ENERJİYE DE İHTİYAÇ VAR
“Üzücü olaylar yaşandı. Danıştay 6. Dairesi’nin verdiği kararı şöyle özetlemek mümkün. Danıştay 6. Daire 2 hususta karar veriyor. Bir tanesi bu alanlarda zeytincilikle ilgili kanun kapsamında bu tür termik santrallerin belli bir uzaklıktan sonra yapılabileceği şeklinde. İkincisi de acele kamulaştırma konusunda bir haksızlık hukuksuzluk bulunup bulunmadığı konusunda. Bu konuda yönetmelik olmadığına göre kanundaki maddeler dikkate alınarak belli bir uzaklığı taşımadığı için bir yargı kararı olduğu için bu karara uymak bizim için bir görevdir. Biz burada taraf değiliz, şirkettir taraf. Danıştay’ın kararı gereğince şirkete düşen bunun gereğini yerine getirmektir. Biz Enerji Bakanlığı ve Tarım Bakanlığı olarak bunu takip etmek zorundayız. Türkiye’de bazı bölgelerde hükümetimizin verdiği destek ve teşviklerle adeta her taraf zeytin ağacı olmuştur. Dağ taş zeytin ağaçlarıyla dolmuştur. Bu kötü bir şey değildir. Bu bir zenginliktir. Bu güçlü bir sanayi haline geldi. Bunlar güzel şeyler ama Türkiye’nin enerjiye de ihtiyacı var. Bu enerji için zengin maden rezervlerinin bir şekilde termik santral olarak da hayata geçirilmesi lazım. İkisi arasındaki dengeyi kurallara bağlamak gerekiyor.
KÖYLÜLER DE BAYRAM ETMİŞTİ
Bu kanunda eskiyen hükümler varsa güncellenmesi gerekecektir. Daha önce de Bakanlar Kurulu’na sunmuştuk. Bursa’nın Gemlik ilçesi var. Maalesef Gemlik birinci sınıf deprem kuşağında. Hükümetimiz Gemlik’in daha güvenli bir yapıya sahip olması için güçlü bir yapıya sahip olması için konut yapmak istiyor. Gemlik’in yeniden inşa edilmesi için müracaat edeceğimiz yerde zeytinlik alanları. İnsan mı kıymetli belli ölçüde zeytin alanlarında inşaat yapılması mı daha önemli. Anayasa Mahkemesi bile Gemlik’in bu ihtiyacını görmezden geldi. Biz şimdi Gemlik’i uzayda mı, denizin ortasında mı inşa edeceğiz onu düşünüyoruz. Yırca köyündeki yurttaşlarımız bizim de sevdiğimiz insanlardır. Unutulmasın ki bundan 4-5 ay evvel Termik Santral’in temelinin atıldığı gün bütün köylüler de bayram etmiştir.
BAZILARI PARTİ YARISI MARTİ
(Bağımsız Milletvekili İdris Bal’ın parti kurması)Bunu değerlendirmeye bile gerek yok. Bunun toplumdaki karşılığının hiçbir zaman olmadığını, Ak Parti milletvekiliyken ancak kendilerine değer verildiğini, taşın yerinde ağır olduğunu söylemiştim. Türkiye’de 100’den fazla parti var. Bunların bazıları parti yarısı da ‘marti.’ Parti bile olamamış. Bir şahsın ‘ismim bahsedilsin, bir parti genel başkanı denilsin, basın toplantısı yapacağım zaman Anadolu Ajansı muhabiri gelecektir, benim sözlerim de duyulacaktır’ demesi bir şey ifade etmez. Şunu görmeleri lazım. Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Sayın Recep Tayyip Erdoğan tek aday olarak ilan edildi. Ekmek için Ekmeleddin Bey 14 partinin adayı olarak gösterildi. Ekmeleddin bey nasıl tutmamışsa bu da tutmayacaktır. Sokağa çıktıkları zaman 10 kişinin bile selam vermediği insanların parti kurmakla Türkiye’ye yapacakları hayırlı bir iş olmadığını düşünüyorum. Bir daha da bu isimleri bana sormayın lütfen.
BEKLEMEDE OLAN BİZİZ
(HDP’nin İmralı başvurusu)Yedi gün olmuş, 15 gün olmuş bunun hesabını ben yapmıyorum. Bu Adalet Bakanlığı’na sorulmalı. Son günlerdeki tartışmalara bakılırsa bir grup milletvekili adaya gitmek istiyor, Adalet Bakanlığı cevap vermemiştir. Süreçle ilgili Sayın Başbakan’ın, Sayın Akdoğan’ın açıklamaları var. Çözüm süreci devam ediyor. Masadayız, henüz kalkmadık. Belli bir noktaya kadar da devam edecek. Asıl HDP ne yapacak, nerede duracak, neyi temsil edecek? Çözüm sürecini gerçekten istiyor mu, istemiyor mu? Hükümetin taleplerine karşın, biz 1 aydır bekliyoruz. Biz bu süreçte bir siyasi kanadın muhattap olmasını faydalı görüyoruz. Onlar da kendilerine düşen misyonu yerine getirmeli. Onlara şunu söylüyorum: Öcalan’ın örsüyle Kandil’in çekici altında kalmayın. Siz, bir siyasi partisiniz özgür olun. Sizin içinizde bu süreci samimiyetle isteyen, geçmişte çok büyük sıkıntılar yaşamış, çok acı bedeller ödemiş çok değerli insanlar var. İsimlerini de sayarım, herkes de bilir. Lütfen onlar olaya müdahil olsunlar çünkü ben, onların bu süreci samimiyetle desteklediğine inanıyorum. Yoksa alfabede harf bırakmayan bir takım örgütlerin ortalığı yakıp yıkması karşısında sırıtarak bir şeyler konuşanları kendimize muhatap kabul etmiyoruz. Kandil’den, adadan hangi mesaj geldi, bunlarla amel etmeyi bıraksınlar. Biz beklemedeyiz aslında.
TASFİYE İDDİAMIZ YOK
(Emniyet Kanunu’nda değişiklik) Hiçbir şekilde tasfiye vesaire, böyle bir iddiamız yok. Ancak emniyet teşkilatının yeniden organizasyonuna ihtiyacımız var çünkü, her teşkilatta bir şema olur, bu şema düzgün bir şekilde görev ifa eder. Eğer emniyet teşkilatında bunu bir piramit olarak kabul edersek, piramit geometride bildiğimiz şekildir. Oysa şu anda emniyet teşkilatındaki piramit bunun tam tersidir. 81 ilimiz var ama birinci sınıf emniyet müdürü sayımız 2 bine yakın. Bunların hepsinin emniyet müdürü, il emniyet müdürü olması mümkündür. Polis müfettişi, başmüfettiş vesaire olarak istihdam edilenlerin dışında en az bin 500 civarında fazlalık olduğunu biliyoruz. Bu insanlar hiçbir görev verilmeden sadece yaş haddini bekliyorlar. Bu doğru bir şey değil. Dolayısıyla rantabl, verimli kullanılması lazım. Yine başkomiserlerde veya diğer dördüncü, üçüncü sınıf emniyet müdürlerinde birikmeler var. Bu birikmeler hiyerarşiyi de disiplini de bozuyor.” Hürriyet
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder