Yerel seçimler sonrasında İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı olan Ekrem İmamoğlu'nun hayatı merak ediliyor. Türkiye'de siyasetin yeni yüzlerinden olan Ekrem İmamoğlu dinamik yapısıyla dikkat çekiyor. CHP'li Ekrem İmamoğlu yerel seçimlerde İYİ Parti tarafından da desteklenmişti. İşte İBB yeni başkanı Ekrem İmamoğlu hakkında merak edilenler...
seçim etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
seçim etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
18 Nisan 2019 Perşembe
12 Mart 2019 Salı
CHP’nin il il, ilçe ilçe 2019 yerel seçim adayları belli oldu!
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) belediye başkan adayları belli oldu. 31 Mart yerel seçimlerinde tüm partilerde olduğu gibi CHP'de il ve ilçe adayları belli oldu. CHP'de İstanbul Büyükşehir Belediyesi Başkan adayı Ekrem İmamoğlu, Ankara'da ise Mansur Yavaş oldu. İşte tam liste...
MHP’nin il il, ilçe ilçe 2019 yerel seçim adayları belli oldu!
31 Mart yerel seçimlerinde Cumhur İttifakı adıyla AKP ile bazı bölgelerde seçime birlikte girme kararı alan Devlet Bahçeli liderliğindeki MHP belediye başkan aday belirleme süreci tamamlandı. Milliyetçi Hareket Partisi 2019 yerel seçimine gireceği tüm il ve ilçelerde aday listesini açıkladı. İşte MHP'nin il il, ilçe ilçe 2019 yerel seçim adayları listesi...
İYİ Parti’nin il il, ilçe ilçe 2019 yerel seçim adayları!
İYİ Parti il ve ilçe belediye başkan adayları isim listesi belli oldu. 2019 seçimlerinde İYİ Parti adaylarının kimler olduğunu merak edenler tüm il ve ilçe adaylarının isimlerini haberimizde bulabilirler. CHP ve İYİ Parti 31 Mart yerel seçimlerinde Millet İttifakı adıyla bazı bölgelerde seçime birlikte girme kararı aldı. Partiler adaylarını bu ittifaka göre belirledi. İşte 2019 seçimlerinde İYİ Parti'nin il il, ilçe ilçe belediye başkanı adayları listesi...
25 Şubat 2019 Pazartesi
27 Nisan 2017 Perşembe
YSK, referandumun kesin sonuçlarını açıkladı
YSK Başkanı Sadi Güven, 16 Nisan 2017 referandumunun kesin sonuçlarını açıkladı. Güven, "Evet oyu verenlerin oranı yüzde 51.41, Hayır oyu verenlerin oranı ise yüzde 48.59" dedi.
Yüksek Seçim Kurulu Başkanı Sadi Güven, referandum kesin sonuçlarını açıkladı.
Sadi Güven'in açıklaması şöyle: 16 Nisan pazar günü yapılan anayasa değişikliği halk oylaması sonuçları ile ilgili seçim kurulları tarafından yurt içi seçim çevrelerinden gelen sonuçlara göre düzenlenerek gönderilen birleştirme tutanakları Ankara İl Seçim Kurulu'ndan gelen yurt dışı sandık sonuçları ile gümrük kapılarından gelen sandık sonuçlarına göre düzenlenen birleştirme tutanaklarının kurulumuza ulaştırıldığı ve itiraz süreçlerinin tamamlandığı görülmekle anayasa değişikliği halk oylaması kesin sonuçlarının tespitine karar verilmiştir.
Böylece 16 Nisan'da yapılan anayasa değişikliği halk oylaması sonuçlanmıştır. Yurt dışında 57 ülke 120 temsilcilikte ve yurt içinde halk oylaması gerçekleştirilmiştir. Seçim akşamı oy verme sürecinin bitişinden sonra şu ana kadar sayım döküm işlemleri tamamlanan sandıkların sonuç bilgileri , sayım döküm cetveli, sandık sonuç tutanakları, il ve ilçe birleştirme tutanakları yurt dışı dahil Seçim Bilişim Sistemi SEÇSİS aracılığıyla seçime katılan ve talepte bulunan siyasi partilere eş zamanlı olarak gönderilmiştir. Siyasi partilerin bilişim uzmanları seçim akşamı SEÇSİS veri merkezimize davet edilerek sonuçlarını takip etmeleri sağlanmıştır.
Sonuç tutanakları YSK sayfasında
YSK Başkanı ıslak imzalı sandık sonuçlarının ve tutanakların YSK'nın internet sitesinden görülebileceğini kaydetti.
Sadi Güven: "Halk oylamasında yurtiçinde 167 bin 69 sandıkta, Adalet ve Kalkınma Partisi'nden 166 bin 211, Cumhuriyet Halk Partisi'nden 157 bin 314, Milliyetçi Hareket Partisi'nden 133 bin 67, Halkların Demokratik Partisi'nden 63 bin 890, Saadet Partisi'nden 56 bin 241, Vatan Partisi'nden 6 bin 70 , Büyük Birlik Partisi'nden 7 bin 439 olmak üzere toplamda 591 bin 452 kişi yurt dışında ise 3 bin 210 sandıkta, AKP'den 3 bin 178, CHP'den 3 bin 181, MHP'den 2 bin 912 olmak üzere 9 bin 271 kişi siyasi partili üye olarak bildirilmiştir. Şu andan itibaren bütün vatandaşlarımız kendilerinin oy kullandığı sandıklar dahil olmak üzere tüm yurt içi ve yurt dışı sandık sonuçlarını ve sonuç tutanaklarını ıslak imzalı olarak internet sayfamızdan görebileceklerdir. Sandık sonuç tutanaklarının dayanağı olan sayım döküm cetvelini, sandık sonuç tutanaklarınım birleştirildiği il ve ilçe birleştirme tutanağını da görme imkanı sağlanmıştır" diye konuştu.
Sonuçlar
YSK Başkanı Sadi Güven, 16 Nisan'da yapılan halk oylaması sonucuna göre geçerli oyların yarısından çoğunun 25 milyon 157 bin 463 oyla evet olduğunu belirtti.
Sadi Güven,"16 Nisan'da yapılan halk oylaması sonuçları ile ilgili olarak birleştirme tutanaklarına göre kayıtlı seçmen sayısı 55 milyon 319 bin 222, oy kullanan seçmen sayısı 48 milyon 374 bin 576, geçerli oy sayısı 47 milyon 528 bin 949, geçersiz oy sayısı 845 bin 627, seçime katılma oranı yüzde 87. 45, evet oyu verenlerin sayısı 25 milyon 157 bin 463, evet oyu verenlerin oranı yüzde 51,41, hayır oyu verenlerin sayısı 23 milyon 779 bin 141, hayır oyu verenlerin oranı 48,59 olarak gerçekleşmiştir. Bu sonuçlara göre Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın bazı maddelerinde yapılan değişikliklerin 3376 Sayılı Anayasa Değişikliklerinin Halk Oylamasına Sunulması Hakkındaki Kanun Hükümleri uyarınca 16 Nisan'da yapılan halk oylaması sonucu geçerli oyların yarısından çoğunun 25 milyon 157 bin 463 evet oyu, yüzde 51,41 olarak gerçekleştiği Anayasa Değişikliklerinin Türk milleti adına kabul edilmiş olduğu kurulumuzca ilan edilmiştir "dedi. DHA
Yüksek Seçim Kurulu Başkanı Sadi Güven, referandum kesin sonuçlarını açıkladı.
Sadi Güven'in açıklaması şöyle: 16 Nisan pazar günü yapılan anayasa değişikliği halk oylaması sonuçları ile ilgili seçim kurulları tarafından yurt içi seçim çevrelerinden gelen sonuçlara göre düzenlenerek gönderilen birleştirme tutanakları Ankara İl Seçim Kurulu'ndan gelen yurt dışı sandık sonuçları ile gümrük kapılarından gelen sandık sonuçlarına göre düzenlenen birleştirme tutanaklarının kurulumuza ulaştırıldığı ve itiraz süreçlerinin tamamlandığı görülmekle anayasa değişikliği halk oylaması kesin sonuçlarının tespitine karar verilmiştir.
Böylece 16 Nisan'da yapılan anayasa değişikliği halk oylaması sonuçlanmıştır. Yurt dışında 57 ülke 120 temsilcilikte ve yurt içinde halk oylaması gerçekleştirilmiştir. Seçim akşamı oy verme sürecinin bitişinden sonra şu ana kadar sayım döküm işlemleri tamamlanan sandıkların sonuç bilgileri , sayım döküm cetveli, sandık sonuç tutanakları, il ve ilçe birleştirme tutanakları yurt dışı dahil Seçim Bilişim Sistemi SEÇSİS aracılığıyla seçime katılan ve talepte bulunan siyasi partilere eş zamanlı olarak gönderilmiştir. Siyasi partilerin bilişim uzmanları seçim akşamı SEÇSİS veri merkezimize davet edilerek sonuçlarını takip etmeleri sağlanmıştır.
Sonuç tutanakları YSK sayfasında
YSK Başkanı ıslak imzalı sandık sonuçlarının ve tutanakların YSK'nın internet sitesinden görülebileceğini kaydetti.
Sadi Güven: "Halk oylamasında yurtiçinde 167 bin 69 sandıkta, Adalet ve Kalkınma Partisi'nden 166 bin 211, Cumhuriyet Halk Partisi'nden 157 bin 314, Milliyetçi Hareket Partisi'nden 133 bin 67, Halkların Demokratik Partisi'nden 63 bin 890, Saadet Partisi'nden 56 bin 241, Vatan Partisi'nden 6 bin 70 , Büyük Birlik Partisi'nden 7 bin 439 olmak üzere toplamda 591 bin 452 kişi yurt dışında ise 3 bin 210 sandıkta, AKP'den 3 bin 178, CHP'den 3 bin 181, MHP'den 2 bin 912 olmak üzere 9 bin 271 kişi siyasi partili üye olarak bildirilmiştir. Şu andan itibaren bütün vatandaşlarımız kendilerinin oy kullandığı sandıklar dahil olmak üzere tüm yurt içi ve yurt dışı sandık sonuçlarını ve sonuç tutanaklarını ıslak imzalı olarak internet sayfamızdan görebileceklerdir. Sandık sonuç tutanaklarının dayanağı olan sayım döküm cetvelini, sandık sonuç tutanaklarınım birleştirildiği il ve ilçe birleştirme tutanağını da görme imkanı sağlanmıştır" diye konuştu.
Sonuçlar
YSK Başkanı Sadi Güven, 16 Nisan'da yapılan halk oylaması sonucuna göre geçerli oyların yarısından çoğunun 25 milyon 157 bin 463 oyla evet olduğunu belirtti.
Sadi Güven,"16 Nisan'da yapılan halk oylaması sonuçları ile ilgili olarak birleştirme tutanaklarına göre kayıtlı seçmen sayısı 55 milyon 319 bin 222, oy kullanan seçmen sayısı 48 milyon 374 bin 576, geçerli oy sayısı 47 milyon 528 bin 949, geçersiz oy sayısı 845 bin 627, seçime katılma oranı yüzde 87. 45, evet oyu verenlerin sayısı 25 milyon 157 bin 463, evet oyu verenlerin oranı yüzde 51,41, hayır oyu verenlerin sayısı 23 milyon 779 bin 141, hayır oyu verenlerin oranı 48,59 olarak gerçekleşmiştir. Bu sonuçlara göre Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın bazı maddelerinde yapılan değişikliklerin 3376 Sayılı Anayasa Değişikliklerinin Halk Oylamasına Sunulması Hakkındaki Kanun Hükümleri uyarınca 16 Nisan'da yapılan halk oylaması sonucu geçerli oyların yarısından çoğunun 25 milyon 157 bin 463 evet oyu, yüzde 51,41 olarak gerçekleştiği Anayasa Değişikliklerinin Türk milleti adına kabul edilmiş olduğu kurulumuzca ilan edilmiştir "dedi. DHA
24 Nisan 2017 Pazartesi
Referandum sonrası AGİT ön raporu açıklandı
Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı’na (AGİT) bağlı gözlemciler referandumla ilgili ön raporlarını yayınlarken, rapordan ortaya çıkan ilk bölümde ‘mühürsüz oylar’a dikkat çekildi.
Anayasa değişikliği referandumu için hem kampanya döneminde hem de referandum gecesi incelemelerde bulunan AGİT üyelerinin, hazırladığı ön rapordan bölümler ortaya çıktı.
YSK’nın oy verme işlemi sona erdikten sonra açıkladı ‘mühürsüz oy pusulası ve zarfların dışarıdan getirildiği kanıtlanmadıkça geçerli sayılması’ kararına yönelik eleştirilerin yer aldığı raporda dikkat çeken ifadeler şöyle:
YSK, Yargıtay ve Danıştay hakimleri arasından ve tarafından seçilen, 11 üyeden oluşan daimi bir organdır. Mecliste sandalyesi bulunan dört siyasi parti de YSK’ya oy verme yetkisi olmayan üye atama haklarını kullanmışlardır. YSK tarafından alınan 218 karardan, basılan oy pusulası sayısı hakkında karar da dahil olmak üzere, 180 tanesi yayınlanmamıştır. YSK’nın ve daha alt kademedeki seçim kurullarının toplantıları sadece oy hakkı olmayan siyasi parti üyelerine açık olmuştur, bu da şeffaflığı kısıtlamıştır.
Son genel seçimlerden bu yana sekiz YSK üyesi değişmiş yerlerine yeni atanmış yüksek hakimler içinden ve tarafından yeni üyeler seçmiştir: Beşinin görev süresi dolmuştur ve üçü göz altındadır. Bir dizi olağanüstü hal kanun hükmünde kararnameleri referandum idaresinin tüm kademelerinde geniş çaplı ikamelere (değişikliklere) neden olmuştur: 9 il seçim kurulu başkanı görevden alınmış ve ikisi daha gözaltına alınmıştır, 143 ilçe seçim kurulu başkanı görevden alınmış ve 67’si daha gözaltına alınmıştır. 500’den fazla her düzeydeki seçim kurulu personeli de gözaltına alınmıştır.
* ‘Hayır’ kampanyası destekçileri kampanya yapma özgürlükleri ile ilgili birtakım usulsüz kısıtlamalarla karşı karşıya kalmışlardır. Pek çok ‘Hayır’ kampanyacısı fiziksel saldırılara maruz kalmıştır. Çoğu yasadışı halka açık toplantı düzenleme veya cumhurbaşkanına hakaret iddiaları temelinde, çok sayıda kişi tutuklanmıştır. Bazı ‘Hayır’ kampanyacıları etkinlik düzenlemek için yer kiralamada zorluklarla karşı karşıya kalmış veya yetkililer ya da mekan sahipleri tarafından genellikle son dakikada bildirimle etkinlikleri iptal edilmiştir. HDP’nin kampanya posteri ve Kürtçe bir kampanya şarkısı devletin bütünlüğü ve anadilin Türkçe olması ilkelerini ihlal ettiği gerekçeleriyle yetkiler tarafından yasaklanmıştır. Bu engellemeler AGİT 1990 Kopenhag Belgesi’nin 7.7 sayılı paragrafına aykırıdır.
* Yasal çerçeve kampanyanın ‘Evet’ ve ‘Hayır’ tarafları için eşit erişim sağlamamaktadır; ne seçimlere katılma yeterliliğine sahip siyasi partilerin medyaya eşit erişimlerini güvence altına almakta, ne de tarafsız yayıncılık sağlamaktadır. Yasa kampanya süresince bedelli siyasi reklam olanağı sağlamaktadır ama kampanya masraflarına ilişkin sınırlandırmaların yokluğu, partilerin seçmenlere ulaşmada eşit olmayan fırsatlara sahip olmalarına sebep olmaktadır.
* AGİT/DKİHB SRGH medya izleme bulguları, kampanyanın bütün ulusal medyada görünür olduğunu göstermiştir. İzlenen beş televizyon kanalından, kamu kanalı TRT1 de dahil olmak üzere üçü ‘Evet’ kampanyasını desteklemiştir. ‘Evet’ kampanyası ezici bir çoğunlukla pozitif tonda televizyondaki yayın zamanının %76’sını ve günlük gazetelerdeki yayın alanının %77.5’ini kapsayarak kamu medyasında ve özel medyada belirgin bir şekilde ön plana çıkmıştır.
* Bazı URGH (Uluslararası Referandum Gözlem Heyeti) gözlemcileri oylama ve oyların açılması sırasında gözlem yaparken engellemelerle karşılaşmış ya erişimleri engellenmiş ya da sınırlandırılmıştır ve erişimleri ilgili karar genellikle sandık kurulu üyesi olmayan kişiler tarafından verilmiştir. Bunun dışında, URGH gözlemcileri sandık kurulu üyelerinin prosedürleri uyguladığını kaydetmiştir.
* YSK referandum günü sandık kurulu tarafından uygun bir şekilde mühürlenmeyen oy pusulalarının geçerli ve sandık kurulu tarafından mühürlenmeyen oy pusulalarının geçerli kabul edileceği yönünde iki talimat yayınlamıştır, ikinci talimat bazı Sandık Kurulları tarafından oyların sayımı başladıktan sonra yayınlanmıştır. Bu talimatlar önemli bir güvenlik tedbirini ortadan kaldırmıştır ve bu türdeki oy pusulalarının açık bir şekilde geçersiz kabul edileceğini öngören yasaya aykırıdır. YSK bu talimattan etkilenen oy pusulası sayısı sağlayamamıştır ve partiler tarafından atanan sandık kuruları üyeleri sandık sonuç tutanaklarını imzaladığı için konunun kapandığını belirtmiştir; YSK kararını temyiz olanağı mevcut değildir. HDP 668 tutanakta uyuşmazlıklar tespit ettikleri yönündeki iddialarını kamuoyuyla paylaşmıştır. Saat 23.25’te, YSK ilk sonuçların ‘Evet’ lehine olduğunu duyurmuş fakat herhangi bir sayı bildirmemiştir. (cnntürk.com.tr)
Anayasa değişikliği referandumu için hem kampanya döneminde hem de referandum gecesi incelemelerde bulunan AGİT üyelerinin, hazırladığı ön rapordan bölümler ortaya çıktı.
YSK’nın oy verme işlemi sona erdikten sonra açıkladı ‘mühürsüz oy pusulası ve zarfların dışarıdan getirildiği kanıtlanmadıkça geçerli sayılması’ kararına yönelik eleştirilerin yer aldığı raporda dikkat çeken ifadeler şöyle:
YSK, Yargıtay ve Danıştay hakimleri arasından ve tarafından seçilen, 11 üyeden oluşan daimi bir organdır. Mecliste sandalyesi bulunan dört siyasi parti de YSK’ya oy verme yetkisi olmayan üye atama haklarını kullanmışlardır. YSK tarafından alınan 218 karardan, basılan oy pusulası sayısı hakkında karar da dahil olmak üzere, 180 tanesi yayınlanmamıştır. YSK’nın ve daha alt kademedeki seçim kurullarının toplantıları sadece oy hakkı olmayan siyasi parti üyelerine açık olmuştur, bu da şeffaflığı kısıtlamıştır.
Son genel seçimlerden bu yana sekiz YSK üyesi değişmiş yerlerine yeni atanmış yüksek hakimler içinden ve tarafından yeni üyeler seçmiştir: Beşinin görev süresi dolmuştur ve üçü göz altındadır. Bir dizi olağanüstü hal kanun hükmünde kararnameleri referandum idaresinin tüm kademelerinde geniş çaplı ikamelere (değişikliklere) neden olmuştur: 9 il seçim kurulu başkanı görevden alınmış ve ikisi daha gözaltına alınmıştır, 143 ilçe seçim kurulu başkanı görevden alınmış ve 67’si daha gözaltına alınmıştır. 500’den fazla her düzeydeki seçim kurulu personeli de gözaltına alınmıştır.
* ‘Hayır’ kampanyası destekçileri kampanya yapma özgürlükleri ile ilgili birtakım usulsüz kısıtlamalarla karşı karşıya kalmışlardır. Pek çok ‘Hayır’ kampanyacısı fiziksel saldırılara maruz kalmıştır. Çoğu yasadışı halka açık toplantı düzenleme veya cumhurbaşkanına hakaret iddiaları temelinde, çok sayıda kişi tutuklanmıştır. Bazı ‘Hayır’ kampanyacıları etkinlik düzenlemek için yer kiralamada zorluklarla karşı karşıya kalmış veya yetkililer ya da mekan sahipleri tarafından genellikle son dakikada bildirimle etkinlikleri iptal edilmiştir. HDP’nin kampanya posteri ve Kürtçe bir kampanya şarkısı devletin bütünlüğü ve anadilin Türkçe olması ilkelerini ihlal ettiği gerekçeleriyle yetkiler tarafından yasaklanmıştır. Bu engellemeler AGİT 1990 Kopenhag Belgesi’nin 7.7 sayılı paragrafına aykırıdır.
* Yasal çerçeve kampanyanın ‘Evet’ ve ‘Hayır’ tarafları için eşit erişim sağlamamaktadır; ne seçimlere katılma yeterliliğine sahip siyasi partilerin medyaya eşit erişimlerini güvence altına almakta, ne de tarafsız yayıncılık sağlamaktadır. Yasa kampanya süresince bedelli siyasi reklam olanağı sağlamaktadır ama kampanya masraflarına ilişkin sınırlandırmaların yokluğu, partilerin seçmenlere ulaşmada eşit olmayan fırsatlara sahip olmalarına sebep olmaktadır.
* AGİT/DKİHB SRGH medya izleme bulguları, kampanyanın bütün ulusal medyada görünür olduğunu göstermiştir. İzlenen beş televizyon kanalından, kamu kanalı TRT1 de dahil olmak üzere üçü ‘Evet’ kampanyasını desteklemiştir. ‘Evet’ kampanyası ezici bir çoğunlukla pozitif tonda televizyondaki yayın zamanının %76’sını ve günlük gazetelerdeki yayın alanının %77.5’ini kapsayarak kamu medyasında ve özel medyada belirgin bir şekilde ön plana çıkmıştır.
* Bazı URGH (Uluslararası Referandum Gözlem Heyeti) gözlemcileri oylama ve oyların açılması sırasında gözlem yaparken engellemelerle karşılaşmış ya erişimleri engellenmiş ya da sınırlandırılmıştır ve erişimleri ilgili karar genellikle sandık kurulu üyesi olmayan kişiler tarafından verilmiştir. Bunun dışında, URGH gözlemcileri sandık kurulu üyelerinin prosedürleri uyguladığını kaydetmiştir.
* YSK referandum günü sandık kurulu tarafından uygun bir şekilde mühürlenmeyen oy pusulalarının geçerli ve sandık kurulu tarafından mühürlenmeyen oy pusulalarının geçerli kabul edileceği yönünde iki talimat yayınlamıştır, ikinci talimat bazı Sandık Kurulları tarafından oyların sayımı başladıktan sonra yayınlanmıştır. Bu talimatlar önemli bir güvenlik tedbirini ortadan kaldırmıştır ve bu türdeki oy pusulalarının açık bir şekilde geçersiz kabul edileceğini öngören yasaya aykırıdır. YSK bu talimattan etkilenen oy pusulası sayısı sağlayamamıştır ve partiler tarafından atanan sandık kuruları üyeleri sandık sonuç tutanaklarını imzaladığı için konunun kapandığını belirtmiştir; YSK kararını temyiz olanağı mevcut değildir. HDP 668 tutanakta uyuşmazlıklar tespit ettikleri yönündeki iddialarını kamuoyuyla paylaşmıştır. Saat 23.25’te, YSK ilk sonuçların ‘Evet’ lehine olduğunu duyurmuş fakat herhangi bir sayı bildirmemiştir. (cnntürk.com.tr)
20 Nisan 2017 Perşembe
İstanbul Barosu'ndan YSK Başkanı hakkında suç duyurusu
İstanbul Barosu, Yüksek Seçim Kurulu Başkanı Sadi Güven ve üyeleri hakkında, "Seçimin neticesini tağyir etme" ve "Görevi kötüye kullanma" suçlarından savcılığa şikayette bulundu. HDP de bugün aynı nedenlerle YSK Başkanı ve üyeleri hakkında suç duyurusunda bulunmuştu.
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'na gönderilmek üzere İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'na sunulan dilekçede, Seçim Kanunu'nun 98. maddesinde mühürsüz zarflar ve pusulalarıyla ilgili olarak, açıkça geçersiz sayılır hükmünün bulunduğu belirtildi.
Dilekçede, "YSK Başkanı Sadi Güven ve üyeleri, kanuna uygun hazırlanmış genelgeye aykırı olarak söz konusu kararı önce sözlü açıklayıp, sonra henüz il ve ilçe seçim kurullarına bu konuda yapılan itirazlar karara bağlanmadan yetkisi dışında bir müdahalede bulunarak seçim suçu işlemişlerdir. YSK, önce sözlü kamuoyu açıklamasıyla sonra yazılı kararla zincirleme şeklinde, seçim sonucunun tağyirine (değiştirmek) kasten sebebiyet verme girişiminde bulunmuştur" denildi. DHA
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'na gönderilmek üzere İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'na sunulan dilekçede, Seçim Kanunu'nun 98. maddesinde mühürsüz zarflar ve pusulalarıyla ilgili olarak, açıkça geçersiz sayılır hükmünün bulunduğu belirtildi.
Dilekçede, "YSK Başkanı Sadi Güven ve üyeleri, kanuna uygun hazırlanmış genelgeye aykırı olarak söz konusu kararı önce sözlü açıklayıp, sonra henüz il ve ilçe seçim kurullarına bu konuda yapılan itirazlar karara bağlanmadan yetkisi dışında bir müdahalede bulunarak seçim suçu işlemişlerdir. YSK, önce sözlü kamuoyu açıklamasıyla sonra yazılı kararla zincirleme şeklinde, seçim sonucunun tağyirine (değiştirmek) kasten sebebiyet verme girişiminde bulunmuştur" denildi. DHA
19 Nisan 2017 Çarşamba
Feyzioğlu: Referandum yenilenebilir
Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu, "YSK muhalefetin mühürsüz oy şikâyetini reddederse, Anayasa Mahkemesi veya AİHM’e gidilir. AİHM, referandumu yenilettirebilir" dedi.
Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu, 16 Nisan referandumundaki mühürsüz oy tartışmasına ilişkin değerlendirmesinde, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin (AİHM) referandumun yenilenmesine yol açacak bir karar alabileceğini söyledi.
“SONUCUN ŞÜPHE İÇERMEMESİ GEREKİR”
Feyzioğlu, YSK'nın muhalefetten gelen şikâyetleri reddetmesi halinde meselenin Anayasa Mahkemesi veya AİHM'e taşınabileceğini söyledi. Feyzioğlu, AİHM'in oylamada ihlal tespit eden bir karar alması halimde referandumun yenilenmesi gerekeceğine dikkat çekti. Feyzioğlu, “Eğer sistemde böylesine büyük bir değişiklik yapıyorsanız, sonucun şüphe içermemesi gerekir” dedi.
‘GÜVENLİK YOKSA, DEMOKRASİ DE YOK DEMEKTİR'
Feyzioğlu, referandumda kaç kişinin mühürsüz oy kullandığını ve bu durumun sonuca etki edip etmediğini belirlemenin imkânsız olduğunu da söyledi. Türkiye Barolar Birliği Başkanı, “Bir ülkeyi demokrasi yapan şey, sandıkların güvenliğidir. Hiçbir şeyden şüphe duyulmamalı. Fakat sandıklarınızın güvenli olmaması, rejimin demokrasi olmadığı anlamına gelir” diye konuştu.
‘TEK GÜVENCE MÜHÜR'
Feyzioğlu, YSK kararının manipülasyon şüphesine yol açtığını belirtip, “Bir oyun dışarıdan getirilmediğinin tek kanıtı, oy verme noktasında zamanında mühürlenmesidir. Bundan başka kanıt yoktur. Eğer hayal gücünüzü kullanırsanız, istediğiniz kadar usulsüzlük senaryosu yazabilirsiniz” ifadelerini kullandı.
‘SONRADAN MÜHÜRLEMEK SUÇ'
Barolar Birliği Başkanı, birçok sandıktan çıkan mühürsüz bazı zarfların sonradan mühürlenmesinin de suç olduğunu söyledi. Feyzioğlu, “Bunun iyi niyetten yapıldığını düşünüyorum. Fakat aslında bu bir suç, bunu yapamazsınız. Geçersiz sayılması gereken oyları mühürleyemezsiniz” dedi.
‘SAYIYI ARTIK BİLEMEYİZ'
Barolar Birliği'nin referandum gününde mühürsüz oylar konusunda binlerce telefon aldığını söyleyen Feyzioğlu, mühürsüz oy sayısını hesaplamak için artık çok geç olduğunu da ekledi. Feyzioğlu, “Sayıyı bilemeyiz… Sayıyı bilmenin tek bir yolu vardı, o da mühürsüz oyları saymaktı” diye konuştu. Sözcü
Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu, 16 Nisan referandumundaki mühürsüz oy tartışmasına ilişkin değerlendirmesinde, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin (AİHM) referandumun yenilenmesine yol açacak bir karar alabileceğini söyledi.
“SONUCUN ŞÜPHE İÇERMEMESİ GEREKİR”
Feyzioğlu, YSK'nın muhalefetten gelen şikâyetleri reddetmesi halinde meselenin Anayasa Mahkemesi veya AİHM'e taşınabileceğini söyledi. Feyzioğlu, AİHM'in oylamada ihlal tespit eden bir karar alması halimde referandumun yenilenmesi gerekeceğine dikkat çekti. Feyzioğlu, “Eğer sistemde böylesine büyük bir değişiklik yapıyorsanız, sonucun şüphe içermemesi gerekir” dedi.
‘GÜVENLİK YOKSA, DEMOKRASİ DE YOK DEMEKTİR'
Feyzioğlu, referandumda kaç kişinin mühürsüz oy kullandığını ve bu durumun sonuca etki edip etmediğini belirlemenin imkânsız olduğunu da söyledi. Türkiye Barolar Birliği Başkanı, “Bir ülkeyi demokrasi yapan şey, sandıkların güvenliğidir. Hiçbir şeyden şüphe duyulmamalı. Fakat sandıklarınızın güvenli olmaması, rejimin demokrasi olmadığı anlamına gelir” diye konuştu.
‘TEK GÜVENCE MÜHÜR'
Feyzioğlu, YSK kararının manipülasyon şüphesine yol açtığını belirtip, “Bir oyun dışarıdan getirilmediğinin tek kanıtı, oy verme noktasında zamanında mühürlenmesidir. Bundan başka kanıt yoktur. Eğer hayal gücünüzü kullanırsanız, istediğiniz kadar usulsüzlük senaryosu yazabilirsiniz” ifadelerini kullandı.
‘SONRADAN MÜHÜRLEMEK SUÇ'
Barolar Birliği Başkanı, birçok sandıktan çıkan mühürsüz bazı zarfların sonradan mühürlenmesinin de suç olduğunu söyledi. Feyzioğlu, “Bunun iyi niyetten yapıldığını düşünüyorum. Fakat aslında bu bir suç, bunu yapamazsınız. Geçersiz sayılması gereken oyları mühürleyemezsiniz” dedi.
‘SAYIYI ARTIK BİLEMEYİZ'
Barolar Birliği'nin referandum gününde mühürsüz oylar konusunda binlerce telefon aldığını söyleyen Feyzioğlu, mühürsüz oy sayısını hesaplamak için artık çok geç olduğunu da ekledi. Feyzioğlu, “Sayıyı bilemeyiz… Sayıyı bilmenin tek bir yolu vardı, o da mühürsüz oyları saymaktı” diye konuştu. Sözcü
Etiketler:
anayasa,
haber,
Metin Feyzioğlu,
referandum,
seçim
18 Nisan 2017 Salı
Kılıçdaroğlu: Bu seçimi tanımıyoruz
Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu resmi Twitter hesabından yaptığı açıklamada,"Tarihin "mühürsüz seçim" olarak yazacağı bu seçimi tanımıyoruz, tanımayacağız! Halkın iradesine saygı duyulmalı ve seçim tekrarlanmalıdır!" ifadelerini kullandı.
CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada şu ifadeler yer aldı: “OHAL koşullarında, baskılara rağmen milletimiz sandıklara gidip, ülkesinin geleceğine sahip çıkmıştır. Bunun için herkese teşekkür ediyorum. 16 Nisan’da hükümet ve YSK iş birliğinde milli iradeye darbe yapılmıştır! Her oyun peşine düşecek, tüm usulsüzlüklerin hesabını soracağız! YSK’nın mühürsüz oyları geçerli sayması, sandıktan “HAYIR” çıktığının açık kanıtıdır! Adalet yerini bulana kadar durmayacağız! Tarihin “mühürsüz seçim” olarak yazacağı bu seçimi tanımıyoruz, tanımayacağız! Halkın iradesine saygı duyulmalı ve seçim tekrarlanmalıdır! ” DHA
CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada şu ifadeler yer aldı: “OHAL koşullarında, baskılara rağmen milletimiz sandıklara gidip, ülkesinin geleceğine sahip çıkmıştır. Bunun için herkese teşekkür ediyorum. 16 Nisan’da hükümet ve YSK iş birliğinde milli iradeye darbe yapılmıştır! Her oyun peşine düşecek, tüm usulsüzlüklerin hesabını soracağız! YSK’nın mühürsüz oyları geçerli sayması, sandıktan “HAYIR” çıktığının açık kanıtıdır! Adalet yerini bulana kadar durmayacağız! Tarihin “mühürsüz seçim” olarak yazacağı bu seçimi tanımıyoruz, tanımayacağız! Halkın iradesine saygı duyulmalı ve seçim tekrarlanmalıdır! ” DHA
Etiketler:
anayasa,
chp,
kemal kılıçdaroğlu,
referandum,
seçim
YSK önünde izdiham
Dilekçesini kapan Yüksek Seçim Kuruluna (YSK) koştu. Başkent Ankara'daki YSK'nin önünde uzun kuyruk oluştu. Çevik kuvvet önlem aldı.
AK Parti Yüksek Seçim Kurulu Temsilcisi Recep Özel'in yaptığı başvuru sonucu referandumda kullanılan mühürsüz zarf ve oyların geçerli sayılması sonrasında tepkiler artarak sürüyor. Yüzlerce vatandaş itiraz dilekçelerini verebilmek için YSK önünde uzun kuyruklar oluşturarak izdiham yarattı.
Çok sayıda vatandaşın YSK önüne gelmesi üzerine çevik kuvvet bina çevresinde yoğun güvenlik önlemi aldı. Dilekçe vermek için bekleyen vatandaşlar ile polis arasında zaman zaman gergin anlar yaşandı. Polis, vatandaşların beşerli gruplar halinde dilekçelerini vermek üzere güvenlik kordonundan geçmesine izin verdi. Yaşanan izdihamdan dolayı YSK görevlileri dilekçeleri, kurum bahçesinde kurulan masada kabul etti.
İPTAL EDİLSİN
Vatandaşlar, hazırlanan matbu dilekçelerinde, YSK’nın, “Sandık Kurulu mührü taşımayan oy pusulası ve zarfların dışarıdan getirilerek kullanıldığı kanıtlanmadıkça geçerli sayılmasına karar verilmiştir” duyurusunun, Seçimlerin Temel Hükümleri ve Seçmen Kütükleri Hakkındaki Kanunu’na aykırı olduğu anımsatıldı. Dilekçede, “Hiçbir yasal dayanağı olmamakla hukuken yok hükmündeki bu duyuru esas alınarak yapılan tüm oy sayım ve döküm işlemleri geçersiz olup iptali gerekir” denildi.
VATAN PARTİSİ DE BAŞVURDU
Vatan Partisi Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Cengiz, halk oylamasının iptal edilmesi istemiyle YSK’ya başvurdu.
MİMARLAR, MÜHENDİSLER, DOKTORLAR KUYRUKTA ONLAR DA VAR
YSK'ye itiraz kuyruğunda bekleyenler arasında Mimarlar Odası Ankara Şubesi, Bilgisayar Mühendisleri Odası, Çevre Mühendisleri Odası, Peyzaj Mimarları Odası, Ankara Tabip Odası, Pir Sultan Abdal 2 Temmuz Kültür ve Eğitim Vakfı, Halkevleri, Ankara Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler Odası, Çankaya Kent Konseyi, Kavaklıderem Derneği, Çiğdemim Derneği, Yargıçlar Sendikası, Birleşik Kamu İş Konfederasyonu, sanatçılar, siyasi parti ile sivil toplum kuruluşu temsilcileri de bulunuyor.
Mimarlar Odası Ankara Şubesi Başkanı Tezcan Karakuş Candan, YSK önünde yaptığı açıklamada itirazlarını şöyle sıraladı:
“Şaibeli seçim sonuçlarını kabul etmiyoruz. Yüksek Seçim Kurulunun mühürsüz zarf ve oy pusulalarını geçerli sayma kararı yasalara ve hukuka aykırıdır. YSK, AKP yetkilisinin başvurusu üzerine henüz oylama sonuçlanmadan ve bir itiraza konu edilmeden ‘TERCİH’ yerine kullanılan ‘EVET’ mühürlerinin kullanılmasını, ayrıca mühürsüz zarf ve oy pusulalarının da geçersiz sayılmayacağını açıklamıştır. Bilinmelidir ki seçimlerin yargıç denetiminde yapılmasından amaçlanan şey seçimlerin şaibeden arındırılması, dürüstlük kurallarına, Anayasa ve yasalara uygun, güvenli bir biçimde yapılmasını sağlamaktır. Yüksek Seçim Kurulunun Sandık Kurulu mührü taşımayan zarf ve oy pusulalarını geçerli sayması kararı tam kanunsuzluktur. Gelinen durum seçimlerin güven ve dürüstlük kuralları içinde yapılmasını denetlemekle görevli Yüksek Seçim Kurulunun Anayasa değişikliği halkoylamasını verdiği tam kanunsuzluk hükmündeki kararla şaibeli hale getirmesi halidir." Hürriyet
AK Parti Yüksek Seçim Kurulu Temsilcisi Recep Özel'in yaptığı başvuru sonucu referandumda kullanılan mühürsüz zarf ve oyların geçerli sayılması sonrasında tepkiler artarak sürüyor. Yüzlerce vatandaş itiraz dilekçelerini verebilmek için YSK önünde uzun kuyruklar oluşturarak izdiham yarattı.
Çok sayıda vatandaşın YSK önüne gelmesi üzerine çevik kuvvet bina çevresinde yoğun güvenlik önlemi aldı. Dilekçe vermek için bekleyen vatandaşlar ile polis arasında zaman zaman gergin anlar yaşandı. Polis, vatandaşların beşerli gruplar halinde dilekçelerini vermek üzere güvenlik kordonundan geçmesine izin verdi. Yaşanan izdihamdan dolayı YSK görevlileri dilekçeleri, kurum bahçesinde kurulan masada kabul etti.
İPTAL EDİLSİN
Vatandaşlar, hazırlanan matbu dilekçelerinde, YSK’nın, “Sandık Kurulu mührü taşımayan oy pusulası ve zarfların dışarıdan getirilerek kullanıldığı kanıtlanmadıkça geçerli sayılmasına karar verilmiştir” duyurusunun, Seçimlerin Temel Hükümleri ve Seçmen Kütükleri Hakkındaki Kanunu’na aykırı olduğu anımsatıldı. Dilekçede, “Hiçbir yasal dayanağı olmamakla hukuken yok hükmündeki bu duyuru esas alınarak yapılan tüm oy sayım ve döküm işlemleri geçersiz olup iptali gerekir” denildi.
VATAN PARTİSİ DE BAŞVURDU
Vatan Partisi Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Cengiz, halk oylamasının iptal edilmesi istemiyle YSK’ya başvurdu.
MİMARLAR, MÜHENDİSLER, DOKTORLAR KUYRUKTA ONLAR DA VAR
YSK'ye itiraz kuyruğunda bekleyenler arasında Mimarlar Odası Ankara Şubesi, Bilgisayar Mühendisleri Odası, Çevre Mühendisleri Odası, Peyzaj Mimarları Odası, Ankara Tabip Odası, Pir Sultan Abdal 2 Temmuz Kültür ve Eğitim Vakfı, Halkevleri, Ankara Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler Odası, Çankaya Kent Konseyi, Kavaklıderem Derneği, Çiğdemim Derneği, Yargıçlar Sendikası, Birleşik Kamu İş Konfederasyonu, sanatçılar, siyasi parti ile sivil toplum kuruluşu temsilcileri de bulunuyor.
Mimarlar Odası Ankara Şubesi Başkanı Tezcan Karakuş Candan, YSK önünde yaptığı açıklamada itirazlarını şöyle sıraladı:
“Şaibeli seçim sonuçlarını kabul etmiyoruz. Yüksek Seçim Kurulunun mühürsüz zarf ve oy pusulalarını geçerli sayma kararı yasalara ve hukuka aykırıdır. YSK, AKP yetkilisinin başvurusu üzerine henüz oylama sonuçlanmadan ve bir itiraza konu edilmeden ‘TERCİH’ yerine kullanılan ‘EVET’ mühürlerinin kullanılmasını, ayrıca mühürsüz zarf ve oy pusulalarının da geçersiz sayılmayacağını açıklamıştır. Bilinmelidir ki seçimlerin yargıç denetiminde yapılmasından amaçlanan şey seçimlerin şaibeden arındırılması, dürüstlük kurallarına, Anayasa ve yasalara uygun, güvenli bir biçimde yapılmasını sağlamaktır. Yüksek Seçim Kurulunun Sandık Kurulu mührü taşımayan zarf ve oy pusulalarını geçerli sayması kararı tam kanunsuzluktur. Gelinen durum seçimlerin güven ve dürüstlük kuralları içinde yapılmasını denetlemekle görevli Yüksek Seçim Kurulunun Anayasa değişikliği halkoylamasını verdiği tam kanunsuzluk hükmündeki kararla şaibeli hale getirmesi halidir." Hürriyet
Avrupa referanduma soruşturma istedi
Avrupa, referandumda mühürsüz zarflarla verilen oyları gündemine taşıdı. Avrupa Komisyonu, Türkiye'ye 'şeffaf soruşturma' çağrısı yaptı.
Avrupa Komisyonu Türkiye'deki referandum sonuçlarına ilişkin ortaya atılan iddiaların ardından yetkililere ‘seçim usulsüzlükleri hakkında şeffaf soruşturma’ çağrısı yaptı.
Reuters'ın haberine göre; Komisyon sözcüsü Margaritis Schinas, “Türk yetkilileri bundan sonraki adımlarını çok dikkatli değerlendirmeye çağırıyoruz. Referandum sonrasında geniş kapsamlı ulusal konsensüsün sağlanması çok önemli" dedi.
Şeffaf soruşturma çağrısı
Günlük basın toplantısında konuşan sözcü, AGİT raporuna ve mühürsüz zarflarla verilen oyların geçerli sayılması kararına dikkat çekerek, “Aynı zamanda yetkilileri bu usulsüzlük iddiaları hakkında şeffaf bir soruşturma başlatmaya çağırıyoruz” ifadelerini kullandı. (Reuters)
Avrupa Komisyonu Türkiye'deki referandum sonuçlarına ilişkin ortaya atılan iddiaların ardından yetkililere ‘seçim usulsüzlükleri hakkında şeffaf soruşturma’ çağrısı yaptı.
Reuters'ın haberine göre; Komisyon sözcüsü Margaritis Schinas, “Türk yetkilileri bundan sonraki adımlarını çok dikkatli değerlendirmeye çağırıyoruz. Referandum sonrasında geniş kapsamlı ulusal konsensüsün sağlanması çok önemli" dedi.
Şeffaf soruşturma çağrısı
Günlük basın toplantısında konuşan sözcü, AGİT raporuna ve mühürsüz zarflarla verilen oyların geçerli sayılması kararına dikkat çekerek, “Aynı zamanda yetkilileri bu usulsüzlük iddiaları hakkında şeffaf bir soruşturma başlatmaya çağırıyoruz” ifadelerini kullandı. (Reuters)
CHP, referandumun iptali için başvuru yaptı
CHP Genel Başkan Yardımcısı Erdal Aksünger, YSK Başkanı Sadi Güven ile görüştü. Çıkışta gazetecilere açıklama yapan Aksünger, 'Biz sadece hayırın hakkını değil, toplumun hakkını arıyoruz' dedi. CHP Genel Başkan Yardımcısı Bülent Tezcan da öğlen saatlerinde referandumun iptal edilmesi için YSK'ya başvurdu. Tezcan, "Baskı ve tehditle alınamayan sonuç YSK devreye sokularak alınmaya çalışılmıştır. Bu seçim meşrutiyeti olmayan bir mühürsüz seçimdir" dedi.
CHP Genel Başkan Yardımcısı Erdal Aksünger, YSK'ya geldi.
Çıkışta gazetecilere açıklama yapan Aksünger şunları söyledi: İtirazlarımızı yapıyoruz. Öğleden sonra dilekçelerimiz ulaşacak. Bugün aslında bizim nelere itiraz ettiğimizi konuştuk. YSK mutlaka toplanıp karar verecek. Bizim birinci amacımız bize göre burada şaibe şüpheleri yüksek olan konular var. Bunlar tamamen içerik yönünden. Ama bizim en önemsediğimiz günü seçim günü yapılan kanunsuzluklar. Doğu ve Güneydoğu'da yaşanmış bir sürü sıkıntı var. Bu sıkıntıları belgelemiş durumdayız. Toplum bu meşru mu bunu merak ediyor, biz toplumun hakkını aramak için geldik sadece hayırın hakkını aramak için gelmedik. 240 hayır oyu Çankaya'da çıktı ama mühürsüzdü, onların da iptalini istedik.
Referandumun iptalini istedi
CHP Genel Başkan Yardımcısı Bülent Tezcan, referandum iptal edilmesi için YSK'ya başvurdu. Tezcan, "Baskı ve tehditle alınamayan sonuç YSK devreye sokularak alınmaya çalışılmıştır. Bu seçim meşruiyeti olmayan bir mühürsüz seçimdir" dedi.
Kampanya sürecinin OHAL şartları altında yapıldığını dile getiren CHP Genel Başkan Yardımcısı Tezcan, "'Hayır' propagandasının yasak, 'Evet' propagandasının serbest olduğu bir ortamda yapıldı. 'Evet' kampanyası devlet, 'Hayır' kampanyası millet haline dönüştü. Millet kampanyası aslında devlet kampanyasına galip geldi. Ancak kampanya dönemi boyunca uygulanan hukuksuzluklar kampanyadan sonra oy kullanma günü ve sayımında devam etti. Devlet kampanyası yürütenler baskı ve tehditler ile alamadıkları sonucu en son oy kullanma, sayım döküm sırasında YSK'yı devreye sokarak almaya gitmiştir. Bu seçim tarihimize bir yeni seçim türünü eklemiştir. O da mühürsüz olarak anılacaktı.
Bu seçim meşrutiyeti olmayan mühürsüz seçime dönüşmüştür. Sonuçlar gayri meşrudur. İşte bu sebeple sonuçlar kesinleşmeden bütün hukuk yollarını kullanmak üzere YSK'ya itiraz dilekçesi verdik. Halk oylamasının iptalini istiyoruz. Halk oylamasının meşrutiyeti, tek şey bu oylamanın iptalidir" diye konuştu. Hürriyet
CHP Genel Başkan Yardımcısı Erdal Aksünger, YSK'ya geldi.
Çıkışta gazetecilere açıklama yapan Aksünger şunları söyledi: İtirazlarımızı yapıyoruz. Öğleden sonra dilekçelerimiz ulaşacak. Bugün aslında bizim nelere itiraz ettiğimizi konuştuk. YSK mutlaka toplanıp karar verecek. Bizim birinci amacımız bize göre burada şaibe şüpheleri yüksek olan konular var. Bunlar tamamen içerik yönünden. Ama bizim en önemsediğimiz günü seçim günü yapılan kanunsuzluklar. Doğu ve Güneydoğu'da yaşanmış bir sürü sıkıntı var. Bu sıkıntıları belgelemiş durumdayız. Toplum bu meşru mu bunu merak ediyor, biz toplumun hakkını aramak için geldik sadece hayırın hakkını aramak için gelmedik. 240 hayır oyu Çankaya'da çıktı ama mühürsüzdü, onların da iptalini istedik.
Referandumun iptalini istedi
CHP Genel Başkan Yardımcısı Bülent Tezcan, referandum iptal edilmesi için YSK'ya başvurdu. Tezcan, "Baskı ve tehditle alınamayan sonuç YSK devreye sokularak alınmaya çalışılmıştır. Bu seçim meşruiyeti olmayan bir mühürsüz seçimdir" dedi.
Kampanya sürecinin OHAL şartları altında yapıldığını dile getiren CHP Genel Başkan Yardımcısı Tezcan, "'Hayır' propagandasının yasak, 'Evet' propagandasının serbest olduğu bir ortamda yapıldı. 'Evet' kampanyası devlet, 'Hayır' kampanyası millet haline dönüştü. Millet kampanyası aslında devlet kampanyasına galip geldi. Ancak kampanya dönemi boyunca uygulanan hukuksuzluklar kampanyadan sonra oy kullanma günü ve sayımında devam etti. Devlet kampanyası yürütenler baskı ve tehditler ile alamadıkları sonucu en son oy kullanma, sayım döküm sırasında YSK'yı devreye sokarak almaya gitmiştir. Bu seçim tarihimize bir yeni seçim türünü eklemiştir. O da mühürsüz olarak anılacaktı.
Bu seçim meşrutiyeti olmayan mühürsüz seçime dönüşmüştür. Sonuçlar gayri meşrudur. İşte bu sebeple sonuçlar kesinleşmeden bütün hukuk yollarını kullanmak üzere YSK'ya itiraz dilekçesi verdik. Halk oylamasının iptalini istiyoruz. Halk oylamasının meşrutiyeti, tek şey bu oylamanın iptalidir" diye konuştu. Hürriyet
Etiketler:
anayasa,
chp,
haber,
referandum,
seçim
17 Nisan 2017 Pazartesi
YSK Başkanından 'Mühürsüz zarf' tartışmasında ilk açıklama
Yüksek Seçim Kurulu (YSK) Başkanı Sadi Güven, referandumda oyların tasnifi sürerken aldıkları mühürsüz oy pusulaları ve zarfların geçerli sayılmasına ilişkin tartışma yaratan kararlarını savundu. Güven, oy pusula ve zarflarını kanun gereği mühürlemek zorunda olan sandık kurullarının ihmali nedeniyle şekli bir hata yüzünden seçmenlerin anayasal haklarını engellememek için oyları geçerli saydıklarını söyledi.
AK PARTİ İTİRAZ ETTİ
Tartışmalı karar, AK Parti’li Recep Özel’in, oy sayımı başladıktan sonra ülke genelinde gelen şikâyetler üzerine üzerinde mühür olmayan zarf ve pusulaların geçerli sayılması için YSK’ya başvurusu üzerine alındı. CHP’nin YSK temsilcisi Mehmet Hadimi Yakupoğlu, bu talebe karşı çıktı. Ancak yapılan tartışmalar sonrasında YSK, 11 üyenin oybirliğiyle AK Parti’nin talebini kabul etti. Kararın tepki görmesi ve YSK önüne gelen bir grubunun protestosunun yanı sıra CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun sert tepkisinin ardından gece YSK Başkanı Güven kameraların karşısına geçti.
Güven, sandıklar açıldıktan ancak sonuçlar intikal etmeden önce sandık kurulu mühürüyle oy pusulası ve zarfların mühürlenmediği yönünde Kurul’a yoğun şikayet geldiğini belirtti. Güven, YSK’nın oybirliği ile sandık kurulu mühürü taşımayan fakat dışarıdan getirilerek kullanıldığı kanıtlanmadıkça bu oy pusulası ve zarfların geçerli sayılmasına karar verdiğini anlattı. Güven, tercih mühürü yerine evet mühürü dağıtıldığı, arka yüzü yerine ön yüzüne basıldığı şeklindeki şikayetleri de seçmenin iradesini etkileyecek şekilde görmeyerek geçerli saydıklarını da belirtti. Güven, şunları söyledi:
SANDIK KURUL HATASI
“Seçim sabahı ilk kez oy torbaları sandık kurullarına dağıtıldı. Yedi kişilik sandık kurullarının en az 5 tane siyasi parti temsilcileri oy pusulaları ve oy zarflarının arkalarını mühürlemek zorundadır. Ancak sandık sonuçları girilmeden sandık kurullarının ihmali, seçmenden kaynaklanan bir kusur olmaması nedeniyle geçerli olduğuna karar verdik. Bu seçimde 166 bin 679 AK Partili, 166 bin 211 CHP’li, 157 bin MHP’li sandık kurulu üyesi olmak üzere toplam 314 bin 63 bin sandık kurulu üyesi görev yapmıştır. Sandıkların tamamı AK Parti ve CHP’lilerin de bulunduğu üyelerce sayılmış ve ıslak imzalı tutanağa bağlamıştır. Biz kural değiştirmedik. Onların yapmış oldukları hata nedeniyle seçmenimizin anayasal oy verme hakkını engellememek için YSK bu kararı almıştır. YSK kararı ilk kez almamıştır..
6 DAKİKA KESİNTİ
Bir ara 6 dakikalık süre dışında tüm veriler YSK’ca siyasi partilere verilmiştir ve anlık olarak YSK’ya geldiği anda aktarılmıştır.“
AK PARTİ İTİRAZ ETTİ
Tartışmalı karar, AK Parti’li Recep Özel’in, oy sayımı başladıktan sonra ülke genelinde gelen şikâyetler üzerine üzerinde mühür olmayan zarf ve pusulaların geçerli sayılması için YSK’ya başvurusu üzerine alındı. CHP’nin YSK temsilcisi Mehmet Hadimi Yakupoğlu, bu talebe karşı çıktı. Ancak yapılan tartışmalar sonrasında YSK, 11 üyenin oybirliğiyle AK Parti’nin talebini kabul etti. Kararın tepki görmesi ve YSK önüne gelen bir grubunun protestosunun yanı sıra CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun sert tepkisinin ardından gece YSK Başkanı Güven kameraların karşısına geçti.
Güven, sandıklar açıldıktan ancak sonuçlar intikal etmeden önce sandık kurulu mühürüyle oy pusulası ve zarfların mühürlenmediği yönünde Kurul’a yoğun şikayet geldiğini belirtti. Güven, YSK’nın oybirliği ile sandık kurulu mühürü taşımayan fakat dışarıdan getirilerek kullanıldığı kanıtlanmadıkça bu oy pusulası ve zarfların geçerli sayılmasına karar verdiğini anlattı. Güven, tercih mühürü yerine evet mühürü dağıtıldığı, arka yüzü yerine ön yüzüne basıldığı şeklindeki şikayetleri de seçmenin iradesini etkileyecek şekilde görmeyerek geçerli saydıklarını da belirtti. Güven, şunları söyledi:
SANDIK KURUL HATASI
“Seçim sabahı ilk kez oy torbaları sandık kurullarına dağıtıldı. Yedi kişilik sandık kurullarının en az 5 tane siyasi parti temsilcileri oy pusulaları ve oy zarflarının arkalarını mühürlemek zorundadır. Ancak sandık sonuçları girilmeden sandık kurullarının ihmali, seçmenden kaynaklanan bir kusur olmaması nedeniyle geçerli olduğuna karar verdik. Bu seçimde 166 bin 679 AK Partili, 166 bin 211 CHP’li, 157 bin MHP’li sandık kurulu üyesi olmak üzere toplam 314 bin 63 bin sandık kurulu üyesi görev yapmıştır. Sandıkların tamamı AK Parti ve CHP’lilerin de bulunduğu üyelerce sayılmış ve ıslak imzalı tutanağa bağlamıştır. Biz kural değiştirmedik. Onların yapmış oldukları hata nedeniyle seçmenimizin anayasal oy verme hakkını engellememek için YSK bu kararı almıştır. YSK kararı ilk kez almamıştır..
6 DAKİKA KESİNTİ
Bir ara 6 dakikalık süre dışında tüm veriler YSK’ca siyasi partilere verilmiştir ve anlık olarak YSK’ya geldiği anda aktarılmıştır.“
9 Nisan 2017 Pazar
Sinan Oğan'a silahlı saldırı girişimi iddiası
MHP'den ihraç Sinan Oğan, Samsun'un Bafra ilçesinde esnafı ziyareti sırasında, kalabalık arasında belinde tabanca olduğu ileri sürülen bir kişiyi korumaları yakalamak istedi. Bu kişinin korumalar yakalayamadan kaçtığı ihbarı üzerine polis araştırma başlattı.
Sinan Oğan, anayasa değişikliği referandum çalışmaları kapsamında Bafra'ya geldi. Oğan, saat 16.30 sıralarında Belediye Caddesi üzerindeki esnafı ziyaret etmeye başladı. Bu sırada Oğan'ın korumaları, kalabalık arasında bir kişinin belinde tabanca olduğunu fark etti. Korumaların kendisini gördüğünü anlayan kimliği belirlenemeyen kişi, koşarak kaçtı.
Korumalar şüpheliyi kovaladı ancak yakalayamadı. İhbar üzerine harekete geçen polisler, şüphelinin yakalanması için ilçede geniş çaplı soruşturma başlattı.
Oğan, olay sonrasında düzenlenen programa katılmak üzere Bafra Belediyesi Kültür Merkezi'ne gitti. Burada konuşma yapan Oğan, "Suikast hazırlarken kaçtılar. Türkiye'yi bir Evet- Hayır oylaması ile getirdikleri nokta budur" dedi. Referandum kampanyasının çok gergin ortamda geçtiğini kaydeden Oğan, şunları söyledi:
"Burada anayasayı oylayacağız ama siyasetçilerin o sorumsuz açıklamaları bize yönelik saldırıları durdurmamaları maalesef bir karanlık emellere böyle fırsat sunmuştur. Buradan Başbakan Binali Yıldırım'a sesleniyorum sana daha öncede mektup yazdım sen sadece 'evet' diyenlerin mi başbakanısın? Bizim can güvenliğimizi koruyamayacaksan in o koltuktan. Bunlar bizi yıldıracağını zannediyor. Bunlar bizim korkacağımızı zannediyor. Bizim hayır kampanyası yapmaktan vazgeçireceklerini zannediyor." DHA
Sinan Oğan, anayasa değişikliği referandum çalışmaları kapsamında Bafra'ya geldi. Oğan, saat 16.30 sıralarında Belediye Caddesi üzerindeki esnafı ziyaret etmeye başladı. Bu sırada Oğan'ın korumaları, kalabalık arasında bir kişinin belinde tabanca olduğunu fark etti. Korumaların kendisini gördüğünü anlayan kimliği belirlenemeyen kişi, koşarak kaçtı.
Korumalar şüpheliyi kovaladı ancak yakalayamadı. İhbar üzerine harekete geçen polisler, şüphelinin yakalanması için ilçede geniş çaplı soruşturma başlattı.
Oğan, olay sonrasında düzenlenen programa katılmak üzere Bafra Belediyesi Kültür Merkezi'ne gitti. Burada konuşma yapan Oğan, "Suikast hazırlarken kaçtılar. Türkiye'yi bir Evet- Hayır oylaması ile getirdikleri nokta budur" dedi. Referandum kampanyasının çok gergin ortamda geçtiğini kaydeden Oğan, şunları söyledi:
"Burada anayasayı oylayacağız ama siyasetçilerin o sorumsuz açıklamaları bize yönelik saldırıları durdurmamaları maalesef bir karanlık emellere böyle fırsat sunmuştur. Buradan Başbakan Binali Yıldırım'a sesleniyorum sana daha öncede mektup yazdım sen sadece 'evet' diyenlerin mi başbakanısın? Bizim can güvenliğimizi koruyamayacaksan in o koltuktan. Bunlar bizi yıldıracağını zannediyor. Bunlar bizim korkacağımızı zannediyor. Bizim hayır kampanyası yapmaktan vazgeçireceklerini zannediyor." DHA
27 Mart 2017 Pazartesi
Bursa'daki okullarda Nutuk dağıtımı yasaklandı
Bursa'nın Nilüfer ilçesinde CHP okullara Mustafa Kemal Atatürk'ün Nutuk adlı eserini dağıtabilmek için kaymakamlığa başvurdu. Kaymakam Mustafa Kılıç ise kitabın 'siyasi propanganda aracı' olduğu söyleyerek 16 Nisan anayasa referandumuna kadar eserin dağıtılmaması emrini verdi.
BirGün'ün haberine göre; Bursa'nın Nilüfer ilçesinde bulunan okullarda 'Nutuk'un dağıtımı yasaklandı.
CHP Nilüfer İlçe Başkanlığı tarafından okullarda 'Nutuk' dağıtmak için Nilüfer Kaymakamlığı İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü'ne yapılan başvuru reddedildi.
Kaymakam Mustafa Kılıç imzasıyla verilen yazılı yanıtta, 'siyasi propaganda aracı' olduğu savunulan 'Nutuk' kitabının dağıtılmasının yasak olduğu belirtildi.
Yanıtta Yüksek Seçim Kurulu Başkanlığı'nın 109 nolu kararı hatırlatıldı.
Siyasi partilerin herhangi bir hediye ve eşantiyon dağıtma yetkisinin olmadığını belirten Kılıç, kitabın 16 Nisan tarihine kadar okullara dağıtılmaması gerektiğini kaydetti.
CHP'nin dağıtmayı düşündüğü kitapları, Kaymakamlığın Destek Hizmetleri Bölümüne teslim etmesini de istedi.
Kaymakamlık'tan açıklama
Yasak üzerine başlayan tartışmaların yanı sıra CHP'den gelen tepkiler üzerine Nilüfer Kaymakamlığı bugün resmi internet sitesinden yaptığı yazılı açıklama ile yanıt verdi. Açıklamada, haberlere yansıyan Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’e ait Nutuk adlı eserin yasaklandığına dair haberler hiçbir şekilde gerçeği yansıtmadığı belirtilirken siyasi partilerin seçim takvimlerinde izleyecekleri usul ve yollar ile uyulması gerekli kuralların Yüksek Seçim Kurulu tarafından belirlendiği hatırlatıldı. Açıklamada, uygulamanın Yüksek Seçim Kurulu’nun 109 nolu kararı doğrultusunda alındığı ifade edilerek şöyle denildi:
"Söz konusu uygulama Kaymakamlığımızın bir icraatı olmayıp tamamen Yüksek Seçim Kurulu Kararına dayanmaktadır. Gönderilen yazı incelendiğinde çıkan haberlerin doğruyu ve gerçeği yansıtmadığı kamuoyunun takdirlerine sunulur. Ulu önder Atatürk'ün Nutuk kitabı tüm okullarımızın kütüphanelerinde bulunmakta olup ayrıca öğrencilerimize ulaştırılmak üzere Kaymakamlığımıza gönderilmek istenilen Nutuk kitabı İlçe Milli Eğitim Müdürlüğümüz marifetiyle ilçemizdeki öğrencilere bizzat ulaştırılacaktır."
BirGün'ün haberine göre; Bursa'nın Nilüfer ilçesinde bulunan okullarda 'Nutuk'un dağıtımı yasaklandı.
CHP Nilüfer İlçe Başkanlığı tarafından okullarda 'Nutuk' dağıtmak için Nilüfer Kaymakamlığı İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü'ne yapılan başvuru reddedildi.
Kaymakam Mustafa Kılıç imzasıyla verilen yazılı yanıtta, 'siyasi propaganda aracı' olduğu savunulan 'Nutuk' kitabının dağıtılmasının yasak olduğu belirtildi.
Yanıtta Yüksek Seçim Kurulu Başkanlığı'nın 109 nolu kararı hatırlatıldı.
Siyasi partilerin herhangi bir hediye ve eşantiyon dağıtma yetkisinin olmadığını belirten Kılıç, kitabın 16 Nisan tarihine kadar okullara dağıtılmaması gerektiğini kaydetti.
CHP'nin dağıtmayı düşündüğü kitapları, Kaymakamlığın Destek Hizmetleri Bölümüne teslim etmesini de istedi.
Kaymakamlık'tan açıklama
Yasak üzerine başlayan tartışmaların yanı sıra CHP'den gelen tepkiler üzerine Nilüfer Kaymakamlığı bugün resmi internet sitesinden yaptığı yazılı açıklama ile yanıt verdi. Açıklamada, haberlere yansıyan Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’e ait Nutuk adlı eserin yasaklandığına dair haberler hiçbir şekilde gerçeği yansıtmadığı belirtilirken siyasi partilerin seçim takvimlerinde izleyecekleri usul ve yollar ile uyulması gerekli kuralların Yüksek Seçim Kurulu tarafından belirlendiği hatırlatıldı. Açıklamada, uygulamanın Yüksek Seçim Kurulu’nun 109 nolu kararı doğrultusunda alındığı ifade edilerek şöyle denildi:
"Söz konusu uygulama Kaymakamlığımızın bir icraatı olmayıp tamamen Yüksek Seçim Kurulu Kararına dayanmaktadır. Gönderilen yazı incelendiğinde çıkan haberlerin doğruyu ve gerçeği yansıtmadığı kamuoyunun takdirlerine sunulur. Ulu önder Atatürk'ün Nutuk kitabı tüm okullarımızın kütüphanelerinde bulunmakta olup ayrıca öğrencilerimize ulaştırılmak üzere Kaymakamlığımıza gönderilmek istenilen Nutuk kitabı İlçe Milli Eğitim Müdürlüğümüz marifetiyle ilçemizdeki öğrencilere bizzat ulaştırılacaktır."
16 Mart 2017 Perşembe
Hollanda'da Rutte seçimi kazandı
Hollanda genel seçimlerini, 33 milletvekili çıkaran Başbakan Mark Rutte'nin liderliğindeki Özgürlük ve Demokrasi için Halk Partisi (VVD) kazandı, İslam ve yabancı karşıtı aşırı sağcı Özgürlük Partisi (PVV) ise ikinci oldu. Rutte, Avrupa Birliği'ni (AB) rahatlatan başarısına rağmen 41 milletvekili kazandığı 2012 seçimlerinin gerisinde kaldı. Bu sonuçlara göre, en az 4 partili bir koalisyon hükümeti kurulması bekleniyor.
Hollandalılar, ırkçı söylemler, İslam karşıtlığı, yabancı düşmanlığı ve Türk bakanlara yönelik skandal tavrın gölgesinde seçime gitti. Ülkede dün yerel saatle 07.30'da (TSİ 09.30) başlayan oy verme işlemi 21.00'de (TSİ 23.00) sona erdi. Bin 114 aday ve 28 partinin 150 sandalye için yarıştığı seçime katılım oranı, 2012 seçimlerindeki 74,6'yı geçerek yüzde 82 oldu
Rutte'nin partisi birinci çıktı
Seçimde, Başbakan Rutte'nin liderliğindeki VVD, güçlü rakibi aşırı sağcı PVV'yi geride bıraktı. Türk bakanlara yönelik skandal tavır ve aşırı sağ söylemlerinin ardından son anketlere göre oyunu artırdığı görülen Rutte'nin partisi, 33 milletvekili ile birinci oldu. Buna karşın Rutte, yine de aldığı oyla, 2012 seçimlerinde elde ettiği 41 sandalyenin gerisine düştü.
Sonuca ilişkin konuşan Rutte, VVD'nin seçimlerden üçüncü kez en büyükparti olarak çıktığını belirterek, "Brexit ve ABD'de Trump'ın kazanmasından sonraHollanda yanlış bir popülizme 'hayır' dedi. Artık kampanya bitti. Beraber olup istikrarlı bir hükümet kurmamız lazım." dedi.
Wilders ikinci oldu
VVD'yi, 20 sandalyeye ulaşan aşırı sağcı Geert Wilders'in liderliğindeki PVV takip etti. 2012'de 15 milletvekili çıkaran yabancı ve İslam karşıtı PVV'nin gücünü artırması dikkati çekti. Wilders, açıklamasında, "Rutte'yi yenmek isterdim ama ne yazık ki olmadı. Açıkçası daha çok oy bekliyordum ve daha çok olabilirdi." ifadesini kullandı.
Milletvekili sayısını artırarak kazanç elde ettiklerini söyleyen Wilders, "Teklif gelirse koalisyon için görüşmelere açığım ve hazırım. Dileğimiz hükümette bulunmak ama gelmezse o zaman önümüzdeki dönem daha sert muhalefet edeceğiz. Rutte benden henüz kurtulmadı." diye konuştu.
PVV'yi on dokuzar milletvekili ile AB yanlısı Demokratlar 66 (D66) ve son zamanlarda İslam karşıtı söylemlerde bulunan Hristiyan Demokrat Parti (CDA) takip etti. Hem D66 hem de CDA, 2012 seçimlerine göre oylarını artırdı. Jesse Klaver liderliğindeki Yeşil Sol (GL) ise önemli bir çıkış yakaladı. Parti, güçlü kampanyasıyla 2012’de 4 olan milletvekili sayısını 14'e yükseltmeyi başardı. Sosyalist Parti (SP) de bir kayıpla mecliste 14 sandalye elde etti.İşçi Partisinin kaybı büyük
Seçimde, hükümet ortağı Lodewijk Asscher liderliğindeki İşçi Partisi (PvdA) hezimet yaşadı. 2012'de 38 milletvekili kazanan parti, 29 sandalye kaybederek 9'da kaldı. PvdA'nın gerilemesinde, savunduğu kemer sıkma politikasının büyük etkisi oldu. Oy kaybındaki diğer bir neden de hükümette olmasına rağmen ırkçı ve İslam karşıtı söylemlere karşı alternatif bir söylem geliştirememesi ve bu nedenle de göçmen kökenlilerin desteğini yitirmesi gösteriliyor.
PvdA lideri Asscher, "Geçtiğimiz 4 yılda yaptıklarımızla ve gelecek için planlarımızla seçmenlerimizi tekrar kazanmayı başaramadık ama bizim vizyonumuza ve ideallerimize güvenim aynı şekilde devam ediyor. Zor da olsa seçmenin tercihine saygımız var." değerlendirmesini yaptı.
Parti üyesi Hollanda Maliye Bakanı ve Avro Grup Başkanı Jeroen Dijsselbloem'in yeni hükümet kurulduktan sonra bu görevlere veda edeceği öngörülüyor. PvdA üyeleri arasında ayrıca, Türk bakanlara karşı tavrıyla tepki çeken Rotterdam Belediye Başkanı Ahmed Aboutaleb, Türkiye'nin AB üyelik müzakerelerinin dondurulması tartışmalarını başlatan Avrupa Parlamentosu (AP) Türkiye Raportörü Kati Piri ve AB Komisyonunun Birinci Başkan Yardımcısı Frans Timmermans da bulunuyor.
DENK 3 sandalye kazandı
PvdA'nın entegrasyon politikasına güvenoyu vermedikleri için ihraç edilen Türk kökenli milletvekilleri Tunahan Kuzu ve Selçuk Öztürk'ün kurduğu DENK Partisi ise 3 sandalye elde etti. Son yıllarda Hollanda'da Müslüman ve Türk karşıtlığının giderek artması üzerine sesi duyulmayan insanların taleplerini dile getirebilmek için siyasi arenaya giren DENK'in katıldığı ilk seçimde milletvekili çıkarması önemli görülüyor.
Kuzu, ilk açıklamasında, "Selçuk Öztürk ile partiyi kurduğumuzda hayalimiz vardı ve biz bunu şimdi gerçekleştirdik. Yabancı kökenliler birlik olarak bu başarıyı elde ettik. Hollanda'da artan Irkçılık ve İslamofobiye karşı en güzel cevabı oylarınızla verdiniz. Hollanda hepimizin." yorumunu aktardı.
Avrupa'da hiçbir zaman yabancı kökenlilerden oluşan bir partinin seçimlere katılmadığını ifade eden Kuzu, "Biz bu insanların sesini duyurmak için
var olacağız. Bugün hep birlikte tarih yazdık." açıklamasını yaptı.
Diğer partiler Hristiyan Birlik (CU) 5, Hayvanlar Partisi (PvdD) 5, 50Artı (50+) 4, Toplumcu Reform Partisi (SGP) 3 ve Demokrasi Forumu (FvD) ise 2 milletvekili çıkardı.
Öte yandan, değişik partilerden toplamda 7 Türk kökenli aday, milletvekili olarak meclise girmeyi başardı.
En az 4 partili koalisyon
Sonuçlara göre, hiçbir parti tek başına hükümet kuracak çoğunluğa ulaşamadı. En az 4 partili bir koalisyon bekleniyor. 21 Mart'ta resmi sonuçların açıklanmasının ardından koalisyon görüşmeleri başlayacak. En fazla milletvekili çıkaran partinin diğer partilere hükümet kurma teklifi götüreceği sürecin, günler, haftalar hatta aylar süreceği belirtiliyor.
Rutte liderliğindeki liberal VVD'nin Hristiyan Demokrat CDA ve AB yanlısı D66 ile hükümet kurmak isteyeceğine kesin gözüyle bakılıyor ancak gerekli 76 sandalyeye ulaşabilmek için dördüncü bir partiye ihtiyaç duyuluyor. Bu durumda, GL, PvdA ve CU ile hükümet kurulması gündeme gelebilir.
Mark Rutte'nin hükümeti kuramaması durumunda, sol partiler GL, PvdA ve SP'nin CDA ve D66 ile bir araya gelerek 5'li koalisyon kurması da senaryolar arasında yer alıyor. Hiçbir partinin ırkçı Wilders'in partisi PVV ile hükümet kurmak istemediği biliniyor.
Hollanda'da 1977'deki seçimin ardından hükümet 208 günde kurulmuş, 2012'de ise sonuca 54 günde ulaşılmıştı.
AB ilk raundu kazandı
Seçim, AB ülkeleri tarafından da yakından takip edildi. Aşırı sağcı Wilders'in kazanması durumunda bu sonucun hem Hollanda'nın alacağı yöne hem de nisan ayındaki Fransa ve eylül ayındaki Almanya seçimlerine etki etmesi bekleniyordu.
Hollandalılar, ırkçı söylemler, İslam karşıtlığı, yabancı düşmanlığı ve Türk bakanlara yönelik skandal tavrın gölgesinde seçime gitti. Ülkede dün yerel saatle 07.30'da (TSİ 09.30) başlayan oy verme işlemi 21.00'de (TSİ 23.00) sona erdi. Bin 114 aday ve 28 partinin 150 sandalye için yarıştığı seçime katılım oranı, 2012 seçimlerindeki 74,6'yı geçerek yüzde 82 oldu
Rutte'nin partisi birinci çıktı
Seçimde, Başbakan Rutte'nin liderliğindeki VVD, güçlü rakibi aşırı sağcı PVV'yi geride bıraktı. Türk bakanlara yönelik skandal tavır ve aşırı sağ söylemlerinin ardından son anketlere göre oyunu artırdığı görülen Rutte'nin partisi, 33 milletvekili ile birinci oldu. Buna karşın Rutte, yine de aldığı oyla, 2012 seçimlerinde elde ettiği 41 sandalyenin gerisine düştü.
Sonuca ilişkin konuşan Rutte, VVD'nin seçimlerden üçüncü kez en büyükparti olarak çıktığını belirterek, "Brexit ve ABD'de Trump'ın kazanmasından sonraHollanda yanlış bir popülizme 'hayır' dedi. Artık kampanya bitti. Beraber olup istikrarlı bir hükümet kurmamız lazım." dedi.
Wilders ikinci oldu
VVD'yi, 20 sandalyeye ulaşan aşırı sağcı Geert Wilders'in liderliğindeki PVV takip etti. 2012'de 15 milletvekili çıkaran yabancı ve İslam karşıtı PVV'nin gücünü artırması dikkati çekti. Wilders, açıklamasında, "Rutte'yi yenmek isterdim ama ne yazık ki olmadı. Açıkçası daha çok oy bekliyordum ve daha çok olabilirdi." ifadesini kullandı.
Milletvekili sayısını artırarak kazanç elde ettiklerini söyleyen Wilders, "Teklif gelirse koalisyon için görüşmelere açığım ve hazırım. Dileğimiz hükümette bulunmak ama gelmezse o zaman önümüzdeki dönem daha sert muhalefet edeceğiz. Rutte benden henüz kurtulmadı." diye konuştu.
PVV'yi on dokuzar milletvekili ile AB yanlısı Demokratlar 66 (D66) ve son zamanlarda İslam karşıtı söylemlerde bulunan Hristiyan Demokrat Parti (CDA) takip etti. Hem D66 hem de CDA, 2012 seçimlerine göre oylarını artırdı. Jesse Klaver liderliğindeki Yeşil Sol (GL) ise önemli bir çıkış yakaladı. Parti, güçlü kampanyasıyla 2012’de 4 olan milletvekili sayısını 14'e yükseltmeyi başardı. Sosyalist Parti (SP) de bir kayıpla mecliste 14 sandalye elde etti.İşçi Partisinin kaybı büyük
Seçimde, hükümet ortağı Lodewijk Asscher liderliğindeki İşçi Partisi (PvdA) hezimet yaşadı. 2012'de 38 milletvekili kazanan parti, 29 sandalye kaybederek 9'da kaldı. PvdA'nın gerilemesinde, savunduğu kemer sıkma politikasının büyük etkisi oldu. Oy kaybındaki diğer bir neden de hükümette olmasına rağmen ırkçı ve İslam karşıtı söylemlere karşı alternatif bir söylem geliştirememesi ve bu nedenle de göçmen kökenlilerin desteğini yitirmesi gösteriliyor.
PvdA lideri Asscher, "Geçtiğimiz 4 yılda yaptıklarımızla ve gelecek için planlarımızla seçmenlerimizi tekrar kazanmayı başaramadık ama bizim vizyonumuza ve ideallerimize güvenim aynı şekilde devam ediyor. Zor da olsa seçmenin tercihine saygımız var." değerlendirmesini yaptı.
Parti üyesi Hollanda Maliye Bakanı ve Avro Grup Başkanı Jeroen Dijsselbloem'in yeni hükümet kurulduktan sonra bu görevlere veda edeceği öngörülüyor. PvdA üyeleri arasında ayrıca, Türk bakanlara karşı tavrıyla tepki çeken Rotterdam Belediye Başkanı Ahmed Aboutaleb, Türkiye'nin AB üyelik müzakerelerinin dondurulması tartışmalarını başlatan Avrupa Parlamentosu (AP) Türkiye Raportörü Kati Piri ve AB Komisyonunun Birinci Başkan Yardımcısı Frans Timmermans da bulunuyor.
DENK 3 sandalye kazandı
PvdA'nın entegrasyon politikasına güvenoyu vermedikleri için ihraç edilen Türk kökenli milletvekilleri Tunahan Kuzu ve Selçuk Öztürk'ün kurduğu DENK Partisi ise 3 sandalye elde etti. Son yıllarda Hollanda'da Müslüman ve Türk karşıtlığının giderek artması üzerine sesi duyulmayan insanların taleplerini dile getirebilmek için siyasi arenaya giren DENK'in katıldığı ilk seçimde milletvekili çıkarması önemli görülüyor.
Kuzu, ilk açıklamasında, "Selçuk Öztürk ile partiyi kurduğumuzda hayalimiz vardı ve biz bunu şimdi gerçekleştirdik. Yabancı kökenliler birlik olarak bu başarıyı elde ettik. Hollanda'da artan Irkçılık ve İslamofobiye karşı en güzel cevabı oylarınızla verdiniz. Hollanda hepimizin." yorumunu aktardı.
Avrupa'da hiçbir zaman yabancı kökenlilerden oluşan bir partinin seçimlere katılmadığını ifade eden Kuzu, "Biz bu insanların sesini duyurmak için
var olacağız. Bugün hep birlikte tarih yazdık." açıklamasını yaptı.
Diğer partiler Hristiyan Birlik (CU) 5, Hayvanlar Partisi (PvdD) 5, 50Artı (50+) 4, Toplumcu Reform Partisi (SGP) 3 ve Demokrasi Forumu (FvD) ise 2 milletvekili çıkardı.
Öte yandan, değişik partilerden toplamda 7 Türk kökenli aday, milletvekili olarak meclise girmeyi başardı.
En az 4 partili koalisyon
Sonuçlara göre, hiçbir parti tek başına hükümet kuracak çoğunluğa ulaşamadı. En az 4 partili bir koalisyon bekleniyor. 21 Mart'ta resmi sonuçların açıklanmasının ardından koalisyon görüşmeleri başlayacak. En fazla milletvekili çıkaran partinin diğer partilere hükümet kurma teklifi götüreceği sürecin, günler, haftalar hatta aylar süreceği belirtiliyor.
Rutte liderliğindeki liberal VVD'nin Hristiyan Demokrat CDA ve AB yanlısı D66 ile hükümet kurmak isteyeceğine kesin gözüyle bakılıyor ancak gerekli 76 sandalyeye ulaşabilmek için dördüncü bir partiye ihtiyaç duyuluyor. Bu durumda, GL, PvdA ve CU ile hükümet kurulması gündeme gelebilir.
Mark Rutte'nin hükümeti kuramaması durumunda, sol partiler GL, PvdA ve SP'nin CDA ve D66 ile bir araya gelerek 5'li koalisyon kurması da senaryolar arasında yer alıyor. Hiçbir partinin ırkçı Wilders'in partisi PVV ile hükümet kurmak istemediği biliniyor.
Hollanda'da 1977'deki seçimin ardından hükümet 208 günde kurulmuş, 2012'de ise sonuca 54 günde ulaşılmıştı.
AB ilk raundu kazandı
Seçim, AB ülkeleri tarafından da yakından takip edildi. Aşırı sağcı Wilders'in kazanması durumunda bu sonucun hem Hollanda'nın alacağı yöne hem de nisan ayındaki Fransa ve eylül ayındaki Almanya seçimlerine etki etmesi bekleniyordu.
11 Mart 2017 Cumartesi
Parka kayıtlı üç seçmen olduğu ortaya çıktı
İstanbul Üsküdar'da bulunan Doğancılar Parkı'nda kayıtlı üç seçmenin olduğu ortaya çıktı. Üç seçmenin kaydı yapılan itiraz üzerine donduruldu
Üküdar'da Doğancılar Parkı'nda soyadları da farklı olan üç seçmen bulunduğu tespit edilmeis üzerine CHP Üskidar İlçe Yönetim Kurulu üyesi Avukat Onur Cingil seçim kuruluna başvurdu. Parkın bulunduğu Tunus Bağı caddesinde kapı numaraları 58 ile son bulurken parkın 1000 numara ile kaydedildiği belirlendi.
Birgün gazetesind eyer alan habere göre, parkta yaşayanlara tebligat da yapıldığı ortaya çıktı. Avukat Cingil'in başvurusunu kanul eden seçim kurulu üç seçmenin kaydını dondurdu. Seçim kurulu ayrıca park alanlarının yurttaşların ortak kullanımına ait, sosyal dinlenme alanları olduğunun altını çizere, parkların özel yaşam alanları olmadığını ve kapı numarasının 1000 olarak numaralandırılmaının da mümkün olmadığını kaydetti.
Üküdar'da Doğancılar Parkı'nda soyadları da farklı olan üç seçmen bulunduğu tespit edilmeis üzerine CHP Üskidar İlçe Yönetim Kurulu üyesi Avukat Onur Cingil seçim kuruluna başvurdu. Parkın bulunduğu Tunus Bağı caddesinde kapı numaraları 58 ile son bulurken parkın 1000 numara ile kaydedildiği belirlendi.
Birgün gazetesind eyer alan habere göre, parkta yaşayanlara tebligat da yapıldığı ortaya çıktı. Avukat Cingil'in başvurusunu kanul eden seçim kurulu üç seçmenin kaydını dondurdu. Seçim kurulu ayrıca park alanlarının yurttaşların ortak kullanımına ait, sosyal dinlenme alanları olduğunun altını çizere, parkların özel yaşam alanları olmadığını ve kapı numarasının 1000 olarak numaralandırılmaının da mümkün olmadığını kaydetti.
5 Mart 2017 Pazar
Feyzioğlu: ‘Başkana eyalet kurma yetkisi veriliyor’
Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu, 16 Nisan’da referanduma sunulacak Anayasa değişikliği teklifinin, devlet başkanına tek başına eyalet benzeri kamu tüzel kişilikleri oluşturma yetkisi verdiğini söyledi.
Ulusal Dayanışma Platformu tarafından Türkiye Barolar Birliği’nde “Yaşasın Cumhuriyet” başlıklı panel düzenlendi. Panelde konuşan Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu, 16 Nisan’da referanduma sunulacak Anayasa değişikliği teklifinin, devlet başkanına tek başına eyalet benzeri kamu tüzel kişilikleri oluşturma ve üniter yapıyı darmadağın edecek yetkiler verdiğini söyledi. Feyzioğlu, “Değişiklik teklifinin, Avrupa Yerel Yönetimler Özerklik Şartı’na Türkiye’nin üniter devlet yapısını korumak amacıyla koyduğu çekinceleri tek başına kaldırma yetkisini verdiğini büyük bir endişeyle tespit ettik” dedi.
“SAKINCALI DÜZENLEMELER İÇERİYOR”
Panelde konuşan TBB Başkanı Metin Feyzioğlu ise Anayasa değişikliği teklifinde sakıncalı gördükleri düzenlemeleri şöyle sıraladı: “Gördük ki bu değişiklik teklifi; kuvvetler ayrılığını yok eden, mahkemeleri aynı zamanda parti genel başkanı da olabilecek devlet başkanına bağımlı kılan, dolayısıyla hakim ve savcıların üzerine iktidar partisinin il ve ilçe başkanlarını koyan, hukuki bilgiye ve hakka dayanan avukatlık mesleğinin de yerine iş takipçiliğini getiren çok sakıncalı düzenlemeler içeriyor. Aynı zamanda söz konusu değişiklik teklifinin, devlet başkanına tek başına eyalet benzeri kamu tüzel kişilikleri oluşturma, Avrupa Yerel Yönetimler Özerklik Şartı’na Türkiye’nin üniter devlet yapısını korumak amacıyla koyduğu çekinceleri tek başına kaldırma yetkisini verdiğini büyük bir endişeyle tespit ettik.”
“YÜREĞİ TÜRK MİLLETİ İÇİN ÇARPAN MİLYONLAR TARİH YAZIYOR”
Türkiye’nin geleceğini yakından ilgilendiren Anayasa değişikliğine karşı kamuoyunu bilgilendirmeyi görev edindiklerini anlatan Feyzioğlu şöyle devam etti: “Belki daha huzurlu, daha sakin, daha sıradan bir gündemde yaşıyor olmayı isteyebilirdik. Ancak o zaman bugünün tarihini başkaları yazar, biz de kitaptan okurduk. Şimdi yüreği Türk Milleti için çarpan milyonlar hep birlikte tarih yazıyor.” DHA
Ulusal Dayanışma Platformu tarafından Türkiye Barolar Birliği’nde “Yaşasın Cumhuriyet” başlıklı panel düzenlendi. Panelde konuşan Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu, 16 Nisan’da referanduma sunulacak Anayasa değişikliği teklifinin, devlet başkanına tek başına eyalet benzeri kamu tüzel kişilikleri oluşturma ve üniter yapıyı darmadağın edecek yetkiler verdiğini söyledi. Feyzioğlu, “Değişiklik teklifinin, Avrupa Yerel Yönetimler Özerklik Şartı’na Türkiye’nin üniter devlet yapısını korumak amacıyla koyduğu çekinceleri tek başına kaldırma yetkisini verdiğini büyük bir endişeyle tespit ettik” dedi.
“SAKINCALI DÜZENLEMELER İÇERİYOR”
Panelde konuşan TBB Başkanı Metin Feyzioğlu ise Anayasa değişikliği teklifinde sakıncalı gördükleri düzenlemeleri şöyle sıraladı: “Gördük ki bu değişiklik teklifi; kuvvetler ayrılığını yok eden, mahkemeleri aynı zamanda parti genel başkanı da olabilecek devlet başkanına bağımlı kılan, dolayısıyla hakim ve savcıların üzerine iktidar partisinin il ve ilçe başkanlarını koyan, hukuki bilgiye ve hakka dayanan avukatlık mesleğinin de yerine iş takipçiliğini getiren çok sakıncalı düzenlemeler içeriyor. Aynı zamanda söz konusu değişiklik teklifinin, devlet başkanına tek başına eyalet benzeri kamu tüzel kişilikleri oluşturma, Avrupa Yerel Yönetimler Özerklik Şartı’na Türkiye’nin üniter devlet yapısını korumak amacıyla koyduğu çekinceleri tek başına kaldırma yetkisini verdiğini büyük bir endişeyle tespit ettik.”
“YÜREĞİ TÜRK MİLLETİ İÇİN ÇARPAN MİLYONLAR TARİH YAZIYOR”
Türkiye’nin geleceğini yakından ilgilendiren Anayasa değişikliğine karşı kamuoyunu bilgilendirmeyi görev edindiklerini anlatan Feyzioğlu şöyle devam etti: “Belki daha huzurlu, daha sakin, daha sıradan bir gündemde yaşıyor olmayı isteyebilirdik. Ancak o zaman bugünün tarihini başkaları yazar, biz de kitaptan okurduk. Şimdi yüreği Türk Milleti için çarpan milyonlar hep birlikte tarih yazıyor.” DHA
26 Şubat 2017 Pazar
Beldeden köye dönüştüler, 3 yıl sandığa gitmediler
Kütahya'nın Simav ilçesinde, 31 Mart 2014 yerel seçimleri öncesinde belde statüsünü kaybedip köye dönüşmelerine büyük tepki gösteren ve her seçimi boykot ederek sandığa gitmeyen Kuşulular, 3 yıl süren hukuk mücadelesini kazandı. Kuşulular yeniden belde statüsünü kazanmanın mutluluğunu yaşıyor.
Yerel Yönetimler Yasası kapsamında, 2011 yılındaki nüfusu 2 binin altına düştüğü gerekçesiyle belediye statüsünü kaybederek köye dönüştürülen Kütahya'nın Simav İlçesi'ne bağlı Kuşu'da yaşayanlar, bu kararı protesto amacıyla 30 Mart 2014 yerel seçimlerinde sandığa gitmedi, muhtar da seçmedi. 31 Mart sabahına muhtarsız uyanan Kuşu'ya dönemin Simav Kaymakamı İbrahim Süha Karaboran tarafından Kuşu Ortaokulu Müdürü Feridun Aktay seçim yenileninceye kadar geçici olarak atandı.
Yüksek Seçim Kurulu (YSK) kararıyla 1 Haziran 2014'te, Kuşu'da muhtarlık seçimleri tekrar yapıldı. Ancak, "Muhtar değil, belediye başkanımızı seçmek istiyoruz" diyen Kuşulular, yine sandığa gitmedi. Sandıktan tek oy bile çıkmadı. Bunun üzerine kaymakamlık, ikinci kez sandığı boykot eden Kuşu'ya, Ortaokul Müdürü Feridun Aktay'ı bu kez tarih belirlemeden tekrar muhtar vekili olarak atadı.
10 Ağustos 2014'teki Cumhurbaşkanlığı seçiminde de oy kullanmayan Kuşulular, 2015 yılındaki 7 Haziran ve 1 Kasım'daki genel seçimlerde de sandığa gitmedi. Kuşulular, belde statülerinin geri verilmesi için konuyu Bölge İdare Mahkemesi'ne taşıdı. Mahkemeden Kuşulular'ı sevindiren karar nihayet çıktı. Kuşu'ya belde olma hakkı geri verildi.
Muhtar ve Nurullah Bayram Ortaokulu Müdürü Feridun Aktay, 3 yıl önce 62 yıllık belediyelik haklarının haksız yere ellerinden alındığını savundu. Bunun için, Ankara Bölge İdare Mahkemesi'ne açtıkları davayı kazandıklarını ve Kuşu'nun tekrar belediyelik olma hakkını elde ettiğini belirten Aktay, şunları söyledi:
"Karar elimize ulaştı. Ankara Bölge İdare Mahkemesi'nin 2017/292 sayılı kararı, bayram havası estirdi. Şimdi hükümetimizin mahkeme kararını uygulamasını bekliyoruz. 2012 yılı Türkiye İstatistik Kurumu verilerine göre nüfusumuzun 2 binin altına düşmesinden kaynaklanan haksızlık nihayet sona erdi. Mahkeme Kuşu halkını haklı buldu. 62 yıldır başarıyla sürdürdüğümüz belediyelik hakkımızı geri verdi. Şimdi Kuşu halkı olarak çok mutluyuz. Bu hakkımızı elde etmek için 3 yıldır çeşitli platformlarda sesimizi duyurmaya çalıştık. 3 yıllık süreçte pek çok eylemler gerçekleştirdik. Ancak bu süreçte kırmadık, dökmedik, bize tanınan yasal haklarımızı kullanarak hukuk çerçevesinde kalarak haklarımızı aradık. Sonunda başardık."
Kuşu'da yerel seçime katılacakları günün özlemini çektiklerini dile getiren Aktay, "Kuşu halkı olarak istediğimizi elde ettiğimizden dolayı, üç yıldır bilerek ve isteyerek katılmadığımız seçimlere bundan sonra katılmak istiyoruz. Kuşu halkına sandık yolu gözüktü" dedi.
Kuşu halkından 52 yaşındaki Yüksel Vural, "Biz 6 seçimdir oy kullanmadık. Şimdi davayı kazandık. Artık oylarımızı kullanmak için sandığa gideceğiz" diye konuştu. Aynı yaştaki Ayhan Gündoğan ise "Hem belediyeliğimizin geri gelmesi hem de sandık başına giderek vatandaşlık görevimizi yerine getireceğimiz için çok mutluyuz" dedi.
Mahkeme kararının ulaşmasının ardından kadınlar da kendi aralarında toplanarak mevlit okutup hayır yemeği yaptı. Kuşulu kadınlar Ankara Bölge İdare Mahkemesi'nin kararını alkışlarla karşıladı. DHA
Yüksek Seçim Kurulu (YSK) kararıyla 1 Haziran 2014'te, Kuşu'da muhtarlık seçimleri tekrar yapıldı. Ancak, "Muhtar değil, belediye başkanımızı seçmek istiyoruz" diyen Kuşulular, yine sandığa gitmedi. Sandıktan tek oy bile çıkmadı. Bunun üzerine kaymakamlık, ikinci kez sandığı boykot eden Kuşu'ya, Ortaokul Müdürü Feridun Aktay'ı bu kez tarih belirlemeden tekrar muhtar vekili olarak atadı.
10 Ağustos 2014'teki Cumhurbaşkanlığı seçiminde de oy kullanmayan Kuşulular, 2015 yılındaki 7 Haziran ve 1 Kasım'daki genel seçimlerde de sandığa gitmedi. Kuşulular, belde statülerinin geri verilmesi için konuyu Bölge İdare Mahkemesi'ne taşıdı. Mahkemeden Kuşulular'ı sevindiren karar nihayet çıktı. Kuşu'ya belde olma hakkı geri verildi.
Muhtar ve Nurullah Bayram Ortaokulu Müdürü Feridun Aktay, 3 yıl önce 62 yıllık belediyelik haklarının haksız yere ellerinden alındığını savundu. Bunun için, Ankara Bölge İdare Mahkemesi'ne açtıkları davayı kazandıklarını ve Kuşu'nun tekrar belediyelik olma hakkını elde ettiğini belirten Aktay, şunları söyledi:
"Karar elimize ulaştı. Ankara Bölge İdare Mahkemesi'nin 2017/292 sayılı kararı, bayram havası estirdi. Şimdi hükümetimizin mahkeme kararını uygulamasını bekliyoruz. 2012 yılı Türkiye İstatistik Kurumu verilerine göre nüfusumuzun 2 binin altına düşmesinden kaynaklanan haksızlık nihayet sona erdi. Mahkeme Kuşu halkını haklı buldu. 62 yıldır başarıyla sürdürdüğümüz belediyelik hakkımızı geri verdi. Şimdi Kuşu halkı olarak çok mutluyuz. Bu hakkımızı elde etmek için 3 yıldır çeşitli platformlarda sesimizi duyurmaya çalıştık. 3 yıllık süreçte pek çok eylemler gerçekleştirdik. Ancak bu süreçte kırmadık, dökmedik, bize tanınan yasal haklarımızı kullanarak hukuk çerçevesinde kalarak haklarımızı aradık. Sonunda başardık."
Kuşu'da yerel seçime katılacakları günün özlemini çektiklerini dile getiren Aktay, "Kuşu halkı olarak istediğimizi elde ettiğimizden dolayı, üç yıldır bilerek ve isteyerek katılmadığımız seçimlere bundan sonra katılmak istiyoruz. Kuşu halkına sandık yolu gözüktü" dedi.
Kuşu halkından 52 yaşındaki Yüksel Vural, "Biz 6 seçimdir oy kullanmadık. Şimdi davayı kazandık. Artık oylarımızı kullanmak için sandığa gideceğiz" diye konuştu. Aynı yaştaki Ayhan Gündoğan ise "Hem belediyeliğimizin geri gelmesi hem de sandık başına giderek vatandaşlık görevimizi yerine getireceğimiz için çok mutluyuz" dedi.
Mahkeme kararının ulaşmasının ardından kadınlar da kendi aralarında toplanarak mevlit okutup hayır yemeği yaptı. Kuşulu kadınlar Ankara Bölge İdare Mahkemesi'nin kararını alkışlarla karşıladı. DHA
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)