vefat etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
vefat etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

28 Haziran 2017 Çarşamba

Gamze Yağar yaşamını yitirdi

Almanya'nın Baden-Württemberg Eyaleti'ndeki Hemmingen kentinde, erken yaşlanma hastası (progeria) Gamze Yağar (17) yaşamını yitirdi.

Hastalığına rağmen yaşama sevinciyle herkese örnek olan Gamze’nin cenazesi Hemmingen DİTİB Camisi’nde kılınacak cenaze namazından sonra ailesinin memleketi Kayseri’ye götürülerek toprağa verilecek. Baba Metin Yağar, DHA’ya yaptığı açıklamada, “Gamze dün akşam (27 Haziran) evimizde, annesinin kollarında can verdi. Bir süredir zaten çok acısı vardı. Ağrılara artık dayanamıyordu. Gamze’yi milyonlarca kişi tanıyor ve seviyordu; hepimizin başı sağolsun” dedi.
HERKESİN SEVDİĞİ BİRİYDİ
Gamze, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile de buluşmuştu, ayrıca sanat ve spor dünyasından sayısız ünlü Gamze’yi ziyaret etmişti. Sosyal medyada yüzbinlerce takipçisi olan Gamze için hayran kulüpleri kurulmuştu. Alman medyasının yakından takip ettiği Gamze’nin yaşamını anlatan televizyon programları yapılmıştı.
Gamze, 2013 yılında Köln’de düzenlenen Gamze’yi Sevenler Gecesi’nde, DHA’ya, bugüne kadar kendisini en mutlu eden şeyin “peruk” alınması olduğunu söylemişti. Gamze, “Artık saçlarımı tarayabiliyor ve istediğim tokayı takıyorum” diyerek duygularını ifade etmişti.

7 Mayıs 2017 Pazar

Abdullah Gül’ün babası Ahmet Hamdi Gül hayatını kaybetti

11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül 'ün babası 91 yaşındaki Ahmet Hamdi Gül, tedavi gördüğü hastanede hayatını kaybetti.

Bir süreden beri yaşlılığa bağlı olarak hastanede tedavi gören, son bir aydır ise özel doktor ve hemşire gözetiminde evinde bakım altına alınan Ahmet Hamdi Gül dün gece yarısı fenalaştı. Özel ambulansla tedavi gördüğü  Acıbadem Kayseri Hastanesi’ne kaldırılan Ahmet Hamdi Gül, saat 18.40’ta yaşamını yitirdi.
Acıbadem Kayseri Hastanesi Baştabibi Ömer Akbeyaz, ”Hastamız  Ahmet  Hamdi Gül, dün gece saat 00.05 sıralarında evinden ambulansla alınarak bilinç bulanıklığı, solunum sıkıntısı, bulantı ve kusma şikayetleriyle, septik şok tanısıyla yoğun bakıma alındı. Yapılan tüm müdahalelere rağmen  kalp durması sonucu 18.40 itibarıyla kaybedildi” dedi.

ABDULLAH GÜL KAYSERİ’DEYDİ
Onbirinci Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, babası Ahmet Hamdi Gül’ü rahatsızlığının ilerlemesi nedeniyle son bir ayda 3 kez ziyaret etmiş, cuma günü de İstanbul’dan Kayseri’ye gelmişti.
Ahmet Haldi Gül, Kayseri’deki 2’nci Hava İkmal Bakım Merkezinde uzun yıllar torna ustası olarak çalıştı. Emekli olduktan sonra Sanayi Bölgesi ve Organize Sanayi Bölgesi’nde Asteksan Şirketi’ni kuran Ahmet Hamdi Gül, ilerlemiş yaşına karşın uzun süre çalışmayı sürdürdü.
Adeviye Gül ile evli olan Ahmet Hamdi Gül, 3 çocuk babasıydı.

CENAZE TÖRENİ YARIN
Onbirinci Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün bu akşam Kayseri’de vefat eden babası Ahmet Hamdi Gül yarın toprağa verilecek. Ahmet Hamdi Gül’ün cenaze namazı yarın öğleyin Melikgazi İlcesi Cami-i Kebir’de kılınacak.
DHA

21 Mart 2017 Salı

Gazeteci Tayfun Talipoğlu hayatını kaybetti

Tayfun Talipoğlu'nun Konak ilçesi Güzelyalı Mahallesi'ndeki evinde fenalaşması üzerine yakınları tarafından sağlık ekiplerine haber verildi.Sağlık görevlilerince İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesine kaldırılan Talipoğlu, müdahalelere rağmen kurtarılamadı. Tayfun Talipoğlu'nun vefat haberi her kesimden insanı yasa boğdu. 
Evinde dün gece fenalaşarak İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ne kaldırılan 55 yaşındaki gazeteci Tayfun Talipoğlu, yapılan tüm müdahalelere rağmen kurtarılamadı.
Alınan bilgiye göre, Talipoğlu saat 01.00 sıralarında Konak ilçesi Güzelyalı Mahallesi'ndeki evinde rahatsızlandı. Evde bulunan bir arkadaşının haber vermesi üzerine gelen sağlık ekipleri Talipoğlu'na ilk müdahaleyi olay yerinde yaptı. Daha sonra Talipoğlu, ambulansla İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi kaldırıldı. Tedavi altına alınan Talipoğlu, yapılan müdahalelere rağmen kurtarılamadı. Talipoğlu'nun cenazesi, savcılık incelemesinin ardından otopsi yapılmak üzere İzmir Adli Tıp Morgu'na kaldırıldı.

TAYFUN TALİPOĞLU KİMDİR?
1962 yılında Kars'ta doğan Tayfun Talipoğlu, İlkokulu Malatya Şeker İlkokulu ve Eskişehir Yunus Emre İlkokulu'nda okudu. Ortaokulu Eskişehir'de, liseyi Ankara Atatürk Lisesi'nde tamamladı. Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Kamu Yönetimi Bölümü'nden 1983 yılında mezun oldu. Siyasi görüşleri nedeniyle kaymakam yapılmadı ve bu süreçte kargoculuk, Ankara düğün salonlarında ve pavyonlarında orkestra solistliği gibi birçok değişik iş yaptı. Milliyet Gazetesi'nde muhabir olarak başladığı gazetecilik yaşamına önce Star1'de, sonra ATV'de haber muhabiri olarak devam etti. 1995 yılından itibaren önce ATV'de, 1999'dan beri de NTV'de Bam Teli programını hazırlayıp sunarak mesleğine devam etti. Takvim, Yeni Yüzyıl, Cumhuriyet gazetelerinde köşe yazarlığı da yapan Talipoğlu evli ve bir çocuk babasıydı.
Benim Yolum, Ne Çoktular Ne Kadar Çocuktular, Eskiyen Yüzümün Yeni Gülümseyişi, Çoluk Çocuk Yazıları, Eşekle Gelen Aydınlık adlı kitapları bulunan Talipoğlu'nun, Seyyah ve Bam Teli Yol Müzikleri adlı şiir ve türkü kasetleri de vardı.

Haziran 2008'den itibaret TRT-1 de Bam Teli programının yanı sıra Nasılsınız isimli bir tartışma programı da sunan Talipoğlu, aynı zamanda Ekim 2007'den beri UNICEF Türkiye İyi Niyet Elçisi'ydi. Tayfun Talipoğlu 2015 Genel Seçimleri'nde CHP'nin 5. sıradan Aydın Milletvekili adayıydı.

TAYFUN TALİPOĞLU İÇİN ÇOK SAYIDA MESAJ GELİYOR
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu: Mesleğini onuruyla yaparak kendini Türkiye’ye kabul ettiren, duayen bir gazeteciydi. Tayfun Talipoğlu’na rahmet sevenlerine sabır diliyorum
LÖSEV: Değerli gönüllümüz Tayfun Talipoğlu'nu kaybetmenin derin üzüntüsünü yaşıyoruz. Kendisine Allah'tan rahmet, sevenlerine sabırlar dileriz.
Sabahat Akkiraz: "Gelmez yola gidiyorum" demişti Aşık Veysel. Bugün bir dostu kaybettik sevgili Tayfun Talipoğlu hakka yürüdü. Çok üzgünüm
Yosi Mizrahi: Bam telimiz koptu… Tayfun Talipoğlu’nu kaybettik… Hoşçakal Tayfun Abi… Hoşçakal Güzel İnsan… Mekanın Cennet Olsun…
Fikri Sağlar: Anadolu'nun sesi, yüreği güzel insan, dost Tayfun Talipoğlu zamansız ayrıldın aramızdan. Mekanın cennet olsun

İKİMİZİ HEP KARIŞTIRIRLARDI
Yonca Lodi: Ah ya! Tayfun Talipoğlu vefat etmiş. Ne erken ve ne büyük bir kayıp. Yüzünü güldürdüğü çocukların hatrına ne güzel bir yerdedir şimdi…
Gani Müjde: Hep ikimizi karıştırırlardı. Bir gün karşılaştık “Abicim rahat dur. Senin yüzünden sopa yiyicem birgün demiştim” gülüşmüştük. Sevenlerine sabır.
Halil Sezai: Çok erken… Mekanı cennet olsun
Aykut Erdoğdu: Bam telimiz koptu... Tayfun Talipoğlu'nu kaybettik...Hoşçakal Tayfun Abi...Hoşçakal Güzel İnsan... Mekanın Cennet Olsun...
Metin Feyzioğlu: Yollar artık öksüz. Dostum, Türkiye sevdalısı Tayfun Talipoğlu'nu genç yaşında ani bir rahatsızlık sonucu kaybettik. Mekanı cennet olsun.
Muharrem İnce: "Yol hikayeleri" bitti, "bam teli" koptu. Ailesinin, sevenlerinin başı sağolsun. Mekanın cennet olsun Tayfun Talipoğlu
Hayri İnönü: Bam telimiz koca yürekli Tayfun Talipoğlu'nu kaybetmişiz. Yolların hikayesi yarım kaldı...

Twitter'da Tayfun Talipoğlu için paylaşılan bazı mesajlar şöyle:
-Bamteli koptu... Bir yol hikayesi yarım kaldı...Sevgili abim Tayfun Talipoğlu nu kaybettik. Mekanı cennet olsun.. Başımız sağolsun.
-Canım "Tayfun Talipoğlu" abim. Seni izleyerek memleket hasretini giderirdik.Çok üzüldüm Mekanın cennet olsun.
-Gönlünün ateşinde insan sevgisi ve Anadolu tüten candostum, kardeşim Tayfun Talipoğlu'nu kaybettik. Çok üzgünüm.Nur içinde yatsın.
-Bir yol hikayesi daha burada sona erdi.Tayfun Talipoğlu 55 yaşında hayata veda etti.
-Bam telimiz koptu... Tayfun Talipoğlu'nu kaybettik... Hoşçakal Tayfun Abi... O güzel insanlar gibi sende o güzel atlara binip gittin...
-Tayfun Talipoglu ölmüş. İçim cız etti. Ankara'da komşu sayılırdık, oğlu sınıf arkadaşımdı.
-Anadolu'nun içinden gelen ve Anadolu'yu her daim içinde yaşayan usta gazeteci Tayfun Talipoğlu'na Allah'tan rahmet dilerim.

27 Şubat 2017 Pazartesi

Doktor Ömer Coşkun hayatını kaybetti

Televizyondan sattığı bitkisel karışımlarla tanınan Doktor Ömer Coşkun dün tedavi gördüğü hastanede hayatını kaybetti. Ömer Coşkun'un böbrek yetmezliği nedeniyle hayatını kaybettiği öğrenildi. Hazırladığı ilaçları piyasaya süren Doktor Coşkun'un doçentliği, yabancı dil evraklarında sahtecilik gerekçesiyle elinden alınmıştı.

Yaptığı bitkisel karışımlarla ekranların tartışılan ismi olan Doktor Ömer Coşkun, dün gece tedavi gördüğü hastanede hayatını kaybetti. Coşkun'un Amerika'da kanser tedavisi gördüğü, Türkiye dönüşü böbrek rahatsızlığı nedeniyle hastaneye yattığı belirtiliyor.

Hastaları tedavi etmek için hazırladığı ilaçları piyasaya süren Doktor Coşkun'un doçentliği yabancı dil evraklarında sahtecilik gerekçesiyle elinden alınmıştı.

SİCİLİ CEZA DOLUYDU
Ömer Coşkun, 2005 yılında Adana'da muayenehane açmıştı. Aynı yıl, meslek kurallarına ve yönetmeliklere aykırı davranmaktan Adana Tabip Odası Onur Kurulu kararıyla para cezasına çarptırıldı.

Bir yıl sonra da uzmanı olmadığı halde hasta tedavi etmekten ikinci soruşturma açılınca oda üyeliğinden istifa etmek zorunda kaldı. Muayenehanesini resmi olarak kapattı fakat faaliyete devam etti.

BAKANLIK ÜRÜNLER İÇİN İNCELEME BAŞLATMIŞTI
Gümrük ve Ticaret Bakanlığı daha önce kamuoyunda “Dr. Ömer Coşkun ürünleri” olarak bilinen ve takviye edici gıda niteliğindeki ürünler olmasına rağmen ilaç gibi tanıtılan ürünlerin, çeşitli mecralarda yayınlanan reklamlarına sekreteryası Gümrük ve Ticaret Bakanlığı tarafından yürütülen Reklam Kurulunca hassasiyetle incelendiğini bildirmişti.

9 Şubat 2017 Perşembe

En yaşlı ABD'li öldü

ABD'nin en yaşlısı ünvanını taşıyan Adele Dunlap 114 yaşında haata gözlerini yumdu. Ünvanın yeni sahibi 113 yaşındakiDelphine Gibson oldu.

 ABD'nin bilinen en yaşlı kişisi unvanına sahip Adele Dunlap adlı 114 yaşındaki kadın, New Jersey eyaletinde hayatını kaybetti.
Dünya genelinde 110 yaşın üzerindeki kişileri izleyen "Gerontology Research Group"un verilerine göre Dunlap, Temmuz 2016'dan bu yana ABD'nin en yaşlı kişisiydi.
Doğum tarihi 12 Aralık 1902 olan Adele Dunlap'ın ölümünün ardından ABD'nin bilinen en yaşlı kişisi unvanının Pensilvanya'da ikamet eden 113 yaşındaki Delphine Gibson'a geçtiği bildirildi.
Dunlap'ın evlenmeden önce bir süre öğretmenlik yaptığı, daha sonra ise üç çocuğunu büyütmek için işten ayrıldığı belirtildi.
Ömrünün son 14 yılını bakımevinde geçiren Dunlap'ın bir sigorta şirketinde çalışan eşinin ise 1963 yılında öldüğü kaydedildi.
Adele Dunlap'ın oğlu Earl Dunlap, annesinin uzun yaşam sürmesine ilişkin daha önce gazetecilere yaptığı açıklamada, onun hiç yürüyüş ve benzeri egzersiz faaliyeti olmadığını söylemişti.
Oğul Dunlap, annesinin zayıf ya da şişman olmadığını dile getirerek, "Sigara içiyordu ancak babam ilk kalp krizini geçirince ikisi de bıraktı. Yemek istediği her şeyi yer." ifadelerini kullanmıştı.

28 Ocak 2017 Cumartesi

Sözcü Gazetesi yazarı Mehmet Türker yaşamını yitirdi

Sözcü Gazetesi yazarı Mehmet Türker 67 yaşında yaşamını yitirdi. Usta gazeteci Mehmet Türker, uzun süredir tedavi gördüğü akciğer kanserine yenik düşerek bu sabah saatlerinde hastanede hayatını kaybetti.

MEHMET TÜRKER KİMDİR?
Mehmet Türker, gazeteciliğe 1962 yılında Gece Postası Gazetesi'nde başladı ve sırasıyla Yeni İstanbul, Yeni Gazete gazetelerinde çeşitli sahalarda muhabir olarak görev yaptı. Hürriyet, Meydan, Gözcü gazetelerinde yönetici olarak çalıştı. Hürriyet Gazetesi'nde kısa bir muhabirlik döneminden sonra gazetenin 20 yıl boyunca İstihbarat Şefliği ve Haberler Müdürlüğünü yaptı.
Sözcü Gazetesi'nin kuruluşunda yer aldı. Köşe yazarlığına başladığı Meydan Gazetesi ve Gözcü Gazetesi'nde aynı zamanda Yayın Koordinatörlüğü, Haberler Müdürlüğü görevlerinde bulundu.
1963 yılında ABD'li Prof. Charles Hulten'in Direktörlüğünü yaptığı Türkiye Gazeteciler Cemiyeti'nin Gazetecilik Semineri Sertifika programını tamamlayarak, Burhan Felek ve Prof. Hulten imzalı “Başarı Sertifikası” aldı; 1968 yılında işçi sendikaları başarı ödülüne, 1971 ve 1976 yıllarında haber ve seri röportaj dallarında Türkiye Gazeteciler Cemiyeti'nin başarı ödülüne layık görüldü.
1985 yılında ise Türkiye Gazeteciler Cemiyeti tarafından “Yılın Gazetecisi” seçilerek Onur Belgesi ve Onur Madalyası sahibi oldu.
2012 yılında da İstanbul Gazeteciler Derneği tarafından “Babıali'de 50. Altın Yıl” ödülü verilen Mehmet Türker, Türkiye Gazeteciler Cemiyeti'nin “2015 Burhan Felek Basın Hizmet Ödülü'ne” lâyık görüldü.
Kasım 2016’da “Yazık ettiler güzelim ülkeye” isimli ilk kitabını yayınladı.

9 Ocak 2017 Pazartesi

İran eski Cumhurbaşkanı Rafsancani yaşamını yitirdi

İran eski Cumhurbaşkanı ve Düzenin Maslahatını Teşhis Konseyi (DMTK) Başkanı Ali Ekber Haşimi Rafsancani, kalp krizi nedeniyle 82 yaşında hayatını kaybetti.

Kalp rahatsızlığı sebebiyle dün akşam saatlerinde acilen hastaneye kaldırılan Rafsancani, İran'ın başkenti Tahran'da vefat etti.
Kalp krizinden hayatını kaybeden Rafsancani'nin vefatı sebebiyle ülkede üç gün yas ilan edildi. Rafsancani'nin yarın toprağa verileceği açıklandı.
Rafsancani, son olarak, İran’da meclis ve Muhafızlar Konseyi arasındaki anlaşmazlıkların giderilmesinden sorumlu ‘Düzenin Maslahatını Teşhis Konseyi’nin başkanıydı.
‘İSLAM DEVRİMİNİN SÜTUNU’
Asıl adı Ekber Haşimi Behremani olan Rafsancani, Kerman eyaletinin Rafsancan ilçesine bağlı Behreman köyünde 25 Ağustos 1934'te dünyaya geldi.
Fakir bir çiftçi ailenin oğlu olan Rafsancani, İslam Devrimi’ne giden süreçte Ruhullah Musavi Humeyni’nin hareketinde yer aldı. 1979’da Humeyni’nin Fransa’dan İran’a dönmesi ve Şah Rıza Pehvlevi’nin devrilmesinin ardından içişleri bakanlığı ve meclis başkanlığı görevlerini üstlendi. İran-Irak Savaşı’nı (1980-1988) sona erdiren anlaşmanın imzalanmasında kritik rol üstlenen Rafsancani, “İslam Devrimi’nin Sütunu” olarak nitelendiriliyordu. 1989-1997 yılları arasında iki dönem cumhurbaşkanlığı görevini üstlendi. 2005 yılındaki cumhurbaşkanlığı seçimlerinde rakibi Mahmud Ahmedinejad’a yenilen Rafsancani, İran’daki ılımlı ekibin önde gelen isimlerinden biri oldu.
Özelleştirme yanlısı olan Rafsancani, batılı ülkelerle ilişkilerin geliştirilmesini savunuyordu ve bu yüzden sıklıkla muhafazakâr kesimin eleştirilerine hedef oluyordu.
Muhafazakârlar, 2009 yılındaki cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Ahmedinejad’ın zaferini şaibeli bularak sokaklara dökülen binlerce İranlıyı Rafsancani’nin ‘kışkırttığını’ iddia etti. Bu süreçte adı öne çıkan oğlu Mehdi Rafsancani, 2015 yılında ‘Finansal ve güvenlik suçlarından’ 10 yıl hapis cezasına çarptırıldığında Rafsancani bunun ‘siyasi bir karar’ olduğunu iddia etti. Rafsancani, 2013 yılındaki cumhurbaşkanlığı seçimlerinde de mevcut Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani’yi desteklemişti.

30 Kasım 2016 Çarşamba

Konya'da 18 kişinin öldüğü çöken yurt davası 8 yıldır bitmedi

Konya Taşkent'te 2008 yılında yaşanan ve 18 kişinin yaşamını yitirdiği kız kuran kursu davası 8 yıldır sürüyor.


O dönem belde olan Balcılar Mahallesi'nde Balcılar Kasabası Okul ve Kurs Talebelerine Yardım Derneği'ne ait Özel Boğaziçi Öğrenci Yurdu'nda, 1 Ağustos 2008 günü saat 04.15'te LPG tankından sızan gaz, sabah namazı için kalkan bir öğrencinin elektrik düğmesine basması sonucu patladı. Patlamanın şiddetiyle 3 katlı yurt binası yıkıldı. Olayda, 1 eğitmen ve 17 yatılı öğrenci öldü, 29 öğrenci de yaralandı. 

Kısa tutukluluktan sonra serbest bırakıldılar  

Olayın ardından Yurt Müdürü Hüseyin Çömlek, dernek ve yurt temsilcileri Mehmet Semerci ve Mehmet Göktaş jandarma tarafından gözaltına alındı. Mehmet Göktaş, ifadesi alındıktan sonra serbest bırakıldı. Hüseyin Çömlek ve Mehmet Semerci de kısa bir süre tutuklu kaldıktan sonra tutuksuz yargılanmak üzere tahliye oldu.

Dava 8 yıldır sürüyor  

Konya 2'nci Ağır Ceza Mahkemesi'nde  2'si kadın eğitmen, 6'sı dernek ve yurt sorumlusu, 3'ü de LPG tankını kuran ve gaz dolumu yapan şirket sorumluları olmak üzere toplam 11 tutuksuz sanığın 'taksirle birden fazla kişinin ölümüne ve yaralanmasına sebebiyet vermek' suçundan yargılandığı dava 8 yıldır sürüyor.

En son geçen 25 Ekim günü yapılan 26'ncı celsesinde, sanık olarak yargılanan LPG şirketinin montaja uygunluk onayını veren yetkilisi İzzet Yanık'ın, firma yetkilisi Abdullah Bostancı'ya Ankara 4'üncü Asliye Hukuk Mahkemesi'ne açtığı tazminat davası nedeniyle, dosyaların tamamı Ankara'da olduğu için görülmeden 14 şubat tarihine ertelenmişti.

Savcısı mütalaasında, 4 kişiyi kusurlu buldu

Cumhuriyet Savcısı bir önceki duruşmadaki mütalaasında, olay tarihinde gerekli eğitim aldığı halde patlamanın önlenmesi için vananın kapatılması, havalandırmanın açık tutulması gibi güvenlik önlemlerini almayan yurt müdürü Hüseyin Çömlek'i, tesisatı yaptıran LPG şirketinin montaja uygunluk onayını veren yetkilisi İzzet Yanık ile teknik destek sorumlusu İbrahim Yılmaz'ın eksiklerin giderilmesi için gereken önlemleri almadıkları için kusurlu bulmuştu.

Ayrıca montajı LPG şirketi adına yapan firmanın yetkilisi Abdullah Bostancı'nın montaj sözleşmesinde belirtmesine rağmen montajı mevzuata uygun yapmayarak servis sözleşmesi gereği tesisatın periyodik bakımını yaparken eksiklerin giderilmesini sağlamadığından kusurlu olduğunun anlaşıldığı ifade edilmişti.

Cumhuriyet Savcısı mütalaasının devamında, sanıklar Hüseyin Çömlek, İzzet Yanık, Abdullah Bostancı ve İbrahim Yılmaz'ın 'taksirle birden fazla kişinin ölümüne ve yaralanmasına neden' olma suçunu işledikleri anlaşıldığını ve Türk Ceza Kanunu'nun 85/2 maddesi gereğinde 'taksirle birden fazla kişinin ölümüne neden olmak' suçundan 3 yıldan 15 yıla kadar hapisle cezalandırılmalarını istemişti. Savcı, diğer 7 sanık hakkında ise bilirkişi raporuna göre olayda kusurlu olmadıklarının anlaşıldığını belirtip, beraatlarını talep etmişti.

7 bilirkişi raporu

Olayda hayatını kaybeden 3 öğrenci ile yaralı kurtulan 2 çocuğun avukatlığını yapan Çocuk Hakları Koruma Derneği Başkanı Hakkı Ünalmış, davanın 8 yıldır sürdüğünü, bugüne kadar 7 bilirkişi raporu hazırlandığını ve her birinde de sanıkların kusurlarının farklı ele alındığını belirtti.  Ünalmış, şunları söyledi:

"Birinci bilirkişi raporunda sanıkların neredeyse tamamı birinci dereceden asli kusurlu olarak belirtildi. Ancak daha sonraki bilirkişi raporlarında asli kusurlu sayısı giderek azaldı. Son 7'nci bilirkişi raporunda ise sadece yurt müdürünün asli kusurlu, sanıklardan bazılarının tali kusurlu, bazıları da kusursuz olduğu belirtildi. Sorumlu kişilerin sorumluluk durumları her raporda değişikliğe uğrayamaz, uğramamalı."

Hasan Dönmez / Konya / DHA

25 Kasım 2016 Cuma

Fidel Castro vefat etti

Eski Küba Devlet Başkanı Fidel Castro hayatını kaybetti.


Küba Devlet Başkanı Raul Castro, devlet televizyonundan yaptığı açıklamada abisi Fidel Castro'nun Küba saati ile akşam 19.00'da yaşamını yitirdiğini açıkladı. Kardeş Castro, konuşmasını "Zafere kadar, daima!" sözleriyle bitirdi.

Castro son 10 yıldır bağırsak hastalığından muzdaripti. Devrimci lider, 2006 yılında bağırsak hastalığı nedeniyle az daha yaşamını yitiriyordu. Bu olaydan iki yıl sonra da yönetimi kardeşi Raul'a devretti.

En son yedi ay önce kameralar önüne çıkan Castro, "Yakında öleceğim, bu son konuşmam olabilir ama ideallerimiz yaşamalı" demişti.

Castro, Küba'da iktidarda bulunan diktatör Fulgencio Batista'ya karşı gerilla mücadelesini 1953'te başlatmıştı. Batista'nın 1958'te ülkeden kaçmasının ardından Castro, 1959'da başbakan olmuştu.

Küba'yı yeniden halkına veren lider olarak tanınan Castro, 1976 - 2008 yılları arasında devlet başkanı olarak Küba'yı yönetmişti.

11 Ekim 2016 Salı

Kemal Unakıtan hayatını kaybetti

Eski Maliye Bakanı Kemal Unakıtan tedavi gördüğü hastanede hayatını kaybetti.


Eski Maliye Bakanı Kemal Unakıtan bu sabah tedavi gördüğü hastanede vefat etti. Kemal Unakıtan, 2009'da by-pass, 2013'te böbrek nakli operasyonu geçirmişti.Kemal Unakıtan 70 yaşındaydı.
Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, twitter üzerinden yaptığı açıklamada, "Eski Bakanlarımızdan Kemal Unakıtan Hakk'ın rahmetine kavuşmuştur. Kendisine Allah'tan rahmet, ailesine ve yakınlarına başsağlığı diliyorum" dedi.

Kemal Unakıtan kimdir?

1946 yılında Edirne'inin Süloğlu ilçesine bağlı Domurcalı köyünde doğdu. İlk, orta ve lise tahsilini Edirne'de tamamladı. 1968 yılında Ankara İktisadi ve Ticari İlimler Akademisi (Gazi Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi)'nden mezun oldu. Üniversite eğitiminin ardından Maliye Bakanlığı'nda Hesap Uzmanı olarak göreve başladı. SEKA Genel Müdür Muavinliği ve 1976-1978 yılları arasında SEKA Genel Müdürlüğü yaptı. Daha sonra özel sektöre geçti; çeşitli sanayi kuruluşlarında, finans kurumlarında (Albaraka Türk Finans Kurumu), dış ticaret şirketlerinde Genel Müdürlük, Yönetim Kurulu üyeliği ve Yöneticilik yaptı. Unakıtan evli ve 3 çocuk babasıydı.

Özelleştirmenin patronu oldu

2002 yılında 58. Hükümette Maliye Bakanlığı'na getirildi. Erdoğan'ın Özelleştirme İdaresi Başkanlığı'nı Başbakan Yardımcısı Abdüllatif Şener'den alarak, kendisine bağlamasıyla özelleştirmenin de patronu oldu. Farklı tavır ve uygulamalarıyla sürekli olarak 'ilgi ve tepki' nedeni oldu ve gündemde kaldı.

Görevi Mehmet Şimşek'e devretti

2007'de Parti'den Eskişehir milletvekili seçilen Unakıtan, 60. hükümette de Maliye Bakanı olarak görev aldı ancak 1 Mayıs 2009 tarihinde yapılan kabine değişikliği sonucu bu görevi Mehmet Şimşek'e devretti ve kendisi kabine dışında kaldı.

Böbrek nakli oldu

Kemal Unakıtan, son yıllarda kalbi ve böbreğiyle ilgili sağlık sorunları yaşadı. 2009 yılında ABD'de Cleveland Clinic'te by-pass operasyonu geçirdi. 2013 yılında Akdeniz Üniversitesi Hastanesi'nde böbrek nakli oldu. Unakıtan'a dünürü böbreğini bağışlamıştı.

8 Ekim 2016 Cumartesi

Giovanni Scognamillo hayatını kaybetti

Yazar, sinema tarihçisi, araştırmacı, eleştirmen, çevirmen Giovanni Scognamillo, 87 yaşında yaşama gözlerini yumdu.


İtalyan asıllı levanten yazar, sinema tarihçisi, araştırmacı, eleştirmen, çevirmen, eğitmen Giovanni Scognamillo hayatını kaybetti.

AA muhabirinin edindiği bilgiye göre, Scognamillo, bir süredir solunum yetmezliği nedeniyle yoğun bakımda tedavi gördüğü Başakşehir Devlet Hastanesinde yaşamını yitirdi.

Yönetmen Mesut Uçakan, Scognamillo'nun vefatına ilişkin AA muhabirine yaptığı açıklamada, yazarın Türk sinema tarihinde önemli bir yeri olduğunu belirterek, "Yazdığı kitaplar ve araştırmalarıyla sinemamıza önemli katkıda bulundu. Benim de 2003'te çıkarttığım 'Sonsuz Kare' isimli sinema dergisinde yazılar yazıyordu. Son derece centilmen, naif, Türk kültürüne ve Türk insanına hayran biriydi. Toprağı bol olsun." dedi.

Uçakan, Scognamillo'nun Türk kültürüne büyük ilgi ve sevgi duyduğu ifade ederek, "Bir yabancının Türkiye'de kalıp da Türk kültürünü bu kadar sevmesi de onun değerlere saygısını ifade ediyordu. Bir anlamda Pier Loti'nin sinema versiyonuydu denebilir Giovanni için." diye konuştu.

Scognamillo sinemayla tanıştı

İstanbullu Rum bir anne ile yine İstanbul doğumlu İtalyan babanın tek çocuğu olarak 25 Nisan 1929’da İstanbul’da doğdu. Elhamra Sineması’nın müdürü olan babası Leone Scognamillo sayesinde sinemayla tanıştı.

İtalyan Lisesi’ni bitirdikten sonra 1948 yılında yabancı basın kuruluşlarında sinema yazıları yazarak profesyonelliğe adım attı. 1948-61 yıllarında başta İtalyan, Fransız, ABD, Norveç basını olmak üzere yabancı dergi ve gazetelerde birçok yazısı çıktı. Daha sonra 1961’de Akşam Gazetesi’nde sinema eleştirileri yazmaya başladı.

Akşam’la başladığı Türk basınındaki sinema yazarlığını Yön, Sinema 65, Ulusal Sinema, Yedinci Sanat, Yeni Sinema, Ses, Hayat, Bravo, Video-Sinema, Beyaz Perde, TV’de Yedi Gün gibi gazete ve dergilerde sürdürdü.

Bir süre Erler Film ve Ulusal Televizyon'da danışmanlık ve çevirmenlik görevlerini de üstlenen Scognamillo ilk iki kitabını 1965’te Agah Özgüç’le birlikte yazdı. Bu kitapların adları “1965 Sinema Yıllığı” ve “Türk Sinemasında Kadın ve Seks” ti. 1973’te yazdığı “Türk Sinemasında 6 Yönetmen” kitabıyla birlikte bugüne kadar 40’ın üzerinde kitap yazmış onlarca kitabı da Türkçeye çevirmiştir.
60 yıldır sinema, fantastik edebiyatı, bilim kurgu, korku edebiyatı ve okkültizm üzerine kitaplar ve yazılar yazan Giovanni Scognamillo 1997-1999 yılları arasında sadece dört sayısı çıkan Nostromo bilimkurgu dergisinin de editörlüğünü yapmıştır. 2006 yılında “Beyoğlu’nda Bir Levanten: Giovanni Scognamillo” adında belgeseli de yapılan Scognamillo, halen Bahçeşehir Üniversitesi İletişim Fakültesi’nde “Türk Sineması” dersleri verdi.

12 Eylül 2016 Pazartesi

Ünlü işadamı İshak Alaton hayatını kaybetti

Alarko Holding'in kurucusu ünlü işadamı İshak Alaton 89 yaşında hayatını kaybetti.


Alarko Holding'in kurucusu ve Onursal Başkanı iş adamı İshak Alaton, 89 yaşında hayatını kaybetti. Holding yetkililerinden alınan bilgiye göre, Alaton, son dönemde yaşlılığa bağlı hastalıklar nedeniyle tedavi gördüğü hastaneden 9 Eylül Cuma günü taburcu oldu. Bugün kalp yetmezliği nedeniyle Beylikdüzü'nde özel bir hastaneye kaldırılan Alaton, burada yaşamını yitirdi. Alaton'un cenaze törenine ilişkin bilgilerin henüz belli olmadığı öğrenildi.

Kılıçdaroğlu'ndan İshak Alaton mesajı

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Alarko Holding'in kurucusu işadamı İshak Alaton'un hayatını kaybettiği ile ilgili sosyal paylaşım sitesi twitter'dan bir mesaj paylaştı. Kılıçdaroğlu, mesajında "Ülkemiz için çok değerli hizmetlerde bulunan vatansever iş adamı İshak Alaton'u kaybettik. Sevenlerine ve ailesine başsağlığı diliyorum" dedi.

Alarko Holding'in sitesinde İshak Alaton'un hayatıyla ilgili şu bilgiler yer alıyor:

2 Eylül 1927 tarihinde İstanbul’da doğan Alarko Holding Onursal Başkanı İshak Alaton, 1942 yılına kadar Şişli Terakki Lisesi’nde okudu.

1946’ da Saint Michel Fransız Lisesi’nden mezun olduktan sonra, askerliğini 1947-1948 yıllarında yedek subay olarak Polatlı Topçu Okulu’nda yaptı.

Onursal Başkanımız İshak Alaton, 1951 yılında İsveç’e giderek, iş hayatına Motala Lokomotif Fabrikası'nda kaynak işçisi olarak başladı. Bir yıllık kaynak işçiliği sırasında gece kurslarına giderek teknik resim öğrendi ve aynı fabrikada teknik ressam olarak iki yıl daha çalıştı.

1954 yılı başında Türkiye’ye dönen İshak Alaton, aynı yıl Dr. Üzeyir Garih ile birlikte Karaköy’de Vefai Han’ın ufak bir yazıhanesinde Alarko Holding’in nüvesini oluşturan Alarko Kolektif Şirketi’nin kuruluşuna imza attı. 1954 yılında, Üzeyir Garih ve İshak Alaton’dan oluşan Alarko Holding’in iki kişilik kadrosu, apartman kaloriferi tesisatçılığı hizmeti ile Türk sanayi dünyasındaki ilk adımı gerçekleştirdi.

1973 yılında Alarko’nun halka açık bir Holding olmasından beri üstlendiği Alarko Holding A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanlığı görevini 15 Mayıs 2015 tarihinde Alarko’yu birlikte kurduğu merhum Dr. Üzeyir Garih’in oğlu Yönetim Kurulu Üyesi İzzet Garih’e devrederek “Alarko Holding Onursal Başkanı” unvanını aldı.

İsveççe, İngilizce, Fransızca ve İspanyolca bilen İshak Alaton, Türkiye Sosyal ve Ekonomik Etüdler Vakfı (TESEV) ve Açık Toplum Vakfı kurucularındandır.

Ayrıca, 1998-2012 yılları arasında Güney Afrika İstanbul Fahri Başkonsolosluğu görevini üstlenmiş olup İsveç “Birinci Sınıf Kuzey Yıldızı Nişanı” ve “İspanya Kraliyet Sivil Liyakat Nişanı” sahibidir.
1958 yılında İsveç’ de Margarete von Proschek ile evlenen İshak Alaton, iki çocuk, üç torun sahibidir.

29 Ağustos 2016 Pazartesi

Türk edebiyatının ustası Vedat Türkali hayatını kaybetti

Türk edebiyatının usta isimlerinden Vedat Türkali, 97 yaşında hayata gözlerini yumdu.


97 yaşındaki Türkali'nin bu sabah 06:00 sıralarında Yalova Devlet Hastanesi'nde hayatını kaybettiği belirtildi.

Kızı Deniz Türkali, Twitter hesabından ''Babamı Vedat Türkali'yi kaybettik'' açıklamasıyla acı haberi duyurdu.

"Babamı Vedat Türkali'yi kaybettik."

Vedat Türkali kimdir?

13 Mayıs 1919'da Samsun'da doğan Türkali, liseyi Samsun Lisesi'nde okuduktan sonra 1942 yılında İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü'nden mezun oldu.

Aynı yıl eşi Merih Pirhasan'la evlendi. Maltepe Askeri Lisesi ve Kuleli Askeri Lisesi'nde edebiyat öğretmenliği yaptıktan sonra 1951'de tutuklandı. 9 yıl ceza aldı. 7 yıl sonunda koşullu olarak serbest kaldı. Rıfat Ilgaz ile Gar Yayınlarını kurdu.

1960'ta Dolandırıcılar Şahı ile senaristliğe başladı. 1965'te Karanlıkta Uyananlar filmiyle Antalya Altın Portakal Film Festivali'nde En İyi Senaryo Ödülü'nü kazandı.

Bir Gün Tek Başına, Mavi Karanlık, Tek Kişilik Ölüm, Güven, Yeşilçam Dedikleri Türkiye, Kayıp Romanlar, Yalancı Tanıklar Kahvesi, Bitti Bitti Bitmedi gibi romanlara imza attı.

1974'te Milliyet Yayınları Roman Yarışması'nda birincilik ödülünü, 1976'da Orhan Kemal Roman Armağanını kazandı. 2016'da Beyaz Martı Edebiyat Onur Ödülü'ne layık görüldü.

12 Ağustos 2016 Cuma

Öldükten 3 gün sonra hukuk fakültesini kazandı

Cumhuriyet Savcısı olma hayaliyle yaşarken 17 yaşında kalp krizi geçirerek yaşamını yitiren Deniz Ardıl Altun, ölümünden 3 gün sonra ÖSYM tarafından açıklanan sonuçlarda Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi'ni kazandı.


Hatay'ın Payas İlçesi'nde yaşayan Necmi Asfuroğlu Anadolu Lisesi mezunu Deniz Ardıl Altun, tatil için gittiği memleketleri Artvin'in Şavşat İlçesi'nde geçen pazartesi günü kalp krizi geçirerek yaşamını yitirdi.

Öğretmen çift Sema-Namık Altun, tek çocukları Deniz'in ölümüyle büyük acı yaşarken, dün Payas'taki evlerinde mevlit okuttu.

Akrabaları, yakın dostları ile Deniz'in arkadaşlarının da katıldığı mevlit okunduğu sırada ÖSYM, LYS sonuçlarını açıkladı.

Aile, Türkiye'de ilk 8 bin içerisine giren oğulları Deniz Ardıl Altun'un Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi'ne yerleştirildiğini öğrendi.;

'Atütürk'ün savcısı olacaktı'

Cumhuriyet Savcısı olma hayaliyle yaşayan ve bu hayalini gerçekleştirmek için tercihlerin hepsinde hukuk fakültesini işaretleyen Deniz Ardıl'ın annesi Sema Altun, sonuçların açıklanmasıyla
gözyaşlarına boğuldu.

Elinden düşürmediği oğlunun fotoğrafını sevip okşayan gözü yaşlı anne, Deniz'in tek hedefinin hukuk fakültesi olduğunu belirterek şöyle dedi:

"Kurban olduğum onun için hep çalıştı. Hiçbir rahatsızlığı yoktu çocuğumun. Savcı olmak istiyordu. Benim oğlum dobra dobra bir çocuktu. Ağzındaki ile yüreğindeki bir olan, haklıyı haksızı ayırt eden bir çocuktu. Hep hukuk istedi, eşitlik istedi. Atatürk'ün savcısı olacaktı. Cumhuriyetin savcısı bekçisi olacaktı."

Baba Namık Altun ise, "Memleketteydik, kalp krizi geçirdi iki dakika içinde gitti oğlum. 8 tercih yapmıştı, tercihlerini hepsi hukuktu. 4'üncü tercihi Marmara hukuk geldi. Adaletli dürüsttü, tertemizdi çocuğum" diye konuştu.

24 Haziran 2016 Cuma

Yaşar Nuri Öztürk toprağa verilecek

Önceki gün hayata gözlerini yuman İlahiyatçı Yaşar Nuri Öztürk bugün toprağa verilecek. Öztürk'ün Karacaahmet Şakirin Camii'nde öğle namazını müteakiben Kanlıca Mezarlığı'nda defnedileceği açıklandı.


Uzun süredir kanser tedavisi gören ilahiyat profesörü Yaşar Nuri Öztürk önceki gün 65 yaşında, hayata gözlerini yummuştu. Öztürk bugün İstanbul’da toprağa verilecek.

KILIÇDAROĞLU DA KATILACAK

Törene CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu da katılacak.

ÖĞLE NAMAZINI MÜTEAKİP TOPRAĞA VERİLECEK

Eski CHP Milletvekili de olan Prof. Dr. Yaşar Nuri Öztürk, Karacaahmet Şakirin Camisi’nde öğleyin düzenlenecek cenaze töreninin ardından Kanlıca Mezarlığı’nda toprağa verilecek.

AİLESİ İLAN VERDİ

Öztürk ailesi Yaşar Nuri’nin ölümünün ardından gazetelere ilan verdi. İlanda şu ifadelere yer verildi ” Hafız Temel ve Saniye Öztürk’ün oğlu, ömrünü Kur’an-ı Kerim’e adamış ve ilim ve düşünce adamı, İstanbul Üniversitesi İlahiyat Fakültesi kurucu dekanı, 22. Dönem İstanbul milletvekili, Atatürk ve Cumhuriyet sevdalısı, “Türkiye’nin HOcası” Prof.Dr. Yaşar Nuri Öztürk 22 Haziran 2016’da ebediyete intikal etmiştir. Mekanı cennet,makamı ali olsun. Milletimizin başı sağolsun.

Cenazesi, 24 Haziran 2016 Cuma günü, Karacaahmet Şakirin Camii’nde öğle namazını müteakiben Kanlıca Mezarlığı’nda defnedilecektir. Ailesi”


23 Haziran 2016 Perşembe

Yaşar Nuri Öztürk için hazırlanan karikatüre büyük tepki!

Prof. Dr. Yaşar Nuri Öztürk dün evinde hayatını kaybetti. Yaşar Nuri Öztürk'ün ölümünün ardından yayınlanan karikatür büyük tepki çekti. 'Misvak' adlı mizah dergisinin yayınladığı karikatür gelen tepkiler üzerine derginin resmi Twitter hesabından silindi. Karikatürde Prof. Öztürk, cehennemde gösteriliyordu.


Özellikle sosyal medya kullanıcılarının büyük tepki gösterdiği karikatürde Prof. Öztürk, cehennemde olarak resmediliyor ve zebanilerin sorularına cevap veremediği görülüyor.

İşte tepki çeken o karikatür:


22 Haziran 2016 Çarşamba

Yaşar Nuri Öztürk hayatını kaybetti

Uzun süredir kanser hastalığı ile mücadele eden ilahiyatçı Prof. Dr. Yaşar Nuri Öztürk hayatını kaybetti.

Uzun süredir kanser tedavisi gören İlahiyat Profesörü Yaşar Nuri Öztürk doğduğu gün olan 22 Haziran’da hayatını kaybetti. Yaşar Nuri Öztürk, mide kanseri teşhisiyle 12 Kasım 2011'de ameliyat olmuş ve 3.5 ay kemoterapi görmüştü.

Yaşar Nuri Öztürk’ün yaşamanı yitirdiği haberini, HYP Genel Başkanı olan Ragıp Önder Günay Facebook sayfasından duyurdu.

YAŞAR NURİ ÖZTÜRK’ÜN KIZI DAHA ÖNCE İDDİALARI YALANLAMIŞTI

1 Haziran günü, Yaşar Nuri Öztürk’ün durumunun ağır olduğu söylentileri ilişkin, kızı Saniye Hanım cevap vermişti. Saniye Hanım, babasının gripten dolayı vücudunda enfeksiyon olduğunu ve bu yüzden hastaneye gittiklerini söyledi. Şuan evde ve iyi olduğunu ekleyen Saniye Hanım, sosyal medya çıkan haberlere de; “geçen yıl biz tatildeydik, denize giriyorduk, babam hakkında vefat etti haberleri çıkardılar” diyerek sitem etmişti.

YAŞAR NURİ ÖZTÜRK KİMDİR?

Prof. Dr. Yaşar Nuri Öztürk vefat etti. Yaşar Nuri Öztürk neden öldü? Yaşar Nuri Öztürk ne hastasıydı? Yaşar Nuri Öztürk kaç yaşındaydı?

Kasım 2011'de mide kanseri teşhisi konulan ve kısa süre sonra midesi alınan Yaşar Nuri Öztürk hayatını kaybetti. Yaşar Nuri Öztürk'ün sağlık durumunun ciddileştiği bir süredir konuşuluyordu ve Öztürk kaybettiği kilolalarla da medyanın gündemine gelmişti.

Peki Yaşar Nuri Öztürk Kimdir? Yaşar Nuri Öztürk'ün hayat hikayesi…

22 Haziran 1951 yılında Trabzon'un Sürmene ilçesinde doğan Yaşar Nuri Öztürk ürk ilahiyat profesörü, hukukçu, yazar, eski milletvekili,felsefeci olarak tanınmaktadır. Yaşar Nuri Öztürk, Bayburtlu bir anne ile Trabzonlu bir babanın çocuğu olarak Trabzon'un Sürmene ilçesinde doğup büyüdü.çoğu çaykarada bulunan niyazoğlu sülalesindendir İlk eğitimini babasından Kur'an okuyarak aldı ve 9 yaşında hafız oldu. On yıllık klasik medrese eğitiminden sonra hukuk ve ilahiyat tahsilini tamamladı. 12 yıl imamlık ve vaizlik yaptıktan sonra, üniversiteye tekrar dönerek 1980 yılında “İslam Felsefesi” konulu doktorasını tamamladı ve 1986 yılında aynı dalda doçent oldu. Ortadoğu, Balkanlar, Avrupa ve Afrika ülkeleri, ABD, Güney Kore ve Japonya'da kendi alanı ile ilgili akademik araştırmalar yapan Öztürk, ayrıca Fransa'da Grenoble Üniversitesi'nde çalıştı. New York'ta “İslam Düşüncesi ve Çağdaş Sufi Düşünce” dersleri okuttu. Türkçe, Arapça, Farsça, İngilizce ve Fransızca dillerinde çeşitli çalışmaları bulunan Yaşar Nuri Öztürk, 1978 ve 1982'de “Türkiye Milli Kültür Vakfı” ödülünü kazandı. Yurtdışında ve yurtiçinde pek çok yerde İslam zihniyeti, insan ve insan hakları konularında konferanslar verdi. Türkiye'de Kur'an'a dönüş hareketinin öncüsü olan ve Time Dergisinin gerçekleştirdiği “20. Yüzyılın En Önemli Kişileri” listesinde kamuoyunca belirlenen yüz isim arasında ilk 10 arasına giren Yaşar Nuri Öztürk aynı zamanda da, Türk üniversitelerinde öğretim üyesi ve dekan olarak 26 yıl görevde bulundu. ABD- New York’ta (The Theological Seminary of Barrytown) bir yıl misafir profesör olarak “İslam Düşüncesi” dersleri okuttu. Aynı süre içinde, The World Scripture’ın İslam bölümünün hazırlanışında görev aldı. Büyük çoğunluğu İslâmiyet hakkında elliye yakın kitabı vardır. Özellikle onun “Kur'an'daki İslâm” adlı ansiklopedi vasfındaki kitabı, Yaşar Nuri Öztürk tarafından çoğu konferansında telkin edilmektedir. “Kur’an’ın Yorum Katılmamış İlk Türkçe Çevirisi”ni yapan ilahiyatçı olduğu iddia edilir. 1993-2003 yılları arasında 126 baskı yapan bu çeviri, “Türkiye Cumhuriyeti Tarihinin En Çok Baskı Yapan Kitabı” sayılmaktadır.

25 Mayıs 2016 Çarşamba

İbrahim Bodur son yolculuğuna uğurlandı

Kale Grubu Kurucusu ve Onursal Başkanı İbrahim Bodur’u son yolculuğuna uğurlamak için Çanakkale Seramik Fabrikaları’nda tören düzenlendi. Üzerinde Kabe örtüsü bulunan tabut omuzlarda taşınarak fabrika içindeki camii önüne getirildi. Torunu İbrahim Bodur dedesi İbrahim Bodur’un fotoğrafını taşıdı. Bodur’un, temelini 1957 yılında attığı ilk tesisin kapısı önündeki törende gözyaşı dökerek konuşan kızı Zeynep Bodur Okyay, "Onun mirasını korumak hepimizin boynunun borcu" dedi.

İstanbul’da pazartesi günü yaşlılığa bağlı sağlık sorunları nedeniyle vefat eden Kale Grubu Kurucusu ve Onursal Başkanı 88 yaşındaki İbrahim Bodur için bugün Çan İlçesi’ndeki Çanakkale Seramik Fabrikaları’nda uğurlama töreni düzenlendi. Tören, duayen sanayici İbrahim Bodur’un, Çanakkale Seramik Fabrikaları’nda temelini 1957 yılında attığı tesisin kapısı önünde gerçekleştirildi. İbrahim Bodur’un eşi Sevim Bodur, kardeşi Süleyman Bodur, kızı Zeynep Bodur Okyay, damadı Osman Okyay, torunu İbrahim Bodur, Çanakkale Valisi Hamza Erkal, Balıkesir Valisi Mustafa Yaman, Malatya Valisi Süleyman Kamçı, Eskişehir Valisi Güngör Azim Tuna, Bitlis Valisi Ahmet Çınar, eski Başbakan Yıldırım Akbulut, Esnaf Odaları Konfederasyonu Genel Başkanı Bendevi Palandöken, eski bakanlar Ali Coşkun ve Faruk Nafiz Özak, milletvekilleri, kaymakamlar, belediye başkanları, fabrika çalışanları, Kaleseramik’in bayi ve iş ortakları ile çok sayıda kişi törene katıldı. Fabrika bahçesinde dökülen lokmalar, konuklara dağıtıldı.

"ROL MODELDİ"
İbrahim Bodur’un kızı, Kale Grubu Başkanı ve Ceo’su Zeynep Bodur Okyay, törende gözyaşlarını tutamadığı duygusal bir konuşma yaptı. Babası için helallik alan Zeynep Bodur Okyay, konuşmasına başlarken, "Bugün Kale Grubu’nun kurucusu, Türk sanayinin ulu çınarı, sayın İbrahim Bodur’u; babamı son yolculuğuna uğurluyoruz" dedi. Okyay, şunları söyledi:

"Hepimizin acısı derin, üzüntümüz de sonsuz. Onun 1955 yılından itibaren başladığı çalışmaları, 1957 yılında temelini attığı ve bu sene Allah nasip edip bize aynı temelin üzerinde yenilediğimiz bu binanın önünde, bu kuruluşların ilk kapısının önünde ağırlamayı uygun bulduk. Ama ne kadar şanslı bir insanız ki, ulu çınarın gölgesinde yetişmeyi, sanayiciliği, iş adamlığını, her şeyden önce insan olmanın ne demek olduğunu onun gölgesinde öğrenme şansı bulduk. Babamın öğütlerini ömür boyu ben ve tüm Kale ailesi çalışanları olarak hatırlayacağız. Gerçekten ondan çok şey öğrendik. Bize rehberlik etti. Gerçekten yolumuzu da aydınlattı. Daima inandı, güvendi, cesaretlendirdi. Sevgi ve saygıyı öğreten çok yüce gönüllü bir insandı. Attığı her adımı insan sevgisi, memleket sevdasıyla atan gerçekten bir rol modeldi. Ömrüm boyunca onun gibi vatanperver, onun gibi bu millete inanan bir insan az gördüm. Onun mirasını gelecek kuşaklara, aynı değerleri koruyarak aktarmak bizim boynumuzun borcudur. Ben eminim ki, şimdi soruyorum, aynı düstur üzerine gitmeye tüm Kale Ailesi olarak var mısınız? Allah razı olsun. Onun mirasını korumak hepimizin boynumuzun borcu. Allah hepimize sabır versin. Gerçekten içimden bir parça kopuyor. Bir evlat olarak ondan bin kere razıyım. Allah’a şükrediyorum böyle bir babanın evladı olduğum için. Hepimiz inançlı insanlarız. Burada bitmediğine inanan insanlarız. Anneme de Allah’tan hayırlı uzun ömür niyaz ediyorum."
Zeynep Bodur Okyay’ın konuşması sırasında Ahmet Yaramaz isimli eski bir çalışan da "Buranın temelinde çalıştım. 1958 yılında bitti, bıraktım. 1983 yılında da emekli oldum. En son 40’ncı kuruluş yılında geldiğinde kendisiyle görüşmüştük" dedi. Okyay da babasıyla ilgili konuşan Ahmet Yaramaz’ın elini öpüp, teşekkür etti.

"KALE GİBİ İNSANDI"
Çanakkale Valisi Hamza Erkal ise, İbrahim Bodur’a Allah’tan rahmet diledi. Memleketin çok kıymetli bir insanı kaybettiğini anlatan Vali Erkal, sanayi duayeni Bodur’un bütün halkına, yaşadığı Çan’a, İstanbul’a ve bütün memlekete hizmet ettiğini vurguladı. Vali Erkal, İbrahim Bodur’un herkese öncülük ettiğini, bu yönüyle dev bir insan olduğunu belirterek, "İsminde de Kale vardı. Çanakkale’ye yakışır bir şekilde. Kale, gibi bir insandı. Bu memleketin kalesiydi. Sanayisi, yaptıkları hayırları, gönül insanı olmakla ve buradaki yaşayan herkese kucak açmakla kale gibi bir insandı. Bugün bu kale gibi insanı ahrete yolcu ediyoruz" dedi.

ÜZERİNE KABE ÖRTÜSÜ ÖRTÜLDÜ
Tören ardından üzerinde Kabe örtüsü bulunan İbrahim Bodur’un tabutu omuzlarda taşınarak fabrika içindeki camii önüne getirildi. Torunu İbrahim Bodur dedesi İbrahim Bodur’un fotoğrafını taşıdı. Bodur ailesi taziyeleri kabul etti. Namaz saatine kadar dualar okundu. Burada öğle namazının ardından kılınan cenaze namazı kılındı ve İbrahim Bodur’un cenazesi doğduğu köy olan Yenice İlçesi’ne bağlı Nevruz Köyü’ndeki aile kabristanında defnedilmek üzere yola çıkarıldı. DHA

7 Mayıs 2016 Cumartesi

Epilepsi havuzda yakaladı

Balıkesir Ayvalık’tan 3 gün önce kafa dinlemek için tek başına Muğla Bodrum’a tatile giden 1 çocuk annesi Zeynep Kabakçıoğlu (20), Gümbet’te bir otele yerleşti.


Genç kadın önceki gün otelin havuzunda yüzerken fenalaştı. 112 Acil Servis ekibi, Kabakçıoğlu’nun epilepsi nöbeti geçirip çok su yuttuğunu, buna bağlı olarak da kalp krizi geçirdiğini belirledi. Eşinden yeni boşanan Kabakçıoğlu dün sabaha karşı yaşamını yitirdi.  DHA

14 Nisan 2016 Perşembe

4 aylık Nejla'nın kahreden ölümü

Bursa’da 4 aylık bebek, beşiğinde uyurken battaniyenin yüzünü kapatmasıyla havasız kalarak hayatını kaybetti.


Olay, merkez Yıldırım ilçesi Ulus Mahallesi'nde meydana geldi. Edinilen bilgiye göre anne S.A., 4 aylık kızı Nejla’yı emzirdikten sonra beşiğine yatırdı. Minik Nejla, uyurken üzerindeki battaniye yüzünü kapattı.

Annesi bir süre sonra beşikte yatan kızına baktığında yüzündeki battaniye hemen kaldırdı. Hareketsiz olduğu fark edilen minik kız, yakınları tarafından Şevket Yılmaz Eğitim Araştırma Hastanesi'ne kaldırıldı.

Minik Nejla, doktorların tüm çabalarına rağmen kurtarılamadı. Kızlarının ölümü anne ve babasını yasa boğdu. Cumhuriyet Savcısı 4 aylık bebeğin kesin ölüm sebebinin belirlenmesi için cesedini otopsi yapılmak üzere Adli Tıp Kurumu’na kaldırttı. Polis olayla ilgili tahkikatı sürdürüyor.