Başbakan Davutoğlu, “Molotof ile yaklaşanlar terörist muamelesi görecekler ve durdurulacaklar” derken; Bakan Ala, “Ateşli silah neyse molotof da odur” diye konuştu...
Molotofkokteylini ‘ateşli silah’ sayan düzenleme yasalaşırsa polis, uyarı amaçlı ateş etmeye gerek görmeden ve “duraksamadan”, molotof kullanan kişilere ateş edebilecek...
Başbakan Ahmet Davutoğlu, molotof ve maskeyle eylemlere gidenlere cezaların verilmesini öngören iç güvenlik paketine ilişkin dikkati çeken bir çıkış yaparak, “Molotof ile yaklaşanlar terörist muamelesi görecekler ve durdurulacaklar” dedi. Bakan Ala da, “Ateşli silah neyse molotof da odur” diye konuştu. Edinilen bilgiye göre Türk Ceza Kanunu’nun (TCK) 6. maddesinde yapılacak düzenleme ile molotof “silah”lar arasında sayılacak. Polis vazife kanunu ise polise kendisine silahla yaklaşana vur emri veriyor. Davutoğlu’nun ifade ettiği türden bir değişiklik yapıldığı takdirde Polis Vazife ve Salahiyet Kanunu’na göre polis, motolof kokteyli atanlara dur ihtarına ve uyarı amaçlı ateşe gerek duymadan, “duraksamadan” yani seri biçimde ateş edebilecek. Davutoğlu, dün Genişletilmiş İl Başkanları toplantısında molotof kokteyli ve maske ile ilgili dikkati çeken bir çıkış yaptı.
Kobani olaylarının ardından yeni tedbirler alınması gerektiğini ifade eden Davutoğlu, “Suç işlemeye niyeti olmayanların telaş etmesine de mahal yoktur ama niyetli olanlar bilsinler ki bundan sonra molotof ile bir yere yaklaşan ateşli silahla yaklaşmış muamelesi görecek. Şimdiden uyarıyorum. Toplantı, gösteri yürüyüşü diye izin alıp, bir takım teröristlerle eğer ellerinde molotof ile ambulansa, iş yerlerine yaklaşırlarsa, içinde insan olan, genç bir kızımızı kaybettiğimiz belediye otobüslerine yaklaşırlarsa terörist muamelesi görecekler ve durdurulacaklar, kimse şikayet etmesin sonra” değerlendirmesinde bulundu. Davutoğlu, şöyle devam etti:
“O saldırganın canı ne kadar kıymetliyse o mağdur genç kızımızın canı da öylesine kıymetli. O ambulansta giden yaralının da yüzü yanan polisin de canı kıymetli. Hırsızın elinin serbest kaldığı, vatandaşın elinin bağlı olduğu bir dönem yok. Bu özgürlük de değil. ABD’de Avrupa’da müebbete kadar cezaları var. Yapımı kolay olması öldürücü olmadığı anlamına gelmiyor. Bir anda öyle panik oluşturuyor ki molotof, yangın yeri gibi oluyor onlar panik çıkarmak istiyorlar. Paniğe izin vermeyeceğiz, panik terör havasına izin vermeyeceğiz. Kimse molotofu eline almaya cesaret etmesin. Uyarıyorum ve sonra şu yaştaydı şu gençteydi değil... O zaman bizi dönüp suçlamasın kimse.”
‘O hazırsa biz de hazırız’
Her yeriyle yüzünü kapatmış. İdeolojik olarak bize ne kadar karşı olursa olsun, en uç ve ekstrem noktadaki vatandaşın, siyasi görüş farkı olan vatandaşın özgürlükleri de bizim özgürlüğümüz kadar kıymetlidir. Onun için de maskeyle birisi herhangi bir yere doğru yürüyorsa toplantı ve gösteri yürüyüşü yapmıyordur. Bir suç işlemeye hazırım diyor o görüntüsüyle. O suç işlemeye hazırsa biz de suçu engellemeye hazırız. Hiçbir şekilde bunlara taviz vermeyeceğiz.
‘Neyi gerektiriyorsa o’
İçişleri Bakanı Ala, Davutoğlu’nun açıklamalarının, “vur emrini de mi kapsadığı” sorusu üzerine, “O cümle neyi gerektiriyorsa odur. O ateşli silahla yaklaştığı zaman hangi sonuçlar ortaya çıkıyor? Molotofkokteyli ile yaklaştığında daha büyük, daha ölümcül, daha beter sonuçların ortaya çıktığını Türkiye yaşayarak görmüştür. Ateşli silah neyse molotofkokteyli odur” yanıtını verdi.
Polise yasanın verdiği yetki
Edinilen bilgiye göre TCK’nın 6. maddesinin f bendine, “molotofkokteyli” de eklenecek ve silahlar arasında sayılacak. Halen yürürlükte olan Polis Vazife ve Salahiyet Kanunu’nun 16. maddesinde polisin, “zor ve silah kullanma” yetkisi düzenleniyor. Buna göre kanun, polise, “görevini yaparken direnişle karşılaşması halinde, bu direnişi kırmak amacıyla ve kıracak ölçüde zor kullanmaya” yetki veriyor. Kanun, polisin, kaçan bir kişiye yönelik silah kullanmadan önce kişiye duyabileceği şekilde “dur” çağrısında bulunmak zorunda olduğunu düzenliyor. Buna göre kişinin “dur” ihtirarına uymayarak kaçmaya devam etmesi halinde, polis önce uyarı amacıyla silahla ateş edilebiliyor. Buna rağmen kaçmakta ısrar etmesi halinde ise, “kişinin yakalanmasını sağlamak amacıyla ve sağlayacak ölçüde” silahla ateş edilebiliyor. Ancak kanun, direnişini kırmak istediği veya yakalamak istediği kişinin “silah” kullanması halinde polise dur ihtarında bulunmadan ve uyarı amaçlı ateş etmeden de ateş edebilme yetkisi veriyor.
Bu düzenlemeye göre molotof kokteylinin “ateşli silah” sayılması halinde polis, doğrudan, uyarı amaçlı ateş etmeye gerek görmeden ve “duraksamadan”, yani sürekli biçimde, seri olarak, molotof kullanan kişilere ateş edebilecek.
Ateşli silah bulundurmak kapsamında da molotof bulunduranlara 3 yıla kadar hapis cezası daverilecek. Kullananlara ise daha ağır cezalar uygulanacak.
(KIVANÇ EL, KEMAL GÖKTAŞ / Milliyet)
25 Ekim 2014 Cumartesi
Bakkal hesabıyla can pazarlığı
Torunlar inşaatında ölen işçinin ailesine teklif edilen kan parası yırtık bir kâğıtta hesaplandı.
6 Eylül’de Mecidiyeköy’de Torunlar inşaatında 10 işçinin ölümüyle sonuçlanan asansör faciasında hayatını kaybeden Murat Usta’nın ailesine teklif edilen kan parası için “bakkal hesabı” gibi hesap yapılmış. Ailenin eline tutuşturulan “yırtık pırtık” kağıt parçasında anne, baba, eş, doğmamış çocuk ve kardeşler için kalem kalem veresiye defteri gibi tutarlar girilmiş.
Torunlar’ın Murat Usta ve ailesi için biçtiği değer üzerinden SGK kesintisi olarak da 155 bin TL düşülmüş. Kesintilerin ardından teklif edilen 305 bin TL karşısında ailenin acısı bir kat daha arttı.
Aziz Torun’un da aralarında bulunduğu Torunlar GYO Yönetim Kurulu üyelerine takipsizlik kararına tepkiler sürerken kan parası tartışması da büyüyor.
Eşi Murat Usta’yı kaybettiği sırada hamile olan ve geçen günlerde bir kız çocuğu dünyaya getiren Ayşe Usta’ya da 100 bin TL, o dönem henüz doğmamış çocuğu için ise 15 bin TL manevi tazminat parası teklif edildi. Usta’nın anne ve babasına 30’ar bin TL’nin düştüğü kâğıt parçasında kardeşler için ise 15’er bin TL değer biçildi. Kâğıdın altında ise biçilen değerden düşülmek üzere Sosyal Sigortalar Kurumu tarafından aileye bağlanacak tazminat yer aldı.
Ayşe Usta, aracı kişilerin “Biz acınızı biliyoruz. Başınız sağ olsun. Ne kadar istiyorsunuz?’ dediklerini belirterek “ ‘Bize canımızı verin başka da bir şey istemiyoruz’ dedik. ‘Şu kadar para verin’ demedik. Onlar da ‘biz şu kadar hesap yaptık’ dedi. Oradan çıktılar, buradan girdiler derken 400 bin TL civarı bir rakam çıkarttılar. Eşimin ailesine teklif ettikleri 15 bin TL ile çocuğun parası da içinde bu paranın. Kesintilerden sonra elimize geçecek paranın 305 bin TL olduğunu söylediler. Sonuna kadar mücadele edeceğim” dedi. Usta eşinin sigorta primlerinin düşük gösterildiğine dikkat çekti.
Usta’nın kuzeni Ali Bekdemir de Torunlar’dan geldiklerini söyleyen 3 kişinin kendileriyle görüştüğünü aktararak “ ‘Elimize bir kâğıt verdiler. ‘Bunu araştırabilirsiniz’ dediler. Ben de 7 tane bilirkişiye gidip gösterdim. ‘Çok düşük, böyle bir hesaplama yok’ dediler” dedi.
CUMHURİYET
6 Eylül’de Mecidiyeköy’de Torunlar inşaatında 10 işçinin ölümüyle sonuçlanan asansör faciasında hayatını kaybeden Murat Usta’nın ailesine teklif edilen kan parası için “bakkal hesabı” gibi hesap yapılmış. Ailenin eline tutuşturulan “yırtık pırtık” kağıt parçasında anne, baba, eş, doğmamış çocuk ve kardeşler için kalem kalem veresiye defteri gibi tutarlar girilmiş.
Torunlar’ın Murat Usta ve ailesi için biçtiği değer üzerinden SGK kesintisi olarak da 155 bin TL düşülmüş. Kesintilerin ardından teklif edilen 305 bin TL karşısında ailenin acısı bir kat daha arttı.
Aziz Torun’un da aralarında bulunduğu Torunlar GYO Yönetim Kurulu üyelerine takipsizlik kararına tepkiler sürerken kan parası tartışması da büyüyor.
Eşi Murat Usta’yı kaybettiği sırada hamile olan ve geçen günlerde bir kız çocuğu dünyaya getiren Ayşe Usta’ya da 100 bin TL, o dönem henüz doğmamış çocuğu için ise 15 bin TL manevi tazminat parası teklif edildi. Usta’nın anne ve babasına 30’ar bin TL’nin düştüğü kâğıt parçasında kardeşler için ise 15’er bin TL değer biçildi. Kâğıdın altında ise biçilen değerden düşülmek üzere Sosyal Sigortalar Kurumu tarafından aileye bağlanacak tazminat yer aldı.
Ayşe Usta, aracı kişilerin “Biz acınızı biliyoruz. Başınız sağ olsun. Ne kadar istiyorsunuz?’ dediklerini belirterek “ ‘Bize canımızı verin başka da bir şey istemiyoruz’ dedik. ‘Şu kadar para verin’ demedik. Onlar da ‘biz şu kadar hesap yaptık’ dedi. Oradan çıktılar, buradan girdiler derken 400 bin TL civarı bir rakam çıkarttılar. Eşimin ailesine teklif ettikleri 15 bin TL ile çocuğun parası da içinde bu paranın. Kesintilerden sonra elimize geçecek paranın 305 bin TL olduğunu söylediler. Sonuna kadar mücadele edeceğim” dedi. Usta eşinin sigorta primlerinin düşük gösterildiğine dikkat çekti.
Usta’nın kuzeni Ali Bekdemir de Torunlar’dan geldiklerini söyleyen 3 kişinin kendileriyle görüştüğünü aktararak “ ‘Elimize bir kâğıt verdiler. ‘Bunu araştırabilirsiniz’ dediler. Ben de 7 tane bilirkişiye gidip gösterdim. ‘Çok düşük, böyle bir hesaplama yok’ dediler” dedi.
CUMHURİYET
Japonya'yı sarsan 'seks harcaması' itirafı!
Japonya’nın yeni ticaret bakanı Yoichi Miyazawa personelinin bir seks kulübünde yaptıkları harcamayı devlete fatura ettiklerini itiraf ederken söz konusu barı ziyaret etmediğini söyledi.
Milliyet'in haberine göre Miyazawa’dan önceki ticaret bakanı Yuko Obuchi ise bir finans skandalı üzerinde görevinden istifa etmek zorunda kalmıştı. Japon bankalarının fonlarını yöneten personel seks kulübünde 2010 yılının Eylül ayında 170 dolar (18.230 Japon yeni) harcamış, bu masrafın devlete fatura edildiği ortaya çıkmıştı. Miyazawa kalemlere ‘eğlence gideri’ olarak yansıyan harcamanın, kendi ofisinden bir kişinin hata ile masrafları devlete fatura ettiğini öne sürdü.
Geçtiğimiz Salı günü göreve başlayan Miyazawa aynı zamanda şu anki Japon Dışişleri Bakanı’nın kuzeni ve eski başbakanın da yeğeni.
Milliyet'in haberine göre Miyazawa’dan önceki ticaret bakanı Yuko Obuchi ise bir finans skandalı üzerinde görevinden istifa etmek zorunda kalmıştı. Japon bankalarının fonlarını yöneten personel seks kulübünde 2010 yılının Eylül ayında 170 dolar (18.230 Japon yeni) harcamış, bu masrafın devlete fatura edildiği ortaya çıkmıştı. Miyazawa kalemlere ‘eğlence gideri’ olarak yansıyan harcamanın, kendi ofisinden bir kişinin hata ile masrafları devlete fatura ettiğini öne sürdü.
Geçtiğimiz Salı günü göreve başlayan Miyazawa aynı zamanda şu anki Japon Dışişleri Bakanı’nın kuzeni ve eski başbakanın da yeğeni.
AK Parti binasına silahlı saldırı
Ümraniye AK Parti Cemil Meriç Mahalle Temsilciliği binasına, kimliği belirsiz kişi ya da kişilerce silahla ateş açıldı. Olayda herhangi bir yaralanma ve can kaybı yaşanmazken, binanın camına 3 adet kurşun isabet etti.
Ümraniye, Cemil Meriç Mahallesi, İstiklal Caddesi üzerinde dün akşam saatlerinde AK Parti Cemil Meriç Mahalle Temsilciliği'ne kimliği belirsiz kişi ya da kişilerce silahlı saldırı düzenlendi. Saldırıyı gerçekleştirenler kaçarken, olay sonucu herhangi yaralanma ve can kaybı yaşanmadı. AK Parti Mahalle Temsilciliği'nin camına saldırı sonucu 3 adet kurşun isabet etti.
Çevredeki vatandaşların ihbarı üzerine olay yerine polis ekipleri sevk edildi. Binada ve cadde üzerinde inceleme yapan ekipler, kaçan şüphelileri yakalamak için çalışma başlattı.
"KİMSE KARDEŞLİĞİMİZİ BOZAMAZ"
Olayın toplantı sonrası gerçekleştiğini belirten Ak Parti Ümraniye Cemil Meriç Mahalle Teşkilatı Başkanı Nuri İşçi, "Gerekli işlemler yapıldı. Biz davamıza devam ediyoruz. İnadına kardeşlik diyoruz. Kimse kardeşliğimizi bozamaz; her zaman bu kardeşliğimiz devam edecek. Hedefimiz kardeşliğimizin pekişmesidir. Saat 21.30'a doğru periyodik toplantımız vardı. Toplantımız bittikten sonra yapılan bir saldırıdır. Memur arkadaşlarımız gerekli incelemeleri yaptılar" dedi.
Hakan KAYA - Soner HASIRCIOĞLU / İstanbul DHA
Ümraniye, Cemil Meriç Mahallesi, İstiklal Caddesi üzerinde dün akşam saatlerinde AK Parti Cemil Meriç Mahalle Temsilciliği'ne kimliği belirsiz kişi ya da kişilerce silahlı saldırı düzenlendi. Saldırıyı gerçekleştirenler kaçarken, olay sonucu herhangi yaralanma ve can kaybı yaşanmadı. AK Parti Mahalle Temsilciliği'nin camına saldırı sonucu 3 adet kurşun isabet etti.
Çevredeki vatandaşların ihbarı üzerine olay yerine polis ekipleri sevk edildi. Binada ve cadde üzerinde inceleme yapan ekipler, kaçan şüphelileri yakalamak için çalışma başlattı.
"KİMSE KARDEŞLİĞİMİZİ BOZAMAZ"
Olayın toplantı sonrası gerçekleştiğini belirten Ak Parti Ümraniye Cemil Meriç Mahalle Teşkilatı Başkanı Nuri İşçi, "Gerekli işlemler yapıldı. Biz davamıza devam ediyoruz. İnadına kardeşlik diyoruz. Kimse kardeşliğimizi bozamaz; her zaman bu kardeşliğimiz devam edecek. Hedefimiz kardeşliğimizin pekişmesidir. Saat 21.30'a doğru periyodik toplantımız vardı. Toplantımız bittikten sonra yapılan bir saldırıdır. Memur arkadaşlarımız gerekli incelemeleri yaptılar" dedi.
Hakan KAYA - Soner HASIRCIOĞLU / İstanbul DHA
ABD'den savaşın seyrini değiştirecek açıklama
ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Psaki: "ÖSO'nun Kobani'ye gitmesini destekleriz"
Psaki, bir soru üzerine, Özgür Suriye Ordusu'ndan savaşçıların Kobani'ye yardım için gitmesi gibi bir durumu desteklediklerini bildirdi. Psaki, ancak, bu geçişin kolaylaştırılmasında ABD'nin bir rolünün olabileceğini düşünmediğini ifade etti.
Ayrıca ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Jen Psaki, ABD'nin İstanbul Başkonsolosluğuna içinde şüpheli tozun bulunduğu bir zarf ulaştığını söyledi.
Psaki, günlük basın toplantısında, zarfın protokollere uygun olarak yetkililere teslim edildiğini belirtti.
Konuyu Amerikalı ve Türk yetkililerin araştırdığını ifade eden Psaki, başkonsolosluğun normal çalışmalarına devam ettiğini de kaydetti.
Psaki, bir soru üzerine, Özgür Suriye Ordusu'ndan savaşçıların Kobani'ye yardım için gitmesi gibi bir durumu desteklediklerini bildirdi. Psaki, ancak, bu geçişin kolaylaştırılmasında ABD'nin bir rolünün olabileceğini düşünmediğini ifade etti.
Ayrıca ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Jen Psaki, ABD'nin İstanbul Başkonsolosluğuna içinde şüpheli tozun bulunduğu bir zarf ulaştığını söyledi.
Psaki, günlük basın toplantısında, zarfın protokollere uygun olarak yetkililere teslim edildiğini belirtti.
Konuyu Amerikalı ve Türk yetkililerin araştırdığını ifade eden Psaki, başkonsolosluğun normal çalışmalarına devam ettiğini de kaydetti.
Etyen Mahçupyan, Davutoğlu'nun A Takımı'nda
Akil İnsanlar Heyeti’nde de yer alan gazeteci-yazar Etyen Mahçupyan, Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun başdanışmanı oldu.
Milliyet Gazetesi'nden Kıvanç El'in haberine göre, Davutoğlu’nun Mahçupyan’a Akil İnsanlar toplantısında danışmanlık teklifini götürdüğü, Mahçupyan’ın da, “memnuniyetle” diyerek teklifi kabul ettiği belirtildi.
Davutoğlu ile Mahçupyan’ın tanışıklıklarının akademisyenlikleri dönemine dayandığı ve daha önce “demokrasi” ve “özgürlükler” konulu birçok toplantıda bir araya geldikleri belirtildi.
İkili arasında bir “entelektüel hukuku” olduğu da vurgulanırken Davutoğlu’nun başdanışmanlığı ve Dışişleri Bakanlığı döneminde de Mahçupyan ile görüşmelerini aksatmadan sürdürdüğü kaydedildi. Davutoğlu’nun Mahçupyan’a “aydın kimliği” nedeniyle danışmanlık teklifi götürdüğü de belirtildi.
Mahçupyan’ın “sivilleşme”, “demokratikleşme”, “devlet ve toplum ilişkileri” ve “azınlıklar” üzerine yaptığı çalışmalarla Davutoğlu’na destek olacağı, yakın bir çalışma sistemi geliştirileceği belirtildi. Mahçupyan’ın Cumhurbaşkanı ve Başbakan danışmanları içinde ilk, “gayrimüslim danışman”lar arasında olduğu da ileri sürülüyor.
Etyen Mahçupyan kimdir?
1972’de Boğaziçi Üniversitesi Kimya Mühendisliği’nden mezun oldu ve aynı üniversitedeki işletme alanında yüksek lisans yaptı. Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi’nin iktisat bölümünde de yüksek lisans yapan Mahçupyan, Radikal ve Agos gazetelerinde çalıştı.
Milliyet Gazetesi'nden Kıvanç El'in haberine göre, Davutoğlu’nun Mahçupyan’a Akil İnsanlar toplantısında danışmanlık teklifini götürdüğü, Mahçupyan’ın da, “memnuniyetle” diyerek teklifi kabul ettiği belirtildi.
Davutoğlu ile Mahçupyan’ın tanışıklıklarının akademisyenlikleri dönemine dayandığı ve daha önce “demokrasi” ve “özgürlükler” konulu birçok toplantıda bir araya geldikleri belirtildi.
İkili arasında bir “entelektüel hukuku” olduğu da vurgulanırken Davutoğlu’nun başdanışmanlığı ve Dışişleri Bakanlığı döneminde de Mahçupyan ile görüşmelerini aksatmadan sürdürdüğü kaydedildi. Davutoğlu’nun Mahçupyan’a “aydın kimliği” nedeniyle danışmanlık teklifi götürdüğü de belirtildi.
Mahçupyan’ın “sivilleşme”, “demokratikleşme”, “devlet ve toplum ilişkileri” ve “azınlıklar” üzerine yaptığı çalışmalarla Davutoğlu’na destek olacağı, yakın bir çalışma sistemi geliştirileceği belirtildi. Mahçupyan’ın Cumhurbaşkanı ve Başbakan danışmanları içinde ilk, “gayrimüslim danışman”lar arasında olduğu da ileri sürülüyor.
Etyen Mahçupyan kimdir?
1972’de Boğaziçi Üniversitesi Kimya Mühendisliği’nden mezun oldu ve aynı üniversitedeki işletme alanında yüksek lisans yaptı. Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi’nin iktisat bölümünde de yüksek lisans yapan Mahçupyan, Radikal ve Agos gazetelerinde çalıştı.
Son ankette Gülen'e büyük şok!
Metropoll Araştırma Şirketi'nin kurucusu Özer Sencar, Eylül ayında yapılan "En güvenilir liderler" çalışmasını paylaştı.
Metropoll'ün toplam 26 ilde 1876 kişiyle yaptığı anket sonuçlarına göre mevcut siyasi parti liderleri arasında halkın en çok güvendiği isim Ahmet Davutoğlu. Davutoğlu'nun oy oranı% 38,7. Hemen ardından ikinci sırada gelen Kemal Kılıçdaroğlu'nun oy oranı ise% 15,2...
Liderlerin beğeni durumuna bakıldığında ise Erdoğan% 50'lik beğeni düzeyiyle birinci sırada. Ankette dikkat çeken en büyük ayrıntı ise, Haziran 2013'te beğeni oranı% 33,5 olan Fethullah Gülen'in Eylül 2014'te Abdullah Öcalan'ın bile gerisinde kalarak% 3,3 ile son sırada yer alması. Abdullah Öcalan ise% 3,8'lik oranıyla Fethullah Gülen'in hemen üstünde yer alıyor...
İşte Metropoll Araştırma Şirketi'nin paylaştığı anket sonuçları:
DAVUTOĞLU YÜZDE 38
En güvenilen siyasi parti liderleri skalasında Davutoğlu% 38.7, Kılıçdaroğlu% 15, Bahçeli, Demirtaş% 6'dır. Davutoğlu listeye oldukça yüksek bir güven düzeyi ile başlamıştır. Erdoğan'a duyulan% 43 düzeyindeki güvenden çok farklı görülmemektedir. Erdoğan'a duylan güveni çok büyük ölçüde devraldığı anlaşılmaktadır. Bir önceki aya göre Kılıçdaroğlu'na güven 3 puan, Bahçeli'ye güven ise 5 puan artmıştır.Cumhurbaşkanlığı seçiminin ardından Demirtaş'a güven 5 puan düşmüş görülmektedir.
GÜLEN ÖCALAN'IN BİLE GERİSİNDE
Liderlerin beğeni durumuna baktığımızda Erdoğan% 50'lik beğeni düzeyiyle birinci sırada bulunmaktadır. Ağustos ayına göre 1 puanlık bir düşüş vardır. İkinci en beğenilen lider% 44 ile Davutoğlu'dur. Ağustos ayına göre Davutoğlu'nun beğeni seviyesinde 1 puanlık bir artış görülmektedir. Üçüncü sırada%21 oranla gelen isim Kılıçdaroğlu'dur. Geçen aya göre 3 puanlık bir gerileme vardır. Bahçeli% 18'lik beğeni oranıyla dördüncü sıradadır. Demirtaş'ın beğeni oranı% 12'dir. Öcalan'ın beğeni oranı% 4, Gülen'in ise% 3'tür. (Medyafaresi)
Metropoll'ün toplam 26 ilde 1876 kişiyle yaptığı anket sonuçlarına göre mevcut siyasi parti liderleri arasında halkın en çok güvendiği isim Ahmet Davutoğlu. Davutoğlu'nun oy oranı% 38,7. Hemen ardından ikinci sırada gelen Kemal Kılıçdaroğlu'nun oy oranı ise% 15,2...
Liderlerin beğeni durumuna bakıldığında ise Erdoğan% 50'lik beğeni düzeyiyle birinci sırada. Ankette dikkat çeken en büyük ayrıntı ise, Haziran 2013'te beğeni oranı% 33,5 olan Fethullah Gülen'in Eylül 2014'te Abdullah Öcalan'ın bile gerisinde kalarak% 3,3 ile son sırada yer alması. Abdullah Öcalan ise% 3,8'lik oranıyla Fethullah Gülen'in hemen üstünde yer alıyor...
İşte Metropoll Araştırma Şirketi'nin paylaştığı anket sonuçları:
DAVUTOĞLU YÜZDE 38
En güvenilen siyasi parti liderleri skalasında Davutoğlu% 38.7, Kılıçdaroğlu% 15, Bahçeli, Demirtaş% 6'dır. Davutoğlu listeye oldukça yüksek bir güven düzeyi ile başlamıştır. Erdoğan'a duyulan% 43 düzeyindeki güvenden çok farklı görülmemektedir. Erdoğan'a duylan güveni çok büyük ölçüde devraldığı anlaşılmaktadır. Bir önceki aya göre Kılıçdaroğlu'na güven 3 puan, Bahçeli'ye güven ise 5 puan artmıştır.Cumhurbaşkanlığı seçiminin ardından Demirtaş'a güven 5 puan düşmüş görülmektedir.
GÜLEN ÖCALAN'IN BİLE GERİSİNDE
Liderlerin beğeni durumuna baktığımızda Erdoğan% 50'lik beğeni düzeyiyle birinci sırada bulunmaktadır. Ağustos ayına göre 1 puanlık bir düşüş vardır. İkinci en beğenilen lider% 44 ile Davutoğlu'dur. Ağustos ayına göre Davutoğlu'nun beğeni seviyesinde 1 puanlık bir artış görülmektedir. Üçüncü sırada%21 oranla gelen isim Kılıçdaroğlu'dur. Geçen aya göre 3 puanlık bir gerileme vardır. Bahçeli% 18'lik beğeni oranıyla dördüncü sıradadır. Demirtaş'ın beğeni oranı% 12'dir. Öcalan'ın beğeni oranı% 4, Gülen'in ise% 3'tür. (Medyafaresi)
IŞİD'den kan donduran kareler
Suriye'nin Rakka kentinde kafası kesilerek öldürülmüş askerler, IŞİD militanları tarafından çürümeye bırakılmış.
IŞİD'in başkent ilan ettiği Rakka'da gizlice çekilen korkunç görüntüler IŞİD vahşetini bir kez daha ortaya koydu.
Daily Mail'in haberine göre, kadın ve çocukların geçtiği yolda, kafası kesilmiş Suriye askerlerinin cesetleri ortalıkta sergileniyor.
Temmuz ayında çekildiği iddia edilen görüntüler, çitlere bağlanmış, yollara atılmış, kafası kesilmiş ve çürümeye bırakılmış Suriye askeri cesetlerini gösteriyor.
IŞİD'in başkent ilan ettiği Rakka'da gizlice çekilen korkunç görüntüler IŞİD vahşetini bir kez daha ortaya koydu.
Daily Mail'in haberine göre, kadın ve çocukların geçtiği yolda, kafası kesilmiş Suriye askerlerinin cesetleri ortalıkta sergileniyor.
Temmuz ayında çekildiği iddia edilen görüntüler, çitlere bağlanmış, yollara atılmış, kafası kesilmiş ve çürümeye bırakılmış Suriye askeri cesetlerini gösteriyor.
24 Ekim 2014 Cuma
Erotik filmleri ortaya çıkan öğretmen okuldan kovuldu
Öğrencilerinin internette, oynadığı filmlerden kesitler bulması okul yönetimini harekete geçirdi.
Kanada’nın Montreal kentinde öğretmenlik yapan 73 yaşındaki Jacqueline Laurent-Auger, gençlik yıllarında erotik filmlerde rol aldığı öğrencileri tarafından fark edilince çalıştığı okuldan kovuldu.
Montreal’in en prestijli okullarından biri olan Jean de Brebeuf kolejinde tiyatro dersleri veren Laurent-Auger, öğrencilerinin internette 40 yıl önce oynadığı filmlerinden kesitler bulması nedeniyle zor günler geçirdi. Temmuz ayında okul yönetimi öğretmene kontratının yenilenmeyeceğini bildirdi.
Laurent Auger 60’lı ve 70’li yıllarda rol aldığı bu filmler nedeniyle işine son verilmesi hakkında, “Genç bir aktris olarak para kazanmak için çevirdiğim filmlerdi. Birisini 50 yıl önce yaptığı şeyler için kapının önüne koyma fikri aptallık. Bu beni sinirlendiriyor” dedi.
Okul yönetimi Laurent-Auger’i kovmalarının sebebi olarak filmlerin ortaya çıkmasının ardından sınıfta ‘hassas bir atmosfer’ oluşturmasını gösterdi. Ne var ki öğretmenin artık öğrencilerine rol model olamayacağını iddia eden okul yönetimi verdiği bu karar nedeniyle eleştirilerin hedefi oldu.
Haberlerin basında yer almasıyla zor duruma düşen okul yönetimi, “Bütün bu olanlar çok farklı şekilde yaşanabilirdi” açıklaması yaptı ve Laurent-Auger’e işini geri vermeyi teklif etti.
Ancak 15 yıldır aynı okulda eğitim veren öğretmen teklifi kabul etmeden önce detaylıca düşünmek istediğini açıkladı. Milliyet
Kanada’nın Montreal kentinde öğretmenlik yapan 73 yaşındaki Jacqueline Laurent-Auger, gençlik yıllarında erotik filmlerde rol aldığı öğrencileri tarafından fark edilince çalıştığı okuldan kovuldu.
Montreal’in en prestijli okullarından biri olan Jean de Brebeuf kolejinde tiyatro dersleri veren Laurent-Auger, öğrencilerinin internette 40 yıl önce oynadığı filmlerinden kesitler bulması nedeniyle zor günler geçirdi. Temmuz ayında okul yönetimi öğretmene kontratının yenilenmeyeceğini bildirdi.
Laurent Auger 60’lı ve 70’li yıllarda rol aldığı bu filmler nedeniyle işine son verilmesi hakkında, “Genç bir aktris olarak para kazanmak için çevirdiğim filmlerdi. Birisini 50 yıl önce yaptığı şeyler için kapının önüne koyma fikri aptallık. Bu beni sinirlendiriyor” dedi.
Okul yönetimi Laurent-Auger’i kovmalarının sebebi olarak filmlerin ortaya çıkmasının ardından sınıfta ‘hassas bir atmosfer’ oluşturmasını gösterdi. Ne var ki öğretmenin artık öğrencilerine rol model olamayacağını iddia eden okul yönetimi verdiği bu karar nedeniyle eleştirilerin hedefi oldu.
Haberlerin basında yer almasıyla zor duruma düşen okul yönetimi, “Bütün bu olanlar çok farklı şekilde yaşanabilirdi” açıklaması yaptı ve Laurent-Auger’e işini geri vermeyi teklif etti.
Ancak 15 yıldır aynı okulda eğitim veren öğretmen teklifi kabul etmeden önce detaylıca düşünmek istediğini açıkladı. Milliyet
AIDS'li kazanova Romanya'yı karıştırdı
Romanya'da ölen bir genç adamın ardından düzinelerce kızı AIDS korkusu kapladı.
24 yaşındaki Daniel Decu, AIDS hastalığından ölünce sevgilisi olan pek çok kız HIV testi yaptırmaya koştu.
Daily Mail gazetesinde yer alan habere göre, cenazesine pek çok kızın katıldığı Decu'nun AIDS olduğu anlaşılınca Romanya'nın Dolj kasabasını öfke ve korku sardı.
Kasabanın doktorlarından Cornel Stanciu, Decu'nun HIV pozitif olduğunu anladığını ve kızıyla ilişkisi olduğunu öğrendikten sonra bu bilgiyi yaymaya çalıştığını söyledi.
Doktorun çabaları, Decu'nun annesinin kendisini dava ile tehdit etmesinden sonra sonlanmış.
Şu ana kadar 40 kadar genç kız HIV testi yaptırdı ve test sonuçlarını bekliyor. Şu ana kadar 2 kızın HIV pozitif olduğu, doğrulandı.
KAYNAK: GAZETEVATAN.COM
24 yaşındaki Daniel Decu, AIDS hastalığından ölünce sevgilisi olan pek çok kız HIV testi yaptırmaya koştu.
Daily Mail gazetesinde yer alan habere göre, cenazesine pek çok kızın katıldığı Decu'nun AIDS olduğu anlaşılınca Romanya'nın Dolj kasabasını öfke ve korku sardı.
Kasabanın doktorlarından Cornel Stanciu, Decu'nun HIV pozitif olduğunu anladığını ve kızıyla ilişkisi olduğunu öğrendikten sonra bu bilgiyi yaymaya çalıştığını söyledi.
Doktorun çabaları, Decu'nun annesinin kendisini dava ile tehdit etmesinden sonra sonlanmış.
Şu ana kadar 40 kadar genç kız HIV testi yaptırdı ve test sonuçlarını bekliyor. Şu ana kadar 2 kızın HIV pozitif olduğu, doğrulandı.
KAYNAK: GAZETEVATAN.COM
Kobani'de ki çatışmalar sürüyor
ABD'nin Kobani'de YPG güçlerine silah yardımı yapmasıyla bölgede çatışmalar daha da şiddetlendi. Ayrıca IŞİD'in Kobani'de kimyasal silah kullandığı iddiaları da gündemde. İşte Kobani'den son dakika haberleri...
IŞİD ile YPG güçleri arasında saat 24:00 gibi başlayan çatışmalar Sabah 04:00'e kadar devam etti. Şiddetli çatışmanın sonucunda kritik tepe IŞİD'in eline geçti. İki taraftan da yaralı ve ölülerin olduğu öğrenildi.
Kobani'nin batısındaki Till Şeir köyünde bulunan tepe 14 Ekim'de YPG'nin eline geçmişti.
Kentin güneyi ve batısında süren çatışmalarda YPG güçleri doğudan karşı saldırı başlattı, şiddetli çatışmalar yaşanıyor. Yoğun ateş altında olan bölgeden dumanlar yükseliyor. Havanla YPG'ye karşılık veren IŞİD mevzilere saklandı.
YPG, Kobani'deki güçlerine ABD tarafından hafta başlarında havadan gönderilen silahları kullanmaya başladı.
IŞİD yaralısını tepeden indirdi
IŞİD'in bir yaralısını tepeden refakatçi eşliğinde indirdiği görüldü. Yaralılarını Mezra köyüne götürdükleri öğrenildi.
TÜRKİYE SINIRINDA PANİK
Türkiye sınırında zırhlı birlikler teyakkuza geçirildi. Sınırda elektirikler kesildi.
Bölgede atılan mermi ve havan topları Till Seir tepesinin sınırında Yumurtalık köyüne düştü. Köylüler büyük panik yaşadı. Çatışmalar nedeniyle tedirginlik yaşayan köylüler bütün gece uyumadı.
ÇATIŞMALAR HALEN DEVAM EDİYOR
Çatışmaların şiddetli bir şekilde devam ettiği bölgede IŞİD YPG'nin elindeki sınır kapısını ele geçirmek için 3 ayrı koldan saldırıya geçti ancak başarılı olamadı.
GECE ŞİDDETLİ BOMBARDIMAN
Gece saat 22:15 sıralarında koalisyon uçakları Kobani'de IŞİD mevizelerini ağır bombardıman altına tuttu.
Şiddetli sarsıntılar Suruç'tan hissedildi. İlçede korku ve endişe yaratan bombardırman sonrası IŞİD mevzileri suskunluğa büründü.
Gün boyu Kobani'yi ateş altında tutan uçak savar bataryasının olduğu tepe şiddetli bombardıman altına tutuldu. Bombardıman sonrası IŞİD'in uçak savar bataryası yerle bir edildi.
Bölgedeki Kürt yetkililere göre IŞİD Kobanililer’e bu kez kimyasal silah kullandı. BBC muhabiri Güney Yıldız’a röportaj veren söz konusu yetkiliye göre Kobani’de insanlar nefes almakta zorlanıyor. Görme kaybı da yaşayanların gözlerinden adeta kan akıyor. Korkunç görüntülerde insanların ciltlerindeki kabarmalar da dehşet verici. Bütün bu etkilerin klorin gazına işaret ettiği belirtiliyor. Milliyet
IŞİD ile YPG güçleri arasında saat 24:00 gibi başlayan çatışmalar Sabah 04:00'e kadar devam etti. Şiddetli çatışmanın sonucunda kritik tepe IŞİD'in eline geçti. İki taraftan da yaralı ve ölülerin olduğu öğrenildi.
Kobani'nin batısındaki Till Şeir köyünde bulunan tepe 14 Ekim'de YPG'nin eline geçmişti.
Kentin güneyi ve batısında süren çatışmalarda YPG güçleri doğudan karşı saldırı başlattı, şiddetli çatışmalar yaşanıyor. Yoğun ateş altında olan bölgeden dumanlar yükseliyor. Havanla YPG'ye karşılık veren IŞİD mevzilere saklandı.
YPG, Kobani'deki güçlerine ABD tarafından hafta başlarında havadan gönderilen silahları kullanmaya başladı.
IŞİD yaralısını tepeden indirdi
IŞİD'in bir yaralısını tepeden refakatçi eşliğinde indirdiği görüldü. Yaralılarını Mezra köyüne götürdükleri öğrenildi.
TÜRKİYE SINIRINDA PANİK
Türkiye sınırında zırhlı birlikler teyakkuza geçirildi. Sınırda elektirikler kesildi.
Bölgede atılan mermi ve havan topları Till Seir tepesinin sınırında Yumurtalık köyüne düştü. Köylüler büyük panik yaşadı. Çatışmalar nedeniyle tedirginlik yaşayan köylüler bütün gece uyumadı.
ÇATIŞMALAR HALEN DEVAM EDİYOR
Çatışmaların şiddetli bir şekilde devam ettiği bölgede IŞİD YPG'nin elindeki sınır kapısını ele geçirmek için 3 ayrı koldan saldırıya geçti ancak başarılı olamadı.
GECE ŞİDDETLİ BOMBARDIMAN
Gece saat 22:15 sıralarında koalisyon uçakları Kobani'de IŞİD mevizelerini ağır bombardıman altına tuttu.
Şiddetli sarsıntılar Suruç'tan hissedildi. İlçede korku ve endişe yaratan bombardırman sonrası IŞİD mevzileri suskunluğa büründü.
Gün boyu Kobani'yi ateş altında tutan uçak savar bataryasının olduğu tepe şiddetli bombardıman altına tutuldu. Bombardıman sonrası IŞİD'in uçak savar bataryası yerle bir edildi.
Bölgedeki Kürt yetkililere göre IŞİD Kobanililer’e bu kez kimyasal silah kullandı. BBC muhabiri Güney Yıldız’a röportaj veren söz konusu yetkiliye göre Kobani’de insanlar nefes almakta zorlanıyor. Görme kaybı da yaşayanların gözlerinden adeta kan akıyor. Korkunç görüntülerde insanların ciltlerindeki kabarmalar da dehşet verici. Bütün bu etkilerin klorin gazına işaret ettiği belirtiliyor. Milliyet
'Alkollü içecek anonsu' uçağı karıştırdı!
Onur Air’in İstanbul-Malatya seferini gerçekleştiren uçağında ‘alkollü, alkolsüz içecek satışı yapılacağı’ anonsunun ardından bir yolcu hosteslerle tartıştı. Erkek yolcu hostese “Allah’a daha yakınız, uçağı düşüreceksiniz” deyince hostes de yolcuya “Allah her yerde. Sizinle tartışamam” dedi.
Habertürk gazetesinin haberine göre, Onur Air’in geçtiğimiz salı günü İstanbul- Malatya seferini yapan saat 10.20 uçağında bir yolcuyla kabin ekibi ve diğer yolcular arasında ‘alkol’ nedeniyle tartışma yaşandı. Uçak havalandıktan kısa süre sonra hostes tarafından yolculara “Alkollü ve Alkolsüz içecek satışı başlamıştır” anonsu yapıldı. Anonsun ardından servise başlayan hostesler ile 40 yaşlarındaki erkek bir yolcu arasında tartışma çıktı. Erkek yolcu yanına giden kadın hostese “Müslüman değil misiniz? Niye alkol servisi yapıyorsunuz?” diye tepki gösterdi.
HOSTES: ALLAH HER YERDE SIZINLE TARTIŞMAM
Türkiye’nin Müslüman bir ülke olduğunu söyleyen yolcu, “Allah’a daha yakınız, uçağı düşüreceksiniz” dedi. Bunun üzerine hostes ise yolcuya “Allah her yerde. Sizinle tartışamam” cevabını verdi. Bu polemiğin ardındansa erkek yolcu kendisine tepki gösteren diğer yolcularla da tartışmaya başladı. Olay kabin ekibi tarafından kaptan pilota iletildi. Yolcu hakkında uçaktan indikten sonra bir işlem yapılmadığı öğrenildi.
İstanbul'da bu geceyarısı için alrm verildi
Meteoroloji Genel Müdürlüğü ve AKOM Meteoroloji biriminin değerlendirmelerine göre, İstanbul bu gece yarısı itibariyle şiddetli rüzgarların ve yağışın etkisi altına girecek. Rekor yağışlar bekleniyor.
Meteoroloji Genel Müdürlüğü, Marmara Bölgesi ve Ege Bölgesi'nde sel ve su baskınına sebep olabilecek yağışların beklendiğini açıkladı. Bu gece saatlerinden itibaren şiddetini artıracak beklenen yağışların, yarın Edirne, Kırklareli, Tekirdağ, Çanakkale ve Balıkesir'in kuzeyinde yerel olarak metrekareye 76-100 kilogram arasında olacağı belirtildi. Yarın Muğla civarında da metrekareye 76-100 kilogram arasında yağış beklendiği açıklandı.
MARMARA'DAKİ 5 İLDE METREKARAYE 76-100 KG YAĞIŞ BEKLENİYOR
Akşam saatleri itibariyle Marmara'nın güneyinde başlayacak olan yağışların, bu gece saatlerinden itibaren şiddetini artıracağı ve yarın Edirne, Kırklareli, Tekirdağ, Çanakkale ve Balıkesir'in kuzeyinde yerel olarak metrekareye 76-100 kilogram arasında olacağı belirtildi. Yağışların İstanbul, Kocaeli, Sakarya, Yalova, Bursa, Bilecik, Balıkesir, Çanakkale de yerel olarak kuvvetli olacağının beklendiği açıkladı.
PAZARTESİ GECESİ REKOR YAĞIŞLAR BEKLENİYOR
Pazar günü ise bölge genelinde devam edecek olan yağışların İstanbul, Kırklareli, Kocaeli, Yalova, Bursa, Balıkesir ve Tekirdağ'ın doğusunda, Pazartesi günü ise İstanbul'un Anadolu Yakası, Balıkesir, Bursa, Yalova, Kocaeli ve Sakarya'da kuvvetli olmasının beklendiği, Pazartesi gece saatlerinde ise bu bölgelere yerel olarak metrekareye toplam olarak 100-200 kilogram civarında yağış düşmesi beklendiğini açıklandı.
MUĞLA'DA YARIN ŞİDDETLİ YAĞIŞ BEKLENİYOR.
Akşam saatleri itibariyle İzmir, Aydın ve Muğla'nın kıyısında etkisini artıracak yağışların; yarın İzmir, Aydın, Manisa, Denizli, Afyonkarahisar, Uşak ve Kütahya'da yerel olarak kuvvetli olacağı metrekareye 21-50 kilogram yağış düşeceği belirtildi. Ayrıca yarın Muğla civarlarına metrekareye 76-100 kilogram arasında yağış olmasının beklendiği belirtildi.
VATANDAŞLARIN DİKKATLİ OLMASI İSTENDİ
Yaşanabilecek sel ve su baskınlarına karşı vatandaşların ve yetkililerin dikkatli ve tedbirli olmaları istendi.
YALOVA'YA 1981 YILINDA METREKAREYE 181.9 KG YAĞIŞ
Meteoroloji'nin Pazartesi gece saatlerinde İstanbul'un Anadolu Yakası, Balıkesir, Bursa, Yalova, Kocaeli ve Sakarya'da yerel olarak metrekareye toplam 100-200 kilogram civarında yağış düşmesinin beklendiğini açıkladı.
Açıklanan illerde bugüne kadar olan yağış rekorları ise şöyle; İstanbul'a 1985 yılında metrekareye 125.5 kilogram, Balıkesir'e 2004 yılında metrekareye 126.8 kilogram, Yalova'ya metrekareye 1981 yılında metrekareye 181.9 kilogram, Bursa'ya 2010 yılında metrekareye 114.4 kilogram, Kocaeli'ye 2001 yılında metrekareye 125.8 kilogram, Sakarya'ya 1999 yılında metrekareye 127.7 kilogram yağış düşmüştü.
Ege'de Sel ve Su Baskınına Sebep Olabilecek Yağışlara Dikkat
Meteoroloji Genel Müdürlüğü, akşam saatleri itibariyle İzmir, Aydın ve Muğla'nın kuzeyinde etkisini artıracak yağışların; yarın bölge genelinde (İzmir, Aydın, Manisa, Denizli, Afyonkarahisar, Uşak ve Kütahya) yerel olarak kuvvetli (21-50 kg/metrekare), Muğla civarlarında şiddetli (76-100 kg/metrekare) olmasının beklendiğini açıkladı (Milliyet)
Meteoroloji Genel Müdürlüğü, Marmara Bölgesi ve Ege Bölgesi'nde sel ve su baskınına sebep olabilecek yağışların beklendiğini açıkladı. Bu gece saatlerinden itibaren şiddetini artıracak beklenen yağışların, yarın Edirne, Kırklareli, Tekirdağ, Çanakkale ve Balıkesir'in kuzeyinde yerel olarak metrekareye 76-100 kilogram arasında olacağı belirtildi. Yarın Muğla civarında da metrekareye 76-100 kilogram arasında yağış beklendiği açıklandı.
MARMARA'DAKİ 5 İLDE METREKARAYE 76-100 KG YAĞIŞ BEKLENİYOR
Akşam saatleri itibariyle Marmara'nın güneyinde başlayacak olan yağışların, bu gece saatlerinden itibaren şiddetini artıracağı ve yarın Edirne, Kırklareli, Tekirdağ, Çanakkale ve Balıkesir'in kuzeyinde yerel olarak metrekareye 76-100 kilogram arasında olacağı belirtildi. Yağışların İstanbul, Kocaeli, Sakarya, Yalova, Bursa, Bilecik, Balıkesir, Çanakkale de yerel olarak kuvvetli olacağının beklendiği açıkladı.
PAZARTESİ GECESİ REKOR YAĞIŞLAR BEKLENİYOR
Pazar günü ise bölge genelinde devam edecek olan yağışların İstanbul, Kırklareli, Kocaeli, Yalova, Bursa, Balıkesir ve Tekirdağ'ın doğusunda, Pazartesi günü ise İstanbul'un Anadolu Yakası, Balıkesir, Bursa, Yalova, Kocaeli ve Sakarya'da kuvvetli olmasının beklendiği, Pazartesi gece saatlerinde ise bu bölgelere yerel olarak metrekareye toplam olarak 100-200 kilogram civarında yağış düşmesi beklendiğini açıklandı.
MUĞLA'DA YARIN ŞİDDETLİ YAĞIŞ BEKLENİYOR.
Akşam saatleri itibariyle İzmir, Aydın ve Muğla'nın kıyısında etkisini artıracak yağışların; yarın İzmir, Aydın, Manisa, Denizli, Afyonkarahisar, Uşak ve Kütahya'da yerel olarak kuvvetli olacağı metrekareye 21-50 kilogram yağış düşeceği belirtildi. Ayrıca yarın Muğla civarlarına metrekareye 76-100 kilogram arasında yağış olmasının beklendiği belirtildi.
VATANDAŞLARIN DİKKATLİ OLMASI İSTENDİ
Yaşanabilecek sel ve su baskınlarına karşı vatandaşların ve yetkililerin dikkatli ve tedbirli olmaları istendi.
YALOVA'YA 1981 YILINDA METREKAREYE 181.9 KG YAĞIŞ
Meteoroloji'nin Pazartesi gece saatlerinde İstanbul'un Anadolu Yakası, Balıkesir, Bursa, Yalova, Kocaeli ve Sakarya'da yerel olarak metrekareye toplam 100-200 kilogram civarında yağış düşmesinin beklendiğini açıkladı.
Açıklanan illerde bugüne kadar olan yağış rekorları ise şöyle; İstanbul'a 1985 yılında metrekareye 125.5 kilogram, Balıkesir'e 2004 yılında metrekareye 126.8 kilogram, Yalova'ya metrekareye 1981 yılında metrekareye 181.9 kilogram, Bursa'ya 2010 yılında metrekareye 114.4 kilogram, Kocaeli'ye 2001 yılında metrekareye 125.8 kilogram, Sakarya'ya 1999 yılında metrekareye 127.7 kilogram yağış düşmüştü.
Ege'de Sel ve Su Baskınına Sebep Olabilecek Yağışlara Dikkat
Meteoroloji Genel Müdürlüğü, akşam saatleri itibariyle İzmir, Aydın ve Muğla'nın kuzeyinde etkisini artıracak yağışların; yarın bölge genelinde (İzmir, Aydın, Manisa, Denizli, Afyonkarahisar, Uşak ve Kütahya) yerel olarak kuvvetli (21-50 kg/metrekare), Muğla civarlarında şiddetli (76-100 kg/metrekare) olmasının beklendiğini açıkladı (Milliyet)
Etiketler:
haber,
hava durumu,
istanbul,
meteoroloji
Kendisi hakkında çok önemli gerçeği açıkladı
Başbakan Ahmet Davutoğlu, AK Parti İl Başkanları toplantısında konuşuyor. Davutoğlu’nun açıklamalarından satırbaşları:
Türkiye’de ana muhalefet partisi boş. HDP de “Zalim bana dokunmuyorsa bin yaşasın” diyor. İki kelimede bir barış diyen HDP, IŞİD Kobani’ye saldırmasa onlarla kol kola yaşamaya devam ederdi Ak Parti’nin 12 yıl içinde yaptıkları sadece bu ülkede benimsenmekle kalmıyor dünyada da çığır açıyor. Bugün bizim siyasetimiz Tükiye sınırlarını aşmıştır. Değerli başkanlar temsil ettiğiniz dava artık Türkiye’nin sınırlarını aşmıştır. Her yerde savunmalısınız.
"TOPLANTILAR ARTIK ANKARA'DA DEĞİL..."
Bize dönük yıllarca devam eden saldırıların nedeni bunlar. Kardeşi kardeşe daha rahat kırdırabilsinler diye çözüm süreci dursun istiyorlar. İnadına kardeşlik diyeceğiz. MYK’da konuştuk kara aldık. Bundan sonra Genişletilmiş İl Başkanları Toplantısı Ankara’da yapılmayacak. Dönüşümlü olarak Türkiye’nin her yerinde yapılacak.
Çözüm sürecinin getirdiği ekonomik kalkınma devam edecek. Onlar inadına yıkarken biz inadına inşa edeceğiz. Bizim Kobani’ye ne kadar yardım yaptığımızı halkı sokağa çıkana HDP çok iyi biliyor. Tam da bu olaylar sonrasında bir çok faaliyete hız verdik. Türkiye iki şeyi alnı anda yürütmeye kararlı. Hem çözüm sürecini devam ettireceğiz hem de kamu düzenin bu topraklarda egemen kılacağız. Çözüm süreci doğuya batıya kuzeye güneye, her yere anlatmalıyız. Çözüm süreci millidir. Yereldir, çünkü bizim tarafımızdan yürütülüyor. Özgündür, çünkü kendi enerjimizi tarih sahnemize çıkarmak istiyoruz.
Çözüm süreci 1. Dünya Savaşı’ndan sonra parçalanan Orta Doğu’daki tek güzel hadisedir. Kesinlikle Irak ve Suriye’de olduğu gibi ülkemizi mezheplere bölmeye çalışanlara izin vermeyeceğiz. Türkiye özgürlükleri korumaya kararlıdır. Bu topraklar 77 milyon vatandaşımızın her birine aittir. Kılıçdaroğlu Molotof kokteyline karşı olduğunu söyledi. Bunu neden Kobani olaylarında söylemedi. Hazırladığımız düzenleme güvenlik paketi değil, özgürlüklerin korunması ve iç güvenlik reformudur.
"BENİM İLK SOYADIM KALKAN'DI..."
Soyadını kanunu çıktığında köylere giden yetkililer öyle soyadları yazmış ki vatandaşlar istemiyor. Benim yakınlarımda var. Bizim ilk soyadımız 'Kalkan'mış. O zaman 'oğlu' soyadı yasakmış. 'Kalkan’ı silmişler Davutoğlu yazmışlar. Şimdi mahkeme gerekmiyor. Serbest. Bu hak ve özgürlük değil mi?
Şimdi isim sahibi olmak kişinin kendi hakkıdır. Doğum ve ölümde kimse bildirmeyecek artık. Ölüm için bile bürokrasi yaratılmış. Eski Türkiye buydu. Kendini gösteriyordu Ben buradayım diye. Yeni devlet halkının hizmetindeki devlettir. Yeni Türkiye bu.
Türkiye’de ana muhalefet partisi boş. HDP de “Zalim bana dokunmuyorsa bin yaşasın” diyor. İki kelimede bir barış diyen HDP, IŞİD Kobani’ye saldırmasa onlarla kol kola yaşamaya devam ederdi Ak Parti’nin 12 yıl içinde yaptıkları sadece bu ülkede benimsenmekle kalmıyor dünyada da çığır açıyor. Bugün bizim siyasetimiz Tükiye sınırlarını aşmıştır. Değerli başkanlar temsil ettiğiniz dava artık Türkiye’nin sınırlarını aşmıştır. Her yerde savunmalısınız.
"TOPLANTILAR ARTIK ANKARA'DA DEĞİL..."
Bize dönük yıllarca devam eden saldırıların nedeni bunlar. Kardeşi kardeşe daha rahat kırdırabilsinler diye çözüm süreci dursun istiyorlar. İnadına kardeşlik diyeceğiz. MYK’da konuştuk kara aldık. Bundan sonra Genişletilmiş İl Başkanları Toplantısı Ankara’da yapılmayacak. Dönüşümlü olarak Türkiye’nin her yerinde yapılacak.
Çözüm sürecinin getirdiği ekonomik kalkınma devam edecek. Onlar inadına yıkarken biz inadına inşa edeceğiz. Bizim Kobani’ye ne kadar yardım yaptığımızı halkı sokağa çıkana HDP çok iyi biliyor. Tam da bu olaylar sonrasında bir çok faaliyete hız verdik. Türkiye iki şeyi alnı anda yürütmeye kararlı. Hem çözüm sürecini devam ettireceğiz hem de kamu düzenin bu topraklarda egemen kılacağız. Çözüm süreci doğuya batıya kuzeye güneye, her yere anlatmalıyız. Çözüm süreci millidir. Yereldir, çünkü bizim tarafımızdan yürütülüyor. Özgündür, çünkü kendi enerjimizi tarih sahnemize çıkarmak istiyoruz.
Çözüm süreci 1. Dünya Savaşı’ndan sonra parçalanan Orta Doğu’daki tek güzel hadisedir. Kesinlikle Irak ve Suriye’de olduğu gibi ülkemizi mezheplere bölmeye çalışanlara izin vermeyeceğiz. Türkiye özgürlükleri korumaya kararlıdır. Bu topraklar 77 milyon vatandaşımızın her birine aittir. Kılıçdaroğlu Molotof kokteyline karşı olduğunu söyledi. Bunu neden Kobani olaylarında söylemedi. Hazırladığımız düzenleme güvenlik paketi değil, özgürlüklerin korunması ve iç güvenlik reformudur.
"BENİM İLK SOYADIM KALKAN'DI..."
Soyadını kanunu çıktığında köylere giden yetkililer öyle soyadları yazmış ki vatandaşlar istemiyor. Benim yakınlarımda var. Bizim ilk soyadımız 'Kalkan'mış. O zaman 'oğlu' soyadı yasakmış. 'Kalkan’ı silmişler Davutoğlu yazmışlar. Şimdi mahkeme gerekmiyor. Serbest. Bu hak ve özgürlük değil mi?
Şimdi isim sahibi olmak kişinin kendi hakkıdır. Doğum ve ölümde kimse bildirmeyecek artık. Ölüm için bile bürokrasi yaratılmış. Eski Türkiye buydu. Kendini gösteriyordu Ben buradayım diye. Yeni devlet halkının hizmetindeki devlettir. Yeni Türkiye bu.
Etiketler:
Ahmet Davutoğlu,
ak parti,
haber,
IŞİD
Devlet kebaba el attı
Bugün Resmi Gazete'de yayımlanan bir Türkiye Patent Enstitüsü ilanına göre Tokat Kebabı'nın standartlarında bir ayarlama yapıldı.
Tokat Kebabı ibareli coğrafi işaret başvurusunun ilan bilgisinde Şişe Dizme bölümündeki “Bu işlem toplam üç defa tekrar edilir. Sonuç olarak 1 Tokat Kebabı şişine 1 kuyruk yağı, 3 patlıcan, 3 et ve 4 parça patates dizilir.” ifadesi çıkartılarak “Bu işlem 4-5 defa tekrar edilir.” şeklinde düzenlendi.
TOKAT KEBABI NEDİR?
Tokat kebabı; taze kuzu eti, kuyruk yağı, patlıcan, domates, yeşil biber, patates, soğan, sarımsak ve özel pişirilmiş kebap pidesi kullanılarak yapılan Tokat yöresine özgü bir yemektir. Özel kebap ocaklarında yapılır. İki Fırın Arasında Yapımına Başlanır. Küçük parçalar halinde kesilen etler baharat, biber ve soğanla terbiye edildikten sonra hafif yağlanmış şişlere takılmak üzere bekletilir. Şişlerin en başına bir parça kuyruk yağı takılır ve sebzelerin düşmemesi için patlıcanın sap kısmı da şişin ucuna takılır. Şiş üzerine bir et bir patlıcan ve sebze aralarına bir parça ince kesilmiş patates dizilir. Patlıcanların kabuğu alınmaz yarıdan kesilmiş ve uzun selvi doğranmış patlıcanlar önceden hafifçe tuzlanmalıdır. Bir şişe de sarımsaklar müstakil olarak takılır. Kebap ocağının ortasında bulunan yatay demire şişler asılır. Fırının iki tarafında bulunan yatay bölümde yanan odunların ateşi ile pişmeye bırakılır. Fırının alt kısmında bulunan şaç tepsiye damlayan yağlar toplanır. Özel pişirilmiş pideler bir tepsiye yayılır. Pişen etler ve sebzeler bunun üzerine sıyrılır. Tepsinin ortasına pişen domatesler konulur. Üzerine toplanan yağlardan gezdirilerek servise alınır. Eski ustaların tabiriyle Tokat Kebabı sadece ısıyla değil ışıkla pişen bir kebaptır. )Hürriyet)
Tokat Kebabı ibareli coğrafi işaret başvurusunun ilan bilgisinde Şişe Dizme bölümündeki “Bu işlem toplam üç defa tekrar edilir. Sonuç olarak 1 Tokat Kebabı şişine 1 kuyruk yağı, 3 patlıcan, 3 et ve 4 parça patates dizilir.” ifadesi çıkartılarak “Bu işlem 4-5 defa tekrar edilir.” şeklinde düzenlendi.
TOKAT KEBABI NEDİR?
Tokat kebabı; taze kuzu eti, kuyruk yağı, patlıcan, domates, yeşil biber, patates, soğan, sarımsak ve özel pişirilmiş kebap pidesi kullanılarak yapılan Tokat yöresine özgü bir yemektir. Özel kebap ocaklarında yapılır. İki Fırın Arasında Yapımına Başlanır. Küçük parçalar halinde kesilen etler baharat, biber ve soğanla terbiye edildikten sonra hafif yağlanmış şişlere takılmak üzere bekletilir. Şişlerin en başına bir parça kuyruk yağı takılır ve sebzelerin düşmemesi için patlıcanın sap kısmı da şişin ucuna takılır. Şiş üzerine bir et bir patlıcan ve sebze aralarına bir parça ince kesilmiş patates dizilir. Patlıcanların kabuğu alınmaz yarıdan kesilmiş ve uzun selvi doğranmış patlıcanlar önceden hafifçe tuzlanmalıdır. Bir şişe de sarımsaklar müstakil olarak takılır. Kebap ocağının ortasında bulunan yatay demire şişler asılır. Fırının iki tarafında bulunan yatay bölümde yanan odunların ateşi ile pişmeye bırakılır. Fırının alt kısmında bulunan şaç tepsiye damlayan yağlar toplanır. Özel pişirilmiş pideler bir tepsiye yayılır. Pişen etler ve sebzeler bunun üzerine sıyrılır. Tepsinin ortasına pişen domatesler konulur. Üzerine toplanan yağlardan gezdirilerek servise alınır. Eski ustaların tabiriyle Tokat Kebabı sadece ısıyla değil ışıkla pişen bir kebaptır. )Hürriyet)
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)