Cübbeli Ahmet Hoca olarak kamuoyunda tanınan Ahmet Mahmut Ünlü'nün başlattığı satranç tartışmasına Diyanet son noktayı koydu. Diyanet'in İslam Ansiklopedisi'nde satranç ile ilgili, "Nitekim birçok İslâm âlimi satrancın zihni kuvvetlendirdiği, mizacı geliştirdiği, iş hayatında azimli ve mücadeleci olmayı öğrettiği, görüş ufkunu genişlettiği, kendine güveni arttırdığı, insanı sosyalleştirdiği, güçlü arkadaşlıklar kurulmasını sağladığı yönündeki faydalarını hatırlatarak satranç oynamanın mübah olduğunu ifade etmiştir" dendiği ortaya çıktı.
Kamuoyunda Cübbeli Ahmet diye bilinen Ahmet Mahmut Ünlü’nün satranç takıntısı bitmiyor. Ünlü’nün, satrancın günah olduğuna yönelik açıklamasını, “uydurma” bulan Diyanet’e verdiği, “Diyanet’in olaylardan etkilenerek yaptığı yorumlara bakmayın, kitaplarına, ilmihale bakın” şeklindeki yanıt yine tartışma yarattı. Milliyet gazetesinden Ayşegül Kahvecioğlu'nun haberine göre Diyanet’in İslam Ansiklopedisi’nde satranç oyunu ile ilgili, “Kumara bulaştırılmadığı, Allah’a, aileye ve topluma karşı görevler aksatılmadığı, daha önemli bir işin ihmaline yol açmadığı sürece satranç oynanmasında dinen bir sakınca yoktur. Nitekim birçok İslâm âlimi satrancın zihni kuvvetlendirdiği, mizacı geliştirdiği, iş hayatında azimli ve mücadeleci olmayı öğrettiği, görüş ufkunu genişlettiği, kendine güveni arttırdığı, insanı sosyalleştirdiği, güçlü arkadaşlıklar kurulmasını sağladığı yönündeki faydalarını hatırlatarak satranç oynamanın mübah olduğunu ifade etmiştir” denildiği ortaya çıktı.
Kiliseler aforoz ediyordu
Türkiye Diyanet Vakfı’nın İslam Ansiklopedisi’nde satranç ile ilgili de bir bölüm bulunduğu ortaya çıktı. Bölümde, 1061 yılında kilisenin, “satranç” oyununu İslâm kültürünün bir parçası saydığı için, oynayanları aforoz ettiği belirtildi.
Ansiklopedide, “1475’te Avrupa’da vezir yerine kraliçe, filler yerine papazlar ve atlar yerine şövalyeler konularak oyundaki İslâmî unsurlar, dolayısıyla aforoz edilme gerekçesi ortadan kaldırılmıştır. Satranç, İslâm’ın doğuşuna yakın bir tarihte Araplara intikal etmiş, ilk öğrenen kişi ise Amr b. Âs olmuştur. Satranç, Persler’e geçtiği ilk 50 yılda Arap coğrafyasının yanı sıra muhtemelen VI. yüzyılın sonunda Bizans sarayına ulaşmış, sarayda sık oynanan oyunlardan olmuştur. Adlî ve Ebû Bekir es-Sûlî’ye ait Kitâbü’ş-Şayer alan bir rivayetten satrancın Hz. Ömer döneminde Araplar tarafından bilindiği anlaşılmaktadır. Hz. Ali zamanında ise toplumda oynanmaya başlandığının açık işaretleri görülmektedir” ifadeleri yer alıyor.
Araplar sayesinde batı satrancı tanıdı
Satrancın Müslüman Araplara intikalinin önemli bir dönüm noktası olduğu belirtilen ansiklopedide, oyunun gelişmesi, kurallarının belirlenmesi, yazılması ve batıya intikalinin de Araplar sayesinde olduğu kaydediliyor. Ansiklopedide, şunlar ifade ediliyor: “En önemli gelişmelerden biri Müslümanların 7. yüzyılın sonunda oyunun kurumsallaşmasına katkıda bulunmalarıdır. Nitekim Emevî Halifesi Yezîd b. Abdülmelik’in hilâfeti döneminde Abdülhakem el-Cümahî, Mekke’de özel bir mekânı tavla, satranç vb. oyunlar için düzenlemiştir. İlgili bütün kaynaklarda yöneticisi, âlimi, şairi, hatta görme engellisiyle Müslümanların satranca büyük ilgi gösterdikleri, onun toplumda yayılmasına ve gelişmesine öncülük ettikleri bildirilir. Müslümanlar üstün yeteneklerini ortaya koyarak ilginç buluşlarla satranç oyununa önemli yenilikler katmıştır.
Her dönemde müslümanlar oynadı
Bilhassa halifeler ve üst düzey yöneticilerin huzurunda oynanırken daha dikkatli olmak gerekiyordu. Câhiz, iyi bir nedimin nitelikleri arasında okçuluk, avcılık, çevgânla birlikte satranç ustalığını da zikreder 7. yüzyılda birçok sahâbînin doğrudan veya dolaylı satrançla ilgisinin olduğu kaynaklarda belirtilir. Nitekim Ebû Hüreyre’nin, kölesini çağırıp onunla satranç oynadığı, sahâbe ve tâbiînden birçoklarının ve savaşla ilgili bir oyun olduğu gerekçesiyle Hz. Ömer’in buna izin verdiği anlaşılmaktadır. Kralların oyunu sayılan satranç her dönemde Müslüman devlet adamları, ulemâ, üdebâ ve halk tarafından oynanmıştır.”
cübbeli ahmet hoca etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
cübbeli ahmet hoca etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
23 Ocak 2017 Pazartesi
17 Ocak 2017 Salı
Diyanet Cübbeli'yi yalanladı: Satranç hadisi uydurma
Diyanet İşleri Başkanlığı, kamuoyunda Cübbeli Ahmet diye bilinen Ahmet Mahmut Ünlü’nün satrançla ilgili hadis olduğunu iddia ettiği açıklamasını yalanladı.
Eski CHP Milletvekili Ziya Yergök’ün bilgi için başvurusu üzerine Din İşleri Yüksek Kurulu Başkanlığı gönderilen açıklamada özetle şunlar kaydedildi:
“Satranç oynayan lanetlenmiştir, oyunculara bakan da domuz eti yemiş gibidir, şeklinde söylenen söz, hadis değil uydurmadır. Peygamberimizden satrancı yasaklayan sahih hadis gelmemiştir. Dinimizde eğlenmenin ibadetleri ve asli görevleri terk ve ihmale yol açacak şekilde birinci plana alınmaması öngörülmekte ve oyunun yararlı olması tavsiye edilmektedir. Kumara vesile yapmaksızın, ibadetlere engel olmayacak tarzda, fazla zaman israfına da yol açmamak kaydıyla eğlenmek için oynamakta dini açıdan sakınca yoktur.”
Bu rada Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez, Sakarya’da Kuran kursunda terlikle dayak yiyen küçük A.P.’yi Ankara’ya davet etti ve olaydan dolayı özür diledi.
Eski CHP Milletvekili Ziya Yergök’ün bilgi için başvurusu üzerine Din İşleri Yüksek Kurulu Başkanlığı gönderilen açıklamada özetle şunlar kaydedildi:
“Satranç oynayan lanetlenmiştir, oyunculara bakan da domuz eti yemiş gibidir, şeklinde söylenen söz, hadis değil uydurmadır. Peygamberimizden satrancı yasaklayan sahih hadis gelmemiştir. Dinimizde eğlenmenin ibadetleri ve asli görevleri terk ve ihmale yol açacak şekilde birinci plana alınmaması öngörülmekte ve oyunun yararlı olması tavsiye edilmektedir. Kumara vesile yapmaksızın, ibadetlere engel olmayacak tarzda, fazla zaman israfına da yol açmamak kaydıyla eğlenmek için oynamakta dini açıdan sakınca yoktur.”
Bu rada Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez, Sakarya’da Kuran kursunda terlikle dayak yiyen küçük A.P.’yi Ankara’ya davet etti ve olaydan dolayı özür diledi.
2 Ocak 2017 Pazartesi
Türkiye Satranç Federasyonu'ndan suç duyurusu
Türkiye Satranç Federasyonu kamuoyunda ’Cübbeli Ahmet Hoca’ olarak bilinen Ahmet Mahmut Ünlü’nün, satranç ile ilgili yaptığı açıklamaların ardından hukuki yaptırımlara baş vuracağını açıkladı.
Türkiye Satranç Federasyonu kamuoyunda ’Cübbeli Ahmet Hoca’ olarak bilinen Ahmet Mahmut Ünlü’nün "Satranç oynamaktansa ateşi tutmak daha hayırlı. Oynayanlar lanetlenmiştir. Bu oyunları oynayacağınıza elinize tesbih alın, sübhanallah çekin" şeklindeki ifadeleri üzerine yazılı bir açıklama yaparak, hukuki sürecin başlatıldığını belirtti.
Türkiye Satranç Federasyonu’ndan yapılan yazılı açıklama şu şekilde:
"TSF olarak, satranç sporu ile ilgili bugün (2 Ocak 2017) negatif değerlendirmelerin yer aldığı bir videonun internet sitelerine ve sosyal paylaşım sitelerine yansıması üzerine, bu konuda açıklama yapılması gereği duyulmuştur. Videoda yer alan ’söz konusu kişi’nin satrançla ilgili sözleri kabul edilemez nitelik taşımaktadır ve camiamız tarafından da tepkiyle karşılanmıştır.
Birliğe, beraberliğe, barışa ve satranç sporunun felsefesine en çok gereksinim duyduğumuz bugünlerde, binlerce sporcumuzu ve ailelerimizi de etkileyen, ’hiçbir temele dayanmayan bu yorum ve değerlendirmeler’ ile ilgili Türkiye Satranç Federasyonu olarak hukuki süreç başlatılmıştır. Ayrıca tüm yetkili merciler nezdinde de girişimlerimiz sürdürülmektedir.
Türkiye Satranç Federasyonu, Türkiye Cumhuriyeti’nin bir spor federasyonudur. Satranç sporu, bu ülkenin en gözde spor dallarından biridir. Satranç ailesi ise satrancın hayata kattığı değerlerle büyüyen, aklı ve bilimi esas alan temeller üzerinde yürüyen büyük bir ailedir. Türkiye’de son yıllarda satranç sporuna artan ilgi rakamlara yansımıştır ve şu anda 700 bini aşkın lisanslı sporcumuz mevcuttur. TSF olarak hedefimiz 1 milyon lisanslı sporcuya ulaşmaktır. Türk satranç sporcuları, son yıllarda Olimpiyatlardan, Avrupa ve Dünya Şampiyonluklarına kadar ülkemize gurur tablosu oluşturan çok sayıda başarıya imza atmıştır.
Satranç, bu topraklarda tarih boyunca çok sayıda devlet büyüğümüzün ve liderimizin de önemsediği ve oynadığı bir spordur. TSF olarak, Türkiye’yi satranç ülkesi yapmak için çıktığımız bu yolda bize en büyük desteği yine değerli devlet büyüklerimiz sağlamıştır ve sözleriyle, dağıttıkları satranç takımlarıyla, katıldıkları organizasyonlarla da bu sevginin, bu sporun büyümesine katkı sağlamaya devam etmektedirler.
Önümüzdeki günlerde de satranç sporunun yine tüm güzelliklerinin sergileneceği organizasyonlarımızı camiamıza yakışır şekilde, her türlü ayrıntıyı düşünerek, gerekli tedbirleri alarak, güvenli ve huzurlu bir ortamda gerçekleştirebilmek için çalışmalarımızı büyük bir titizlikle sürdürüyoruz. Satranç sporu taşıdığı değerleri hayatın her alanına aktaran bir spordur. Bu spor aynı zamanda analitik düşünen, stratejik bakış açısına sahip, çalışkan, vizyoner, başarılı, öz güveni yüksek, Türkiye’nin geleceğine imza atacak nesiller oluşturulmasına aracılık etme yoludur. Ülkemizin içeride ve dışarıda çok sayıda hainlikle, karanlıkla boğuştuğu bugünlerde, satranç sporunun ışığı ile yürüyen, alt yapısı sağlam, ülke sevgisi ile dolu, pırıl pırıl çocuklarımızla, gençlerimizle geleceğe dair umutlarımızı güçlendiriyoruz.
Sporcularımız, antrenörlerimiz, hakemlerimiz, il temsilcilerimiz, kulüplerimiz, çalışanlarımız, yönetim kurulu üyelerimiz, ailelerimiz, sponsorlarımız ve satranç dostlarımızla barış için, kardeşlik için, hoşgörü için, sevgi için, birlik ve beraberlik için bu sporun güzelliklerini yaymaya devam edeceğiz. Türk satrancının büyümesi ile Türk sporunun ve Türkiye’nin kazanacağına yürekten inanıyoruz. Saygılarımızla..."
Türkiye Satranç Federasyonu kamuoyunda ’Cübbeli Ahmet Hoca’ olarak bilinen Ahmet Mahmut Ünlü’nün "Satranç oynamaktansa ateşi tutmak daha hayırlı. Oynayanlar lanetlenmiştir. Bu oyunları oynayacağınıza elinize tesbih alın, sübhanallah çekin" şeklindeki ifadeleri üzerine yazılı bir açıklama yaparak, hukuki sürecin başlatıldığını belirtti.
Türkiye Satranç Federasyonu’ndan yapılan yazılı açıklama şu şekilde:
"TSF olarak, satranç sporu ile ilgili bugün (2 Ocak 2017) negatif değerlendirmelerin yer aldığı bir videonun internet sitelerine ve sosyal paylaşım sitelerine yansıması üzerine, bu konuda açıklama yapılması gereği duyulmuştur. Videoda yer alan ’söz konusu kişi’nin satrançla ilgili sözleri kabul edilemez nitelik taşımaktadır ve camiamız tarafından da tepkiyle karşılanmıştır.
Birliğe, beraberliğe, barışa ve satranç sporunun felsefesine en çok gereksinim duyduğumuz bugünlerde, binlerce sporcumuzu ve ailelerimizi de etkileyen, ’hiçbir temele dayanmayan bu yorum ve değerlendirmeler’ ile ilgili Türkiye Satranç Federasyonu olarak hukuki süreç başlatılmıştır. Ayrıca tüm yetkili merciler nezdinde de girişimlerimiz sürdürülmektedir.
Türkiye Satranç Federasyonu, Türkiye Cumhuriyeti’nin bir spor federasyonudur. Satranç sporu, bu ülkenin en gözde spor dallarından biridir. Satranç ailesi ise satrancın hayata kattığı değerlerle büyüyen, aklı ve bilimi esas alan temeller üzerinde yürüyen büyük bir ailedir. Türkiye’de son yıllarda satranç sporuna artan ilgi rakamlara yansımıştır ve şu anda 700 bini aşkın lisanslı sporcumuz mevcuttur. TSF olarak hedefimiz 1 milyon lisanslı sporcuya ulaşmaktır. Türk satranç sporcuları, son yıllarda Olimpiyatlardan, Avrupa ve Dünya Şampiyonluklarına kadar ülkemize gurur tablosu oluşturan çok sayıda başarıya imza atmıştır.
Satranç, bu topraklarda tarih boyunca çok sayıda devlet büyüğümüzün ve liderimizin de önemsediği ve oynadığı bir spordur. TSF olarak, Türkiye’yi satranç ülkesi yapmak için çıktığımız bu yolda bize en büyük desteği yine değerli devlet büyüklerimiz sağlamıştır ve sözleriyle, dağıttıkları satranç takımlarıyla, katıldıkları organizasyonlarla da bu sevginin, bu sporun büyümesine katkı sağlamaya devam etmektedirler.
Önümüzdeki günlerde de satranç sporunun yine tüm güzelliklerinin sergileneceği organizasyonlarımızı camiamıza yakışır şekilde, her türlü ayrıntıyı düşünerek, gerekli tedbirleri alarak, güvenli ve huzurlu bir ortamda gerçekleştirebilmek için çalışmalarımızı büyük bir titizlikle sürdürüyoruz. Satranç sporu taşıdığı değerleri hayatın her alanına aktaran bir spordur. Bu spor aynı zamanda analitik düşünen, stratejik bakış açısına sahip, çalışkan, vizyoner, başarılı, öz güveni yüksek, Türkiye’nin geleceğine imza atacak nesiller oluşturulmasına aracılık etme yoludur. Ülkemizin içeride ve dışarıda çok sayıda hainlikle, karanlıkla boğuştuğu bugünlerde, satranç sporunun ışığı ile yürüyen, alt yapısı sağlam, ülke sevgisi ile dolu, pırıl pırıl çocuklarımızla, gençlerimizle geleceğe dair umutlarımızı güçlendiriyoruz.
Sporcularımız, antrenörlerimiz, hakemlerimiz, il temsilcilerimiz, kulüplerimiz, çalışanlarımız, yönetim kurulu üyelerimiz, ailelerimiz, sponsorlarımız ve satranç dostlarımızla barış için, kardeşlik için, hoşgörü için, sevgi için, birlik ve beraberlik için bu sporun güzelliklerini yaymaya devam edeceğiz. Türk satrancının büyümesi ile Türk sporunun ve Türkiye’nin kazanacağına yürekten inanıyoruz. Saygılarımızla..."
3 Kasım 2016 Perşembe
Cübbeli Ahmet hakkında karar
Cübbeli Ahmet Hoca olarak bilinen Ahmet Mahmut Ünlü, “Şifa AyetleriHer bir uzuv (organ) için okunması münasip olan ayetler” isimli kitabında “Dini değerlere hakaret ettiği” ve “Halkın bir kesiminin benimsediği dini değerleri alenen aşağılama” gerekçesi ile hakkında açılan davadan beraat etti.
Cübbeli Ahmet Hoca olarak bilinen Ahmet Mahmut Ünlü, “Şifa AyetleriHer bir uzuv (organ) için okunması münasip olan ayetler” isimli kitabında “Dini değerlere hakaret ettiği” ve “Halkın bir kesiminin benimsediği dini değerleri alenen aşağılama” gerekçesi ile hakkında açılan davadan beraat etti.
Bakırköy 2. Asliye Ceza Mahkemesi'nde görülen davanın karar duruşmasına, şikayetçi ve müşteki Avukat Rasim Kubilay Ünlü ile sanık Ahmet Mahmut Ünlü'nün Avukatı Fatih Oğuz katıldılar.
Duruşmada sanık Ahmet Mahmut Ünlü'nün Avukatı Fatih Oğuz'un sunduğu yazılı savunması okundu. Yazılı savunmasında müşteki Rasim Kubilay Ünlü'nün iddialarının asılsız ve mesnetsiz olduğunu öne süren Avukat Oğuz, huzurdaki davanın hukuka ve usule aykırı olduğunu iddia etti. Müvekkilinin müştekiyi tanımadığını belirten Avukat Oğuz, “Müvekkilimizin şikayete konu eserinde ne Rasim Kubilay Ünlü isimli kiyişe ne de bir başkasına yönelik herhangi bir suç unsuru içeren ifadesi ya da eylemi yoktur” dedi.
Müvekkili Ahmet Mahmut Ünlü'nün dini konularda yayın yapan bir bilim adamı ve hizmetleri itibariyle bir din adamı olduğunu savunan Avukat Oğuz, müvekkilinin hurafelerle uğraştığının kabul edilebilir yanı olmadığını savundu.
Davaya konu edilen kitabın müvekkilinin doğrudan yazmadığını belirten Avukat Oğuz, “Kitap, Eş-Şeyh Maü'l-Ayneyn isimli müellifin ‘Fatiku'r-ratk Ala Ratikı'l-fekt' isimli son eserinin bir bölümünden alıntıdır. Bu husus kitapta belirtilmiştir” dedi.
Müşteki Rasim Kubilay Ünlü'nün suçtan zarar görmediğinden dolayı davaya katılma talebinin reddine karar verilmesini isteyen Avukat Oğuz, suçun unsurlarının oluşmadığını öne sürerek müvekkilinin beraatini istedi.
Müşteki şikayetçi Avukat Rasim Kubilay Ünlü, sanık Ahmet Mahmut Ünlü'nün avukatının dile getirdiği hususlara iştirak etmediğini belirterek, sanığın kitaptaki suça konu bölümleri toplantı ve konferanslarında dile getirdiğini, dolayısı ile suçun zamanaşımına uğramadığını söyledi.
Soruşturma aşamasında kitap ile ilgili olarak Diyanet İşleri Başkanlığı'ndan görüş alındığını, Diyanet İşleri Başkanlığı'nın sanık aleyhine görüş bildirdiğini hatırlatan Müşteki Avukat Rasim Kubilay Ünlü, davaya katılma talebinin kabulüne, sanığın cezalandırılmasına karar verilmesini istedi.
Müşteki Ahmet Rasim Ünlü'nün suçtan doğrudan zarar görmediğini gerekçe gösteren mahkeme, müştekinin davalara katılma talebini reddeetti.
BERAAT ETTİ
Ardından kararını açıklayan mahkeme, sanık Ahmet Mahmut Ünlü'ye yüklenen eylemin kanunda suç olarak tanımlanmamış olmasını gerekçe göstererek beraatine karar verdi.
İDDİANAMEDEN
Avukat Ahmet Rasim Ünlü'nün şikayeti üzerine Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı Ahmet Mahmut Ünlü hakkında, “Şifa Ayetleri” isimli kitabında, “Dini değerlere hakaret ettiği” ve “Halkın bir kesiminin benimsediği dini değerleri alenen aşağılama” suçlarından iddianame düzenlemişti.
İddianamede, suça konu bölümler nedeni ile Diyanet İşleri Başkanlığı'ndan görüş alındığı, gelen cevabi yazıda suça konu bölümlerin Kur'an ve sünnette doğruluğunu gösteren bilginin bulunmadığı bilgisine yer veriliyor.
Ahmet Mahmut Ünlü'nün şikayete konu kitapta “Dini değerlere hakaret ettiği” ve “Halkın bir kesiminin benimsedği dini değerleri alenen aşağılama” suçlarını işlediği belirtilerek 6 aydan 1 yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılması isteniyordu. DHA
Cübbeli Ahmet Hoca olarak bilinen Ahmet Mahmut Ünlü, “Şifa AyetleriHer bir uzuv (organ) için okunması münasip olan ayetler” isimli kitabında “Dini değerlere hakaret ettiği” ve “Halkın bir kesiminin benimsediği dini değerleri alenen aşağılama” gerekçesi ile hakkında açılan davadan beraat etti.
Bakırköy 2. Asliye Ceza Mahkemesi'nde görülen davanın karar duruşmasına, şikayetçi ve müşteki Avukat Rasim Kubilay Ünlü ile sanık Ahmet Mahmut Ünlü'nün Avukatı Fatih Oğuz katıldılar.
Duruşmada sanık Ahmet Mahmut Ünlü'nün Avukatı Fatih Oğuz'un sunduğu yazılı savunması okundu. Yazılı savunmasında müşteki Rasim Kubilay Ünlü'nün iddialarının asılsız ve mesnetsiz olduğunu öne süren Avukat Oğuz, huzurdaki davanın hukuka ve usule aykırı olduğunu iddia etti. Müvekkilinin müştekiyi tanımadığını belirten Avukat Oğuz, “Müvekkilimizin şikayete konu eserinde ne Rasim Kubilay Ünlü isimli kiyişe ne de bir başkasına yönelik herhangi bir suç unsuru içeren ifadesi ya da eylemi yoktur” dedi.
Müvekkili Ahmet Mahmut Ünlü'nün dini konularda yayın yapan bir bilim adamı ve hizmetleri itibariyle bir din adamı olduğunu savunan Avukat Oğuz, müvekkilinin hurafelerle uğraştığının kabul edilebilir yanı olmadığını savundu.
Davaya konu edilen kitabın müvekkilinin doğrudan yazmadığını belirten Avukat Oğuz, “Kitap, Eş-Şeyh Maü'l-Ayneyn isimli müellifin ‘Fatiku'r-ratk Ala Ratikı'l-fekt' isimli son eserinin bir bölümünden alıntıdır. Bu husus kitapta belirtilmiştir” dedi.
Müşteki Rasim Kubilay Ünlü'nün suçtan zarar görmediğinden dolayı davaya katılma talebinin reddine karar verilmesini isteyen Avukat Oğuz, suçun unsurlarının oluşmadığını öne sürerek müvekkilinin beraatini istedi.
Müşteki şikayetçi Avukat Rasim Kubilay Ünlü, sanık Ahmet Mahmut Ünlü'nün avukatının dile getirdiği hususlara iştirak etmediğini belirterek, sanığın kitaptaki suça konu bölümleri toplantı ve konferanslarında dile getirdiğini, dolayısı ile suçun zamanaşımına uğramadığını söyledi.
Soruşturma aşamasında kitap ile ilgili olarak Diyanet İşleri Başkanlığı'ndan görüş alındığını, Diyanet İşleri Başkanlığı'nın sanık aleyhine görüş bildirdiğini hatırlatan Müşteki Avukat Rasim Kubilay Ünlü, davaya katılma talebinin kabulüne, sanığın cezalandırılmasına karar verilmesini istedi.
Müşteki Ahmet Rasim Ünlü'nün suçtan doğrudan zarar görmediğini gerekçe gösteren mahkeme, müştekinin davalara katılma talebini reddeetti.
BERAAT ETTİ
Ardından kararını açıklayan mahkeme, sanık Ahmet Mahmut Ünlü'ye yüklenen eylemin kanunda suç olarak tanımlanmamış olmasını gerekçe göstererek beraatine karar verdi.
İDDİANAMEDEN
Avukat Ahmet Rasim Ünlü'nün şikayeti üzerine Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı Ahmet Mahmut Ünlü hakkında, “Şifa Ayetleri” isimli kitabında, “Dini değerlere hakaret ettiği” ve “Halkın bir kesiminin benimsediği dini değerleri alenen aşağılama” suçlarından iddianame düzenlemişti.
İddianamede, suça konu bölümler nedeni ile Diyanet İşleri Başkanlığı'ndan görüş alındığı, gelen cevabi yazıda suça konu bölümlerin Kur'an ve sünnette doğruluğunu gösteren bilginin bulunmadığı bilgisine yer veriliyor.
Ahmet Mahmut Ünlü'nün şikayete konu kitapta “Dini değerlere hakaret ettiği” ve “Halkın bir kesiminin benimsedği dini değerleri alenen aşağılama” suçlarını işlediği belirtilerek 6 aydan 1 yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılması isteniyordu. DHA
7 Ekim 2016 Cuma
Cemaatte kavga çıktı
Cemaatte kavga... Kamuoyunda Cübbeli Ahmet olarak bilinen Ahmet Mahmut Ünlü, Marifet Derneği Başkanı Muhammmed Keskin ile bağlantısını kestiğini açıkladı. Keskin, Şefik Kocaman ve ekibine yaptığım tüm övgülerden geri dönüyorum. Frenleri patlamış. Yarın ne olacağı belli değil” dedi.
Yeni Şafak'ta yer alan habere göre Cübbeli Ahmet, Marifet Derneği hakkında daha önce yaptığı methiyelerden geri döndüğünü duyurdu. Cübbeli Ahmet, "Benim Marifet Derneği ile ilişkim kesilmiştir. Muhammed Keskin, Şefik Kocaman ve ekibine yaptığım tüm övgülerden geri dönüyorum. Frenleri patlamış. Yarın ne olacağı belli değil. Ben bunlardan korkmuyorum. Bunların ağa babalarından korkmadım, bunlardan mı korkacağım" dedi.
'HOCAEFENDİ'Yİ ZİYARETİME İZİN VERMİYORLAR'
Mahmut Ustaosmanoğlu'nu ziyaret etmesine izin verilmediğini belirten Cübbeli Ahmet, "Efendi Hazretleri'ni ziyarete gittiğimde kapıyı suratıma kapatıp içeri dahi almadılar. Bu zamana kadar böyle bir şeyi size söyledim mi? Yine söylemezdim, ama hakiki yüzleri ortaya çıktı" şeklinde konuştu.
'GÖRECEĞİZ BAKALIM KİME ALLAH'IN TOKADI GELECEK'
Muhammed Keskin'in, avukatını aradığını belirten Cübbeli Ahmet, "1 saate yakın konuşmuş. Sonunda 'Allah'ın tokadı gelecek' demiş. Göreceğiz bakalım kime gelecek Allah'ın tokadı" diye konuştu.
USTAOSMANOĞLU'NUN BACANAĞI
Marifet Derneği Başkanı Keskin Mahmut Ustaosmanoğlu'nun bacanağı.
Keskin daha önce de Beykoz Çavuşbaşı'nda yaptırılan kaçak inşaat ile gündeme gelmişti. Marifet Derneği tarafından Beykoz Çavuşbaşı'ndaki orman arazisine kaçak olarak yaptırılan inşaat geçtiğimiz şubat ayında belediye ekipleri tarafından yıkıldı.
Binayla ilgili "Mahmud Efendi Külliyesi yıkılıyor" haberlerine ise İsmailağa Vakfı'ndan tepki gelmişti.
Yapılan açıklamada "Külliyenin ne yapımında, ne de yapılan müdahalede, İsmailağa Camii İlim ve Hizmet Vakfı'nın ilgisi de dahli de söz konusu değildir" denilmişti.
Yeni Şafak'ta yer alan habere göre Cübbeli Ahmet, Marifet Derneği hakkında daha önce yaptığı methiyelerden geri döndüğünü duyurdu. Cübbeli Ahmet, "Benim Marifet Derneği ile ilişkim kesilmiştir. Muhammed Keskin, Şefik Kocaman ve ekibine yaptığım tüm övgülerden geri dönüyorum. Frenleri patlamış. Yarın ne olacağı belli değil. Ben bunlardan korkmuyorum. Bunların ağa babalarından korkmadım, bunlardan mı korkacağım" dedi.
'HOCAEFENDİ'Yİ ZİYARETİME İZİN VERMİYORLAR'
Mahmut Ustaosmanoğlu'nu ziyaret etmesine izin verilmediğini belirten Cübbeli Ahmet, "Efendi Hazretleri'ni ziyarete gittiğimde kapıyı suratıma kapatıp içeri dahi almadılar. Bu zamana kadar böyle bir şeyi size söyledim mi? Yine söylemezdim, ama hakiki yüzleri ortaya çıktı" şeklinde konuştu.
'GÖRECEĞİZ BAKALIM KİME ALLAH'IN TOKADI GELECEK'
Muhammed Keskin'in, avukatını aradığını belirten Cübbeli Ahmet, "1 saate yakın konuşmuş. Sonunda 'Allah'ın tokadı gelecek' demiş. Göreceğiz bakalım kime gelecek Allah'ın tokadı" diye konuştu.
USTAOSMANOĞLU'NUN BACANAĞI
Marifet Derneği Başkanı Keskin Mahmut Ustaosmanoğlu'nun bacanağı.
Keskin daha önce de Beykoz Çavuşbaşı'nda yaptırılan kaçak inşaat ile gündeme gelmişti. Marifet Derneği tarafından Beykoz Çavuşbaşı'ndaki orman arazisine kaçak olarak yaptırılan inşaat geçtiğimiz şubat ayında belediye ekipleri tarafından yıkıldı.
Binayla ilgili "Mahmud Efendi Külliyesi yıkılıyor" haberlerine ise İsmailağa Vakfı'ndan tepki gelmişti.
Yapılan açıklamada "Külliyenin ne yapımında, ne de yapılan müdahalede, İsmailağa Camii İlim ve Hizmet Vakfı'nın ilgisi de dahli de söz konusu değildir" denilmişti.
8 Haziran 2016 Çarşamba
Cübbeli Ahmet’ten Fatih Terim’e tepki
EURO 2016 öncesi TRT Spor'da soruları yanıtlayan Fatih Terim'in o açıklamasını, Cübbeli Ahmet sert sözlerle eleştirdi.
Cübbeli Ahmet Hoca olarak bilinen Ahmet Mahmut Ünlü, Türkiye Futbol Direktörü Fatih Terim’in, EURO 2016’da mücadele edecek futbolcuların oruç tutması için “Onların yerine biz tutarız” sözlerine, “Dini don lastiğine çevirdiler. Ya sen antrenörlüğünü yap be adam!” diyerek tepki gösterdi.
Fatih Terim, TRT Spor ekranlarında Avrupa Kupası öncesinde soruları yanıtlandırmıştı.
Terim, maçların ‘Ramazan Ayı’na gelmesi sebebiyle oyuncuların oruç tutup, tutmayacağı ile ilgili, “Eğer maça uzun zaman varsa, oyuncular oruç tutabilir. Ama iş varsa, sonra tutarlar. Bu sağlıkları için önemli çünkü. Biz onların yerine tutarız, zaten hep birlikte tutuyoruz” demişti.
CÜBBELİ’DEN TERİM’İN YORUMLARINA CEVAP
“Herkes müftülük yapmasın, sen işini yapsana” diyen Cübbeli Ahmet, Fatih Terim’in sözlerine tepki gösterdi. “Fatih Terim fetva verdi” diyerek Terim’le alay eden Ahmet Mahmut Ünlü şunları söyledi: “Ya şimdi arkadaşlar herkes müftülük yapmasın ya. Be adam sen işini yapsana. ‘O kadar sıcakta iki de antrenman yaparsa hayati tehlikesi var’ diyor. E ben ne yapayım evinde otursun. Ya iki antrenman yapması farz mı vacip mi. Peki Ramazan orucu farz mı. E niye hayati tehlikeye giriyor. Yani arkadaşlar böyle bir alem zamandayız ya. Dini don lastiğine çevirdiler.“
Cübbeli Ahmet Hoca olarak bilinen Ahmet Mahmut Ünlü, Türkiye Futbol Direktörü Fatih Terim’in, EURO 2016’da mücadele edecek futbolcuların oruç tutması için “Onların yerine biz tutarız” sözlerine, “Dini don lastiğine çevirdiler. Ya sen antrenörlüğünü yap be adam!” diyerek tepki gösterdi.
Fatih Terim, TRT Spor ekranlarında Avrupa Kupası öncesinde soruları yanıtlandırmıştı.
Terim, maçların ‘Ramazan Ayı’na gelmesi sebebiyle oyuncuların oruç tutup, tutmayacağı ile ilgili, “Eğer maça uzun zaman varsa, oyuncular oruç tutabilir. Ama iş varsa, sonra tutarlar. Bu sağlıkları için önemli çünkü. Biz onların yerine tutarız, zaten hep birlikte tutuyoruz” demişti.
CÜBBELİ’DEN TERİM’İN YORUMLARINA CEVAP
“Herkes müftülük yapmasın, sen işini yapsana” diyen Cübbeli Ahmet, Fatih Terim’in sözlerine tepki gösterdi. “Fatih Terim fetva verdi” diyerek Terim’le alay eden Ahmet Mahmut Ünlü şunları söyledi: “Ya şimdi arkadaşlar herkes müftülük yapmasın ya. Be adam sen işini yapsana. ‘O kadar sıcakta iki de antrenman yaparsa hayati tehlikesi var’ diyor. E ben ne yapayım evinde otursun. Ya iki antrenman yapması farz mı vacip mi. Peki Ramazan orucu farz mı. E niye hayati tehlikeye giriyor. Yani arkadaşlar böyle bir alem zamandayız ya. Dini don lastiğine çevirdiler.“
8 Mayıs 2016 Pazar
Cübbeli'den Ahmet Hakan'a: Sen hangi kafadasın?
Cübbeli Ahmet Hoca ve gazeteci Ahmet Hakan arasında 23 Nisan nedeniyle başlayan tartışma devam ediyor. Cübbeli Ahmet Hoca katıldığı bir televizyon programında Ahmet Hakan'a büyük tepki gösterdi.
23 Nisan gösterileri için söylediği sözler sonrası Ahmet Hakan'la tartışmaya giren Ahmet Mahmut Ünlü, katıldığı bir programda konuya açıklık getirdi.
23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı gösterileri öncesinde söylemiş olduğu sözlerin yanlış anlaşıldığını belirten Cübbeli Ahmet lakaplı Ahmet Mahmut Ünlü, katıldığı televizyon programında konuya açıklık getirdi.
İşte Cübbeli'nin o sözleri:
AHMET HAKAN NEDEN HEDEF ALIYOR BİLMİYORUM
"Ahmet Hakan'ın beni neden hedef aldığını bilmiyorum. Bana köşe ayırmış ve orada 'Baldır, bacak' gibi ifadelerin benim ağzımdan söylendiğini yazmış. Ben böyle bir cümle kullanmadım bile. Sen hangi kafadasın Ahmet Hakan!..
BALDIR BACAK DEMİŞSEM...
O konuşmamda şunu söylemiştim 'Küçücük çocukların orada oynatılmasından rahatsız oluyorum.' Bir de küçücük kız çocuklarının üzerinden böyle bir polemik konusu yaratmak oldukça yanlış. Eğer baldır-bacak demişsem bile onu ergenliğe erişmiş kızlar için söylemişimdir. Çünkü İslam buna izin vermez. Ama Ahmet Hakan'ın da hakkını yemeyelim...
AHMET HAKAN'IN BENDE HAKKI VAR
Benim hapishanede olduğum süreçte beni ziyarete gelmişti. Bu yüzden bende hakkı var. Eski bir aile tanışıklığı da var Ahmet Hakan'la... Ben ona o günlerde 'Yine aynı görüşte misin (Münlüman mısın)' diye sormuştum. O da bana 'evet aynı görüşteyim' demişti. O günlerde bana bunları söyleyen biri benim görüşlerime nasıl aykırı bir yazı yazar onu da anlamış değilim."
internethaber
23 Nisan gösterileri için söylediği sözler sonrası Ahmet Hakan'la tartışmaya giren Ahmet Mahmut Ünlü, katıldığı bir programda konuya açıklık getirdi.
23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı gösterileri öncesinde söylemiş olduğu sözlerin yanlış anlaşıldığını belirten Cübbeli Ahmet lakaplı Ahmet Mahmut Ünlü, katıldığı televizyon programında konuya açıklık getirdi.
İşte Cübbeli'nin o sözleri:
AHMET HAKAN NEDEN HEDEF ALIYOR BİLMİYORUM
"Ahmet Hakan'ın beni neden hedef aldığını bilmiyorum. Bana köşe ayırmış ve orada 'Baldır, bacak' gibi ifadelerin benim ağzımdan söylendiğini yazmış. Ben böyle bir cümle kullanmadım bile. Sen hangi kafadasın Ahmet Hakan!..
BALDIR BACAK DEMİŞSEM...
O konuşmamda şunu söylemiştim 'Küçücük çocukların orada oynatılmasından rahatsız oluyorum.' Bir de küçücük kız çocuklarının üzerinden böyle bir polemik konusu yaratmak oldukça yanlış. Eğer baldır-bacak demişsem bile onu ergenliğe erişmiş kızlar için söylemişimdir. Çünkü İslam buna izin vermez. Ama Ahmet Hakan'ın da hakkını yemeyelim...
AHMET HAKAN'IN BENDE HAKKI VAR
Benim hapishanede olduğum süreçte beni ziyarete gelmişti. Bu yüzden bende hakkı var. Eski bir aile tanışıklığı da var Ahmet Hakan'la... Ben ona o günlerde 'Yine aynı görüşte misin (Münlüman mısın)' diye sormuştum. O da bana 'evet aynı görüşteyim' demişti. O günlerde bana bunları söyleyen biri benim görüşlerime nasıl aykırı bir yazı yazar onu da anlamış değilim."
internethaber
24 Nisan 2016 Pazar
Cüppeli Ahmet'ten 23 Nisan şölenlerine ağır sözler!
Cüppeli Ahmet olarak bilinen Ahmet Mahmut Ünlü "Ümmetin Renkleri" adlı programda yaptığı konuşmada 23 Nisan Çocuk Bayramı’na karşı çocuklara salavat okutulan program yaptığı haberler uydurulduğunu belirtti ve "Biz size diyoruz ki; siz bu milleti uyuttunuz, uyuşturdunuz. Senelerdir balelerle, danslarla, çoluk çocuğun baldır bacak çıplak vaziyette stadyumlarda dolaştırarak, bütün erkekleri onlara baktırarak, kimin oğlu, kimin kızı belli değil, sarmaş dolaş dans yaptırarak yetiştirdiniz. Bu, 150 senenin rezaletidir." dedi. "Bugüne kadar, medreseden bir tane terörist çıkmamıştır." diyen Cüppeli, "Şarkılarla türkülerle yetişen nesil eşkiya oldu." diye konuştu.
"150 SENELİK İCRAATİNİZİN SONUCUNDA MEMLEKET TERÖRİST DOLDU"
Cüppeli Ahmet olarak bilinen Ahmet Mahmut Ünlü yaptığı konuşmada, kendileri hakkında 23 Nisan Çocuk Bayramı’na karşı çocuklara salavat okutulan program yaptığı haberler uydurulduğunu belirterek, "Biz size diyoruz ki; siz bu milleti uyuttunuz, uyuşturdunuz. Senelerdir balelerle, danslarla, çoluk çocuğun baldır bacak çıplak vaziyette stadyumlarda dolaştırarak, bütün erkekleri onlara baktırarak, kimin oğlu, kimin kızı belli değil, sarmaş dolaş dans yaptırarak yetiştirdiniz. Bu, 150 senenin rezaletidir.
Bu, Tanzimat döneminden sonra başlayan İttihat Terakki kafasıdır. Bu kafayı 150 senedir yetiştirdiniz. Okullar yaptınız, üniversiteler yaptınız. Siyasallarda Apolar yetiştirdiniz. Hizbullah liderleri yetiştirdiniz. Siz milleti birbirine kırdırdınız, geçirttirdiniz. Bu memlekette 80’den sonra terörü siz çıkarttınız. Bunun başı hep okumuşlardan çıktı, üniversitelilerden çıktı. Sizin 150 senelik icraatınızın geldiği noktada memleket terörist doldu. DHKP-C doldu. DHKP-C’li canlı bombaların hepsi üniversiteli yahu.
Bugüne kadar, medreseden bir tane terörist çıkmamıştır. Onun için biz bu devranı döndürmek istiyoruz. Şarkılarla türkülerle yetişen nesil eşkiya oldu. Biz salavat ile Kur’an ile Hadis-i Şeriflerle halim, selim, insanların hidayetine davet eden ve insanları hidayete çeğıran, şefkate rahmete, birbirine eziyet etmemeye, intihar etmenin haram olduğuna, askere polise silah çekimlememesi gerektiğine, ulul emre itaat gerektiğine işaretle beraber topluma yararlı nesiller yetiştirmek istiyoruz. Bu devran dönecek. Batılın hükmü artık söndü, sönecek" diye konuştu.
"HİZMET DİYE SENELERCE HEZİMETLERE YARDIM ETTİLER"
Ünlü sözlerine şöyle devam etti:
"Bizim en büyük işimiz hizmetimiz bu dinin yayılması olsun. İslamın yeniden canlanması olsun. Bunun için hangi müesseselerde hizmet var, bunları çok iyi seçelim. Sonra bak hizmet diye insanlar senelerce hezimetlere yardım ettiler. Dünya, ahretlerini mahfettiler. Bunların yüzünden vatan, millet perişan oldu. Ne adliye kaldı, ne emniyet koridorları kaldı, her yer karıştı. Her ’Hizmet yapıyorum’ diyen hizmet yapmıyor. Bunların çoğu hezimet yapıyor. Hizmet ancak Kur’an hizmetidir. Sünnet hizmetidir. Ehl-i Sünnet ve Cemaat hizmetidir" şeklinde sözlerini tamamladı. DHA
"150 SENELİK İCRAATİNİZİN SONUCUNDA MEMLEKET TERÖRİST DOLDU"
Cüppeli Ahmet olarak bilinen Ahmet Mahmut Ünlü yaptığı konuşmada, kendileri hakkında 23 Nisan Çocuk Bayramı’na karşı çocuklara salavat okutulan program yaptığı haberler uydurulduğunu belirterek, "Biz size diyoruz ki; siz bu milleti uyuttunuz, uyuşturdunuz. Senelerdir balelerle, danslarla, çoluk çocuğun baldır bacak çıplak vaziyette stadyumlarda dolaştırarak, bütün erkekleri onlara baktırarak, kimin oğlu, kimin kızı belli değil, sarmaş dolaş dans yaptırarak yetiştirdiniz. Bu, 150 senenin rezaletidir.
Bu, Tanzimat döneminden sonra başlayan İttihat Terakki kafasıdır. Bu kafayı 150 senedir yetiştirdiniz. Okullar yaptınız, üniversiteler yaptınız. Siyasallarda Apolar yetiştirdiniz. Hizbullah liderleri yetiştirdiniz. Siz milleti birbirine kırdırdınız, geçirttirdiniz. Bu memlekette 80’den sonra terörü siz çıkarttınız. Bunun başı hep okumuşlardan çıktı, üniversitelilerden çıktı. Sizin 150 senelik icraatınızın geldiği noktada memleket terörist doldu. DHKP-C doldu. DHKP-C’li canlı bombaların hepsi üniversiteli yahu.
Bugüne kadar, medreseden bir tane terörist çıkmamıştır. Onun için biz bu devranı döndürmek istiyoruz. Şarkılarla türkülerle yetişen nesil eşkiya oldu. Biz salavat ile Kur’an ile Hadis-i Şeriflerle halim, selim, insanların hidayetine davet eden ve insanları hidayete çeğıran, şefkate rahmete, birbirine eziyet etmemeye, intihar etmenin haram olduğuna, askere polise silah çekimlememesi gerektiğine, ulul emre itaat gerektiğine işaretle beraber topluma yararlı nesiller yetiştirmek istiyoruz. Bu devran dönecek. Batılın hükmü artık söndü, sönecek" diye konuştu.
"HİZMET DİYE SENELERCE HEZİMETLERE YARDIM ETTİLER"
Ünlü sözlerine şöyle devam etti:
"Bizim en büyük işimiz hizmetimiz bu dinin yayılması olsun. İslamın yeniden canlanması olsun. Bunun için hangi müesseselerde hizmet var, bunları çok iyi seçelim. Sonra bak hizmet diye insanlar senelerce hezimetlere yardım ettiler. Dünya, ahretlerini mahfettiler. Bunların yüzünden vatan, millet perişan oldu. Ne adliye kaldı, ne emniyet koridorları kaldı, her yer karıştı. Her ’Hizmet yapıyorum’ diyen hizmet yapmıyor. Bunların çoğu hezimet yapıyor. Hizmet ancak Kur’an hizmetidir. Sünnet hizmetidir. Ehl-i Sünnet ve Cemaat hizmetidir" şeklinde sözlerini tamamladı. DHA
5 Nisan 2016 Salı
'Cübbeli Ahmet' hakkında 'dini değerleri aşağılama' suçlamasıyla dava açıldı
Kamuoyunda, "Cübbeli Ahmet Hoca" olarak bilinen Ahmet Mahmut Ünlü hakkında, yazdığı bir kitapta, “Halkın bir kesiminin benimsediği dini değerleri alenen aşağılama” suçundan 1 yıla kadar hapis cezasına çarptırılması istemiyle dava açıldı.
Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan iddianamede, şüpheli Ahmet Mahmut Ünlü tarafından kaleme alınan, Tuana Basım Yayın tarafından dağıtımı yapılan “Şifa Ayetleri” isimli kitabın 42. ve 43. sayfalarında “erkeğin tenasül uzvu için okunacak dualar” başlığı altında halkın din duygularının alenen tahkir edildiği yönünde şikayette bulunulduğu belirtildi.
İddianamede, Ünlü'nün savcılığa verdiği ifadeye de yer verilirken, şüpheli Ünlü'nün savunmasında soruşturmaya konu 42. ve 43. sayfalardaki bilgileri başka bir kitaptan alıntı yaptığını belirttiği ancak, sayfanın alt kısmında dipnot gösterilmediği, hangi sayfaların alıntı olduğuna dair bilgi verilmediği kaydedildi.
İddianamede, şunlar kaydedildi:
'DOĞRULUĞUNU GÖSTEREN BİR BİLGİ BULUNMUYOR'
“Diyanet İşleri Başkanlığının 14 Ocak 2016 tarihli yazısında, 'Kuran-ı Kerim'deki bazı surelerin, ayetlerin ve Allah'ın isimlerinin suya okunması ve bu suyun tedavide kullanılmasına yönelik dile getirilen tertip ve yöntemlerin sahih kaynaklarımızda bir dayanağı olmadığı gibi Kur'an ve sünnette bu tertip ve uygulamaların doğruluğunu gösteren bir bilgi bulunmamaktadır. Mezkur Sure, ayet ve Esma-ı Celile'nin manalarından hareketle bu ve benzeri tertiplerin oluşturulması tasvip edilemez. Kur'an ayetlerinin ve Esma-ı Şerife'lerin bu gibi konularda istismar edilmesi Kuran'ın mehabetine yakışmayacağı gibi halk nazarında da olumsuz duygu ve anlayışlara yol açabilir.' denilmektedir. Dosya kapsamındaki bilgi, belge, savunma ve tüm delillere göre şüphelinin Kur'an, hadis ya da sünnete dayanmayan bir takım yöntemlere halkın dini duyguları incitecek şekilde yer verdiği, halk nazarında olumsuz duygu ve anlayışlara yol açabilecek bilgilerin doğruluğunu gösteren bir kaynak bulunmadığı, atılı 'dini duyguların alenen aşağılanması' suçunun işlendiği kanaatine varılmıştır.” denildi.
İddianamede, şüpheli Ahmet Mahmut Ünlü hakkında, “Halkın bir kesiminin benimsediği dini değerleri alenen aşağılama” suçundan 6 aydan 1 yıla kadar hapis cezasına çarptırılması isteniyor. Davanın duruşması önümüzdeki günlerde Bakırköy 2. Asliye Ceza Mahkemesinde görülecek. Hürriyet
31 Mart 2016 Perşembe
Cübbeli Ahmet’e 'dini değerlere hakaret' soruşturması
Cübbeli Ahmet Hoca olarak bilinen Ahmet Mahmut Ünlü’nün yazdığı "Her bir uzuv için şifa ayetleri" kitabında, "Dini değerlere hakaret" ettiği ve "Halkın bir kesiminin benimsediği dini değerleri alenen aşağılama" gerekçesi ile hakkında açılan soruşturma kapsamında ifade verdiği öğrenildi.
Ahmet Mahmut Ünlü, Avukat Rasim Kubilay Ünlü’nün şikayeti üzerine hakkında açılan soruşturma kapsamında verdiği ifadede, kitabındaki konuya ilişkin yazıların kendisi tarafından kaleme alınmadığını, "Fatiku’r ratk ala Ratikı’l-fetk" isimli Arapça eserden tercüme ederek yazdığını belirtti.
'AMACIM DİNİ DEĞERLERİ İNCİTMEK DEĞİLDİR’
Hakkında soruşturma başlatılan Ahmet Mahmut Ünlü’nün geçtiğimiz günlerde hakkında açılan soruşturma kapsamında Bakırköy Adalet Sarayı’na gelerek soruşturmayı yürüten savcı Ertuğrul Sarıyar’a verdiği ifade verdiği ve konuya ilişkin yazıların kendisi tarafından yazılmadığını, "Fatiku’r ratk ala Ratikı’l-fetk" isimli Arapça eserden tercüme ederek alıntı yaptığını söylediği öğrenildi.
Edinilen bilgiye göre Ünlü, "Okuyan kişiler bunlara inanabilir ya da inanmayabilir, özgürdürler. Kitabı yazarken alıntı yaptığım bir kaynaktan nakletme özgürlüğüm vardır. Kaldı ki diğer cinsel konularda sahih hadisler de vardır. İslam dini hayatın her alanında olduğu gibi bu alanda da düzenleyici bilgiler içermektedir. Amacım kesinlikle dini değerleri incitmek değildir. Esasen Kur’an-ı Kerim’de İsra Suresi’nde bu konuda ayetler vardır. İnsanlar bu ayetleri şifa görmek istedikleri olaya göre okuyabilirler. Kur’an-ı Kerim’deki ayetler ayaklar için, baş için, eller için nasıl okunabilirse insanın diğer uzuvlar için de okunabilir. Kaldı ki kitabımda tüm uzuvlara ilişkin sözler varken sadece 2 sayfasını alıp sanki ben cinsel içerikli bir konuda öneride bulunuyormuşum gibi lanse edilmesi kötü niyetli bir davranıştır. Suçlamayı kabul etmiyorum" dedi.
AVUKAT ŞİKAYETÇİ OLMUŞTU
Ankara Barosu’na kayıtlı Avukat Rasim Kubilay Ünlü, Ahmet Mahmut Ünlü’nün yazdığı, "Her bir uzuv (organ) için okunması münasip ayetler" isimli kitapta "Dini değerlere hakaret" ve "Halkın bir kesiminin benimsediği dini değerleri alenen aşağılama" suçlarını işlediğini öne sürerek Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı’na başvurmuş ve kitabın yazarı Ahmet Mahmut Ünlü ve Cübbeli Ahmet Hoca Yayıncılık hakkında suç duyurusunda bulunmuştu.
Avukat Rasim Kubilay Ünlü, Müslümanlar için kutsallığı tartışma konusu dahi olmayan surelerin, ayetlerin ve Allah’ın isimlerinin, hiçbir dini altyapısı olmayan, uydurma-üfürme yöntemlere alet edilmesinin, halk arasında belirli bir popülaritesi ve güveni olan şahıslar tarafınca telkin edilmesinin, İslam’a, Müslümanlar’a ve Allah’a hakaret olduğunu savundu.
DİYANETTEN DE GÖRÜŞ ALDI
Konu ile ilgili olarak Diyanet İşleri Başkanlığı Din İşleri Yüksek Kurulu’ndan görüş aldığını belirten Avukat Rasim Kubilay Ünlü, Din İşleri Yüksek Kurulu’nun verdiği yanıtta, bunların hiçbir dini temeli bulunmadığını, bu hurafelerin İslamiyet’e zarar verilebileceğini ifade ettiğini belirtti.
Avukat ünlü, dilekçesinin sonunda infiale neden olabilecek bu ifadeler nedeniyle kitabın satışının yasaklanması ve el konularak toplatılmasını talebinde bulundu. Yüksel KOÇ/İSTANBUL, (DHA)
Ahmet Mahmut Ünlü, Avukat Rasim Kubilay Ünlü’nün şikayeti üzerine hakkında açılan soruşturma kapsamında verdiği ifadede, kitabındaki konuya ilişkin yazıların kendisi tarafından kaleme alınmadığını, "Fatiku’r ratk ala Ratikı’l-fetk" isimli Arapça eserden tercüme ederek yazdığını belirtti.
'AMACIM DİNİ DEĞERLERİ İNCİTMEK DEĞİLDİR’
Hakkında soruşturma başlatılan Ahmet Mahmut Ünlü’nün geçtiğimiz günlerde hakkında açılan soruşturma kapsamında Bakırköy Adalet Sarayı’na gelerek soruşturmayı yürüten savcı Ertuğrul Sarıyar’a verdiği ifade verdiği ve konuya ilişkin yazıların kendisi tarafından yazılmadığını, "Fatiku’r ratk ala Ratikı’l-fetk" isimli Arapça eserden tercüme ederek alıntı yaptığını söylediği öğrenildi.
Edinilen bilgiye göre Ünlü, "Okuyan kişiler bunlara inanabilir ya da inanmayabilir, özgürdürler. Kitabı yazarken alıntı yaptığım bir kaynaktan nakletme özgürlüğüm vardır. Kaldı ki diğer cinsel konularda sahih hadisler de vardır. İslam dini hayatın her alanında olduğu gibi bu alanda da düzenleyici bilgiler içermektedir. Amacım kesinlikle dini değerleri incitmek değildir. Esasen Kur’an-ı Kerim’de İsra Suresi’nde bu konuda ayetler vardır. İnsanlar bu ayetleri şifa görmek istedikleri olaya göre okuyabilirler. Kur’an-ı Kerim’deki ayetler ayaklar için, baş için, eller için nasıl okunabilirse insanın diğer uzuvlar için de okunabilir. Kaldı ki kitabımda tüm uzuvlara ilişkin sözler varken sadece 2 sayfasını alıp sanki ben cinsel içerikli bir konuda öneride bulunuyormuşum gibi lanse edilmesi kötü niyetli bir davranıştır. Suçlamayı kabul etmiyorum" dedi.
AVUKAT ŞİKAYETÇİ OLMUŞTU
Ankara Barosu’na kayıtlı Avukat Rasim Kubilay Ünlü, Ahmet Mahmut Ünlü’nün yazdığı, "Her bir uzuv (organ) için okunması münasip ayetler" isimli kitapta "Dini değerlere hakaret" ve "Halkın bir kesiminin benimsediği dini değerleri alenen aşağılama" suçlarını işlediğini öne sürerek Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı’na başvurmuş ve kitabın yazarı Ahmet Mahmut Ünlü ve Cübbeli Ahmet Hoca Yayıncılık hakkında suç duyurusunda bulunmuştu.
Avukat Rasim Kubilay Ünlü, Müslümanlar için kutsallığı tartışma konusu dahi olmayan surelerin, ayetlerin ve Allah’ın isimlerinin, hiçbir dini altyapısı olmayan, uydurma-üfürme yöntemlere alet edilmesinin, halk arasında belirli bir popülaritesi ve güveni olan şahıslar tarafınca telkin edilmesinin, İslam’a, Müslümanlar’a ve Allah’a hakaret olduğunu savundu.
DİYANETTEN DE GÖRÜŞ ALDI
Konu ile ilgili olarak Diyanet İşleri Başkanlığı Din İşleri Yüksek Kurulu’ndan görüş aldığını belirten Avukat Rasim Kubilay Ünlü, Din İşleri Yüksek Kurulu’nun verdiği yanıtta, bunların hiçbir dini temeli bulunmadığını, bu hurafelerin İslamiyet’e zarar verilebileceğini ifade ettiğini belirtti.
Avukat ünlü, dilekçesinin sonunda infiale neden olabilecek bu ifadeler nedeniyle kitabın satışının yasaklanması ve el konularak toplatılmasını talebinde bulundu. Yüksel KOÇ/İSTANBUL, (DHA)
23 Mart 2016 Çarşamba
Sosyal medyayı sallayan fotoğraf
Cübbeli Ahmet Hoca olarak bilinen Ahmet Mahmut Ünlü’nün sosyal medya hesaplarından, Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun kendisini ziyaret ettiğine ilişkin notla paylaşılan fotoğraf büyük yankı uyandırdı.
Twitter ve Instagram hesabından paylaşılan fotoğrafların altında “Başbakanımız Sayın Ahmet Davutoğlu, Cübbeli Ahmet Hocaefendi’yi hanesinde ziyaret ederek sohbet ve muhabbet ettiler. Başbakanımız, ehli sünnet itikadını muhafaza eden biri olması hasebi ile Hocaefendi’nin hanesindeki Saç-ı Şerîf’i ve Sakal-ı Şerîf’i ziyaret etti, ayrıca kütüphanedeki kitaplara göz gezdirdiler” denildi.
Başbakanlık kaynakları ise Davutoğlu’nun Ünlü’yı ziyaret etmediğini belirterek “Bir süre önce bir ziyaret esnasında kendisiyle aynı ortamda bulunuldu” bilgisini verdi.
1 AY ÖNCE BUNU SERVİS ETMİŞTİ
Aynı sosyal medya hesabından 14 Şubat’ta da Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ile Cübbeli Ahmet Hoca’nın yan yana fotoğrafı, “Hocamız Îslam coğrafyasında yaşananlar ile alakalı Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan Bey ile istişare etti” notuyla paylaşılmıştı.
Twitter ve Instagram hesabından paylaşılan fotoğrafların altında “Başbakanımız Sayın Ahmet Davutoğlu, Cübbeli Ahmet Hocaefendi’yi hanesinde ziyaret ederek sohbet ve muhabbet ettiler. Başbakanımız, ehli sünnet itikadını muhafaza eden biri olması hasebi ile Hocaefendi’nin hanesindeki Saç-ı Şerîf’i ve Sakal-ı Şerîf’i ziyaret etti, ayrıca kütüphanedeki kitaplara göz gezdirdiler” denildi.
Başbakanlık kaynakları ise Davutoğlu’nun Ünlü’yı ziyaret etmediğini belirterek “Bir süre önce bir ziyaret esnasında kendisiyle aynı ortamda bulunuldu” bilgisini verdi.
1 AY ÖNCE BUNU SERVİS ETMİŞTİ
Aynı sosyal medya hesabından 14 Şubat’ta da Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ile Cübbeli Ahmet Hoca’nın yan yana fotoğrafı, “Hocamız Îslam coğrafyasında yaşananlar ile alakalı Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan Bey ile istişare etti” notuyla paylaşılmıştı.
25 Şubat 2016 Perşembe
Cübbeli Ahmet Hoca hastaneye kaldırıldı
Kamuoyunda Cübbeli Ahmet olarak bilinen Ahmet Mahmut Ünlü'nün hastaneye kaldırıldığı belirtildi.
Cübbeli Ahmet Hoca adına açılan Twitter hesabından konuyla ilgili, “Değerli Kardeşlerimiz Cübbeli Ahmet Hocaefendi Acil Serviste. Dualarınızı eksik etmeyiniz inşaAllah” dendi.
Cübbeli Ahmet Hoca adına açılan Twitter hesabından konuyla ilgili, “Değerli Kardeşlerimiz Cübbeli Ahmet Hocaefendi Acil Serviste. Dualarınızı eksik etmeyiniz inşaAllah” dendi.
7 Şubat 2016 Pazar
Cübbeli Ahmet Hoca ifade verdi!
Kamuoyunda Cübbeli Ahmet olarak bilinen Ahmet Mahmut Ünlü, terör örgütü IŞİD'in kendisini ölümle tehdit ettiği gerekçesiyle ifade verdi.
Cübbeli Ahmet Hoca adına açılan Instagram hesabından, Cübbeli’nin adliyede avukatıyla birlikte çektiği fotoğraf paylaşıldı.
Yapılan paylaşımda, “Cübbeli Ahmet Hocaefendi Işid’in kendisini ölümle tehdit etmesi hakkında açılan dava dosyasıyla alakalı Bakırköy adliyesinde ifade verdi.” diye yazıldı.
(sözcü.com.tr)
23 Aralık 2015 Çarşamba
Cübbeli Ahmet Hoca: Diyanet çok büyük yanlışın içinde!
Mevlit Kandili dolayısıyla düzenlenen özel bir programa katılan Cübbeli Ahmet Hoca, Diyanet'in çok büyük yanlış içinde olduğunu söyledi.
Ahmet Yesevi Derneği tarafından Ataköy Sinan Erdem spor Salonu’nda bu akşam düzenlenen Mevlit Kandili Özel Programı’nda, Cübbeli Ahmet Hoca olarak bilinen Ahmet Mahmut Ünlü binlerce kişiye seslendi.
Programı izlemek için gelenler spor salonunu tamamen doldururken, içeri giremeyenler ön tarafta kurulan sinevizyondan Cübbeli Ahmet Hoca’nın konuşmasını izledi.
Kur’an-ı Kerim okunmasıyla başlayan programda konuşan Ahmet Mahmut Ünlü, Diyanet İşleri Başkanlığı’na çağrıda bulunarak, şunları söyledi
“Diyanet çok büyük yanlış içindedir. Diyanet’in en büyük yanlışı, Mevlit kutlamalarını Nisan’a sabitlemesidir. Bu çok büyük, çok büyük tehlike arz ediyor. Mevlit, Rabi-ül Evvel ayına tekabül ediyor. Bir hafta kutlayacaksan, bu hafta kutla. Bir ay kutlayacaksan, bu ay kutla. Bunu Nisan’a sabitlemek, Ramazan’ı Ocak’a, Şubat’a sabitlemek gibidir. Takvimler değiştirilemez. Dinimizdeki merasimler asla Miladi’ye göre hesaplanamaz. Kainatın efendisi bu ayda dünyaya teşrif etmiş. Şu anda Diyanet’in bir programı var mı Bu hafta var mı Üç gün sonra var mı Yok. Mehmet Görmez Efendi, bu işlere daha meraklı bir adam olarak görülüyor. Kimse bu Nisan işinden razı değildir. Hepimiz rahatsızız. Rabi-ül Evvel’e sabitleyin, bir ay kutlayalım. Yani Cuma tatil değil diye Cuma namazını Cumartesi’ye alalım da, daha mı rahat olsun Ne sahabeden, ne tabiinden bin 400 senedir Efendimiz’in mevlidini Nisan ayında kutlayan olmamıştır. Bu sapık fırkalarda bile duyulmamıştır. Bunu Mısır’ın reformistleri bile düşünememiştir. Bu nereden geldi bizi buldu, anlamadım ya… Bu aralar Ankara bizi daha çok duyuyor. Duysun. Ankara’nın kimi duyacak bizi Diyanet duysun işte. Ben dinden bahsediyorum, siyasetten bahsetmiyorum. Devlet ne yapsın, hükümet ne yapsın Bunu Diyanet belirliyor, proje diye önlerine getiriyor. Onlar da doğru zannediyor. Bu çok yanlış bir şeydir. İslam’ı bozmaktır.” DHA
Ahmet Yesevi Derneği tarafından Ataköy Sinan Erdem spor Salonu’nda bu akşam düzenlenen Mevlit Kandili Özel Programı’nda, Cübbeli Ahmet Hoca olarak bilinen Ahmet Mahmut Ünlü binlerce kişiye seslendi.
Programı izlemek için gelenler spor salonunu tamamen doldururken, içeri giremeyenler ön tarafta kurulan sinevizyondan Cübbeli Ahmet Hoca’nın konuşmasını izledi.
Kur’an-ı Kerim okunmasıyla başlayan programda konuşan Ahmet Mahmut Ünlü, Diyanet İşleri Başkanlığı’na çağrıda bulunarak, şunları söyledi
“Diyanet çok büyük yanlış içindedir. Diyanet’in en büyük yanlışı, Mevlit kutlamalarını Nisan’a sabitlemesidir. Bu çok büyük, çok büyük tehlike arz ediyor. Mevlit, Rabi-ül Evvel ayına tekabül ediyor. Bir hafta kutlayacaksan, bu hafta kutla. Bir ay kutlayacaksan, bu ay kutla. Bunu Nisan’a sabitlemek, Ramazan’ı Ocak’a, Şubat’a sabitlemek gibidir. Takvimler değiştirilemez. Dinimizdeki merasimler asla Miladi’ye göre hesaplanamaz. Kainatın efendisi bu ayda dünyaya teşrif etmiş. Şu anda Diyanet’in bir programı var mı Bu hafta var mı Üç gün sonra var mı Yok. Mehmet Görmez Efendi, bu işlere daha meraklı bir adam olarak görülüyor. Kimse bu Nisan işinden razı değildir. Hepimiz rahatsızız. Rabi-ül Evvel’e sabitleyin, bir ay kutlayalım. Yani Cuma tatil değil diye Cuma namazını Cumartesi’ye alalım da, daha mı rahat olsun Ne sahabeden, ne tabiinden bin 400 senedir Efendimiz’in mevlidini Nisan ayında kutlayan olmamıştır. Bu sapık fırkalarda bile duyulmamıştır. Bunu Mısır’ın reformistleri bile düşünememiştir. Bu nereden geldi bizi buldu, anlamadım ya… Bu aralar Ankara bizi daha çok duyuyor. Duysun. Ankara’nın kimi duyacak bizi Diyanet duysun işte. Ben dinden bahsediyorum, siyasetten bahsetmiyorum. Devlet ne yapsın, hükümet ne yapsın Bunu Diyanet belirliyor, proje diye önlerine getiriyor. Onlar da doğru zannediyor. Bu çok yanlış bir şeydir. İslam’ı bozmaktır.” DHA
19 Aralık 2015 Cumartesi
Cübbeli Ahmet: Şam, İslam'ın merkezi olacak
A Haber'de yayınlanan Erkan Tan'ın sunduğu Düşünce Atlası programına Cübbeli Ahmet Hoca olarak bilinen Ahmet Mahmut Ünlü konuk oldu.
A Haber'de yayınlanan Erkan Tan'ın sunduğu Düşünce Atlası programına Cübbeli Ahmet Hoca olarak bilinen Ahmet Mahmut Ünlü konuk oldu. Cübbeli Ahmet Hoca günümüzde Ortadoğudaki olaylara ve karışıklığa işaret eden hadisler bulunduğuna dikkat çekti. Ayrıca Cübbeli Ahmet Hoca, Şam'ın İslam'ın merkezi olacağını ve bir zaman sonra da kıyamet savaşı Armageddon'un yaşanacağını anlattı.
Şam İslam'ın merkezi olacak
Şam, İslam'ın merkezi olacak, din en çok orada yerleşecek. Bir de kıyamete yakın Şam'ın çok büyük önemi var; ahır zamandayız dedik, kıyamete yaklaştık. Bu dönemde görüyorsunuz bütün dünya Şam'ın üzerine yüklendi, Ürdün'e yüklendi, Filistin'e yüklendi, İsrail orada kuruldu… Buradaki mesele nedir; önümüzdeki günlerde de Hz. Mehdi zuhur ettiği zaman yine Şam'da, Kudüs'te imam olacak, Hz Mehdi Mekke de Medine'de imam olmayacak. Şam'ın önemi; başında da önemi var, ilk fetihlerde de önemi var Kudüs'ün özellikle. Hz.Mehdi'in imamlık yeri Mescid-i Aksa'dır. Hz.İsa (a.s) inecek hadis, ehl-i sünnete göre mütevatir Şam'da beyaz minareye inecek Sahih-i Müslim hadisidir. O noktaların hepsi Şam topraklarıdır. Onun için dünyanın sonuna kadar buralarda kargaşa bitmez. Akıbetinde bu savaşlar Armageddon, Amik Ovası'ndaki savaş, Halep-Antakya etrafı, Mercidabık, Avrupa güçlerinin yani Rum'ların, müşriklerin Rusya'da Rum sayılıyor. Denizden gelecekleri bile Hadis-i Şerif'de bildiriliyor. (medyafaresi.com.tr)
Şam, İslam'ın merkezi olacak, din en çok orada yerleşecek. Bir de kıyamete yakın Şam'ın çok büyük önemi var; ahır zamandayız dedik, kıyamete yaklaştık. Bu dönemde görüyorsunuz bütün dünya Şam'ın üzerine yüklendi, Ürdün'e yüklendi, Filistin'e yüklendi, İsrail orada kuruldu… Buradaki mesele nedir; önümüzdeki günlerde de Hz. Mehdi zuhur ettiği zaman yine Şam'da, Kudüs'te imam olacak, Hz Mehdi Mekke de Medine'de imam olmayacak. Şam'ın önemi; başında da önemi var, ilk fetihlerde de önemi var Kudüs'ün özellikle. Hz.Mehdi'in imamlık yeri Mescid-i Aksa'dır. Hz.İsa (a.s) inecek hadis, ehl-i sünnete göre mütevatir Şam'da beyaz minareye inecek Sahih-i Müslim hadisidir. O noktaların hepsi Şam topraklarıdır. Onun için dünyanın sonuna kadar buralarda kargaşa bitmez. Akıbetinde bu savaşlar Armageddon, Amik Ovası'ndaki savaş, Halep-Antakya etrafı, Mercidabık, Avrupa güçlerinin yani Rum'ların, müşriklerin Rusya'da Rum sayılıyor. Denizden gelecekleri bile Hadis-i Şerif'de bildiriliyor. (medyafaresi.com.tr)
14 Temmuz 2015 Salı
Cübbeli Ahmet Hoca hastaneye kaldırıldı
Kamuoyunda Cübbeli Ahmet Hoca olarak bilinen Ahmet Mahmut Ünlü hastaneye kaldırıldı.
Cübbeli Ahmet Hoca'nın vücudunda iltihaplı romatizma olarak bilinen romatoit artrit hastalığı sebebiyle iltihap yükselmesi meydana geldi.
Özel bir hastanede enjeksiyon tedavisi uygulanan Ünlü'nün bir süre hastanede tutulacağı öğrenildi.
Cübbeli Ahmet Hoca'nın vücudunda iltihaplı romatizma olarak bilinen romatoit artrit hastalığı sebebiyle iltihap yükselmesi meydana geldi.
Özel bir hastanede enjeksiyon tedavisi uygulanan Ünlü'nün bir süre hastanede tutulacağı öğrenildi.
26 Mayıs 2015 Salı
Cübbeli: O şarkıları söyleyen de dinleyen de cehennemlik
Cübbeli Ahmet Hoca olarak tanınan Ahmet Mahmut Ünlü, Vahdet gazetesindeki yazısında içinde isyan geçen şarkıları söyleyen ve dinleyen herkesin cehenneme gideceğini söyledi.
“Cübbeli Ahmet Hoca” olarak bilinen Ahmet Mahmut Ünlü, Vahdet gazetesinde bugün yayımlanan “Bize şairlik lazım değil” başlıklı yazısında “kahpe felek”, “adaletin nerede?”, “isyanım tanrıya” ifadeleri geçen şiirleri yazan şairin, bu şiiri besteleyen, okuyan şarkıcının ve bu şarkıyı dinleyenlerin de cehennemlik olduğunu iddia etti.
Cübbeli yazısında, “Şiirlerinde ve şarkılarında Allah’a isyan eden, kadere, feleğe küfreden kişiler Berat gecesinde de af olmazlar. Allah hiç kimseye zerre kadar zulmetmez. Kişilerin, toplumların başına gelen şeylerin arkasında mutlaka ilahi adalet vardır” ifadelerini kullandı.
"ŞARKI SÖYLEYENLER VE DİNLEYENLER CEHENNEME GİDECEK"
“Kader, felek, isyan” geçen şiirleri ve şarkıları yazanın, okuyanın, besteleyenin ve dinleyenin cehenneme gideceğini söyleyen Cübbeli yazısında şu ifadeleri kullandı: “Şiirlerinde ve şarkılarında ‘Kahpe felek nerede?’ diyenler, ‘Adaletin nerede?’ diyenler, ‘İsyanım tanrıya’ diyenler maalesef berat gecesi de af olmazlar. Bu şairlerin şarkılarını söyleyenler, bir de bunları efkârlanıp da dinleyenler, cehennemde bir efkârlanacaksın ki sen, hakiki efkârı orada göreceksin. Sigara da yok ki tüttüresin. Her taraf ateş zaten nerde neyi tüttüreceksin. Efkârlanmış! Ne efkarlanıyorsun?!”
“Cübbeli Ahmet Hoca” olarak bilinen Ahmet Mahmut Ünlü, Vahdet gazetesinde bugün yayımlanan “Bize şairlik lazım değil” başlıklı yazısında “kahpe felek”, “adaletin nerede?”, “isyanım tanrıya” ifadeleri geçen şiirleri yazan şairin, bu şiiri besteleyen, okuyan şarkıcının ve bu şarkıyı dinleyenlerin de cehennemlik olduğunu iddia etti.
Cübbeli yazısında, “Şiirlerinde ve şarkılarında Allah’a isyan eden, kadere, feleğe küfreden kişiler Berat gecesinde de af olmazlar. Allah hiç kimseye zerre kadar zulmetmez. Kişilerin, toplumların başına gelen şeylerin arkasında mutlaka ilahi adalet vardır” ifadelerini kullandı.
"ŞARKI SÖYLEYENLER VE DİNLEYENLER CEHENNEME GİDECEK"
“Kader, felek, isyan” geçen şiirleri ve şarkıları yazanın, okuyanın, besteleyenin ve dinleyenin cehenneme gideceğini söyleyen Cübbeli yazısında şu ifadeleri kullandı: “Şiirlerinde ve şarkılarında ‘Kahpe felek nerede?’ diyenler, ‘Adaletin nerede?’ diyenler, ‘İsyanım tanrıya’ diyenler maalesef berat gecesi de af olmazlar. Bu şairlerin şarkılarını söyleyenler, bir de bunları efkârlanıp da dinleyenler, cehennemde bir efkârlanacaksın ki sen, hakiki efkârı orada göreceksin. Sigara da yok ki tüttüresin. Her taraf ateş zaten nerde neyi tüttüreceksin. Efkârlanmış! Ne efkarlanıyorsun?!”
3 Mayıs 2015 Pazar
Cübbeli medya patronu oluyor
RTÜK, İsmailağa cemaatinin televizyonuna onay verdi.
İsmailağa cemaatinin artık bir televizyonu olacak. RTÜK’e yapılan başvuruda, kuruluş unvanı İsmailağa Medya Anonim Şirketi, logosu ise İsmailağa TV olacağı belirtildi. Şirket sermayesinin tamamının ödendiğine dair belgeler de RTÜK’e sunuldu. Şirketin Nisan 2015’e göre 275.000,00 TL sermaye, şirket özvarlığının olduğu belirtildi.
Kurul, yapılan başvuruyu değerlendirerek TV kurulmasına izin verdi. RTÜK’e yapılan sunumda, İsmailağa Medya A.Ş unvanlı ve İsmailağa TV logolu kuruluşun, televizyon yayın ve hizmetlerini uydu ortamından yapmak amacıyla genel yayın türünde uydu televizyon yayın lisansı almak istediği belirtildi.
Kurul’un CHP’li üyeleri Süleyman Demirkan ve Ali Öztunç, “Hukuk müşavirliğinin görüşü alınmadığı cemaat isminin logoda kullanılmasının sakınca oluşturup oluşturmadığının RTÜK tarafından tespit edilmediği gerekçesiyle TV’nin kuruluşu konusunda karşı oy kullandı. AKP’li üyeler, MHP ve HDP’li üye ise destek verdi.
Yapılan görüşme sonucunda başvuru dosyası üzerinde yapılan inceleme sonucunda yönetmelik hükümlerine göre gerekli bilgi ve belgeleri ibraz eden söz konusu kuruluşa uydu yayın lisansının verilmesinin uygun olacağı bildirildi.
Kamuoyunda Cübbeli Ahmet Hoca ismiyle bilinen Ahmet Mahmut Ünlü de İsmailağa cemaatinin önde gelen isimleri arasında yer alıyor.
(Fırat Kozok-Cumhuriyet)
İsmailağa cemaatinin artık bir televizyonu olacak. RTÜK’e yapılan başvuruda, kuruluş unvanı İsmailağa Medya Anonim Şirketi, logosu ise İsmailağa TV olacağı belirtildi. Şirket sermayesinin tamamının ödendiğine dair belgeler de RTÜK’e sunuldu. Şirketin Nisan 2015’e göre 275.000,00 TL sermaye, şirket özvarlığının olduğu belirtildi.
Kurul, yapılan başvuruyu değerlendirerek TV kurulmasına izin verdi. RTÜK’e yapılan sunumda, İsmailağa Medya A.Ş unvanlı ve İsmailağa TV logolu kuruluşun, televizyon yayın ve hizmetlerini uydu ortamından yapmak amacıyla genel yayın türünde uydu televizyon yayın lisansı almak istediği belirtildi.
Kurul’un CHP’li üyeleri Süleyman Demirkan ve Ali Öztunç, “Hukuk müşavirliğinin görüşü alınmadığı cemaat isminin logoda kullanılmasının sakınca oluşturup oluşturmadığının RTÜK tarafından tespit edilmediği gerekçesiyle TV’nin kuruluşu konusunda karşı oy kullandı. AKP’li üyeler, MHP ve HDP’li üye ise destek verdi.
Yapılan görüşme sonucunda başvuru dosyası üzerinde yapılan inceleme sonucunda yönetmelik hükümlerine göre gerekli bilgi ve belgeleri ibraz eden söz konusu kuruluşa uydu yayın lisansının verilmesinin uygun olacağı bildirildi.
Kamuoyunda Cübbeli Ahmet Hoca ismiyle bilinen Ahmet Mahmut Ünlü de İsmailağa cemaatinin önde gelen isimleri arasında yer alıyor.
(Fırat Kozok-Cumhuriyet)
26 Nisan 2015 Pazar
"Allah'tan kork Cübbeli"
Hürriyet Gazetesi yazarı Ahmet Hakan bugün köşesinde 'soykırım' diyen ülkelere karşı Türkiye'nin tepkinisi yazdı. ''Kınama işini öğrendik'' dedi. Hakan yazısının bir bölümünü ise Cübbeli Ahmet Hoca'ya ayırdı. "Tehcir Allah'ın emridir, atalarımız Allah'ın emrini yerine getirmiştir" diyen Cübbeli Ahmet Hoca'ya, ''Allah'tan kork'' dedi.
Ahmet Hakan'ın bugünkü yazısı
BÜTÜN dünyaya şunu ispatladık:
Türkiye, dünyanın "en iyi kınayan" ülkesidir.
Çok iyi bir kınama stratejimiz var.
Çok derin.
Çok yönlü.
Çok proaktif.
Çok uyanık.
Çok taktiksel.
Mesela Avusturya "soykırım" dediğinde...
Çekiyoruz hemen bizim elçiyi.
Ama sıra Rusya'ya geldiğinde...
Elçi çekmeyi bir tarafa bırakıp...
"Sana laflar hazırladım bay Putin" edasıyla atarlanıyoruz ve "sen kendine bak be" demekle yetiniyoruz.
Obama'ya kibarca "çok seçici ve çok tarafgirsiniz bay başkan" demekle yetinirken...
Alman Cumhurbaşkanı'na "bu yaptığını asla unutmayacağız" diye bir "tık" fazla tepki gösteriyoruz.
Fakat ne hikmetse...
Ne ABD'den, ne de Almanya'dan elçi çekiyoruz.
Avuç içi kadar Vatikan'dan anında elçi çekiyoruz.
Ama sıra Fransa'ya gelince...
Sadece kınamakla yetiniyoruz.
Ülkelerin gücüne göre koyuyoruz tepkimizi...
Büyük ve güçlü olana sitem ediyoruz, orta büyüklükte olana "yakışmadı ama" diyoruz, küçük ve güçsüz olana ise basıyoruz Osmanlı tokadını...
Biz öğrendik bu kınama işini...
Bazı alanlarda sonlardayız ama kınama alanında birinciyiz birinci.
Ey Cübbeli Ahmet Allah'a iftira etme
CÜBBELİ Ahmet demiş ki:
"Tehcir Allah'ın emridir, atalarımız Allah'ın emrini yerine getirmiştir".
Allah'tan kork Cübbeli!
Allah'a iftira atma.
Bak!
Başbakan Davutoğlu "tehcir insanlık suçudur" diyor.
Sense Allah'ı bu suça ortak etmeye çalışıyorsun.
Tövbe de.
Kendine gel.
Allah'tan kork Cübbeli!
Günahsız sabi sübyanların evlerinden barklarından sökülüp atılmasına Allah'ı ortak etme.
Hiçbir çete faaliyetine katılmamış masum çaresizlerin yollarda katledilmelerine Allah'ı ortak etme.
Çıkan fitneye ortak olmamış, fitnenin içinde yer almamış, fitneyle işi olmamış mazlumların öldürülmelerine Allah'ı ortak etme.
"Siyaset" de.
"Olmuş bir şeyler" de.
"Onlar da bize yaptı" de.
"Mukatele" de.
"Tatsızlık" de.
Ne dersen de...
Ama Allah'ı bu işe karıştırma.
Merhamet dinini kirletme.
Ahmet Hakan'ın bugünkü yazısı
BÜTÜN dünyaya şunu ispatladık:
Türkiye, dünyanın "en iyi kınayan" ülkesidir.
Çok iyi bir kınama stratejimiz var.
Çok derin.
Çok yönlü.
Çok proaktif.
Çok uyanık.
Çok taktiksel.
Mesela Avusturya "soykırım" dediğinde...
Çekiyoruz hemen bizim elçiyi.
Ama sıra Rusya'ya geldiğinde...
Elçi çekmeyi bir tarafa bırakıp...
"Sana laflar hazırladım bay Putin" edasıyla atarlanıyoruz ve "sen kendine bak be" demekle yetiniyoruz.
Obama'ya kibarca "çok seçici ve çok tarafgirsiniz bay başkan" demekle yetinirken...
Alman Cumhurbaşkanı'na "bu yaptığını asla unutmayacağız" diye bir "tık" fazla tepki gösteriyoruz.
Fakat ne hikmetse...
Ne ABD'den, ne de Almanya'dan elçi çekiyoruz.
Avuç içi kadar Vatikan'dan anında elçi çekiyoruz.
Ama sıra Fransa'ya gelince...
Sadece kınamakla yetiniyoruz.
Ülkelerin gücüne göre koyuyoruz tepkimizi...
Büyük ve güçlü olana sitem ediyoruz, orta büyüklükte olana "yakışmadı ama" diyoruz, küçük ve güçsüz olana ise basıyoruz Osmanlı tokadını...
Biz öğrendik bu kınama işini...
Bazı alanlarda sonlardayız ama kınama alanında birinciyiz birinci.
Ey Cübbeli Ahmet Allah'a iftira etme
CÜBBELİ Ahmet demiş ki:
"Tehcir Allah'ın emridir, atalarımız Allah'ın emrini yerine getirmiştir".
Allah'tan kork Cübbeli!
Allah'a iftira atma.
Bak!
Başbakan Davutoğlu "tehcir insanlık suçudur" diyor.
Sense Allah'ı bu suça ortak etmeye çalışıyorsun.
Tövbe de.
Kendine gel.
Allah'tan kork Cübbeli!
Günahsız sabi sübyanların evlerinden barklarından sökülüp atılmasına Allah'ı ortak etme.
Hiçbir çete faaliyetine katılmamış masum çaresizlerin yollarda katledilmelerine Allah'ı ortak etme.
Çıkan fitneye ortak olmamış, fitnenin içinde yer almamış, fitneyle işi olmamış mazlumların öldürülmelerine Allah'ı ortak etme.
"Siyaset" de.
"Olmuş bir şeyler" de.
"Onlar da bize yaptı" de.
"Mukatele" de.
"Tatsızlık" de.
Ne dersen de...
Ama Allah'ı bu işe karıştırma.
Merhamet dinini kirletme.
25 Nisan 2015 Cumartesi
Cübbeli Ahmet: Ermenileri tehcir Allah'ın emriydi..
24 Nisan 1915’in 100’üncü yıl dönümünde yaşanan tartışmalara kamuoyunda Cübbeli Ahmet Hoca olarak bilinen Vahdet yazarı Ahmet Mahmut Ünlü de katıldı. Ünlü, “Ermeniler ülkemizde zulüm yaptığı için ecdadımız da Allah’ın emrini uygulamıştır” dedi.
Vahdet gazetesinin "Tehcir Allah’ın emri" başlığıyla manşettten duyurduğu yazısında Kuran’daki Maide Suresi’ne atıf yapan Ünlü şunları söyledi:
“Maide Suresi’nde yeryüzünde fesat çıkaranların cezası belli. ‘Öldürülecekler, asılacaklar ya da elleri ayakları çaprazlama kesilecek’ buyruluyor. 4. şık ‘sürgüne gönderilecekler’. Sen kesilmeyi bile hak etmişsin, ecdadımız 4. şıkkı yapıp sürmüş, ne var bunda.”
‘Özür dilemek caiz değil’
Ermenilerden özür dilemenin de ‘caiz’ olmadığını savunan Ünlü şöyle devam etti:
“Onlar zalimlik yapmışken biz niye özür diliyoruz? Sen özür diledikçe üstüne üstüne geliyorlar. Güneydoğu’yu PKK’ya ver. Öbür tarafı Ermeni’ye ver. Bir şey kalmadı yahu!”
Cübbeli Ahmet'in Vahdet'te "Tehcir Allah'ın emridir" başlığıyla yayımlanan (25 Nisan 2015) yazısı şöyle:
Kur’an’ı Kerim’de “Allah'a ve peygamberine karşı savaşmaya kalkışan ve yeryüzünde bozgunculuğa çalışanların cezası, öldürülmelerinden veya asılmalarından veya ellerinin ve ayaklarının çaprazlama kesilmesinden veya bulundukları yerden sürülmelerinden başka bir şey olmaz” buyruluyor. Ermeniler ülkemizde zulüm yaptığı için ecdadımız da Allah’ın bu emrini uygulamıştır. Soykırım değil tehcir yapılmıştır.
İslam’da yeri geldiğinde kılıç da vardır. İslam’da cihat var, kâfirleri püskürtmek var, sürgün var. Biz zamanında Ermenileri tehcir ettik. Soykırım yapmadık. Müslüman soykırım yapmaz. Soykırımı onlar yaptı. Biz tehcir yaptık. Şimdi birisi “Tehcir yaptık” diyor, diğeri “Tehcir insanlık suçudur” diye cevap veriyor.
‘İslam ile savaştılar’
Tehcir sürgün etmek demektir. Sürgün İslam’da vardır. Ayette var. “Allah'a ve peygamberine karşı savaşmaya kalkışan ve yeryüzünde bozgunculuğa çalışanların cezası, öldürülmelerinden veya asılmalarından veya ellerinin ve ayaklarının çaprazlama kesilmesinden veya bulundukları yerden sürülmelerinden başka bir şey olmaz. Bu, onların dünyada çekecekleri bir zillettir. Ahirette ise kendilerine büyük bir azap vardır.” (Maide Suresi, 33) buyruluyor. Ermeniler İslam ve Kur’an ile savaştı. Yeryüzünde fesat çıkarttı. Gidin Erzurum tarafına bir bakın.vatanımıza sahip çıkalım. (Vahdet)
Vahdet gazetesinin "Tehcir Allah’ın emri" başlığıyla manşettten duyurduğu yazısında Kuran’daki Maide Suresi’ne atıf yapan Ünlü şunları söyledi:
“Maide Suresi’nde yeryüzünde fesat çıkaranların cezası belli. ‘Öldürülecekler, asılacaklar ya da elleri ayakları çaprazlama kesilecek’ buyruluyor. 4. şık ‘sürgüne gönderilecekler’. Sen kesilmeyi bile hak etmişsin, ecdadımız 4. şıkkı yapıp sürmüş, ne var bunda.”
‘Özür dilemek caiz değil’
Ermenilerden özür dilemenin de ‘caiz’ olmadığını savunan Ünlü şöyle devam etti:
“Onlar zalimlik yapmışken biz niye özür diliyoruz? Sen özür diledikçe üstüne üstüne geliyorlar. Güneydoğu’yu PKK’ya ver. Öbür tarafı Ermeni’ye ver. Bir şey kalmadı yahu!”
Cübbeli Ahmet'in Vahdet'te "Tehcir Allah'ın emridir" başlığıyla yayımlanan (25 Nisan 2015) yazısı şöyle:
Kur’an’ı Kerim’de “Allah'a ve peygamberine karşı savaşmaya kalkışan ve yeryüzünde bozgunculuğa çalışanların cezası, öldürülmelerinden veya asılmalarından veya ellerinin ve ayaklarının çaprazlama kesilmesinden veya bulundukları yerden sürülmelerinden başka bir şey olmaz” buyruluyor. Ermeniler ülkemizde zulüm yaptığı için ecdadımız da Allah’ın bu emrini uygulamıştır. Soykırım değil tehcir yapılmıştır.
İslam’da yeri geldiğinde kılıç da vardır. İslam’da cihat var, kâfirleri püskürtmek var, sürgün var. Biz zamanında Ermenileri tehcir ettik. Soykırım yapmadık. Müslüman soykırım yapmaz. Soykırımı onlar yaptı. Biz tehcir yaptık. Şimdi birisi “Tehcir yaptık” diyor, diğeri “Tehcir insanlık suçudur” diye cevap veriyor.
‘İslam ile savaştılar’
Tehcir sürgün etmek demektir. Sürgün İslam’da vardır. Ayette var. “Allah'a ve peygamberine karşı savaşmaya kalkışan ve yeryüzünde bozgunculuğa çalışanların cezası, öldürülmelerinden veya asılmalarından veya ellerinin ve ayaklarının çaprazlama kesilmesinden veya bulundukları yerden sürülmelerinden başka bir şey olmaz. Bu, onların dünyada çekecekleri bir zillettir. Ahirette ise kendilerine büyük bir azap vardır.” (Maide Suresi, 33) buyruluyor. Ermeniler İslam ve Kur’an ile savaştı. Yeryüzünde fesat çıkarttı. Gidin Erzurum tarafına bir bakın.vatanımıza sahip çıkalım. (Vahdet)
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)