milletvekili etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
milletvekili etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

14 Ekim 2017 Cumartesi

Mehmet Ali Şahin ikinci kez dünyaevine girdi

Eski Meclis Başkanı ve AK Parti Karabük Milletvekili Mehmet Ali Şahin, eski sekreteri Zuhal Fırat’la ikinci kez dünyaevine girdi.
Ankara Holiday Inn’deki törende çiftin şahitliklerini eski Meclis Başkanı Cemil Çiçek, eski İçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu, AK Parti Genel Başkan Yardımcıları Cevdet Yılmaz ve Öznur Çalık yaptı.
Törene, Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Ahmet Arslan, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Jülide Sarıeroğlu ve TBMM İdare Amiri Salim Uslu ile çok sayıda davetli katıldı.
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ve Başbakan Binali Yıldırım ise törene katılmadı. Habertürk
 



25 Eylül 2017 Pazartesi

CHP'li vekilden çarpıcı iddia: SGK '36 kod' ile fişleme yapıyor

CHP Bursa Milletvekili Ceyhun İrgil, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı'nın, SGK'nın, işten çıkış kodları arasına eklediği '36 kod' ile fişleme yaptığını ve insanların çoğunun bu fişlemeden habersiz olduğunu iddia etti.

CHP Bursa Milletvekili Ceyhun İrgil, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı'nın, SGK'nın, işten çıkış kodları arasına eklediği '36 kod' ile fişleme yaptığını ve insanların çoğunun bu fişlemeden habersiz olduğunu iddia etti.
CHP Bursa Milletvekili Ceyhun İrgil, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı'nın 2 Ağustos 2016 tarihinde yayınladığı genelge ile SGK'nın işten çıkışlarda kullandığı kodlara '36' kod numarasını eklediğini söyledi. Buna göre çalıştığı işyeri OHAL KHK'sıyla kapatıldığı için işsiz kalan kişilerin sigorta siciline '36' kodu işlendiğini belirten İrgil, sicilinde bu kod bulunanların işverenlerin tercih etmediği için çalışmalarının zorlaştığını açıkladı.
'Bunun adı otomatik fişleme'
Açıklamasında, "36 kod işveren için bir alarm niteliği taşıyor" diyen CHP Bursa Milletvekili Ceyhun İrgil, yaptığı yazılı basın açıklamasında şu görüşlere yer verdi.
“KHK ile kapatılan işyerlerinde çalışanların, OHAL KHK'ları ile doğrudan işten çıkarılan işçilerin yanısıra işverenin de kendi takdiriyle FETÖ/PDY ilişkisi veya irtibatı kanaatine vararak işten çıkardığı işçilerin sigorta sicillerine '36 kod' işleniyor. Bu keyfiyet doğru değildir. Ayrıca devlet izniyle açılmış, devlet denetiminde olan ve OHAL KHK'larıyla kapatılan eğitim kurumlarındaki tüm çalışanların da sigorta sicillerine bu kod işleniyor. Öte yandan kapatılan kurumlarda zorunlu staj yapmış öğrencilerin sigorta sicillerine de 36 kod işlendiğini görüyoruz. Zorunlu staja bile bu kod neden işlenir? Bu şu demektir; haklarında hiçbir suç bulunmayan insanlar otomatik olarak fişleniyor. Madem resmi bir fişleme yapıyorlar, hangi meslek gruplarından kaç kişi fişlenmiş açıklasınlar, bilelim."
CHP'li İrgil, hükümetin resmi olarak yaptığı fişlemeden insanların çoğunluğunun haberi olmadığını belirterek; “Kişi iş başvurusunda bulunduğunda, hatta İŞKUR'daki bir kursa başvurduğunda siciline 36 kodun işlendiğinden haberi oluyor. 36 kod nedeniyle ülke genelinde işsizlik tehdidiyle karşı karşıya kalmış bir insan grubu var. Bunu yaratan da hükümet" dedi.
Ceyhun İrgil, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Jülide Sarıeroğlu'na konuyla ilgili verdiği soru önergeside, tarih itibariyle Sosyal Güvenlik Kurumu işten çıkışı 36 koduyla gerçekleştirilmiş kaç kişi olduğunu; tarih itibarıyla SGK'da işten çıkışı 36 koduyla gerçekleştirilmiş kişilerin meslek gruplarına göre dağılımını; zorunlu stajını yaptığı kurum OHAL KHK'sıyla kapatılan öğrencilerin sigorta sicillerine neden 36 kod işlendiğini; sigorta sicillerindeki 36 kodun değiştirilmesi için başvuran sayısının kaç kişi olduğunu; 36 kodun değiştirildiği kişi sayısını ve bu mağduriyet ve haksızlığın giderilmesi için yapılan bir çalışmaların olup olmadığını sorduğunu sözlerine ekledi. DHA

14 Haziran 2017 Çarşamba

CHP milletvekili Enis Berberoğlu tutuklandı

"MİT TIR'ları görüntülerinin yayınlanması" davasında CHP İstanbul milletvekili Enis Berberoğlu 25 yıl hapis cezasına çarptırıldı. Mahkeme Berberoğlu'nun tutuklanmasına karar verdi.  Karar sonrası CHP Grubu da olağanüstü toplanma kararı aldı. Berberoğlu kararın ardından "Bu mağduriyeti yaratanlar utansın" dedi.

“MİT TIR’ları görüntülerinin yayınlanması” davasında CHP milletvekili Enis Berberoğlu 25 yıl hapis cezasına çarptırıldı. Mahkeme ayrıca Berberoğlu’nun tutuklanmasına karar verdi. Mahkumiyet kararı Enis Beberoğlu’nun “Devletin gizli kalması gereken bilgilerini, siyasal ve askeri casusluk maksadiyla açıklamak” suçunu işlediği gerekçesiyle verildi. Bugünkü duruşmada kararını açıklayan İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi önce “Mübbet hapis” cezasına hükmetti. Mahkeme “cezanın failin geleceği üzerindeki olası etkileri ” gözönüne alarak cezada indirim takdirini kullandı. Cezayı 25 yıla indirdi. Öte yandan Berberoğlu’yla aynı davada yargılanan Can Dündar ve Erdem Gül’ün dosyaları ayrıldı.
ÖNCE MÜEBBET SONRA İNDİRİMLE 25 YIL
Hüküm açıklanırken çevik kuvvet polisleri de duruşmada hazır bulundu. Tutuklanmasına karar verilirken Berberoğlu ile birlikte duruşmayı izleyen çok sayıdaki CHP’li vekilin yaşadığı şaşkınlık yüz ifadelerine yansıdı. Daha sonra mahkeme başkanı duruşma salonunun boşaltımasına karar verdi.
BERBEROĞLU ADLİYEDEKİ POLİS MERKEZİNE GÖTÜRÜLDÜ
Ardından  Enis Berberoğlu, polis tarafından tutuklama işlemlerinin yapılması için adliye binasında bulunan polis merkezine götürüldü.
CHP’li milletvekilleri de polis merkezine gitti.
YA MALTEPE YA SİLİVRİ
Enis Berberoğlu’nun birazdan Maltepe ya da Silivri Cezaevi’ne gönderileceği açıklandı.
İLK SÖZLERİ: SİZİ UNUTMAYACAĞIM
Tutuklama kararı sonrası Enis Berberoğlu, adliye koridorunda konuştu. Berberoğlu, “Olmadık bir işten böyle bir mağduriyet yarattılar. Bun u yaratanlar utansın” dedi. Berberoğlu, “Siz beni unutmayacaksınız, ben de sizi unutmayacağım” diye konuştu. Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu, tutuklama kararının ancak hüküm aşamasında “kaçma şüphesi” halinde verilebileceğini söyledi.
ENİS BERBEROĞLU NEYLE SUÇLANIYORDU?
Savcılık mütalaasında; MİT tırlarının 1 Ocak 2014 ve 19 Ocak 2014 tarihlerinde durdurulduğu, ulusal güvenlik ve devlet sırrı kapsamında yayın yasağı konulmasına rağmen durdurulma görüntülerinin
29 Mayıs 2015’te Cumhuriyet gazetesinde o dönem genel yayın yönetmeni olan sanık Can Dündar imzasıyla yayınlandığı hatırlatılarak, bu eyleme ilişkin Dündar ve gazetenin Ankara temsilcisi Erdem Gül’ün yargılanıp ceza aldığı,  “terör örgütü üyeliği” suçu yönünden ise dosyanın ayrıldığı hatırlatılmıştı. Dava konusu görüntülerin bir hafıza kartıyla CHP Milletvekili Enis Berberoğlu tarafından Dündar’a verildiğinin tespit edildiği belirtilen mütalaada,  yargılama izni alınan Berberoğlu hakkında açılan davanın da bu dava dosyasıyla birleştirildiği anlatılmıştı.
Berberoğlu’nun, Dündar ve Gül gibi FETÖ/PDY’nin hiyerarşik yapısına dahil olmaksızın örgütün amaç ve stratejisi doğrultusunda, devletin güvenliği veya iç-dış siyasal yararlar bakımından niteliği itibarıyla gizli
kalması gereken bilgileri siyasal casusluk amacıyla Cumhuriyet gazetesinde yayınlanmasını sağlayarak, “FETÖ/PDY’ye yardım etmek” suçunu işlediği vurgulanan mütalaada, şu ifadeler kullanılmıştı: “Her ne kadar sanıklar Dündar ve Gül yönünden, ‘terör örgütüne üye olma’ suçu yönünden dosya ayrılsa da 15 Temmuz’daki kanlı darbe teşebbüsünde bulunulması süreçleri dikkate alındığında, FETÖ/PDY’nin silahlı terör örgütü olduğuna dair herhangi bir tereddüt yoktur. Kaldı ki Erzincan ve Kırşehir Ağır Ceza Mahkemelerince verilmiş FETÖ/PDY örgütünün silahlı terör örgütü olduğu yönünde yargı kararları bulunmaktadır. Bu itibarla sanıklar Can ve Gül’ün de Türk Ceza Kanunu’nun (TCK) 220/7. maddesi yoluyla (örgüt içindeki hiyerarşik yapıya dahil olmamakla birlikte, örgüte bilerek ve isteyerek yardım eden kişi, örgüt üyesi olarak cezalandırılır), 314/2 maddesi kapsamında kalan ‘silahlı terör örgütünün hiyerarşisine dahil olmaksızın terör örgütüne bilerek ve isteyerek yardım etme’ suçunu işledikleri anlaşılmıştır.
29 Mayıs 2015’te Cumhuriyet gazetesinde yapılan MİT tırlarına ilişkin haberlerin, 17/25 Aralık 2013 tarihlerinden sonra, yasal meşru hükümeti her türlü illegal yöntemle devirmeyi ve çalışamaz hale getirmeyi hedefleyen FETÖ/PDY yapılanmasının, gerek ulusal gerekse uluslararası kamuoyunu maniple ederek, meşru hükümeti baskı altına alıp çalışamaz hale getirmeyi, yine Türkiye’yi, ‘teröre destek veren ülke’ olarak yargılatmayı amaçladığı, bu şekilde siyasal hedeflere ulaşmak için yapılan yayının, siyasal casusluk olarak değerlendirilmesi gerektiği, sanık Enis Berberoğlu’nun, sanıklar Dündar ve Gül ile fikir ve eylem birliği içinde 29 Mayıs 2015’te Cumhuriyet gazetesinde MİT tırlarına ilişkin haber yapılıp görüntülerin ifşa edilmesi eylemleri sürecine bizzat iştirak ederek, atılı TCK’nın 330/1. maddesi kapsamında kalan, ‘devletin güvenliği veya iç dış siyasal yararlar bakımından niteliği itibarıyla gizli kalması gereken bilgileri siyasal veya askeri casusluk maksadıyla yayınlayıp açıklamak’ suçunu işlediği anlaşılmıştır.”
GAZETECİ KÖKENLİ MİLLETVEKİLİ
Uzun yıllar Hürriyet gazetesinde Genel Yayın Yönetmenliği dahil çeşitli görevlerde bulunan Enis Berberoğlu, 2014 yılında aktif gazeteciliği bırakarak CHP’ye katılmış ve 1 Kasım 2015 seçimlerinde İstanbul milletvekili olarak Meclis’e girmişti.
BERBEROĞLU ADLİYEDEN BÖYLE ÇIKARILDI
Tutuklanan Enis Berberoğlu’nun, 4 araçlık polis araç konvoyuyla adliyede çıkarılışı kameraya yansıdı. Mahkemenin kararının hemen sonra adliyeden önce Oya Berberoğlu’nun ayrıldığı görüldü. Ardından yaklaşık 40 dakika sonra da Enis Berberoğlu’nu cezaevine götüren polis araç konvoyu adliyeden çıkış yaptı.

4 Nisan 2017 Salı

Dursun Çiçek'e "Balyoz" davasından tazminat

Balyoz Planı davası kapsamında beraatine karar verilen CHP İstanbul Milletvekili Dursun Çiçek'e, 39 bin 361 lira maddi, 50 bin lira manevi olmak üzere 89 bin 361 lira tazminatın yasal faiziyle ödenmesine karar verildi.

İstanbul 20. Ağır Ceza Mahkemesi, Balyoz Planı davası kapsamında beraatine karar verilen CHP İstanbul Milletvekili Dursun Çiçek'e, yaşadığı mağduriyetler için 39 bin 361 lira maddi, 50 bin lira da manevi olmak üzere 89 bin 361 lira tazminatın yasal faiziyle ödenmesine hükmetti.
İstanbul 20. Ağır Ceza Mahkemesindeki yedinci duruşmaya davacı Dursun Çiçek, avukat kızı İrem Çiçek ile katıldı.
Duruşmada, OYAK Genel Müdürlüğü ve ING Bank tarafından mahkemeye gönderilen yazılar üzerine bilirkişi heyeti oluşturulduğu ve dosyanın bu heyete gönderildiği belirtilerek, bilirkişi heyetinin hazırladığı 25 Ocak 2017 tarihli ek raporun dosyaya sunulduğu tutanağa geçirildi.
Beyanı sorulan davacı Çiçek, her ne kadar bazı aleyhe hususlar olsa da bilirkişi raporunun yerinde olduğunu kaydederek, "Bilirkişi raporuna göre mahkemece maddi tazminata, ayrıca dava dilekçemiz göz önüne alınarak manevi tazminata hükmedilmesini talep ediyorum." dedi.
Esas hakkında görüşü sorulan İstanbul Cumhuriyet Savcısı Gürsel Akpınar, davacı Çiçek'in tutuklu yargılandığı Balyoz Planı davasının beraatle sonuçlandığını ve buna ilişkin tazminat talepli dava açtığını belirterek, yasal şartların mevcut olması nedeniyle talebi kabul edilerek Çiçek'e tazminat ödenmesine hükmedilmesini istedi.
Davayı karara bağlayan mahkeme heyeti, davacı Çiçek tarafından açılan maddi ve manevi tazminat talepli davanın kısmen kabulüne hükmederek, 31 bin 349, 28 liralık maaş farkı, 6 bin 270, 66 liralık emekli keseneği kaybı, bin 741,86 liralık OYAK Emeklilik yardım farkından oluşan 39 bin 361, 80 lira maddi ve 50 bin lira da manevi olmak üzere toplam 89 bin 361,80 liranın, haksız eylem tarihi olan 3 Ocak 2014'ten itibaren işleyecek faiziyle Hazine'den alınarak davacı Dursun Çiçek'e ödenmesini kararlaştırdı.
Mahkeme heyeti, 10 bin 529 liralık vekalet ücretinin Hazine'den alınarak davacıya verilmesini hükme bağladı.
Mahkemenin bu kararının ardından konuşan Dursun Çiçek, "Dava kapsamında en çok mağdur olan benim ama bugüne kadar mahkemelerin verdiği tazminat miktarlarının en düşüğü de bu oldu" dedi.
Mahkeme Başkanı da Çiçek'e, mağdur edildiği 4 ayın dikkate alındığını belirterek, Yargıtay içtihatlarına göre karar verildiğini, itirazın istinaf mahkemelerine yapılabileceğini söyledi.
BEKTAŞ VE ALAN REKOR TAZMİNAT ALMIŞTI
Ergenekon ve Balyoz planı davaları kapsamında bin 223 gün (40 ay) tutuklu kalan Dursun Çiçek, hakkında verilen beraat kararının Yargıtay tarafından onanmasının ardındanBalyoz Planı davasındaki mağduriyetiyle ilgili avukatı İrem Çiçek aracılığıyla İstanbul 20. Ağır Ceza Mahkemesine İçişleri Bakanlığı aleyhine 1 milyon 500 bin liralık tazminat talepli dava açmıştı.
Balyoz Planı davası kapsamında tutuklu yargılanan ve beraatlerine hükmedilen emekli subaylar, daha sonra ikamet ettikleri yerlerdeki ağır ceza mahkemelerine tazminat talepli davalar açmışlardı. Ankara 5. Ağır Ceza Mahkemesi, emekli Tümgeneral Salim Erkal Bektaş'a toplam 1 milyon 499 bin, Ankara 6. Ağır Ceza Mahkemesi ise emekli Korgeneral Engin Alan'a 1 milyon 363 bin lira maddi-manevi tazminat ödenmesine hükmetmiş ve bu miktarlar şu ana kadar ödenen en yüksek tazminat miktarları olarak dikkati çekmişti. ntvmsnc

8 Mart 2017 Çarşamba

Milli Eğitim Fazıl Say'ın adını müfredat taslağından çıkardı

Milli Eğitim Bakanlığı askıya çıkarttığı ortaöğretim müzik dersi taslağından dünyaca ünlü piyanist Fazıl Say'ın adını çıkardı. CHP'li Zeynep Altıok, Say'ın adının, "Ülkemizdeki klasik batı müziği yorumcularına örnekler verilmesi" gereken Müzik Kültürü ünitesinden çıkarılmasını Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz'a sordu, "Fazıl Say’ın adının müzik dersi taslağından çıkarılmasının gerekçeleri arasında, zaman zaman AKP Hükümetini eleştirmesi var mıdır?" dedi.

Milli Eğitim Bakanlığı askıya çıkarttığı ortaöğretim müzik dersi taslağından dünyaca ünlü piyanist Fazıl Say'ın adını çıkardı. CHP Genel Başkan Yardımcısı ve İzmir Milletvekili Zeynep Altıok, dünyaca ünlü piyanist Fazıl Say’ın isminin müfredattan çıkartılmasını Meclis gündemine taşıdı.
Altıok, Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz’ın yanıtlaması istemiyle hazırladığı yazılı soru önergesinde “Kariyeri ulusal ve uluslararası başarılarla dolu dünyaca ünlü piyanistimiz Fazıl Say’ın adı, Milli Eğitim Bakanlığı’nın askıya çıkardığı ortaöğretim müzik dersi taslağında 12’nci sınıfta işlenecek konular arasında yer alan ‘Müzik Kültürü’ ünitesindeki 'ülkemizdeki klasik batı müziği yorumcularına örnekler verir' maddesinden çıkarılmıştır” ifadelerini kullandı.
Zeynep Altıok’un İsmet Yılmaz’a yönelttiği sorular şöyle:
1. Dünyaca tanınmış ve kariyeri başarılarla dolu piyanistimiz Fazıl Say dışında, MEB’in askıya çıkarttığı ortaöğretim müzik dersi taslağından çıkartılan başka örnek ve usta sanatçı var mıdır? Varsa bu sanatçılar kimlerdir? Sanatçıların, müzik dersi taslağından çıkarılmasının gerekçeleri nelerdir?
2. Fazıl Say’ın adının müzik dersi taslağından çıkarılmasının gerekçeleri arasında, zaman zaman AKP Hükümetini eleştirmesi var mıdır? Varsa hangi eleştiri ya da eleştirileri hükümetinizi rahatsız etmiştir? Hükümetinizi eleştiren her sanatçı için böyle kararlar mı alacaksınız?
3. Müzik dersi kitaplarına konulan örnek sanatçılar hangi kriterlere göre belirlenmektedir? Bu kriterler içinde AKP iktidarını eleştirmemek ya da övmek var mıdır?
4. MEB’in askıya çıkarttığı bu müzik dersi taslağı kimler tarafından hazırlanmıştır? Taslağı hazırlayanlar daha önce MEB’e böyle çalışmalar yaptılar mı? Yaptılar ise bu çalışmalar hangileridir ve kaçıncı sınıflar içindir?
5. Söz konusu taslaktan Fazıl Say’ın adının çıkartılması için sizin veya bir başka hükümet yetkilisinin verdiği yazılı ya da sözlü bir talimat var mıdır?
6. Dünyanın sayılı sanatçılarından biri olan piyanist Fazıl Say’ın adının müzik dersi taslağından çıkartılmasını bir hata olarak değerlendiriyorsanız, bu büyük hatadan bir an önce dönmeyi düşünüyor musunuz? Düşünüyorsanız hatanın düzeltilmesi için nasıl bir çalışma yapacaksınız? (cnntürk)

17 Şubat 2017 Cuma

Atatürk Anadolu Ajansı'nın yıllığından çıkarıldı

Anadolu Ajansı'nın yıllığının 10 Kasım'la ilgili bölümünde Mustafa Kemal Atatürk'ün ölüm yıldönümünden söz edilmezken, Abdülhamid'in 174. doğum yıldönümünün anıldığı iddiası Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş'a soruldu.

Sözcü'nün haberine göre, Anadolu Ajansı'nın (AA) yıllığının 10 Kasım'la ilgili bölümünde Mustafa Kemal Atatürk'ün ölüm yıldönümünden söz edilmezken, Osmanlı padişahı Abdülhamid'in 174. doğum yıldönümü anıldı.
CHP Gaziantep Milletvekili Akif Ekici, Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş'a bu konuda soru önergesi yöneltti.
Ekici, "Ajansın 2016 yıllığından kaç adet bastırılmıştır, maliyeti nedir? Atatürk'ün ebediyete intikalinin 7'. yıldönümüne yer verilmemesinin, 10 Kasım'da Anıtkabir'e akın eden yüz binlerin önemli haberler arasında görülmemesinin sorumlusu kimdir?" sorularına yanıt istedi.

9 Şubat 2017 Perşembe

KHK eleştirisine peygamberli savunma

686 sayılı kararname ile 330 akademisyenin üniversitelerden uzaklaştırılmasının yankıları sürüyor. Meclis'te konuşan AK Parti Manisa Milletvekili Selçuk Özdağ, 'peygamberler de hata yapmıştır' dedi.

AK Parti Manisa Milletvekili Selçuk Özdağ, akademisyen ihraçları için, “Elbette ki yanlışlıklar vardır, layüsel olan sadece ve sadece Allah’tır. Allah’ın haricinde herkes hata yapar, peygamberler de hata yapmışlardır, hatalarına “zelle” ifadesi kullanılmıştır. Bu hatalara, önemli olan, bilinçli mi yapılıyor, bilinçsiz mi yapılıyor diye bakmak lazım” dedi.
hurriyet.com.tr'de yer alan habere göre, Meclis’te HDP’nin ihraçlara ilişkin grup önerisi üzerine konuşan Özdağ, 28 Şubat’ta kendisinin de üniversiteden atıldığını belirterek şöyle dedi:
“3 defa atıldım ve 3 defada da geri döndüm. Eğer burada çeşitli akademisyenlerle ilgili bir haksızlık varsa, eğer bir ince eleyip sık dokuma yapılmamışsa bunlarla ilgili şimdiye kadar olduğu gibi nasıl düzeltmeler yapıldıysa hep beraber bunları düzeltmek de bizim için hem vicdanı bir borç hem de insani bir borçtur. Bir yanlışlık varsa, bir iltisakları yoksa bunları yapmak da bizim görevimizdir.”

2 Şubat 2017 Perşembe

İşte TBMM personel maaşları

CHP İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu'nun soru önergesine yanıt veren TBMM Başkanvekili Ahmet Aydın, TBMM'de görev yapan kadrolu personel ücretlerine ilişkin açıklama yaptı.

Aydın'ın verdiği bilgiye göre, öğretmen unvanlı kadro net ücreti 9. derece için TBMM Başkanlığı İdari Teşkilatı Kanunu'ndan önce başlayanlar 4 bin 480 lira, kanundan sonra göreve başlayanlar için 2 bin 992 lira.
Bakıcı anne unvanlı kadro net ücreti 11. derecede aynı kanundan önce başlayanlar için 3 bin 733 lira, kanundan sonra göreve başlayanlar için ise 2 bin 465 lira oldu.
11. derecede usta unvanlı kadro net ücreti de, söz konusu kanun öncesi göreve başlayanlar için 3 bin 904 lira, kanun sonrası göreve başlayanlar için 2 bin 638 lira olarak gerçekleşti.
Yine aynı derecede aşçı unvanlı kadro net ücreti ise kanun öncesi göreve başlayanlarda 3 bin 717 lira, kanun sonrası işe başlayanlarda ise 2 bin 457 lira.
Aynı dereceden garson unvanlı kadro net ücreti, kanun öncesi göreve başlayanlarda 3 bin 715 lira, kanun sonrası göreve başlayanlarda 2 bin 457 lira,
Bulaşıkçı unvanlı kadro net ücreti kanun öncesi göreve başlayanlar için 3 bin 707 lira, kanun sonrası göreve başlayanlar için 2 bin 457 lira
Hizmetli unvanlı kadro net ücreti kanun öncesi göreve başlayanlar için 3 bin 707 lira, kanun sonrası göreve başlayanlar için ise 2 bin 457 lira oldu.
Meclisin Ankara dışında yerleşik birimlerinde benzeri hizmetlerde görev yapan kadrolu personelden halıcı unvanlı kadrolu personel maaş ve diğer gelirler ortalaması 3 bin 980 lira oldu.
Dokumacı unvanlı geçici personel maaş ve diğer gelirler ortalaması 2 bin 907 lira, desinatör unvanlı geçici personel maaş ve diğer gelirlerin ortalaması 3 bin 29 lira olarak belirlendi.

2017 Referandum ne zaman? | İşte Referandum maddeleri ve tarihi

Referandum ne zaman merak konusu... Anayasa değişikliği maddeleri TBMM Genel Kurulu'nda gerçekleştirilen iki oturumda oy çokluğuyla kabul edilirken, gelecek aylarda Türkiye'yi bir referandum süreci bekliyor. Diğer yandan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan henüz yapılan değişikliğe imzasını atmadı. Bu nedenle, referandum ne zaman, sorusuna da henüz net bir yanıt verilemiyor. Referandumda AK Parti ve MHP vatandaşları daha güçlü devlet yapısı için 'evet' demeye çağırırken, CHP ve HDP ise tek adam rejimi endişesinde olduklarını belirterek vatandaşları referandumda 'hayır' demeye davet ediyor. Bir yandan referandum tarihi beklenirken, bir yandan da referandum maddeleri neleri değiştirecek merak konusu...

Türkiye'de referandum ne zaman olacak merak konusu... 18 maddelik anayasa değişikliği TBMM'ye sunulmasının ardından Meclis'te büyük tartışmalar ve protestolar yaşanırken, AK Parti ve MHP'nin desteklediği tasarı oy çokluğuyla kabul edildi. Maddelerin kabul edilmesine rağmen vatandaşların referandum maddeleri neleri değiştirecek sorusuna yanıt aradığı görülüyor. Bugünlerde ülkede en fazla tartışılan konu olan referandumda iktidardaki AK Parti ve MHP değişikliğe 'evet' derken, muhalefet partileri CHP ve HDP ise 'hayır' diyecek. Başkanlık sistemi konusunda az çok bilgi sahibi olanlar da referandum maddeleri ile nasıl bir sistem oluşacağını araştırıyor. Türkiye Cumhuriyeti Anayasasında Değişiklik Yapılması Hakkıda Kanun Teklifi, 339 oyla kabul edilerek yasalaşmasının sonrasında Türkiye, şimdi referanduma hazırlanıyor. Bu nedenle vatandaşlar, "Referandum ne zaman" sorusuna yanıt bulmaya çalışıyor. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın onayına sunulacak. Cumhurbaşkanı Erdoğan 15 günlük yasal süre içerisinde düzenleme hakkında kararını verecek. "Referandum ne zaman" sorusu bu aşamaların ardından belirlenmeye başlayacak.
2017 Referandum ne zaman?
Başkanlık referandumunun, kabul edilen Anayasa değişikliği düzenlemesinin T.C. Resmi Gazete'de yayımlanmasını takip eden 60. günden sonraki ilk pazar günü yapılması bekleniyor. Buradan yola çıkarak, referandumun en geç 16 Nisan 2017 Pazar tarihinde yapılması bekleniyor.
Referandum nedir?
Anayasa değişikliği, yasaların kabulü gibi önemli meselerde halkın iradesini belirlemek amacıyla yapılan oylamaya referandum denilmektedir. Demokrasi uygulamasının en güzel örneklerinden biri olan referandumda, halkın iradesi doğrudan doğruya sonuca yansımaktadır. Temsili demokrasilerde halkın seçtiği insanlar halkın iradesini yansıtmaya çalışırlar. Ancak bu tür oylamalar muhalefetin onayı olmadan, popüler uygulamaları hayata geçirmek için kullanılabileceğinden, totaliter rejimlerde yönetimin isteklerini hukuka uydurmaya alet edebilirler.
Türkiye'de referandumlar
1961 Türkiye anayasa referandumu
Ülkemizde ilk halk oylaması 1961 Türkiye anayasa değişikliğ için yapıldı. 27 Mayıs Darbesi'nin ardından 9 Temmuz 1961'de yapılan halk oylaması ile düzenleme %61.7 'evet' oyuyla kabul edildi. Hayır oyu verenlerin oranı ise %38.3 oldu.
1982 Türkiye anayasa referandumu
Türkiye'de ikinci halk oylaması 12 Eylül Darbesi'nin ardından hazırlanan 1982 Anayasası için yapıldı. 7 Kasım 1982 tarihindeki halk oylamasına %91.37 'evet' oyu çıkarken, hayır verenlerin oranı ise %8.63 oldu.
1987 Türkiye anayasa değişikliği referandumu
1987 Türkiye anayasa değişikliği referandumu Türkiye'de yapılan üçüncü halk oylaması oldu. 1982 Anayasası'nın geçici 4. maddesi ile getirilen 10 ve 5 yıllık siyasal yasakların kalkıp kalkmaması konusunda yapılan referandumdan %50.16 'evet' oyu çıkarken, hayır oyu verenlerin oranı ise %49.83 oldu.
1988 Türkiye anayasa değişikliği referandumu
Ülkemizde yapılan dördüncü halk oylaması 1988 Türkiye anayasa değişikliği referandumudur. 1982 Anayasası'nın 127. maddesindeki yerel seçimlerin 1 yıl erkene alınıp alınmaması konusunda yapılan referandumda %65 'hayır' oyu çıktı. Evet oyunun oranı ise %35 oldu. Ülkemizde sonucu 'hayır' çıkan ilk referandum budur.
2007 Türkiye anayasa değişikliği referandumu
2007 Türkiye anayasa değişikliği referandumu ile 21 Ekim 2007 tarihinde Türkiye'de, cumhurbaşkanının halk tarafından seçilmesi başta olmak üzere birtakım anayasa değişiklikler oylandı. Halk oylamasından %68.95 'evet', %31.05 'hayır' oyu çıktı. Bunun sonucunda şu değişiklikler kabul edildi:
*Milletvekili genel seçimlerinin beş yıl değil dört yılda bir yapılması.
*Cumhurbaşkanının halk oyuyla seçilmesi.
*Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 96. maddesinin birinci fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. 'Türkiye Büyük Millet Meclisi, yapacağı seçimler dahil bütün işlerinde üye tamsayısının en az üçte biri ile toplanır. Türkiye Büyük Millet Meclisi, Anayasada başkaca bir hüküm yoksa toplantıya katılanların salt çoğunluğu ile karar verir; ancak karar yeter sayısı hiçbir şekilde üye tamsayısının dörtte birinin bir fazlasından az olamaz.'
*Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 101. maddesinin "Cumhurbaşkanı, kırk yaşını doldurmuş ve yüksek öğrenim yapmış Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeleri veya bu niteliklere ve milletvekili seçilme yeterliğine sahip Türk vatandaşları arasından, halk tarafından seçilir. Cumhurbaşkanının görev süresi beş yıldır. Bir kimse en fazla iki defa Cumhurbaşkanı seçilebilir. Cumhurbaşkanlığına Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeleri içinden veya Meclis dışından aday gösterilebilmesi yirmi milletvekilinin yazılı teklifi ile mümkündür. Ayrıca, en son yapılan milletvekili genel seçimlerinde geçerli oylar toplamı birlikte hesaplandığında yüzde onu geçen siyasi partiler ortak aday gösterebilir. Cumhurbaşkanı seçilenin, varsa partisi ile ilişiği kesilir ve Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeliği sona erer" şeklinde değiştirilmesi.
*Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 102. maddesinin "Cumhurbaşkanı seçimi, Cumhurbaşkanının görev süresinin dolmasından önceki altmış gün içinde; makamın herhangi bir sebeple boşalması halinde ise boşalmayı takip eden altmış gün içinde tamamlanır. Genel oyla yapılacak seçimde, geçerli oyların salt çoğunluğunu alan aday Cumhurbaşkanı seçilmiş olur. İlk oylamada bu çoğunluk sağlanamazsa, bu oylamayı izleyen ikinci pazar günü ikinci oylama yapılır. Bu oylamaya, ilk oylamada en çok oy almış bulunan iki aday katılır ve geçerli oyların çoğunluğunu alan aday Cumhurbaşkanı seçilmiş olur. İkinci oylamaya katılmaya hak kazanan adaylardan birinin ölümü veya seçilme yeterliğini kaybetmesi halinde; ikinci oylama, boşalan adaylığın birinci oylamadaki sıraya göre ikame edilmesi suretiyle yapılır. İkinci oylamaya tek adayın kalması halinde, bu oylama referandum şeklinde yapılır. Aday, geçerli oyların çoğunluğunu aldığı takdirde Cumhurbaşkanı seçilmiş olur. Cumhurbaşkanı göreve başlayıncaya kadar görev süresi dolan Cumhurbaşkanının görevi devam eder. Cumhurbaşkanlığı seçimine ilişkin usul ve esaslar kanunla düzenlenir." şeklinde değiştirilmesi
2010 Türkiye anayasa değişikliği referandumu
Anayasada yapılan bir takım değişiklikler 12 Eylül 2010'da halk oylamasına sunuldu. 26 maddelik değişikliği içeren paket, TBMM tarafından kabul edilmesinin ardından dönemin Cumhurbaşkanı Abdullah Gül tarafından referanduma sunuldu. Referandum sonucunda %57.88 evet, %42.12 hayır oyu çıktı ve anayasa değişiklikleri kabul edildi.
Bu referandum sonucunda şu maddeler değişti:
*Anayasa Mahkemesi'nde yedek üyelik sistemi kaldırılıyor. Mahkeme, "11 asıl 4 yedek" üye yerine "17 asıl" üyeden oluşacak. Anayasa değişikliğinin yürürlüğe girmesi durumunda mevcut yedek üyeler asıl üye sıfatını kazanacak.
*Anayasa Mahkemesi üyelerinin görev süresi 12 yıl olarak belirleniyor.
*Vatandaşlara Anayasa Mahkemesi'ne bireysel başvuru yapma hakkı veriliyor.
*Yüce Divan kararlarına karşı yeniden inceleme başvurusu yapılabilir. Genel Kurulun yeniden inceleme sonucunda verdiği kararlar kesindir.
*Anayasa Mahkemesi iki bölüm ve Genel Kurul halinde çalışır. Bölümler, başkanvekili başkanlığında dört üyenin katılımıyla toplanır. Genel Kurul, Mahkeme Başkanının veya Başkanın belirleyeceği başkanvekilinin başkanlığında en az oniki üye ile toplanır.
*Anayasa değişikliğinin iptali ve siyasi parti kapatma davalarında üyelerin 3/5'i yerine 2/3'ünün oyu aranacak.
*Anayasa Mahkemesi'nin üye yapısı değişti.
*Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu'nun üye sayısı "7 asıl 5 yedek" üyeden "22 asıl 12 yedek" üyeye çıkarılıyor.
*Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu'nun meslekten çıkarma cezalarına yargı denetimi getiriliyor.
*Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu'nun yapısı değiştirildi.
*Yüksek Askeri Şura'daki ihraç kararlarına yargı denetimi getiriliyor.
*Memurlara verilen uyarma ve kınama cezalarına karşı yargıya gidilebilecek.
*Askeri yargının görev alanı daraltılıyor. Askerler ağır cezalık suçlarda sivil mahkemelerde yargılanacak.
*Savaş hali dışında siviller askeri mahkemede yargılanamayacak.
*Askeri yargı organlarının kuruluş ve işleyişinin "askerlik hizmetlerinin gereklerine göre düzenlenceceği" ibaresi anayasadan çıkarılıyor.
*12 Eylül Darbesinin sorumlularının yargılanmasını engelleyen "geçici 15. madde" kaldırılıyor.
*Kamu Denetçiliği Kurumu (ombudsmanlık) kuruluyor. TBMM Başkanlığına bağlı olarak kurulacak Kamu Denetçiliği Kurumu'nun başkanı olan "Kamu Başdenetçisi" TBMM'de gizli oyla seçilecek. İlk iki oylamada üye tam sayısının 2/3'ü, üçüncü oylamada salt çoğunluğu arancak. Salt çoğunluk sağlanamadığı takdirde en çok oy alan iki aday arasında yapılacak seçimde 1. olan aday Kamu Başdenetçisi olacak.
*Partisinin Anayasa Mahkemesi tarafından kapatılmasına eylem ve söylemleriyle neden olan milletvekillerinin milletvekilliği düşmeyecek.
*Çocuklar, yaşlılar, özürlüler, harp ve vazife şehitlerinin dul ve yetimleri ile malul ve gazilere pozitif ayrımcılık getiriliyor.
*Kişilerin yurt dışına çıkma hürriyeti, ancak suç sorusturması veya kovuşturması sebebiyle hâkim kararına bağlı olarak sınırlanabilecek.
*Memurlara toplu sözleşme hakkı veriliyor. Toplu sözleşme sırasında uyuşmazlık çıkması durumunda Uzlaştırma Kurulu'na başvurulacak. Uzlaştırma Kurulu ile ilgili hususlar kanunla düzenlenecek.
*TBMM Başkanlık Divanı için yasama dönemi başında seçilenlerin görev süresi 2 yıl, 2. devre için seçilenlerin görev süresi yasama döneminin sonuna kadar devam edecek.
*"Yargı yetkisinin idari eylem ve işlemlerin hukuka uygunluğunu denetimi ile sınırlı olduğu" ve "hiçbir suretle yerindelik denetimi şeklinde kullanılamayacağı" vurgulanıyor.
(Kaynak:cnntürk.com.tr)

29 Ocak 2017 Pazar

Bir kadının topuklu ayakkabı zorlamasına karşı mücadelesi

İngiltere'de resepsiyon görevlisi olarak çalıştığı muhasebe firmasından, yüksek topuklu ayakkabı giymediği için eve gönderilen Nicola Thorp'un başına gelenler üzerine, milletvekilleri kadınlara yönelik cinsiyetçi giyim kurallarını yasaklayan yasaların uygulanması çağrısı yaptı.

Nicola Thorp, Aralık 2015'te yaşadığı olay üzerine parlamentoya bir dilekçe yazmış ve dilekçesi 150 binden fazla imza toplamıştı.
Thorp'un girişimi üzerine milletvekillerinin başlattığı soruşturmada, daha kısa etekler giymeleri, gömleklerinin düğmelerini açmaları söylenen ve tırnak cilasından, saç renklerine sıkı bir giyim-kuşam yönetmeliğine bağlı kalmaları talep edilen kadınlar ifade verdi.
BBC Türkçe'nin haberine göre, soruşturmayı yapan parlamento komisyonunun başkanı Helen Jones, "Nicola Thorp'un işvereninden gördüğü muamele kanunlara aykırı ancak bu ücretsiz evine gönderilmesine engel olmadı. Dinlediğimiz ifadeler de Nicola'nın tek örnek olmadığını gösteriyor" dedi.
'Erkek iş arkadaşlarıma bu kurallar uygulanmıyor'
Thorpe, büyük muhasebe şirketi PricewaterhouseCoopers'ın (PWC) Londra'daki ofisinde resepsiyon görevlisi olarak çalışırken, evine gönderilmişti.
Nicola Thorp, kendisini PWC'deki işe yerleştiren iş bulma ajansı Portico'nun beş ila 10 santimetre arasında topuklu ayakkabı giyilmesini öngören kurallarına karşı çıktı.
Gün boyunca yüksek topuklu ayakkabı giymenin sağlığı için kötü olduğunu söyleyen Thorpe, erkek iş arkadaşlarına aynı kuralların uygulanmadığına dikkat çekti.
Thorp, "Bütün bunlar bir çift yüksek topuklu ayakkabı yüzünden başlamış olabilir ancak İngiltere'deki iş yerlerinde uygulanan ayrımcılığı göstermesi bakımından hayati önemde. Parlamento komisyonunun internet forumları sayesinde yüzlerce kadın başına gelenleri anlattı. Mevcut sistem işverenden yana" dedi.
Külotlu çorapların kalınlığı, ojenin rengi
Tartışmalardan sonra İş bulma ajansı Portico'nun değiştirmesi beklenen, giyim kuşam kurallarına yönelik düzenlemelerden bazıları şu şekilde:
* Ruj, allık, rimel ve far gibi makyajın yeniden uygulanması
* Belli renk aralıklarında tırnak cilası
* Külotlu çorapların kalınlığı
* Boyanmış saçlarda, saç kökünün görünür olmaması
* Komisyonda ifade veren kadınlar ayrıca, Noel alışverişi yapan erkekler için daha kısa etekler giymeleri ve gömleklerinin düğmelerini açmalarının istendiğini anlattı.
Perakende sektöründe satış temsilcisi ve resepsiyonist olarak çalışan kadınlar tacize uğradıklarını, hostesler de sosyal medyada müşteriler tarafından nasıl takip edildiklerini belirttiler.
Parlamento komisyonunun raporunda yasaların uygulanması ve işverenlere yasal zorunluluklarını hatırlatmak, çalışanlara da nasıl şikâyet edebileceklerini anlatmak için bir kampanya başlatılması talep edildi.

27 Ocak 2017 Cuma

MHP'li muhalifler sahaya iniyor

MHP'de yeni anayasa değişikliğine 'hayır' diyen muhalifler sahaya iniyor. Kurulacak platformla 81 ilde çalışma yapılacak.

MHP Kayseri Milletvekili Yusuf Halaçoğlu, 'hayır' kampanyası için STK'larla işbirliği yapacaklarını, ayrıca sosyal medyayı etkin bir şekilde kullanacaklarını söyledi.
Duvar'dan Nergis Demirkaya'nın haberine göre, MHP'li muhalifler ise sahaya çıkmak için hazırlıklarını bitirmek üzere.
Meclis'teki oylamalarda 'hayır' diyen MHP Kayseri Milletvekili Yusuf Halaçoğlu, parti tabanının genel merkeze ateş püskürdüğünü söyledi. Parti tabanının yüzde 70-80 oranında 'hayır' dediğini söyleyen Halaçoğlu, "Biz sahaya çıkarız da onlar çıkabilir mi?" diye sordu.
Halaçoğlu türütecekleri kampanyanın ayrıntılarını şöyle anlattı:
"Biz parti olarak hareket etmiyoruz. Partilerle de işbirliği içinde çalışmayacağız. Bir platform oluşturup sadece MHP tabanına değil, -MHP tabanı zaten yüzde 70-80 hayır diyor- tüm seçmenlere sesleneceğiz. Biliyoruz ki AKP tabanında da hayır diyecek çok insan var. Bu mesele şu anki hükümet, cumhurbaşkanı meselesi değil, bu mesele Türkiye'nin geleceği meselesi. Kim gelirse gelsin tek başına bir yönetim tarzını kabullenmemiz mümkün değil. Türkiye'nin her yanını dolaşacağız. STK'larla işbirliği yapacağız. Siyasi nitelikte düşünmediğimiz için bir çok kesimin destek olacağını, birlikte hareket edeceğini düşünüyoruz. Biz 'hayır' derken bunun nedenlerini çok iyi açıklayabiliyoruz. Bunların yer aldığı kısa metinler yayınlayacağız. Sosyal medyayı en etkin şekilde kullanacağız. Türkiye'nin 81 iline gitmeye çalışacağız. MHP tabanının yüzde 70-80'i hayır diyor, bu oylamada yüzde 90 olur. Devlet Bey'in yanında tavır alanlar da aslında lider doktrininden kaynaklı Bahçeli'nin yanında yer alıyorlar.

23 Ocak 2017 Pazartesi

Anayasa değişikliği maddeleri nelerdir?| İşte 18 maddelik Anayasa değişikliği

Yeni Anayasa değişikliği maddeleri TBMM Genel Kurulu'nda yapılan oylamada kabul edildi. Milletvekilleri arasında hararetli tartışmaların yaşandığı 18 maddelik anayasa değişikliği maddelerinin oylanmasında AK Parti ve MHP destek isterken, CHP ve HDP ise değişikliklerin tek adam rejimi ortaya çıkarabileceğine vurgu yapıyor. Yeni Anayasa maddeleri kabul edilse de, vatandaşlar değişikliklerle neler olacağını merak ediyor. İşte 18 maddelik anayasa değişikliğinin detayları...

Anayasa değişikliği maddeleri TBMM Genel Kurulu tarafından kabul edildi. Ülke gündeminde son yıllarda önemli bir yer tutan Anayasa değişikliği konusunda Adalet ve Kalkınma Partisi (AK Parti) baştan bu yana ısrarcı durumdayken, muhalefet partilerinden beklediği desteği görememişti. Ancak 1 Kasım'da gerçekleştirilen Genel Seçim sonrasında başlayan süreçte ve 15 Temmuz darbe girişiminin ardından Milliyetçi Hareket Partisi (MHP), Başkanlık Sistemi ve yeni Anayasa konusunda iktidar partisine destek vereceklerini açıkladı. Öte yandan ana muhalefet partisi Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) ve Halkların Demoktarik Partisi (HDP) yapılacak değişikliği desteklemediklerini belirtmeye devam etti. İktidarın Anayasa değişikliği maddeleri ile "devlet yapısının güçleneceği" iddiasına muhalefet partileri, "tek adam rejimi" yaratılacağı şeklindeki görüşleriyle karşı çıktı. TBMM'de gerçekleştirilen 1. ve 2. oturumlarda 18 maddelik Anayasa değişikliği kabul edildi. Fakat bu önemli görüşmelerin sadece günün belirli saatlerinde TBMM TV'de yayınlanması tepkilere neden oldu. Muhalefet bu denli önemli bir konunun televizyonlardan yayınlanması gerektiğine vurgu yaptı. Yine pek çok vatandaş da görüşmelere daha fazla yer verilmesinden yana. Peki Anayasa değişikliği süreci nasıl işliyor? 18 maddelik Anayasa değişikliği neleri değiştiriyor?
Anayasa değişikliği maddeleri kabul edildi
AK Parti'nin 18 maddeden oluşan Türkiye Cumhuriyeti Anayasasında Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi, 339 oyla kabul edilerek yasalaştı. Teklifin tümü üzerinde yapılan gizli oylamaya 488 milletvekili katıldı. Yapılan oylamada 339 kabul, 142 ret oyu kullanılırken, 5 oy boş, 2 oy ise geçersiz sayıldı. İstedikleri sonucu alan AK Parti milletvekilleri sonucu ayakta alkışladı.
Başbakan Yıldırım teşekkür etti
Başbakan Binali Yıldırım, 18 maddelik Anayasa değişikliği maddelerinin kabul edilmesinin ardından kürsüye gelerek bir teşekkür konuşması yaptı. Yıldırım konuşmasında, "Bugün burada bir anayasa değişikliği yapmadık. Bir anayasa değişikliği teklifi yaptık. Anayasayı değiştirecek olan aziz Türk milletidir. Biz üzerimize düşen görevi yaptık, asıl görevi milletimize arz ediyoruz. Şimdi söz milletindir, yetki milletindir, karar milletindir, mühür milletin elindedir. Halkımız son sözü söyleyecek, son kararı verecektir" ifadelerini kullandı.
TBMM Genel Kurulu'nda, ikinci tur görüşmeleri yapılan anayasa değişikliği teklifinin 18. maddesi, 343 oyla kabul edildi. ​TBMM Genel Kurulundaki gizli oylamaya 488 milletvekili katıldı. Maddeye 343 kabul, 142 ret oyu çıktı. 2 oy boş kullanılırken, 1 oy geçersiz sayıldı. Teklifin tümü üzerindeki oylamaya geçildi.
YENİ ANAYASA MADDELERİ NELERDİR?
MADDE 1: 7/11/1982 tarihli ve 2709 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 9 uncu maddesine “bağımsız” ibaresinden sonra gelmek üzere “ve tarafsız” ibaresi eklenmiştir.
MADDE 2: 2709 sayılı Kanunun 75 inci maddesinde yer alan “beşyüzelli” ibaresi “altıyüz” şeklinde değiştirilmiştir.
MADDE 3: 2709 sayılı Kanunun 76 ncı maddesinin birinci fıkrasında yer alan “Yirmibeş” ibaresi “Onsekiz” şeklinde, ikinci fıkrasında yer alan “yükümlü olduğu askerlik hizmetini yapmamış olanlar,” ibaresi “askerlikle ilişiği olanlar,” şeklinde değiştirilmiştir.
MADDE 4: 2709 sayılı Kanunun 77 nci maddesi başlığıyla birlikte aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir;
“C. Türkiye Büyük Millet Meclisi ve Cumhurbaşkanının seçim dönemi MADDE 77- Türkiye Büyük Millet Meclisi ve Cumhurbaşkanlığı seçimleri beş yılda bir aynı günde yapılır. Süresi biten milletvekili yeniden seçilebilir. Cumhurbaşkanlığı seçiminde birinci oylamada gerekli çoğunluğun sağlanamaması halinde 101 inci maddedeki usule göre ikinci oylama yapılır.”
MADDE 5: 2709 sayılı Kanunun 87 nci maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir;
“MADDE 87: Türkiye Büyük Millet Meclisinin görev ve yetkileri, kanun koymak, değiştirmek ve kaldırmak; bütçe ve kesinhesap kanun tekliflerini görüşmek ve kabul etmek; para basılmasına ve savaş ilânına karar vermek; milletlerarası andlaşmaların onaylanmasını uygun bulmak, Türkiye Büyük Millet Meclisi üye tamsayısının beşte üç çoğunluğunun kararı ile genel ve özel af ilânına karar vermek ve Anayasanın diğer maddelerinde öngörülen yetkileri kullanmak ve görevleri yerine getirmektir.”
MADDE 6: 2709 sayılı Kanunun 98 inci maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiş ve kenar başlığı metinden çıkarılmıştır;
“MADDE 98: Türkiye Büyük Millet Meclisi; meclis araştırması, genel görüşme, meclis soruşturması ve yazılı soru yollarıyla bilgi edinme ve denetleme yetkisini kullanır. Meclis araştırması, belli bir konuda bilgi edinmek için yapılan incelemeden ibarettir. Genel görüşme, toplumu ve Devlet faaliyetlerini ilgilendiren belli bir konunun Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulunda görüşülmesidir. Meclis soruşturması, Cumhurbaşkanı yardımcıları ve bakanlar hakkında 106 ncı maddenin beşinci, altıncı ve yedinci fıkraları uyarınca yapılan soruşturmadan ibarettir. Yazılı soru; yazılı olarak en geç onbeş gün içinde cevaplanmak üzere milletvekillerinin, Cumhurbaşkanı yardımcıları ve bakanlara yazılı olarak soru sormalarından ibarettir. Meclis araştırması, genel görüşme ve yazılı soru önergelerinin verilme şekli, içeriği ve kapsamı ile araştırma usulleri Meclis İçtüzüğü ile düzenlenir.”
MADDE 7: 2709 sayılı Kanunun 101 inci maddesi başlığıyla birlikte aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
"A. Adaylık ve seçimi MADDE 101: Cumhurbaşkanı, kırk yaşını doldurmuş, yükseköğrenim yapmış, milletvekili seçilme yeterliliğine sahip, Türk vatandaşları arasından, doğrudan halk tarafından seçilir. Cumhurbaşkanının görev süresi beş yıldır. Bir kimse en fazla iki defa Cumhurbaşkanı seçilebilir. Cumhurbaşkanlığına, siyasi parti grupları, en son yapılan genel seçimlerde toplam geçerli oyların tek başına veya birlikte en az yüzde beşini almış olan siyasi partiler ile en az yüz bin seçmen aday gösterebilir. Cumhurbaşkanı seçilen milletvekilinin Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeliği sona erer. Genel oyla yapılacak seçimde, geçerli oyların salt çoğunluğunu alan aday Cumhurbaşkanı seçilir. İlk oylamada bu çoğunluk sağlanamazsa, bu oylamayı izleyen ikinci pazar günü ikinci oylama yapılır. Bu oylamaya, ilk oylamada en çok oy almış iki aday katılır ve geçerli oyların çoğunluğunu alan aday Cumhurbaşkanı seçilir. İkinci oylamaya katılmaya hak kazanan adaylardan birinin herhangi bir nedenle seçime katılmaması halinde; ikinci oylama, boşalan adaylığın birinci oylamadaki sıraya göre ikame edilmesi suretiyle yapılır. İkinci oylamaya tek adayın kalması halinde, bu oylama referandum şeklinde yapılır. Aday, geçerli oyların salt çoğunluğunu aldığı takdirde Cumhurbaşkanı seçilir. Oylamada, adayın geçerli oyların çoğunluğunu alamaması halinde, sadece Cumhurbaşkanı seçimi yenilenir. Seçimlerin tamamlanamaması halinde, yenisi göreve başlayıncaya kadar mevcut Cumhurbaşkanının görevi devam eder. Cumhurbaşkanlığı seçimlerine ilişkin diğer usul ve esaslar kanunla düzenlenir.”
MADDE 8: 2709 sayılı Kanunun 104 üncü maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir;
“MADDE 104: Cumhurbaşkanı Devletin başıdır. Yürütme yetkisi Cumhurbaşkanına aittir. Cumhurbaşkanı, Devlet başkanı sıfatıyla Türkiye Cumhuriyetini ve Türk Milletinin birliğini temsil eder; Anayasanın uygulanmasını, Devlet organlarının düzenli ve uyumlu çalışmasını temin eder. Gerekli gördüğü takdirde, yasama yılının ilk günü Türkiye Büyük Millet Meclisinde açılış konuşmasını yapar. Ülkenin iç ve dış siyaseti hakkında Meclise mesaj verir. Kanunları yayımlar. Kanunları tekrar görüşülmek üzere Türkiye Büyük Millet Meclisine geri gönderir. Kanunların, Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğünün tümünün veya belirli hükümlerinin Anayasaya şekil veya esas bakımından aykırı oldukları gerekçesiyle Anayasa Mahkemesinde iptal davası açar. Cumhurbaşkanı yardımcıları ile bakanları atar ve görevlerine son verir. Üst kademe kamu yöneticilerini atar, görevlerine son verir ve bunların atanmalarına ilişkin usul ve esasları Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle düzenler. Yabancı devletlere Türkiye Cumhuriyetinin temsilcilerini gönderir, Türkiye Cumhuriyetine gönderilecek yabancı devlet temsilcilerini kabul eder. Milletlerarası andlaşmaları onaylar ve yayımlar. Anayasa değişikliklerine ilişkin kanunları gerekli gördüğü takdirde halkoyuna sunar. Milli güvenlik politikalarını belirler ve gerekli tedbirleri alır.
Türkiye Büyük Millet Meclisi adına Türk Silahlı Kuvvetlerinin Başkomutanlığını temsil eder. Türk Silahlı Kuvvetlerinin kullanılmasına karar verir. Sürekli hastalık, sakatlık ve kocama sebebiyle kişilerin cezalarını hafifletir veya kaldırır. Cumhurbaşkanı, yürütme yetkisine ilişkin konularda Cumhurbaşkanlığı kararnamesi çıkarabilir. Anayasanın ikinci kısmının birinci ve ikinci bölümlerinde yer alan temel haklar, kişi hakları ve ödevleriyle dördüncü bölümde yer alan siyasi haklar ve ödevler Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle düzenlenemez. Anayasada münhasıran kanunla düzenlenmesi öngörülen konularda Cumhurbaşkanlığı kararnamesi çıkarılamaz. Kanunda açıkça düzenlenen konularda Cumhurbaşkanlığı kararnamesi çıkarılamaz. Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle kanunlarda farklı hükümler bulunması halinde, kanun hükümleri uygulanır. Türkiye Büyük Millet Meclisinin aynı konuda kanun çıkarması durumunda, Cumhurbaşkanlığı kararnamesi hükümsüz hale gelir. Cumhurbaşkanı, kanunların uygulanmasını sağlamak üzere ve bunlara aykırı olmamak şartıyla, yönetmelikler çıkarabilir. Kararnameler ve yönetmelikler, yayımdan sonraki bir tarih belirlenmemişse, Resmî Gazetede yayımlandıkları gün yürürlüğe girer. Cumhurbaşkanı, ayrıca Anayasada ve kanunlarda verilen seçme ve atama görevleri ile diğer görevleri yerine getirir ve yetkileri kullanır.”
MADDE 9: 2709 sayılı Kanunun 105 inci maddesi başlığıyla birlikte aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“E. Cumhurbaşkanının cezai sorumluluğu MADDE 105- Cumhurbaşkanı hakkında, bir suç işlediği iddiasıyla Türkiye Büyük Millet Meclisi üye tamsayısının salt çoğunluğunun vereceği önergeyle soruşturma açılması istenebilir. Meclis, önergeyi en geç bir ay içinde görüşür ve üye tamsayısının beşte üçünün gizli oyuyla soruşturma açılmasına karar verebilir. Soruşturma açılmasına karar verilmesi halinde, Meclisteki siyasi partilerin, güçleri oranında komisyona verebilecekleri üye sayısının üç katı olarak gösterecekleri adaylar arasından her siyasi parti için ayrı ayrı ad çekme suretiyle kurulacak onbeş kişilik bir komisyon tarafından soruşturma yapılır. Komisyon, soruşturma sonucunu belirten raporunu iki ay içinde Meclis Başkanlığına sunar. Soruşturmanın bu sürede bitirilememesi halinde, komisyona bir aylık yeni ve kesin bir süre verilir. Rapor Başkanlığa verildiği tarihten itibaren on gün içinde dağıtılır, dağıtımından itibaren on gün içinde Genel Kurulda görüşülür. Türkiye Büyük Millet Meclisi üye tamsayısının üçte ikisinin gizli oyuyla Yüce Divana sevk kararı alabilir. Yüce Divan yargılaması üç ay içinde tamamlanır, bu sürede tamamlanamazsa bir defaya mahsus olmak üzere üç aylık ek süre verilir, yargılama bu sürede kesin olarak tamamlanır. Hakkında soruşturma açılmasına karar verilen Cumhurbaşkanı, seçim kararı alamaz. Yüce Divanda seçilmeye engel bir suçtan mahkûm edilen Cumhurbaşkanının görevi sona erer. Cumhurbaşkanının görevde bulunduğu sürede işlediği iddia edilen suçlar için görevi bittikten sonra da bu madde hükmü uygulanır.”
MADDE 10: 2709 sayılı Kanunun 106 ncı maddesi başlığıyla birlikte aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“F. Cumhurbaşkanı yardımcıları, Cumhurbaşkanına vekâlet ve bakanlar MADDE 106- Cumhurbaşkanı, seçildikten sonra bir veya daha fazla Cumhurbaşkanı yardımcısı atayabilir. Cumhurbaşkanlığı makamının herhangi bir nedenle boşalması halinde, kırkbeş gün içinde Cumhurbaşkanı seçimi yapılır. Yenisi seçilene kadar Cumhurbaşkanı yardımcısı Cumhurbaşkanlığına vekâlet eder ve Cumhurbaşkanına ait yetkileri kullanır. Genel seçime bir yıl veya daha az kalmışsa Türkiye Büyük Millet Meclisi seçimi de Cumhurbaşkanı seçimi ile birlikte yenilenir. Genel seçime bir yıldan fazla kalmışsa seçilen Cumhurbaşkanı Türkiye Büyük Millet Meclisi seçim tarihine kadar görevine devam eder. Kalan süreyi tamamlayan Cumhurbaşkanı açısından bu süre dönemden sayılmaz. Türkiye Büyük Millet Meclisi genel seçimlerinin yapılacağı tarihte her iki seçim birlikte yapılır. Cumhurbaşkanının hastalık ve yurt dışına çıkma gibi sebeplerle geçici olarak görevinden ayrılması hallerinde, Cumhurbaşkanı yardımcısı Cumhurbaşkanına vekâlet eder ve Cumhurbaşkanına ait yetkileri kullanır. Cumhurbaşkanı yardımcıları ve bakanlar, milletvekili seçilme yeterliliğine sahip olanlar arasından Cumhurbaşkanı tarafından atanır ve görevden alınır. Cumhurbaşkanı yardımcıları ve bakanlar, 81 inci maddede yazılı şekilde Türkiye Büyük Millet Meclisi önünde and içerler. Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeleri, Cumhurbaşkanı yardımcısı veya bakan olarak atanırlarsa üyelikleri sona erer.
Cumhurbaşkanı yardımcıları ve bakanlar, Cumhurbaşkanına karşı sorumludur. Cumhurbaşkanı yardımcıları ve bakanlar hakkında görevleriyle ilgili suç işledikleri iddiasıyla, Türkiye Büyük Millet Meclisi üye tamsayısının salt çoğunluğunun vereceği önergeyle soruşturma açılması istenebilir. Meclis, önergeyi en geç bir ay içinde görüşür ve üye tamsayısının beşte üçünün gizli oyuyla soruşturma açılmasına karar verebilir. Soruşturma açılmasına karar verilmesi halinde, Meclisteki siyasi partilerin, güçleri oranında komisyona verebilecekleri üye sayısının üç katı olarak gösterecekleri adaylar arasından, her siyasi parti için ayrı ayrı ad çekme suretiyle kurulacak onbeş kişilik bir komisyon tarafından soruşturma yapılır. Komisyon, soruşturma sonucunu belirten raporunu iki ay içinde Meclis Başkanlığına sunar. Soruşturmanın bu sürede bitirilememesi halinde, komisyona bir aylık yeni ve kesin bir süre verilir. Rapor Başkanlığa verildiği tarihten itibaren on gün içinde dağıtılır ve dağıtımından itibaren on gün içinde Genel Kurulda görüşülür. Türkiye Büyük Millet Meclisi üye tamsayısının üçte ikisinin gizli oyuyla Yüce Divana sevk kararı alabilir. Yüce Divan yargılaması üç ay içinde tamamlanır, bu sürede tamamlanamazsa bir defaya mahsus olmak üzere üç aylık ek süre verilir, yargılama bu sürede kesin olarak tamamlanır. Bu kişilerin görevde bulundukları sürede, görevleriyle ilgili işledikleri iddia edilen suçlar bakımından, görevleri bittikten sonra da beşinci, altıncı ve yedinci fıkra hükümleri uygulanır. Yüce Divanda seçilmeye engel bir suçtan mahkûm edilen Cumhurbaşkanı yardımcısı veya bakanın görevi sona erer.
Cumhurbaşkanı yardımcıları ve bakanlar, görevleriyle ilgili olmayan suçlarda yasama dokunulmazlığına ilişkin hükümlerden yararlanır. Bakanlıkların kurulması, kaldırılması, görevleri ve yetkileri, teşkilat yapısı ile merkez ve taşra teşkilatlarının kurulması Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle düzenlenir.”
MADDE 11: 2709 sayılı Kanunun 116 ncı maddesi başlığıyla birlikte aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“H. Türkiye Büyük Millet Meclisi ve Cumhurbaşkanı seçimlerinin yenilenmesi
MADDE 116: Türkiye Büyük Millet Meclisi üye tamsayısının beşte üç çoğunluğuyla seçimlerin yenilenmesine karar verebilir. Bu halde Türkiye Büyük Millet Meclisi genel seçimi ile Cumhurbaşkanlığı seçimi birlikte yapılır.
Cumhurbaşkanının seçimlerin yenilenmesine karar vermesi halinde, Türkiye Büyük Millet Meclisi genel seçimi ile Cumhurbaşkanlığı seçimi birlikte yapılır.
Cumhurbaşkanının ikinci döneminde Meclis tarafından seçimlerin yenilenmesine karar verilmesi halinde, Cumhurbaşkanı bir defa daha
aday olabilir. Seçimlerinin birlikte yenilenmesine karar verilen Meclisin ve Cumhurbaşkanının yetki ve görevleri, yeni Meclisin ve Cumhurbaşkanının göreve başlamasına kadar devam eder.
Bu şekilde seçilen Meclis ve Cumhurbaşkanının görev süreleri de beş yıldır.”
MADDE 12: 2709 sayılı Kanunun 119 uncu maddesi başlığıyla birlikte aşağıdaki şekilde değiştirilmiş ve kenar başlıkları metinden çıkarılmıştır.
“III. Olağanüstü hal yönetimi MADDE 119: Cumhurbaşkanı; savaş, savaşı gerektirecek bir durumun baş göstermesi, seferberlik, ayaklanma, vatan veya Cumhuriyete karşı kuvvetli ve eylemli bir kalkışma, ülkenin ve milletin bölünmezliğini içten veya dıştan tehlikeye düşüren şiddet hareketlerinin yaygınlaşması, anayasal düzeni veya temel hak ve hürriyetleri ortadan kaldırmaya yönelik yaygın şiddet hareketlerinin ortaya çıkması, şiddet olayları nedeniyle kamu düzeninin ciddî şekilde bozulması, tabiî afet veya tehlikeli salgın hastalık ya da ağır ekonomik bunalımın ortaya çıkması hallerinde yurdun tamamında veya bir bölgesinde, süresi altı ayı geçmemek üzere olağanüstü hal ilan edebilir. Olağanüstü hal ilanı kararı verildiği gün Resmî Gazetede yayımlanır ve aynı gün Türkiye Büyük Millet Meclisinin onayına sunulur. Türkiye Büyük Millet Meclisi tatilde ise derhal toplantıya çağırılır; Meclis gerekli gördüğü takdirde olağanüstü halin süresini kısaltabilir, uzatabilir veya olağanüstü hali kaldırabilir. Cumhurbaşkanının talebiyle Türkiye Büyük Millet Meclisi her defasında dört ayı geçmemek üzere süreyi uzatabilir. Savaş hallerinde bu dört aylık süre aranmaz. Olağanüstü hallerde vatandaşlar için getirilecek para, mal ve çalışma yükümlülükleri ile 15 inci maddedeki ilkeler doğrultusunda temel hak ve hürriyetlerin nasıl sınırlanacağı veya geçici olarak durdurulacağı, hangi hükümlerin uygulanacağı ve işlemlerin nasıl yürütüleceği kanunla düzenlenir. Olağanüstü hallerde Cumhurbaşkanı, olağanüstü halin gerekli kıldığı konularda, 104 üncü maddenin onyedinci fıkrasının ikinci cümlesinde belirtilen sınırlamalara tabi olmaksızın Cumhurbaşkanlığı kararnamesi çıkarabilir. Kanun hükmündeki bu kararnameler Resmî Gazetede yayımlanır, aynı gün Meclis onayına sunulur.
Savaş ve mücbir sebeplerle Türkiye Büyük Millet Meclisinin toplanamaması hâli hariç olmak üzere; olağanüstü hal sırasında çıkarılan Cumhurbaşkanlığı kararnameleri üç ay içinde Türkiye Büyük Millet Meclisinde görüşülür ve karara bağlanır. Aksi halde olağanüstü hallerde çıkarılan Cumhurbaşkanlığı kararnamesi kendiliğinden yürürlükten kalkar.”
MADDE 13: 2709 sayılı Kanunun 142 nci maddesine aşağıdaki fıkra eklenmiştir. “Disiplin mahkemeleri dışında askeri mahkemeler kurulamaz. Ancak savaş halinde, asker kişilerin görevleriyle ilgili olarak işledikleri suçlara ait davalara bakmakla görevli askeri mahkemeler kurulabilir.”
MADDE 14: 2709 sayılı Kanunun 159’uncu maddesinin başlığı ile birinci ve dokuzuncu fıkralarında yer alan “Yüksek” ibareleri madde metninden çıkarılmış; iki, üç, dört ve beşinci fıkraları aşağıdaki şekilde değiştirilmiş; altıncı fıkrasında yer alan “asıl” ibaresi madde metninden çıkarılmış; dokuzuncu fıkrasında yer alan “kanun, tüzük, yönetmeliklere ve genelgelere” ibaresi “kanun ve diğer mevzuata” şeklinde değiştirilmiştir.
“Hâkimler ve Savcılar Kurulu onüç üyeden oluşur; iki daire halinde çalışır.
Kurulun Başkanı Adalet Bakanıdır. Adalet Bakanlığı Müsteşarı Kurulun tabiî üyesidir.
Kurulun, üç üyesi birinci sınıf olup, birinci sınıfa ayrılmayı gerektiren nitelikleri yitirmemiş adlî yargı hâkim ve savcıları arasından, bir üyesi birinci sınıf olup, birinci sınıfa ayrılmayı gerektiren nitelikleri yitirmemiş idarî yargı hâkim ve savcıları arasından Cumhurbaşkanınca; üç üyesi Yargıtay üyeleri, bir üyesi Danıştay üyeleri, üç üyesi nitelikleri kanunda belirtilen yükseköğretim kurumlarının hukuk dallarında görev yapan öğretim üyeleri ile avukatlar arasından Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından seçilir. Öğretim üyeleri ile avukatlar arasından seçilen üyelerden, en az birinin öğretim üyesi ve en az birinin de avukat olması zorunludur. Kurulun Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından seçilecek üyeliklerine ilişkin başvurular, Meclis Başkanlığına yapılır. Başkanlık, başvuruları Anayasa ve Adalet Komisyonları Üyelerinden Kurulu Karma Komisyona gönderir. Komisyon her bir üyelik için üç adayı, üye tamsayısının üçte iki çoğunluğuyla belirler. Birinci oylamada aday belirleme işleminin sonuçlandırılamaması halinde ikinci oylamada üye tamsayısının beşte üç çoğunluğu aranır. Bu oylamada da aday belirlenemediği takdirde, her bir üyelik için en çok oyu alan iki aday arasında ad çekme usulü ile aday belirleme işlemi tamamlanır. Türkiye Büyük Millet Meclisi, Komisyon tarafından belirlenen adaylar arasından, her bir üye için ayrı ayrı gizli oyla seçim yapar. Birinci oylamada üye tamsayısının üçte iki çoğunluğu; bu oylamada seçimin sonuçlandırılamaması halinde, ikinci oylamada üye tamsayısının beşte üç çoğunluğu aranır. İkinci oylamada da üye seçilemediği takdirde en çok oyu alan iki aday arasında ad çekme usulü ile üye seçimi tamamlanır.
Üyeler dört yıl için seçilir. Süresi biten üyeler bir kez daha seçilebilir. Kurul üyeliği seçimi, üyelerin görev süresinin dolmasından önceki otuz gün içinde yapılır. Seçilen üyelerin görev süreleri dolmadan Kurul üyeliğinin boşalması durumunda, boşalmayı takip eden otuz gün içinde, yeni üyelerin seçimi yapılır.”
MADDE 15: 2709 sayılı Kanunun 161 inci maddesi başlığıyla birlikte aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir;
“A. Bütçe ve kesin hesap MADDE 161: Kamu idarelerinin ve kamu iktisadî teşebbüsleri dışındaki kamu tüzel kişilerinin harcamaları yıllık bütçelerle yapılır. Malî yıl başlangıcı ile merkezi yönetim bütçesinin hazırlanması, uygulanması ve kontrolü ile yatırımlar veya bir yıldan fazla sürecek iş ve hizmetler için özel süre ve usuller kanunla düzenlenir. Bütçe kanununa, bütçe ile ilgili hükümler dışında hiçbir hüküm konulamaz. Cumhurbaşkanı bütçe kanun teklifini, malî yılbaşından en az yetmişbeş gün önce, Türkiye Büyük Millet Meclisine sunar. Bütçe teklifi Bütçe Komisyonunda görüşülür. Komisyonun ellibeş gün içinde kabul edeceği metin Genel Kurulda görüşülür ve malî yılbaşına kadar karara bağlanır. Bütçe kanununun süresinde yürürlüğe konulamaması halinde, geçici bütçe kanunu çıkarılır. Geçici bütçe kanununun da çıkarılamaması durumunda, yeni bütçe kanunu kabul edilinceye kadar bir önceki yılın bütçesi yeniden değerleme oranına göre artırılarak uygulanır. Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeleri, Genel Kurulda kamu idare bütçeleri hakkında düşüncelerini her bütçenin görüşülmesi sırasında açıklarlar, gider artırıcı veya gelirleri azaltıcı önerilerde bulunamazlar. Genel Kurulda kamu idare bütçeleri ile değişiklik önergeleri, üzerinde ayrıca görüşme yapılmaksızın okunur ve oylanır. Merkezî yönetim bütçesiyle verilen ödenek, harcanabilecek tutarın sınırını gösterir. Harcanabilecek tutarın Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle aşılabileceğine dair bütçe kanununa hüküm konulamaz. Carî yıl bütçesindeki ödenek artışını öngören değişiklik teklifleri ile carî ve izleyen yılların bütçelerine malî yük getiren tekliflerde, öngörülen giderleri karşılayabilecek malî kaynak gösterilmesi zorunludur. Merkezî yönetim kesinhesap kanunu teklifi, ilgili olduğu malî yılın sonundan başlayarak en geç altı ay sonra Cumhurbaşkanı tarafından Türkiye Büyük Millet Meclisine sunulur. Sayıştay genel uygunluk bildirimini, ilişkin olduğu kesinhesap kanun teklifinin verilmesinden başlayarak en geç yetmişbeş gün içinde Meclise sunar. Kesinhesap kanunu teklifi ve genel uygunluk bildiriminin Türkiye Büyük Millet Meclisine verilmiş olması, ilgili yıla ait Sayıştayca sonuçlandırılamamış denetim ve hesap yargılamasını önlemez ve bunların karara bağlandığı anlamına gelmez. Kesinhesap kanunu teklifi, yeni yıl bütçe kanunu teklifiyle birlikte görüşülür ve karara bağlanır.”
MADDE 16: 2709 sayılı Kanunun;
A) 8 inci maddesinde yer alan “ve Bakanlar Kurulu”; 15 inci maddesinin birinci fıkrasında, 17 nci maddesinin dördüncü fıkrasında ve 19 uncu maddesinin beşinci fıkrasında yer alan “, sıkıyönetim”; 88 inci maddesinin birinci fıkrasında yer alan “Bakanlar Kurulu ve”, ikinci fıkrasında yer alan “tasarı ve”; 93 üncü maddesinin ikinci fıkrasında yer alan “, doğrudan doğruya veya Bakanlar Kurulunun istemi üzerine,”; 125 inci maddesinin ikinci fıkrasında yer alan “Cumhurbaşkanının tek başına yapacağı işlemler ile Yüksek Askerî Şuranın kararları yargı denetimi dışındadır. Ancak,” ve altıncı fıkrasında yer alan “sıkıyönetim,”; 148 inci maddesinin birinci fıkrasında yer alan “, sıkıyönetim”, altıncı fıkrasında yer alan “, Askerî Yargıtay, Askerî Yüksek İdare Mahkemesi” ve “Yüksek”, yedinci fıkrasında yer alan “ile Jandarma Genel Komutanı”; 153 üncü maddesinin dördüncü fıkrasında yer alan “tasarı veya”; 154 üncü maddesinin ikinci fıkrasında yer alan “Yüksek”; 155 inci maddesinin ikinci fıkrasında yer alan “Başbakan ve Bakanlar Kurulunca gönderilen kanun tasarıları,” ve “tüzük tasarılarını incelemek,”, üçüncü fıkrasında yer alan “Yüksek” ibareleri madde metinlerinden çıkarılmıştır.
B) 73 üncü maddesinin dördüncü fıkrasında yer alan “Bakanlar Kuruluna” ibaresi “Cumhurbaşkanına”; 78 inci maddesinin başlığı “D. Seçimlerin geriye bırakılması ve ara seçimler”; 117 nci maddesinin ikinci fıkrasında yer alan “Bakanlar Kurulu” ibaresi “Cumhurbaşkanı”; 118 inci maddesinin birinci fıkrasında yer alan “Başbakan, Genelkurmay Başkanı, Başbakan yardımcıları,” ibaresi “Cumhurbaşkanı yardımcıları,”, “Kara, Deniz ve Hava Kuvvetleri Komutanları ve Jandarma Genel Komutanından” ibaresi “Genelkurmay Başkanı, Kara, Deniz ve Hava kuvvetleri komutanlarından”, üçüncü fıkrasında yer alan “Bakanlar Kuruluna” ibaresi “Cumhurbaşkanına”, “Bakanlar Kurulunca” ibaresi “Cumhurbaşkanınca”, dördüncü fıkrasında yer alan “Başbakan” ibaresi “Cumhurbaşkanı yardımcıları”, beşinci fıkrasında yer alan “Başbakanın” ibaresi “Cumhurbaşkanı yardımcısının”, altıncı fıkrasında yer alan “kanunla” ibaresi “Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle”; 123 üncü maddesinin üçüncü fıkrasında yer alan “ancak kanunla veya kanunun açıkça verdiği yetkiye dayanılarak” ibaresi “kanunla veya Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle”; 124 üncü maddesinin birinci fıkrasında yer alan “Başbakanlık” ibaresi “Cumhurbaşkanı” ve “tüzüklerin” ibaresi “Cumhurbaşkanlığı kararnamelerinin”; 127 nci maddesinin altıncı fıkrasında yer alan “Bakanlar Kurulunun” ibaresi “Cumhurbaşkanının”; 131 inci maddesinin ikinci fıkrasında yer alan “ve Bakanlar Kurulunca” ibaresi “tarafından”; 134 üncü maddesinin birinci fıkrasında yer alan “Başbakanlığa” ibaresi “Cumhurbaşkanının görevlendireceği bakana”; 137 nci maddesinin birinci fıkrasında yer alan “tüzük” ibaresi “Cumhurbaşkanlığı kararnamesi”; 148 inci maddesinin birinci fıkrasında yer alan “kanun hükmünde kararnamelerin” ibareleri “Cumhurbaşkanlığı kararnamelerinin”, altıncı fıkrasında yer alan “Bakanlar Kurulu üyelerini” ibaresi “Cumhurbaşkanı yardımcılarını, bakanları,”; 149 uncu maddesinin birinci fıkrasında yer alan “oniki” ibaresi “on”; 150’nci maddesinde yer alan “kanun hükmündeki kararnamelerin” ibaresi “Cumhurbaşkanlığı kararnamelerinin” ve “iktidar ve anamuhalefet partisi Meclis grupları ile Türkiye Büyük Millet Meclisi” ibaresi “Türkiye Büyük Millet Meclisinde en fazla üyeye sahip iki siyasi parti grubuna ve”; 151 inci maddesi ile 153 üncü maddesinin üçüncü fıkrasında yer alan “kanun hükmünde kararname” ibareleri “Cumhurbaşkanlığı kararnamesi”; 152 nci maddesinin birinci fıkrası ile 153 üncü maddesinin ikinci fıkrasında yer alan “kanun hükmünde kararnamenin” ibareleri “Cumhurbaşkanlığı kararnamesinin”; 158 inci maddesinin birinci fıkrasında yer alan “adli, idari ve askeri” ibaresi “adli ve idari”; 166 ncı maddesinin dördüncü fıkrasında yer alan “hükümete” ibaresi “Cumhurbaşkanına”; 167 nci maddesinin ikinci fıkrasında yer alan “Bakanlar Kuruluna” ibaresi “Cumhurbaşkanına” şeklinde değiştirilmiştir.
C) 89 uncu maddesinin üçüncü fıkrasında yer alan “geri gönderilen kanunu” ibaresinden sonra gelmek üzere “üye tamsayısının salt çoğunluğuyla” ve “117 nci” maddesinin üçüncü fıkrasının başına “Cumhurbaşkanınca atanan” ibareleri eklenmiştir.
Ç) 108 inci maddesinin birinci fıkrasına “inceleme,” ibaresinden önce gelmek üzere “idari soruşturma,” ibaresi eklenmiş; ikinci fıkrasında yer alan “Silahlı Kuvvetler ve” ibaresi madde metninden çıkarılmış; üçüncü fıkrasında yer alan “üyeleri ve üyeleri içinden Başkanı, kanunda belirlenen nitelikteki kişiler arasından,” ibaresi “Başkan ve üyeleri,” şeklinde ve dördüncü fıkrasında yer alan “kanunla” ibaresi “Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle” şeklinde değiştirilmiştir. D) 146’ncı maddesinin birinci fıkrasında yer alan “onyedi” ibaresi “onbeş” şeklinde değiştirilmiş, üçüncü fıkrasında yer alan “, bir üyeyi Askerî Yargıtay, bir üyeyi Askerî Yüksek İdare Mahkemesi” ibaresi ile dördüncü fıkrasında yer alan “, Askerî Yargıtay, Askerî Yüksek İdare Mahkemesi” ibareleri madde metninden çıkarılmıştır.
E) 82’nci maddesinin ikinci fıkrasının ikinci cümlesi, 96’ncı maddesinin ikinci fıkrası, 117’nci maddesinin dördüncü ve beşinci fıkraları, 127’nci maddesinin üçüncü fıkrasının ikinci cümlesi, 150’nci maddesinin birinci fıkrasının son cümlesi ile 91, 99, 100, 102, 107, 109, 110, 111, 112, 113, 114, 115, 120, 121, 122, 145, 156, 157, 162, 163 ve 164 üncü maddeleri yürürlükten kaldırılmıştır.
MADDE 17: 2709 sayılı Kanuna aşağıdaki geçici madde eklenmiştir;
“GEÇİCİ MADDE 21:
A) Türkiye Büyük Millet Meclisinin 27’nci Yasama Dönemi milletvekili genel seçimi ve Cumhurbaşkanlığı seçimi 3/11/2019 tarihinde birlikte yapılır. Seçimin yapılacağı tarihe kadar Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeleri ve Cumhurbaşkanının görevi devam eder. Meclisin seçim kararı alması halinde, 27’nci Yasama Dönemi milletvekili genel seçimi ve Cumhurbaşkanlığı seçimi birlikte yapılır.
B) Bu Kanunun yayımı tarihinden itibaren en geç altı ay içinde Türkiye Büyük Millet Meclisi, bu Kanunla yapılan değişikliklerin gerektirdiği Meclis İçtüzüğü değişikliği ile diğer kanuni düzenlemeleri yapar. Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle düzenleneceği belirtilen değişiklikler ise Cumhurbaşkanının göreve başlama tarihinden itibaren en geç altı ay içinde Cumhurbaşkanı tarafından düzenlenir.
C) Anayasanın 159 uncu maddesinde yapılan düzenlemeye göre Hâkimler ve Savcılar Kurulu üyeleri en geç otuz gün içinde seçilirler ve bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten sonraki kırkıncı günü takip eden iş günü görevlerine başlarlar. Başvurular, bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren beş gün içinde Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına yapılır. Başkanlık, başvuruları Anayasa ve Adalet Komisyonları Üyelerinden Kurulu Karma Komisyona gönderir. Komisyon on gün içinde her bir üyelik için üç adayı üye tamsayısının üçte iki çoğunluğuyla belirler. Birinci oylamada üçte iki çoğunlukla seçimin sonuçlandırılamaması halinde, ikinci ve üçüncü oylamalar yapılır; bu oylamalarda üye tamsayısının beşte üç çoğunluğunun oyunu alan aday seçilmiş olur. Beşte üç çoğunluğun sağlanamaması halinde üçüncü oylamada en çok oyu almış olan, seçilecek üyelerin iki katı aday arasından ad çekme usulü ile üye belirleme işlemi tamamlanır. Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulu aynı usul ve nisapları gözeterek onbeş gün içinde seçimi tamamlar. Mevcut Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu üyeleri, yeni üyelerin göreve başlayacağı tarihe kadar görevlerine devam eder ve bu süre içinde yürürlükteki Kanun hükümlerine göre çalışır. Yeni üyeler, ilgili kanunda değişiklik yapılıncaya kadar mevcut Kanunun Anayasaya aykırı olmayan hükümleri uyarınca çalışır. Görevi sona eren ve Hâkimler ve Savcılar Kuruluna yeniden seçilmeyen üyelerden, talepleri halinde adli yargı hâkim ve savcıları arasından seçilenler Yargıtay üyeliğine, idari yargı hâkim ve savcıları arasından seçilenler Danıştay üyeliğine Hâkimler ve Savcılar Kurulunca seçilir; öğretim üyeleri ve avukatlar arasından seçilenler ise Danıştay üyeliğine Cumhurbaşkanınca atanır. Bu şekilde yapılan seçim ve atamalarda boş kadro olup olmadığına bakılmaz, seçilen ve atanan üye sayısı kadar Yargıtay ve Danıştay kadrolarına üye kadrosu ilave edilir.
D) Askerî Yargıtay ve Askerî Yüksek İdare Mahkemesinden Anayasa Mahkemesi üyeliğine seçilmiş bulunan kişilerin herhangi bir sebeple görevleri sona erene kadar üyelikleri devam eder.
E) Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla Askerî Yargıtay, Askerî Yüksek İdare Mahkemesi ve askerî mahkemeler kaldırılmıştır. Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren dört ay içinde; Askerî Yargıtay ve Askerî Yüksek İdare Mahkemesinin askerî hâkim sınıfından Başkan, Başsavcı, İkinci Başkan ve üyeleri ile diğer askerî hâkimler (yedek subaylar hariç) tercihleri ve müktesepleri dikkate alınarak;
a) Hâkimler ve Savcılar Kurulunca adli veya idari yargıda hâkim veya savcı olarak atanabilirler.
b) Aylık, ek gösterge, ödenek, yargı ödeneği, ek ödeme, malî, sosyal hak ve yardımlar ile diğer hakları yönünden emsali adli veya idari yargıya mensup hâkim ve savcılar, bunların dışındaki hak ve yükümlülükler yönünden ise bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihteki mevzuat hükümleri uygulanmaya devam edilmek suretiyle Millî Savunma Bakanlığınca mevcut sınıflarında, Bakanlık veya Genelkurmay Başkanlığının hukuk hizmetleri kadrolarına atanırlar. Bunlardan, emeklilik hakkını elde edenlerden yaş haddinden önce bu görevlerden kendi istekleriyle ayrılacaklara ödenecek tazminata ilişkin usul ve esaslar kanunla düzenlenir. Kaldırılan askerî yargı mercilerinde görülmekte olan dosyalardan; kanun yolu incelemesi aşamasında olanlar ilgisine göre Yargıtay veya Danıştaya, diğer dosyalar ise ilgisine göre görevli ve yetkili adli veya idari yargı mercilerine dört ay içinde gönderilir.
F) Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihte yürürlükte bulunan kanun hükmünde kararnameler, tüzükler, Başbakanlık ve Bakanlar Kurulu tarafından çıkarılan yönetmelikler ile diğer düzenleyici işlemler yürürlükten kaldırılmadıkça geçerliliğini sürdürür. Yürürlükte bulunan kanun hükmünde kararnameler hakkında 152’nci ve 153’üncü maddelerin uygulanmasına devam olunur.
G) Kanunlar ve diğer mevzuat ile Başbakanlık ve Bakanlar Kuruluna verilen yetkiler, ilgili mevzuatta değişiklik yapılıncaya kadar Cumhurbaşkanı tarafından kullanılır.
H) Anayasanın 67’nci maddesinin son fıkrası hükmü, bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten sonra birlikte yapılacak ilk milletvekili genel seçimi ile Cumhurbaşkanlığı seçimi bakımından uygulanmaz.”
MADDE 18: Bu Kanun ile Anayasanın;
a) 8, 15, 17, 19, 73, 82, 87, 88, 89, 91, 93, 96, 98, 99, 100, 104, 105, 106, 107, 108, 109, 110, 111, 112, 113 üncü maddelerinde yapılan değişiklikler ile 114 üncü maddenin ikinci ve üçüncü fıkralarının ilgaları yönünden, 115, 116, 117, 118, 119, 120, 121, 122, 123, 124 ve 125’inci maddelerinde yapılan değişiklikler ile 127’nci maddenin son fıkrasına dair değişiklik; 131, 134, 137’nci maddelerinde yapılan değişiklikler ile 148’inci maddenin birinci fıkrasındaki değişiklik ile altıncı fıkrasındaki “Bakanlar Kurulu üyelerini” ibaresine dair değişiklik, 150, 151, 152, 153, 155 inci maddenin ikinci fıkrası,161, 162, 163, 164, 166 ncı ve 167 nci maddelerinde yapılan değişiklikler ile Geçici 21 inci maddenin (F) ve (G) fıkraları, birlikte yapılan Türkiye Büyük Millet Meclisi ve Cumhurbaşkanlığı seçimleri sonucunda Cumhurbaşkanının göreve başladığı tarihte,
b) 75, 77, 101 ve 102 nci maddelerinde yapılan değişiklikler, birlikte yapılacak ilk Türkiye Büyük Millet Meclisi ve Cumhurbaşkanlığı seçimlerine ilişkin takvimin başladığı tarihte,
c) Değiştirilen diğer hükümleri ile 101 inci maddesinin son fıkrasında yer alan “Cumhurbaşkanı seçilenin, varsa partisi ile ilişiği kesilir” ibaresinin ilgası bakımından yayımı tarihinde, yürürlüğe girer ve halkoyuna sunulması halinde tümüyle oylanır. (Kaynak:cnntürk.com.tr)

20 Ocak 2017 Cuma

Yusuf Halaçoğlu'ndan istifa açıklaması

Anayasa değişikliği oylamasına MHP'nin 'hayır' oyu verecek olan vekillerden Yusuf Halaçoğlu konuyla ilgili açıklamalarda bulundu. Anayasa değişikliği ile istenilen kişilerin bakan olarak atanabileceğini vurgulayan Yusuf Halaçoğlu, cumhurbaşkanı olan kişinin eşini, kardeşini, oğlunu bakan yapabileceğini öne sürdü. Bir ara istifa etmeyi düşündüğünü de söyleyen Halaçoğlu, 'Devlet Bahçeli istifa etmemem gerektiğini söyledi, bu nedenle vazgeçtim' dedi.

Halaçoğlu, Mecliste düzenlediği basın toplantısında, anayasa değişikliği ile Türkiye'de yeni bir yönetim tarzının adapte edilmeye çalışıldığını belirtti.
AK Parti iktidarında PKK ile mücadele, dış politika, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) kamu kurumlarına yerleşmesi gibi konulara bakıldığında önemli hatalar yapıldığını savunan Halaçoğlu, yeni anayasa değişikliği çalışmalarının da daha iyi gözden geçirilmesi gerektiğini ifade etti.
İktidarın 14 yılda her istediği yasayı çıkarabildiğini, şimdi ise tüm yetkilerin tek adamda toplanmaya çalışıldığını anlatan Halaçoğlu, "Bu anayasa değişikliği anayasaya aykırıdır. Anayasa'nın 7. maddesine göre yasama yetkisi Türk milleti adına Türkiye Büyük Millet Meclisi'nindir. Bu yetki paylaşılamaz ve devredilemez. Ama siz bu anayasa ile partili cumhurbaşkanı adı altındaki bir kişiye kararname çıkarma yetkisi veriyorsunuz." diye konuştu.
Anayasa değişikliği ile istenilen kişilerin bakan olarak atanabileceğini vurgulayan Yusuf Halaçoğlu, cumhurbaşkanı olan kişinin eşini, kardeşini, oğlunu bakan yapabileceğini öne sürdü.
MHP'de partiden ihraç edilen Ümit Özdağ ile 6 milletvekilinin anayasa değişikliğine "Hayır" diyeceklerini vurgulayan Halaçoğlu, "Milletvekili arkadaşlarımız İsmail Ok, Nuri Okutan, Kadir Koçdemir, Atila Kaya ve ben doğrudan 'Hayır' diyen milletvekilleriyiz. Onun dışında 34 milletvekili kalıyor. 3 milletvekili arkadaşımız da kullandıkları pulu görevlendirilen kişiye vermeyenler. 31 kişi ise oy kullandıkları pullarını belirlenen görevliye teslim ediyorlar. Dolayısıyla özgür iradelerini kullanamıyorlar." değerlendirmesinde bulundu.
"İstifa etmekten vazgeçtim"
Bu konu hakkındaki endişelerini MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'ye de ilettiğini aktaran Halaçoğlu, şunları söyledi:
"Kendisine tabanımızda çok büyük tepki olduğunu söyledim, kendisi de sorumluluğu üzerine aldığını belirtti. Bu konu bir kişinin sorumluluğuyla izah edilebilecek bir konu değil. Türkiye'nin geleceği ile ilgili bir meseledir. Devlet Bey de benim düşüncelerime saygı gösterdi. İstifa edeceğimi söyledim, etmemem gerektiğini belirtti. Bu nedenle istifa etmekten vazgeçtim."
Devlet Bahçeli'nin ise "Şimdiki Cumhurbaşkanının anayasayı dinlemediği, dolayısıyla buna bir zemin oluşturması ve yaptıklarını en azından yasal hale getirme düşüncesinde olduğu" yönünde bir açıklamada bulunduğunu kaydeden Yusuf Halaçoğlu, "Milletvekili olmuşum, olmamışım, benim partim 'Evet' diyor. 6 arkadaşımız 'Hayır' diyoruz. Bunu söylerken de partimize ters düştüğümüzü biliyoruz. Anayasa bize özgür iradeyle karar vermemizi söylüyor, biz buna uyuyoruz." dedi.
Diğer milletvekillerine de anayasa değişikliğine "Hayır" demeleri çağrısında bulunan Halaçoğlu, değişikliğin referandumdan geçmemesi için de sahada gerekli mücadeleyi yapacaklarını bildirdi. cnntürk

Ülkü Ocakları eski genel başkanlarından 'anayasa' çağrısı

MHP İstanbul Milletvekili Atila Kaya ve Ülkü Ocakları eski genel başkanları, Meclis'te görüşülen anayasa değişiklik teklifiyle ilgili milletvekillerine çağrı yaptı. Yapılan çağrıda "Vicdanlarının ve hür iradelerinin sesine kulak vermelerini ve doğacak vebale ortak olmamalarını tavsiye ediyoruz" denildi.

MHP İstanbul Milletvekili Atila Kaya ve Ülkü Ocakları eski genel başkanları, Meclis'te görüşülen anayasa değişiklik teklifiyle ilgili milletvekillerine çağrı yaparak, "Vicdanlarının ve hür iradelerinin sesine kulak vermelerini ve doğacak vebale ortak olmamalarını tavsiye ediyoruz. Mevcut anayasa değişikliğine tarihi, siyasi ve ahlaki gerekçelerle 'Hayır' diyerek, irade birliğimizi ve kararlılığımızı göstermek gayesiyle bu çağrıyı yapıyoruz" dedi.
TBMM Genel Kurulu'nda ikinci tur oylaması yapılan anayasa değişikliği teklifine ilişkin MHP'li Atila Kaya ve Ülkü Ocakları eski genel başkanları İrfan Özcan, Müsavat Dervişoğlu, Alişan Satılmış, Suat Başaran, Azmi Karamahmutoğlu, Ulvi Batu, Mustafa Hakan Ünser, Servet Avcı ile Harun Öztürk ortak açıklama yaptı. Anayasa değişiklik teklifine yönelik eleştirilerde bulunulan yazılı açıklamada, şöyle denildi: "Ülkemiz dünyada örneği bulunmayan bir rejim değişikliğiyle karşı karşıyadır. 'Cumhurbaşkanlığı Sistemi' denilerek yumuşatılmaya çalışılan bu rejim değişikliğinin amacı doğrudan 'Tek Adam' yönetimidir. İktidar, başlangıçta parlamenter sistemdeki kuvvetler ayırımının yeterli olmadığı gerekçesiyle, sert kuvvetler ayrılığı prensibine dayanan 'Başkanlık Sistemi'ni savunuyordu. Geldiğimiz noktada, iktidar kendi gerekçesini de yok sayarak, egemenliğin 'Tek Adama' devredildiği bir rejimi dayatmaktadır. Mevcut iktidar, başlangıçta Başkanlık, Yarı-Başkanlık veya Partili Cumhurbaşkanlığı sistemlerinden herhangi birine razı iken; yapılan düzenleme ile her üçündeki yönetim yetkilerinin tamamını talep etmekte ve her üçündeki denetim unsurlarını reddetmektedir"
"Doğacak vebale ortak olmamalarını tavsiye ediyoruz"
MHP İstanbul Milletvekili Kaya ve Ülkü Ocakları eski genel başkanları tarafından anayasa değişikliği teklifiyle ilgili milletvekillerine şu çağrı yapıldı: "Milliyetçiliği ayaklar altına almakla övünenlerin, kendi ideolojileri ve çıkarları doğrultusunda yeni bir rejim inşa etmelerine 'Evet' demeyeceğiz. Bizim milliyetçilik anlayışımız 'Millet egemenliği'nin tek adam iktidarına indirgenmesine izin vermez. Bizim ülkücülük anlayışımız, bedeli insan hak ve hürriyetleri olan bir toplumsal düzenin kurulmasını gerektirir. Bu vesileyle başta Milliyetçi Hareket Partisi milletvekilleri olmak üzere, Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde milletimizin temsilcisi olan vicdan sahibi milletvekillerine çağrı yapıyoruz: Yeni bir tarih yazılırken, adaletin, hürriyetin, demokrasinin darbe alacağı bu süreçte vicdanlarının ve hür iradelerinin sesine kulak vermelerini ve doğacak vebale ortak olmamalarını tavsiye ediyoruz. Türk milliyetçileri, milletimizin en karanlık günlerinde, büyük bedeller ödeyerek ülkesine ve devletine sahip çıkmışlardır. Bugün de aynı irade ve kararlılıkla bir ve beraber olmak, vatanımıza ve nesillerimize karşı reddedemeyeceğimiz borcumuzdur. Bu amaçla, mevcut anayasa değişikliğine tarihi, siyasi ve ahlaki gerekçelerle 'Hayır' diyerek, irade birliğimizi ve kararlılığımızı göstermek gayesiyle bu çağrıyı yapıyoruz" DHA

18 Ocak 2017 Çarşamba

AK Parti'li vekilden 'Recep İvedik' tepkisi

AK Partili Ünüvar "Recep İvedik 5" filmindeki Türk ve Azerbaycanlı boksörlerin müsabakasındaki diyalog ve sahnelerden rahatsız oldu. Ünüvar, o sahnelerin filmden çıkarılması için Şahan Gökbakar'a mektup yazacak.

Türkiye-Azerbaycan Parlamentolararası Dostluk Grubu Başkanı, AK Parti Adana Milletvekili Necdet Ünüvar, "Recep İvedik 5" filminde, Türk ve Azerbaycanlı boksörlerin müsabakasındaki abartılı diyalog ve sahnelerin çıkartılması için Şahan Gökbakar ve filmin yapımcısına mektup yazacak.
Ünüvar, AA muhabirine yaptığı açıklamada, fragmanı yayınlanan "Recep İvedik 5" filmine tepki gösterdi. Filmde, Recep İvedik'in Türk sporcu olarak uluslararası arenadaki müsabakalarını gösteren sahnelerin yer aldığını ifade eden Ünüvar, "Filmde bir boks sahnesi var. Bu sahnede, Türk vatandaşı ile Azerbaycan vatandaşı iki boksörün müsabakası var. Orada diyaloglar ve mücadele var. Ben oradaki abartılı diyaloglar ve sahnelerden rahatsız oldum." diye konuştu.
Ünüvar, fragmanı izleyen Azerbaycan'daki çok sayıdaki dostunun, kendisine ulaşarak rahatsızlıklarını ilettiğini söyledi. Türkiye ile Azerbaycan arasında; aynı dil, din, kültür, tarihi doku ve gönül coğrafyasından gelmenin verdiği bir dostluk ve kardeşlik olduğunu vurgulayan Ünüvar, "Bir film sahnesi ile bu dostluk bozulur mu? Bozulmaz ama niçin böyle bir film sahnesinde birbirimizi rahatsız edecek, kıracak bir diyalog, sahne olsun. Açıkcası oradaki diyaloglardan rahatsız oldum. Siz güldürmeyi amaçlıyor olabilirsiniz, belki buna gülen bir iki kişi de olabilir ama buna üzülen insan sayısı çok daha fazla olacaktır." değerlendirmesini yaptı.
Necdet Ünüvar, Türkiye ve Azerbaycan'ın etle tırnak gibi olduğunu, hangisi üzülse diğerinin üzüldüğünü, hangisi sevinse diğerinin sevindiğini belirtti.
"Türkiye-Azerbaycan kardeşliğini zedelemeye yönelik..."
İki ülke sporcularının uluslararası arenalarda karşılaştıkları maçlarda, sporun getirdiği rekabetin koşulları içerisinde centilmence mücadele ettiklerinin altını çizen Ünüvar, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Hangisi yenerse yener ama müsabaka bittikten sonra, maçı kaybeden kazananı centilmence tebrik eder. Türkiye ve Azerbaycan'ın diğer ülke sporcuları ile mücadelesinde, Türkiye Azerbaycan'ı, Azerbaycan da Türkiye'yi tutar. Azerbaycanlı sporcu başka ülkenin sporcusu ile yaptığı maç sonunda şampiyon olunca Türk seyirciler Azerbaycan bayrağını dalgalandırmaktan, Türk sporcu başka ülke sporcusu ile yaptığı maç sonunda şampiyon olunca da Azerbaycanlı seyirciler Türk Bayrağı'nı dalgalandırmaktan ve sporcuyu tebrik etmekten büyük mutluluk duyarlar. Bizim alışkın olduğumuz sahne budur. Filmdeki o sahne, hem Türkiye-Azerbaycan kardeşliğini yansıtmayan hem de sporun içindeki o centilmenlik duygularına biraz ters bir durum. Oradaki sahneler ve ifadeler, çok abartılı ve realiteden de uzak bir tablo. Bu film bahane edilerek, şu anda çok üst düzeyde olan Türkiye-Azerbaycan dostluğunu ve kardeşliğini zedelemeye yönelik birilerinin ağzına malzeme vermemek lazım."
Necdet Ünüvar, filmin oyuncusu Şahan Gökbakar ve yapımcısına, filmle ilgili rahatsızlığını dile getiren mektup yazacağını söyledi. Gökbakar'ın instagram hasabında, fragmanın altına yazdığı yazıda, "Türkiye ve Azerbaycan dostluğunun ve kardeşliğinin çok önemli olduğunu" vurguladığını kaydeden Ünüvar, mektubunda, Türkiye ve Azerbaycan arasındaki ilişkileri doğru yansıtmayan o sahnenin, filmden çıkartılmasını rica edeceğini bildirdi.
Ünüvar, filmde o sahnenin olmamasının, Türkiye-Azerbaycan arasındaki kadim dostluk açısından daha önemli olacağını düşündüğünü kaydetti.

18 Ekim 2016 Salı

Hemşireden skandal paylaşım

Bir hemşirenin sosyal medya paylaşımlarında hastaların fotoğrafını paylaştığını ve bunun Hasta Hakları Yönetmeliği ve tüm insanı kural ve aidiyetlere aykırı olduğunu belirten CHP İstanbul Milletvekili Barış Yarkadaş, Sağlık Bakanı'na çağrıda bulunarak bu kişi hakkında idari işlem yapılmasını istedi.


Haseki Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde çalışıyor

Yarkadaş, hemşirenin paylaşımlarından Haseki Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde görevli E.G. olduğunun anlaşıldığını söyledi:

'Sağlık Bakanı'na çağrıda bulunuyorum'

Hemşireden skandal paylaşım Sosyal medyada yer alan söz konusu fotoğrafları da açıklamasına ekleyen Barış Yarkadaş, şu ifadeleri kullandı:


"Skandal olayla ilgili birçok şikayet geldi. Tıp etiği ve hasta haklarından haberi olmayan bir hemşire ölüm döşeğindeki hastalarla edep ve etik dışı paylaşımlarda bulunmuş. Hastaların fotoğrafını teşhir edip onlarla alay etmiş. Hasta Hakları Yönetmeliği ve tüm insanı kural ve aidiyetlere aykırı bu duruma sağlık bakanlığının acilen el atmasını bekliyorum. Bu kişinin gelen tepkilerden dolayı sosyal medya hesabını kapattığını da öğrendik. Buradan Sağlık Bakanı Sayın Recep Akdağ'a çağrıda bulunuyor ve bu kendini bilmez hakkında gerekli idari işlemin yapılmasını milletimiz adına talep ediyorum."

Hastaneye şikayet yağıyor

Fotoğraf sosyal medyaya düştüğünden beri sosyal medya kullanıcıları da hastaneyi arayıp hemşire hakkında şikayette bulunuyor. Hemşire E.G ise sosyal medya hesaplarını kapattı.


Hakan Şükür "turuncu" listeye alınmış

Eski milletvekili Hakan Şükür'ün, Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) üyelerinin kullandığı ve MİT tarafından deşifre edilen ByLock kullanıcıları arasında bulunduğu ve hazırlanan listede "turuncu" kategoride yer aldığı tespit edildi.


15 Temmuz darbe girişiminin ardından FETÖ mensuplarının tespitinde önemli bir kriter olarak görülen ByLock uygulamasına ilişkin çalışmalar devam ederken, MİT tarafından hazırlanan listede yer alan isimler de gün ışığına çıkıyor.

Eski milletvekili ve futbolcu Hakan Şükür'ün de ByLock uygulamasını aktif olarak kullananlar arasında bulunduğu öğrenildi. Uygulamanın MİT tarafından deşifre edilmesinin ardından hazırlanan ve aktif kullanım durumuna göre, "kırmızı", "turuncu" ve "mavi" şeklinde renk gruplarına ayrılarak hazırlanan listede Şükür'ün adı, "programı indiren ve normal yoğunlukta kullananların" bulunduğu "turuncu" kategoride yer alıyor. Söz konusu listede "kırmızı" kategoride programı indiren ve çok yoğun kullanan, "mavi" kategoride ise programı indirip az kullanan örgüt üyeleri bulunuyor.

17-25 Aralık süreci öncesinde AK Parti'den istifa eden ve bağımsız milletvekili olarak TBMM'de yer alan Şükür'ün, 19 Kasım 2015'te Atatürk Havalimanından yurt dışına çıktığı belirlenmişti.

ABD'nin Kaliforniya eyaletine gittiği tespit edilen Şükür, "kaçtığı" yönündeki iddialar üzerine sosyal medya üzerinden yaptığı açıklamalarda, "spor akademisi kurmak için ABD'ye geldiğini" ifade etmişti. Habertürk