Çocukluğu zengin bir ailede rahatlık içinde geçen Özgecan’ın katili Suphi Altındöken, babası iflas edince okulu bırakmış, annesine dahi şiddet uygulayan biri haline gelmiş.
Mersin’de 10 gün önce vahşice katledilen 20 yaşındaki üniversitesi öğrencisi Özgecan Aslan ile katil zanlısı Ahmet Suphi Altındöken’in izini doğup büyüdüğü Tarsus’ta sürdük. Altındöken ailesi aslında Tarsus’un en bilinen, köklü ve zengin ailelerinden. Tarsus’ta dört kuşaktır Şehit Mustafa Nail mahallesinde altın işi yapıyorlar.
8 Temmuz 1989’da Tarsus’ta doğan ve çocukluğu zengin bir ailede rahat içinde geçen Ahmet Suphi’nin, 2000’li yılların başında babasının iflası ile hayatı değişmiş. Baba Necmettin Altındöken, iflasının ardından karısı ve 2 çocuğuna şiddet uygulamaya başlamış. Uzun yıllar önce boşandığı eşi Naciye Tan, o günleri, “Ondan çok şiddet gördüm. Kemerle, kesici aletle döverdi” diye anlatmıştı. Boşanmanın ardından Suphi, babası, halası ve babaannesinin yanında büyüdü.
Baba Necmettin Altındöken, iflasının ardından girdiği işlerde dikiş tutturamayınca Adana otogarında bir süre otobüs şoförlüğü yaptı. Bu yıllarda ilkokulda okuyan Ahmet Suphi daha sonra okulu bıraktı. Birkaç sene sonra yaptığı ve ölümden döndüğü motosiklet kazasının ardından 2 ay yoğun bakımda kalan Ahmet Suphi’nin kırılan kafatasının yarısı ameliyatla alındı.
Daha sonra değişik işlerde çalışan Ahmet Suphi, 5 yıl önce bir hırdavatçı dükkânı açtı ve burada temizlik işleri yapan Neslihan’ı kaçırarak evlendi. Yıllarca hem annesine hem kız kardeşine hem de babasına şiddet uygulayan Ahmet Suphi, düğününden 2 gün önce çıkan bir tartışmada babasını bıçakladı. Ahmet Suphi’nin evlendikten 2 yıl sonra bir erkek çocuğu oldu.
Açtığı hırdavatçı dükkânını da işletemeyen Ahmet Suphi, bir süre sonra kamyon şoförlüğü yapmaya başladı ve son olarak Özgecan cinayetinden 15 gün önce babasının referansıyla TOK minibüslerine şoför olarak girdi. Ahmet Suphi’yi, çevresi, “Tekin birisi değildi. Babasını dövdüğünü hatta bıçakladığını bütün Tarsus bilir. Eşine de şiddet uyguladığını duyuyorduk. Sürekli karakolluk, mahkemelik olan bir çocuk. Postacı kapıdan eksik olmaz. Sürekli karakoldan adliyeden zarflar getirir” diye anlatıyor.
Amca da isyan etti
Amca Behzat Altındöken, cinayet sonrası insan içine çıkamadığını söyledi. Altındöken, “Bizler buraların en eski en tanınan ailelerindeniz. Kimse bizi kötü bilmezdi. Ama bu olay sonrası insanların yüzüne bakamıyoruz. Özgecan’ın saçının bir teline o üç caniyi değişmezdim” diye konuştu. (Milliyet)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder