28 Temmuz 2016 Perşembe

FETÖ iddianamesinde yer alan çok çarpıcı detaylar

Edirne'de, Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması'na (FETÖ/PDY) yönelik soruşturma kapsamında hazırlanan iddianamede çok çarpıcı detaylar yer aldı. Örgütün zeki ve başarılı öğrencileri hedef aldığı, bu öğrencilere IQ testi yaptırdığı ortaya çıktı. Ayrıca örgütün yetişmiş kadrosuna CIA ve FBI tarafından eğitimler verildiği iddianamede yer aldı.


Edirne'de, Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması'na (FETÖ/PDY) yönelik soruşturma kapsamında, örgütün elebaşı Fetullah Gülen'in de aralarında bulunduğu 19'u tutuklu 43 şüpheli hakkında hazırlanan iddianamede, örgütün eleman kazanma yöntemlerine yer verildi.
Edirne Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan ve 2. Ağır Ceza Mahkemesince kabul edilen iddianamede, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı Anayasal Düzene Karşı İşlenen Soruşturma Bürosunca yürütülen soruşturma kapsamındaki tanık ve müşteki beyanlarına atıfta bulunuldu.

Başarılı öğrenciler hedef alındı

Beyanlara göre, örgütün özellikle zeki ve başarılı öğrencileri seçtiği belirtilen iddianamede, örgüt eğitim kadrosunun nitelik ve nicelik açısından yeterli düzeye ulaşmasının ardından kendisine bağlı öğrencileri çağın gereksinimleri doğrultusunda yönlendirildiği ifade edildi. FETÖ/PDY'nin başarılı öğrencileri hedef aldığı vurgulanan iddianamede,şu ifadelere yer verildi:

"Eğitim gönüllüsü diğer kuruluşların ve dini referanslı yapıların aksine FETÖ/PDY, ihtiyaç sahibi olan öğrencileri değil, zeki ve başarılı öğrencileri hedef almış, hatta bu öğrencilere IQ testleri yaptırmıştır. Böylelikle örgütün devleti ele geçirme amacına ulaşmasına katkı sağlayacak kadrolaşma faaliyetlerinin önü açılmıştır. Sonuç olarak Fetullah Gülen'in 1970’lerin sonunda başlattığı uzun vadeli projenin ilk halkasını eğitim oluştururken, tedrisattan geçenler başta emniyet, yargı, TSK ve mülkiye olmaküzere devletin önemli kademelerine yerleştirilmiş, bir kısmı ise iş adamı olmaya aday gösterilmiştir. Örgüt bir yandan eğitimle kadro yetiştirip, bir yandan da diğer alanlarda etkinliğini artırmıştır."

CIA ve FBI eğitim verdi

Yabancı gizli servislerin "cemaat"e ait kültür merkezlerinde yetişmiş kadroya değişik konularda eğitim verdiği öne sürülen iddianamede, şunlar kaydedildi:

"CIA ve FBI tarafından, hükümete yönelik faaliyetlerine ilişkin geliştirdiği strateji gereği cemaate ait kültür merkezlerinde yetiştirilmiş kadroya değişik konularda eğitimler verildi. Bunun en iyi örneklerini ise 17 Aralık sürecinde savcılar ve güvenlik güçlerinin yapmış olduğu operasyonları içine alabiliriz. Bu girişim, tamamen hükümeti ortadan kaldırarak devleti tüm kurumlarıyla zayıf düşürmek amacı taşımaktaydı. Bahsedilen eğitimlere dahil olan adli ve güvenlik kurumlarında çalışan ancak cemaat kadrosu içerisinde yer alan şahıslar bu görevi üstlenerek harekete geçmiştir."

"Mafyanın ağzına azıcık bal sürün"

İddianamede, örgütün elebaşı Gülen'in "devletin içine sızmaya yönelik planları"na ilişkin açıklamalarına da yer verildi. FETÖ elebaşı Gülen'in, 1970'li yıllardan itibaren devlet içerisine sızarak özellikle mülkiye, adliye, emniyet, Milli Eğitim ve Türk Silahlı Kuvvetleri içerisinde kendi özel hiyerarşisi ile illegal kadrolaşmaya gidilmesinin öneminin altını çizdiği konuşmaları şöyle:
"Esnek olun, sivrilmeden can damarları içinde dolanın. Bütün güç merkezlerine ulaşıncaya kadar hiç kimse varlığınızı fark etmeden sistemin ana damarlarında ilerleyin.Türkiye'deki güç ve kuvveti cephenize çekeceğiniz ana kadar her adım erken sayılır.

Adliye, mülkiye veya başka hayati bir müessesede bizim arkadaşlarımızın mevcudiyeti öyle ferdi mevcudiyetler şeklinde ele alınıp değerlendirilmemelidir. Yani bunlar gelecek adına bizim o ünitelerde garantimizdir. Bir ölçüde onlar bizim varlığımızın teminatıdır. Yani siz hakim değilsiniz, başka kuvvetler var. Bu ülkede değişik kuvvetleri hesap edecek, dengeli, dikkatli, tedbirli, temkinli yürümekte yarar var ki geriye adım atmayalım. Yani her şey bir oyundur. Kungfu gibi oyun, tekvando gibi bir oyun, judo gibi bir oyun, her zaman insanın hasmını yenmesi, öyle yumruk vurup yere sermesi gibi bir şey değildir. Bazen hasımdan kaçmak bile çok önemli bir manevra. Çok iyi bilecek, çok iyi planlayacak, ona göre yürüyeceksiniz, kuvvet dengesi olmadığı bir yerde kuvvete başvurmayacaksınız. Teknik, taktik yerine sizin kalbiniz önemlidir.

Ben yine kuvvet dengesi olmadığı için şahsen o yol yerine kendi düşüncemi yayma, kendi düşünce sistemim adına varlığı her tarafı fethetme, ele geçirme yolunu tercih ederim. Zaman henüz uygun değil, bütün dünyayı omuzlayıp, taşıyabileceğiniz zamana dek, tamam olacağınız ve koşulların uygun olacağı zamana dekbeklemelisiniz. Bilhassa haber alma hususunda her zaman hasım cephenin çok önünde olunmalıdır. Her yerde hususen geri kalmış yerlerde mafyanın ağzına azıcık bal sürülebilir.
Yüzlerce arkadaşlar, yüzlerce diyorum tabii, Türkiye'nin içinde binlerce yurt dışında burs veriyorlar.

Amerika'da otuz küsur değişik üniversitelerde kariyer yapıyorlar. Kariyerin yapılmasının yanında kariyer yapmanın yanında aynı zamanda bu arkadaşlarımız orada hizmet de yapıyorlar ve bu iki üç senelik ömrü olan bir şey. Daha önce de vardı üç beş arkadaş ama fakat bunlar Allah'a çok şükür organize edildi. Himmetler belli bir noktada (kesinti) edildi ve şimdi orada çok iyi güdülüyorlar. Allah'ın inayet ve keremiyle her sene de besleniyorlar. İngiltere’den Almanya’ya oradan Avustralya’ya oradan Amerika’ya kadar her yerde kariyer yapan arkadaşlarımız besleniyorlar ve bu arkadaşlar bizim gayeyi hayalimize göre gelecekte o dünyalardaki üniversitelerdeki bizim tebliğcilerimiz olacaklardır. Türkiye'ye döndükleri zaman da burada el üstündeüniversitelerdeki olacaklar." cnntürk

SGK'dan uyarı: Son gün 29 Temmuz

Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK), kamu ve özel kurumların teslim etmesi gereken evrakların teslim tarihini 29 Temmuz'a kadar uzattı.


SGK, darbe girişimi nedeni ile yerine getirilemeyen işlemler için uyarıda bulundu.
Kamu ve özel kurumlarının teslim etmesi gereken evrakların teslim tarihinin 29/07/2016 tarih saat 23:59'a kadar uzatıldığını duyaran SGK, konuya ilişkin şu açıklamayı yaptı:

"Bilindiği üzere, 15 Temmuz 2016 tarihinde FETÖ/PDY terör örgütüne bağlı bir grup asker tarafından kalkışılan darbe girişimi Devlet-millet dayanışması ile önlenmiş olup ancak yarattığı olumsuz şartlar halen devam etmektedir. 
Bu kapsamda Kurumumuzun değişik birimlerine ulaşan taleplerden 5604 sayılı mali tatil kanununun öngördüğü 1 ila 20 Temmuz arasındaki mali tatil süresine denk gelen yükümlülüklerin en son 27 Temmuz tarihi itibariyle, mali tatilin bitimini müteakip 21 ila 25 Temmuz tarihleri arasında yerine getirilmesi gereken yükümlülüklerin de en son 25 Temmuz tarihi itibariyle yerine getirilmesi gerekmekte iken, darbe girişiminden kaynaklanan olağanüstü durumdan dolayı yerine getirilemediği anlaşılmıştır. 

Bu nedenle 5510 sayılı Kanun kapsamındaki özel sektör işverenleri ile kamu kurum ve kuruluşlarının 5510 sayılı Kanun gereğince, 5604 sayılı Kanunun öngördüğü en son 25 Temmuz ve 27 Temmuz tarihlerinde vermek zorunda oldukları 

1) 2016/Haziran ayına ilişkin düzenlenecek aylık prim ve hizmet belgelerinin,

2) Sigortalı işe giriş bildirgelerinin ve işyeri bildirgelerinin, 

3) Özel sektör işyerlerinde, 2016/Haziran ayında imzalanan toplu iş sözleşmelerine istinaden düzenlenen ek nitelikteki aylık prim ve hizmet belgelerinin, 2016/Haziran ayında istirahatli olan sigortalılara ilişkin çalışmadığına dair bildirim girişlerinin ve 2016/Haziran ayına ilişkin Ek-10 sigortalıların eksik gün bildirim formlarının,
Verilme süresi 29/07/2016 tarih saat 23:59'a kadar uzatılmıştır."

Fethullah Gülen'in akrabası cemaat ablası evleri boşaltırken yakalandı

15 Temmuz darbe girişiminin ardından yürütülen operasyonlar kapsamında İzmit'te Fethullah Gülen’in akrabası olduğu öne sürülen ve cemaatte ’abla’ olarak tanımlanan Ş.G. ile E.D. yakalandı.

Kocaeli Emniyet Müdürlüğü ekipleri darbe girişiminin ardından operasyonlara devam ediyor. Terör örgütünün elebaşı Fethullah Gülen’in akrabası olduğu iddia edilen ve cemaatte "abla" olarak tanımlanan Ş.G. ile E.D. gözaltına alındı. Cemaate yakınlığıyla bilinen dershane ve okullarda eğitim gören öğrencilerin kaldığı yaklaşık 10 evden sorumlu olan Ş.G. ile E.D. cemaat evlerini boşaltırken yakalandı.

Cemaat evlerinde kalan öğrencilerden kişi başı 350 TL aldıkları iddia edilen Ş.G. ile E.D.’nin üstlerinde yapılan aramalarda evlerin anahtarları bulundu. Evlerde 4 ile 6 arasında kız öğrencinin kaldığı, her eve bir isim verildiği, öğretmenlerin isimlerle kodlanan evlere öğrencileri yönlendirdiği tespit edildi.

Gözaltına alınarak Kocaeli Emniyet Müdürlüğü’ne götürülen Ş.G. ile E.D. emniyetteki işlemlerin ardından adliyeye sevk edildi. DHA

Mevlüt Çavuşoğlu "Bir darbe daha yapabilirler"

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu Gülen'in iade edilmemesi halinde iki ülke ilişkilerinin kötü etkileneceğini söyledi. Bakan Çavuşoğlu "Paralelin bazı hakim ve savcıları Almanya'da, onların da iadesi gerekiyor" dedi. Çavuşoğlu ayrıca Kırgızistan'da da devletin kurumlarına sızdıklarını ve orada da darbe yapabileceklerini söyledi.


Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu CNN TÜRK Ankara Temsilcisi Hande Fırat'ın sorularını yanıtlıyor.

Bakan Çavuşoğlu'nun açıklamalarından öne çıkanlar şöyle: 
- Toplam sayı 300 civarında, ihbarlar geliyor, iki ya da üç büyükelçi daha olabilir
- Müsteşarımızı hedef almak doğru değil, FETÖ'ye karşı olduğunu biliyorum
 ABD'ye gidişimiz dosyaların hazırlanmasına bağlı
- Türkiye'de Amerikan karşıtlığında artış var, bu artıştan memnun değiliz
- Mısır ile ilgili somut bilgi yok ama bazı ülkelere gidebileceğine dair bilgi var. Mısır'ın BM Güvenlik Konseyi'ndeki yaklaşımı manidardır.
- Rusya'dan bize gönderilen, elimize geçen bir rapor yok
Gülen'in iadesi
- Kötü senaryo içinde söylemek istemiyorum ama ABD'den iade gerçekleşmezse ilişkilerimiz etkilenir
- Paralelin bazı hakim ve savcıları Almanya'da, onların da iadesi gerekiyor
- Kırgızistan'da bir darbe olursa bunu FETÖ yapar. Orada da devletin kurumlarına sızmışlar. Arayıp devlet yetkililerine söyledik. Kırgızistan’da daha önce birçok darbeler oldu. Son beş yılda iki parlamento iki cumhurbaşkanlığı seçimi oldu. İstikrarlı bir döneme gidiyor. Şimdilik Kırgızistan'da esas tehdit FETÖ'nün varlığıdır.
- Dünyada terör örgütleri ile mücadele nasıl yapılıyorsa bizde de aynı. OHAL'de Fransa ne yaptıysa aynısını yapıyoruz. AB'den bizi tehdit eder gibi açıklamalar gelmemeli. Rusya ile ilişkilerimizi düzeltince rahatsız olanlar var.

İşte FETÖ soruşturması kapsamında tutuklanan iş adamları

Başarısız darbe girişimi sonrası iş dünyasının önde gelen isimleri FETÖ/PDY soruşturması kapsamında tutuklandı. Gözaltına alınan kişiler arasında Nakıboğlu, Takmaklı ve Boydak ailelerine mensup isimler de bulunuyor.


15 Temmuz’da gerçekleşen kanlı başarısız darbe girişimi sonrası düzenlenen operasyonlar kapsamında iş dünyasından birçok ünlü isim tutuklanarak cezaevine gönderildi. Darbe girişiminin ardından iş dünyasından pek çok isim gözaltına alındı. Gaziantepli NAKSAN Holding Yönetim Kurulu Başkanı Cahit Nakıboğlu ve oğlu NAKSAN Holding Yönetim Kurulu üyesi Taner Nakıboğlu tutuklandı.

1960 yılında kurulan Naksan Holding 7000 çalışana sahip. 140 ülkeye ihracat yapan şirket plastik ambalaj, tekstil ve enerji gibi sektörlerde hizmet veriyor.

ALİYE BOYDAK’A TUTUKLAMA

Kayseri’de darbe girişimi sonrası başlatılan FETÖ/PDY operasyonları kapsamında gözaltına alınan 15 kişi arasında yer alan Boydak Holding Yönetim Kurulu üyesi Şükrü Boydak’ın eşi Aliye Boydak, çıkarıldığı Nöbetçi Sulh Ceza Mahkemesi tarafından tutuklanarak cezaevine gönderildi.

Daha önce Kayseri’de FETÖ/PDY soruşturması kapsamında gözaltına alınan Boydak Holding Yönetim Kurulu Başkanı Hacı Boydak ile Yönetim Kurulu Üyesi Memduh Boydak, tutuklanmış, ardından Hacı Boydak tahliye edilmişti.

Kuruluşu 1957 yılına uzanan Boydak Holding’in bünyesinde, İstikbal Mobilya HES kablo ve Bellona gibi markalar bulunuyor.

UĞUR DERİN DONDURUCU’NUN SAHİPLERİNE TUTUKLAMA

Aydın'ın Nazilli ilçesinde FETÖ operasyonlarında gözaltına alınan ve “Uğur Derin Dondurucu” markasıyla da bilinen Uğur Şirketler Grubu yöneticileri İş adamı Mehmet, Ali ve Ünal Takmaklı çıkarıldıkları mahkemece tutuklanarak cezaevine gönderildi.

Şirket 1954 yılında Aydın Nazilli’de kuruldu. 2000’den fazla çalışanı olan Uğur Soğutma Sistemleri 850 satış noktasında hizmet veriyor.

ÖNCE İSTİFA SONRA GÖZALTI

FETÖ/PDY soruşturması kapsamında gözaltına alınan bir diğer iş adamı ise PETKİM’in Genel Müdürü Saadettin Korkut. İzmir'in Aliağa ilçesinde bulunan Petrokimya Holding AŞ (PETKİM)'in Genel Müdürü Saadettin Korkut Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) ile bağlantısı olduğu iddiasıyla gözaltına alındı. Korkut gözaltına alınmadan hemen önce istifa ettiğini duyurmuştu.

Temelleri 1962 yılında atılan PETKİM 2008 yılında özelleştirildi. PETKİM’in ürettiği petrokimya ürünleri tarım, otomotiv, elektrik ve tekstil sektöründe kullanılıyor. 

(Kaynak:sözcü.com.tr)

Boks antrenmanında Fetullah Gülen'i yumrukluyorlar

Samsun'da bulunan özel bir spor salonunda 30 kursiyer, kum torbalarına yapıştırdıkları Fethullah Gülen'in fotoğrafına yumruk atarak boks antrenmanı yapıyor.


Türk Silahlı Kuvvetleri'nde bir gurubun 15 Temmuz gecesi yaptığı darbe girişi sonrasında Samsun'un Canik İlçesi'nde bulunan özel bir salonda boks kursu gören yaşları 10 ile 16 arasındaki 30 sporcu, antrenman yaptıkları kum torbalarının üzerine FETÖ/PDY'nin örgüt lideri Fethullah Gülen'in fotoğrafını yapıştırdı.


Haftanın 3 günü 2 saat süreyle boks antrenmanı yapan kursiyerler, kum torbalarının üzerinde bulunan Fethullah Gülen'in fotoğrafını yumrukluyor.

Bu salonda yaklaşık 3.5 yıldır boks antrenmanı yaptığını söyleyen 13 yaşındaki bir kursiyer "Devletimize ve milletimize haince saldıran bu kişi, hak ettiği cezayı en kısa zamanda alacaktır. Bizler buna inanıyoruz. Bu haine olan tepkimizi ve öfkemizi de bu şekilde gösteriyoruz" dedi.

DHA

Darbecileri siyasi planı aranıyor

Darbe girişimi başarıya ulaşsaydı darbecilerin nasıl bir siyasi düzen getireceğine dair henüz bir belgeye ulaşılamadı. Soruşturmayı yürüten yetkililer ve siyasilere göre darbe başarılı olsaydı FETÖ yeni bir devlet inşa edecek ve Gülen Humeyni gibi ABD'den dönecekti.


Hürriyet'in haberine göre 15 Temmuz darbe girişiminden sonra birçok darbecinin, mağdurun, tanığın ifadeleri ile darbeciler tarafından hazırlanmış bazı planlar ortaya çıktı. Son olarak, 16 Temmuz sabahından itibaren uygulanacak sıkıyönetim planları deşifre oldu. Ancak, darbeden sonra nasıl bir siyasi düzen kurulacağı, hükümetin, Meclis’in yerine hangi yapılar getirileceğine dair hiçbir bilgi ya da belgeye ulaşılamadı.

Soruşturmayı yürüten yetkililer ve siyasilere göre iki ihtimal var: İlki, soruşturma derinleştikçe ortaya çıkacak. İkinci ve genel kanaat ise ‘darbe başarılı olsaydı FETÖ’nün yeni bir devlet inşa etmeyi planladığı’ yönünde. Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, “Humeyni gibi gelecekti. Bambaşka bir Türkiye olacaktı, O Türkiye’yi tahayyül bile etmek istemem” dedi. Eski Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan ise “Bunlar her şeyi yıkmak, hükümeti değil devleti devirmek ve tamamen kendi hâkimiyetlerini, esaret rejimi kurmak istiyor. Hesap bu. Bir Başbakan atayacağız, Meclis tekrar şu tarihte açılacak...Böyle birşey olmayacaktı” yorumunu yaptı.

Siyasi planı nedir?

Fetullahçı Terör Örgütü’nün (FETÖ) kanlı darbe girişimi sonrasında üç önemli belge ele geçirildi. İlki Genelkurmay Başkanlığı ele geçirildikten sonra birliklere gönderilen emir yazısıydı. İkinci belge, darbe sonrasında görev alacak sıkıyönetim komutanlarının listesiydi. Son bulunan da sıkıyönetim uygulamasının nasıl olacağını anlatan bir belge oldu. Bu belgeler ve ifadeler sayesinde darbeciler konusunda büyük bir veri bankası oluşturulurken, bir taraftan da ‘siyasi plan’ araştırılmaya başlandı. Soruşturmayı yönetenler ve iktidar, darbe başarılı olsaydı 16 Temmuz sabahından itibaren nasıl bir siyasi düzene geçileceği sorusuna yanıt aramaya başladı.

Bozdağ: Humeyni gibi gelecekti

Ankara’nın konuştuğu bu soruyu yönelttiğimiz Adalet Bakanı Bozdağ, şu yanıtı verdi: “Humeyni gibi gelecekti, kendi düzenlerini kuracaklardı. Bambaşka bir Türkiye olacaktı. Başarılı oldukları bir Türkiye’yi tahayül bile edemiyorum. Adamlar ‘devlet benim’ diyor. Hedefleri çok net. Daha önce ‘Fetullah Gülen, Humeyni’nin dönüşü gibi dönecek’ dediğimde itiraz etmişlerdi. Hedefe ulaşmak için her şeyi meşru gören bir yapıdan söz ediyoruz. Dünyanın hiçbir yerinde böylesine gizlenmiş bir terör örgütü bulamazsınız. Ancak bunların hepsi ortaya çıkacak. Daha ifadeler bitmedi. Yoğunluk nedeniyle hızlı alınıyor. Kamera kayıtları, telefon kayıtları, dijita haberleşme kayıtları, MOBESE’ler, telefon mesajları daha tam olarak analiz edilmedi. Belki yeni ifadelere göre ek ifadeler alınacak. O zaman pek çok şey ortaya çıkacak.”

Akdoğan: Sistem lağvedilecekti

Aynı soruya, 2013’te bir yazısında Balyoz, Ergenekon gibi davaları değerlendirirken ‘Milli orduya kumpas kuruldu’ ifadesini kullanan Yalçın Akdoğan da şu yanıtı verdi: “Bu klasik bir darbe olsaydı belki bizi asarlardı, cezaevine koyarlardı. Ama Türkiye’de çocuklarımız, gelecek nesiller yine kendi hayatlarını yaşarlardı. Bu darbe başarılı olsaydı sadece bizi asmakla kalmazlardı gelecek kuşakları da kaybederdik. Esaret rejimi kurulurdu, tamamen uydu bir ülke ve içeride farklı olan hiç kimsenin nefes alamayacağı bir yapı oluşurdu. Bunlar her şeyi yıkmak, hükümeti değil devleti devirmek ve tamamen kendi hâkimiyetlerini, esaret rejimi kurmak istiyor. Hesap bu. Bir Başbakan atayacağız, Meclis tekrar şu tarihte açılacak... Böyle birşey olmayacaktı. Bunlar tamamen sistemin lağvedilmesini amaçlamış. Normal diğer darbeciler gibi arkada Atatürk posteri çıkacak, statüko korunacak, böyle bir şey yok.”

2011'de kaldırılan sözleşmeli öğretmenlik geri geldi

Resmi Gazete'de yayımlanan Kanun Hükmünde Kararname ile 2011 yılında kaldırılan sözleşmeli öğretmenlik uygulaması geri geldi. Üstelik sadece Doğu ve Güneydoğu Anadolu'da değil öğretmen açığının olduğu her yerde uygulanabilecek.


Sözleşmeli öğretmenler KPSS puanına göre ve Milli Eğitim Bakanlığı tarafindan düzenlenecek sözlü sınavla işe alınacaklar.

4 yıl süreyle başka bir yere atanamayacak sözleşmeli öğretmenler, eş durumundan dolayı tayin isteyemeyecekler.

4 yıllık çalışma süresini tamamlayanlar arasından isteyenler bulundukları yerde kadrolu öğretmen olarak atanabilecekler. Ama bu kişiler 2 yıl daha başka bir ile gidemeyecek yani tayin isteyemeyecekler.

Taraf ve Zaman'ın yanı sıra 16 televizyon kanalı da kapatıldı

Olağanüstü Hal Kapsamında Alınması Gereken Tedbirler ile Bazı Kurum ve Kuruluşlara Dair Düzenleme Yapılması Hakkında Kanun Hükmünde Kararnameye göre, 3 haber ajansı, 16 televizyon, 23 radyo, 45 gazete, 15 dergi, 29 yayınevi ve dağıtım kanalı kapatıldı. Taraf da kapatılan gazeteler arasında.


Söz konusu kanun hükmünde kararname (KHK), Resmi Gazete'nin mükerrer sayısında yayımlandı.

Kararnameye göre, 3 haber ajansı, 16 televizyon, 23 radyo, 45 gazete, 15 dergi, 29 yayınevi ve dağıtım kanalı kapatıldı.

Kapatılan gazeteler arasında Zaman, Taraf, Bugün, Meydan ve Today's Zaman da bulunurken, Kanaltürk, Mehtap TV, Samanyolu Haber, Samanyolu TV, Yumurcak TV, Barış TV, Can Erzincan TV de kapatılan televizyonlar arasında.

Cihan Haber Ajansı, Muhabir Haber Ajansı, Sem Haber Ajansı da kapatıldı.

İŞTE KAPATILAN AJANSLAR VE TELEVİZYONLAR

İŞTE KAPATILAN GAZETELER

İŞTE KAPATILAN DERGİLER VE YAYINEVLERİ

Kocaeli'de 3 yerel gazete kapatıldı

Olağanüstü Hal Kapsamında Alınması Gereken Tedbirler ile Bazı Kurum ve Kuruluşlara Dair Düzenleme Yapılması Hakkında Kanun Hükmünde Kararname kapsamında Kocaeli'de günlük yayınlanan Bizim Kocaeli, Kocaeli Manşet ve Gebze Demokrat gazeteleri kapatıldı.

Kocaeli Emniyet Müdürlüğü Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Şube Müdürlüğü ekipleri kararın yayınlanmasının ardından gece saatlerinde gazete binalarına gelerek bilgisayar, hard diskler ve evraklarda inceleme yaptı. Gazetelerin kapandığını öğrenen çalışanlar gazetelere gelirken, polislerin arama yaptığı sırada dışarıda bekledi.

Gebze Demokrat Gazetesi'nin sahibi Murat Dağdeviren geçtiğimiz günlerde FETÖ/PDY soruşturması kapsamında gözaltına alındı. Bizim Kocaeli Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Güngör Arslan ise bu akşam gözaltına alındı. 

Kamuda ‘sızdırma’ alarmı

Kamu kurumlarından bilgi ve belge sızdırılmasını engellemek için Başbakanlık’tan uyarı geldi. Artık kamu kurumlarında mesai saati sonrası nöbetçi hariç herkes işten çıkacak.


Başbakanlık, 15 Temmuz’da darbe girişiminin ardından kamu kurum ve kuruluşlarını uyararak, mesai saati sonunda çalışanların kurumdan ayrılmalarını, kontrol amaçlı bir nöbetçi bırakılmasını istedi. Hürriyet'in haberine göre uygulama, “bilgi belge sızdırma ya da kaçırmaları engellemek” için başlatıldı. Uygulamanın “Fuat Avni” operasyonu kapsamında çok sayıda şüphelinin bilgi sızdırmaktan gözaltına alınmasının ardından başlatıldığı öğrenildi.

CNNTÜRK'ün haberine göre; 15 Temmuz darbe girişiminin ardından kamu kurum ve kuruluşlarında izinler iptal edilmişti. Başbakanlık, “bilgi ve belge sızdırılmasının” önlenmesi amacıyla yaptığı uyarıda özetle şunları kaydetti:

Mesai dışı giriş kontrolü

* Kamu kurum ve kuruşlarında çalışanlar mesai bitim saatinde işten çıkacak.

* Kamu kurum ve kuruluşlarının bina girişlerinden itibaren bütün alanlarda kontrolü kolaylaştırmak için personele verilen daimi giriş kartı mesai süresince sol yakaya veya boyuna takılı olarak taşınacak.

* Her birim veya ünite amiri, kendi birimlerine ait çalışma odalarında ve bu odaların giriş-çıkışa açıldığı koridorlarda, her gün için birer nöbetçi personel görevlendirecek.

* Nöbetçiler, kurumda kimse kalıp kalmadığını kontrol edecek. Bu yolla mesai sonrasi yöneticilerin bilgisi dışında yapılacak yazışmalar önlenecek. Kapı ve pencerelerin kapalı olduğu, içeride kimsenin kalmadığı kontrol edilecek.

* Nöbetçiler ziyaretçilerin koridorlarda keyfi dolaşmalarını önleyecek. Şüpheli harekette bulunanların takibini yapacak ve güvenlik personeline bildirecek.

Bina etrafına duvar yapılacak

* Çalışma saatleri dışında, kuruma girmek isteyen personel, birim amirlerine veya güvenlikten sorumlu birime önceden bildirilecek. Kayıt defterine işlenecek ve defterler ilgili personel tarafından imzalanacak.

* Gizli ve gizlilik dereceli birim ve kısımlarda çalışan personel için Güvenlik Soruşturması ve Arşiv araştırması tekrar yapılacak.
* Okul bahçesine araç alınmayacak. Öğrenci servislerine ayrılan alan dışında park yapılmayacak.

* Hizmet binalarına giriş yapan ziyaretçilerin, giriş ve çıkışları mutlaka güvenlik ve müracaak memuru refakati ile sağlanacak.

* Binaların etrafı duvar, tel örgü gibi engellerle çevrilecek ve belirli noktalara güvenlik kontrolü kulübesi yaptırılacak.

* Personelin bilgi sistemlerine giriş şifreleri değiştirililecek ve kimseyle paylaşılmayacak.

OHAL büroları talimatı

Tüm illerdeki OHAL bürolarından kamu kurum ve kuruluşlarına gönderilen talimatta ise personellerin telefonlarının her an görüşmelere açık bulundurulması, mesai saatleri dışında ve tatil günlerinde de verilecek talimatla görevlerinin başına dönmeleri gerektiği bildirildi.

Meslek odalarında FETÖ ayıklaması

Hükümetin OHAL uygulaması kararı çerçevesinde hazırladığı kanun hükmünde kararnamelerin (KHK) ikincisi tamamlandı. Kararnameyle, Jandarma ve Sahil Güvenlik Komutanlıkları İçişleri Bakanlığı’na bağlanıyor. Cemaatin tüm medya kuruluşları kapatılıyor. Edinilen bilgiye göre, üçüncü ve dördüncü kararnameyle ilgili hazırlıklar da sürüyor. Bugün Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girmesi beklenen kararnamede yer alan bazı düzenlemeler şöyle:

* Jandarma ve Sahil Güvenlik Komutanlıkları İçişleri Bakanlığı’na bağlanacak. Bu komutanlıklardaki tüm özlük haklara bakan karar verecek. Terfi gibi düzenlemeler ayrıca planlanacak. Jandarma Genel Komutanlığı orta vadede kır polisine dönüştürülecek.

* Savcıların yetkileri arttırılacak.

* Milli Eğitim Bakanlığı’nın daha önceden gündeme gelen öğretmen alımı da bu KHK ile yapılacak. 20 bin öğretmen alınacak. Bu öğretmenler Doğu ve Güneydoğu’da kullanılacak. Çakılı kadro olarak adlandırılan bu atamalarda görev alan öğretmenler, atandıkları yerlerin dışına tayin isteyemeyecek.

* FETÖ’ye ait olan tüm medya kuruluşları kapatılacak. Bunlar arasında dağıtım şirketleri, radyo ve televizyon kuruluşları, gazeteler ve dergiler de olacak. Buna ilişkin liste de ekli olarak KHK’da yayınlanacak.

* Kamu kurum niteliğindeki meslek kuruluşları ve odalarda da FETÖ ayıklaması yapılacak. Bu ayıklama kurumsal bazda olabileceği gibi isim isim de yapılabilecek. Meslek kuruluşlarındaki görevden almaya, ilgili bakanlıklar yetkilendirilecek.

* YAŞ toplantısında alınacak kararlarla yapılacak FETÖ ayıklamasının dışında, ilgili kuvvet komutanlarına kendi kurumlarındaki sivil veya askeri personelle ilgili görevden alma yetkisi de verilecek.

27 Temmuz 2016 Çarşamba

Sağlık Bakanlığı'nda 5 bin 581 personel görevden uzaklaştırıldı

Sağlık Bakanlığ Recep Akdağ tarafından yapılan yazılı açıklamada, 115'i yönetici, 1504'ü hekim toplam 5.581 Sağlık Bakanlığı personeli görevinden uzaklaştırıldığı denildi.


Sağlık Bakanı Recep Akdağ tarafından yapılan yazılı açıklamada şu ifadelere yer verildi: 

"FETÖ/PDY terör örgütü 15 Temmuz 2016'da milletin iradesine, canına ve malına kastederek darbe teşebbüsünde bulunmuştur. Bu ihanet ve terörle mücadele çerçevesinde alınması zaruri olan kamu güvenliğine ilişkin tedbirler olarak FETÖ/PDY terör örgütüne mensubiyeti veya bunlarla irtibatı olan Bakanlık personelinin tespiti için yoğun bir çalışma yürütülmektedir. İlgili Kanun Hükmünde Kararname uyarınca haklarında nihai değerlendirmeleri yapmak üzere 115'i yönetici, 1504'ü hekim toplam 5.581 Sağlık Bakanlığı personeli görevinden uzaklaştırılmıştır. Darbe teşebbüsünün ilk dakikasından itibaren sağlık hizmeti verilmesinde olağanüstü gayret gösteren sağlık personeline teşekkür ediyorum. Şehitlerimize Allah'tan rahmet, milletimize başsağlığı ve yaralı gazilerimize acil şifalar diliyorum. Mücadeleyi kararlılıkla devam ettirerek milli irade nöbetini günlerdir sürdüren milletimize şükranlarımı sunuyorum. Milletin iradesine, geleceğine ve vatandaşlarımızın hayatına kastederek vatan evlatlarını şehit eden ve yaralayarak gazi olmasına sebep olan zalim terör örgütüne karşı mücadelemiz kararlılıkla devam edecektir." ntvmsnc

İstanbul’da ücretsiz toplu taşıma süresi uzatıldı

İstanbul'da toplu ulaşım araçları, 31 Temmuz 2016 saat 24.00'e kadar ücretsiz hizmet vermeye devam edecek.


İstanbul Büyükşehir Belediyesi, kentteki toplu ulaşım hizmetlerinin 31 Temmuz Pazar gece yarısına kadar ücretsiz olacağını duyurdu.

İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin resmi twitter hesabından yapılan duyuruda, “İstanbul’da toplu ulaşım araçları, 31 Temmuz 2016-Pazar gecesi saat 24:00’a kadar ücretsiz olarak hizmet vermeye devam edecek” ifadelerine yer verildi.

Ali Türkşen: "İki ayyaş diyorduk, ne oldu şimdi?"

CNN Türk'te balyoz mağduru askerlerin konuk olduğu Tarafsız Bölge programına emekli Deniz Kurmay Albay Ali Türkşen'in sözleri damga vurdu.

Ahmet Hakan’ın sunduğu Tarafsız Bölge programında, Ergenekon ve Balyoz davalarında FETÖ’cüler tarafından mağdur edilen emekli komutanlar, 15 Temmuz darbe girişimini değerlendirdiler. Balyoz davasından 3,5 yıl hapis yatan ve daha sonra emekliye sevk edilen Deniz Kurmay Albay Ali Türkşen, 15 Temmuz darbe girişiminden “alınması gereken dersleri” anlattı.

Türkşen, “Bugün gelinen aşama nedeniyle bizim fabrika ayarlarına geri dönmemiz gerekiyor. 
Hani Atatürk, İsmet İnönü? İki ayyaş diyorduk ne oldu? Oraya döndük şimdi. ‘Hakimiyet milletindir’ diye her tarafa yazı asıyorsunuz. Biz bunu hep diyorduk zaten, hakimiyet kayıtsız şartsız milletindir. Şimdi anladınız hakimiyet milletindir yazıyorsunuz. Demek ki olay din de değilmiş, başörtüsü de değilmiş. Biz dinsiz miydik bunlar başımıza geldi? Bunlar dindar mıydı? Şimdi siz başörtülü rektörlerinizi yanına polisle girip götürüyor musunuz? Siz bu kadrolaşmayı yaptınız mı? Yaptınız” dedi.


!Hayvanat bahçesi müdüründen TÜBİTAK müdürü yapmayın, bilimi esas almazsanız bunların hepsi tekrar başımıza gelir” diyen Emekli Deniz Kurmay Albay Ali Türkşen’in sözleri sosyal medyaya da geniş yankı buldu.

Türk-İş açlık ve yoksullukta sınırı açıkladı

Türk-İş'in araştırmasına göre, temmuz ayında dört kişilik bir ailenin açlık sınırı bin 370 lira, yoksulluk sınırı 4 bin 462 lira oldu.


Türk-İş tarafından, çalışanların geçim koşullarını ortaya koymak ve temel ihtiyaç maddelerindeki fiyat değişikliğinin aile bütçesine yansımalarını belirlemek amacıyla her ay yapılan "açlık ve yoksulluk sınırı araştırması"nın temmuz ayı sonuçları açıklandı.

Araştırmaya göre, dört kişilik bir ailenin sağlıklı, dengeli ve yeterli beslenebilmesi için yapması gereken gıda harcaması tutarını ifade eden açlık sınırı bin 369 lira 76 kuruş, gıda harcaması ile giyim, konut, ulaşım, eğitim, sağlık ve benzeri ihtiyaçlar için yapılması zorunlu diğer harcamaların toplam tutarına denk gelen yoksulluk sınırı ise 4 bin 461 lira 76 kuruş oldu.

Temmuz ayında bekar bir çalışanın yaşama maliyeti ise bin 704 lira 70 kuruş olarak hesaplandı. Ankara'da yaşayan dört kişilik bir ailenin gıda için yapması gereken asgari harcama tutarı bir önceki aya göre yüzde 1,45 arttı.

Gıda enflasyonunda son 12 ay itibarıyla artış yüzde 3,07 oldu. Yıllık ortalama artış ise yüzde 8,89 olarak hesaplandı.

Sütte ortalama fiyatlar eski seviyesinin de üstüne çıktı?

Araştırmaya göre, süt, yoğurt, peynir grubunda ramazan ayı dolayısıyla bazı marketlerde yapılan indirim ortadan kalkınca, sütte ortalama fiyatlar eski seviyesinin de üstüne çıktı. Yoğurt ve peynir fiyatında önemli bir değişiklik tespit edilemedi.

Kıyma et ve kuşbaşı fiyatı kilogramda 1 lira artış gösterdi. Ancak önünde kuyruk olan tanzim satış mağazalarında fiyat aynı kaldı. Tavuk fiyatı bu ay da değişmedi. Yumurta tane fiyatı ise 2 kuruş arttı. Sakatat ürünleri fiyatında değişiklik olmazken bakliyat ürünlerinde (kuru fasulye, kırmızı mercimek, barbunya) ise, geçen aya özgü yapılan indirimin ardından fiyatlar eski seviyesine geldi.

Temmuz başlarken sebze-meyve ortalama kilogram fiyatı 3,70 lira tutarındaydı. Sebze ortalama kilogram fiyatı 3,52 lira ve ortalama meyve kilogram fiyatı da 3,95 lira hesaplanmıştı. Bu ay ortalama sebze fiyatı gerileyerek 3,36 lira ve meyve fiyatı ise artarak 4,23 lira seviyesinde gerçekleşti. Böylece ortalama sebze-meyve kilogram fiyatı da geçtiğimiz aya göre artarak 3,76 lira olarak hesaplandı.

Margarin fiyatında artış görülürken, tereyağı ile zeytinyağı ve ayçiçeği yağı fiyatı genelde fazla değişmedi. Siyah zeytinde ortalama kilogram fiyatı aynı kalırken yeşil zeytin fiyatında az miktarda gerileme yaşandı.

Ekmek, pirinç, un, makarna, irmik gibi ürünlerin bulunduğu grupta bu ay makarnadaki küçük fiyat ayarlaması dışında önemli bir fiyat değişikliği olmadı.

Ahmet Davutoğlu'ndan düşürülen Rus uçağı açıklaması

Eski Başbakan AK Parti Konya Milletvekili Ahmet Davutoğlu Rus uçağının düşürülmesine ilişkin 'Emri ben verdim' eleştirilerine yanıt verdi.


Eski Başbakan AK Parti Konya Milletvekili Ahmet Davutoğlu, NTV canlı yayınında gündeme ilişkin soruları yanıtladı. Darbe girişimine ilişkin Davutoğlu şu ifadeleri kullandı:

"Dışişleri Bakanı'yken ofisim dinlendi. Bunu dinleyen alçak yapının hedefi çok açıktı. Suriye bağlamında Türkiye'yi suçlu yerine oturmak ve Şam rejimini aklamaktı. Geçen gün bu yapıya bağlı bir hakimin çekmecesinden çıkan iddianamede eğer darbe olsaydı. Bir numarada Cumhurbaşkanımız, iki numarada ben vardım. İçişleri Bakanımız, MİT Müsteşarı vardı. Suçlama terör örgütlerine yardım. Bu aylar öncesinden hazırlanan bir kumpas. Dinlemenin faillerini o zaman çok araştırdık, bakanlık içerisinden olduğu kesindi. Şüpheli isimleri pasif göreve getirdik. Görevden aldığınızda mahkeme kararıyla geri dönüyordu.

İlk ihbar Hakan Fidan'a suikast şeklinde geldi

İlk ihbar Hakan Fidan'a suikast şeklinde geldi. O gece yaşanan sürecin içerisinde değilim. MİT'in 2012'den bu yana ciddi uyarıları oldu. 2012'de Hakan Fidan'a karşı yapılan eylemle görevinden etmek istediler. O zaman Başbakanımız dirayetli bir tavır sergiledi. O andan itibaren bir alarm durumu hepimiz için geçerli oldu. Geçmişe dönük bakıldığında bir istihbarat bilgisi var. Ben geç ve doğal yollarla bilgi sahibi oldum. O gün MİT'te çok ciddi çatışmalar oldu. MİT karargahını ele geçiremediler. Esas anladığım kadarıyla, doğrudan bilgiye sahip değilim ama ilk ihbar Hakan Fidan'a yapılacak bir suikast şeklinde geliyor. Bir darbe şeklinde değil de helikopterle gelip Hakan Fidan'a yapılacak eylem şeklinde.

Fidan, Genelkurmay Başkanımızla görüşüp çözmeye çalışıyor haber edilmesi lazımdı

Dolayısıyla o sınırlarda olduğu için Hakan Fidan da bunu Genelkurmay Başkanımız ile görüşerek çözme yoluna gidiyor. Ama her halükarda mutlaka haber edilmesi lazımdı, Cumhurbaşkanımızın, Başbakanımızın... Ben de başbakan konumunda olsam bu soruyu sorardım. 15 Temmuz fiili zorba bir tehdit haline dönüştü. Bu yapıda kim olursa olsun halka bu zulmü yapmış olan kim olursa olsun üzerine gidilmeli. Kimin irtibatı varsa cezaya tutulmalı. 17-25 Aralık'tan sonra irtibatlı olduğu belirlenen kişilere aktif görev verilmedi. Bundan sonra şöyle bir süreç görüyorum. Cezalandırıcı bir süreç, arkasında kim varsa sonuna kadar gidilmeli. İkincisi benzer süreçleri engelleyici süreç. Üçüncüsü siyasal konsolidasyon önemli. Siyaset darbe karşısında ortak bir çizgide buluşmalı. Cumhurbaşkanlığı'nda parti liderleriyle yapılan toplantıyı hep hayal etmişimdir. Bu konsolidasyon sürmeli. Cumhurbaşkanlığı da dahil olmak üzere halkın seçtiği hiçbir makam yıpratılmamalı. OHAL kararı doğru bir karardır."

"Sayın Cumhurbaşkanımız putin'i uyardı hava sahası ihlalleri konusunda" 

'Rus uçağının düşürülmesi emrini ben verdim' sözlerinin eleştirilmesine ilişkin Davutoğlu şu ifadeleri kullandı:

"Tartışılan bir söz. Bunun bir arka planı var. Burada kesin bir art niyet var. Suriye'de uçağımız düştüğü, zaman silahlı kuvvetlere bundan sonra Suriye'de ülkemize yaklaşan her uçak tehdit olarak görülmeli ve vurulmalı kararı alındı. Bu uygulandı, bir helikopter düşürüldü. Eylül 2015'te Rusya arka arkaya saha ihlali yapınca istişare ederek bu angajman kuralını değiştirme durumu ortaya çıktı. Bu anlamda talimatı ben verdim diyorum. Genelkurmay Başkanı'na yeni talimat verildi, sadece Suriye uçakları değil hangi ülkenin uçağı olursa olsun vurulmalı denildi. Bu başka bir ülke uçağı da olabilirdi. Sayın Cumhurbaşkanımız Putin'i uyardı hava sahası ihlalleri konusunda. Burada devlet ortak olarak hareket etmiştir. Kurallar içinde yapılması gereken yapılmıştır. O angajman kuralları uygulanması konusunda kimse suçlu adledilemez. Orada hava sahamız savunulmuştur. Aradan 8 ay geçince bir şüphe oluşturmak doğru değildir. Açıklamayı angajman kuralları çerçevesinde yaptım. Hava sahası ihlal edilen ülke biziz ve biz suçlu değiliz. Öyle bir hava oluşturuldu ki angajman kurallarını uygulayacak herkeste şüphe olacaktı. Şu anda yürütülen Rusya politikası doğrudur. Kazakistan'da Nazarbayev ile Türk-Rus ilişkilerinin nasıl düzeltilebileceğini konuştuk. Yürüyen bir süreç vardı, değişik kanallardan. Hava sahası ihlal edilen bir ülkenin suçlu gibi gösterilmesi güvenlik zafiyeti doğurur." "Bir çete reisinin ABD'de barınmasına izin verilmemeli" 
Fethullah Gülen'in iade edilmesi gerektiğini vurgulayan Davutoğlu, "Fethullah Gülen iade edilmeli. Bir çete reisinin ABD'de barınmasını kimse izah edemez. Dış dünya burada çok kötü sınav vermiştir. Bu düşmanlık üzerinden Türkiye'ye zarar veriliyor. Elimizde yeterli veri var. Bu çete, Türkiye'de insanları katletmiştir. NATO'yu da zaafa uğratmak istemiştir. Dolayısıyla ABD'nin mutlaka vermesi gerektiğine inanıyorum" diye konuştu. DHA