kemal kılıçdaroğlu etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
kemal kılıçdaroğlu etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

12 Mart 2019 Salı

CHP’nin il il, ilçe ilçe 2019 yerel seçim adayları belli oldu!

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) belediye başkan adayları belli oldu. 31 Mart yerel seçimlerinde tüm partilerde olduğu gibi CHP'de il ve ilçe adayları belli oldu. CHP'de İstanbul Büyükşehir Belediyesi Başkan adayı Ekrem İmamoğlu, Ankara'da ise Mansur Yavaş oldu. İşte tam liste...

5 Ekim 2017 Perşembe

‘Adalet Yürüyüşü bir bedel ödemeydi'

Gazeteci Şükrü Küçükşahin, ‘Adalet İçin Yürümek’ isimli kitabında CHP’nin ‘Adalet Yürüyüşü’nün bilinmeyenlerini anlattı.
Küçükşahin, kitabında CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun dört tırnağının yürüyüşten sonra düştüğünü açıkladı. Kılıçdaroğlu, kitapta yer alan röportajında, “Bu yürüyüş aslında bir bedel ödemeydi. Adaleti sağlamak için bir bedel ödenmesi gerekiyordu” dedi. Kılıçdaroğlu, özetle şunları söyledi: “Şu bir gerçek eğer bir davaya inanıyorsanız ve o davanın önemli olduğunu kabulleniyorsanız fiziken ve ruhen önünüzde hiçbir zorluk olmadığını görüyorsunuz. Sonuçta görüyorsunuz ki insanlara bir şekilde ulaşmanız gerekiyor. O insanları bu noktaya getiren nedir, adalet isteyen birine hakaret etmek, küfretmek insanlıkla bağdaşmaz ama bu insanlar bu noktaya gelmişse o insanı bu noktaya taşıyanları yargılamak, sorgulamak gerekiyor. Öbür yandan perde arkasından bakan, el sallayanları da gördüm. Gizli gizli el sallayanlar, öne çok çıkmaya çekinerek el sallayanlar. İnsan seli içinde gidiyorsunuz. Şu çok önemli; slogan atıyorsunuz doğru, atılması gerekiyor o da doğru. İşte sizin o geniş kitlelere güç vermeniz lazım. Evet, biz birlikteyiz; birlikte hakkı, hukuku, adaleti bu ülkeye getireceğiz. Sloganın asıl amacı buydu. Oluşan güvenin, verdiği sorumluluk aslında söz konusu olan. Toplum size güveniyorsa, sorumluluğunuz arttı demektir. Biz de o sorumluluğun bilincinde hareket etmek zorundayız.”
4 TIRNAĞINI KAYBETTİ
O yürüyüşte herkes hastalanabilirdi, yürüyüşü terk edebilirdi. Herkes belli bir süre ara verip devam edebilirdi, bunların hepsi oldu ama benim ne hastalanmaya ne belli bir süre beklemeye ne de güzergâh dışında bir yere gidip bir gece ikâmet etmeye hakkım vardı. El ağrısı oluşmadı ama dört tırnakta sorun oldu.

12 Eylül 2017 Salı

Kılıçdaroğlu'nun oğlu yarın askere gidiyor...

CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, yeni parti kurma aşamasında olan Meral Akşener'le ilgili 'Meral hanım siyasette uzun yıllar hizmet vermiş birisi. Diğer siyasi partilerine ne kadar saygı gösteriyorsak ona da saygı göstereceğiz. FETÖ'cüyü sağda solda aramalarına gerek yok ki, kendileri FETÖ'cü zaten' dedi. Kılıçdaroğlu, oğlunun yarın askere gideceğini belirterek gideceği kentin Sivas olduğunu açıkladı.

Kılıçdaroğlu özetle şunları söyledi: "Türkiye Cumhuriyeti'nin bir bakanının başka ülkede yargılanmasına üzülüyoruz. Dosyalar geldi, bu dosyalar kapatıldı. Yüce Divan'a gidecekti, yargılandım, aklandım deme hakkı olacaktı. Bunların o hakkı ellerinden alındı. AK Parti'nin içinden çok sayıda milletvekili, Yüce Divan parlamentoda oylanırken ellerini vicdanına koyarak oy kullanmadılar. Bu Türkiye ile ABD arasındaki ilişkilerin daha farklı boyutlara taşınmasına yol açabilir. Türkiye'den ödünler istenebilir. Hırsızın ödüllendirildiği bir süreci yaşadık.
DANIŞTAY BAŞKANI İÇİN DANIŞTAYA'A GİDİLECEK
Danıştay Başkanı iktidar partisinin Danıştay'daki sözcüsü konumundadır. Artık o makamda oturamaz, ayrılması lazım. Benimle ilgili bir dava Danıştay'a gittiğinde ne olacak? Çünkü Danıştay Başkanı bizi beğenmiyor. Yargının içinde namusu ile görev yapanlar var. Biz kamuoyu önüne çıkıp politik mesaj veren, kararlar veren, kendi bağımsız iradesi olmayan kişilere karşıyız. Danıştay'ın bütün üyelerine saygı gösteriyoruz. Yargıtay'a da, AYM'ye de saygı gösteriyoruz. Tarafsızlığını kaybetmiştir, bırakması lazım. Danıştay Başkanı hakkında, Danıştay'a disiplin başvurusunda bulunacağız.
"TERÖR SORUNUNU 4 YIL İÇİNDE ÇÖZEMEZSEM SİYASETİ BIRAKACAĞIM"
(Terör sorununun çözümü) Önce zemin. Nerede çözülecek bu? Meclis'te. Milli irade orada. Birlikte çözeceğiz. Kapalı kapılar ardında olmaz. 15 yılda çözemediler, hala koşturuyorlar. Ben net söylüyorum. 4 yıl içinde çözemezsem siyaseti bırakacağım. Terör olayını bitireceğim.
YURT SORUNUNU 1 YILDA ÇÖZERİM
Yurt sorununu 1 yıl içinde çözemezsem siyaseti bırakacağım. Şu ortamı Türkiye'de yakaladık. Bir araya gelelim, farklı görüşlerde olabiliriz ama oturup konuşalım. Eğitim Çalıştayı'nda da çok güzel sonuçlar çıktı. Bütün bunların hepsinden yararlanacağız.
MERAL AKŞENER VE FETÖ
(Devlet Bahçeli'nin Meral Akşener açıklamaları ve Akşener'in FETÖ'cülükle suçlanmasının sorulması üzerine) Meral hanım siyasette uzun yıllar hizmet vermiş birisi. Diğer siyasi partilerine ne kadar saygı gösteriyorsak ona da saygı göstereceğiz. FETÖ'cüyü sağda solda aramalarına gerek yok ki, kendileri FETÖ'cü zaten. Aynı menzile yürüyenler kimdi. İktidarın sağda solda FETÖ'cü aramasına gerek yok. Kendileri Fetö'cü zaten. Aynı menzile yürüyenler bunlar değil mi? Ne istedilerde vermedik diyen bunlar değil mi? Sırtı kalın olanlar, iktidara yakın olanlar dışarıda. Gariban olanların tamamı içeride. Şunu bunu FETÖ'cülükle suçlamanın manası yok. Yakalarsınız. Adalete teslim edersiniz. Bağımsız yargı karar verir. Bizi Ergenekoncu yapmışlardı şimdi FETÖ'cü diyorlar. İdam olsaydı o paşaları asacaklardı. AK Parti'ye oy veren vatandaşlarıma sesleniyorum. O davaların savcısıyım diyen kişi vardı. Bunun hesabı sorulmayacak mı? Bank Asya'ya para yatıranı vereni içeri atıyorsun, Bank Asya'nın kurulmasına izin verene dokunmuyorsun.
"BASKIN SEÇİM" İDDİALARI
Olabilir. Biz hazırlıklıyız. Baskın seçim de olabilir, zamanında da olabilir. Şu anda emin olun referandumda 'Evet' oyu verenlerin büyük bir kısmı pişman. Bizim ittifakımız şu. Kim demokrasiden yanaysa, kim tek adam rejimine karşıysa, kim parlamenter demokratik sistemden yanaysa, gelsin hep beraber mücadele edelim.
"ODTÜ'DEKİ AĞAÇLARI YOK ETMEK ÇOK ACI"
ODTÜ'deki ağaçları yok etmek çok acı. ODTÜ Ankara'nın nefes aldığı alanlardan biridir. Yol yaptılar diye karşı çıktık mı?
 OĞLU KEREM KILIÇDAROĞLU YARIN ASKERE ASKERE GİDİYOR
Çocuğumu bedelli askerlik yapabilirdim. Ama siyaset yapan biri olarak vatandaş nasıl askerlik yapıyorsa öyle yapması gerektiğini söyledim. O da yarın Sivas'a gidecek ve askerlik yapmaya başlayacak. (hürriyet.com.tr)

10 Temmuz 2017 Pazartesi

TÜSİAD Başkanı’ndan adalet mesajı

TÜSİAD Başkanı Erol Bilecik attığı tweet'te adalet vurgusu yaptı.

TÜSİAD Başkanı Erol Bilecik, Kemal Kılıçdaroğlu'nun Maltepe mitingi sırasında attığı tweetle adalet vurgusu yaptı. Bilecik mesajında; "Çok sade, çok net ve çok masum. Üstelik küçük harflerle ifade edildiğinde daha etkili... Siyasi parti gözetmeksizin herkese #adalet " diye yazdı
İşte Bilecik’in attığı o tweet:

Kemal Kılıçdaroğlu 'Adalet Mitingi'nde konuştu, 10 maddelik çağrı yaptı

CHP'li vekil Enis Berberoğlu'nun tutuklanmasının ardından, 'Adalet' diyerek Ankara'dan İstanbul'a 'Adalet Yürüyüşü' başlatan CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu yürüyüşü tamamladı. 25 günlük yürüyüşün ardından İstanbul Maltepe'de düzenlenen mitingde, 10 maddelik bir adalet çağrısında bulunarak, katılımcılara, 'onaylıyor musunuz' diye sordu. CHP'ye göre, mitinge 1 milyon 600 bin kişi katıldı.

Kemal Kılıçdaroğlu 25 günlük yürüyüşün ardından Maltepe, 'Adalet Mitingi'ne katıldı. Miting sahnesine kendisini yürüyüşte yalnız bırakmayan eşi Selvi Kılıçdaroğlu ile el ele çıktı. Daha sonra alandaki kalabalığa seslendi.
Konuşmasından satır başları:
Sevgili yol arkadaşlarım, sevgili adalet arayıcıları, bizleri televizyon başında izleyen yurttaşlarım, Maltepe'den herkese gönül dolusu selamlar... 15 Haziran'da Güvenpark'ta başlattığımız yürüyüşü Maltepe'de bitirdik. Ama kimse bu yürüyüşün bir son olduğunu düşünmesin, bu yürüyüş bizim ilk adımımızdır. Herkes şunu çok iyi bilsin 9 Temmuz yeni bir adım, yeni bir doğuştur.
Ankara'da bir grup yoldaşımızla.  ilk yürüyüşe başladığımızda 21 km yürüdük. Yol boyunca bizi yüreklendiren Ankara, Kahramankazan, Kızılcahamam, Gerede, Bolu, Kaynaşlı, Düzce, Hendek, Adapazarı, İzmit, Derince, Körfez, Tavşancıl, Gebze ve İstanbul'a yürekten teşekkürlerimi sunuyorum.
Bu ülkeye demokrasiyi mutlaka getireceğiz. Kemal Kılıçdaroğlu herkese saygılıdır. Protesto eden yurttaşlarıma da saygılarımı gönderiyorum. Bu ülkeye birinci sınıf demokrasiyi mutlaka getireceğiz.
Dünyanın en barışçıl eylemini, yürüyüşünü yaptık. Hiçbir yurttaşımızın burnu dahi kanamadı. O nedenle güvenliğimizi sağlayan, benimle beraber yürüyen adalete susamış 80 milyona saygılarımı sunuyorum.
 Yürüyüşümüze destek veren pek çok kesim oldu. Destek açıklaması yapan siyasi partiler ve milletvekillerine, sendikalara, sanatçılara, muhtarlara, engellilere, gazi ve şehit ailelerine, Ergenekon, Balyoz ve KHK mağdurlarına, kadınlara, STK'lara, barolara, çiftçilere, mağdur ailelere yürekten teşekkürlerimi sunuyorum.
Neden yürüdük?
Olmayan adalet için, mazlumların hakkı için, hapisteki milletvekilleri, tutuklu gazeteciler için yürüdük. Üniversiteden atılan hocalar için yürüdük, KHK'larla üniversite hocalarının işine son verilmesi tam bir demokrasi ayıbıdır. Bunu geçmişte paşalar, Hitler yapıyordu. O hocalara Gazi Mustafa Kemal Atatürk sahip çıkmıştı. Haksız yere atılan memurlar için yürüdük, çocuk işçiler için yürüdük, hapisteki askeri öğrenciler için yürüdük, linç edilen askerler için yürüdük, FETÖ'ye karşı olduğumuz için yürüdük, tek adam rejimine karşı olduğumuz için yürüdük, IŞİD, PKK terör örgütlerine karşı yürüdük, devlette liyakat sistemi kalmadığı için yürüdük, çalınan sınav soruları için yürüdük, şiddet mağduru kadınlar için yürüdük, Mavi Marmara şehitleri için yürüdük, KHK ile görevlerinden atılan hak arayan, hak aradıkları için hapse atılan, açlık grevindeki Nuriye ve Semih için yürüdük, FETÖ'nün siyasi ayağı ortaya çıksın diye yürüdük, 249 şehidimiz için yürüdük. Bu ülkede adalet için yürüdük.
Niçin adalet?
Farklılıklarımızla birlikte yaşamak için, huzurla yaşamak için, Türkiye'nin saygın bir konumu olsun diye adalet. Zulüm ile abad olunmaz, zulüm ediyorlar. Fakir fukaraya zulüm ediyorlar. Çiftçiye zulüm ediyorlar. Zulme karşı durmak bizim namus borcumuzdur.
Dünyanın bütün nehirleri, adalete susamış bir insanın susuzluğunu gidermeye yetmez. Bu meydan ve bu meydanın dışında adalete susamış sizlere saygılarımı sunuyorum.
 Önce adalet, hak, hukuk, adalet diyoruz. Siyaset ahlak temelli yapılmak zorundadır. Siyaset malı götürme alanı değildir. Siyaset ülke için yapılır. Siyaset ülkeyi birleştirmektir. O nedenle her yerde söylüyorum, bir daha söyleyeceğim; Hiç kimsenin etnik kimliğine, inancına göre siyaset yapmayacağız. Yapanlar vatan hainleridir. Herkesin kimliğine saygı duyuyorum. Başörtü kadınlarımız için diyorlar ki; efendim iktidar değişirse sizin yaşam tarzınızla uğraşacaklar. Bunu söyleyenlere itibar etmeyiniz. Biz herkesin kimliğine sonuna kadar saygılıyız.

Adalet, adalet, adalet...
 Adalet sokakta aranmaz diyorlar. Bir ülkede adaletsizlik varsa, o ülkenin mahkemeleri bağımsız değilse, TBMM'nin yetkileri gasp edilmişse, halkın gözü, kulağı ve sesi olan basın susturulmuşsa o zaman adalet arayışımızın tek yeri sokaktır. Kimse bundan endişe etmesin. Adalet, adalet, adalet...
Darbeyi önlemek için sokak güzel, adaleti getirmek için kötü. Darbeyi de önleyeceğiz, adaleti de getireceğiz.
İki tane 15 Temmuz var; biri halkın diğeri sarayın 15 Temmuz'u. Halkın 15 Temmuz'da halk sokağa indi, darbeyi önledi. Bu 15 Temmuz bizim onurumuz, gururumuzdur. Bir de sarayın 15 Temmuz'u var, darbe girişiminden yararlanıp, KHK'lar çıkaran sarayın 15 Temmuz'u var. Biz buna sonuna kadar direneceğiz.
Hakim gözünü saraya dikmiş, bakıyor
 Bir kişinin suçlu olup olmadığına siyasi, bakan, milletvekili esnaf karar vermez. Bir kişinin suçlu olup olmadığına ancak hakim karar verebilir. Beyefendi şimdi kişiye ceza kesiyor. Ne olursan ol, kim olursan ol adaleti bu ülkeye getireceğiz.  1971 ve 1980 darbelerinden sonra sıkı yönetim mahkemeleri kurulmuştu. Ama savcı, hakim karar verirken; savcı delil topluyor hakim de en azından o delillere bakarak karar veriyordu. Şimdi 20 Temmuz sivil darbesinden sonra dosyada delil varmış, yokmuş önemli değil. Hakim gözünü dikmiş saraya, oradan gelen talimata göre karar veriyor.
 Yaşadığımız dönem bir dikta dönemidir. Hitler'in bir adalet müşaviri vardı. Şöyle söylüyor hakimlere; karar vermeden önce kendinize şunu sorun, benim yerimde Führer olsaydı nasıl karar verirdi. Aynı oyun bugün Türkiye'de oynanıyor. Hakim aldığı talimatla karar veriyor. Oysa hakimlik kutsal bir görevdir, hakim kimsenin önünde diz çökmez, ayağa kalkmaz, cübbesini iliklemez. Şimdi ben buradan bütün yargıçlara sesleniyorum; adaletin hakkını korumak benim kadar sizin de görevinizdir. Saraydan talimat varsa elinizin tersiyle itin.
AYM üyelerine seslendi: O koltukları boşaltın
 Anayasa Mahkemesi'nin başkanına ve üyelerine de sesleniyorum; korkmayın, onurlu ve dik durun. Daha önce karar verdiniz; milletvekilleri yargılanabilir ama tutuklanamaz demiştiniz. Bu sözünüzün arkasında durun. AYM üyeleri; sizin dik durmanız, sizin onurlu durmanız, sizin adaleti korumanız, sizin Türkiye'nin onurunu korumanız size güç katar. Birilerinin oyununa gelmeyin, saray ne yaparsa yapsın, yarın çocuklarınızın yüzüne bakacaksınız, arkadaşlarınızın yüzüne bakacaksınız. Saraydan talimat geldi, biz o yüzden karar verdik diyorsanız lütfen o koltukları boşaltın.
 450 km büyük bir keyifle, inançla, kararlılıkla yürüdüm, 80 milyon için yürüdüm. Hiçbir ayrım yapmadım, herkesi kucakladım.
Bu yürüyüşle ne kazandık?
Korku gömleğini çöpe attık. Yalnız olmadığımızı gördük. Adaletli bir Türkiye kuracağımızı gördük ve bunu bütün dünyaya seslendirdik. Umudumuzu yeniden yeşerttirdik. Hepimiz umutluyuz. Biliyorsunuz umut bulaşıcıdır. Maltepe meydanı umutluysa Maltepe'nin tamamı umutludur. Herkes umut tohumlarını yeniden eksin. Aşımızı, ekmeğimizi paylaşmayı öğrendik. Bir ağaç gibi tek ve hür ve bir orman gibi kardeşçe yaşamayı özledik. Türkiye tarihinin en önemli sayfalarından birini yazdık.
Yürüyüş yaptık ne istiyoruz?
Bir; OHAL kalksın.
İki; Adliyeye, kışlaya, camiye siyaset girmesin. Yargı tarafsız kılınsın.
Üç; Özgür medya istiyoruz.
Dört; Üniverrsiteleri susturulmuş değil, konuşan bir Türkiye istiyoruz.
Milletin seçtiği vekillerin TBMM'de görev yapmasını istiyoruz.
FETÖ ile mücadelenin gerçekten yapılamasını ve darbe girişiminin siyasi ayağının ortaya çıkarılmasını istiyoruz.
Tek adam rehjimine hayır diyoruz. 
Gerçekten de kadın-erkek eşitliği istiyoruz. 
Gençlere saygı istiyoruz, gençleri önemsemeliyiz. 
Tüm anti demokratik uygulamaların sona erdirilmesini istiyoruz. 
450 kilometreyi yürürken ormanları fark ettim, yağmuru gördüm. Cennet gibi ülkeyi cehenneme çevirmeye kimin hakkı var. Bu ülkeyi cennet gibi yapmak bizim görevimiz değil mi? Niye yapmayalım?
10 maddelik adalet çağrısı
Biz, 15 Haziran’dan bu yana yürüyen on binler, bugün İstanbul Maltepe’de bir araya gelen yüzbinler, milyonlar olarak tüm Türkiye’ye ve dünyaya sesleniyoruz.
Biz, sadece ve sadece adalet istiyoruz. Sadece burada bir araya gelenler için değil, sadece bizleri destekleyenler için değil, herkes için adalet istiyoruz.
Biz, 25 gündür, on binlerce ağızdan hep birlikte haykırdığımız ‘Hak, Hukuk, Adalet’ talebimizin çok geç olmadan karşılanmasını istiyoruz.
Biz, siyasete ve toplumsal yaşama Adalet Yürüyüşümüzün gösterdiği barışçıllığın hakim olmasını istiyoruz.
Adalet bir haktır. Adalet hakkımızdır. Biz hakkımızı istiyoruz.
Adalet mülkün temelidir. Günümüz Türkiye’sinde mülkün temeli ne yazık ki sallanmaktadır. Gün, temelinde adalet olan yeni bir toplumsal sözleşme yapma günüdür.
İşte bu anlayışla bir araya gelen milyonlar olarak Türkiye’nin özellikle son bir yılda içine sokulduğu duruma dair tespitlerimiz ve en acil şekilde yerine getirilmesi gerekenlere ilişkin çağrımız şudur:
1. 15 Temmuz darbe girişimini bir kez daha açık ve kesin bir dille lanetliyoruz. 15 Temmuz gecesi TBMM’nin kararlı, onurlu duruşu ve halkımızın sokağa çıkarak FETÖ darbe girişimine karşı direnmesi ülkemizin anayasal ve demokratik kazanımı olmuştur. Biz buna sokağın/halkın 15 Temmuzu diyoruz. Ancak bu darbe girişiminin siyasi ayağının ortaya çıkarılması iktidar tarafından bilinçli olarak engellenmektedir. 249 şehidimizin aziz hatırası ve 2301 gazimiz için Fetullah Gülen Terör Örgütünün siyasi ayağı ortaya çıkarılmalı ve gerçek darbecilerden hesap sorulmalıdır.
2. İktidar tarafından 15 Temmuz darbe girişimi fırsat bilinerek, 20 Temmuz darbesi yapılmıştır. 20 Temmuz’da OHAL ilan edilmiş ve TBMM’nin yetkileri gasp edilmiştir. Biz buna Sarayın 15 Temmuzu diyoruz. Bir sivil darbeye dönüşen OHAL uygulamaları yasama, yargı ve yürütme gücünü tek kişide toplamıştır. OHAL derhal kaldırılmalı ve hukuk düzeni evrensel ilkelere uygun olarak yeniden tesis edilmelidir.
3. Yargıyı siyasetin emrine vermek demokrasiye ihanettir. Dolayısıyla demokrasinin, can ve mal güvenliğinin vazgeçilmez kuralı olan yargı bağımsızlığı ve tarafsızlığı sağlanmalıdır. Adil yargılanma hakkı eksiksiz bir şekilde uygulanmalıdır. “Kolektif suç” gibi insan haklarına aykırı uygulamalardan vazgeçilmelidir.
4. Bugün, OHAL uygulamalarıyla mağdurların yargıya erişim ve sosyal güvenlik hakları ellerinden alınmıştır. OHAL mağdurları adeta “sivil ölüme” terkedilmiştir. Mağdurların yargıya erişim ve sosyal güvenlik haklarını kısıtlayan tüm uygulamalara hukuk devletinin gereği olarak son verilmelidir.
5. 20 Temmuz sivil darbesinden sonra, 15 Temmuz darbe girişimiyle veya onun arkasındaki örgütle hiçbir ilişkisi bulunmayan, ama sırf Hükümete muhalif görüldüğü için bütün haklarından yoksun kılınan akademisyenler ve diğer kamu görevlileri görevlerine iade edilmelidir. Anayasa Mahkemesinin içtihatları dikkate alınarak, tutuklu milletvekilleri derhal serbest bırakılmalıdır.
6. 150’nin üzerinde gazetecinin hapiste olduğu bir ülkede demokrasiden söz edilemez. Sadece mesleklerini yaptıkları için tutuklanan gazeteciler derhal serbest bırakılmalı, medya üzerindeki tüm baskılara son verilmelidir. Düşünceyi ifade özgürlüğünün önündeki tüm engeller kaldırılmalıdır.
7. OHAL koşullarında, serbest tartışmanın yapılamadığı bir ortamda ve üstelik “devletin bütün imkânları seferber edilerek” gerçekleştirilen Anayasa değişikliği gayrimeşrudur. Toplumun ihtiyaçlarını karşılamayı amaçlayan anayasa yerine, bir kişinin beklentilerine yanıt veren bir Anayasa değişikliği Yüksek Seçim Kurulu’nun yasadışı kararıyla yürürlüğe konulmuştur. Bu bir “mühürsüz seçimdir.” Türkiye gayrimeşru bir anayasa ile yönetilemez, yönetilmemelidir.
8. Demokratik parlamenter sistem üzerindeki her türlü vesayet kaldırılmalıdır. Din ve vicdan özgürlüğünün güvencesi olan, insan haklarına dayalı demokratik, laik, sosyal hukuk devleti güçlendirilmeli, liyakat esası kamuda göreve başlama ve yükselmede esas alınmalıdır. Eğitimde laiklik ilkesinin aşındırılmasına son verilmeli ve toplumsal adaletsizliği yeniden üreten eğitim politikaları değiştirilmelidir.
9. Sadece hukuk alanında değil, toplumsal yaşamın bütün alanlarında yaygın bir adaletsiz düzen devam etmektedir. İşsizlik, yoksulluk, insanca yaşam ücretinden yoksunluk, örgütsüzlük, ayrımcılık, yaygın şiddet, terör gibi çok geniş bir yelpazede yaşanan toplumsal adaletsizliklerin giderilmesi için ortak irade geliştirilmelidir. Toplumsal barışımızı bozan tüm antidemokratik uygulamalara eşit yurttaşlık temelinde son verilmelidir. Toplumsal adaletsizliğin en vahim görünümlerden biri olan kadınlara karşı ayrımcılığın önüne geçilmeli, kadınların özgürlük alanları korunmalı, kadın hakları toplumsal hayatın her alanında uygulanmalıdır.
10. Son zamanlarda uygulanan saldırgan dış politika ülkemizin içindeki adaletsizlikleri de kökleştiren bir kısırdöngü yaratmıştır. Adalet sadece iç politikaya ve toplumsal yaşama değil uluslararası ilişkilere de hâkim olmalıdır. Türkiye coğrafyasındaki tüm halklara, tüm kimliklere kardeşçe, adilane yaklaşan, barışçıl ve uluslararası hukuka saygılı bir dış politikaya dönüş yapmalıdır. Türkiye yüzünü insan haklarına, hukuk devletine, adalete önem veren milletler ailesine çevirmelidir.
Hukuka ve Anayasaya saygı, adaleti sağlamanın ilk koşuludur. Hukuk güvenliğinin olmadığı ve adaletin gerçekleşmediği bir toplumda, kamu düzeni ve toplumsal barış sağlanamaz. Adaletsiz toplum ise, insan haysiyetinin zedelendiği bir toplumdur.
Bu “Adalet Çağrısı”; adaletin, insan haysiyetine saygının ve toplumsal barışın temeli olduğu inancıyla hazırlanmıştır.
Bu mücadele bizim mücadelemiz. Ve biz Türkiye’yiz. Adalet isteyen, barış isteyen, demokrasi, eşitlik, özgürlük ve kardeşlik isteyen Türkiye’yiz. Biz dünyadan kopmak değil, dünya ile barış içinde kardeşçe yaşamak isteyen Türkiye’yiz. Biz kavga değil huzur isteyen Türkiye’yiz. Biz halkız. Bu yol bizim yolumuz, bu meydanlar bizim meydanımız. Bu memleket bizim memleketimiz.
Korku duvarlarını yıkacağız
Bu mücadele adalet mücadelesi… Bu yürüyüş bizim yürüyüşümüz. Bu çağrıdaki tüm taleplerimiz karşılanıncaya kadar durmayacağız. Bu yürüyüş artık başladı. Korku duvarlarını yıkacağız. Adalet yürüyüşümüzün bu son günü yeni bir başlangıçtır… Yeni bir ilk adımdır.
Bu bağlamda Yasama/yürütme ve yargı erklerini kullanan bütün yetkililere bu uyarılarımızı iletirken, siyasal partileri, toplumun farklı kesimlerini, sivil toplum örgütlerini ve bütün yurttaşları, bildirinin hedeflerini sahiplenmeye ve hayata geçirmek için mücadeleye çağırıyoruz.
Şimdi bu çağrıyı Maltepe meydanında onaya sunuyorum. Kabul edenler el kaldırsın. Yeniden doğuyoruz, ülke için doğuyoruz. Bayrağımız, vatanımız için doğuyoruz. Kimsenin yaşam tarzına müdahale etmeden yürüyeceğiz. Hepinize şükran borçluyum.
Hiç kimse unutmasın, her Firavun'un Musa'sı vardır. Musa buradadır. Çünkü biz adalet istiyoruz. Adaletsizliğe, zulme karşı olacağız. Zulmün karşısında susan dilsiz şeytandır. Şeytan olmayacak bu ülkede. Hepinizi dostça kucaklıyorum.

Maltepe’de tarihi Adalet Buluşması

Türkiye'nin dört bir yanından yüz binlerce insan Maltepe'deki tarihi buluşmaya katılmak için İstanbul'a geldi. CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu, son 3 kilometreyi yalnız yürüyeceğini açıkladı ancak vatandaşlar CHP liderini yalnız bırakmadı. Kılıçdaroğlu son 1 kilometreyi tek başına yürüse de milletvekilleri, CHP'liler ve vatandaşlar kaldırımları ve yolun çevresini sararak adeta 'yalnız yürümeyeceksin' mesajı verdi.
15 Haziran Perşembe günü Ankara Güvenpark’tan yola çıkan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu öncülüğündeki Adalet Yürüyüşü bugün Maltepe Sahili’nde düzenlenen Adalet Mitingi ile sona erdi. CHP Lideri Kartal’daki Dragos Sahili’nden Maltepe’ye kadar son etabı tek başına yürüyeceğini açıkladı ama vatandaşlar kendisini yalnız bırakmadı. Adalet Mitingi’ne katılmak için bölgeye gelen vatandaşlar Kılıçdaroğlu’nun çevresini sardı.
CHP Lideri miting alanına 1 kilometre kala kısa bir mola verdi. Moladan sonra çevresindeki milletvekilleri ve vatandaşlar kaldırıma çıkartıldı. Böylelikle Kılıçdaroğlu, 15 Haziran Perşembe günü tek başına çıktığı Adalet Yürüyüşü’nü tek 9 Temmuz Pazar günü tek başına bitirdi.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun Maltepe Parkı’nda gerçekleşen Adalet mitingine çevik kuvvet ordusu eşliğinde girdi. Güvenlik kuvvetleri ‘Adalet’ yazılı döviz taşıyan Kılıçdaroğlu´nun etrafında etten duvar ördü. Kılıçdaroğlu alana yaklaştığında polis ekipleri yol kenarlarında geniş güvenlik önlemi aldı, zırhlı araçlar Kılıçdaroğlu’nun yolunu açarak alana girdi. Kılıçdaroğlu, saat 17:59’de alkışlar eşliğinde miting alanına girdi. Eşi Selvi Kılıçdaroğlu ile birlikte sahneye çıkan Kılıçdaroğlu, miting alanında bulunanları selamlayarak Adalet Yürüyüşü’ne katılanlara teşekkür etti.
MİTİNG ALANINDA GÜVENLİK ÜST DÜZEYDE
Adalet Mitingi’nin yapıldığı Maltepe Miting Alanı’na girişler 3 noktadan sağlandı. Bu 3 nokta da mitinge gelenler 200 metre arayla iki kez arandı. Çantalar X-RAY cihazlarından geçirildi. Arama bölgelerinde Özel Harekat Timleri de elleri tetikte nöbet tuttu. Minarelere ve yüksek bölgelere keskin nişancılar konuşlandırıldı.

SANATÇILAR DESTEK
Adalet Mitingi’ne Bedri Baykam, Eşber Yağmurdereli, Sumru Yavrucuk, İbrahim Kaboğlu, Rutkay Aziz, Nasuh Mahruki, Meltem Cumbul, Özgür Mumcu, Melika Demirağ, Kardeş Türküler, Erdal Erzincan, Levent Bozok, Orhan Alkaya, Atilla Atasoy, Ege, Kenan Kocatürk, Mustafa Alabora, Dilek Türkan, Gülriz Sururi ve Genco Erkal’ın da aralarında olduğu sanatçılar kürsüye davet edildi. Alandaki topluluğu selamlayan sanatçılar, hep bir ağızdan ‘Arkadaş’ şarkısını ve ‘Gençlik Marşı’nı seslendirdi. Miting Zülfü Livaneli ve Onur Akın mini birer konser verdi.
DENİZ BAYKAL: BU BİR DÖNÜM NOKTASI
CHP eski Genel Başkanı ve Antalya Milletvekili Deniz Baykal Adalet Mitingi’ne katılmak için Maltepe’ye geldi. Baykal, Adalet Mitingi için ‘bu bir dönüm noktasıdır. Tarihi bir gün yaşıyoruz’ dedi.

EMNİYET 1.6 MİLYON OLARAK AÇIKLADI
CHP Parti Meclisi üyesi Mehmet Ali Çelebi polisin verdiği resmi rakamlara göre adalet yürüyüşüne 1.6 milyon kişinin katıldığını söyledi.
‘HAK, HUKUK, ADALET’
15 Haziran günü Ankara Güvenpark'tan yola çıkan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu miting alanına elinde ‘adalet’ pankartıyla geldi. Kılıçdaroğlu, sahneye eşi Selvi Kılıçdaroğlu ile birlikte çıktı. Miting alanını dolduran yaklaşık 2 milyon insanın attığı ‘hak, hukuk, adalet’ sloganına eşlik etti.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun Ankara’dan İstanbul’a başlattığı ‘Adalet Yürüyüşü’nün bugün son etabının ardından düzenlenecek ‘Adalet Buluşması’ için gelenler Maltepe’deki miting alanını doldurdu. Yaklaşık 2 milyon kişinin doldurduğu miting alanında yer kalmadığı, güvenlik görevlilerinin mitinge gelenleri alan çevresine yerleştirdiği öğrenildi. (sözcü.com.tr)

9 Temmuz 2017 Pazar

Adalet yürüyüşünde yirmi beşinci ve son gün

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun öncülük ettiği tarihi Adalet Yürüyüşü dün 'hedef noktasına' 3 kilometre kala Kartal’daki Dragos Arkeolojik Kazı Alanı’nda noktalandı. Kılıçdaroğlu bugün 3 kilometrelik son mesafeyi tek başına yürüyecek ve Maltepe'deki büyük Adalet Buluşması'na katılacak.
15 Haziran Perşembe günü Ankara Güvenpark'tan yola çıkan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu öncülüğündeki adalet korteji, bugün sona eriyor. 24 günde 417 kilometre yürüyen Kılıçdaroğlu, bugün Dragos-Maltepe arasındaki son 3 kilometreyi yürüyecek.
KURMAYLARI DA EŞLİK EDECEK
CHP lideri Kılıçdaroğlu ve kurmayları dün gece Kartal Dragos’taki kamp alanında son durumu masaya yatırmak için bir toplantı yaptı. Toplantıdan Kılıçdaroğlu'na milletvekillerinin de eşlik etmesi kararı çıktı. Edinilen bilgiye göre CHP lideri ve milletvekilleri Maltepe'deki alana saat 16:30'da Dragos Arkeolojik Kazı Alanı'ndan  yürümeye başlayacak. CHP heyeti 17:30 sıralarında ise Maltepe’deki büyük Adalet Buluşması’na katılacak. CHP lideri  burada kürsüye gelerek konuşma yapacak.
BÜYÜK BULUŞMA 18:00’DE
1 buçuk milyon kişinin beklendiği ve saat 18:00’de başlayacak mitingde, sadece Türk Bayrağı, Atatürk posterleri ve ‘Adalet’ pankartları açılacak.
ENİS BERBEROĞLU ZİYARETİ
Kemal Kılıçdaroğlu ve milletvekillerinin önümüzdeki Salı veya Çarşamba günü Maltepe Cezaevi'nde tutuklu bulunan Enis Berberoğlu'nu ziyaret edeceği öğrenildi. Sözcü

7 Temmuz 2017 Cuma

Kemal Kılıçdaroğlu 'Adalet Yürüyüşü'nde İstanbul'a girdi

CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu Adalet Yürüyüşü'nün 23. gününde İstanbul'a girdi. Kılıçdaroğlu bugüne kadar 390 km yürüdü.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, saat 11.00'de Çayırova mevkiinde bulunan İstanbul yazılı trafik tabelasının önünden geçerek İstanbul sınırlarına giriş yaptı.
Kılıçdaroğlu, Adalet Yürüyüşü'nün 23'üncü gününde yürüyüşe başlamadan önce açıklama yaptı.

'Son derece mutluyum, huzurluyum'
Kılıçdaroğlu, "Bugün Kocaeli'den ayrılıyoruz. İstanbul'a giriyoruz. Son derece mutluyum, huzurluyum. Kimsenin burnu kanamadan uzun bir yolculuğu katedip İstanbul'a girmiş olacağız" dedi. Kemal Kılıçdaroğlu, "Ayı 9'unda, pazar günü bu yürüyüşü sonlandırmış olacağız. Ancak adalet arayışımızı değil, adalet arayışımız devam edecek" diye konuştu.

"Türkiye sadece iktidar partisinden ibaret değildir"
Avrupa Parlamentosu'nun kararını değerlendiren Kılıçdaroğlu, "Buradan Avrupa Parlamentosu'na seslenmek isterim. Biz herkes için adalet istiyoruz, sizden de adalet istiyoruz. Türkiye sadece iktidar partisinden ibaret değildir. Türkiye'de bir adalet yürüyüşü yapıyoruz, 10 binler var. Referandum yaptık. Yüzde 50'den fazlası demokrasi istiyor bu ülkenin. Dolayısıyla AB ile ilişkilerin askıya alınması değil daha sağlıklı ve tutarlı sürdürülmesi gerekiyor. Bu konuda umarım bizim adalet arayışımıza da destek vererek Türkiye'ye olan ilişkilerin devamı yönünde karar alırlar. Adalet sadece Türkiye için değil bütün insanlık için geçerli olan bir kavramdır. Avrupa Parlamentosu da adil davranarak Türkiye'ye olan ilişkileri sürdürme yönünde karar alır" şeklinde konuştu.

'Gandi'nin rekorunu kırmak güzel'
Habertürk'e konuşan Kılıçdaroğlu şunları söyledi: "Son derece mutluyum, güzel bir atmosferde adalet için yürüdük. Bu yürüyüşü gerçekleştirebileceğimi başlangıçta düşünememiştim. Gandi'nin rekorunu kırmak güzeldi"



Deniz Baykal 'Adalet Yürüyüşü'ne neden katılmadığını açıkladı

Eski CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, Adalet Yürüyüşü'ne katılmadığı için çok sayıda eleştiri almıştı. Baykal, yürüyüşe neden katılmadığını açıkladı.
Eski CHP Genel Başkanı ve Antalya Milletvekili Deniz Baykal'ın partinin şimdiki Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun başlatığı Adalet Yürüyüşü'ne neden katılmadığını, Hürriyet'ten Fatih Çekirge değerlendirdi.
Çekirge, Baykal'ın, "Bu yürüyüşün ruhunu paylaşan milyonlar var. Herkes gelip yürüyor mu? Yürüyen de yürümeyen de katkı yapıyor" dediğini aktardı.
Çekirge'nin yazısından ilgili yer şöyle:
''Neden yürümedi
“Atatürk, İnönü ve Ecevit’ten sonra CHP genel başkanlığı koltuğuna oturan Baykal neden yürümüyor?”
Bu soru o kadar soruldu ki. Cevabı Baykal’ın sözleri arasından ben seçiyorum:
“Bu yürüyüşün ruhunu paylaşan milyonlar var. Herkes gelip yürüyor mu? Yürüyen de yürümeyen de katkı yapıyor.”
Kemal Bey'i selamlayacağım
Baykal yürüyüşü İstanbul girişinde CHP il teşkilatıyla karşılayacak.
Orada Kılıçdaroğlu’nu selamlayarak kısa bir konuşma yapacak.
Özetle şöyle diyecek:
“Türkiye demokrasisi için çok önemli, medeni ve barışçıl bir tepki olmuştur. Kutlarım. Demokrasimizin gelişmesi açısından insanların tepkilerini barışçıl bir şekilde gösterebileceğinin kanıtı olmuştur. Türkiye’nin buna ihtiyacı var.” 

15 Haziran 2017 Perşembe

Kılıçdaroğlu Ankara'dan yürüyüşe bu sözlerle başladı

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, CHP milletvekili Enis Berberoğlu’nun tutuklanmasının ardından bugün Ankara’dan İstanbul’a ‘Adalet Yürüyüşü’nü başlattı. Güvenpark'a gelen Kılıçdaroğlu, "Bir dikta yönetimi ile karşı karşıyayız. Adaletin olmadığı bir ülkede yaşamak istemiyoruz. Her özgür ülke gibi uygar ülke gibi kendi ülkemizde barış içinde yaşamak istiyoruz. Bıçak kemiğe dayandı artık. Yeter diyoruz. Bunun için yürüyüşümüzü başlatıyoruz" diye konuştu. Kılıçdaroğlu'nun günde 18 km katedeceği, yürüyüşün 28 gün sürmesi bekleniyor.

Saat: 11.20 'Adalet Yürüyüşü'nü başlatmak için partililerle Güvenpark'a gelen CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, burada yaptığı konuşmada, ""Bir dikta yönetimi ile karşı karşıyayız. Adaletin olmadığı bir ülkede yaşamak istemiyoruz" dedi. Kıllıçdaroğlu şöyle konuştu:
"Bu ülkeye adalet ya gelecek ya gelecek. Daha önce söyledim, eğer bir bedel ödemek gerekiyorsa o bedeli önce biz ödeyeceğiz. Bu ülkenin geleceği için, çocuklarımızın geleceği için hep birlikte mücadele etmek zorundayız. Bu yürüyüşümüzün bir siyasal partiyle ilgisi yok. Bu yürüyüş kutlu bir yürüyüştür. Bu yürüyüş adalet yürüyüşüdür. Adaleti isteyen herkes bu yürüyüşe destek vermek zorundadır."
"Cezaevleri tıka basa dolu olan bir ülkede adalet olmaz. Adaletin olmadığı bir ülkede devlet olmaz. Adaletin olmadığı bir ülkede barış olmaz. Adaletin olmadığı bir ülkede huzur olmaz. Adalet adalet adalet… Bu soylu kavramın anlamını vermek, bu soylu kavramın gereğini yapmak zorundayız.
Herkesin düşüncesine saygılıyız. Herkesin siyasal görüşüne saygılıyız. Ama herkes ama herkes yargıyı, yargının bağımsızlığını ve adaleti savunmak zorundadır. Biz üzerimize düşeni yapıyoruz. Adaleti savunuyoruz."

"Bütün dünya duysun. Biz Türkiye’de kendi topraklarımızda bir dikta yönetimiyle karşı karşıyayız. Dikta istemiyoruz. 20 temmuz darbesini yapanları istemiyoruz. Kendi ülkemizde demokrasi istiyoruz. Özgürlük istiyoruz. Taşeron işçileri, emekliler, köylüler, işçiler, memurlar herkes için adalet istiyoruz.
Adaletin olmadığı yerde insan olmaz. İnsanca yaşamak için adalet istiyoruz."
CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, evinin önünde 'Adalet Yürüyüşü' öncesinde ise şu açıklamayı yaptı:
"Adaletin olmadığı bir yerde devlet de olmaz, adaletin olmadığı bir yerde insan da olmaz. O nedenle adalet yürüyüşünü başlatıyoruz. Bugün yürüyeceğim. Umuyorum, vicdanları sağır olanlar bizim bu yürüyüşümüz anlamını kavrarlar. Umuyorum vicdanları sağır olanlar bizim bu yürüyüşümüze bizim bu sesimize bizim bu sözümüze kulak verirler. Biz gerginlik istemiyoruz biz kavga istemiyoruz. Biz birlikte beraber huzur içinde yaşamak istiyoruz. Biz mahkemelerde gazeteciler istemiyoruz. Biz hapishanelerde gazeteciler istemiyoruz. Biz hapishanelerde öğretim üyeleri istemiyoruz. Dolayısıyla bunlar bize acı veriyor ve bu acıyı sonlandırmamız gerekiyor. Söylemiştim, eğer bir bedel ödemek gerekiyorsa o bedeli önce ben ödeyeceğim diye. Şimdi yürüyorum yürüyeceğim. İstanbul’a kadar bu son olmayacak. Bizim yürüyüşümüz bu ülkeye adalet gelinceye kadar devam edecek.

28 GÜN SÜRMESİ BEKLENİYOR
Ankara Güvenpark'tan başlayacak ve Maltepe Cezaevi'nde son bulacağı belirtilen yürüyüşte, Kemal Kılıçdaroğlu'nun günde 18 km katedeceği belirtildi. NTV'nin haberine göre, Kılıçdaroğlu ve CHP'lilerin yürüyüşünün 28 gün sürmesi bekleniyor. 69 yaşındaki CHP Lideri'nin, bu nedenle yürüyüşün yaratabileceği sıkıntıları kendisiyle paylaşanlara, "Siz kendinize bakın" şeklinde yanıt verdiği gelen bilgiler arasında.
VALİLİKTEN AÇIKLAMA
Ankara Valiliği, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun Güvenpark'tan başlatacağı yürüyüşe ilişkin güvenlik tedbirleri alındığını bildirdi. Valilikten yapılan açıklamada, Kılıçdaroğlu'nun Ankara Güvenpark'tan başlatacağı ve İstanbul Maltepe'ye kadar sürdüreceği yürüyüşle ilgili bazı önlemler alındığı belirtildi.

Açıklamada, şu ifadelere yer verildi:
"Yapılacak etkinlikte kamu düzeninin, kamu güvenliğinin, trafik düzeninin ve toplantıya katılanların güvenliğinin sağlanması esastır. Bu amaçla, alınacak güvenlik tedbirlerine etkinliği düzenleyen ve katılanların uyması zorunludur. Katılımcılar, Güvenpark'taki toplanma alanına üst araması yapılarak alınacaktır. Yürüyüşün Ankara ili sınırları içerisindeki kısımlarında katılımcıların güvenliğini ve trafik düzenini sağlamak amacıyla korteje, Valiliğimize bildirilen makul sayıdaki kişi katılabilecektir. İl merkezinden sonra yürüyüşe devam edecek olanlar, güvenlik kuvvetlerince kendilerinin tanınabilmesi ve güvenliklerinin sağlanabilmesi için pazu bandı, yelek ve yaka kartı kullanacaktır."
- Ankara sınırları içinde E-5 Karayolu güzergahı takip edilecek
Açıklamada, yürüyüş güzergahı olarak Ankara ili sınırları içinde E-5 Karayolu güzergahının takip edileceği duyuruldu.
Güzergahta bulunan yerleşim yerlerinde miting ve benzeri etkinlikler yapılamayacağı vurgulandı.
Yürüyüş sırasında varsa kaldırımlar, yoksa banketlerin kullanılacağı bildirilen açıklamada, taşıtların seyrine mani olacak ve trafik güvenliğini tehlikeye düşürecek şekilde yola girilemeyeceği kaydedildi. Valilik açıklamasında, katılımcıların can güvenliği ve trafik düzeninin sağlanması için hava kararmadan önce yürüyüşün günlük olarak sonlandırılacağı aktarıldı.
- Güvenpark'ta güvenlik tedbirleri
Yürüyüşün başlangıç noktası Güvenpark ve çevresinde, sabahın erken saatlerinden itibaren polis ekipleri tarafından yoğun güvenlik tedbiri alındı.
Parkın etrafı bariyerlerle kapatıldı, katılımcıların alana üst araması yapıldıktan sonra alınması için noktalar oluşturuldu. Genelkurmay Başkanlığı önündeki kavşaktan Güvenpark'a giden Milli Müdafaa Caddesi ulaşıma kapatılırken, parktaki dolmuş duraklarının hareket noktası yürüyüşün başlayacağı saate kadar İnönü Bulvarı'ndaki Deniz Kuvvetleri Komutanlığının önüne alındı. Güvenpark'ı Necatibey Caddesi'ne bağlayan Kumrular Caddesi ile Yahya Galip Caddesi de geçici süreyle trafiğe kapatılan yollar arasında yer aldı. Bu yollarda park halinde bulunan bütün araçlar güvenlik tedbirleri çerçevesinde kaldırıldı. Güvenlik önlemleri kapsamında bomba imha uzmanı ekipler de Güvenpark ve çevresinde dedektör köpeklerle arama yaptı.
Bu arada, hem yürüyüş güzergahında hem de Güvenpark ve Kızılay çevresinde çevik kuvvet polisleri görevlendirildi. (Kaynak:hürriyet.com.tr)

9 Mayıs 2017 Salı

CHP’de genel başkanlık için ilk aday Muharrem İnce!

CHP Yalova Milletvekili Muharrem İnce, bir özel televizyon canlı yayınında yaptığı açıklamasında, yeterli imza toplaması halinde genel başkanlık için aday olacağını söyledi.

Katıldığı programda gündeme ilişkin soruları yanıtlayan CHP Yalova Milletvekili Muharrem İnce, CHP’deki tartışmalarla ilgili önemli açıklamalarda bulundu. CHP’li Muharrem İnce, yeterli imza toplayabilmesi halinde aday olacağını söyledi.
Muharrem İnce, daha önce de CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na karşı yeterli imzayı toplayıp aday olmuştu. İnce, Kılıçdaroğlu’nun imza yeter sayısına bakmadan kurultay kararı alması gerektiğini söylerken, ”Parti içinde Saray’dan talimat alanlar var” iddialarının gerçeği yansıtmadığını söyledi

18 Nisan 2017 Salı

Kılıçdaroğlu: Bu seçimi tanımıyoruz

Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu resmi Twitter hesabından yaptığı açıklamada,"Tarihin "mühürsüz seçim" olarak yazacağı bu seçimi tanımıyoruz, tanımayacağız! Halkın iradesine saygı duyulmalı ve seçim tekrarlanmalıdır!" ifadelerini kullandı.

CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada şu ifadeler yer aldı: “OHAL koşullarında, baskılara rağmen milletimiz sandıklara gidip, ülkesinin geleceğine sahip çıkmıştır. Bunun için herkese teşekkür ediyorum. 16 Nisan’da hükümet ve YSK iş birliğinde milli iradeye darbe yapılmıştır! Her oyun peşine düşecek, tüm usulsüzlüklerin hesabını soracağız! YSK’nın mühürsüz oyları geçerli sayması, sandıktan “HAYIR” çıktığının açık kanıtıdır! Adalet yerini bulana kadar durmayacağız! Tarihin “mühürsüz seçim” olarak yazacağı bu seçimi tanımıyoruz, tanımayacağız! Halkın iradesine saygı duyulmalı ve seçim tekrarlanmalıdır! ”  DHA

17 Nisan 2017 Pazartesi

Kemal Kılıçdaroğlu'ndan YSK'ya sert eleştiri

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, anayasa değişikliği için yapılan referandum sonuçlarını değerlendirdi. Parti genel merkezinde konuşan Kılıçdaroğlu, YSK'ya yönelik sert eleştirilerde bulundu. CHP lideri, "Milletin kararına saygılıyız ama milletin kararına YSK gölge düşürmüştür" dedi.

Parti genel merkezinde kurmaylarıyla bir araya gelen Kılıçdaroğlu, sonrasında basın toplantısı düzenledi.
Türkiye'nin bir referandumu tamamladığını aktaran Kılıçdaroğlu, "Öncelikle, sandığa giden bütün yurttaşlarıma içten teşekkürlerimi sunuyorum. Bütün konuşmalarımda 'evet diyenin de 'hayır' diyenin de başımın üstünde yeri vardır' açıklamasını yapmıştım. Bu bağlamda sandığa gidip iradesini beyan eden bütün vatandaşlarıma teşekkürlerimi sunuyorum." diye konuştu.
Eşit olmayan koşullarda bir referandum gerçekleştirdiklerini, bunu herkesin bildiğini savunan Kılıçdaroğlu, koşullar uygun olmamasına karşın demokrasiye sahip çıkmak için ellerinden gelen her türlü çabayı hukuk zemininde kalarak gösterdiklerini ifade etti. Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:
"Evet'i savunanlar hukuk kurallarının dışına çıktılar ama biz özenle hukuk kurallarının içinde çaba harcadık, görüşlerimizi bütün vatandaşlarımızla paylaştık. Anayasalar birer toplumsal uzlaşma belgeleridir. Bunu da yaptığım bütün konuşmalarda ifade ettim. Hepimizin anayasası olacak, bir grubun, bir partinin, bir ailenin, bir kişinin anayasası değil. 80 milyonun anayasası olacak. O nedenle 'Toplumsal uzlaşma belgesidir anayasalar' diyorum. Bu referandum bir gerçeği ortaya çıkardı, toplumun en az yüzde 50'si buna 'hayır' diyor. Dolayısıyla bu anayasa değişikliği ve onun oluşturduğu bütün anayasa bir anlamda bir toplumsal uzlaşma belgesi olma niteliğini büyük ölçüde yitirmiş durumda. Daha önemlisi bu gerçek önümüzde dururken siyaset kurumuna bir görev düşüyor. Anayasayı bir toplumsal uzlaşma belgesi haline dönüştürmek. Bu Türkiye'yi hem içerde hem dışarıda çok daha güçlü bir devlet konumuna getirir. Bu çağrıyı bir partinin genel başkanı olarak yapmayı görev addediyorum."
"YSK, referandumu tartışmalı hale getirdi"
Hukuk devleti ve hukukun üstünlüğü kavramlarının çok önemli olduğunu vurgulayan Kılıçdaroğlu, parlamentoların yaptığı yasalara her vatandaşın, kurumun uymak zorunda olduğunu belirtti.
Yasalara uyulmazsa hukukun üstünlüğü ve hukuk devleti kavramının büyük ölçüde yara alacağını dile getiren Kılıçdaroğlu, "Yüksek Seçim Kurulu, üzülerek ifade edeyim, bu referandumu tartışmalı hale getirdi." ifadesini kullandı.
Seçim Kanunu'nun 98'inci maddesinde "Üzerinde ilçe seçim kurulu ve sandık kurulu mührü bulunmayan zarflar geçersiz sayılır." dendiğini anımsatan Kılıçdaroğlu, YSK'nın aldığı kararla bu zarfları geçerli kabul ettiğini söyledi.
Seçim Kanunu'nun 101'inci maddesinde ise "Arkasında sandık kurulu mührü bulunmayan oy pusulaları geçersizdir." ifadesinin yer aldığını hatırlatan Kılıçdaroğlu, YSK'nın buna da "geçerli" dediğini aktardı.
Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: "YSK'ya şu soruyu sormak isterim, Vatandaşlar görevlerini yaptılar, sandığa gittiler, oylarını kullandılar, hiçbir itiraz var mı? Hiçbir itirazımız yok. Vatandaşın oyuna sonuna kadar saygılıyız ama hiçbir kurum kendisini parlamentonun üstünde göremez, öyle bir yetkisi de yoktur. Kaldı ki yasa maddesi böyle, bu yasa maddelerine dayanarak çıkardığı genelge de böyle. 'Bunlar geçersizdir' diyor. Ama siz, oturuyorsunuz, iktidar partisinden birisinin itirazı
üzerine bunları geçerli sayıyorsunuz, neden? Kendinizi parlamentonun üzerinde hangi gerekçeyle görüyorsunuz ve hangi gerekçeyle yapılan referandumu tartışmalı hale getiriyorsunuz?"
"Sonuna kadar takip edeceğiz"
"Maç yapılırken, maçın ortasında kural değişmez, evrensel bir kuraldır bu. YSK, maçın ortasında, üstelik zarflar açıldıktan sonra yasalara aykırı olarak kuralları değiştiriyor. Bunu doğru bulmuyoruz, asla kabul etmiyoruz. Milletin kararına saygılıyız ama milletin kararına YSK gölge düşürmüştür." diyen Kılıçdaroğlu, hukuksal açıdan da kamu vicdanı açısından da referandumun meşruiyetinin YSK tarafından tartışmalı hale getirildiğini savundu.
Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti: "YSK, seçimin güvenliğinden sorumluyken, bir referandumu tartışmalı hale getiriyor. Aklın alacağı şey değil. Biz büyük bir milletiz, içeride ve dışarıda güçlü olmak isteriz. Gücümüzü hukuktan, hukukun üstünlüğünden almalıyız. Kurumlar, yasalara uygun hareket etmek zorunda. Yapılan bir yanlış, bir referandumu tartışmalı hale getiriyor. Alınan yasalara aykırı karar, referandumu tartışmalı hale getiriyor. Bun asla doğru bulmuyoruz ve bunu sonuna kadar takip edeceğiz."
Bu arada, CHP Genel Merkezi'nde giriş katında toplanan bazı partililer alınan sonuca tepki gösterdi. Partililerden bazıları "istifa" yönünde, bazıları Kılıçdaroğlu'na destek sloganları attı.

11 Mart 2017 Cumartesi

CHP liderinin oğlu Kerem Kılıçdaroğlu ODTÜ'de hoca oldu

CHP lideri Kılıçdaroğlu'nun oğlu Kerem Kılıçdaroğlu, ODTÜ’de hoca oldu; Asya Çalışmaları alanında yüksek lisans öğrencilerine ders vermeye başladı.

CHP lideri Kılıçdaroğlu'nun oğlu Kerem Kılıçdaroğlu, ODTÜ’de Sosyal Bilimler Enstitüsü Asya Çalışmaları alanında yüksek lisans öğrencilerine part-time ders vermeye başladı.
Habertürk Gazetesi'nin haberine göre, CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun doktorasını “siyasette kayırmacılık” üzerine Kore Üniversitesi’nde Kore Cumhuriyeti’nin bursuyla tamamlayan oğlu Kerem Kılıçdaroğlu, Ankara’ya döndü. Kerem Kılıçdaroğlu, ODTÜ’de Sosyal Bilimler Enstitüsü Asya Çalışmaları alanında yüksek lisans öğrencilerine part-time ders vermeye başladı.
'Bedelli' yapmamıştı, askere gidecek
Kılıçdaroğlu’nun yıl sonunda askeri yükümlülüğünü yerine getirinceye kadar ders vermeye devam edeceği öğrenildi. Kerem Kılıçdaroğlu 2014’te yürürlüğe giren bedelli askerlik uygulamasından hakkı olmasına rağmen yararlanmamış ve zorunlu askerlik hizmetini yerine getireceğini açıklamıştı.

2 Şubat 2017 Perşembe

CHP'li vekiller sahaya iniyor

Referanduma 'hayır' diyecek olan CHP'nin hazırlıkları sürüyor. Kılıçdaroğlu bu kapsamda tüm il ve ilçe başkanlarını pazar günü Ankara'ya çağırdı.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu başkanlığında parti genel merkezinde dün toplanan CHP MYK, yak laşık üç saat sürdü. Alınan bilgilere göre toplantıda nisan ayının ilk yarısında yapılması öngörülen Anayasa değişikliği teklifine ilişkin referandum çalışmalarının hızlandırılması kararlaştırıldı. Bu kapsamda Kılıçdaroğlu'nun pazar günü tüm il ve ilçe başkanlarını Ankara'ya çağırdığı, il ve ilçe başkanlarına referandumda nasıl davranacaklarına ve "hayır" kampanyasını nasıl yürüteceklerine ilişkin kapsamlı bir değerlendirme sunulacağını açıkladığı öğrenildi.
'Sert söylemden kaçının'
Milliyet'in haberine göre, Kılıçdaroğlu'nun önümüzdeki hafta Parti Meclisi ve milletvekili grubuyla birlikte bir toplantı gerçekleştireceğini, bazı eski siyasilerle de bu kapsamda bir buluşma tasarlandığını anlattığı ifade edildi. Kılıçdaroğlu'nun "hayır" kampanyasının partiler üstü olması gerektiği, kampanya boyunca CHP bayrağının kullanılmaması gerektiği, parti içine hitap edecek sert söylemlerden kaçınılması uyarısında bulunduğu öğrenilirken, sandık ve seçim güvenliğine özel önem verileceği, bu kapsamda sandık görevlilerinin şimdiden belirlenmesi kararı benimsendi.
Kılıçdaroğlu o ismin istifasını istiyor
Kılıçdaroğlu, önceki seçim kampanyalarına kıyasla daha az miting yapacağı, seçimin "parti seçimi" olmaması nedeniyle daha az görünür olmayı tercih edeceği öğrenildi. Toplantıda, kampanya sürecinin nasıl yürütülmesi konusunda da görüş alışverişinde bulunulurken, bir strateji ekibinin oluşturulmasının doğru olacağı değerlendirmeleri yapıldı.
Toplantıda ayrıca önceki gün, 7 yıl önceki tweet'leri nedeniyle CHP PM üyesi Sera Kadıgil'in gözaltına alınması konusu ele alındı. Kılıçdaroğlu'nun Kadıgil'e yapılan uygulamalarının referandumda "hayır" diyeceklere yönelik bir linç kampanyası yürütülerek bir algı oluşturulmaya çalışıldığını aktardığı ifade edildi. Kılıçdaroğlu, iletişim giderleri tartışma konusu olan Adana Milletvekili Elif Doğan Türkmen'in durumunu önce MYK'da ardından TBMM'de bir araya geldiği kurmaylarıyla ele aldı. Türkmen'e Başkanlık Divanı'ndaki görevini bırakması için bugüne kadar süre tanındığı öğrenildi.
Dört koldan kampanya
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun partili ilçe ve belde belediye başkanlarına referandum sürecinde parti rozetini çıkarıp belde sakinlerine anayasa değişikliği teklifinin neler getirdiğini anlatma talimatı verdiği, partinin dört önemli isminin referandum sürecinde Türkiye'yi dolaşacağı bilgisini paylaştığı öğrenildi. Kılıçdaroğlu, bu isimlerin eski Genel Başkan Deniz Baykal, Genel Başkan Yardımcısı Haluk Koç, İstanbul Milletvekili Gürsel Tekin ve Yalova Milletvekili Muharrem İnce olacağı bilgisini verdi.
Kılıçdaroğlu, önceki gün parti genel merkezinde İç Anadolu ve Doğu Anadolu'da bulunan partili ilçe ve belde belediye başkanlarıyla buluştu. Yaklaşık 4 saat süren toplantının 1 saatlik bölümüne katılan Kılıçdaroğlu'nun, "Referandum sürecinde parti rozetinizi çıkarmanız gerekiyor. Anayasa maddelerinin ne anlama geldiğini halka en iyi siz ifade edebilirsiniz. Beldenizin sakinlerine anayasa değişikliğinin neler getirdiğini anlatmanız gerekiyor çünkü halk şu anda teklifin ne getirdiğine hakim değil" talimatını verdiği öğrenildi.
Otobüs tahsis edilecek
Sorunun bir parti sorunu değil demokrasi sorunu olduğunu vurgulayan Kılıçdaroğlu'nun halka gerçekleri anlatmak için partinin dört önemli ismine birer otobüs tahsis edileceğini, bu isimlerin Türkiye'yi dolaşacağını, ancak sayının ihtiyaca göre artabileceği bilgisini paylaştığı da ifade edildi. Kılıçdaroğlu'nun bu isimlerin eski Genel Başkan Deniz Baykal, Genel Başkan Yardımcısı Haluk Koç, İstanbul Milletvekili Gürsel Tekin ve Yalova Milletvekili Muharrem İnce olacağı bilgisini verdiği kaydedildi.
Görüşmeler sürecek
CHP'de geçtiğimiz günlerde referandum sürecine yönelik olarak Ankara'da büyükşehir ve il belediye başkanları ile bir toplantı gerçekleştirilmiş, İstanbul'da ise İstanbul'un ilçe belediye başkanları ile bilgi alışverişinde bulunulmuştu. Toplantıların bugün Marmara, yarın Ege, pazartesi günü de Akdeniz'deki ilçe ve belde belediye başkanlarıyla devam etmesi öngörülüyor.

5 Ocak 2017 Perşembe

Kemal Kılıçdaroğlu: Pazartesiden itibaren televizyonları izleyin

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Tekirdağ Büyükşehir Belediyesi'nin 45 dev yatırımının "Toplu Açılış Ve Temel Atma Töreni" ne katıldı. Kılıçdaroğlu, halka çağrıda bulundu. 'Pazartesiden itibaren Meclis TV'yi izleyin' dedi.

TBMM'de pazartesi günü anayasa görüşmeleri başlayacak. CHP lideri Kılıçdaroğlu'nun gündeminde de bu konu vardı. Yeni anayasaya kesinlikle karşı çıkacaklarını ifade eden Kılıçdaroğlu, 'Mücadelemizi TBMM'de sürdüreceğiz' dedi.
Kılıçdaroğlu'nun konuşmasından satır başları:
Gazetelerin, televizyonların kapatıldığı bir Türkiye istemiyoruz. Bizim gibi düşünmeyenlerin bile düşüncelerini özgürce ifade edebildikleri bir Türkiye istiyoruz. Mustafa Kemal'in Türkiye'sini istiyoruz. 15 Temmuz darbe girişimi aydınlanmadı, bir daha söylüyorum, 15 Temmuz darbe girişimi tam aydınlanmış değildir. Sorduk, 15 Temmuz darbesinden haberiniz var mıydı, yok muydu. Cevabını almış değiliz. Bir kez daha soruyorum, ey hükümet yetkilileri, 15 Temmuz darbe girişiminden önceden haberiniz var mıydı, yok muydu?
Kim bu Adil Öksüz?
Hatırlarsınız sormuştum, bu Adil Öksüz kimdir diye. Askeri birliğin içinde yakalanıyor. Herkesin eline kelepçe takılırken buna takılmıyor. Herkesin cep telefonları toplanırken bununki alınmıyor. Herkesin konuşması yasakken bu beyefendi telefonla konuşmaya devam ediyor. Herkes tutuklanıyor, bu tutuklanmıyor. Telefonları eline veriyor, serbestsin deniyor. Kim bu Adil Öksüz, kim olduğunu ben de biliyorum, onlar da biliyorlar.
FETÖ terör örgütünün bütün olaylarını bilen bir kişi, üstelik bir akademisyen. Nasıl oluyor da bu GPS cihazıyla birlikte ellerine kelepçe vurulmadan serbest bırakılıyor. Bunu bilmeden bu olayı aydınlatamayız. TBMM'de darbe girişimini araştırma komisyonu kuruldu. Komisyonun AKP'li üyeleri eskiden Fethullah Gülen'e övgüler düzen kişilerdi. Bunun takipçisi olacağız, hesabını mutlaka soracağız. 20 Temmuz'da OHAL'i ilan ettiler. Şimdi, olağan hal üstünden yararlanarak anayasayı değiştirmek istiyorlar, rejimini değiştirmek istiyorlar. Dikta rejimine geçmek istiyorlar. Çok partili hayatı sınırlandırmak istiyorlar. Sen neden buna destek vermedin diyorlar. Bu proje, bu anayasa değişikliği Türkiye Cumhuriyeti tarihine ihanettir. Milli kurtuluş savaşının ruhuna ihanettir. CHP, ihanet içinde olmayan partidir. Önce itiraz ettiler, sonra itiraf ettiler "Evet biz bir rejim değişikliği yapıyoruz vesayetten kurtarıyoruz" diyorlar. Bir vesayetten kurtarıyorsun, çok daha ağır bir vesayete sokuyorsun. Pazartesi gününden itibaren parlamentoyu izleyin, CHP'nin değerlerimizi korumak için verdiğimiz mücadeleye tanık olacaksınız. Sizin için, ülkemiz için, bayrağımız için, bu ülkeyi bize emanet eden Mustafa Kemal Atatürk için bu mücadeleyi vereceğiz.
Pazartesi televizyonları izleyin
Kadınlarımıza sesleniyorum. 1934 yılında Yunanistan'dan İsviçre'den Japonya'dan önce seçme ve seçilme hakkını Atatürk size verdi. Bunu unutmayın. Çocuklarınız huzur içinde oyun oynayabiliyor, okununa gidebiliyorsa, gitmesini istiyorsunuz birlikte bu karanlık tabloyu değiştirebiliriz.
Milli Kurtuluş Savaşını yürüten bu Gazi Meclis, kendisini feshetme yetkisini başkasına veremez. Bu Meclis Atatürk'e bile başkomutanlık yetisini belli dönemlerde vermiştir. Pazartesinden itibaren televizyonları izleyin, ne kadar verirlerse, Mücadelemizi TBMM Genel Kurulu'nda vereceğiz. Demokrasiyi, rejili korumak için, bağımsız yargıyı, özgür medya bu mücadeleyi yapacağız.
Bir bedel ödenecekse o parlamentoda ilk bedeli önce CHP'li vekiller ödeyecektir. Anayasa kitapçığı herkesin kitabı olmak zorundadır.

2 Ocak 2017 Pazartesi

Kılıçdaroğlu'na suikast ihbarı

Başbakan Binali Yıldırım’ın, Ortaköy’de yaşanan katliamdan kısa bir süre önce CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’na suikast ihbarlarının arttığı yönünde bilgi verdiği öğrenildi. Kılıçdaroğlu, acil boyuttaki ihbarlar nedeniyle zaman kaybedilmemesi için yüz yüze görüşme beklenmeden telefonla bilgilendirildi.

Cumhuriyet gazetesinden Erdem Gül'ün haberine göre, 2016’nın ardından 2017’ye de katliam ve terör saldırılarıyla giren Türkiye’de tehlikenin daha da ciddi olduğunu gösteren bir gelişme yaşandı. Hükümetin en üst düzeyinden CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ve muhalefet liderlerine saldırı ve suikast uyarısı yapıldı.
Kılıçdaroğlu’na saldırı ve suikast uyarısı yılın son günlerinde geldi. Uyarı, yılın ilk saatlerinde İstanbul’da Reina’ya düzenlenen saldırı öncesinde yapıldı.
Başta ana muhalefet lideri olarak Kılıçdaroğlu ve muhalefet partilerinin liderlerini hedef alacak suikast ihbarlarının arttığı uyarısı iletildi. Acil boyuttaki ihbarlar nedeniyle zaman kaybedilmemesi için yüz yüze görüşme beklenmeden Kılıçdaroğlu telefonla bilgilendirildi.
Çok gizli tutulan uyarının bizzat Başbakan Binali Yıldırım’dan geldiği ve MHP lideri Devlet Bahçeli’nin de aynı yönde bilgilendirilmiş olabileceği belirtiliyor. Kılıçdaroğlu’na ihbarlar ve değerlendirmelerin ciddi olduğu belirtilerek, her türlü önlemin alınması gerektiği, bu çerçevede zırhlı araç tahsis edileceği bilgisi verildi. Ancak Kılıçdaroğlu’nun halen zırhlı aracı kullanmaya başlamadığı öğrenildi.

17 Aralık 2016 Cumartesi

Kılıçdaroğlu: Bu oyuna kimse gelmemeli

Kayseri'deki terör saldırısının ardından CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Başbakan Binali Yıldırım'ı arayarak taziyelerini iletti. Kılıçdaroğlu "Terör konusunda dik ve onurlu durursak, teröre boyun eğmezsek bu olayı aşarız" dedi.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Kayseri Valisi Süleyman Kamçı'yı telefonla arayarak, Kayseri'degerçekleşen terör saldırısına ilişkin bilgi aldı.
CHP Basın Birimi'nden yapılan açıklamaya göre, Kılıçdaroğlu, saldırıda hayatını kaybedenlere Allah'tan rahmet, yaralılara şifa diledi.
Kemal Kılıçdaroğlu, terör saldırısı nedeniyle Vali Kamçı'ya başsağlığı ve geçmiş olsun dileklerini iletti
BAŞBAKAN'LA DA GÖRÜŞTÜ
CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu Kayseri Valisi Kamçı'yla yaptığı görüşmenin ardından Başbakan Binali Yıldırım'ı da aradı. Saldırıya ilişkin taziyelerini ve dayanışma dileklerini ileten Kemal Kılıçdaroğlu, Başbakan'dan gelişmelere ilişkin bilgi aldı.
KILIÇDAROĞLU: BU OYUNA KİMSE GELMEMELİ
CHP lideri daha sonra kameralar karşısına geçerek açıklama yaptı. Saldırıyı kınayan Kemal Kılıçdaroğlu birlik ve beraberlik mesajı verdi.
Kılıçdaroğlu yaptığı açıklamada, "Terör konusunda dik ve onurlu durursak, teröre boyun eğmezsek bu olayı aşarız. Teröristler amaçlarına ulaşmak için toplumda yılgınlık yaratmak, karışıklık yaratmak, toplumu birbirine düşürmek isterler. Toplum olarak teröre karşı mücadele edeceğiz. Bu oyuna hiç kimse gelmemeli. Hepimiz dik, onurlu, vakur bir duruş sergilemek zorundayız. Daha önce de söyledim güvenlik güçlerine sıkılmış bir kurşun millete sıkılmış bir kurşundur. Yapılan her eylem millete yapılmış bir eylemdir.
Şehitlerimiz var, biz ne dersek diyelim ateş düştüğü yeri yakar. İnşallah bu son olur ve Türkiye bir daha böyle olaylarla karşı karşıya gelmez" ifadelerini kullandı.  ntvmsnc

11 Aralık 2016 Pazar

Kılıçdaroğlu: "Karanlık güçleri lanetliyorum"

CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, dün gece İstanbul'da 38 kişinin hayatını kaybettiği terör saldırını kınadı.

Yazılı bir açıklama yapan Kılıçdaroğlu, "Saldırıyı yapanları, saldırının arkasındaki karanlık güçleri lanetliyorum." dedi.

Hükümete terörle mücadele konusunda her türlü desteği vermeye hazır olduklarını bildiren CHP lideri, "İktidar, ülkemizin, akılcı, bilimsel, sürdürülebilir ve milli bir terörle mücadele politikasına ihtiyacı olduğunu vakit geçirmeksizin kabul etmek zorundadır." ifadesini kullandı.

Kemal Kılıçdaroğlu, İstanbul'daki terör saldırısına ilişkin Emniyet Genel Müdürü Selami Altınok'tan da bilgi aldı, kendisine başsağlığı ve geçmiş olsun dileklerini iletti.

Partiden yapılan açıklamaya göre, Kılıçdaroğlu, Emniyet Genel Müdürü Altınok'u telefonla aradı.
Saldırıda hayatını kaybedenlere rahmet, yaralılara şifa dileyen Kılıçdaroğlu, terör saldırısına ilişkin bilgi aldığı Altınok'a başsağlığı ve geçmiş olsun dileklerini iletti.

Öte yandan CHP Merkez Yürütme Kurulu saldırı nedeniyle yarın olağanüstü toplanacak.

7 Aralık 2016 Çarşamba

İsmet Sezgin hayatını kaybetti

Eski bakanlardan İsmet Sezgin, tedavi gördüğü Gülhane Askeri Tıp Akademisi'nde 88 yaşında hayatını kaybetti.

Türk siyasetinin deneyimli ismi İsmet Sezgin 88 yaşında hayatını kaybetti. Eski Meclis Başkanı Sezgin, bir süredir Ankara Gülhane Araştırma Hastanesi’nde yoğun bakımda tedavi altındaydı.
 25 gündür Ankara GATA’da tedavi görmekte olan Aydınlı eski bakanlardan İsmet Sezgin (88), bu akşam saatlerinde tedavi gördüğü hastanede septik şoka bağlı olarak gelişen çoklu organ yetmezliği nedeniyle hayatını kaybetti.

CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN’DAN TAZİYE MESAJI

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, siyasetçi İsmet Sezgin'in vefatı dolayısıyla taziye mesajı yayımladı.Cumhurbaşkanı Erdoğan mesajında şu ifadelere yer verdi:“Türk siyasetinin saygıdeğer isimlerinden İsmet Sezgin'in vefatını derin bir teessürle öğrendim. Meclis Başkanlığı ve Bakanlık başta olmak üzere üstlendiği çeşitli görevlerde ülkemize değerli katkılarda bulunan, Türk siyasetinin ‘İsmet Abi'si olarak da tanınan merhum, her zaman saygı ve sevgiyle yad edilecektir. Merhum İsmet Sezgin'e Allah'tan rahmet niyaz ediyor, yakınlarına başsağlığı diliyorum.”

KEMAL KILIÇDAROĞLU: TÜRK SİYASETİNİN İSMET ABİ’Sİ ARAMIZDAN AYRILDI

CHP Genelbaşkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Twitter hesabından, tedavi gördüğü hastanede 88 yaşında yaşamını yitiren İsmet Sezgin’in sevenlerine başsağlığı dileklerinde bulundu.
Kılıçdaroğlu’nun mesajında, ”Türk siyasetinin ‘İsmet Abi’si aramızdan ayrıldı… Kendisine Allah’tan rahmet, sevenlerine başsağlığı dilerim” ifadeleri yer aldı.

İSMET SEZGİN KİMDİR?

İsmet Sezgin, 1928 yılında Aydın‘da ailenin ikisi kız 9 çocuğundan en büyüğü olarak doğmuştur. İlköğrenimini Aydın'da, orta ve lise öğrenimini İzmir‘de tamamladı. İzmir Yüksek Ekonomi ve Ticaret Okulundan 1950 yılında mezun oldu. Öğrencilik yıllarında atletizmle uğraştı. Talebe Cemiyeti başkanli Talebe Federasyonu'nun aktif bir üyesi oldu.

İsmet Sezgin, 1950 yılında okuldan mezun olunca hemen Türkiye Emlak Kredi Bankası'nın Denizli şubesinde göreve başladı. 1952 yılında Denizli'de matematik öğretmenliği yapan Saadet hanımla evlendi. Ayrıca aynı yıl Demokrat Parti (DP) Denizli İl İdare Kuruluna seçilerek politikaya atıldı.
İsmet Sezgin,1955 yılında Aydın Belediye Başkanı seçildi. 1960 yılına kadar bu görevini yaptı. Ta ki 27 Mayıs 1960 tarihinde ihtilal olduğunda tutuklandı ve görevden el çektirildi. Serbest bırakıldıktan sonra Aydın'da Adalet Partisi (AP) il teşkilatını kurdu. 1961 yılında yapılan milletvekili seçimlerinde Aydın Milletvekili seçildi.

İsmet Sezgin,1963 yılından 1985 yılına kadar Türk Belediyeciler Birliği'nin Genel Başkanlığını yaptı. 1966-1967 yılları arasında Gençlerbirliği Başkanlığı görevinde bulundu. 1968 yılında AP Genel Başkan Yardımcılığını üstlendi.

İsmet Sezgin, 3 Kasım 1969 tarihinde Süleyman Demirel‘in kurduğu ikinci hükümetin ve Türkiye'de ilk kez oluşturulan Gençlik ve Spor Bakanlığının başına bakan olarak geldi. 6 Mart 1970 tarihinde kurulan 3. Süleyman Demirel hükümetinde de Gençlik ve Spor Bakanı görevi yaptı. 12 Mart 1971 Muhtırası'nın ardından kurulan I. Nihat Erim Hükümeti'nin göreve başlamasıyla bakanlıktan ayrıldı.
12 Kasım 1979 tarihinde kurulan 4. Demirel Hükümeti'nde Maliye Bakanı oldu. Bu görevi de 12 Eylül 1980 tarihindeki İhtilal'e kadar yapmıştır.

İsmet Sezgin, Siyasi yasaklarının kalkmasından sonra 1987 yılında Doğru Yol Partisi‘ne (DYP) girdi. 1991 yılında yapılan seçimlerde DYP'den yeniden Aydın Milletvekili seçildi. Ardından 20 Kasım 1991 tarihinde kurulan 7. Demirel Hükümeti'nde İçişleri Bakanı oldu.

16 Mayıs1993 tarihinde Süleyman Demirel'in Cumhurbaşkanı seçilmesi ile boşalan DYP başkanlığına adaylığını koydu ancak, DYP Kongresinde Tansu Çiller seçildi. 1995 yılında TBMM Başkanlığına seçildi ve bu görevi seçime kadar sürdürdü.

Refahyol Hükümeti'ne tepki göstererek DYP'den Temmuz 1996 istifa etti. 7 Ocak 1997'de kurulan Demokrat Türkiye Partisi‘nin (DTP) kurucularından oldu. 30 Haziran 1997 tarihinde kurulan 3. Mesut Yılmaz Hükümetinde DTP'den Millî Savunma Bakanlığı yaptı, 17 Nisan 1999 tarihinde DTP parti başkanlığından istifa eden Hüsamettin Cindoruk‘un yerine başkan oldu. 18 Mayıs 2002 tarihinde bu görevini bırakarak aktif politikadan ayrılmıştır.

İzmir'in Bornova ilçesinde, Atatürk Mahallesi'nde “İsmet Sezgin” adını taşıyan bir ilköğretim okulu vardır.

İsmet Sezgin, 1952 yılında öğretmen Saadet Sezgin ile evlendi. Eşi 2004 yılında vefat etti. Seynan Levent ve Ayşe Sezgin adında iki kızı vardır.

Siyasi Kariyeri :

1952-1960 – Demokrat Parti
1961-1980 – Adalet Partisi
1987-1996 – Doğru Yol Partisi
1997-2002 – Demokrat Türkiye Partisi