Başbakan Ahmet Davutoğlu, 17-25 Aralık operasyonlarının ‘yolsuzluk operasyonu’ değil, hükümeti devirme çabası olduğunu ileri sürerek, “Kim milli hazinemize, kaynaklarımıza yolsuzluk niyetiyle yaklaşırsa, kim herhangi bir şekilde harama bulaşırsa kardeşimiz de olsa onun kolunu koparmaya kararlıyız” dedi.
Hürriyet'ten Ümit Çetin'in haberine göre; Başbakan Ahmet Davutoğlu, 17-25 Aralık operasyonlarının ‘yolsuzluk operasyonu’ olmadığını ileri sürerek “Kim şu veya bu gerekçeyle milli hazinemize, kaynaklarımıza yolsuzluk niyetiyle yaklaşırsa, kim herhangi bir şekilde harama bulaşırsa kardeşimiz de olsa onun kolunu koparmaya kararlıyız. Yolsuzluk iddiaları üzerinden yalan yanlış ithamlarla ve komplolarla milli iradeye karşı kim harekete geçerse onu da durdurmaya aynı şekilde kararlıyız” dedi. Ankara Arena’da partisinin Ankara İl Kongresi’ne ve Bolu İl Kongresi’ne katılan Davutoğlu, özetle şunları söyledi:
İŞTE FOTOĞRAF İŞTE VESİKA
“CHP’nin zihniyet köklerinde darbe anlayışı vardır. Baktılar ki Ak Parti döneminde Türkiye’de darbe yapmak artık mümkün değil, bu sefer, darbe kültürü devam ettiği için, gittiler Şişli Belediyesi’nde birbirlerine karşı darbe yapmaya kalkıştılar. İbret vesikasıdır. Melih Gökçek haklı, ‘Kılıçdaroğlu’nu Allah CHP’nin başından uzaklaştırmasın’ diyelim. Bir CHP milletvekili dedi ki ‘30 Mart’ta Paralelciler ile işbirliği yapmakla büyük hata yaptık’. İşte fotoğraf, işte vesika. Kendi içinizden bu ses çıkıyor Kılıçdaroğlu. Ne tür ittifak yaptıysanız açıklayın. CHP ve onun arkasındaki Paralelci anlayışa da sesleniyoruz: Sizin vesayet arayışlarınız bizim dik duruşumuz karşısında iflas edecektir.
HERKESE HESAP SORULABİLİR
14 Aralık’ta yargıda başlayan süreç siyasi bir süreç değildir ve herhangi bir siyasi müdahaleyle başlamamıştır. 2010 yılında 30’u aşkın vatandaşımızın haksız suçlamalarla ve yalan bir takım delillerle, bürolarına yerleştirilen bazı silahlar üzerinden kurulan kumpaslarla 17 ay hapis yatmasının karşılığında, onların bir şikâyet süreciyle başlamıştır. Yani ortada aslında insan hakları davası var. Yargı ne yapacaktı, bu baskı, bu töhmet, bu zulüm karşısında susacak mıydı? Bu operasyonlarda herhangi bir şekilde, basın özgürlüğünü ilgilendiren bir konu söz konusu değildir. Basın özgürlüğü Türkiye’de teminat altındadır ama hiç kimse bulunduğu makam, mevki ve taşıdığı unvan nedeniyle hesap sorulamaz değildir.
HÜKÜMETİ DEVİRME ÇABASI
12 yılda bu kadar büyük hizmetler gerçekleşmişse bilinsin ki bunun arkasında AK Parti’nin yolsuzluklara karşı verdiği mücadele vardır. 17 ve 25 Aralık operasyonlarının arkasında yolsuzluklara karşı bir mücadele anlayışından çok milli idareyle iktidara gelmiş bir hükümeti devirme çabası vardır.
ŞİMDİ CEVAP VERME VAKTİ
Kılıçdaroğlu, ‘benim yakınlarımdan yedi kişi bile girmiş olsa, ben istifa etmeye hazırım’ demişti. Bugün isimler yayınlandı. Amcaoğlu, dayıoğlu, teyzeoğlu, her türlü akrabasının, kendi genel müdürlüğü zamanında SSK’ya girdiği belgelendi. Şimdi bu sorulara cevap verme vakti.”
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder