cinsel istismar etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
cinsel istismar etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

17 Aralık 2016 Cumartesi

Çocukları sosyal medyada korkutup taciz eden adam tutuklandı

Tekirdağ'da sosyal medya üzerinden çocuklarla iletişime geçip onları korkutarak cinsel tacizde bulunduğu öne sürülen 33 yaşındaki G.K. tutuklanarak cezaevine gönderildi. G.K.'nin en son 2 kız çocuğundan cinsel içerikli fotoğraf ve görüntü istediği öne sürüldü.
Tekirdağ’da sosyal medya üzerinden çocuklarla iletişime geçip onları korkutarak, cinsel tacizde bulunduğu ileri sürülen şahıs, çıkarıldığı mahkemece tutuklanarak cezaevine konuldu .Edinilen bilgiye göre Tekirdağ’da sosyal medyadan yaşları 9 ile 15 arasında değişen çocuklarla iletişim kurarak, cinsel tacizde bulunduğu öne sürülen 33 yaşındaki G.K. 2 kız çocuğuyla iletişime geçti.
Aileler şikayetçi oldu
Sosyal medya üzerinden 2 kız çocuğuyla iletişim kuran G.K. çocuklara baskı kurarak ve korkutarak onlardan cinsel içerikli fotoğraf ve görüntü istedi. Çocukları tarafından durumdan haberdar olan aileler ise durumu polis ekiplerine bildirdi. Bunun üzerine hareket geçen polis ekipleri, G.K.’yi kaldığı evde kıskıvrak yakaladı. Polis ekipleri tarafından gözaltına alınan G.K. emniyetteki işlemlerinin ardından, adliyeye sevk edildi. Adliyeye sevk edilen G.K. çıkarıldığı mahkemece tutuklanarak cezaevine gönderildi.

16 Aralık 2016 Cuma

Eğitimli suçlular iflastan, eğitimsizler cinsel suçtan yatıyor

Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) “Ceza İnfaz Kurumu İstatistikleri 2015” araştırmasına göre, yüksekokul ve üniversite mezunlarının cezaevine en çok icra ve iflas suçlarından, ilkokul mezunlarının ise cinsel suçlardan girdiği belirlendi.

TÜİK tarafından yapılan araştırmada, öğrenim durumuna göre cezaevlerinde cinsel suçtan yatanların yüzde 34.3’ünü ilköğretim mezunları oluşturdu. Ceza infaz kurumuna 1 Ocak- 31 Aralık 2015 tarihleri arasında giren hükümlüler eğitim durumu itibarıyla değerlendirildi. Okur-yazar olup bir okul bitirmeyenlerde yüzde 35.7, okumayazma bilmeyenlerde yüzde 29.4 ilköğretim mezunlarında yüzde 23.1, ilkokul mezunlarında yüzde 15.5 ile hırsızlık suçu; ortaokul ve dengi meslek okulu yüzde 16, lise ve dengi meslek okulu mezunlarında yüzde 13.7 ile yaralama suçu ve yükseköğretim mezunlarında yüzde 17.4 ile İcra İflas Kanunu’na muhalefet suçu ilk sıralarda yer aldı.

Cezaevlerindekilerin yüzde 85'i hükümlü

TÜİK tarafından, Adalet Bakanlığı Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi veri tabanından manyetik ortamda derlenen bilgiler sonucu oluşturulan “Ceza İnfaz Kurumu İstatistikleri, 2015” araştırmasına göre, ceza infaz kurumlarının 31 Aralık 2015 tarihindeki nüfusunun yüzde 85.4’ünü hükümlüler, yüzde 14.6’sını tutuklular oluşturdu. Bu sayının yüzde 96.3’ü erkekler, yüzde 3.7’sini ise kadınlardan oluştu

8 Aralık 2016 Perşembe

İzmir'de gönüllü öğretmenlik için köye giden 6 kadına cinsel saldırı

İzmir’in Karabağlar İlçesi’ne bağlı bir köyde kursa gidemeyen 35 öğrenciye gönüllü olarak ders veren 6 kadın öğretmen, misafir olarak kaldıkları konteyner evde tecavüze uğramaktan son anda kurtuldu. Kadınlar dava açtı. Emekli matematik öğretmeni F.Ö., ''İlk duruşmada hâkimin olayı basit bir laf atma olarak görmesi, ‘Sizin orada ne işiniz vardı?’ şeklinde yaklaşması bizi çok üzdü'' dedi.


Habertürk Gazetesi'nden Melis Apaydın İde'nin haberine göre saldırı, kadınların şikâyetçi olup dava açmalarıyla ortaya çıktı.

S.C. (39), İ.P. (26), B.D. (26), E.Ş. (40), F.Ö. (66) ve B.Ö. (26) adlı 6 gönüllü öğretmen, 2015 yılının eylül ayında Karabağlar’a bağlı bir köyde yaşayan çocukların eğitimlerine destek olmak için gönüllü olarak çalışmaya karar verdi. Haftanın belirli günlerinde köyün çocuklarıyla bir araya gelen 6 kadın öğretmen; matematik, Türkçe ve İngilizce dersleri vererek 35 çocuğun gelişimine katkıda bulundu.
Köyün kadınlarından T.D. (53), 14 Mayıs 2016’da gönüllü öğretmenleri akşam yemeği için evine davet etti. Akşam yemeğinin ardından öğrenci ve velilerle görüşen 6 öğretmen, saat 00.10’da geceyi geçirmek üzere T.D.’ye ait konteyner eve gitmek istedi. Bu sırada köy meydanında araç içinde alkol alan Y.I. (48), M.A. (36), M.B. (23) ve A.Ç. (18), kadınları ıslık çalıp laf atarak taciz etti.

Araçtakilerle herhangi bir diyaloğa girmeyen öğretmenler, ev sahibi T.D. ile birlikte konteyner eve gitti.

Kapıyı zorladılar

İddiaya göre saat 01.30’da A.Ç.’yi gözcü olarak dışarıda bırakarak konteyner eve giden Y.I., M.A. ve M.B., kapıyı yumruklamaya başladı. İçeride korku dolu anlar yaşayan 6 öğretmenle ev sahibi T. D., çığlık atarak yardım istedi. Kadınların kaçamaması için ayakkabılarını uçurumdan aşağıya atan, araçlarının lastiklerini indiren saldırganlar, kapıyı zorlayarak içeriye girmeye çalıştı. Zanlılar, ev sahibi T.D.’nin erkek kardeşi H.Y.’nin olay yerine gelmesiyle kaçarak uzaklaştı.

Olayın ardından büyük şok yaşayan öğretmenler, 4 saldırgandan şikâyetçi oldu. İlk etapta zanlıların 4’ü de suçlamaları kabul etmedi. Dışarıda gözcü olarak beklediğini ikinci ifadesinde itiraf eden A.Ç., arkadaşlarının kadınlara tecavüz etmek amacıyla konteyner eve gittiğini söyledi. İzmir 7. Asliye Ceza Mahkemesi’nde açılan davada, zanlılar “mala zarar verme ve cinsel taciz” suçundan toplam 20 yıla kadar hapis istemiyle yargılanmaya başlandı.

''Hakimin 'sizin orada ne işiniz vardı' demesi bizi çok üzdü''

Olayın üzerinden 7 ay geçmesine rağmen hâlâ psikolojik olarak toparlanamadıklarını söyleyen emekli matematik öğretmeni F.Ö., şunları dedi: “Davanın ilk duruşması 13 Ekim’deydi. İkinci duruşma hâkimin sağlık problemi nedeniyle şubata ertelendi. İlk duruşmada hâkimin olayı basit bir laf atma olarak görmesi, ‘Sizin orada ne işiniz vardı?’ şeklinde yaklaşması bizi çok üzdü. O kapıyı açabilselerdi, ev sahibimizin kardeşi o anda gelmeseydi çok daha kötü şeyler olabilirdi. Zanlılardan birinin burs vermek istediğimiz bir öğrencinin babası olması bizi çok sarstı. Çocuklarımız için yapacağımız çok şey vardı. Maalesef yapamadık.”

‘Köyümüzün yüz karaları’

Öğretmenlerin saldırıya maruz kalması, köylüleri çok üzdü. Tutuksuz olarak yargılanan zanlıların köyün erkekleri tarafından darp edildiğini söyleyen konteyner evin sahibi T.D., “Bunlar köyümüzün yüz karası. Çocuklarımıza eğitim vermek için gelen öğretmenlere yapılanları bu köy affetmez. Onları artık burada barındırmayız. Hâlâ aileleri köyde yaşıyor. Kendileri de gizlenerek evlerine gelip gidiyor. Bu kişilerin bir an önce cezalandırılmasını istiyoruz. Öğretmenlerimize her türlü desteği vermeye hazırız” dedi.

7 Aralık 2016 Çarşamba

Facebook'tan cinsel tacize 7 yıl 4 ay hapis istendi

Sosyal paylaşım sitesi facebook üzerinden sahte hesap açarak O.C isimli kadına cinsel organının fotoğrafını yollayan ve hakaret ve tehdit eden Ö.D. isimli erkek hakkında 7 yıl 4 aya kadar hapis cezası istendi. Davanın ilk duruşmasına katılan O.C., sanık Ö.D.'nin telefon numarasını internette çıplak kadın fotoğrafları ile birlikte yayınladığını belirterek, bu olayın psikolojisini bozduğunu söyledi.

Facebook üzerinden tanıştığı O.C.'ye hakaret içerikli mesajlar ve cinsel organının fotoğrafını çekerek oluşturuduğu sahte hesapla yine Facebook üzerinden yollayan Ö.D. hakkında, "Sesli, yazılı veya görsel bir ileti ile hakaret", "Tehdit", "Cinsel taciz" suçlarından 7 yıl 4 aya kadar hapis cezası istemiyle açılan davanın ilk duruşması yapıldı.

Bursa'da oturan sanık Ö.D., İstanbul Anadolu 59. Asliye Ceza Mahkemesi'nde görülen ilk duruşmaya katılmazken, müşteki O.C., hazır bulundu. Sanık ile facebook üzerinden 5 yıl önce tanıştığını belirten O.C., geçen yıl anlaşmazlığa düştüklerini belirtti. Bunun üzerine sanık Ö.D.'nin şahsına ait telefonu facebook sayfasından paylaştığını belirten O.C., "Çıplak kadın fotoğrafları ile sayfalar açarak telefonumu orada da paylaştı. Erkeklerin beni rahatsız etmesine neden oldu. Bu paylaşımları kendi adresinden ve farklı adreslerden yapıyor. Cinsel içerikli sözlerle benim numaramı paylaşıyordu. Kendisine ait profilden uyardım, yaptığının suç olduğunu söyledim. Cinsel organının resmini gönderdi. Ben de suç duyurusunda bulundum. Olaydan dolayı maddi zararım olmadı ancak manevi zararım oldu. Psikolojim bozuldu, ilaç kullandım, yüz felci geçirdim. Halen de tedavime devam ediyorum" dedi.

Duruşma, eksiklerin giderilmesi için ertelendi.

İddianameden

İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianamede, şüpheli Ö.D.'nin Facebook sayfası üzerinden yaptığı paylaşımlarda şikayetçi O.C.'ye hakaret ettiği belirtildi. İddianamede, Ö.D.'nin, "Sesli, yazılı veya görsel bir ileti ile hakaret", "Tehdit", "Cinsel taciz" suçlarından 7 yıl 4 aya kadar hapsi isteniyor. cnntürk

24 Kasım 2016 Perşembe

Tacizcisini görme korkusu canına mal oldu

İlkokul öğrencisi 9 yaşındaki Y. K evde kalp krizi geçirdikten sonra hastanede hayatını kaybetti. Y. K'nin kalp krizi geçirmesinin nedeni ise 4 ay önce kendisine cinsel istismarda bulunan 56 yaşındaki T. Ç'yi mahkemede görme korkusuydu.


İzmir Bornova'da geçen 29 Temmuz'da meydana geldiği belirtilen olayda; ilkokul öğrencisi Y.K., babasından izin alıp komşularının kızıyla balkonlarında oynamaya başladı. Oyunda yaşadıkları tartışma sırasında arkadaşı küsüp yanından ayrıldı. Bunun üzerine tek kalan Y.K.'nin yanına gelen, arkadaşının dedesi T.Ç., bebek alacağı vaadiyle küçük kızı, torununun odasına götürdü. Hem odada, hem de evin salonunda torunu olmadığı sırada T.Ç.'nin tacizine uğradığı öne sürülen Y.K., bu durumdan rahatsız olup dışarı çıkarak, karşıdaki evlerine gitti.

Yaşadıklarını annesine anlatması üzerine ailesi polise şikayette bulundu. Gözaltına alınan T.Ç., tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı. Savcılık soruşturmasından sonra da T.Ç., hakkında İzmir 7'nci Ağır Ceza Mahkemesi'nde 'çocuğa cinsel istismarda bulunmak'tan dava açıldı.

Küçük kız olayın travamasını atlamadı

Yaşadığı travmanın ve büyük korkunun etkisinden kurtulamayan Y.K., o günden sonra okula gitmedi, psikolojik tedavi gördü, tek başına kalamamaya başladı. Ailesinin sürekli yanında bulunduğu Y.K., davanın ilk duruşması öncesinde büyük stres yaşadı. Duruşma günü pedagog eşliğinde ifade vermesi beklenen Y.K., bunun neden olduğu stres ve tacizcisiyle karşılaşacak olmanın yaratacağı korkuyu yaşamaya başladı.

Duruşmadan 2 gün önce fenalaştı

Yaşadığı strese minik kalbinin dayanamadığı öne sürülen Y.K., duruşmadan iki gün önce geçen pazartesi günü evinde fenalaştı. Kaldırıldığı hastanede hayatını kaybetti. Göz yaşlarıyla toprağa verilen Y.K.'nin tacizden sonra ve dava gününün yaklaşmasından dolayı yaşadığı ağır stres ortamından dolayı kalp krizi geçirdiği ileri sürüldü.

Davanın geçen çarşamba günü yapılan duruşması ertelenirken, olayın peşini bırakmayacaklarını söyleyen baba T.K., "Tacizden sonra kızım çok korktu. Biz olaydan kısa süre önce bu sokağa taşınmıştık. Meğer bütün komşularımız biliyormuş adamın öyle olduğunu. Kızım hayatını kaybetti, şimdi taşınıp gittiler ama ben ceza alması için elimden geleni yapacağım" dedi.

21 Kasım 2016 Pazartesi

'Cinsel istismar önergesi' komisyona geri çekildi

Başbakan Binali Yıldırım, toplumda geniş tepkileri tetikleyen ve gece yarısı Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın "geniş mutabakatla çözün" çağrısı yaptığı "cinsel istismar önerisini", Komisyona geri çektiklerini açıkladı. Başbakan Yıldırım, "Etraflıca bütün tarafların görüşleri de dikkate alınarak bu sorun mutlaka ve mutlaka çözüme ulaştırılacaktır" dedi.


Başbakan Binali Yıldırım, "cinsel istismar önerisini", Komisyona geri çektiklerini açıkladı. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın önergeyle ilgili "geniş mutabakat sağlanması" çağrısına işaret eden Yıldırım, muhalefet partileri, sivil toplum örgütleri, vatandaşlar, uzmanlar ve akademisyenlerden gelen önerileri dikkate alarak sorunu çözeceklerini söyledi.

'AK Parti suç olarak tanımladı'

İstanbul'da Haliç Kongre Merkezi'nde katılacağı "Bilişim Zirvesi 2016" öncesinde açıklamada bulunan Başbakan Yıldırım, çocuk yaşta evliliklerinin AK Parti döneminde Türk Ceza Kanunu'nda suç haline getirildiğini söyleyerek, bu kanun değişikliği önergesini getirme amaçlarını şöyle açıkladı:
"Bu değişikliği bilemeyen gençler 17-18 yaşından önce evlilik yapıyor. O evlilikten çocuklar yapınca, o çocukların nüfusa kaydı esnasında bunun suç olduğunu öğreniyor. Böylece erkek cezaevine gidiyor, kadın çocuklarla ortada kalıyor. Yani gençlerin yaptığı bu evliliğin bedelini çocuklar ödüyor. Özellikle bu toplumda bilindiğinden daha derin kanayan bir yaradır. Bunu görmek lazım."

'Birden bire kıyamet koptu'

Seçim meydanlarında AK Parti'nin de CHP ve MHP'nin de bu sorunla karşılaştığını ve çözümü için söz verdiğini dile getiren Başbakan Yıldırım, önergeyi TBMM'ye getirirken buradan hareket ettiklerini ifade etti. Başbakan Yıldırım, tanımladığı bu sorunu yaşayan bazı çiftlerin isimlerini de sıralayarak, "Binlerce gencin sorununu çözelim diye bir girişimde bulunduk ve Meclis'e bir kanun teklifi verdik. Ne olduysa birden bire kıyamet koptu. Neymiş efendim 'tecavüzcüye af geliyor' Böyle bir şey yok, bizim amacımız bu mağduriyeti gidermek" diye konuştu.

'Muhalefete kızdı: Kısmen başardılar'

Muhalefet partilerine yönelik eleştirilerde bulunan Başbakan Yıldırım, "Muhalefet partilerine bu konuda uzlaşma çağrıları yaptık ve hatta dedik ki, 'teklifiniz varsa, buyrun teklifinizi de getirin, bu meseleyim çözelim, böylece kanayan yara ortadan kalksın'. Ne yazık ki bu çağrımız gerektiği gibi kabul görmediği gibi bunu bir siyasi rant olarak kullanma yolunu tercih edip çok önemli bir sorunu yine ıskaladılar. Ayrıca bu yönde toplumda da bir kafa karışıklığı oluşturmayı kısmen başardılar" şeklinde konuştu.

'Cumhurbaşkanının çağrısı'

Başbakan Yıldırım daha sonra önergeyi geri çektiklerini şu sözlerle açıkladı:

"Gerek toplumdaki mutabakatın tam anlamıyla sağlanması, gerek Cumhurbaşkanımızın bu konudaki 'geniş mutabakat' çağrısı, gerekse de muhalefet partilerine kendi önerilerini geliştirmeleri için zaman tanınması bakımından Meclis'teki bu tasarıyı komisyona alıyoruz. Komisyonda etraflıca bütün tarafların görüşleri de dikkate alınarak bu sorun mutlaka ve mutlaka çözüme ulaştırılacaktır."

Muhalefet, sivil toplum, uzmanlar...

Bu sorununun bedelini çocukların çektiğini ve sorunu görmezden gelemeyeceklerini yineleyen Başbakan Yıldırım, bir soru üzerine de "CHP ve MHP'den bir teklif gelirse, bu da dikkate alınarak önerge olgunlaştırılacak. Gelmezse, sivil toplum örgütleri, vatandaşlar, uzmanlar, akademisyenlerden gelen önerileri de dikkate alarak bu meseleyi de halledeceğiz" dedi. cnntürk

Erdoğan'dan 'cinsel istismar' önergesiyle ilgili flaş açıklama

Cumhurbaşkanı Erdoğan, kamuoyunda tartışmalara neden olan önergeyle ilgili ilk kez açıklama yaptı. Erdoğan, ''Hükümetin toplumun değişik kesimlerinden gelen eleştiri ve önerileri dikkate alarak, geniş bir mutabakat içerisinde bu sorunu çözmesinde büyük fayda görüyorum'' dedi.


Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, erken yaşta evlendirilenlerin mağduriyetlerinin giderilmesine ilişkin düzenlemeye yönelik AA'ya açıklamalarda bulundu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulu’nda görüşülmekte olan kanun tasarısı vesilesiyle, kamuoyunda geniş bir tartışma başladığını ifade etti.

Tartışmaya konu kanun tasarısına eklenen bir fıkranın, ülkede önemli bir toplumsal sorun olan, kanunun izin verdiği yaşın altındaki evlilikler sebebiyle ortaya çıkan mağduriyetlerin giderilmesi niyetiyle hazırlandığının anlaşıldığını belirten Erdoğan, şunları kaydetti: "Görevi, sorunlara çözüm üretmek olan siyaset kurumunun, bu önemli toplumsal sıkıntının çözümüne yönelik arayış içinde olmasından daha tabii bir durum yoktur.


Ancak, söz konusu kanun tasarısının görüşmeleri esnasında başlayan tartışmanın, kamuoyunda çok farklı tepkilere, eleştirilere, önerilere neden olmasının, konunun yeniden ele alınmasını gerektirdiği açıktır. Hükümetin toplumun değişik kesimlerinden gelen eleştiri ve önerileri dikkate alarak, geniş bir mutabakat içerisinde bu sorunu çözmesinde büyük fayda görüyorum." cnntürk

İşte çocuk gelin haritası

Meclis Genel Kurulunda kabul edilen cinsel istismar cezalarına erteleme düzenlemesiyle yeniden tartışılan çocuk gelinler konusunda Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) oransal harita çıkardı. Çocuk gelin oranı en yüksek 10 şehir belli oldu: Kilis, Kars, Ağrı, Muş, Niğde, Bitlis, Kahramanmaraş, Aksaray, Gaziantep, Yozgat.


TÜİK’in 2015 verilerine göre 2015’te toplam 602 bin 982 resmi evlilikten 31 bin 337’sinde 16-17 yaşındaki kız çocukları gelin oldu. Bu sayı, toplam evliliklerin yüzde 5,2’sine denk geliyor.
Hürriyet'in haberine göre illerin içindeki evlilik oranlarında çocuk yaşta evliliğin en yükkek olduğu şehir yüzde 15,3 oranıyla Kilis. Bu ili yüzde 15,2 ile Kars, yüzde 15,1 ile Ağrı, yüzde 14,4 ile Muş, yüzde 13,7 ile Niğde, yüzde 12,7 ile Bitlis, yüzde 12,5 ile Kahramanmaraş, yüzde 12,1 ile Aksaray, yüzde 11,8 ile Gaziantep ve yüzde 11,5 ile Yozgat izliyor.

Tunceli son, İstanbul alt sırada

Çocuk evliliklerin en düşük olduğu il ise Tunceli. Tunceli’de 2015’te 513 evlilikten sadece 5’inde gelinler 16-17 yaşlarındaydı. Bu şehirdeki evliliklerde çocuk gelin oranı yüzde 1’de kaldı. Bu oranı yakalayan başka bir şehir bulunmuyor. Çocuk gelinlerin en düşük olduğu diğer 9 şehir, yüzde 1,5 oranıyla Rize, yüzde 1,6 ile Trabzon, yüzde 2 ile Artvin, yüzde 2,1 ile Bolu, yüzde 2,1 ile İstanbul, yüzde 2,2 ile Eskişehir, yüzde 2,5 ile Yalova, yüzde 2,6 ile Karabük ve yüzde 2,7 ile Bursa olarak sıralandı. Çocuk evlilik oranında sondan 6’ncı sırada yer alan İstanbul’da 114 bin 382 evlilikten 2 bin 438’inde gelinler 16-17 yaşındaydı. Ankara’da 38 bin 139 evlilikten bin 293’ünde çocuk gelin, İzmir’de 32 bin 469 evlilikten 937’sinde çocuklar gelin oldu. İzmir’de çocuk gelin oranı yüzde 2,9 ile düşük iller arasında bulunuyor. İzmir, 81 il içinde 69’uncu sırada yer aldı.

Resmi evlilikler düştü

İstatistiklere göre resmi olarak evlenen kız çocuklarının toplam içindeki oranı son 13 yılda düştü. 2002’de tüm evlilikler içinde kız çocuklarının sayısı 37 bin 263 ile yüzde 7,3 oranında yer tutuyordu. Bu oran 2010’da yüzde 7,8’e, 2011’de yüzde 7,2’ye, 2012’de yüzde 6,7’ye, 2013’te yüzde 6,2’ye, 2014’te yüzde 5,8’e ve 2015’te yüzde 5,2’ye geriledi.


14-15’inde anneler

Buna karşın istatistikler resmi olmayan evliliklerle ilgili ipuçları veriyor. Nüfus idaresine bildirilmeyen çocuk evlilikler TÜİK kayıtlarına geçmiyor. Ancak TÜİK, 15 yaşın altında doğum yapan kadınları kayıt altına alıyor. Bu veri de 13-14 yaşlarında kayıtdışı evliliklerinin bir bölümünü gün yüzüne çıkarıyor. Buna göre 15 yaşın altında doğum yapan anne sayısı 2001’de 2 bin 729, 2002’de 2 bin 561, 2003’te 2 bin 348, 2004’te bin 940, 2005’te bin 715, 2006’da bin 635, 2007’de bin 415, 2008’de bin 188, 2009’da 822, 2010’da 533, 2011’de 385, 2012’de 377 anne oldu. 15-17 yaş arasında 2010’da 28 bin 901, 2011’de 25 bin 292, 2012’de 21 bin 992 kız çocuğu anne oldu.

20 Kasım 2016 Pazar

İşte dehşete düşüren istatistikler

Bugün 20 Kasım Dünya Çocuk Hakları Günü. Adalet Bakanlığı’nın son 10 yıllık verileri, inanılmaz bir tablo ortaya çıkarıyor. Çocuk istismarında dava sayısı 3 kat artmış. Bunlar resmi kayıtlara geçen rakamlar.


Çocuk haklarının gündeminde ise çocuk istismarına karşı alınması gereken önlemler var. Adalet Bakanlığı verilerine göre, Türkiye’de çocuk istismarıyla ilgili dava sayısı, son 10 yılda yaklaşık 3 kat arttı.

Hürriyet'in haberine göre, bu konudaki son gündem tarışmalarından biri de, TBMM’de görüşülen ve kamuoyunda büyük tepki çeken, cinsel istismarla ilgili son kanun tasarısı.

Birçok sivil toplum kuruluşu tasarıya tepki gösterdi. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre, son 10 yılda 482 bin 908 kız çocuğu evlendirildi. 2015 yılında evlendirilenlerin 31 bin 337’si kız, bin 483’ü erkek çocuğuydu. Bu sayı, 2015’teki toplam evlilik oranında kızlarda yüzde 5.2’ye, erkeklerde yüzde 0.2’ye denk geliyor. En çarpıcı rakamlar ise ‘çocuk anneler’de. Yine TÜİK rakamlarına göre 2015’te 15-17 yaş arası tam 17 bin 789 kız çocuk doğum yaptı. Kız çocuklarında 15 yaş altı doğum yapanların sayısı ise aynı yıl 244 oldu.

‘Çocuk ticareti yasallaşır'

Öneriyi değerlendiren Çocuk Alanında Çalışan Avukatlar Ağı Koordinatörü Avukat Şahin Antakyalıoğlu ise, şu çarpıcı gözlemlerini aktardı, yorumda bulundu:

“Bu resmen çocukların cinsel yönden sömürülmesi, baskı altına alınması, tehdit edilmesi sonuçlarını doğuracak. Çocuk ticaretinin yolunu açacak. Türkiye maalesef uluslararası sözleşmeleri ihlal eder nitelikte davranıyor. Tasarı hem hukuk hem etik açıdan ciddi sorunlar barındırıyor. Yasalaşırsa, telafisi imkânsız zararlar doğar. Birçok çocuk intihara sürüklenebilir. Değil evlenmek, istismar mağduru çocukların faillerin tahliyesini duyduğunda bile intihara teşebbüs ettiğini gördük. Bu açıkca anayasal bir ihlaldir. Bundan derhal dönülmeli. Bir çocuk bile intihara kalkışırsa bunun sorumlusu öneriyi verenlerdir.”

Bugün 20 Kasım Dünya Çocuk Hakları Günü

Çocukların ihlal edilen diğer bazı haklarıyla ilgili bilgiler şöyle:

Eğitim hakkı: Tohum Otizm Vakfı verilerine göre, Türkiye’deki 0-18 yaş arası 352 bin otizmli çocuk ve gencin sadece 29 bin 905’i eğitim alabiliyor. Yani okula gidenlerin oranı 10’da 1 bile değil. Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz’ın açıkladığı verilere göre de, okul çağındaki Suriyeli çocuk sayısı 834 bin. Şu ana kadar okula gönderilen Suriyeli öğrenci sayısı, 479 bin.

Çalışmama hakkı: Türkiye İstatistik Kurumu’nun çocuk işçiliği konusunda en son 2012’de yaptığı Çocuk İşgücü Anketi’ne göre, çalışan çocuk sayısı 6-14 yaşta 292 bin, 15-17 yaş grubunda 601 bin. Çocuk işçilerin yüzde 52.6’sı ücretli veya yevmiyeli, yüzde 46.2’si ücretsiz aile işçisi.

Vatandaş olma hakkı: Çocuk hakları bildirgesinde, “Her çocuğun doğduğu anda bir adı ve bir devletin vatandaşı olma hakkı vardır” ifadesi yer alıyor. Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği’nin Kasım 2015 tarihli ‘Vatansız Çocuklar’ raporuna göre, dünyada her 10 dakikada bir vatansız (haymatlos) çocuk doğuyor. Raporda etnik kimlik, din, savaşlar, yerinden edilme gibi nedenlerle herhangi bir yere ait olamayan kişilerin yaşadığı 20 ülkede, her yıl en az 70 bin vatansız çocuğun dünyaya geldiği belirtiliyor.

19 Kasım 2016 Cumartesi

Başbakan’dan 'resmi nikâh' formülü

Cinsel istismar faillerinin mağdurla evlilik şartıyla bir defalığına kurtarılması düzenlemesi tepki çekince hükümet harekete geçti.


Başbakan Binali Yıldırım, dün gece hukukçu bazı milletvekilleriyle görüşerek krize çözüm aradı.

Hürriyet'ten Abdülkadir Selvi'nin haberine göre, AK Parti milletvekillerince verilen önergede yer alan, “16 Kasım 2016’ya kadar işlenen cinsel istismar suçunda, mağdurla failin evlenmesi durumunda CMK’daki koşullara bakılmaksızın hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına, hüküm verilmişse cezanın infazının ertelenmesine karar verilecek” ibaresi krize neden olmuştu.

Başbakan’la yapılan toplantıdan hukukçu milletvekilleri, cinsel istismar suçu işleyenlerin ileride de bu hükümden yararlanabileceği tehlikesi üzerinde durdular. Bu yanlışlığın giderilmesi için, 16 Kasım 2016’ya kadar işlenen cinsel istismar suçu” ibaresinin, “16 Kasım 2016’ya kadar resmi olarak evli olanlarda CMK’daki koşullara bakılmaksızın hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına, hüküm verilmişse cezanın infazının ertelenmesine karar verilecek” şeklinde düzenlenmesi benimsendi.

Böylece ileride işlenecek olan cinsel taciz suçlarının af kapsamına girmesinin önüne geçilirken, 16 Kasım 2016 tarihinde resmi olarak evli olanlar sınırlaması getirilerek, ileriye dönük bir düzenleme yapılması engellenmiş oldu. 16 Kasım 2016 tarihinde resmi olarak evli olanlar şeklindeki düzenlemeden 3.800 kişinin yararlanması bekleniyor. Başbakan Yıldırım, bu formülü, yarınki toplantıya çağırdığı AK Partili kadın milletvekilleri ve hukukçu milletvekilleriyle de değerlendirecek.