Danıştay İdari Dava Daireler Kurulu, Devlet Memurları Yer Değiştirme Suretiyle Atanmalarına İlişkin Yönetmelikteki değişiklik üzerine iki kritik maddesinin yürürlüğünün durdurulmasına karar verdi. Danıştay, yapılan değişiklikle memurların sağlık özrü atamaları için “Sadece eğitim ve araştırma veya üniversite hastanesinden” rapor alınması zorunluluğunun getirilmesi ve “Memurların görev yaptığı yerden ayrılması halinde bir daha eski görev yerine atanmayacağı” maddelerinin hukuka uygun olmadığına hükmetti.
Hürriyet'in haberine göre; Devlet Memurları Yer Değiştirme Suretiyle Atanmalarına ilişkin yönetmelikte değişiklik yapıldı. Tüm Eğitimciler ve Eğitim Müfettişleri Sendikası, 16 Ağustos 2014 tarihinde Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren yönetmeliğin bazı maddelerinin yürürlüğünün durdurulması talebiyle avukat Ali Altay aracılığıyla Danıştay 16. Dairesine dava açtı. Dava dilekçesinde, memurların sağlık özrü atamaları için sadece eğitim ve araştırma veya üniversite hastanesinden rapor alınması zorunluluğu getiren madde ile memurların görev yaptığı yerden ayrılması halinde eski görev yerine bir daha atanmamasını düzenleyen maddelerin yürürlüğünün durdurulması talep edildi.
İKİ MADDEYE DURDURMA
Daire, yürürlüğün durdurulması talebini reddetti. Bunun üzerine Avukat Ali Altay, ret kararına itiraz etti. İtiraz üzerine dava dosyası, Danıştay İdari Dava Daireler Kurulu’nun (DİDDK) gündemine geldi. Kurul, oy çokluğuyla Devlet Memurları Yer Değiştirme Suretiyle Atanmalarına ilişkin yönetmelikte değişiklik yapılmasına ilişkin yönetmeliğin iki maddesinin yürürlüğünün durdurulmasına karar verdi.
‘ÖN KABULLE HAREKET EDİLEMEZ’
Memurların sağlık özrü atamaları için sadece “eğitim ve araştırma veya üniversite hastanesinden” rapor alınması zorunluluğunun getirilmesinin hukuka uygun olmadığı belirtilen kararda, “İdarenin ortada herhangi bir tereddüt bulunmadığı hallerde dahi, bu hastaneler dışındaki kuruluşlarca verilen sağlık raporlarının gerçeği yansıtmayabileceği ön kabulüyle düzenlemeler yapması, toplumda her an herkesin hukuka aykırı hareket ettiği varsayımına dayanmaktadır ki, bu durum hukuk devleti ilkesiyle bağdaşmaz” denildi.
RAPORLAR ARASINDA AYIRIM YAPILAMAZ
Kararda, eğitim ve araştırma hastanelerinin her ilde bulunmadığına da dikkat çekilerek, “İdarenin iş ve işlemleri kendi gözetim ve denetim altında bulunan sağlık kuruluşlarının düzenleyeceği raporlar arasında ayırım yapması sonucu doğuran dava konusu düzenlemede hukuka uyarlılık görülmemiştir” değerlendirilmesi de yapıldı.
ÖMÜR BOYU YASAKLILIK OLMAZ
Kararda, görev yeri değiştirilen memurun bir daha eski görev yerine atanmamasına yol açan maddenin yürürlüğünün durdurulmasına ilişkin olarak da, “Kamu görevlisinin belirli bir hizmet alanına memuriyet yaşantısı boyunca bir daha atanmaması durumu ölçülülük ilkesine aykırı olup, hizmet gereğini aşan bir sonuç doğurmaktadır. Bu nedenle kamu görevlisinin ömür boyu yasaklılığı sonucunu doğuran ve hukuki dayanağı bulunmayan dava konusu düzenlemede kamu yararı ve hizmet gerekleri bakımından hukuka uyarlılık görülmemiştir” denildi.
7 Mart 2016 Pazartesi
6 Mart 2016 Pazar
Babek Zencani’ye idam cezası
İran'da milyar dolarlık yolsuzluk suçlamasıyla yargılanan Babek Zencani'ye idam cezası verildi.
ran’da milyar dolarlık yolsuzluk suçlamasıyla 3 Ekim 2015 beri cezaevinde tutulan işadamı Babek Zencani için İran Mahkemesi idam kararı verdi. İran Yargı Kurumu Sözcüsü Muhsini Ejei, işadamı Zencani ve onunla birlikte yargılanan iki ortağı Mehdi Şems ve Hamid Felah hakkında idam kararı verildiğini açıkladı.
Sözcü, Zencani ve iki yardımcısının ‘fesat fil arz’ yani ‘yeryüzünde fesat çıkarmak ‘ suçlamasından idama mahkûm edildiğini söyledi. İddianamede, Zencani’ye dolandırıcılık, sahtekarlık ve kara para aklama gibi çeşitli suçlamalar yöneltilerek “yeryüzünde fesat çıkardığı” söylenmişti. İran’da yeryüzünde fesat çıkarmanın cezası ise idam olarak düzenlenmiş durumda.
İşadamı Babek Zencani, İran devletini 2.8 milyar dolar dolandırma suçlamasıyla Aralık 2013′te tutuklanmıştı. DHA
ran’da milyar dolarlık yolsuzluk suçlamasıyla 3 Ekim 2015 beri cezaevinde tutulan işadamı Babek Zencani için İran Mahkemesi idam kararı verdi. İran Yargı Kurumu Sözcüsü Muhsini Ejei, işadamı Zencani ve onunla birlikte yargılanan iki ortağı Mehdi Şems ve Hamid Felah hakkında idam kararı verildiğini açıkladı.
Sözcü, Zencani ve iki yardımcısının ‘fesat fil arz’ yani ‘yeryüzünde fesat çıkarmak ‘ suçlamasından idama mahkûm edildiğini söyledi. İddianamede, Zencani’ye dolandırıcılık, sahtekarlık ve kara para aklama gibi çeşitli suçlamalar yöneltilerek “yeryüzünde fesat çıkardığı” söylenmişti. İran’da yeryüzünde fesat çıkarmanın cezası ise idam olarak düzenlenmiş durumda.
İşadamı Babek Zencani, İran devletini 2.8 milyar dolar dolandırma suçlamasıyla Aralık 2013′te tutuklanmıştı. DHA
İstanbul'da elektrik kesintisi
Anadolu Yakası'nda bazı ilçelere 9 Mart'ta elektrik verilemeyecek. Kartal ve Ataşehir'in bazı mahallelerine 9 Mart'ta elektrik verilemeyecek.
İstanbul Anadolu Yakası Elektrik Dağıtım AŞ'den yapılan açıklamaya göre, Kartal'da 11.00-15.00'da, Yakacık Yeni Mahallesi, Samandıra, Poyraz, Şarkı, Gülbağ, Şamdan, Balsuyu, Yeşilbağ, Balcıdere, Ayyüzlü, Kayalar, Saydam sokaklarında, Ataşehir'de 01.00-02.00'da, Kayışdağı Mahallesi, Ağaçlı, Hülya, Uslu, Rumeli, Ayaz ve Dilaver sokaklarında elektrik kesintisi yapılacak.
İstanbul Anadolu Yakası Elektrik Dağıtım AŞ'den yapılan açıklamaya göre, Kartal'da 11.00-15.00'da, Yakacık Yeni Mahallesi, Samandıra, Poyraz, Şarkı, Gülbağ, Şamdan, Balsuyu, Yeşilbağ, Balcıdere, Ayyüzlü, Kayalar, Saydam sokaklarında, Ataşehir'de 01.00-02.00'da, Kayışdağı Mahallesi, Ağaçlı, Hülya, Uslu, Rumeli, Ayaz ve Dilaver sokaklarında elektrik kesintisi yapılacak.
5 Mart 2016 Cumartesi
Zaman gazetesi önünde ikinci polis müdahalesi
Cuma akşamki müdahale ardından polis, bugün Zaman gazetesi önünde toplananlara da müdahale etti.
BBC'nin haberine göre,
Polis, sabah saatlerinden itibaren gazeteye kayyum atanmasını protesto etmek için toplanan grubu dağıtmak için öğle saatlerinde biber gazı ve plastik mermi kullandı.
Polis, gruptakilerin kaçtığı ara sokaklarda da biber gazı kullandı.
Polis, Bilici’ye işten atıldığını söyledi
Bu arada gazetenin genel yayın yönetmeni Abdülhamit Bilici, gazete binasına alınmadı.
Bu arada gazetenin genel yayın yönetmeni Abdülhamit Bilici, gazete binasına alınmadı.
Görevli polisler, Bilici’nin iş akdinin feshedildiğinin kendilerine iletildiğini ve içeri alamayacaklarını söyledi.
Bilici ve avukatının kararın yazılı olarak kendisine verilmesini istemesi üzerine görevliler kayumlarla görüşeceklerini belirtti.
Kararın gerekçesi
İstanbul 6. Sulh Ceza Hakimliği, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nın talebi üzerineZaman gazetesine kayyum atanmasına karar vermişti.
Anadolu Ajansı kararın, "gazetenin, FETÖ / Paralel Devlet Yapılanması'nın faaliyetleri kapsamında ve örgüt faaliyetlerine destek olacak şekilde kullanıldığı yönünde kuvvetli deliller bulunması" gerekçesiyle alındığını bildiriyor.
Polis, karara karşı Cuma gün içinde gazete önünde başlatılan gösterilere akşam saatlerinde biber gazı ve tazyikli suyla müdahale etmişti.
4 Mart 2016 Cuma
Ekmekte zehirli madde saptandı
Çukurova Üniversitesi Gıda Mühendisliği Bölümü’nde görevli Doç. Dr. Işıl Var, ekmeklerle ilgili yaptıkları bilimsel araştırmada bazı ürünlerde küflerin ürettiği ve ’OTA’ diye bilinen zehirli bir maddeye rastladıklarını söyledi. OTA’nın kanserojen özellikte olduğunu anlatan Doç. Dr. Işıl Var, özellikle karaciğer ve böbreklere zarar verdiğini belirtti.
Doç. Dr. Işıl Var ve yüksek lisans öğrencisi Nur Fidan, Adana’da kentin değişik bölgelerinde bulunan 11 fırın ve 10 ayrı marketten alınan 46 somun ve 4 pide ekmeği inceledi. Toplam 50 ekmek üzerinde yapılan bilimsel araştırmada unlu mamullerdeki insan sağlığını etkileyen bakteri ve virüs gibi zararlılar irdelendi. Yaptıkları çalışmayı değerlendiren Doç. Dr. Işıl Var, "Toplumumuzda ekmek çok fazla tüketiliyor. Ekmek mikroorganizma ve toksinler açısından masum biliniyordu. Biz sadece ekmeklerde küf kaynaklı zarar bir maddeyi araştırdık. Bunun için 21 ayrı üretim ve satış yerinden aldığımız 50 somun ve pide ekmeğini inceledik" dedi. Yaptıkları çalışmada 3 somun ve 1 pide ekmeğinde küflerin ürettiği ve ’OTA’ olarak tanımlanan zehirli bir maddeye rastladıklarını aktaran Işıl Var, "Sonuç genel olarak sevindirici çünkü bu maddeye çok fazla örnekte rastlamadık ama karşılaşmış olmamız bize bununla ilgili ciddi bir riskin gelebileceğinin habercisi oldu" diye konuştu.
'KARACİĞER VE BÖBREKLERE ZARAR VERİYOR'
OTA’nın tespit edilmesinin ciddi bir riski ortaya çıkardığını vurgulayan Doç. Dr. Işıl Var, şunları kaydetti:
"Bunun üzerine biz ne yapabiliriz? Yani işte bu madde tahılda var ise una geçmiş, unumuza varsa ekmeğimize ve soframıza kadar geliyor. Ekmekteki bu zararlı maddeyi niye önemsiyoruz? Çünkü ekmek çok fazla tüketiliyor. Çok fazla tüketimden kaynaklı bu az miktarda bulunan zararlı madde vücutta birikiyor. Bu zararlı madde karaciğeri çok seviyor. Zaman içerisinde kanser olaylarıyla karşılaşabiliyoruz. Bu madde ayrıca böbreklere zarar veriyor. Buna karşı mücadele yollarını yıllardan beri çok çeşitli ürünlerde yaptığım çalışmalarda da ortaya koymaya çalışıyorum. Bu zararlı maddelerin en önemli özelliği yüksek ısıya dirençli olmaları. Yani hemen parçalanıp yok olmuyorlar. Bu araştırmamızı yaygınlaştıracağız. Simitlerde de bakacağız, diğer unlu mamullerde de bakacağız. Buna karşı önlemler alınması için tarladan sofraya neler yapılabileceğini değerlendireceğiz." DHA
Doç. Dr. Işıl Var ve yüksek lisans öğrencisi Nur Fidan, Adana’da kentin değişik bölgelerinde bulunan 11 fırın ve 10 ayrı marketten alınan 46 somun ve 4 pide ekmeği inceledi. Toplam 50 ekmek üzerinde yapılan bilimsel araştırmada unlu mamullerdeki insan sağlığını etkileyen bakteri ve virüs gibi zararlılar irdelendi. Yaptıkları çalışmayı değerlendiren Doç. Dr. Işıl Var, "Toplumumuzda ekmek çok fazla tüketiliyor. Ekmek mikroorganizma ve toksinler açısından masum biliniyordu. Biz sadece ekmeklerde küf kaynaklı zarar bir maddeyi araştırdık. Bunun için 21 ayrı üretim ve satış yerinden aldığımız 50 somun ve pide ekmeğini inceledik" dedi. Yaptıkları çalışmada 3 somun ve 1 pide ekmeğinde küflerin ürettiği ve ’OTA’ olarak tanımlanan zehirli bir maddeye rastladıklarını aktaran Işıl Var, "Sonuç genel olarak sevindirici çünkü bu maddeye çok fazla örnekte rastlamadık ama karşılaşmış olmamız bize bununla ilgili ciddi bir riskin gelebileceğinin habercisi oldu" diye konuştu.
'KARACİĞER VE BÖBREKLERE ZARAR VERİYOR'
OTA’nın tespit edilmesinin ciddi bir riski ortaya çıkardığını vurgulayan Doç. Dr. Işıl Var, şunları kaydetti:
"Bunun üzerine biz ne yapabiliriz? Yani işte bu madde tahılda var ise una geçmiş, unumuza varsa ekmeğimize ve soframıza kadar geliyor. Ekmekteki bu zararlı maddeyi niye önemsiyoruz? Çünkü ekmek çok fazla tüketiliyor. Çok fazla tüketimden kaynaklı bu az miktarda bulunan zararlı madde vücutta birikiyor. Bu zararlı madde karaciğeri çok seviyor. Zaman içerisinde kanser olaylarıyla karşılaşabiliyoruz. Bu madde ayrıca böbreklere zarar veriyor. Buna karşı mücadele yollarını yıllardan beri çok çeşitli ürünlerde yaptığım çalışmalarda da ortaya koymaya çalışıyorum. Bu zararlı maddelerin en önemli özelliği yüksek ısıya dirençli olmaları. Yani hemen parçalanıp yok olmuyorlar. Bu araştırmamızı yaygınlaştıracağız. Simitlerde de bakacağız, diğer unlu mamullerde de bakacağız. Buna karşı önlemler alınması için tarladan sofraya neler yapılabileceğini değerlendireceğiz." DHA
ABD'li astronotun uzayda boyu uzadı
Uluslararası Uzay İstasyonu’nda (UUİ) bir yıl geçirdikten sonra önceki gün Dünya’ya dönen Rus kozmonot Michael Kornienko ve ABD’li astronot Scott Kelly üzerinde incelemeler yapılmaya başlandı.
Fark edilen ilk değişiklik NASA astronotu Kelly’nin boyunun 5 cm uzamış olmasıydı.
Bu aslında yeni bir durum değil. NASA uzmanları uzay yolculuğu yapanlarda boy uzamasının meydana geldiğini önceki araştırmalardan biliyorlar. Yerçekimsiz ortamda omurlar üzerinde baskı olmadığından insan omurgası genişleyip uzayabiliyor.
