ABD Başkanı Barack Obama, BM Genel Kurulu'nda konuştu. Dünyanın barış ve savaş arasında bir yol ayrımında olduğunu belirten Obama, ABD'nin IŞİD'i ortadan kaldırmayı hedefleyen uluslararası koalisyona liderlik etmeyi sürdüreceğine dair söz verdi.
İşte Obama'nın konuşmasından satır başları:
- Burada barış ve savaş arasında bir araya geldik. Korku ve umut arasında. Bu enstitü, büyük güçlerin savaşma ihtimalini düşürdü. Yüz milyonlarca insan açlıktan kurtarıldı, yoksulluk yarıya indirildi.
- Dünya halkları haklarını diplomatik bir şekilde çözmeye karar vermiştir.
- İnsanlar umutlarının peşinden gidebiliyor ama dünyamızda zorluklar da söz konusu. bizi bir araya getiren şeyler olmasına rağmen tehlikeler de söz konusu.
- Bizler burada toplanırken Ebola salgını Batı Afrika sınırlarını kasıp kavuruyor. Büyük devletlerin küçük devletlere baskısını gösterdi Rusya’nın Ukrayna’daki gücü. Bu problemlere acil olarak yaklaşmak gereiyor. Uluslararası sistem çökerse, biz toplu olarak gelişmekte olan ülkelerin sağlık kapasitesini artırmaz, uluslararası normları yerine getirmezsek, aşırılığın üstesinden gelmezsek dünya çok daha kötü bir yer olacak.
- Biz buraya gelirken önümüzde uluslararası sistemi yenileme ya da geriye gitme, istikrarsızlığa sürüklenme ihtimallerimiz var. Biz korku yerine umudu seçiyoruz. Geleceği kontrolümüz dışında bir şey olarak görmüyoruz. Biz şüpheciliği reddediyoruz. Dünyanın üzerine düşen görevini yerine getirmesini istiyoruz. Çok şey yapılmalı bu anın testinden geçilmesi için.
- Bugün burada toplananlar BM’nin görevini yerine getirecek mi? Aşırıcılığı söküp atacak mı? Sorumluluklarımızı yerine getirmeliyiz. İşbirliğinin önemine inanıyoruz çünkü. Yakın zamanda Rusya’nın saldırganlığı bu normlara karşı geldi.
-Biz doğrunun gücünü kabul ediyoruz. İnsanlar kendi geleceklerini belirleyebilmeli. Müttefiklerimizle birlikte savunmamızı artıracağız. Rusya’ya gösterdiği bu saldırganlığın bedelini göstereceğiz. Herkesi bizim tarafımızda olmaya çağırıyoruz. İnsanların geleceğini belirleme hakkı savunulmalıdır. Diplomasi yolu, barış yolu mümkündür. Ukrayna’daki ateşkes anlaşması bu hedefler için bir ilk adımdır. Soğuk Savaş ideolojisinin sona ermesi Rusya halkına refah getirmiştir. ABD ve Rusya geçtiğimiz yıllarda birlikte çalışarak silahsızlanma anlaşmasını hayata geçirerek Suriye’deki silahları ilahları imha etmiştir. işte gösterilmesi gereken işbirliği budur.
İRAN’A AÇIK MESAJ: BU FIRSATI KAÇIRMAYIN
-Zamanımızın sorusu şu: Biz problemlerimizi birlikte mi çözeceğiz, yoksa geçmişteki yöntemlere mi başvuracağız?
Bugün ABD’nin bütün milletlerle çalışarak BM’nin taahhütlerini yerine getireceğini söylüyorum. Bugün ABD’li askerler Ebola salgınına karşı mücadele ediyor. Bu Ebola salgını ekonomileri istikrarsızlaştırdı, sayısız cana mal oldu. Bizlere bu salgınla mücadelede diğer ülkeleri katkı yapmaya çağırıyoruz.
-ABD, İran’ın nükleer silahlanması konusunda diplomasi yolunu seçti. Bizler dünyada barışın İran olmadan geleceğini düşünmüyoruz. İran halkına mesajım açık: Bu fırsatı kaçırmayın. Enerji ihtiyaçlarını karşılayabilir aynı zamanda dünyaya programınızın barışçıl olduğunu gösterebilirsiniz.
ABD KARBON SALINIMINI AZALTIYOR
-İnsanların gıdaya ulaşması ve tedavi görebilmesini, çocukların hayatın fırsatlarından onurlu bir şekilde yararlanmasını istiyoruz. ABD karbon salınımını azaltıyor. Bizler bu sorumluluğu yerine getirirken gelişmekte olan ülkeler de aynısını yapmalı. Ancak bu şekilde dünyamızı koruyabilir, çocuklarımıza yaşanır bir dünya bırakabiliriz. Gözlerimizi sınırlarımızın ötesine çevirmeli, küresel düşünmeliyiz. İşbirliği içinde hareket etmeliyiz.
-Geleceğe bakarken bir konu var ki, çok fazla ilerlemeyi tersine çevirebilir: Bu da Müslüman dünyayı tehdit etmekte olan aşırılık kanseridir. Terörizm yeni bir şey değil. Kennedy, terör yeni bir silah değil, tarih boyunca kullanıldı demişti.
-20. yüzyıldan farklı olarak çok daha ölümcül bir terörle karşı karşıyayız. Dünyanın en önemli dinlerinden birini çok kötüye kullanıyorlar. Dünyayı ikiye bölüyorlar. Sivilleri, masum vatandaşları öldürüyor, insanları korkutuyorlar. ABD dış politikasının tamamını terörle mücadeleye ayırmayacak, aksine El Kaide ve benzeri örgütlerin üzerine gidecek demiştim.
-ABD İslamla savaş halinde değildir. İslam barış dinidir. Müslümanlar onurlu adalet duygusuyla yaşayan insanlardır. Biz siz ayrımımız yoktur. Milyonlarca Müslüman ülkemizin bir parçasıdır. Biz aşırılık fikrini reddediyoruz. Sadece nefret ve fanatiklik yaratıyorlar. İnsanların geleceği, bir araya gelmemize bağlıdır. Dini, mezhepsel farklılıklarımızı bir kenara bırakmamıza bağlıdır. Toplu biçimde somut adımlar atarak bu dini fanatiklerin üzerinden gelmeliyiz. Dahası aşırılık karşıtı bu kampanyayı devam ettirmeliyiz. El Kaide’yi Afganistan’da yendik, şimdi orada yeni bir hükümet kuruluyor. Aşırıcılar kendilerine yeni yerler alıyorlar.
-IŞİD örgütü zayıflatılmalı ve yok edilmeli. Bu örgüt Irak ve Suriye’de insanları terörize ediyor. Anneleri çocukları taciz ediyor, masum çocukları öldürüyor, savaş silahı olarak kullanıyor. Dini azınlıklar açlıktan öldü. Çok büyük suçlar işlendi. Masum insanların kafaları kesiliyor ve bu videolar servis ediliyor. Hiçbir Tanrı bu acıları kabul etmez. Bu insanlarla müzakere söz konusu olamaz. Bildikleri tek dil, güçtür.
-Bu teröristlerle savaşanları karada eğitiyor, finansmanlarını engelliyor. 40’tan fazla ülke bu koalisyona destek veriyor. Dünyaya bu çabaya destek vermeleri çağrısı yapıyorum.
DÖRT ALANA ODAKLANACAĞIZ
-Nefret için savaşanlar yalnız kalacak. Bizler geleceğin, inşa edenlerin olacağını göreceğiz, yıkanların değil. Önümüzdeki ilk zorluk bu.
-İkinci olarak: Şimdi dünyanın özellikle Müslüman toplumun bir araya gelmesi ve açık bir şekilde El Kaide ve IŞİD gibi örgütlerin ideolojisini reddetmeleri lazım. Sadece Müslüman Yahudi diye insanlar zarar görmemeli. Artık medeni insanlar olarak genç insanların aklının ideolojiyle yıkanmasının önüne geçmeli, bu nefretin kaynağını kurutmalıyız. Çocukların yıkıma sürüklenmesine engel olmalıyız. İnternet ve sosyal medya bu bağlamda önem taşıyor. Propagandayla genç insanlar intihar eylemcisi olmaya sürükleniyor. Bizim alternatif yaratmamız lazım. Bütün dinler aşırılık tehdidiyle karşı karşıya. Tüm dinlere mensup insanların birbirine hoşgörüyle bakması lazım. IŞİD’in Boko Haram’ın El Kaide’nin ideolojsi devamlı biçimde çürütülürse yok olacaktır. Savaşa savaş açmalıyız ki, barış yaratalım. Hıristiyan ve Müslümanlar Orta Afrika’da bir araya gelip dinin kendilerini bölemeyeceğini söylediler. Bugün BM Güvenlik Konseyi bir araya gelip aşırılığa nasıl karşı gelineceğine bakacak. Somut adımlar atmalıyız. Hepimziin buraya geldiğimiz aşırılık karşısında ne adımlar attığımızı söyleyebilmemiz, anlayış köprüleri inşa etmemiz gerekiyor.
Üçüncü olarak: Öncelikle şiddet sarmanını, mezhep çatışmasını önlemeliyiz ki, teröristler en çok buna sarılıyor. Bu sadece Müslüman toplumlarda değil. Hıristiyanlar arasında da oldu. Bugün Sünni-Şiiler arasındaki acıları görmeli, mezhep çatışmasını reddetmeliyiz. Bu kimsenin kazanamayacağı bir savaş. Suriye’deki iç savaş milyonlarca kişiyi yerinden etti, binlerce kişiyi öldürdü. İyi haber şu, biz Irak’taki bu dalganın değişebileceğine inanıyoruz. Yeni bir hükümet var Irak’ta bu adımların devam etmesi, Suriye’de ateşkes sağlanması gerekiyor. Birlikte müttefiklerimizle Suriyeli muhaliflere destek olacağız ancak Suriye’de ancak siyasi bir çözüm bulabiliriz. Şüpheciler asla böyle bir şeye erişilemeyeceğini söyleyebilirler, ama bu delilik başka türkü son bulacağa benzemiyor. Büyük güçler farklılıklarını barışçıl amaçlarla masaya koymalı. ABD bu çabalara destek verecek.
Son madde: Müslüman dünyası (Arap ülkeleri) kendi potansiyellerinin farkına varmalı. Müslüman dünyadaki gençlere seslenmek istiyorum. Akilsiniz, cahil değilsiniz. İnovasyondan yana, onurlu insanlarsınız. Sizi bu yoldan saptırmaya çalışanlar yanlış yapıyorlar. İyi okullar, eğitim, bilim olursa, girişim sağlanırsa toplumlar gelişir. ABD bu vizyonun arkasında olacak ve bu vizyonu destekleyecek. Kadınların parlamentoya girmesi, barış sürecine eğitime dahil olmasını istiyoruz. Genç insanların tek seçimi aşırılık olmazsa hiçbir terör stratejisi başarılı olamaz. Ancak bu şekilde teröre alternatif yaratılabilir. Bu olumlu değişiklikler için geleneğe dine karşı gelmek gerekmiyor. Irak’ta çok büyük bir kültür var. Tunus’ta yeni bir anayasa için çalıştılar. Senegal’de de gördük. Sivil toplum demokrasiyle gelişti. Malezya’da eski ekonomi gitti, yeni bir ekonomi gelişti.
- En nihayetinde hiçbir dış güç, kalplere ya da zihinlere değişiklik getiremez fakat ABD saygılı ve yapıcı bir partner olmayı sürdürecek. Biz teröristlere güvenli alan sağlamayacağız. Kendi ve müttefiklerimizin güvenliğini koruyacağız. Aşırı ideolojiye karşı geleceğiz. Mezhep çatışmasının üstünden gelenlere destek olacağız. Çünkü bu yatırımlar şiddete en iyi alternatiftir. Aynı zamanda Filistin -İsrail arasındaki krizin çözümünde de liderlik önemli ABD, barıştan asla vazgeçmeyecek. Suriye, Libya, Irak’taki, bölgedeki durumu anlıyoruz. Burada İsrail-Filistin sorununun çözülmesi gerekiyor. Bölge şiddet sarmalı içinde. İsrail-Filistinliler arasında çatışmalar ve bunların da bir bilançosu oldu. Batı Şeria ve Gazze’deki statüko sürdürülemez. İsraillilere roket gelmesi ya da Filistinli çocukların öldürülmesi kabul edilemez. İki devletin yan yana barış ve güvenlik içinde yaşayabilmesi gerekiyor. ABD üzerine düşeni yapmaya hazırdır. Bizim ideallerimize bağlı olup olmadığımızı sorgulayanlar var. Ortadoğu’da Doğu Avrupa’da istikrarsızlık varken Ferguson’da genç bir çocuk öldürülmüşken anlıyorum. Bizim de kendi gerilimlerimiz olabiliyor, her ülke gibi biz de nasıl çeşitliliği sağlayabileceğimize bakıyoruz. ABD’de problemlerimizin altında neler var. Bunları değerlendiriyoruz. Farklılıkların üstesinden gelmeye çalışıyoruz. ABD, yüz yıl öncesiyle 10 yıl öncesiyle bile aynı durumda değil. Çünkü ideallerimizin peşinden gidiyor ve kendimizi eleştiriyoruz. Yargının, basının özgürlüğünü savunuyoruz. Hukukun üstünlüğü çerçevesinde farklılıklarımızı tartışıyoruz. İnsanların daha iyi bir gelecek kurabileceğini düşünüyoruz.
- Barış için bağnazlığın üstesinden gelinmesi için çalışıyoruz. Roosevelt bir kez, insan hakları nerede başlıyor demişti. Küçük yerlerde, eve yakın yerlerde başlıyor insan hakları. Haritalarda değil bireylerde, yaşadığımız yerlerde, okullarda, çalıştığımız fabrikada, çiftlikte başlıyor. Dünyanın dört bir yanında gençler daha iyi bir dünya için açlar. Dünyanın dört bir yanında gençler nefretin üstesinden gelmeyi, farklılıklara saygı duymayı öğreniyor. Dünya halkı bize bakıyor şu anda onurlu ve cesur olmamızı istiyor. Ve bu kavşakta size söz veriyorum. ABD yapılması gerekeni yapacaktır, özgürlük mirasımızı gerçekleştireceğiz. Bunun için bize katılmanızı bekliyorum. (Medyafaresi)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder