22 Mayıs 2015 Cuma

Gülen: Erdoğan'ın damadını odamda misafir ettim

Gülen Cemaati lideri Fethullah Gülen, Sabah gazetesinin evini görüntülemesi üzerine sohbetinde çarpıcı açıklamalar yaptı. Erdoğan'ın damadı Berat Albayrak'ın evinde misafir olduğunu söyleyen Gülen, "benim kulübemi gördü, yattığım yeri de gördü bunlara rağmen hala malikane diyorlar" ifadelerini kullandı.


Fethullah Gülen, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın damadı Berat Albayrak'ın Pensilvanya'daki evinde misafir olduğunu açıkladı. Gülen, "O serkârlardan birisinin damadı geldiğinde ben orada misafir ettim onu. Bağışlayın, vaktinde izdivaç yapsaydım, benim o yaşta torunum olurdu. Ben insan gibi onu o odamda özel mahiyette, başkalarıyla görüşmüyorum mülahazasına binaen misafir ettim; izâz-u ikramda hiç kusur etmedim. Yattığım o yeri de, fakirâne yeri de, kulübe gibi yeri de gördü; çalıştığım masamı da gördü. Bütün bunlara rağmen hâlâ mâlikâne diyorlar" ifadelerini kullandı.

Sabah Gazetesi, Gülen'in Pensilvanya'da kaldığı evi helikopterle havadan görüntülemişti.

Gülen'in "Savaş ve Hile" başlığıyla herkul.org'ta yayımlanan (22 Mayıs 2015) konuşmasından ilgili bölümler şöyle:

'Damat efendi misafir oldu, binaları gördü’

*O mesele bir densizliktir, fakat ben dememiş olayım: Gelip helikopterle burada -bu umuma ait, vakfa ait bir bina- bunun üzerinde, buranın resmini çekme, buraya mâlikâne deme filan… Burayı bir dönemde kendilerine de yakın birisi, Allah rızası için yaptı, Altın Nesil Vakfı’na bağışladı. Bu vakıf biz buraya gelmeden kurulmuş. Arazi o dönemde alınmış. Burada yedi-sekiz tane kulübecik vardı. O günden bugüne, o vakıf kendi imkânlarıyla yapa yapa yapa, bugün o sekiz tane kulübenin yerinde sekiz tane bina var. Bu büyük binayı da o arkadaş elindeki imkânları kullanmak suretiyle, kendi imkânlarıyla yaptı ve Altın Nesil Vakfı’na bağışladı. Buranın iki tane namaz kılınan salonu, altta konferans salonu gibi bir şey var, yemekhane gibi bir şey yapmışlar. Diğer birkaç tane odası var. Geldiğimiz zaman biz de burada kalıyoruz. Öbür taraftaki binaya gelince, defaatle röportaj yapanlar girdiler, Kıtmir’in odasını gördüler; orada bir yatağım var, bir de iki metrelik içinde namaz kıldığım yer var.

*O serkârlardan birisinin damadı geldiğinde ben orada misafir ettim onu. Bağışlayın, vaktinde izdivaç yapsaydım, benim o yaşta torunum olurdu. Ben insan gibi onu o odamda özel mahiyette, başkalarıyla görüşmüyorum mülahazasına binaen misafir ettim; izâz u ikramda hiç kusur etmedim. Yattığım o yeri de, fakirâne yeri de, kulübe gibi yeri de gördü; çalıştığım masamı da gördü. Bütün bunlara rağmen hâlâ “mâlikâne” diyor, o iftira ve isnatlarda bulunuyorlarsa, bence, bunlar akıllarını yitirmiş, vicdanlarını tamamen kaybetmiş, dinden uzaklaşmış öyle insanlardır ki, bunlara söyleyeceğiniz sözlerin hepsi malumu i’lam olur ve zâid olur. Bunu yaparken bunlara hud’a diyorlarsa, adeta kâfire karşı savaş ilan etmiş gibi kendilerini görüyorlarsa, o onların kaybına sebebiyet verir. Dünyada da bir gün kayıplarına sebebiyet verecek.

*Yalan ahireti kaybettirir, iftira ahireti kaybettirir, hud’a ahireti kaybettirir. Allah o yanlış yolda yürüyenlere hidayet-i sübhaniyesi ile hidayet eylesin. O mahvedici, batırıcı yolda yürümekten onları halas eylesin.

(Kaynak:medyafaresi.com.tr)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder