KÖYE SERVİS VERİLMEDİ
Elmadere Alevi köyü. Köyün büyük bölümü akraba. Faciadan sonra ‘Yetimler Köyü’ diye de bilindi, 23 çocuk babasız kaldı. Üstüne üstlük hemen hemen hepsi amcalarını, dayılarını, eniştelerini kaybetti faciada. Soma faciası sonrası çocuklarının madenci olmasını istemeyen köylüler, okumaları için desteklerken çocukların da çok hayali vardı. Kimi doktor, kimi subay, kimi öğretmen, kimi avukat olmak istiyordu.
Ancak bu yıl liseye gidenler zor durumda. Nereye başvurdularsa servis verilmediği için isyandalar. Lise çağındaki erkekler çaresizlikten motosikletlerle kızlar amele arabalarıyla Kınık’taki liseye gitmeye, 16 kilometrelik dağ yolunu aşmaya çalışıyor. Birçoğunun ailesi de bu şartlarda okula göndermediği için gençler üzgün. Bir sabah 07.00’de köy meydanında okul için toplaşan çocukların yanına gittiğimizde köyün büyükleri de “Ne ekmek istemek, ne para için yetkililerin yanına vardık biz. Çocuklarımızı okutun diye vardık. Biz köy olarak Soma’da bedel ödedik. Okumak zorundalar başka yapacak bir şey yok” sözleriyle dile getirdi bu isyanı. Köy meydanında köyün ilköğretim öğrencileri servise binerken, liselileri arkalarından bakarken bulduk. Birçoğu motosikletle okula gitme hazırlığındayken, kızlar işçileri taşıyan minibüslere binmek için sıradaydı. Kızların bazıları ise bu şartlarda aileleri okula göndermediği için tarlada yevmiyeyle çalışıyor, ‘amele minibüsü’nde oturuyordu.
Ancak bu yıl liseye gidenler zor durumda. Nereye başvurdularsa servis verilmediği için isyandalar. Lise çağındaki erkekler çaresizlikten motosikletlerle kızlar amele arabalarıyla Kınık’taki liseye gitmeye, 16 kilometrelik dağ yolunu aşmaya çalışıyor. Birçoğunun ailesi de bu şartlarda okula göndermediği için gençler üzgün. Bir sabah 07.00’de köy meydanında okul için toplaşan çocukların yanına gittiğimizde köyün büyükleri de “Ne ekmek istemek, ne para için yetkililerin yanına vardık biz. Çocuklarımızı okutun diye vardık. Biz köy olarak Soma’da bedel ödedik. Okumak zorundalar başka yapacak bir şey yok” sözleriyle dile getirdi bu isyanı. Köy meydanında köyün ilköğretim öğrencileri servise binerken, liselileri arkalarından bakarken bulduk. Birçoğu motosikletle okula gitme hazırlığındayken, kızlar işçileri taşıyan minibüslere binmek için sıradaydı. Kızların bazıları ise bu şartlarda aileleri okula göndermediği için tarlada yevmiyeyle çalışıyor, ‘amele minibüsü’nde oturuyordu.
SERVİSLE TARLAYA
Babaları Önder Kiliç, “Kızlarımı okutmak istiyorum. Bu köyden üniversiteli çıksın istiyorum. Ancak servis yok. Ne motosikletle ne de başka şartlarda aşağıya inip okula servis olmadan gitmeleri mümkün değil. Evde oturacaklarına onlar da bizimle tarlaya çalışmaya geliyor” diyor. İşçileri taşıyan minibüsün arka sırasında oturan lise 1 öğrencisi Işılay, Esra ve lise 3’e gitmesi gereken Sevilay Kiliç ise “Okula gitmek istiyoruz ama ne yapalım” diye üzüntülerini dile getiriyordu.
‘KIZIM SİZ BİZİM GİBİ OLMAYIN’
SOMA faciasında babasını kaybeden Pınar Kiliç’in durumu iki kat zor. Maden şehidinin kızı Pınar istediği okullara yerleşememiş. Büyüyünce doktor olup belki insanların ölümlerini azaltabileceğini düşünüyor. Burslu okumak istemiş burs bulamamışılar. Tüm bunlardan haber beklerken düz liseye devam edeyim demiş bu defa da servis olmadığı için köyde kalakalmış. Pınar, “Babam okumamı çok isterdi. ‘Kızım siz bizim gibi böyle olmayın’ derdi” sözleriyle duygularını ifade etti.
‘1 KASIM’A KADAR İDARE EDİN’
Faciada iki kardeşini, kayınbiraderlerini kaybeden Sezai Kaya isyan etti: “Milli eğitim müdürüne gittim. 1 Kasım’dan sonraya kadar dişimizi sıkmamızı söyledi. Belki sonra servis bulunabilecekmiş. Bazen acaba seçimlerde 240 CHP, 4 AKP çıktı diye mi bizle ilgilenilmiyor diye düşünüyoruz.”
ÜNİVERSİTE OKUDU İŞÇİ OLDU
PINAR’ın dedesi Tahir Kiliç yaşadıklarını şöyle özetledi: “Annesiyle oğullarımızı sırtımızda taşıdık, okutmaya çalıştık. Pınar’ın babası üniversite okudu, çaresizlikten madenci oldu, faciada kaybettik. Faciada bir oğlumu iki damadımı kaybettim. 7 torun kaldı. Onları okutmak tek amacım.” (hürriyet.com.tr)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder