MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, 14 Aralık Operasyonu’yla ilgili Cumhurbaşkanı Erdoğan’a tepki göstererek, Fethullah Gülen’e çağrıda bulundu.
Bahçeli, “Cumhurbaşkanı’nın ve hükümetin açık tavrına karşı, yıllarca birçok konuda birlikte hareket etmiş, adeta koalisyon ortağı gibi davranmış Cemaat’in ve Pensilvanya’da mukim Sayın Gülen’in AKP’yle olan ilişkilerini her yönüyle teşhir etmesi artık kaçınılmaz bir sorumluluktur” dedi. Bahçeli, dün yaptığı yazılı açıklamada şöyle dedi:
RÖVANŞİST VE İNTİKAMCI
Türkiye, 14 Aralık 2014 Pazar gününe, rövanşist niyetlerin, intikamcı heveslerin, hukuku hiçe sayan zorbalıkların yeni bir operasyon ve gözaltı dalgasıyla uyanmıştır. Gözaltına alınan kişilere, 2009-2010 yıllarında Tahşiyeciler ismiyle anılan gruba iftira atmak, suç ve delil uydurup kumpas kurmak, silahlı terör örgütü kapsamında sahtecilik yapmak suçlamaları yöneltilmiştir. Tahşiyecilerin kumpas kurbanı olduğu sonucuna varan ve bu maksatla hukuku harekete geçiren siyaset zihniyetinin, Türk askerine yönelik ağır tahrik ve tuzak konusunda çekimser davranması en açık tabirle çifte standarttır.
ADALET CİNAYETİ İŞLENİYOR
AKP hükümeti, uzunca bir süredir rüşveti perdelemek, yolsuzluğu gündemden düşürmek, dikkatleri başka yöne çekmek için adalet cinayetleri işlemektedir. Bir medya organına baskın düzenlenmesi, gazetecilerin, dizi film yönetmenlerinin akıllara durgunluk veren suçlamalarla gözaltına alınmaları izaha muhtaç bir garabettir. 17-25 Aralık’ta foyası ortaya çıkan Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, gerçekleri bastırmak, dürüstlüğü mahkûm etmek için başlattığı inkâr ve saldırı kampanyası artık çok tehlikeli boyutlardadır. Erdoğan’ın 25 Ocak 2012 tarihinde; hakkı, hukuku ve demokrasiyi savunduğunu gururla söylediği, Türkiye’nin vizyonunu genişletip ufkunu açtığından övgüyle bahsettiği Zaman gazetesini girilecek ‘in’ seviyesine düşürmesi ibretlik bir sondur.
‘NE İSTEDİLER DE VERMEDİK’ DİYORDU
Erdoğan tarafından ülkemizin fikir ve medya dünyasına renk kattığı ileri sürülen bir gazete bugün fitne kaynağı olarak sunulmaktadır. Ne olmuştur da yıllarca aralarından su sızmayan, gizli bir protokole imza atmışcasına bir ve beraber hareket edenler şu günlerde iki ayrı husumet kampında mevzilenmiştir? Paylaşılamayan, anlaşılamayan, uzlaşılamayan gerçekte nelerdir, hangi konulardır? Erdoğan’ın bir yıl önce, ‘Ne istediler de vermedik’ sözleriyle sitem ettiği Cemaat’e bugün düşman kesilmesi, 12 yıllık iktidar döneminde yanyana, kucak kucağa dururken birden bire ‘Paralel’ tezlerine sarılarak darbe seferine çıkması en başta milletimizi kandırma, kir ve pası örtme teşebbüsüdür. Şayet paralel devlet varsa, paralel virüs devlet bünyesine bulaşmışsa bunun sorumlusu, bunun suçlusu muhataplarından önce Tayyip Erdoğan ve AKP hükümetleridir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder