28 Mayıs 2016 Cumartesi

Obama’nın yeni sarayı!

Barack Obama’nın Başkanlık’tan ayrıldıktan sonra yaşayacağı ev belli oldu.


2014 yılında 4,3 milyon dolara satılan evin büyüklüğü 8200 metrekare.

Obama, 9 yatak odası, 1 egzersiz odası ve 8 banyosu bulunan evi, Bill Clinton’un bir zamanlar basın sekreterliği görevini yürüten Joe Lockhart’tan aldı.

1928 yılında inşa edilen evin üst katında Obama’nın çalışabileceği bir ofis yer alıyor.






























Vize serbestisiyle ilgili yol haritası gelecek hafta belirlenecek

Avrupa Komisyonu Başkan Yardımcısı Frans Timmermans ve Dışişleri Bakanlığı kaynakları, vize serbestisi konusunda Türkiye ve AB'den uzmanların gelecek hafta görüşerek bir yol haritası belirleyeceklerini belirtirken, bu ziyaretin ardından Dışişleri bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, AB Bakanı Ömer Çelik ve Avrupa Timmermans'ın tekrar bir araya geleceği belirtildi.

Reuters’ın edindiği bilgiye göre; bugün Antalya’da yapılan En Az Gelişmiş Ülkeler toplantısı sırasında Çavuşoğlu, Çelik ve Timmermans üçlü bir toplantı gerçekleştirerek vize serbestisi sürecinde yaşanan pürüzleri ele aldı.

AB haziran ayı sonunda Türk vatandaşlarına vize serbestisi sağlanması için Terörle Mücadele Kanunu’ndaki “terörizm tanımı”nda değişiklik yapılmasını talep ederken, Ankara PKK ile mücadelenin sürdüğü bir dönemde bu değişikliğin yapılamayacağını belirtiyor. Antalya’da yapılan üçlü görüşmenin “yapıcı ve verimli” geçtiğini belirten dışişleri kaynakları “Görüşmede, Türkiye ve AB’den uzmanların önümüzdeki hafta bir araya gelerek izlenecek bir yol haritasını belirlemeleri, ardından bakanlar Çavuşoğlu ve Çelik’in, Timmermans’la tekrar bir araya gelmeleri konusunda mutabakata varıldı. Akabinde, üzerinde görüşülen ve uzlaşılan konular hakkında liderler seviyesinde de bir araya gelinebileceği hususu gündeme geldi” dedi.

Görüşmenin ardından Twitter hesabından açıklamalarda bulunan Timmermans da görüşmenin “yapıcı” geçtiğini belirtirken, “Türkiye ve AB vize serbestisi konusunda kalan son engelleri aşmada ortak kararlılığa sahip” dedi ve AB’den bir uzman heyetin haftaya Türkiye’yi ziyaret edeceğini belirtti. Sözcü

27 Mayıs 2016 Cuma

Sosyal medyadaki şok fotoğrafa soruşturma açıldı

Sosyal medyada yer alan 5 yaşındaki çocuğa sigara içerilmesi görüntüleri üzerine harekete geçen savcılık, görüntüyü çektiği iddia edilen kadının, bir yıla kadar hapisle cezalandırılmasını istedi.

Sosyal medyada, 5 yaşındaki bir kız çocuğuna sigara içirildiği görüntülerin gündem olması üzerine harekete geçen İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, videoyu çeken kadın hakkında soruşturma başlattı.
Kocaeli Gölcük’te yaşadığı belirlenen 28 yaşındaki P.S.’nin talimatla ifadesini alan İstanbul Cumhuriyet Savcılarından Sait Yakışan şüpheli kadın hakkında iddianame düzenledi. 5 yaşındaki Y.E.’nin mağdur olarak yer aldığı iddianamede, şüpheli P.S.’nin 2011 doğumlu mağdur Y.E.’ye sigara içirdiği ve bunu videoya kayıt ederek sosyal paylaşım sitesi instagramda yayınladığı anlatıldı.

“HADİ ABLA EVCİLİK OYNAYALIM”

İddianamede, şüpheli P.S.’nin ifadesinde, kendisinin sigara içmediğini ve Y.E.’ye de sigara içirmediği söylediği kaydedildi. Hakkındaki suçlamaları reddeden P.S.’nin 10 Mart 2016 tarihinde kuzeni G.E.’nin İstanbul Beyoğlu’ndaki evine misafirliğe gittiğini belirterek, “16 Mart 2016 günü saat 10.30 sıralarında kuzenim Eminönü’ne gitti. Ben ve kuzenimin kızı olan Y.E. evde yalnız kaldık. Ben lavaboya geçmiştim. Sonra lavabodan çıktım ve mutfakta Y.E'’nin elinde sigara olduğunu gördüm. Y.E bana ‘Hadi abla evcilik oynayalım’ dedi. Ben de şaka maksadıyla telefonumun kamerasını açarak yaklaşık 10 saniye kadar görüntüsünü çektim” dediği kaydedildi.

“BEN SİGARA İÇMEM ŞAKA OLSUN DİYE ÇEKTİM”

Y.E.’nin bu sırada sigarayı bir kez çekip bıraktığını belirten şüpheli P.S., “Ben de daha sonra sigarayı elinden alarak söndürdüm. Ben sigara kullanmam. Sigara Y.E'nin babasına aittir ve sürekli mutfak tezgahının üzerinde bulunur. Ben sigarayı yaktığını sonradan elindeyken gördüm. Şaka olsun diye videosunu çekerek yayınladım. Yoksa Y.E'ye sigara içirmek için yapmadım. Görüntülerde ben gözükmüyorum ama ‘Güzel içiyorsun valla, helal olsun, ee kaç yıldır içiyorsun sigarayı, çok yıldır içiyorsun’ diyen kişi benim” ifadelerini kullandı.

1 YILA KADAR HAPİSLE YARGILANACAK

Şüphelinin eylemini gizlemediği anlatılan iddianamede, “Sağlık için tehlikeli madde temin etmek” suçundan 6 aydan 1 yıla kadar hapisle cezalandırılması istendi. Başsavcılık tarafından onaylanan iddianame, İstanbul Asliye Ceza Mahkemesi’ne gönderildi. Şüpheli P.S.’nin önümüzdeki aylarda yargılanmasına başlanacak. Hürriyet

Davutoğlu Ankara’da yaşayacağı evi buldu

Başbakanlık görevini bırakan Ahmet Davutoğlu, Ankara’da yeni yaşayacağı evi buldu. Davutoğlu’nun önümüzdeki günlerde Ankara Çayyolu’nda bulunan bir siteye taşınacağı öğrenildi.

Davutoğlu’nun eşi Sare Davutoğlu’nun da fikrini alarak sitede bulunan evi kiraladığı bildirildi.

Davutoğlu’nun taşınacağı sitede müstakil evler 4 katlı, 6 oda ve 1 salondan oluşuyor.

Eski başbakanlara görevi bıraktıktan 5 koruma verilirken Davutoğlu’na son dönemde yaşanan terör olayları nedeniyle 15 koruma verildiği öğrenildi.

Genellikle İstanbul’daki evinde yaşayacak olan Davutoğlu, milletvekilliği görevini de yerine getireceğinden Ankara’ya ziyaretlerinde bu evde kalacak.

Davutoğlu’nun Ankara Bilkent Üniversitesi’de eğitim gören oğlu Mehmet Davutoğlu da öğrenim süresi boyunca bu evde yaşayacak.






Bharara: Zarrab Türkiye’ye kaçarsa iadesi mümkün değil, rüşvetle işini görür

Reza Zarrab’ın (Rıza Sarraf) New York’ta görülen davasında 17 Aralık iddianamesini mahkemeye delil olarak sunan Başsavcı Preet Bharara mahkemeyi de uyardı. Bharara, kefalet başvurusuna 29 sayfalık dosya ile itiraz ederken, Türkiye kaçması durumunda iade edilmesinin imkansızlaşacağı, Zarrab’ın Türkiye’de siyasilerle işini rüşvetle gördüğünü kaydetti.


ABD’de tutuklu bulunan Reza Zarrab’ın (Rıza Sarraf) New York’ta görülen davasında Başsavcı Preet Bharara’nın iddiaları damga vurdu. Zarrab’ın avukatı Benjamin Brafman’ın mahkemeye sunduğu kefalet başvurusuna itiraz eden başsavcı Bharara, “Zarrab Türkiye’ye kaçarsa iadesi mümkün değil, rüşvetle işini görür” dedi.

Başsavcı Bharara, Zarrab’ın kefalet başvurusuna neden itiraz ettiklerini davaya bakan yargıç Richard Berman’a sunduğu 29 sayfadan oluşan müzekkeresinde kanıtlarla açıkladı. Zarrab’ın 19 Mart 2016’da Miami’ye ailesi ve çalışanları ile birlikte giriş yaparken gümrüğe verdiği bilgide yanında 103 bin dolar nakit para getirdiğini beyan ettiği belirtildi. FBI’ın kendisini tutuklamasından sonra Zarrab’ın üzerinin arandığını ve bir iPhone ile bir çok şeyin bulunduğu kaydediliyor. Zarrab’ın sorgulamasında sadece Türk pasaportu bulunduğunu, son 10 yılda Londra, Avrupa, Çin, Singapur ve Tayland’a seyahat ettiğini, Rusya, Azerbaycan, Suudi Arabistan, Mısır ve Lübnan’a yaptığı seyahatleri beyan etmeyerek yalan söylediği, kendisine ait İran ve Makedonya pasaportları ile nerelere seyahat ettiğininin bilinmediği belirtildi.

ZARRAB’IN VARLIĞI

Zarrab’ın ön sorgulaması sırasında, altın ticareti, mobilya işi ve dükkan kira geliri olarak yılda 720 bin dolar kazandığını beyan ettiği, ancak bu rakamın kendisine ait büyük holdingleri, özel uçağı, 17 otomobili ve yatları olduğundan eksik ve yanlış olduğu kaydedildi. Buna örnek olarak Zarrab’ın 19 Nisan 2014 tarihinde konuk olduğu A-Haber’de yayınlanan ‘Yaz Boz’ isimli programda yaptığı açıklamaları delil olarak gösterildi. Zarrab’ın röportajını kelimesi kelimesine baştan sonra mahkemeye delil olarak sunan Başsavcılık, Amerikan ambargosu empoze edilmeden önce bir dönem, günde bir ton altın ihracat ettiğini söylediği ve ayrıca programın Youtube’daki video linkini delil olarak gösterdi.

İADE EDİLMİYOR

Raporda ayrıca Zarrab’ın kefalet koşullarının suçlamaların özellikleri ve delillerin ağırlığı nedeniyle ciddi bir kaçma riski oluşturduğuna dikkat çekildi. Ayrıca son 10 yılda seyahat ettiği ülkelerin ismi sorulduğunda Zarrab’ın yalan söylediği, geçmişte giriş yaptığı ülkeler arasında ABD ile “Suçlu İade Anlaşması” bulunmayan ülkelerin de bulunmasına da yer verildi. Türkiye’nin ABD ile Suçlu İade Anlaşması bulunduğunu hatırlatan Bharara, buna rağmen Türkiye’nin vatandaşlarını iade etmediğini, ayrıca Türk savcının hazırladığı rapora dikkat çekerek, Zarrab’ın ABD’ye iade edilme ihtimalini görmediğini belirtti. Başsavcı, 17 Aralık soruşturma raporunu kaynak göstererek, “Türkiye, vatandaşının iadesine izin verse bile, raporda görüldüğü üzere, davalı yüksek mevkideki Türk yetkililere rüşvet vererek işini görüyor. Türk cezaevinden bile kurtuldu” dedi.

17 ARALIK İLE FBI KANITLARI TUTUYOR

Başsavcı Preet Bharara’nın mahkemeye sunduğu belgeler üzerinde değerlendirme yapan ABD’deki Türk Ceza Avukatı Rıza Dağlı, Zarrab’ın kefalet başvurusunu başsavcının neden reddettiğini şöyle açıkladı: “Başsavcı, öncelikle 17 Aralık iddianamesinin doğru ve hatasız olduğuna inandığını kaydediyor. En önemlisi, Türk savcının hazırladığı 17 Aralık iddianamesi ile ilgili rapor ile FBI’ın ele geçirdiği elektronik posta kayıtları ve diğer kanıtlarla tutarlı olduğunu iddia ediyor.”
New York’un dışında New Jersey Federal Mahkemeleri’ne 9 yıl süreyle Başsavcı yardımcılığı görevinde bulunduktan sonra Brach/Eichler Hukuk Firması’nda ceza avukatı olarak çalışmaya başlayan Rıza Dağlı, Hürriyet’e yaptığı açıklamada ayrıca şunlara dikkat çekti: “Başsavcının kefalete razı olmaması için çok etken var. Birincisi çok zengin olduğu için kaçmasının kolay olacağını düşünüyor. Zarrab’ın Miami’deki ilk sorgulamasındaki ifadelerinin doğru olmadığını ve FBI’a yalan söylediğini tespit etmiş. Mal varlığını gerçeğinden çok daha daha az göstermiş, bazı ülkelere giriş yaptığını saklamış. Başsavcı, Zarrab’ın ABD ile iade anlaşması olmayan ülkelere kaçabileceğine dair inandırıcı kanıtlar sunmuş. Bizim için sürpriz olan bir şey yok. 17 Aralık iddianamesi bilenen bir şeydi. Mahkemeye sunulan kanıtlar içinde FBI’ın sorgulması yeni, ancak çok çarpıcı bir unsur yok.” Dağlı, Zarrab hakkında Türkiye’deki siyasi yolsuzluk iddialarının da davaya kanıt olarak ilişitirilmesi ile Zarrab’ın Türkiye’deki siyasi figürlerle rüşvete dayalı bağlarını mahkemenin yargıcına gösterilerek, ABD’den kaçması durumunda iade edilmesini yine rüşvet yoluyla engelleyebileceğine dikkat çekilmiş. cnntürk

Reza Zarrab'ın cep telefonundan çıkan görüntüler








Yargıtay’dan Bahçeli’ye demokrasi dersi!

Yargıtay’ın, MHP’yi Genel Kurul'a taşıyan yerel mahkeme kararının onamasına ilişkin gerekçeli karar açıklandı. 7 sayfalık kararda Yargıtay, MHP yönetimine adeta demokrasi dersi verdi.

Kararda, “Olağanüstü kongre talebi delege sayısının 5'te 1'in ulaşan üyelere kanunen tanınmış haktır'' denildi ve şu görüşlere yer verildi:

‘'MHP tüzüğünün 63. maddesindeki ifade, 5'te 1 delegenin olağanüstü kongre talebinin genel başkan ve merkez yönetim kurulunun takdirine bırakıldığı anlamına gelmez. Aksi yöndeki anlam, yeter sayıdaki delegeye tanınan hakkı işlevsiz hale getirir. Yeter sayıda üyenin kongre talebine ilişkin toplu irade beyanlarının iyi niyetli olup olmadığına ilişkin bir değerlendirme de, yapılamaz. Çünkü kanun 5'te 1 oranına ulaşan üyeye olağan üstü kongre talep etme hakkı vermiştir'' Sözcü

Türkiye hangi parayla tatile gidiyor?

Ek iş mi, para biriktirmek mi? Yoksa kredi mi? İşte Türkiye ve dünyada tatile çıkanların tatil masraflarını karşılama yöntemleri…


Tatil mevsimi başlamak üzere; haliyle planlar yapılıyor, bütçeler denkleştiriliyor. Peki bütçeyi yormamak için en çok hangi yöntemler kullanılıyor? Para biriktirmek mi, taksitle ödemek mi, borç ya da kredi almak mı, ek iş yapmak mı yoksa diğerleri mi? Seyahat sitesi momondo, bu sorunun yanıtını bulmak için Türkiye'nin de aralarında bulunduğu 20 ülkede katılımcılara tatil masraflarının bütçeleri üzerindeki yükünü azaltmak için hangi yöntemlere başvurduklarını sordu. Katılımcıların birden fazla yanıtı tercih edebildikleri araştırmanın en dikkat çekici sonuçları şöyle:

HER İKİ KİŞİDEN BİRİ YIL BOYU KENARA PARA AYIRIYOR

Türklerin yüzde 50'si, güzel bir tatil yapabilmek için yıl boyunca düzenli olarak kenara para ayırdığını söylüyor. 18-22 yaş arası gençlerde yıl içinde tasarruf yapma oranı daha da yükselirken, oranın en düşük olduğu grup 56-65 yaş grubu. Coğrafi bölgeler arasındaysa liderlik yüzde 55'le Ege Bölgesi'nde.

TAKSİTLE ÖDEMEDE DÜNYA İKİNCİSİYİZ

İkinci sırada yüzde 30'la tatilini taksit taksit ödemeyi seçerek tatil harcamalarını farklı aylara bölüştürmeyi seçenler yer alıyor. Taksitli ödemeyi en çok tercih edenlerse 23-35 yaş grubu. Diğer yandan Türkiye bu oranla Brezilya'nın (yüzde 41) ardından tatilini en çok taksitle ödeyen ülke konumunda

ORTAKLAŞA PARA BİRİKTİRENLERİN ORANI YÜZDE 20

Üçüncü sırada ise tatil planları doğrultusunda yıl içinde arkadaşları veya ailesiyle konuşup, onlarla ortaklaşa bir hesaba para yatıranlar yer alıyor. Tahmin edilebileceği üzere bu tür birikim yapma oranın en yüksek olduğu grup, yüzde 30'la 18-22 yaş grubu.

GENÇLER TATİL İÇİN EK İŞ YAPIYOR

Katılımcıların yüzde 15, tatil bütçesini denkleştirmek için yıl içerisinde ek iş yaparak para biriktirdiğini söylüyor. Oran erkeklerde yüzde 17'ye, 18-22 yaş arası gençlerde yüzde 19'a kadar çıkıyor. Bu sonuçlara göre Türkler, tatil için ek işe en çok ihtiyaç duyan üçüncü ülke konumunda. İlk iki sırada ise yüzde 20'lik oranla Çinliler ve Ruslar yer alıyor.

TATİL KREDİSİNE EN ÇOK BAŞVURAN ÜLKEYİZ

Yüzde 13 ise güzel bir tatil için banka kredisi aldığını söylüyor. En çok kredi alanlar 56-65 yaşları arasındakiler. Ailesinden veya arkadaşlarından borç alanların oranı ise yüzde 7. 18-22 yaş arası gençlerde borç alma oranı yüzde 13'e kadar çıkıyor. Sonuçlara göre Türkiye dünyada en çok tatil kredisine başvuran ülke. İkinci sırada yüzde 10'la Çin ve üçüncü sırada yüzde 6'yle Brezilya yer alıyor.

TATİL İÇİN EŞYA SATAN DA VAR

Son olarak tatildeyken evini kiraya vererek para kazananların oranı yüzde 4, tatil bütçesi için bazı eşyalarını bit pazarında ya da online platformlarda satanların oranı ise yüzde 3.

PARA BİRİKTİRMEYE İHTİYAÇ DUYMAYAN DA VAR

Diğer yandan Türkiye'nin yüzde 18'i tatile çıkmadan önce herhangi bir yöntemle para biriktirmediğini söylüyor.

Suudi Arabistan’da “hayvanlarla fotoğraf çektirmek günahtır” fetvası

El Arabiya’nın haberine göre, Suudi Arabistan’ın en yüksek dini otoritesi olan Din Adamları Yüksek Konseyi’nin üyesi Şeyh Salih Bir Favzan El-Fazvan, kedi, köpek gibi hayvanlarla fotoğraf çekmenin İslam’a aykırı bir Batı adeti olduğunu iddia ederek, bu tür fotoğraf çekilmesinin engellenmesi için fetva verdi.


“MODA HALİNE GELDİ, MECBUR KALMADIKÇA HAYVANLARLA FOTOĞRAF ÇEKİLMEYİN”

Düzenlediği haftalık dini programda izleyici sorularını yanıtlayan El-Favzan, bir soru üzerine Suudi Arabistan’da evcil hayvanlarla fotoğraf çekmenin tıpkı Batı’da olduğu gibi moda haline geldiğini söyleyerek, “Mecbur olmadıkça hayvanlarla fotoğraf çektirmek günahtır. Ne kedi, ne köpek, ne kurt, ne de başka bir şey” diye konuştu.


Reza’nın avukatından flaş hamle!

New York'ta tutuklu bulunan Reza Zarrab'ın avukatı Benjamin Brafman, kefalet isteğine itiraz eden Başsavcı Preet Bharara'nın açıklamalarına karşı yeni bir girişimde bulundu.


Brafman, Zarrab’ın davasına bakan Yargıç Richard Berman’a bir dilekçe yazdı. Bu dilekçede, New York Güney Bölgesi Başsavcısı Bharara’nın, Zarrab’ın kefaletle serbest bırakılması talebine itirazına karşı cevap hakkı kullanılacağını ve konuya ilişkin ek dilekçeyi 31 Mayıs günü saat 12:00’a kadar mahkemeye iletmek için izin istedi.

ABD’li avukat dilekçesinde, “Savcılığın doğru olmayan ve temelde kusurlu argümanlar” ile kefalet taleplerine karşı çıktığını savunarak, kendilerine cevap hakkı verilmesini talep etti. Dilekçede “Mahkemeye konuyla ilgili kritik öneme sahip bazı ek bilgiler de göndereceğiz” ifadelerine yer verildi.

ABD’de hafta sonu ve Pazartesi gününün tatil olması nedeniyle, Salı gününe kadar zaman verilmesi talebini ileten Brafman, 2 Haziran’da görülecek kefalet duruşmasının ertelenmesini istemediklerini de dilekçede belirtti. Yargıç Berman’ın, Zarrab’ın talebini kısa süre içinde değerlendirmesi bekleniyor. (DHA)