NORMALDEN İKİ KAT FAZLA ZAMAN GEÇİRDİLER
İki uzay insanı uzayda tam 340 gün, yani normal kalış süresinin iki misli zaman geçirdiler.
52 yaşındaki Kelly ve 55 yaşındaki Kornienko uzun süre uzayda kalmanın insan bedeni üzerindeki etkisinin incelenmesi görevini de içeren bir araştırmanın parçası olarak UUİ’ye gönderildiler. Bu uzatmalı görevde, özellikle sıfır yerçekimi ve kozmik radyasyonun etkilerinin anlaşılması amaçlandı.
İKİZİYLE KARŞILAŞTIRACAKLAR
Bilim insanları ayrıca, astronot Scott Kelly'yi incelerken, aynı süreyi dünyada geçiren ikizi Mark ile de karşılaştırarak daha ilginç sonuçlar elde etmeyi umuyorlar.
Scott Kelly'nin yine bir astronot olan ama emekliye ayrılan kardeşi Mark da kardeşinin yolculuğu boyunca testlerden geçiriliyordu.
İkiz kardeşlerin ayrı ayrı incelenmesi bilim insanlarına uzayın insan bedeni üzerindeki gerek fiziki gerekse psikolojik etkilerini anlama konusunda önemli bir araç vermiş olacak.
Amerikan uzay ve havacılık kurumu NASA bu araştırmanın, ilerde Mars'a insan gönderme hedefi konusunda da bir birikim sağlamış olacağını söylüyor. hürriyet.com.tr
Fark edilen ilk değişiklik NASA astronotu Kelly’nin boyunun 5 cm uzamış olmasıydı.
Bu aslında yeni bir durum değil. NASA uzmanları uzay yolculuğu yapanlarda boy uzamasının meydana geldiğini önceki araştırmalardan biliyorlar. Yerçekimsiz ortamda omurlar üzerinde baskı olmadığından insan omurgası genişleyip uzayabiliyor.
NORMALDEN İKİ KAT FAZLA ZAMAN GEÇİRDİLER
İki uzay insanı uzayda tam 340 gün, yani normal kalış süresinin iki misli zaman geçirdiler.
52 yaşındaki Kelly ve 55 yaşındaki Kornienko uzun süre uzayda kalmanın insan bedeni üzerindeki etkisinin incelenmesi görevini de içeren bir araştırmanın parçası olarak UUİ’ye gönderildiler. Bu uzatmalı görevde, özellikle sıfır yerçekimi ve kozmik radyasyonun etkilerinin anlaşılması amaçlandı.
İKİZİYLE KARŞILAŞTIRACAKLAR
Bilim insanları ayrıca, astronot Scott Kelly'yi incelerken, aynı süreyi dünyada geçiren ikizi Mark ile de karşılaştırarak daha ilginç sonuçlar elde etmeyi umuyorlar.
Scott Kelly'nin yine bir astronot olan ama emekliye ayrılan kardeşi Mark da kardeşinin yolculuğu boyunca testlerden geçiriliyordu.
İkiz kardeşlerin ayrı ayrı incelenmesi bilim insanlarına uzayın insan bedeni üzerindeki gerek fiziki gerekse psikolojik etkilerini anlama konusunda önemli bir araç vermiş olacak.
Amerikan uzay ve havacılık kurumu NASA bu araştırmanın, ilerde Mars'a insan gönderme hedefi konusunda da bir birikim sağlamış olacağını söylüyor. hürriyet.com.tr
Bosna'da mafyanın suç ortağı Playboy güzeline 2.5 yıl hapis
Bosna Hersek'te eski Playboy modeli Slobodanka Tosic, bir mafya liderinin öldürülmesi için gerçekleştirilen plana ilişkin davada 2.5 yıl hapse mahkûm edildi.
Mahkeme, 29 yaşındaki Tosic'in, cinayetten sabıkası bulunan Djordje Zdrale'yi ayartarak, düşmanlarının kurduğu pusuya düşmesini sağladığını belirtti.
Tosic'e aşık olduğu iddia edilen Zdrale'nin, suikast girişiminden kurtularak genç kadın aleyhinde ifade verdiği açıklandı.
Geçmişte Sırbistan'da bir reality şov programına da katılan ve geçen yıl Hırvatistan'da tutuklanan Tosic, yargılanmak üzere Bosna Hersek'e iade edilmişti.
Mahkeme, söz konusu suikast girişiminin arkasındaki ismin ise Balkanlar'ın kötü şöhret sahibi mafya lideri Darko Elez olduğunu belirtti.
Boşnak basını, Tosic'in bir dönem Elez'le ilişki yaşadığını bildirdi.
Pusuya düşürülen mafya lideri Djordje Zdrale
(hürriyet.com.tr)
CHP'de Nazlıaka’ya ihraç kararı
CHP Yüksek Disiplin Kurulu (YDK), Ankara Milletvekili Aylin Nazlıaka’nın partiden ihracına karar verdi.
YDK, “Bir milletvekilinin odasında bulunan Atatürk resmini indirdiği iddiasının gerçek olmadığı ve iddianın iftira kapsamında bulunduğu” gerekçesiyle Nazlıaka’yı, 7’ye karşı 8 oyla partiden ihraç etti.
İhraca karşı çıkan 7 üyenin, kınama cezası verilmesinden yana oy kullandığı öğrenildi. Atatürk posteri tartışmasında CHP muhakkiklerinin hazırladığı raporu ele alan Parti Meclisi, Nazlıaka’nın, tedbirli olarak partiden kesin ihracı istemiyle disiplin kuruluna sevkine karar vermişti.
YDK, Nazlıaka’nın yanı sıra olayda adı geçen vekillerle de görüştü. YDK, son toplantısında Nazlıaka’nın ihracına, bir oy farkla karar verdi. Kararı YDK Genel Sekreteri Ali Hikmet Akıllı açıkladı.
Akıllı, “CHP tüzüğünün 70/a-b maddesi gereğince disipline sevk edilen Ankara Milletvekili Aylin Nazlıaka’nın CHP’den kesin olarak ihracına oy çokluğuyla karar verilmiştir” dedi. DHA
YDK, “Bir milletvekilinin odasında bulunan Atatürk resmini indirdiği iddiasının gerçek olmadığı ve iddianın iftira kapsamında bulunduğu” gerekçesiyle Nazlıaka’yı, 7’ye karşı 8 oyla partiden ihraç etti.
İhraca karşı çıkan 7 üyenin, kınama cezası verilmesinden yana oy kullandığı öğrenildi. Atatürk posteri tartışmasında CHP muhakkiklerinin hazırladığı raporu ele alan Parti Meclisi, Nazlıaka’nın, tedbirli olarak partiden kesin ihracı istemiyle disiplin kuruluna sevkine karar vermişti.
YDK, Nazlıaka’nın yanı sıra olayda adı geçen vekillerle de görüştü. YDK, son toplantısında Nazlıaka’nın ihracına, bir oy farkla karar verdi. Kararı YDK Genel Sekreteri Ali Hikmet Akıllı açıkladı.
Akıllı, “CHP tüzüğünün 70/a-b maddesi gereğince disipline sevk edilen Ankara Milletvekili Aylin Nazlıaka’nın CHP’den kesin olarak ihracına oy çokluğuyla karar verilmiştir” dedi. DHA
Dünyanın konuştuğu bebek öldü
Tüm dünya bu bebekle ABD’de Demokratların aday adaylarından Bernie Sanders’in Las Vegas’taki seçim kampanyası sırasında tanıştı.
Sosyalist aday Sanders’a benzemesi için başına beyaz peruk ve gözüne kocaman siyah çerçeveli gözlük takılan üç aylık bebeğin fotoğrafı tüm haber ajansları tarafından servis edildi ve kampanyanın en renkli karesi olarak sosyal medyanın çok konuşulanları arasına girdi.
Ancak şimdi tüm dünya “Bernie Baby” lakabı takılan Oliver Lomas isimli bebeğin ani bebek ölümü sendromu nedeniyle yaşamını yitirmesinin şokunu yaşıyor.
Time dergisinin haberine göre 25 Şubat’ta ölen bebeğin ardından ailesi GoFundMe sitesinde hesap açarak, cenaze töreni masrafları için insanlardan destek olmasını istedi. Bugüne kadar 17 bin 500 dolar bağış toplandı.
ANİ BEBEK ÖLÜMÜ SENDROMU NEDİR?
Halk arasında "beşik ölümü" olarak bilinen ani bebek ölümü sendromu, bir hastalığı olmayan bebeğin yatakta nedensiz olarak ölü olarak bulunmasıdır. Yapılan otopsilerin ortak özelliği oksijensizlik bulgularının saptanmasıdır. Bir ayla bir yaş arası dönemde görülür. Olguların yüzde 90’ı ilk 6 aydadır. Özellikle gece geç saatlerde gerçekleşir. Kış aylarında ani bebek ölümü sıklığı artar. Ani bebek ölümü sendromu oranları bu konuda yürütülen çalışmalarla düşüş göstermektedir. (hürriyet.com.tr)
Sosyalist aday Sanders’a benzemesi için başına beyaz peruk ve gözüne kocaman siyah çerçeveli gözlük takılan üç aylık bebeğin fotoğrafı tüm haber ajansları tarafından servis edildi ve kampanyanın en renkli karesi olarak sosyal medyanın çok konuşulanları arasına girdi.
Ancak şimdi tüm dünya “Bernie Baby” lakabı takılan Oliver Lomas isimli bebeğin ani bebek ölümü sendromu nedeniyle yaşamını yitirmesinin şokunu yaşıyor.
Time dergisinin haberine göre 25 Şubat’ta ölen bebeğin ardından ailesi GoFundMe sitesinde hesap açarak, cenaze töreni masrafları için insanlardan destek olmasını istedi. Bugüne kadar 17 bin 500 dolar bağış toplandı.
ANİ BEBEK ÖLÜMÜ SENDROMU NEDİR?
Halk arasında "beşik ölümü" olarak bilinen ani bebek ölümü sendromu, bir hastalığı olmayan bebeğin yatakta nedensiz olarak ölü olarak bulunmasıdır. Yapılan otopsilerin ortak özelliği oksijensizlik bulgularının saptanmasıdır. Bir ayla bir yaş arası dönemde görülür. Olguların yüzde 90’ı ilk 6 aydadır. Özellikle gece geç saatlerde gerçekleşir. Kış aylarında ani bebek ölümü sıklığı artar. Ani bebek ölümü sendromu oranları bu konuda yürütülen çalışmalarla düşüş göstermektedir. (hürriyet.com.tr)
Koç ailesi, bilinmeyen yönleriyle Mustafa Koç'u anlattı
Koç Holding’in Mustafa Koç için hazırladığı ‘Değerlerinle sonsuzluğa...’ başlıklı özel dergide işadamının çocukluğundan, eğitimine, iş hayatına başlamasından, Koç Holding başkanlığına kadar önemli dönüm noktaları anlatıldı. Mustafa Koç’a ilişkin en güzel tanımlar ise kızları Esra ve Aylin Koç’tan geldi.
KOÇ Holding’in aylık yayını ‘Bizden Haberler Dergisi’ geçtiğimiz ocak ayında ani vefatı ile sevenlerini ve iş dünyasını yasa boğan Koç Holding Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Koç için özel bir sayı hazırladı. 56 sayfalık bu özel sayıda merhum işadamı Mustafa Koç’un çocukluğundan, eğitim dönemine, iş hayatına başlamasından, Koç Holding başkanlığına kadar hayatının önemli dönüm noktaları anlatıldı. Mustafa Koç’un aile hayatına ilişkin ilginç anekdotların da yer aldığı özel sayı, ‘Değerlerinle sonsuzluğa...’ başlığı ile yayınlanırken işadamının kişiliğine ilişkin en güzel tanımlar kızları Esra ve Aylin Koç’tan geldi.
KOCAMAN KALBİ VARDI
Esra Koç, babasını anlatırken, “Bence babamın en büyük özelliği kocaman bir kalbi olması. Her zaman herkesi mutlu etmeye çalışır. En takdir ettiğim yönü de bu kadar yoğun olmasına rağmen hobilerine vakit ayırabilmesi” ifadesini kullanırken, Aylin Koç ise babasını, “Anlayışlı, kimseyi yargılamayan, eleştirmeyen bir insan. Hiç pes etmez, yorulmasına rağmen hep devam eder, elinden gelen her şeyi yapar, herkesi düşünür” diye anlattı. Eşi Caroline Koç ise Mustafa Koç’u anlatırken; “Çok mütevazı bir tarafı var. Herkesi dinler, herkese gereken vakti ayırır. İskeleye binerken gördüğü balıkçıdan tutun sokakta gördüğü bir çocuğa kadar herkese değeri verir. Eşimin bu özelliklerinin kızlarıma geçmesini çok arzu ederim” ifadesini kullandı. Hobilerinin ‘Tutkuyla Yaşamak’ başlığı ile verildiği yazıda Mustafa Koç’un, “Hepimizin bu dünyada sınırlı zamanı var ve hayatlarımızı mümkün olan en dolu şekilde yaşamak için birbirimizi yüreklendirmemiz gerekiyor” sözlerine de yer verildi.
2 YIL BİR YERE AYRILMA
Özel sayıda Mustafa Koç’un, Koç Hoding’in dümenine geçtiği 2003-2016 yılları için, “Mustafa V. Koç görevde bulunduğu 13 yıllık dönemde yalnızca rakipleriyle arayı açmakla kalmadı, global arenada başarılara imza atarak dünya devlerinin arasına adını yazdırdı” ifadeleri kullanıldı. Mustafa Koç’un 56 yıllık kısa yaşamının önemli dönemeçlerinden bazı notlar: Koç Holding Onursal Başkanı Rahmi Koç, 4 Nisan 2003’te Koç Holding’in Genel Kurul toplantısının ardından, 19 yıldır yürüttüğü yönetim kurulu başkanlığı görevini Mustafa Koç’a devrettiğini açıkladı. Mustafa Koç görevi, bir şartla kabul etti. Bir gece önce de aile yemeğinde bu kararını açıklayan babası Rahmi Koç’a, ‘2 yıl bir yere ayrılmazsan kabul ederim’ şartı getirmişti. Rahmi Koç, bu şartı kabul etti ve Koç Holding’de yeni bir dönem başladı. Rahmi Koç görevini devrederken, Mustafa Koç’a, ‘kardeşlerine kulak ver’ tavsiyesinde bulunurken, Ömer Koç ve Ali Koç’tan da ağabeylerine destek olmalarını istedi. Mustafa Koç da yeni dönemde aile üyeleri, üst yönetim ve tüm Koç Holding çalışanlarına verdiği ilk mesajda, ‘ne yapacaksak beraber yapacağız’ demişti.
AFRİKA MERAKI EŞİ İLE BAŞLADI
2006 yılında Caroline Koç Mustafa Koç’a bir Afrika seyahati önermişti. Mustafa Koç bu gezi için “Afrika’ya gitmeye pek de hevesli değildim. Hatta ne işimiz var oralarda demiştim. Ama uçsuz bucaksız Masai Mara’dan tuhaf bir şekilde etkilendim ve her yıl üçer defa gitmeye başladım” diye bahsetmişti. Bu seyahat ona yepyeni bir hobi kazandıracaktı. 30 yıl amatör olarak ilgilendiği fotoğrafçılık, bu seyahat sonrası vahşi yaşam fotoğrafları çekme tutkusuna dönüşecek ve ardından 2010 yılında Afrika’da çektiği fotoğrafların yer aldığı “Karşılaşmalar” adlı ilk profesyonel sergisini açacaktı. Sergi için 4 yıl boyunca en az 3 bin kare fotoğraf çekmiş ve bunların içinden kırkını seçerken bir hayli zorlanmıştı.
3 YARAMAZ ERKEK ÇOCUĞU
ARALARINDA sadece 1.5 yaş farkı olan Ömer Koç, Mustafa Koç ile geçen çocukluk anılarını şöyle aktarıyor: “Emektar şoförümüz bizi Mecidiyeköy’den alır, Maçka İlkokulu’na götürürdü. Okula giderken ve bilhassa okul dönüşü arabada çok kavga ederdik. Şoförümüz de bizi yatıştırıp sakinleştireceğine ‘Vur gözüne karakolu görmesin, daha hızlı vur’ diyerek ortalığı büsbütün kızıştırırdı.” Mustafa ve Ömer’in kendi aralarında yaptığı bu kavgalar küçük kardeşleri Ali’ye yaptıklarının yanında oldukça hafif kalırdı. Ali Koç, küçük yaşında iki ağabeyinin zorlu oyunlarına maruz kalırdı. Ali Koç, çocukluğunda yaşadıklarını daha sonra şu şekilde anlatıyordu: “Aramızdaki yaş farkı nedeniyle ben şamar oğlanı gibiydim. Evimizde Çin işkenceleri söz konusuydu. Işıkları kapatıp beni telefon kablolarıyla bağlarlardı ve biri fener tutup diğeri de kaşlarımı çekerdi. Ancak ben yine de onların yanından hiç ayrılmazdım ve hiç de şikayet etmezdim.” İki oğlunun, küçük oğlu Ali Y. Koç’u ne denli zorladıklarını baba Rahmi M. Koç ve anne Çiğdem Simavi de kabul ediyordu. Rahmi M. Koç, Mustafa ve Ömer’in bir defasında Ali’yi soğuk odaya kapattığını, Çiğdem Simavi ise Ali Y. Koç’un üstünden bisikletle atladıklarını anlatıyordu.
LİDERLİĞİN BAŞINDA 3 KRİTİK HAMLEMUSTAFA Koç liderliğinin daha ikinci yılında Topluluğun bugün ulaştığı başarı seviyesinde çok önemli katkısı bulunan üç önemli ve stratejik karara imza attı.Bunlar Tüpraş’ın ve Yapı Kredi’nin alınması ve Migros’un satışıydı. Tüpraş’ın özelleştirme ihalesi için, “Bu ihale ile Türkiye’ye olan güvenimizi gösterdik” diyen Mustafa Koç için özellikle Yapı Kredi ve Tüpraş satın almalarının önemi çok büyüktü: “Bu satın almalar, özellikle Yapı Kredi Bankası ve Tüpraş, hacimleri açısından gerçekten çok büyük lokmalar. Tüpraş, stratejik olarak bizim için çok kârlı bir kuruluş. Daha verimli bir şekilde işletilirse çok iyi bir varlık. Opet ve Aygaz’a da çok büyük bir sinerji ve ufuk yaratacaktır.”
DEV YATIRIMLARA İMZA ATTIKOÇ Holding Mustafa Koç’un liderliğinde çok büyük yatırımlara da imza attı. 2010’da 1.7 milyar TL, 2011’de 2.9 milyar TL kombine yatırım yapan Koç Holding’in 2012’ye 6.5 milyar liralık rekor yatırım bütçesiyle girdiğini açıkladığında kendisine yöneltilen “Dünyadaki kriz yatırım planlarınızda bir ertelemeye neden olacak mı?” sorusuna şu cevabı veriyordu: “Hayır, her şeye olduğu gibidevam ediyoruz. Daha önce de belirttiğimiz gibi Ford Otosan, Tofaş, Tüpraş, Arçelik’teki yatırımlarımızda hiçbir değişiklik yok.”
ASKER ARKADAŞI GİBİ OLMUŞTUK
MUSTAFA Koç, Holding’deki görevlerinin yanı sıra, Davos, G20 gibi uluslararası platformalr başta olmak üzere TÜSİAD’da YİK Başkanlığı ve DEİK’te TAİK Başkanlığı gibi birçok iş dünyası örgütünde görevler aldı, Türk iş dünyasını başarıyla temsil etti. Mustafa Koç, ‘Ülkem varsa ben de varım’ ilkesinden hareketle birçok sosyal sorumluluk projesinde de bizzat yer aldı. Mustafa Koç’un TÜSİAD Yüksek İstişare Konseyi Başkanlığı’nı yürüttüğü dönemde TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı olan Arzuhan Doğan Yalçındağ, Mustafa V. Koç ile birlikte çalıştıkları dönemdeki gözlemlerini daha sonra şöyle anlatmıştı: “Biz TÜSİAD’da birlikte çalıştığımız 8 sene içerisinde asker arkadaşı gibi olmuştuk. Özellikle benim 3 sene Yönetim Kurulu Başkanı olduğum O’nun ise Yüksek İstişare Konseyi Başkanı olduğu dönemde sıkı bir birlikteliğimiz oldu. Bu dönemde Mustafa Koç’un iyi yüreği dışında pek çok vasfını daha görmüş oldum. Oldukça vizyoner, geniş bir vizyona sahip ve o dönemde Türkiye’nin ihtiyacı olan kucaklayıcı bir rol almıştı. Bu da çok kıymetli bir yaklaşımdı.”
Aylan bebek davasında karar çıktı
Bodrum’da Suriyeli Aylan Kurdi bebek, ağabeyi ve annesinin de aralarında bulunduğu 5 kişinin öldüğü mülteci faciayla ilgili Bodrum Ağır Ceza Mahkemesi’nde tutkulu yargılanan Suriyeli Muwafaka Alabash (36) ve Asem Alfrhad (35), ’göçmen kaçakçılığı’ suçundan, temyiz yolu açık olmak üzere 4’er yıl 2’şer ay hapis cezasına çarptırıldı. Mahkeme heyeti, ’bilinçli taksirle birden fazla kişinin ölümüne sebep olmak’ suçundan ise her iki sanığında beraatlerine karar verdi.
Bodrum’da geçen 2 Eylül’de, Yunanistan’ın İstanköy (Kos) Adası’na geçmek isterken bindikleri botun Akyarlar Mahallesi Alihoca Burnu açıklarında alabora olması sonucu Suriyeli 3 yaşındaki Aylan Kurdi, ağabeyi 5 yaşındaki Galip Kurdi ve annesi Rihan Kurdi’nin de aralarında bulunduğu 5 kişinin cesedi kumsala vurdu. DHA’nın Aylan Kurdi’nin kumsaldaki fotoğrafı, tüm dünyayı sarstı. Fotoğraf, mülteci dramının sembolü olurken, birçok dünya ülkesi kapılarını mültecilere açmak zorunda kaldı.
Faciayla ilgili gözaltına alınan Suriyeli Muwafaka Alabash ve Asem Alfrhad tutuklandı. Bodrum Cumhuriyet Savcısı Akif Taşdemir iki Suriyeli hakkında ’bilinçli taksirle birden fazla kişinin ölümüne sebep olmak’ ve ’İştirak halinde göçmen kaçakçılığı yapmak’ suçlarından 35 yıla kadar hapis ve ayrıca adli para cezası istemiyle dava açtı. İki sanık, geçen 11 Şubat’ta ilk kez çıktıkları hakim karşısında kaçışın organizatörü olarak Aylan Kurdi’nin babası 40 yaşındaki Abdullah Kurdi’yi suçladı.
Bodrum Ağır Ceza Mahkemesi’nde bugün görülen üçüncü duruşmaya tutuklu sanıklar Muwafaka Alabash ve Asem Alfrhad, sanıkların avukatları Duygu Çakmak Bişen ile Kemal Ertuğrul katıldı. Her iki sanık da kendilerine yöneltilen suçlamaları kabul etmedi. İnsan kaçakçılığı için kimseden para almadıklarını, maddi çıkar sağlamadıklarını ve organizasyon içinde olmadıklarını belirten sanıklar, beraatlerini istedi. Mahkemenin vereceği karar saygı duyacaklarını da belirten sanıklardan Alabash, oğlunun tedavisi için artık Avrupa’ya gitmekten vazgeçip, Türkiye’de yaşamaya karar verdiğini de söyledi.
Sanıkların dinlenmesinin ardından verilen kısa aranın ardından mahkeme kararını açıkladı. Sanıklar Alabash ve Alfrhad’a göçmen kaçaklığı suçundan önce 5’er yıl hapis cezası veren mahkeme, daha sonra duruşmalardaki iyi halleri ve pişmanlıklarını ifade etmeleri nedeniyle bu cezayı 4’er yıl 2’şer aya düşürdü. Mahkeme heyeti ayrıca, ’bilinçli taksirle birden fazla kişinin ölümüne sebep olmak’ suçundan ise her iki sanığın da delil yetersizliğinden beraatlerine karar verdi. Mahkeme heyetinin kararında temyiz yolunun açık olduğu da belirtildi.
Duruşma çıkışında kararı temyize göndereceklerini söyleyen sanık avukatlarından Kemal Ertuğrul, "Müvekkilim Türk olsaydı şu an serbest kalmış olacaktı. Suriyeli olması ve adresinin belli olmaması nedeniyle göçmen kaçakçılığı suçundan bize göre yeterli delil olmamasına rağmen tutukluluğunun devamına karar verildi. Oysa ki bu davada gerçek suçlu ve organizatörlerden birinin dahi adı geçmiyor. Aranan kimse yok. Tüm tanıklar ve faciayı yaşayanlar organizatörün Abdullah Kurdi olduğunu söylemektedirler. Bu nedenle Kurdi hakkında suç duyurusunda bulunacağım" dedi. DHA
Bodrum’da geçen 2 Eylül’de, Yunanistan’ın İstanköy (Kos) Adası’na geçmek isterken bindikleri botun Akyarlar Mahallesi Alihoca Burnu açıklarında alabora olması sonucu Suriyeli 3 yaşındaki Aylan Kurdi, ağabeyi 5 yaşındaki Galip Kurdi ve annesi Rihan Kurdi’nin de aralarında bulunduğu 5 kişinin cesedi kumsala vurdu. DHA’nın Aylan Kurdi’nin kumsaldaki fotoğrafı, tüm dünyayı sarstı. Fotoğraf, mülteci dramının sembolü olurken, birçok dünya ülkesi kapılarını mültecilere açmak zorunda kaldı.
Faciayla ilgili gözaltına alınan Suriyeli Muwafaka Alabash ve Asem Alfrhad tutuklandı. Bodrum Cumhuriyet Savcısı Akif Taşdemir iki Suriyeli hakkında ’bilinçli taksirle birden fazla kişinin ölümüne sebep olmak’ ve ’İştirak halinde göçmen kaçakçılığı yapmak’ suçlarından 35 yıla kadar hapis ve ayrıca adli para cezası istemiyle dava açtı. İki sanık, geçen 11 Şubat’ta ilk kez çıktıkları hakim karşısında kaçışın organizatörü olarak Aylan Kurdi’nin babası 40 yaşındaki Abdullah Kurdi’yi suçladı.
Bodrum Ağır Ceza Mahkemesi’nde bugün görülen üçüncü duruşmaya tutuklu sanıklar Muwafaka Alabash ve Asem Alfrhad, sanıkların avukatları Duygu Çakmak Bişen ile Kemal Ertuğrul katıldı. Her iki sanık da kendilerine yöneltilen suçlamaları kabul etmedi. İnsan kaçakçılığı için kimseden para almadıklarını, maddi çıkar sağlamadıklarını ve organizasyon içinde olmadıklarını belirten sanıklar, beraatlerini istedi. Mahkemenin vereceği karar saygı duyacaklarını da belirten sanıklardan Alabash, oğlunun tedavisi için artık Avrupa’ya gitmekten vazgeçip, Türkiye’de yaşamaya karar verdiğini de söyledi.
Sanıkların dinlenmesinin ardından verilen kısa aranın ardından mahkeme kararını açıkladı. Sanıklar Alabash ve Alfrhad’a göçmen kaçaklığı suçundan önce 5’er yıl hapis cezası veren mahkeme, daha sonra duruşmalardaki iyi halleri ve pişmanlıklarını ifade etmeleri nedeniyle bu cezayı 4’er yıl 2’şer aya düşürdü. Mahkeme heyeti ayrıca, ’bilinçli taksirle birden fazla kişinin ölümüne sebep olmak’ suçundan ise her iki sanığın da delil yetersizliğinden beraatlerine karar verdi. Mahkeme heyetinin kararında temyiz yolunun açık olduğu da belirtildi.
Duruşma çıkışında kararı temyize göndereceklerini söyleyen sanık avukatlarından Kemal Ertuğrul, "Müvekkilim Türk olsaydı şu an serbest kalmış olacaktı. Suriyeli olması ve adresinin belli olmaması nedeniyle göçmen kaçakçılığı suçundan bize göre yeterli delil olmamasına rağmen tutukluluğunun devamına karar verildi. Oysa ki bu davada gerçek suçlu ve organizatörlerden birinin dahi adı geçmiyor. Aranan kimse yok. Tüm tanıklar ve faciayı yaşayanlar organizatörün Abdullah Kurdi olduğunu söylemektedirler. Bu nedenle Kurdi hakkında suç duyurusunda bulunacağım" dedi. DHA
3 Mart 2016 Perşembe
Aile Bakanı: 1 aya kadar 1500 psikolog alacağız
Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Sema Ramazanoğlu, "Bir aya kadar bin 500 psikolog alacağız. Toplum hizmetleri uzmanları, çocuk gelişimi ve sosyolog alıyoruz. Personel alımımız üç dört yıla kadar devam edecek. Hedefimiz, 15 bin sosyal danışmanıyla bütün Türkiye'nin, her ailenin bir sosyal danışmanı olması" dedi.
Ramazanoğlu, Kadın ve Demokrasi Derneği (KADEM) ve İstanbul Ticaret Üniversitesi'nce "Kadın ve Yoksulluk" ana temasıyla düzenlenen 2. Toplumsal Cinsiyet Adaleti Kongresi'ne katıldı. Kongreye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın kızı KADEM Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Sümeyye Erdoğan da katıldı.
Kız çocuklarının eğitimine değinen Ramazanoğlu, "AK Parti olarak iktidara geldiğimizde ortalama kız çocuklarının eğitimi, okulda kalma süresi yaklaşık 4 yıl civarındaydı. Bu 2002 yılı istatistikleri. Erkek çocukların ise 5 ile 5,5 yıl arasındaydı." dedi.
Bakan Ramazanoğlu, 12 yıl içerisinde "Haydi Kızlar Okula", "Analı Kızlı Okula Gidiyorum", "Baba Beni Okula Gönder" gibi çok büyük kampanyalar düzenlendiğini anımsatarak, "Bu kampanyalara önderlik etmiş olan Sayın Cumhurbaşkanımızın eşleri Emine Erdoğan hanımefendiyi buradan şükranla, minnetle anıyorum. Çünkü o, kadınların eğitimlerine gönül vermiş birisiydi. Buradaki eksikliği gerçekten yüreğinde hissetmiş birisiydi" diye konuştu. Kampanyaların başarılı olduğunu belirten Ramazanoğlu, kız çocuklarının da 6.7 yıl erkek çocukların da ise 8.5 yıl okulda kalma sürelerine ulaştıklarını ifade etti.
"ORTA ÖĞRETİM YURTLARI YAPIYORUZ"
İl ve ilçelerde orta öğretim yurtları yaptıklarını ifade eden Ramazanoğlu, "Özellikle kızlar için yurtlar yapıyoruz. Hem kız hem erkek çocuklar için. Bunlar butik yurtlar. Kız çocuklarının 12 yıllık temel eğitimi bitirmesi bizi başka nelerden koruyor. Kız çocuklarının yoksulluğunu perçinleyen, erken yaşta evlilikler, erken yaşta anne olmaları, aile içi ensest ve ona bağlı olarak kız çocuklarının psikolojik travma ve ondan sonraki hayatının dizayn edilmesindeki travmalar" diye konuştu.
"HEDEFİMİZ 15 BİN SOSYAL DANIŞMAN"
Ramazanoğlu konuşmasını şöyle sürdürdü: Bir aya kadar bin 500 psikolog alacağız. Toplum hizmetleri uzmanları, çocuk gelişimi ve sosyolog alıyoruz. Personel alımımız üç dört yıla kadar devam edecek. Hedefimiz, 15 bin sosyal danışmanıyla bütün Türkiye'nin, her ailenin bir sosyal danışmanı olması. Aynı zamanda da çalışanlarımızla direkt ailenin içinden elde ettiğimiz verilerle de Türkiye'nin sağlıklı aile istatistiklerine ulaşmış olacağız. Şu anda aile istatistiklerinin çok sağlıklı olduğunu söyleyemiyoruz'
Kongreye "Göçmen kadınlar ve Devletsiz Neslin Çocukları: Haksızlıktan Yoksulluğa" adlı sunumuyla katılan Özlem Ünlü, sertifikasını Bakan Ramazanoğlu'nun elinden aldı. KADEM Genel Başkanı Aydın da Bakan Ramazanoğlu'na çiçek verdi. DHA
Ramazanoğlu, Kadın ve Demokrasi Derneği (KADEM) ve İstanbul Ticaret Üniversitesi'nce "Kadın ve Yoksulluk" ana temasıyla düzenlenen 2. Toplumsal Cinsiyet Adaleti Kongresi'ne katıldı. Kongreye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın kızı KADEM Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Sümeyye Erdoğan da katıldı.
Kız çocuklarının eğitimine değinen Ramazanoğlu, "AK Parti olarak iktidara geldiğimizde ortalama kız çocuklarının eğitimi, okulda kalma süresi yaklaşık 4 yıl civarındaydı. Bu 2002 yılı istatistikleri. Erkek çocukların ise 5 ile 5,5 yıl arasındaydı." dedi.
Bakan Ramazanoğlu, 12 yıl içerisinde "Haydi Kızlar Okula", "Analı Kızlı Okula Gidiyorum", "Baba Beni Okula Gönder" gibi çok büyük kampanyalar düzenlendiğini anımsatarak, "Bu kampanyalara önderlik etmiş olan Sayın Cumhurbaşkanımızın eşleri Emine Erdoğan hanımefendiyi buradan şükranla, minnetle anıyorum. Çünkü o, kadınların eğitimlerine gönül vermiş birisiydi. Buradaki eksikliği gerçekten yüreğinde hissetmiş birisiydi" diye konuştu. Kampanyaların başarılı olduğunu belirten Ramazanoğlu, kız çocuklarının da 6.7 yıl erkek çocukların da ise 8.5 yıl okulda kalma sürelerine ulaştıklarını ifade etti.
"ORTA ÖĞRETİM YURTLARI YAPIYORUZ"
İl ve ilçelerde orta öğretim yurtları yaptıklarını ifade eden Ramazanoğlu, "Özellikle kızlar için yurtlar yapıyoruz. Hem kız hem erkek çocuklar için. Bunlar butik yurtlar. Kız çocuklarının 12 yıllık temel eğitimi bitirmesi bizi başka nelerden koruyor. Kız çocuklarının yoksulluğunu perçinleyen, erken yaşta evlilikler, erken yaşta anne olmaları, aile içi ensest ve ona bağlı olarak kız çocuklarının psikolojik travma ve ondan sonraki hayatının dizayn edilmesindeki travmalar" diye konuştu.
"HEDEFİMİZ 15 BİN SOSYAL DANIŞMAN"
Ramazanoğlu konuşmasını şöyle sürdürdü: Bir aya kadar bin 500 psikolog alacağız. Toplum hizmetleri uzmanları, çocuk gelişimi ve sosyolog alıyoruz. Personel alımımız üç dört yıla kadar devam edecek. Hedefimiz, 15 bin sosyal danışmanıyla bütün Türkiye'nin, her ailenin bir sosyal danışmanı olması. Aynı zamanda da çalışanlarımızla direkt ailenin içinden elde ettiğimiz verilerle de Türkiye'nin sağlıklı aile istatistiklerine ulaşmış olacağız. Şu anda aile istatistiklerinin çok sağlıklı olduğunu söyleyemiyoruz'
Kongreye "Göçmen kadınlar ve Devletsiz Neslin Çocukları: Haksızlıktan Yoksulluğa" adlı sunumuyla katılan Özlem Ünlü, sertifikasını Bakan Ramazanoğlu'nun elinden aldı. KADEM Genel Başkanı Aydın da Bakan Ramazanoğlu'na çiçek verdi. DHA
Tüm Suriye’de elektrikler kesildi!
Suriye devlet medyası, henüz belirlenemeyen bir nedenle ülkenin tamamında elektriklerin kesildiğini aktardı.
Suriye resmi haber ajansı SANA’nın elektrik bakanlığından bir kaynağa dayandırdığı haberde, “Elektrik bütün illerde kesilmiş durumda” denildi.
Reuters’ın aktardığına göre kaynak, “Sorunun nedenini belirlemek için girişimler başlatıldı” dedi.
Suriye resmi haber ajansı SANA’nın elektrik bakanlığından bir kaynağa dayandırdığı haberde, “Elektrik bütün illerde kesilmiş durumda” denildi.
Reuters’ın aktardığına göre kaynak, “Sorunun nedenini belirlemek için girişimler başlatıldı” dedi.
Şehidin görme engelli babası yıkıldı
Mardin'in Dargeçit İlçesi'nde çıkan çatışmada şehit olan Jandarma Uzman Onbaşı Mehmet Karadal'ın (26) Gaziantep'teki baba evinde hüzün yaşanıyor.
Şehit Karadal'ın (26) Eyüp Sultan Mahallesi'ndeki babaevine gelen yetkililer, görme engelli baba Cuma Karadal'a acı haberi verdi.
Oğullarının şehit haberini alan baba Cuma Karadal ve anne Ayşe Karadal, gözyaşı döktü.
Hürriyet'in haberine göre; Şehidin babaevinin bulunduğu sokak Türk bayraklarıyla donatıldı. 112 Acil Servis ekipleri da şehit yakınları için hazır bekletildi.
Şehit Karadal'ın dayısı Hacı Çelik, yeğeniyle en son bir hafta önce görüştüğünü, dün ve bugün aradığında da ulaşamadığını belirterek, "Fazla geçmeden şehit haberi geldi. En son konuştuğumuzda çatışmaya gittiğini söyleyerek bizden helallik istedi. Biz de ona dikkatli olmasını söyledik. Allah'ın dediği olur. Vatan sağ olsun. Allah da onların yurdunu yuvasını dağıtsın. Kendileri bizim yüreğimizi yaktı Allah da onların yüreklerini yaksın" dedi.
"Mehmetçikler bitmeyecek, Türkiye bölünmeyecek"
Şehidin diğer dayısı Şahin Çelik de terör örgütü PKK'yı ve onlara destek verenleri lanetleyerek, "Terör örgütüne destek verenlerin evlerine de ateş düşsün. Şunu unutmasınlar, bu bayrak inmeyecek, Türkiye Cumhuriyeti bölünmeyecek. Lanet olsun bunlara destek verenlere, lanet olsun HDP Genel Başkanı'na. Bu vatan bölünmeyecek, bunu kafalarına soksunlar, çivi gibi çaksınlar. Buradaki insanların hepsi seve seve askere gitmeye hazır. Mehmetçikler bitmeyecek, asker bitmeyecek, Türkiye bölünmeyecek, bu bayrak inmeyecek. Atalarımızdan bu bayrak bize emanet kaldı, bu bayrak inmeyecek" diye konuştu.
Ailenin 5 çocuğundan tek erkek olan Mehmet Karadal'ın yakın zamanlarda ailesine nişanlanmak istediği birisi bulunduğunu söylediği öğrenildi.
Şehit Karadal'ın (26) Eyüp Sultan Mahallesi'ndeki babaevine gelen yetkililer, görme engelli baba Cuma Karadal'a acı haberi verdi.
Oğullarının şehit haberini alan baba Cuma Karadal ve anne Ayşe Karadal, gözyaşı döktü.
Hürriyet'in haberine göre; Şehidin babaevinin bulunduğu sokak Türk bayraklarıyla donatıldı. 112 Acil Servis ekipleri da şehit yakınları için hazır bekletildi.
Şehit Karadal'ın dayısı Hacı Çelik, yeğeniyle en son bir hafta önce görüştüğünü, dün ve bugün aradığında da ulaşamadığını belirterek, "Fazla geçmeden şehit haberi geldi. En son konuştuğumuzda çatışmaya gittiğini söyleyerek bizden helallik istedi. Biz de ona dikkatli olmasını söyledik. Allah'ın dediği olur. Vatan sağ olsun. Allah da onların yurdunu yuvasını dağıtsın. Kendileri bizim yüreğimizi yaktı Allah da onların yüreklerini yaksın" dedi.
"Mehmetçikler bitmeyecek, Türkiye bölünmeyecek"
Şehidin diğer dayısı Şahin Çelik de terör örgütü PKK'yı ve onlara destek verenleri lanetleyerek, "Terör örgütüne destek verenlerin evlerine de ateş düşsün. Şunu unutmasınlar, bu bayrak inmeyecek, Türkiye Cumhuriyeti bölünmeyecek. Lanet olsun bunlara destek verenlere, lanet olsun HDP Genel Başkanı'na. Bu vatan bölünmeyecek, bunu kafalarına soksunlar, çivi gibi çaksınlar. Buradaki insanların hepsi seve seve askere gitmeye hazır. Mehmetçikler bitmeyecek, asker bitmeyecek, Türkiye bölünmeyecek, bu bayrak inmeyecek. Atalarımızdan bu bayrak bize emanet kaldı, bu bayrak inmeyecek" diye konuştu.
Ailenin 5 çocuğundan tek erkek olan Mehmet Karadal'ın yakın zamanlarda ailesine nişanlanmak istediği birisi bulunduğunu söylediği öğrenildi.
Kılıçdaroğlu, 'A Takımı'nı belirledi
35. Olağan Kurultay'ın ardından MYK'yı yenileyen CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, "A takımı" olarak nitelendirilen başdanışmanlığına ise 15 ismi görevlendirdi. 12'si yeni olan başdanışmanlar arasında, eski Milli Savunma Bakanı Hasan Esat Işık'ın oğlu akademisyen Yusuf Işık, eski Kültür Bakanı İstemihan Talay ve İstanbul Milletvekili Mehmet Bekaroğlu gibi isimler yer alıyor.
16-17 Ocak'ta gerçekleştirilen 35. Olağan Kurultay'ın ardından Merkez Yönetim Kurulunu (MYK) yenileyen Kılıçdaroğlu, başdanışmanlığını yapan isimlerde de değişikliğe gitti.
Kılıçdaroğlu, "A Takımı" olarak nitelendirilen başdanışmanlığı için, aralarında eski bakanlar ve mevcut milletvekillerinin de bulunduğu 12 yeni ismi görevlendirdi.
15 kişiden oluşan bu kadroda, eski danışmanlar İstanbul Milletvekili Erdoğan Toprak ile Cemil Erhan ve Recep Cengiz yerini korudu.
Cemil Erhan doğu illerindeki örgütlenmeden, Recep Cengiz genel başkanın sosyal medya işlerinden, Erdoğan Toprak ise iş dünyasının yanı sıra danışmanların koordinasyonundan sorumlu olacak.
12'si yeni olan başdanışmanlar arasında eski Milli Savunma Bakanı Hasan Esat Işık'ın oğlu akademisyen Yusuf Işık ile eski Kültür Bakanı İstemihan Talay da bulunuyor. Işık ekonomiden sorumlu, Talay ise siyaset alanında Kılıçdaroğlu'na danışmanlık yapacak.
Bekaroğlu'na yeni görev
Kılıçdaroğlu, bir önceki MYK'sında yer alan İstanbul Milletvekili Mehmet Bekaroğlu'nu da parlamentoyla ilişkilerden sorumlu başdanışman atadı. Bekaroğlu, kurultay sonrası Parti Meclisi'ne seçilememişti.
Kılıçdaroğlu'nun görevlendirdiği bir diğer isim ise daha önce de basın danışmanlığını yapan gazeteci Veli Özdemir. Özdemir ile beraber yine başdanışman olarak atanan Sakarya Milletvekili Engin Özkoç, eski Ankaragücü Kulübü Başkanlarından Cengiz Topel Yıldırım ise parti nezdinde yapılacak tüm çalışmalardan sorumlu olacak. Bu isimler, genel başkanın tüm saha çalışmalarını yürütecek.
Kılıçdaroğlu bu kapsamda, daha önce farklı alanlarda danışmanlık yapan Ali Arif Özzeybek'i, sivil toplum kuruluşları ile ilişkilerden sorumlu başdanışman olarak görevlendirirken, Balıkesir Milletvekili Ahmet Akın'ı enerji, Edirne Milletvekili Okan Gaytancıoğlu'nu da tarım alanında başdanışman olarak atadı.
Hisarcıklıoğlu'na danışmanlık yapmıştı
TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu'nun danışmanlığını da yapan eski PM üyesi Ekrem Kerem Oktay da Kılıçdaroğlu'nun ekonomi ve iş çevrelerinden sorumlu başdanışmanı oldu.
Kılıçdaroğlu'nun görev verdiği bir diğer isim ise akademisyen Fatih Gürsul. Gürsul, Kılıçdaroğlu'na eğitim teknolojileri alanında başdanışmanlık yapacak.
Mersin Milletvekili Aytuğ Atıcı da başdanışmanlık görevine getirilen milletvekilleri arasında yer alıyor. Atıcı, parti içi eğitimden sorumlu olacak.
16-17 Ocak'ta gerçekleştirilen 35. Olağan Kurultay'ın ardından Merkez Yönetim Kurulunu (MYK) yenileyen Kılıçdaroğlu, başdanışmanlığını yapan isimlerde de değişikliğe gitti.
Kılıçdaroğlu, "A Takımı" olarak nitelendirilen başdanışmanlığı için, aralarında eski bakanlar ve mevcut milletvekillerinin de bulunduğu 12 yeni ismi görevlendirdi.
15 kişiden oluşan bu kadroda, eski danışmanlar İstanbul Milletvekili Erdoğan Toprak ile Cemil Erhan ve Recep Cengiz yerini korudu.
Cemil Erhan doğu illerindeki örgütlenmeden, Recep Cengiz genel başkanın sosyal medya işlerinden, Erdoğan Toprak ise iş dünyasının yanı sıra danışmanların koordinasyonundan sorumlu olacak.
12'si yeni olan başdanışmanlar arasında eski Milli Savunma Bakanı Hasan Esat Işık'ın oğlu akademisyen Yusuf Işık ile eski Kültür Bakanı İstemihan Talay da bulunuyor. Işık ekonomiden sorumlu, Talay ise siyaset alanında Kılıçdaroğlu'na danışmanlık yapacak.
Bekaroğlu'na yeni görev
Kılıçdaroğlu, bir önceki MYK'sında yer alan İstanbul Milletvekili Mehmet Bekaroğlu'nu da parlamentoyla ilişkilerden sorumlu başdanışman atadı. Bekaroğlu, kurultay sonrası Parti Meclisi'ne seçilememişti.
Kılıçdaroğlu'nun görevlendirdiği bir diğer isim ise daha önce de basın danışmanlığını yapan gazeteci Veli Özdemir. Özdemir ile beraber yine başdanışman olarak atanan Sakarya Milletvekili Engin Özkoç, eski Ankaragücü Kulübü Başkanlarından Cengiz Topel Yıldırım ise parti nezdinde yapılacak tüm çalışmalardan sorumlu olacak. Bu isimler, genel başkanın tüm saha çalışmalarını yürütecek.
Kılıçdaroğlu bu kapsamda, daha önce farklı alanlarda danışmanlık yapan Ali Arif Özzeybek'i, sivil toplum kuruluşları ile ilişkilerden sorumlu başdanışman olarak görevlendirirken, Balıkesir Milletvekili Ahmet Akın'ı enerji, Edirne Milletvekili Okan Gaytancıoğlu'nu da tarım alanında başdanışman olarak atadı.
Hisarcıklıoğlu'na danışmanlık yapmıştı
TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu'nun danışmanlığını da yapan eski PM üyesi Ekrem Kerem Oktay da Kılıçdaroğlu'nun ekonomi ve iş çevrelerinden sorumlu başdanışmanı oldu.
Kılıçdaroğlu'nun görev verdiği bir diğer isim ise akademisyen Fatih Gürsul. Gürsul, Kılıçdaroğlu'na eğitim teknolojileri alanında başdanışmanlık yapacak.
Mersin Milletvekili Aytuğ Atıcı da başdanışmanlık görevine getirilen milletvekilleri arasında yer alıyor. Atıcı, parti içi eğitimden sorumlu olacak.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)