Ege Bölgesi Sanayi Odası Vakfı (EBSOV) Kadınlar Birliği'nin konuğu olan Ayşe Kulin, kadınlarla kitapları üzerine konuştu. Gizli Anların Yolcusu kitabı nedeniyle eşcinsellerden homofobi ödülü aldığını söyleyen ünlü yazar, "Bunu Melih Gökçek ile paylaştım. Çok ağrıma gitti. Melih Gökçek ile paylaşacağıma öleyim daha iyi" dedi.
EBSOV Kadınlar Birliği, öğrenci burslarına katkı yapmak amacıyla ünlü yazar Ayşe Kulin ile EBSO Meclis salonunda sohbet etkinliği düzenledi. Etkinliğe EBSO Yönetim Kurulu Başkanı Ender Yorgancılar, eşi Çiğdem Yorgancılar, Urla Belediye Başkanı CHP'li Sibel Uyar, EBSO Vakfı Kadınlar Birliği Başkanı İhsan Özduran, Salihli Sanayi ve Ticaret Odası Kadınlar Birliği Başkanı Benay Oral, vakfın yönetim kurulu üyeleri ve çok sayıda kadın katıldı. Ayşe Kulin, toplantıda yazdığı kitaplar hakkında konuştu. Konuşmasının başlığını 'Kanadı kırık kuşlar' olarak belirlediğini söyleyen Ayşe Kulin, kitabının adıyla aynı olduğunu ancak farklı bir nedenle bu başlığı seçtiğini söyledi. Kendisinin de kanadı kırık bir kuş olduğunu söyleyen Kulin, "Kendi ülkeme adam akıllı yabancılaşmış haldeyim. Kitabı yazarken bunu çok hissettim. İnşallah bunlar da geçecek, bütün kötü günler geçiyor. Ben görebilmeyi çok isterim ama ben görmesem de geçecektir. Çünkü hiç bir baskıcı rejim uzun süre gidemedi, yakın tarihte öyle bir şey yok" dedi.
Mucize yaratmış bir adam
Türkiye Cumhuriyeti'nin kurulduğu ilk yıllarda zor zamanlar yaşadığını hatırlatan Kulin, "Atatürk, Hitlerin, Yahudi oldukları için kürsülerinden kovduğu bilim adamlarını Türkiye'ye davet ederek, imkansızlıklara rağmen üniversite kurulması için çalıştı. Cumhuriyet ilan edildiğinde Anadolu'da hastalıktan başka bir şey yok. Okuma oranı yüzde 9, bunların da yüzde 8'i de gayrimüslim. Osmanlı kendi memuru dışında kimseye okuma yazma öğretmemiş. Zır cahil bir toplum. Bu zır cahil insanlardan 1930'lara gelindiğinde fabrikalar kuran mucize yaratmış bir adam var. O yıllar Türkiye Cumhuriyeti'nin en değerli, en bulunmaz, en kıymetli yılladır" dedi.
FETÖ'nün listesinden geldikleri çok belli
Atatürk'ün herkese o heyecanı geçirebildiğini söyleyen Kulin, "Herkes ayakta bu vatanı uçurabilmek için çalışmış. Ben babamı göremedim küçükken mühendis olan babam sürekli çalışıyordu. Doktorlar ve öğretmenler de öyleydi. Cüzamı halletmek Türkan Saylan hocamıza nasip oldu. Doktorlar cüzamlı hastalarına dokunmaya korkuyorlarmış. İlk defa bir doktor elini sırtına yapıştırmış hastasının ve okşamış onu. Nur içinde yatsın. Neticede hastalıklarını kurutmuş, insanını okutmuş bir Türkiye Cumhuriyeti. Atatürk İstanbul'daki Darülfunun'u kapatıp 50'ye yakın hocasını muhafaza ederek, alman bilim adamlarıyla İstanbul Üniversitesini kurduruyor. Bugün televizyonu açtığımızda cümle kurmaktan aciz profesörler var. Bildiğim edebiyatı, bildiğim tarihi, hatta evde öğrendiğim dini bile yanlış öğretiyorlar. Hakikaten cahiller, hakikaten merdiven altında eğitildikleri belli, liyakatin dışında bir sistemle, FETÖ'nün listesinde oldukları için bir yerlere geldikleri çok belli" diye konuştu.
Ben Atatürk'ün kızıyım
"Kanadı Kırık Kuşlar" kitabında 1930'ların Almanya'sından 2000'lerin Türkiye'sine uzanan bir ailenin dört kuşaklık hikâyesini anlattığını belirten Kulin, "Kitabımda yazdığım ailelerden bazılarının biyografilerini okudum. Hirsch ailesinin biyografisini satır satır okudum. Kitaptaki Almanlar ve yaşadıkları gerçektir. 4 kuşak var kitapta onların aralarında Türk pasaportu alan ve dinini de değiştiren olmuş. Kimileri de sadece Türk pasaportu alarak adını Türkçe yazmış. 8 aylıkken Türkiye'ye gelen kız çocuğu herkesle kavgalı. Sen Almansın dinin başka diyorlar, ben Atatürk'ün kızıyım diyor. Bu kızın 80 küsur yaşındayken büyük anne olduğu zamanda torununa 'bu memleketten gitmeni tavsiye ediyorum' diye yazdığı mektupla başlıyor. Çünkü nefret ortamından korkuyor" dedi.
"Öleyim daha iyi"
Tarihsel kitaplar yazarken risk alarak, eşcinsel ilişkiyi konu alan 'Gizli Anların Yolcusu' adlı kitabını yazdığını söyleyen Kulin, "Toplumdaki iki yüzlülüğü fark ettiğim için böyle bir kitap yazdım. Eşcinseller aileleri tarafından dışlanıyor hatta öldürülüyorlar. Eğer modacıysa, sanatçıysa, başarılıysa onları başımızın tacı yapıyoruz; sanat güneşimiz var bizim. Bu iki yüzlülük beni rahatsız etti. "Gizli Anların Yolcusu" adlı kitabı yazdım. Yazarlar sorun çözemez ama farkındalık yaratabilir, sorunlara işaret edebilir. İlla sosyal içeriğe gerek yok edebiyat edebiyattır. Bu bir riskti. Bütün okurlarımı kaybedebilirdim. Eşcinseller bana o yıl homofobi ödülü verdiler. Bunu Melih Gökçek ile paylaştım. Çok ağrıma gitti. Melih Gökçek ile ödül paylaşacağıma öleyim daha iyi. Ancak 'sen kim oluyorsun da bizi yazıyorsun' diyenler de oldu. Kırılmaktan çok kızdım. Bunun üzerine Bora'nın kitabını yazdım. Anadolu'nun üzerindeki örtüyü çekip göstermek istedim. Ne kadar ensest var, o kızların o oğlanların başına gelenleri yazdım. Kayın pederlerin askere giden oğullarının eşlerini hamile bırakıp, öldürülen kızlar için intihar etti denmesini yazdım" diye konuştu. DHA
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder