MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Çözüm Süreci görüşmeleri kapsamında açıklanan 10 maddelik mutabakat metnine 10 maddeyle itiraz etti, “Her bir maddesi musibet, her bir maddesi melanet” dedi. MHP Grubu’nda konuşan Bahçeli, özetle şunları söyledi:
“30 Ekim 1918’de, Mondros Limanı’nda imzalanan 25 maddeden mütevellit mütareke şartları neyse 28 Şubat 2015’te ilan edilen ihanet mutabakatı aynısıdır. 433 maddelik Sevr Antlaşması’yla, bu ihanet metni arasında hiçbir fark yoktur. Bebek katilinin 10 maddelik ihanet metni şiir dinletisi gibi dinlenmiş, gösterime giren tiyatro oyunu gibi izlenmiştir. İhanetin belgeli haline tam bir itirazımız vardır.
Hürriyetin haberine göre; PKK’nın silah bırakma çağrısı zaman kazanmaya dönük bir manevradır ve kandırmacadan ibarettir. Silah bırakan varsa o da AKP hükümetidir. PKK’nın silah bırakacağını ummak ve beklemek, ahmaklık ve gaflettir.
PKK’nın olağanüstü kongreyle silah bırakmasını istemek, siyasallaşma ve meşrulaşma çabalarına sinsi bir ilavedir.
Caninin mesajı, silahlı mücadelenin yerini demokratik siyasetin almasına yönelik tarihi bir niyet beyanı olarak takdim ve servis edilmiştir. Kurnazca kaleme alınan ifadeler, PKK’nın sözde zafer kazandığının, silah vasıtasıyla siyasal emellerine ulaşma sınırına geldiğinin dolambaçlı yollarla duyurusudur.
İhanet metninde demokratik siyasetin tanım ve içeriğinden bahsedilmektedir. Bu apaçık bir şekilde PKK’nın silahlı ve silahsız militanlarının siyaset yapabilmesine dönük tuzaktır. Başbakan ise demokratik siyasetin önü açılacak diyerek sevincini gizleyememiş, doğal olarak PKK’nın oltasına sazan gibi takılmıştır.
Demokratik çözümün yerel ve ulusal boyutlarıyla ilgili değerlendirmesi tamamen özerkliğin inşasına dönük bir projedir. AKP-PKK ortaklığı, üniter milli devlete vade biçmiştir.
İmralı canavarı, özgür vatandaşlığın yasal ve demokratik güvencelerinden dem vurmaktadır. Türkiye’de özgür, eşit olmayan vatandaş mı vardır? Türk devletine vatandaşlık bağı ile bağlı olan herkes bizim için Türk’tür. Anayasa’dan vatandaşlık tanımını tümden çıkarmak veya etnik temelde marjinal tanımları yerleştirmek suçtur ve soysuzluğun damgası olacaktır.
Demokratik siyasetin devlet ve toplumla ilişkisi ve bunun kurumsallaşmasına yönelik başlıklar kısmı; yasa ve ahlak dışı bölücü organizasyonların sivil toplum örgütü sayılmasını amaçlamaktadır.
İmralı canisinin Çözüm Süreci’nin sosyo-ekonomik boyutlarıyla, sürecin sözde demokrasi, güvenlik ilişkisi, kamu düzenini ve özgürlükleri koruyacak şekilde ele alınmasını dayatması tam bir karartma ve akıl tutulmasıdır. İç Güvenlik Paketi, HDP ve PKK’nın tenkitleri kapsamında tekrar ele alınacaktır. AKP, HDP’nin arka bahçesi, PKK’nın koşu bandıdır.
İmralı canisi yattığı hücreden, kimlik tanımlanmasına dönük çoğulcu demokratik anlayışın geliştirilmesine atıf yapmıştır. Teröristbaşı kimlik tanımlamaktan bahsediyor, AKP ise buna ses çıkarmıyor. Bu ülkenin Cumhurbaşkanı’nı, bu ülkenin Başbakanı’nı PKK’lıdan ayıran, ayrı tutan ve farklılaştıran artık ne kalmıştır? PKK Başbakanlık’tadır, Saray’dadır.
Anlaşılan, Öcalan ve Erdoğan aralarında saat gibi çalışan bir işbölümü yapmışlardır. Erdoğan ve Öcalan yanlarına 23 Nisan Başbakanı’nı da alarak Türkiye’nin fişini çekmek için son rötuşları yapmaya koyulmuşlardır. Kandil’de petrol aramaya kadar işi götüren AKP, PKK’ya uyuşturucu ve silah kaçakçılığından sonra yeni gelir kapıları açmanın derdindedir. AKP Şirin, PKK Ferhat olmuş; dağları delerek vicdanlarına müzakere kınası sürmüşler, beraberce milli ahlak ve güvenliğin kanını dökmüşlerdir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder