30 Ocak 2016 Cumartesi

İstanbul’da toplu ulaşıma zam

İstanbul Büyükşehir Belediyesi Ulaşım Koordinasyon Merkezi’nin (UKOME) kararıyla İETT, Otobüs A.Ş ve Özel Halk Otobüsleri ile raylı ve deniz ulaşım sistemlerinde uygulanacak ücret tarifesi yeniden düzenlendi.29.01.2016 22:08

Pazar gününden itibaren geçerli olacak yeni tarifeye göre tam bilet 2.15’ten 2.30 TL, öğrenci 1.10’dan 1.15 TL’ye, indirimli 1.50’den 1.65 TL’ye yükseltildi. Aktarmalı biniş ücretleri de tam 1.45 TL’den 1.65 TL’ye, öğrenci 0.45 TL’den 0.50 TL’ye, sosyal kart 0.85 TL’den 0.95 TL’ye çıktı. Aylık Mavi Kart Tam 170 TL’den 185 TL’ye, öğrenci 77 TL’den 80 TL’ye sosyal kart 100 TL’den 110 TL’ye yükseltildi. Yapılan düzenleme ile tam için 180, öğrenci ve indirimli gruplar için 200 biniş hakkının tamamıyla kullanılması durumunda kontörlü yolculuklara göre Aylık Mavi Kart fiyat avantajı sağlayacak. Bir, iki, üç, beş, on geçişlik kartlar ile jeton ücretleri aynı fiyatta kaldı. Buna göre tek geçişlik bilet, 4 TL iki geçişlik bilet 7 TL, üç geçişlik bilet 10 TL, beş geçişlik 15 TL, on geçişlik 30 TL oldu.

Mustafa Koç için mevlit okutuldu

Geçen hafta geçirdiği kalp krizi sonucu vefat eden Koç Holding Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Koç için mevlit okutuldu. Divan Otel’de yapılan mevlide Koç Ailesi’nin yanı sıra iş, siyaset, sanat ve spor dünyasından pek çok isim katıldı.

Mustafa Koç için vefatının 7’nci gününde Elmadağ Divan Otel’de mevlit okutuldu.
Akşam saat 18.00’de başlayan mevlitte Koç’un eşi Caroline Koç, kızları Aylin ve Esra Koç, babası Rahmi Koç, annesi Çiğdem Simavi, kardeşleri Koç Holding Yönetim Kurulu Başkan Vekili Ömer Koç ile Koç Holding Yönetim Kurulu Üyesi Ali Koç ve eşi Nevbahar Koç, taziyeleri kabul etti.

Mevlide, Cem Boyner, Faruk Süren, Türkan Şoray, Acun Ilıcalı gibi birçok ünlü katıldı. Okunulan dualar sonrasında misafirlere helva ikramı yapıldı. 


Divan Otel’in önünde mevlide katılmak isteyenler uzun kuyruklar oluşturdu.
Zeynep Fadıllıoğlu

Cem Hakko - Ronit Gülcan

Ümit - Cem Boyner

Osman Gökçek

Halis-Alev Komili

Ender Mermerci

Bettina Manchler

Ferruh - Sibel Karakaşlı

Elaine Fonseca - Mehmet Dereli


Sedefhan Oğuz - Bedrettin Dalan

Erdem Kıramer - Candan Kıramer

Türkan Şoray

29 Ocak 2016 Cuma

1 polisin şehit olduğu kazaya karışan Rüzgar Çetin tutuklandı

Beşiktaş'ta polis aracıyla kafa kafaya çarpışarak bir polisin şehit olmasına, bir polisin de yaralanmasına neden olan Sinan Çetin'in oğlu Rüzgar Çetin, tutuklandı.



Beşiktaş'ta polis aracıyla kafa kafaya çarpışarak bir polisin şehit olmasına, bir polisin de yaralanmasına neden olan Sinan Çetin'in oğlu Rüzgar Çetin, "taksirle bir kişinin ölümüne, bir kişinin yaralanmasına neden olmak" suçundan tutuklandı.

ELLERİ KELEPÇELİ OLARAK EMNİYET'TEN ÇIKARILDI

İstanbul Beşiktaş'ta karşı yönden gelen otomobil ile polis aracının çarpıştığı kazada, bir polis şehit olurken, bir polis de yaralandı. Lüks otomobilin sürücüsünün ünlü yönetmen Sinan Çetin'in oğlu Rüzgar Çetin olduğu öğrenildi. Kazadan sonra 0.92 promil alkollü olduğu da öğrenilen Rüzgar Çetin gözaltına alındı. Elleri kelepçeli olarak Emniyet'ten çıkarılan Rüzgar Çetin, çok üzgün olduğunu söyledi.

SİNAN ÇETİN ADLİYEDE MERDİVENLERE OTURARAK BEKLEDİ

Adliyeye sevkedilen Rüzgar Çetin'i babası Sinan Çetin de adliye koridorlarında merdivenlere oturarak bekledi. Savcılık sorgusu tamamlanan Rüzgar Çetin, sevk edildiği mahkemede tutuklandı.

Emirhan'ın ölümünde 3 doktor yargılanacak

11 yaşındaki çocuğun ölümü nedeniyle 3 doktor yargılanacak...


Bilecik'te geçirdiği trafik kazası sonucu hayatını kaybeden 11 yaşındaki Emirhan Elmas'ın tedavisinde ihmali bulunduğu iddia edilen 3 doktor hakkındaki şikayete soruşturma izni vermeyen idarenin bu kararını Eskişehir Bölge İdare Mahkemesi bozdu. Haklarında soruşturma açılacak olan doktorlar, savcılıkta ifade verecek.

14 Temmuz 2015 tarihinde İstasyon Mahallesi’nden Bilecik'e seyir halinde olan minibüsten inen ve yolun karşısına geçmek isteyen 11 yaşındaki Emirhan Elmas'a otomobil çarpmış, Emirhan, kazada ağır yaralanmıştı. Emirhan Elmas, Bilecik Devlet Hastanesi'ne kaldırılarak tedavi altına alınmış ve yaklaşık 4 saatlik tedavinin ardından Eskişehir'e sevk edilmişti. 2 hafta sonra hayatını kaybeden Emirhan'ın organları 4 çocuğa bağışlanmıştı.

Emirhan'ın ailesi, çocuklarının Bilecik Devlet Hastanesi'nde çok uzun süre bekletildiğini, 4 saat sonra başka bir hastaneye sevk edildiğini belirterek, bu gecikme ve ihmalden dolayı 3 doktor hakkında şikayette bulunmuştu. Aile, şikayet dilekçesinde, "Genel olarak hastanede neden 4 - 4,5 saat bekletildik? Uzman doktor neden geç geldi ve niye müdahale etmedi veya edemedi? Eskişehir'de uygun hastane bulunmadı ise niye hastane seçimi için bize inisiyatif sunuldu? Böyle önemli vakalar için hiç bir hastanede o an için hiç mi boş yer yok? İl hastanemizde neden hastamıza müdahale edecek teknik ekipman ve uygun hekim yok?" ifadelerini kullanmıştı.

Ailenin şikayeti üzerine idare tarafından başlatılan soruşturma sonucu doktorların kusuru olmadığı gerekçesi ile yargılanmalarına izin verilmedi.

Emirhan'n ailesi, idarenin bu kararını 01 Aralık 2015 tarihinde Eskişehir Bölge İdare Mahkemesi’ne taşıdı. Mahkeme, 6 Ocak 2016'da konuyu görüşerek karara bağladı ve ailenin itirazını yerinde buldu.

Bölge İdare Mahkemesi kararında şu ifadeler kullanıldı: "Şüphelilere isnat edilen suçların cumhuriyet başsavcılığında daha detaylı inceleme yapılarak çözüme kavuşturulabileceği ve şüphelilere isnat edilen suçların soruşturma yapılmasını gerektirecek nitelik ve yeterlikte olduğu anlaşıldığından, itirazın kabulüne, itiraza konu kararın kaldırılmasına, şüpheliler hakkında soruşturmaya izin verilmesine, dosyanın Bilecik Cumhuriyet Başsavcılığı'na gönderilmesine oy birliğiyle karar verilmiştir"

Eskişehir Bölge İdare Mahkemesi’nin bu kararının ardından Emirhan Elmas'a müdahale eden 3 doktor hakkında soruşturma açılacak ve doktorlar, savcılıkta ifade verecek.

(sacitaslan.com.tr)

Başbakan Ahmet Davutoğlu umre yaptı

Başbakan Ahmet Davutoğlu, Suudi Arabistan ziyaretinin ilk gününde umre yaptı.


Bugün'de yer alan habere göre Başbakan Ahmet Davutoğlu, Suudi Arabistan ziyaretinin ilk gününde umre yaptı.

Davutoğlu, gece saatlerinde geldiği Suudi Arabistan'ın Cidde kentinde, Kral Abdulaziz Uluslararası Havalimanı'ndaki Kraliyet Konukevi'nde ihrama girerek, karayoluyla Mekke'ye geçti.

Davutoğlu, Mescid-i Haram'ın yanında yer alan Kraliyet Konukevi’nde bir süre dinlendikten sonra Kabe’ye geçti. Sabah namazını Kabe’de kılan Davutoğlu ve beraberindeki heyet, daha sonra Kabe'de umre tavafı ile Merve ve Safa tepeleri arasında umre sa'yi gerçekleştirdi.

Başbakan Davutoğlu ile Başbakan Yardımcıları Yalçın Akdoğan ve Lütfi Elvan, Ekonomi Bakanı Mustafa Elitaş, İçişleri Bakanı Efkan Ala, Milli Savunma Bakanı İsmet Yılmaz, Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım, MİT Müsteşarı Hakan Fidan ve bazı milletvekilleri de umre yaptı.

Umre tavafı ile Merve ve Safa tepeleri arasındaki umre sa'yi sırasında Türk ve yabancı Müslümanların yoğun ilgi gösterdiği Başbakan Davutoğlu ve bakanlar, bu kişileri el sallayarak selamladı.

Başbakan Davutoğlu, bugün Mekke’de temaslarını sürdürecek, yarın da beraberindekilerle Medine'ye geçerek, Hazreti Muhammed'in kabrinin bulunduğu Mescid-i Nebevi'yi de ziyaret edecek.

Rahmi Koç'tan devlet hastanesine mektup

Koç Holding Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Koç'un hayatının kaybetmesinin ardından, Rahmi Koç, oğluna ilk müdahalenin yapıldığı Beykoz Devlet Hastanesi'ne teşekkür mektubu yazdı. Mektubun hastane çalışanları arasında paylaşıldığı fakat daha sonra dışarı sızdığı anlaşıldı. Hastanenin başhekimi Op. Dr. Süleyman Erdoğdu’nun bu olaydan dolayı çok üzgün olduğu belirtildi.

Ünlü iş adamı Rahmi Koç, oğlu Mustafa Koç'a ilk müdahalenin yapıldığı Beykoz Devlet Hastanesi'ne teşekkür mektubu gönderdi.
Beykoz Devlet Hastanesi Başkekimi Op. Dr. Süleyman Erdoğdu'ya hitaben yazılan mektupta, "Oğlum Mustafa'nın geçtiğimiz Perşembe günü acil servisinize getirilmesi sırasında doktorlarınızın gösterdiği olağanüstü gayrete rağmen maalesef kendisini kaybettik.
Allah'ın takdiri demekten başka çare bulamıyorum. Zatıailinizin, doktorlarınızın ve çalışanlarınızın gösterdikleri çabaya ailem ve şahsım adına candan teşekkür eder, sevgi ve saygılarımı sunarım. Rahmi M. Koç" denildi.
Mektubun sonuna yazılan notta ise herhangi bir konuda borçları olduğu takdirde verilen telefonların aranması istendi.
BAŞHEKİM ÇOK ÜZÜLDÜ
Hurriyet.com.tr’nin ulaştığı bilgilere göre söz konusu mektup Beykoz Devlet Hastanesi çalışanları arasında paylaşılmıştı. Fakat daha sonra bir kişi bu mektubu sızdırdı. Beykoz Devlet Hastanesi Başhekimi Süleyman Erdoğdu’nun mektubun sızmasından dolayı çok üzgün olduğu öğrenildi. 
İŞTE RAHMİ KOÇ'UN YAZDIĞI O MEKTUP

Zehirlenen iki kardeşten biri öldü, diğeri tedaviye alındı

Muğla'nın Yatağan İlçesi’nde pazardan alınan hamsiyi yedikten sonra rahatsızlanan iki kardeşten 19 yaşındaki Batuhan Öztemel yaşamını yitirdi, ablası 21 yaşındaki Hurşide Öztemel hastaneye kaldırıldı. Öztemel kardeşlerin akşam yemeğinde yedikleri balıktan zehirlendikleri sanılırken, kesin sonucun otopsiyle belirleneceği bildirildi.

Turgut Mahallesi’ne yaşayan İsmail ve Hümayün Öztemel çifti, ilçede dün kurulan halk pazarından aldıkları hamsiyi akşam yemeğinde pişirip yedi.
Dün sabah çocuklarını uyandırmak için odalarına giren anne Hümayün Öztemel, berber kalfası oğlu Batuhan ve üniversite sınavlarına hazırlanan kızı Hurşide Öztemel’i yataklarında hareketsiz halde buldu. Bunun üzerine 112 ekiplerinden yardım istendi.
Sağlık ekipleri yaptıkları ilk incelemede Batuhan Öztemel’in yaşamını yitirdiği belirledi. Hayati fonksiyonlarının devam ettiği belirlenen Hurşide Öztemel ise ambulansla Milas 75. Yıl Devlet Hastanesi’ne kaldırıldı. Batuhan Öztemel’in cesedi ise savcı ve polisin olay yerindeki incelemelerinin ardından Yatağan Devlet Hastanesi Morgu’na konuldu. 
Akşam yemeğinde yedikleri balıktan zehirlendiklerinin sanıldığı, ancak başka ihtimallerin de değerlendirildiği belirtilirken, iki kardeşten Batuhan Öztemil’in cesedi kesin ölüm nedeninin tespiti için otopsi yapılmak üzere daha sonra Muğla Adli Tıp Kurumu Morgu’na kaldırıldı. Olayla ilgili soruşturma başlatıldı.DHA

Rüzgar Çetin'in 'trafik' tweet'i sosyal medyayı salladı

İstanbul Beşiktaş'ta dün gece meydana gelen ve bir polisin şehit olduğu bir polisin de yaralandığı trafik kazası sonrası Sinan Çetin'in oğlu Rüzgar Çetin gözaltına alındı. Haberin duyulmasının ardından Rüzgar Çetin'in Mart 2015'te attığı bir tweet sosyal medyada gündem oldu.

Tweet'te Rüzgar Çetin, "Ortaköy-Bebek-Beşiktaş-Karaköy hattında trafik sorununu çözebileceğimi iddia ediyorum, yetkililer sesimi duyun" diyor.
Dün geceki kazanın tam olarak Çetin'in tweet'inde bahsettiği hatta, Çırağan Sarayı'nın önünde gerçekleşmesi üzerine 26 Mart 2015 tarihli tweet bugün yeniden gündeme geldi.
Tweet'in gündem olmasının ardından bir süre sonra Twitter'daki @RuzgarCetin hesabı kapatıldı.

Sinan Çetin'in oğlu kaza yaptı: Bir polis şehit, bir polis yaralı

İstanbul Beşiktaş'ta karşı yönden gelen otomobil ile polis aracının çarpıştığı kazada, bir polis şehit olurken, bir polis de yaralandı. Lüks otomobilin sürücüsünün ünlü yönetmen Sinan Çetin'in oğlu Rüzgar Çetin olduğu öğrenildi. Kazadan sonra 0.92 promil alkollü olduğu da öğrenilen Rüzgar Çetin gözaltına alındı. Elleri kelepçeli olarak Emniyet'ten çıkarılan Rüzgar Çetin, çok üzgün olduğunu söyledi. Rüzgar Çetin, 9 yıl önce yine aynı caddede kaza yapmıştı. Cipiyle takla atan Çetin'in aşırı hızlı olduğu iddia edilmişti. Bu arada kaza anı güvenlik kamerasına saniye saniye yansıdı. Görüntülerde lüks aracın karşı şeride geçerek polis aracına çarptığı görülüyor.

Kaza, saat 01.00 sıralarında Çırağan Caddesi'nde meydana geldi. İddiaya göre, Ortaköy istikametinde ilerleyen ve içerisinde 2 polis memurunun bulunduğu 34 A 4342 plakalı trafik ekibi, karşı istikametten gelen 34 RUZ 27 plakalı 2006 model Porsche marka otomobil ile çarpıştı.
Kazanın şiddetiyle savrulan polis aracı, yol kenarındaki kaldırıma çıktıktan sonra demir parmaklıklara çarparak durdu. Ön kısmında büyük hasar oluşan lüks otomobil ise yol ortasına savruldu.
2 POLİS YARALANDI
Kaza sırasında yan koltukta oturan polis memuru İsmet Fatih Alagöz araçtan fırlayarak yola savrulurken, aracı kullanan polis memuru sürücü koltuğunda sıkıştı.
Otomobil sürücüsünün ise kazayı yara almadan atlattığı öğrenildi.
Yoldan geçen sürücülerin ihbarı üzerine kısa sürede olay yerine çok sayıda polis ekibi, ambulans ve itfaiye sevk edildi.
Sağlık ekipleri, yola savrulan ve durumu ağır olduğu öğrenilen polis memuru İsmet Fatih Alagöz’ü ambulansla Acıbadem Fulya Hastanesi’ne kaldırdı.
Bu sırada itfaiye ekipleri de polis aracı içerisinde sıkışan diğer polis memurunu kurtarmak için çalışmalara başladı. Yaklaşık 15 dakikalık çalışma sonucu, yaralı polis memuru araçtan çıkartılarak ambulansa taşındı. Şişli Hamidiye Etfal Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne kaldırılan polis memurunun durumunun iyi olduğu öğrenildi.
YARALI POLİS MEMURU HASTANEDE ŞEHİT OLDU
Kaza sırasında yola fırlayarak ağır yaralanan polis memuru, kaldırıldığı Fulya Acıbadem Hastanesi’nde yapılan tüm müdahalelere ragmen kurtarılamayarak şehit oldu. Hastane önünde mesleştaşlarından umutlu haberin gelmesini bekleyen memurlar, İsmet Fatih Alagöz’ün ölüm haberini alınca üzüntüye boğuldu.
ÜNLÜ YÖNETMEN SİNAN ÇETİN'İN OĞLU GÖZALTINDA

Kazaya karışan lüks otomobil sürücüsünün ise ünlü yönetmen Sinan Çetin'in oğlu Rüzgar Çetin olduğu ve olaydan sonra gözaltına alınarak polis merkezine götürüldüğü öğrenildi.
OLAY YERİNDE İNCELEME YAPILDI

Öte yandan polis, kaza sonrasında Çırağan Caddesi’ni çift yönlü olarak trafiğe kapattı. Olay yeri inceleme ekipleri, otomobil ve çevresinde inceleme yapıp, kaza yerini fotoğrafladı. Çevrede bulunan mobese kameraları da incelemeye alındı. Kaza yapan araçların olay yerinden kaldırılmasının ardından cadde yeniden trafiğe açıldı. Polis kazayla ilgili soruşturma başlattı.
RÜZGAR ÇETİN EMNİYET'TEN KELEPÇELİ ÇIKARILDI
Rüzgar Çetin, Emniyet'teki işlemlerinin ardından adliyeye sevk edildi. 
Rüzgar Çetin'in Emniyet'ten elleri kelepçeli olarak çıkarıldığı görüldü. Kendisini bekleyen basın mensuplarına çok üzgün olduğunu söyleyen Çetin, alkollü olup olmadığı sorusunu ise cevapsız bıraktı.
Bu arada yönetmen Sinan Çetin de İstanbul Adliyesi'ne geldi. Sinan Çetin, herhangi bir açıklama yapmadı.  
Rüzgar Çetin'in üflemeli cihazla yapılan ilk alkol muayenesinde 0.92 promil alkollü çıktığı, durumun alınan kan örneklerinden yapılacak testlerin ardından kesinlik kazanacağı belirtildi. 
SİNAN ÇETİN'İN OĞLU 9 YIL ÖNCE DE AYNI CADDEDE KAZA YAPMIŞTI
Rüzgar Çetin, Çırağan Caddesi'nde 14 Temmuz 2006'da da kaza yapmıştı. O gün 21 yaşında olan Rüzgar Çetin, cipiyle takla atmıştı. Kazayı hafif sıyrıklarla atlatan Çetin'in aşırı hızlı olduğu iddia edilmişti.
0.9 PROMİL ALKOL NE DEMEK?
Promil hesabı, her litre kanda kaç miligram alkol olduğuna göre yapılıyor. 
Yasal sınır, 0.5 promil. Yani, vücudunda 6 litre kan bulunduğunu varsaydığımız bir yetişkin, kanına 3 gram alkol karıştığı an, yasal sınıra ulaşmış oluyor.
Emniyet Genel Müdürlüğü, Trafik Araştırma Merkezi'nin internet sitesine göre 0.8 promilde, “koordinasyon, algı ve muhakemede belirgin bozulma, tepki zamanının ve kendini kontrol etme becerisinin zarar görmesi” gözleniyor.
1 promilde ise “sarhoşluk belirtileri, muhtemel mahcup edici davranışlar, bir an neşeli bir an üzgün olmak gibi ruh halinde gidip gelmeler” görülüyor. 
DHA

28 Ocak 2016 Perşembe

Rus turist sayısı yarı yarıya azaldı

Yaşanan uçak krizinin ardından Rusya’dan gelen turist sayısı Aralık’ta yarı yarıya azaldı.


Uçak krizinin ardından Türkiye’ye gelen Rus turist sayısı Aralık ayında yarı yarıya azaldı. Türkiye`ye 2015 yılında gelen toplam yabancı ziyaretçi sayısı da önceki yıla göre 1 milyon 928 bin kişi azaldı.
Kültür ve Turizm Bakanlığı`nın verilerine göre, Türkiye`ye gelen toplam yabancı ziyaretçi sayısı 2015`te bir önceki yıla göre yüzde 1.61 azalışla 36.24 milyon kişiye geriledi.

Bakanlık verilerine göre Aralık ayında Türkiye`ye gelen toplam yabancı ziyaretçi sayısı ise yüzde 7.29 düşüşle 1.46 milyon kişiye geriledi. Buna göre, Aralık’ta Rusya`dan gelen yabancı ziyaretçi sayısı yüzde 46.87 düşüşle 25 bin 485 kişiye indi. Rusya`dan gelen turist sayısı yılın tamamında da, yüzde 18.53 düşüşle 4 milyonun altına inerek, 3 milyon 649 bin kişiye düştü. DHA

Rahmi Koç’tan çalışanlarına duygu dolu mektup

Koç Holding Yönetim Kurulu Onursal Başkanı Rahmi Koç, Mustafa Koç'un ölümü üzerine çalışanlarına duygu dolu bir mektup gönderdi.


Koç Holding Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Koç’un, geçtiğimiz günlerde kalp krizi sonucu hayatını kaybetmesinin ardından, babası Koç Holding Yönetim Kurulu Onursal Başkanı Rahmi Koç, oğlu Mustafa Koç için Koç Holding bünyesindeki tüm çalışanlarına ve bayilerine duygu dolu bir mektup gönderdi.

Habertürk’ün özel haberine göre işte Rahmi Koç’un duygulandıran mektubu:

Değerli çalışanlarımız ve bayilerimiz,

Sevgili Oğlum, Yönetim Kurulu Başkanımız Mustafa V. Koç’un aramızdan ani ayrılışının acısı içindeyiz. Kaybımızın büyüklüğünü sanırım günler geçtikçe daha da çok hissedeceğiz. Ben evladımı kaybettim, sizler liderinizi kaybettiniz, Ülkemiz büyük bir değerini yitirdi.

Mustafa V. Koç hayatı boyunca dedesinin “Ülkem Varsa Ben De Varım” sözüne bağlı kalarak yaşadı. Ülkemizin çıkarlarını hep ön planda tuttu. Sadece Topluluğumuzu büyütmekle kalmadı, hedeflerimizi yükseltti, hayallerimizi yeşertti, sosyal meseleler için çözümler üretti. Bu yolda ne kadar başarılı olduğunu vefatının ülke çapında yarattığı dayanışma ruhuna bakarak da görmek mümkün. Onun arkasından tüm Türkiye, tam da Mustafa’nın görmek istediği şekilde, tek yürek oldu.

Bu süreçte siz çalışanlarımız ve bayilerimiz benzersiz bir dayanışma örneği gösterdiniz. Kiminiz şahsen taziyeye geldiniz, kiminiz mesajlarınızla, dileklerinizle, çelenk bağışlarınızla, kiminiz de göz yaşlarınızla, sessizce onu düşünerek, hissederek ve hissettirerek yanımızda oldunuz. Ne kadar büyük ve güçlü bir aile olduğumuzu en zor zamanda bir kez daha ortaya koydunuz.

Eğer bu büyük acıya dayanabiliyorsak bunu sizin varlığınıza da borçluyuz. Bunun için hepinize yürekten teşekkür ederim.

Bundan böyle bize düşen görev; onun ilkelerine sahip çıkarak, adını en güzel şekilde yaşatmaktır. Onun yolunda, onun duruşuyla yürümeye devam etmektir.

Hepimizin başı sağ olsun.

Rahmi M. Koç

Sur'da şehit olan üç asker ve iki polis için tören düzenlendi

Diyarbakır'ın Sur ilçesinde terör örgütü PKK'ya yönelik operasyonda şehit düşen Piyade Yüzbaşı Yiğitcan Çiğa, Komiser Yardımcısı Zekeriya Bilgen, Piyade Astsubay Üstçavuş Özgür Erdoğan ve Piyade Uzman Çavuş Osman Ateş ile polis memuru Mehmet Bora Tayfur için tören düzenlendi.

Diyarbakır Asker Hastanesi'ndeki törende şehitlerin Türk bayrağına sarılı naaşları katafalka konuldu, öz geçmişleri okundu ve dua edildi. 

Törende şehit yakınlarının feryatları yürekleri dağladı. Fenalaşan ve ağıt yakan şehit yakınlarını, Kayseri 1. Komando Tugay Komutanı Tuğgeneral Aydoğan Aydın, "Çocuklarınızın intikamını aldık, üzülmeyin, namertleri sevindirmeyin" diyerek teskin etti.
Vatani görevini yaptığı birliğinden özel izinle törene katılan şehit Piyade Uzman Çavuş Ateş'in kardeşi Emre Ateş de gözyaşları içinde ağabeyinin çok genç olduğunu ve evleneceğini belirterek, birbirlerine doyamadıklarını söyledi. 

Şehit Astsubay Erdoğan'ın 5 yaşındaki kızı Eylül Ada da her şeyden habersiz, elindeki oyuncak bebekle oynadı ve babasının fotoğrafını annesine gösterdi.
Şehit polis memuru Tayfur'un anne ve babası ise cenazeler ambulanslara konulacağı sırada evlatlarının tabutunun arkasından koştu. 

Şehit Yüzbaşı Çiğa'nın tabutuna sarılan ve fotoğrafını öpen babası, "Oğlum, genç yaşta beni bırakıp gittin" diyerek feryat etti.
Toprağa verilmek üzere Çiğa'nın naaşı memleketi Mersin'e, Bilgen'in cenazesi Balıkesir'in Susurluk ilçesine, Erdoğan'ın naaşı Sivas'ın Divriği ilçesine, Ateş'in cenazesi Tokat'ın Pazar ilçesine ve Tayfur'un naaşı Ankara'ya gönderildi.

Törene Vali Hüseyin Aksoy, 2. Ordu Komutanı Orgeneral Adem Huduti, 7. Kolordu Komutanı Korgeneral İbrahim Yılmaz, Bölge Jandarma Komutanı Tümgeneral Musa Çitil, Diyarbakır 2. Birleştirilmiş Hava Harekat Merkez Komutanı Tümgeneral Atilla Darendeli, 16. Mekanize Piyade Tugay Komutanı Tuğgeneral Savaş Beyribey, Kayseri 1. Komando Tugay Komutanı Tuğgeneral Aydın, İl Emniyet Müdürü Adnan Taşdan ile şehitlerin yakınları ve silah arkadaşları katıldı. Hürriyet

Soma A.Ş. dava hakiminin değişmesini istedi

Soma davasında çıkan tazminat kararlarına karşı Soma A.Ş.'den hamle geldi. Şirketin avukatı reddi hakim başvurusunda bulunurken, tazminat kararlarına gerekçe olarak ’felaketi özlenir hale getirdiğini’ gösterdi.

Manisa’nın Soma İlçesi’ndeki faciada hayatını kaybeden 301 madenci ailesinin sürdürdüğü hukuk mücadelesinde, şirket avukatı, taleplerini kabul etmediği ve mağdur ailelerin lehine hareket ettiği iddiasıyla İş Mahkemesi Hakimi Battal Şener hakkında reddi hakim talebinde bulundu.
Soma Kömür İşletmeleri A.Ş.’nin avukatı başvuru dilekçesinde, ailelerin hesaplarına AFAD’ın 184’er bin TL yatırdığı için paralarının olduğunu, adli yardım almamaları gerektiğini, kendilerinin mağdur durumda olduğunu ve verilen tazminat cezalarının da, aileler için Yargıtay kararında olduğu gibi, ’felaketi özlenir hale getirdiğini’ gerekçe gösterdi.
Soma’da 13 Mayıs 2014’te meydana gelen ve 301 maden madencinin hayatını kaybettiği facianın ardından aileler, ceza davasının yanı sıra, manevi tazminat davalarıyla da hukuk mücadelelerini sürdürdü. Faciadan sonra ilçede kurulan Soma İş Mahkemesi’ne yaklaşık 400 dava açıldı. Bu davalar ilk açıldığında da, mahkeme, ailelerin avukatlarının talepleri doğrultusunda Soma Kömür İşletmeleri A.Ş.’nin malları ve TKİ’den alacakları üzerinde haciz kararı verdi.
AYRI DAVA AÇTILAR
İş Mahkemesi’nin belirlediği bilirkişi heyeti de, faciada şirketin kusurlu olduğuna karar verince, geçen Aralık ayında, tazminat davalarından ilki sonuçlandı. Mahkeme, şirketin faciada can veren madencilerden evli olan Özay Eren’in, annesi, babası ve 7 kardeşi adına açılan davayı sonuçlandırdı. Karara göre, anne ve baba için ayrı ayrı 75 bin TL, 7 kardeş için de 35’er bin lira tazminat ödenmesi istendi. Bu arada Eren’in, eşi ve çocuklarının ise ayrı bir dava açtıkları öğrenildi.
KARAR EMSAL TEŞKİL EDECEK
Mahkemenin tazminat davaları içini verdiği ilk kararın, yaklaşık 400 dava için de emsal teşkil edecek olması, Soma Kömür İşletmeleri A.Ş.’yi harekete geçirdi. Şirket adına davaları takip eden Avukat Kadir Çekin, bundan sonraki tazminat davalarının, aleyhlerine sonuçlanmaması ya da daha az miktarlarda tazminat tutarlarıyla karara bağlanması için Soma İş Mahkemesi Hakimi Battal Şener hakkında, reddi hakim talebinde bulundu.
’TOPLUMLA BİRLİKTE HARAKET ETME KOLAYCILIĞI YAPILIYOR’
Şirket adına mahkemeye başvuran Avukat Kadir Çekin’in, dilekçesinde can acıtan gerekçelerde bulunduğu ortaya çıktı. Dilekçenin girişinde Hakim Battal Şener’in, tarafsızlığını yitirdiğini ileri süren Avukat Kadir Çekin, "Dava konusu olay iş kazası, Türkiye’nin en büyük iş kazasıdır.
Türkiye’nin en büyük iş kazası olması, yargılamanın taraflı yapılması için neden oluşturmaz. Bu tür davalarda, yargılamanın usulü işlemlerini, tamamlayıp toplumun beklentisi doğrultusunda karar oluşturmak, toplum karşısında yalnız olan davalıyı daha da korumasız hale getirecektir.
Yargı, güçsüz olan davalıyı korumadığı gibi, bir de tarafsızlığını bozup toplum gücüyle birlikte hareket etme kolaycılığına kaçarsa, adalet, ciddi şekilde yara alacaktır" görüşlerine yer verdi.
’AİLELER, ACİZ DEĞİL PARALARI VAR’
Mahkemenin, haksız şekilde şirketin TKİ nezlindeki hak ve alacaklarına tedbir koyduğunu savunan Avukat Kadir Çekin, "Şirket varlıkları ve gelirleri üzerinde ağır tedbir uygulayan mahkeme, davacı tarafça yapılan ’adli yardım’ taleplerini gerekçesiz olarak, kanunun aradığı ekonomik durum araştırmasını yapmadan kabul etmiştir.
AFAD tarafından her bir davacıya, 184 bin TL civarındaki ödemelere rağmen, adli yardımlı olarak davanın devamını sağlamıştır. Yargılama masraflarını ödemekten aciz olduğunu beyan eden davacıların hesaplarında 184 bin TL gibi astronomik paraların varlığına dair, dosyada bilgi ve belge olmasına rağmen dava adli yardımlı olarak görülmeye devam etmiştir. Mahkemenin bu kararı, harçtan muaf oldukları için açılan davalarda, dava miktarlarının fahiş olarak artmasına neden olmuştur" dedi.
’FELAKET ÖZLENİR KILINMASIN’
Ailelerin istedikleri tazminat miktarının hemen hepsinin ödenmesine karar verilmesini de eleştiren Avukat Kadir Çekin dilekçesinde, bu miktarların felaketi özlenir kılacağını da ileri sürdü.
Bu tespitinde Yargıtay kararına da atıfta bulunan Kadir Çekin, "Yargıtay’ın yerleşik kararlarında, manevi tazminat çekilen üzüntüye, acıya birebir karşılık değildir.
Duyulan acı ve elemin bir nebze olsun, hafifletilmesi için belirlenen bir tutardır. Yerel mahkemenin, davacı tarafından yapılan yüksek miktarlı talebin olduğu gibi kabul edilmesi, ’felaketi özlenir hale getirebilecek’ niteliktedir. Meydana gelen kaza, sebebiyle oluşan acı gerçekten çok büyüktür. Bu acı hepimizin ortak acısıdır.
Para ile tazminat ile bu acı giderilmez. Belki azaltılması sağlanabilir. Ancak hükmedilen manevi tazminat miktarı, felaketi özlenir hale getirecek nitelikte bir miktardır" dedi.
Şirketin reddi hakim talebi mart ayında yapılacak duruşmada değerlendirilecek. Hakim talebi redderse, şirketin bir üst mahkemeye itiraz hakkı bulunuyor. (Taylan Yıldırım/ Hürriyet)

Türkiye nüfusu açıklandı! İşte son rakam

Türkiye nüfusu, 2015'te bir önceki yıla göre 1 milyon 45 bin 149 kişi artarak 78 milyon 741 bin 53 kişi oldu. Bu rakamlar dahilinde Suriye'den gelen ve sayılarının 3 milyonu aştığı belirtilen göçmenlerin ne kadarının olduğu tam olarak bilinmiyor.

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), 2015 yılını ilgilendiren Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemi (ADNKS) sonuçlarını açıkladı.
Verilere göre; Türkiye’de ikamet eden nüfus 2015 yılında bir önceki yıla göre 1 milyon 45 bin 149 kişi arttı. Erkek nüfusun oranı yüzde 50,2 (39 milyon 511 bin 191 kişi), kadın nüfusun oranı ise yüzde 49,8 (39 milyon 229 bin 862 kişi) olarak gerçekleşti.Yıllık nüfus artış hızı 2014 yılında bin 13,3 iken, 2015 yılında binde 3,4 oldu.
İl ve ilçe merkezlerinde ikamet edenlerin oranı 2014 yılında yüzde 91,8 iken, bu oran 2015 yılında yüzde 92,1’e yükseldi. Belde ve köylerde yaşayanların oranı ise yüzde 7,9 olarak gerçekleşti.
EN KALABALIK İL İSTANBUL
Türkiye nüfusunun yüzde 18,6’sının ikamet ettiği İstanbul, 14 milyon 657 bin 434 kişi ile en çok nüfusa sahip olan il oldu. Bunu sırasıyla yüzde 6,7 (5 milyon 270 bin 575 kişi) ile Ankara, yüzde 5,3 (4 milyon 168 bin 415 kişi) ile İzmir, yüzde 3,6 (2 milyon 842 bin 547 kişi) ile Bursa ve yüzde 2,9 (2 milyon 288 bin 456 kişi) ile Antalya illeri takip etti. Bayburt ili ise 78 bin 550 kişi ile en az nüfusa sahip il oldu.
TÜRKİYE NÜFUSUNUN ORTANCA YAŞI YÜKSELDİ
Ülkemizde 2014 yılında 30,7 olan ortanca yaş, 2015 yılında önceki yıla göre artış göstererek 31 oldu. Ortanca yaş erkeklerde 30,4 iken, kadınlarda 31,6 olarak gerçekleşti. Ortanca yaşın en yüksek olduğu iller sırasıyla Sinop (39,3), Balıkesir (38,8) ve Kastamonu (38,3) iken, en düşük olduğu iller ise sırasıyla Şanlıurfa (19,3), Şırnak (19,5) ve Ağrı (20,3) oldu.
ÇALIŞMA ÇAĞINDAKİ NÜFUSUN ORANI DEĞİŞMEDİ
Ülkemizde 15-64 yaş grubunda bulunan (çalışma çağındaki) nüfusun oranı 2015 yılında, bir önceki yılda olduğu gibi yüzde 67,8 (53 milyon 359 bin 594 kişi) olarak gerçekleşti. Çocuk yaş grubundaki (0-14) nüfusun oranı ise yüzde 24’e (18 milyon 886 bin 220 kişi) gerilerken, 65 ve daha yukarı yaştaki nüfusun oranı da yüzde 8,2’ye (6 milyon 495 bin 239 kişi) yükseldi.
TÜRKİYE’DE KİLOMETREKAREYE DÜŞEN KİŞİ SAYISI ARTTI
Nüfus yoğunluğu olarak ifade edilen 'bir kilometrekareye düşen kişi sayısı', Türkiye genelinde 2014 yılına göre 1 kişi artarak 102 kişi oldu. İstanbul, kilometrekareye düşen 2 821 kişi ile nüfus yoğunluğunun en yüksek olduğu ilimiz oldu. Bunu sırasıyla; 493 kişi ile Kocaeli, 347 kişi ile İzmir ve 283 kişi ile Gaziantep takip etti. Nüfus yoğunluğu en az olan il ise bir önceki yılda olduğu gibi, kilometrekareye düşen 12 kişi ile Tunceli oldu. Yüzölçümü bakımından ilk sırada yer alan Konya’nın nüfus yoğunluğu 55, en küçük yüzölçümüne sahip Yalova’nın nüfus yoğunluğu ise 275 olarak gerçekleşti.

Mardinli üçüzler yardım bekliyor!

Aylık 600 lirayla geçinmek zorunda kalan baba, bir taraftan da üçüzlerini iyileştirmek için çırpınıyor.

Mardin’in Kızıltepe İlçesi’nde oturan Behçet ve Hatice Tutuş çiftinin 1.5 yıl önce  doğan üçüzlerinde ‘Beyin üzerinde su birikmesi’ olarak bilinen Hidrosefali hastalığı tespit edildi. Hastalık nedeniyle çocukların kafatası sürekli büyürken, geçimini ayda kazandığı 600 lira ile sağlamaya çalıştığını belirten baba üçüzleri hastaneye bile götüremediğini söyledi. Çaresiz baba yardım severlerden gelecek desteği bekliyor.

Mardin’in Kızıltepe ilçesinde oturan inşaat işçisi 32 yaşındaki Behçet Tutuş ile ev kadını eşi 30 yaşındaki Hatice Tutuş’un 1.5 yıl önce üçüz çocukları oldu. Bünyamin, Büşra ve Burhan ismi verilen çocukların ‘hidrosefali’ hastası oldukları tespit edildi. Doğumdan sonra yapılan kontrollerde ayrıca Bünyamin ve Büşra’nın kalp rahatsızlığı olduğu da belirlendi. Üçüz çocuk sevinci yaşayamadan hastalığı öğrenen Tutuş ailesi büyük bir üzüntü geçirirken, hidrosefali hastalığından dolayı çocuklarda gelişim eksikliği ve kalp rahatsızlıklarının da ortaya çıkacağı belirtildi.


600 LİRA İLE GEÇİNMEYE ÇALIŞIYOR

Şilan ve Roje isimli  iki çocukları daha bulunan ve inşaatlarda işçilik yaparak aylık 600 lira kazanan Behçet Tutuş, aylık 250 lira kira ödediklerini söyledi. Çocukların gelişimleri için özel bir mama verilmesi gerektiğini söyleyen Behçet Tutuş, aylık elinde kalan 350 lira ile geçimini sağlamaya çalıştığını belirtti. Doğuştan hidrosefali olan çocuklar ise parasızlık nedeniyle yeterli düzeyde beslenemiyor. Çocukların aylık düzenli olarak Diyarbakır’da bulunan Dicle Üniversitesi’ne kontrole götürülmesi gerektiğini söyleyen baba Behçet Tutuş, daha önce kafataslarında biriken suyu karın boşluğuna aktaran bir cihaz takıldığını, ancak sürekli kontrole gitmeleri gerektiğini söyledi. Baba Behçet Tutuş, çocuklarını tedavi ettiremediklerini anlatırken, şunları anlattı:

“ÇOCUKLARA SÜT VEREMİYORUZ”

“2′si ameliyat oldu. 3′ünde de hastalık var. 2′sinin kalp rahatsızlığı da var. Doğuştan daha anne karnında su toplamaya başladı. Çok doktorlara götürdük. Bir tedavisi yokmuş. Bu hastalıkların çoğu doğmadan ölebiliyor. Ben inşaatta çalışıyorum. Geçimimi zor sağlıyorum. Bu tedavilerinde çok sıkıntı çektim. Yetiştiremediğim için süt veremedik çocuklara. Çocuklarımız biraz yetişkin olana kadar yardım istiyoruz. Evimiz kiradır. Geçimimizi sağlayamıyoruz. Çocukların hastalık ve bakımları gerçekten çok zor. Perişan haldeyiz.”

“ÇOCUKLARI PARASIZLIKTAN KONTROLE BİLE GÖTÜREMİYORUZ”

Anne Hatice Tutuş ise çocuklarına yeterli bakımı yapamadığınıi onlara bakımında çok zorlandığını ifade ederek, “Tek başımayım. Evimizi falan bunun için sattık. Bez, mama ve süt bunları alamıyoruz. Maddi durumumuz yetmiyor. Çocukları her ay kontrole Diyarbakır’a götürmemiz gerekiyor. Ancak uzun zamandır maddi durumdan dolayı götüremiyoruz. Eşim inşaatlarda çalışıyor. Borcumuz çok oldu ama yetişemiyoruz. Çocuklarım için yardım bekliyorum” dedi. (Felat Bozarslan-DHA)