İzmir etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
İzmir etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

9 Temmuz 2016 Cumartesi

Burcu, öldüğüyle kaldı

İzmir’in Karşıyaka ilçesinde oturan 28 yaşındaki Burcu Gökalp, dört yıl önce havuzda yüzerken fenalaştı. Götürüldüğü acil serviste "Bir şeyin yok" denilerek eve gönderildiği belirtelen Gökalp, ikinci kez getirildiği hastanede komaya girip öldü. Savcılık soruşturmayla ilgili görevsizlik kararı verip, dosyayı Ege Üniversitesi Rektörlüğü’ne gönderdi. Rektörlük de sorumlular hakkında dava açılmasına izin vermedi. Ailenin açtığı tazminat davası da reddedildi. Bu davayla ilgili son kararı Danıştay verecek.


Ege Üniversitesi Fen Fakültesi Biyoloji Bölümü’nden mezun olduktan sonra iş arayan, yüzme ve spora çok düşkün olan Burcu Gökalp, 2 Ağustos 2012 tarihinde Ege Üniversitesi Olimpik Yüzme Havuzu’na gitti. Havuzda vücudu kasılan ve 20 dakika kadar havuzun dışında bu şekilde kalan Burcu Gökalp’ın durumunu gören görevli, ambulans çağırdı. Gökalp, Ege Üniversitesi Hastanesi’ne kaldırıldı. Acil serviste görevli doktor tarafından iddiaya göre, "Bir şeyin yok" denilerek taburcu edilen Gökalp, 10 Ağustos’ta yakınları tarafından aynı şikayetle yine Ege Üniversitesi Hastanesi’ne getirildi. İki gün sonra komaya giren Gökalp, 24 Ağustos’ta yaşamını yitirdi. Genç kıza otopsi yapıldı. Otopside genç kızın ’kardiyak arrest’ (Ani kalp ve solunum durması) sonucu yaşamını yitirdiği belirlendi.

Ölen Burcu Gökalp’in annesi Leyla Safinaz Gökalp, avukatı Hatice Pınar Büyükçınar aracılığıyla, kızının muayane ve tedavisinin gerekli şekilde yapılmadığını ve bu nedenle yaşamını yitirdiğini belirtip, sorumlular hakkında Cumhuriyet Savcılığına şikayet dilekçesi verdi. Soruşturmayı yürüten Cumhuriyet Savcısı Tacettin Kale, Burcu Gökalp’in ölümüyle ilgili belge ve bilgi toplayıp, tanıkların ifadesini aldı. Savcı Kale, "2547 sayılı Yüksek Öğretim Kanunu’nun 53/C maddesi gereğince soruşturma, Yükseköğretim Kurulu’nca (YÖK) görevlendirilecek uygun sayıda soruşturmacı tarafından yapılmalıdır" diyerek görevsizlik kararı verdi. Dosyayı, gereği için Ege Üniversitesi Rektörlüğü’ne gönderdi.

Kızının ölümünün üzerinden uzun süre geçmesine rağmen, şüpheliler hakkında bir türlü dava açılmaması ve savcının görevsizlik kararı vermesine, anne Leyla Safinaz Gökalp tepki gösterdi. Kızının ölümünün ardından, son çare olarak dönemin Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’e de mektup gönderdi. Gökalp, kızının ölümüne neden olduğunu iddia ettiği doktorlara dava açılıncaya kadar mücadelesini sürdüreceğini söyledi.

Hukuk mücadelesine sonuna kadar devam edeceğini belirten acılı anne Gökalp, "Kızıma zamanında gerekli tetkikler yapılmadı. Adeta bizimle dalga geçercesine ’ağrıya ağrıya geçer’ denildi. Kızımın şikayetleri ve rahatsızlığının ciddiyeti dikkate alınmadı. Yüreğim yanıyor. Kızımın ölümünden sorumlu olan kişilerin tespit edilip cezalandırılması için savcılığa şikayette bulunduk. Gecikmeli olarak birtakım evraklara ulaşabildik. Ege Üniversite Hastanesi görevlilerinin cezai sorumluluğu söz konusu olduğundan dolayı, savcı görevsizlik kararı vererek dosyanın soruşturmasını Ege Üniversitesi’ne devretti. Yani hastane kendi doktorlarının soruşturmasını yürüttü" dedi. Soruşturmayı yürüten Ege Üniversitesi Rektörlüğü, dava açılmasına izin vermedi.

Anne Gökalp, bu soruşturma sürerken, kızının ölümüne neden oldukları iddiasıyla hastane ve sorumlular hakkında, İdare Mahkemesi’nde, maddi ve manevi tazminat istemiyle 202 bin liralık dava açtı. Anne Gökalp, "Benim amacım para kazanmak değil. Kızımın ölümüne neden olanların, başkalarının da ölümüne neden olmaması için tazminat davasını açtım. Verilecek tazminatı da kızımın adını yaşatacağım bir eğitim kurumuna bağışlayacağım. Dört yıldır davada bir türlü sonuç elde edemedik" dedi. İzmir 1. İdare Mahkemesi, annenin açtığı tazminat davasını reddetti.

Ailenin avukatı Hatice Pınar Büyükçınar, tazminat davasının reddedilmesi üzerine temyiz için Danıştay’a başvurdu. DHA

6 Aralık 2014 Cumartesi

Kayıptı, ölü bulundu

İZMİR’in Bornova İlçesi’nde, 2 gündür kayıp olan Erkan Ünal’ın cesedi parkta bulundu.

Aşık Veysel Rekreasyon Alanı ve Buz Pisti yakınında akşam saatlerinde yürüyüş yapan vatandaşlar, parkta hareketsiz yatan bir kişiyi görünce durumu sağlık ve polis ekiplerine bildirdi. İhbar üzerine gelen sağlık ekipleri, yaptığı kontrollerde yerde yatan kişinin öldüğünü belirledi.      

Polis ekipleri, yaptığı araştırma sonunda cesedin barmenlik yaptığı öğrenilen 32 yaşındaki Erkan Ünal’a ait olduğunu belirlendi. Yapılan incelemenin ardından Erkan Ünal’ın cesedi otopsi yapılmak üzere İzmir Adli Tıp Kurumu Morgu’na kaldırıldı. Erkan Ünal’dan haber alamayan ailesinin iki gün önce kayıp başvurusunda bulunduğu öğrenildi. Erkan Ünal’ın nasıl öldüğü araştırılırken, olayla ilgili başlatılan soruşturma devam ediyor.

19 Ekim 2014 Pazar

Gazinin protez bacağına haciz geldi!

İzmirli Bülent Kocaoğlan, Hakkari Çukurca'daki terör saldırısında 16 silah arkadaşını şehit verdi, kendisi de sol bacağını kaybetti.

Mucize eseri hayatta kalan Kocaoğlan, o dönemde takılan eski tip protezi, parasını devletten nasıl olsa alacağına güvenip bankadan kredi çekerek modern bir protez bacakla değiştirdi. Ancak SGK, 'evrakların incelendiği' gerekçesiyle 7 aydır ödeme yapmayınca, gazi Bülent Kocaoğlan'a, borcunu ödemediği için bankadan haciz geldi. Başvurmadığı kurum kalmayan, kendisine ve çocuklarına haksızlık yapıldığını söyleyen Kocaoğlan'ın sesini duyurmak için son çaresi, yaşadıklarını anlattığı, görüntüleri yüklediği sosyal medya oldu.

Kiraz İlçesi'nde oturan Bülent Kocaoğlan'ın, vatani görevini yaptığı Hakkari Çukurca'daki karakol, 1996 yılının Temmuz ayında PKK'lı teröristlerin saldırısına uğradı. Saatler süren çatışmada 16 asker şehit oldu. Aralarında Bülent Kocaoğlan'ın da bulunduğu 21 asker ise yaralı kurtuldu. Ağır yaralanan Kocaoğlan, Hakkari ve Ankara GATA'da, uzun tedavi sürecinin ardından mucize eseri hayatta kaldı, ancak sol bacağını diz üstünden kaybetti.

HAYATA TUTUNDU
Bir bacağını kaybetmesine rağmen hayata tutunan Bülent Kocaoğlan o dönemde takılan protez bacakla ayağa kalktı, devlet memuru olarak çalışmaya başladı, evlenip yuva kurdu. Bu evliliğinden dünyaya gelen 3 çocuğu ve eşiyle, kedisine yepyeni bir dünya yaratan Kocaoğlan, Çanakkale'deki görevinden emekli olduktan sonra ise, tekrar memleketi Kiraz'a yerleşti.

KREDİ ÇEKİP PROTEZ TAKTIRDI, SGK 7 AYDIR ÖDEMEDİ
PKK saldırısından kurtulduktan sonra 18 yıl boyunca devletin kendisine verdiği protez bacakları kullanan Bülent Kocaoğlan, torba yasada yer alan 'gaziler var olan protezlerin en gelişmişini kullanabilir' düzenlemesindeki haktan yararlanmak için müracaat etti. Ancak medikal firması, gazinin günlük yaşamında büyük kolaylıklar sağlayan, hareket edebilen ve düşmesini önleyen 135 bin lira değerindeki protez bacağı, devletin ödemeleri geciktirdiği gerekçesiyle, belli bir avans bedeli karşılığında geçen nisan ayında taktı. Bülent Kocaoğlan da SGK'nın ödeme yapacağına güvenip bankadan 50 bin lira kredi çekip, peşinat olarak medikal firmasına verdi.

Yeni protez bacağıyla adeta bir bacağının olmadığını unutan Bülent Kocaoğlan'ın sevinci çok uzun sürmedi. Kısa sürede ödeme yapılacağını sanan Bülent Kocaoğlan'a, beklediği ödeme bir türlü yapılmadı.
İzmir'deki SGK birimine başvurduğunda evrakın Ankara Maltepe'deki SGK bürosuna gönderildiği söylendi. Oraya ulaştığında ise evrakın henüz kendilerine gelmediğini bildirildi. Kurumun bölümleri arasında evrakı sürekli yer değiştiren Bülent Kocaoğlan'a, aradan geçen 7 ayda herhangi bir ödeme yapılmadı.
Bunun üzerine kredi borcunu ödeyemeyen Bülent Kocaoğlan'a bankadan haciz bildirim kağıtları gelmeye başladı.

ÇAREYİ SOSYAL MEDYADA ARADI
Yaptığı tüm girişimlerden eli boş dönen Bülent Kocaoğlan, haciz kıskacından da parası olmadığı için kurtulamadı. Eşi ve çocuklarıyla da maddi zorluk çektikleri için sıkıntılar yaşayan Kocaoğlan, Cumhurbaşkanından, Başbakana, bakanlara kadar yaptığı başvurulara rağmen sorununa çözüm bulamadığını söyledi.

Kocaoğlan'ın son çaresi sosyal medya üzerinden yardım istemek oldu. Yaşadıklarını en ince detayına kadar, oğlunun cep telefonu kamerasıyla çektiği görüntüde anlatan Kocaoğlan, bunu da sosyal medya üzerindeki profilinde paylaşıp, yaşadıklarını herkesin öğrenmesini sağladı. Yaşadıklarına artık isyan ettiğini, devletin kendisine verdiği 'gazilik' unvanı ile 'övünç madalyasını' bile istemeyecek duruma geldiğini dile getiren Bülent Kocaoğlan şöyle dedi:
"Bu hakkı verdiler. Her gazi gibi ben de yararlandım. Sonra ödeyeceklerine güvenip kredi kullanıp, ödedim. Ama devlete güvenerek hata yaptım. Bugün yuvam dağılmak üzere. Sorumlusu kim? Deselerdi bana ödeme olmadığını, ben zıplayarak gezer yine de almazdım. Bu bana yapılan haksızlık. Ben askere gittiğim zaman sırım gibi delikanlıydım. Böyle değildim. Bizim sorunumuza çare bulunsun."
Bülent Kocaoğlan, sosyal medyada paylaştığı görüntülerden dolayı da, büyük destek aldığını dile getirdi.

MÜFETTİŞLER İNCELİYOR
İzmir SGK Müdürlüğü yetkililer ise, Sağlık Bakanlığı'nın konuyla ilgili yeni kararlar aldığını belirterek şu açıklamayı yaptı:
"Medikal cihazlar, protezler için üst sınırlar belirlendi. Eskiden incelemeyi bölge müdürlükleri yapıp ödemeyi gerçekleştirirken, yeni uygulamaya göre her protez için belirlenen üst sınırı aşanlar için Ankara'da inceleme yapılıyor. Ankara'da müfettişler üst sınırı aşan faturaları 'suistimal var mı?' diye inceleyip onay veriyor, ödeme yapılıyor. Bu konuda da inceleme devam ediyor. O tamamlandığı zaman ödemeyi yapacağız. Ancak sorun bu tür dosyaların yığılmasından."
Bu arada Ankara'da dosya yığılması olduğu, bu nedenle onay ve ödemelerin geciktiği belirtildi. DHA