12 Nisan 2017 Çarşamba

Aile hekimlerine izin müjdesi

AHEF açtığı davayı kazandı. Aile hekimlerinin izinleri ile ilgili maddenin yürütmesini durdurmak için dava açan AHEF, Danıştay'dan sevindiren haber aldı. İşte yeni karara göre aile hekimlerinin izin kullanma hakkı...

AHEF Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Gürsel Özer, aile hekimliğinin yıllardır bir yasaya bağlı değil, Aile Hekimliği Ödeme ve Sözleşme Yönetmeliği ile yürütüldüğüne dikkat çekerek artık hekimlerin de hakkını gözeten bir yasa çıkartılması gerektiğini vurguluyor. İzinlerle ilgili açılan davada Danıştay’dan sevindirici haber aldığını ve aile hekimlerinin izinlerini kullanmalarını engelleyen maddenin yürütmesini durdurduğunu duyuran Özer, şu açıklamayı yaptı.
12 YILDIR VARIZ HÂLÂ YASADA YOKUZ
“Türkiye'de aile hekimliği 12. yılını geride bırakırken hala bir yasası bulunmuyor. 80 milyonu yakından ilgilendiren bu meslek grubu bir yönetmelikle, “Aile Hekimliği Ödeme ve Sözleşme Yönetmeliği” ile yürütülüyor. O yönetmelikteki bazı maddelerde yapılan değişiklik, aile hekimlerinin görevlerini yerine getirirken insani şartlarda çalışmalarını engelliyordu. Aile hekimlerinin en büyük çatı örgütü AHEF olarak konuyu mahkemeye taşıdık ve yanlıştan dönülmesini sağladık.
İZİNLER BİR SONRAKİ YILA AKTARILABİLECEK
2015 yılında yönetmelikte yapılan değişiklikle, aile hekimlerinin ve aile sağlığı çalışanlarının kullanmadıkları izinlerin bir sonraki sözleşme dönemine aktarılması engellenmişti. Anayasanın 50. maddesiyle koruma altına alınan, dinlenme hakkını ihlal eden bu keyfi kararın, aile hekimlerinin verimini de olumsuz anlamda etkileyeceği gerçeğinden yola çıkarak bu duruma itiraz ettik. Danıştay da 5 Nisan 2017’de verdiği hükümle, 2015 yılındaki değişikliğin hukuksuz olduğuna hükmetti. Yani bundan böyle aile hekimleri ve aile sağlığı elemanları kullanılmayan izin sürelerinin bir sonraki döneme aktarılmasını talep edebilecekler.
AİLE HEKİMLİĞİ 5 MADDELİK KANUNLA YÜRÜTÜLÜYOR
Bu son yaşanan gelişme bir kez daha göstermiştir ki, aile hekimliği sisteminin derhal kendi yasasına kavuşması şarttır. Her şeyden önce aile hekimleri ve aile sağlığı elemanları kamu görevlisidir ve diğer tüm kamu görevlileri gibi izinleri kanunla düzenlenmelidir. 23 bin aile hekimi, 23 bin aile sağlığı çalışanı yani birinci basamak ve dolayısıyla koruyucu sağlık hizmetleri, yıllardır 5 maddelik kanunla yürütülmeye çalışılmaktadır. Toplum sağlığı için bu denli önemli bir basamak olan ve 80 milyona direkt erişebilen aile hekimliği sisteminin kendi yasasının olmaması, hukuk devleti olmanın gerekleriyle örtüşmemektedir.
Önce bir kanun olmalı, bürokratlar da kanun çerçevesinde yönetmelikler hazırlayarak sistemin devamını sağlamalıdır. Aile hekimlerinin özverili çalışmalarıyla başarılı bir şekilde işleyişini sürdüren birinci basamak sağlık hizmetleri, kanunuyla da koruma altına alınmalıdır. Böylece sadece bedenen sağlıklı bir toplumun temelini atmakla kalınmayacak, hukuk sistemiyle de dünyada örnek gösterilen bir aile hekimliği sistemi oluşturulmuş olacaktır.
Aile Hekimliği uygulamasında var olan 5 maddelik kanun, keyfiyet ile hazırlanan yönetmeliklerin önünü açmıştır. Defalarca değiştirilen yönetmeliklerle aile hekimliği sistemi adeta bir yapboz tahtasına dönüştürülmüştür. Sağlık çalışanlarının ve hastaların haklarını gözeten, uluslararası hukuk normlarında kanuni düzenlemelerin yapılması şarttır. Söz konusu kanunun hazırlanmasında, sistemin temeli olan aile hekimleri ve onların oluşturduğu sivil toplum kuruluşları da söz sahibi olmalıdır. Kurulduğu ilk günden bu yana aile hekimliğinin gelişmesi için elini taşın altına koymaktan çekinmeyen AHEF, kanun hazırlığında da yer almaya, hazırlamış olduğu öneri ve raporları bakanlığa ve kanun koyuculara sunmaya hazırdır.
Sağlıklı bir toplum ve maliyet etkin bir sağlık sistemi için, sistemin tüm bileşenlerini kapsayan kanun şarttır.”

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder