Leonardo da Vinci'nin yeni keşfedilen eskizine 15,8 milyon dolar değer biçildi.
New York Times'ın haberine göre, emekli bir doktor tarafından Aziz Sebastian tasviri mart ayında çerçevelenmemiş on dört çizimle birlikte Tajan müzayede evine değer biçilmesi için getirildi. Tasvirin sıra dışılığını fark eden eski resimler müdürü Thaddee Prate, bu konuda Parisli başka bir sanat uzmanına da danıştı.
İkinci uzman ise eskizin solak bir sanatçı tarafından çizildiğini ve kağıdın arkasında iki küçük bilimsel çizimin bulunduğunu farketti. New York Metropolitan Müzesinde görev yapan uzman Carmen C Bambach da çizimin solaklığıyla meşhur Da Vinci'ye ait olduğunu doğruladı ve çizimin 1482-1485 yılları arasında sanatçının Milan'da olduğu dönemde yapıldığını belirtti.
Tajan müzayede evinin ve Prate'nin 15,8 milyon dolar değer biçtiği eskizde Aziz Sebastian bir ağaca bağlı şekilde tasvir ediliyor. Çizimin yapıldığı 19,05'e 12,7 santimetre boyutundaki kağıdın arka yüzünde ise ışık ve gölge ile ilgili notlar ve diyagramlar bulunuyor.
13 Aralık 2016 Salı
Milli Piyango İdaresi yılbaşı çekilişi öncesi sahte Milli Piyango biletlere karşı uyarıyor
31 Aralık 2016 tarihinde yapılacak olan Milli Piyango Yılbaşı özel çekilişi için Milli Piyango İdaresi çalışanları sahte Milli Piyango biletlerine karşı uyarılarda bulundu. Peki sahte Milli Piyango bileti nasıl anlaşılır ve bilet alırken dikkat edilmesi gerekenler nelerdir?
2016’yı 2017’ye bağlayacak olan 31 Aralık gecesi gerçekleştirilecek Milli Piyango Yılbaşı Özel Çekilişi önce uzmanlar sahte biletlerin piyasaya sürülebileceğini ifade etti.
Sahte Milli Piyango bileti nasıl anlaşılır?
Milli Piyango İdaresi’nden önceki yıllarda yapılan açıklamaları dikkate alarak değerlendirme yapan uzmanlar biletlerin gezici ( seyyar) bayilerden alınması durumunda bilet satan kişinin yaka kartının görülmesi ve kontrol edilmesi konusunda uyarılarda bulunuyor.
Satın alınan Milli Piyango biletinin arka yüzünde bulunan ve bileti satan bayinin mührünün kontrol edilmesi gerektiğini ifade eden uzmanlar kâğıdın pürüzsüz olması gerektiğini ifade ediyor.
El ile kontrol edildiğinde Milli Piyango biletinin ön yüzünde bulunan rakamların kabarık olması gerektiğini dile getiren uzmanlar kâğıdın ışığa tutulduğu takdirde gizli bir şekilde bulunan MP ibaresinin ortaya çıkacağını söylüyor.
Biletin sol alt bölümünde bulunan güvenlik numarası ve ultraviyole ışıkta görülen mavi yeşil renklerin de yine biletin sahte olup olmadığını ortaya çıkardığı dile getiriliyor.
Milli piyango yılbaşı çekilişi büyük ikramiyesi ne kadar?
Milli Piyango İdaresi tarafından belirlenen yılbaşı özel çekilişi büyük ikramiye fiyatlarında bu yılda artış oldu. Geçtiğimiz yıl 55 milyon TL olarak açıklanan büyük ikramiye bu yıl 60 milyon TL’ye yükseldi. Büyük ikramiyenin tam bilete isabet etmesi halinde yılbaşı özel çekilişinde büyük ikramiyenin sahibi olacak kişi 60 milyon TL’lik ödülü cebine koyacak. Bu rakam yarım biletlerde 30 milyon TL çeyrek biletlerde ise 15 milyon TL olarak hesaplanacak.
Milli Piyango yılbaşı biletleri fiyatları
Geçtiğimiz yıl 50, 25 ve 12,5 TL’den satışa sunulan Milli Piyango Yılbaşı özel çekilişi biletleri bu yıl verilecek olan büyük ikramiyenin fiyatının artmasıyla birlikte bilet fiyatlarına da zam yaptı. Buna göre Milli Piyango İdaresi tarafından yapılan açıklamada yılbaşında gerçekleştirilecek olan özel
çekilişin bilet fiyatları şöyle:
Tam bilet: 60 TL
Yarım bilet: 30 TL
Çeyrek Bilet: 15 TL
2016’yı 2017’ye bağlayacak olan 31 Aralık gecesi gerçekleştirilecek Milli Piyango Yılbaşı Özel Çekilişi önce uzmanlar sahte biletlerin piyasaya sürülebileceğini ifade etti.
Sahte Milli Piyango bileti nasıl anlaşılır?
Milli Piyango İdaresi’nden önceki yıllarda yapılan açıklamaları dikkate alarak değerlendirme yapan uzmanlar biletlerin gezici ( seyyar) bayilerden alınması durumunda bilet satan kişinin yaka kartının görülmesi ve kontrol edilmesi konusunda uyarılarda bulunuyor.
Satın alınan Milli Piyango biletinin arka yüzünde bulunan ve bileti satan bayinin mührünün kontrol edilmesi gerektiğini ifade eden uzmanlar kâğıdın pürüzsüz olması gerektiğini ifade ediyor.
El ile kontrol edildiğinde Milli Piyango biletinin ön yüzünde bulunan rakamların kabarık olması gerektiğini dile getiren uzmanlar kâğıdın ışığa tutulduğu takdirde gizli bir şekilde bulunan MP ibaresinin ortaya çıkacağını söylüyor.
Biletin sol alt bölümünde bulunan güvenlik numarası ve ultraviyole ışıkta görülen mavi yeşil renklerin de yine biletin sahte olup olmadığını ortaya çıkardığı dile getiriliyor.
Milli piyango yılbaşı çekilişi büyük ikramiyesi ne kadar?
Milli Piyango İdaresi tarafından belirlenen yılbaşı özel çekilişi büyük ikramiye fiyatlarında bu yılda artış oldu. Geçtiğimiz yıl 55 milyon TL olarak açıklanan büyük ikramiye bu yıl 60 milyon TL’ye yükseldi. Büyük ikramiyenin tam bilete isabet etmesi halinde yılbaşı özel çekilişinde büyük ikramiyenin sahibi olacak kişi 60 milyon TL’lik ödülü cebine koyacak. Bu rakam yarım biletlerde 30 milyon TL çeyrek biletlerde ise 15 milyon TL olarak hesaplanacak.
Milli Piyango yılbaşı biletleri fiyatları
Geçtiğimiz yıl 50, 25 ve 12,5 TL’den satışa sunulan Milli Piyango Yılbaşı özel çekilişi biletleri bu yıl verilecek olan büyük ikramiyenin fiyatının artmasıyla birlikte bilet fiyatlarına da zam yaptı. Buna göre Milli Piyango İdaresi tarafından yapılan açıklamada yılbaşında gerçekleştirilecek olan özel
çekilişin bilet fiyatları şöyle:
Tam bilet: 60 TL
Yarım bilet: 30 TL
Çeyrek Bilet: 15 TL
Fetullah Gülen o mağazaya girmeyi yasaklamış
FETÖ mülkiye yapılanmasına yönelik soruşturma kapsamında gözaltına alınan ve etkin pişmanlıktan yararlanan itirafçı, Fetullah Gülen'in kaymakamların Bank Asya'ya para yatırmasını ve NT mağazalarına girmelerini yasakladığını söyledi.
Tokat Cumhuriyet Başsavcılığı, Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) ile İl Emniyet Müdürlüğü Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Şubesinin soruşturması kapsamında gözaltına alınan ve etkin pişmanlıktan yararlanarak itirafçı olan örgütün "100. ve 102. dönem kaymakamları imamı" Y.A, FETÖ'nün kaymakamlık yapılanmasını anlattı.
Aralarında daha önce meslekten ihraç edilen, açığa alınan ve görevdeki kaymakamların da olduğu çok sayıda mülki idare amirinin ifadesinin alındığı, kimi şüphelilerin tutuklandığı, kimilerinin ise adli kontrol şartıyla serbest bırakıldığı soruşturma kapsamında ifade veren Y.A, örgüte ilişkin detayları ortaya koydu.
Y.A, ifadesinde, FETÖ'nün kaymakam adaylarına yönelik çalışmasını şöyle aktardı:
"Örgütün kaymakamlık evlerinde 4 veya 5 kişi kalıyordu. Bu evlerden sorumlu olanlar kod adı kullanıyordu. Evlerde kalan kaymakam adaylarına sadakatlerine göre sorular ya yüzde 80 veya yüzde 60 oranında verilirdi. Sınavdan önceki gece abiler eve gelir, Fetih Suresi okuturdu. Daha sonra 'Bu zamana kadar bu makamlar dinsizler ve komünistlerin elindeydi. Sizin gibi devletini sevenlerin bu makamlarda bulunması gerekir.' diye konuşurlardı. Daha sonra ise abiler tarafından sorular verilirdi ve adaylar 1-2 saat bu sorulara çalıştırılırdı. Sabah da kalkıp kaymakam adayları sınava giderdi."
Kaymakamlık sınavında yeterli puan alanların yurt veya pansiyonlarda toplandığını belirten Y.A, ifadesinde şu bilgileri verdi:
"Kaymakamlar imamı ve abiler 5 veya 6 kişiyi topluyorlar. Kimin kimle kalacağını imam belirliyordu. Daha sonra bunlara kaymakamlık mülakatı soruları verilirdi. Kaymakam adaylarına seçecekleri yabancı dilleri bile imamlar belirliyorlardı. Fetullah Gülen, ByLock'tan kaymakam çocuklarına verilecek isimleri gönderiyordu. Kaymakamlar, bu isimleri çocuklarına veriyorlardı.
Kaymakamlar çocuklarını, örgütün okullarına ve dershanelerine göndermezlerdi. Bank Asya'ya para yatırmazlardı. Kaymakamların NT mağazalarına girmeleri de yasaktı." (cnntürk.com.tr)
Tokat Cumhuriyet Başsavcılığı, Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) ile İl Emniyet Müdürlüğü Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Şubesinin soruşturması kapsamında gözaltına alınan ve etkin pişmanlıktan yararlanarak itirafçı olan örgütün "100. ve 102. dönem kaymakamları imamı" Y.A, FETÖ'nün kaymakamlık yapılanmasını anlattı.
Aralarında daha önce meslekten ihraç edilen, açığa alınan ve görevdeki kaymakamların da olduğu çok sayıda mülki idare amirinin ifadesinin alındığı, kimi şüphelilerin tutuklandığı, kimilerinin ise adli kontrol şartıyla serbest bırakıldığı soruşturma kapsamında ifade veren Y.A, örgüte ilişkin detayları ortaya koydu.
Y.A, ifadesinde, FETÖ'nün kaymakam adaylarına yönelik çalışmasını şöyle aktardı:
"Örgütün kaymakamlık evlerinde 4 veya 5 kişi kalıyordu. Bu evlerden sorumlu olanlar kod adı kullanıyordu. Evlerde kalan kaymakam adaylarına sadakatlerine göre sorular ya yüzde 80 veya yüzde 60 oranında verilirdi. Sınavdan önceki gece abiler eve gelir, Fetih Suresi okuturdu. Daha sonra 'Bu zamana kadar bu makamlar dinsizler ve komünistlerin elindeydi. Sizin gibi devletini sevenlerin bu makamlarda bulunması gerekir.' diye konuşurlardı. Daha sonra ise abiler tarafından sorular verilirdi ve adaylar 1-2 saat bu sorulara çalıştırılırdı. Sabah da kalkıp kaymakam adayları sınava giderdi."
Kaymakamlık sınavında yeterli puan alanların yurt veya pansiyonlarda toplandığını belirten Y.A, ifadesinde şu bilgileri verdi:
"Kaymakamlar imamı ve abiler 5 veya 6 kişiyi topluyorlar. Kimin kimle kalacağını imam belirliyordu. Daha sonra bunlara kaymakamlık mülakatı soruları verilirdi. Kaymakam adaylarına seçecekleri yabancı dilleri bile imamlar belirliyorlardı. Fetullah Gülen, ByLock'tan kaymakam çocuklarına verilecek isimleri gönderiyordu. Kaymakamlar, bu isimleri çocuklarına veriyorlardı.
Kaymakamlar çocuklarını, örgütün okullarına ve dershanelerine göndermezlerdi. Bank Asya'ya para yatırmazlardı. Kaymakamların NT mağazalarına girmeleri de yasaktı." (cnntürk.com.tr)
12 Aralık 2016 Pazartesi
Esad rejimi ve Şii milisler Halep'te katliam yaptı
Suriye'nin kuzeyindeki doğu Halep bölgesinde Beşar Esad rejimi ve İran komutasındaki Şii milislerin ele geçirdikleri semtlerde sivillere yönelik katliamlara girişti.
AA muhabirinin katliamın yaşandığı bölgedeki kaynaklardan edindiği bilgiye göre, İran destekli Şii milis güçler, Halep'in doğu kesimlerinde kontrolünü ele geçirdikleri Firdevs ve Kellese semtlerinde çok sayıda sivili öldürdü.
Görgü tanığı Mahmud Şeyh, Şii milislerin 4 kadınla 9 çocuğu diri diri yaktığını, 67 erkeği de kurşuna dizdiğini aktardı. Şeyh, AA muhabirine açıklama yaparken, "Adımı kimliği gizlemeye gerek yok. Korkacağımız bir şey kalmadı. Biz de öleceğiz zaten" ifadelerini kullandı.
Beşar Esad rejimi ve destekçilerinin son saldırılarıyla muhalifler, kontrollerindeki Şeyh Said, Firdevs, Hamdudu ve Salihin bölgelerinden çekilmek zorunda kalmıştı. Muhaliflerin kontrol ettiği alan 8,6 kilometrekareye düşerken ,bazı siviller rejim ele geçirdiği bölgelerde kalmıştı.
Rejim kuşatmasındaki 8,6 kilometrekarelik bölgede yaklaşık yüz bin sivil bulunuyor. Halepli muhalif silahlı gruplar, geçen hafta 5 günlük acil insani ateşkes ilan edilmesini ve acil tedavi gerektiren hastaların Birleşmiş Milletler gözetiminde tahliye edilmesini istemişti.
Muhalifler, kentten ayrılmak isteyen sivillerin Halep'in kuzey kırsalına göçüne izin verilmesini talep etmişti. Siviller, rejim bölgesine geçtiklerinde can güvenliği sağlanması,erkeklerin gözaltına ya da zorla rejim ordusuna alınmamaları, güvenli bölgelere gitmelerine izin verilmesi ve aile fertlerinin birbirlerinden koparılmaması gibi temel güvenceler bekliyordu.
Rusya'nın cuma günkü "sivillerin tahliyesi amacıyla rejimin saldırılara ara verdiği" açıklamasına rağmen İran komutasındaki Şii milisler sivillerin tahliyesini engelliyor.
Beşar Esad rejimi ve Şii milisler, 4,5 aydır kuşatma altında tuttukları doğu Halep'teki sivilleri 15 Kasım'dan bu yana havadan ve karadan vurarak 991 sivili öldürdü, binlercesini yaraladı.
AA muhabirinin katliamın yaşandığı bölgedeki kaynaklardan edindiği bilgiye göre, İran destekli Şii milis güçler, Halep'in doğu kesimlerinde kontrolünü ele geçirdikleri Firdevs ve Kellese semtlerinde çok sayıda sivili öldürdü.
Görgü tanığı Mahmud Şeyh, Şii milislerin 4 kadınla 9 çocuğu diri diri yaktığını, 67 erkeği de kurşuna dizdiğini aktardı. Şeyh, AA muhabirine açıklama yaparken, "Adımı kimliği gizlemeye gerek yok. Korkacağımız bir şey kalmadı. Biz de öleceğiz zaten" ifadelerini kullandı.
Beşar Esad rejimi ve destekçilerinin son saldırılarıyla muhalifler, kontrollerindeki Şeyh Said, Firdevs, Hamdudu ve Salihin bölgelerinden çekilmek zorunda kalmıştı. Muhaliflerin kontrol ettiği alan 8,6 kilometrekareye düşerken ,bazı siviller rejim ele geçirdiği bölgelerde kalmıştı.
Rejim kuşatmasındaki 8,6 kilometrekarelik bölgede yaklaşık yüz bin sivil bulunuyor. Halepli muhalif silahlı gruplar, geçen hafta 5 günlük acil insani ateşkes ilan edilmesini ve acil tedavi gerektiren hastaların Birleşmiş Milletler gözetiminde tahliye edilmesini istemişti.
Muhalifler, kentten ayrılmak isteyen sivillerin Halep'in kuzey kırsalına göçüne izin verilmesini talep etmişti. Siviller, rejim bölgesine geçtiklerinde can güvenliği sağlanması,erkeklerin gözaltına ya da zorla rejim ordusuna alınmamaları, güvenli bölgelere gitmelerine izin verilmesi ve aile fertlerinin birbirlerinden koparılmaması gibi temel güvenceler bekliyordu.
Rusya'nın cuma günkü "sivillerin tahliyesi amacıyla rejimin saldırılara ara verdiği" açıklamasına rağmen İran komutasındaki Şii milisler sivillerin tahliyesini engelliyor.
Beşar Esad rejimi ve Şii milisler, 4,5 aydır kuşatma altında tuttukları doğu Halep'teki sivilleri 15 Kasım'dan bu yana havadan ve karadan vurarak 991 sivili öldürdü, binlercesini yaraladı.
Oğlunun acısına dayanamayan şehit annesi kalp krizi geçirdi
Şehit annesinin kalbi bu acıyı kaldıramadı... İstanbul Beşiktaş'taki hain saldırıda şehit olan Yasin İke'nin annesi Yeter İke kalp krizi geçirdi. Anjiyo olacağı belirtilen Yeter İke, Kalp ve Damar Servisi'nde yoğun bakıma alındı.
Beşiktaş’taki bombalı saldırıda şehit düşen polis memuru Yasin İke’nin annesi Yeter İke, oğlunun acısına dayanmayarak kalp krizi geçirdi. Yeter İke’nin anjiyo olacağı belirtildi.
Beşiktaş’ta düzenlenen hain saldırıda şehit düşen polis memuru Yasin İke’nin annesi Yeter İke, oğlunun dün defnedilmesi ardından Esenyurt Mahallesi’ndeki evine giderek taziyeleri kabul etti.
Akşam saatlerinde göğüs ağrısı şikayetleri artan anne, oğlunun acısına dayanamadı. Yakınları tarafından özel bir hastaneye kaldırılan acılı anneye burada yapılan ilk müdahale ardından Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne getirildi. Doktorların ilk muayene ve kontrollerinde, kalp krizi geçirdiği belirlenen anne Yeter İke, Kalp ve Damar Servisi’nde yoğun bakıma alındı. Anne İke’nin kalp damarlarından birinin tıkalı olduğu ve anjiyo yapılacağı bildirildi. DHA
Beşiktaş’taki bombalı saldırıda şehit düşen polis memuru Yasin İke’nin annesi Yeter İke, oğlunun acısına dayanmayarak kalp krizi geçirdi. Yeter İke’nin anjiyo olacağı belirtildi.
Beşiktaş’ta düzenlenen hain saldırıda şehit düşen polis memuru Yasin İke’nin annesi Yeter İke, oğlunun dün defnedilmesi ardından Esenyurt Mahallesi’ndeki evine giderek taziyeleri kabul etti.
Akşam saatlerinde göğüs ağrısı şikayetleri artan anne, oğlunun acısına dayanamadı. Yakınları tarafından özel bir hastaneye kaldırılan acılı anneye burada yapılan ilk müdahale ardından Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne getirildi. Doktorların ilk muayene ve kontrollerinde, kalp krizi geçirdiği belirlenen anne Yeter İke, Kalp ve Damar Servisi’nde yoğun bakıma alındı. Anne İke’nin kalp damarlarından birinin tıkalı olduğu ve anjiyo yapılacağı bildirildi. DHA
Babaya son veda; herkesi ağlattı
Hainlerin kahpe saldırısı 6 yaşındaki Duru gibi nice çocuğu yetim bıraktı. Babasının resmine dokunup ağlayan Duru, "Babam neden bu kutunun içinde" diye sorunca kimse cevap veremedi. Gözyaşları sel oldu.
Beşiktaş şehitleri toprağa verildi geriye yarım kalan hikayeler kaldı…
Cumartesi gecesi İstanbul Beşiktaş’da düzenlenen hain bombalı saldırıda şehit düşen 37’si polis 44 kişinin acısı tüm yurdu sardı. Dün Türkiye’nin dört bir yanında cenaze töreni vardı. Geriye ise tarifsiz acı, özlem ve yarım kalan hikayeler kaldı…
Tüm bu acıların hikayesini ise adeta şehit olan İstanbul Emniyet Müdürlüğü Özel Güvenlik Şube
Emniyet Müdürü 43 yaşındaki Vefa Karakurdu’nun 6 yaşındaki kızı Duru özetledi…
Duru, 12 yaşındaki ağabeyi Kaan ile birlikte babasının tabutu başında ‘Babam’ diyerek gözyaşı döktü.
Duru, “neden babam bu kutunun içinde” diye sordu.
‘NEDEN BABAM ONUN İÇİNDE?’
Annesinin kucağında babasının fotoğrafını elinden düşürmeyen küçük Duru, sık sık tabutu gösterip, “Neden babam onun içinde? Neden onun içinde?” diye sordu. Duru’nun sorusuna cevap veremeyen annesi Emel ve babaannesi Sabriye Karakurdu, gözyaşlarına boğuldu.
Şehidin cenazesi, onbinlerin katıldığı cenaze töreni ile 6 yıl önce trafik kazasında yaşamını yitider kardeşi Sabri Ferda Karakurdu’nun mezarı yanında toprağa verildi.
Cumartesi gecesi İstanbul Beşiktaş’da düzenlenen hain bombalı saldırıda şehit düşen 37’si polis 44 kişinin acısı tüm yurdu sardı. Dün Türkiye’nin dört bir yanında cenaze töreni vardı. Geriye ise tarifsiz acı, özlem ve yarım kalan hikayeler kaldı…
Tüm bu acıların hikayesini ise adeta şehit olan İstanbul Emniyet Müdürlüğü Özel Güvenlik Şube
Emniyet Müdürü 43 yaşındaki Vefa Karakurdu’nun 6 yaşındaki kızı Duru özetledi…
Duru, 12 yaşındaki ağabeyi Kaan ile birlikte babasının tabutu başında ‘Babam’ diyerek gözyaşı döktü.
Duru, “neden babam bu kutunun içinde” diye sordu.
‘NEDEN BABAM ONUN İÇİNDE?’
Annesinin kucağında babasının fotoğrafını elinden düşürmeyen küçük Duru, sık sık tabutu gösterip, “Neden babam onun içinde? Neden onun içinde?” diye sordu. Duru’nun sorusuna cevap veremeyen annesi Emel ve babaannesi Sabriye Karakurdu, gözyaşlarına boğuldu.
Şehidin cenazesi, onbinlerin katıldığı cenaze töreni ile 6 yıl önce trafik kazasında yaşamını yitider kardeşi Sabri Ferda Karakurdu’nun mezarı yanında toprağa verildi.
Van'da 4.4 büyüklüğünde deprem
Van'ın Özalp ilçesinde merkez üssü Özalp ilçesi Çamurlu Köyü yakınları olan 4.4 büyüklüğünde bir deprem meydana geldi. Saat 01.42'de meydana gelen deprem paniğe neden olurken ilk belirlemelere göre ölen veya yaralanan olmadı.
Başbakanlık Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD) Deprem Dairesi'nin verilerine göre, Van'da saat 01.42'de merkez üssü Özalp İlçesi Çamurlu köyü yakınları olan 4.4 büyüklüğünde deprem meydana geldi. Özalp'in yanı sıra kent merkezi ve çevre ilçelerden de hissedilen deprem, kısa süreli paniğe neden oldu. Depremde, ilk belirlemelere göre can ve mal kaybı yaşanmadı. Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü ise depremin merkez üssünü Gürpınar İlçesi Umut Köyü, büyüklüğünü ise 4.6 olarak açıkladı. DHA
Başbakanlık Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD) Deprem Dairesi'nin verilerine göre, Van'da saat 01.42'de merkez üssü Özalp İlçesi Çamurlu köyü yakınları olan 4.4 büyüklüğünde deprem meydana geldi. Özalp'in yanı sıra kent merkezi ve çevre ilçelerden de hissedilen deprem, kısa süreli paniğe neden oldu. Depremde, ilk belirlemelere göre can ve mal kaybı yaşanmadı. Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü ise depremin merkez üssünü Gürpınar İlçesi Umut Köyü, büyüklüğünü ise 4.6 olarak açıkladı. DHA
İstanbul'un bir yakası karanlıkta kalacak
İstanbul'un Ataşehir, Kadıköy, Maltepe, Pendik, Sultanbeyli, Şile, Ümraniye ve Üsküdar ilçelerinin bazı mahallelerinde 15 Aralık'ta elektrik kesintisi yapılacak.
Anadolu Yakası Elektrik Dağıtım AŞ'den (AYEDAŞ) yapılan yazılı açıklamaya göre, İstanbul'un
Ataşehir ilçesinin bazı mahallelerinde 09.00 ile 17.00 saatleri arasında elektrik kesintisi uygulanacak. Aynı gün, Kadıköyün bazı mahallelerine 02.00 ile 18.00 saatleri arasında, Maltepe'nin bazı mahallelerine 09.00 ile 12.00 saatleri arasında ve Pendik'in bazı mahallelerine de 09.00 ile 17.00 saatleri arasında enerji verilemeyecek.
Sultanbeyli'nin bazı mahallelerine 09.00 ile 18.00 saatleri arasında, Şile'nin bazı mahallelerine 00.30 ile 06.30 saatleri arasında, Ümraniye'nin bazı mahallelerine 15.00 ile 18.00 arasında, Üsküdar'ın bazı mahallelerine ise 08.00 ile 14.00 saatleri arasında elektrik kesintisine gidilecek. Aboneler, elektrik verilemeyecek ilçelerdeki mahalle ve sokaklara ilişkin detaylarla kesintinin saat bilgilerine AYEDAŞ'ın internet sitesinde yer alan "Planlı Kesinti Listesi ve Haritası" bölümünden ulaşabilecek.
Anadolu Yakası Elektrik Dağıtım AŞ'den (AYEDAŞ) yapılan yazılı açıklamaya göre, İstanbul'un
Ataşehir ilçesinin bazı mahallelerinde 09.00 ile 17.00 saatleri arasında elektrik kesintisi uygulanacak. Aynı gün, Kadıköyün bazı mahallelerine 02.00 ile 18.00 saatleri arasında, Maltepe'nin bazı mahallelerine 09.00 ile 12.00 saatleri arasında ve Pendik'in bazı mahallelerine de 09.00 ile 17.00 saatleri arasında enerji verilemeyecek.
Sultanbeyli'nin bazı mahallelerine 09.00 ile 18.00 saatleri arasında, Şile'nin bazı mahallelerine 00.30 ile 06.30 saatleri arasında, Ümraniye'nin bazı mahallelerine 15.00 ile 18.00 arasında, Üsküdar'ın bazı mahallelerine ise 08.00 ile 14.00 saatleri arasında elektrik kesintisine gidilecek. Aboneler, elektrik verilemeyecek ilçelerdeki mahalle ve sokaklara ilişkin detaylarla kesintinin saat bilgilerine AYEDAŞ'ın internet sitesinde yer alan "Planlı Kesinti Listesi ve Haritası" bölümünden ulaşabilecek.
500 kiloluk Mısırlı kadın ameliyat için Hindistan’a gidecek
Dünyanın en kilolu kadını olduğuna inanılan Mısırlı Eman Ahmed, tedavi olmak için Hindistan'a gidiyor.
Ailesinin belirttiğine göre 500 kg civarında olan Ahmed, son 20 yıldır bulunduğu odadan nadiren dışarı çıkabiliyor. Evin içinde hapis hayatı yaşayan Ahmed günlerini tavana bakarak geçiriyor.
Kız kardeşi Şaima Ahmed’in bakımına muhtaç olan 36 yaşındaki Eman Ahmed iki yıl önce geçirdiği felç nedeniyle düzgün konuşamıyor ve zorlukla hareket ediyor.
HİNT CERRAH YARDIMA KOŞTU
Ablasına yardım etmek isteyen Şaima sosyal medyada bir kampanya başlattı ve sesini Hindistan’daki bir cerrah duyurmayı başardı.
Mumbai’de görev yapan doktor Muffazal Lakdavala, Ahmed’i Hindistan’a getirebilmek için bağış toplamaya başladı.
Doktor Lakdavala yapacağı bir dizi ameliyatla Ahmed’i 100 kiloya indirmeyi hedefliyor. CNN International’a konuşan Lakdavala, Ahmed’in durumunu “Şu anda yaşayan bir bomba gibi, her an patlayabilir” diyerek anlattı.
11 YAŞINDAN BERİ KİLOLU
Ahmed, çocukluğundan beri tiroit problemi yaşıyor. Doğduğunda 5 kilo olan Ahmed, 11 yaşından itibaren fazla kilolarla boğuşmaya başlamış. Bacakları vücudunu taşımamaya başlayınca Ahmed dizlerinin üstünde yürümek zorunda kalmış zira Ahmed’in sığabileceği bir tekerlekli sandalye bulunamamış.
Şaima, ablasının tüm bunlara rağmen hep çok eğlenceli ve neşeli olduğunu ancak bu durumun son bir kaç senedir değiştiğini anlatıyor. 300 kiloya ulaşan Ahmed, kolestrol seviyesinin çok yükselmesiyle bilincini kaybetti. Hastaneye giden Ahmed MR cihazına sığmadığı için önce teşhis konulamadı, sonrasında uygun cihaz bulunmasıyla MR’a giren Ahmed’in felç geçirdiği öğrenildi.
Sonrasında vücudu hızla su toplamaya başlayan Ahmed kısa sürede 500 kiloya kadar çıktı.
HİNDİSTAN’A GİTMESİ İÇİN UĞRAŞLAR DEVAM EDİYOR
Hindistan’a gitmek isteyen Ahmed’in karşısına çıkan ilk zorluk vize almak oldu. Bizzat Hindistan Büyükelçiliği’ne gidip başvuru yapamadığı için Ahmed’in başvurusu reddedildi. Bu noktada devreye giren Doktor Lakdavala, Hindistan Dışişleri Bakanı’na ulaşarak özel izinle ‘sağlık vizesi’ çıkarılmasını sağladı.
Bir diğer sıkıntı ise Ahmed’in seyahat edeceği uçağı bulmak oldu. Normal bir yolcu uçağına binmesi imkansız olan Ahmed için bir hava ambulansı ayarlanması düşünüldü. Kapısı normal uçaklardan daha büyük olan hava ambulansından içer girmesi bile zor olacağı için Ahmed’in yatay olarak uçağa bindirilmesi ve yolcuğunu oturarak değil yatarak yapması planlandı.
Öte yandan Müslüman olan Ahmed için sadece kadınlardan oluşan bir sağlık ekibi oluşturuldu.
3 BUÇUK YIL GEREKİYOR
Doktor Lakdavala, Eman Ahmed’in çok yüksek risk taşıdığını belirtiyor. Ameliyatı başarılı geçtiği taktirde Ahmed’in aylarca Mumbai’de müşahede altında kalması gerekecek. Doktor Lakdavala, Ahmed’in 100 kilo hedefine düşmesi için ise ameliyattan sonra 3 buçuk yıl geçmesi gerektiğini belirtiyor.
Ahmed’in ve kız kardeşinin vizelerinin çarşamba günü çıkması bekleniyor.
Guinness Rekorlar Kitabı’na göre dünyanın en kilolu kadını 291.6 kg ile ABD’li Pauline Potter’a ait. Sözcü
Ailesinin belirttiğine göre 500 kg civarında olan Ahmed, son 20 yıldır bulunduğu odadan nadiren dışarı çıkabiliyor. Evin içinde hapis hayatı yaşayan Ahmed günlerini tavana bakarak geçiriyor.
Kız kardeşi Şaima Ahmed’in bakımına muhtaç olan 36 yaşındaki Eman Ahmed iki yıl önce geçirdiği felç nedeniyle düzgün konuşamıyor ve zorlukla hareket ediyor.
HİNT CERRAH YARDIMA KOŞTU
Ablasına yardım etmek isteyen Şaima sosyal medyada bir kampanya başlattı ve sesini Hindistan’daki bir cerrah duyurmayı başardı.
Mumbai’de görev yapan doktor Muffazal Lakdavala, Ahmed’i Hindistan’a getirebilmek için bağış toplamaya başladı.
Doktor Lakdavala yapacağı bir dizi ameliyatla Ahmed’i 100 kiloya indirmeyi hedefliyor. CNN International’a konuşan Lakdavala, Ahmed’in durumunu “Şu anda yaşayan bir bomba gibi, her an patlayabilir” diyerek anlattı.
11 YAŞINDAN BERİ KİLOLU
Ahmed, çocukluğundan beri tiroit problemi yaşıyor. Doğduğunda 5 kilo olan Ahmed, 11 yaşından itibaren fazla kilolarla boğuşmaya başlamış. Bacakları vücudunu taşımamaya başlayınca Ahmed dizlerinin üstünde yürümek zorunda kalmış zira Ahmed’in sığabileceği bir tekerlekli sandalye bulunamamış.
Şaima, ablasının tüm bunlara rağmen hep çok eğlenceli ve neşeli olduğunu ancak bu durumun son bir kaç senedir değiştiğini anlatıyor. 300 kiloya ulaşan Ahmed, kolestrol seviyesinin çok yükselmesiyle bilincini kaybetti. Hastaneye giden Ahmed MR cihazına sığmadığı için önce teşhis konulamadı, sonrasında uygun cihaz bulunmasıyla MR’a giren Ahmed’in felç geçirdiği öğrenildi.
Sonrasında vücudu hızla su toplamaya başlayan Ahmed kısa sürede 500 kiloya kadar çıktı.
HİNDİSTAN’A GİTMESİ İÇİN UĞRAŞLAR DEVAM EDİYOR
Hindistan’a gitmek isteyen Ahmed’in karşısına çıkan ilk zorluk vize almak oldu. Bizzat Hindistan Büyükelçiliği’ne gidip başvuru yapamadığı için Ahmed’in başvurusu reddedildi. Bu noktada devreye giren Doktor Lakdavala, Hindistan Dışişleri Bakanı’na ulaşarak özel izinle ‘sağlık vizesi’ çıkarılmasını sağladı.
Bir diğer sıkıntı ise Ahmed’in seyahat edeceği uçağı bulmak oldu. Normal bir yolcu uçağına binmesi imkansız olan Ahmed için bir hava ambulansı ayarlanması düşünüldü. Kapısı normal uçaklardan daha büyük olan hava ambulansından içer girmesi bile zor olacağı için Ahmed’in yatay olarak uçağa bindirilmesi ve yolcuğunu oturarak değil yatarak yapması planlandı.
Öte yandan Müslüman olan Ahmed için sadece kadınlardan oluşan bir sağlık ekibi oluşturuldu.
3 BUÇUK YIL GEREKİYOR
Doktor Lakdavala, Eman Ahmed’in çok yüksek risk taşıdığını belirtiyor. Ameliyatı başarılı geçtiği taktirde Ahmed’in aylarca Mumbai’de müşahede altında kalması gerekecek. Doktor Lakdavala, Ahmed’in 100 kilo hedefine düşmesi için ise ameliyattan sonra 3 buçuk yıl geçmesi gerektiğini belirtiyor.
Ahmed’in ve kız kardeşinin vizelerinin çarşamba günü çıkması bekleniyor.
Guinness Rekorlar Kitabı’na göre dünyanın en kilolu kadını 291.6 kg ile ABD’li Pauline Potter’a ait. Sözcü
'Yeni doğan bebeğin hastanede zarar gören kulağı koptu' iddiası
Sarıoğlu çifti, bebeğin sağ kulağında, doğum sırasında olmamasına rağmen yara olduğunu fark etti. İddiaya göre bezini değiştirmek için altını açtıklarında ise bebeklerinin poposunda bir yarayla daha karşılaştılar.
İzmir'in Menderes İlçesi'nde oturan çiftçi Kerem Sarıoğlu'nun birlikte yaşadığı İngiliz uyruklu turizmci Hannah Louise Jackson, geçen 7 Ekim'de Aydın'ın Kuşadası İlçesi'ndeki özel bir hastanede ikinci çocuğunu dünyaya getirdi. Solunum problemi nedeniyle İzmir'deki özel bir hastaneye sevk edilen bebeğin, iddiaya göre hastanede zarar gören kulağının bir bölümü evde koptu.
BAŞKA HASTANEDE OLAN ANNEYE 'ANNE SÜTÜ SAĞIMI' FATURASI KESTİLER
Bebeklerini günlerce kucaklarına alamayan çift, avukatları Didem Koparan aracılığıyla hastanenin ihmali olduğunu ileri sürüp savcılığa suç duyurusunda bulundu. Avukat Didem Koparan, bebeğin sevk edildiği özel hastanenin, anne başka hastanede yatmasına rağmen 'anne sütü sağımı' adı altında 2 bin 454 lira fatura çıkardığını, bu haksız talebe karşı da dava açacaklarını söyledi.
Menderes İlçesi'nde oturan ve Ahmetbeyli Köyü'nde çiftçilik yapan Kerem Sarıoğlu ile birlikte yaşadığı ve nikah hazırlıkları yaptığı İngiliz uyruklu turizmci Hannah Louise Jackson'ın 7 Ekim'de Aydın'ın Kuşadası İlçesi'ndeki özel bir hastanede ikinci çocukları dünyaya geldi. Doğumdan sonra bedeninde hiçbir sorun olmayan bebeklerini kucaklarına alan çift, büyük mutluluk yaşadı. Ancak çiftin mutluluğu kısa sürdü. Timur adı verilen bebek, solunum sorunu olduğu belirtilerek tedavisi için ambulansla İzmir'in Karabağlar İlçesi'nde özel bir hastaneye sevk edildi.
12 GÜN SONRA EVE DÖNDÜKLERİNDE...
Bebeğini İzmir'de bırakan baba Sarıoğlu, Kuşadası'ndaki hastanede yatan eşinin yanına döndü. İzmir'deki özel hastanede 12 gün boyunca tedavi gören bebeklerinin bu sürede kendilerine hiç gösterilmediğini iddia eden çift, taburcu edilen Timur bebeği alıp eve döndüklerinde gördükleri manzara karşısında şoke oldu. Talihsiz bebeğin sağ kulağında, doğum sırasında olmamasına rağmen yara olduğunu fark eden çift, bezini değiştirmek için altını açtıklarında ise ikinci şoku yaşadı. Çift, iddiaya göre bebeklerinin poposunda da yara gördü.
Timur bebeğin kulağının bir bölümü yara nedeniyle bir süre sonra koptu. Bebeğin kulağının bir kısmının kopmasına neden olan yarayla poposundaki yaranın İzmir'de hastanede oluştuğunu ileri süren çift, avukatları Didem Koparan aracılığıyla İzmir'de savcılığa suç duyurusunda bulundu.
'BEBEK GÖSTERİLMEDİ'
Müvekkili ve eşinin, günlerce bebeklerinden ayrı kaldığını belirten avukat Didem Koparan, hastane yetkililerinin çeşitli mazeretlerle bebeği göstermediğini öne sürdü. Avukat Koparan suç duyurusu dilekçesinde şöyle dedi:
"Müvekkilim ve eşine bebekleri hep uzaktan gösterilmiş, bebeğin yüzü ve kulağının sargı içinde olduğunu, başında şapka bulunduğunu, bazı solunum aletlerinin bağlı olduğunu görmüşler. Müvekkilim bu durumdan rahatsız olup bebeği başka bir hastaneye götürmek istemiş, ancak hastanedeki doktor böyle bir durumda bebeğin solunum ile ilgili sorun yaşayacağını söylemesi üzerine, müvekkilim sevk işleminden vazgeçmiş. Anne bebeğini kucağına aldığında şapkasını çıkartmak istemiş ancak, görevliler buna da izin vermemiş. Ayrıca annenin bebeğini emzirmesine de izin verilmemiş. Hastanedeki görevliler, bebeğin solumun probleminin dışında başka bir sorundan söz etmemişler. 18 Ekim'de taburcu edilen bebek pusete konup aileye verilmiş. Bebeklerine kavuşmanın mutluluğunu yaşayan müvekkilim ve eşi bebeği kucaklarına almak isteyince görevliler tarafından 'Bebeği çıkartmayın. Burası hastane, enfeksiyon kapar' denilerek engellenmiş."
"BEBEĞİN KULAĞINA TEDAVİ UYGULANMADI"
Bebeğin kulağına uygulanan tedavi için hiçbir alacak kalemi yazılmadığını belirten Avukat Didem Koparan, şöyle devam etti:
"Yani bebeğin kulağına tedavi uygulanmamıştır. Adeta hastane tarafından kulağın kopması sağlanmıştır. Belki de yara zamanında tedavi edilmiş olsaydı, bebekle ilgilenilseydi bugün kulağı kopmayacak ve ömrünün sonuna kadar bu eksiklikle yaşamak zorunda kalmayacaktı. Ayrıca anne başka bir hastanede yatmasına rağmen, 'anne sütü sağılması' adı altında 2 bin 454 lira fatura da belirtilmiştir. Bebeğini 12 gün boyunca kucağına alamayan bir anneye olmadığı bir tarihte nasıl fatura kesilir, bunu anlamış değiliz. Aileye sarılık olduğuna dair bilgi verilmemesine rağmen bu konu da faturada yer almıştır. Bebek gerçekte en fazla üç gün içerisinde solunumu düzelmiş, ancak hastane tarafından bekletilmiştir. Bunun sebebi ise kulağına verilen zarardır. Bu durumu aileden gizlemek ve daha fazla ödeme alabilmek için bebek fazladan hastanede yatırılmıştır. Müvekkilim, ihmali olanlardan ve alınan haksız bedelden dolayı şikayetçidir."
Savcılık şikayet dilekçesini alıp işleme koydu. Avukat Didem Koparan, hastane yetkilileri hakkında tazminat davası da açacaklarını söyledi. DHA
İzmir'in Menderes İlçesi'nde oturan çiftçi Kerem Sarıoğlu'nun birlikte yaşadığı İngiliz uyruklu turizmci Hannah Louise Jackson, geçen 7 Ekim'de Aydın'ın Kuşadası İlçesi'ndeki özel bir hastanede ikinci çocuğunu dünyaya getirdi. Solunum problemi nedeniyle İzmir'deki özel bir hastaneye sevk edilen bebeğin, iddiaya göre hastanede zarar gören kulağının bir bölümü evde koptu.
BAŞKA HASTANEDE OLAN ANNEYE 'ANNE SÜTÜ SAĞIMI' FATURASI KESTİLER
Bebeklerini günlerce kucaklarına alamayan çift, avukatları Didem Koparan aracılığıyla hastanenin ihmali olduğunu ileri sürüp savcılığa suç duyurusunda bulundu. Avukat Didem Koparan, bebeğin sevk edildiği özel hastanenin, anne başka hastanede yatmasına rağmen 'anne sütü sağımı' adı altında 2 bin 454 lira fatura çıkardığını, bu haksız talebe karşı da dava açacaklarını söyledi.
Menderes İlçesi'nde oturan ve Ahmetbeyli Köyü'nde çiftçilik yapan Kerem Sarıoğlu ile birlikte yaşadığı ve nikah hazırlıkları yaptığı İngiliz uyruklu turizmci Hannah Louise Jackson'ın 7 Ekim'de Aydın'ın Kuşadası İlçesi'ndeki özel bir hastanede ikinci çocukları dünyaya geldi. Doğumdan sonra bedeninde hiçbir sorun olmayan bebeklerini kucaklarına alan çift, büyük mutluluk yaşadı. Ancak çiftin mutluluğu kısa sürdü. Timur adı verilen bebek, solunum sorunu olduğu belirtilerek tedavisi için ambulansla İzmir'in Karabağlar İlçesi'nde özel bir hastaneye sevk edildi.
12 GÜN SONRA EVE DÖNDÜKLERİNDE...
Bebeğini İzmir'de bırakan baba Sarıoğlu, Kuşadası'ndaki hastanede yatan eşinin yanına döndü. İzmir'deki özel hastanede 12 gün boyunca tedavi gören bebeklerinin bu sürede kendilerine hiç gösterilmediğini iddia eden çift, taburcu edilen Timur bebeği alıp eve döndüklerinde gördükleri manzara karşısında şoke oldu. Talihsiz bebeğin sağ kulağında, doğum sırasında olmamasına rağmen yara olduğunu fark eden çift, bezini değiştirmek için altını açtıklarında ise ikinci şoku yaşadı. Çift, iddiaya göre bebeklerinin poposunda da yara gördü.
Timur bebeğin kulağının bir bölümü yara nedeniyle bir süre sonra koptu. Bebeğin kulağının bir kısmının kopmasına neden olan yarayla poposundaki yaranın İzmir'de hastanede oluştuğunu ileri süren çift, avukatları Didem Koparan aracılığıyla İzmir'de savcılığa suç duyurusunda bulundu.
'BEBEK GÖSTERİLMEDİ'
Müvekkili ve eşinin, günlerce bebeklerinden ayrı kaldığını belirten avukat Didem Koparan, hastane yetkililerinin çeşitli mazeretlerle bebeği göstermediğini öne sürdü. Avukat Koparan suç duyurusu dilekçesinde şöyle dedi:
"Müvekkilim ve eşine bebekleri hep uzaktan gösterilmiş, bebeğin yüzü ve kulağının sargı içinde olduğunu, başında şapka bulunduğunu, bazı solunum aletlerinin bağlı olduğunu görmüşler. Müvekkilim bu durumdan rahatsız olup bebeği başka bir hastaneye götürmek istemiş, ancak hastanedeki doktor böyle bir durumda bebeğin solunum ile ilgili sorun yaşayacağını söylemesi üzerine, müvekkilim sevk işleminden vazgeçmiş. Anne bebeğini kucağına aldığında şapkasını çıkartmak istemiş ancak, görevliler buna da izin vermemiş. Ayrıca annenin bebeğini emzirmesine de izin verilmemiş. Hastanedeki görevliler, bebeğin solumun probleminin dışında başka bir sorundan söz etmemişler. 18 Ekim'de taburcu edilen bebek pusete konup aileye verilmiş. Bebeklerine kavuşmanın mutluluğunu yaşayan müvekkilim ve eşi bebeği kucaklarına almak isteyince görevliler tarafından 'Bebeği çıkartmayın. Burası hastane, enfeksiyon kapar' denilerek engellenmiş."
"BEBEĞİN KULAĞINA TEDAVİ UYGULANMADI"
Bebeğin kulağına uygulanan tedavi için hiçbir alacak kalemi yazılmadığını belirten Avukat Didem Koparan, şöyle devam etti:
"Yani bebeğin kulağına tedavi uygulanmamıştır. Adeta hastane tarafından kulağın kopması sağlanmıştır. Belki de yara zamanında tedavi edilmiş olsaydı, bebekle ilgilenilseydi bugün kulağı kopmayacak ve ömrünün sonuna kadar bu eksiklikle yaşamak zorunda kalmayacaktı. Ayrıca anne başka bir hastanede yatmasına rağmen, 'anne sütü sağılması' adı altında 2 bin 454 lira fatura da belirtilmiştir. Bebeğini 12 gün boyunca kucağına alamayan bir anneye olmadığı bir tarihte nasıl fatura kesilir, bunu anlamış değiliz. Aileye sarılık olduğuna dair bilgi verilmemesine rağmen bu konu da faturada yer almıştır. Bebek gerçekte en fazla üç gün içerisinde solunumu düzelmiş, ancak hastane tarafından bekletilmiştir. Bunun sebebi ise kulağına verilen zarardır. Bu durumu aileden gizlemek ve daha fazla ödeme alabilmek için bebek fazladan hastanede yatırılmıştır. Müvekkilim, ihmali olanlardan ve alınan haksız bedelden dolayı şikayetçidir."
Savcılık şikayet dilekçesini alıp işleme koydu. Avukat Didem Koparan, hastane yetkilileri hakkında tazminat davası da açacaklarını söyledi. DHA
Polonya’da vampir mezarı keşfedildi
Polonyalı arkeologlar yürüttükleri kazı çalışmaları esnasında üç ilginç mezara rastladı. Bulunan kalıntıların omurgalarındaki delikler dikkatleri üzerine çekti çünkü bu deliklerin bir yüzeye çivilenme esnasında oluştuğu düşünülüyor, bu da akla “vampirler”i getiriyor.
Polonya’nın Górzyca köyünde kazı yapan arkeologlar, 13’üncü ve 14’üncü yüzyıllara tarihlendirilen olağan dışı kalıntılara rastladı. Vaktiyle gotik bir katedralin bulunduğu araziye yakın bir yerde bulunan mezarlarda üç farklı “vampir” iskeleti bulundu.
Bir kadın ve bir erkeğe ait olduğu düşünülen iki iskelette belirli kesiklere ve omurgalarında bedenlerinin çivilenmesi sonucu oluşan deliklere rastlandı. Kafası iki taşın arasına sıkıştırılmış bir şekilde bulunan ve 30 – 35 yaşlarında olduğu düşünülen üçüncü iskeletin de omurgasında benzer delikler bulunuyor. Kasıtlı oluşturulan bu tahribatların varlığı muhtemel bir soruya dikkatleri çekti: Bu insanların vampir olduğuna mı inanılıyordu?
Seeker’ın haberine göre, mezara taşlar yerleştirme ve cesedi yere çivileme vampir olduğu düşünülen kişilerin cenazesi esnasında yapılan uygulamalar arasında sayılıyor. Bulunan iskeletler ile ilgili ayrıntılı bilginin antropologların araştırmaları sonucunda yayınlanması bekleniyor.
cnntürk.com.tr
Polonya’nın Górzyca köyünde kazı yapan arkeologlar, 13’üncü ve 14’üncü yüzyıllara tarihlendirilen olağan dışı kalıntılara rastladı. Vaktiyle gotik bir katedralin bulunduğu araziye yakın bir yerde bulunan mezarlarda üç farklı “vampir” iskeleti bulundu.
Bir kadın ve bir erkeğe ait olduğu düşünülen iki iskelette belirli kesiklere ve omurgalarında bedenlerinin çivilenmesi sonucu oluşan deliklere rastlandı. Kafası iki taşın arasına sıkıştırılmış bir şekilde bulunan ve 30 – 35 yaşlarında olduğu düşünülen üçüncü iskeletin de omurgasında benzer delikler bulunuyor. Kasıtlı oluşturulan bu tahribatların varlığı muhtemel bir soruya dikkatleri çekti: Bu insanların vampir olduğuna mı inanılıyordu?
Seeker’ın haberine göre, mezara taşlar yerleştirme ve cesedi yere çivileme vampir olduğu düşünülen kişilerin cenazesi esnasında yapılan uygulamalar arasında sayılıyor. Bulunan iskeletler ile ilgili ayrıntılı bilginin antropologların araştırmaları sonucunda yayınlanması bekleniyor.
cnntürk.com.tr
Beşiktaş şehitlerine veda
İstanbul Beşiktaş’ta gerçekleştirilen terör saldırısında şehit olanlar için yurdun dört bir yanında törenler düzenleniyor.
İstanbul Beşiktaş'ta terör saldırısında şehit olanlar son yolculuklarına uğurlanıyor.
İSTANBUL
Polis memuru Haşim Usta için öğle vakti Fatih Camisi'nde cenaze töreni düzenlendi.
Buradaki törene şehidin ailesinin yanı sıra Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Berat Albayrak, eski Başbakan Ahmet Davutoğlu, İstanbul Valisi Vasip Şahin, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş, 1. Ordu Komutanı Orgeneral Musa Avsever, Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Yiğit Bulut, Beşiktaş Kulübü Başkanı Fikret Orman, polisler ve vatandaşlar katıldı.
Namazın ardından Usta'nın cenazesi Çevik Kuvvet tören kıtası tarafından omuzlara alınarak araca taşındı. Şehidin kızı Melis Usta'nın bu sırada sürekli babasının tabutuna dokunduğu görüldü.
Komiser Yardımcısı Erdem Özçelik (28) için de Başakşehir Şamlar Camisi'nde cenaze töreni düzenlendi.
Özçelik'in yakınları, tabutun başında uzun süre gözyaşı döktü. Fenalık geçiren bazı yakınlarına sağlık ekipleri zaman zaman müdahale etti.
Törene katılan Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, anne Mukaddes ile baba İsmet Özçelik ve yakınlarına taziyelerine iletti.
Kurtulmuş, yaptığı açıklamada, “Kimden gelirse gelsin, arkasında kim olursa olsun, hangi hain güçler bunlara destek olursa olsun, hepsinden hesap soracağız, hepsinin burunlarından fitil fitil getirmeyi başaracağız inşallah” ifadelerini kullandı.
Törende, daha sonra şehit Özçelik'in tabutu, omuzlara alınarak cenaze aracına taşındı.
Tekbir getiren vatandaşlar, "Şehitler ölmez, vatan bölünmez" şeklinde slogan attı.
NİĞDE
24 yaşındaki polis memuru Bora Çelik için Niğde'nin Bor ilçesinde tören yapıldı.
Kayseri Erkilet Havalimanı'ndan alınan şehit Bora Çelik'in cenazesi, karayoluyla TOKİ Evleri Saltuk Mahallesi'ndeki babaevine getirildi.
Helallik alınmasının ardından şehidin Türk bayrağına sarılı tabutu, polislerin omzunda Sokullu
Mehmet Paşa Camisi yanında bulunan eski Hükümet Meydanı'na götürüldü.
Şehit annesi Rahime Çelik, "Oğlum şerefiyle öldü. Oğlumun adı yaşatılsın, adını bir yere verin" dedi.
Bunun üzerine törene katılan Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu, şehidin adına hatıra ormanı oluşturma sözü verdi.
Şehidin kız kardeşi Nuriye Öz'ün eşi İbrahim Öz de Bakan Eroğlu'na, "Cumhurbaşkanıma selam söyle, biz de vatanımız için canımızı vermeye hazırız" dedi.
Acılı anne ve kız kardeşin, şehidin polis şapkasını taktığı görüldü.
Cenaze namazının ardından Çelik'in naaşı, Bor Şehitliği'nde toprağa verildi.
KONYA
Şehit olan 29 yaşındaki polis memuru Metin Düzgün, memleketi Konya'da son yolculuğuna uğurlandı.
Şehidin Türk bayrağına sarılı naaşı, Bosna Hersek Mahallesi'ndeki baba evine getirildi.
Burada şehidin babası Harun, annesi Hatice ve kardeşi Çetin Düzgün tabuta sarılarak gözyaşı döktü. Bu sırada fenalaşan şehidin yakınlarına sağlık ekipleri müdahale etti.
Daha sonra şehidin naaşı Musalla Mezarlığı'ndaki namazgaha getirildi. Şehit Düzgün'ün naaşı, binlerce kişinin katılımıyla kılınan cenaze namazın ardından şehitlikte gözyaşları arasında toprağa verildi.
İlk görev yeri olan İstanbul'da 1,5 yıldır görev yaptığı belirtilen Düzgün'ün yaklaşık 2 hafta önce sözlendiği ve nişan hazırlığı yaptığı öğrenildi.
ADANA
Saldırıda şehit olan polisler Mehmet Atıcı (22) ve Adem Oğuz'un (30) Türk bayrağına sarılı naaşları, Adana’ya getirildi.
Şehitler için Merkez Sabancı Camisi'nde cenaze namazı kılındı. Buradaki törene Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz da katıldı.
Şehitlerin yakınları, törende göz yaşı döktü, zaman zaman baygınlık geçirenler oldu.
Mehmet Atıcı'nın cenazesi, Merkez Sabancı Camisi'ndeki törenin ardından konvoyla İmamoğlu ilçesindeki babaevine götürüldü.
Cenazenin babaevine getirilişi sırasında şehidin yakınları ve komşuları gözyaşı döktü.
Baba ocağından helallik alınmasının ardından cenaze Saygeçit Mahallesi Mezarlığı'nda toprağa verildi.
Bekar olan şehit Mehmet Atıcı, 7 Temmuz 2016'dan bu yana İstanbul'da görev yapıyordu.
30 yaşındaki Adem Oğuz'un cenazesi ise konvoyla ilçe merkezine 30 kilometre uzaktaki Kıcak Mahallesi'ne getirildi.
Cenazenin mahalleye getirilişi sırasında, şehidin yakınları gözyaşı döktü.
Oğuz'un cenaze namazı, aynı mahalleden, 2012'de Cudi Dağı'nda şehit düşen özel harekat polisi Arif Mamış'ın adının verildiği ilkokulun bahçesinde kılındı. Şehidin naaşı, daha sonra mahalle mezarlığında defnedildi.
Evli ve bir çocuk babası şehit Adem Oğuz, 15 Haziran 2013'ten bu yana İstanbul'da görev yapıyordu.
SİNOP
Çevik kuvvette görevli polis memuru 21 yaşındaki Hakan Tanrıkulu için Sinop’un Durağan ilçesinde cenaze töreni düzenlendi.
Şehidin cenazesi, babaevinde helallik alındıktan sonra tekbirler eşliğinde İsmail Bey Camisi'ne getirildi. Burada saygı duruşunda bulunulduktan sonra İstiklal Marşı okundu.
Şehidin annesi Ayşe Tanrıkulu, oğlunun naaşına sarılarak, teröre lanet okudu.
Baba İzzet Tanrıkulu ise tabuta sarılarak, "Bayrağımızı yere düşürmedin, hakkım sana helal olsun oğlum" diye gözyaşı döktü.
Burada kılınan cenaze namazının ardından bir süre çevik kuvvet polislerinin omzunda taşınan şehidin naaşını daha sonra ilçe halkı omuzladı.
Cenaze aracına konulan şehidin naaşı ilçe mezarlığında toprağa verildi.
Şehidin, Tanrıkulu ailesinin 3 çocuğundan en küçüğü olduğu ve bir yıl önce göreve başladığı öğrenildi.
KAYSERİ
Saldırıda şehit düşen polis memurları Osman Börklüoğlu ve Yasin İke için Kayseri Emniyet Müdürlüğünde tören yapıldı.
31 yaşındaki polis memuru İke ile 25 yaşındaki polis memuru Börklüoğlu'nun Kayseri Eğitim ve Araştırma Hastanesi morgundan alınan cenazeleri, İl Emniyet Müdürlüğü bahçesine getirildi.
Bazı şehit yakınları, cenazelerin getirilişi sırasında fenalık geçirdi.
Şehit Osman Börklüoğlu'nun 2,5 ay önce evlendiği eşi Özge Börklüoğlu gözyaşları içerisinde tabuta sarılarak, "Osman, ne olursun kalk, senin yerine ben yatayım. Ben sensizliğe nasıl dayanacağım" diye ağıt yaktı.
Tören sırasında bir şehit yakını da tabutun başında beklerken ağlayan polis memurunun gözyaşlarını sildi. Tören, şehitler için toplu dua edilmesiyle sona erdi.
Şehitlerin cenazeleri, törenin ardından helallik alınmak üzere babaevlerine götürüldü.
Şehit İke ve Börklüoğlu'nun naaşları, öğle vakti Hunat Camisi'nde kılınacak cenaze namazının ardından Asri Mezarlıktaki Polis Şehitliği'nde toprağa verilecek.
VAN
Polis memuru Soner İdil’in naaşı Van'ın Tuşba ilçesinde getirildi.
Yukarı Norşin Camisi'nde düzenlenen cenaze törenine Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Ahmet Arslan da katıldı.
Şehidin cenazesiyle camiye gelen yakınları tabuta sarılarak ağıtlar yaktı.
Bakan Arslan, şehidin anne ve babasının yanına giderek teskin etmeye çalıştı.
Bu sırada törene katılan vatandaşlar, ellerinde Türk bayraklarıyla "Şehitler ölmez vatan bölünmez", "Kahrolsul PKK", "Bir ölür bin diriliriz" diye sloganlar attı.
Öğlen namazının ardından şehidin naaşı Akküprü mezarlığında toprağa verildi.
Şehit babasına Türk bayrağını teslim eden Bakan Arslan, "Herkes bilsin ki bu anneler, babalar şehit olma yolunca yemin etmiş bu gençler olduğu sürece sonsuza kadar birliğimiz, beraberliğimiz, dirliğiniz devam edecek. Herkes bunu bilsin, hainlerin hainlikleri, ördükleri çoraplar onların başına geçecektir” dedi.
YOZGAT
21 yaşındaki çevik kuvvet polisi Mustafa Kemal Devrilmez'in cenazesi, memleketi Yozgat'ın Sarıkaya ilçesine getirildi.
Barbaros İlkokulu bahçesinde düzenlenen törene Adalet Bakanı Bekir Bozdağ de katıldı.
Töreni, şehidin annesi Şerife ve kız kardeşi Edanur Devrilmez de gözyaşları içinde izledi.
Şehidin naaşı daha sonra cenaze nakil aracıyla Köprücek köyündeki babaevine getirildi.
Barada Adalet Bakanı Bekir Bozdağ şehidin ailesine taziyelerini iletti.
Şehidin annesi ve kız kardeşi Devrilmez'in tabutuna sarılarak gözyaşı döktü.
Şehidin naaşı, daha sonra gözyaşları içinde toprağa verildi.
Öte yandan, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da mezarlıkta Bozdağ'ın telefonundan görüştüğü şehidin babası Özbay Devrilmez'e taziyelerini iletti.
Bekar olan şehidin, Yozgat Polis Meslek Yüksekokulundan mezun olduğu ve yaklaşık 1 yıldır İstanbul’da görev yaptığı öğrenildi.
ISPARTA
Polis memuru Durmuş Öcal'ın için memleketi Isparta'da tören düzenlendi.
Şehidin naaşı, önce Doğancı Mahallesi'ndeki babaevine getirildi ve helallik istendi.
15 Temmuz Demokrasi Meydanı'nda düzenlenen törenin ardından şehidin naaşı Ulu Cami'ye getirildi. Burada kılınan cenaze namazının ardından şehidin naaşı, Isparta Garnizon Şehitliği'ne defnedildi.
Törende konuşan Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, şöyle konuştu:
“Hainlere hesap sormaya devam edeceğiz. Kahraman polisimiz ve askerimiz, o hainler nerede olursa olsun, şehir içinde, dağlarda, sınırlarımızın içinde, sınırlarımızın ötesinde. Onları bulup, inine girip, onları imha etmeye devam edeceğiz.
Kim olursa olsun, o hainlere destek veren kim varsa şehitlerimizin hesabını onlardan da soracağız, sormaya devam edeceğiz. Sadece Türkiye içinde değil, yurt dışında da hainlere kucak açanlardan hesap soracağız.
Bu hainlere kucak açan yurt dışındaki siyasilere, ülkelere buradan sesleniyorum; bundan sonra da sizi her yerde ifşa edeceğiz, sizi 'teröristlere destek veren siyasetçiler ve ülkeler' olarak ilan edeceğiz. Size terörist bir ülke ve terörist bir siyasetçi ya da kim olursa olsun sahip çıkanlara 'terörist' muamelesi yapacağız.”
Törenin ardından tabuta sarılan şehidin annesi ve kız kardeşine baba Şerafettin Öcal, "Ağlamayacaksınız, güldürmeyeceksiniz onları" dedi. ntcmsnc
İstanbul Beşiktaş'ta terör saldırısında şehit olanlar son yolculuklarına uğurlanıyor.
İSTANBUL
Polis memuru Haşim Usta için öğle vakti Fatih Camisi'nde cenaze töreni düzenlendi.
Buradaki törene şehidin ailesinin yanı sıra Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Berat Albayrak, eski Başbakan Ahmet Davutoğlu, İstanbul Valisi Vasip Şahin, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş, 1. Ordu Komutanı Orgeneral Musa Avsever, Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Yiğit Bulut, Beşiktaş Kulübü Başkanı Fikret Orman, polisler ve vatandaşlar katıldı.
Namazın ardından Usta'nın cenazesi Çevik Kuvvet tören kıtası tarafından omuzlara alınarak araca taşındı. Şehidin kızı Melis Usta'nın bu sırada sürekli babasının tabutuna dokunduğu görüldü.
Komiser Yardımcısı Erdem Özçelik (28) için de Başakşehir Şamlar Camisi'nde cenaze töreni düzenlendi.
Özçelik'in yakınları, tabutun başında uzun süre gözyaşı döktü. Fenalık geçiren bazı yakınlarına sağlık ekipleri zaman zaman müdahale etti.
Törene katılan Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, anne Mukaddes ile baba İsmet Özçelik ve yakınlarına taziyelerine iletti.
Kurtulmuş, yaptığı açıklamada, “Kimden gelirse gelsin, arkasında kim olursa olsun, hangi hain güçler bunlara destek olursa olsun, hepsinden hesap soracağız, hepsinin burunlarından fitil fitil getirmeyi başaracağız inşallah” ifadelerini kullandı.
Törende, daha sonra şehit Özçelik'in tabutu, omuzlara alınarak cenaze aracına taşındı.
Tekbir getiren vatandaşlar, "Şehitler ölmez, vatan bölünmez" şeklinde slogan attı.
NİĞDE
24 yaşındaki polis memuru Bora Çelik için Niğde'nin Bor ilçesinde tören yapıldı.
Kayseri Erkilet Havalimanı'ndan alınan şehit Bora Çelik'in cenazesi, karayoluyla TOKİ Evleri Saltuk Mahallesi'ndeki babaevine getirildi.
Helallik alınmasının ardından şehidin Türk bayrağına sarılı tabutu, polislerin omzunda Sokullu
Mehmet Paşa Camisi yanında bulunan eski Hükümet Meydanı'na götürüldü.
Şehit annesi Rahime Çelik, "Oğlum şerefiyle öldü. Oğlumun adı yaşatılsın, adını bir yere verin" dedi.
Bunun üzerine törene katılan Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu, şehidin adına hatıra ormanı oluşturma sözü verdi.
Şehidin kız kardeşi Nuriye Öz'ün eşi İbrahim Öz de Bakan Eroğlu'na, "Cumhurbaşkanıma selam söyle, biz de vatanımız için canımızı vermeye hazırız" dedi.
Acılı anne ve kız kardeşin, şehidin polis şapkasını taktığı görüldü.
Cenaze namazının ardından Çelik'in naaşı, Bor Şehitliği'nde toprağa verildi.
KONYA
Şehit olan 29 yaşındaki polis memuru Metin Düzgün, memleketi Konya'da son yolculuğuna uğurlandı.
Şehidin Türk bayrağına sarılı naaşı, Bosna Hersek Mahallesi'ndeki baba evine getirildi.
Burada şehidin babası Harun, annesi Hatice ve kardeşi Çetin Düzgün tabuta sarılarak gözyaşı döktü. Bu sırada fenalaşan şehidin yakınlarına sağlık ekipleri müdahale etti.
Daha sonra şehidin naaşı Musalla Mezarlığı'ndaki namazgaha getirildi. Şehit Düzgün'ün naaşı, binlerce kişinin katılımıyla kılınan cenaze namazın ardından şehitlikte gözyaşları arasında toprağa verildi.
İlk görev yeri olan İstanbul'da 1,5 yıldır görev yaptığı belirtilen Düzgün'ün yaklaşık 2 hafta önce sözlendiği ve nişan hazırlığı yaptığı öğrenildi.
ADANA
Saldırıda şehit olan polisler Mehmet Atıcı (22) ve Adem Oğuz'un (30) Türk bayrağına sarılı naaşları, Adana’ya getirildi.
Şehitler için Merkez Sabancı Camisi'nde cenaze namazı kılındı. Buradaki törene Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz da katıldı.
Şehitlerin yakınları, törende göz yaşı döktü, zaman zaman baygınlık geçirenler oldu.
Mehmet Atıcı'nın cenazesi, Merkez Sabancı Camisi'ndeki törenin ardından konvoyla İmamoğlu ilçesindeki babaevine götürüldü.
Cenazenin babaevine getirilişi sırasında şehidin yakınları ve komşuları gözyaşı döktü.
Baba ocağından helallik alınmasının ardından cenaze Saygeçit Mahallesi Mezarlığı'nda toprağa verildi.
Bekar olan şehit Mehmet Atıcı, 7 Temmuz 2016'dan bu yana İstanbul'da görev yapıyordu.
30 yaşındaki Adem Oğuz'un cenazesi ise konvoyla ilçe merkezine 30 kilometre uzaktaki Kıcak Mahallesi'ne getirildi.
Cenazenin mahalleye getirilişi sırasında, şehidin yakınları gözyaşı döktü.
Oğuz'un cenaze namazı, aynı mahalleden, 2012'de Cudi Dağı'nda şehit düşen özel harekat polisi Arif Mamış'ın adının verildiği ilkokulun bahçesinde kılındı. Şehidin naaşı, daha sonra mahalle mezarlığında defnedildi.
Evli ve bir çocuk babası şehit Adem Oğuz, 15 Haziran 2013'ten bu yana İstanbul'da görev yapıyordu.
SİNOP
Çevik kuvvette görevli polis memuru 21 yaşındaki Hakan Tanrıkulu için Sinop’un Durağan ilçesinde cenaze töreni düzenlendi.
Şehidin cenazesi, babaevinde helallik alındıktan sonra tekbirler eşliğinde İsmail Bey Camisi'ne getirildi. Burada saygı duruşunda bulunulduktan sonra İstiklal Marşı okundu.
Şehidin annesi Ayşe Tanrıkulu, oğlunun naaşına sarılarak, teröre lanet okudu.
Baba İzzet Tanrıkulu ise tabuta sarılarak, "Bayrağımızı yere düşürmedin, hakkım sana helal olsun oğlum" diye gözyaşı döktü.
Burada kılınan cenaze namazının ardından bir süre çevik kuvvet polislerinin omzunda taşınan şehidin naaşını daha sonra ilçe halkı omuzladı.
Cenaze aracına konulan şehidin naaşı ilçe mezarlığında toprağa verildi.
Şehidin, Tanrıkulu ailesinin 3 çocuğundan en küçüğü olduğu ve bir yıl önce göreve başladığı öğrenildi.
KAYSERİ
Saldırıda şehit düşen polis memurları Osman Börklüoğlu ve Yasin İke için Kayseri Emniyet Müdürlüğünde tören yapıldı.
31 yaşındaki polis memuru İke ile 25 yaşındaki polis memuru Börklüoğlu'nun Kayseri Eğitim ve Araştırma Hastanesi morgundan alınan cenazeleri, İl Emniyet Müdürlüğü bahçesine getirildi.
Bazı şehit yakınları, cenazelerin getirilişi sırasında fenalık geçirdi.
Şehit Osman Börklüoğlu'nun 2,5 ay önce evlendiği eşi Özge Börklüoğlu gözyaşları içerisinde tabuta sarılarak, "Osman, ne olursun kalk, senin yerine ben yatayım. Ben sensizliğe nasıl dayanacağım" diye ağıt yaktı.
Tören sırasında bir şehit yakını da tabutun başında beklerken ağlayan polis memurunun gözyaşlarını sildi. Tören, şehitler için toplu dua edilmesiyle sona erdi.
Şehitlerin cenazeleri, törenin ardından helallik alınmak üzere babaevlerine götürüldü.
Şehit İke ve Börklüoğlu'nun naaşları, öğle vakti Hunat Camisi'nde kılınacak cenaze namazının ardından Asri Mezarlıktaki Polis Şehitliği'nde toprağa verilecek.
VAN
Polis memuru Soner İdil’in naaşı Van'ın Tuşba ilçesinde getirildi.
Yukarı Norşin Camisi'nde düzenlenen cenaze törenine Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Ahmet Arslan da katıldı.
Şehidin cenazesiyle camiye gelen yakınları tabuta sarılarak ağıtlar yaktı.
Bakan Arslan, şehidin anne ve babasının yanına giderek teskin etmeye çalıştı.
Bu sırada törene katılan vatandaşlar, ellerinde Türk bayraklarıyla "Şehitler ölmez vatan bölünmez", "Kahrolsul PKK", "Bir ölür bin diriliriz" diye sloganlar attı.
Öğlen namazının ardından şehidin naaşı Akküprü mezarlığında toprağa verildi.
Şehit babasına Türk bayrağını teslim eden Bakan Arslan, "Herkes bilsin ki bu anneler, babalar şehit olma yolunca yemin etmiş bu gençler olduğu sürece sonsuza kadar birliğimiz, beraberliğimiz, dirliğiniz devam edecek. Herkes bunu bilsin, hainlerin hainlikleri, ördükleri çoraplar onların başına geçecektir” dedi.
YOZGAT
21 yaşındaki çevik kuvvet polisi Mustafa Kemal Devrilmez'in cenazesi, memleketi Yozgat'ın Sarıkaya ilçesine getirildi.
Barbaros İlkokulu bahçesinde düzenlenen törene Adalet Bakanı Bekir Bozdağ de katıldı.
Töreni, şehidin annesi Şerife ve kız kardeşi Edanur Devrilmez de gözyaşları içinde izledi.
Şehidin naaşı daha sonra cenaze nakil aracıyla Köprücek köyündeki babaevine getirildi.
Barada Adalet Bakanı Bekir Bozdağ şehidin ailesine taziyelerini iletti.
Şehidin annesi ve kız kardeşi Devrilmez'in tabutuna sarılarak gözyaşı döktü.
Şehidin naaşı, daha sonra gözyaşları içinde toprağa verildi.
Öte yandan, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da mezarlıkta Bozdağ'ın telefonundan görüştüğü şehidin babası Özbay Devrilmez'e taziyelerini iletti.
Bekar olan şehidin, Yozgat Polis Meslek Yüksekokulundan mezun olduğu ve yaklaşık 1 yıldır İstanbul’da görev yaptığı öğrenildi.
ISPARTA
Polis memuru Durmuş Öcal'ın için memleketi Isparta'da tören düzenlendi.
Şehidin naaşı, önce Doğancı Mahallesi'ndeki babaevine getirildi ve helallik istendi.
15 Temmuz Demokrasi Meydanı'nda düzenlenen törenin ardından şehidin naaşı Ulu Cami'ye getirildi. Burada kılınan cenaze namazının ardından şehidin naaşı, Isparta Garnizon Şehitliği'ne defnedildi.
Törende konuşan Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, şöyle konuştu:
“Hainlere hesap sormaya devam edeceğiz. Kahraman polisimiz ve askerimiz, o hainler nerede olursa olsun, şehir içinde, dağlarda, sınırlarımızın içinde, sınırlarımızın ötesinde. Onları bulup, inine girip, onları imha etmeye devam edeceğiz.
Kim olursa olsun, o hainlere destek veren kim varsa şehitlerimizin hesabını onlardan da soracağız, sormaya devam edeceğiz. Sadece Türkiye içinde değil, yurt dışında da hainlere kucak açanlardan hesap soracağız.
Bu hainlere kucak açan yurt dışındaki siyasilere, ülkelere buradan sesleniyorum; bundan sonra da sizi her yerde ifşa edeceğiz, sizi 'teröristlere destek veren siyasetçiler ve ülkeler' olarak ilan edeceğiz. Size terörist bir ülke ve terörist bir siyasetçi ya da kim olursa olsun sahip çıkanlara 'terörist' muamelesi yapacağız.”
Törenin ardından tabuta sarılan şehidin annesi ve kız kardeşine baba Şerafettin Öcal, "Ağlamayacaksınız, güldürmeyeceksiniz onları" dedi. ntcmsnc
Beşiktaş patlaması hakkında hemşireden ağlatan paylaşım
Sosyal medyada hızla paylaşılıyor... Yaralı polislerin tedavi gördüğü Şişli Hamidiye Etfal Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde görev yaptığını belirten bir hemşirenin satırları gündeme oturdu, herkesi duygulandırdı...
İşte önce sağlık çalışanları arasında yayılan ve herkesi ağlatan o satırlar:
“Dün gece 26 yaşında bacağı ve kaburgaları kırılmış vücudu yanık et ve barut kokan polis bir hastam,
“Hemşire hanım çok ağrım var, dayanamıyorum bağırıyorum; diğer hastaları çok mu rahatsız ediyorum" dedi.
O durumda bile hala kendini değil, diğer insanları düşünüyordu.
Ara ara arkadaşlarının durumunu ve şehit sayısını soruyordu.
İsyan etmiyordu, özel ilgi istemiyordu, söylediklerimize harfiyen uyuyordu.
Yakınları da ortalığı yakıp yıkmıyor üstümüze yürümüyorlardı, yoğun bakımın kapısında metanetle bekliyorlardı.
Sadece o değil dün gece baktığım ve konuşabilecek durumda olan bütün hastaların tutumu böyleydi.
Çoğumuz gözyaşlarımızı tutamadan çalıştık bütün gece.
Televizyondan izlemek gibi değil orda olmak, çiçeği burnunda gençlerin ellerinizin arasından kayıp gitmelerini izlemek, yaşasalar bile sakat kalacaklarını bilerek yaralarını sarmak.
Televizyondaki birer sayıdan ibaret değil onlar, hepsinin bir hikayesi ve ellerinden alınmış bir gelecekleri var.
Nasıl kıydınız onlara!!!
Nasıl vicdanınız el verdi!!!
Nasıl hesabını vereceksiniz bu gencecik vatan evlatlarının!!!"
Özlem Şeko / Şişli Hamidiye Etfal E. A. Hastanesi”
İşte önce sağlık çalışanları arasında yayılan ve herkesi ağlatan o satırlar:
“Dün gece 26 yaşında bacağı ve kaburgaları kırılmış vücudu yanık et ve barut kokan polis bir hastam,
“Hemşire hanım çok ağrım var, dayanamıyorum bağırıyorum; diğer hastaları çok mu rahatsız ediyorum" dedi.
O durumda bile hala kendini değil, diğer insanları düşünüyordu.
Ara ara arkadaşlarının durumunu ve şehit sayısını soruyordu.
İsyan etmiyordu, özel ilgi istemiyordu, söylediklerimize harfiyen uyuyordu.
Yakınları da ortalığı yakıp yıkmıyor üstümüze yürümüyorlardı, yoğun bakımın kapısında metanetle bekliyorlardı.
Sadece o değil dün gece baktığım ve konuşabilecek durumda olan bütün hastaların tutumu böyleydi.
Çoğumuz gözyaşlarımızı tutamadan çalıştık bütün gece.
Televizyondan izlemek gibi değil orda olmak, çiçeği burnunda gençlerin ellerinizin arasından kayıp gitmelerini izlemek, yaşasalar bile sakat kalacaklarını bilerek yaralarını sarmak.
Televizyondaki birer sayıdan ibaret değil onlar, hepsinin bir hikayesi ve ellerinden alınmış bir gelecekleri var.
Nasıl kıydınız onlara!!!
Nasıl vicdanınız el verdi!!!
Nasıl hesabını vereceksiniz bu gencecik vatan evlatlarının!!!"
Özlem Şeko / Şişli Hamidiye Etfal E. A. Hastanesi”
Twitter'da paylaşılan göz yaşartan 2 karikatür
Cumartesi günü yaşanan saldırının ardından Twitter'da ağlatan iki karikatür yayınladı.
Karikatürlerden biri çocuğuyla maç izlemeye gitmiş bir babanın yaşanan dehşet karşısındaki durumunu anlatıyor. Gökçen Eke'nin çizdiği karikatür sosyal medyada dikkat çekerken Beşiktaş'ın Çarşı grubunun Twitter hesabı tarafından retweet edildi.
Diğeri ise Kartal Yuvası çalışanı Beşiktaş taraftarı Tunç Uncu'yla ilgili. Bu karikatürü Çarşı grubu paylaştı.
Karikatürlerden biri çocuğuyla maç izlemeye gitmiş bir babanın yaşanan dehşet karşısındaki durumunu anlatıyor. Gökçen Eke'nin çizdiği karikatür sosyal medyada dikkat çekerken Beşiktaş'ın Çarşı grubunun Twitter hesabı tarafından retweet edildi.
Diğeri ise Kartal Yuvası çalışanı Beşiktaş taraftarı Tunç Uncu'yla ilgili. Bu karikatürü Çarşı grubu paylaştı.
Beşiktaş’taki saldırıda şehit sayısı 44'e yükseldi
İstanbul Beşiktaş'ta Vodafone Arena yakını ve Maçka Parkı'nda gerçekleştirilen çifte bombalı saldırıda şehit sayısı 44’e çıktı. Saldırının gerçekleştirildiği yere Şehitler Tepesi adı verildi.
İstanbul’da Cumartesi akşamı kanlı bir saldırı yaşandı.
Beşiktaş ilçesinde Vodafone Arena yakını ve Maçka Parkı'nda iki patlama meydana geldi.
Patlamada, şehit olanların sayısı 44'e yükseldi. Şehitlerden 36'sının polis olduğu bildirildi.
Terör saldırısında 150’den fazla kişi de yaralandı. Yaralıların tedavilerine kaldırıldıkları hastanede devam ediliyor.
"ŞEHİTLER TEPESİ"
Bu arada, Beşiktaş Belediyesi Meclis, terör saldırısının ardından olağanüstü toplandı.
Burada alınan kararla, halk arasında "Beleştepe" diye anılan noktanın adı "Şehitler Tepesi" olarak değiştirildi.
Saldırının gerçekleştiği yere şehitlerin anısına anıt da dikilecek.
13 KİŞİ GÖZALTINDA
Öte yandan, çifte saldırıyla ilgili soruşturma da devam ediyor. Gözaltına alınan 13 kişinin sorgusu sürüyor.
Patlamada 300-400 kiloluk patlayıcı kullanıldığı belirtildi. Şiddetli patlamalar İstanbul'un birçok ilçesinden de duyuldu. ntvmsnc
İstanbul’da Cumartesi akşamı kanlı bir saldırı yaşandı.
Beşiktaş ilçesinde Vodafone Arena yakını ve Maçka Parkı'nda iki patlama meydana geldi.
Patlamada, şehit olanların sayısı 44'e yükseldi. Şehitlerden 36'sının polis olduğu bildirildi.
Terör saldırısında 150’den fazla kişi de yaralandı. Yaralıların tedavilerine kaldırıldıkları hastanede devam ediliyor.
"ŞEHİTLER TEPESİ"
Bu arada, Beşiktaş Belediyesi Meclis, terör saldırısının ardından olağanüstü toplandı.
Burada alınan kararla, halk arasında "Beleştepe" diye anılan noktanın adı "Şehitler Tepesi" olarak değiştirildi.
Saldırının gerçekleştiği yere şehitlerin anısına anıt da dikilecek.
13 KİŞİ GÖZALTINDA
Öte yandan, çifte saldırıyla ilgili soruşturma da devam ediyor. Gözaltına alınan 13 kişinin sorgusu sürüyor.
Patlamada 300-400 kiloluk patlayıcı kullanıldığı belirtildi. Şiddetli patlamalar İstanbul'un birçok ilçesinden de duyuldu. ntvmsnc
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)