Adana etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Adana etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

26 Mayıs 2017 Cuma

Gülen'in vatandaşlıktan çıkartılması istendi

Adana 11. Ağır Ceza Mahkemesi, FETÖ elebaşısı Fetullah Gülen'in vatandaşlıktan çıkartılması için Adalet Bakanlığı’na başvurdu.

Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması (FETÖ/PDY) elebaşısı Fetullah Gülen’in vatandaşlıktan çıkartılması istendi.
Haklarında 7,5 yıldan 25 yıla kadar hapis cezası istenen, firari sanık Fetullah Gülen ve bazı işadamlarının da aralarında bulunduğu 25'i tutuklu 120 sanığın yargılandığı Adana 11. Ağır Ceza Mahkemesince, terör örgütü elebaşı Fetullah Gülen'in vatandaşlıktan çıkartılmasına yönelik Adalet Bakanlığına yazı gönderildi.
Yazıda şunlar kaydedildi:
"2 Ocak 2017 tarihli Kanun Hükmünde Kararname ile kararnamenin 75. maddesinin 2. fıkrasında 29 Mayıs 2009 tarih ve 5901 sayılı Türk Vatandaşlığı Kanununun 29. maddesine, 5237 sayılı 'TCK 302/, 309, 310, 311, 312, 313, 314, 315. maddelerinde yazılı suçlar nedeniyle hakkında soruşturma ve kovuşturma yürütülen ve yabancı ülkede bulunması nedeniyle kendisine ulaşılamayan vatandaşlar, bu durumun soruşturma aşamasında cumhuriyet savcısı ve kovuşturma aşamasında mahkeme tarafından öğrenilmesinden itibaren bir ay içinde vatandaşlıklarının kaybettirilmesi amacıyla bakanlığa bildirilir' şeklindeki düzenleme gereğince 680 sayılı KHK'nin 75/2 maddesi uyarınca mahkememizde yukarıda belirtilen atılı suçlardan yargılanması devam eden sanık Fetullah Gülen'in savunması alınamadığından ve hakkında yakalama kararı çıkarıldığı halde bu sanığın yurtdışında bulunduğu anlaşıldığından gereğinin takdir ve ifası, KHK hükmü gereğince Adalet Bakanlığına sunulmuştur."
Yazıda, Fetullah Gülen'in kimlik ve ikamet bilgilerine de yer verildi. ntvmsnc

14 Mayıs 2017 Pazar

Silikon mağduru hemşire ameliyat oldu

Silikon yaptırdıktan sonra dudaklarını kaybetme tehlikesi ile karşı karşıya kalan hemşire Merve Keleş ameliyat oldu. Peki hemşirenin son durumu ne?

Adana’da kendisini doktor olarak tanıtan bayan kuaförüne dudak silikonu yaptırdıktan sonra dudaklarını kaybetme korkusu yaşayan hemşire Merve Keleş, sosyal paylaşım sitesinden ameliyat olduğunu ve iyileşmeye başladığını bildirdi.
Çukurova Üniversitesi Balcalı Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde Göğüs Hastalıkları Polikliniği'nde hemşire olarak görev yapan 22 yaşındaki Merve Keleş’in hayatı bir anda alt üst olmuştu. Keleş, yaklaşık 1.5 ay önce arkadaşı aracılığıyla internette kendisini estetik uzmanı olarak tanıtan bayan kuaförü Soner G. ile tanışmış, doğuştan sol alt dudağında şekil bozukluğu olduğu için dudağını kalınlaştırmak isteyerek, Azerbaycan’da eğitim gördüğünü öne süren Soner G.’ye önce 500 TL'ye geçici dolgu yaptırmış, daha sonra dolgu bir haftada eriyince, bu kez bin liraya silikon dolgu yapılması konusunda anlaşmış, kliniği tadilatta olduğu için işlemi evde yapacağını söyleyen kuaför, 12 Nisan Çarşamba günü hemşire Merve Keleş’e operasyonu yapmıştı. Operasyondan hemen sonra Keleş’in dudakları şişmeye başlamış ve dudaklarını kaybetme ile karşı karşıya kalınca hastaneye başvurmuştu. Keleş o günden beri hastanede kalıp dudaklarını kaybetmemek için tedavi görüyor. Keleş, geçtiğimiz günlerde sosyal paylaşım sitesinden dudağının fotoğrafını çekip “ameliyattan küçük bir iz” diye paylaşım yaptı. Daha sonra da yine fotoğrafını çekip “İyileşiyorum eve gideceğim günü iple çekiyorum” mesajını paylaştı.

Bayan kuaförü Soner G. bir süre önce hırsızlık suçundan 5 yıl 3 ay hapis cezası aldığı için yakalanıp cezaevine gönderilmişti. ‘Silikon’ vakasıyla alakalı da 4 kadın Cumhuriyet Savcılığı’na şikayette bulununca Soner G. hakkında “unvan dolandırıcılığı ve yaralama” suçundan soruşturma başlatıldı. Yapılan soruşturma sonucunda Soner G.’nin bu suçlardan da tutuklu yargılanmasına karar verildi. Sözcü

4 Mayıs 2017 Perşembe

Dudak silikonu faciasında yeni mağdur çıktı

Adana’da internette kendisini estetik uzmanı olarak tanıtan kuaför Soner G.’ye dudak silikonu yaptıran tek kişinin hemşire Merve Keleş olmadığı ortaya çıktı. Soner G.’ye 20 gün önce bin TL karşılığında silikon dolgu yaptırdığını belirten 30 yaşındaki Z.U. da dudaklarını kaybetmemek için tedavi görüyor. 20 gündür dışarı çıkamayan, markete bile peçeyle gidip gelen Z.U., Merve hemşirenin başına gelenleri duyunca savcılığa giderek suç duyurusunda bulunmaya karar verdi.

Habertürk Gazetesi'nden Soner Özcan'ın haberine göre ‘estetik’ kurbanı hemşire Merve Keleş’in şikâyetçi olduğu Soner G.’ye 20 gün önce bin TL karşılığında silikon dolgu yaptırdığını belirten 30 yaşındaki Z.U. da dudaklarını kaybetmemek için tedavi görüyor. Merve Keleş’in başına gelenlerin duyulmasının ardından Z.U. da savcılığa suç duyurusunda bulundu. Merve hemşireye ulaşan 3 kişi, daha Soner G.’nin kendilerine de estetik operasyon yaptığını ve mağdur olduklarını ifade etti.
‘KLİNİK TADİLATTA’
Adana’da yaşayan ev kadını Z.U.’nun başına gelenleri Habertürk’e anlatan ablası A.U., şunları söyledi: “Kardeşimin bir arkadaşı kalçasına ve göğsüne silikon dolgu yaptıracaktı. İnternetten Soner G.’yi bulmuş. İnstagram’da ‘Medical Estetik Uzmanı’ diye sayfası varmış. Telefonda konuşmuşlar. Adam kardeşime ve arkadaşına kendini doktor olarak tanıtıp 3 yıl bu işin eğitimini gördüğünü söylemiş. Onlara da kliniğinin tadilatta olduğunu, isterlerse evde uygulayabileceğini anlatmış. Kardeşimin arkadaşının evinde buluşmuşlar.”
PEÇEYLE DOLAŞIYOR
Soner G.’nin kardeşinden bin TL aldığını dile getiren A.U., şöyle devam etti: “İşlemi o gün hemen evde yapmış. Silikonu enjekte ettikten 1 saat sonra alerjik reaksiyon oluşmuş. Dudakları Merve hemşireninki gibi şişince nedenini sormuş. Soner G. de ‘Enfeksiyon kapmışsın’ demiş. Bir süre enfeksiyon tedavisi gördü. Sonradan alerjik reaksiyon oluştuğu ortaya çıktı. Soner G. dudağa ne enjekte edildiğini bize söylemiyor. Doktorlar maddenin tespit edilmesi için parça alıp biyopsi yaptı. Sonuçlar 2-3 gün sonra belli olacak. Ona göre tedavi yürütülecek. Ama doktorların söylediğine göre en iyi ihtimalle kalıcı iz olacağı. Tedavinin 3 yıl süreceğini söylüyorlar.”
20 gündür dışarı çıkamayan, markete bile peçeyle gidip gelen Z.U., Merve hemşirenin başına gelenleri duyunca savcılığa giderek suç duyurusunda bulunmaya karar verdi.
‘PİŞMAN OLACAĞIM BİR ŞEY YOK’
Cumhuriyet Polis Merkezi’nde ifadesi alınan kuaför Soner G. ise konuyla ilgili daha fazla konuşmak istemediğini söyledi. Kendini savunmaya devam eden Soner G., “Size hesap vermek zorunda değilim. Olay zaten yargıya intikal etti, ifademi verdim. Adam öldürmedim, hırsızlık yapmadım. Utanacağım, pişman olacağım bir şey yok” diye konuştu.

2 Mayıs 2017 Salı

Merve hemşirenin başına gelenlere dikkat! Dudakları alınabilir

Merve Keleş, Adana’da internette kendisini estetik uzmanı olarak tanıtan kuaför Soner G.’ye dudak silikonu yaptırdı. Önce 500 liraya geçici dolgu yaptıran Merve, dolgu bir haftada eriyince bu kez bin liraya silikon dolgu yaptırdı. Enjekte edilen belirsiz madde nedeniyle dudağını tamamen kaybetme riskiyle karşı karşıya kalan Merve, kuaför Soner G.’den şikâyetçi oldu.
Habertürk Gazetesi'nden Soner Özcan'ın haberine göre, Adana’da Çukurova Üniversitesi Balcalı Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde hemşire olarak görev yapan 22 yaşındaki Merve Keleş’in hayatını altüst oldu. Bir arkadaşı aracılığıyla internette kendisini estetik uzmanı olarak tanıtan Soner G.’yle tanıştı. Dudağını kalınlaştırmak isteyen Keleş, Azerbaycan’da eğitim gördüğünü öne süren Soner G.’ye önce 500 liraya geçici dolgu yaptırdı. Dolgu bir haftada eriyince bu kez bin liraya silikon dolgu yapılması konusunda anlaştı. Kliniği tadilatta olduğu için işlemi evde yapacağını söyleyen kuaför, 3 hafta önce genç kadına operasyonu yaptı.
DUDAK ŞİŞTİ HASTANELİK OLDU
Merve’nin dudakları işlemden yarım saat sonra şişmeye başladı. Soner G. bir gün sonra kendisine telefonla ulaşan ve dudaklarında dayanılmaz bir ağrı hissettiğini söyleyen Keleş’e, “Enfeksiyon kapmışsın, bu beni aşar, hastaneye git” dedi. Özel bir hastaneye giden Keleş, antibiyotik yazılıp eve gönderildi ancak dudağındaki şişlik ve ağrı geçmedi.
AMELİYAT EDİLECEK
Bunun üzerine çalıştığı hastaneye başvuran Keleş’in dudağına ne olduğu belirlenemeyen bir malzeme kullanıldığı ve alerjik reaksiyon oluştuğu belirlendi. 3 haftadır hastanede tedavi gören Merve Keleş, bu hafta ameliyat edilecek.
DUDAKLARINI KAYBEDEBİLİR
Eğer kullanılan malzeme çıkarılamazsa genç kızın dudakları tamamen alınacak.
ŞİKAYETÇİ OLDU
Aynaya bakmaya çekinir hale geldiğini söyleyen Keleş, Soner G. hakkında önce hastane polisine başvurdu, sonra da emniyete giderek şikâyetçi oldu.
İDDİALARI YALANLADI
Telefonda iddialara cevap veren Soner G. ise kadın kuaförü olduğunu söyleyen ve hakkındaki iddiaları yalanladı. Soner G. “Ben kendimi kesinlikle medikal estetik uzmanı olarak tanıtmadım. Kendisine hiçbir işlem yapmadım. Bir arkadaşı aracılığıyla tanıyorum. Para istediler, vermeyince iftira atıyorlar. Hatta şantajda bulundukları ve tehdit ettikleri için suç duyurusunda bulunacağım” dedi.

‘DUDAĞIMI TAMAMEN KAYBEDEBİLİRİM’
İnternetten tanıştığı Soner G.’nin hayatını kâbusa çevirdiğini belirten Keleş, şunları dedi:
“Bir arkadaşım kalça ve göğüs dolgusu yaptıracaktı. İnternetten araştırma yaparken, bu kişinin medikal estetik uzmanı yazan Instagram hesabını görmüş. Arayınca bize Türkiye’de 2 yıl tıp okuyup bıraktığını, sonra Azerbaycan’da eğitim gördüğünü söyledi. Kendisini medikal estetik uzmanı olarak tanıttı. Benim doğuştan alt dudağımın bir tarafı yüksekteydi. Dudaklarım da inceydi. Hem şekil bozukluğunu düzeltmek hem de kalınlaştırmak için dudak dolgusu yaptırmak için anlaştım. İşlem sonrasında dudağım şişti, ateşim çıktı. Hastanede kullandığı malzemenin anlattığı malzeme olmadığı belirlenince araştırma yaptık, kadın kuaförü olduğu ortaya çıktı. 18 gündür hastanede yatıyorum. Ne kullanıldığını bilemedikleri için müdahale yapamıyorlar. Kendisini arıyorum bana ‘Söylemek zorunda değilim, seninle muhatap olamam’ diyor. Bu hafta ameliyat olacağım belki de dudağımı tamamen kaybedeceğim.”
BURNU ÇÖKEN DE VAR, DERİSİ YANAN DA
Yılda 50 bin estetik operasyonun yapıldığı Türkiye, dünyada 9’uncu sırada. İstatistiklere göre, burun estetiği en çok rağbet gören ameliyat. Hollanda, Almanya, Fransa ve Belçika’da yaşayan kadınları gözdesi olan Türkiye’de estetik kazaları da yaşanmıyor değil. 
İşte onlardan bazıları:
Senem S. nefes alamadığı için bıçak altına yattı, burnunu yaptırdı ancak ameliyattan sonra burnu çöktü.
Diyarbakır’da yaşayan Ş.K., tüylerinden kurtulmak için lazer epilasyon yaptırdı. Ş.K.’nın 5 seans sonunda sırt bölgesi, göğüs ve kollarında 2’nci derece yanık oluştu.
Sanatçı Seda Sayan da göz altı torbalarını aldırmak için 8 yıl önce ameliyat masasına yatmış ve kör olma riskiyle karşı karşıya kalmıştı. (habertürk.com.tr)

17 Nisan 2017 Pazartesi

Büyükşehirler referandumda ne oy verdi?

Türkiye'de milyonlarca vatandaş anayasa ve sistem değişikliğini oylamak için sandık başına gitti. Resmi olmayan sonuçlara göre sandıktan yüzde 51.3 evet, yüzde 48.7 oranında hayır oyu çıktı. Peki Türkiye'nin 'Büyükşehir' statüsündeki illerde vatandaşların tercihi nasıl oldu? İşte o sonuçlar...

1- Adana
Resmi olmayan sonuçlara göre Adana'da seçmen yüzde 58.13 oranında 'hayır' yüzde 41.87 oranında 'evet' dedi. İşte diğer büyükşehirler ve oy oranları...
2- Ankara
Evet: %48.86
Hayır: %51.14
3- Antalya
Evet: %40.94
Hayır: %59.06
4- Aydın
Evet: %35.74
Hayır: %64.26
5- Balıkesir
Evet: %45.53
Hayır: %54.47
6- Bursa
Evet: %53.21
Hayır: %46.79
7- Denizli
Evet: %44.58
Hayır: %55.42
8- Diyarbakır
Evet: %32.42
Hayır: %67.58
9- Erzurum
Evet: %74.50
Hayır: %25.50
10- Eskişehir
Evet: %42.43
Hayır: %57.57
11- Gaziantep
Evet: %62.46
Hayır: %37.54
12- Hatay
Evet: %45.64
Hayır: %54.36
13- İstanbul
Evet: %48.65
Hayır: %51.35
14- İzmir
Evet: %31.22
Hayır: %68.78
15- Kahramanmaraş
Evet: %73.95
Hayır: %26.05
16- Kayseri
Evet: %67.75
Hayır: %32.25
17- Kocaeli
Evet: %56.69
Hayır: %43.31
18- Konya
Evet: %72.88
Hayır: %27.12
19- Malatya
Evet: %69.57
Hayır: %30.43
20- Manisa
Evet: %45.66
Hayır: %54.34
21- Mardin
Evet: %40.96
Hayır: %59.04
22- Mersin
Evet: %35.99
Hayır: %64.01
23- Muğla
Evet: %30.72
Hayır: %69.28
24- Ordu
Evet: %61.90
Hayır: %38.10
25- Sakarya
Evet: %68.08
Hayır: %31.92
26- Samsun
Evet: %63.56
Hayır: %36.44
27- Şanlıurfa
Evet: %70.82
Hayır: %29.18
28- Tekirdağ
Evet: %38.98
Hayır: %61.02
29- Trabzon
Evet: %66.47
Hayır: %33.53
30- Van
Evet: %42.80
Hayır: %57.20

26 Şubat 2017 Pazar

Minik bebeğin cildi sürekli kanıyor

Adana'da cilt hastalığı nedeniyle el ve ayak tırnakları düşen 1 yaşındaki Büşra Aslan'ın ağzı, kulakları, burnu, el ve ayak parmakları kanıyor. Acı içinde kıvranan minik bebek sürekli ağlarken, çaresizlik içindeki anne ve babası ise tedavi için yardım bekliyor.

Kentte iş makinesi operatörü 32 yaşındaki İsmail Aslan ile ev kadını 28 yaşındaki Fatma Aslan, 10 yıl önce evlendi. Çiftin bu evlilikten 3 çocukları oldu. Aslan çiftinin en küçük çocukları Büşra Aslan, 3 aylıkken cilt hastalığı olarak adlandırılan 'Epidermolysis bullosa' rahatsızlığına yakalandı.

Hastalığı nedeniyle el ve ayak tırnakları düşen minik bebeğin, el ve ayak parmak uçları, kulak, burun ve ağız bölgesi başta olmak üzere cildi belirsiz aralıklarla sürekli kanamaya başladı.
Çaresizlik içinde kızlarını hastane hastane dolaştıran anne ve babasına, 'kesin tedavi için tıbben yapılabilecek bir durum yok' yanıtı verildi.

Doktorların yönlendirmesiyle küçük çocuğa, kan değerlerinin daha fazla düşmemesi için sadece kan ilaçları verilirken, kanayan yaralarına pansuman amacıyla cilt kremleri kullanması önerildi. Acılı aile, kanayan yaralar için evde sadece pansuman yapıp bebeğe kan ilaçlarını verebildi.
Evde yaşadığı acı nedeniyle sürekli ağlayan minik Büşra'yı sakinleştirmek, acılarını azaltmak için çabaladıklarını belirten baba İsmail Aslan şöyle dedi:

"Doktorlar Adana'da tıbben yapılabilecek bir şey olmadığını söylüyor. Gelişmiş hastanelerde, belki başka yerlerde bu rahatsızlığı tedavi edebilecek birileri vardır. Allah rızası için bebeğimize sahip çıkılsın. Kimseden para pul istemiyoruz. Sadece biri el uzatıp çocuğumuzun tedavisine yardımcı olsun."

Anne Fatma Aslan da gözyaşları içinde, "Bebeğim acı içinde kıvranırken biz de kahroluyoruz. Bu feryadımızı biri duysun. Tek isteğimiz Allah'tan kızımızın tedavi edilmesi" diye konuştu. DHA

13 Şubat 2017 Pazartesi

Kanser teşhisiyle 7 kez ameliyat oldu! Gerçek çok farklı çıktı

Adana’da, 10 yıl önce 'kolon kanseri' teşhisi konulan 26 yaşındaki Salih Murat’ın, 7 kez ameliyat geçirip, 26 kiloya düştükten sonra kanser olmadığı anlaşıldı. Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi Balcalı Hastanesi’nde Prof. Dr. Yüksel Gümürdülü’nün, 'Crohn hastası' olduğunu tespit ettiği genç, bu yönde yapılan tedavinin ardından sağlığına kavuştu.

Salih Murat adlı vatandaşın sağlık sorunları 2006 yılında ve henüz 16 yaşındayken başladı. Karnında başlayan ani ağrılarla başvurduğu hastanede “kolon kanseri” teşhisi konularak, onkoloji kliniğinde tedavi gören Salih Murat, bir türlü iyileşemedi. 55 kilodan 26 kiloya kadar düşen gence, ağrıları ve atakları geçmeyince bağırsağında bulunan bir kitlenin yırtılmaya neden olduğu bilgisi verildi. Salih Murat, bunun üzerine birçok kez operasyon geçirse de hiçbir tedaviden olumlu sonuç alınamadı.
Talihsiz genç, hastalığına çare bulmak için ailesi tarafından hastane hastane dolaştırıldı. Yurt içinde birçok hastaneye başvuran, gittiği her hastanede “yapılacak bir şey kalmamış sabahı göremez” denilen genç, onkoloji servislerinde yıllarca adeta çile doldururken, aldığı kemoterapinin ardından saçları döküldü.
'KEMİK YIĞININA DÖNDÜM'

Tedavisi süresince adeta kemik yığınına dönüştüğünü anlatan Salih Murat, şunları söyledi:
“7 ameliyatın 4’ünde apandisit, birinde safra kesemin alındığı yazıldı. 72 saati geçen ağır ataklarım oluyordu. Ağrı başladığında kendimi evin duvarlarına çarpıyordum. Gittiğimiz doktorlar anneme ve akrabalarıma her şeye hazırlıklı olmaları gerektiğini bile söylemişler. Aşırı kilo kaybını gören hastaneler beni umutsuz vaka olarak görüp almak istemiyorlardı. Artık umudum kesilmişti. Ben de hastanelere gitmek istemez olmuştum. Annem, teyzem ve tüm yakınlarımın benden gizli gizli ağladıklarını biliyordum. Ben iyileşemediğim gibi daha çok acı çekiyordum. Ölümü artık kabullenmiş durumdaydım.”

YENİDEN KİLO ALMAYA BAŞLADI
Son çare olarak Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi Gastroenteroloji Anabilim Dalı Profesörlerinden Yüksel Gümürdülü’nün kendilerine tavsiye edildiğini anlatan Salih Murat, şöyle devam etti:
“Teyzem, son bir kez de Yüksel hocamın beni görmesi için ısrar etti. Zorla gittiğim Balcalı Hastanesi’nde de aslında umudum yoktu. Değerli hocamız, önce raporlarını inceledi ve yaptırdığı çeşitli tetkiklerin ardından kanser olmadığımı söyledi.”
Salih Murat, Prof. Dr. Gümürdülü’nün tedavisinin ikinci ayından itibaren hızla düzelmeye ve kilo almaya başladığını belirterek, şöyle konuştu:
"10 yıldır kanser olduğunu bildiğim hastalığımın aslında kanser değil crohn (iltihaplı bağırsak hastalığı) ve FMF hastalığı olduğunu Prof. Dr. Gümürdülü’den öğrendim. Doktorum beni çok sıkı takip etti. Hastanede yatak tedaviye başlandığında 26 kiloydum. Gün gün kaybettiğim umutlarımı, yine gün gün yeniden yeşertmeye başlamıştım. Değerli hocam, her gün bizzat kendisi beni muayene ediyor ve hemşirelere yapmaları gerekenleri anlatıyordu."
Yanlış teşhis yüzünden 10 yılının yaşam mücadelesi vermekle ve ameliyatlarla geçtiğini belirten Salih Murat, tedavi boyunca bıçak altına hiç yatmadığını ve ağrı kesici kullanmadan doğru tedavi yöntemleri sayesinde bir yılda iyileştiğini söyledi.

YENİDEN DOĞMUŞ GİBİ
Hayatına kaldığı yerden devam etmek isteyen Salih Murat, şimdi özel bir şirkette çalışıyor ve ikinci üniversiteyi okuyor. Doktorunu sürekli ziyaret eden Salih Murat, “Canı veren Allah elbette ancak, değerli hocam hayatımın kurtulmasına vesile oldu. Bazı geceler 10 yıllık hayat mücadelem gözümün önünde canlanıyor. O anda içimden doktoruma mesaj yazmak geliyor. Cep telefonuma sarılıp defalarca teşekkür duygularımı kendisine iletiyorum. Allah ondan razı olsun” diye konuştu.
Tedaviyi gerçekleştiren Prof. Dr. Gümürdülü ise Salih Murat kendisine geldiğinde öyküsünü dinlediğini ve ardından tetkiklerini yaptırdığını belirterek, “Hastamız crohn hastası idi. Zaten hastalığın belirtileri 16 yaşında görülmüş. Bu yaşta ailesel bir geçiş yoksa kanser hastalığı düşünülemezdi” dedi.
Prof. Dr. Gümürdülü, crohn hastalığının, gastrointestinal sistemin (Gastrointestinal Sistem. Vücudun çiğneme, sindirim, emilim ve boşaltım olaylarının gerçekleştiği ağızdan anüse kadar olan bölümü) herhangi bir yerinde oluşabilen iltihabi bir hastalık olduğunu vurguladı. Crohn hastalığında tedavinin, hastalığın lokalizasyonuna, şiddetine ve komplikasyonların varlığına göre düzenlenmesi gerektiğini vurgulayan Gümürdülü, şöyle devam etti:

KONTROLLERİ DEVAM EDİYOR
“Tedavi, tedaviye alınan cevap, hasta uyumu ve yan etkiler değerlendirilerek her hastaya farklı bir uygulama ve değerlendirmeyle yapılmalıdır. Crohn hastalığında güncel tedavi akut hastalığın tedavisi ve elde edilen düzelmenin sürdürülmesi şeklinde iki basmakta gerçekleştirilir. Hastamız Salih Murat, tedavimize tam olarak 2 ay içinde cevap verdi ve hızla düzelmeye başladı.”
Hastası Salih Murat'ta crohn ve FMF hastalıklarının aynı anda bulunmasının işi zorlaştırdığını ancak, çözümsüz olmadığını anlatan Prof. Dr. Gümürdülü, sözlerini şöyle tamamladı:
“Hastamızı şimdi rutin aralıklarla kontrol altında tutuyor, bir şikayetinin olup olmadığını soruyoruz. Hastanemizden taburcu olduktan sonra hiçbir sorun yaşamadık. Bundan sonra da yaşamayacağını ümit ediyorum.”

6 Şubat 2017 Pazartesi

Adana'da yürek burkan görüntü

Adana'da Suriyeli çocukların görüntüleri yürek burkuyor. Yaşıtları okula giderken yalın ayak halde onların peşinden giden Suriyeli çocuklar kameralara böyle yansıdı.

Suriye'de süren iç savaş nedeniyle 2.8 milyon Suriyeli okula gidemezken Adana'ya sığınan çocuklarda yaşıtları okula giderken yalın ayak onları izliyor.
Suriye'de yaklaşık 6 yıldır süren iç savaş en çok çocukları etkiledi. UNICEF rakamlarına göre savaş nedeniyle Suriyeli 2.8 milyon çocuk okula gidemiyor. Türkiye'de ise 1 milyon Suriyeli çocuk bulunuyor. Buna göre, Türkiye, dünyada en fazla çocuk mülteci barındıran ülke konumunda bulunuyor.

Türkiye Suriyeli çocukların okula gitmesi için bir çok okul açıyor ancak rapora göre çocukların yüzde 40'ı hala okula gidemiyor. bugün ise yarı tatil sona erdi. Çocuklar tekrar okula gitmeye başladı.
Ancak savaştan kaçıp canını zor kurtarıp Adana'nın Yüreğir ilçesine bağlı Koza Mahallesi'nde çadırda yaşayan çocuklar bırakın okula gitmeyi ayaklarında ayakkabısı yok, sırtlarında montları yok.
Suriyeli çocuklar yaşıtları okula giderken onları yalın ayak ya da ayağından daha büyük ayakkabı ile izliyor.

Havanın yağışlı olmasına rağmen bir çocuğun ayağında ayakkabı üzerinde ise kendinden büyük mont olması dikkat çekti. Başka bir Suriyeli çocuğun ise ayağında büyük ayakkabı olması sırtında ise mont olmaması dikkat çekti.



31 Ocak 2017 Salı

İşte Türkiye'nin yeni nüfusu

Türkiye'nin nüfusu 2016 yılında 79 milyon 814 bin 871 kişiye yükseldi. 14.8 milyonla en fazla kişinin yaşadığı il olan İstanbul'u 5.3 milyon ile Ankara takip etti.

Türkiye'nin nüfusu, 2016'da bir önceki yıla göre 1 milyon 73 bin 818 kişi artarak 79 milyon 814 bin 871 kişi oldu.
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), ''Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemi 2016 Sonuçları''nı açıkladı.
Buna göre, 2015 yılı itibarıyla 78 milyon 741 bin 53 kişi olan ülke nüfusu, 1 milyon 73 bin 818 kişilik artışla 2016 sonunda 79 milyon 814 bin 871 kişiye ulaştı.
ERKEK NÜFUS FAZLA
Erkek nüfusun oranı yüzde 50,2 (40 milyon 43 bin 650 kişi), kadın nüfusun oranı ise yüzde 49,8 (39 milyon 771 bin 221 kişi) oldu.
NÜFUS ARTIŞ HIZI YÜKSELDİ
Yıllık nüfus artış hızı, 2015'te binde 13,4 iken, 2016'da binde 13,5'e yükseldi.
İl ve ilçe merkezlerinde ikamet edenlerin oranı, 2015'te yüzde 92,1 iken, bu oran 2016'da yüzde 92,3 olarak gerçekleşti. Belde ve köylerde yaşayanların oranı ise yüzde 7,7 oldu.
YÜZDE 18 İSTANBUL'DA
Türkiye nüfusunun yüzde 18,5'inin ikamet ettiği İstanbul, 14 milyon 804 bin 116 kişiyle en çok nüfusa sahip il oldu. İstanbul'u sırasıyla 5 milyon 346 bin 518 kişi ile Ankara, 4 milyon 223 bin 545 kişi ile İzmir, 2 milyon 901 bin 396 kişi ile Bursa ve 2 milyon 328 bin 555 kişi ile Antalya takip etti. Tunceli, 82 bin 193 kişi ile en az nüfusa sahip il olarak kayıtlara geçti.
ORTANCA YAŞ YÜKSELDİ
Türkiye nüfusunun ortanca yaşı yükseldi. Türkiye'de 2015 yılında 31 olan ortanca yaş, 2016'da 31,4'e çıktı. Ortanca yaş erkeklerde 30,8 iken, kadınlarda 32 olarak gerçekleşti.
Ortanca yaşın en yüksek görüldüğü iller sırasıyla 39,6 ile Sinop, 39,1 ile Balıkesir ve 38,8 ile Edirne olurken, en düşük olduğu iller ise sırasıyla 19,5 ile Şanlıurfa ve Şırnak, 20,5 ile Ağrı ve 20,8 ile Siirt olarak belirlendi.
ÇALIŞMA ÇAĞINDAKİ NÜFUS ARTTI
Türkiye'de 15-64 yaş grubunda bulunan çalışma çağındaki nüfusun oranı 2016'da bir önceki yıla göre yüzde 1,6 artarak yüzde 68 olarak gerçekleşti. Çocuk yaş grubu olarak tanımlanan 0-14 yaş grubundaki nüfusun oranı ise yüzde 23,7’ye gerilerken, 65 ve daha yukarı yaştaki nüfusun oranı da yüzde 8,3’e yükseldi.
1 KİLOMETREKAREYE 104 KİŞİ
Nüfus yoğunluğu olarak ifade edilen "bir kilometrekareye düşen kişi sayısı" geçen yıl Türkiye genelinde 2015 yılına göre 2 kişi artarak 104 kişi oldu.
İstanbul, kilometrekareye düşen 2 bin 849 kişiyle nüfus yoğunluğunun en yüksek olduğu il olarak kayıtlara geçti. Bunu sırasıyla 507 kişi ile Kocaeli, 352 kişi ile İzmir ve 290 kişi ile Gaziantep takip etti. Nüfus yoğunluğu en az olan il ise bir önceki yılda olduğu gibi kilometrekareye düşen 11 kişi ile Tunceli oldu.
Yüzölçümü bakımından ilk sırada yer alan Konya’nın nüfus yoğunluğu 56, en küçük yüzölçümüne sahip Yalova’nın nüfus yoğunluğu ise 285 olarak gerçekleşti.
2015-2016 yılları itibarıyla illerin nüfusları şöyle:
Toplam 78 741 053 - 79 814 871 
Adana 2 183 167 - 2 201 670
Adıyaman 602 774 - 610 484
Afyonkarahisar 709 015 - 714 523
Ağrı 547 210 - 542 255
Amasya 322 167 - 326 351
Ankara 5 270 575 - 5 346 518
Antalya 2 288 456 - 2 328 555
Artvin 168 370 - 168 068
Aydın 1 053 506 - 1 068 260
Balıkesir 1 186 688 - 1 196 176
Bilecik 212 361 - 218 297
Bingöl 267 184 - 269 560
Bitlis 340 449 - 341 225
Bolu 291 095 - 299 896
Burdur 258 339 - 261 401
Bursa 2 842 547 - 2 901 396
Çanakkale 513 341 - 519 793
Çankırı 180 945 - 183 880
Çorum 525 180 - 527 863
Denizli 993 442 - 1 005 687
Diyarbakır 1 654 196 - 1 673 119
Edirne 402 537 - 401 701
Elazığ 574 304 - 578 789
Erzincan 222 918 - 226 032
Erzurum 762 321 - 762 021
Eskişehir 826 716 - 844 842
Gaziantep 1 931 836 - 1 974 244
Giresun 426 686 - 444 467
Gümüşhane 151 449 - 172 034
Hakkari 278 775 - 267 813
Hatay 1 533 507 - 1 555 165
Isparta 421 766 - 427 324
Mersin 1 745 221 - 1 773 852
İstanbul 14 657 434 - 14 804 116
İzmir 4 168 415 - 4 223 545
Kars 292 660 - 289 786
Kastamonu 372 633 - 376 945
Kayseri 1 341 056 - 1 358 980
Kırklareli 346 973 - 351 684
Kırşehir 225 562 - 229 975
Kocaeli 1 780 055 - 1 830 772
Konya 2 130 544 - 2 161 303
Kütahya 571 463 - 573 642
Malatya 772 904 - 781 305
Manisa 1 380 366 - 1 396 945
Kahramanmaraş 1 096 610 - 1 112 634
Mardin 796 591 - 796 237
Muğla 908 877 - 923 773
Muş 408 728 - 406 501
Nevşehir 286 767 - 290 895
Niğde 346 114 - 351 468
Ordu 728 949 - 750 588
Rize 328 979 - 331 048
Sakarya 953 181 - 976 948
Samsun 1 279 884 - 1 295 927
Siirt 320 351 - 322 664
Sinop 204 133 - 205 478
Sivas 618 617 - 621 224
Tekirdağ 937 910 - 972 875
Tokat 593 990 - 602 662
Trabzon 768 417 - 779 379
Tunceli 86 076 - 82 193
Şanlıurfa 1 892 320 - 1 940 627
Uşak 353 048 - 358 736
Van 1 096 397 - 1 100 190
Yozgat 419 440 - 421 041
Zonguldak 595 907 - 597 524
Aksaray 386 514 - 396 673
Bayburt 78 550 - 90 154
Karaman 242 196 - 245 610
Kırıkkale 270 271 - 277 984
Batman 566 633 - 576 899
Şırnak 490 184 - 483 788
Bartın 190 708 - 192 389
Ardahan 99 265 - 98 335
Iğdır 192 435 - 192 785
Yalova 233 009 - 241 665
Karabük 236 978 - 242 347
Kilis 130 655 - 130 825
Osmaniye 512 873 - 522 175
Düzce 360 388 - 370 371

23 Ocak 2017 Pazartesi

12 kişinin öldüğü yangında tahliyeler

Adana’nın Aladağ İlçesi’nde 11’i öğrenci 12 kişinin hayatını kaybettiği yurt yangınıyla ilgili tutuklanan dernek yöneticisi 4 kişi, avukatların itirazı üzerine tahliye edildi.

Aladağ Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen soruşturma kapsamında, 12 kişinin öldüğü, 24 kişinin yaralandığı 29 Kasım’daki yurt yangınıyla ilgili olarak kızı da ölen yurt müdürü Cumali Genç, müdür yardımcısı İsmail Uğur ile Aladağ Kurs ve Okul Talebelerine Yardım Derneği’nin yöneticileri Ramazan Keleş, Ramazan Dede, Mustafa Öztaş, Mahir Kılınç tutuklanmıştı.
4 Aralık’ta tutuklanan şüphelilerle ilgili olarak avukatları Aladağ Sulh Ceza Mahkemesi’ne tahliye talebinde bulundu. Mahkeme, 22 Ocak’ta Aladağ Kurs ve Okul Talebelerine Yardım Derneği’nin yöneticileri Ramazan Keleş, Ramazan Dede, Mustafa Öztaş, Mahir Kılınç’ı tutuksuz yargılanmak üzere tahliye etti.
Cumali Genç ile yardımcısı İsmail Uğur’un ise tutukluluk halinin devamına karar verildi. Dernek yöneticilerinin tahliye edilmesi üzerine ölen çocukların ailelerinin avukatları, bu kararı itiraz edeceklerini bildirdi.
Yangınla ilgili ise Cumhuriyet Savcılığı’nın soruşturması ise halen devam ediyor.

21 Aralık 2016 Çarşamba

Aladağ'da çocuklara şiddet uygulanıyormuş

Sosyal Haklar Derneği’nin hazırladığı Aladağ raporuna göre, yurtta çocuklara temizlik yaptırılıyor, zaman zaman şiddet uygulanıyordu. Ayrıca bazı ailelerin, bu yurdu devlet yurdu sandıkları da raporla ortaya çıktı.

Sosyal Haklar Derneği (SHD) Adana Aladağ’da 11’i çocuk ,12 kişinin can verdiği öğrenci yurdu yangını için bir rapor hazırladı SHD’nin, çocuklarını kaybeden sekiz ve çocukları yaralanan yedi aileyle görüşerek hazırladığı raporda çarpıcı bilgilere yer verildi.
Hürriyet'te İsmail Saymaz'ın haberine göre İlçede on yıl önce yapılan devlet yurdunun “çürük” olduğu gerekçesiyle yıkıldığı belirtilerek, “Yurttaşların iddiasına göre çürük raporu, yurda değil yan tarafındaki lojmanlara verilmiş olmasına rağmen yurt da yıkılmış. Barınma sorunu çözülmeden yurdun yıkılmasına herkesin tepkili olduğu gözlenmiştir” denildi.
Ailelerin tarikat yurduna mecbur bırakıldığı ifade edilerek, şöyle devam edildi: “Bazı aileler, söz konusu yurdu devlet yurdu zannetmektedir. Devlet yurdu yıkıldığında çocuklarının nerede kalacağını soran ailelere İlçe Milli Eğitim, bu yurdu adres göstermiştir.
‘Yurt talebi karşılanmadı’
“Kaymakam da dahil pek çok devlet yetkilisiyle görüşen aileler; defalarca yeni yurt talebinde bulunmuş ancak bu taleplerin hiçbiri karşılanmamıştır. Halkın yoksul olması nedeniyle çocuklarının eğitim alabilmelerini sağlamak için tek seçeneklerinin, yetkililerin devlet yurdu muamelesi yaptığı tarikat yurtlarına göndermeleri olduğu tespit edilmiştir.”
'Kızların okuması günah'
Rapora göre aileler, heyete şu bilgileri verdi:
- Çocuklara temizlik yaptırılıyor ve bulaşık yıkatılıyor. Çocuklar bulaşık yıkarken elektrik şalterinin attığı yönetime bildirilmesine rağmen önlem alınmadı.
- Her gün uzun saatler boyunca ağır din eğitiminden geçiriliyorlar. Çocuklar akşam ders çalışmak istediklerinde buna müsaade edilmiyor, hatta kimi çocuklara “Kız çocuklarının okuması günah zaten” deniyor.
- Çocuklara zaman zaman şiddet uygulanıyor.
- Çocuklarının nasıl ortamlarda kaldığını görmek isteyen babalara, erkek oldukları için müsaade edilmiyor.

5 Aralık 2016 Pazartesi

21 yaşındaki eşini döverek öldürdü

Adana'da gece yarısı İzzet Elmas ile eşi 21 yaşındaki Şehriban Elmas tartışmaya başladı. Tartışma büyüyünce İzzet Elmas, eşini öldüresiye döverek kanlar içinde bıraktı. Kendisini sokağa zor atan Şehriban Elmas, sağlık ekiplerinin tüm müdahalelerine rağmen kurtarılamadı. Eşi İzzet Yılmaz ise kaçtı.


Adana'da eşi tarafında dövüldüğü öne sürülen 21 yaşındaki Şehriban Elmas, tedavi gördüğü hastanede hayatını kaybetti. Olay, dün saat 00.30 sıralarında merkez Seyhan İlçesi Dağlıoğlu Mahallesi Obalar Caddesi'nde meydana geldi. İzzet Elmas ile eşi Şehriban Elmas arasında evde henüz belirlenemeyen nedenle tartışma çıktı. Tartışma büyüyünce, İzzet Elmas, eşi Şehriban'ı öldüresiye dövdü. Kanlar içerisinde kalan Şehriban Elmas, kocasının elinden kurtulup kendisini sokağa zor attı. Bilincini yitiren Elmas, yol kenarına yığılırken, çevre sakinlerinin ihbarı üzerine olay yerine sağlık ekipleri sevk edildi. Ambulansla Adana Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ne kaldırılan Şehriban Elmas, doktorların tüm çabasına karşın kurtarılamadı. Olayla ilgili soruşturma başlatan polis ekipleri, kaçan İzzet Elmas'ı yakalamaya çalışıyor. DHA

1 Aralık 2016 Perşembe

İşte Adana'daki yangın faciasının nedeni!

Adana Aladağ'daki yurt yangınıyla ilgili bilirkişi raporu açıklandı. Son dakika gelişmesine göre yangının elektrik panosunun eski olmasından kaynaklandığı belirtildi.


Aladağ Cumhuriyet Başsavcılğı’nın yurt yangını ile ilgili hazırlattığı bilirkişi ön raporunda, yaşamını yitirenlerin, yangın merdiveni kapısının kolu olmadığı için dışarıya çıkamadıkları, yangına binanın ikinci panosundaki şartellerin eskimiş olması ve kaçak akım rolesi bulunmamasından kaynaklandığı görüşü yer aldı.

İş güvenliği uzmanı bilirkişisi, binanın 1’inci katındaki yangın merdivenin kapısının plastik yapıya sahip PVC şeklinde olduğu, bu yangın merdiveni kapısının kollarının bulunmadığı, yangın kapısının dışa açılır şekilde yapıldığı, ancak kapı kolları olmadığından ve kapı açılamadığından buradan çıkıp kurtulan kimsenin olmadığı görüşünü ortaya koydu. Elektrik ile ilgili uzman ise binanın elektrik ana panosunun arka kısmında bulunan dağıtım panosundan çıkmış olabileceği, şartellerin eskimesinden veya özelliği kaybetmesinden kaynaklı ark olmuşması ve alev almasından çıkmış olabileceğini kaydetti. Ayrıca hazırlanan raporda, yaşamını yitirenlerden 7’sinin ikinci kattaki bir odada olduğu, yangın merdiveninin yanındaki odada ise 4 kişinin cesedinin bulunduğu, 1 kişinin cesedinin ise birinci katta bulunduğu da belirtildi.

Adana Büyükşehir Belediye Başkanı MHP’li Hüseyin Sözlü, yanan yurt binasında yangın merdivenin kilitli olduğu şeklindeki sözlerine karşılık Başbakan Yardımcısı Veysi Kaynak’ın, "Hayır kilitli değildi" şeklindeki açıklaması üzerine şunları söyledi: "İtfaiye ekibimiz bu işin uzmanları. Öğrenciler üst kata doğru çıkmış. Oradaki kapılara yönelmiş. Yangın merdiveni kapısına da yüklenilmiş. Ama açılamamış. Bu, kilitli olduğu, yangından etkilenip PVC kapının erimesi ve şişmesi sebeleriyle olabilir. Bu kapının PVC değil, yangına dayanıklı olması yönetmelik gereğidir."

Ruhsat verildikten sonra belediyelerin herhangi bir denetlleme yetkisi olmadığını da belirten Sözlü, ayrıca yangın ihbarının geç yapıldığını, itfaiye araçlarının ulaştığında alt katta çıkan yangının, çatı katına kadar ulaşmış olduğunun görüldüğünü söyledi.

Sözlü bu arada Adana’da yaklaşık 100 tane benzer yurt olduğunu, bunun 80’ninin aynı cemaate ait olduğunu da söyledi.

Kaynak:hurriyet.com.tr

30 Kasım 2016 Çarşamba

Konya'da 18 kişinin öldüğü çöken yurt davası 8 yıldır bitmedi

Konya Taşkent'te 2008 yılında yaşanan ve 18 kişinin yaşamını yitirdiği kız kuran kursu davası 8 yıldır sürüyor.


O dönem belde olan Balcılar Mahallesi'nde Balcılar Kasabası Okul ve Kurs Talebelerine Yardım Derneği'ne ait Özel Boğaziçi Öğrenci Yurdu'nda, 1 Ağustos 2008 günü saat 04.15'te LPG tankından sızan gaz, sabah namazı için kalkan bir öğrencinin elektrik düğmesine basması sonucu patladı. Patlamanın şiddetiyle 3 katlı yurt binası yıkıldı. Olayda, 1 eğitmen ve 17 yatılı öğrenci öldü, 29 öğrenci de yaralandı. 

Kısa tutukluluktan sonra serbest bırakıldılar  

Olayın ardından Yurt Müdürü Hüseyin Çömlek, dernek ve yurt temsilcileri Mehmet Semerci ve Mehmet Göktaş jandarma tarafından gözaltına alındı. Mehmet Göktaş, ifadesi alındıktan sonra serbest bırakıldı. Hüseyin Çömlek ve Mehmet Semerci de kısa bir süre tutuklu kaldıktan sonra tutuksuz yargılanmak üzere tahliye oldu.

Dava 8 yıldır sürüyor  

Konya 2'nci Ağır Ceza Mahkemesi'nde  2'si kadın eğitmen, 6'sı dernek ve yurt sorumlusu, 3'ü de LPG tankını kuran ve gaz dolumu yapan şirket sorumluları olmak üzere toplam 11 tutuksuz sanığın 'taksirle birden fazla kişinin ölümüne ve yaralanmasına sebebiyet vermek' suçundan yargılandığı dava 8 yıldır sürüyor.

En son geçen 25 Ekim günü yapılan 26'ncı celsesinde, sanık olarak yargılanan LPG şirketinin montaja uygunluk onayını veren yetkilisi İzzet Yanık'ın, firma yetkilisi Abdullah Bostancı'ya Ankara 4'üncü Asliye Hukuk Mahkemesi'ne açtığı tazminat davası nedeniyle, dosyaların tamamı Ankara'da olduğu için görülmeden 14 şubat tarihine ertelenmişti.

Savcısı mütalaasında, 4 kişiyi kusurlu buldu

Cumhuriyet Savcısı bir önceki duruşmadaki mütalaasında, olay tarihinde gerekli eğitim aldığı halde patlamanın önlenmesi için vananın kapatılması, havalandırmanın açık tutulması gibi güvenlik önlemlerini almayan yurt müdürü Hüseyin Çömlek'i, tesisatı yaptıran LPG şirketinin montaja uygunluk onayını veren yetkilisi İzzet Yanık ile teknik destek sorumlusu İbrahim Yılmaz'ın eksiklerin giderilmesi için gereken önlemleri almadıkları için kusurlu bulmuştu.

Ayrıca montajı LPG şirketi adına yapan firmanın yetkilisi Abdullah Bostancı'nın montaj sözleşmesinde belirtmesine rağmen montajı mevzuata uygun yapmayarak servis sözleşmesi gereği tesisatın periyodik bakımını yaparken eksiklerin giderilmesini sağlamadığından kusurlu olduğunun anlaşıldığı ifade edilmişti.

Cumhuriyet Savcısı mütalaasının devamında, sanıklar Hüseyin Çömlek, İzzet Yanık, Abdullah Bostancı ve İbrahim Yılmaz'ın 'taksirle birden fazla kişinin ölümüne ve yaralanmasına neden' olma suçunu işledikleri anlaşıldığını ve Türk Ceza Kanunu'nun 85/2 maddesi gereğinde 'taksirle birden fazla kişinin ölümüne neden olmak' suçundan 3 yıldan 15 yıla kadar hapisle cezalandırılmalarını istemişti. Savcı, diğer 7 sanık hakkında ise bilirkişi raporuna göre olayda kusurlu olmadıklarının anlaşıldığını belirtip, beraatlarını talep etmişti.

7 bilirkişi raporu

Olayda hayatını kaybeden 3 öğrenci ile yaralı kurtulan 2 çocuğun avukatlığını yapan Çocuk Hakları Koruma Derneği Başkanı Hakkı Ünalmış, davanın 8 yıldır sürdüğünü, bugüne kadar 7 bilirkişi raporu hazırlandığını ve her birinde de sanıkların kusurlarının farklı ele alındığını belirtti.  Ünalmış, şunları söyledi:

"Birinci bilirkişi raporunda sanıkların neredeyse tamamı birinci dereceden asli kusurlu olarak belirtildi. Ancak daha sonraki bilirkişi raporlarında asli kusurlu sayısı giderek azaldı. Son 7'nci bilirkişi raporunda ise sadece yurt müdürünün asli kusurlu, sanıklardan bazılarının tali kusurlu, bazıları da kusursuz olduğu belirtildi. Sorumlu kişilerin sorumluluk durumları her raporda değişikliğe uğrayamaz, uğramamalı."

Hasan Dönmez / Konya / DHA

Aladağ'da yurt yangınında ölen kızların cesetleri birbirine sarılı bulundu

Adana'nın Aladağ ilçesinde dün akşam özel kız öğrenci yurdunda çıkan 11 öğrenci ile 1 eğitmenin yaşamını yitirdiği, 22 öğrencinin de yaralandığı yangınla ilgili soruşturma devam ederken, ölen kızların cesetleri birbirlerine sarılı bulundu. Adli Tıp Kurumu'na kaldırılan cesetlerin teşhisi için ailelerden DNA örnekleri alınırken, yaralıların tedavisi sürüyor.


Dün akşam yangın çıktı

Aladağ içesi Sinanpaşa Mahallesi'nde bulunan Aladağ Tahsil Çağındaki Talebelere Yardım Derneği Orta Öğretim Kız Öğrenci Yurdu'nda dün akşam saat 19.30'da yangın çıktı.


12 kişi hayatını kaybetti

Büyük bölümü ahşap kaplama olan ve köylerden gelen ortaokul öğrencilerinin barındığı 3 katlı yurt binasının elektrik sisteminden çıktığı sanılan yangın Aladağ ve Adana Büyükşehir Belediyesi ile Aladağ Orman İşletme Müdürlüğü itfaiyelerinin müdahalesine karşın kısa sürede faciaya dönüştü.

Alevler arasından çıkamayan 12 kişi yanarak hayatını kaybetti, yaralı olarak canını kurtaran 22 kişi de hastanelere kaldırılarak tedaviye alındı.


Soruşturma başlatıldı

Yaralıların halen hastanelerde tedavileri devam ederken, yangınla ilgili çok yönlü soruşturma başlatıldı.


Enkaz ortaya çıktı

Aladağ'daki kız öğrenci yurdundaki facianın boyutları bu sabah gün ağarınca ortaya çıktı. 3 katlı binanın çatısının tamamen yanıp çöktüğü görüldü. Yangın sırasında kilitli olup olmadığı tartışılan binanın yangın merdiveninin açık olduğu dikkat çekti.


Yangın, elektrik trafosundan başladı

12 kişiye mezar olan yurt binasının çatısında bulunan çinko levhaların bile yanıp zemine düştüğü görülürken, binanın giriş katındaki elektrik trafosundan başladığı değerlendirilen yangınıyla ilgili ekiplerin ayrıntılı bir çalışma başlattığı kaydedildi.


Bakanlar olay yerinde

Başbakan Yardımcısı Veysi Kaynak, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ile Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Betül Sayan Kaya, yangında yaralananları hastanede ziyaret etti. Hastane ziyaretleri sırasında basın mensuplarına açıklama yapan Başbakan Yardımcısı Kaynak, "Milletimizin başı sağ olsun, büyük geçmiş olsun" dedi.


Bakanlar, yaralıları ziyaret etti

Aladağ'daki yangın mahallinde yaptıkları incelemelerin ardından kent merkezine dönen, Başbakan Yardımcısı Veysi Kaynak, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ile Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Betül Sayan Kaya, Adana Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi ve Çukurova Dr. Aşkım Tüfekçi Devlet Hastanesi'ndeki yaralıları ziyaret etti. Çocuklarla yakından ilgilenen Kaynak ve bakanlar, doktorlarından durumları hakkında bilgi alıp, tek tek geçmiş olsun dileğinde bulundu.

Bakanlar, yaralıları ziyaret etti

Ziyaret sırasında açıklamada bulunan Başbakan Yardımcısı Kaynak, yangının kesin çıkış nedenin araştırıldığını belirtti. Çok acı bir olayı hep beraber yaşadıklarını ifade eden Kaynak, "Akşam 19.30 sıralarında yangın neticesinde bir yurtta 12 vefat var, 10'u çocuk 2'si yetişkin. 24 yaralımız var. Değerli İçişleri Bakanımız, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanımız, AK Parti Genel Başkan Yardımcımız, Adana milletvekillerimizle birlikte Aladağ'a gittik" diye konuştu.


Veysi Kaynak açıklama yaptı

Yangının çıkış sebebiyle ilgili Aladağ Savcılığı hemen duruma vaziyet olduğunu aktaran Kaynak, şöyle konuştu:

"Bir keşif yapılacağını ifade ettiler. İlk verilen bilgiler, bu yangının trafodaki elektrik kontağından çıktığı, çıkması muhtemel diyorlar. Tabii ahşap kaplamalar var, strafor, yalıtımlar var bunlar tutuşmuş. Çocuklarımızın bir kısmında atlamaları sonucunda ayaklarında kırıklar var, bir kısmının dumandan etkilenmeleri sonucu hastalıkları var. Tabii bu arada vefat edenler, adli tıptaki otopsilerden sonra defnedilecekleri yere gönderilecekler. Milletimizin başı sağ olsun, büyük geçmiş olsun. Geride kalanlara acil şifalar diliyoruz. Olay tüm yönleriyle bir yandan yargı tarafından araştırmaya başlanmıştır. Bir yandan da yangına karşı tedbirlerle ilgili gerekli çalışma ve araştırmalar ayrıca yapılacaktır. Yurt Milli Eğitim Bakanlığı'nca izinlidir. Bakanlığımız kendi çalışmalarını yapacaktır, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığımız psiko-sosyal destek yönünden, olayın ilk anından itibaren 32 görevlisiyle sahada. Biz hem yaralananların hem de hayatını kaybeden çocuklarımızın, yavrularımızın ailelerinin yanında olacağız. Neticede olaya sebebiyet veren, yangına sebebiyet veren her neyse bu ortaya çıkacaktır ve sorumlularla ilgili işlemler yapılacaktır. Şimdilik böyle söylemekle yetinelim. Büyük bir acı ve dram halen sıcak".


'Ne gerekiyorsa yapılacak'

Aladağ'da yurt yangınında ölen kızların cesetleri birbirine sarılı bulundu Gazetecilerin ölen öğrenciler için tören yapılıp yapılmayacağı sorusuna Bakan Kaynak, "Törenle ilgili ailelerin tutumu çok önemli. Ne diyecekler, ne isteyecekler, Adana Valimiz olayın en başından beri Aladağ'da, bizimle beraber döndü. Ailelerle temas kuracaktır. Ama cenazelerin nakli ve defni için biz hükümet olarak, valilik olarak görevde olacağız" dedi.

Ailelere psikolojik destek

Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Betül Sayan Kaya, 32 psiko-sosyal destek ekibinin ölen ve yaralanan öğrencilerin aileleriyle ilgilendiğini açıkladı. Acılarının çok büyük olduğunu belirten Bakan Kaya, "Yangın merdiveni kapısının kilitli olduğu yönündeki iddialar ile diğer tüm iddialar araştırıyor. Devletimiz ailelerimizin yanındadırlar. 32 kişilik psiko-sosyal destek ekibimiz sahada çalışmaları yapıyorlar" dedi.


29 Kasım 2016 Salı

Metin Feyzioğlu: Devletin özel yurt meselesini bitirmesi lazım

Türkiye Barolar Birliği Başkanı Feyzioğlu, Adana'nın Aladağ ilçesindeki özel öğrenci yurdunda çıkan yangına ilişkin, "Anlaşılan o ki devletin özel yurt meselesini bitirmesi lazım. Devlet mutlaka ortaokul lise çağındaki çocukları, hele hele ortaokul çocuklarını kendi yurtlarına almalı'' dedi.


Türkiye Barolar Birliği (TBB) Başkanı Metin Feyzioğlu, 12 kişinin yaşamını yitirdiği, 22 kişinin de yaralandığı özel öğrenci yurdu enkazında ve civarında incelemede bulundu.

Burada gazetecilere açıklama yapan Feyzioğlu, çok acı bir olay yaşandığını, bazı soruların mutlaka cevaplanması gerektiğini belirtti.

"İlk söyleyeceğim şu, bu trajediyi hiçbir siyasi partinin malzemesi yapmamak lazım. Ne lehine ne karşısına" diyen Feyzioğlu, şöyle devam etti:

"Bu evlatlar bize emanet. Korkunç bir şey yaşadık. Bunun sorumluları bulunmalı ve bir daha olmaması için ne tedbir alınmalı İşte bunu çözmek zorundayız. Bunu siyasi parti gözlüğüyle çözmemiz mümkün değil. Biz Türkiye Barolar Birliği ve Adana Barosu olarak bu işi takip edeceğiz. Bir daha olmasın diye takip edeceğiz. Çocuklar için, aileleri için adalet gerçekleşsin, bir nebze olsun yürek feraha ulaşsın diye takip edeceğiz.''

Yangınla ilgili bazı sorular olduğunu aktaran Feyzioğlu, "O 4. kat, kaçak bir kat mıydı? Ahşap bir kat olabilir mi bir yurtta? Döşenecek halının, yangına dayanıklılığına kadar mevzuat aslında birtakım tedbirler öngörmüşken, bir ahşap kat yapmak söz konusu olabilir mi? Yangın merdiveni var mıydı, kilitli miydi? Çocukların kaçtıkları en üst katta yangın merdiveni yok zaten. Yani yangın merdiveni oraya ulaşmıyor, yanmamış merdiven görüyorsunuz. 4. katta yok merdiven, dolayısıyla yangın merdiveni açık olsa ne olur?" diye konuştu.

Metin Feyzioğlu, "Anlaşılan o ki devletin özel yurt meselesini bitirmesi lazım. Devlet mutlaka ortaokul lise çağındaki çocukları, hele hele ortaokul çocuklarını kendi yurtlarına almalı. Aksi takdirde bu sıkıntıların sonu gelmez. Ne güvenliğini sağlayabiliriz, ne istismar edilmelerini önleyebiliriz, ne beyinlerinin yıkanmasını önleyebiliriz. Devlete emanet çocuklar özel yurtlara teslim edilemez" değerlendirmesinde bulundu. ntvmsnc

Yurt yangını için yayın yasağı getirildi

Aladağ Sulh Ceza Hakimliği, soruşturma tamamlanıncaya kadar Aladağ'daki kız yurdunda meydana gelen yangın ve taksirli ölüm olayına ilişkin yayın yasağı kararı verdi.


Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK), Adana'da özel bir öğrenci yurdundaki yangına ilişkin Aladağ ilçesi Sulh Ceza Hakimliğinin kararı ile soruşturma tamamlanıncaya kadar yayın yasağı getirilmesinin ve yapılan yayınların kaldırılmasının kararlaştırıldığını duyurdu. RTÜK, Aladağ ilçesindeki ortaöğretim kız öğrenci yurdunda meydana gelen yangın ve taksirli ölüm olayına ilişkin Aladağ Sulh Ceza Hakimliği'nin kararını internet sitesinden yayınladı.

Akamete uğramasın diye

Buna göre, bazın basın ve yayın organlarında yanlış bilgiler verildiği, ölenlerin kimliklerinin yanlış söylendiği, yayınların gerek ilçe genelinde gerekse yurt çapında huzur ve güven ortamı ile kamu düzenini bozucu eylem ve davranışlara dönüşebileceği ve yürütülen soruşturmanın akamete uğratılabileceği kanaatiyle, yapılan ve yapılacak tüm haberlere, tüm yazılı ve görsel basınla internet ortamında soruşturma tamamlanıncaya kadar yayın yasağı konulması ve yapılan yayınların kaldırılması kararlaştırıldı.

Kız öğrenci yurdunda yangın; 12 kişi hayatını kaybetti

Adana'nın Aladağ ilçesinde 3 katlı bir kız öğrenci yurdunda çıkan yangında, 11'i kız öğrenci ve 1 görevli olmak üzere 12 kişi hayatını kaybederken, 22 öğrenci de yaralandı. Büyük bölümü ahşap olan binada yanarak ölenlerin cesetleri, itfaiye ekipleri tarafından binadan çıkartıldı.


Saat 19.30'da Aladağ İlçesi Sinanpaşa Mahallesi'nde bulunan ve 200 öğrencinin kaldığı Aladağ Tahsil Çağındaki Talebelere Yardım Derneği Orta Öğretim Kız Öğrenci Yurdu'nda yangın çıktı.

Henüz belirlenemeyen nedenle çıkan yangında alevler kısa sürede büyük bölümü ahşap olan tüm binayı sardı.

Aladağ ve Adana Büyükşehir Belediyesi ile Aladağ Orman İşletme Müdürlüğü ekipleri yangına müdahale etti.

Pencereden aşağıya atladılar

Yangınla birlikte paniğe kapılan öğrencilerin bazıları pencerelerden atladı. Pencelerden atlama sonucu vucudunda kırıklar oluşan öğrencilerle birlikte dumandan etkilenen toplam 22 öğrenci yaralandı.

Yaralı öğrencilere olay yerine gelen sağlık ekipleri tarafından ilk müdahaleleri yapıldıktan sonra hastanelere sevk edildi.

12 ölü, 22 yaralı

Adana Valisi Mahmut Demirtaş ve İl Emniyet Müdürü Osman Ak da olay yerine gelerek çalışmaları yerinde izlediği. İtfaiyenin çabaları sonucu yangın yaklaşık 3 saat sonra kontrol altına alındı. Binanın ikinci ve üçüncü katlarında kalan ve dışarı çıkamayan 11 öğrenci ile bakıcı olduğu belirtilen 1 kadının cesedine ulaşıldı. Adana Valisi Mahmut Demirtaş, Aladağ ilçesindeki öğrenci yurdunda çıkan yangınla ilgili, "12 cenazeye ulaştık, yaralanan 22 kişi de hastanelere kaldırıldı." dedi.

Yangın merdiveni kilitli miydi?

Bu arada Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Hüseyin Sözlü de, televizyon kanallarında yaptığı açıklamada, "Yangın merdivenin kapısı içeriden kilitliymiş. Çocuklar çıkmayı başaramamış" dedi. Sözlü, hayatını kaybeden çocukların cansız bedenlerinin yangın merdiveninin yanında bulunduğunu söyledi.

Yangının çıkış sebebi

Adana İtfaiye Daire Başkanı Fatih Durukan, yangının çıkış nedeninin ilk belirlemelere göre elektrik panosundan çıktığını söyledi. Binanın ahşapla, yerlerin de halıyla kaplı olması nedeniyle yangının kısa sürede büyüyüp üst katları sardığı ifade edildi.

8 öğrenci çatı katında yaşamını yitirdi

Adana'nın Aladağ İlçesi'ndeki kız öğrenci yurdunda yaşamını yitiren 11 öğrenci ile 1 eğitmenin cenazesi, otopsi için Adana Adli Tıp Kurumu'na gönderildi. Olay Yeri İnceleme ekipleri, jandarma ve itfaiye binada incelemelerini sürdürüyor. Ölen öğrencilerin 8'inin cenazesinin ahşap çatı katında, eğitmen ile 3 öğrencinin cenazesinin ise 2 katta bulunduğu öğrenildi.

Aladağ İlçesi Belediye Başkanı Mustafa Alpgedik, yangının zemin katta çıktığını, kısa sürede alevlerin yükseldiğini, 3'üncü kat ahşap olduğu için yangının büyüdüğünü söyledi. Ahşap katın yanması ile çatının da tamamen çöktüğü belirtildi.

14 yaralı öğrencinin ismi belirlendi

Yaralılardan 14 öğrencinin ismi şöyle:Yasemin Kara (13), Hafize Sultan (12), Seda Topbaş (12), Şule Altun (11), Emine Pertlek (12), Nefize Sarıkaya (14), Elife Deniz, Sema Karataş, Gülcan Nagir Zeynel, Sena Özkan, Zeynep Serdedeniz, Ayşe Genç, Gülsün Çelik ve Veysel Dede.

Çevik kuvvet sevk edildi

Bu arada ilçenin tamamından görülen yangın nedeniyle bölgeye akın eden vatandaşlar da büyük panik yaşadı, çocuklarına ulaşamayan aileler de gözyaşlarına boğuldu.

18 bin nüfuslu ilçede panik yaşanması nedeniyle ilçeye takviye Çevik Kuvvet ekipleri sevk edildi. Jandarma güvenlik önlemi alarak bölgeye kimseyi yaklaştırmadı.

Kaynak, Soylu ve Yılmaz bölgeye gidiyor

Başbakan Yardımcısı Veysi Kaynak, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ve Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz, Adana'nın Aladağ ilçesinde bir özel öğrenci yurdunda çıkan yangın dolayısıyla bölgeye gidecek. Adana'nın Aladağ ilçesinde bir özel öğrenci yurdunda çıkan yangına ilişkin, Başbakan Yardımcısı Kaynak, İçişleri Bakanı Soylu, Milli Eğitim Bakanı Yılmaz ve AFAD Başkan Vekili Mehmet Halis Bilden, bölgeye giderek incelemelerde bulunacak.

Erdoğan Vali Demirtaş'ı aradı

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Adana Valisi Mahmut Demirtaş'ı telefonla arayarak Aladağ ilçesindeki öğrenci yurdunda çıkan yangın hakkında bilgi aldı. Cumhurbaşkanlığı kaynaklarından edinilen bilgiye göre  Adana'nın Aladağ ilçesinde orta öğrenim kız öğrenci yurdunda çıkan yaygında can kayıplarının olmasından derin üzüntü duyduğunu ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuyla ilgili olarak validen bilgi aldı. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın yangında hayatlarını kaybedenlere Allah'tan rahmet, yaralanan öğrencilere de acil şifa dileğinde bulunduğu öğrenildi.

Başbakan yangınla ilgili bilgi aldı

Başbakan Binali Yıldırım, Adana'da öğrenci yurdunda çıkan yangın hakkında ilgili bakanlardan ve Adana Valisi'nden bilgi aldı. Başbakan Yardımcısı Veysi Kaynak, Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz ve İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun da Adana'ya gidecekleri belirtildi. DHA

23 Kasım 2016 Çarşamba

Adana'da patlama! Acı haberi valilik açıkladı

Adana'dan son dakika haberi... Adana Valiliği'nin otoparkında bu sabah bir patlama meydana geldi. DHA'nın haberine göre teröristler bomba yüklü araç patlattı. Adana Valisi ise yaptığı açıklamada patlamada 2 vatandaşın hayatını kaybettiğini, 16 kişinin yaralandığını duyurdu. Adana Valisi Demirtaş, "Saat 08.05 civarında otoparkta Valilik makam girişine yakın yerde araç patlatılıyor. Bir kadın tarafından olayın gerçekleştirildiği tahmin ediliyor" dedi.


DHA'nın geçtiği habere göre Adana Valiliği’ne bu sabah teröristler bomba yükü araçla saldırı düzenledi.  Merkez Seyhan İlçesi’ndeki Döşeme Mahallesi Mehmet Nuri Sabuncu Bulvarı’nda bulunan Adana Valiliği’nin önündeki açık otoparktaki patlama saat 08.05’te meydana geldi. İlk belirlemelere göre teröristler önceden getirdiği bomba yüklü aracı tam mesai saatinin başladığı sırada infilak ettirdi.

Kentin büyük bölümünden duyulan patlamayla birlikte otoparktaki araçlar yanmaya başlarken o sırada araçlarını park eden ve oradan geçenler yaralandı. Valilik binası başta olmak üzere çevredeki çok sayıda binanın camları kırıldı. Polis bölgeyi güvenlik çemberine aldı.

Güvenlik güçleri bombalı araçla saldırıyı düzenleyen teröristlerin yakalanması için operasyon başlattı.

2 KİŞİ HAYATINI KAYBETTİ, 16 YARALI VAR

 Adana Valisi Mahmut Demirtaş, "Saat 08.05 civarında otoparkta Valilik makam girişine yakın yerde araç patlatılıyor. Bir kadın tarafından olayın gerçekleştirildiği tahmin ediliyor.” dedi. Demirtaş, patlamada 2 kişinin yaşamını yitirdiğini, 16 kişinin yaralandığını bildirdi.

33 PLAKALI ARAÇ

Demirtaş, AA muhabirine yaptığı açıklamada, patlamanın 33 plakalı bir araçta meydana geldiğini söyledi.

KADIN TERÖRİST ŞÜPHESİ

Aracın bu zamana kadar herhangi arama kaydının olmadığını anlatan Demirtaş, "Saat 08.05 civarında otoparkta Valilik makam girişine yakın yerde araç patlatılıyor. Bir kadın tarafından olayın gerçekleştirildiği tahmin ediliyor. Patlamada 2 kişi öldü, 16 kişi yaralandı. Yaralılar hastanelere kaldırıldı." diye konuştu.

AB BAKANI: VALİMİZLE KONUŞTUM, YARALILARIMIZ VAR

AB Bakanı Ömer Çelik de Twitter hesabından Adana'daki patlamayla ilgili şunladı söyledi:

''ADANA Valiliği önünde otoparkta bir patlama gerçekleşti. Valimizle konuştum. Yaralılarımız var.Yaralılarımıza acil şifa diliyorum. Aydınlığın işareti olan sabah saatlerinde bu alçak saldırı gerçekleşti. Adanamıza geçmiş olsun. Lanetli terör insanımızı hedef almaya devam ediyor. İnsanlık adına bu terörle sonuna kadar mücadele edeceğiz.''

2 Kasım 2016 Çarşamba

Hemşire kıyafeti giyip aylarca hastanede çalıştı, kimse fark etmedi

Ülkesindeki iç savaşta yaralanan ve babası Ahmet İlevi tarafından getirildiği Adana Devlet Hastanesi'nde tedavi edilmeden gönderildiği öne sürülen Suriyeli 7 yaşındaki Emine El İlevi ile ilgili başlatılan soruşturma, bir skandalı ortaya çıkardı. 


Hastane bahçesinde küçük kızla ilgilenen hemşire kıyafetli 21 yaşındaki K.H.'nin sağlık personeli olmadığı ve 4 aydan beri hastanede dolaştığı anlaşıldı.

Suriye'nin Halep şehrinde yaşayan Ahmet El İlevi'nin eşi ve 2 çocuğu Esad güçlerinin bombardımanı sırasında öldü, kızı Emine El İlevi ise ağır yaralandı. Ahmet El İlevi, yaralı kızını tedavisi için Türkiye'ye getirdi. Hatay'da ilk müdahalesi yapılan Emine'yi daha sonra Adana'ya getirdi.
İddiaya göre Adana Devlet Hastanesi yetkilileri, 'çocuk genel cerrahı' olmadığı gerekçesi ile Emine El İlevi'yi kabul etmedi. Saatlerce hastane bahçesinde yatan Emine El İlevi'ye, bir hemşire yardım etti. Ardından da kızını kucaklayan baba Ahmet El İlevi, 300 metre ilerideki Çukurova Dr. Aşkım Tüfekçi Devlet Hastanesi'ne götürdü. Küçük kızın yatışını yapan Çukurova Dr. Aşkım Tüfekçi Devlet Hastanesi tedavisine başladı. Kamu Hastaneleri Birliği de, hastayı kabul etmeyen Adana Devlet Hastanesi hakkında soruşturma başlattı.


4 ay çalışmış

Olay ile ilgili soruşturmayı yürüten ekip, Emine El İlevi'ye müdahale eden o hemşireyi dinlemek istedi. Yapılan araştırmada, hemşire kıyafeti ile hastanede dolaşan K.H.'nin gerçekte hemşire olmadığı ortaya çıktı.

K.H. polis tarafından 'ünvan dolandırıcılığından' gözaltına alındı. Karakolda ifadesi alınan K.H., "Çocukluğumdan beri hemşire olmak, insanlara yardım etmek istiyordum. Hemşire kıyafeti aldım, aileme de Devlet Hastanesi'nde iş bulduğumu söyledim. Her gün sabah hastaneye geliyor insanlara yardım ediyorum. 4 aydan beri bu şekilde çalıştım. Ama kimseden bir şey almadım" dedi.


Ameliyathanede bile görev yapmış

En küçük bir ihmalin bile insan hayatına mal olacağı ameliyathane ve yoğun bakım servislerinde bile görev yaptığı anlaşılan K.H., "Kimse bana kimliğimi sormadı. Nereden geldiğimi araştırmadıkları için de rahatlıkla istediğim yere girip çıkıyordum. Personel ile aramız çok iyiydi. Amacım kimseye zarar vermek değildi" diye konuştu. K.H. ifadesinin ardından serbest barıkıldı.


Hastanenin kamera kayıtlarını incelemeye alan görevliler, sahte hemşirenin görev yaptığını söylediği birimlerdeki personelin de ifadesini aldı.

K.H.'nin hastanede çok rahat hareket ettiğini, bu yüzden de hiç şüphelenmediklerini söyleyen personelin, "Sürekli stajer gelip gidiyor. Biz o kadını da stajer hemşire sandık. Bu yüzden de kimliğini kontrol etmek aklımazı gelmedi" savunmasını yaptıkları kaydedildi. (Fatih KARAÇALI / ADANA / DHA)