9 Mayıs 2015 Cumartesi

Ermenekli annenin en acı Anneler Günü...

Ermenek'teki maden kazası sırasında, "Oğlum yüzme de bilmezdi, suyun içinde ne yaptı?" sözleriyle tüm Türkiye'yi duygulandıran Ayşe Gökçe, oğlu Tezcan Gökçe'den ayrı ilk Anneler Günü'ne buruk hazırlanıyor.

"Oğlum yaşasaydı bana her gün Anneler Günü'ydü" diyen Ayşe Nine, "Yavrum hiç rüyama girmedi. Rüyama girse sevineceğim, öpeceğim, kucaklayacağım" sözleriyle gözyaşı döktü.

Ermenek'teki maden kazası sırasında, "Oğlum yüzme de bilmezdi, suyun içinde ne yaptı?" sözleriyle tüm Türkiye'yi duygulandıran Ayşe Gökçe, oğlu Tezcan Gökçe'den ayrı ilk Anneler Günü'ne buruk hazırlanıyor. "Oğlum yaşasaydı bana her gün Anneler Günü'ydü" diyen Ayşe Nine, "Yavrum hiç rüyama girmedi. Rüyama girse sevineceğim, öpeceğim, kucaklayacağım" sözleriyle gözyaşı döktü.

Ermenek'teki kömür ocağında, 28 Ekim 2014'te meydana gelen maden kazasında hayatını kaybeden 18 işçiden Tezcan Gökçe'nin 76 yaşındaki annesi Ayşe Gökçe, oğlunun yokluğuna alışmaya çalışıyor.
     
Kazanın meydana geldiği günlerde, işçileri arama çalışmaları sürdüğü esnada, "Oğlum yüzme de bilmezdi, suyun içinde ne yaptı?" sözleri ve cenaze törenindeki ağıtları ile herkesi gözyaşlarına boğan Ayşe Nine, oğlu Tezcan için hala ağlıyor.

Hissettiği çaresizlik nedeniyle elinden ağlamaktan başka hiçbir şeyin gelmediğini söyleyen Gökçe, evinin penceresinden 'sanki oğlu gelecekmiş gibi' sürekli yola baktığını dile getirerek, "Oğlum yaşasaydı bana her gün Anneler Günü'ydü. Yavrum hiç rüyama girmedi. Rüyama girse sevineceğim, öpeceğim, kucaklayacağım" dedi.

Gecesinin gündüzünün gözyaşlarıyla geçtiğini anlatan Ayşe Nine, bir anne için evlat acısı yaşamanın çok zor olduğunu vurguladı.
     
"Bir ana, iki kuzusunu bir günde kaybederse nasıl olur?"
     
Saadet Haznedar (65) ise madendeki kazada oğulları Kerim (30) ve Ali Haznedar'ı (34) kaybetmenin acısını ilk günkü gibi yaşıyor. Haznedar, geçen yılki Anneler Günü'ne kadar oğullarının kendisini mutlaka çeşitli hediyelerle ziyaret ettiğini, bu Anneler Günü'nde ilk kez bu duyguyu yaşayamayacak olmanın derin üzüntüsünü duyduğunu söyledi.

Hayatları yoklukla, zorluklarla geçse de bugüne kadar kimseye muhtaç olmadan yaşadıklarını anlatan Saadet Haznedar, şöyle devam etti:
     
"Bir örtünün altında 6 çocuk yatırdım. Keşke böyle olmasaydı, çadırın altında yaşasaydık da evlatlarım yanımda olsaydı. Anneler Günü ve bayramlar gelmesin istiyorum. Bir ana, iki kuzusunu bir günde kaybederse nasıl olur? Pencereden, işçilerin madene gittiğini gördüğümde, gözüm evlatlarımı arıyor. Evlat acısı çok zormuş. 10 çocuğum vardı. Ancak, insanın 10 da 20 de evladı olsa hepsinin yeri ayrı. Oğullarımın mezarına gittiğimde, 'sizi göresim geldi' diyerek ağlıyorum. Devlet yetkililerine teşekkür ediyorum. Onlar olmasa oğullarımın bir mezarı bile olmayacaktı. Tek isteğim onların 'şehit' sayılması."
     
Haznedar, oğullarının kabrini ziyareti esnasında da "Anneler Günü'nde siz benim yanıma gelirdiniz, bugün ben sizin yanınıza geldim çift kuzum" diyerek ağıt yaktı.  (medyafaresi.com.tr)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder