19 Nisan 2016 Salı

Meteoroloji uyardı: Yağmur yaklaşıyor, soğuk hava yolda

Meteoroloji Genel Müdürlüğü'nden yapılan açıklamada, bugün öğle saatlerinden itibaren kuzeybatı kesimlerden başlayarak Balkanlar üzerinden gelecek serin ve yağışlı havanın etkisini hissettireceği belirtildi. Mevsim normallerinin 10-12 derece üzerinde seyreden hava sıcaklıklarının, serin ve yağışlı hava ile birlikte hissedilir derecede azalacağı tahmin ediliyor.


Meteoroloji'den yapılan açıklamada, bugün akşam saatlerinde Marmara, Batı Karadeniz ve İç Anadolu’nun kuzeybatı kesimlerinde başlayacak yağışların perşembe günü, Marmara’nın doğusu, Karadeniz, İç Ege, İç Anadolu ile Doğu Anadolu’nun kuzey ve batısında sağanak ve gök gürültülü sağanak şeklinde etkili olacağı bekleniyor. Meydana gelecek yağışların Sakarya, Düzce, Zonguldak ve Bartın ile Doğu Karadeniz kıyı kesiminde (Giresun, Trabzon, Rize ve Artvin) kuvvetli olması (metrekareye 21-50 kg) tahmin ediliyor.

Serin ve yağışlı havanın cuma günü Doğu Karadeniz ve Doğu Anadolu’nun kuzey ve doğusunda etkili olduktan sonra yurdumuzu terk etmesi tahmin ediliyor. Cuma günü gece ve sabah saatlerindeki yağışların, Doğu Karadeniz’in iç kesimleri Doğu Anadolu’nun kuzeydoğusunda karla karışık yağmur ve kar şeklinde etkili olması bekleniyor.

15 DERECE DÜŞECEK

Mevsim normallerinin yaklaşık 10-12 derece üzerinde seyreden hava sıcaklıklarının serin ve yağışlı hava ile birlikte yarın Marmara bölgesinde, Perşembe günü yurdumuzun kuzey, iç ve batı bölgelerinde, Cuma günü ise doğu bölgelerimizde hissedilir derecede (10 ila 15 derece arasında) azalacağı, ancak hafta sonundan itibaren tekrar yükseleceği tahmin ediliyor.
Rüzgarın; Çarşamba günü iç ve batı bölgelerimizde, Perşembe günü ise yurt genelinde kuvvetli ve yer yer kısa süreli fırtına (40-70 Km/sa) şeklinde eseceği tahmin ediliyor.

Reha Muhtar'ın acı günü

Ünlü televizyon programcısı ve Vatan gazetesi köşe yazarı 56 yaşındaki Reha Muhtar'ın annesi Ferdane Muhtar, dün akşam saatlerinde yaşamını yitirdi.



Merhume Muhtar'ın cenazesinin bugün öğle namazına müteakip Yeniköy Yeni Camii'den kaldırılarak Yeniköy Aile Mezarlığı'na defnedileceği öğrenildi. Ferdane Muhtar, Ayşe Nazlı Yumlu, Mina Deniz Muhtar ve Poyraz Deniz Muhtar adlı 3 torun sahibiydi.

Reha Muhtar annesinin vefatı üzerine şu sözleri paylaştı;

Başbaşa doğduk... Başbaşa ölüyoruz annecik...

Pazar sabahı kahvaltıya gelecektiniz babamla...

Önce babam;

-"Biz bugün gelmeyelim" diye telefon etti...

- "Annen pek iyi hissetmiyor kendini..."

Ben de "peki" dedim...

Üç çocukla hazırlanıyordum tenise gitmek için...

Babam; "Reha'yı çağırın" dediğinde, bir terslik olduğunu anladım annecik...

Babam; öyle kolay kolay beni çağırtmaz...

Yine de konduramadım...

-"Beni gördüğünde moralin yerine gelir..." dedim...

Yukarı çıktığımda benim gelmeme hiçbir tepki veremediğinde anladım kötü bir şeyler olduğunu...

Hep derler ki;:

"Anneler çocuklarının ne hissettiğini içgüdüyle bilirler..."

Oysa bir gerçek daha vardır pek söylenmeyen annecik... Çocuklar da annelerini gördüklerinde;
annelerinde ne olduğunu anlarlar...

"Ben de seni gördüm mü senin içinde neler olduğunu hemen anlardım..."

Her zamanki koltuğundan uzak babamın koltuğunun yanındaki sandalyeye yığılmış, doğru düzgün nefes alamıyordun...

Böyle durumlarda hep kolonya koklatırdım sana... Yine öyle yaptım annecik...

Ne ki kolonyaya bile tepki vermedin...

AMBULANSLAR GELDİĞİNDE...

Ambulansları çağırmıştım çoktan, aşağıdaki evden; sana gelmeden...

Bir defa daha aradım,

- "Gelmiyor musunuz?.." diye...

O an babam, sen ve ben başbaşa kaldık...

Doğum anım gibi...

Babam yan odadaydı...

Başbaşa doğmuştuk seninle annecik...

Şimdi başbaşa ölüyorduk...

Yarım saat kalp masajı yaptılar sana...

Babamı odadan çıkardım; çok sevdiği Boğaz'ı seyretsin diye balkona götürdüm...

Sana masaj yaparlarken; ben senin öldüğünü biliyordum annecik...

Bir ileri bir geri yürüyordum odanın içinde...

BENİ GÖRÜP TEPKİ VERMEDİĞİNDE GİTTİĞİNİ ANLAMIŞTIM ANNECİK...

Hastaneye ambulansın arkasından gittiğimde annecik; acil servisteki doktor öldüğünü söyledi...

45 dakika kalp masajı yaptıklarını; cevap vermediğini, yapacak bir şeyleri kalmadığını...

Oysa bunu söylemesine gerek yoktu...

Beni evde görüp de cevap vermediğini fark ettiğimde, artık hiçbir masaja cevap veremeyeceğini biliyordum annecik...

SENİ HUZURLU BİR YERDE YATIRABİLEYİM DİYE...

"Kafeteryaya alalım sizi..." dediler... Gitmek gelmedi içimden annecik...

-"Bekleme salonunda oturun dinlenin..." dediler...

Oraya da gitmek istemedim...

Acil servisin resepsiyon barının üzerine yaslandım; seni yatırabileceğim huzurlu bir yer için telefonlara sarıldım...

Ne zamandır bu anın geleceğini biliyordum...

Kendimi hazırladığımı zannediyordum... Ne kadar hazırlansan fark etmiyor ki annecik?.

İnsan annesizliğe babasızlığa kendini nasıl hazırlayabilir ki?..

"Ölümü çağırmasın" diye, ne bir mezar yeri, ne bir mezarlık potansiyeli için hazırlık yapmıştım...

"Önceden mezarlık alırsam; ölümü çağırırım" diye düşünüyordum... Aradım aradım aradım...

Hiç tahmin edilmeyecek yerleri ve insanları...

ALYANSINI VERDİLER BANA; BİR DE MAVİ YÜZÜĞÜNÜ..

Üstünden ne kadar geçti bilmiyorum...

Parmağından çıkan alyansını ve mavi yüzüğünü getirdiler bana; bir naylon poşetin içinde...

-"Görmek isterseniz, görebilirsiniz kendisini..." dediler...

-"Morgda..."

Çocukların tenisteki antrenman saatleri bitiyordu annecik...

Hızlı düşünüyordum...

Onları annelerine göndermeden, bir şeyler söylemem gerektiğini biliyordum...

Tam evden çıkacakken; senin yanına gittiğimi, ambulansların eve geldiğini görmüşlerdi...

Ayşe Nazlı onları tek başına götürdü tenise annecik...

Büyüdü de kardeşlerini tek başına tenise götürebilecek çağa geldi...

SENİNLE MAHREM KALMAK İSTEDİM ANNECİK...

Elimde alyansını, mavi yüzüğünü cebime sakladım annecik...

Ayşe Nazlı kardeşleriyle geldi...

Onları da bekleme odasında, insanların arasına almak istemedim...

Mahrem kalalım istedim annecik...

Dışarı çıktık...

Acilin kapısının önünde çiçekleri ve yeşilleri çeviren tretuvarın üzerine çömeldik birlikte...

-"Babaanne cennete gitti..." dedim onlara...

Mina ağlamaya başladı...

-"Ben babaannemle şakalaşamayacak mıyım artık..." dedi...

Senin onun şakalaşmalarını gökten izleyeceğini söyledim...

- "Ama babaanne olmayacak ki..." dedi...

Ağlarken gülmeye çalışıyordum...

Annecik en zor şey; ağlarken gülmeye çalışmak...

Ayşe Nazlı içli...

Ürkmüş; tek kelime etmeden beni süzüyordu...

Poyraz; "içli"...

İçindekini fark ettirmemeye çalışıyor;

-"Dedem ağlıyor mu şimdi" diyor...

Torunlarına şöyle dedim annecik;

-"Babaanneniz, hayatta çok iyi bir anne ve babaanne idiydi ki; Allah ona, 91 yıllık uzun bir hayatı bahşederken, cennete giderken; oğlu, kocası ve üç torunu yanındaydı...

Pazar sabahı; bütün ailesi yanıbaşındayken cennete gitti babaanneniz...

Allah herkese böyle bir hayat ve güzel ölüm nasip etsin...

Allah onun ailesine olan düşkünlüğünü böyle mükafatlandırdı...

Babaanneniz şimdi sizi gökten seyrediyor......

Her şeyinizi görüyor...

Siz de iyi olun...

İnsanlara iyilik yapın...

İlerde mutlu ve huzurlu bir hayat yaşayıp cennete gidin..."

BERABER ÖLÜYORUZ ANNECİK...

Onlara bunları anlattıktan sonra, dakikalarca sarıldım her birine annecik...

Sonra taksiye bindirdim; gönderdim çocukları...

Müdüre işaret ettim;

-"Annemi göreyim..." dedim...

Beni aşağıya aldılar...

Morga...

Biri hanım iki görevli vardı...

-"Biraz dışarıda durursanız..." dedim...

-"Yalnız kalmak istiyorum annemle..."

Ben çıktılar sandım...

Seninle başbaşa kalmış gibi yapayalnız hissettim ikimizi... Eğildim öptüm seni annecik... Başında
durdum; dua okudum...

İki defa daha öptüm...

Seninle başbaşa düşündüm hayatı annecik... Sanki doğumhanede gibiydik...

İkimiz başbaşa... Ben doğuyordum içinden... Beraber doğuyorduk...

Şimdi yerin iki kat altında doğumhaneye benzeyen bir morgda...

Senle ben; doğum anındaki gibi başbaşayız... Sen ölüyorsun...

Beraber ölüyoruz annecik...

Rusya vize uygulamasını genişletti

Ocak ayından bu yana Türklere yeniden vize uygulamaya başlayan Rusya'dan bir hamle daha... Moskova yönetimi, Türkiye'ye yönelik vize uygulamasının kapsamını genişletti. Hususi ve hizmet pasaportu olan Türk vatandaşları da artık Rusya'ya seyahat edebilmek için vize alacak.

1 Ocak 2016 tarihinden itibaren umuma mahsus yani bordo pasaportu olan Türk vatandaşlarına yönelik vize uygulamasına başlayan Rusya, bu ay o uygulamanın kapsamını genişletti.
CNN Türk’ün haberine göre artık yeşil ve gri pasaportu olan Türk vatandaşları da Rusya'ya seyahat edebilmek için vize almak zorunda.

Rusya Federasyonu'nda geçici ya da daimi ikamet izni bulunan Türk vatandaşları için ise durum değişmedi. Bu kişiler yine vizesiz seyahat edebilecek.

Rusya-Türkiye ilişkileri geçen kasım ayında Türkiye-Suriye sınırında bir Rus savaş uçağının Türk F-16'ları tarafından düşürülmesinin ardından kopma noktasına gelmiş, Putin, vize uygulamasının yanı sıra, Türkiye'ye turistik tur paketlerini askıya almış, Türkiye'den gelen tarım ürünlerine de ambargo koymuştu.

İşte 2016 yılının en gözde mesleği!

Bakkallık, bayilik ve büfecilik mesleğini yapmak için 2016 yılı ilk 3 ayında en fazla tescili yapılan 20 meslek içerisinde ilk sırada yer aldı.


TESK Genel Başkanı Bendevi Palandöken, 2015 yılında rağbet gören ilk 10 mesleğin başında gelen bakkalcılığın 2016 yılın ilk 3 ayında da tercih edilen meslekler arasında olmasının sevindirici olduğunu söyledi.

Türkiye’de 2015 yılın gözde meslekleri olan bakkallık, bayilik ve büfecilik, 2016 yılının ilk 3 ayında yine halkın en çok tercih ettiği mesleklerin başında geldi. Bakkallık, bayilik ve büfecilik mesleğini yapmak için 2016 yılı ilk 3 ayında en fazla tescili yapılan 20 meslek içerisinde 8 bin 048 kişi ile ilk sırada yer aldı.

“BAKKALLIK GÖZDE MESLEKLERİN HER ZAMAN BAŞINDA GELİYOR”

Türkiye Esnaf ve Sanatkârlar Konfederasyonun istatistik verilerini değerlendiren TESK Genel Başkanı Bendevi Palandöken, “Bakkallık, Bayilik ve Büfecilik ülkemizin gözde mesleklerinin her zaman başında geliyor. 2014-2015 yıllarında lider konumda olan bakkallık mesleği 2016 yılının da gözde mesleği olacağını daha yılın ilk 3 ayında gösterdi. 2016 yılının ilk 3 ayında yeni iş yeri açılış tescili yaptıran 42 bin 723 kişiden 8 bin 48’i bakkallık, bayilik ve büfecilik mesleğini tercih etmiştir. Halkımız mahalle esnaf ve sanatkarına sahip çıktıkça bizler hizmet etmeye, süpermarketlerle rekabet etmeye devam edeceğiz ” dedi.

EN TERCİH EDİLEN 10 MESLEK

2015 yılında rağbet gören ilk 10 mesleğin başında gelen bakkallığın 2016 yılın ilk 3 ayında da tercih edilen meslekler arasında olmasının sevindirici olduğunu anlatan Palandöken, “2016 yılının ilk 3 ayında bakkallık, bayilik ve büfecilik mesleğini yapmak için 8 bin 48 kişi tescil kaydı yaptırmış. Bu da 2016 yılında da bakkallık, bayilik ve büfeciliğin lider mesleklerin başında geleceğinin göstergesidir. Perakendenin içinde gıda hacmi sürekli büyümektedir. Son yıllarda perakende hacmindeki düşük büyümeye rağmen sadece ülkemizde değil, dünyanın her yerinde bakkallık yoğun rağbet görmektedir. Hatırlatmak isterim ki ülkemizde ve dünyada en büyük iş adamı ve büyük holding sahiplerinin çıktığı meslek bakkallıktır. Bakkallık, bayilik ve büfecilik mesleğini 3 bin 262 iş yeri ile Kadın ve Erkek Kuaförlüğü, 3 bin 218 iş yeri ile kahvecilik, kıraathanecilik ve internet kafe işletmeciliği, 2 bin 835 iş yeri ile Pazarcılık, 2 bin 671 iş yeri ile Lokantacılık, 2 bin 531 kişi ile Servis Aracı İşletmeciliği, 2 bin 316 kişi ile Minibüsçülük, 2 bin 165 kişi ile Nakliyecilik ve nakliye komisyonculuğu işletmeciliği, bin 777 kişi ile Taksicilik, bin 765 kişi ile Emlak komisyonculuğu ve danışmanlığı ve bin 581 kişi ile Konfeksiyon imal ve satıcılığı takip etmektedir” diye açıkladı. (Sözcü)

İstanbul konut fiyatı artışında dünya ikincisi

Konut fiyatı artış oranlarına göre yapılan ilk 20 şehir sıralamasında İstanbul dünya 2'ncisi oldu.

İngiliz emlak şirketi Knight Frank'ın küresel konut şehirler endeksinde 156 kentteki fiyat değişikliklerini hesapladığı rapora göre, Türkiye'de en çok artış yüzde 25'lik oranla İstanbul'da görüldü. Dünya genelinde konut fiyatı artışı ortalamasının yüzde 4,4 olarak belirlendiği çalışmada, İzmir'deki artışın yüzde 16,5 olduğu kaydedildi. Artış oranlarına göre yapılan ilk 20 şehir sıralamasında İstanbul dünya 2'ncisi, İzmir dünya 6'ncısı oldu. Sıralamada Türkiye'deki son il olan Ankara ise yüzde 12,4'lük artışla 13. kent oldu.

TÜRKİYE'DE SIRALAMA DEĞİŞTİ

İzmir Emlak Komisyoncuları Odası Başkanı Mesut Güleroğlu, AA muhabirine yaptığı açıklamada, daha önce fiyat artışında İstanbul, Ankara, İzmir şeklinde olan sıralamanın, artık İstanbul, İzmir, Ankara şekline dönüştüğünü söyledi. Bu değişikliğin çeşitli sebepleri bulunduğuna dikkati çeken Güleroğlu, "İstanbul'daki çok yüksek artış nedeniyle yatırımcı İzmir'e doğru kaydı. Son 2-3 yıldır Bayraklı ilçesi çevresinde yüksek katlı binalar yapıldı, Manhattan projeleri... Rakamı artıran kısım da o. 1+1 iş yeri 385 bin liradan başlıyor, 1 milyon liraya kadar gidebiliyor. Birçok rezidans tarzı yerler yapıldı. Buralar da 1,5 milyon gibi rakamlar konuşuluyor. Göç, nüfus artışı ve yeni arsa üretimindeki sebeplerin yanı sıra fiyatların artışı biraz da yeni yapılan rezidans tarzı yapılar."

"KÜÇÜK YATIRIMCI İÇİN FIRSAT"

Güleroğlu, yeni yapılan konutların aksine ikinci el konut fiyatlarında ciddi bir fiyat artışı bulunmadığını aktararak, kendisine ev almak isteyen küçük yatırımcıların konut kredisi faiz oranının yüzde 1,20'lerden yüzde birin altına düşmesini beklemesi nedeniyle ikinci el konut satışlarında da durgunluk olduğunu kaydetti. Yılın ikinci 6 aylık bölümünde piyasanın daha hareketli olacağına inandığını dile getiren Güleroğlu, "Burada yatırımcının dikkat etmesi gereken bir nokta var, faiz oranları aşağıya indiğinde konut fiyatları da yukarı çıkacak,

arzın talebi karşılayamamasından kaynaklı. Sonuçta küçük yatırımcının ev alacak kişilerin buna dikkat etmesi gerekiyor. Herkes piyasaların yatışmasını sakinlemesini bekliyor. Bu fırsat aslında. Piyasa durgun olduğu için uygun fiyata konut alınabilir." değerlendirmesinde bulundu.

17 yaşındaki Binnur 12 gündür kayıp

AKSARAY’da annesi tarafından komşularına yumurta almaya gönderilen 17 yaşındaki Binnur Kalkan’dan 12 gündür haber alınamıyor.


Genç kızın yaklaşık 1 yıl önce aynı köyde oturan M.Ç. tarafından taciz edildiğini iddia ederek şikayetçi olduğu, hakkında dava açılan M.Ç.’nin ise delil yetersizliği nedeniyle beraat ettiği belirtildi. Kızının bulunmasını isteyen baba Mehmet Kalkan, taciz olayının ardından psikolojik olarak bunalıma giren kızının bu nedenle de evi terk etmiş olabileceğini söyledi.

Merkeze bağlı Karakuyu Köyü’nde açık lise öğrencisi Binnur Kalkan, geçen 8 Nisan Cuma günü saat 17.30 sıralarında annesi Reyhan Kalkan tarafından yumurta alması için komşularına gönderildi. Genç kızın 1 saat geçmesine rağmen eve dönmemesi üzerine şüphelenen ailesi komşuya gitti. Genç kızın komşularına gitmediğini öğrenen baba 60 yaşındaki Mehmet Kalkan durumu jandarmaya bildirdi.

1 YIL ÖNCE TACİZE UĞRADIĞINI İDDİA EDEREK MAHKEMEYE BAŞVURMUŞ

Genç kızın babası Mehmet Kalkan, kızının geçen yıl aynı köyde oturan M.Ç.’nın kendisine sözlü ve fiziki tacizde bulunduğu belirtmesi üzerine M.Ç. hakkında şikayetçi olduklarını söyledi. Mehmet Kalkan, şikayetin ardından M.Ç. hakkında Aksaray 1’nci Asliye Ceza Mahkemesi’nde dava açıldığını ve geçen mart ayında görülen karar duruşmasında mahkeme heyetinin M.Ç. hakkında delil yetersizliğinden beraat kararını verdiğini söyledi.

Kızının o olayın ardından psikolojik olarak etkilendiğini belirten Mehmet Kalkan, "Belki de kızım o olay nedeniyle evi terk etmiş olabilir” dedi.

(Tolga YANIK / AKSARAY - DHA)

Maket üzerinden ev satan işadamının 1400 yıl hapsi isteniyor.

Erzurum’da maket üzerinden daire satan, ancak belediyeden ruhsat alamayınca inşaatları yapamayarak 1500 vatandaşın mağdur eden Karadayı Grup Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Metin Karadayı hakkında, Ağır Ceza Mahkemesi’nde ‘nitelikli dolandıcılık’ suçundan dava açıldı. 200 kişinin şikayetçi olduğu dosyada Karadayı hakkında toplam 1400 yıla kadar hapis cezası isteniyor.


Merkez Palandöken İlçesi Yenişehir semtinde, önceki Büyükşehir Belediye Başkanı AK Partili Ahmet Küçükler döneminde 2 bin konut projesi hazırlayan müteahhit Ahmet Metin Karadayı, inşaata başlamadan dairelerin bir bölümünü sattı. İmar İskan eski konutlarında oturanların evlerini 2012′de yıkarak karşılığında daire sözü veren Karadayı’nın inşaatı, ruhsat ve projesi olmadığı gerekçesiyle şimdiki Belediye Başkanı AK Partili Mehmet Sekmen tarafından durduruldu.

Temeli 2013 yılında atılan 240 milyon liraya çıkacak projede mağdur olanlar, sık sık eylem yaparak seslerini duyurmaya çalıştı. New City projesinin yanı sıra merkez Yakutiye ile Palandöken ilçelerinde de arsa karşılığında veya sözleşme yaparak vatandaşlardan para toplayan Karadayı, inşaatlarını tamamlamayınca ev sahibi olma hayali kuranlar perişan oldu. Cumhurbaşkanı, Başbabakan ve muhalefet parti liderlerinin de mitinglerinde destek sözü verdikleri Karadayı mağdurları, sık sık eylem yaptı.

‘RUHSAT VERİLSİN BİTİREYİM’

Mağdurlardan bir kısmının şikayeti üzerine Karadayı Grup Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Metin Karadayı hakkında soruşturma başlatıldı. Savcılıkta ifadesi alınan Ahmet Metin Karadayı suçlamaları kabul etmedi. Karadayı, Büyükşehir Belediyesinin ihaleye çıkarmış olduğu kentsel dönüşüm alanı ilan edilen 30 dönüm arsayı ihaleyle aldığını, özel kişilerden topladığı 60 dönüm arsaya konut yapmak için inşaat projesini çizdirdiğini belirtti. Büyükşehir belediyesine ruhsat almak için başvurduğunu, işlemlerin tamamlanamadığını, dönemin Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Küçükler’in izni dahilinde inşaata başlandığını iddia eden Ahmet Metin Karadayı, şimdiki başkan Mehmet Sekmen’in ruhsat vermemesi yüzünden çalışmaya devam edemediğini ileri sürdü. Sözleşme yaptığı ve paralarını aldığı müştekileri dolandırma kastıyla hareket etmediğini öne süren Karadayı, “Dolandırıcılık kastı ile hareket etmiş olsaydım 17 katlı 10 adet inşaat blokunu yapmadan paraları alıp gidebilirdim. İnşaat ruhsatının verilmesi halinde inşaata devam edip bitirebilirim” diye savunma yaptı.

YAKALAMA KARARI

Soruşturma kapsamında Cumhuriyet Savcısı, iddianame hazırlayarak davayı önce Asliye Ceza Mahkemesi’nde açtı. Hakkında yurt dışına çıkış yasağı konulan ve Erzurum’da her hafta imza atma şartı konulan Karadayı’nın ise tutuksuz yargılanması kararlaştırıldı. Ancak Asliye Ceza Mahkemesi davanın ‘nitelikli dolandırıcılık’ kapsamında olduğunu belirterek dosyayı görevsizlik kararı ile Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderdi. Bunun üzerine 1′inci Ağır Ceza Mahkemesinde açılan davada 200 müşteki yer aldığı için Ahmet Metin Karadayı’nın 400 yıldan 1400 yıla kadar hapsi istendi. Geçen 12 Nisan’da görülen ilk oturuma sanık Ahmet Metin Karadayı katılmadı. Mağdur sayısı çok olduğu için gruplar halinde müştekiler dinlendi. Mahkeme Başkanı Saim Köroğlu, müştekilere evleri arsa karşılığında veya sözleşme ile mi alındığını, para verildiyse ne kadar ödendiğini sordu. Müşteki ifadelerinin arDından mahkeme heyeti, duruşmaya katılmadığı ve ifadesi alınmadığı için sanık Ahmet Metin Karadayı hakkında yakalama kararı çıkarılmasını kararlaştırdı.

MAĞDURLARIN AVUKATI AKTAŞ: BAŞKA SORUMLULAR DA VAR

Mahkemeye açılan davanın dışında 200′e yakın kişinin de yer aldığı ayrı bir soruşturma dosyasının bulunduğuna işaret eden mağdurların avukatı Tuncer Aktaş, ilk kez Erzurum’da vatandaşların mağduriyetlerinin giderilmek için topluca hareket ettiklerini bildirdi. Ahmet Metin Karadayı dışında da dosyada sorumluların bulunduğunu kaydeden Aktaş şunları söyledi:

“Şu an Ağır Cezadaki şikayetçi sayısı 200. Halen savcılık aşamasında olan suç duyuru bulunanların sayısı ile bu rakam 400′e çıkacak. Nitelikli dolandırıcılığın cezası 2 ila 7 yıl arasında. Mağdur kişi sayısınca ceza çarpılacak. Ortaya rekor bir ceza çıkıyor. Erzurum’da ilk defa topluluk halinde hareket ediliyor ve mağdur olanlar bu işi yapanlardan hesabını soracaklar. Sanıktan başka orada başka sorumlular da var. Mahkeme, bize dava açıp, suç duyurusunda bulunabilmek için süre verdi. Onlara da dava açıldığı zaman bununla birleşecek. Bu davada binin üzerinde mağdur var. Sanık hakkında çıkarılan yakalama, sanıyorum sadece ifade alınmak için değil, ikametgahı yok veya belli değil. Devamlı duruşmalardan kaçıyor, bu gerekçelerde göz önüne alınarak yakalama kararı tutuklamaya çevrilecek.”

‘ARSALARIN HEPSİ DEVREDİLMİŞ’

Yasalara göre satış vaadi sözleşmelerinin noterde yapılması gerektiğini vurgulayan Avukat Tuncer Aktaş şöyle devam etti:

“Bu kişi noterde yapmamış, bu onun birinci bilerek yapmış olduğu hatası. Kendisi imzalamış, vermiş herkese, bu insanları dolandırma amacı güder. Bütün arsalar el değiştirmiş şu anda bu yapımcı şirketin adına bir çok arsa olması gerekirken, hiç yok. Hepsi devredilmiş. Nitelikli dolandırıcılıktan mahkum olduğu zaman arsaların da geri dönmesi sağlanacak. Burada hile, insanları yanıltma amacı olduğu ve arsaların elden çıkarmasının mal kaçırmaya yönelik olduğu ortaya çıkacağı için önleri açılacak, büyük ihtimalle o tapular da açılacak hukuk davaları ile iptal edilecektir.” DHA

Adana’dan acı haber

Melisa'nın cesedi bulundu, kardeşi Şerife'yi arama çalışmaları ise sürüyor.


Adana’nın Saimbeyli İlçesi’nin Himmetli Mahallesi’nde Göksü Nehri’ne düşen kız kardeşleri bulmak için sabah saatlerinde arama çalışmasına başlayan Adana Emniyet Müdürlüğü’ne bağlı sualtı polisleri, 7 yaşındaki Melisa Öksüz’ün cesedini buldu. Düştüğü yerin 2 kilometre ilerisinde bulunan Melisa’nın cesedini polisin kucağında gören baba Ahmet Öksüz ile yakınları gözyaşlarına boğuldu.
Melisa’nın cansız bedeni, olay yerinde bekleyen ambulansa taşınırken, kardeşi 5 yaşındaki Şerife’yi arama çalışmaları devam ediyor. DHA

Yeni iddianameye Türkiye'yi ekledi

New York Güney Bölgesi Başsavcısı Preet Bharara, Miami'de tutuklanan Reza Zarrab'a ilişkin hazırladığı iddianameyi yenileyerek mahkemeye sundu. Başsavcı, iddianameye ''New York ile birlikte, Türkiye, Birleşik Arap Emirlikleri ve her nerede bu suçlar işlendiyse'' ifadesini ekledi.


İran asıllı Türk işadamı Reza Zarrab'ı ABD'de tutuklatan New York Güney Bölgesi Başsavcısı Preet Bharara yenilediği iddianamenin 'suçlamalar' bölümünde değişikliğe giderek, Türkiye, New York ve Birleşik Arap Emirlikleri'ni 'suçların işlendiği yerler' olarak belirtti.

TÜRKİYE'Yİ EKLEDİ

Başsavcı Bharara, 15 Aralık'ta mahkemeye mühürlü olarak sunduğu 21 sayfalık iddianamede bazı değişikliklere giderek yine 21 syafadan oluşan yeni iddianameyi 30 Mart'ta ABD Federal Adalet Sistemi resmi kayıtlarına sundu. Yeni iddianamedeki 13, 15, 19 ve 22'nci paragrafların her birinde yapılan rötuşla ''New York ile birllikte Türkiye, Birleşik Arap Emirlikleri ve her nerede bu suçlar işlendiyse'' ifadesi eklendi.

İlk iddianamenin birinci suçlama bölümünde, Zarrab ve arkadaşlarının ABD çıkarlarına karşı komplo kurmak için işbirliği yapmak, İran'a karşı uygulanan uluslararası ambargoyu delmek, banka sahteciliği yapmak ve kara para aklamak suçlarının ABD yargı bölgesi dışında başladığı belirtilmişti.

''TÜRKİYE'DEN BİLGİ VE BELGE İSTEYEBİLİR''

New York Güney Bölgesi Mahkemesi'ne kayıtlı avukat Cahit Akbulut, iddianamedeki rötuşu değerlendirdi:

''Bharara, bu defa açıkça suç işlenen ülkeler arasında Türkiye'yi işaret ediyor. Bu önceki iddianamede bir eksiklik ya da tamamlayıcı bir düzeltme olabilir. Türkiye'nin suçların işlendiği ülkeler arasına alınması, dava sürecinde Türkiye Adalet Bakanlığı'ndan bilgi ve belge talep edilebileceğini gösteriyor.''

5 GÜNDÜR OTOBÜS BEKLİYOR

Zarrab, ilk durağı Tallahassee Cezaevi'nde bir gece kaldıktan sonra götürüldüğü ikinci durağı Atlanta Cezaevi'nde 5 gündür otobüs bekliyor. Zarrab, ödenek yokluğu nedeniyle cezaevi otobüsleriyle aktarmalı olarak New York'a naklediliyor. Hürriyet

Genç doktor, anneliğe doyamadan yaşamını yitirdi

AĞRI Devlet Hastanesi Çocuk Psikiyatri Polikliniğinde görevli Dr. Funda Süleyman Kurt, kız bebek dünyaya getirdiği ilk doğum sonrası kan kaybından yaşamını yitirdi.


Hakim olan eşinin atanması üzerine geçtiğimiz yıl İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden kadrosunu naklederek gelen Dr. Funda Süleyman Kurt, Devlet Hastanesi Çocuk Psikiyatri Polikliniği’nde göreve başladı. 1 yıllık evli olduğu belirtilen Dr. Funda Süleyman Kurt, 15 Nisan’da yaşadığı ilk doğum sancısıyla birlikte çalıştığı Devlet Hastanesi’ne kaldırıldı. Kurt, doğum sonrası gelişen kanama komplikasyonu nedeniyle doğan bebeğiyle birlikte Erzurum’a nakledildi. Atatürk Üniversitesi Tıp Fakültesi Yakutiye Araştırma Hastanesi Yoğun Bakım Ünitesi’nde tedavi altına alınan Dr. Funda Süleyman Kurt için acil olarak B RH negatif kan arandı. Doğum sonrası aşırı kanaması durmayan Kurt, 16 Nisan sabahı yaşam mücadelesini yitirdi. Dr. Funda Süleyman Kurt’un cenazesi, memleketi Trabzon’a götürüldü.

ÇALIŞMA ARKADAŞLARINDAN KIRMIZI KARANFİL

Dr. Funda Süleyman Kurt’un ölümü görev yaptığı Devlet Hastanesi’nde çalışanlarını üzdü. Hastane çalışanları, doktorlar, Sağlık -Sen’in öncülüğünde karanfilleri Dr. Funda Süleyman Kurt’un çalışma odasının kapısının yanına bıraktı. Devlet Hastanesine yeni atanan Başhekim Opr. Dr.Ali Bulut, genç doktorun ani ölümünden üzüntü duyduğunu belirterek ailesine, çalışma arkadaşlarına başsağlığı diledi. DHA

18 Nisan 2016 Pazartesi

Göksu Nehri’ne düşen 2 küçük kız kardeş kayboldu

Adana’nın Saimbeyli İlçesi’nde, 5 yaşındaki Şerife ile ablası 7 yaşındaki Melisa Öksüz, oynamak için kenarına gittikleri Göksu Nehri’ne düşüp, kayboldu. Kardeşleri bulmak için arama çalışmaları başlatıldı.

Himmetli Mahallesi’nde saat 16.00 sıralarında arkadaşlarıyla evlerinin önünde oyun oynayan Şerife ile ablası Melisa Öksüz, kenarına gittikleri Göksu Nehri’ne düştü. Arkadaşlarının haber vermesi üzerine baba Ahmet Öksüz hemen nehrin kenarına geldi.

Çocuklarından birinin suda sürüklendiğini gören baba Ahmet Öksüz, kurtarmak için suya atladı ancak başarılı olamadı. Akıntıya kapılan Ahmet Öksüz de bir süre sürüklendikten sonra ırmaktan güçlükle çıkmayı başardı.

İhbar üzerine olay yerine polis ve sağlık ekipleri sevk edilirken, Himmetli Barajı’ndan bir ekip botla kardeşleri aramaya başladı. Ayrıca, barajın da kapakları açılarak nehrin su seviyesi düşürüldü. Olay yerine çok sayıda AFAD ekibi sevk edildiği bildirildi.


İbrahim ÖZTAŞ/SAİMBEYLİ (Adana), (DHA)

Ali İsmail Korkmaz davasında tahliye kararı

Ali İsmail Korkmaz davasında iki tutuklu polis hakkında mahkemenin kararı değiştirmezken, tutuklu yargılanan 3 kişi hakkında ise tahliye kararı verdi.


Eskişehir’deki Gezi Parkı eylemleri sırasında dövülerek öldürülen Ali İsmail Kormaz’ın davası görülmeye devam ediyor. Davanın bugünkü duruşmasında mahkeme tutuklu iki polis için kararını değiştirmezken, 5 tutuklu sanıktan 3′ünün ise tutuklu bulundukları süreyi göz önüne alarak tahliyelerine karar verdi.
Afyonkarahisar’da tutuklu polis memuru Mevlüt Saldoğan hakkındaki yeniden 10 yıl 10 ay, Çorum E Tipi Cezaevi’nde tutuklu polis memuru Yalçın Akbulut’a da 10 yıl hapis cezası verdi. Afyonkarahisar E Tipi Cezaevi’nde tutuklu fırıncılar İsmail Koyuncu, Ramazan Koyuncu ve Muhammet Vatansever’e de yine 6′şar yıl 8′er ay hapis cezası. Daha önce tahliye olan Ebubekir Harlar’a 3 yıl 4 ay hapis cezası verildi. Tutuksuz sanıklar polis memurları Hüseyin Engin ve Şaban Gökpınar’in ise beraat ettiği açıklandı.
Mahkeme heyeti, tutuklu sanıklar İsmail Koyuncu, Ramazan Koyuncu ve Muhammet Vatansever’in, tutuklu bulundukları süreyi göz önüne alarak tahliye edilmesine karar verdi.

KARAR ÖNCESİ HALAY ÇEKTİLER
Kayseri Adliyesi’nde görülen Ali İsmail Korkmaz Davasını dışarıda takip eden gençler, duruşma sonucunu beklerken megafon ve cep telefonu hoparlörlerini açarak müzik çalıp, halay çekti. Dava öncesinde Kayseri Adliyesi önünde polis geniş güvenlik önlemleri aldı. Adliye önündeki yol tek şeritli şekilde trafiğe kapatıldı. Davayı dışarıda takip eden gruplar için de demir parmaklıklarla bir alan oluşturuldu. Kendilerine ayrılan alan içerisinde toplanan gençler, zaman zaman, ‘Ali İsmail Korkmaz ölümsüzdür’ diye slogan attı. Bekleyişleri sırasında bazı gençler otururken bazıları ise buldukları pratik çözümle halay çekti. Cep telefonundan müzik açan gençler, megafon yardımıyla da müziği daha yüksek sesle duyurup, çevreye duyurmaya çalıştı. Cep telefonunu megafona tutarak müzik çalan 22 yaşındaki üniversite öğrencisi Servan Sanır, imkanları ölçüsünde bu yolu bulduklarını söyledi. DHA

“Yeni nesil CloudERP ve İş Süreçlerinin Yönetimi Sertifikası” programı başlıyor

“Yeni nesil CloudERP ve Kurumsal İş Süreçlerinin Yönetimi Sertifikası” programı başlıyor

Günümüz dünyasının en önemli konularından birisi, doğru bilgiyi doğru zamanda doğru yerde doğru kişiye sunabilmektir. Bunu temin etmenin en güzel yollarından birisi, işletmelerde kurumsal kaynak planlaması sistemini hayata geçirmek ve iş süreçlerini bu sistem üzerinden yönetebilmektir.
Kurumsal kaynak planlaması sistemlerinin seçilmesi, modellenmesi, uygulamaya alınması; hem mali yönden büyük bir külfet getirmekte, hem de büyük bir zaman ihtiyacı doğurmaktadır. Son zamanlarda Bulut sistemleri ile kurumlar, sadece kendi ihtiyacı olan sistemleri kullanma şansına kavuşmuştur. Hem oldukça ucuz, hem de çok kısa sürelerde planlama ve kaynak yönetim ihtiyacını gidermek mümkün olabilmektedir.

Bu sertifika programı ile ilgili olarak, gerek yeni mezun olanlar, gerekse piyasada çalışanların iş süreçlerini BulutERP sistemleri üzerinden yönetebilme yeteneklerinin geliştirilmesi amaçlanmıştır. Bu sayede hem iş bulmakta diğerlerine göre daha avantajlı olacak, hem de çalıştıkları iş yerlerine daha kısa sürede değer üreterek kendilerini gösterme şansı yakalayabileceklerdir.

Yıldız Teknik Üniversitesi Sürekli Eğitim Uygulama ve Araştırma Merkezi (Yıldız-SEM), Uyumsoft Bilgi Sistemleri ve Teknolojileri AŞ ve Empatik İnsan Kaynakları ve Danışmanlık şirketi işbirliğiyle düzenlenecek olan sertifika programını başarıyla tamamlayanlara, “Yıldız-SEM Yeni Nesil CloudERP ve Kurumsal İş Süreçlerinin Yönetimi Sertifikası” verilecektir.

İnsan Kaynakları firması, süreçte başarılı olanların iş bulması için ilgili desteği üretecektir. CV hazırlama konusunda destek olacak; kariyer havuzuna dahil edecek; iş bulma sırasında taleplerde öncelik verecek ve eğitim sonrasında kariyer koçluğu desteği sağlanacaktır.  Program sonunda, 5 ay boyunca kariyer güçlendirme eğitimleri mevcuttur. Ayrıca, Uyumsoft AŞ kendi müşterilerine ve diğer ilgili işletmelere, sertifika programından başarılı olanların isimlerini ve ilgili diğer detaylarını verecektir ve eleman isteyenlerin direkt olarak iletişimini sağlayacaktır.                                    

Tarih:   16 Mayıs 2016- 17 Haziran 2016

Süre:    60 saat (teorik+pratik) uzaktan eğitim

30 saat teorik eğitim her gün 18.00- 21.00 arasında 1 saat

30 saat Uyumsoft webERP üzerinde pratik eğitim her gün 18.00- 21.00 arasında 1 saat

Ücret:  Öğrenci 250 TL  / Yetişkin 500 TL

Kayıt için: www.uyumsoftakademi.com formu doldurunuz.

Bilgi için: kerim.sahin@uyumsoft.com.tr  / 0212 467 33 33 / www.uyumsoft.com.tr

Program içeriği:

Bu kapsamda, değişik üniversitelerden hocalarımız, uzaktan eğitim yolu ile öğrencilere dersler vereceklerdir. Program ilgili videolar ve teknik uzman desteğinde yürütülecektir. Toplam 30 saat teorik, 30 saat BulutERP üzerinde pratik olmak üzere 60 saatlik bir eğitim olacaktır. Ayrıca, eğitim süresi boyunca katılımcılar, Uyumsoft BulutERP sistemini kullanabilecektir ve bu esnada karşılaştıkları sorunları e-mail ile uzmanlara bildirerek cevaplarını alabileceklerdir.

Öğrencilerden Uyumsoft’a ziyaret

Prof.Dr. Ercan Öztemel, “Yapay zekay ile dünya, kendi kendine karar verebilen otonom sistemlere yöneliyor”


Beylikdüzü Çok Programlı Anadolu Lisesi Bilişim Teknolojileri Alanı Web Tasarımı ve Programlama Bölümü 11. Sınıf öğrencileri, 15 Nisan 2016 tarihinde, Yıldız Teknik Üniversitesi (YTÜ) Davutpaşa Teknoparkında merkez ofisi bulunan ülkemizin yazılım ve danışmanlıkta lider firması Uyumsoft Bilgi Sistemleri ve Teknolojileri AŞ’yi ziyaret etti.

30’a yakın lise öğrencisine, Uyumsoft Proje Yöneticisi Özgür Kaçan, Uyumsoft’un çalışmaları ile ilgili bilgiler verirken, Marmara Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Endüstri Mühendisliği Öğretim Üyelerinden Prof.Dr. Ercan Öztemel 'de kurumsal kaynak planlama (ERP), iş zekası ve yapay zekanın iş hayatındaki etkilerine yönelik bilgilendirmelerde bulundu. Aynı zamanda   öğrencilerin kariyerlerinde izleyecekleri yol haritası hakkında tavsiyeler verdi. Konuşmaları dikkatle izleyen yaşları 17- 18 arasında değişen öğrenciler, aldıkları bilgilerin kariyer yolculuklarına yön göstereceğini söylediler.

Uyumsoft İş Geliştirme Koordinatörü Turgut Kayalar ve Uyumsoft Yazılım Ar-Ge Yöneticisi Bülent Sarı, misafir olan öğrenciler ile yakından ilgilenerek, onların kurum ve ERP çalışmalarıyla ilgili sorularını cevaplandırdılar.

Başarı için “3F” kuralını uygulayın

Öğrencilere, Kurumsal Kaynak Planlamanın işletmelere kattığı değeri anlatan, ardından da yapay zeka konularındaki gelişmeleri değerlendiren Marmara Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Endüstri Mühendisliği Öğretim Üyelerinden Prof.Dr. Ercan Öztemel, dünyanın insansız fabrikalara, insansız yöneticilere, insansız araçlara; diğer bir değişle yapay zeka ile dünya kendi kendine karar verebilen otonom sistemlere  yöneldiğine dikkatleri çekti. Yapay zeka  sistemlerinin, sadece bilişim sektöründe değil, hayatın her alanında kendisini gösterdiğini örnekleriyle açıklayarak, kendi yürüttüğü değişik projelerinden örnekler sundu.

Öğrencilere başarı yolculuğunda “3F kuralını uygulayın” tavsiyesinde bulunan Prof.Dr. Ercan Öztemel, şunları söyledi: “Ne yaparsanız yapın, yüzlerce örneğinden birini taklit etmek yerine, “Farklı” yapın. Yaptığımız bu farklılık, “Faydalı”  olsun. Bir de bu çalışmaları “Fark ettirin”. Özetlemek gerekirse, Farklı yapın, faydalı olsun ve fark ettirin. Sevgili gençler, güneşi hedefleyin, ıskalarsanız yıldızlarda kalırsınız” dedi.

ERP ve i-Dönüşümde lider firmayız

Merkez Ofislerinin YTÜ Teknoparkı olduğunu ifade eden Uyumsoft Proje Yöneticisi Özgür Kaçan, yurtiçi ve yurtdışı müşterilerine, İstanbul, Ankara, İzmir, Bursa, Tokat ve Azerbaycan-Bakü ofisleriyle hizmet götürdüklerini söyledi. Kurumsal kaynak planlama (ERP) ve i-Dönüşümde (e-Fatura, e-Defter, e-Arşiv, e-Bilet) lider firma olduklarını kaydeden Özgür Kaçan, 4500’ün üzerindeki müşteriye hizmet verdiklerini belirtti.

“Sanki 10 bin senedir ağacın üstünde yaşıyorduk”

İlber Ortaylı: 'Her şey siyasi partilere ve müesses meclise bırakırsanız demokrasi yürümez'


Almanya`nın Bavyera eyaletinin başkenti Münih`te ‘Üç beş kişi’ olarak adlandırılan Halk Hareketi Derneği tarafından düzenlenen konferansa Prof. Dr. İlber Ortaylı konuk oldu. Gündemle ilgili değerlendirmelerde de bulunan Ortaylı, demokrasi konusunda konuşurken”
Söyleşi başlamadan önce Ortaylı, büyük gezilerin yorucu olduğunu ve bu sene 70 yaşına gireceğini belirterek bu tip etkinliklere daha fazla katılamayacağını söyledi.

“BİR MEMLEKETTE KİMLİK ÇOK ÖNEMLİDİR”

İlber Ortaylı, ‘Hayatınızın kompartımanlarında işte Alevi var, Sünni var vesaire çizerken politika yapamazsınız. Böyle bir kimlik olmaz; bu çok önemlidir. ‘Hepimiz elhamdülillah Müslümanız’ deriz; fakat kalkıp bunun üzerinden bir kimlik yapamazsınız. Bir Memlekette kimlik çok önemlidir; fakat bunu hiçbir şekilde politikaya, daha doğrusu bireyin yaşam tercihlerine, o tercihlerin gruplaşmasına, gruplaşmaların partileşmesine müdahalesi mümkün değildir, çok açıktır ve bu her yerde olur. Türkiye`de birçok şey değişti ve ikinci harbin sonunda dünyada çoğunluğu meydana getiren az gelişmişler arasında değildik. Üniversitemizi kurduk, sağlık hizmetlerinin temeli atılmıştı ve tabi ki yapılmayacak ve çok zor olan şeyler vardı; fakat birtakım şeylerde hazırlanmıştı ve vatanı 14 Mayıs 1950`lerde biz kurduk hikayelerine inanmayın’ diyerek eleştirdi.

“BİZİMLE MÜSLÜMANLIK GELİYOR SÖYLEMLERİNİ, YALAN YAZILAN KİTAP VE DERGİLERİ ELEŞTİRDİ”

Ortaylı ‘Biz sanayileştik, zenginlik bizle geldi ve Turgut Özal ile başladı’ söylemlerini eleştirdi. ‘Süleyman Demirel Türkiye`nin gördüğü en önemli mühendislerden ve aklı başında politikacılardan biri. Her ne kadar kusuru varsa da, çok iyi yaptığı işleri de var’ dedi.
Ortaylı Sözlerine şöyle devam etti: ‘Bizimle Müslümanlık geliyor’ söylemlerine ‘sanki 10 bin senedir ağacın üstünde yaşıyorduk, şamanlık yapıyorduk. Bunlar boş şeyler ve tarih bilmemek, istismar etmek, kötü ve küçük amaçla kullanmak için ihlal etmektir. Bunlara itibar etmeyin. Böyle şeylerle iki gün insanları kandırırsınız ve üçüncü gün yetişen genç nesil sizi fena yapar. Hakikaten mezarınızın üstüne tükürecek dereceye gelir’ diyerek yalan yazılan dergi ve kitapları eleştirdi.

“HAKSIZLIKLARIN ARTMASI DOLAYISIYLA, MUHTELİF SAYFALARDA GERİLİM ARTACAKTIR”

Ortaylı: ‘Ne yazık ki akrabacılık, etnik ve bölgesel ayrımcılık, tarikatçılık, mezhepçilik vesaire bunlar fevkalade tehlikeli ve yeni Türkiye`yi bölecek ve kuruluşumuzu, gelişmemizi engelleyecek şeyler. Bunun ilk reaksiyonları ise aklı başında ve zekası yerinde bütün gençliğin kaçmasıdır. Haksızlıkların artması dolayısıyla muhtelif saflarda gerilim artacaktır. Memleket için en kötü gelecek budur. Bunu önleyecek tedbirlere gidilmesi lazım’ dedi.

“TÜRKLERİN İSLAMİYETİ ÖĞRENDİKLERİ MEMLEKET İRAN`DIR”

Ortaylı: ‘İran’la temasımızın çok olduğunu’ belirterek ‘Türklerin İslamiyet’i öğrendikleri memleket İran’dır ve Araplar değildir’ dedi. İlber Ortaylı, sözlerine şöyle devam etti: ‘Bazı arkadaşlar uydurarak Kuteybe bin Müslim Orta Asya`yı fethetmiş, Türkler bunu görünce bayılmışlar ve İslami kabul etmişler. Zor fethetti bir kere o doğru değil. Türkler öyle bayılarak din kabul etmez. Son derece çakal bir millettir; düşünür, bakar ve işine gelirse. Askerler çünkü, her şeyi öyle zart diye almazlar ve stratejik bir yapısı vardır. Bizim ilk devletimiz onuncu asrın sonudur’ dedi.

“HER ŞEYİ SİYASİ PARTİLERE VE MÜESSES MECLİSE BIRAKIRSANIZ DEMOKRASİ YÜRÜMEZ”

Ortaylı, her şey siyasi partilere ve müesses meclise bırakılırsa demokrasinin yürümeyeceğini vurguladı. Ortaylı, ‘Size İsrail`i tanımanızı tavsiye ediyorum, mutlaka tanıyın gezin. Onlar yasa biçimdeki laikliği nasıl getiriyorlar; çünkü laik bir devlet değil. Türkiye`de de bu, pratikle olacak bir şeydir, bunu Cumhuriyet yapmaya başladı ve bu çok önemlidir.’ dedi.

500 kişinin katıldığı ve 2,5 saat süren gece soru cevap şeklinde devam etti ve ardından İlber Ortaylı büyük alkışla uğurlandı. Ayrıca, Ortaylı sahneden ayrılmadan önce, Alman ZDF Kanalının sunucusu Böhmermann`ın Cumhurbaşkanı Erdoğan üzerine yayınladığı şiir hakkında gazetecilere şöyle yanıt verdi: ‘Parti grupları değişik reaksiyon gösterdiler. Buna cevap vereceksem, böyle mahkemeye verin, atın falan olmaz. Ondokuzuncu Yüzyılda değiliz; o zaman öyle işliyordu. Aynı ağırlıkta; fakat gerçek hicve başvuran cevaplar verebilirsin.’ diyerek sözünü bitirdi. DHA