Amerikan Washington Post gazetesi bugün Fethullah Gülen'le ilgili çarpıcı bir analiz yayımladı.
“77 yaşında, kırılgan ve Pennsylvania’da yaşıyor. Türkiye onun darbe girişiminin beyni olduğunu söylüyor” başlıklı yazıda, Gülen’in15 Temmuz’da 200’den fazla kişinin ölümüne neden olan kanlı girişimi yönetmekle suçlandığı belirtiliyor.
TÜRKİYE 85 KUTU BELGE GÖNDERDİ
Ankara’nın Gülen’in Türkiye’ye iadesini istendiği hatırlatılan yazıda, Türk makamları tarafından ABD Adalet Bakanlığı’na 85 kutu delil belgesi verdiği belirtiliyor.
Washington'da incelenmeye başlanan 85 kutu belgeyle, Türkiye’nin Gülen'in toplumunun her alanına nasıl sızdığını ve darbenin beyni olduğunu kanıtlamayı amaçladığı ifade ediliyor.
ABD’YE TURİST VİZESİYLE GELDİ
Gülen’in ABD’ye turist olarak giriş yaptığı 1999 yılından sonra ülkeden göndermek için yıllarca uğraştığı, sonrasında ise ABD’nin hiçbir politik girişim olmadan Gülen’e yeşil kart verildiği anlatılıyor.
Haberde, Gülen’in dünya çapında bilinen Hizmet Hareketinin köklerinin de 1999 yılında ABD’de atıldığı yazılıyor.
Gazetenin haberinde Gülen’in okullarının dünyada ve ABD’de yaygın olduğu anlatılırken bunların pek çoğunun yüksek performanslı okullar olduğu belirtiliyor. Hatta Teksas’taki bir charter okulunun Obama yöetimi tarafından düzenlenen bir yarışmada 30 milyon dolarlık burs kazandığı aktarılıyor.
Öte yandan Gülen’e ait bazı okullarda sorunlar yaşandığı, dolandırıcılık iddialarının ortaya atıldığı belirtiliyor. Georgia eyaletindeki bir okul ise 2014 yılında yapılan denetim sırasında tespit edilen usulsüzlük nedeniyle kapatılmış.
Haberde Gülen’in okullarıyla ilgili şu tespite de yer verilmiş: “Pek çok charter okulunun Gülen’le olan bağlantılarını inkâr ettikleri de biliniyor. Ancak bu okulların bazı ortak özellikleri var: Türkler tarafından açıldılar. Eğitimde Gülen’in tavsiye ettiği gibi matematik, bilim ve teknolojiye ağırlık veriliyor. Hepsinde ortak bir misyon izleniyor ve Türk dili ile Türk kültürünü öğrenmenin imkanlarını sunuyor.”
HILLARY CLINTON’A BAĞIŞ YAPILMIŞ
Gülen Hizmetinin üyelerinin Beyaz Saray’da verilen yemek davetlerine katıldığını ve hükümet yetkililerini konferanslarda ve törenlerde ağırladıklarını aktaran gazete, Türk Amerikan Birliği’nin yılda bir kez yapılan büyük organizasyonuna yüksek seviyedeki Amerikalıların katıldığını hatta 2008 yılında eski ABD Başkan Bill Clinton’ın video aracılığıyla katılarak konuşma yaptığını hatırlatıyor.
Yazıda son yıllarda Gülen hareketine bağlı kişiler ve organizasyonların politikacılara yüzbinlerce dolarlık bağış yaptığı da belirtiliyor. Bağış yapılan isimler arasında Başkan adayı Hillary Clinton, eski Beyaz Saray sözcüsü John Boehner, eski Teksas valisi ve başkan aday Rick Perry gibi pek çok politikacı bulunuyor.
Öte yandan Washington Post’un elde ettiği bilgilere göre, 2007 yılından beri Gülen hareketiyle bağlantısı olan 10’dan fazla organizasyon 289 kongre gezisine sponsor oldu, bunların yarısı Türkiye’ye düzenlenen gezilerdi.
FBI SORUŞTURMALARI SONUÇSUZ KALDI
Yazının bir bölümünde “Gülen organizasyonunun nasıl çalıştığına yönelik şeffaflığın bulunmaması – örneğin federal dosyalarda organizasyona mali destek sağlayanların isimlerinin bulunmaması, hiyerarşik yapının bilinmemesi ve para kaynaklarının açık olmaması- şüpheleri artırıyor” deniliyor.
“FBI tarafından geçmişte ve günümüzde yürütülen mali soruşturmalarda, okullardan iş derneklerine, Gülen bağlantılı girişimler hakkında incelemeler yapılmasına rağmen hiçbir suçlamada bulunulmadı” denilen haberde Gülen’in onursal başkanı olduğu Rumi Forum’un yöneticisi Emre Çelik’in sözlerine yer verilmiş. Mali düzensizliklerle ilgili konuşan Çelik, “Tüm kurumların kendi yönetim kurulları var. Yapılan ve yapılmayanlarla ilgili sorumluluk yönetim kurullarına aittir. Gülen herhangi bir resmi yetkiye sahip değil. Onun günlük görevleri arasında hiçbir ülkedeki hiçbir kurumu yönetmek yok. Tek görevi yazmak ve konuşmak” diyor.
ESKİ CIA ŞEFİ YEŞİL KART İÇİN MEKTUP YAZDI
Eski CIA şefi Graham Fuller’ın geçtiğimiz ay Huffington Post gazetesine yazdığı yazıdan alıntı yapılan haberde Fuller’ın şu sözlerine yer veriliyor: “İslami hareketler arasında Hizmet’i, mantıklı, ılımlı, açık fikirli olması sebebiyle listenin en üstüne koyarım.”
Washington Post’un haberinde Fuller’ın, Gülen’in Yeşil Kart başvurusu için destek mektubu yazdığı belirtiliyor. Öte yandan AKP milletveliki Orhan Deligöz Fuller’ın 15 Temmuz gecesi Büyükada’da bir otelde toplantı yaptığını ileri sürmüştü.
ERDOĞAN GÜLEN İLİŞKİSİ
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Fethullah Gülen arasındaki ilişkiye de değinilen yazıda, Erdoğan’ın 2010 yılında anayasa referandumundan zaferle çıktıktan sonra “Okyanus ötesine teşekkür ettiği” hatırlatılıyor. Ancak 2011 yılında Erdoğan’ın üçüncü dönemiyle beraber ilişkilerin bozulmaya başladığı anlatılıyor. 2012 yılında dersanelerin kapatılmasıyla sürtüşme gün yüzüne çıkarken, 2013 yılına gelindiğinde ikili arasında açık bir savaş başladığı biliniyor.
NASIL OTURMA İZNİ ALDI
Gülen’in ABD’ye gelişi ve oturma izni alana kadar geçen sürece de mercek tutulan yazıda şunlar anlatılıyor:
“Yaklaşık 10 yıl ABD’de turistik vize ile ikamet eden Gülen, bu süre boyunca göçmenlik bürosu tarafından defalarca ülkeden atılmaya çalışıldı. 2001 yılında “dini çalışan” olarak göçmen vizesine başvuru yapan Gülen bundan 18 ay sonra ise oturma izni talebinde bulundu. bu talep henüz cevaplanmadan, ABD Gülen’in ‘dini’ vizesini açıklanmayan bir sebepten iptal etti. Gülen bu kararı temyize götürdü ve bu kez 2006 yılında “eğitimci” sıfatıyla ve “özel yetenekli” kişiler için açılan bir programla daimi oturma iznine başvurdu. Bu başvurusu ise 2007 yılında reddedildi. Gülen bu gelişmelerin üzerine mağdur edildiğini öne sürerek dava açtı. Bir yıldan uzun süren davada Pennsylvania savcısı Gülen’in bir okulda eğitim vermediğini; ne bir eğitimci olduğunu ne de “özel yetenekli” olduğunu savundu. Ancak Türk ve ABD’li yetkililerin desteğiyle Gülen 2008 yılında davayı kazandı.” Sözcü
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder