü itibariyle; infaz ve koruma memurları için 30 yaşını bitirmemiş olmak (01 Ocak 1986 ve sonrası doğumlu olanlar sınava müracaat edebilecektir.); teknisyen, büro personeli (ceza infaz kurumu katibi), destek personeli (aşçı, kaloriferci, şoför) için ise 35 yaşını bitirmemiş olmak (01 Ocak 1981 ve sonrası doğumlu olanlar sınava müracaat edebilecektir.)
*Hizmet göreceği sınıfla ilgili özel kanun veya diğer mevzuatta aranan şartları taşımak.
İNFAZ KORUMA MEMURU ADAYLARI İÇİN ARANAN ŞARTLAR
*En az lise veya dengi okul mezunu olmak,
*Yapılacak sınavın son başvuru tarihi olan 13 Ocak 2017 itibariyle 18 yaşını doldurmuş olmak, merkezî sınavın (KPSS-2016) yapıldığı yılın Ocak ayının birinci günü itibariyle 30 yaşını bitirmemiş olmak,(01 Ocak 1986 ve sonrası sonrası doğumlu olanlar sınava müracaat edebilecektir.)
*Erkeklerde 170 cm., kadınlarda 160 cm.’den kısa boylu olmamak,
*Boy uzunluğunun santimetre cinsinden son iki rakamı ile kilosu arasındaki fark 13’ten fazla, 17’den az olmamak.
CEZA İNFAZ KATİPLİĞİ İÇİN ARANAN ŞARTLAR
*Fakülte veya yüksek okulların bilgisayar bölümü, adalet yüksekokulu, meslek yüksekokullarının adalet bölümü, adalet ön lisans programı, adalet meslek lisesi veya diğer lise ve dengi okulların ticaret veya bilgisayar bölümlerinden mezun olmak, (Bu maddede sayılan öğretim kurumlarından mezun olanlardan daktilo veya bilgisayar sertifikası istenmeyecektir.)
*Yukarıda sayılanlar dışında, en az lise veya dengi okul mezunu olup, daktilo ya da bilgisayar dersini başarıyla tamamladığını belgelemek veya en son başvuru tarihi itibariyle Millî Eğitim Bakanlığınca onaylı veya kamu kurum ve kuruluşlarınca düzenlenen kurslar sonucu verilen daktilo ya da bilgisayar sertifikasına sahip olmak. (Örgün eğitim yoluyla verilen bilgisayar ya da daktilografi dersini başarıyla tamamladığını resmi olarak belgeleyenlerden daktilo veya bilgisayar sertifikası istenmeyecektir.)
*Uygulama sınavından en az bir hafta önce Bakanlık internet sitesinde ilan edilecek yazılı metinler arasından, sınav sırasında her bir grup için komisyon tarafından çekilecek kura sonucu belirlenen ve adaylara yazılı olarak verilen bir metinden daktilo veya bilgisayar ile üç dakikada yanlışsız en az doksan kelime yazmak, (Bu şartın varlığı ilgili adalet komisyonlarınca yapılacak uygulama ile tespit edilecek olup, vuruş hesabı yapılmadan üç dakikada yanlışsız olarak en az doksan kelime yazamayan adaylar sözlü sınava alınmayacaklardır.)
*Adayların uygulama sınavında yanlışsız olarak en az doksan kelime yazıp yazmadıkları tespit edilirken; verilen metne sadık kalınıp kalınmadığına, yanlış yazılan kelime sayısı ile yazı içerisindeki kelime ve cümle tekrarları nedeniyle metnin anlam bütünlüğünün bozulup bozulmadığına dikkat edilecektir. Bu işlem yapılırken yanlış yazılan kelime sayısının toplam yazılan kelime sayısına oranının yüzde kırktan fazla olması halinde yazılan metnin anlam bütünlüğü şartını taşımadığı kabul edilecektir.
SAĞLIK MEMURU ADAYLARI İÇİN ARANAN ŞARTLAR
Meslek liselerinin hemşirelik, toplum sağlığı veya acil tıp teknisyenliği bölümlerinden mezun olmak ya da bu bölümlerin lisans veya önlisans programlarından mezun olmak.
ŞOFÖR ADAYLARI İÇİN ARANAN ŞARTLAR
*En az lise veya dengi okul mezunu olmak,
*E sınıfı sürücü belgesine sahip olmak (Karayolları Trafik Yönetmeliğinde 17/04/2015 tarihli ve 29329 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan değişiklik ile 1 Ocak 2016 tarihi itibari ile yeni tip D sınıfı sürücü belgesine sahip olmak.
TEKNİSYEN ADAYLARI İÇİN ARANAN ŞARTLAR
*En az meslek liseleri veya teknik liselerin ilgili bölümlerinden mezun olmak,
*Yerleştirileceği pozisyonun gerektirdiği teknik bilgiye sahip olmak.
AŞÇI VE KALORİFERCİ ADAYLARI İÇİN ARANAN ŞARTLAR
*En az lise veya dengi okul mezunu olmak,
*Halk Eğitim Müdürlükleri veya diğer resmî kurum ve kuruluşların ilgili branşta düzenlediği kurslardan mezun olmak veya ilgili branşta sertifika sahibi olmak,
gerekmektedir.
CTE SÖZLEŞMELİ PERSONEL BAŞVURULARI NE ZAMAN?
2017 CTE sözleşmeli personel alımı için başvurular 2 Ocak 2017 Pazartesi günü başladı. Adaylar 13 Ocak 2017 tarihine kadar başvuru yapabilecekler.
BAŞVURULAR NASIL YAPILIYOR?
Personel alımı başvurusu yapmak isteyen adaylar öncelikle Adalet Komisyonu Başkanlıklarından yahut Bakanlığın internet sitesinden temin edecekleri CTE sözleşmeli personel başvurunu doldurup, öğrenim belgesi, sınav sonuç belgesinin aslı veya bilgisayar çıktısı ya da komisyon başkanlığınca onaylı örneği ile birlikte 13 Ocak 2017 tarihinde mesai bitimine kadar başvurularını yapabilecekler. Evraklar Adalet Komisyonu Başkanlığına veya mahalli Cumhuriyet Başsavcılıklarına teslim edilecek.
Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğü, personel alımı yapacağını açıkladı. Sözleşmeli personel statüsünde istihdam edilecek toplamda 978 personelin hangi alanlara alınacağı ve infaz koruma memuru alımı şartları ile başvuru koşulları CTE resmi internet sitesinden yayınlanan duyuruda paylaşıldı. Buna göre 2017 personel alımı için başvuru yapacakların KPSS'den 70 ve üzeri puan almış olmaları gerekiyor. İşte Adalet Bakanlığı infaz koruma memuru alımı hakkındaki detaylar...
Adalet Bakanlığı personel alımı kapsamında alınacak 978 personelin; 300'ü infaz koruma memuru, 317'si ceza infaz kurumu katibi, 43'ü sağlık memuru, 32'si teknisyen, 215'i şoför, 43'ü aşçı, 28'i kaloriferci olarak istihdam edilecek. Bu görevler için başvuru yapacak adaylarda çeşitli özellikler aranıyor.
CTE PERSONEL ALIMI ŞARTLARI
* Türk Vatandaşı olmak,
*Kamu haklarından mahrum bulunmamak, Türk Ceza Kanunu’nun 53’üncü Maddesinde belirtilen süreler geçmiş olsa bile; kasten işlenen bir suçtan dolayı bir yıl veya daha fazla süreyle hapis cezasına ya da affa uğramış olsa bile devletin güvenliğine karşı suçlar, Anayasal düzene ve bu düzenin işleyişine karşı suçlar, milli savunmaya karşı suçlar, devlet sırlarına karşı suçlar ve casusluk, zimmet, irtikâp, rüşvet, hırsızlık, dolandırıcılık, sahtecilik, güveni kötüye kullanma, hileli iflas, ihaleye fesat karıştırma, edimin ifasına fesat karıştırma, suçtan kaynaklanan mal varlığı değerlerini aklama veya kaçakçılık suçlarından mahkûm olmamak,
*Askerlikle ilgisi bulunmamak veya askerlik çağına gelmemiş bulunmak veya askerlik çağına gelmiş ise muvazzaf askerlik hizmetini yapmış yahut ertelenmiş veya yedek sınıfa geçirilmiş olmak,
*Güvenlik soruşturması olumlu sonuçlanmak,
*Adalet Bakanlığı Memur, Sınav-Atama ve Nakil Yönetmeliğinin 6-18/c maddesinde bulunan şartları taşıdığını Sağlık Bakanlığına bağlı tam teşekküllü Devlet hastahanelerinden alacakları sağlık kurulu raporu ile belgelemek,
*Merkezi sınavdan (KPSS) en az 70 puan almak,
*Yapılacak sınavın son başvuru tarihi olan 13 Ocak 2017 itibariyle 18 yaşını doldurmuş olmak; Merkezî sınavın (KPSS-2016) yapıldığı yılın Ocak ayının birinci günü itibariyle; infaz ve koruma memurları için 30 yaşını bitirmemiş olmak (01 Ocak 1986 ve sonrası doğumlu olanlar sınava müracaat edebilecektir.); teknisyen, büro personeli (ceza infaz kurumu katibi), destek personeli (aşçı, kaloriferci, şoför) için ise 35 yaşını bitirmemiş olmak (01 Ocak 1981 ve sonrası doğumlu olanlar sınava müracaat edebilecektir.)
*Hizmet göreceği sınıfla ilgili özel kanun veya diğer mevzuatta aranan şartları taşımak.
İNFAZ KORUMA MEMURU ADAYLARI İÇİN ARANAN ŞARTLAR
*En az lise veya dengi okul mezunu olmak,
*Yapılacak sınavın son başvuru tarihi olan 13 Ocak 2017 itibariyle 18 yaşını doldurmuş olmak, merkezî sınavın (KPSS-2016) yapıldığı yılın Ocak ayının birinci günü itibariyle 30 yaşını bitirmemiş olmak,(01 Ocak 1986 ve sonrası sonrası doğumlu olanlar sınava müracaat edebilecektir.)
*Erkeklerde 170 cm., kadınlarda 160 cm.’den kısa boylu olmamak,
*Boy uzunluğunun santimetre cinsinden son iki rakamı ile kilosu arasındaki fark 13’ten fazla, 17’den az olmamak.
CEZA İNFAZ KATİPLİĞİ İÇİN ARANAN ŞARTLAR
*Fakülte veya yüksek okulların bilgisayar bölümü, adalet yüksekokulu, meslek yüksekokullarının adalet bölümü, adalet ön lisans programı, adalet meslek lisesi veya diğer lise ve dengi okulların ticaret veya bilgisayar bölümlerinden mezun olmak, (Bu maddede sayılan öğretim kurumlarından mezun olanlardan daktilo veya bilgisayar sertifikası istenmeyecektir.)
*Yukarıda sayılanlar dışında, en az lise veya dengi okul mezunu olup, daktilo ya da bilgisayar dersini başarıyla tamamladığını belgelemek veya en son başvuru tarihi itibariyle Millî Eğitim Bakanlığınca onaylı veya kamu kurum ve kuruluşlarınca düzenlenen kurslar sonucu verilen daktilo ya da bilgisayar sertifikasına sahip olmak. (Örgün eğitim yoluyla verilen bilgisayar ya da daktilografi dersini başarıyla tamamladığını resmi olarak belgeleyenlerden daktilo veya bilgisayar sertifikası istenmeyecektir.)
*Uygulama sınavından en az bir hafta önce Bakanlık internet sitesinde ilan edilecek yazılı metinler arasından, sınav sırasında her bir grup için komisyon tarafından çekilecek kura sonucu belirlenen ve adaylara yazılı olarak verilen bir metinden daktilo veya bilgisayar ile üç dakikada yanlışsız en az doksan kelime yazmak, (Bu şartın varlığı ilgili adalet komisyonlarınca yapılacak uygulama ile tespit edilecek olup, vuruş hesabı yapılmadan üç dakikada yanlışsız olarak en az doksan kelime yazamayan adaylar sözlü sınava alınmayacaklardır.)
*Adayların uygulama sınavında yanlışsız olarak en az doksan kelime yazıp yazmadıkları tespit edilirken; verilen metne sadık kalınıp kalınmadığına, yanlış yazılan kelime sayısı ile yazı içerisindeki kelime ve cümle tekrarları nedeniyle metnin anlam bütünlüğünün bozulup bozulmadığına dikkat edilecektir. Bu işlem yapılırken yanlış yazılan kelime sayısının toplam yazılan kelime sayısına oranının yüzde kırktan fazla olması halinde yazılan metnin anlam bütünlüğü şartını taşımadığı kabul edilecektir.
SAĞLIK MEMURU ADAYLARI İÇİN ARANAN ŞARTLAR
Meslek liselerinin hemşirelik, toplum sağlığı veya acil tıp teknisyenliği bölümlerinden mezun olmak ya da bu bölümlerin lisans veya önlisans programlarından mezun olmak.
ŞOFÖR ADAYLARI İÇİN ARANAN ŞARTLAR
*En az lise veya dengi okul mezunu olmak,
*E sınıfı sürücü belgesine sahip olmak (Karayolları Trafik Yönetmeliğinde 17/04/2015 tarihli ve 29329 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan değişiklik ile 1 Ocak 2016 tarihi itibari ile yeni tip D sınıfı sürücü belgesine sahip olmak.
TEKNİSYEN ADAYLARI İÇİN ARANAN ŞARTLAR
*En az meslek liseleri veya teknik liselerin ilgili bölümlerinden mezun olmak,
*Yerleştirileceği pozisyonun gerektirdiği teknik bilgiye sahip olmak.
AŞÇI VE KALORİFERCİ ADAYLARI İÇİN ARANAN ŞARTLAR
*En az lise veya dengi okul mezunu olmak,
*Halk Eğitim Müdürlükleri veya diğer resmî kurum ve kuruluşların ilgili branşta düzenlediği kurslardan mezun olmak veya ilgili branşta sertifika sahibi olmak,
gerekmektedir.
CTE SÖZLEŞMELİ PERSONEL BAŞVURULARI NE ZAMAN?
2017 CTE sözleşmeli personel alımı için başvurular 2 Ocak 2017 Pazartesi günü başladı. Adaylar 13 Ocak 2017 tarihine kadar başvuru yapabilecekler.
BAŞVURULAR NASIL YAPILIYOR?
Personel alımı başvurusu yapmak isteyen adaylar öncelikle Adalet Komisyonu Başkanlıklarından yahut Bakanlığın internet sitesinden temin edecekleri CTE sözleşmeli personel başvurunu doldurup, öğrenim belgesi, sınav sonuç belgesinin aslı veya bilgisayar çıktısı ya da komisyon başkanlığınca onaylı örneği ile birlikte 13 Ocak 2017 tarihinde mesai bitimine kadar başvurularını yapabilecekler. Evraklar Adalet Komisyonu Başkanlığına veya mahalli Cumhuriyet Başsavcılıklarına teslim edilecek.
BOTAŞ personel alımı başvuruları İŞKUR'da başladı
BOTAŞ personel alımı yapacak ve en az lise mezunu 94 personel istihdam edecek. Kurumun çeşitli illerde istihdam edeceği personellerin başvuru yapabileceği pozisyonlar da belirlenmiş durumda. İŞKUR üzerinden yapılacak başvurular için aranan şartlar da belirlenmiş durumda.
Boru Hatları ile Petrol Taşıma Genel Müdürlüğü (BOTAŞ) personel alımı yapacağına dair ilanı yayınladı ve başvuru işlemleri 4 Ocak 2017 tarihinde başladı. BOTAŞ bünyesinde görev yapmak isteyenlerin başvuru yaptığı ilana göre 94 personel işe alınacak. Bu personeller çeşitli illerde ve pozisyonlarda görevlendirilecekler. Yapılacak personel alımı başvurusu hakkında detaylar da ilanda belirtildi. Kimlerin başvurabileceği, adaylarda aranan şartlar gibi detayları haberimizde bulabilirsiniz.
BOTAŞ personel alımı ile mühendis, tekniker, teknisyen, operatör gibi pozisyonlara işçi alacak. Personel alımı için lise, lisans ve önlisans mezunu adaylar başvuru yapabilecek. Bu adaylar çeşitli illerde belirlenen pozisyonlarda görevlendirilecek. Başvuru koşullarını karşılayan adayların başvuruları kabul edilecek. Adaylar başvuru işlemlerini Türkiye İş Kurumu (İŞKUR) üzerinden gerçekleştirecekler. 4 Ocak'ta başlayan başvuru işlemleri 18 Ocak 2017 tarihine kadar devam edecek.
Adaylar; Ankara, İstanbul, Aksaray, Adapazarı, İzmit, Bursa, Muğla, İzmir, Kırklareli, Gümüşhane, Antalya, Erzincan, Ağrı, Ardahan, Sivas, Konya, Siirt, Kahramanmaraş, Erzurum, Adana, Hatay ve Tekirdağ illerinde görevlendirilecekler.
BOTAŞ PERSONEL ALIMINDA ARANAN ŞARTLAR
*Adaylardan Kamu Personeli Seçme Sınavı şartı aranacaktır.
*Adaylar, Lise, Önlisasn ve Lisans mezunu olmak zorundadır.
*Birçok pozisyonda alım yapılacak olup her pozisyon için aranan özel şartlar vardır. Bu şartları taşıyan adayların başvuruları kabul edilecektir.
*Başvuruda bulunacak olan adaylar başvurularını Türkiye İş Kurumu tarafından gerçekleştirmesi gerekmektedir.
*Başvuruda bulunacak olan adaylar, en geç 18 Ocak 2017 tarihine kadar başvurularını gerçekleştirmeleri gerekmektedir. Başvurular, Türkiye İş Kurumunun http://esube.iskur.gov.tr/Istihdam/JobsOnAir.aspx internet sayfasından yapılacaktır.
*Mühendislik kadroları için; son 5 yıl içerisinde İngilizce KPDS/YDS'den en az 70 puan almış olmak (YÖK tarafından yayınlanan güncel yabancı dil sınavları eşdeğerlik tablosuna göre dengi puanlar da kabul edilecektir.)
*Bazı ilanlarda en az lise mezunu olmak
*Alanında 2 yıl tecrübesi olduğunu belgelemek (SGK hizmet dökümü ve çalışılan işyerinden alınan belgeyle)
*İşe başlatılması halinde çok tehlikeli işlerde çalışabileceğine ilişkin sağlık raporu istenecektir
*CCNP sertifikasına sahip olmak (bilişim kadroları için)
*En az B sınıfı ehliyet sahibi olmak
*Sürekli seyahat etmesine engel bir durum olmamak
*Sahada çalışmaya engel durumu olmamak
*Alımı yapılacak ünvanlar, Mühendis, Teknisyen, Uzman Yardımcısı, Operatör, Eksvatör, İtfiaye Görevlisi şeklindedir.
*Adaylardan, Farklı pozisyonlar için gerekli ehliyet sınıflarını taşımaları, İşe Başlatılması halinde çok tehlikeli işlerde çalışabileceğine dair sağlık raporu, Seyehate engeli olmaması, sahada çalışabilmesine engel olabilecek sağlık durumu olmaması, En az B sınıfı ehliyeti olması, Gerekli tecrübeye sahip olması, 2015 veya 2016 yılında ÖSYM tarafından düzenlenmiş olan Kamu Personeli Seçme Sınavından Lisans mezunlarının KPSSP3, Lise Mezunlarının KPSSP94 ve Önlisans mezunlarının KPSSP93 puan türünden puana sahip olması gerekmektedir.
*Her kadro için aranan KPSS yılı farklıdır. Bazı kadrolarda 2015 veya 2016 puanıda geçerli sayılıren bazı kadrolarda ise sadece 2016 yılı KPSS Puan türü geçerlidir. Her kadro için alım yapılacak şehir farklıdır.
Boru Hatları ile Petrol Taşıma Genel Müdürlüğü (BOTAŞ) personel alımı yapacağına dair ilanı yayınladı ve başvuru işlemleri 4 Ocak 2017 tarihinde başladı. BOTAŞ bünyesinde görev yapmak isteyenlerin başvuru yaptığı ilana göre 94 personel işe alınacak. Bu personeller çeşitli illerde ve pozisyonlarda görevlendirilecekler. Yapılacak personel alımı başvurusu hakkında detaylar da ilanda belirtildi. Kimlerin başvurabileceği, adaylarda aranan şartlar gibi detayları haberimizde bulabilirsiniz.
BOTAŞ personel alımı ile mühendis, tekniker, teknisyen, operatör gibi pozisyonlara işçi alacak. Personel alımı için lise, lisans ve önlisans mezunu adaylar başvuru yapabilecek. Bu adaylar çeşitli illerde belirlenen pozisyonlarda görevlendirilecek. Başvuru koşullarını karşılayan adayların başvuruları kabul edilecek. Adaylar başvuru işlemlerini Türkiye İş Kurumu (İŞKUR) üzerinden gerçekleştirecekler. 4 Ocak'ta başlayan başvuru işlemleri 18 Ocak 2017 tarihine kadar devam edecek.
Adaylar; Ankara, İstanbul, Aksaray, Adapazarı, İzmit, Bursa, Muğla, İzmir, Kırklareli, Gümüşhane, Antalya, Erzincan, Ağrı, Ardahan, Sivas, Konya, Siirt, Kahramanmaraş, Erzurum, Adana, Hatay ve Tekirdağ illerinde görevlendirilecekler.
*Adaylardan Kamu Personeli Seçme Sınavı şartı aranacaktır.
*Adaylar, Lise, Önlisasn ve Lisans mezunu olmak zorundadır.
*Birçok pozisyonda alım yapılacak olup her pozisyon için aranan özel şartlar vardır. Bu şartları taşıyan adayların başvuruları kabul edilecektir.
*Başvuruda bulunacak olan adaylar başvurularını Türkiye İş Kurumu tarafından gerçekleştirmesi gerekmektedir.
*Başvuruda bulunacak olan adaylar, en geç 18 Ocak 2017 tarihine kadar başvurularını gerçekleştirmeleri gerekmektedir. Başvurular, Türkiye İş Kurumunun http://esube.iskur.gov.tr/Istihdam/JobsOnAir.aspx internet sayfasından yapılacaktır.
*Mühendislik kadroları için; son 5 yıl içerisinde İngilizce KPDS/YDS'den en az 70 puan almış olmak (YÖK tarafından yayınlanan güncel yabancı dil sınavları eşdeğerlik tablosuna göre dengi puanlar da kabul edilecektir.)
*Bazı ilanlarda en az lise mezunu olmak
*Alanında 2 yıl tecrübesi olduğunu belgelemek (SGK hizmet dökümü ve çalışılan işyerinden alınan belgeyle)
*İşe başlatılması halinde çok tehlikeli işlerde çalışabileceğine ilişkin sağlık raporu istenecektir
*CCNP sertifikasına sahip olmak (bilişim kadroları için)
*En az B sınıfı ehliyet sahibi olmak
*Sürekli seyahat etmesine engel bir durum olmamak
*Sahada çalışmaya engel durumu olmamak
*Alımı yapılacak ünvanlar, Mühendis, Teknisyen, Uzman Yardımcısı, Operatör, Eksvatör, İtfiaye Görevlisi şeklindedir.
*Adaylardan, Farklı pozisyonlar için gerekli ehliyet sınıflarını taşımaları, İşe Başlatılması halinde çok tehlikeli işlerde çalışabileceğine dair sağlık raporu, Seyehate engeli olmaması, sahada çalışabilmesine engel olabilecek sağlık durumu olmaması, En az B sınıfı ehliyeti olması, Gerekli tecrübeye sahip olması, 2015 veya 2016 yılında ÖSYM tarafından düzenlenmiş olan Kamu Personeli Seçme Sınavından Lisans mezunlarının KPSSP3, Lise Mezunlarının KPSSP94 ve Önlisans mezunlarının KPSSP93 puan türünden puana sahip olması gerekmektedir.
*Her kadro için aranan KPSS yılı farklıdır. Bazı kadrolarda 2015 veya 2016 puanıda geçerli sayılıren bazı kadrolarda ise sadece 2016 yılı KPSS Puan türü geçerlidir. Her kadro için alım yapılacak şehir farklıdır.
17 Aralık 2016 Cumartesi
İşveren uzlaşmak için işçiye ev verebilecek
Yeni yılda işçi ve işveren arasındaki uyuşmazlıklar mahkemeye taşınmadan zorunlu arabuluculukla bir satte çözüme kavuşturulabilecek. Arabuluculuk yöntemiyle işçi ve işveren arasındaki uyuşmazlıklarda işçinin çocuğunun veya bir yakınının işe alınması, işçiye ev alınması gibi ilk kez öngörülen farklı yöntemlerle anlaşma sağlanabilecek.
Adalet Bakanlığı’nca hazırlanan ve milyonlarca çalışanı ilgilendiren İş Mahkemeleri Kanunu Tasarı Taslağı’nda sona gelindi. Hürriyet gazetesinin haberine göre, Adalet Bakanı Bekir Bozdağ ile Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Mehmet Müezzinoğlu’nun katıldığı Üçlü Danışma Kurulu toplantısında taslak tartışıldı. Öneriler doğrultusunda taslağa son şeklini Adalet Bakanlığı verecek.
Taslağa göre kanundan, bireysel ve toplu iş sözleşmesinden kaynaklanan işçi ve işveren alacak ve tazminatları ile işe iade taleplerinde dava açmadan önce arabulucuya başvurmak zorunlu olacak. Tarafların ilk 2 saatlik arabulucu huzurunda görüşme ücreti Hazine tarafından, iki saati aşan kısmın ücreti ise taraflar tarafından eşit şekilde karşılanacak. Ancak bu şartların sağlanamaması ve tarafların uzlaşamaması durumunda taraflar İş Mahkemesinde dava açabilecek. Arabulucudan önce doğrudan mahkemeye gidilemeyecek.
Az masrafla çözümler
Zorunlu arabuluculuk uygulaması ile birlikte iş uyuşmazlıklarının, kısa süre içinde ve daha az masrafla çözümlenmesine imkan sağlanacak. Arabuluculuk müzakerelerinin gizli yapılacak olması nedeniyle iki tarafın sırları korunacak. Arabuluculuk yöntemiyle işçi ve işveren arasındaki uyuşmazlıklarda işçinin, çocuğunun veya bir yakınının işe alınması, işçiye ev alınması gibi değişik yöntemlerle anlaşmalar sağlanabilecek.
Dosyalar Yargıtay'da birikiyor
Adalet Bakanlığı verilerine göre iş davalarının görülme süresi ortalama 14 ay, Yargıtay’a gönderilen dosyalar için ise bu süre, işe iade davalarında 5 ay, işçi alacaklarına ilişkin davalarda 2 yıl, hizmet tespiti davalarında 6 ay, rücu davalarında ise 1 yıl olduğu tespit edildi. Yeni düzenlemenin yürürlüğe girmesi durumunda İş Mahkemelerinin iş yükünde büyük bir azalma olacak. Bakanlık verilerine göre, 2014 yılında 424 bin 890, 2015 yılında ise 455 bin 984 dosya iş mahkemelerinde görüldü. Hukuk mahkemelerinin toplam iş yükünün yüzde 18’i, iş uyuşmazlıklarından oluşuyor. Yargıtay’da sadece bu işe bakan 5 daire, toplam hukuk davalarının yüzde 31’ini inceliyor.
1 saatte çözüm planı
Yeni düzenleme ile işçi ve işveren arasındaki uyuşmazlıklar mahkemeye taşınmadan 1 günde ilk 1 saat içinde davaya gerek kalmadan ücretsiz çözüme kavuşturulabilecek. Örneğin işçi alacaklarına ilişkin 2 yıl süren iş davaları, yasa yürürlüğe girince mahkemeden önce zorunlu olarak arabulucuya gidecek. İşçi ve işveren tarafı, ücreti Hazine tarafından ödenecek arabulucu huzurunda görüşmede uzlaşma arayacak. Bu uzlaşma sağlanırsa tazminat alacağı konusu bir saatte çözülebilecek. Ancak bu şartların sağlanamaması ve tarafların uzlaşamaması durumunda taraflar İş Mahkemesine gidip dava açabilecek.
Yüzde 97 başarılı
Adalet Bakanlığı tarafından alternatif çözüm yolu olarak getirilen ‘Arabuluculuk’ 3 yıldır uygulamada bulunuyor. İş mahkemeleri dışında kullanılan arabuluculuk yöntemine yaklaşık 3 yılda başvurulan 5 bin 289 dosyanın 5 bin 46’sında anlaşma sağlandı. Arabuluculara gelen başvuruların 4 bin 222’sini (yüzde 80) işçi-işveren uyuşmazlıkları oluşturuyor. İş uyuşmazlıklarındaki arabuluculuğa giden dosyaların yüzde 97’sinde taraflar uzlaşarak mahkemeye gitmeden çözüm buluyor. cnntürk
Adalet Bakanlığı’nca hazırlanan ve milyonlarca çalışanı ilgilendiren İş Mahkemeleri Kanunu Tasarı Taslağı’nda sona gelindi. Hürriyet gazetesinin haberine göre, Adalet Bakanı Bekir Bozdağ ile Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Mehmet Müezzinoğlu’nun katıldığı Üçlü Danışma Kurulu toplantısında taslak tartışıldı. Öneriler doğrultusunda taslağa son şeklini Adalet Bakanlığı verecek.
Taslağa göre kanundan, bireysel ve toplu iş sözleşmesinden kaynaklanan işçi ve işveren alacak ve tazminatları ile işe iade taleplerinde dava açmadan önce arabulucuya başvurmak zorunlu olacak. Tarafların ilk 2 saatlik arabulucu huzurunda görüşme ücreti Hazine tarafından, iki saati aşan kısmın ücreti ise taraflar tarafından eşit şekilde karşılanacak. Ancak bu şartların sağlanamaması ve tarafların uzlaşamaması durumunda taraflar İş Mahkemesinde dava açabilecek. Arabulucudan önce doğrudan mahkemeye gidilemeyecek.
Az masrafla çözümler
Zorunlu arabuluculuk uygulaması ile birlikte iş uyuşmazlıklarının, kısa süre içinde ve daha az masrafla çözümlenmesine imkan sağlanacak. Arabuluculuk müzakerelerinin gizli yapılacak olması nedeniyle iki tarafın sırları korunacak. Arabuluculuk yöntemiyle işçi ve işveren arasındaki uyuşmazlıklarda işçinin, çocuğunun veya bir yakınının işe alınması, işçiye ev alınması gibi değişik yöntemlerle anlaşmalar sağlanabilecek.
Dosyalar Yargıtay'da birikiyor
Adalet Bakanlığı verilerine göre iş davalarının görülme süresi ortalama 14 ay, Yargıtay’a gönderilen dosyalar için ise bu süre, işe iade davalarında 5 ay, işçi alacaklarına ilişkin davalarda 2 yıl, hizmet tespiti davalarında 6 ay, rücu davalarında ise 1 yıl olduğu tespit edildi. Yeni düzenlemenin yürürlüğe girmesi durumunda İş Mahkemelerinin iş yükünde büyük bir azalma olacak. Bakanlık verilerine göre, 2014 yılında 424 bin 890, 2015 yılında ise 455 bin 984 dosya iş mahkemelerinde görüldü. Hukuk mahkemelerinin toplam iş yükünün yüzde 18’i, iş uyuşmazlıklarından oluşuyor. Yargıtay’da sadece bu işe bakan 5 daire, toplam hukuk davalarının yüzde 31’ini inceliyor.
1 saatte çözüm planı
Yeni düzenleme ile işçi ve işveren arasındaki uyuşmazlıklar mahkemeye taşınmadan 1 günde ilk 1 saat içinde davaya gerek kalmadan ücretsiz çözüme kavuşturulabilecek. Örneğin işçi alacaklarına ilişkin 2 yıl süren iş davaları, yasa yürürlüğe girince mahkemeden önce zorunlu olarak arabulucuya gidecek. İşçi ve işveren tarafı, ücreti Hazine tarafından ödenecek arabulucu huzurunda görüşmede uzlaşma arayacak. Bu uzlaşma sağlanırsa tazminat alacağı konusu bir saatte çözülebilecek. Ancak bu şartların sağlanamaması ve tarafların uzlaşamaması durumunda taraflar İş Mahkemesine gidip dava açabilecek.
Yüzde 97 başarılı
Adalet Bakanlığı tarafından alternatif çözüm yolu olarak getirilen ‘Arabuluculuk’ 3 yıldır uygulamada bulunuyor. İş mahkemeleri dışında kullanılan arabuluculuk yöntemine yaklaşık 3 yılda başvurulan 5 bin 289 dosyanın 5 bin 46’sında anlaşma sağlandı. Arabuluculara gelen başvuruların 4 bin 222’sini (yüzde 80) işçi-işveren uyuşmazlıkları oluşturuyor. İş uyuşmazlıklarındaki arabuluculuğa giden dosyaların yüzde 97’sinde taraflar uzlaşarak mahkemeye gitmeden çözüm buluyor. cnntürk
18 Kasım 2016 Cuma
Siirt'in Şirvan ilçesindeki bakır madeninde göçük
Siirt'in Şirvan ilçesine bağlı maden köyünde bulunan bakır madeni sahasında meydana gelen heyelanda çok sayıda işçi göçük altında kaldı. AFAD, yaptığı açıklamada 16 işçinin göçük altında kaldığını açıklarken, 4 işçinin cansız bedenine ulaşıldı.
Şirvan ilçesine bağlı Maden köyünde bulunan ve özel bir firma tarafından işletilen bakır madeni sahasında bu akşam saat 20.30 sıralarında heyelan meydana geldi. 3 vardiya halinde 15'er kişilik ekipler halinde çalışmaların sürdürüldüğü ocakta yamaçtan kopan binlerce ton toprak ve kaya parçası maden sahasına aktı. Olay sırasında 8 kamyon ve 3 iş makinesiyle çok sayıda işçi göçük altında kaldı.
Siirtin Şirvan ilçesindeki bakır madeninde göçük
Göçük haberinin yetkililere bildirilmesi üzerine Siirt merkez ve Şirvan ilçesinden çok sayıda ambulans ve arama kurtarma ekipi bölgeye gönderildi. Siirt Vali Yardımcısı Bünyamin Kuş, kısa sürede olay yerine gelerek kurtarma çalışmalarını yönlendirdi.
AFAD: 16 İŞÇİ TOPRAK ALTINDA
Öte yandan, Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD) tarafından yapılan açıklamada 16 işçinin toprak altında olduğu açıklandı.
4 İŞÇİNİN CANSIZ BEDENİNE ULAŞILDI
Bölgeden gelen ilk bilgilere göre kurtarma çalışmaları sırasında 4 işçinin cesedine ulaşıldı. 10'dan fazla işçinin göçük altında kaldığı belirtilen maden bölgesinde heyelanın zaman zaman devam etmesi nedeniyle kurtarma çalışmalarının güçlükle yapıldığı belirtildi.
DİYARBAKIR’DAN KURTARMAK EKİPLERİ SEVK EDİLDİ
Siirt’in Şirvan İlçesi’ne bağlı Maden Köyü’nde yağmur nedeniyle meydana gelen heyelanda göçük altında kalan işçileri arama çalışmaları oluşturulan kriz masası tarafından yönlendirilmeye başlandı. Bu amaçla bölgeye Diyarbakır’dan da arama kurtarma ekipleri sevk edildi. Ekiplerin çalışmalarını kolaylaştırmak amacıyla bölgeye aydınlatma sistemi kurulduğu, yeni heyelanların meydana gelmemesi için önlemlerin de alındığı belirtildi.
DAHA ÖNCE DE HEYELAN MEYDANA GELMİŞTİ
Bu arada, aynı bölgede, geçen 25 Temmuz tarihinde de heyelan meydana gelmiş ve can kaybının yaşanmadığı bu heyelanda 6 kamyon ile 2 iş makinesi göçük altında kalmıştı.
Kaynak:hurriyet.com.tr
Şirvan ilçesine bağlı Maden köyünde bulunan ve özel bir firma tarafından işletilen bakır madeni sahasında bu akşam saat 20.30 sıralarında heyelan meydana geldi. 3 vardiya halinde 15'er kişilik ekipler halinde çalışmaların sürdürüldüğü ocakta yamaçtan kopan binlerce ton toprak ve kaya parçası maden sahasına aktı. Olay sırasında 8 kamyon ve 3 iş makinesiyle çok sayıda işçi göçük altında kaldı.
Siirtin Şirvan ilçesindeki bakır madeninde göçük
Göçük haberinin yetkililere bildirilmesi üzerine Siirt merkez ve Şirvan ilçesinden çok sayıda ambulans ve arama kurtarma ekipi bölgeye gönderildi. Siirt Vali Yardımcısı Bünyamin Kuş, kısa sürede olay yerine gelerek kurtarma çalışmalarını yönlendirdi.
AFAD: 16 İŞÇİ TOPRAK ALTINDA
Öte yandan, Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD) tarafından yapılan açıklamada 16 işçinin toprak altında olduğu açıklandı.
4 İŞÇİNİN CANSIZ BEDENİNE ULAŞILDI
Bölgeden gelen ilk bilgilere göre kurtarma çalışmaları sırasında 4 işçinin cesedine ulaşıldı. 10'dan fazla işçinin göçük altında kaldığı belirtilen maden bölgesinde heyelanın zaman zaman devam etmesi nedeniyle kurtarma çalışmalarının güçlükle yapıldığı belirtildi.
DİYARBAKIR’DAN KURTARMAK EKİPLERİ SEVK EDİLDİ
Siirt’in Şirvan İlçesi’ne bağlı Maden Köyü’nde yağmur nedeniyle meydana gelen heyelanda göçük altında kalan işçileri arama çalışmaları oluşturulan kriz masası tarafından yönlendirilmeye başlandı. Bu amaçla bölgeye Diyarbakır’dan da arama kurtarma ekipleri sevk edildi. Ekiplerin çalışmalarını kolaylaştırmak amacıyla bölgeye aydınlatma sistemi kurulduğu, yeni heyelanların meydana gelmemesi için önlemlerin de alındığı belirtildi.
DAHA ÖNCE DE HEYELAN MEYDANA GELMİŞTİ
Bu arada, aynı bölgede, geçen 25 Temmuz tarihinde de heyelan meydana gelmiş ve can kaybının yaşanmadığı bu heyelanda 6 kamyon ile 2 iş makinesi göçük altında kalmıştı.
Kaynak:hurriyet.com.tr
31 Ekim 2016 Pazartesi
Yargıtay'dan kıdem tazminatı kararı
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, evlenmeden 10 gün önce işyerinden istifa eden kadına kıdem tazminatı ödenmesine hükmeden yerel mahkeme kararını bozdu.
Sakarya'da evlilik hazırlığı yapan bir kadın işçi, 3 yıldır çalıştığı iyerine dilekçe vererek, evleneceği gerekçesiyle iş akdinin feshedilmesini ve kıdem tazminatının ödenmesini istedi.
Şirket ise İş Kanununa göre, "kadın işçilerin evlendiği tarihten itibaren bir yıl içerisinde kendi rızası ile hizmet akdini sona erdirmesi durumunda" kıdem tazminatı almaya hak kazanacaklarının hükme bağlandığına işaret ederek, evlenmeden 10 gün önce iş akdini fesheden kadın işçiye tazminat vermedi.
İşçi ise evlilik nedeniyle iş akdinin feshedilmesinden kaynaklanan kıdem ve ihbar tazminatı alacağının kendisine ödenmesi istemiyle dava açtı.
Sakarya İş Mahkemesi, davayı kabul ederek, kadına tazminat ödenmesine karar verdi. Yerel mahkemenin kararında, "Davacı kadının evlilik nedeniyle iş akdini feshettiğinin anlaşıldığı, davacının evlendiği tarih ile iş akdinin feshine ilişkin dilekçeyi verdiği tarih arasında on günlük bir süre bulunduğu, davacının evleneceği için işi bırakacağını daha önce davalı şirkete bildirdiği, bu nedenle davacının fesih tarihinden on gün sonra evlenmiş olmasının tazminat alamayacağı anlamına gelmeyeceği" belirtildi.
Daire kararı bozdu
Şirketin kararı temyiz etmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 9. Hukuk Dairesi, yerel mahkemenin kararını bozdu.
Dairenin kararında, İş Kanununda, kadın işçinin evlendiği tarihten itibaren bir yıl içinde evlilik sebebiyle kıdem tazminatına hak kazanabilecek şekilde iş akdini feshedebileceğinin hükme bağlandığı belirtildi.
Kararda, kadın işçinin evlilik sebebiyle fesih hakkının, evlilik tarihinden itibaren başlayacağı, bu hakkın sadece kadın eşe tanındığı, resmi evlilik işleminin tamamlanmasından itibaren bir yıl içinde kullanılması gerektiği ifade edildi.
Kadın işçinin evlilik öncesinde bu hakkını kullanmasının mümkün olmadığı vurgulanan kararda, "Kadın işçinin yasanın tanıdığı fesih hakkını kullanması halinde, kıdem tazminatı talep hakkı doğar. Feshin işverence kabul edilmesi gerekmez" denildi.
"Kadın işçi evlilik nedeniyle feshin ardından başka bir işte çalışabilir"
Evliliğin kadına yüklediği toplumsal sorumluluğun bir gereği olarak yasada belirtilen fesih hakkının tanındığına değinilen karada, şu tespitler yapıldı:
"Çalışma hayatının evlilikle birlikte gereği gibi yürütülemeyeceği düşüncesi, aile birliğinin korunması ve kadının aile ile ilgili görevleri, yasa koyucuyu bu doğrultuda bir düzenlemeye yöneltmiştir. Bununla birlikte Anayasal temeli olan çalışma hak ve hürriyetinin ortadan kaldırılması düşünülemez. Kadın işçinin evlilik nedenine bağlı feshinin ardından kısa bir süre sonra yeniden çalışmasının gerekleri ortaya çıkmış olabilir. Hatta kadın işçi evlilik nedenine dayalı feshin ardından ara vermeksizin başka bir iş yerinde çalışmaya başlayabilir ve bu durum evliliğin kadına yüklediği görevlerin yerine getirilmesi noktasında daha olumlu sonuçlar doğurabilir."
Somut olayda, davacının evlilik nedeniyle ancak henüz resmi evlilik işlemi yapılmadan iş sözleşmesini feshettiği hatırlatılan kararda, yasa hükmü uyarınca resmi evlilik işlemi yapılmadan bu hakkın kullanılamayacağının altı çizildi.
Kararda, bu nedenle davacının kıdem tazminatına hak kazanamayacağı ve davanın reddedilmesi gerektiği kaydedildi.
Yerel mahkemenin ilk kararında direnmesi üzerine dosya Yargıtay Hukuk Genel Kuruluna geldi.
Kurul, yerel mahkemenin direnme kararını, daire kararı doğrultusunda bozarak, evlenmeden önce evlilik nedeniyle iş akdini fesheden kadının, kıdem tazminatına hak kazanmasının mümkün olmadığına karar verdi. cnntürk
Sakarya'da evlilik hazırlığı yapan bir kadın işçi, 3 yıldır çalıştığı iyerine dilekçe vererek, evleneceği gerekçesiyle iş akdinin feshedilmesini ve kıdem tazminatının ödenmesini istedi.
Şirket ise İş Kanununa göre, "kadın işçilerin evlendiği tarihten itibaren bir yıl içerisinde kendi rızası ile hizmet akdini sona erdirmesi durumunda" kıdem tazminatı almaya hak kazanacaklarının hükme bağlandığına işaret ederek, evlenmeden 10 gün önce iş akdini fesheden kadın işçiye tazminat vermedi.
İşçi ise evlilik nedeniyle iş akdinin feshedilmesinden kaynaklanan kıdem ve ihbar tazminatı alacağının kendisine ödenmesi istemiyle dava açtı.
Sakarya İş Mahkemesi, davayı kabul ederek, kadına tazminat ödenmesine karar verdi. Yerel mahkemenin kararında, "Davacı kadının evlilik nedeniyle iş akdini feshettiğinin anlaşıldığı, davacının evlendiği tarih ile iş akdinin feshine ilişkin dilekçeyi verdiği tarih arasında on günlük bir süre bulunduğu, davacının evleneceği için işi bırakacağını daha önce davalı şirkete bildirdiği, bu nedenle davacının fesih tarihinden on gün sonra evlenmiş olmasının tazminat alamayacağı anlamına gelmeyeceği" belirtildi.
Daire kararı bozdu
Şirketin kararı temyiz etmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 9. Hukuk Dairesi, yerel mahkemenin kararını bozdu.
Dairenin kararında, İş Kanununda, kadın işçinin evlendiği tarihten itibaren bir yıl içinde evlilik sebebiyle kıdem tazminatına hak kazanabilecek şekilde iş akdini feshedebileceğinin hükme bağlandığı belirtildi.
Kararda, kadın işçinin evlilik sebebiyle fesih hakkının, evlilik tarihinden itibaren başlayacağı, bu hakkın sadece kadın eşe tanındığı, resmi evlilik işleminin tamamlanmasından itibaren bir yıl içinde kullanılması gerektiği ifade edildi.
Kadın işçinin evlilik öncesinde bu hakkını kullanmasının mümkün olmadığı vurgulanan kararda, "Kadın işçinin yasanın tanıdığı fesih hakkını kullanması halinde, kıdem tazminatı talep hakkı doğar. Feshin işverence kabul edilmesi gerekmez" denildi.
"Kadın işçi evlilik nedeniyle feshin ardından başka bir işte çalışabilir"
Evliliğin kadına yüklediği toplumsal sorumluluğun bir gereği olarak yasada belirtilen fesih hakkının tanındığına değinilen karada, şu tespitler yapıldı:
"Çalışma hayatının evlilikle birlikte gereği gibi yürütülemeyeceği düşüncesi, aile birliğinin korunması ve kadının aile ile ilgili görevleri, yasa koyucuyu bu doğrultuda bir düzenlemeye yöneltmiştir. Bununla birlikte Anayasal temeli olan çalışma hak ve hürriyetinin ortadan kaldırılması düşünülemez. Kadın işçinin evlilik nedenine bağlı feshinin ardından kısa bir süre sonra yeniden çalışmasının gerekleri ortaya çıkmış olabilir. Hatta kadın işçi evlilik nedenine dayalı feshin ardından ara vermeksizin başka bir iş yerinde çalışmaya başlayabilir ve bu durum evliliğin kadına yüklediği görevlerin yerine getirilmesi noktasında daha olumlu sonuçlar doğurabilir."
Somut olayda, davacının evlilik nedeniyle ancak henüz resmi evlilik işlemi yapılmadan iş sözleşmesini feshettiği hatırlatılan kararda, yasa hükmü uyarınca resmi evlilik işlemi yapılmadan bu hakkın kullanılamayacağının altı çizildi.
Kararda, bu nedenle davacının kıdem tazminatına hak kazanamayacağı ve davanın reddedilmesi gerektiği kaydedildi.
Yerel mahkemenin ilk kararında direnmesi üzerine dosya Yargıtay Hukuk Genel Kuruluna geldi.
Kurul, yerel mahkemenin direnme kararını, daire kararı doğrultusunda bozarak, evlenmeden önce evlilik nedeniyle iş akdini fesheden kadının, kıdem tazminatına hak kazanmasının mümkün olmadığına karar verdi. cnntürk
26 Ekim 2016 Çarşamba
Çİn'de 1 kişilik iş ilanına 10 bin kişi başvurdu
Çin'de Çin Demokratik Ligi Partisinin (CDL) bir boş pozisyon için verdiği iş ilanına yaklaşık 10 bin kişi başvurdu.
South China Morning Post'un haberinde, Çin'in komünist olmayan azınlık partilerinden CDL'nin Merkezi Komitesinin açtığı hizmet görevi için 9 bin 837 kişi müracaat etti.
İş bulma konusunda rekabetin yüksek olduğu ülkede, partinin verdiği "danışma görevlisi" ilanı yoğun talep aldı.
Görev tanımı, CDL'yi ziyaret eden yetkilileri karşılamak, resmi aktiviteler ve konferanslar organize etmek olarak nitelendirildi.
Başvuru yapan 9 bin 837 kişiden sadece 5'i mülakata çağrılacak.
Çin'in Çongçing kentinde 1941'de kurulan Çin Demokratik Ligi Partisi, tek parti iktidarını desteklemek şartıyla ülkenin siyasi kararlarına katkıda bulunmasına izin verilen 8 azınlık partisinden biri.
South China Morning Post'un haberinde, Çin'in komünist olmayan azınlık partilerinden CDL'nin Merkezi Komitesinin açtığı hizmet görevi için 9 bin 837 kişi müracaat etti.
İş bulma konusunda rekabetin yüksek olduğu ülkede, partinin verdiği "danışma görevlisi" ilanı yoğun talep aldı.
Görev tanımı, CDL'yi ziyaret eden yetkilileri karşılamak, resmi aktiviteler ve konferanslar organize etmek olarak nitelendirildi.
Başvuru yapan 9 bin 837 kişiden sadece 5'i mülakata çağrılacak.
Çin'in Çongçing kentinde 1941'de kurulan Çin Demokratik Ligi Partisi, tek parti iktidarını desteklemek şartıyla ülkenin siyasi kararlarına katkıda bulunmasına izin verilen 8 azınlık partisinden biri.
17 Ekim 2016 Pazartesi
İşsizlik Temmuz'da yüzde 10.7'ye yükseldi
Türkiye'de işsizlik oranı, temmuzda geçen yılın aynı dönemine göre 0,9 puan artarak yüzde 10,7 seviyesinde gerçekleşti. Söz konusu dönemde işsiz sayısı 354 bin kişi artarak 3 milyon 324 bin kişi oldu.
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), temmuz ayına ilişkin iş gücü istatistiklerini açıkladı.
Buna göre, Türkiye genelinde 15 ve daha yukarı yaştakilerde işsiz sayısı, söz konusu ayda geçen yılın aynı dönemine göre 354 bin kişi arttı ve 3 milyon 324 bin kişi oldu. İşsizlik oranı ise 0,9 puan artarak yüzde 10,7 seviyesinde gerçekleşti.
İşsizlik oranı, temmuzda bir önceki aya göre de 0,5 puan arttı.
Haziran ayında işsizlik oranı yüzde 10,2 olarak gerçekleşmişti.
Aynı dönemde tarım dışı işsizlik 1 puanlık artışla yüzde 13 olarak tahmin edildi. 15-24 yaş grubunu içeren genç işsizlik oranı 1,5 puanlık artışla yüzde 19,8 olarak gerçekleşirken, bu oran 15-64 yaş grubunda 1 puanlık artışla yüzde 11 oldu.
İstihdam edilenlerin sayısı
İstihdam edilenlerin sayısı, temmuzda geçen yılın aynı dönemine göre 294 bin kişi arttı ve 27 milyon 636 bin kişiye yükseldi. İstihdam oranı ise 0,2 puanlık azalışla yüzde 47 olarak gerçekleşti.
Bu dönemde, tarım sektöründe çalışan sayısı 291 bin kişi azalırken, tarım dışı sektörlerde çalışan sayısı ise 586 bin kişi arttı. İstihdam edilenlerin yüzde 20,7'si tarım, yüzde 19'u sanayi, yüzde 7,4'ü inşaat, yüzde 52,9'u ise hizmetler sektöründe yer aldı.
Temmuzda geçen yılın aynı dönemiyle karşılaştırıldığında tarım sektörünün, istihdam edilenler içindeki payı 1,3 puan, sanayi sektörünün payı ise 0,5 puan azaldı. Buna karşılık inşaat sektörünün payı değişim göstermezken, hizmet sektörünün payı 1,8 puan arttı.
İşgücüne katılma oranı yükseldi
İşgücü, temmuzda 2015'in aynı dönemine göre 650 bin kişi artarak 30 milyon 961 bin kişi, iş gücüne katılma oranı ise 0,3 puan artarak yüzde 52,7 oldu.
Söz konusu dönemde erkeklerde iş gücüne katılma oranı değişim göstermeyerek yüzde 72,8, kadınlarda ise 0,6 puanlık artışla yüzde 33 olarak gerçekleşti.
Bu yıl temmuzda herhangi bir sosyal güvenlik kuruluşuna bağlı olmadan çalışanların oranı, geçen yılın aynı dönemine göre 0,7 puan azalarak yüzde 34,3 oldu.
Mevsim etkilerinden arındırılmış istihdam arttı
Mevsim etkilerinden arındırılmış istihdam, önceki döneme göre 25 bin kişi artışla 27 milyon 78 bin kişi olarak tahmin edildi. İstihdam oranı ise değişim göstermeyerek yüzde 46,1 oldu.
Mevsim etkilerinden arındırılmış işsiz sayısı önceki döneme göre 73 bin kişi artarak 3 milyon 401 bin kişiye yükseldi. İşsizlik oranı 0,2 puanlık artışla yüzde 11,2 oldu.
Mevsim etkilerinden arındırılmış iş gücüne katılma oranı önceki döneme göre 0,1 puan artarak yüzde 51,9 olarak kaydedildi.
Ekonomik faaliyete göre istihdam edilenlerin sayısı, tarım sektöründe 76 bin, hizmet sektöründe 21 bin, inşaat sektöründe 4 bin kişi artarken, sanayi sektöründe 76 bin kişi azaldı.
Ücretli veya yevmiyeli sayısı 18 milyon 480 bin
İstihdam edilen 27 milyon 636 bin kişinin 18 milyon 480 binlik kısmını ücretli veya yevmiyeliler oluşturdu. Ücretli veya yevmiyelilerin toplam istihdam içindeki payı yüzde 66,9'a karşılık geldi.
İstihdam edilenlerin 4 milyon 458 binini (yüzde 16,1) kendi hesabına çalışanlar, 3 milyon 413 binini (yüzde 12,3) ücretsiz aile işçileri ve 1 milyon 286 binini (yüzde 4,7) işverenler oluşturdu.
Ayrıca TÜİK, çalışmayan, eğitim (örgün ve yaygın) görmeyen gençlerin toplam genç nüfus içindeki oranını "Ne eğitimde ne istihdamda olanların oranı" başlığı altında temel iş gücü göstergelerine ekledi.
Türkiye genelinde temmuz ayına ilişkin mevsim etkilerinden arındırılmamış temel iş gücü göstergeleri şöyle:
Toplam Erkek Kadın
15 ve daha yukarı yaştakiler
Nüfus (bin kişi) 58.756 29.049 29.707
İşgücü (bin kişi) 30.961 21.162 9.799
İstihdam (bin kişi) 27.636 19.205 8.431
Tarım (bin kişi) 5.727 3.090 2.637
Tarım dışı (bin kişi) 21.909 16.115 5.794
İşsiz (bin kişi) 3.324 1.957 1.367
İş gücüne dahil olmayanlar (bin kişi) 27.795 7.887 19.908
İş gücüne katılma oranı (yüzde) 52,7 72,8 33
İstihdam oranı (yüzde) 47 66,1 28,4
İşsizlik oranı (yüzde) 10,7 9,2 14
Tarım dışı işsizlik oranı (yüzde) 13 10,6 19
15-64 yaş grubu
İş gücüne katılma oranı (yüzde) 57,8 78,7 36,8
İstihdam (yüzde) 51,5 71,3 31,5
İşsizlik oranı (yüzde) 11 9,4 14,3
Tarım dışı işsizlik oranı (yüzde) 13,1 10,7 19,1
Genç nüfusta (15-24 yaş) işsizlik oranı (yüzde) 19,8 17,2 24,6
Ne eğitimde ne istihdamda olanların oranı 26,3 16,9 35,9
6 Ekim 2016 Perşembe
Hükümet 2 bin TL işsizlik maaşı üzerinde çalışıyor
Hükümet işsiz kalanlara 15 ay süreyle 2 bin liraya varan maaş ödenmesi üzerinde çalışıyor. İşsizlik maaşı alabilmenin şartları da azaltılıyor.
Hürriyet'te yer alan habere göre, işsiz kalanlara sağlanan imkanlar artırılıyor.
İşçilere işsiz kaldıklarında ödenen maaşın artırılması, süresinin uzatılması, yararlanmanın kolaylaştırılması için düğmeye basıldı.
Mevcut sistemde, kendi istek ve kusuru dışında işini kaybedenler; son 120 gün içinde prim ödeyerek sürekli çalışmış ve son 3 yıl içinde en az 600 gün işsizlik sigortası primi ödemiş olmak şartıyla maaş alıyor.
Edinilen bilgiye göre; işten ayrılmadan önce son 120 gün olan eksiksiz prim ödeme süresinin 30 güne, son 3 yılda 600 gün prim ödeme şartının da 100 güne çekilmesi, kendi kusuru dışında işten çıkarılma şartının kaldırılması üzerinde duruluyor.
İşsizlik maaşının süresinin uzatılması ve tutarının artırılması da gündemde. Mevcut sistemde işsizlik maaşı bağlanırken son 4 aylık dönemdeki ortalama brüt kazanca bakılıyor. Kazancın yüzde 40'ı kadar maaş ödeniyor. Maaş, brüt asgari ücretin yüzde 80'ini aşamıyor.
Kademeli artacak
Halen işsizlik maaşı damga vergisi düşüldükten sonra en düşük 653, en yüksek ise bin 307 lira seviyesinde bulunuyor. İşsizlik maaşında üst sınırın kademeli olarak artırılması formülü üzerinde duruluyor.
Uzmanlar, işsizlik maaşının üst sınırının öncelikli olarak bin 500 liraya, sonrasında ise 2 bin liraya kadar çıkarılabileceğini belirtiliyor.
Ayrıca halen işsiz kalanlara 10 aya kadar süreyle maaş ödenirken, 15 aya kadar çıkarılması üzerinde duruluyor.
Bağ-Kur'lu için de fon geliyor
İşçiler işsiz kaldığında devreye giren 'işsizlik fonu'nun esnaf için de oluşturulması amacıyla çalışma yapılıyor. Sistemin detayları henüz netleşmedi ancak fon kurulduğunda esnaf her ay işsizlik sigortası primi ödeyecek. İşsiz kaldığında da fondan para alabilecek. Fona devlet katkısı da sağlanması üzerinde duruluyor.
Gümrük ve Ticaret Bakanı Bülent Tüfenkci, esnaf için işsizlik fonu oluşturulmasına yönelik bir çalışmanın bulunduğunu belirterek, "Bunun bir ayağı esnaf, bir ayağı devlet. Devlet katkı vermeye hazır" demişti.
Hürriyet'te yer alan habere göre, işsiz kalanlara sağlanan imkanlar artırılıyor.
İşçilere işsiz kaldıklarında ödenen maaşın artırılması, süresinin uzatılması, yararlanmanın kolaylaştırılması için düğmeye basıldı.
Mevcut sistemde, kendi istek ve kusuru dışında işini kaybedenler; son 120 gün içinde prim ödeyerek sürekli çalışmış ve son 3 yıl içinde en az 600 gün işsizlik sigortası primi ödemiş olmak şartıyla maaş alıyor.
Edinilen bilgiye göre; işten ayrılmadan önce son 120 gün olan eksiksiz prim ödeme süresinin 30 güne, son 3 yılda 600 gün prim ödeme şartının da 100 güne çekilmesi, kendi kusuru dışında işten çıkarılma şartının kaldırılması üzerinde duruluyor.
İşsizlik maaşının süresinin uzatılması ve tutarının artırılması da gündemde. Mevcut sistemde işsizlik maaşı bağlanırken son 4 aylık dönemdeki ortalama brüt kazanca bakılıyor. Kazancın yüzde 40'ı kadar maaş ödeniyor. Maaş, brüt asgari ücretin yüzde 80'ini aşamıyor.
Kademeli artacak
Halen işsizlik maaşı damga vergisi düşüldükten sonra en düşük 653, en yüksek ise bin 307 lira seviyesinde bulunuyor. İşsizlik maaşında üst sınırın kademeli olarak artırılması formülü üzerinde duruluyor.
Uzmanlar, işsizlik maaşının üst sınırının öncelikli olarak bin 500 liraya, sonrasında ise 2 bin liraya kadar çıkarılabileceğini belirtiliyor.
Ayrıca halen işsiz kalanlara 10 aya kadar süreyle maaş ödenirken, 15 aya kadar çıkarılması üzerinde duruluyor.
Bağ-Kur'lu için de fon geliyor
İşçiler işsiz kaldığında devreye giren 'işsizlik fonu'nun esnaf için de oluşturulması amacıyla çalışma yapılıyor. Sistemin detayları henüz netleşmedi ancak fon kurulduğunda esnaf her ay işsizlik sigortası primi ödeyecek. İşsiz kaldığında da fondan para alabilecek. Fona devlet katkısı da sağlanması üzerinde duruluyor.
Gümrük ve Ticaret Bakanı Bülent Tüfenkci, esnaf için işsizlik fonu oluşturulmasına yönelik bir çalışmanın bulunduğunu belirterek, "Bunun bir ayağı esnaf, bir ayağı devlet. Devlet katkı vermeye hazır" demişti.
22 Eylül 2016 Perşembe
Torunlar İnşaat'a durdurma kararı
Mecidiyeköy’de 10 işçinin 32. kattaki asansörden yere çakılarak hayatını kaybetmesiyle inşaatı bir süre durdurulan ancak bugün neredeyse açılışı yapılmak üzere olan Torun Center hakkında 7. İdare Mahkemesi yürütmeyi durdurma kararı verdi.
Mahkeme, Koruma Kurulu’ndan görüş alınmadan plan değişikliği yapıldığı ve Deprem Zemin İnceleme Müdürlüğü’nün belirlediği maksimum yükseklik değerine ‘hiçbir gerekçe göstermeksizin uyulmadığı’ tespitlerine yer vererek, “telafisi güç zararların doğabileceği” kanaatinde bulundu.
15 Temmuz Şehitler Köprüsü’ne bağlanan ve İstanbul’un ana arterlerinden olan Mecidiyeköy’de yer alan arazi için 2007 yılında Galatasaray Kulübü, Ali Sami Yen arazisine karşılık Seyrantepe’de yapılacak yeni stad için TOKİ ile protokol imzaladı. İlk imar planına itirazın 2007 yılında yapıldığı süreç, 2010 yılında yapılan plan değişikliği ile devam etti.
Mahkeme inşaatı 6 yıl sonra durdurdu
Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesi, 2 Nisan 2010 tarihinde onaylanan imar değişikliğine “Bölgedeki yapı yoğunluğunu arttırıcı, sosyal donatı dengesini bozucu, kamu yararına aykırı olduğu” gerekçesiyle dava açtı. Dava açılan taraflardan İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) ‘planların üretim, kabul ve onaylarına TOKİ tarafından karar verildiği’ savunmasını yaparken, TOKİ ‘gelir paylaşımı projelerinden elde edilen gelirle toplu konut ve gecekondu dönüşüm projeleri için kaynak sağlanmasının amaçlandığı’ ifade etti.
Bilirkişi raporu uyarmıştı
21 Temmuz 2015 tarihinde hazırlanan bilirkişi raporunda, nüfus yoğunluğunun artacağı, bu yoğunluk artışının beraberinde zaten yetersiz olan donatı alanlarını daha da yetersiz hale geleceği ve ‘çok ciddi boyutlarda gözlenen trafik sorunun daha da artmasına neden olacağı’ tespitine yer verildi. İnşaatın yakın çevresinde oluşturacağı olumsuzluklara dair ‘hiçbir analiz, sentez, plan kararı gayreti içerisine girilmemiştir’ denildi. İnşaat için 91 bin metrekarelik ek yapılaşma hakkı yapıldığı belirtilen raporda, nüfusun 4570 kişi ilave yükle, 7450 kişiye ulaşacağı tespitinde bulunuldu.
“Deprem gibi önemli bir konuda ilgili kurumun görüşüne neden uyulmadı"
Bilirkişi heyeti, Bölge Koruma Kurulları’ndan görüş alınmadığına dikkat çekti. Öte yandan kararda, ‘Deprem Zemin İnceleme Müdürlüğü’nün belirlediği maksimum yükseklik değerine hiçbir gerekçe göstermeksizin uyulmadığı tespit edilmektedir. İmar planlarında alınan kurum görüşlerine uygun karar üretmek zorunluluğu olmasa da deprem gibi önemli bir konuda verilen görüşe uymamanın gerekçelerinin detaylı olarak açıklanması gerektiği açıktır” denildi. Kararda “Dava konusu planlar için alınması gereken kurum görüşlerinin eksik alındığı, alınan kurum görüşlerine de gerekçesiz olarak uyulmadığı anlaşılmaktadır” ifadeleri kullandı.
“Telafisi güç zararlar doğurur”
Mahkeme oybirliği ile verdiği kararda “açıkça hukuka aykırı bulunan dava konusu planların yürütülmesi halinde uygulama işlemleri yapılabileceğinden telafisi güç zararların doğabileceği” tespitinde bulunarak 12 Temmuz 2016 tarihinde yürütmeyi durdurma kararı verdi.
Komşusunda da geç kalındı
Ali Sami Yen Stadı'na komşu eski Tekel Likör ve Kanyak Fabrikası arazisine yapılan Quasar gökdelenleri için de benzer bir süreç yaşanmıştı. 10 yıl içinde 5 plan değişikliğinin yapıldığı projede üst mahkeme olan Danıştay, İstanbul 6. İdare Mahkemesi’nin Quasar gökdelenleri projesi hakkında verdiği iptal kararını onamıştı.
10 işçiye mezar olmuştu
Mecidiyeköy'de kaba inşaatının bittiği ancak henüz açılışının yapılmadığı Torun Center'da 2014 yılında meydana gelen asansör kazasında, 10 işçi hayatını kaybetmişti. Kısa bir süre inşaatı durdurulan gökdelenlerin yapımına daha sonra tekrar başlanmıştı. DHA
Mahkeme, Koruma Kurulu’ndan görüş alınmadan plan değişikliği yapıldığı ve Deprem Zemin İnceleme Müdürlüğü’nün belirlediği maksimum yükseklik değerine ‘hiçbir gerekçe göstermeksizin uyulmadığı’ tespitlerine yer vererek, “telafisi güç zararların doğabileceği” kanaatinde bulundu.
15 Temmuz Şehitler Köprüsü’ne bağlanan ve İstanbul’un ana arterlerinden olan Mecidiyeköy’de yer alan arazi için 2007 yılında Galatasaray Kulübü, Ali Sami Yen arazisine karşılık Seyrantepe’de yapılacak yeni stad için TOKİ ile protokol imzaladı. İlk imar planına itirazın 2007 yılında yapıldığı süreç, 2010 yılında yapılan plan değişikliği ile devam etti.
Mahkeme inşaatı 6 yıl sonra durdurdu
Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesi, 2 Nisan 2010 tarihinde onaylanan imar değişikliğine “Bölgedeki yapı yoğunluğunu arttırıcı, sosyal donatı dengesini bozucu, kamu yararına aykırı olduğu” gerekçesiyle dava açtı. Dava açılan taraflardan İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) ‘planların üretim, kabul ve onaylarına TOKİ tarafından karar verildiği’ savunmasını yaparken, TOKİ ‘gelir paylaşımı projelerinden elde edilen gelirle toplu konut ve gecekondu dönüşüm projeleri için kaynak sağlanmasının amaçlandığı’ ifade etti.
Bilirkişi raporu uyarmıştı
21 Temmuz 2015 tarihinde hazırlanan bilirkişi raporunda, nüfus yoğunluğunun artacağı, bu yoğunluk artışının beraberinde zaten yetersiz olan donatı alanlarını daha da yetersiz hale geleceği ve ‘çok ciddi boyutlarda gözlenen trafik sorunun daha da artmasına neden olacağı’ tespitine yer verildi. İnşaatın yakın çevresinde oluşturacağı olumsuzluklara dair ‘hiçbir analiz, sentez, plan kararı gayreti içerisine girilmemiştir’ denildi. İnşaat için 91 bin metrekarelik ek yapılaşma hakkı yapıldığı belirtilen raporda, nüfusun 4570 kişi ilave yükle, 7450 kişiye ulaşacağı tespitinde bulunuldu.
“Deprem gibi önemli bir konuda ilgili kurumun görüşüne neden uyulmadı"
Bilirkişi heyeti, Bölge Koruma Kurulları’ndan görüş alınmadığına dikkat çekti. Öte yandan kararda, ‘Deprem Zemin İnceleme Müdürlüğü’nün belirlediği maksimum yükseklik değerine hiçbir gerekçe göstermeksizin uyulmadığı tespit edilmektedir. İmar planlarında alınan kurum görüşlerine uygun karar üretmek zorunluluğu olmasa da deprem gibi önemli bir konuda verilen görüşe uymamanın gerekçelerinin detaylı olarak açıklanması gerektiği açıktır” denildi. Kararda “Dava konusu planlar için alınması gereken kurum görüşlerinin eksik alındığı, alınan kurum görüşlerine de gerekçesiz olarak uyulmadığı anlaşılmaktadır” ifadeleri kullandı.
“Telafisi güç zararlar doğurur”
Mahkeme oybirliği ile verdiği kararda “açıkça hukuka aykırı bulunan dava konusu planların yürütülmesi halinde uygulama işlemleri yapılabileceğinden telafisi güç zararların doğabileceği” tespitinde bulunarak 12 Temmuz 2016 tarihinde yürütmeyi durdurma kararı verdi.
Komşusunda da geç kalındı
Ali Sami Yen Stadı'na komşu eski Tekel Likör ve Kanyak Fabrikası arazisine yapılan Quasar gökdelenleri için de benzer bir süreç yaşanmıştı. 10 yıl içinde 5 plan değişikliğinin yapıldığı projede üst mahkeme olan Danıştay, İstanbul 6. İdare Mahkemesi’nin Quasar gökdelenleri projesi hakkında verdiği iptal kararını onamıştı.
10 işçiye mezar olmuştu
Mecidiyeköy'de kaba inşaatının bittiği ancak henüz açılışının yapılmadığı Torun Center'da 2014 yılında meydana gelen asansör kazasında, 10 işçi hayatını kaybetmişti. Kısa bir süre inşaatı durdurulan gökdelenlerin yapımına daha sonra tekrar başlanmıştı. DHA
19 Eylül 2016 Pazartesi
1 milyon çocuk bugün işbaşında
Üç aylık tatilin ardından yaklaşık 18 milyon öğrenci bugün dersbaşı yaparken, Eğitim Sen'in raporuna göre, yaklaşık 1 milyon çocuk da okul yerine, işbaşı yaptı.
Türkiye, 18-24 yaş arası yaklaşık 9 milyonluk genç bir nüfusa sahip. Bu kitlenin yaklaşık 3,2 milyonluk bir bölümü 2015 yılında ekonomik yetersizlikler nedeniyle okulunu terk etmek zorunda kaldı.
Eğitim Sen 2015-2016 Yıl Sonu Raporu’na göre, yarısı tarım sektöründe olmak üzere aile geçimine katkı sağlamak için çalıştırılan bir milyona yakın çocuk işçi var.
Liseye ulaşamadan okulu bırakan çocukların oranı, oldukça yüksek. 9 milyonluk genç nüfusun % 36,4’ü eğitim sürecinden koptu. Bu oranın dağılımı kız öğrencilerde % 37,6, erkek öğrencilerde % 35 olarak gerçekleşti. Türkiye açık ara Avrupa birincisi oldu.
Çalıştırılma saatleri
Çocuk işçiliğinin yaygın olarak görüldüğü illerin başında Urfa geliyor. Hayata Destek İnsani Yardım ve UNICEF’in hazırladığı “Bu İş Çocuk İşi Değil” başlıklı rapora göre, Urfa’da ailelerin yüzde 15’inde en az 1 çocuk işçi var.
Yine bu rapora göre, 14 yaş ortalamasındaki çocukların büyük bir bölümü işyerinde fiziksel şiddet ve istismara maruz kalıyor. Raporda, Urfa’da okula gitmeyen çocukların yüzde 15’inin günde 12-14 saat çalıştırıldıkları için eğitimden mahrum kaldığına da dikkat çekiliyor.
DİSK-AR’ın hazırladığı Türkiye’de Çocuk İşçiliği Gerçeği 2015 Raporu’na göre ise 6-14 yaşındaki çocuklar 28 saat, 15-17 yaş grubundaki çocuklar 45 saat çalışıyor. Okula devam etmeyen çocuklar haftalık 54 saat çalışıyor.
Yoksul kızlar daha az eğitimli
Ayrıca, UNESCO’nun “Herkes için Eğitim 2015” hedeflerine göre ilköğretim ve ortaöğretimde toplumsal cinsiyet eşitliğini gerçekleştirmesi riskli görülen 24 ülkeden birisi olan Türkiye’de, yoksul ailelerden gelen kızların % 6’sının ortalama iki yıldan daha az eğitim gördüğü; bu oranın da Doğu illerinde yaşayan ve anadili Kürtçe olan kızlar için % 43’e kadar yükseldiği vurgulandı.
Çocuk işçilik yaygın
Çalışan kız çocuklarının 6-14 yaş arasında % 75’i tarım, % 16’sı hizmet ve % 8’i sanayi sektöründe çalıştırılmakta. 15-17 yaş arasında ise sırasıyla % 46, % 33, % 22 olarak tarım, hizmet ve sanayi sektöründeki oranla artış göstermekte.
Mülteci çocuklar ucuz işgücü
Savaş nedeniyle mülteci olan çocuklar eğitim hakkından mahrum kalırken bir de ucuz iş gücü olarak çalıştırılıyor. Göçmen çocuk işçiliği, 2014’te 5, 2015’te 12, 2016’da da 2 Suriyeli çocuk olmak üzere 19 çocuğun ölümüne neden olmuştur. (cnntürk.com.tr)
Türkiye, 18-24 yaş arası yaklaşık 9 milyonluk genç bir nüfusa sahip. Bu kitlenin yaklaşık 3,2 milyonluk bir bölümü 2015 yılında ekonomik yetersizlikler nedeniyle okulunu terk etmek zorunda kaldı.
Eğitim Sen 2015-2016 Yıl Sonu Raporu’na göre, yarısı tarım sektöründe olmak üzere aile geçimine katkı sağlamak için çalıştırılan bir milyona yakın çocuk işçi var.
Liseye ulaşamadan okulu bırakan çocukların oranı, oldukça yüksek. 9 milyonluk genç nüfusun % 36,4’ü eğitim sürecinden koptu. Bu oranın dağılımı kız öğrencilerde % 37,6, erkek öğrencilerde % 35 olarak gerçekleşti. Türkiye açık ara Avrupa birincisi oldu.
Çalıştırılma saatleri
Çocuk işçiliğinin yaygın olarak görüldüğü illerin başında Urfa geliyor. Hayata Destek İnsani Yardım ve UNICEF’in hazırladığı “Bu İş Çocuk İşi Değil” başlıklı rapora göre, Urfa’da ailelerin yüzde 15’inde en az 1 çocuk işçi var.
Yine bu rapora göre, 14 yaş ortalamasındaki çocukların büyük bir bölümü işyerinde fiziksel şiddet ve istismara maruz kalıyor. Raporda, Urfa’da okula gitmeyen çocukların yüzde 15’inin günde 12-14 saat çalıştırıldıkları için eğitimden mahrum kaldığına da dikkat çekiliyor.
DİSK-AR’ın hazırladığı Türkiye’de Çocuk İşçiliği Gerçeği 2015 Raporu’na göre ise 6-14 yaşındaki çocuklar 28 saat, 15-17 yaş grubundaki çocuklar 45 saat çalışıyor. Okula devam etmeyen çocuklar haftalık 54 saat çalışıyor.
Yoksul kızlar daha az eğitimli
Ayrıca, UNESCO’nun “Herkes için Eğitim 2015” hedeflerine göre ilköğretim ve ortaöğretimde toplumsal cinsiyet eşitliğini gerçekleştirmesi riskli görülen 24 ülkeden birisi olan Türkiye’de, yoksul ailelerden gelen kızların % 6’sının ortalama iki yıldan daha az eğitim gördüğü; bu oranın da Doğu illerinde yaşayan ve anadili Kürtçe olan kızlar için % 43’e kadar yükseldiği vurgulandı.
Çocuk işçilik yaygın
Çalışan kız çocuklarının 6-14 yaş arasında % 75’i tarım, % 16’sı hizmet ve % 8’i sanayi sektöründe çalıştırılmakta. 15-17 yaş arasında ise sırasıyla % 46, % 33, % 22 olarak tarım, hizmet ve sanayi sektöründeki oranla artış göstermekte.
Mülteci çocuklar ucuz işgücü
Savaş nedeniyle mülteci olan çocuklar eğitim hakkından mahrum kalırken bir de ucuz iş gücü olarak çalıştırılıyor. Göçmen çocuk işçiliği, 2014’te 5, 2015’te 12, 2016’da da 2 Suriyeli çocuk olmak üzere 19 çocuğun ölümüne neden olmuştur. (cnntürk.com.tr)
13 Ağustos 2016 Cumartesi
İzmir'de iskele faciası: 3 işçi öldü
İzmir'de dış cephe çalışması yapan üç işçi, iskelenin çökmesi sonucu olay yerinde hayatını kaybetti. İki işçi ise kalp mesajıyla hayata döndü.
Olay, bugün saat 09.00 sıralarında Bornova ilçesinde 6213 sokaktaki 10 katlı bir binada meydana geldi. 5 işçi, dış cephe boyaması için kurdukları iskeleye çıktı. Bu sırada rüzgarından etkisiyle iskele sallandı. Dengesini kaybeden işçiler, halatın da kopmasıyla beraber 10. kattan aşağıya düştü. Zemine düşen işçilerden Ercan Özkaya (40), Zihni Bayburt (58), Arif Gül (48) olay yerinde hayatını kaybetti.
Kalp masajıyla hayata döndüler
Ağır yaralanan ve ‘öldü’ denilen 2 işçinin de ilk anda kalbi durdu. Ancak gelen sağlık ekiplerinin dakikalarca yaptığı kalp mesajıyla hayata geri dönen 2 işçi tedavileri yapılmak üzere hastaneye kaldırıldı
Olay, bugün saat 09.00 sıralarında Bornova ilçesinde 6213 sokaktaki 10 katlı bir binada meydana geldi. 5 işçi, dış cephe boyaması için kurdukları iskeleye çıktı. Bu sırada rüzgarından etkisiyle iskele sallandı. Dengesini kaybeden işçiler, halatın da kopmasıyla beraber 10. kattan aşağıya düştü. Zemine düşen işçilerden Ercan Özkaya (40), Zihni Bayburt (58), Arif Gül (48) olay yerinde hayatını kaybetti.
Kalp masajıyla hayata döndüler
Ağır yaralanan ve ‘öldü’ denilen 2 işçinin de ilk anda kalbi durdu. Ancak gelen sağlık ekiplerinin dakikalarca yaptığı kalp mesajıyla hayata geri dönen 2 işçi tedavileri yapılmak üzere hastaneye kaldırıldı
27 Temmuz 2016 Çarşamba
Reuters Suriyeli çocuk işçileri yazdı
Reuters Türkiye'de çalışan Suriyeli çocukları konu alan bir haber yayımladı. Haberde kayıt dışı çalışma ve maaş gibi sorunlara değinildi.
Mart ayında Türkiye ile AB arasında imzalanan anlaşma ile Türkiye, AB’nin gönderdiği mültecileri almayı kabul etti. AB de bu mültecilerin Türkiye’de korunması ve giderleri için 6 milyar euro ödemeyi taahhüt etti. Türkiye ile AB arasında imzalanan geri kabul anlaşması ile gözler Türkiye’de yaşayan Suriyeli mültecilere çevrildi.
Suriye’de yıllardır süren savaş sebebiyle Türkiye’ye göçen mültecilerin sayısının 2.7 milyonu geçtiği tahmin ediliyor. Reuters’ta Dasha Afanasieva imzasıyla çıkan habere göre; Bu mültecilerden 665 bin kadarının okul çağında ama okula gidemeyen çocukların oluşturduğunu belirtiliyor. Bu çocukların bir çoğu, yasadışı yollarla çalıştırılıyor.
HAFTADA 200 LİRAYA ÇALIŞIYORDU
10 yaşındaki Muna Awwal da bu çocuklardan biri. Babası Mahmud ve abisi 13 yaşındaki Muhammed ile Zeytinburnu’nda diğer Suriyeli mültecilerle birlikte kiraladıkları bir yerde tekstil ürünleri üretiyorlar. 2013 yılında ailesi ile gelen Mahmud Awwal’ın 13 yaşındaki küçük oğlu Muhammed, önce bir tekstil atölyesinde haftalığı 65 dolara (200 TL) çalışmaya başlamış. Muhammed yevmiyesinin yarısı patronu tarafından el konulmaya başlayınca, Mahmud oğlunu yanına almaya karar vermiş.
Mahmud’un en büyük oğlu 15 yaşındaki Mustafa ise Doğan adında bir işverenin yanında çalışıyor. Doğan, ayrıca Awwal ailesinin evinde ürettiği tekstil ürünlerinin satılmasına aracılık ediyor. Ortalama günde 11 saat çalışan Awwal ailesinin kaldıkları yerde ürettiği ürünlerden aylık kazancı 800 doları (2400 lira) buluyor. Kazançlarının yarısını (400 dolar) yaşadıkları ve üretim yaptıkları yerin kirası olarak ödediklerini belirtiyorlar
Yakın zamanda Türk Hükümeti, kalifiye olan mültecilere çalışma izni vereceğini ve kriterlere uyanların Türk vatandaşı yapılacağı belirtildi. Ancak çoğu kayıt dışı olduğundan, yasal olarak kendi işleri olmadığından ya da patronları tarafından desteklenmediğinden çok azı bu kriterleri karşılayabiliyor.
‘PATRON BAZEN İYİ DAVRANIYOR’
İstanbulda çalışan başka Suriyeli çocuklar da durumlarından yakınıyor. 17 yaşındaki Juma, bir tekstil atölyesinde geceleri temizlikçi olarak haftalık 85 dolara (250 TL) çalıştığını belirtiyor. Patronunun bazen kendine iyi davrandığını söylese de genelde çalışma şartlarının kötü olduğunu söylüyor. 14 yaşındaki Bashar ise kazancının yarısını çalışma imkanı olmayan Halep’teki ailesine yollamayı planladığını söylüyor.
Suriyeli çocukların yoğun olarak çalıştığı yerlerden biri de Gaziantep. Bu şehirde çalışan işçilerin hemen hemen hepsi Suriyeli. Türk işçilerden daha ucuza mal olan Suriyeliler, çocuk iseler daha da az paraya çalışıyorlar. 30 yaşında eski bir tekstil işçisi olan Selim, eskiden haftalık 150 dolara (450 lira) çalıştığını ancak Suriyeliler gelince iş bulamadığını, bunun üzerine kendi işini kurup kendisinin de Suriyeli çalıştırmaya başladığını söylüyor.
Suriyeli çocukların tekstil atölyesinde çalışması, gözleri giyim markalarına çevirdi. Türkiye’nin en büyük tekstil markalarından biri, çocuk işçi çalıştırılan tekstil atölyeleri tespit edip bunlarla çalışmayı durduklarını belirtti. Türkiye’de üretim yapan dünyaca ünlü marklardan bazılarına ise Türkiye’deki atölyelerinde Suriyeli çocuk çalıştırdıkları için yakın zamanda soruşturma açılmıştı.
Türkiye’nin en büyük gelir kalemlerinden biri tekstil. Giyim ürünlerinde yıllık gelirin 40 milyar doları aştığı tahmin ediliyor. Tekstil sektöründe çalışanların büyük çoğunluğunu Suriyeli çocukların oluşturmaya başlaması iddiası üzerine insan hakları gözlemcisi Stephanie Gee Avrupa Birliğini sorunu görmezden gelmekle eleştirdi. Avrupa Birliği ise bu eleştiriye karşı bir yorumda bulunmadı. Sözcü
Mart ayında Türkiye ile AB arasında imzalanan anlaşma ile Türkiye, AB’nin gönderdiği mültecileri almayı kabul etti. AB de bu mültecilerin Türkiye’de korunması ve giderleri için 6 milyar euro ödemeyi taahhüt etti. Türkiye ile AB arasında imzalanan geri kabul anlaşması ile gözler Türkiye’de yaşayan Suriyeli mültecilere çevrildi.
Suriye’de yıllardır süren savaş sebebiyle Türkiye’ye göçen mültecilerin sayısının 2.7 milyonu geçtiği tahmin ediliyor. Reuters’ta Dasha Afanasieva imzasıyla çıkan habere göre; Bu mültecilerden 665 bin kadarının okul çağında ama okula gidemeyen çocukların oluşturduğunu belirtiliyor. Bu çocukların bir çoğu, yasadışı yollarla çalıştırılıyor.
HAFTADA 200 LİRAYA ÇALIŞIYORDU
10 yaşındaki Muna Awwal da bu çocuklardan biri. Babası Mahmud ve abisi 13 yaşındaki Muhammed ile Zeytinburnu’nda diğer Suriyeli mültecilerle birlikte kiraladıkları bir yerde tekstil ürünleri üretiyorlar. 2013 yılında ailesi ile gelen Mahmud Awwal’ın 13 yaşındaki küçük oğlu Muhammed, önce bir tekstil atölyesinde haftalığı 65 dolara (200 TL) çalışmaya başlamış. Muhammed yevmiyesinin yarısı patronu tarafından el konulmaya başlayınca, Mahmud oğlunu yanına almaya karar vermiş.
Mahmud’un en büyük oğlu 15 yaşındaki Mustafa ise Doğan adında bir işverenin yanında çalışıyor. Doğan, ayrıca Awwal ailesinin evinde ürettiği tekstil ürünlerinin satılmasına aracılık ediyor. Ortalama günde 11 saat çalışan Awwal ailesinin kaldıkları yerde ürettiği ürünlerden aylık kazancı 800 doları (2400 lira) buluyor. Kazançlarının yarısını (400 dolar) yaşadıkları ve üretim yaptıkları yerin kirası olarak ödediklerini belirtiyorlar
Yakın zamanda Türk Hükümeti, kalifiye olan mültecilere çalışma izni vereceğini ve kriterlere uyanların Türk vatandaşı yapılacağı belirtildi. Ancak çoğu kayıt dışı olduğundan, yasal olarak kendi işleri olmadığından ya da patronları tarafından desteklenmediğinden çok azı bu kriterleri karşılayabiliyor.
‘PATRON BAZEN İYİ DAVRANIYOR’
İstanbulda çalışan başka Suriyeli çocuklar da durumlarından yakınıyor. 17 yaşındaki Juma, bir tekstil atölyesinde geceleri temizlikçi olarak haftalık 85 dolara (250 TL) çalıştığını belirtiyor. Patronunun bazen kendine iyi davrandığını söylese de genelde çalışma şartlarının kötü olduğunu söylüyor. 14 yaşındaki Bashar ise kazancının yarısını çalışma imkanı olmayan Halep’teki ailesine yollamayı planladığını söylüyor.
Suriyeli çocukların yoğun olarak çalıştığı yerlerden biri de Gaziantep. Bu şehirde çalışan işçilerin hemen hemen hepsi Suriyeli. Türk işçilerden daha ucuza mal olan Suriyeliler, çocuk iseler daha da az paraya çalışıyorlar. 30 yaşında eski bir tekstil işçisi olan Selim, eskiden haftalık 150 dolara (450 lira) çalıştığını ancak Suriyeliler gelince iş bulamadığını, bunun üzerine kendi işini kurup kendisinin de Suriyeli çalıştırmaya başladığını söylüyor.
Suriyeli çocukların tekstil atölyesinde çalışması, gözleri giyim markalarına çevirdi. Türkiye’nin en büyük tekstil markalarından biri, çocuk işçi çalıştırılan tekstil atölyeleri tespit edip bunlarla çalışmayı durduklarını belirtti. Türkiye’de üretim yapan dünyaca ünlü marklardan bazılarına ise Türkiye’deki atölyelerinde Suriyeli çocuk çalıştırdıkları için yakın zamanda soruşturma açılmıştı.
Türkiye’nin en büyük gelir kalemlerinden biri tekstil. Giyim ürünlerinde yıllık gelirin 40 milyar doları aştığı tahmin ediliyor. Tekstil sektöründe çalışanların büyük çoğunluğunu Suriyeli çocukların oluşturmaya başlaması iddiası üzerine insan hakları gözlemcisi Stephanie Gee Avrupa Birliğini sorunu görmezden gelmekle eleştirdi. Avrupa Birliği ise bu eleştiriye karşı bir yorumda bulunmadı. Sözcü
9 Temmuz 2016 Cumartesi
Kanser hastası emekliye '6 bin liralık pardon' şoku
Mersin'de SGK, 2009 yılında malulen emekli olan bağırsak kanseri hastası 50 yaşındaki Müslüm Uçar'a, yanlışlıkla fazla ödediği 6 bin 10 lira 54 kuruşu geri istedi.Uçar, "Yaptıkları hatanın bedelini ödemek zorunda değilim ama maaşımdan ilk kesintiyi yaptılar" dedi.
İnşaat işçisi Müslüm Uçar, 2005'te bağırsak kanserine yakaladı. Hastalığı ilerleyince çalışamaz duruma gelen Uçar, SGK'ya başvurarak 2009'da malulen emekli oldu. SGK, bir süre önce Müslüm Uçar'a bir yazı göndererek 'yanlış hesaplama' nedeniyle 7 yılda toplam 6 bin 10 lira 54 kuruş fazla maaş ödendiğini belirtti. SGK'ya itirazda bulunmasına rağmen sonuç alamayan Uçar'ın maaşından 250 lira kesinti yapıldı. 900 lira emekli maaşı aldığını ve fazladan ödenen paranın 24 taksitle kesilmeye başladığını belirten Müslüm Uçar, "Sürekli tedavi gördüğüm için bankadan 5 bin lira kredi çekmiştim. Her ay 315 lira kredi borcu ödüyorum. Bir de maaşımdan 24 ay 250 lira kesinti yapmaya başladılar" diye konuştu.
CEZANIN İPTALİNİ İSTİYORUM
Kesintinin nedenini öğrenmek için arkadaşlarının kucağında SGK'ya kadar gittiğini ve araştırma yaptığını kaydeden Uçar şunları söyledi:
"7 yıldır emeklisiniz. Maaşınıza 20-30-50 lira gibi miktarlar tarafımızdan fazla yatırılmıştır. 7 yıl içerisindeki genel toplam 6 bin 10 lira 54 kuruş fazla ödenek çıkıyor. Bu miktarı sizden tahsil edeceğiz' dediler. Ben hesabıma ne kadar yatıyorsa onu çektim. Oradaki memura silah çekip zorla o parayı almış değilim. Adıma ne yatmışsa onu çektim. Memur yanlış yaptıysa, SGK yanlış yaptıysa, bu yanlışın cezasını bu halde benim çekmem mümkün değil. Son 2 yıldır kanser ilerledi ve son evredeyim. ümit bile vermiyor doktorlar. Yatalağım ve zaten paraya ihtiyacım var. Tarafıma kesilen cezanın iptalini istiyorum. Yapmış oldukları hatayı bana mal ediyorlar. Benim olan maaşımı aldılar elimden." Hürriyet
İnşaat işçisi Müslüm Uçar, 2005'te bağırsak kanserine yakaladı. Hastalığı ilerleyince çalışamaz duruma gelen Uçar, SGK'ya başvurarak 2009'da malulen emekli oldu. SGK, bir süre önce Müslüm Uçar'a bir yazı göndererek 'yanlış hesaplama' nedeniyle 7 yılda toplam 6 bin 10 lira 54 kuruş fazla maaş ödendiğini belirtti. SGK'ya itirazda bulunmasına rağmen sonuç alamayan Uçar'ın maaşından 250 lira kesinti yapıldı. 900 lira emekli maaşı aldığını ve fazladan ödenen paranın 24 taksitle kesilmeye başladığını belirten Müslüm Uçar, "Sürekli tedavi gördüğüm için bankadan 5 bin lira kredi çekmiştim. Her ay 315 lira kredi borcu ödüyorum. Bir de maaşımdan 24 ay 250 lira kesinti yapmaya başladılar" diye konuştu.
CEZANIN İPTALİNİ İSTİYORUM
Kesintinin nedenini öğrenmek için arkadaşlarının kucağında SGK'ya kadar gittiğini ve araştırma yaptığını kaydeden Uçar şunları söyledi:
"7 yıldır emeklisiniz. Maaşınıza 20-30-50 lira gibi miktarlar tarafımızdan fazla yatırılmıştır. 7 yıl içerisindeki genel toplam 6 bin 10 lira 54 kuruş fazla ödenek çıkıyor. Bu miktarı sizden tahsil edeceğiz' dediler. Ben hesabıma ne kadar yatıyorsa onu çektim. Oradaki memura silah çekip zorla o parayı almış değilim. Adıma ne yatmışsa onu çektim. Memur yanlış yaptıysa, SGK yanlış yaptıysa, bu yanlışın cezasını bu halde benim çekmem mümkün değil. Son 2 yıldır kanser ilerledi ve son evredeyim. ümit bile vermiyor doktorlar. Yatalağım ve zaten paraya ihtiyacım var. Tarafıma kesilen cezanın iptalini istiyorum. Yapmış oldukları hatayı bana mal ediyorlar. Benim olan maaşımı aldılar elimden." Hürriyet
4 Temmuz 2016 Pazartesi
480 bin kölemiz var
167 ülkede gerçekleştirilen araştırmaya göre dünyada 18.3 milyon köle yaşıyor. Türkiye ise en çok modern kölenin bulunduğu 14’üncü ülke oldu.
İktidarda olduğu 14 yıl boyunca yaşam standartlarında Türkiye'yi geriye götüren AKP, köle endeksinde ise Türkiye'yi üst sıralara taşıdı.
Avustralya merkezli insan hakları örgütü Walk Free Vakfı, 2016 Küresel Kölelik Endeksi'ni açıkladı. Vakfın 167 ülkede gerçekleştirdiği araştırmaya göre, modern kölelik statüsünde yaşayan 45.8 milyon insan bulunuyor.
18.3 milyon insanın modern köle olarak yaşadığı Hindistan endekste ilk sırada bulunurken, Türkiye 480 bin köle nüfusuyla endekste 14'üncü sırada yer aldı. Vakfın araştırmasında modern kölelik tespiti için farklı yöntemler uygulandı. 24 kriter üzerinden yapılan değerlendirmede sivil ve politik korumalar, sosyal ve ekonomik haklar, bireysel güvenlik ve mülteci yaşamları ele alındı. İnsanların zorla alıştırılmaları, fuhşa sürüklenmeleri, yemek yeme ve içme hakları ile borçlandırılmaları değerlendirildi.
KUZEY KORE ORANDA LİDER
Küresel Kölelik Endeksi'nde ülkelerin köle nüfuslarının toplam nüfusa oranı listesinde ilk sırada Kuzey Kore bulunuyor. 25.1 milyon nüfusa sahip Kuzey Kore'de nüfusun yaklaşık yüzde 4.4'ü (1.1 milyon) köle olarak yaşıyor.
Kuzey Kore'yi yüzde 4 ile Özbekistan, yüzde 1.6 ile Kamboçya, yüzde 1.4 ile Hindistan ve yüzde 1.3 ile Katar takip ediyor. Türkiye yüzde 0.6 köle oranı ile endekste yine üst sıralarda. Endekste, Kuzey Kore'de devlete bağlı çalışma kamplarında insanların zorla çalıştırıldığı, Kuzey Koreli kadınların başta Çin olmak üzere çevre ülkelerde zorla evlendirildiği ve ticari cinsel sömürü aracı haline geldiği belirtildi.
Özbekistan'ın dünyanın en büyük 6'ncı büyük pamuk üreticisi olduğunun ifade edildiği endekste, vatandaşların hasat zamanında zorla pamuk tarlalarında çalıştırıldığı kaydedildi.
KÖLELER BATI'YA HİZMET EDİYOR
Asya ülkelerinin modern kölelik sayılarının üst sıralarda olduğuna dikkat çekilen endekste, bu ülkelerdeki ucuz işçilikle Batı Avrupa'ya, aponya'ya, Kuzey Amerika'ya ve Avustralya'ya üretim yapıldığı vurgulandı.
Endekste yer alan Afganistan, Irak, Libya, Somali, Suriye ve Yemen'den ise ülke içerisindeki karışıklıklar nedeniyle sağlıklı veri alınamadığı ayrıca belirtildi.
LÜKSEMBURG’DA SADECE 100 KİŞİ
Küresel Kölelik Endeksi'nde en az köle sayısı ve oranı Lüksemburg'da kaydedildi. Yüzde 0.018 köle oranına sahip Lüksemburg'da toplam köle sayısı ise 100 kişi ile sınırlı kaldı. Modern köle sayısının en az olduğu ülkelerin sosyal ve ekonomik hakların en gelişmiş olduğu Avrupa ülkeleri olması dikkat çekiyor. Lüksemburg'dan sonra en az kölenin bulunduğu ülkeler sırasıyla ABD, Almanya, Fransa, İngiltere, İspanya, Kanada, Avustralya, Belçika, İsveç, Avusturya, İsviçre, Danimarka, Norveç, İrlanda ve Yeni Zelanda olarak sıralandı. Taylan Büyükşahin / Sözcü
Etiketler:
çalışma,
haber,
işçi,
maden işçisi,
Türkiye
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)