OHAL Kararnamesi'yle İstanbul'da bazı özel okullara mühür vurulmaya başlandı.
15 Temmuz darbe girişiminin ardından ilan edilen OHAL'in ilk kanun hükmünde kararnamesi de Resmi Gazete'de yayınlanarak yürürlüğe girdi.
Kararname'de 35 sağlık kuruluşu, 934 okul, 109 öğrenci yurdu, 104 vakıf, 1125 dernek, 15 üniversite ve 19 sendika kapatıldı.
Kapatılan dernek, sendika, sağlık kuruluşu ve okullara mühür vurulmaya başlandı.
23 Temmuz 2016 Cumartesi
Cumhurbaşkanı Erdoğan: Bunu ilk kez açıklıyorum
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan France 24 kanalına verdiği röportajda darbe gecesi yaşanan bir olayı ilk kez anlattı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Genelkurmay Başkanı Org. Hulusi Akar ile MİT Müsteşarı Hakan Fidan görevinin başında" derken Erdoğan, "Darbe gecesi Hulusi Akar'ı rehin alanlardan biri ona "Sizi kanaat önderimiz Fetullah Gülen'le görüştürelim, buluşturalım" demiş, bunu da ilk kez açıklıyorum" diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Genelkurmay Başkanı Org. Hulusi Akar ile MİT Müsteşarı Hakan Fidan görevinin başında" derken Erdoğan, "Darbe gecesi Hulusi Akar'ı rehin alanlardan biri ona "Sizi kanaat önderimiz Fetullah Gülen'le görüştürelim, buluşturalım" demiş, bunu da ilk kez açıklıyorum" diye konuştu.
OHAL kararnamesi yayınlandı
"OHAL Kapsamında Alınan Tedbirlere İlişkin Kanun Hükmünde Kararname" Resmi Gazete'de yayınlandı.
Kamu hizmetinde istihdam edilmeyecekler
Resmi Gazete'de yayımlanan "OHAL Kapsamında Alınan Tedbirlere İlişkin Kanun Hükmünde Kararname"ye göre, terör örgütlerine veya Milli Güvenlik Kurulunca devletin milli güvenliğine karşı faaliyette bulunduğuna karar verilen yapı, oluşum veya gruplara üyeliği, mensubiyeti veya iltisakı yahut bunlarla irtibatı olduğu değerlendirilen kamu görevlileri, görevlerinden çıkarılacak ve bir daha kamu hizmetinde istihdam edilemeyecek.
Çok sayıda kuruluş kapatıldı
Ayrıca 35 sağlık kurum ve kuruluşu, bin 43 özel öğretim kurum ve kuruluşuyla özel öğrenci yurdu ve pansiyonu, bin 229 vakıf ve dernek, 19 sendika, federasyon ve konfederasyonla 15 vakıf yükseköğretim kurumu kapatıldı.
Gözaltı süresi 30 gün oldu
Kararnamede ayrıca "Gözaltı süresi, şüphelinin yakalama yerine en yakın hâkim veya mahkemeye gönderilmesi için zorunlu süre hariç, yakalama anından itibaren otuz günü geçemez. Yakalanan asker kişiler adli kolluk görevlilerine teslim edilir. ürütülen soruşturmalar kapsamında görev ve unvan ayrımı yapılmaksızın kamu görevlileri de dâhil olmak üzere bütün şüpheli, mağdur ve tanık ifadeleri adli kolluk görevlileri tarafından da alınabilir. Asker kişiler hakkında verilen tutuklama kararları, 13/12/2004 tarihli ve 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanunun 111 inci maddesinde belirtilen ceza infaz kurumlarında yerine getirilir" denildi.
Kararnamenin tam metni şöyle:
Olağanüstü hal kapsamında alınan tedbirlere ilişkin ilk Kanun Hükmünde Kararname şöyle;
Karar Sayısı: KHK/667
Olağanüstü hal kapsamında bazı tedbirler alınması; Anayasanın 121 inci maddesi ile 25/10/1983 tarihli ve 2935 sayılı Olağanüstü Hal Kanununun 4 üncü maddesine göre, Cumhurbaşkanının başkanlığında toplanan Bakanlar Kurulu’nca 22/7/2016 tarihinde kararlaştırılmıştır.
BİRİNCİ BÖLÜM
Amaç ve Kapsam
Amaç ve kapsam
MADDE 1 – (1) Bu Kanun Hükmünde Kararnamenin amacı, 20/7/2016 tarihli ve 2016/9064 sayılı Bakanlar Kurulu Kararıyla ülke genelinde ilan edilen olağanüstü hal kapsamında, darbe teşebbüsü ve terörle mücadele çerçevesinde alınması zaruri olan tedbirler ile bunlara ilişkin usul ve esasları belirlemektir.
İKİNCİ BÖLÜM
Olağanüstü Halin Uygulanmasına İlişkin Tedbirler
Kapatılan kurum ve kuruluşlara ilişkin tedbirler
MADDE 2 – (1) Milli güvenliğe tehdit oluşturduğu tespit edilen Fethullahçı Terör Örgütüne (FETÖ/PDY) aidiyeti, iltisakı veya irtibatı belirlenen;
a) Ekli (I) sayılı listede yer alan özel sağlık kurum ve kuruluşları,
b) Ekli (II) sayılı listede yer alan özel öğretim kurum ve kuruluşları ile özel öğrenci yurtları ve pansiyonları,
c) Ekli (III) sayılı listede yer alan vakıf ve dernekler ile bunların iktisadi işletmeleri,
ç) Ekli (IV) sayılı listede yer alan vakıf yükseköğretim kurumları,
d) Ekli (V) sayılı listede yer alan sendika, federasyon ve konfederasyonlar, kapatılmıştır.
(2) Kapatılan vakıfların her türlü taşınır ve taşınmazları ile her türlü mal varlığı, alacak ve hakları, belge ve evrakı Vakıflar Genel Müdürlüğüne bedelsiz olarak devredilmiş sayılır. Kapatılan vakıf yükseköğretim kurumlarının sağlık uygulama ve araştırma merkezleri ve kapatılan diğer kurum ve kuruluşlara ait olan taşınırlar ile her türlü mal varlığı, alacak ve haklar, belge ve evrak Hazineye bedelsiz olarak devredilmiş sayılır, bunlara ait taşınmazlar tapuda resen Hazine adına, her türlü kısıtlama ve taşınmaz yükünden ari olarak tescil edilir. Birinci fıkrada sayılanların her türlü borçlarından dolayı hiçbir şekilde Hazineden bir hak ve talepte bulunulamaz. Devire ilişkin işlemler ilgili tüm kurumlardan gerekli yardımı almak suretiyle ilgisine göre Maliye Bakanlığı veya Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından yerine getirilir.
(3) Milli güvenliğe tehdit oluşturduğu tespit edilen yapı, oluşum veya gruplara ya da terör örgütlerine üyeliği veya iltisakı ya da bunlarla irtibatı belirlenen ve ekli listelerde yer almayan özel ve vakıf sağlık kurum ve kuruluşları, özel öğretim kurum ve kuruluşları ile özel öğrenci yurtları ve pansiyonları, vakıflar, dernekler, vakıf yükseköğretim kurumları, sendikalar, federasyonlar ve konfederasyonlar, ilgili bakanlıklarda bakan tarafından oluşturulacak komisyonun teklifi üzerine bakan onayı ile kapatılır. Bu fıkra kapsamında kapatılan kurum ve kuruluşlar hakkında da ikinci fıkra hükümleri uygulanır.
(4) Kapatılan yükseköğretim kurumlarında kayıtlı öğrenciler, Yükseköğretim Kurulu tarafından Devlet üniversitelerine veya vakıf üniversitelerine yerleştirilir. Bu şekilde yerleştirilen öğrenciler, mezun oluncaya kadar vakıf yükseköğretim kurumlarına ödemeleri gereken ücretleri ilgili üniversiteye ödemeye devam ederler. Bu fıkranın uygulanması ile ilgili olarak usul ve esasları belirlemeye, uygulamayı yönlendirmeye, her türlü tedbiri almaya ve ortaya çıkabilecek tereddütleri gidermeye Yükseköğretim Kurulu görevli ve yetkilidir.
Yargı mensupları ile bu meslekten sayılanlara ilişkin tedbirler
MADDE 3 – (1) Terör örgütlerine veya Milli Güvenlik Kurulunca Devletin milli güvenliğine karşı faaliyette bulunduğuna karar verilen yapı, oluşum veya gruplara üyeliği, mensubiyeti veya iltisakı yahut bunlarla irtibatı olduğu değerlendirilen Anayasa Mahkemesi üyeleri hakkında Anayasa Mahkemesi Genel Kurulunun salt çoğunluğunca; Yargıtay daire başkanı ve üyeleri hakkında Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulunca; Danıştay daire başkanı ve üyeleri hakkında Danıştay Başkanlık Kurulunca; hâkim ve savcılar hakkında Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu Genel Kurulunca ve Sayıştay meslek mensupları hakkında Sayıştay Başkanının başkanlığında, başkan yardımcıları ile Sayıştay Başkanı tarafından belirlenecek bir daire başkanı ve bir üyeden oluşan komisyonca meslekte kalmalarının uygun olmadığına ve meslekten çıkarılmalarına karar verilir. Görevlerine son verilenlerin silah ruhsatları ve hususi damgalı pasaportları iptal edilir ve bu kişiler oturdukları kamu konutlarından veya vakıf lojmanlarından onbeş gün içinde tahliye edilir.
(2) Bu Kanun Hükmünde Kararnamenin yürürlüğe girdiği tarihte adli ve idari yargı hâkim ve savcı adayı olarak görev yapanlar, adaylıkta geçirdikleri süreye bakılmaksızın Adalet Bakanlığının teklifi üzerine Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulunca mesleğe kabul edilmeleri halinde, hâkimlik ve savcılık mesleğine atanabilirler.
Kamu görevlilerine ilişkin tedbirler
MADDE 4 – (1) Terör örgütlerine veya Milli Güvenlik Kurulunca Devletin milli güvenliğine karşı faaliyette bulunduğuna karar verilen yapı, oluşum veya gruplara üyeliği, mensubiyeti veya iltisakı yahut bunlarla irtibatı olduğu değerlendirilen;
a) 27/7/1967 tarihli ve 926 sayılı Türk Silahlı Kuvvetleri Personel Kanununa tabi personel, ilgili Kuvvet Komutanının teklifi, Genelkurmay Başkanının inhası, Milli Savunma Bakanının onayı ile kamu görevinden çıkarılır,
b) 10/3/1983 tarihli ve 2803 sayılı Jandarma Teşkilat, Görev ve Yetkileri Kanununa tabi personel Jandarma Genel Komutanının teklifi, İçişleri Bakanının onayı ile kamu görevinden çıkarılır,
c) 9/7/1982 tarihli ve 2692 sayılı Sahil Güvenlik Komutanlığı Kanununa tabi personel Sahil Güvenlik Komutanının teklifi ve İçişleri Bakanının onayı ile kamu görevinden çıkarılır,
ç) Milli Savunma Bakanına bağlı personel Milli Savunma Bakanının onayı ile kamu görevinden çıkarılır,
d) 11/10/1983 tarihli ve 2914 sayılı Yükseköğretim Personel Kanununa tabi personel, Yükseköğretim Kurulu Başkanının teklifi üzerine Yükseköğretim Kurulunun kararıyla kamu görevinden çıkarılır,
e) Mahalli idareler personeli, valinin başkanlığında toplanan ve vali tarafından belirlenen kurulun teklifi üzerine İçişleri Bakanının onayıyla kamu görevinden çıkarılır,
f) 14/7/1965 tarihli ve 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu ile bu Kanun Hükmünde Kararnamenin 3 üncü maddesinde belirtilenler hariç diğer mevzuata tabi her türlü kadro, pozisyon ve statüde (işçi dahil) istihdam edilen personel, ilgili kurum veya kuruluşun en üst yöneticisi başkanlığında bağlı, ilgili veya ilişkili bakan tarafından oluşturulan kurulun teklifi üzerine ilgisine göre ilgili bakan onayıyla kamu görevinden çıkarılır,
g) Bir bakanlığa bağlı, ilgili veya ilişkili olmayan diğer kurumlarda her türlü kadro, pozisyon ve statüde (işçi dahil) istihdam edilen personel, birim amirinin teklifi üzerine atamaya yetkili amirin onayıyla kamu görevinden çıkarılır.
(2) Birinci fıkra uyarıca görevine son verilenler bir daha kamu hizmetinde istihdam edilemez, doğrudan veya dolaylı olarak görevlendirilemezler; görevinden çıkarılanların uhdelerinde bulunan her türlü mütevelli heyet, kurul, komisyon, yönetim kurulu, denetim kurulu, tasfiye kurulu üyeliği ve sair görevleri de sona ermiş sayılır. Bu fıkrada sayılan görevleri yürütmekle birlikte kamu görevlisi sıfatını taşımayanlar hakkında da bu fıkra hükümleri uygulanır.
(3) Bu maddeye göre görevlerine son verilenlerin silah ruhsatları ve pilot lisansları iptal edilir ve bu kişiler oturdukları kamu konutlarından veya vakıf lojmanlarından onbeş gün içinde tahliye edilir. Bu kişiler özel güvenlik şirketlerinin kurucusu, ortağı ve çalışanı olamazlar.
(4) Bu madde kapsamında kamu görevi sona erdirilen personele ait kadro ve pozisyonlara, Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu ve diğer mevzuattaki kısıtlamalara tabi olmaksızın Bakanlar Kurulunca belirlenecek sayıda kadro ve pozisyon için atama yapılabilir.
Yürütülen soruşturmalarda alınacak tedbirler
MADDE 5 – (1) Milli güvenliğe tehdit oluşturduğu tespit edilen yapı, oluşum veya gruplara ya da terör örgütlerine üyeliği veya iltisakı ya da bunlarla irtibatı nedeniyle haklarında idari işlem tesis edilenler ile aynı gerekçeyle haklarında suç soruşturması veya kovuşturması yürütülenler, işlemi yapan kurum ve kuruluşlarca ilgili pasaport birimine derhal bildirilir. Bu bildirim üzerine ilgili pasaport birimlerince pasaportlar iptal edilir.
Soruşturma ve kovuşturma işlemleri
MADDE 6 – (1) 26/9/2004 tarihli ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun İkinci Kitap Dördüncü Kısım Dördüncü, Beşinci, Altıncı ve Yedinci Bölümünde tanımlanan suçlar, 12/4/1991 tarihli ve 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu kapsamına giren suçlar ve toplu işlenen suçlar bakımından, olağanüstü halin devamı süresince;
a) Gözaltı süresi, şüphelinin yakalama yerine en yakın hâkim veya mahkemeye gönderilmesi için zorunlu süre hariç, yakalama anından itibaren otuz günü geçemez.
b) Yakalanan asker kişiler adli kolluk görevlilerine teslim edilir.
c) Yürütülen soruşturmalar kapsamında görev ve unvan ayrımı yapılmaksızın kamu görevlileri de dâhil olmak üzere bütün şüpheli, mağdur ve tanık ifadeleri adli kolluk görevlileri tarafından da alınabilir.
ç) Asker kişiler hakkında verilen tutuklama kararları, 13/12/2004 tarihli ve 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanunun 111 inci maddesinde belirtilen ceza infaz kurumlarında yerine getirilir.
d) Tutuklu olanların avukatları ile görüşmelerinde, toplumun ve ceza infaz kurumunun güvenliğinin tehlikeye düşürülmesi, terör örgütü veya diğer suç örgütlerinin yönlendirilmesi, bunlara emir ve tâlimat verilmesi veya yorumlarıyla gizli, açık ya da şifreli mesajlar iletilmesi ihtimalinin varlığı halinde, Cumhuriyet savcısının kararıyla, görüşmeler teknik cihazla sesli veya görüntülü olarak kaydedilebilir, tutuklu ile avukatın yaptığı görüşmeleri izlemek amacıyla görevli hazır bulundurulabilir, tutuklunun avukatına veya avukatın tutukluya verdiği belge veya belge örnekleri, dosyalar ve aralarındaki konuşmalara ilişkin tuttukları kayıtlara elkonulabilir veya görüşmelerin gün ve saatleri sınırlandırılabilir. Tutuklunun yaptığı görüşmenin, belirtilen amaçla yapıldığının anlaşılması hâlinde, görüşmeye derhal son verilerek, bu husus gerekçesiyle birlikte tutanağa bağlanır. Görüşme başlamadan önce, taraflar bu hususta uyarılır. Tutuklu hakkında, tutanak tutulması hâlinde, Cumhuriyet savcısının istemiyle tutuklunun avukatlarıyla görüşmesi sulh ceza hâkimliğince yasaklanabilir. Yasaklama kararı, tutuklu ile yeni bir avukat görevlendirilmesi için derhal ilgili baro başkanlığına bildirilir. Baro tarafından bildirilen avukatın değiştirilmesi Cumhuriyet savcısı tarafından istenebilir. Görevlendirilen avukata, 23/3/2005 tarihli ve 5320 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanunun 13 üncü maddesine göre ücret ödenir.
e) Tutuklu olanlar, belgelendirilmesi koşuluyla sadece eşi, ikinci dereceye kadar kan ve birinci derece kayın hısımları ile vasisi veya kayyımı tarafından ziyaret edilebilir. Adalet Bakanlığı ile Cumhuriyet başsavcılığının yetkileri saklıdır. Tutuklular telefonla haberleşme hakkından ancak onbeş günde bir ve bu bentte sayılan kişilerle sınırlı olarak on dakikayı geçmemek üzere faydalanabilirler.
f) Tutuklu olanların bulunduğu ceza infaz kurumlarında görev yapan kamu görevlileri tarafından düzenlenen tutanaklara, ilgili görevlinin açık kimliği yerine sadece sicil numarası yazılır. Kurum görevlilerinin ifadesine başvurulması gerektiği hallerde çıkarılan davetiye veya çağrı kâğıdı görevlinin işyeri adresine tebliğ edilir. Bu kişilere ait ifade ve duruşma tutanaklarında işyeri adresi gösterilir.
g) Yürütülen soruşturmalarda, 4/12/2004 tarihli ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 149 uncu maddesine göre seçilen veya aynı Kanunun 150 nci maddesine göre görevlendirilen müdafi, hakkında bu maddede sayılan suçlar nedeniyle soruşturma ya da kovuşturma bulunması halinde müdafilik görevini üstlenmekten yasaklanabilir. Cumhuriyet savcısının yasaklamaya ilişkin talebi hakkında, sulh ceza hâkimliği tarafından gecikmeksizin karar verilir. Yasaklama kararı, şüpheliye ve yeni bir müdafi görevlendirilmesi için ilgili baro başkanlığına derhal bildirilir.
ğ) Yürütülen soruşturma ve kovuşturmalarda, ifade alma ve sorgu sırasında veya duruşmada en çok üç avukat hazır bulunabilir.
h) Ceza mahkemelerinde duruşmanın başlamasından önce iddianame veya iddianame yerine geçen belge okunur ya da özetlenerek anlatılır.
ı) Tutukluluğun incelenmesi, tutukluluğa itiraz ve tahliye talepleri dosya üzerinden karara bağlanabilir.
i) Hâkim veya mahkemenin uygun gördüğü durumlarda, aynı anda görüntülü ve sesli iletişim tekniğinin kullanılması suretiyle şüpheli veya sanığın sorgusu yapılabilir veya duruşmalara katılmasına karar verilebilir.
Vazife malulü aylığı bağlanması ve diğer haklar
MADDE 7 – (1) 15/7/2016 tarihinde gerçekleştirilen darbe teşebbüsü ve terör eylemi ile bu eylemin devamı niteliğindeki eylemler sebebiyle hayatını kaybeden veya malul olan sivillere 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanununun 21 inci maddesinin birinci fıkrasının (j) bendi kapsamında bağlanacak aylıklarının hesabında aynı fıkranın (h) bendi hükümleri esas alınır ve kendileri ile hak sahipleri, söz konusu (h) bendi kapsamında bulunanlara ilgili mevzuatında sağlanan diğer haklardan aynı şekilde yararlandırılır. Ancak, dul ve yetimlerine bağlanacak aylığın toplam tutarı, malulün ya da ölenin kendisine bağlanacak aylıktan az olamaz. Ayrıca, bunlar ile bu eylemler sebebiyle yaralananlar hakkında 3/11/1980 tarihli ve 2330 sayılı Nakdi Tazminat ve Aylık Bağlanması Hakkında Kanunun nakdi tazminat hükümleri uygulanır. Bu şekilde bağlanacak aylıklarda, genel sağlık sigortası primi dâhil, prim ve prime ilişkin borç olmama şartı aranmaz.
(2) Birinci fıkra kapsamına giren ve 8/6/1949 tarihli ve 5434 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanunu kapsamında emeklilik ikramiyesine müstahak olanların emeklilik ikramiyeleri, en yüksek Devlet memuru aylığının (ek gösterge dahil) 115 katından az olmamak üzere, 3713 sayılı Kanunun 21 inci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi hükümleri esas alınarak ödenir. Birinci fıkra kapsamına girmekle birlikte emeklilik ikramiyesine müstahak olmayan sivillerden yaşamak için gereken hareketleri yapamayacak ve başkasının yardım ve desteğine muhtaç olacak derecede malul olanların kendileri ile ölenlerin kanuni mirasçılarına en yüksek Devlet memuru aylığının (ek gösterge dahil) 170 katı, diğer malullere ise en yüksek Devlet memuru aylığının (ek gösterge dahil) 115 katı tutarında ek tazminat, nakdi tazminata ilişkin esas ve usuller çerçevesinde ilgili kurumlar tarafından ödenir.
İrtifak ve intifa hakları ile kira sözleşmelerinin iptali
MADDE 8 – (1) Mülkiyeti 10/12/2003 tarihli ve 5018 sayılı Kamu Malî Yönetimi ve Kontrol Kanununda belirtilen genel bütçe kapsamındaki kamu idareleri ile özel bütçe kapsamındaki idarelere, düzenleyici ve denetleyici kurumlara, sosyal güvenlik kurumlarına, mahalli idarelerle bu idareler tarafından kurulan birlik ve işletmelere, özel kanunla kurulmuş diğer kamu kurum, kurul, üst kurul ve kuruluşları, kamu iktisadi teşebbüsleri ve bunların bağlı ortaklıkları, müessese ve işletmeleri ile sermayesinin %50'sinden fazlası kamuya ait diğer ortaklıklara ve vakıflara ait olan her türlü taşınmazın yararlanıcıları ile kiracılarının, milli güvenliğe tehdit oluşturduğu tespit edilen yapı, oluşum veya gruplara ya da terör örgütlerine üyeliği veya iltisakı ya da bunlarla irtibatının değerlendirilmesi halinde irtifak ve intifa hakları ile kira sözleşmeleri ilgili kurum ve kuruluş tarafından resen iptal edilir.
Sorumluluk
MADDE 9 – (1) Bu Kanun Hükmünde Kararname kapsamında karar alan ve görevleri yerine getiren kişilerin bu görevleri nedeniyle hukuki, idari, mali ve cezai sorumluluğu doğmaz.
Yürürlüğün durdurulması
MADDE 10 – (1) Bu Kanun Hükmünde Kararname kapsamında alınan kararlar ve yapılan işlemler nedeniyle açılan davalarda yürütmenin durdurulmasına karar verilemez.
Yürürlük
MADDE 11 – (1) Bu Kanun Hükmünde Kararname yayımı tarihinde yürürlüğe girer.
Yürütme
MADDE 12 – (1) Bu Kanun Hükmünde Kararname hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.
(cnntürk)
22 Temmuz 2016 Cuma
17 üniversitede 560 akademisyen açığa alındı
Darbe girişiminin ardından en az 17 üniversitede 560'ı akademik olmak üzere 697 personel açığa alındı.
15 Temmuz darbe girişiminin ardından üniversitelerde idari ve akademik personelin açığa alınması sürüyor. YÖK 20 Temmuz'da "paralel devlet yapılanması ile bağlantılı olan akademik ve idari personelle ilgili işlem yapılması" açıklaması yapmıştı.
Bianet'in derlediği habere göre, darbe girişimine dair soruşturmalar kapsamında şimdiye dek toplam en az 17 üniversitede en az 560'ı akademik, 137's'i idari personel açığa alındı. İki üniversitede görev yapan 12 akademisyen gözaltına alındı.
AİBÜ: 30 akademik, dört idari personel
Bolu Abant İzzet Baysal Üniversitesi'nde benzer soruşturma kapsamında 30 akademisyen ile 4 idari personel açığa alındı.
Adnan Menderes Üniversitesi: 19 akademisyen 11 idari personel
Rektörlük tarafından başlatılan soruşturma kapsamında 19’u akademisyen ve 11’i idari personel Rektör Prof. Dr. Cavit Bircan şu açıklamayı yaptı: "Polis ile istihbarat çalışmalarını sürdürüyoruz. Şuana kadar 14 dekan istifasını sundu. 19’u akademisyen ve 11’i idari personel olmak üzere 30 kişiyi açığa aldık. Üniversite içindeki bütün paralel yapılanmayı temizleyeceğiz.”
Afyon Kocatepe Üniversitesi: 40 akademik 16 idari personel
AKÜ Rektörlüğü yazılı açıklama yaparak 15 Temmuz darbe girişiminin ardından üniversite bünyesinde görev yapan 8'i profesör, 40 akademisyen ve 16 idari personel olmak üzere toplam 56 kişinin görevden uzaklaştırıldığı belirtildi.
Atatürk Üniversitesi: 10 akademisyene gözaltı ve açığa alma
Erzurum’da 18 Temmuz’da gözaltına alınan Atatürk Üniversitesi’nden on akademisyen açığa alındı.
Erzurum'da gözaltına alınan Tıp Fakültesi Öğretim Üyeleri Prof. Dr. Fatih Akçay, Prof. Dr. Cemal Gündoğdu, Prof. Dr. Nesrin Gürsan, Prof. Dr. Abdulkadir Yıldırım, Prof. Dr. Kadir Yıldırım, Prof. Dr. Hızır Ulvi, Prof. Dr. Bünyamin Ünal, Atatürk Üniversitesi Su Ürünleri Bölümü Öğretim Üyeleri Prof. Dr. Mevlüt Aras, Prof. Dr. Halil İbrahim Haliloğlu ve Mühendislik Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Sabri Çolak'ın Atatürk Üniversitesi Rektörlüğü'nce açığa alındığı belirtildi.
18 Temmuz’da 12 akademisyenin gözaltına alınması planlanmıştı. İki kişi evde bulunamamıştı. Bir akademisyenin daha gözaltına alındı.
Bülent Ecevit Üniversitesi: 20 akademik, 11 idari personel
Bülent Ecevit Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mahmut Özer, darbe girişimine ilişkin yürütülen soruşturma kapsamında 20'si öğretim üyesi, 11'i idari personel olmak üzere 31 kişi açığa alındı.
Celal Bayar Üniversitesi: 84 akademik, 18 idari personel
Celal Bayar Üniversitesi’nde 102 kişi görevden uzaklaştırıldı.
Rektör Prof. Dr. Kemal Çelebi darbe girişimine yönelik 15 Temmuz sonrasında üniversite personeline yönelik titiz bir çalışma yürüttüklerini belirtti: "Üniversitemizde FETÖ/PDY terör örgütü ile ilgili olarak yürütülen çalışmalar sonucu Anayasa’nın 15. ve 657 Sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 137. maddesi gereği çeşitli birimlerde görevli 84’ü akademik, 18’ i idari personel olmak üzere toplam 102 kişi görevden uzaklaştırılmıştır" dedi.
Çanakkale 18 Mart Üniversitesi: 6 akademisyen
Çanakkale 18 Mart Üniversitesi eski Rektörü Sedat Laçiner dahil toplam 6 akademisyen açığa alındı. ÇOMÜ yönetimi ayrıca söz konusu altı akademisyenin meslekten atılmaları için YÖK'e dosya gönderdi. Laçiner'in soruşturma kapsamında gözaltına alındığı belirtildi.
Düzce Üniversitesi: 16 akademisyen
Düzce Üniversitesi’nde açığa alınan akademisyen sayısı dokuzdan 16’ya çıktı. Düzce Üniversitesi Rektörlüğü’nde yapılan açıklamada şöyle denildi:
"Ülkemizde 15 Temmuz 2016 tarihinde yaşanan hain kalkışma sebebi ile 18 Temmuz Pazartesi gününden itibaren toplam 16 kişi açığa alınmıştır. Üniversitemizde paralel devlet yapılanması ve terör örgütü üyesi oldukları şüphesi taşıyan B.D., H.Ö., A.K.U., B.E., C.A., B.Y., M.F.G., Y.A., Y.Ç., İ.H.K., D.Ö., M.E.E., E.S.A., S.D., L.A. ve R.M. hakkında 18 Temmuz 2016 tarihi itibariyle soruşturma başlatılmasına ve soruşturma süresince açığa alınmalarına karar verilmiştir. Üniversitemizde toplam 16 personelin açığa alındığı bu süreçte, edinilen bilgi ve belgelere dayalı olarak soruşturma kapsamı genişletilerek devletimizin ilgili kurumları ile işbirliği içerisinde işlem yapılmasına devam edilecektir.”
Erciyes Üniversitesi: 16 akademisyen
Erciyes Üniversitesi’nde 16 akademik personelin görevden alındı.
Hakkari Üniversitesi: 12 personel
Hakkari Üniversitesi'nde 12 personel açığa alındı. Üniversiteden yapılan açıklama şöyle:
"Ülkemizde 15 Temmuz 2016 tarihinde yaşanan hain kalkışma sebebi ile Üniversitemizde ilk belirlemelere göre FETÖ/PDY ve terör örgütü üyesi olduklarından şüphelenilen 12 personel hakkında soruşturma başlatılmış olup soruşturma süresince açığa alınmalarına karar verilmiştir. FETÖ/PDY terör örgütü üyelerinin tespit edilmesi kapsamında Üniversitemizde incelemeler ve soruşturmalar devam etmektedir. İlerleyen süreçte edinilen bilgi ve belgelere dayalı olarak soruşturma kapsamı değerlendirilecek ve devletimizin ilgili kurumları ile işbirliği içerisinde işlem yapılmasına devam edilecektir.Kamuoyuna saygıyla duyurulur."
İstanbul Üniversitesi: 95 akademisyen
İstanbul Üniversitesi (İÜ) Rektörlüğü darbe girişiminin ardından çeşitli fakültelerdeki 95 öğretim üyesinin görevden uzaklaştırılmasına karar verdi.
Karabük Üniversitesi: 20 akademik, 6 idari personel
Karabük Üniversitesi’nde (KBÜ) 19’u öğretim üyesi toplam 26 kişi açığa alındı.
Karabük Üniversitesi’nde 4 profesör, 6 doçent, 9 yardımcı doçent olmak üzere toplam 19 öğretim üyesi ile 1 öğretim görevlisi ve 6 idari personel açığa alındı.
Niğde Üniversitesi: 124'ü yönetici 181 personel
Akşam'da yer alan haberde rektörlüğün 15 dekan yardımcısı, 109 bölüm başkanı, 21 müdür, 36 müdür yardımcısı olmak üzere 181 personeli de görevden uzaklaştırdığı belirtildi.
Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi: 9 akademik, 2 idari personel
Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi de "Farklı birimlerde görev yapan 9 akademik personel ile 2 idari personel hakkında darbe girişiminde bulunan FETÖ-PDY terör örgütü ile ilişkileri dolayısıyla" soruşturma açıldığını ve açığa alındıklarını duyurdu.
Sakarya Üniversitesi: 45 akademisyen
Sakarya Üniversitesi (SAÜ) Rektörü Prof. Dr. Muzaffer Elmas, 45’e yakın öğretim üyesinin açığa alındığını söyledi: “45'e yakın öğretim üyesini açığa aldık, soruşturmaları devam ediyor. Bundan sonraki sürece, tüm üniversitemiz el birliğiyle devam edecek.”
Sivas Cumhuriyet Üniversitesi
Cumhuriyet Üniversitesi'nde Paralel Devlet Yapılanması içerisinde olduğundan şüphe duyulan 7 akademisyenin görevlerinden uzaklaştırıldığı bildirildi. Rektörlükten yapılan yazılı açıklamada, fakültelerde dekanların istifalarının kabul edilmesi sonucu, 16 fakültede görevli 32 dekan yardımcısının görevinin de sona erdiği belirtildi ve "Yükseköğretim Kurulu Başkanlığının 19 Temmuz 2577 sayılı yazısı gereğince, üniversitemizde görevli olan ve Paralel Devlet Yapılanması içerisinde olduğundan şüphe duyulan 4'ü profesör, 2'si yardımcı doçent, 1'i öğretim görevlisi olmak üzere 7 öğretim elemanı açığa alınmıştır" ifadesine yer verildi.
Uşak Üniversitesi: 9 akademisyen
Uşak Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Çelik, darbe girişimiyle ilgili üniversite bünyesinde yürüttükleri idari soruşturma kapsamında, 6 doçent ile 1 yardımcı doçent, 1 öğretim görevlisi, 1 okutmanın açığa alındığını bildirdi.
Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi: 7 darbe girişimi soruşturması, 10 barış imzacısı akademisyen
Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi'nde parelel devlet yapılanması ile ilişkisi olduğu iddiasıyla 7, bu suça ortak olmayacağız bildirisine imza atan 10 öğretim elemanı açığa alındı.
YYÜ Rektörü Prof. Dr. Peyami Battal "Şu ana kadar 4 profesör, 2 doçent ve 1 yardımcı doçent'in paralel devlet yapılanması ile ilişkili olabileceği şüphesiyle açığa alınarak soruşturma başlatıldığını" söyledi. Battal'ın imzacı akademisyenlere ilişkin açıklaması şöyle devam etti:
"Ayrıca daha önce soruşturması devam eden 3 doçent, 2 yardımcı doçent ve 5 araştırma görevlisini de açığa aldık. YYÜ olarak elbette ki vatanımızın ve milletimizin bölünmez bütünlüğü konusundaki hassasiyetimizin de bilinmesini bir kez daha vurgulamak istiyorum."
15 Temmuz darbe girişiminin ardından üniversitelerde idari ve akademik personelin açığa alınması sürüyor. YÖK 20 Temmuz'da "paralel devlet yapılanması ile bağlantılı olan akademik ve idari personelle ilgili işlem yapılması" açıklaması yapmıştı.
Bianet'in derlediği habere göre, darbe girişimine dair soruşturmalar kapsamında şimdiye dek toplam en az 17 üniversitede en az 560'ı akademik, 137's'i idari personel açığa alındı. İki üniversitede görev yapan 12 akademisyen gözaltına alındı.
AİBÜ: 30 akademik, dört idari personel
Bolu Abant İzzet Baysal Üniversitesi'nde benzer soruşturma kapsamında 30 akademisyen ile 4 idari personel açığa alındı.
Adnan Menderes Üniversitesi: 19 akademisyen 11 idari personel
Rektörlük tarafından başlatılan soruşturma kapsamında 19’u akademisyen ve 11’i idari personel Rektör Prof. Dr. Cavit Bircan şu açıklamayı yaptı: "Polis ile istihbarat çalışmalarını sürdürüyoruz. Şuana kadar 14 dekan istifasını sundu. 19’u akademisyen ve 11’i idari personel olmak üzere 30 kişiyi açığa aldık. Üniversite içindeki bütün paralel yapılanmayı temizleyeceğiz.”
Afyon Kocatepe Üniversitesi: 40 akademik 16 idari personel
AKÜ Rektörlüğü yazılı açıklama yaparak 15 Temmuz darbe girişiminin ardından üniversite bünyesinde görev yapan 8'i profesör, 40 akademisyen ve 16 idari personel olmak üzere toplam 56 kişinin görevden uzaklaştırıldığı belirtildi.
Atatürk Üniversitesi: 10 akademisyene gözaltı ve açığa alma
Erzurum’da 18 Temmuz’da gözaltına alınan Atatürk Üniversitesi’nden on akademisyen açığa alındı.
Erzurum'da gözaltına alınan Tıp Fakültesi Öğretim Üyeleri Prof. Dr. Fatih Akçay, Prof. Dr. Cemal Gündoğdu, Prof. Dr. Nesrin Gürsan, Prof. Dr. Abdulkadir Yıldırım, Prof. Dr. Kadir Yıldırım, Prof. Dr. Hızır Ulvi, Prof. Dr. Bünyamin Ünal, Atatürk Üniversitesi Su Ürünleri Bölümü Öğretim Üyeleri Prof. Dr. Mevlüt Aras, Prof. Dr. Halil İbrahim Haliloğlu ve Mühendislik Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Sabri Çolak'ın Atatürk Üniversitesi Rektörlüğü'nce açığa alındığı belirtildi.
18 Temmuz’da 12 akademisyenin gözaltına alınması planlanmıştı. İki kişi evde bulunamamıştı. Bir akademisyenin daha gözaltına alındı.
Bülent Ecevit Üniversitesi: 20 akademik, 11 idari personel
Bülent Ecevit Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mahmut Özer, darbe girişimine ilişkin yürütülen soruşturma kapsamında 20'si öğretim üyesi, 11'i idari personel olmak üzere 31 kişi açığa alındı.
Celal Bayar Üniversitesi: 84 akademik, 18 idari personel
Celal Bayar Üniversitesi’nde 102 kişi görevden uzaklaştırıldı.
Rektör Prof. Dr. Kemal Çelebi darbe girişimine yönelik 15 Temmuz sonrasında üniversite personeline yönelik titiz bir çalışma yürüttüklerini belirtti: "Üniversitemizde FETÖ/PDY terör örgütü ile ilgili olarak yürütülen çalışmalar sonucu Anayasa’nın 15. ve 657 Sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 137. maddesi gereği çeşitli birimlerde görevli 84’ü akademik, 18’ i idari personel olmak üzere toplam 102 kişi görevden uzaklaştırılmıştır" dedi.
Çanakkale 18 Mart Üniversitesi: 6 akademisyen
Çanakkale 18 Mart Üniversitesi eski Rektörü Sedat Laçiner dahil toplam 6 akademisyen açığa alındı. ÇOMÜ yönetimi ayrıca söz konusu altı akademisyenin meslekten atılmaları için YÖK'e dosya gönderdi. Laçiner'in soruşturma kapsamında gözaltına alındığı belirtildi.
Düzce Üniversitesi: 16 akademisyen
Düzce Üniversitesi’nde açığa alınan akademisyen sayısı dokuzdan 16’ya çıktı. Düzce Üniversitesi Rektörlüğü’nde yapılan açıklamada şöyle denildi:
"Ülkemizde 15 Temmuz 2016 tarihinde yaşanan hain kalkışma sebebi ile 18 Temmuz Pazartesi gününden itibaren toplam 16 kişi açığa alınmıştır. Üniversitemizde paralel devlet yapılanması ve terör örgütü üyesi oldukları şüphesi taşıyan B.D., H.Ö., A.K.U., B.E., C.A., B.Y., M.F.G., Y.A., Y.Ç., İ.H.K., D.Ö., M.E.E., E.S.A., S.D., L.A. ve R.M. hakkında 18 Temmuz 2016 tarihi itibariyle soruşturma başlatılmasına ve soruşturma süresince açığa alınmalarına karar verilmiştir. Üniversitemizde toplam 16 personelin açığa alındığı bu süreçte, edinilen bilgi ve belgelere dayalı olarak soruşturma kapsamı genişletilerek devletimizin ilgili kurumları ile işbirliği içerisinde işlem yapılmasına devam edilecektir.”
Erciyes Üniversitesi: 16 akademisyen
Erciyes Üniversitesi’nde 16 akademik personelin görevden alındı.
Hakkari Üniversitesi: 12 personel
Hakkari Üniversitesi'nde 12 personel açığa alındı. Üniversiteden yapılan açıklama şöyle:
"Ülkemizde 15 Temmuz 2016 tarihinde yaşanan hain kalkışma sebebi ile Üniversitemizde ilk belirlemelere göre FETÖ/PDY ve terör örgütü üyesi olduklarından şüphelenilen 12 personel hakkında soruşturma başlatılmış olup soruşturma süresince açığa alınmalarına karar verilmiştir. FETÖ/PDY terör örgütü üyelerinin tespit edilmesi kapsamında Üniversitemizde incelemeler ve soruşturmalar devam etmektedir. İlerleyen süreçte edinilen bilgi ve belgelere dayalı olarak soruşturma kapsamı değerlendirilecek ve devletimizin ilgili kurumları ile işbirliği içerisinde işlem yapılmasına devam edilecektir.Kamuoyuna saygıyla duyurulur."
İstanbul Üniversitesi: 95 akademisyen
İstanbul Üniversitesi (İÜ) Rektörlüğü darbe girişiminin ardından çeşitli fakültelerdeki 95 öğretim üyesinin görevden uzaklaştırılmasına karar verdi.
Karabük Üniversitesi: 20 akademik, 6 idari personel
Karabük Üniversitesi’nde (KBÜ) 19’u öğretim üyesi toplam 26 kişi açığa alındı.
Karabük Üniversitesi’nde 4 profesör, 6 doçent, 9 yardımcı doçent olmak üzere toplam 19 öğretim üyesi ile 1 öğretim görevlisi ve 6 idari personel açığa alındı.
Niğde Üniversitesi: 124'ü yönetici 181 personel
Akşam'da yer alan haberde rektörlüğün 15 dekan yardımcısı, 109 bölüm başkanı, 21 müdür, 36 müdür yardımcısı olmak üzere 181 personeli de görevden uzaklaştırdığı belirtildi.
Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi: 9 akademik, 2 idari personel
Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi de "Farklı birimlerde görev yapan 9 akademik personel ile 2 idari personel hakkında darbe girişiminde bulunan FETÖ-PDY terör örgütü ile ilişkileri dolayısıyla" soruşturma açıldığını ve açığa alındıklarını duyurdu.
Sakarya Üniversitesi: 45 akademisyen
Sakarya Üniversitesi (SAÜ) Rektörü Prof. Dr. Muzaffer Elmas, 45’e yakın öğretim üyesinin açığa alındığını söyledi: “45'e yakın öğretim üyesini açığa aldık, soruşturmaları devam ediyor. Bundan sonraki sürece, tüm üniversitemiz el birliğiyle devam edecek.”
Sivas Cumhuriyet Üniversitesi
Cumhuriyet Üniversitesi'nde Paralel Devlet Yapılanması içerisinde olduğundan şüphe duyulan 7 akademisyenin görevlerinden uzaklaştırıldığı bildirildi. Rektörlükten yapılan yazılı açıklamada, fakültelerde dekanların istifalarının kabul edilmesi sonucu, 16 fakültede görevli 32 dekan yardımcısının görevinin de sona erdiği belirtildi ve "Yükseköğretim Kurulu Başkanlığının 19 Temmuz 2577 sayılı yazısı gereğince, üniversitemizde görevli olan ve Paralel Devlet Yapılanması içerisinde olduğundan şüphe duyulan 4'ü profesör, 2'si yardımcı doçent, 1'i öğretim görevlisi olmak üzere 7 öğretim elemanı açığa alınmıştır" ifadesine yer verildi.
Uşak Üniversitesi: 9 akademisyen
Uşak Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Çelik, darbe girişimiyle ilgili üniversite bünyesinde yürüttükleri idari soruşturma kapsamında, 6 doçent ile 1 yardımcı doçent, 1 öğretim görevlisi, 1 okutmanın açığa alındığını bildirdi.
Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi: 7 darbe girişimi soruşturması, 10 barış imzacısı akademisyen
Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi'nde parelel devlet yapılanması ile ilişkisi olduğu iddiasıyla 7, bu suça ortak olmayacağız bildirisine imza atan 10 öğretim elemanı açığa alındı.
YYÜ Rektörü Prof. Dr. Peyami Battal "Şu ana kadar 4 profesör, 2 doçent ve 1 yardımcı doçent'in paralel devlet yapılanması ile ilişkili olabileceği şüphesiyle açığa alınarak soruşturma başlatıldığını" söyledi. Battal'ın imzacı akademisyenlere ilişkin açıklaması şöyle devam etti:
"Ayrıca daha önce soruşturması devam eden 3 doçent, 2 yardımcı doçent ve 5 araştırma görevlisini de açığa aldık. YYÜ olarak elbette ki vatanımızın ve milletimizin bölünmez bütünlüğü konusundaki hassasiyetimizin de bilinmesini bir kez daha vurgulamak istiyorum."
Muhsin Yazıcıoğlu'na darbeci askerler gitmiş
Marmaris'te Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın kaldığı otele saldıran darbeci askerler arasında bulunan 4 kişinin Muhsin Yazıcıoğlu'nun öldüğü helikopter kazasından sonra olay yerine giden kaza kırım ekibinden olduğu tespit edildi. Büyük Birlik Partisi Yüksek İstişare Kurulu Başkanı Hakkı Öznur "Dava dosyası her yönüyle yeniden açılmalıdır" dedi.
Darbeci askerlerden 4'ünün Büyük Birlik Partisi lideri Muhsin Yazıcıoğlu'nun öldüğü helikopter kazasından sonra olay yerine giden kaza kırım ekibinden olduğu tespit edildi.
NTV'nin haberine göre o isimlerden biri Marmaris baskınında görev yapan Aviyonik Teknisyeni Astsubay Üstçavuş Aydın Özsıcak. Uzman olarak olay yerine giden Aydın. Özsıcak, açılan davada helikopterin irtifa bilgilerinin yeraldığı radar altimetresini sökmekle suçlandı. Marmaris'e darbeci askerleri taşıyan helikopterde bulunan 3 pilot da Yazıcıoğlu'nun helikopterini arayan arama kurtarma ekibindendi.
Kazanın ardından 48 saat boyunca Yazıcıoğlu'nun helikopterine ulaşılamamış GSM sinyallerine rağmen helikopterin yanlış yerde arandığı ortaya çıkmıştı. Yazıcıoğlu ile birlikte 5 kişinin hayatını kaybettiği kazanın ardından 132 şüpheli hakkında, ‘ihmal, kasten öldürmek, suç delillerini yok etme ve değiştirme’ gibi suçlardan soruşturma başlatılmış. Ama sonunda Kahramanmaraş Cumhuriyet Başsavcılığı kovuşturmaya gerek görmeyerek takipsizlik kararı vermişti.
Darbeci askerlerden 4'ünün Büyük Birlik Partisi lideri Muhsin Yazıcıoğlu'nun öldüğü helikopter kazasından sonra olay yerine giden kaza kırım ekibinden olduğu tespit edildi.
NTV'nin haberine göre o isimlerden biri Marmaris baskınında görev yapan Aviyonik Teknisyeni Astsubay Üstçavuş Aydın Özsıcak. Uzman olarak olay yerine giden Aydın. Özsıcak, açılan davada helikopterin irtifa bilgilerinin yeraldığı radar altimetresini sökmekle suçlandı. Marmaris'e darbeci askerleri taşıyan helikopterde bulunan 3 pilot da Yazıcıoğlu'nun helikopterini arayan arama kurtarma ekibindendi.
Kazanın ardından 48 saat boyunca Yazıcıoğlu'nun helikopterine ulaşılamamış GSM sinyallerine rağmen helikopterin yanlış yerde arandığı ortaya çıkmıştı. Yazıcıoğlu ile birlikte 5 kişinin hayatını kaybettiği kazanın ardından 132 şüpheli hakkında, ‘ihmal, kasten öldürmek, suç delillerini yok etme ve değiştirme’ gibi suçlardan soruşturma başlatılmış. Ama sonunda Kahramanmaraş Cumhuriyet Başsavcılığı kovuşturmaya gerek görmeyerek takipsizlik kararı vermişti.
ABD'den Ankara'ya "Gülen" teklifi
ABD Dışişleri Bakanlığı, Fethullah Gülen’in iade talebi süreci ile ilgili olarak Ankara’ya yardım tekliflerini açıkladı.
ABD Dışişleri Bakanlığı sözcüsü John Kirby, bir Türk heyetini ABD’de ağırlamak teklifi dışında, sürece yardım için Ankara’ya da bir ekip gönderilmesini önerdiklerini söyledi.
Sözcü Kirby, "Türk hükümetinden, darbe soruşturması ya da iade ile ilgili belirli bir talep geldi mi bilmiyorum ama biz iki süreç için de yardım teklif ettik” dedi.
ABD Dışişleri Bakanlığı sözcüsü John Kirby iadesi istenen Gülen’le ilgili delilleri toplamanın ABD’nin sorumluluğu olmadığını da vurguladı.
Beyaz Saray sözcüsü Josh Earnest ise, Türk hükümetinin kendisini devirmek isteyenlerin arkasında kimler olduğunu soruşturmasının normal olduğunu söylerken, bu soruşturma çerçevesinde hukuk kurallarına riayet etmenin önemine işaret etti. ntvmsnc
ABD Dışişleri Bakanlığı sözcüsü John Kirby, bir Türk heyetini ABD’de ağırlamak teklifi dışında, sürece yardım için Ankara’ya da bir ekip gönderilmesini önerdiklerini söyledi.
Sözcü Kirby, "Türk hükümetinden, darbe soruşturması ya da iade ile ilgili belirli bir talep geldi mi bilmiyorum ama biz iki süreç için de yardım teklif ettik” dedi.
ABD Dışişleri Bakanlığı sözcüsü John Kirby iadesi istenen Gülen’le ilgili delilleri toplamanın ABD’nin sorumluluğu olmadığını da vurguladı.
Beyaz Saray sözcüsü Josh Earnest ise, Türk hükümetinin kendisini devirmek isteyenlerin arkasında kimler olduğunu soruşturmasının normal olduğunu söylerken, bu soruşturma çerçevesinde hukuk kurallarına riayet etmenin önemine işaret etti. ntvmsnc
Darbe girişimi sırasında Erdoğan'dan fırça: Yunan adalarında ne işim var kardeşim
TSK içindeki bir grup askerin darbe girişiminde bulunduğu gece, Marmaris'te tatilde bulunan Erdoğan ile otel sahibi arasında 'Yunan adaları' diyaloğu yaşanmış.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türk Silahlı Kuvvetleri içindeki bir grup askerin, 15 Temmuz 2016 gecesi darbe girişiminde bulunduğu sırada, Muğla'nın Marmaris ilçesindeki bir otelde ailesiyle birlikte tatildeydi.
Darbe girişiminin başladığı andan itibaren 6 saat boyunca, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın yanında olan otelin sahibi Serkan Yazıcı, Posta gazetesinden Rıfat Ababay'ın sorularını yanıtladı, o gece yaşananları anlattı.
Yazıcı'nın açıklamalarından satırbaşları şöyle:
Cumhurbaşkanı Erdoğan ve ailesi otele ne zaman geldi?
11 Temmuz Pazartesi günü geldiler. Cumhurbaşkanımız Erdoğan'ın yanı sıra eşi Emine Erdoğan, kızları Esra Albayrak, damatları Enerji Bakanı Berat Albayrak, torunları 11 yaşındaki Ahmet Akif, 6 yaşındaki Mahinur ve 7 aylık Sadık vardı. Doğal olarak yanlarında özel kalemleri ve çok kalabalık bir koruma ekibi bulunuyordu.
Tatilleri ne zaman bitecekti?
Bana resmi bir bilgi verilmemesine rağmen 16 Temmuz Cumartesi otelden ayrılacaklarını biliyordum. Çünkü o gün Antalya'da bir programının olduğunu gazetelerden okumuştum.
15 Temmuz gecesine gelelim... Darbe girişiminin başladığı o zor ve karanlık geceye...
Saat 21.40 civarında Cumhurbaşkanlığı Koruma Müdürü Muhsin Köse ile villaya yakın bir yerde oturmuş, çay içip sohbet ediyorduk. Muhsin Köse'nin cep telefonu çaldı. Sonradan öğreniyorum ki; arayan bir valiydi. Muhsin Köse bana hiç bir şey söylemedi. Sadece, "Villaya gitmemiz gerekiyor"dedi. Villaya vardık ve Muhsin Köse hemen Cumhurbaşkanı'nın yanına gitti. Ben de kapıdaydım. Sonra darbe girişimi olduğunu, büyük şehirlerin karıştığını öğrendim. Besbelli ki; hedef Cumhurbaşkanımızdı. Villada işte o gergin ve o kritik saatler 21.40'ta başlamış oldu.
İlk olarak ne yaptınız?
İlk olarak otelde benimle birlikte bulunan eşimi, oğlumu, annemi ve kızkardeşimi aradım. Onları güvenlik bir yere götürmesi için çok yakın arkadaşımı çağırdım. Ailemi 10 dakika içinde güvenli bir yere ulaştırdım ve koşarak Cumhurbaşkanımızın kaldığı villaya gittim. Tüm ışıklar yanıyordu. Çok büyük bir hareketlilik vardı. Telaş, gerginlik... Korumalardan içeri girmek için müsade alıp villaya geçtim. Alt katta aşçılar ve garsonlar tedirgindi. Televizyonu açmış, başına toplanmışlardı.
Cumhurbaşkanımız üst kattaydı. İki yatak odasının ortasında bulunan masada tek başına oturuyordu.
(...)
Sizden bir talepleri oldu mu?
Benden basını evin önüne toplamamı istediler. Hemen basına haber gönderdim, "Evin önüne hemen gelin. Önemli" dedim.
Cumhurbaşkanının tavrı nasıldı
Çok soğuk kanlıydı. Berat Bey, Hasan Bey ve Muhsin Bey de soğukkanlıydı. Bilgi akışının sağlanması ve gerekli yerlere ulaşması için çaba içindeydiler. Ancak ortalık çok karışık olduğu için zorlanıyorlardı. Tayyip Bey de bazı resmi yerlerin aranması için talimat veriyordu. Bir süre sonra her yerden bilgiler gelmeye başladı. Cumhurbaşkanımız oturduğu masadan emirler veriyordu. Yapılması gerekenleri çok net olarak söylüyordu.
(...)
Otelden ayrılma kararı nasıl verildi?
Saat çok ilerlemişti. Erdoğan ve ailesinin otelden nasıl gideceği daha ciddi bir biçimde konuşulmaya başlandı. Cumhurbaşkanlığı helikopterinin Marmaris'e geldiği ve çalışır durumda beklediği bilgisi ulaştı. Fakat güvenli bir çıkış olanağı olmadığından helikopterin motorunu susturma talimatı verildi. Bu konuda tecrübem olduğunu ve helikopterin motoru susarsa 20-25 dakikadan evvel tekrar çalıştırılamayacağını söyledim. Buna rağmen Erdoğan "Sustursunlar" dedi. Bu arada havadan ve karadan İstanbul'a gitmenin çok riskli olduğu öğrenildi.
Darbe girişiminin başladığı andan itibaren 6 saat boyunca, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın yanında olan otelin sahibi Serkan Yazıcı, Posta gazetesinden Rıfat Ababay'ın sorularını yanıtladı, o gece yaşananları anlattı.
Yazıcı'nın açıklamalarından satırbaşları şöyle:
Cumhurbaşkanı Erdoğan ve ailesi otele ne zaman geldi?
11 Temmuz Pazartesi günü geldiler. Cumhurbaşkanımız Erdoğan'ın yanı sıra eşi Emine Erdoğan, kızları Esra Albayrak, damatları Enerji Bakanı Berat Albayrak, torunları 11 yaşındaki Ahmet Akif, 6 yaşındaki Mahinur ve 7 aylık Sadık vardı. Doğal olarak yanlarında özel kalemleri ve çok kalabalık bir koruma ekibi bulunuyordu.
Tatilleri ne zaman bitecekti?
Bana resmi bir bilgi verilmemesine rağmen 16 Temmuz Cumartesi otelden ayrılacaklarını biliyordum. Çünkü o gün Antalya'da bir programının olduğunu gazetelerden okumuştum.
15 Temmuz gecesine gelelim... Darbe girişiminin başladığı o zor ve karanlık geceye...
Saat 21.40 civarında Cumhurbaşkanlığı Koruma Müdürü Muhsin Köse ile villaya yakın bir yerde oturmuş, çay içip sohbet ediyorduk. Muhsin Köse'nin cep telefonu çaldı. Sonradan öğreniyorum ki; arayan bir valiydi. Muhsin Köse bana hiç bir şey söylemedi. Sadece, "Villaya gitmemiz gerekiyor"dedi. Villaya vardık ve Muhsin Köse hemen Cumhurbaşkanı'nın yanına gitti. Ben de kapıdaydım. Sonra darbe girişimi olduğunu, büyük şehirlerin karıştığını öğrendim. Besbelli ki; hedef Cumhurbaşkanımızdı. Villada işte o gergin ve o kritik saatler 21.40'ta başlamış oldu.
İlk olarak ne yaptınız?
İlk olarak otelde benimle birlikte bulunan eşimi, oğlumu, annemi ve kızkardeşimi aradım. Onları güvenlik bir yere götürmesi için çok yakın arkadaşımı çağırdım. Ailemi 10 dakika içinde güvenli bir yere ulaştırdım ve koşarak Cumhurbaşkanımızın kaldığı villaya gittim. Tüm ışıklar yanıyordu. Çok büyük bir hareketlilik vardı. Telaş, gerginlik... Korumalardan içeri girmek için müsade alıp villaya geçtim. Alt katta aşçılar ve garsonlar tedirgindi. Televizyonu açmış, başına toplanmışlardı.
Cumhurbaşkanımız üst kattaydı. İki yatak odasının ortasında bulunan masada tek başına oturuyordu.
(...)
Sizden bir talepleri oldu mu?
Benden basını evin önüne toplamamı istediler. Hemen basına haber gönderdim, "Evin önüne hemen gelin. Önemli" dedim.
Cumhurbaşkanının tavrı nasıldı
Çok soğuk kanlıydı. Berat Bey, Hasan Bey ve Muhsin Bey de soğukkanlıydı. Bilgi akışının sağlanması ve gerekli yerlere ulaşması için çaba içindeydiler. Ancak ortalık çok karışık olduğu için zorlanıyorlardı. Tayyip Bey de bazı resmi yerlerin aranması için talimat veriyordu. Bir süre sonra her yerden bilgiler gelmeye başladı. Cumhurbaşkanımız oturduğu masadan emirler veriyordu. Yapılması gerekenleri çok net olarak söylüyordu.
(...)
Otelden ayrılma kararı nasıl verildi?
Saat çok ilerlemişti. Erdoğan ve ailesinin otelden nasıl gideceği daha ciddi bir biçimde konuşulmaya başlandı. Cumhurbaşkanlığı helikopterinin Marmaris'e geldiği ve çalışır durumda beklediği bilgisi ulaştı. Fakat güvenli bir çıkış olanağı olmadığından helikopterin motorunu susturma talimatı verildi. Bu konuda tecrübem olduğunu ve helikopterin motoru susarsa 20-25 dakikadan evvel tekrar çalıştırılamayacağını söyledim. Buna rağmen Erdoğan "Sustursunlar" dedi. Bu arada havadan ve karadan İstanbul'a gitmenin çok riskli olduğu öğrenildi.
Erdoğan'ı kızdıran 'Yunan adaları' önerisi
Ben çevreyi çok iyi bildiğim için Cumhurbaşkanımız bana döndü ve "Serkan deniz yoluyla en yakın nereye gidebiliriz?" diye sordu.
Dalaman'a gidebileceğimizi ancak Aksaz Askeri Üssü'nün önünden geçmemiz gerektiğini belirttim."O olmaz, başka nereye gidebiliriz?" dedi. Çok yakında Yunan adalarının olduğunu söyledim ve "Ben sizi götürürüm" dedim.
O ana kadar çok sakin olan Erdoğan, Yunan adaları lafımı duyunca ilk defa sakinliğini kaybetti ve bana "Benim Yunan adalarında ne işim var kardeşim? Ben sana İstanbul'a nasıl gidebiliriz diye soruyorum" diye kızdı.
Siz o sırada suikast timinin otele doğru geldiğini biliyor muydunuz?
Evet darbecilerden oluşan birkaç timin otele doğru yola çıktığı söylenmişti. Ama bunların nereden ve nasıl geleceğini kimse bilmiyordu. Kapıdan dışarı baktım, koruma polisleri birbirlerine sarılarak helalleşiyordu.
Kısa bir süre sonra Muhsin Köse tekrar içeri girip çok kararlı bir biçimde Cumhurbaşkanı'nın koluna girdi ve "Efendim hemen gitmemiz gerekiyor. Burada artık daha fazla kalamayız" dedi.
"Haydi bismillah" diyerek ayağa kalkan Erdoğan, yüksek sesler ortaya "Hakkınızı helal edin" dedi ve ev ile pist arasındaki yolu, geniş güvenlik çemberi içinde yürümeye başladı.
Ben çevreyi çok iyi bildiğim için Cumhurbaşkanımız bana döndü ve "Serkan deniz yoluyla en yakın nereye gidebiliriz?" diye sordu.
Dalaman'a gidebileceğimizi ancak Aksaz Askeri Üssü'nün önünden geçmemiz gerektiğini belirttim."O olmaz, başka nereye gidebiliriz?" dedi. Çok yakında Yunan adalarının olduğunu söyledim ve "Ben sizi götürürüm" dedim.
O ana kadar çok sakin olan Erdoğan, Yunan adaları lafımı duyunca ilk defa sakinliğini kaybetti ve bana "Benim Yunan adalarında ne işim var kardeşim? Ben sana İstanbul'a nasıl gidebiliriz diye soruyorum" diye kızdı.
Siz o sırada suikast timinin otele doğru geldiğini biliyor muydunuz?
Evet darbecilerden oluşan birkaç timin otele doğru yola çıktığı söylenmişti. Ama bunların nereden ve nasıl geleceğini kimse bilmiyordu. Kapıdan dışarı baktım, koruma polisleri birbirlerine sarılarak helalleşiyordu.
Kısa bir süre sonra Muhsin Köse tekrar içeri girip çok kararlı bir biçimde Cumhurbaşkanı'nın koluna girdi ve "Efendim hemen gitmemiz gerekiyor. Burada artık daha fazla kalamayız" dedi.
"Haydi bismillah" diyerek ayağa kalkan Erdoğan, yüksek sesler ortaya "Hakkınızı helal edin" dedi ve ev ile pist arasındaki yolu, geniş güvenlik çemberi içinde yürümeye başladı.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)