18 Mart 2016 Cuma

Çanakkale destanı ve Atatürk

Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün önderliğindeki Türk Ordusu, bir asır önce dünyanın en güçlü ordularını Çanakkale’de dize getirdi.
Bugün kahraman Türk askerindeki o ‘yüksek ruh’ bir kez daha minnetle anılacak
Yıl 1915… 1’inci Dünya Savaşı’nın en çetin dönemi yaşanıyordu… İşgal güçlerinin şubat ayından itibaren boğazları ele geçirmek için yaptığı saldırı mart ayında Çanakkale’de şiddetlendi. Ancak 18 Mart günü Türk askeri, var gücüyle direndiği, kudreti ve vatan sevgisiyle karşı koyduğu işgalcileri püskürttü. O gün denizde bozguna uğrayan düşman kuvvetleri, bu kez Çanakkale’ye karadan girmek istedi.

“SİZE BEN TAARUZ ETMEYİ DEĞİL, ÖLMEYİ EMREDİYORUM” Anafartalar Grup Komutanı Albay Mustafa Kemal Atatürk’ün, Çanakkale’de taarruz emrini nasıl verdiği şöyle anlatılır: “Bu öyle alelade bir taarruz değil, herkesin başarılı olmak veya ölmek azmiyle harekete hazır olduğu taarruzdur. Hatta ben komutanlara şifahen verdiğim emirlerde şunu ilave etmişimdir: Size ben taarruz emretmiyorum. Ölmeyi emrediyorum. Biz ölünceye kadar geçecek zaman zarfında, yerimize başka kuvvetler ve komutanlar geçebilir.

ÇANAKKALE GEÇİLMEZ
Karşılarında Ulu Önder Mustafa Kemal komutasındaki Türk birlikleri vardı. Mustafa Kemal, emrindeki 57. Alay’a “Ben size taaruzu değil, ölmeyi emrediyorum’’ dedi. 25 Nisan 1915 sabahı tarihin akışını değiştiren Çanakkale Kara Savaşları başladı. Önce Anafartalar, sonra Conkbayarı zaferleri geldi. Düşman kuvvetleri çekildi. “Çanakkale geçilmez’’ sözü tüm dünyaya kanıtlandı.
Nusret Mayın Gemisi Boğaz’da geçit vermedi
7 Mart’ı 8 Mart’a bağlayan gece Nusret Mayın Gemisi, demir aldı. Düşman gemileri projektörlerle denizi tarıyordu. Nusret Mayın Gemisi ışıklarını söndürüp ilerlemeye başladı. Akyarlar’a sessiz bir şekilde mayınlarını bıraktı. 10 gün sonra saldırıya geçen müttefik donanmasından 3 büyük gemi, mayınlara çarparak Boğaz’ın serin sularında battı. Bu olay savaşın seyrini değiştirdi.
Seyit Onbaşı, İngiliz gemisi Ocean’ı dümeninden vurdu!
Çanakkale Deniz Savaşı’nın en kritik anlarından birinde Queen Elizabeth Zırhlısı’ndan atılan top mermisi Boğaz’dan geçen düşman savaş gemilerini vurmak için bekleyen Mecidiye Tabyası’na isabet eder. Tabyadan geriye iki er ve komutanı kalır. Bu erlerden biri olan Seyit Ali Çabuk, 276 kiloluk mermiyi tek başına sırtlayıp bataryaya yerleştirir. Ancak ilk denemesinde İngiliz zırhlısı Ocean’ı vurmayı başaramaz. İkinci seferde de başarılı olamaz. Son denemesinde diğer erin de yardımıyla mermiyi bataryaya yerleştirir ve Ocean’ı dümen sisteminden vurur. İngiliz zırhlısı sürüklenir ve Nusret Mayın Gemisi’nin döşediği mayınlara çarparak batar.
Seyit Ali Onbaşı, 276 kiloluk top mermisini sırtlayıp kaldırdı.
 Düşmanın gözünden Çanakkale Destanı ve Ulu Önder Atatürk

Winston Churchill
Birleşik Krallık Donanma Komutanı Winston Churchill: “Türkler, Çanakkale’yi zorlayan çağının en ileri tekniğine sahip güçler karşısına adeta bir kale gibi dikilmişlerdir.”

Charles Vere Ferrers Townshend
Tümgeneral Charles Vere Ferrers Townshend: “Avrupa’da hiçbir asker yoktur ki, bu ifadenin altını çiziyorum, Türklerle mukayese edilebilsin. Almanların müdafaada gayet iyi oldukları kabul olunabilir. Fakat siperlerde onlar dahi Türklerle kıyas edilemez. Misal olarak Gelibolu’yu zikretmek isterim. Orada bizim gemi ateşlerimizle büyük zayiata uğrayan kıtalar, Türk olmasalardı. Yerlerinde kalamaz ve derhal değiştirilirlerdi. Halbuki, Türkler, bütün muharebe müddetince yerlerinde kaldılar.”

Sir Julien Corbet
Sir Julien Corbet: Çanakkale’de başarılı olamadık. Nasıl başarılı olurduk ki? Zira Türkler yuvasına girilmiş aslanların hiddetiyle, cüret ve cesaret kahramanlığı ile savaşıyorlardı. Böyle bir millet görmedim.

Otto Liman von Sanders
Alman General Otto Liman von Sanders:   “Bu Türk kıtaatının cesaret, metanet ve se’bat cihetiyle takdir ve senaya liyakatı, her şüphenin fevkinde bulunmuştur. Donanmasının ateşiyle de, en müessir surette muavenet gören pek cesur bir düşmamn taarruzlarına karşı sayısız muharebelerde bu kıtaat mevkilerini muhafaza etmişlerdir.”

Alan Moorehead
Alan Moorehead (Yazar):“O genç ve dahi Türk Şefi’nin o esnada Çanakkale de bulunması, müttefikler bakımından tarihin en acı darbelerinden biridir.”

General Oglander
İngiliz General Oglander:“Türk askerinin savaş ve dövüş hususunda haiz bulunduğu evsafın bidayette layikiyle takdir edilmemiş olması, İngilizler için felaket olmuştur…. Türk askerinin ne yaman muharip olduğunu, İngilizler kendileriyle dövüştükten sonra bittecrübe anlamışlardır.”
(Kaynak: sözcü.com.tr)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder